3 Kasım 2014 Pazartesi

İÇİ DIŞINA.., DIŞI İÇİNE ÇIKMIŞLARIN POLİTİKALARI..,

İÇİ DIŞINA..,  DIŞI  İÇİNE ÇIKMIŞLARIN POLİTİKALARI..,

ortadogu_harita_slayt
Amerika ve Avrupalılar artık savaşmıyor, kimseyi de düşman görmüyor! Peki, o zaman ne yapıyorlar?
Artık, düşman yok. Asiler, teröristler, başkaldıran devletler var..
Artık, savaş yok. Cezalandırma var..
Artık, başka ülkeleri işgal yok. Özgürlük getirme var..
Geçen hafta Meclis komisyonlarından biri: “ PKK düşman değil, suçludur.” kararı aldı. Amerika ve Avrupa devletlerinin meclisi sanmayın sakın; Bizim Meclis!.
“Savaş bitsin, barış gelsin.” diye bir yerlerini yırtanlar! Demek; savaşı suçlular yapmış ve barışı da, onlar sayesinde sağlayacaklar!.
Otuz yıldır milleti terör, terör diye uyutup ahmak yerine koyanlar; son birkaç ayda şambabası gibi ortaya dökülüp: “Savaş sona ersin.” diye cazgırlık yapmaya başladılar.. Bunun açık ifadesi şudur: “ Otuz yıldır savaştık ama kaybettik. Artık barış için, kiminle savaşıyorsak onunla oturup anlaşacağız.. kazanamadığımıza göre de bizimle savaşanlara istediklerini vereceğiz.”
PKK’lılar ve onların meclisteki temsilcileri şimdilik; (şimdilik lafı önemli) net ve kesin söylüyorlar: “Özerk Kürdistan” angutluğun alemi yok! Bu; Türkiye gemisinin torpillenmesidir, bir süre sonra da kayalıklara bindirecektir..
“Hacivatın tarekesi” gibi, ellerinde iki savaş tezkeresi var! Ne işe yarıyor? Irak sınırı zaten folluk gibi.. Suriye sınırı da artık, Irak sınırından farksız..Cilvegöz gümrük sahasında olanları kim? Niçin yadırgıyor ki? Suriye hükümeti aylar önce sınır hattından çekildiği için; başıbozuklar köpeksiz köyde çomaksız oynuyor..
Ondört ölü, otuz üç yaralı.Yaralıların da onüçü ağır, bunun manası açık..Suriye topraklarından havan ve topçu mermileri, uçaksavar kurşunları bizim yerleşim alanlarına yağdı, çocuklar bile öldü. Okullar kapatıldı da ne oldu? Bir de uçak düşürülmüştü değilmi? Sonuç: “Cambaza bak!” öyle olmadı mı?. Cilvegöz’ü için söylenene bakar mısınız: “Belirsizlik var. Durum aydınlansın, karşılığı verilecektir.” Ya sabır!..
Kürdistan İşçi Partisi (PKK) siyasi amaçları karşılanmadan asla ve asla, ne silah bırakır ne de eylemlerinden vazgeçer..Bunun tersini düşünenler, omuzlarının üzerine baş değil susak taşıyanlardır. Gazete köşeleri ve tv programlarında bu işleri, yazan ve konuşanlar ise en hafif tabiri ile birer hothot’dan farksızdır..Türkiye teknesini kayalıkların üzerine sürmekteki ısrarlarının ne olduğu ise, kimlere ve neyin karşılığında hizmet ettikleriyle ilgilidir.. Yazgıları da denilebilir!..
İmralı’ya kim gidecekmiş? Kim giderse gitsin..Ne fark eder ki? Bu mu mesele? Bütün bunlar tavuk ayağı gibi eşinmekten öte bir şey değil..karşı taraf tavuğun şimdilik yumurtalarını istiyor. Zamanı gelince de etini talep edecek..
Uğraştıkları şeye bak! “Şemdinli de kucaklaşanlar olmazmış!” Sen topraklarında güpegündüz saatlerce yol kestirirsen, eloğlu da yapacağını yapar..Toprakların da güvenliği sağlama, sonra kucaklaşanlara kız! Size bu millet ne zaman kızacak? Herhalde, çanak çömlek tam kırılınca .. “Vah vah şimdiki aklım olsaydı” denecek zamanı bekliyorlar herhalde..
Habur, Amerika’nındı battı.. Oslo, İngilizlerindi çöktü.. İmralı, yeniden Amerikan denemesi..Bütün motorlar devre de!. Her taraflarından istim çıkarıyorlar..memleket, bindi bir alamete gidiyor kıyamete.. Sonu mu? Tam bir fiyaskoyla bitecek. Henüz halk da işin duygular yönünde. Akıllar ve vicdan çalışacak. Ne zaman mı? Kürdistan İşçi Partisine (PKK) kendi siyasi çıkar ve kazançlarına karşılık ülkeden nelerin verildiğini gördükleri zaman..
En korktukları şey: “Aman provokasyon olmasın” niye söylüyorlar bunu, çünkü yaptıkları işin millet tarafından kabul edilemeyeceğini, en küçük bir eylem de halkın tepesinin atacağını biliyorlar..Madem öyle, niye yiyorsunuz bu hurmaları…
“Bunların dokunulmazlıkları kalkmalı.”, “İdam geri getirilebilir.” “ kucaklaşanlar adaya gitmesin.” Laflara bak, kargalar bir tarafa sığırcıklar da gülmekten dallardan düştüler…
Meclis içindeki bir kürt şövenin laflarına bakın ve yurdumuzu hangi niyet ve öfkeyle gördüğünü anlayın: “ Kafkaslardan mı, Bosna’dan mı geldiniz, burada yeriniz yok. Haddinizi bileceksiniz.”
Bu arada “Terör örgütünün propagandasını yapmak” ve “Terör örgütü üyesi olmaktan” yargılanan 98 belediye başkanı beraat ettirildi!.
AB parlamentosu genel kurulu da 6 şubat’taki özel oturumunda, İmralı ile başlatılan müzakere sürecini görüştü!.
Amerikan Büyük Elçisi: “ Uzun tutukluluklar var Türkiye’de” deyince. Vatandaşın biri hopladı! “ Haddini bil, içişlerimize karışamazsın.” Ah senin dilini sevsinler.. Şunu, K.Irak’a operasyon yaptırmayan, Suriye işlerine burnunuzu sokturmayan ABD yönetimine söylesene! Hem ABD’nin patriyotlarını al, füze kalkanı radarlarını kur.
Sonra da mahalle kabadayılığı öyle mi? Kahyanın her geçen gün sabrının taştığı artık ortada. Devam edin devam edin de, sizi getirdiği gibi götürsün.. Aman, İmralı işini iyi yapın ve Ortadoğu’da kurulacak Kürdistan yolunda Amerika’ya hizmetinizde kusur işlemeyin. O, beyzbol sopası resmi: “ Bana bak, senin kafanı kırarım, testiyi taşırma.” demekti..
Obama ilk ziyareti İsrail’e yapıyor öyle mi? Kasımdan beri Amerika’ya gitmek için çırpınıyorsunuz, size randevu vermiyorlar mı? Olur bu kadar! Herkes, her istediğinde kahyasını göremez..
“Terörle bir yere varılmaz.” diyen aymazlar.. Varıldığını gördünüz mü?
İlk anlaşma “Sınır dışına çekilme olacaktır.” Bu, şu demek: Türkiye’nin için de eli silahlı, bombalı, mayınlı PKK’lar, buraları terk edip K.Irak’a gitsinler. Şimdi soruyorum: Bunların yurtiçindeki mevcutları 1200-1500 arasını geçmez. Kış boyunca güneydoğu bölgesindeki dağların mağaralarında, dehlizlerinde ve sığınaklarında yaşıyorlar. 30 yıldır da aynı noktalardalar. Yerleri değişemez, başka noktalara da gidemezler.
Coğrafi zorunluluk bunu şart koşar.. Niye o zaman gidip de PKK’lıları bulundukları yerlerden almıyorsunuz? Neyiniz eksik? PKK kışın en zayıf ve en hassas durumda değil mi ? Yapamazsınız, çünkü sizde, bu mücadelenin zerre kadar iradesi ve becerisi yok.. Sınır dışına çıkma müzakereleri bir devlet için, işte bu nedenle, yüz kızartıcı ve utanç duyulması gereken bir durumdur..Sanki bir marifetmiş gibi, konuşulması dahi onursuzluktur..
Anayasa konusunda Meclisteki PKK’lılarla anlaşarak referanduma gideceklermiş? Yaparsınız, yaparsınız..Siyasi çıkar ve rant uğruna sizin yapmayacağınız bir şey olmaz..
“Türk” kelimesinin kaldırılması yönünden sözcülerine bakılırsa CHP ile de anlaştıkları ortada.. İmralı işine “Barış gelecekse, destek veririz” “devlet görüşmesin meclis ve akıl adamlar görüşsün” diyor zaten genel başkanları da.. Armut dibine düşer. Hayreti gerektirecek bir şey yok..
Yeni moda; hapishane ve hastane ziyaretleri. MHP’li, hapishanedeki generale AKEPE’li, hastanedeki generale! Neymiş? İnsaniymiş! Anladık da, milleti de bütünüyle aptal yerine koymanın bir derecesi olmalı muhteremler!..
Meclis lokantasındaki zengin menüye yöresel yemekler de ilave edilerek, süper menü haline getirilmiş. Son katılanlar ise şöyle: Kuzuetli şevkati bostan, zeytinyağlı rezene, yumurtalı arap saçı! Bilindiği gibi Meclis lokantasındaki yemek fiyatları, sokak simiti fiyatından ucuz…
Cilvegözü gümrük sahasındaki eylemde ölen ortaokul üçüncü sınıf öğrencisi 14 yaşındaki çocuk günde 7 lira yevmiyeyle çalışıyordu. Ölen diğer çocuk da 18 yaşında ve orada hamallık yapıyordu. İşte size Türkiye’nin kağıt üzerindeki zenginliğinin özeti..
İki yüzlülüğe prim veren, el birliği ile kendini kandırmaya çalışan ve gittikçe dilencileşen bir toplum olmaktan süratle uzaklaşamadığımız takdirde; bu yol, yol değil…
Osman PAMUKOĞLU
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
http://hepar.org.tr/ici-disina-disi-icine-cikmislarin-politikalari.aspx

HAYAL DE GÖR, DÜŞ DE GÖR!.

HAYAL DE GÖR, DÜŞ DE GÖR!.


( TÜRKİYE CUMHURİYET ADINA NELERE İMZA ATTIĞINIZI 

2013 DE YAZMIŞTIK )

14 Ocak 2013 
Ne zamanki bu ülkeye, düzeltme ve iyileştirme kurulları girmiş, orta veya uzun vade de küçülme, parçalanma ve acılar gelmiştir..
Birinci Dünya Harbinden çok önce Almanlar. (Heyet-i İslahiye) ikinci Dünya Harbinden sonra ise, Amerikalılar. (Justmant) ikisinin de geliş maksadı; Askeri ve ekonomik konular için yardımlarda bulunmak, düzeltmeler ve iyileştirmeler yapmaktı..
İkisi de hem düzeltti hem de iyileştirdi!.
Neyi mi? Türkiye’ nin iç ve dış siyasetini..
Sonra ne oldu?.
Ormanın içi karardı.. Sisin içinde kalanlar, grileşti..
Çok az kişi, uykusundan sıçrayarak uyandı. Zaman, gözyaşı ve ölümden başka bir şey getirmedi. Sulu çorbayı kaşıklamak, büyük bir bölüme yetti..
“Karanlığın çökmesine daha bir hayli vakit var” diye avunanların sayısı da az değildi. Tarihi süreçlerin hepsinde olduğu gibi, böyle zamanlarda; doğru sözler sustu, iki yüzlüler ve dalkavukların sesleri herşeyden, herkesten daha çok yükseldi..
Ortaya aşağıdakiler çıktı:
Biz, tarihte öyle yaptık böyle yaptık, diye avunanlar:
“Sen hep beni mazideki halimle tanırsın
Hala bilirim aşk ile bekler, inanırsın
Hep öyle siyah saçlı ve hülyalı sanırsın.”
Sadece laf üreten eylemsizler:
“Gidiyorum işte gör, hiç bilmedin kadrimi
On parmağı kınalı, bir zalime düş de gör.”
Hükümet goyguları:
“Yoksun bu gece ah yine zehroldu şarabım
Hasretle yanıp inleyerek kalb-i harabım.”
Hala umudunu koruyanlar:
“Yürü, yürü de yolundan kalma
Her yüzüne güleni de dost olur sanma
Ölümden korkup ta sen geri durma
Yiğidin alnına yazılan gelir.”
Ne şiş yansın ne kebapçılar:
“Dağlar girdi aramıza
Taş çürüsün yol utansın
Diken sardı ellerimi
Sebep olanlar utansın.”
Memleketi tekme tokat parçalanmaya götüren parti:
“Unutursun unutursun
Zaman geçer unutursun
Bir gün gelir unutursun
Önce yaşayamam dersin
Ama yaşarsın.”
Civelek medya:
“Çadırım üstüne şıp diye damladı
Allah canımı, almadı almadı.”
Ortadoğu’nun Atlantik Kahyası:
“Manda yuva yapmış söğüt dalına!”
Kayalara çarpan çayın sesiyle, ne hayal ne de düş görünür. Sadece gülünür..
Madem, ağzını açan savaş ve barış diyor.
Sanki anlarlarmış gibi..
O zaman öğrensinler : Savaşın kesin niteliği, boyun eğip teslim olmamaktır.O boyunu bulursanız tabii…
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
Osman PAMUKOĞLU
..

OSMAN PAMUKOĞLU.., SADETTİN TANTAN VE AKİLLER

OSMAN PAMUKOĞLU..,  SADETTİN TANTAN  VE  AKİLLER


28 Ekim 2014
Necef Uğurlu

Son haftaların en etkileyici TV Programı Osman Pamukoğlu’nun Halk TV’de ‘ Halk Arenası’na konuk olduğu bölümdü.
Pamukoğlu’nun; tartışma konuları olan iç - dış güvenlik, terör, sınır güvenliği, güneydoğu, sınır bölgelerimiz üzerine ciddi tecrübesi, tarihsel sürece hakimiyeti ve tartışma adap ve disiplininden kaynaklandığını düşündüğüm tartışma konularıyla sınırlı kalınması uyarıları, ısrarı ve hatta bunu zaman zaman diğer tartışmacı Muharrem İnce’ye hatırlatması, zamanı kısır siyasi tartışmalara harcatmaması biz izleyicilere mükemmel bir bilgilenme olanağı sundu.
Pamukoğlu neticede bir parti başkanı, zamanı polemikler için kullanabilirdi, Maaşallah taşı da cebinde gezen bir lider, misliyle cevaplar taşıyan bir adam ama yapmadı.
Yeni terhis olanlara seferberlik kağıtlarının geldiği bir ülkede bir vatansever siyasetçinin yapması gerekeni yaptı, bu bir savaş hazırlığıdır diyerek kendi deneyim ve perspektifinden konuyu derinlemesine anlattı, yalın bir dil ve samimiyetle.
Hiç mi siyasi kimliğini ortaya koymadı, hayır koydu ama asıl konunun önüne geçmesine müsaade etmedi, bir anlamda kendine bile o gece siyasetçi olmaya izin vermedi.
Kendine emir verebilen komutanlara hasrettik, biraz olsun hasret giderdik.
Bir muharip asker, komutan olarak anılarından bizlerle paylaştıklarının, paylaşmadıklarının çok daha azı olduğunu düşünüyorum. Savaş, kan, ölüm, tuzaklar, kovalamacalarla geçen bir ömrün anıları bunlar.
‘Harp Sanat’ ına vakıf bir insan olarak Sun Tzu, Machiavelli ‘nin sözlerinden örnekler veren Osman Pamukoğlu, savaşların sosyolojik anlamda cinayet olduğunu da söyleyen bir insan.
Sayın Pamukoğlu savaş meraklısı değil, ama ne var ki görevi, kadar, kısmet ne dersek diyelim, onu ülkesinin güvenliği için muharip olmaya konuşlamış.
Kaç kişi yerinde olmak isterdi mesela ‘akil’ler arasında, neyse zor sorular bunlar haddimi aşan. Herkes işini yapıyor ama bazı işler diğerlerinden daha zor.
Sayın Pamukoğlu işine, mesleğine de son derece hakim, ellerinde sopa harita arkalarında anlatmaya çalışan ama ne anlattığı belli olmayanlardan çok daha etkili avucunun içi gibi bildiği bölgede bizi haritasız, elinde sopasız dolaştırdı.
Bu yüzden çok alkış aldığını düşünüyorum, stüdyodan ve ekranları başlarında izleyicilerden çünkü partiler üstü, oy kaygısından uzak değerlendirmeler yaptı.
Pamukoğlu bu koşullarda iktidar düşü gören bir Parti Başkanı değil, mevcut seçim sistemiyle aldığı yüzdenin karşılığının mecliste yer almalarına yetmediğini biliyor.
Ama bin iktidara bedel bir muhalefetti o gece yaptığı, bilgilendirdi aydınlattı, kimi?
Anlamazlar bunları uyuturuz denilen halkı.
Hem sivil mücadelesine devam eden hem de ülke güvenliği söz konusu olduğunda pes etmeyen, bilgi birikimini paylaşan bir sivil - asker vardı karşımızda.
Öte yanda ‘Akil’ ler toplantısında her üye kendi alanlarından olaylara nasıl baktılar bilemiyoruz, onları sonuçta akil kılan alanlarında ki tecrübeleri olmalıydı.
Yoksa iktidar yandaşlığı, iktidarla alış verişler, ait oldukları sermaye grupların temsiliyetinden kaynaklanan kem küm akillik bir işe yaramıyor.
Halk anket sonuçlarında savaş değil çözüm isterken;
müzakerelerin TBMM’si üzerinden yapılmasını, sivil inisyatiflerin ve TBMM yer alsın almasın muhalefet partileri kanalıyla yani meşru siyasetle fikir, düşüncelerine baş vurulmasını istiyor, iktidar tarafından atanmış aracılarla iş götürülmesinden hoşnut değil.
İktidarın muhalafet partilerinin TBMM içinde ve dışında, katılımı olmaksızın ‘İktidarın Akilleri’ yle milli hiç bir sorunu çözemeyeceği açıkça ortada.
Bu kadar partizan davranışlar, ayrışmalar ötekileştirmelerin ülkemizin hayrına olmadığını görüyoruz, birileri ne zaman görecekler, ne kadar bekleyeceğiz sorusu ortada.
Durumu görenler mesela Deniz Ülke Arıboğan açıkça söyledi ve zannederim katılmadı toplantıya.
Sayın Doğu Ergil daha hala durumu ailede bile olan fikir ayrılıklarına benzetip ‘Akil’ topluluğunun herkese açık olduğunu söylüyor, yoo açık filan değil sizleri topladılar Sayın Prof. Ergil.
Neden akiller arasında bu süreçte mesela Pamukoğlu yok?
TBMM dışı kalmış bir başka muhalefet partisi lideri Saadettin Tantan yok?
Sayın Tantan’ın çağın iletişim, bilişim, enformasyon, istihbarat çağı olduğunu anlatmaktan dilinde tüy bitti yıllardır, işte dinlemeler ortada!
Bu adamları meclise sokamadık bari akiller arasında bilgilerinden yararlanılsaydı.
Madem konu vatan ve akillik, akiller arasında öyle tuhaf isimler var ki, kırıcı da olmak istemem ama insaf yahu. 

'Bayrak’, ‘Atatürk’ alerjisi olması yeterli neden olmuş kimilerinin akil olmalarına!
Onlara artık fikirlerine katılmasamda saygı duymak zorunluluğunu aştım, ama her halükarda bu fikirlerinin ‘akil’ olmalarına hiç yetmediğini görüyoruz, başarısızlar ve onlara teşekkür edenler niye teşekkür ediyorlar anlaşılmıyor.
Çözüm değil, düğüm var karşımızda.
Bu toprakların Gordium düğümü çözme yöntemleri tüyler ürperticidir.
Ve ‘akil’lerin geldiği son durumu gene aralarından birinin şu sözleri özetliyor ‘ Sokak, Öfke durum yönetilemez halde ‘.
Ülkemizin kendini iktidara kanıtlamak için kilometre yapmayı marifet sanan akillere değil alanında ustalaşmış akil ve hatta dahilere ihtiyacı var.

http://www.gercekgundem.com/yazarlar/necef-ugurlu/2440/osman-pamukoglu-saadettin-tantan-ve-akiller

..

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLET OLMAKTAN UZAKLAŞIYOR"

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLET OLMAKTAN UZAKLAŞIYOR"

..




http://hepar.org.tr/


Picture

...

TÜRKİYE'YE : "AKP BARZANİ'NİN EMRİNDE KÜRDİSTAN'I KURUYOR, TÜRKİYE UYUYOR !!! "

TÜRKİYE'YE : "AKP BARZANİ'NİN EMRİNDE

 KÜRDİSTAN'I KURUYOR, TÜRKİYE UYUYOR !!! "

Tarİh 4 Eylül 2012 



Picture

Burada sözümüz  oyunu birkaç çuval kümür ve birkaç torba mercimek  ve fasulyeye satanlara deil . 

Sözümüz türban denilen paçavra uğruna Vatanını gözden çıkaranlara da deil.

Türban derken analarımızın, ninelerimizin baş örtüsünü kastetmediğimizi  vurgulamak istiyoruz !

 Sözümüz Kılıçdaroğlunun CHP sinden,Bahçelinin MHP sinden , daha şimdiden Masonların ve Roterienlerin elinde oyuncak olmuş Osman Pamukoğlunun HEPAR'ından medet umanlara !

Türkiye elden gidiyor,siz hala önderinizi bulamadınız  !!!


4 Eylül 2012     



Konula ilgili:
Tarih 01.10.2012 ...

BİZ SÖYLEMİŞİZ:.. 
TÜRKİYEDE ATATÜRK DEVRİ SONA ERMİŞTİR !!!...
BARZANİ DEVRİ BAŞLIYOR !!!

Picture
Picture

Picture


Kongrede Atatürkün izi bile yok ... 
Acaba biz mi göremedik  ???!!! 

Picture



TÜRKİYENİN YENİ İSMİ NE OLACAK  ?! 

Türkiye Cumhuriyeti ülkenin halâ resmî adı .
Fakat "Türk" kavarramı Türkiyede bu günlerde 
kime ne   ifade etmekte ??
 
Mecliste bulunan 550 millevekilinden kaç tanesi 
Ben  Türküm diyebiliyor ?!
 
Ya hükumetteki bakanlardan ?!
 
Her yıl açıklanan en büyük 500  şirket sahiplerinden kaç tanesi kendini acaba Türk diye tanımlıyor ?!
 
Sahilleri dolaşsak ,Otel ve diğer tesislerin sahiplerindeki durumu ne?  Basında bazı Otellerde "Buraya Türkler Giremez !" tabelaları asıldığı haberleri çıkıyor.
 
Sanatçılardaki durum malum .
 
Televizyonlarda gördüğümüz köşe yazarı,uzman,yorumcu,gazeteci,yazar çizerden 
kaç tanesi Türkiye sevgisi ile yanmakta?!
 
 Ha ...evet ...Hasdal ve Silivridekileri unutuyorduk.Orada hükümsüz artık aylar deil,yıllardır yatanların arasında kendilerini Türk bilenlerin oranı acaba farklı değil mi ?!
 
  Netice olarak bizce artık sorulacak olan :
 

" BU ÜLKENİN YENİ İSMİ NE OLACAK ?!"
 
 
 
 
11 Eylül 2012    UNUTMAYALIM ...YARIN 12 Eylül ... 
32 SENE  SONRA !!!

Sezgin Tanrıkulu'nun CHP'ye Katılması Hakkında:

 



Kılıçdaroğlu İtiraf Etti - Chp'nin Pkk'lı Vekil Adayları



"Ey CHP , 
Barzanicileri  Partiye  Toplama !!!" 
 
Kılıçdaroğlu İtiraf Etti: 

"AKP, MHP ve PKK   arasında fark yok" 
CHP'nin PKK'lı  Vekil Adayları olması 
 

Muhsin Yazıcıoğlu: " Barzani'yi  
Diyarbakır da Yargılar Habur da Asarız "


Muhsin Yazıcıoğlu  Barzani'ye: "Hadi Ordan Sen Kimsin !" demişti..,





A
NLAYANA  SİVRİSİNEK  SAZ , 
ANLAMAYANA  DAVUL  ZURNA AZ   !!!


01.10.2012
 

http://www.turccom.com/-tar304h-4-eyluumll-2012-tuumlrk304yeye--akp-barzan304n304n-emr304nde-kuumlrd304stani-kuruyor-tuumlrk304ye-uyuyor---dem304350304z.html#/
..