VATAN GAZETESİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
VATAN GAZETESİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2015 Çarşamba

Yalaka'nın 2008 deki yazısı.,







Yalaka'nın 2008 deki yazısı.,












23 Mar 2013

Bugün Başbakan Erdoğan’a “Atam” diyen, AKP’ye yaptığı yandaşlıkta ulaştığı mertebeye kimsenin erişemediği 24 TV Genel Yayın Yönetmeni ve Star gazetesi yazarı Yiğit Bulut, eskiden Vatan gazetesi yazarıydı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya AKP’ye kapatma davası açmıştı. İddianamede Başbakan Erdoğan’ın da aralarında olduğu birçok AKP’linin siyasetten uzaklaştırılması isteniyordu.

Tarih: 16 Mart 2008
Yiğit Bulut Vatan gazetesindeki köşesinde AKP kapatma davasıyla ilgili“Devlet hükümete ‘yeter’ dedi!” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Vatan yazarı Bulut söz konusu yazısında AKP’nin kapatılması gerektiğini öyle satırlarla savunmuş ki; bugünden baktığımızda Bulut’un nasıl döndüğünü çok daha net görüyoruz. Ve elbette bu karşılaştırma içinizde acıma duygusu yaratıyor.
Sözü fazla uzatmayalım ve Yiğit Bulut’un AKP’ye açılan kapatma davasıyla ilgili o yazısını yayınlayalım:
“Son dönemde hükümet eden siyasi partinin “artan kendine güveni” ve “biz her şeyi yaparız, nasıl olsa ses çıkaran yok” tavrı, dün akşam itibarıyla devletin çarklarından sadece birinin attığı bir adımla son bulmuş oldu; Devlet, hükümete “yeter, yol bitti” dedi...
Diyeceksiniz ki; davanın sonucu belli değil, nasıl son buldu!
Sevgili dostlar, şu aşamada atılan adım en az sonuç kadar “dikkate değer”... Önemli olan “biz her şeyiz” mantığı içindekilere “yeter, burada sizlerden başka birileri daha var, buranın kuralları, gelenekleri, sahipleri var” mesajını vermek ve “yeter” demek!
AKP PİLOT OLDUĞUNU UNUTTU
Bu noktada başka bir soru soralım; Devlet, hükümete karşı olabilir mi ?
Olabilir... Devleti bir uçak gibi düşünün, devlet “yapının özünü” yani uçağın gövdesini, gövdenin doğayla temasını- işleyiş prensiplerini kısacası “esas olanı” teşkil eder, hükümetler ise bu yapıyı önceden konmuş kurallarla belli bir süre “idare etmek” için seçilirler... Uçak örneğinden devam edersek “hükümetler” pilot olarak “ana gövde” içinde belli bir süre yer alırlar. AKP’nin en büyük hatası da burada oldu. Pilot olduğunu unutup, uçağın “yapısıyla, koltuklarıyla, motorlarıyla” oynamaya hatta uçağın içinde yol aldığı doğa ile uçuş prensiplerini değiştirip “yeni bir model” yaratmaya kalktı... Ne oldu? Uçağın sahibi geldi ve “hop gardaş” deyiverdi! AKP yine çok şanslı; uçağın “en kibar sahibi, karşısındakine şans tanıyan” sahibi geldi, Allah korusun ya diğer sahipleri gelip “uçağa toptan el koysalardı!”
AKP’YE OY VERMEYEN YÜZDE 53
Sevgili dostlar, burada aklınıza başka bir soru gelebilir; milletin verdiği yüzde 47 önemli değil mi? Bu oylar “AKP’yi sahip” yapmaz mı?
Yapmaz... Yapılan oylamayla ortaya çıkan iktidarlar “pilot” seçimi gibidir. Uçağın “yapısı, rotası, gideceği yer, geldiği yer, doğa ile uyum içinde nasıl uçtuğu” gibi ana dinamikler bellidir, her şey hazır olan uçağa sadece pilot seçilir ve “pilot” kendi takdirine göre “bir uçuş” stili benimser. Verilen yüzde 47 oy (bir detay daha düşelim; yüzde 53 AKP’ye oy vermemiş yani uçağın çoğunluğu “pilotaj yapılmasına” bile karşı) pilotların kim olacağına işaret eder ve ne kadar yüksek oran ile seçilmiş olursa olsun, pilot kardeşlere “uçağın orası burası ile oynama” hakkı vermez.
AKP’YE DUR İŞARETİ
Sonuç: Devlet ile hükümet arasındaki ayrımı “idrak” edemeyen ve her fırsatta “Devleti kendine benzetme, ideolojik hale getirme” hamleleri yapan iktidar partisine yani uçakla oynayan pilotlara, devletin en kibar “dur” işareti geldi. Devamı nasıl oluşursa, oluşsun önemli olan birileri “dur” dedi ve hepimizin, ülkemizin, rejimin bir büyük şansı olarak “en sakin söyleyebilecek” kesimden bu ses yükseldi... Hükümet eden siyasi parti artık şunu anlamalı; “bundan sonrası yok”! Uçağı “riske” atmadan “pilotaja” devam etsin ve lütfen artık “sakin” dursun!
BU DAVA MECLİS’İN SİGORTASI, PARTİ KAPATILABİLİR
Son söz: Yukarıda “dava açılma” sürecini analiz ettik. Dava açılabilir, parti de kapatılabilir. Asıl iş ondan sonrasında. Türkiye 2003-2007 arasında “çok ağır darbe yedi”. Bütün telekomünikasyon şirketleri, bankaları, ağır endüstriyel tesisleri, limanları, tersaneleri satıldı. Şimdi asıl iş “yeni bir milli irade tesis” ederek, bu süreci tersine çevirmek ve Türkiye’nin “tasfiyesine her alanda dur” diyerek, buraları mutlaka geri almak!
Not: Hükümete yakın bir guruba satılan bir gazete manşet atmış; “Meclisi de kapatsaydınız!” Onlara sadece şunu söyleyeceğim; eğer biraz uğraşıp bizler gibi gidişatı sorgulamayı deneseydiniz, açılan bu davanın Meclis’in “açık kalmasının sigortası” olduğunu anlardınız! Anlayana bu cümle de çok şey var!” (Yiğit Bulut / 16 Mart 2008 / Vatan)

.