Suriye İç Savaşının etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Suriye İç Savaşının etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Nisan 2020 Çarşamba

Suriye İç Savaşının Türkiye’ye Etkileri Nelerdir?

Suriye İç Savaşının Türkiye’ye Etkileri Nelerdir? 


Özel Rapor 
Erol Başaran BURAL 
Mart 2019 
www.21yyte.org 



Sekiz yıl önce başlayan Suriye iç savaşı gerek içinde bulunduğumuz coğrafya da gerekse uluslararası alanda en çok ülkemizi etkilemiştir. Suriye iç savaşının Türkiye’ye yönelik en büyük olumsuz etkisi, ülkemizin en uzun hudut hattına sahip güney komşusu ülkenin topraklarında, PKK terör örgütü tarafından bir bölgenin kontrolünün ele geçirilmesi, dahası terör örgütünün Suriye’de ortaya çıkan radikal terör örgütleriyle mücadele çerçevesinde, ABD başta olmak üzere batılı ülkelerce meşru hale getirilmesi ve bununla paralel olarak 
PKK terör örgütüne bir terör devletçiği kurması için büyük fırsatlar yaratılmıştır. PKK terör örgütünün Suriye kuzeyinde başat aktör haline getirilmesinin ardından burada yaratılmak istenen oluşum Türkiye için bir numaralı güvenlik tehdidi haline gelmiştir. 

ABD’nin desteği ile Suriye kuzeyinde temel taşları döşenen terör devletçiği, Irak’ın kuzeyindeki mevcut yapı ile birlikte değerlendirildiğinde tehdidin ve tehlikenin boyutları daha iyi anlaşılabilmektedir. 

40 yılı aşkın bir süredir Irak’ın kuzeyindeki otorite boşluğunu fırsata çevirerek bölgeye yerleşen ve Türkiye’ye yönelik terör ve tedhiş hareketlerini bu alandan yöneten PKK terör örgütü, Suriye’deki iç savaştan faydalanarak Suriye’nin kuzeyine de yerleşerek, Türkiye’nin mücadele etmesi gereken terör cephesini genişletmiştir. ABD eliyle IŞİD terör örgütüyle mücadele bahanesiyle güçlendirilen PKK/PYD terör örgütü varlığı Suriye’nin toprak bütünlüğü için de en önemli güvenlik tehditlerinden birisi haline gelmiştir. PKK terör örgütünün çatı yapılanması KCK’nın hedeflediği şekilde dört ülkeden toprak 
kopararak yaratılmak istenen sözde devletin ilk adımlarını özerklik ilanı ile atan PKK/ PYD, sadece Suriye’nin kuzeyinde değil ülkenin enerji kaynaklarının büyük bölümünün yer aldığı doğusuna doğru da yayılarak dünyanın en zengin terör örgütlerinden birisi haline gelmiştir. 

Suriye iç savaşının sekiz yılı içerisinde Türkiye bir diğer güvenlik tehdidi olarak radikal terör örgütleriyle tanışmıştır. Özellikle 2014 yılından itibaren Irak ve Suriye’de hızla yayılan IŞİD terör örgütü, El Kaide türevli diğer terör örgütleriyle birlikte Türkiye’yi doğrudan tehdit olarak görmüş, ülke içerisinde de çok sayıda terör eylemi gerçekleştirerek maalesef ki ülkemize yönelik terör tehdidinin boyutunu değiştirmiştir. 

20 Mart 2014’te, Hatay’dan kiraladıkları taksiyle İstanbul’a giderken Niğde Ulukışla’da yol kontrolü sırasında durdurulan 3 IŞİD’li terörist, 1 astsubay ve 1 polisimizi şehit ederken, 5 Askerimizi de yaralaması ile ülkemizde terör eylemlerini başlatan IŞİD; 58

• Haziran 2014’de Musul Konsolosluğumuzu işgal ederek 49 vatandaşımızı rehin 
almış, 2015 yılının Ocak ayında Sultanahmet Meydanında bombalı eylem düzenlemiş, 
• Temmuz 2015’de Suruç’ta çoğunluğu üniversite öğrencilerinden oluşan kalabalığa saldırı düzenleyerek 34 kişinin ölümüne 100’den fazla insanımızın yaralanmasına neden olmuş, 
• 10 Ekim 2015’de Ankara tren garına canlı bomba saldırısı düzenleyerek 107 insanımızı katletmiş, 500’den fazla kişiyi yaralamış, 
• 2016 yılında ikinci kez Sultanahmet Meydanında eylem yapmış ve aralarında 
yabancıların da bulunduğu 12 kişiyi öldürmüş, 
• Aynı yıl Mart ayında İstiklal caddesinde canlı bomba 4 insanımızı katletmiş ve 36 kişiyi yaralamış, 
• 2016 Nisan ayı içerisinde Kilis başta olmak üzere birçok ilimize roket ve havan 
saldırıları düzenlemiş, 
• 2017 yılının yılbaşı gecesi bir gece kulübüne saldırı düzenleyerek 39 insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. 



Toplamda 300’den fazla vatandaşımızı çeşitli eylemlerle katleden IŞİD terör örgütü Türkiye’nin terörle mücadelesinde ayrı bir yer tutmaya başlamış, belki de PKK terör örgütünden sonra ülkemize yönelik ikinci büyük güvenlik tehdidi olarak yerini almıştır. 

Suriye iç savaşı ile birlikte Türkiye’yi etkileyen en önemli konulardan birisi de IŞİD terör örgütüne katılmak maksadıyla ülkelerinden ayrılarak Suriye’ye gitmeye çalışan yabancı teröristlerin geçişleri olmuştur. Özellikle 2014-15 yılları arasında hem sınır güvenliğinin sağlanması hem de yabancı teröristlerin Türkiye’yi geçiş noktası olarak kullanması hususlarından Türkiye oldukça fazla etkilenmiştir. 

Bu yıllarda Türkiye; 

• IŞİD’in elindeki sınır kapılarının karşısında bulunan hudut kapılarını kapatmış, 
• Yabancı teröristlerin ülkeye girişini engelleyen listelerin oluşturulmasına öncülük etmiş, 
• Havalimanları, deniz limanları ve hudut kapılarında Risk Analiz Merkezleri kurmuş, 
• Hudutlarda güvenliği artırmak üzere Hudut Özel Harekât birlikleri kurmuş, 
• Sınır fiziki güvenlik sistemlerini artırmış, eksikleri tamamlamıştır. 

Sekiz yıllık Suriye iç savaşının Türkiye’yi etkileyen en önemli gelişmelerinden birisi de Suriye’den Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacılar sorunudur. Resmi kayıtlara göre 3,5 milyondan fazla insanı ülkesinde barındırmak zorunda kalan Türkiye, ülkemize gelen Suriyelilerin tamamına geçici koruma statüsü vermiş, bu insanlar için yaklaşık 40 milyar dolar harcama yapmış, Avrupa ülkelerine geçemeyen sığınmacılar için hedef ülke haline gelmiştir. Ülkemizin hemen hemen her iline dağılan, özellikle Suriye sınır hattı boyunca konuşlu illerimizde demografik yapının değişmesine varabilecek nitelikte bir yoğunluğa ulaşan Suriyeli sığınmacılar, yaşadıkları şehirlerde toplum hayatına entegre 
olamamış, siyasi ve sosyal düzene uyum sağlayamamış, ekonomik sisteme yönelik büyük olumsuzluklar yaratmışlardır. 



Bir kısmı oldukça zor hayat şartları altında yaşamlarını devam ettiren Suriye sığınmacılar, barınma ve gıda gibi ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekerken, özellikle sınır illerinde yaşayan vatandaşlarımızın da olumsuz tepkilerine maruz kalmışlardır. Suriyelilerin şehirlerde sayısının artmasıyla yerel halkta özellikle asayiş konusunda önemli endişeler oluşmaya başlamıştır. Suriyelilerle ilgili bir başka şikâyeti de çeşitli işletmelerde düşük maliyeti sebebiyle Türkçe dahi bilmeyen Suriyelilerin çalıştırılması olmuştur. 

Bölge halkının önemli bir kısmı, iş imkânlarının ellerinden alındığına inanmaktadır. 

Ekonomik durumu nispeten daha iyi olan Suriyeliler, barınma için çoğunlukla konut kiralama yolunu seçtikleri için emlak piyasası ev sahipleri açısından olumlu bir gelişme sağlamış, ancak daha düşük ekonomik seviyedeki, kiracı konumunda olan yerel halk bu gelişmeden oldukça olumsuz etkilenmiştir. Masum sivilleri korumak maksadıyla tamamı ile insani ve ahlaki sebeplerle başlatılan sığınmacı alımları, Suriye iç savaşının şiddetlenmesine paralel olarak zaman içerisinde Türkiye için kontrol edilemez bir hal almaya başlamıştır. 

Gelecekte ise Suriyeli sığınmacılarından kaynaklanan güvenlik problemleri ile karşı karşıya kalınabileceği, sığınmacıların kendi ülkelerine yani Suriye’ye geri dönmeleri için sürdürülebilir ve akılcı politikalar çizilmesi gerekliliği ön plana çıkmaktadır. 


DİPNOT;


58 http://www.hurriyet.com.tr/gundem/cephaneyle-geldiler-2605176 


Özel Rapor 
Mart 2019 
www.21yyte.org 


***