Uluslararası Denge etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Uluslararası Denge etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2016 Cumartesi

Demokrasi, Özgürlükler ve Uluslararası Denge



 Demokrasi, Özgürlükler ve Uluslararası Denge 



BIÇAK SIRTI 

EROL MANİSALI 


Acaba dünyamız nasıl olurdu? Eğer bütün dünyada B. Avrupa'da, K. Amerika'da, Avustralya'da olduğu gibi demokratik bır yapı bulunsaydı, yaşlı dünyamız bugün içinde yaşamakta olduğu büyük sorunlaria karşı karşıya kalır mıydı? 
Aynen B. Avrupa'da, Amerika'da ve Kanada'da olduğu gibi çoğulcu, insan haklanna saygılı bir hukuk düzeni, dünyanın geri kalan kısmında da yaşamış olsaydı, genel manzara ne olurdu? Şöyte bir düşünmeye, gözümüzün önüne getirmeye çalışalım. 

- Mikro düzeyde, bireyden başlayan "talepler" gide- rek önce içeride "toplumsal talepler'e ve sonra giderek dünyamızdaki dengesizliklere karşı taleplere dönüşmez miydi? 
- Yılda kişi başına 500 dolaria geçinen insanlar, 30 bin - 40 bin dolarla yaşayanlara karşı toplumsal ve ulusal çıkartannı savunmak istemezler miydi? 
- Bireyler arasında eşitliği savunanlar, devletler ara- sında eşitlığe dört elle sanlmazlar mıydı? 
- Dünya " Tek Pazardır " diyenlere karşı " Bu dünya Hepimizindir " diye başkaldırıp yollara dökülmezler miydi? 
- Içlerindeki, kendi uluslarına karşı " Tek Pazarcılarta " işbirliği yapanları defetmezler miydi ? 
- Kuralları ben koyarım, dünyayı ben yönetirim diyen küçük " Azınlığa " karşı, sen de kim oluyorsun diye baş kaldırmazlar mıydı? Ben " Yeni binyılda " dünyadaki  dengesizliklerin, eşitsizlilderin azaldığı bir dünya özlüyorum. 500 dolarla yaşayanın 40 bin dolarla yaşayanla, bu köhne dünyamızda, " Yan Yana ve iç içe yaşamaması  gerektiğıne" inanıyorum. Insanların " Adı köle olmasa bile ", Aynen bir köle gibi yaşamadığı yeni bir binyıl görmek ıstiyorum. Dünya tek pazar oldu, dünya artık çok küçük küresel bakmak zorundayız diyenler, bunun gereklerini 6 milyar insanı da düşünerek yapmak zorundalar. Refahın adil dağılımından insanların sınır tanımadan ıstedıkleri  yerlere gidebılmeleri ne kadar. Ama şimdi tersini yapıyorlar. 

  En küreselci benim, ama... 

  En küreselci benim; Dünyada kaynakların, bilginin, pazarın, refahın ve özgüriüklerin paylaşımına kadar insan onuruna yakışan bir düzeni özlüyorum. Insanların dünyayı  vize almadan dolaşabildiği bir düzen istiyorum. Silahlar kalkmayacaksa ve güçlünün silahı varsa benim de silahımın olmasını istiyorum. Kendimi korumak için nükleer mi? 
  Ya sen de kaldır, ya da senden sopa yememek için ben de bulundurmak istiyorum. Ben de senin kadar "Caydırıcı" olmak zorundayım. 

  Gerçek küresellik... 

  Evet tüm dünya B. Avrupa, K. Amerika gibi olsa insanların, özgürlüklerini ve haklarını yalnız kendi " Mahalleleri " içinde istemezler. " Küresel olarak " da isterler. 
  Bireyler arasında olduğu kadar ülkeler arasında da denge, hak ve bağımsızlık isterler. Birilerinin yöneten, digerlerinin de yönetilen durumda olmalarını kabullenmezler. 
  Güçlünün hâkim olduğu dünyaya karşı çıkarlar. İnsanlar gerçek küresellığin, ancak böyle sağlanacağını söylemezler miydi? 

  Ağırlıklı olarak güçlü dünyanın görüşünü yansıtan The Economist dergısi, son sayısında, " Sınır tanımayan kapitalizm gûçlenirken demokrasi kaybediyor " itirafını  sergiliyor. " Ben yaptım oldu, gücûn olsaydı da sen de yapsaydın " dercesine ortaya çıkan bulanık bir resim. 
  500 Dolarlı ile 30 bin dolarlının Fotomontajla yan yana getirildiği bir resim bu. 30 bin dolarlının dünyası bu. O zaman eğri oturalım, doğru konuşalım. 
  Yeni binyıla girerken dünyanın Altıda biri Mutlu, Altıda beşi ise Mutsuz ve çoğunluğu da büyük acı içinde . Hastalık, Ölüm, Cehalet içinde Aç yaşayan milyarlar var. Şimdi biz bu fotoğrafa bakıp ne diyeceğiz? 
  - Ne yapalım, şans, beceri, yetenek; Bazıları Gelişir, Bazıları da Sürünür, böyle gelmiş böyle gider mi diyecegiz  Yoksa bu dünya hepimizin, biriikte çözüm arayalım, özveride bulunalım, trilyonlarca dolar sılah üretimı yerine ülkeler arasında denge sağlayalım mı diyeceğiz. 
    Yeni bınyılın başında insanlar bu yanıtlardan hangisinin seçileceğıni düşünmek zorundalar. 
    Dünya yeni binyılda, geçen 500 yılda olduğu gibi güçlünün güçsüzü ezdiği yeni bir binyıl mı yaşayacak? 
    Yoksa İnsanlar, İnsan olduklarını hatırlayıp dünyamızdaki dengesizlikleri, bozuklukları birlikte çözmenin yollarını mı araştıracaklar? 
    Yeni binyılın başında, düşünen kafaların yanıtlarını Aramaları gereken en önemli sorgulamanın bu olduğuna inanıyorum. 

EROL MANİSALI..,

http://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/yazar/131/2000/2/23.xhtml



..