BAKIŞ AÇISI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BAKIŞ AÇISI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Şubat 2015 Cumartesi

TÜRKİYE'NİN SURİYE KÜRTLERİNE BAKIŞ AÇISI ( SÖYLEŞİ )




TÜRKİYENİN  SURİYE KÜRTLERİNE BAKIŞ  AÇISI ( SÖYLEŞİ )



IMPR Başkanı Doç. Dr. Veysel Ayhan Cenevre 2, Suriye ve Rojava (Batı) Kürdistan’daki gelişmeler hakkında Rojeva Kurd’e bir söyleşi verdi. Ayhan Rojava’daki halkın isteklerine dikkat çekip, Rojava’nın Kürdistan Federal Hükümetinden beklentilerine de dikkat çekti. Söyleşinin yayına hazırlanmasını IMPR Okul Gazi Üniversitesi Temsilcisi Leyla Kaya gerçekleştirilmiştir.
Cenevre 2 Konferansı Suriye üzerinde nasıl bir sonuç ve etki yaratır?
Cenevre 2 süreci hala devam etmektedir. Cenevre 2 ile ilgili dört konu önem kazanmıştır. Bunlardan birincisi Geçiş Hükümetinin kurulmasıdır. İkinci konusu ise İnsani boyuttur. Üçüncüsü ise ikincisiyle ilişkili taraflar arasında bazı bölgelerde ateşkes sağlanmasıdır. Dördüncüsü ise tüm aktörleri bir masa etrafında toplanmalarını sağlamaktır. Geçici Hükümetin kurulması şimdilik mümkün görünmüyor; çünkü Suriye’deki bütün kesimler Cenevre’de temsil edilmemektedirler. Kürtlerin, İran’ın, İslami Cephe ve DAİŞ (Devletil İslami-IŞID) temsilcileri Cenevre’de bulunmamaktadır. Şayet bir bölgede savaşan tarafların barış görüşmelerinden dışlanması söz konusu olursa, görüşmelerden siyasi bir sonuç elde edilmesini beklemek oldukça güçtür. Çünkü, Cenevre’de alınacak herhangi bir kararı uygulayacak olan güçlerde nihai aşamada Suriye içerisinde güç kullanan aktörler olduğu açıktır. Ancak, insani yardımlar ve geçici ateşkes için, Cenevre 2’nin bir etkisi olabilir. Ama yine de bütün tarafların katılımı ve oluşumları önemlidir. Aynı zamanda Esad rejiminin temsilcileri de oradadır, bundan üç sene önce bazı ülkeler biz Esad’ı tanımıyoruz, hiçbir meşrutiyeti yok ve haftalar içinde düşecek diyorlardı. Ama bugün görüyoruz ki onunla oturuyorlar, ilişki kuruyorlar ve bu da Esad’ın kendini kabul ettirmeyi başardığını göstermektedir.
Neden Kürtler orada değildiler ve katılan Kürtler kimdi, ne istiyorlardı?
Cenevre 2’den önce Yüksek Kürt Konseyi, Kürtlerin üçüncü taraf olarak katılması gerektiğini ifade etmişti. Aynı zamanda Rusya da bunu yönelik açıklamalarda bulunmuştu. Eğer Kürtler üçüncü taraf olarak katılsaydılar, Dünya da onları meşru bir güç olarak kabul edecekti. Irak’taki Kürtler gibi, çünkü Irak’taki Kürtler de 1991-2003 arası dönemdeki tüm müzakere süreçlerine bağımsız katılmışlardır. Bu yüzden Irak Kürtleri bugün hepimizin tanık olduğu gelişmişlik seviyesini yakalamayı başarmışlardır. Suriye’de her halkın ve kesimin kendi çıkarlarını diğerlerinden daha iyi koruyacağı açıktır.
Kantonların ilan edilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu Kantonların bir örneği var mı?
Kanton ismi Ortadoğu’da yeni olan bir kavram olmasına karşın toplumsal yaşamlarına baktığımızda buna uygun olduklarını görmekteyiz. Halı hazırda ilan edilen sistem incelendiğinde kısmı düzeyde İsviçre’nin sistemine benzediğini düşünmekteyim. Şimdilik iki Kanton’ın bağımsızlığını ilan ettiler. Cizîrê ve Kobanê ve sonra da Efrîn Kantonu ilan edilecek. Kantonların en önemli özelliği kantonlar düzeyinde Yasama, Yürütme ve Yargı’nın yerel otoriteye devredilmiş olmasıdır. Ayrı ayrı olarak her üç Kanton’un kendine ait bir parlamentosu olacak. Her Kanton kendi içinde Irak’taki Kürdistan bölgesi gibi özerk olacaktır. Kanton hükümetleri kendi içinde sağlıktan eğitime, asayişten sınırların korunmasına kadar geniş bir alanda tek yetkili organ olacaktır. Bu yönüyle Kanton içinde yaşayan halklar kendi kendilerini yöneteceklerdir. Esasında bu sistem halı hazırda Suriye’de farklı isimler ve şekillerde vücut bulmuş bulunmaktadır. Örneğin IŞID aynı yöntemle Rakka’yı yönetmektedir. Tevhid, Halep’in bir kısmını yönetmekte, Baas rejimi ise diğer bölgede. Dolayısıyla Suriye’de halı hazırda farklı rejimlerin ve otoritelerin oluştuğu görülmektedir.
Sizler Suriye’deki Kürtlerin, Kürdistan Bölgesi Hükümetinden ne istedikleri hakkında bir raporu kısa süre içerisinde yayınlayacaksınız. Bu kapsamda Rojava’daki Kürtler Güney’den ne istiyorlar?
Suriye’deki Kürtler diyorlar ki, üç tarafımız sarılmış ve ölümlerle kaplıdır. Ancak Güney bizim açımızdan nefes alacağımız bir vatandır. Biliyoruz ki Kürdistan halkı bizimledir, bizim başarılı olmamızı istiyorlar ve yürekleri bizlerledir. Suriye halkıyla yapılan görüşmede Suriyeliler açık bir şekilde yıllarca kimliksiz yaşadıklarını bugün Dünya tarafından tanındıklarını ifade etmişlerdir. Suriyeli Kürtler Suriye içerisinde yaşanan Şii-Sünni, El Kaide ve diğerlerinin arasındaki savaşta taraf olmadıklarını belirtmişlerdir. Mücadelelerinin Rojava’nın korunmasına odaklı olduğunu ve Suriye’nin geri kalanında yer almadıklarını belirtmektedirler. Bazıları bu savaşta yanlışlıkların olabileceğini çünkü ağır bir savaş yaşandığını ifade etmişlerdir. Özellikle insani yardım konularında büyük bir yokluk ve kıtlık yaşandığını ve Kürt hükümetinin kendilerine yardım elini uzatması gerektiğini belirtmişlerdir. Siyasi partilerin farklı beklentileri elbette vardır; ancak halk insani yardımların olmasını istiyor.
Türkiye’nin Rojava’daki rolü nedir?
Suriye Kürtlerinin algısına bakıldığında simdiye kadar Türkiye’nin rolü olumsuzdur. Suriye Kürtlerinin önemli bir kısmına göre Türkiye El-Kaide’ye yardım etti ve Rojava’daki mücadeleyi etkisizleştirmek istedi. Cenevre 2’de Kürtlerin temsilcilerinin orada olmamasını, insani yardımlar konusunda, duvar örülme politikası gibi bazı konularda yanlışlar yapıldığını düşünmektedir. Bu yüzden Türkiye’nin siyasetine güvenmiyorlar; Türkiyenin onlara yardım eli uzatmadığını ileri sürmektedirler.
Türkiye’nin Rojava politikasını nasıl değerlendirmek gerekir?
Bir asırdır Kürt sorunu Türkiye’deki en büyük sorunların başında geldiği açıktır. Irak’taki özerk bölgenin Irak Anayasasında var olmasına rağmen uzun bir süre tanımama sorunu yaşandı. Şimdi de Suriye’de özerk bölgeler oluşmaktadır. Irak ve Suriye’den sonra gündemde Türkiye’deki Kürtlerin de statüleri söz konusu olacağı düşünülmektedir. Barış görüşmelerinde de Türkiye Kürtlerin istekleri, Suriye’deki Kürtlerin kazanımlarından farklı bir şey olmayacağını öngörebiliriz. Eğer Suriye’deki Kürtler otonomilerini elde etseler, Türkiye’deki Kürtler de otonomiyi isteyeceklerdir. Suriye ve Irak Kürtlerinden daha alt düzeyde bir hakkı kabul etmeleri biraz güç gözüküyor. Daha açık bir deyişle Suriye’de Kürtlerle ilgili her gelişme doğrudan Türkiye Kürtlerini de ilgilendirme ve ikisi de birbirlerinden etkilenmektedirler.
http://www.impr.org.tr/rojeva-kurd-rojavadaki-kurtler-cenevre-2-ve-kanton-yonetimleri/#.VN93K_msWSo