2040-2070 ARASI GEÇİŞ DÜNYASI..
- Dünya Nasıl Yönetilecek?
21. yüzyıl siyasi politikalarının büyük oranda, devletin ideal boyutu ve gücü
konularında süren tartışmalar etrafında şekillendiğini söylemek yanlış olmaz. Kapitalist bir ülkede devlet otonomisi teorisi ile ilgili hala pek çok soru vardır. Bugünün pek çok işlevi olan büyük modern devleti içinde yasama yanında pek çok kurum, planlama yapmak ve kaynakları dağıtmak için eklemlenmiştir. Bunun istisnası otoriter devletler, tek adam rejimleridir. Beden, insan-makine ve tekniğin birbirine eklemlenme ve dönüşme yeteneği, Kapitalizm kadar modern politika ve temsili demokrasi için de bir kriz kaynağıdır. Teknoloji aynı zamanda
mutlak hükmedeni ve çaresiz hüküm altına alınanı, devletin egemenliğini ve vatandaşlığı da etkileyerek bir kriz konusu haline gelmektedir.
Gelinen aşama 2025-2045 yıllarda güç dengesinin önemli değişimleri tetikleyecek kritik eşiklerden geçeceğini göstermektedir. Bu nedenle, küresel güç piramidinin en üst tabakalardaki aktörleri güvenlik ve savunma alanındaki reform çalışmalarına bu tarihleri hedefleyerek devam etmektedirler.
Tablo 2: Uluslararası İlişkilerin Dört Modeli
Eğer insanoğlu başarabilirse yeni ve güçlü bir BM ile hegemon gücün yasak olduğu „ küresel yönetişime geçecek, başaramazsa yeni dünya düzeni için alternatifler şunlar;
- Bugünkü düzenin küçük değişimlerle devamı ve kaos,
- Çok kutuplu ya da iki kutuplu dünya,
- Atlantik hâkimiyeti,
- Dünya Devleti,
- Daha güçlü bir Birleşmiş Milletler
- Küresel yönetişim,
- Çok taraflılık,
- Dünya Konfederasyonu/Federalizmi,
- Dünya hükümeti / Tanrı Kenti,
- İngilizce konuşulan bir Hava Diktatörlüğü,
- Komplocu küresel seçkinler grubunun Yeni Dünya Düzeni,
- Devletler sistemi? (saatsiz devlet)...
Dünya saati olmadan yaşamın nasıl olacağı, insan yapımı saatlere tabi dünyayı
değiştirmeye yönelik bir proje olarak, hayatın karmaşıklığını giderecek alternatif yaşam tarzları tasarlıyor. Zamanı saatlerin dışında söyleme, doğal saatler ile yaşayarak gündelik hayatın boğucu temposundan kurtulma, böylece saati prangaya vurma hedefleniyor 28.
28 Cem Oto, Teknik, Zaman, Politika, Doğu Batı, Dijital Çağ, Yıl: 21, Sayı: 86, Eylül-Ekim 2018, 84-85.
29 Ömer Karadağ, Tekno Ütopist, Tekno-Pesimist Senaryolara A-Modern Alternatifler, Doğu Batı, Dijital Çağ, Yıl: 21, Sayı: 86, Eylül-Ekim 2018, 82.
29 Oto, a.g.e., (2018), 175.
Şimdi, yeryüzünün gövdesini kılcal damarlar gibi saran dijital ağlar,
bireylerin ve toplumların hayatını her alanda büyük değişimlere, dönüşümlere uğratmaya başlıyor.
Bugün, dijital teknolojinin getirdiği yenilikler ve tetiklediği dönüşümler, yeni bir
topluma doğru gitmekte olduğumuzu gösteriyor. Ancak bu evrim süreci, yeni sosyal sorunlar doğurduğu gibi, muazzam bir finansallaşma nın önünü açarak mevcut sosyo-ekonomik sorunları daha da keskinleştirme eğilimine sahiptir.
Bu sorunlar kurumsal siyasal süreçler içerisinde ele alınmadığı sürece, toplumsal rahatsızlıkların reddiyeci veya maceracı kanallara akması olasıdır. Dijital çağın tekno-kapitalist liberal ideolojisi, modern bilgi ve iktidar kodunu yeniden üretmekte, böylelikle devlet, aile, evlilik, okul gibi modern kurumların güvenirliği ve geçerliliğini sorgulamaktadır 30.
30 Yetişkin, a.g.e., (2018), 219.
Bu kurgular diğer yandan sömürü ve kuvvet tekeli gibi tarihi güç mekanizmalarını da gözden geçirecektir. Dijitalin nasıl bir mantıkla işlediği ve bu mantığın bireysel ve kolektif varoluşumuz üzerindeki etkilerini farklı perspektiflerden yorumlamak, dijital etrafında kapsamlı yeni bir toplumsal sistem kurabilmek gereklidir 31.
31 Necati Erbil Ertürk, Dijital ve Varoluş: Dijitalin Soykütüğüne Doğru, Doğu Batı Düşünce Dergisi, Dijital Çağ, Yıl: 21, Sayı: 86, Eylül-Ekim 2018, 171.
- Küreselleşme..
Küreselleşme ve neo-liberalizmin sürüklediği dünya ekonomisinde geldiğimiz nokta neo-liberalizimin daha da acımasız ucu olan finansallaşma.dır. Elektronik ve dijitalleşmenin getirdiği gelişmenin hayatın reel kesimine doğrudan müdahale şansı vermesi ile finansal kesim, günlük hayatın akışını kontrol altına aldı. Finansal sermaye reel sektöre etki ederken, sermaye-sınıf çatışmasında emek devre dışı kalıyor. Finansallaşma, sadece üretim ekonomisini bitirmiyor, ne tarafa gideceğine etki ediyor. Ancak, sermayenin kar etme hadleri azalıyor.
Bugün kuvvetli gibi görülen küreselleşme sürecinin yavaşlama hatta durma olasılığı da vardır. Buna etki edecek faktörler aşağıdaki şekilde öngörülmektedir;
- Terörist saldırılar gibi diğer yıkımsal gelişmeler.
- Gelişen dünyanın yetersiz sağlık sistemlerine sahip olan evrensel mega şehirlerinde meydana gelebilecek salgın hastalıklar.
- Salgın hastalıkların yayılması sonucu artan kaygılar ve azalan seyahatler ve ticari ilişkiler.
- Enformasyon teknolojilerine yaygın siber saldırılar.
- Sınırlardaki kontrollerin artması.
Kimilerine göre; Küreselleşme ile Kapitalizm köklü değişim geçirmiyor, tasfiye
olmuyor. Kapitalizm çökmüyor ama tarihin akışı içinde yeniden inşa oluyor. Finansal sermaye ile sanayi sermayesi arasındaki gerilim, finansal lehine çözüm getiriyor. Kendisini yok edecek unsurlar engellenmiş durumda olduğundan, kendini yeniden organize ediyor.
- Kapitalizmin sonu..
Kapitalizmin öncelikli hedefi kâr etmek olduğu için, refah, yüksek üretim ve tüketim, siyasi güç, kahramanlık ve moral gibi değerler daha sonra gelir. Kâr uğruna bütün bunlar ya öne çıkabilir ya da gözden çıkarılabilir. Kapitalist ekonomik sistemin dayandığı psikolojik temel olan insan bencilliği, daha çok kazanıp, daha çok tüketmek isteği ve hırsı, bunun gerektirdiği acımasız rekabet ortamı, insanları birbirinden koparmakta ve yalnızlaştırmaktadır.
Daha çok para kazanmak, amaç haline gelmekte, diğer insanlar, hatta kişinin yaşamı bile araç haline dönüşmektedir. Kapitalizm çökerken, yeni teknolojik gelişmelerin insan hayatında yapacağı değişimler sosyal hayata yeni bir bakış gerektiriyor. Bugün tüm insanlar için tek tek aradığımız; mutluluk ya da sübjektif refahın (iyi yaşam) nasıl sağlanacağıdır. Halklar hep mutsuz çünkü insanlar mutsuz. Meselenin temelinde tüm insanlık için ortak paydalar bulmak
ve bunun için topluma ve devletlere düşen rolü belirlemek, bizi evrensel olarak doğru sonuçlara götürecektir.
Kapitalizminin son iki yüz yılda yaşadığı krizler içerisinde muhtemelen en dip dalgası ile sarsıldığı bir evredeyiz. Batıda eğitim hala Fordist Kapitalizminin üniversiteleri içerisinden akan Weberyen sorumluluk ve Kantçı vatandaşlık etiği bileşkesi üzerinden yürüyor. 21. yüzyıla kadar iki tür kapitalizm vardı. Bunlardan birincisi (yatırım, üretim) sermaye kapitalizmi idi. Bu klasik kapitalizmde eşya üretilir ve satılırdı. Üretimin üç unsuru; toprak, iş gücü ve sermaye idi. Daha sonra ortaya çıkan finansal kapitalizm ise paradan para kazanmak
hedef oldu. Bankacılık ve sigorta gibi üretime dayalı olmayan işlemlerden para kazanılmaya başlanıldı. Sonuç, teknoloji gelişirken ekonomilerin gittikçe sanayiden uzaklaşması, diğer yandan halkın yaşam standardının düşmesidir. Sorunun özünde ise sanayi kapitalizminin yerini finans kapitalizminin tamamen doldurması yatmaktadır. Kapitalizm ölürken, küresel sermaye tekelinin arkasındaki güçler, yeni savaşlar ve teknolojilerle paradan para kazanmaya
devam ediyor ve sizlerin fakirliğe endekslenmiş makûs talihiniz değişmiyor.
Finansal kapitalizm, 20. yüzyıla kullandığı yöntemler ve neden olduğu derin etkiler ile onlarca yıl uluslararası sisteme damgasını vurdu 32.
32 Sait Yılmaz, Kapitalizm Ölürken Öldürüyor, ulusalkanal.com.tr, (10 Ekim 2014).
Finansal kapitalist sistem, petrol endüstrisi ve silah endüstrisi ile birlikte emperyal ABD küresel doktrininin üç temel unsurundan birisidir. Bu sistemin temel işlevi saldırgan milliyetçiliğin gerektirdiği güvenlik harcamalarını gerekçe göstererek, büyük miktarda kamu gelirinin özel teşebbüse aktarılması, hatta borç patlamasının göze alınması idi. Ülkelerin artan kamu ve özel borçları, onları ABD.nin ekonomik diplomasisinin uydusu haline getirmekte, IMF ve Dünya Bankası.nın kredilerine dayalı para politikaları ekonomileri geliştirmemekte, kutuplaşma artmakta; Afrika, Latin Amerika ve Asya.da hırsız yönetimlere neden olmaktadır. Özelleştirme ve vergilendirilmeyen yabancı yatırımlar ise ülkede verimliliği artırmak yerine sermaye kaçışına ve ülkede medya sahibi tekelleşmenin artmasına yol açmaktadır. Gelinen aşama, teknoloji gelişirken
ekonomilerin gittikçe sanayiden uzaklaşması, diğer yandan halkın yaşam standartlarının düşmesidir.
Kapitalizmin çökmeye başladığı, üretimin Çin.e sıkıştığı bir dünyada, Amerika bilgi teknolojisi ile ayakta kalmaya çalışmakta, başta Avrupa olmak üzere dünyanın geri kalanı ise çözüm için kara para ve askeri müdahale dâhil her türlü yola başvurmaktadır. Son 25 yıldır bu küresel zenginlerin arkasında olduğu savaşlar, felaket tellallığı ve özellikle bilgi ve haberleşme teknolojisinde yaratılan teknoloji köpükleri kısa dönemli büyük kârların edinildiği yeni kapitalizmin türünün de artık sonuna yaklaşıyoruz. Şimdilik enerji kaynaklarını ele
geçirmeye yönelik örtülü müdahalelerle Ortadoğu ve Afrika.da oyalanıyor. 2010.dan beri Arap Baharı ile Büyük Ortadoğu coğrafyasında seçilmiş ülkelerde “diktatörü kovma” oyunu ile rejimler değiştiriliyor, yaratılan kaos ortamına sürülen terörist gruplarla iç savaşlar çıkartılarak enerji kaynaklarına daha rahat ulaşımın sağlanacağı yeni bir Ortadoğu haritası için yüzbinlerce insanın ölümüne ve milyonlarcasının göç etmesine göz yumuluyor yani felaket
kapitalizmi devam ediyor 33.
33 Yılmaz: a.g.e., (10 Ekim 2014).
2070 SONRASI VE İNSAN 2.0..
2070 sonrası dünya için öngörülenlerin kesinlikle olacağını iddia edemeyiz. Burada açıkladıklarımız bilim ve teknoloji dünyasının en tepesinde çalışanların geleceğe ilişkin beklentileridir. Bu beklentilerin pek çoğu ile ilgili ilk safhaya zaten girilmiş, gelişme aşamasındadırlar. Yakın geçmişte imkânsız gibi görünen bazı düşüncelerin, bugün gerçekleşmeye başladığı dikkate alındığında; bugün hayal gibi görünen düşüncelerin de çok yakın bir gelecekte gerçekleşmesi mümkün olabilir. 2070 sonrasının temel özelliği; insan uygarlığının yönünü kökten değiştirebilecek iletişim, sağlık, enerji, endüstri, ziraat, inşaat,
ulaştırma gibi alanlarda beklenen yeni küresel dönüşümdür.
“Büyük data”nın artması ile her türlü bilgi toplanacak, işlenecek ve (istendiği gibi) anlamlı hale gelecek. Bugün facebook, twitter ile hayatımıza giren “her şeyin interneti” anlayışının yaygınlaşması ile insanı diğer canlılardan üstün kılan akıl tahakküm altına alınacak, bunların kötü amaçlı kullanımı sosyal istikrar sızlıklar gibi güçlü ülkelerin çıkarlarına hizmet eden yöntemler sağlayacaktır. Teknoloji, tüm olumlu sonuçlarının yanı sıra; yeni riskleri, maliyetleri, açmazları ve istenmeyen yan etkileri de beraberinde getirmektedir. Öte yandan, teknoloji sadece güç katan bir araçtır ve ne kadar ilerlerse ilerlesin insan, gelecekteki hayatın en önemli unsuru olmaya devam edecektir. Gelecek yüzyılda
komünikasyon, biyoteknik, robotik ve yeni endüstri devrimi alanlarında en iyi hazırlığı yapan toplumlar ayakta kalacaktır 34.
34 Paul Kennedy, Yirmibirinci Yüzyıla Hazırlanırken, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çev.F.Ücçan, (Ankara, 1999), 81-120.
- İnsan 2.0; İnsanımsı Hayat..
İnsanın ortalama yaşam süresi 2070 lerde 110 yıla çıkacak, hücre büyüklüğündeki bilgisayarlar insan vücuduna yerleştirilmeye başlanacak. Yalnız yaşayanlar için sosyal robotlar geliştirilecek, sanal arkadaşımız olacak, benzer şekilde yapay zekâya sahip ve kendi yüzü ve sesi olan, sesi tanıyabilen (avatar) robotlar 2030.larda kişisel asistanımız olacak. Halen 9 ülkede kaybolan din olgusu gittikçe ortadan kalkarken, geçmişe özlem ve Mesih beklentisi marjinal hale gelecek.
Evimiz aynı zamanda işyerimiz ve okulumuz olacak, devlet düzeni gittikçe geri plana çekilirken, aile kurumu da önemini yitirmeye devam edecektir. İnsanlar daha çok kazanmak ve harcamak dışında yani sahip olmak dışında mutluluk kaynakları arayacak. 2040.tan sonra mutluluk arayışı bir endüstri olacak, mutluluk ölçülmeye başlanacak. İnsanlar idealist ama sinik, ifade ettikleri ve gerçek kişilikleri çok farklı olacak, sosyal ağlar ile irtibatlı ama yalnız ve kişisel özgürlüklerine düşkün olacak.
2040.lardan sonra daha çok alet insan vücuduna yerleştirilerek, gelecekte insan-
makine karşımı yeni bir insan türü (İnsan 2.0) ortaya çıkacak. 2045.de sanal ve gerçek yaşam arasında bir fark kalmayacak. 2060.da insanın beynine ilk makine girecek, bu yüzden bilgisayar virüsleri insanlar için en büyük tehdit olacak. 2095.lerde insan-robot melezi yapılar uzak galaksileri keşfe gidecek, dijital yaşam ölümsüzlüğü getirecek. 2200.de yeni gezegenlerde yaşam ağır vergiye tabi olacak.
2150.de insanımsılar ortalama 584 yıl, 2275.de ise 800 yıl yaşayacak. Gezegenler arası insan türleri ortaya çıkacak, daha ileride ölümsüzlüğe gidilecek.
- Nano teknoloji ile yeni organ, yemek ve elbise..
Eğitim gibi sağlık hizmetleri de özelleşirken, sağlık sigortaları sağlık hizmetlerinin dağıtılmasında belirleyici konumda olacak. Önce akıllı telefon uygulamaları ve özel dijital sağlık izleme sistemleri ile kronik hastalıkların ortaya çıkışı engellenerek maliyet-etkinlik sağlanacak. Yaşam ve sağlık dijitalleşecek. Yapay hayat formu ile sağlığınız, enerjiniz, çevre ile etkileşiminiz kontrol altında olacak.
Biyonik kulaklardan sonra dişlerin de kendini yenileme imkânının ortaya çıkması ile dişçiler işsiz kalacak, 2030.larda kök hücrelerden organlar yapılacak. Her bireyin genetik özellikleri incelenerek yaşayabileceği hastalık ve sağlık sorunları önceden tespit edilerek, sağlık masrafları azaltılacak.
Vücuda yerleştirilecek izleme aygıtları ve 2045 yılına kadar sağlık alanında bazı
kanser türlerine karşı yeni tedavi yöntemleri, daha gelişmiş hastalık teşhis teknikleri, yapay organlar, beyinden kontrol edilebilen takma kol ve bacaklar gibi gelişmeler beklenmektedir.
Bununla beraber fiziksel hareketsizlik, obezite ve ilaçlara dayanıklı yeni tür hastalıklar sağlığımızı daha çok tehdit edecektir.
Fiziksel ürünlerin yerini dijital hizmetler ve sanal uygulamalar, doğal ürünlerin yerini nano-teknoloji ile üretilen gıdalar alacak. 2050.lerde elbiselerimizde olacak sensörler vasıtası ile tüm sağlık değerlerimiz, depresyon ve intihara eğilim 7/24 uzaktan izlenebilecek. Ancak, bu teknoloji kötü amaçlı kullanımlara da imkân verecek.
İnsanlar için doğumdan önce karakter özellikleri seçilebilecek. Alzheimer tedavi
edilecek, 2050.lere doğru engellilerin kayıp organlarının yeniden büyümesi sağlanacak. 2099.da hastalıkların %99.na çare getirilecek.
- Eğitim (oyunlaşma), Avatar Arkadaş..
Gelecekte eğitim her zaman elimizin altında olacak, bilgileri ezberletmek yerine, onların arasında ilişki kurmaya odaklanacaktır. Eğitim okulların inisiyatifinden çıkarak online hale gelecek, dersler dijital üniversitelerde herkese açık olacaktır. Bilgisayarların eğitim amaçlı kullanılmasının artması eğitim kurumlarını olumsuz etkileyecek, değişen iş dünyasına yönelik eğitim önem kazanacaktır.
Eğitim kurumları uzaktan, daha gayri resmi ve kişiselleştirilmiş eğitime
yöneleceklerdir. Eğitime devletin katkısı azalırken, öğretmenler ve müdürler dijital çağa ayak uyduracak yaratıcı yöntem ve materyaller bulmak zorunda kalacak. Bir konuya harcanan zaman iki dakikayı geçmeyecek, 2030.larda çocuklar zamanın çoğunu sanal dünyada geçirecek.
2040.da çocukların %60.ı fiziksel olarak okula gitmeden eğitim alacak. Eğitimde oyunlaştırma (gamification) yöntemi yani insanların davranışlarını ve eğilimlerini değiştirmek için oyun mekanizmalarının, aslında oyun olmayan aktivitelere uygulanması yaygınlaşacak.
Yetişkinlerde kişisel avatarlar arkadaşın yerini alacak. İnsanlar yavaş düşünmeye başlayacak, beyin-makine ilişkisi IQ.leri düşürecek.
- Özel Hayatın Gizliliği kalmayacak..
Dijitalleşmenin güvenliğe iki önemli etkisi; mesafelerin yok olması ve özel bilgilerin ortadan kalkması, elektronik ortamda her türlü bilginin edinilebilmesi ya da çalınabilmesi dir.
Bugün terörle mücadele yasası maskesi altında banka işlemlerimiz, alışverişlerimiz, internette gezdiğimiz sayfalar, sohbetlerimiz, sağlık durumumuz, seyahatlerimiz, telefon konuşmalarımız kaydediliyor, izleniyor.
Yeni casus yazılımları ile telefonunuz uzaktan kontrol ile açılabilmekte, kapalı olsa bile bilgisayarınızın kamerası ve mikrofonu ile haberiniz olmadan konuşmalarınız kaydedilmekte, resimleriniz ya da videonuz çekilmektedir. OnStar sistemi dâhilinde arabanıza yerleştirilen mikrofonlar ile konuşmalarınız takip edilmektedir. Diğer yazılım programları ile klavyenizdeki vuruşlar takip edilerek şifreleriniz ve diğer özel bilgileriniz kaydedilmektedir.
Yakın gelecekte kara kutuların arabalara da konulması zorunlu olacak, halka açık yerlerde detektör kullanılacak, milyarlarca kamera her açıdan sizleri izleyecek, dünya genelinde DNA örnekleriniz tutulacak, özel hayat bitecek.
Önce, bilgisayarlarda klavye, maus kalkacak, doğrudan beyin-makine etkileşimi
sağlanacak, bu gelişme beyin kontrolünde de kullanılacak. Her şeyiniz internette kayıt altında olacak, çorabınızın bile IP no.su olduğundan dolapta hangi renkte kaç çorap kaldığını izleyebileceksiniz, herkes de sizin tam kimliğinizi, yerinizi ve statünüzü gerçek zamanlı olarak takip edebilecek.
- Yeni çalışma hayatı, yapay zeka ve robotlar..
Binaların içindeki ofislerde düzenli iş yapmak yerine, ev ya da cafe.lerde dijital
ortamda projelerimizi takip edebileceğimiz çalışma masaları olacak. Resmi emeklilik 2040.larda kalkacak ve 2050.den sonra çoğu kişi kendi işinde çalışacak.
Duyusal internet mühendisliği, sanal döviz finansal planlayıcısı, kişisel avatar dizaynı, kuşaklar arası çatışma danışmanı, insan organı üreticisi, hacker ilişkileri yöneticisi, atık bilgi uzmanı, uzay seyahat acentesi, kişisel itibar danışmanı, özel hayatı koruma memuru, dikey çiftçilik, iklim değiştirme, üçüncü nesil seyahat acentesi, finansal kemer sıkma danışmanı, entelektüel eserleri geliştirme uzmanı, şirket etik başkanı, robot ilişkileri danışmanlığı gibi yeni işler iş hayatına katılacak.
2030.larda Güney Kore.deki evlerin %98.inde robot olacak. Nesneler akıllı olacak, düşünüp tasarlayıp kendi aralarında karar verebilecek. 2050 yılından itibaren akıllı robotların sayısı oldukça artacak. Nesneler sanatlaşacak, resim yapmaya ve müzik bestelemeye başlayacaklar.
2070.lerde ise insanlarla eşit haklara sahip olacaklar. Robotlara karşı bir akım da doğacak, robotların yasak olduğu yaşam bölgeleri oluşturulacak. Arabalar kendi kendini sürecek.
Tablo 3: 2070 Sonrası Dünya
- Dijitalleşme, küresel akıl ve dijital demokrasi..
Dünyada 500 milyon insan her gün en az bir saat internette online oyun oynuyor. Bu insanların ABD.de %55.i, İngiltere.de %60.ı kadın, Facebook.ta yorum yapanların %60.ı, resim koyanların %70.ini de kadınlar oluşturuyor 35.
35 Al Gore, The Future, Second Edition, WH Allen, (London, 2014), 47.
En küçüğün teknolojisi ile bilgisayarlar 2040.da milyarlarca kez daha hızlı olacak. Bilginin depolanması ve analizindeki gelişmeler neticesi, suç bölgelerinden küresel ısınmaya pek çok tahmin kabiliyetimiz artacak, her şeyin internete bağlanması ile hayatımız sensörlü hale gelecektir.
2070.de DNA bilgisayarı ile hayallerimizi kaydedip, paylaşabileceksiniz. Bulut
sistemi ile birlikte internet, sağlayıcılar, bilgi bankaları yani tüm bilgisayarlar ilave yazılım, hafıza ve işlem gücü ile birbirine bağlanmaktadır. Oluşan bu gezegen sinir sistemi dünya aklını entegre etmektedir. Haberleşme ve bilgisayarlardaki gelişmeler, insanlar arasındaki ortak düşünce ve duyguları geliştirerek, oluşturacağı yeni değerler ve normlar ile küresel bir akıl oluşturacak.
Yeni uygarlığın temellerinden biri internet ile birbirine bağlanan insanların
demokrasiye doğrudan katılımı olacak. Partilere demokrasi yalanı söyleyen liderlerin ikiyüzlü politikaları değil, halkın hemen her konuda tercihini dikkate alan, yatay bir demokrasi topluma yön verecektir. Sosyal medya, şirketlerin ve hükümetlerin halkın isteklerini ve tepkilerini belirlemede daha yaygın olarak kullanılacak, seçimlerde oylamalar sosyal medya üzerinde yapılacak.
- Nüfus, Demografik değişim, Mega ve akıllı Şehirler..
Küresel nüfus 2035 yılından önce muhtemelen 8,5 milyara yükselecektir. Halen 4.7 milyar insan gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. 2025 yılında gelişmiş ülkelerin toplam nüfusunda az bir artış beklenirken, gelişmekte olan ülkelerdeki nüfusun 6.8 milyara ulaşması beklenmektedir. En hızlı artış, ekonomik risk altında olan bölgelerde görülecektir.
Dünya nüfusu yaşam süresinin gittikçe uzaması, çocuk ölümlerinin azalması ve
göreceli olarak artan doğum oranları nedeni ile 2045 yılına kadar 8.3 ila 10.4 milyar arasında bir rakama ulaşacaktır36.
36 UK Ministry of Defence, Global Strategic Trends – Out to 2045, Fifth Edt., Strategic Trends Programme, (30 April 2014), vi.
Çalışan nüfus ihtiyacı Batıya göçü sürdürecek. Büyük şehirlerin varoşları suç deposu olmaya devam edecek.
2013.de dünyada nüfusu 10 milyondan fazla 23 mega şehir varken, 2025 de bu rakam 37 e çıkacak. Kentli göçebe olacak insanların çoğu, on milyondan fazla nüfusu olan şehirlerde yaşayacak. 2050 de Afrika nın %50.si şehirlerde yaşayacak.
İklim değişikliği, kaynak dağılımı, artan nüfus ve enerji ihtiyacı gibi sorunlar enerji, ulaştırma ve altyapısı ile akıllı şehirler gerektirecek. 2040.da dünyadaki binaların %80.i sanal olarak kopyalanacak. 2060.da çöp toplamanın yerini sıkıştırmalı boru hatları alacak, düşünen şehirlere doğru gidilecek.
- Yerel enerji Şebekeleri, ulaştırma ve ay turizmi..
Önümüzdeki 30 yılda tarım ürünleri ve su ihtiyacı artarken, hidrokarbonlar en önemli enerji kaynağı olmaya devam edecek, yenilenebilir ve nükleer enerji önemini koruyacaktır. Son 40 yılda dünyadaki otomobil ve kamyon miktarı 250 milyondan 1 milyara ulaştı ve önümüzdeki 30 senede bu rakam da ikiye katlanacak yani petrole olan ihtiyaç çok daha artacaktır.
Hâlihazırda fosil, elektrik ve nükleer santrale dayalı enerji şebekeleri ihtiyacı
karşılamayacak, rüzgâr değirmenleri sökülecek. Kaynak savaşları hız alacak. Temiz enerji adaları, toryum reaktörleri gibi yeni yöntemler denenecek. Elektrikli aletler gittikçe küçülecek, yerel enerji santralleri ortaya çıkacak ve kişisel enerji kullanımının buradan yapılması mecburi olacak.
2010 yılında dünya genelinde 55 trilyon yolcu seyahat etmişken, 2045 yılında bu rakamın 106 trilyona çıkması beklenmektedir37.
37 John Dulac, Global Land Transport Infrastructure Requirements, Estimating Road and Railway Infrastructure Capacity and Costs to 2050, International Energy Agency, (Paris, 2013).
Deniz yolu ile yapılan taşımacılığın ise 2045 yılına kadar iki katına çıkacağı öngörülmektedir.
Ulaştırma araçları gittikçe elektrikli hale gelecek, arabalar rengini değiştirebile cek. 2040 da güneş enerjisi uzaydan ışınlarla yönlendirilerek kullanılacak. 2040 ta aydan başlayarak gezegenlerde maden arama ve işletme faaliyetlerine başlanacak.
2070.den sonra dünya üzerindeki enerji kaynakları gereksiz olacak. 2044 te ay turizmi başlayacak, 2070 de uzay özelleşecek ve iş yerleri açılacak. 2100 lerde insanlar galaksiler arası göçlere başlayacak. 2070.lere kadar Japonlar uzay asansörü yapacaklar. Gezegenlerde 2100.e kadar içilebilir su çıkarılacak.
- Çevre ve Akıllı Ziraat..
2045 yılına kadar dünya nüfusunun %40.ından fazlası su sıkıntısını hissedecektir 38.
38 Hannah Brock, Competition over Resources: Drivers of Insecurity and the Global South, Oxford Research Group, (2011), http://www.oxfordresearchgroup.org.uk/publications/briefing_papers_and_reports/competition_over_resources_drivers_insecurity_and_global_so
Küresel ısınma nedeni ile özellikle tropik bölgelerde seller artacak, kuraklık ve sıcak hava dalgalarının süresi ve sıklığında da artış olacaktır. Başta seller ve kuraklık olmak üzere doğal felaketlerin sayısı ve süresi artacak.
Bütün insanlığı tehdit eden en önemli olgulardan biri iklim değişikliği ve beraberinde getirdiği küresel ısınma, ozon delinmesi, çölleşme ve ormanların yok olması, büyük göçler, içilebilir su kaynaklarının azalması gibi çevre sorunları olacak.
GMO.lu ürünler artmakta, gıda ve et fiyatları yükselmektedir. Ormanların azalması, çölleşme, iklim ısınması, ozon delinmesi, sanayileşmenin doğal yaşam imkânlarını azaltması gibi gelişmelere yeni tedbirler gerektirmektedir. 2027.de Miami, Venedik ve Dakka gibi şehirlerin büyük kısmı suya batacaktır.
2032.de okyanus ziraatı ile su altında çiftçilik yapılacak. 2050.de dünya nüfusu %80 şehirlerde yaşayacağı için şehirlere yakın dikey tarım alanları kurulacak. Deniz ürünleri %80 et ihtiyacımızı karşılayacak, balıkçılık insansız yapılacak.
2050 yılına kadar; büyük okyanus tarım alanları, karbonla mücadele teknolojileri, yapay ormanlar, okyanuslar üzerinde bulut beyazlatma, küresel uzay aynası (güneş ışınlarının etkisini azaltmak için) gibi teknolojiler denenecektir.
- Güvenlik ve istihbarat; işlemediğimiz suçlar için hapse gireceğiz..
Önceki yüzyıllardaki toprak, demir, petrolün yerine, 21. yüzyılın stratejik kaynağı, satabileceğimiz, saklayabileceğimiz ve hala elimizde tutabileceğimiz “bilgi” olacak. Bilgi; zenginlik ve güç, başkalarının hayatlarını kontrol, sürpriz saldırgan yöntemler için kullanılacaktır. Bilgisayarlar, bilgi ağları ve uydular artan bir şekilde, endüstri üretimini ve modern silah teknolojisini belirleyecektir 39.
39 Alvin ve Heidi Tofler, 21. Yüzyılın Şafağında Savaş ve Savaş Karşıtı Mücadele. Çev.M.Harmancı, Sabah Kitapları, (İstanbul, 1994), 181.
2030.da 90 milyar alet internete bağlı olacak, her şey birbirine irtibatlanacak,
internetten çıkmak suç olacak. Bugünkü ikinci nesil polislerin yerini elektronik olarak her ortamı izleyen ve kayıt altına alan, robotlar vasıtası ile suç mahalline müdahale eden polis sistemi alacak.
Önümüzdeki 30 yılda devlet terörü ve cinsel şiddet en önemli iç güvenlik sorunu olacak. 2040.lardan itibaren beyine yerleştirilen çipler ile suçlular izlenecek, insanlar sadece işlediği değil işleyeceği suçlar için de tutuklanacak. 2050.den itibaren DNA bilgi bankaları ile insanın evrimi kontrol altına alınacak, biyo-kriminoloji çalışmaları ile insanları suç işlemeye iten nedenlere önlem alınacak.
Nükleer devletler ve nükleer malzemelerin terörist maksatlar ile kullanımı gittikçe artacak, 2060.da dünyadaki devletlerin %25.inin açık ya da gizli nükleer programları olacak, 2080.de nükleer silahların yerini daha örtülü kitle imha silahları alacak.
Savunma; sınırsız savaş..
Dünya orduları 20. yüzyılın son çeyreğine kadar az çok aynı silah ve mühimmatı
kullanırdı. 21. yüzyıl bu alanda üç ana gelişme ile başlamaktadır 40;
40 John Baylis, James Wirtz, Eliot Cohen, Colin S. Gray, Strategy in the Contemporary World, Oxford University Press, (Oxford, 2002), p.245.
İmha veya yok etme özelliğinin evrimi, benzeri olmayan platformların ortaya çıkışı ve askeri teknolojide daha büyük sistemlerin yaratılması.
Halen belirli savaş bölgelerinde büyük konvansiyonel kuvvetlere (tank, top, uçak) dayalı savaş sistemlerinden, görünmezlik, insansız araçlar ve siber savaş vasıtaları ile belirli kişi ve altyapıyı hedef alan bir sisteme geçiş aşamasındayız. Yeni teknolojiler; silahların menzilini artırmakta, reaksiyon süresini azaltmakta ve insan kapasitesini aşacak şekilde savaş alanının koşullarını değiştirmekte, sınırsız hale getirmektedir.
Ulusların güç sıralamasını asker veya silah sayısı değil, teknoloji güçleri belirleyecek ve askeri güç de bilgi ve uzay tekniğinin bir fonksiyonu olacaktır. 21. yüzyılın savaşları, politika ve güç, ticaret ve endüstri, sanat ve kültür, bilim ve teknoloji gibi alanlarda internet üzerinden bilgi için yapılacaktır. Siber savaş, drone ve robotlar, özelleşmiş savaş, teknoloji ile güçlendirilmiş kişi ve küçük gruplar savaşın doğasını değiştirecektir.
Dünyada yeni çatışmalar artık Doğu-Batı veya Kuzey-Güney etkisinde kalmayacak, hızlı ve yavaş ülkeler arasında olacaktır. Savaşlarda insanın yerini robotlar alacak, siber savaşlar ile ülkelerin güç kaynakları kesilecek, savaşın boyutları ve sınırları sonsuz olacak. Otonom robotlar biyo-teknoloji ile insan benzeri askerler haline gelecek, Üçüncü Dünya Savaşında ilk defa insanımsı robotlar kullanılacak.
DÜNYANIN GELECEĞİ..
Geleceği Kim Yazacak?
İnsanlık tarihinde yaklaşık 20 uygarlık ortaya çıktı ve bunların on dördü öldü ya da ölmek üzeredir. İşgalciler onların uygarlıklarını önce güç kullanarak dağıttı, düşünceleri ile kültürlerini değiştirdi ve sonunda yuttu. On iki ölen ya da ölmekte olan uygarlığın altısı Avrupalılar tarafından imha edildi ve Batı uygarlığı kültürü içinde erimekteler. Geçmişteki kültürlerin çoğu, er ya da geç, onları tarihin çöplüğüne gönderecek acımasız imparatorluklara yem oldu.
Ancak, imparatorluklar eninde sonunda yıkılırlar ve geride zengin ve kalıcı
miraslar bırakırlar. 21. yüzyılda yaşayan herkes neredeyse bir imparatorluğun bakiyesidir. İmparatorluklar genellikle halkların kültür birikimlerinden mümkün olduğu kadar çok şey alan melez medeniyetlere dönüştüler.
Bugün üç yüzyıllık Batı hegemonyası bir sona yaklaşırken dünyanın yeniden
yapılanması hala bir Batı öyküsü gibi duruyor 41.
41 Mark Mazower, Governing the World, Allen Lane, (2012), 88.
dünya hayal etti. Liberaller ve iş dünyası serbest ticaret ve sanayinin yayılmasını istedi. Bilim insanları, teknik bilgiyi yayacak ve insanlığı bir araya getirecek yeni evrenseller diller hayal etti. 20. yüzyılda uluslararası politikaya beş büyük fikir hâkim oldu 42;
42 Steven Weber, Bruce W. Jentleson, The End of Arrogance: America in the Global Competition of Ideas, Harvard University Press, (2010), p141.
- Barış, savaştan daha iyidir.
- Hegemonya güç dengesinden daha iyidir.
- Kapitalizm, sosyalizmden daha iyidir.
- Demokrasi, diktatörlükten daha iyidir.
- Batı kültürü diğer kültürlerden daha üstündür.
Bugün insanlığın yüz yüze geldiği sayısız kötülüklerin, toplumsal-ekolojik yıkımların temelinde olan Kapitalizm.in ideolojik silahı ve meşrulaştırma aracı olan sosyal bilimler; sömürüyü, yağma ve talanı yok sayma işlevi edindi. Sosyal bilimler, 19. yüzyıldan itibaren Batı toplumlarının yapılarına vücut veren;
- Kapitalist üretim biçiminin çelişkilerini örtbas etme,
- Batı.nın Doğu karşısında elde ettiği üstünlüğe teorik çerçeve teşkil etme,
- Batı dünya egemenliğini meşrulaştırma işlevi ile karşımıza çıktı.
Sonuç, modern sonrası atık toplum ve ütopyaların sonu ya da distopya dünyasıdır. İçinde yaşadığımız dünya tam anlamı ile distopik bir ortamdır. Bu da -Ne için mücadele edilecek? sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Modern dünyanın olumsuzluklarından arınmak ve geleceği yeniden yazmak için sosyal bilimcilere büyük iş düşüyor.
Kapitalist çürüme kültüre de yansımıştır; burjuvazinin ekonomik ve siyasi
mekanizmaları çürüme içinde; felsefe, edebiyat ve sanatı iflas etmiş durumdadır. Acı içindeki hayatta kültürel anlamda bir kış uykusu vardır. Bunun iki istisnası politika ve din.dir. Dinsel inanç gittikçe slogan haline gelirken, gücü artmakta ama sağduyu kaybolmaktadır. Dua okuyan ve ibadet edenler artmış ama din cahillerin elinde kalmıştır. Toplumsal oluşumu ileri taşıyacak yeni bir toplumsal organizasyona öncelikle ihtiyaç var. Büyük bir değişime ihtiyacımız var ama bu değişim ancak devrimsel nitelikte olabilir. Bu devrimin düşünsel hazırlığı için yani küresel ekonominin dönüşümü ve insanın kendi geleceğini şekillendirmesi
için tamamen yeni bir düşünce sistemine gerek var.
ABD, 1840.larda İngiltere.nin yaptığı gibi 1940.larda serbest ticaretin ideolojik
liderliğini yapmaya başladı 43.
43 Josef Joffe, The Myth of America’s Decline: Politics, Economics, and a Half Century pf False Prophecies, Liveright, (New York, 2013), 352.
Kapitalizmin çöküşü ile birlikte yeni uluslararası düzen ABD.nin hegemon rolüne rakip kurum ve eğilimler ortaya çıkardı. Tıpkı, II. Dünya Savaşı sonrasında Bretton Woods kurumları (IMF, Dünya Bankası, GATT) ile yeni bir ekonomik düzen oluşturulması gibi şimdi de standart güç ile dünya kaynaklarının nasıl sahiplenileceği nin kuralları yazılıyor.
Şu anda ABD Kongresi.nde 21. yüzyılda uygulanacak daha yüksek ve geçmişten daha korumacı ticaret standartları üzerinde çalışılıyor.
AB Ticaret Komisyonundan Cecilia Malmström de geleceğin küresel kurallar için altın standartlar oluşturacağını söyledi. Batı yüzyıllardır kendi jeopolitik pozisyonunu muhafaza etmek için hep altın standartlar koymaya alışkındır. Çin, Rusya ve Hindistan da kendi standartlarını koymaya çalışıyor ve standart patlaması yaşanıyor. Yarının tercih edilen standartlarını koyanlar hem büyük ekonomik sıçrama yapacak ve jeopolitik olarak bundan en çok faydalanacak. ABD, artık küresel sermaye ve özelde Wall Street ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye çalışıyor.
21. yüzyılda standartlar savaşını kimin kazanacağı henüz belli değil, ancak bunu yazanlar jeopolitik olarak vasıtalar edinmiş olacaklar. Dünya yeni bir ekonomi teorisi ararken, bugünün akademik teorileri tehlikeli oldukları ölçüde yetersiz ve arkasındaki düşünsel varsayımlar yanlıştır. Sonuçta ABD hegemonyasını meşru kılacak düzeni, fikir çerçevesini ve güç kategorilerini bize enjekte etmektedir. Gerçek bir teori Batı merkezli değil, Batısı diye bir ayırım olmayan dünya üzerinden kendi özel koşulları içindeki aktörlerin ve coğrafyalar ın gerçekleri üzerine kurulmalıdır. Büyük hikâye kimin dünya hükümetini kuracağı değil, çok taraflılık içinde ekonomi ve politiğin nasıl bir araya geleceği, insanların ve insanlığın güvenlik sorunlarının devlet çıkarları öne çıkmadan kolektif bir şekilde nasıl çözüleceğidir.
Dijital çağda gerçeğini yitirmiş mutluluk..
Şimdi yeni bir çağın başındayız ve Batının üstünlüğü sona ererken, gelecek konusunda tahminler yapılıyor. Tüm uygarlık değerlerinin ve toplumsal yapının yerle bir olacağı dönemin yani sonun başlangıcındayız. Şimdilik bize düşen 2045.e kadar olan döneme iyi çalışmak; ulus-devlet yapılarımızı korurken, eşitsizlikleri gidermek, halkın refahını artırmak; sadece ülke çıkarlarına dayalı politikaların yanında küresel ısınma, terörizm gibi küresel tehditlere karşı evrensel çıkarları da koruyacak bir anlayış birliği ile küresel yönetişimi
kuvvetlendirmek, böylece; geleceğin savaşlarını önlerken, kaynakların daha çok savunma dışı güvenlik konularına harcanmasını sağlamak ve bu alanlarda uluslararası işbirliğini artırmaktır.
Etrafını saran şiddete ve hukuksuzluğa rağmen eğlenmeye devam eden kitleler,
kapitalizmin daha çok para isteyen aç gözlülüğüne teslim olmuş durumdalar. Bu yeni dönemi beklememeli, yazmalıyız. Dünyanın geleceğinin yeniden yazıldığı bir dönemdeyiz. III. Dünya Savaşından sonra yani 2050 sonrasında muhtemelen teknoloji ağırlıklı bir dünyada yaşayacağız. İnsanlar beyinlerine yerleştirilen çipler vasıtasıyla, küresel bir kontrol mekanizmasına bağlanacak, düşüncelerimiz okunacak. Gelişmiş robotlar hayatımızın doğal bir parçası ve özel asistanımız olacak. Okula ve işe gitmek kavramı kalkacak, bütün bunlar teknolojinin yardımı ile mekân ve zaman kavramı olmadan yerine getirilecek.
İnsana gelince.. İnsanlar gelecekte; idealist ama sinik, ifade ettikleri ve gerçek
kişilikleri çok farklı, sosyal ağlar ile irtibatlı ama yalnız ve kişisel özgürlüklerine düşkün olacaklar. Tarihin bir sonraki aşaması, sadece teknolojik ve örgütsel dönüşümler değil, insan bilinci ve kimliği üzerinde de temelden etki eden dönüşümler içerecektir. Üstelik bu dönüşümler o kadar temelden olacaktır ki, bizzat “insan” kavramını bile sorgulatacaktır. İnsanı başka bir tür yaratığa çevirebilecek bilimsel projeler hızla devam ediyor. Ölüme çare bulamayan insanoğlu ölüm fikri ile yaşamayı öğrendi. Bazılarına göre ölüm hala kaçınılmaz
bir kader değil sadece teknik bir problemdir ve bir çözümü vardır. Bilim insanlarının en önemli projesi, insanlığa ebedi yaşamı sunmaktır.
İnsan doğası ve toplumun anahtarı içgüdüler, arzular veya rasyonellik değil; uzun aile hayatı boyunca yaşadığı baskı ve duygu karmaşası sonucu faydacı ego psikolojisi temelli düşüncenin ideolojik ağa temel teşkil etmesiydi. İnsan doğasının merkezindeki bu güdü temel olarak; devlet anlayışı, sosyal yapı ve kültüre de etki etmektedir. Devletin zulmedici kolu altında yaşarken başka insanları ve sevilmeyi umursamamak ya da özgür olmak ve herkesi sevmek, işte bu kavşaktayız. Dünya düzeni, ekonomi, toplum, aile için olduğu kadar
insanoğlunun yeni yaşam biçimi için de bir Rönesans dönemine başlamak zorundayız. Adalet, eşitlik ve özgürlük temelli bir dünya düzeni için yeni bir evrensel toplum sözleşmesine ihtiyacımız var. Gerçek bir siyaset ve hukuk düzeni için demokrasinin sorunlarını çözmeli, zorlama ve şiddet yöntem ve araçlarına başvurulmasının önlemeliyiz.
İnsanlık tarihin geldiği eşik sonraki adımın ne olması gerektiğine karar vermektir. Dünya, nereye gittiklerini bilenlere aittir. İnsanlar, dünyaya sonsuz olasılıklar içeren bir yer olarak bakmayı hala öğrenememiştir. Keşifler çağının henüz daha en başındayız. Hala keşfedilmeyi bekleyen muazzam bir sevgi menüsü var önümüzde ve bunu yapamadığımız sürece pek çok duygu ziyan olmaya devam edecek. Modern dürtüler insanları daha geniş bir yaratıcılığa çağırıyor. Dördüncü Sanayi Devrimi ile birlikte insanların temel ihtiyaçları için
çalışmak zorunda kalmayacağı, zamanını daha çok sevgi ve mutluluğa ayıracak yeni bir sosyal ve ekonomik sistem hayal etmeliyiz.
Her yeniçağ, yeni bir kahraman gerektirir. Başarılı bir meslek hayatı artık kimseyi kahraman yapmaya yetmiyor. Din hala bazı coşkulu takipçilere sahip olsa da din adamı olmayı pek az kişi seçiyor. Karizmatik ve devrimci lider tipine büyüyen bir kuşkuyla bakılıyor. Alçak gönüllü kahramanlar konusunda kıtlık çekilmiştir. Karşı kahramanlar bunun için icat edilmiştir. Yapılması gereken geçmişten ders alarak, tek tek bireyleri mutluluğa, halkları ise sömürü ve baskıdan uzak bir düzene götürecek temelleri tespit etmektir.
Bunun için tüm insanlar için ortak bir iyi olduğunu düşünmek, insanın bu ortak iyi için ortak bir mücadele ve dayanışma geliştirme gücüne de inanmak gerekir. Bu aynı zamanda insanın kimi olmazsa olmazlarının olduğuna, yani insanın ne olduğuna karar vermekle de ilgilidir. Ortak bağların olmaması ya da zamanla unutulması çürüme yapmakta, başlangıçtaki erdemlerini kaybetmektedir.
Gerçekle bağlantısını koparmış, birbiriyle göz teması kuramayan, duyguyla
biçimlenmiş bir beden diline sahip olmayan ve birbirine sarılamayan bir nesil için gelecek tehlikelerle doludur. Geçmişte, bugünkü yüzeysel, sentetik bir mutluluktan çok daha fazlasına sahiptik. Hayalleri, arzuları, korkuları ve desiseleri olan ve istediğinde silemediğimiz-ekleyemediğimiz, sıklıkla seçemediğimiz ve en önemlisi de gerçek, yaşayan, nefes alan insanlardık. Şimdi, güdümlü, araçsallaşmış, cilalı imajların ardında gizli bölgeler gibiyiz.
Gerçeğe dayanamayan bir zaman, mekan içinde hakiki bir olaya, duruma dahil olamadan dijital bir evrenin sanal akışında sürüklenip duruyoruz. Dijital çağın mutluluğu da mutsuzluğu da hakikatini yitirmiştir ki, bu durum mutlu ve mutsuz olmaktan daha hayatidir 44.
44 Ahmet İlhan, Dijital Çağ ve Mutluluk Halleri, Doğu Batı Düşünce Dergisi, Dijital Çağ, Yıl: 21, Sayı: 86, Eylül-Ekim 2018, 109.
Sonuç; Altıncı büyük yok olma ve Evrenin sırrı..
2150 sonrasının senaryoları mı? Dünyada son 540 milyon yılda beş büyük yok olma (en son 65 yıl milyon önce) yaşandı yani tüm canlılar doğal bir felaket sonrası öldü. Birinci dünya; göktaşı, ikincisi; buzul çağı, üçüncüsü; sel ile yok oldu. İncil ve Kuran.da yeni kıyametin işaretleri ortak bir şekilde ifade edilmektedir; büyük bir deprem. Yeni yok olmayı bir asteroit çarpması veya büyük bir volkan patlaması tetikleyebilir. 2056.de büyük bir asteroit çarpması bekleniyor. Okyanuslar gittikçe buharlaşmakta ve bu tabaka güneş ışıklarını
örtmektedir. Aşağıda hapsolan ısının neden olduğu aşırı sıcaklar zamanla her yeri kavurmaya başlayacaktır. Geriye kavrulmuş ve paslı bir dünya kalacaktır. Güneş %40 daha parlak hale gelecek, dünyada geride kalan her şey yanarak kül olacaktır. Bu yüzden gittikçe daha sıcak bir dünyada yaşam mücadelesi veriyoruz 45.
45 National Geographic, Akıbetimiz, 26 Şubat 2011, 11.45.
yıldızları ve gezegenleri oluşturan atomlardan meydana gelmektedir. Evrenin yüzde 23.ünü esrarengiz “karanlık madde”, yüzde 73.ünü ise karanlık enerji oluşturuyor. Evren, fiziksel kozmoloji kapsamında maruz kaldığı hızlı genişlemeden dolayı “şişmiş” bir yapıdadır. Ancak, Evrenin yapısı ile fizik kanunları bir araya geldiği zaman, ortaya çıkan “quantum teorisi” evrenin bir yerlerinde geçmişin sonsuz defa tekrarlandığı bir alan olduğunu öne sürüyor. Yani evrenin bir yerlerinde, sonsuz sayıda siz varsınız. Bu kozmolojinin küçük, kötü sırrıdır.
Işık yer çekimini, yer çekimi de zamanı kontrol ettiğine göre yer çekimini kontrol ederek zamanda yolculuk yapabiliriz. Eğer zamanda yolculuğu başarabilirsek, 13 milyar yıl geriye gittiğimizde Büyük Patlama.ya dönmüş olacak ve evren ile ilgili çok önemli sırları ortaya çıkaracağız. Belki de o yıllara kadar çaresi bulunmaz bir virüs ya da bir göktaşı altıncı yok olmaya neden olacak, insan hayatı bitecek, belki de bazılarımız evrende yeni bulunan bir
dünyaya kaçma fırsatı bulacak. Belki de uzayda bulunacak yabancı bir uygarlık veya yeni bir dünyanın bulunması, gittikçe ölümsüz hale gelecek insan hayatının demografisini kökten değiştirecek.
Dijital çağın getireceği dönüşümlere bağlıdır. Bugünün yapay zeka/süper zeka
çalışmaları, Sanayi 4.0 konusunda yapılan atılımlar, günümüz makinelerinin akılları konusunda yeni düşünce biçimlerinin gündeme gelmesine yol açabilir. Şimdi yeni kuşak bir insan modeline geçiş aşamasındayız. Bu geçiş; 2150 sonrası için insanın kimliği, sosyal etkileşimleri yanında literatür ve eğitimden, iş ve sağlığa yaşam tarzında da kökten değişimlerin habercisi olabilir. Bu dünya, akıllara aşırı iletişimin getirdiği anonimlik, büyük gürültü, post-panoptizm (yeni gözetleme biçimleri, büyük göz) gibi dijital gelişmeler yanında
video kaydeden protez göz, saatte 40 km. hızla koşan biyonik bacak, drone ile pizza teslimatı, sağlığınızın uzaktan kontrolü (vücut ısısı, kan şekeri, kalp atışları vb.) gibi yeni teknolojilerle insan hayatını temelden değiştirebilir 46.
46 Oto, a.g.e., (2018), 82.
Dijital ortam çevrimiçi bir dünyada tüm insanları birbirine daha yakından
irtibatlayabilir. Dijital çağda asıl soru şuradadır; insan, insan kalmakta ısrar edecek mi? İnsan sonrasından bahsetmek böyle bir ısrarın göstergesidir. İnsan çağı artık geçip gitmiştir 47.
47 Nil Göksel, Gelen, Doğu Batı Düşünce Dergisi, Dijital Çağ, Yıl: 21, Sayı: 86, Eylül-Ekim 2018, 141.
Buna tanrı-insan, ölümsüz insan da dâhildir. İnsan; oluşa katılmayı, ağa bağlanmayı, şeylerle etkileşime girmeyi yani „olmayı. seçecek. Tanrı, her şeyi başlatmak için sadece „Ol!. demişti. Kutsal kitapların insanlık tarihi ile yazdığı pek çok şey bilim tarafından doğrulanmadı. Adem in altı bin yıl önce dünyaya indiği, dünyanın düz olduğu, kıyametin saati ile ilgili öngörüler geçersiz hale geldi. Ama insanlık bilim yolu ile en başa, tanrıya dönebilir.
Nasıl mı?
Bu daha çok felsefenin ve metafiziğin konusu. Onları da başka bir makaleye bırakalım.. Ama evren ile ilgili bir sır daha verelim; her şey Akıl.da çünkü Tanrı orada saklı. Aklımız her şeyi anlamakta sınırlı kabiliyete sahip değildir, yapmamız gereken şey hep sorgulamak yani aklımızı sınırlarını zorlamaktır.
Uluslararası düzenin kurallarını, kapitalizme ve moderniteye alternatif bir sistemi kurgulayarak yeniden yazmalıyız. Bu yüzden, siyasi yetkilerin sınırlanması, zenginliğin daha eşit dağıtılması, devlet yetkileri ve gelirlerinin nasıl kullanılacağı ile ilgili yeni bir sosyal sözleşmeye, yeni bir devlet anlayışına ihtiyaç var. Böyle bir düzen için önce Batı haricindeki diğerlerinin yükselmesi ve sistemde adil bir pay sahibi olması bir başlangıç ve denge dönemi olabilir. Bu da ancak Batı dışındakilerin de her alanda ve daha fazla kurumlaşması ile vücut
bulabilir. Burada aklımıza şu soru gelebilir. Türkiye için gelişen küresel şartlar içinde en uygun geleceği kim yazacak? Çünkü bunu biz yazmazsak, başkalarının hikâyesine uyum sağlayacağız. Geçmişte tüm devrimsel değişimlerin düşünce alt yapıları bir profesör ve iki doktora öğrencisi ile başlamıştı.
Futurist konularda Gönüllü olarak çalışmak isteyen öğrencilerimiz ya da araştırmacılarımız bana Şahsen başvurabilirler.
***