AZERBAYCAN ENERJİ POLİTİKASI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
AZERBAYCAN ENERJİ POLİTİKASI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2015 Salı

ALTERNATİF ENERJİ NAKİL HATLARI ARAYIŞI AZERBAYCAN ENERJİ POLİTİKASI: BÖLÜM 2





ALTERNATİF ENERJİ NAKİL HATLARI ARAYIŞI  AZERBAYCAN ENERJİ POLİTİKASI:
BÖLÜM 2



    Azerbaycan Enerji Politikası: Alternatif Enerji Nakil Hatları Arayışı Konsorsiyumda yer alan şirketler kendi aralarında çok uluslu Azerbaycan Uluslararası Petrol Şirketi ni oluşturdular (AIOC). 14

Daha sonra SOCAR, kendi payından % 5 hissesini TPAO ya devretmiştir. 15 Diğer % 5 ini ise İran ın Milli Petrol Şirketi ne devretmeyi amaçlıyordu. Haydar Aliyev bu politikası ile bölgede etkin olan tüm devletlerle ilişkileri pekiştirmeyi, aynı zamanda da onları kendi aralarında dengelemeyi amaçlıyordu. Ancak, Amerikan yönetiminin itirazları üzerine Azerbaycan bu payı İran a devretmekten vazgeçti. Bunun yerine İran şirketi, Şahdeniz yatağının işletilmesi için oluşturulacak konsorsiyumdan pay aldı. 16 Azerbaycan Asrın Antlaşması nın imzalanmasından önce kendi payından % 10 luk bir hissesini Rusya nın Lukoil şirketine devretmiştir. Fakat Lukoil in AIOC ta yer almasına rağmen, Rusya mevcut durumu hiç bir şekilde kabul etmeyi düşünmüyordu. Başbakanlık görevini üstlemiş olan Suret Hüseynov Elçibey den sonra bu kez de Aliyev e karşı darbe girişiminde bulundu. Bunun üzerine devlet televizyonunda konuşma yapan Aliyev darbede Rusya nın parmağı olduğuna işaret ederek halkı darbe girişiminin önüne geçmesi için Cumhurbaşkanlığı Sarayı nın önünde toplanmaya çağırdı. Çok geçmeden binlerce kişi Cumhurbaşkanlığı Sarayı nın önünde toplanarak, bir tür canlı set kurarak darbe girişimi engelledi. 17
Diğer taraftan ise, Azerbaycan Batılı enerji şirketleri ile Asrın Antlaşması nı imzalayarak, bu şirketleri temsil eden hükümetlerin dikkatlerini bölgeye çekmek konusunda başarılı oldu. Azerbaycan süreç içinde bağımsızlık konumunu güçlendirerek enerji kaynaklarının kapasitesini kullanarak, denge politikasının oluşturulmasına adım adım ilerlemekteydi.

2. Alternatif Ulaşım Koridorlarının Oluşturulması

2.1 Erken Petrol ve Nakil Yolları
 ‘’ Asrın Antlaşmasının imzalanması ve Batılı enerji şirketlerinin Azerbaycan da petrol yataklarını işletme sürecinin başlaması ile tüm sorunlar çözülmüş olmuyordu. Azerbaycan ın, dış güçlerin bölgedeki etkinliklerini dengelemesi için önündeki en önemli engellerden bir diğeri ise, üretilecek petrolün dünya pazarlarına ulaştırılması için gereken yolların belirlenmesiydi.

14 Azerbaijan International Oil Company of Azerbaijan Republic.
15 Günün Olayları, Haber Kazanı, 12 Nisan 1995, (http://www.haberkazani.com/kazandan-12- nisan-1995-gundemi.html).
16 Thomas De Waal, The Caucasus, An Introduction, ss. 172-173. 17 Svante Cornell, Azerbaijan since Independence, ss. 85-86. 133

Azerbaycan ın açık denizlere çıkışının olmaması, petrolün dünya pazarlarına taşınması için oluşturulacak olan ulaşım koridorlarının komşu devletlerin arazileri üzerinden geçirilmesini öngörüyordu. Bu durumda Azerbaycan için en etkin ve verimli ulaşım türü, petrolün boru hatları ile taşınması olacaktı. Azerbaycan da Sovyetler Birliği döneminden kalan bir petrol boru hattı mevcut idi. Sözkonusu boru hattı Bakü deki petrol yataklarının Rusya daki boru hattı sistemi ile bağlantısını oluşturuyordu. Bu boru hattı şebekesi vasıtası ile, petrol Rusya nın Novorossiysk Limanı üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılabilirdi. Bakü-Novorossiyk petrol boru hattının uzunluğu 1.347 km, yıllık taşıma kapasitesi ise 6 milyon ton idi. Petrol Novorossiysk limanından Karadeniz üzerinden Akdeniz e tankerlerle taşınacaktı. Asrın Antlaşması nın imzalanmasını engelleyemeyen Rusya, Azeri-Çırak- Güneşli yataklarında üretilecek petrolün kendi arazisi üzerinden nakledilmesini arzuluyordu. Bu yol vasıtası ile Rusya Azerbaycan petrolünün dünya pazarlarına ulaşımını kendi kontrolü altına alacağını düşünüyordu. Nitekim, 1997 yılının sonlarına doğru Çırak yatağından erken petrol olarak adlandırılan üretilen ilk petrolün nakli için yılda en az 5 milyon ton kapasiteli petrol boru hattına ihtiyaç duyulmaktaydı. 18
Azeri-Çırak-Güneşli yataklarından mevcut altyapıdan yararlanarak ve büyük yatırım talebi olmadan üretilecek petrol için erken petrol tanımı yapılmaktaydı. Sözkonusu yataklardan asıl petrolün üretiminin ise ancak 2005 yılında gerçekleşmesi bekleniyordu. Oysa ki, Sovetler Birliği nin dağılmasından sonra ciddi ekonomik sorunlarla yüzleşen Azerbaycan bu kadar uzun bir süre bekleyemezdi ve acil olarak sorunların çözümlenmesi için bir gelire ihtiyaç duymaktaydı. Görüldüğü gibi, Bakü-Novorossyisk petrol boru hattının kapasitesi üretilecek erken petrolün taşınması için yeterli idi. Fakat, bu durumda erken petrolün nakli bütünüyle Rusya nın iradesine bırakılacaktı. Bu ise, bağımsızlıktan sonra Güney Kafkasya daki Rusya etkisini azaltmaya çalışan Azerbaycan için kabul edilemez bir durumdu. Aynı zamanda erken petrolü taşıyacak koridor, büyük ölçüde sonradan üretilecek petrolün ihraç edileceği boru hattının güzergahı nı da belirlemiş olacaktı. Oysaki, hem Azerbaycan hükümeti, hem de konsorsiyumda yer alan Batılı enerji şirketleri, tüm petrolün Rusya nın arazisi üzerinden taşınmasını uygun bir tercih olarak görmüyorlardı.


18 İlham Aliyev, Kaspiyskaya Neft Azerbaycana (Azerbaycan ın Hazar daki Petrolü), (Moskova: İzvestiya, 2003), ss. 125-127.

Diğer taraftan, erken petrol için Rusya dışında bir ulaşım koridorunun oluşturulması, bu ülke tarafından ciddi tepkilerin ve neticede karşı eylemlerin gerçekleştirilmesine neden olabilirdi. Kendi hükümetlerinin siyasi desteklerini henüz yanlarına alamayan Batılı enerji şirketleri için bu tür bir senaryo istenilmeyen bir gelişme idi. Bu yüzden, Azerbaycan hükümeti ve konsorsiyum üyeleri erken petrolün nakli için aynı anda iki ulaşım koridorunun oluşturulmasının uygun olacağını kabul etmişlerdi. Yaşanan bu gelişmeler neticesinde Bakü-Novorossiysk petrol boru hattı ile beraber, Gürcistan üzerinden Karadeniz e ulaştırılacak ikinci bir hat olan Bakü- Supsa petrol boru hattının inşasına karar verilmiştir. Uzunluğu 917 km olacak bu boru hattının yıllık taşıma kapasitesi 5.5-6 milyon ton olacaktı ve Novorossiysk`a giden boru hattında olduğu gibi, Supsa ya ulaşacak petrol de tankerlerle Karadeniz üzerinden Akdeniz limanlarına ulaştırılacaktı. 19
Bakü-Supsa nın inşaatı tamamlandıktan sonra, ilk defa olarak eski bir Sovyetler Birliği cumhuriyeti, kendi enerji kaynaklarını Rusya güzergahının dışında dünya pazarlarına ulaştırabilme imkanına sahip oldu. 20
Bakü-Supsa boru hattının inşaatı, Azerbaycan ın enerji kaynaklarının dünya pazarlarına ulaşımı açısından alternatif yollarının oluşturulmasında ilk somut adım olmuştur. Bu durumda A- zerbaycan, eski Sovyet cumhuriyetlerine kıyasla Rusya dan daha bağımsız bir dış politika ve enerji politikası yürütmeye imkan bulmuştur. Kendi konumunu pekiştirmek açısından tercih edilen söz konusu politika Azerbaycan ın ileride de takip edeceği temel politikayı oluşturacaktı. Nitekim, asıl ihraç için yapılacak petrol boru hattının yapımında da, Rusya ya alternatif güzergahlar üzerinde kurulması için yollar aranmaya başlanmıştır.

2.2. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı ve Alternatifleri
Her ne kadar erken petrol ün dünya pazarlarına ulaştırılması için güzergahlar belirlense ve inşa olunsa da, esas ihraç boru hattının nereden geçeceği sorusu henüz gündemde değildi. Zamanla Azeri-Çırak-Güneşli yataklarından üretilecek petrolün hacmi artacaktı.

19 Rovshan Ibrahimov, Azerbaijan Energy Strategy and the Importance of Diversification of Exported Transport Routes, Journal of Qafqaz University, Sayı: 29, 2010, s. 25. 20 Rovshan Ibrahimov, Azerbaijan: Happiness is the Availability of Export Corridors, USAK Web Site, 30 Ağustos 2008, (http://www.usak.org.tr/en/makale.asp?id=552). 135
Bakü-Supsa ve Bakü-Novorossiyk boru hatlarının toplam taşıma kapasiteleri 11 milyon tondu. Oysa ki, 2005 yılından itibaren Azerbaycan 20 milyon ton petrol ihraç edecekti. Rusya ise kuzey güzergahı olan Bakü-Novorossiysk boru hattının kapasitesini geliştirerek kullanılmasında ısrarlıydı. Oysa, Azerbaycan ın ve konsorsiyuma üye olan Batılı şirketlerin alternatif güzergah arayış politikası ile bu durum zıtlık oluşturmaktaydı. Politik açıdan bu güzergah, Azerbaycan ın tekrar Rusya nın etki alanı altına girmesi demekti. Ancak, Azerbaycan ın geleceğe yönelik kalkınma perspektifi kendi enerji kaynaklarının işletilmesine bağlı olduğu için, bu durumda bağımlılık daha kalıcı olurdu. Politik etkenler olmasa bile, kuzey güzergahının diğer eksiklikleri de mevcuttu. Novorossiyk Limanı ndan taşınan petrolün tankerlerle Karadeniz den Akdeniz e ulaştırılması için İstanbul un bulunduğu Türk boğazlarından geçmesi gerekiyordu. Oysa ki bu kadar yüksek miktarda petrolü boğazlardan geçirmek mümkün gözükmemekteydi. Çünkü boğazların yıllık petrol taşıma kapasitesi yaklaşık 200 milyon ton olarak belirlenmişti. Boğazların genişliği yer yer 600 metreye kadar düştüğü için daha fazla petrolün taşınması durumunda İstanbul un güvenliği tehdit altında olacaktı. Yalnızca 1 Mayıs 1982 ile 18 Eylül 1994 tarihleri arasında boğazlarda 210 a yakın farklı ağırlıklarda kaza meydana gelmiştir. Azerbaycan petrolünün hacmi artınca onu boğazlardan taşımak daha da zorlaşacaktı. Çünkü, Novorossiyk limanından Azerbaycan petrolünün dışında, Rusya kendi petrolünü ve Kazak petrolünü de taşımaktaydı. Bu ise, boğazların taşıma kapasitesini ciddi şekilde aşmaktaydı. 21
Bu yüzden asıl ihraç boru hattının boğazların dışında başka bir güzergahtan geçmesi gerektiği konusunda bir fikir birliği oluştu. Bu boru hattı ise Akdeniz e direkt olarak uzanacak olan Bakü-Tiflis-Ceyhan olmalıydı. Sonuç olarak, söz konusu boru hattının kurulması kararı alındı. B-T-C boru hattının inşaası konusunda oluşturulan konsorsiyuma dahil olan şirketler ve onların hisseleri şu şekilde belirlenmişti:
BP (% 30.01),
SO- CAR (% 25),
Statoil (% 8.71),
Chevron (% 8.90),
TPAO (% 6.53),
ENI (5%),
TotalFinaElf (% 5),
Itochu (% 3.40),
ConocoPhilips (% 2.5),
 Inpex (% 2.5) ve
Amerada Hess (% 2.36). 22

Uzunluğu 1.730 km olan bu boru hattının yapımına 2002 yılında başlandı ve 2005 te tamamlandı. Günümüzde, B-T-C boru hattından 2010 yılında rekor seviyesine ulaşarak, yaklaşık 50 milyon ton petrol ihraç edilmiştir. Bu ise Azeri-Çırak-Güneşli yataklarından üretilen petrolün neredeyse tamamını oluşturmaktadır.

21 Rovshan Ibrahimov, Azerbaijan: Happiness is the Availability of Export Corridors.
22 Bakı-Tbilisi-Ceyhan Əsas İxrac Boru Kəməri, Azərbaycan Respublikası Dövlət Neft Fondu, (http://www.oilfund.az/az_az/layiheler/baki-tbilisi-ceyhan-esas-ixrac-boru-kemeri.asp). 136

Bu da, Azerbaycan da üretilen petrolün genel olarak tek bir güzergahtan dünya pazarlarına ihraç edildiğini göstermektedir. Bu durum belli başlı bazı sorunlara neden olabilirdi. B-T-C ye alternatif güzergah bulunmasının gerekliliği, özellikle Ağustos 2008 de kendi aktüalitesini ortaya koymuştur. Türkiye de boru hattında patlama yaşanması ve Gürcistan da devam eden beş günlük savaş Azerbaycan petrolünün B-T-C den taşınmasını tümüyle durdurdu. 23
Neticede, kimse bu durumun bir daha tekrarlanmayacağını garanti edemezdi. Bu yüzden Azerbaycan için kendi konumunu koruması ve sağlamlaştırması ve bunun için de B-T-C`ye bir alternatif hat araması gerektiği anlaşıldı. B-T-C ye alternatif güzergahlardan ilki olarak Ukrayna nın Karadeniz sahilinde bulunan Odessa Limanı ndan Brody şehrine kadar uzanan petrol boru hattı gündeme geldi. İlk başta bu boru hattı Hazar Denizi havzası devletlerinde üretilecek petrolün Avrupa pazarlarına taşınması için projelendirilmişti. Ancak düşünülenler farklı nedenlerle gerçekleşmedi ve bu boru hattından Rusya petrolü ters yönde Karadeniz e nakledilmeye başlandı. Odessa-Brody boru hattı ile Azerbaycan ve Kazakistan da üretilen petrolü Avrupa pazarlarına ulaştırmak mümkündür. Hatta, bu boru hattının Polonya nın Gdansk şehrine kadar uzatılması düşünülmektedir. Çünkü burada petrolü işletebilecek rafineler bulunmaktadır. 24 
Bu rafinelerde yıllık olarak yaklaşık 6-7 milyon ton petrol işletmek mümkündür. 25
Diğer taraftan Azerbaycan petrolünü almak konusunda Ukrayna da istekli görülmektedir. Ukrayna yıllık olarak 5 milyon ton petrol alma imkanlarını araştırmaktadır. Bu petrolün Ukrayna nın rafinelerinde işletilmesi öngörülmüştür. 26
Bununla birlikte Azerbaycan da Ukrayna pazarlarına kendi petrolünü ihraç etmek konusunda isteklidir. SOCAR bu ülkede kendi markası altında bir dizi akaryakıt  doldurma istasyonu açmıştır ve bunların sayısını artırmayı planlamaktadır.


23 Neft Dorojaet Posle Vzrıva na Nefteprovode Baku-Tbilisi-Djeyhan ( Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattındaki Patlamadan Sonra Petrolün Fiyatı Yükseliyor ), 11 Ağustos 2008, (http:// tbu.com.ua/news/neft_dorojaet_posle_vzryva_na_nefteprovode_baku_tbilisi_djeihan.html).

24 Rovshan Ibrahimov, Energy Security Summit in Kiev and Expectations, Turkish Weekly, 12 Temmuz 2008, (http://www.turkishweekly.net/columnist/2939/energy-security-summit-in-kievand-expectations.html).

25 F. Asim, Nefteprovod Odessa-Brody-Plotsk Jdet Uglevodorodı (Odessa-Brody-Plotsk Petrol Boru Hattı Hidrokarbon Kaynaklarını Bekliyor), Zerkalo, 20 Ağustos 2008, (http://www.zerkalo. az/rubric.php?id=35283).

26 Vasiliy Kashin, Obratnıy Avers. Konflikt Y. Timoshenko s V. Yushenko ne Dal Zapolnit Trubu Odessa-Brody Kaspiyskoy Neftyu (Ters Bakış: Y. Timoşenko ile V. Yuşenko Arasındaki Anlaşmazlık Odessa-Brody Boru Hattını Hazar Petrolü İle Doldurmaya İzin Vermedi), CentralAsia.ru, 18 Temmuz 2008, (http://www.centrasia.ru/newsa.php?st=1216361040). 137

Ayrıca SOCAR Ukrayna dışında Romanya da da Ukrayna dakinin benzeri 300 istasyon açmayı düşündüğü için, 27 Azerbaycan petrolünün bu yönde ihraç olasılığı artmaktadır. Büyük hissesi SOCAR ın mülkiyetinde bulunan PETKİM şirketinin nezdinde İzmir de yeni rafinerinin inşaatı tamamlanıncaya kadar, Azerbaycan kendi petrolünü Ukrayna rafinelerinde işletmeyi düşünebilir. Azerbaycan bu güzergahın geliştirilmesinde istekli gözükmektedir. Bu istikamet alternatif bir güzergahın oluşturulmasına imkan sağlamakla beraber, Karadeniz e kıyısı olan devletlere petrolün ve hazır mamullerin ihracına imkan sağlayacaktır. Nitekim Azerbaycan Karadeniz ülkeleri ile bu konuda geniş çaplı partnerlik ilişkileri geliştirmektedir. Azerbaycan`ın petrol ihracı için Türkiye ye alternatif bir güzergah araştırmasının bir diğer nedeni de enerji gibi Azerbaycan için hayati öneme sahip bir hususta ülkenin kendi kaderini tek bir transit ülkenin ellerine bırakmama isteğidir. Nitekim bölgesel enerji koridoru rolünü üstlemeye çalışan Türkiye, Azerbaycan doğalgazını Azerbaycan dan düşük fiyatlarla alarak, daha sonra Avrupa pazarlarına dünya piyasası fiyatları üzerinden satmayı düşünmekteydi. Fiyat farkı bir kaç kata ulaştığından dolayı Azerbaycan bu duruma olumsuz bakmaktaydı. Rusya ya yönelik alternatif arayış nedeni tamamen politik kaygılardan kaynaklanan Azerbaycan ın Türkiye güzergahına alternatifler aramasının nedeni ise tamamen ekonomik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu yüzden Azerbaycan hem petrol, hem de doğalgazın ihracı için yeni yollar bulunması konusundaki arayışını aktif bir şekilde yürütmektedir.

3. Azerbaycan Doğalgazının Üretilmesi ve Onun Dünya Pazarlarına İhracı İçin Aranan Yollar

4 Haziran 1996 da Azerbaycan bir kaç Batı enerji şirketi ile Şahdeniz yatağının işletilmesi amacı ile üretim paylaşımı sözleşmesi imzaladı. Oluşturulan konsorsiyuma
SOCAR (% 10),
BP (% 25.5),
Statoil (% 25.5),
İran ın Milli Enerji Şirketi (% 10),
Rus-İtalyan ortaklığı LUKAgip NV (% 10) ve
TPAO (% 9) ile dahil olmuşlardı.
Şahdeniz yatağı Hazar Denizi nde, Bakü den 70 km uzaklıkta güney-batı da bulunan ve toplam alanı 860 km 2 olan bir yataktır. Şahdeniz yatağında büyük bir doğalgaz rezervi bulununca, bunun dünya pazarlarına ulaştırılması için gerekli boru hattının oluşturulması gereksinimi oluştu.


27 H.E, GNKAR Okroet v Rumınii Okolo 300 Benzokolonok (SOCAR Romanya da Yaklaşık Olarak 300 Adet Benzin İstasyonu Açacak), 1 News.az, 02 Nisan 2011, (http://www.1news.az/ economy/oil_n_gas/20110402124523008.html).

Bu amaçla 2006 yılında Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattının inşaatı tamamlanmıştır. Aynı yıl doğalgaz Türkiye pazarlarına ulaşmaya başlamıştır. Azerbaycan kendi doğalgazını Türkiye üzerinden Doğu ve Merkezi Avrupa ülkelerine de ihraç etmeyi amaçlamaktaydı. Bununla ilgili olarak Yunanistan ve Bulgaristan la bazı görüşmeler de yapılmıştır. Oysa bu durum Türkiye nin kendi enerji politikasında yaptığı bazı değişimler nedeni ile bir dizi handikapla karşılaştı. Daha önce belirtildiği gibi, Türkiye bölgede enerji ithalatı ve ihracatı açısından bir terminal rolünü üstlenerek hem politik, hemde ekonomik açıdan bazı imkanlar sağlamayı amaçlamaktaydı. Azerbaycan doğalgazını satın alan Türkiye, onu Avrupa pazarlarına kendisi ihraç etmeyi planlıyordu. Durum böyle olurca, 2008 de Azerbaycan ile Türkiye arasında doğalgaz konusunda fikir ayrılığı oluştu. 28 Bu fikir ayrılığından dolayı, Azerbaycan Şahdeniz yatağının işletilmesinin İkinci Aşaması nı bir kaç defa ertelemek zorunda kaldı. Bunun dışında Azerbaycan yeni doğalgaz yatakları keşf etti, Aralık 2010 da, SOCAR şirketi kendi imkanları ile Umid yatağında 200-300 milyar m 3 doğalgaz buldu. 29 Umid yatağı ile birlikte Babek yatağında da SOCAR tarafından araştırma çalışmaları başlatıldı. Bu yatakta Umid te bulunan doğalgazın iki katı gaz olduğu öngörülmüştür. 30 Bunlara ek olarak Apşeron yatağında yaklaşık olarak 300 milyar м 3 doğalgazın bulunulması beklenilmektedir. Azeri-Çırak-Güneşli yatağından da gaz çıkarılmaktadır ve buradaki toplam hacim 500 milyar м 3 dür. Bunun için de Azerbaycan, Türkiye güzergahına olan bağımlılığı azaltmak için farklı alternatifler arayışına girdi. Alternatiflerden bir diğeri ise, 27 Mart 2009 tarihinde Rusya ile imzalanan ve bu ülkeye doğalgazın ihracını öngören memorandumla oluşturuldu. Azerbaycan ile Rusya arasında Sovyet döneminden kalmış ve uzunluğu 200 km olan Bakü- Novo Filya doğalgaz boru hattı mevcuttur.


28 Rövşən İbrahimov, Azərbaycan ilə Türkiyə Arasında Enerji Sahəsində Əməkdaşlıq: Mövcud Vəziyyət və Gələcək Perspektivlər, Analitik Baxış, Sayı: 4, Eylül-Ekim 2010, s. 20.
29 H.E., SOCAR Zayavila ob Otkrıtii Krupnogo Gazovogo Mestorojdeniya Umid v Azerbaycane (SOCAR Azerbaycan da Umid Adında Büyük Bir Doğalgaz Yatağının Açıldığını Bildirdi), 1 News.az, 24 Kasım 2010, (http://www.1news.az/economy/oil_n_gas/20101124043856510. html).
30 Alena Salayeva, Mestorojdeniye «Babek» vdvoe bolshe «Umid» ( Babek Maden Yatağı Umid ten İki Kat Büyük), 1 News.az, 25 Kasım 2010, (http://www.1news.az/economy/oil_n_ gas/20101125105006328.html).


Azerbaycan söz konusu boru hattının kapasitesini kullanarak Ocak 2010 dan itibaren Rusya ya doğalgaz ihracatını başlattı. 31 İlk aşamada taraflar Azerbaycan dan Rusya ya 500 milyon m 3 doğalgazın ihraç edilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Daha sonra Eylül 2010 da Rusya devlet başkanı Dmitri Medvedev in Bakü ye resmi ziyareti sırasında, daha önce imzalanmış memoranduma ek olarak bir anlaşma daha imzalandı. Buna göre Azerbaycan dan Rusya ya ihraç edilen doğalgazın miktarının 2 milyar metre küpe kadar artırılması ömgörüldü. Bu miktarın gelecekte artırılabileceği konusunda da taraflar arasında ön anlaşmaya varıldı. 32 Nitekim, bir yıl sonra bu miktar 3 milyar metre küpe kadar çıkarıldı. Rusya nın yanısıra Azerbaycan ile güney komşusu olan İran arasında varılan anlaşmaya göre Azerbaycan gazı İran a da ihraç edilmeye başlandı. Ocak 2011 de imzalanan anlaşmaya göre, Azerbaycan İran a 1 milyar m 3 gaz ihraç etme kararı aldı. Rusya ile olan antlaşmada olduğu gibi, İran ile olan antlaşmada da miktarın daha sonra yapılacak müzakereler vasıtasıyla sağlanacak anlaşmaya göre artırılması mümkün olacaktı. 33 İran a ihraç edilen doğalgazın karşılığında, Azerbaycan ile toprak bağlantısı olmayan İran dan Nahçıvan2a gaz ulaştırılmaktadır. Dolayısıyla İran a gaz ihracatı ekonomik sebeplerden daha çok jeopolitik önem taşımaktadır. Öte yandan, İran a karşı uygulanan uluslararası yaptırımlar nedeniyle bu ülkeye ihraç edilen doğalgazın miktarında artış beklenilmemektedir. Azerbaycan ın komşuları ile yaptığı bu anlaşmalar kendi doğalgazının dünya pazarlarına ihracı açısından yeni alternatif yolların oluşturulması hususunda önem taşımaktadır. Bu durumda 2012 yılında, Azerbaycan yaklaşık 4 milyar m 3 doğalgazı Rusya ve İran a ihraç etme imkanına sahip olacaktır. Buna rağmen ekonomik açıdan bu iki güzergah Azerbaycan a kısmi bir rahatlık verse de, bağımsızlıktan bu yana politik açıdan Rusya ya bağımlılığı minimuma indirme siyasetini yürüten Azerbaycan için Kuzey güzergahın önceliğinden söz etmek oldukça zordur.

31 Rovshan Ibrahimov, Nabucco as a Chess Game: Azerbaijan s Next Move, Turkish Weekly, 12 Eylül 2009, (http://www.turkishweekly.net/columnist/3135/nabucco-as-a-chess-gameazerbaijan).
32 Rovshan Ibrahimov, Vizit Medvedeva v Baku Dan Novoy Tradisii i İnteresı v Gazovom Sektore (Medvedev in Bakü Ziyareti Yeni Geleneğin Haracı ve Gaz Sektöründeki Çıkarlar), 1 News.az, 08 Eylül 2010, (http://www.1news.az/authors/ribrahimov/20100908025800033.html).
33 Zulfugar Agayev & Ladane Nasseri, Azerbaijan Signs Gas Supply Contract with Iran Before EU Visit, Bloomberg News, 12 Ocak 2011, (http://www.bloomberg.com/news/2011-01-12/ azerbaijan-signs-gas-supply-contract-with-iran-before-eu-visit.html). 140

Böyle olsa bile, Bakü-Novo Filya doğalgaz boru hattının kapasitesi sadece 5 milyar m 3 olduğu için, doğalgazın üretiminde ciddi bir artış beklenen Azerbaycan için Rusya istikameti alternatifler arasında gözükmemektedir. Aynı durum İran için de söz konusudur. Uluslararası yaptırımların uygulandığı İran, Azerbaycan gazının bu ülke üzerinden Avrupa pazarlarına taşınması için zaten istenilen bir güzergah değildir.
Nitekim bu istikametin kullanılmasında Şahdeniz yatağının işletilmesi için kurulan konsorsiyuma üye olan şirketler ve onların hükümetleri de isteksizdir. Bu durumda Azerbaycan, Şahdeniz yatağının işletilmesinin ikinci aşamasında ve diğer yataklardan üretilecek doğalgazın ihracı için yeni alternatifler arayışına girmişti. Bu arayışlardan en önemlisi ise, 14 Eylül 2010 da Bakü de üç devlet Azerbaycan, Gürcistan ve Romanya devlet başkanları ile Macaristan başbakanının katılımıyla imzalanan memorandum olmuştur. Bu memoranduma göre bu üç devlet Karadeniz üzerinden Gürcistanın
Kulevi terminalinden Romanya nın Kostanza Limanı na doğalgazın taşınmasının olasılıklarını incelemek için ortak bir şirket kurdular. Azerbaijan, Georgia, Romania Interconnection (AGRI) adını taşıyan bu projeye esasen, Romanya limanına Azerbaycan da üretilmiş gazın sıvılaştırılmış veya sıkıştırılmış halinin ihraç olanakları araştırılacaktır. İlk araştırmalara göre, söz konusu projenin maliyetinin 4 ile 6 milyar Euro arasında değişiklik gösterebileceği belirlenmiştir. Projenin fizibilite çalışmaları başlatılmış ve bunun rekabete dayanabilirliği araştırılmaktadır. AGRI projesinin ortaya çıkmasının temel sebebi, Azerbaycan doğalgazının Avrupa pazarlarına ulaştırılması konusunda batı istikametinde yeni bir alternatif ulaşım yolu oluşturulmak istenmesidir. 34
Bununla da Azerbaycan tek yönlü ihraç güzergahının kendisine getirebileceği ekonomik kayıplardan yana kendisini sigortalamak istemektedir. 35
Projenin gerçekleşmesinin Azerbaycan açısından bir diğer önemi ise, ülkeye sadece alternatif güzergah temin etmeyecek, aynı zamanda ihraç ettiği ürün açısından da alternatifler önermiş olacaktır. Sıvılaştırılmış ya da sıkıştırılmış gazın piyasaya sürülmesi durumunda, yeni pazarlara çıkma olasılığı da artacaktır. Çünkü boru hatları ile doğalgazın dağıtılması yalnız şebekenin ulaştığı yere kadar mümkündür, oysa ki diğer türlü gazı farklı şekilde nihai müşteriye ulaştırmak mümkün olacaktır. Bu ise Azerbaycan a doğalgaz dahil, enerji kaynaklarının ihracatında sürdürülebilirliği ve istikrarı temin etme konusunda yardımcı olacaktır.
34 Ariz Hüseynov, AGRI: Cənub Qaz Dəhlizindəki Layihələrdən Biri Kimi, Gün.az Azərbaycan Həbərləri, 08 Kasım 2012, (http://www.gun.az/ariz_huseynov/55526)
35 Rovshan Ibrahimov, Proekt AGRİ - Alternativnıy Transportnıy Koridor v Evropu (AGRİ Projesi: Avrupa ya Alternatif Ulaşım Koridoru), 1 News.az, 13 Ekim 2010, (http:// www.1news. az/analytics/20101013014748562.html). 141
Azerbaycan ın Şahdeniz 2 yatağından üretecek doğalgazın ihraç edilmesi için öngördüğü bir diğer önemli proje ise TANAP tır (Transanatolian pipeline). 26 Haziran 2012 de Türkiye ile Azerbaycan arasında her ne kadar bu boru hattının inşası Türkiye toprakları üzerinde düşünülse ve alternatif güzergah gibi kabul edilmese de, bu proje Azerbaycan a doğalgazın ihracatında yeni imkanlar temin edecek ve olası riskleri azaltacaktır. 36
Azerbaycan ın TANAP projesinin gerçekleştirme isteği ve Türkiye ekonomisine diğer alanlara yapılan yatırımlar aslında iki ülke arasında karşılıklı bağımlılık oluşturma çabalarıdır. Bununla da, Azerbaycan Türkiye nin enerji politikasında olası değişimlerin kendini olumsuz etkilemesini engellemeyi hedeflemektedir. TANAP boru hattı ile Türkiye ve Merkezi ve Doğu Avrupa devletlerine yıllık yaklaşık 17 milyar metre küp miktarında gazın ihracatı öngörülmektedir. 37
TANAP projesini gerçekleştirecek konsorsiyuma Azerbaycan ın devlet petrol şirketi SOCAR % 80, Türkiye nin BOTAŞ ve TPAO şirketleri ise her biri % 5 ve % 15 pay alarak katılmışlardır. Daha sonra SOCAR şirketi kendi payından % 29 unu BP, TOTAL ve Statoil şirketlerine teklif etmiştir. 38
Bunun temel sebebi SOCAR, Şahdeniz yatağını işletecek konsorsiyumun üyelerini bu projeye katılmasını temin etmek isteğidir. Bununla hem jeopolitik ve mali riskler azaltılacak, hem de projenin gerçekleşme olasılığı artacaktır. Ayrıca şirketler de Şahdeniz de üretilecek doğalgazın dünya pazarlarına sorunsuz bir şekilde ulaşması arzusundadır ve olası risklerin azaltılmasında aktif olarak yer alacaklardır. 39
Aynı zamanda SOCAR projede esas katılımcı olmak arzusundadır ve payların % 51 ini kendisinde bulundurmak istemektedir. Azerbaycan, uyguladığı bu yeni politika ile alternatif enerji ulaşım koridorlarının geliştirilmesinde bir yenilik oluşturmuş oldu. Şimdiye kadar, alternatifler coğrafi çeşitlilik açısından değerlendiriliyor ve haritada farklı güzergahlar aranıyordu. Fakat Azerbaycan ın bulunduğu coğrafi konumunun kısıtlılığı fazla arayış olasılığı tanımamaktadır. Bu yüzden, yeni güzergahlar geleneksel ulaşım koridorlarının üzerinde yerleşse  de, kullanılan yöntem transit ülkelerle ekonomik açıdan karşılıklı bağımlılığın oluşturulması olmuştur. Bu tür bir stratejinin geliştirilmesi aynı zamanda Avrupa pazarları açısından Azerbaycan ın konumunu güçlendirmektedir.


36 Daha ayrıntılı bilgi için bkz., Michael J. G. Main, Rovshan Ibrahimov, Fevzi Bilgin, Linking the Caspian to Europe: Repercussions of the Trans-Anatolian Pipeline, Rethink Paper, Sayı: 6, Rethink Institute, Washington DC, Ekim 2012, (http://www.rethinkinstitute.org/files/ Linking%20the%20Caspian%20to%20Europe.pdf).
37 Gulmira Rzayeva & Theodorus G. R. Tsakiris, Strategic Imperative: Azerbaijani Gas Strategy and the EU`s Southern Corridor, SAM Review, Bakü, Sayı: 5, Temmuz 2002, s. 17.
38 ARDNŞ BP, Statoil və Total Şirkətlərinə TANAP Layihəsində 29 Faiz Pay Təklif Edib, Salam News Agency, 09 Eylül 2012, ( http://ru.salamnews.org/az/news/read/29495/ ardnsh-ldquobprdquo-statoil-ve-total-shirketlerine-tanap-layihesinde-29-faiz-pay-teklif-edib/)
39 Radu Dudau, The Shah Deniz End Game & the Plight of the Southern Corridor, Caucasus International, Cilt: 2, Sayı: 2, Yaz 2012, ss. 103-104. 142
Uzun vadede, doğalgaz ihracatçısı gibi, Şahdeniz yatağından Avrupa daki tüketiciye kadar oluşan değer zincirinde yer edinmeye çalışmaktadır. 40
Bu durumda bölgesel aktör gibi hareket etmek için altyapı oluşturmakta ve bu rolü üstlenme hazırlıkları gerçekleştirmektedir. Sonuç Zengin enerji kaynaklarına sahip olan devletler, kendi gelirlerini maksimize etmek arzusundadırlar. Bunun için sahip oldukları petrolü ve doğalgazı en yüksek kar marjları ile satmaya çalışmaktadırlar. Yüksek marjlı kar elde etmek için ise enerjinin istikrarlı ve ekonomik açıdan iyi durumda olan alıcılara satılmasının gerekliliğinin yanı sıra, sürdürülebilir ulaşım sistemine sahip olmak da gerekmektedir. Fiyatı ve istikrarlı arzı etkileyen en önemli etkenlerden bir diğeri ise, enerji kaynaklarının dünya pazarlarına ulaştırılması için birden çok ve çeşitli transit koridorlara sahip olunmasıdır. Böylece pazarlardaki ani değişim veya istikrarsızlık karşısında enerji arz eden devletin riskini azaltma imkanı sağlanması ile birlikte, gelirlerin de sabitlenmesi temin edilmiş olacaktır. Alternatif nakil yolları imkanının mevcut olması sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda siyasi açıdan da bazı avantajlar sağlamaktadır. Farklı transit yollara sahip olma imkanı komşu devletlerin ihracatçı devlet üzerinde baskı politikalarını uygulama imkanından yoksun bırakmaktadır. Özellikle bu durum, açık denizlere çıkışı olmayan devletler için daha büyük bir önem arz etmektedir. Bu durumda enerji kaynaklarını dünya pazarlarına birden fazla koridordan ihraç eden devlet daha gevşek politika takip etme imkanına sahiptir. Böyle olunca, ülkenin enerji arz güvenliği temin edilmekte ve ihracatçı devlet güvenliğinin artması nedeniyle daha tarafsız ve bağımsız politika uygulama imkanına sahip olmaktadır. Yukarıda bahsi geçen varsayımlar Azerbaycan için de geçerlidir. Bağımsızlığını elde ettikten sonra kendi ulusal çıkarları doğrultusunda enerji politikasını oluşturan Azerbaycan, alternatif ihraç koridorlarının oluşturulması açısından büyük başarılar elde etmiştir. Alternatif ihraç yollarının oluşturulmasını kendi enerji politikasının temel ilkesi olarak kabul eden Azerbaycan, bu konuda aşamalı bir gelişme kaydetmiştir.

40 Gulmira Rzayeva, TANAP-Hazar Gazını Avrupa`ya Taşıyan Atılım Projesi, Hazar Raporu, Hazar Strateji Enstitüsü, Ekim-Aralık 2012, Sayı: 1, s. 10.


Enerji konusunda komşularıyla ikili ilişkilere sahip olan Azerbaycan’ın birden fazla ve çeşitli ihraç koridorlarına sahip olması, daha esnek bir dış politika izlemesine imkan vermiş ve  küresel ve bölgesel aktörlerle ilişkilerinde bağımsız hareket edebilme olanağı sağlamıştır.

KAYNAKÇA
Agayev, Zulfugar & Nasseri, Ladane, “Azerbaijan Signs Gas Supply Contract with Iran Before EU Visit”, Bloomberg News,
Aliyev, İlham, Kaspiyskaya Neft Azerbaycana (Azerbaycan’ın Hazar’daki Petrolü), (Moskova: İzvestiya, 2003).
Asim,  F.,  “Nefteprovod  Odessa-Brody-Plotsk  Jdet  Uglevodorodı”  (Odessa-Brody-Plotsk Petrol Boru Hattı Hidrokarbon Kaynaklarını Bekliyor), Zerka-lo, 20 Ağustos 2008, ( http://www.zerkalo.az/rubric.php?id=35283 ).
Dudau, Radu, “The Shah Deniz End Game & The Plight of the Southern Corridor”, Caucasus International, Cilt: 2, Sayı: 2, Yaz 2012.
Hüseynov, Ariz, “AGRI: Cnub Qaz Dhlizindəki Layihələrdən Biri Kimi”, Gün.az Azərbaycan H
əbərləri, 08 Kasım 2012, ( http://www.gun.az/Ariz_Huseynov/55526 ).
İbrahimov,  Rövşən,  “Azərbaycan  ilə  Türkiyə  Arasında  Enerji  Sah
əsindəƏməkdaşlıq: Mövcud Vəziyyət və Gələcək Perspektivlər”,

Analitik Baxış,
Sayı: 4, Eylül-Ekim 2010.
Ibrahimov, Rovshan, “Azerbaijan Energy Strategy and the Importance of Diversification of Exported Transport Routes”, Journal of Qafqaz University, Sayı: 29, 2010.Ibrahimov, Rovshan, “Azerbaijan: Happiness is the Availability of Export Corri-dors”,
USAK Web Site, 30 Ağustos 2008, (http://www.usak.org.tr/EN/makale.asp?id=552).
Ibrahimov,  Rovshan,  “Energy  Security  Summit  in  Kiev  and  Expectations”, Turkish  Weekly,  12  Temmuz  2008,  (http://www.turkishweekly.net/colum-nist/2939/energy-security-summit-in-kiev-and-expectations.html).
Ibrahimov, Rovshan, “Nabucco as a Chess Game: Azerbaijan’s Next Move”,
Turkish Weekly, 12 Eylül 2009, (http://www.turkishweekly.net/columnist/3135/nabucco-as-a-chess-game-azerbaijan).
Ibrahimov, Rovshan, “Proekt AGRİ - Alternativnıy Transportnıy Koridor v Evropu” (AGRİ Projesi: Avrupa’ya Alternatif Ulaşım Koridoru),
1 News.az, 13 Ekim 2010, (http:// www.1news.az/analytics/20101013014748562.html).
Rovshan İBRAHİMOV146
Ibrahimov, Rovshan, “Proekt AGRİ- Alternativnıy Transportnıy Koridor v Evropu” (AGRİ Projesi: Avrupa’ya Alternatif Ulaşım Koridoru),
1 News.az, 13 Ekim 2010, (http:// www.1news.az/analytics/20101013014748562.html).
Ibrahimov, Rovshan, “Visit Klinton v Baku Vosstanovlenie Status-Kvo ili Novie Tendensii?”
(Clinton’ın Bakü Ziyareti: Statükonun Yenilenmesi veya Yeni Eğilimler?),
1 News.az, 20 Temmuz 2010, (http://www.1news.az/authors/ribrahimov/20100720115209746.html).
Ibrahimov, Rovshan, “Vizit Medvedeva v Baku – Dan Novoy Tradisii i İnteresı v
Gazovom Sektore” (Medvedev’in Bakü Ziyareti – Yeni Geleneğin Haracı ve Gaz Sektöründeki Çıkarlar),
1 News.az, 08 Eylül 2010, (http://www.1news.az/authors/ribrahimov/20100908025800033.html).
Main, Michael J. G.; Ibrahimov, Rovshan; Bilgin, Fevzi, “Linking the Caspian to Europe: Repercussions of the Trans-Anatolian Pipeline”, Rethink Paper, Sayı: 6, Rethink Institute, Washington DC, Ekim, 2012, (http://www.rethinkinstitute.org/files/Linking%20the%20Caspian%20to%20Europe.pdf).
Poluxov, Elxan, “Kontrakt Veka” (Problema v İstoricheskoy Reprospektive)” (Yüzyılın Antlaşması” (Tarihsel Geriye Bakıştaki Problem), Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, Cilt: 2, Sayı: 1, 1997, (http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/R02-005.html).
Rzayev, Farid, “907-ya Popravka: İstoriya i Perspektivı” (907. Düzeltme: Tarih ve Perspektifler),
Tsentralnaia Azia i Kavkaz, No. 3 (4), 1999, (http://www.ca-c.org/journal/cac-041999/st_21_rzayev.shtml).
Rzayeva, Gulmira, “TANAP-Hazar Gazını Avrupa`ya Taşıyan Atılım Projesi”,
Hazar Raporu, Hazar Strateji Enstitüsü, Ekim-Aralık, 2012.
Rzayeva, Gulmira & Tsakiris, Theodorus G. R., “Strategic Imperative: Azerbaijani Gas Strategy and the EU`s Southern Corridor”,
SAM Review, Bakü, Sayı: 5, Temmuz 2002.Sagheb, Nasser & Javadi, Masoud, “Azerbaijan’s “Contract of the Century” Finally Signed with Western Oil Consortium”, Azerbaijan International, Cilt: 2, Sayı: 4, 1994.
Salayeva, Alena, “Mestorojdeniye «Babek» vdvoe bolshe «Umid»” (“Babek”
Maden Yatağı “Umid”ten İki Kat Büyük), 1 News.az, 25 Kasım 2010, (http://www.1news.az/economy/oil_n_gas/20101125105006328.html).
Azerbaycan Enerji Politikası: Alternatif Enerji Nakil Hatları Arayışı 147
Shoroxov, Vladislav, “Energoresursı Azerbaycana: Politicheskaya Stabilnost i
Regionalnıe Otnosheniya” (Azerbaycan’ın Enerji Kaynakları: Siyasal İstikrar  ve  Bölgesel  İlişkiler),  (
http://poli.vub.ac.be/publi/crs/caucasus/shorok-hov.htm).
Shorokhov, Vladislav, “Energy Resources of Azerbaijan: Political Stability and
Regional  Relations”, Caucasian Regional Studies,  Cilt:  1,  Sayı:  1,  1996, (http://poli.vub.ac.be/publi/crs/eng/0101-04.htm).
Svante  Cornell, Azerbaijan  since  Independence,  (Washington:  M.E.  Sharpe, 2011).
Turan, Fatih, “Türkiye-Тürk Cumhuriyetleri Ticari ve Ekonomik İlişkileri Hakkında Değerlendirme”,
Dış Ticaret Dergisi, Ocak 2002. Vine, Steve Le, The Oil and the Glory: The Pursuit of Empire and Fortune on the Caspian Sea, (New York: Random House, 2007).
Waal, Thomas De, The Caucasus: An Introduction, (Oxford University, 2010).“ARDNŞ “BP”, “Statoil” və
 “Total” Şirkətlərinə TANAP Layihəsində 29 Faiz Pay Təklif Edib”, Salam News Agency, 09 Eylül 2012,  (http://ru.salamnews.org/az/news/read/29495/ardnsh-ldquobprdquo-statoil-ve-total-shirketlerine-tanap-layihesinde-29-faiz-pay-teklif-edib/).
 “Ayaz Mütəllibov”, Biografiya Bankı, (http://adam.az/index.php?option=com_sobi2&sobi2Task=sobi2Details&sobi2Id=27&Itemid=63).
“Bakı-Tbilisi-Ceyhan Əsas  İxrac  Boru  Kəməri”, Azərbaycan  Respublikası Dövlət Neft Fondu, (http://www.oilfund.az/az_AZ/layiheler/baki-tbilisi-ceyhan-esas-ixrac-boru-kemeri.asp).
“Bitva za Rınok” (Pazar İçin Savaş), Caspian Energy, Sayı: 5, Eylül-Ekim 2004.  “GNKAR Okroet v Rumınii Okolo 300 Benzokolonok” (SOCAR Romanya’da
Yaklaşık Olarak 300 Adet Benzin İstasyonu Açacak), 1 News.az, 02 Nisan
2011, (http://www.1news.az/economy/oil_n_gas/20110402124523008.html).
“Günün Olayları”, Haber Kazanı, 12 Nisan 1995, (http://www.haberkazani.com/kazandan-12-nisan-1995-gundemi.html).
“Neft  Dorojaet  Posle  Vzrıva  na  Nefteprovode  Baku-Tbilisi-Djeyhan”  (“Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattındaki Patlamadan Sonra Petrolün Fiyatı Yükseliyor”), 11 Ağustos 2008, (http://tbu.com.ua/news/neft_dorojaet_posle_vzryva_na_nefteprovode_baku_tbilisi_djeihan.html).



..
..

ALTERNATİF ENERJİ NAKİL HATLARI ARAYIŞI AZERBAYCAN ENERJİ POLİTİKASI BÖLÜM 1




ALTERNATİF ENERJİ NAKİL HATLARI ARAYIŞI  AZERBAYCAN ENERJİ POLİTİKASI:
BÖLÜM 1 



AZERBAYCAN ENERJİ POLİTİKASI:

ALTERNATİF ENERJİ NAKİL HATLARI ARAYIŞI THE ENERGY POLICY OF 
AZERBAIJAN: QUEST FOR ALTERNATIVE ENERGY TRANSFER LINES


ÖZET
Rovshan İBRAHİMOV*

Azerbaycan 1991 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra hem ülke içinden, hem de ülke dışından kaynaklanan bir çok sorunla karşılaştı. İç ve dış etkenler nedeni ile ülkede devamlı değişen yönetim sebebiyle Azerbaycan, sürekli bir istikrarsızlık sürecine mahkum oldu. Ayrıca, Sovyetler Birliği`nin dağılmasından sonra oluşan uluslararası düzen Azerbaycan ın çıkarlarına ters olan gelişmelere sahne oldu. Eski Sovyetler Birliği coğrafyasında oluşan yeni bağımsız devletler büyük oranda Rusya nın etkisi altında kalmaya devam etti ve bu durum Batı tarafından da bir veri olarak kabul gördü. Azerbaycan yönetimi uluslararası konjonktürü gözeterek sahip olduğu enerji kaynaklarını yüzyüze olduğu sorunların çözümünde etkin şekilde kullanabilme amacıyla enerji politikalarını öncelikli politik konulardan biri olarak değerlendirdi. Bu çerçevede, Azerbaycan ilk olarak Batılı enerji şirketlerini bölgeye çekerek, kendi petrol ve doğalgaz yataklarının işletilmesini sağladı. Bir sonraki aşamada ise üretilen enerji kaynaklarının dünya pazarlarına ulaştırılması için gereken altyapının oluşturulması için çalışmalar gerçekleştirildi. Bu bağlamda, ulaşım koridorlarının oluşturulmasında alternatif hatlar oluşturma prensibi temel şart olarak kabul edildi. Azerbaycan yönetimi izlenecek bu politika sayesinde komşu devletler üzerinden taşınacak olan petrolünün ve doğalgazının taşınması sürecinde belli bir bağımlılığa karşı kendisini garanti altına almayı hedefledi. Bu makalede, Azerbaycan ın enerji politikasının gelişim süreci ve alternatif enerji nakil hatlarının oluşturulması süreci anlatılarak, Azerbaycan ın enerji politikasının çok değişkenli boyutları değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, Alternatif Enerji Koridorları, Petrol, Doğalgaz, Türkiye, Gürcistan ABSTRACT After gaining its independence, Azerbaijan faced plenty of internal and external problems. The country was obliged to a constantly instable period since both domestic and * Doç. Dr., Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Himayesindeki Stratejik Araştırmalar Merkezi Dış İlişkiler Bölüm Müdürü. E-posta: rovshanibrahimov@gmail.com 125
2 Rovshan İBRAHİMOV external factors gave way to ever changing regimes in the country. Besides, the newly originated post-soviet international order was marked with developments conflicting its interests. Although many independent republics were established upon the former Soviet land they kept remaining under Russian influence to a great extent which was also reluctantly recognized by Western countries. Azerbaijani government gave priority to its energy policies with the aim of handling the problems through the management of its energy sources within the frame of international conjuncture. In this sense, Azerbaijani first invited Western companies to the region in order to make sure that its natural-gas deposits will operate. In the second phase, it conducted researches to build the necessary infrastructure to transfer the processed energy supplies to the global market. In this respect, the primary principle was to develop alternative lines while building transportation gateways. Following this policy, Azerbaijani government made it certain to keep its position safe against dependency in the transportation process of its oil and natural gas over the neighbouring states. This article deals with the process of Azerbaijani energy policy development and the construction of alternative energy lines and the multi-variable dimensions of its energy policy. Key Words: Azerbaijani, Alternative Energy Corridors, Oil, Natural Gas, Turkey, Georgia

Giriş


Enerji güvenliği sorunu günümüz uluslararası ilişkilerinde ülkelerin ve onların oluşturdukları çeşitli birliklerin kendi güvenliklerini sağlamaları açısından en aktüel konu haline dönüşmüştür. Çağdaş düzende ekonomik gelişim hidrojen kaynaklı enerjinin tüketimi ile doğrudan ilişkilidir. Bu açıdan, günümüz dünyasında gelişmiş ve sanayileşmiş devletler kendi enerji taleplerini diğer devletlerden elde ettiklerinden dolayı bu konuda üretici devletlere bağımlı durumundadırlar. Bu sadece tüketici ülkeler açısından değil, üretici ülkeler açısından da büyük önem taşımaktadır. Enerji üreten devletler için üretim, ekonomilerinin geleceği ile doğrudan ilişkili olduğundan dolayı enerji ihracının düzenliliği ve sürdürebilirliği onlar için çok önemlidir. Bundan dolayı da üretici devletler için enerji güvenliği konusunun temel noktası enerji kaynaklarının daimi olarak ihracatının ve ithalatının gerçekleştirilmesidir. Enerji kaynaklarının sürekli olarak düzenli bir şekilde ihracatının ve ithalatının gerçekleşmesi için ise temel husus enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve bu kaynaklardan çıkacak enerjiyi taşıyacak olan alternatif nakil yolları oluşturulmasıdır. Alternatif nakil yollarının mevcut olması enerji kaynaklarının birden çok yoldan taşınmasını sağlayacaktır. Bu ise enerji ihracında ve ithalinde oluşabilecek çeşitli risklerin azalmasını sağlayacaktır. Alternatif nakil hatlarının mevcut olması özellikle açık denizlere çıkış noktası olmayan devletler açısından daha büyük önem taşımaktadır. Açık denizlere çıkışı olmayan devletler kendi enerji arzlarını veya taleplerini bir veya birden 126
3 Azerbaycan Enerji Politikası: Alternatif Enerji Nakil Hatları Arayışı çok devletin arazisi üzerinden sağlamak zorundadırlar. Tek bir ulaşım yoluna sahip olan enerji ithalatı veya ihracatı yapan devlet, ulaşımı temin eden transit devletin yürüttüğü politikalardan dolayı söz konusu transit devlete ciddi bir bağımlılık içerisine düşebilir ve kendi kaderini bu devletin eline terk edebilir. İşte bu durumda ancak, birden çok enerji ulaşım koridorunun varlığı bu riski ciddi bir şekilde azaltabilir. Enerji kaynakları bakımından zengin olan Azerbaycan, bağımsızlığını kazandıktan sonra, benzer bir sorunla karşı karşıya gelmiştir. Açık denizlere çıkıştan yoksun olan Azerbaycan ın tüm enerji ihraç koridorları Rusya üzerinden geçmekte idi. Bu durumdan dolayı, Batı şirketlerinin yardımı ile kendi enerji kaynaklarını işletmeyi amaçlayan Azerbaycan, Rusya ya alternatif olacak yeni enerji nakil yolları oluşturma gereksinimi içerisindeydi. Aksi halde, Azerbaycan ın Rusya dan bağımlılık durumu devam edecekti ve Azerbaycan kendi ulusal çıkarları doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmekten uzak kalacaktı. Bu durumun değişmesinin önemi Azerbaycan için büyüktü. Çünki, Rusya Azerbaycan da sürekli bir siyasi istikrarsızlığın mevcut olmasında doğrudan rol oynuyordu. Bağımsızlıktan sonraki ilk yıllarda Azerbaycan da Rusya nın müdahalesi ile bir kaç yönetim değişikliği yaşanmıştır. Aynı zamanda Dağlık Karabağ sorununda Rusya nın Ermenistan ın tarafında yer alması, Azerbaycan ın ciddi bir toprak kaybı yaşaması ile sonuçlanmıştır. Ekonomik açıdan da, Rusya Azerbaycan a çeşitli baskılar gerçekleştirmekteydi. İki ülke arasında, zaman zaman tek taraflı olarak sınırlar kapatılmakta idi. Bu ise, Azerbaycan sanayisinin ve tarım sektörünün geleneksel Rus pazarlarından yoksun bırakılması ve ekonomi ile tarımın çökmesine sebep olmuştur. Söz konusu etkenleri göz önünde bulundurarak, Rusya nın Azerbaycan ın üretecek olduğu enerji kaynaklarını sadece Rusya üzerinden dünya pazarlarına ulaştırmaya çalışması, bu devletin Azerbaycan üzerinde daha çok baskı unsuru oluşturması anlamına gelecekti. Sürecin bu şekilde gelişmesinin engellenmesi için, farklı ulaşım yollarının oluşturulması, hem Azerbaycan ın ulusal çıkarları, hem de bu ülkede faaliyette bulunan Batılı enerji şirketleri açısından büyük önem taşımaktaydı. Bu durumda, siyasi ve ekonomik açıdan güvenilir ulaşım koridorlarının araştırılması ve oluşturulması yoluna gidilmiştir. Azerbaycan alternatif nakil koridorlarına sahip olunca, kendi devlet kuruluş sürecinde yeni bir aşamaya geçmeye muvaffak olmuştur. Ülkede siyasi istikrar sağlanılmış ve enerji ile elde edilen gelirler sayesinde temel ekonomik sorunlar çözülmeye başlanılmıştır. Zamanla, petrol dışında doğalgaz kaynaklarını da ihraç etmeye başlayan Azerbaycan, alternatif hatlar arama ilkesine sadık kalarak, farklı ulaşım koridor- 127
4 Rovshan İBRAHİMOV larının oluşturulması hususuna önemle eğilmektedir. Aynı zamanda transit devletlere olan bağımlılığın minimum seviyeye indirilmesi için zaman zaman ihraç ağırlık merkezlerinin değişiminin ve bu değişimin esnekliğinin temin edilmesi için bir sıra önlemler almaktadır. Bu makalede Azerbaycan ın enerji politikasının gelişim süreci tartışılacaktır ve bu politikanın önemli kısmını oluşturan alternatif enerji nakil yollarının oluşum politikası ve bunun nedenleri incelenecektir. 1. Bağımsızlıktan Sonra Azerbaycan ın Karşılaştığı Durum ve Politikaların Gelişme Süreci 1.1. Azerbaycan ın Güney Kafkasya da Rus Etkisini Azaltma Çabaları ve Nedenleri 1991 yılında Sovyetler Birliği nin dağılması sonucunda bağımsızlıklarını kazanan yeni cumhuriyetler, yeni oluşan uluslararası ortamda kendi kaderlerini tayin etme çabası içerisine girmişlerdi. Bu süreç içerisinde, yeni oluşmuş bağımsız devletler bir dizi sorunla karşılaşmışlardır. Bağımsızlığını yeni kazanmış olan bu yeni cumhuriyetlerden herbiri Sovyetler Birliği nin ağır ekonomik durumundan miras aldıkları, ekonomilerinin daralmışlığı, hiperenflasyon ve bütçe açığı gibi sorunların çözümü için çözüm yolları aramaktaydılar. Aynı zamanda her bir devlet kendi gelişim sürecini belirlemeye ve yeni yol haritasını çizmeye çalışıyordu. Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra dünyada tek süper güç olarak ABD kalmıştı. Aynı dönemde, Avrupa daki devletler kendi entegrasyon süreçlerinde yeni bir aşamaya geçmişler ve 1992 yılında Avrupa Birliği ni kurmuşlardı. Hem ABD, hem de Avrupa Birliği, Doğu Bloğu üyesi olan merkezi ve Doğu Avrupa devletlerinin Avro-Atlantik alanda bütünleşmesini istemekteydiler. Bu sebepten dolayı bu devletlere yönelik geniş yelpazeli uyum politikaları uygulanmaya başladı. Oysaki aynı politikalar üç Baltık cumhuriyeti dışında kalan eski Sovyetler Birliği devletleri için söz konusu değildi. Nitekim, 1992 yılında Rusya, eski Sovyetler Birliği ni kendi etki alanı olarak ilan ederek, yakın çevre politikasını ilan etmiştir. Bununla da görülmeyen bir çizgi ile Avrasya coğrafyası Batı ve Rusya arasında iki tarafın etki alanlarına bölünmüştür. Kendi kaderini belirlemeye çalışan yeni devletlerden birisi de Güney Kafkasya bölgesinde bulunan, henüz yeni bağımsız olmuş Azerbaycan dı. Diğer devletlerin yaşadığı sorunlara ek olarak Azerbaycan aynı zamanda Ermenistan la Dağlık Karabağ bölgesi konusunda sıcak çatışma içerisindeydi. Ülke bütünlüğünü koruma sorunu yaşayan Azerbaycan için eski Sovyetler Birliği nin Rusya nın etki alanında kalması daha ağır neticeler doğurmuştur. Esas itibarı ile iki komşu 128
5 Azerbaycan Enerji Politikası: Alternatif Enerji Nakil Hatları Arayışı devlet arasında devam eden çatışmada Rusya Ermenistan ın tarafını tutmayı yeğliyordu. Bu ise, Azerbaycan ı Ermenistan ile devam eden savaşta toprak kaybına ve iç siyasi istikrarsızlığa sürüklüyordu. Bağımsızlığın ilk yılları olan 1991-1992 yıllarında, Rusya iki devlet arasında belirli bir dengeyi korumayı yeğliyordu. Fakat dönemin Azerbaycan devlet başkanı Ayaz Mutallibov un Rusya yı saf dışı bırakarak, Batı devletleri ile ülkedeki petrolün üretimini amaçlayan anlaşmaları imzalama fikrini benimsemesi, kendi iktidarına mal olmuştur.

1 Mutallibov, 366. Sovyet alayının desteğiyle Ermeni silahlı kuvvetlerinin 26 Şubat 1992 de Karabağ ın Hocalı şehrinde sivil halka karşı gerçekleştirilen katliam sonucunda istifa etmek zorunda kalmıştı.

2 Muttalibov un ardından Türkçülük görüşleri ile bilinen Elçibey in iktidara gelmesi ile durum daha da içinden çıkılmaz bir hal aldı. Rusya nın tümüyle Ermenistan ı desteklemesi sonucunda Dağlık Karabağ çatışmasında Azerbaycan yeni toprak kayıpları yaşadı ve bir yıl devam eden Elçibey yönetimi dönemin Savunma Bakanı Suret Hüseynov un Gence de çıkarttığı isyan sonucunda sona erdi.

3 Durumun ciddiyetini anlayan Elçibey 10 Haziran 1993 de dönemin Nahçıvan Özerk Bölgesi nde Meclis Başkanlığı görevini yürüten Haydar Aliyev i Bakü ye davet etti. Azerbaycan Anayasasına göre, Aliyev yürüttüğü görev sebebi ile, aynı zamanda ülkenin yasama organının başkan yardımcısı idi. Buna göre, Meclis Başkanı İsa Gamber istifa edince, Aliyev otomatik olarak bu görevi üstlenmiş oldu. Aliyev Bakü ye gelince devlet başkanı Elçibey Bakü yü terk ederek, doğduğu şehir olan Nahçıvan ın Keleki köyüne çekildi. Yaşanan bu gelişmeleri takiben, Ağustos ayında Elçibey e karşı güvensizlik referandumu gerçekleştirildi ve Elçibey dönemi resmi olarak sona ermiş oldu. 3 Ekim 1993 tarihinde yapılan yeni başkanlık seçiminde Haydar Aliyev halkın büyük çoğunluğunun oyunu alarak, devlet başkanlığı görevine seçildi. 4
Ancak buna rağmen, Rusya nın Azerbaycan a yönelik olan bakış açısı değişmedi. Elçibey hükümetinin düşüşü Batı şirketleri ile 30 Haziran 1993 de Londra da Azeri-Çırak-Güneşli  yataklarında ki petrolün üretimi konusunda imzalanması planlanan anlaşmadan bir kaç gün önce gerçekleşmişti.


1 Vladislav Shorokhov, Energy Resources of Azerbaijan: Political Stability and Regional Relations, Caucasian Regional Studies, Cilt: 1, Sayı: 1, 1996, (http://poli.vub.ac.be/publi/crs/ eng/0101-04.htm). 2 Bkz., Ayaz Mütəllibov, Biografiya Bankı, (http://adam.az/index.php?option=com_sobi2&so bi2task=sobi2details&sobi2id=27&itemid=63).
3 Thomas De Waal, The Caucasus: An Introduction, (Oxford University, 2010), ss. 117-121.
4 Svante Cornell, Azerbaijan since Independence, (Washington: M.E. Sharpe, 2011), s. 75. 129
6 Rovshan İBRAHİMOV


23 Haziran 1993 tarihinde Aliyev aldığı kararla Londra daki imzalama programını iptal etti, Fakat Aliyev Batı şirketlerinin Azerbaycan daki petrol yataklarının işletmesi için Bakü ye getirilmesi fikrinden vazgeçmiş değildi. 5

Azerbaycan yeni anlaşma üzerinde var gücü ile çalışmaya devam etti. Elçibey hükümetinin düşüşü, Rusya nın istediği ve beklediği gibi, Batı şirketlerinin Güney Kafkasya bölgesine dahil olmalarını engelleyemedi. Aksine Rusya nın bölgedeki etkinliğinin kendi lehine olmadığını gören Azerbaycan, Güney Kafkasya daki güç dengesini değiştirmek arzusunda idi. Fakat Azerbaycan Batılı devletlerin sıcak çatışmaların merkezi olan Güney Kafkasya bölgesine ilgilerinin olmadığının bilincindeydi. Daha önce belirtildiği gibi, bunun birinci sebebi, yazılı olmayan bir anlaşma ile bölgenin Rusya nın etki alanında bırakılması idi. Diğer bir ifade ile, bölgede varlık göstermek, Rusya nın çıkarlarına karşı hareket etmek anlamına geliyordu. Bunun için ise Batı nın bölgedeki çıkarlarının oluşması gerekiyordu. Oysaki başta ABD olmak üzere Batı devletlerinin bölgede çıkarları henüz oluşmamıştı. Nitekim 12 Şubat 1991 de bölgeyi ziyaret eden devlet bakanı James Baker konuşmasında ABD nin bölgeye yönelik öncelliklerinin henuz oluşmadığını belirtmiştir. 6

ABD de o dönem için ulusal çıkar önceliklerinin oluşmaması, bölge ile ilgisi olan bazı lobi grupları için geniş faaliyet alanı oluşturmuştur. Nitekim, Kongre de bulunan güçlü Ermeni lobisinin girişimleri sonucunda Azerbaycan`a yönelik olarak, Özgürlük Yasasında 907 No lu Düzenleme kabul edilmiştir. Bu düzenlemeye esasen, Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra yeni oluşmuş devletlerde demokrasi ve piyasa ekonomisinin geliştirilmesi amacıyla ayrılan yardımlardan Azerbaycan mahrum bırakılmıştır. 7

Ermenistan tarafından toprakları işgal altında bulunan Azerbaycan, bu yardımı sadece Ermenistan a ve Dağlık Karabağ a karşı ablukayı kaldırdığı ve kuvvet kullanımını durdurduğu takdirde, devlet başkanının oyu vasıtasıyla Kongre tarafından alınacak kararla alabilirdi. 8

5 Steve Le Vine, The Oil and the Glory: The Pursuit of Empire and Fortune on the Caspian Sea, (New York: Random House, 2007), s. 171.
6 Rovshan Ibrahimov, Visit Klinton v Baku Vosstanovlenie Status-Kvo ili Novie Tendensii? (Clinton ın Bakü Ziyareti: Statükonun Yenilenmesi veya Yeni Eğilimler?), 1 News.az, 20 Temmuz 2010, (http://www.1news.az/authors/ribrahimov/20100720115209746.html).
7 Farid Rzayev, 907-ya Popravka: İstoriya i Perspektivı (907. Düzeltme: Tarih ve Perspektifler), Tsentralnaia Azia i Kavkaz, No. 3 (4), 1999, (http://www.ca-c.org/journal/cac-04-1999/st_21_ rzayev.shtml). 130

Bu karar örneğinde de görüldüğü gibi, o dönemde, bölgesel dinamiklerden haberi yakından bilmeyen Kongre üyeleri, ABD nin çıkarlarının net olarak belirlenmediği bir bölgede, lobilerin girişimi ile her türlü kararı alabiliyorlardı. Bu tür gelişmeler ise içinde bulunduğu durum itibari ile Azerbaycan için hiç de iyi bir gelecek vadetmiyordu. Batılı devletlerin Güney Kafkasya bölgesine ilgisinin oluşmamasının bir diğer sebebi ise, tüm dikkatlerin Balkanlarda mevcut olan çatışmaların çözümüne odaklanmış olmasıydı. O dönemde tüm imkanlarını Avrupa Birliği ile sınır olan bölgelere yönelten Batılı devletler, kendilerinden uzak ve sorunların karakterlerini pek anlamadıkları Gürcistan daki Güney Osetya ve Abhazya, Azerbaycan ile Ermenistan arasındakı Dağlık Karabağ sorunları ile uğraşma konuşunda isteksizdiler. Bu gelişmeler yaşanırken diğer taraftan Azerbaycan ise önemli bir kart olarak gördüğü enerji kaynaklarını kullanarak, Batılı devletlerin petrol şirketlerini ülkesine davet ederek, bölgedeki Rus etkisini dengelemeyi amaçlıyordu. Azerbaycan, özellikle Amerikan petrol şirketlerinin, ABD de bölgeye yönelik milli çıkarların oluşturulmasını temin etmese bile, en azından bu ülkenin hükümeti seviyesinde lobi faaliyetlerinde bulunmasını sağlayarak, Kongre üzerindeki Ermeni lobisinin etkisini dengeleyeceğini düşünüyordu. Aynı zamanda, Azerbaycan da faaliyette bulunacak Batılı petrol şirketleri yatıracakları sermayelerin güvenliğini sağlamak için, Azerbaycan daki politik ve ekonomik istikrarın sağlanmasının garantörü rolünü üstleneceklerdi. Nitekim, Batılı enerji şirketleri ile imzalanacak olan petrol üretim anlaşmaları Azerbaycan ın sözkonusu amaçlara ulaşmasında önemli bir rol oynayacaktı.

Asrın Antlaşması nın İmzalanması ve Etkileri

Azerbaycan kendi petrol yataklarının işletilmesi için Batı şirketlerini henüz Sovyetler Birliği dağılmadan davet etmişti. 1990`larda Sovyetler Birliği nin bir parçası olan Azerbaycan Moskova üzerinden British Petroleum, Statoil, Amoco ve Unocal gibi şirketler ile görüşmeler başlatmıştı. 1991 yılına gelindiğinde, Batı şirketleri ile Azeri yatağındaki petrolün üretilmesi amacı ile ortak şirketin kurulmasına dair karar alındı. Açılan ihalenin galibi Amoco şirketi oldu.
8 Freedom Support Act, Section 907 (102nd Congress, 2nd Session, Public Law 102-511), ABD Kongresi tarafından 24 Ekim 1992 yılında kabul edilmiştir.
9 Elxan Poluxov, Kontrakt Veka (Problema v İstoricheskoy Reprospektive (Yüzyılın Antlaşması (Tarihsel Geriye Bakıştaki Problem), Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, Cilt: 131  2, Sayı: 1, 1997, (http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/r02-005.html).

Sovyetler Birliği dağılınca, bağımsız Azerbaycan devleti görüşmeleri doğrudan petrol şirketleri ile yapmaya başladı. 1991 yılının sonbaharında Ayaz Mutalibov Rusya yı imzalanacak antlaşmanın dışında bırakma kararı aldı. Bu ise Mutalibov un devlet başkanlığı görevini kaybetmesine mal olduğu gibi aynı zamanda Rusya nın Dağlık Karabağ sorununda Ermenistan dan yana olan tavrını daha da  kesifleştirmesi ne neden olmuştur. 10

1992 de Halk Cephesi nin iktidara gelmesi ile, görüşmeler devam etmiştir. Halk Cephesi hükümeti Azerbaycan Devlet Petrol Şirket `ni (SOCAR 11 ) kurarak, Batılı enerji şirketleri ile görüşmeleri kurulan bu şirket vasıtası ile gerçekleştirmeye başladı. Halk Cephesi hükümetinin aldığı önemli kararlardan biri, üç büyük deniz yatağı olan Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarını tek bir antlaşma çerçevesinde birleştirmeleri oldu. Böyle olunca, bu yataklar yabancı enerji şirketleri için daha cazip hale geldi. Bunun dışında, oluşturulacak konsorsiyuma Türkiye nin TPAO şirketi de kabul edildi. Buna rağmen Rusya ve İran şirketlerinin konsorsiyuma dahil olma istekleri reddedildi. 12
Rusya ile Elçibey arasında devam eden olumsuz ilişkilerin sonucunda Rusya, kendi askeri timlerini Gence de konuşlandırmış olan dönemin Savunm Bakanı Suret Hüseynov a destek vererek, Hüseynov un Elçibey e karşı darbe girişiminde bulunmasını sağladı. Elçibey in yerine devlet başkanı seçilen Aliyev Batı enerji şirketleri ile görüşmelere devam etti. Bu görüşmeler Rusya yı asla memnun edecek bir durum değildi. Diğer başkanların görüşmelerinin sonucundan farklı olarak, Haydar Aliyev antlaşmanın imzalanması konusunda başarılı oldu.
20 Eylül 1994 tarihinde Bakü de Azeri, Çırak, Güneşli deniz petrol yataklarının işletilmesi amacı ile Asrın Antlaşması adıyla bilinen anlaşma imzalandı. Asrın Antlaşması na göre 30 yıllık bir süre için, bir konsorsiyum oluşturuldu. Sözkonusu antlaşmaya dahil olan şirketleri ve antlaşma üzerindeki payları şu şekilde belirlendi:
SO- CAR (Azerbaycan) % 20,
British Petroleum (Büyük Britanya) % 17.127,
Amoco (ABD) % 17.01,
Lukoil (Rusya) % 10,
Pennzoil (ABD) % 9.82,
Unocal (ABD) % 9.52,
Statoil (Norveç) % 8.56,
McDermott International (ABD) % 2.45,
Ramco (İskoçya) % 2.08,
TPAO (Türkiye) % 1.75,
Delta-Nimir (Suudi Arabistan) % 1.68.       13

10 Vladislav Sholoxov, Energoresursı Azerbaycana: Politicheskaya Stabilnost i Regionalnıe Otnosheniya (Azerbaycan ın Enerji Kaynakları: Siyasal İstikrar ve Bölgesel İlişkiler), (http:// poli.vub.ac.be/publi/crs/caucasus/shorokhov.htm).
11 State Oil Company of Azerbaijan Republic.
12 Elxan Poluxov, Kontrakt Veka (Problema v İstoricheskoy Reprospektive), (Yüzyılın Antlaşması (Tarihsel Geriye Bakıştaki Problem)).
13 Nasser Sagheb & Masoud Javadi, Azerbaijan s Contract of the Century Finally Signed with  Western Oil Consortium, Azerbaijan International, Cilt: 2, Sayı: 4, 1994, ss. 26-27.



2.Cİ  BÖLÜMLE DEVAM EDECEK



..