EĞİTİMDE etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EĞİTİMDE etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Aralık 2016 Cumartesi

EĞİTİMDE DEMOKRATİK LİDERLİK VE İLETİŞİM



EĞİTİMDE DEMOKRATİK LİDERLİK VE İLETİŞİM 



Arş.Gör.Sinan YÖRÜK*
* Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü.  
Yrd.Doç.Dr.İbrahim KOCABAŞ** 
** Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü. 


ÖZET 

Yaşadığımız toplumda, özellikle eğitim yönetimindeki liderliğin türü ve niteliği son derece önemlidir. AB’ye hazırlandığımız şu günlerde ülkemizde tartışılarak 
oturtulmaya ve yaşanır hale getirilmeye çalışılan konu demokrasidir ve ülke genelinde yönetimin tüm kademelerinde demokrasinin yerleşmesi ve demoktratik liderlik üzerinde çokça durulmaktadır. 
Demokratik liderlik komple bir liderliktir. Birçok öğesi vardır. Katılım, eşitlik ve özgürlük, uzlaşma, iletişim, duygusal zeka (insan ilişkileri), işbirliği; gücün kullanımı, demokratik kültür, demokratik liderlikte kalite bu unsurların maksimum seviyede eşgüdümüyle gerçekleşir. İletişim, öğesinin demokratik liderlik üzerindeki etkisi tartışmasızdır. Zira örgüt içinde ortaya çıkan moral bozukluğu, örgütte katılımın azalması ve örgütte koordinasyonun sağlanamaması, liderlerin iletişim becerisine sahip olmasını gerektirir. 


Anahtar Kelimeler: Demokrasi, iletişim, liderlik 

1. GİRİŞ 


21. yy’a girdiğimiz şu günlerde globalleşen dünyada demokrasi ve onun öğeleri olan özgürlük ve eşitlik, katılım, işbirliği v.b. kavramlar popüler konu olmakta ve insanları bu kavramlar etrafında birleştirmektedir. Bu kavramlarla birlikte eğitim yöneticilerinin üzerinde durdukları kavramlardan bir tanesi de liderlik kavramıdır. Liderin örgüt üzerindeki etkisi üzerine birçok araştırma yapılmıştır. Liderlerin örgütler üzerinde otoriter ve demokratik liderlik tipleri sergiledikleri görülmüştür. Yapılan araştırmalar sonunda liderlerin demokratikliği tartışılmaya ve otokratik liderliğe duyulan isteksizlik, yönetilenler tarafından dile getirilmeye başlanmıştır. Demokratik liderlik bir sembol mü yoksa bir yaşantı ürünü davranışların bir sonucu mudur? gibi sorularla demokrasinin öğeleri irdelenmeye ve bu öğelerle demokrasi arasındaki ilişki ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. 
Demokratik liderlik başta katılımcılığı, işbirliğini ve yukarıda saydığımız kavramlarla içli dışlıdır. Demokratik liderliğin temelinde örgüt içi uyumun önemli olduğu bilinen bir gerçektir. Örgüt içi katılımın sağlanmasında diğer öğeler gibi çok önemli olan bir kavram da iletişimdir. İletişim engellerini kaldırmada insanları katılımcı yapamazsınız. Örgüt içi mesajlardaki şifreleri çözmek iletişim öğesini bilmeye bağlıdır. 

 Demokratik Liderlik 

Yaşadığımız demokratik toplumda, özellikle eğitim yönetimindeki liderliğin türü ve niteliği son derece önemlidir. Eğitim, bu çalışmanın birinci bölümünde tartışılan kişi ve toplum yaşamındaki önemi nedeniyle, yeterli bir eğitim sisteminin yaratılması ve bu sistemin çağdaş gelişmelere uyarlanarak yaşatılması için üstün niteliklere sahip liderliğe olan gereksinme büyüktür. Demokrasiye, halkın gücüne, eğitimin toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişmedeki önemine içtenlikle inanmış olmak, eğitimin temel değer ve ideallerini benimsemek, belirli bir süre başarılı öğretmenlik yaşantısına sahip olmak, yönetim alanında yeterli bir eğitim almış olmak, alt ve üst 
sistemlerle sağlıklı iletişim ve etkileşimde bulunabilmek, yönetimde liderlik için aranan niteliklerdir (Kaya, 1996:147-148). 


Başlangıçta liderler aniden ortaya çıkarlar. Görevleri tamamlayıcı ve ücretsizdir. Bir süre sonra, profesyonel lider olurlar. Bu aşamada, sürekli ve değişmezdirler. 
Sistemlerin tutucu kalması nedenlerinden biri de budur. Böyle liderler, statülerini tehlikeye düşürecek girişimlerden kaçınırlar. Hatta statülerini korumak için, sistemleri amaçlarından bile saptırabilirler. Ancak böyle kurumsal sürüklenmelere, liderler kadar, yapısal bozuklukları bahane eden izleyenler de yol açabilir. 

Liderler varsayımlarını kurumsal yapılar değil, insan davranışları üzerine kurmak zorundadır. Özellikle demokratik liderler, kurumların yapısından çok, grupların ilişkileri üzerinde çalışırlar. Zaten sistem teorisi de, yapıdan çok ilişkiyi önemser. Günümüzde yapı ve süreç üzerinde yoğunlaşan yönetim anlayışı, liderliğin önemini gölgelemiştir. Halbuki yenilik ajanları liderlerdir, çünkü büyük amaçlara ve değerlere yönelecek izleyenleri, liderlerin ön seziye dayalı yetenekleri sağlar. Liderler sadece çevrelerine iyi görünebilmek için değil, doğru ile yanlışı seçebilecek ve bu seçimlerini savunabilecek dürüstlüğü gösterebilmek için ahlaklı olmalıdır. Bu konuda gerekli perspektif ve aklın kazanılmasında, klasik genel eğitimin katkısı olacaktır, liderin görevi katılımı sağlamaktır. Bu tür liderlik, insanları değil, gücü kullanmaktır ki, dama oyunundan, santranca geçiş gibidir. Fakat demokratik liderlik, satrançtan da öteye geçer. Liderlik taşlar arasında ayrım yapmadan, bütün izleyenlere aynı değeri vermesini ve davranışı 
göstermesini gerektirir. Liderin başarısı izleyenler grubunun bütünlüğünü sürdürmesine, hatta onu büyütmesine bağlıdır. Ancak, fiziki büyümeyi sağlayan örgütsel liderlik yeterli değildir. Bu gruba bazı değerlerden oluşan bir karakter kazandıracak kurumsal liderlik de gerekir. Çok partili döneme geçişimizden sonra, 40-50 milletvekili ile parlamentoya giren partilerin bugün tabelalarının bile kalmayışı, liderlerin ikinci rolü oynamaktaki başarısızlığından dolayıdır (Baymur, 1990:283). 

Modern dünyada farklı değerleri, gelenekleri ve görüşleri koruyacak en güvenilir yol demokrasidir; çünkü bu yol, kurumlara ve bireylere devletin tanımadığı bir serbestlik tanır. Diktatörlük istenmedikçe demokrasinin alternatifi yoktur. Diğer bir deyişle, eğer demokrasi var olmasaydı biri onu icat etmek zorunda kalacaktı. Demokrasinin bazı felsefecileri, lider-izleyen ilişkisinin eşitlik kavramına aykırı olduğu gerekçesiyle, liderliğe karşıdırlar ve liderin rolünü küçümserler. Ancak, demokrasi kendi kendine gerçekleşmez, onu gerçekleştiren araç liderliktir. Bir ideolojiden çok gelişim olan demokrasinin iki ideali, özgürlük ve eşitlik, çatışma durumundadır. Bu çatışma liderlik stilini de etkiler, çünkü birincisi en az karışan, ikincisi de en çok karışan yönetimi gerektirir. Yaratıcılık, serbest düşünce, araştırma gibi eylemlere yer verilmediğinden, eğitimin niteliği düşüktür. Programlar birkaç yöneticinin fikir ve yararlarına dönük, öğretim yöntemleri tek düzedir. Birçok kişi altındaki yönetimde, politik düzen eğitim girişimi ile sıkı bir işbirliği kurmak gereksinmesi duyar, çünkü demokrasiyi yaşatan eğitimdir. Bu gerçeğin anlaşılması, eğitimde fırsat eşitliğini kolaylaştırır ve her birey 
eğitimden yararlanır. Sadece bireyin değil toplumun da iyiliği eğitimden beklenince demokraside yalnız yönetenler değil, yönetilenler de eğitimi destekler. Böylece eğitim amaçlarının kararlaştırılmasında, ikincilere de söz hakkı tanınır. Eğitimin nicelik ve niteliği artar. Program ve sınıfta, öğretmen, öğrenci ve öğrenme ön plana geçer. Demek ki, bir toplumdaki eğitim girişiminin amaçları, görevleri ve yapısından, o toplumun nasıl yönetildiği anlaşılabilir (Bursalıoğlu, 1991:673). 

Eğitim yönetiminin en önemli özelliği, yetki ve sorumlulukların paylaşıldığı, kararların birlikte alındığı, izleyicilerin değil, işbirliği yapan arkadaşların söz konusu olduğu demokratik liderliği gerektirmiş olmasıdır. Bununla birlikte, bazı durumlarda, demokratik liderliği geliştirmek için yönetici pek çok engeli yenmek zorundadır. Hunt ve Pierce’in belirttiği gibi, pek çok eğitim örgütünde, geleneksel otoriter liderlik iç ve dış etkenler tarafından öylesine benimsenmiştir ki, demokratik liderliğe geçişteki değişikliklerin son derece dikkatle başlatılması gerekir. Otoriter liderliğe alışan kimseler, her zaman, daha fazla özgürlüğü kucaklamak için koşmazlar. Bu çekingenliğin nedeni, yalnızca aldırmazlık ve alışılmış otoriter hava değildir. Gerçekte pek çok kişi, demokratik yöntemlerden, planları ve sorumlulukları paylaşmaktan kaçarlar (Kaya, 1996:148). 

Liderleri otoriter ve demokratik olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür. Otoriter lider daha ziyade geleneksel toplumlarda tutulur. Böyle bir lider, otoritesini ve sorumluluğunu işgal ettiği makamdan alır. Adorno, otoriter kişilik üzerinde yaptığı bir inceleme sonunda bu gibi kişilerde şu ortak niteliklerin bulunduğunu saptamıştır: 


a. Topluma uymaya büyük bir önem verme, 


b. Değişmez (rigid) bir kişiliğe sahip olma ve değişiklikten hoşlanmama, 


c. İdarede amir-memur ilişkilerine önem verme, 


d. Gücü elinde tutan kişi ve gruplara dönük olma, 


e. Etnosantrik, yani yabancı ve azınlık gruplarına müsamahasız olma, 


f. Tutucu ve geleneklerine bağlı görünme, 


g. Başkalarının cinslik suçlarına aşırı ilgi gösterme (Baymur, 1990:282). 




Bugün daha demokratik olan lider tipi tutulmaktadır. Demokratik toplumlarda insan, liderlik görevini, başkalarının kendisini lider olarak seçmeleri ve bu görevde ona saygı göstermeleri sonucu elde eder. Hatta modern toplumda liderlik yaygınlaşmakta, bir kişi üzerinde toplanmamakta; zaman zaman ileri sürdüğü fikirlerin toplumca ilginç bulunmasına göre şahıstan şahısa değişmektedir. Tam demokratik bir toplumda herkes, topluma en çok katkıda bulunabileceği bir anda liderlik görevi ile karşılaşır (Baymur, 1990:282). 

Demokratik ve otokratik liderlik konularında yapılan araştırmalardan birisi de Lewin ve arkadaşları tarafından yapılmıştır: Resim, modelaj ve çeşitli elişleri yapılan bir çocuk kampında, çocuklar üç gruba ayrılır. Bunlardan birinci gruba çok demokratik davranan bir lider veriliyor. Bu grupta çocuklar yapacakları işleri kendileri kararlaştırıyorlar. İstedikleri ile işbirliği yapabiliyorlar. Lider, onlarla birlikte çalışıyor ve ancak onlar istediği zaman yardımda bulunuyor ya da yol gösteriyor. İkinci grupta lider otoriter davranıyor, öğrencilere vazife veriyor, işlerin nasıl yapılacağını gösteriyor, iyi çalışanları övme yoluyla ödüllendiriyor. Üçüncü gruptaki lider çocukları tamamıyla başıboş bırakıyor, onlara hiç bir durumda karışmıyor. Üç grupta çocukları kendi başlarına çalışmaya bırakıyorlar. Demokratik liderle çalışan çocuklar, otoriter liderle çalışan çocuklara göre aslında daha az iş çıkarmışlardır. Fakat başlarından öğretmenleri gidince demokratik liderle çalışan çocukların iş veriminde çok az bir azalma görülüyor (iş verimi 
% 50’den %46’ya düşmüştür). Bu gruptaki çocuklar, işe ilgi göstererek hevesle çalışmaya devam ediliyorlar. Birbirleri ile ahenk içinde işbirliği yapıyorlar, daha yaratıcı nitelikte iş çıkarıyorlar. Otoriter liderle çalışan çocuklar, yalnız başına kaldıkları zaman işin verimi birden düşüyor (%70’den % 29’a). Öğrencilerden bir kısmında kavga etme ve saldırganlık eğilimi görülüyor, aralarında sert tartışmalar oluyor ve düşmanlık hisleri beliriyor. Bu gruptaki öğrencilerin diğer bir kısmında ise fazla yumuşak başlılık ve uysallık görülüyor; fakat bunlar da, lider başlarında olmadıkça çalışmıyorlar. Tamamıyla başıboş bırakılan üçüncü grupta çocuklar arasında ilgisizlik, pasiflik ve can sıkıntısı görülüyor. Bunlarda iş verimi %33 olarak belirlenmiştir (Baymur, 1990:283). 

Demokratik lider yetiştirebilmek eğitim yönetimi konusunda alınacak eğitime bağlıdır. Yapılan araştırmalar şunu ortaya koymuştur: Artık liderin etkiliğinin artması liderin astlarını örgüt kararlarına katması, yöneticilerin insan ilişkileri konusunda yeterli eğitimi alması gerektiğini ortaya koymaktadır (Çelik, 1994:28-32). 

Ben okulumda demokratik bir yönetim sergilemek istiyorsam bunun alt yapısını oluşturmalıyım. Demokratik kültürü gerek okul içinde gerekse okul dışında yerleştirmek istiyorum. Bununla ilgili önce plan yapmalıyım. Hangi aşamalar sonunda demokratik bir kültür oluşturabilirim. Demokratik kültür oluşturabilmek ve demokratik yönetim sergileyebilmek için benim okulumun misyonu var mı? Planladığım konuyu değerlendirmeye tabi tutuyor muyum? Demek ki demokratik lider aynı zamanda stratejik bir yönetim sergileyebilmelidir ki demokratik bir ortam oluşsun (Çelik, 1994:28-32). 

Yöneticilerin yöneticiliklerinde verimin artması yönetim süreçlerinin iyi işlemesine bağlı olduğu ortaya çıkmıştır. 

Bu süreçler 

a) Karar verme, 
b) Planlama, 
c) Örgütlenme,
d) İletişim, 
e) Eşgüdüm 
f) Değerlendirme 

Bu unsurların hepsi demokratik yönetim için de geçerli ve demokratik liderliğin özellikleriyle paralellik göstermektedir. Lider, demokratik bir yönetim sergileyebilmesi için karar sürecine astlarını katmalı, planlama sürecini astlarıyla planlamalı, okulun ve demokrasinin amaçları doğrultusunda astlarını örgütlemelidir. Astları ne kadar kabiliyetli olursa olsun, herkesin örgütlenmeye ihtiyacı vardır. Demokratik lider aynı zamanda iletişimde de başarılı olmalıdır. İletişim kanallarını açık tutan, olup bitenlerden öğretmenleri haberdar eden lider, astlarını kararlara daha çabuk katacak ve okulda demokratik bir kültür oluşturmuş olacaktır. 
Demokratik yönetim için verimliliğin artabilmesinin bir diğer şartı ise eşgüdümdür. Yani okul örgütünde birimler arasında işbirliğinin sağlanmasıdır. 
Demokratik yönetimde yardımlaşma vardır. Bu yardımlaşmayı ortaya koyacak olan da liderlerdir. Lider kendisini adeta astları ve okul kültürü için yardımcı kabul etmelidir. 

 İletişim 

İletişim latince bir kelime olan lammuricore fiilinden gelmektedir. Anlamı ortak kılmadır. Geniş anlamıyla iletişim, istenen sonuçları başarmak ve davranışları etkileme konularıyla insanlar arasında sözlü ya da sözlü olmayan diğer araçlarla anlayış sağlamadır (Can, 1992:240). 

Örgüt, bir iletişim ağı olarak düşünülebilir. İletişim, örgüt içinde karar örnekleminin yayılmasını sağlayarak karar sürecinin gerçekleşmesine de yardımcı olur. Görüş ve anlayıştaki katılmayı artırmak yoluyla iletişim, sistemin parçalarını bir araya getirir ve kaynaştırır. Aynı zamanda, yetkinin görevlerini de destekler ve gerçekleştirir. Koordinasyonu sağlayan araçlardan en güvenilir ve etkili olan iletişimdir (Bursalıoğlu, 1982:151). 

Örgütsel iletişim genel olarak formal ve informal olarak iki kategoride toplanabilir. 

a) Formal (Resmi, biçimsel) iletişim: 

 Formal iletişim örgütteki hiyerarşik otorite yapısıyla ilgilidir ve rasyonel, planlanmış bilgi akımının sağlandığı kanallardan oluşur. Örgüt şemaları ve yönetmelikleri kimin kiminle iletişim kuracağını açık olarak belirtir. 

a. Formal İletişim 

1. Yukarıdan Aşağıya İletişim 

Örgütün üst düzeylerinden aşağı düzeylere doğru iletişimdir. Yukarıdan aşağıya iletişim genellikle yazılı iletişimdir (Ergun ve Polat, 1978:188). 


2. Aşağıdan Yukarıya Doğru İletişim 

Hiyerarşinin alt düzeylerinden, üst düzeylerine iletilen bilgi ve haberlerdir. Yukarıya doğru iletişim genellikle astın verdiği rapor ve tepkilerden oluşur. 

3. Yatay İletişim 

Aynı örgütsel düzeydeki kişi ve birimler arasında yapılan iletişimdir. Yatay iletişim koordinasyonunun sağlanmasında önemlidir (Can, 1992:250). 

4. Çapraz İletişim 

Formal iletişim kanalları biraz önce açıklandığı gibi üç türde gelişir. Ancak bazı durumlarda iletilen bilginin niteliğine göre çapraz bir yol izlendiği de görülebilir. Söz gelimi bir örgütün üretimden sorumlu genel müdür yardımcısı, yeni alınan ve deneme çalışmasında olan bir makinenin teknik özelliklerini öğrenmek isteyebilir. Bu durumda normal olarak, emir komuta zincirindeki tüm bağlantıları dolaşması gerekir. Bu ise, zaman, enerji ve emek kaybına yol açar. Bunu önlemek için yönetici doğrudan o proje üzerinde çalışan mühendis bilgisine başvurabilir (Can, 1992:251). 

b) İnformal (Gayri Resmi) İletişim 

İnformal iletişim kişiler arası ilişkiler ağı yoluyla çalışır ve örgütün informal yanını işletir. İnformal iletişim, üyelerin örgüte karşı takındıkları tutumların bir 
göstergesidir. Formal iletişim sistemi ne kadar bozuk olursa, informal iletişim ve söylentiler de o derece artar. Bunların sonucu olarak, örgütte asıl görevi kaynaştırma olan iletişim, çözülme görevi yapar. Bunun sonucu olarak, grupların dağılması, kliklerin oluşması, moral düşmesi vb. görülmeye başlar (Bursalıoğlu, 1982:152). 

Eğitim yöneticisinin izleyeceği iletişim stratejisi ve ilkeleri şöyle özetlenebilir: 

1. Girişimi başkalarından önce ele almak, 


2. Çevresindekilerin katılma ve işbirliğini sağlamak, 


3. Çevredeki liderleri de çalışmalara katmak, 


4. Katılanları güdülemek, 


5. Başarılan işleri ortaya koymak, 


6. Söylentilere gerçeklerle engel olmak, 


7. İletişim engellerini bilmek ve değerlendirmek, 


8. Önemli haberleri tekrarlamak, 


9. Her iletişim aracından yararlanmak, 


10. İletişimi aralıksız sürdürmek, 


11. Destek ve karşıt güçleri tanımak (Bursalıoğlu, 1982:158). 




Okul yönetiminde lider, iletişimci olarak herkesin paylaşacağı bir vizyon oluşturmalıdır. Okul yöneticisi, okulun etkinlik ve programlarının anlaşılmasını etkili bir iletişim kurarak sağlayabilir. Etkili iletişim üç düzeyde gösterilebilir: Birebir ilişkiyle, küçük gruplarla ve büyük gruplarla iletişim kurabilir. Okul çevresinin, velinin ve geniş toplulukların okulun vizyonunu paylaşması yoluyla etkili bir iletişim kurabilir. İletişimci olarak okul yöneticisi, etkin dinleme, grup içi ilişkileri anlama ve okulu etkileyen çevresel güçleri tanıma konusunda uzman olmalıdır (Çelik, 1999:46-47). 

Demokratik lider öğretimsel liderdir. Öğretimsel lider de örgütte vizyon geliştiren liderdir. Vizyon, amaçlara açıklık getirmekle birlikte, öğretmen ve öğrencilerin karşılıklı saygı anlayışı içinde birbirlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Vizyon, değerler ve anlamların altında yatan olay ve etkinlikleri anlama konusunda okul yöneticisinin liderliğine sembolik bir boyut kazandırır. Sembolik liderler, vizyonla daha iyi iletişim kurar. 

Böyle liderler, okul ortamında herkes tarafından paylaşılan ortak amaç duygusu oluşturur. Etkili iletişim iyi bir vizyon oluşturmayla kurulabilir. Bu bakımdan okul 
yöneticisinin iletişimcilik rolündeki başarısı, büyük ölçüde güçlü bir vizyon oluşturmasına bağlıdır (Çelik, 1999:47). 

İletişimci olarak okul yöneticisinin rolleri şunlardır: 

1. Çift yönlü iletişim kurar ve öğretmenleri gerçekçi olarak değerlendirir. 


2. Özlü ve açık olarak konuşur ve yazar. Örgütsel iletişim sağlamada güzel konuşma ve yazma becerisine sahiptir. 


3. Çatışma yönetimi stratejilerini uygulamaya çalışır. Çatışma durumlarına açıklık getirir ve çatışmaları etkili bir biçimde yönetir. 


4. Sorun çözme tekniklerini öğrenerek, grubun eylem yönünü seçmesini kolaylaştırır. 


5. Öğrenci, veli ve öğretmen arasında güçlü bir etkileşim sağlayarak grup sürecini yönetir. 


6. Bir grup üyesi gibi çalışır; grup üyelerinin güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirir. Kişisel ve grup hedeflerini birbiriyle bütünleştirir (Çelik, 1999:47-48). 

Toplum bilimcilerin liderliğe, liderler ve izleyenler arasındaki etkileşim olarak bakmaları, bu konunun en önemli başlangıcıdır. Taraftarlarınız olmadan lider 
olmayacağınız açıktır. Rehberliğinizi ve etkinizi kabul eden çalışanlarınız olmazsa grup lideri olamazsınız. 

Peki lider nasıl taraftar toplar? Bu sorunun yanıtı tüm insanların gereksinimleri olduğu ve bu gereksinimleri karşılamak için nasıl uğraş verdikleri anlaşılınca açıkça ortaya çıkar. Liderlerin nasıl taraftar bulacağını şöyle söyleyebiliriz: Bireylerin çoğu gereksinimleri, insanlarla olan ilişkileriyle karşılanır (Gordon, 1997:17-18). 

Bu nedenle iletişim gereksinimlerin karşılanmasında en güvenilir araçtır. Bu gereksinimleri karşılamak insanlarla iletişime geçmeye bağlıdır. Lider de bir örgütte yapılan işlerin hepsini yapamaz, bütün rolleri üstlenemez. O nedenle lider örgütteki bireylerle o örgütün sorumluluklarını paylaşabilir. O da örgütteki bireylerle iletişime geçmeye bağlıdır. 

Demokratik liderlik, iletişimin çok kuvvetli olduğu örgütlerde ortaya çıkar. İletişimin tam sağlanabilmesi iyi bir beceriyle ortaya konulmasıyla gerçekleşir. Bunlar; 

- Gündemi duyurmak -Kolay ulaşılabilir olmak 

-Muhalefeti kabul etmek -Sıklıkla tebrik etmek ve övmek 

-Dış gücünü ve sembolleri kullanmak -Çalışanları küçük düşürmemek 

-İlgi göstermek Doğru sözcükler kullanmak 

-Sabretmek Dinlemek (Walter, 1999:69-78). 

Etkili bir iletişimin var olması için ekip üyelerinin birbirlerine saygı ve güven duyması gerekir. Ekip içinde canlı enformasyon akışı ancak ekibin iletişimine, samimiyet ve güveninin egemen olmasıyla olur. Samimiyet ve güven ise ancak ekip etkili bir iletişime sahipse vardır (Weiss, 1993:70-71). 

Bir örgütte bireylerin kararlarının niteliği, ekipteki enformasyon akışına ve ekip üyelerinin birbirlerinden etkilenme konusundaki istekliliklerine bağlıdır. İnsan 
birbirleriyle konuşmaya özendirilmedikçe bunların hiçbiri gerçekleşmez. 

Birbirlerine söyleyecek sözleri olmayan ekip üyeleri misyonlarını, kendilerinin veya başkalarının ekipteki rollerini anlamazlar ya da korku, boy ölçüşme ihtiyacı veya kendilerini ifade etme yeteneksizliği yüzünden büyük bir olasılıkla iletişime girmezler. Çalışma saatleri sırasında işçilerin kendi aralarında konuşmasını engelleyen işyeri, üretkenliğin korunduğu değil, düştüğü bir durumla karşılaşabilir (Weiss, 1993:72). 

Koruma ya da enformasyon verme gibi bazı davranışlar nasıl yüksek performansı besliyorsa, zorbalık gibi davranışlar da bunu engeller. İletişim kurmanın belirli yolları da bir kişinin konuşma ya da dinleme biçimi yüksek performansı ya besler ya da engeller. Gözlenebilir her davranış işçileri grup içerisinde nasıl davranacakları konusunda eğitmenin bir aracı haline gelir. Örneğin insanlar konuşurken, alışkanlıktan dolayı da farkında olmadan araya girmek onları konuşmayı kesmeye yöneltir. Ayrıca düşünce, fikir ya da duyguların açık değiş tokuşunu engeller. 

Bazı liderler dayatmacı tipler olarak karşımıza çıkar. Zaten bu yüzden seçilmişlerdir. Güçlü, sözünü sakınmaz, zeki ve hükmedicidirler. Konuşmaları sert ve dolaysızdır. Sık sık söze karışırlar; başkaları problemi düşünme fırsatı bulmadan çözümler önerirler. O zaman insanlar, yöneticilere olan inançlarını yitirir ve geri çekilmeye yönelirler. Başka yöneticiler ise yetenekli olmalarına rağmen, daha çekingendir. “Burada ileri-geri konuşmuyoruz” mesajını verirler. Ekibin bir iletişim merkezi yoktur ve çoğunlukla kimse bir başkasıyla konuşmaz. Ekip üyeleri kendi aralarında konuşsalar bile önemli bilgiler ortaya çıkmaz ya da gerçeklerin yerini dedikodular alabilir. Güven düzeyleri düşer ve nihayet yönetici dışında biri fiilen ekip liderliğine “seçilir” (Weiss, 1993:74). 

Böylece lider, iletişim engellerini aşarak örgüt içinde katılımı üst seviyede sağlayacak ve demokratik yönetim biçimi ortaya çıkacaktır. Okul örgütünün içi ile ve okul örgütünün çevresiyle iletişimde başarılı olamayan lider bulunduğu çevrede demokrasiyi ve onun ilkelerini gerçekleştiremeyecek, gerçekleştirse de tam demokratik liderlik sergileyemeyecektir. 

SONUÇ 

    Eğitimde demokratik liderlik iletişim ve onun öğelerini bilmeyle gerçekleşir. Eğitim lideri okul içi ve okul dışı iletişimi çok iyi sağlamalıdır. Formal iletişimle beraber informal iletişimi de kullanmalıdır. Girişimi başkalarından önce ele almalı, çevresindekilerin katılma ve işbirliğini sağlamalı, çevredeki liderleri de çalışmalara katmalı, katılanları güdülemeli, söylentilere gerçeklerle engel olmalı, iletişim engellerini bilmeli, her iletişim aracından yararlanmalıdır. İletişimde başarılı olmayan yöneticinin okulda demokratik bir iklim oluşturması mümkün değildir. Bunun için demokratik liderlikte iletişimin önemi oldukça fazladır. 

 KAYNAKLAR 

Baymur, F. (1990), Genel Psikoloji. İstanbul: İnkılap Kitabevi. 

Bursalıoğlu, Z. (1982), “Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış” Ankara: Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayını. . (1991), 
“Eğitimde Yenileşme ve Demokratik Liderlik” A.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, A.Ü. Basımevi. 
Can, H. (1992), Organizasyon ve Yönetim. Ankara: Adım Yayıncılık. 
Çelik, V. (1994), “Etkili Bir Okul için Stratejik Yönetim” Eğitim ve Bilim Dergisi.  (1999). “Eğitimsel Liderlik” Ankara: Pegem Yayınları. 
Ergun, T., Aykun, P. (1978), “Kamu Yönetimine Giriş” Ankara: TODAİE Yayını. 
Gordon, T. (1997), (Çev: Birsen Özkan) “Etkili Liderlik Eğitimi” İstanbul: Sistem Yayıncılık. 
Kaya, Y.K. (1996), Eğitim Yönetimi. Ankara: Bilim Yayınları. 
Walter, J. (1999) “Liderlik” Çev: E.Sabri Yarmalı. İstanbul: Hayat Yayınları. 
Weiss,D.H. (1993). “Başarılı Ekip Oluşturma” Çev. Erhan Tuskan. İstanbul: Rota Yayınları. 

***