26 Ağustos 2015 Çarşamba

ADALETE SESLENİŞ BÖLÜM 6

              ADALETE  SESLENİŞ  BÖLÜM 6






Şafakçılar, daha doğrusu illegal TİİKP - Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi’nin Ferit İlsever başkanlığındaki İstanbul yönetimi, malzemeleri ile birlikte, (Pınar Kür’ün “Evine gitmek büyük prestijdi ” dediği) Profesör Hilary Sumner-Boyd’un Robert Kolej kampüsü içindeki evinde yakalanmıştı.
Nereden mi biliyorum, çünkü oradaydım...





Sıkıyönetim tarafından da yetkilendirilmiş bir MİT görevlisiydim. Profesör Sumner-Boyd’la  konuştum. Başında bir perukla yakalanan ve sağır-dilsiz gibi davranan Aydoğan Büyüközden’i Emniyet Müdürlüğüne götüren ekibin içindeydim.
Sözde CIA düşmanı Aydınlıkçılar, ABD doğumlu İngiliz Profesör Boyd’un evinde karargâh kurmuştu!
Bu operasyon sonucunda 266 örgüt mensubu yakalandı ve örgüt Türkiye çapında çökertildi. Örgütün çökertilmesinde en büyük etken, İngiliz’in evinde ele geçirilen Ferit İlsever'e ait şifreli defterdi.
Ankara yakınında bir çiftlik evinde yakalanan Doğu Perinçek’in polise verdiği çok geniş ifade de bu çöküşe yardımcı oldu.


( NOT: ABD doğumlu İngiliz Profesör Boyd neden derinlemesine araştırılmadı, neden kanuni bir işlem yapılmadı, hangi gizli el, Hilary Sumner-Boyd’u olayın içinden çekip aldı bilmiyorum. Zaten o tarihte olaydan olaya koştuğumuz için arkaya dönüp bakamıyorduk. Yakın tarihe kadar Sumner-Boyd’un Amerikan ve İngiliz İstihbarat Servislerinin kontrolündeki Troçkist Kızıl Bayrak Birliği’nin sorumlusu olduğunu da bilmiyordum. Ne zamanki benim Ergenekon Davasındaki ifademi yok saymaya çalışıp, saldırılarını arttırdılar, o zaman daha kapsamlı bir araştırma yapma gereği duydum. Bir şeylerin açığa çıkmasından çekiniyorlardı... İnternet doğru kullanılırsa iyi bir hazine. Milliyet’in 1950’den itibaren gazetelerini arşivlemesi de çok faydalı olmuş. – Mehmet Eymür)




Mao’cu Parti ve Duane Clarridge


Duane Clarridge, istihbarat dünyasında ve CIA’de önemli bir isim. Nepal’den, Hindistan’a, Türkiye, İtalya, Nikaragua, Panama ve Irak’a, uzanan ve bizzat yaşanan muazzam bir espiyonaj birikimi sahibi, üst düzey bir istihbaratçı. CIA Kontr-terör Merkezi’nin kurucusu. “Irangate” olayından sonra emekli olan Duane Clarridge, Türkiye’nin en çalkantılı yılları olan 1968-1973 yılları arasında Türkiye’de görev yaptı.
Araştırmacı gazeteci Murat Yetkin’in Radikal gazetesindeki köşesinde yayınladığı aşağıdaki yazı, mükemmel bir değerlendirme. Birlikte okuyalım:
Maocu partinin arkasında CIA mı vardı?
17/02/2002





Çin Komünist Partisi yanlısı siyasi partilerin 1960'larda ortaya çıkmasıyla birlikte, Amerikan gizli servislerinin bu partilere sızıp Moskova'ya karşı kullandığı iddiaları da yayılmaya başlamıştır. Bu iddialar, kendi ülkelerinde o zamana dek var olan sol akımları yeterince 'devrimci' bulmayan Pekin yanlılarınca hep reddedilmiş, 'komplo' olarak nitelenmiştir. Ancak yenilerde yayınlanan bir kitap, bu iddialara bir ölçüde geçerlilik kazandıracak cinsten.
'A Spy For All Seasons - Her Devrin Casusu' adlı kitabın yazarı Duane Clarridge. Yıllarca Amerikan istihbarat örgütü CIA’de çalıştıktan sonra emekli olmuş bir istihbaratçı. Sıradan biri olmadığını az sonra anlayacaksınız, ama ben şimdilik Nikaragua'daki Kontra hareketinin fikir babası ve perde gerisindeki uygulayıcısının o olduğunu söyleyeyim.
Clarridge, meslek hayatının nispeten başlarında, 1960-64yılları arasında Hindistan'da çalışmış. CIA istasyon şefliğini Madras kentinden yürüttüğü döneme ilişkin olarak, anılarında ilginç bir bölüm var. Özetleyerek aktarıyorum:
Moskova ve Pekin arasında 1958 yılında, Kruşçev'in Stalin'i reddetmesi, Mao'nun da sahiplenmesi üzerine başlayan gerilim, 1962'de sınır çatışmalarına dönüşmüştür.
Bundan Hindistan da payını almakta, Çin sınırı sık sık tecavüze uğramaktadır. Moskova buna karşın kendi yörüngesindeki Hindistan Komünist Partisi (CPI) aracılığıyla, Nehru önderliğindeki Kongre Partisi hükümetini desteklemektedir. Çin'in buna yanıtı, Kalküta ağırlıklı ve Pekin yanlısı Hint Komünist Partisi Marksist/Leninist (CPIM/L) ayrışmasını kışkırtmak olur. CIA sorumlusu Clarridge'nin görevi, bu ayrımı körükleyerek Pekin yanlısı fraksiyonun güçlenmesini, dolayısıyla Moskova'nın etkisinin zayıflamasını sağlamaktır.
Clarridge anılarında, işe güney eyaletlerinde basılan, Pekin eğilimli bir dergiden başladığını yazıyor. Çinliyi andıran bir başka ajan aracılığıyla yayıncıyla ilişkiye geçilip, Pekin'in dergi yayınlarını ne kadar takdir ettiği, doğru devrimci çizgiyi onların izlediği filan anlatılıyor.
İstihbarat dilinde 'false flag-sahte bayrak' denilen bir teknikle CIA ajanları kendilerini Çin adına çalışıyor gibi tanıtıyorlar. Merkez tarafından kıymeti bilinmekten gururu okşanan yayıncı iki haftada Pekin'den sandığı, ama aslında CIA istasyonu tarafından kaleme alınan güya devrimci bildirileri, başyazı olarak basmaya gönüllü oluyor.
Clarridge, anılarında, planının dergiyi ve etrafındaki hareketi 'Sürekli olarak daha sol bir çizgiye çekmek' olduğunu ve bunu başardığını yazıyor. Bütün yaptığı ise Mao'nun ÇKP resmi yayınlarındaki konuşmalarını alıp keskinleştirmek oluyor.
Sonunda güneydeki Pekin yanlısı hareket, Moskova yanlısı partinin giderek güç kaybetmesinde bir etken haline geliyor. O derece rahatsızlığa yol açıyor ki, CPI destekli hükümet 1965'te CPIM/L'nin bütün yönetimini tutuklatıp hapse attırıyor. İçişleri Bakanı mecliste bu uygulamanın başlıca gerekçeleri arasında, haftalık derginin (aslında CIA tarafından kaleme alınan) tehlikeli devrimci yayınlarını gösteriyor.
Dört yıl merkezde Hint masasını yöneten Clarridge'e 1968'de, sol hareketin yükseldiği bir başka yerde dış görev talimatı gelir. Anılarında, İstanbul'a geldiği gün onlar Dolmabahçe'deki bir CIA evinde öğle yemeği yerken, dışarıda solcu öğrencilerin 6'ncı Filo'yu protesto edip, denizcileri denize döktüğünü yazıyor.

http://www.atin.org/detail.asp?cmd=articledetail&articleid=521


7. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

..

ADALETE SESLENİŞ BÖLÜM 5

            ADALETE  SESLENİŞ  BÖLÜM 5



NATO Doğdu,

09 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü "NATO" bir kolektif savunma örgütü olarak bilinmektedir. 07 Mart 1954 günü Milliyet gazetesi “NATO’nun kızı oldu” başlığıyla çıktı.
NATO’nun Kuzey Avrupa Hava Kuvvetleri Karargâhında görevli genç Türk Hava Yüzbaşı’nın eşi Napoli’deki NATO Hastanesinde doğum yapmış ve bir kızları olmuştu.
NATO’da bulunmanın heyecanını yaşayan aile kızlarına “NATO” ismini koymuştu. Şimdilik, sonranın tanınmış askerinin ve kızının kimliğini açıklamayacak sizi bir parça merakta bırakacağız...
Sıkıyönetimce Arananlar
Aşağıdaki resim bir zamanlar "Sıkıyönetim Komutanlıklarınca aranan" teröristlere ait broşürlerden bir tanesi.
"Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi" isimli illegal örgütün lideri Doğu Perinçek ve militanlarına ait.
Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP), 21 Mayıs 1969 tarihinde Doğu Perinçek başkanlığında Aydınlıkçılar tarafından kurulan gizli ve ismi gibi ihtilalci bir partiydi.





Partinin ilk kadroları arasında Cüneyt Akalın, Ömer Madra, Bora Gözen, Hasan Yalçın, Halil Berktay, Gün Zileli, Oral Çalışlar, İbrahim Kaypakkaya, Doğu Perinçek, Atıl Ant, Ferit İlsever ve Nuri Çolakoğlu bulunuyordu. Daha kuruluş aşamasında, silahlı mücadeleye yaklaşım ve halk ihtilalini gerçekleştirme yöntemi konusunda parti içinde görüş ayrılıkları belirdi. Bu tartışmalar sonucu önce Garbiz Altınoğlu partiden ayrıldı.
TİİKP lideri, 1970’li yıllarda Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi ile temasa geçip, Filistin’e gönderilecek parti mensuplarının askeri eğitim görmeleri hususunda anlaşmaya vardı. TİİKP bu anlaşmaya dayanarak Filistin’e çeşitli gruplar halinde militanlarını gönderdi.
1970–1973 yılları arasında TİİKP’lilerin kaldığı Lübnan’da Golan Tepeleri, Reşadiye ve Nahr El Bared olmak üzere üç ayrı kamp vardı. Nahr El Bared İsrail tarafından bombalandı ve dokuz partili hayatını kaybetti.
Partinin Doğu Anadolu Bölge Sorumlusu İbrahim Kaypakkaya ve onun çevresinde bulunan bir grup Nisan 1971'de parti çizgisine yönelik eleştiriler getirdiler. Bu sürecin sonucunda 1972'de Kaypakkaya ve grubu partiden ayrıldı ve daha sonra Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist (TKP/ML) adlı örgütü kurdu.
Çin Komünist Partisi'nin görüşlerini benimseyen TİİKP, mücadelenin kırlardan kente doğru ve iktidarın parça parça ele geçirilmesi ile başarılı olacağını savunuyordu.
TİİKP, 12 Mart darbesinden sonra Şafak isimli illegal dergi çıkarmaya başlamıştı.






Sıkıyönetim, İstanbul’u ev ev arıyor teröristleri bulmaya çalışıyordu. 23 Ocak 1972 günü İstanbul'da, 03.00 ile 18.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı konarak, kent genelinde 512.000 ev arandı.
Şafakçılar Yakalandı
17.05.1972 tarihli Milliyet Gazetesi’nin ilk sayfasındaki haberde, “Şafak” dergilerini basanların yakalandığı belirtiliyordu.
Gazetenin 9.ncu sayfasında devam eden haberin detayı şöyleydi: “1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Şubesi’nin bu konudaki 89 numaralı açıklaması şöyledir:





«Daha önce yapılan açıklama ile Türk Devletini yıkmayı hedef alan ihtilalci komünist bir yeraltı örgütü tarafından yurt içinde ve yurt dışında gizlice basılarak dağıtılan ‘Şafak’ adlı bölücü ve yıkıcı dergi ile aynı isimle yayınlanan bültenleri İstanbul'da teksir eden ve dağıtanların yakalandıkları bu konudaki aydınlatmanın ileride yapılacağı duyurulmuştu. 12 Mart 1971 den önce komünizm propagandası yaptıkları için 12 Mart sonrasında kapatılmış bulunan bazı yayın organları etrafında toplanan bu ihanet militanlarının söz konusu yayın organlarının kapatılması sonucu, faaliyetlerini yeraltına indirerek «Şafak» dergi ve bültenlerini basmaya, teksir etmeye, dağıtmaya ve tespit ettikleri adreslere göndermeye başladıkları görülmüştür. Bu bültenler, yurt dışında basılarak, yurt içine getirilen benzeri yayınlara kaynaklık etmekte, komünizmi eylem kılavuzu yapan diğer militanları kendi saflarına çekmeğe çalışmaktadır.
Her sayısında, vatandaşları, sapık ideolojilerini uygulamağa çağırmakta, devlet kuvvetleri hakkında geniş ölçüde tezyifkâr ifadeler kullanmakta, parlâmento düşmanlığı yaratarak kin ve adalet tohumları ekmeye uğraşmaktadır.
Bir süredir güvenlik kuvvetlerinin süre gelen operasyonlarında, Şafakçılar» adı ile İstanbul'da faaliyet gösteren bu grubun bir kısmı, suç aletleri ile birlikte yakalanarak adalete teslim edilmişlerdir. Diğerleri de aranmaktadır.
Yapılan soruşturma esnasında tek merkezden idare edildikleri ve aziz milletimizi bir ihanet kampanyası ile bölmeyi hedef tutan menfur emellerine dair kuvvetli deliller bulunmuştur.

Söz konusu faaliyetlerinden dolayı yakalanarak tutuklanan veya gözaltına alınan şahıslarla bunlar tarafından kullanılmış olan malzeme şunlardır:
Gözaltına alınan ve tutuklananlar:

1. Ülkü Göker. 
2. Emine Büşra Ersanlı. 
3. Sema Rührat (Bulutsuz). 
4. Sevgiye Yalçın (Özberk). 
5. Yasemin İpar. 
6. Lale Uzay. 
7. Gülây Büyüközden. 
8. Nur Üster. 
9. Cahit Düzel. 
10. Nuri Türkeş. 
11. Aydoğan Büyüközden. 
12. Musa Samasti. 
13. Rıza Celal Üster. 
14. Sadettin Malkoç. 
15. Bekir Ege. 
16. Aydoğan Kaymak. 
17. Hayrettin Şahmaz. 
18. Mahmut Bozdoğan. 
19. Muammer Altıner, 
20. Cemal Beydağ. 
21. Sami Perinçek. 
22. Çiğdem Kömürcüoğlu. 
23. Hüseyin Karanlık (Takma adı) Mustafa Naci Cağdagül. 
24. Ali Cenabi Nuhrat. 
25. Leon Mavan. 
26.Ahmet Metin Göktürk. 
27. Nergis Savran. 
28. Ayten Bulut. 
29. Ferit İlsever.

Ele geçen malzemeler:

1. Teksir makineleri. 
2. Bir adet el baskı aleti. 
3. Çok sayıda matbaa harfleri. 
4. Çok sayıda yabancı yayın ve Şafak dergileri. 
5. Daktilo makineleri. 
6. Alıcı verici telsizler. 
7. Bir adet tabanca 
8. 31 adet Mermi. 
9. İki adet orak-çekiçli madalyon.»

Haber’in bazı eksikleri vardı.

6. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

..

ADALETE SESLENİŞ BÖLÜM 4

              ADALETE  SESLENİŞ  BÖLÜM 4



Şubat 1948’de, İngiltere Dış İşleri Ofisi’nin bünyesinde, Enformasyon Araştırma Departmanı (IRD) kuruldu. Bu kuruluş, örtülü fonlarla beslenen ve komünistleri karalamak için sahte enformasyon üretmekle görevlendirilmiş gerçek bir “Soğuk Savaş Bakanlığı”ydı…
CIA ve IRD, Troçkist militanları “döndürmek” ve sadakatlerini garantilemek için tamamen batmak üzere olan bazı radikal dergileri “kurtarmak” amacıyla bunlara gizli ödeneklerden para sağladı, ayrıca birkaç antikomünist dergi daha çıkarmaya yöneldi. Amaç Batı Avrupa’da Moskova'ya karşı bir “psikolojik savaş” cephesi yaratmaktı.
İngiliz Kızıl Bayrak Birliği
New York Entelektüelleri’ne paralel faaliyet yürüten İngiltere merkezli Troçkist “Kızıl Bayrak” Birliği, İngiltere ve Avrupa’da etkindi. Marksist Kızıl Bayrak Birliğinin 238 Edgware Road Londra adresindeki merkezinin yöneticisi olan Charles Sumner, 1910 yılında ABD Massachusetts, Boston’da doğmuş, Boston, Oxford’da bir Hıristiyan kilisesinde özel eğitim almıştı. Türkçe, Yunanca, Almanca, Fransızca ve Latin dillerini biliyordu.





Fotoğrafı ve evveliyatı hakkında herhangi bilgi olmayan ABD doğumlu İngiliz Charles Sumner hakkında ‘İngiltere’deki Troçkizm’in Tarihi’ belgesinde, ismi belirsiz babasının ABD'li şair-gazeteci-komünist John Reed’i, annesinin ise Troçki’yi tanıdığı belirtiliyor.

Bu örgütte önemli görevler alan ve 1937 ila 1940 yılları arasında “İngiliz Trocki’yi Savunma Komitesi Sekreterliği” pozisyonunda da bulunan Charles Sumner 1940’da İstanbul’a geldi ve İstanbul Robert Kolej’de Profesör olarak çalışmaya başladı.
35 yıl Amerikan Robert Koleji’de (sonra Boğaziçi Üniversitesi oldu) Humanities (Temel Bilimler) profesörü olarak görev yaptı. O, aslında yukarıda Engin Ardıç’ın Sola kitakse (Sola Bak!) isimli yazısında bahsi geçen Profesör Hilary Sumner-Boyd’du.
O, Pınar Kür’ün de rol aldığı “RC Players”ın (Robert Koleji Tiyatro Oyuncuları) hocası, danışmanı, Hilary Sumner-Boyd’du...
Yukardaki İngilizce metinde görüleceği gibi “Charles Sumner” onun Kızıl Bayrak Birliği’ndeki takma adıydı. Zaman zaman A. Boyd takma ismini de kullanmıştı. Pınar Kür onun için şöyle diyor: “Boyd oyunlardan sonra evinde parti verirdi. Kaç kişi davet edilmek isterdi ama o sadece tiyatrocuları çağırırdı. Büyük prestijdi Boyd’un partilerine gitmek. Çok eğlenirdik, içki içerdik. Evi kampüsteydi, şimdi ne oldu o evler bilmiyorum”.





Hilary Sumner-Boyd, 35 yıl Robert Kolej’de görev yaptıktan sonra 06 Eylül 1976 tarihinde İstanbul’da öldü ve Feriköy’deki Protestan Mezarlığına gömüldü...
Profesör Hilary Sumner-Boyd'un 1972 yılında Amerikalı John Freeley ile birlikte yayınladığı “Strolling Through Istanbul" isimli bir kitabı da var. Kitap, istihbarattaki tabiri ile “mükemmel bir şehir etüdü.”
Hilary'nin kitap ortağı John Freeley, daha önce de belirttiğim gibi, 17 yaşında iken ABD Deniz Kuvvetlerine katılmış bir komando subayı. 2.nci Dünya Harbi sırasında Burma ve Çin'de görev yapmış. New York Üniversitesinde Fizik dalında doktora aldıktan sonra, 1960'da Oxford'da "İlim Tarihi" üzerinde araştırmalarda bulunmuş. Aynı yıl İstanbul Robert Kolej'de "fizik" öğretmenliğine başlamış ve 1993'e kadar İstanbul'da yaşamış. İleride Hilary Sumner-Boyd’a tekrar değineceğiz.



..


ADALETE SESLENİŞ BÖLÜM 3

               ADALETE  SESLENİŞ  BÖLÜM 3







Kızılordu Kurucusu Leon Troçki

Asıl adı Leon Davidoviç Bronstein olan Troçki (Trotsky), Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 7 Kasım 1879'da Güney Ukrayna'nın Yenovka köyünde doğdu. Genç yaşta sosyalist düşüncelerle tanıştı. İki kez tutuklanıp Sibirya’ya sürgüne gönderildi. İkisinde de Londra'ya kaçtı. 1917 devriminde Rusya'ya döndü.
Dışişleri Komiserliği, ardından da Savaş Komiserliği'ni üstlenip Başkumandan sıfatıyla Kızıl Ordu'yu kurdu. 1924'te Lenin'in ölümünden sonra Stalin'le giriştiği iktidar mücadelesini kaybetti. 1926'da Politbüro'dan çıkartıldı. 1928'de Alma Ata'ya, bir yıl sonra da Türkiye'ye sürüldü.



Troçki 1929’da İstanbul’a geldi. Yolculuğu sırasında tanınmamak için sakalını kesen Troçki, eşi ve daha sonra KGB ajanı olduğu ortaya çıkan Abraham Sobolevicius ile birlikte Türkiye’ye geldi.

1929-1933 yılları arasında İstanbul Büyükada'da sürgün hayatı yaşadı. Kaldığı yer çok sıkı güvenlik önlemleriyle korundu. Düzenli olarak balığa çıkar, yemek seçmez, sigara içmez yanında da içilmesine izin vermezdi. Sakin bir hayat sürdü, bu sırada bazı hatıra ve düşüncelerini kaleme aldı ve yayınladı.
Rusça, Ukraynaca, İbranice, Almanca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerini konuşabilen Troçki için İstanbul yılları verimli geçtiği gibi olaylı da oldu. 20 Şubat 1932’de Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından atıldığında İstanbul'daydı. İstanbul'da; Sürekli Devrim, Stalin Grubunun Hatası, Rus Devrimi Tarihi, Çin Devriminin Sorunları, Hayatım gibi kitaplar yazdı.

1933'te Fransa'ya, sonra Norveç Oslo'ya geçti. 1937'de Meksika’da Mexico City'ye yerleşti. Uluslararası Sosyalist Devrim için mücadelesini bu merkezden ölene kadar sürdürdü.





1940'ta bir İspanyol komünisti olan Ramon Mercader tarafından başına kazmayla vurularak öldürüldü.


New York Entelektüelleri ve Troçkizm

Troçkizm, Stalin ile mücadelesi nedeniyle 1929 tarihinde Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından atılan ve sürgüne gönderilen, Leon Troçki tarafından geliştirilen Marksist teoriye verilen isimdi. Troçki’nin Stalin'den ayrılan yönü, sosyalizmin tek ülkede kurulabileceği düşüncesine katılmaması, sadece dünya çapında bir devrimin başarılı olabileceğini düşünmesiydi.
Troçki’nin fikirleri ile Sovyetlerdeki bölünmeyi fırsat bilen ABD ve İngiliz istihbarat servisleri bu olguyu başarılı bir şekilde Sovyetler aleyhine kullandı, Troçkist çevrelerden entelektüelleri "komünizmle yarışabilecek bir ideoloji imal etmek" üzere kendi saflarına devşirdiler.
New York Entelektüelleri olarak adlandırılan grup, başlarında Marksist felsefeci Sidney Hook, Kültürel Soğuk Savaş'ın ileri cephe ajanlarına dönüşerek, CIA'in planladığı görevleri tutkulu biçimde ve başarıyla yerine getirdiler.
Marksist Sidney Hook, 1938 yılında kurulan Amerikan İşci Partisi içindeki Troçkistler klanına katıldı ve Troçki’nin masumiyetini kanıtlamak amacıyla “Moskova Duruşmalarının Gerçek Yüzü Hakkında Soruşturma Komisyonu”nu örgütledi.




4. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,



..

ADALETE SESLENİŞ BÖLÜM 2

ADALETE  SESLENİŞ  BÖLÜM 2







Bir Protestan Okulu

II. Mahmud devrinde, 1839'da İstanbul'a ayak basan ABD'li misyoner ve eğitimci Cyrus Hamlin, Türkiye'de bir Protestan okulu açmak için kolları sıvadı.
Okulu New York'lu Mr. Christopher Robert finanse ediyordu. 1863'te faaliyete geçen Robert Kolej Amerika Birleşik Devletleri sınırları dışında kurulan ilk Amerikan Okulu oldu. Robert Kolej'e ilk Türk 1881’de girdi. 1882'deki 232 öğrencisinin kökeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun yapısını da yansıtıyordu: 89 Bulgar, 85 Ermeni, 28 Rum, 7 Türk ve 23 diğer uluslardan.




Casus yuvası mıydı?

"Türkiye ve Dünyada Casuslar” isimli kitabın yazarı araştırmacı Aytunç Altındal (12.01.1945 - 13.11.2013), yapılan bir söyleşide şöyle demektedir: “Robert Koleji’nin kurulmasında büyük casusluklar yaşandı. Hamlin Ailesi, Protestan Hıristiyanlığı, Osmanlı topraklarında yaygınlaştırmak için çok yoğun bir faaliyet sürdürmüştü. O dönemde bu okulda öğrenci olan Müslüman gençlerden bazıları, bu tuzağına düşerek Hristiyan olmuşlardı. Robert Kolej, ayrıca Osmanlı’daki Amerikalı, İngiliz ve Rum casusların da yuvası olmuştu. Birçok casus, bu okulda öğretmen kisvesi altında faaliyet göstermişti”.
Seçkin birçok insanın yetiştiği bu güzel okul için söylenen sözler ağır gelse de istihbari faaliyetlerde her vasattan faydalanıldığı da bir gerçek. Okullar da istihbari faaliyetler açısından mükemmel bir korunak.



Sola kitakse!
Nitekim Kolejli, tanınmış köşe yazarı Engin Ardıç, 17.12.2005 tarihli, ‘Sola kitakse!’ (Sola Bak!) başlıklı köşe yazısında şöyle söylüyor:
“...bizim A sınıfına Charles Gilchrist gelirdi. Ölmüştür herhalde, toprağı bol olsun. Savaş yıllarında SOE, yani İngiliz Özel Harekât Dairesi’nin ajanı olarak komandoluk yapmıştı. Görev bölgesi Yunanistan, uzmanlık alanı da köprü uçurmak ve daha önce de nöbetçi Alman askerinin gırtlağını çıt çıkarmadan jiletle kesmek..
...Bayan Mary, Doğan Nadi’nin eşi, ...savaş yıllarında OSS ajanıymış! ...’Office of Strategic Services’, yani ‘Wild Bill’ namıyla maruf William Donovan’ın kurduğu, FBI’ya bağlı olmayan ilk Amerikan dış istihbarat ve harekat örgütü.
...Gene çok sevgili hocalarımızdan biri olan Hilary Sumner-Boyd’un da MI5 ajanı olduğunu.





...Son Robert Kolej başkanı John Scott Everton’un CIA ajanı olduğunu biliyorduk.

...Bayan Mary, daha sonra, Dünya Bankası’nda çalışan yeğeni Zeynep’in oğlunun, okulunu bitirince CIA örgütüne ‘analizci’ olarak girmesini önermiş, çünkü çok iyi para veriyorlarmış.
...Zeynep’in ablası Emine, Cumhuriyet Gazetesi’nin ortağı ve yöneticisi... Aile, İzmir eşrafından, eni konu zengin ve ünlü Uşşakizade Ailesi...”
Boğaz sırtlarından Türkiye Kolejin bir diğer öğretim görevlisi Prof. John Freeley, ABD Deniz Kuvvetlerinde görev yapmış bir komando subayıdır. 2.nci Dünya Harbi sırasında Burma ve Çin'de görev yapmış, 1960'da İstanbul Robert Kolej'de "fizik" öğretmenliğine başlamış ve 1993'e kadar İstanbul'da yaşamıştır. John Freely'nin “Boğaz sırtlarından Türkiye” isimli Robert Koleji anlatan kitabı, okuldaki sol faaliyetleri de anlatıyor:



Kolej’de Sol isyanlar, Maoist hareketler




“...1970'te okul bir kriz geçirmektedir. ...Dev Genç'in Genç Devrimciler Örgütü de kampusta bildiri dağıtmaya, rektörü faşist ilan etmeye ve duvarlara Mao'dan sloganlar yazmaya başlamıştır. Yüksek Okulu Arnavutköy'e taşıma girişimlerine karşı sosyal demokrat Öğrenci Birliği de boykot ve işgal tehditleri savurur.
Genç Devrimciler Grubu boykot kararı alır. Sol basında Robert Kolej'in artık Amerikan emperyalizmine yeteri kadar hizmet veremediği için dağıtıldığını öne süren haberler çıkar.
Ayrıca kolej beyin göçünden de sorumlu tutulur, ancak Öğrenci Birliği boykotu tanımaz ve iki grup Arasında kavga çıkar”.


3 .  BÖLÜM İLE DEVAM  EDECEK


..