Terörizmin Tanımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Terörizmin Tanımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Nisan 2020 Perşembe

Terör ve Terörizmin Tanımı,

Terör ve Terörizmin Tanımı, 

İhsan BOZKURT 
Yrd.Doç.Dr.Ali Galip ALÇITEPE 
MANİSA 2013


Değişen dünya dengeleri ve uluslararası ilişkilerdeki farklılaşmalar sonucunda, özellikle atom bombasının icadı sıcak savaşlar yerini soğuk savaş metotlarına bırakmıştır. Soğuk savaşın gereği olarak ortaya çıkan psikolojik savaş türü ve bu savaşın vazgeçilmez unsuru Düşük Yoğunluktaki Çatışmalar, terör kavramını da beraberinde getirmiştir. 

Siyaset bilimcisi Wardlaw, terörizmi politik hareketler sınıfına sokmaktadır.11 Terörizmi politik bir olay olarak gören bir başka yazar da Thornton’ dur.Thornton terörü, siyasi davranışlara etki yapmak amacıyla şiddet ve tehdit kullanımını gerektiren sembolik bir hareket şeklinde açıklamaktadır.12 

 Terör ve terörizme, bulunulan yerden bakılması, yaklaşılması, kavramlara farklı tanım, anlam ve içerikler kazandırmaktadır. “Terörizm; ulus devletleri ve uluslararası toplumu tehdit eden, sürekli olarak gelişen ve bugünün en tehlikeli problemlerinden biri olarak kabul edilen, oldukça karmaşık ve yaygın bir 
olgudur”.13 

Hoffman’a göre Terörizm: 

. Kaçınılmaz olarak politik amaçlara ve motivasyon unsuruna sahiptir. 
. Şiddete ve aynı şekilde önemli olan şiddet tehdidine başvurmaktadır. 
. Doğrudan hedef alınan kurbanın ötesinde, bazı psikolojik etkiler yaratma amacı taşımaktadır. 
. Tanımlanabilir bir emir–komuta hiyerarşisi içinde ya da (mensuplarının üniforma giymediği ya da belirleyici işaretler taşımadıkları) hücre yapılanması şeklinde örgütlenmiş bir organizasyon tarafından icra edilmektedir, 
. Ulus–altı (subnational) bir grup ya da devlet–dışı (non-state) bir teşekkül tarafından uygulanmaktadır. 14

Yaşanan ekonomik zorluklar, ağır şartlar ve eşit olarak paylaşılamayan kaynaklar terörizmin ortaya çıkmasından en büyük etkendir. Sinclair, eski zamanlarda terörün, gücü elde tutabilmek için harcanın çaba olduğunu belirtmiş ve terörün 10 prensibinin ortaya çıktığını söylemiştir. 

Bu prensipler şu şekilde sıralanabilir: 

. Terörün tolere edilmesi erdem değildir, 
. Terör, alçakların savaşıdır, 
. Terör, zulmün hayati özelliğidir, 
. Terör, basit bir katliamdır, 
. Terör, kanunsuzluk yolundakilerin en büyük silahıdır, 
. Terör, zavallı bir katliamdır, 
. Terör, bir sığınmacının sırtındaki kamçı darbesidir, 
. Terör, bazıları için gizlilikle başarı yakalanmasıdır, 
. Terör, halkın korkaklık sonucu yenilmesidir, 
. Eğer yılgınlığa uğrar isek, bizi korkutanlar karşısında zavallı bir duruma düşeriz ve terör, sebebinin değeriyle değil, kurbanlarının fazlalığıyla ölçülebilir 15

Walter Laquer’in vurguladığı gibi uzmanlar terörün şiddet kullanma veya şiddet kullanmaya tehdit etme ve belirli amaçlara erişme metodu veya stratejisi olduğu, amacının ise mağdurun korku haline düşmesi olduğu ve terörizmin acımasız, merhametsiz olup ahlak kurallarına uymadığı ve terörist stratejide 
tanınmanın, reklamın çok önemli olduğu konularında görüş birliğindedirler. Terörizm bir ideoloji değildir. Fakat farklı inançlara sahip insanlar tarafından kullanılabilen bir stratejidir. Terör etkili bir diktatörlükte var olma şansını yakalayamazken liberal bir ülkenin tamamen terörizmden korunabilmesi 
neredeyse hiç mümkün değildir 16. 

Akmaral, terör ve terörizm konularında farklı yaklaşımlar sergilendiğini belirtmiş, tüm bu yaklaşımları birlikte incelemenin, bu konuya hâkim olmak açısından fayda sağlayabileceğini eklemiştir. 
“Terrere” kökünü Latince’den alan terörizm, temel olarak korkudan sarsıntı geçirmek ya da dehşete kapılmak anlamlarına gelmekte, Türkçe’de ise yıldırma, korkutma, Siyasi Terimler ve Örgütler sözlüğünde ise kamu otoritesini yıkmak veya toplum yapısını değişikliğe uğratmak amacıyla, korku ve yılgınlık saçmaya yönelik şiddet hareketleri olarak tanımlanmaktadır 17. 

Laqueur, bu çalışmanın temeli olarak sayılabilecek tanımı The New Terrorism adlı eserinde vermiş, terörün şiddet olduğunu, ancak her türlü şiddetin de terör sayılamayacağını, terörizmin gerilla savaşı ile bir tutulamayacağını ve hatta zorbaların teröristlerden çok daha fazla zarar verdiklerini belirtmiştir. Laqueur, “Terrorism” adlı bir diğer eserinde de terörizmin gerilla savşından rekabetten 
savaşa kadar uzanabilen sosyo politik anlaşmazlık ve cepheleşmeler dir.18 

Bu sorunlar ülkedeki etnik gruplar arasında olabileceği gibi, devlet ile bir etnik grup arasında da olabilir. Etnik sorunlar bir yönüyle yasal, kültürel veya ekonomik ayrımcılığını, terörizmle ilgili her şeyi bir kenara bırakarak öncelikle bu tanımlamanın yapılması gerektiğini söylemiş, sosyalizm ve faşizmin de açıkça tanımlanamadığını ekleyerek bir anlamda bu üç alan için tek bir sınır çizmiştir. Siyasal terörizm literatürünü konu edinen bir yazarın 1936 ile 1981 yılları arasında terörizmle ilgili 109 ayrı tanım yaptığını, bu sayının ise günümüze 
kadar artmış olmasının muhtemel olduğunu vurgulamıştır 19. 

Terörizm kavramı Batı diline 1793-1794 döneminde Fransız Jakobenler tarafından uygulanan “terör rejimi” dönemindeki çatışma ortamından itibaren girmiştir. Ancak tarihteki ilk terörist faaliyetler, M.Ö. birinci yüzyılda Roma İmparatorluğu’na karşı büyük bir isyana neden olan ayaklanma hareketlerine 
kadar uzanmaktadır 20 
Başlangıçta sadece devlet tarafından uygulanan şiddet hareketleri, terör olarak ifade edilirken çağdaş tanımlamaların önemli bir bölümü artık devlet dışı unsurlar tarafından gerçekleştirilen şiddet hareketlerini de içerecek şekilde genişletilmiştir 21 

Ayrıca zaman içerisinde farklılaşmaya giden terörizm olgusu temel itibariyle; ülke içi ve uluslararası terörizm olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Ülke içi terörizm, yurt içinde üretilen ve sadece o ülkenin kurumları, vatandaşları ve varlıkları ile politikalarını etkileyecek sonuçlar yaratan şiddet eylemlerini ifade etmektedir. Hedefleri, yapısı, destekçileri ve teröristleri açısından birden fazla ülkeyi kapsayan uluslararası terörizm ise etkileri ve sonuçları ile daha geniş bir alana yayılmaktadır 22 

Kuçuradi terörü; örgütlü bir grubun psikolojik baskı yoluyla siyasal/ideolojik isteklerini dolaylı biçimde kabul ettirmek amacıyla bu isteklerinin gerçekleşmesi ne engel olarak gördüğü kimseleri korkutmak, yıldırmak ya da saf dışı etmek için; veya doğrudan doğruya öç almak için, sistematik bir biçimde gerçekleştirdiği ya da gerçekleştirmekle tehdit ettiği, bazı insan haklarını çiğneyen ya da kamu veya özel mülke önemli sayılabilecek zararlar veren şiddet eylemleri olarak nitelendirmiştir.23 

İsrail Başbakanı Netanyahu terörizmi; “Terörizm: Batı Nasıl Kazanabilir” adlı kitabında “kasıtlı ve sistematik bir şekilde suçsuz insanları öldürme, sakat bırakma ve tehdit etmek suretiyle, siyasi sonuçlara ulaşmak için korku salma” olarak tanımlar24 Yine 1995 yılında çıkardığı “Terörizmle 

Mücadele: Demokrasiler Nasıl İç ve Uluslararası Terörle Mücadele Edebilir” adlı eserinde ise Netanyahu terörizmi; “demokrasilerin içerisinde yeşeren bir hastalık” olarak görmektedir 25 

Thornton terörü, “Normal sayılacak metotlarla siyasal davranışları etkilemeyi amaçlayan sembolik hareketler” olarak tanımlar26 Johnson, “Terörizm her çeşit siyasi eyleme karşı bilinçli ve soğukkanlı şiddet gösterisi ve şiddet kullanımıdır” der. Buna göre siyasi sürecin yerine kullanılmasından ötürü de terörizm genellikle totaliter rejimler kurmaya yöneliktir 27 

Ülkemiz bağlamında bu konuda araştırmacı, yazar ve düşünürlerde kendilerine göre terör tanımları yapmışlardır. Örneğin, Dönmezer, “şiddetin, sosyal, ulusal, ırki, dinsel fesat çıkarıcı ve diğer maksatlarla ve sosyal sınıfla arasında çatışma ve savaşı tahrik etmek üzere planlı ve hukuk dışı olarak kullanılması” olarak bir tanım yapmaktadır28 Ergil, terörizmi “dehşet salmak için girişilen seçilmiş ve 
planlı eylem ve/veya eylem tehdidi” biçiminde tanımlar 29 Ayrıca, Gani, “düşman, tarafsız yabancı toplumlar ve dost grupları tesir altına almak, sindirmek ve kendi saflarına çekmek maksadıyla illegal örgütlerce icra edilen, öldürme, tahrip, sabotaj, kaçırma, soygun ve benzeri planlı, kasıtlı faaliyetlere” 
şeklinde tanımlar 30. 

Kodaman, terörü hukuk açısından, her şeyden evvel adi bir suç olarak; askeri ve stratejik açıdan: ilan edilmemiş örtülü bir savaş aracı olarak; siyasi açıdan da: bir ideoloji olarak algılamaktadır. Ona göre terör, “yalnız başına ne suçtur ne savaştır ne ideolojidir ne de delilik ve çılgınlıktır”. Fakat, bu saydıklarımızın hepsini içine alan; ayrı ayrı birbirine benzemeyen karmaşık bir olaydır. Özetle çağımıza özgü bir hastalıktır” şeklinde değerlendirir 31 

   Terör kelimesi korkutma, sindirme ve yıldırma anlamlarına gelmekte, bu yol ile örgütler kendi fikir ve düşüncelerini insanlara kabul ettirmektedir. Şiddet eğiliminin baskın olduğu bir ruhsal yapı ile birey, tehdit eder, zor kullanır, bu şiddet eğilimini ortaya çıkartır ve en önemlisi hedefini rastgele seçer. 

Belirtilen tanım herkes tarafından üzerinde fikir birliğine varılmış bir tanım değil, üzerinde oynamalar yapılabilecek bir tanımdır. Bunun nedeni; bir ülke, halk, toplum ya da topluluğun terör örgütü veya terör faaliyeti olarak kabul ettiği örgüt ve faaliyetin, başka bir ülke, toplum, halk ya da topluluk tarafından 
özgürlük için savaşanların faaliyeti veya özgürlük savaşçıları olarak adlandırılması dır. 

    1970’lerde ise terörü inceleyen CIA uzmanı Micholus, kavram ve yaklaşımların tanımlama sırasında çatıştığını, Güney Afrika’nın ırkçı rejim karşıtlarının terörist olarak nitelendiklerini ancak yine aynı rejim karşıtlarının bazı 3’üncü Dünya Ülkeleri tarafından özgürlük savaşçıları olarak nitelendiklerini belirttiğini aktarmıştır.32 İlhan, terörün tanımını yaparken diğer araştırmacılardan çok daha kısa bir tanım yapmış, terörün “örgütlü ve kuralsız şiddet” olduğunu, güçsüz olanların teröre başvurduklarını, bunu çoğunlukla bir şova dönüştürerek karşı koymayan kişilere terörizm uyguladıklarını, hedeflerine ise askeri harekâtlar aracılığıyla değil, kuralsızlığı merkez alan bir yöntem ile ulaştıklarını savunmuştur.33 

Sırım, hedefin rastgele seçilmesinin, terörün kendisinin yanında çok daha büyük bir tehlike unsuru olarak karşımıza çıktığını belirtmiş, bu şekilde korkunun halk arasında çok daha kolay yayılabildiğini ve kimsenin kendini güvende hissedemediğini ortaya koymuştur 34. Hedef belirlendiğinde, hedef dışında kalanlar kendilerini güvende hissetme şansına sahip olabilmekte, panik yaşanma riski en aza indirilmektedir, ancak belirsiz bir hedef seçildiğinde teröristin kendi bireysel seçimine ve yargılamasına bağlı olarak karşı taraf belirlenebilmektedir. Terörü, terörist açısından en ilgi çekici, terör mağduru açısından ise en tehlikeli hale getiren olgu belirsizlik ve keyfe göre hareket etme olanağıdır 35. 
Terör, amacına ulaşmak için her yolu meşru sayabilmekte, karar verildiği anda terörist örgütü engellemek için çok fazla çaba harcansa da terör faaliyetinin önüne geçilmesi her geçen gün zorlaşmaktadır. 

Terörün, Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde hukukî tanımı şu şekilde yapılmışken bu tanımın aslında terörizm kelimesinin tanımı olduğu dikkat çekmektedir:Terör; baskı, cebir ve şiddet korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle anayasada belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin ve cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak ve yıkmak veya ele geçirmek temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte (burada örgüt terimi iki veya daha fazla kimsenin aynı amaç etrafında birleşmesiyle, teşekkül, cemiyet, silahlı cemiyet, çete veya silahlı çeteyi kapsamaktadır) mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir . 

Tarihsel süreç içerisinde terörist faaliyetler ve örgütler teknoloji ile birlikte ilerleme kaydetmiş, sosyal ve ekonomik yapıya bağlı olarak gelişme sağlamıştır. 1972 yılında gerçekleştirilen Münih Olimpiyatları’nda İsrail Olimpiyat Takımı’na yapılan Filistinli militanların saldırısı ile terörizm Olimpiyatlara sıçramıştır. Terör, büyük değişiklikler göstermiş, sınırlarını aşmış ve uluslararası düzeyde 
faaliyetlerde bulunmaya başlamıştır. Terörizm, faaliyet alanlarını genişlettiği düzeyde silahlarını da geliştirmiş, hatta amaçları savaşmayan kişileri hedef almak olduğundan toplu katliama yönelmiş, nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlarla faaliyette bulunmaya başlamıştır. Günümüze gelindiğinde ise internetin son derece yaygın olduğu, telefon ve bilgisayar ağının genişlediği dünyamızda yeni bir terörist akım ortaya çıkmış, virüsler aracılığıyla bilgisayar ağına girilerek finansal kaynak sağlanmış, bilgiler değiştirilmiş, terör örgütlerinin çıkarlarına uygun olarak ayarlamalar yapılmış ve bu akım “siber terör” 
olarak adlandırılmıştır. Siber terör tanımlaması içerisine, terör örgütlerinin cinayetleri ne şekilde işlediklerinin internet ortamında yayınlanması da girmekte, örgütler dünyaca ünlü internet sistemlerine erişimi engelleyerek ve kendi propagandalarını yaparak taraftar kazanmaya çalışmaktadırlar. 

Terör ile terörizm arasında ince bir fark bulunmaktadır. Teröre baktığımızda şiddet eğilimi sonucunda gerçekleştirilen, insanlar üzerinde düşüncelerini kabul ettirme yolu güdülen bir durum belirirken, terörizme bakıldığında sistematik bir siyasi yapı değişikliğinin amaçlanmış olduğu fark edilmekte, bu konu şu şekilde açıklanmaktadır: 

Terörizm; siyasal hedeflere ulaşmak için toplumun demokratik ikna ve eylem yoluyla barışçı davranışına karşı, hukukun üstünlüğü ve devlet otoritesini tanımayan, güçsüzlüklerini gizlemek için demokratik otoriteleri kitlelerden kopararak halka karşı şiddet kullanmaya yöneltmeyi amaçlayan, kendi 
güç ve doktrinleri ile sağlayamadıkları halk desteğini ve ayaklanmasını sağlamak için tarihsel görevlerinin olduğuna inandırılmış çeşitli unsurlardan oluşan ve uluslararası destek gören örgütlerin, tahripkâr silahlarla donanmış olarak gelişmiş taktikler kullanan, insanlığı hakir gören, ahlaki hiçbir temeli 
bulunmayan siyasi hedeflere ulaşmak için insan hayatını hiçe sayan, masum insanları hedef alan ve hiçbir savaş kuralı tanımayan, geleneksel politik suçlardan farklı, metodik, örgütlü, sistematik, öldürme, kaçırma, korkutma ve tahrip eylemleridir. 

 Toplumun terör örgütlerine veya terörist faaliyetlere karşı birlik olması, ülke ya da topluluklar içerisinde güven ortamının sağlanarak huzurlu bir yapı oluşturulması terör faaliyetlerini ve terör örgütlerinin ortaya çıkmasını engelleyebilmektedir. Hedefi rastgele seçen, bir düşünceyi zor kullanarak 
kabul ettirmeyi ya da kurulu bir düzene karşı gelmeyi amaçlayan, tüm bunları sindirme ve korkutma yöntemiyle gerçekleştiren teröristleri durdurma şekli bilinçli olmak, eğitime önem vermek ve bütüncül bir yaklaşım ile karşı koymaktır. Ayrıca tarihsel tecrübe terörle mücadelenin siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal alanların tümünde yapılması gereken bir mücadele olduğunu göstermiştir. 

DİPNOTLAR;

11 Wardlaw, Grant, ‘Political Terrorism:Theory,Tactics and Countermeasures’,Cambridge University,1982,p.9 
12 Thornton,Thomas P., ‘Terror as a Weapon of Political Agitation’ , Harry Eckstein(Ed),Internal War,New York,1968,p.73 
13 Beşe, Ertan, ‘Terörizm, Avrupa Birliği ve İnsan Hakları’,Ankara: Seçkin Yayıncılık,2002,s17 
14 Bruce Hoffman, ‘Inside Terrorism’, Columbia University Pres, New York, 1998.s.10-16 
15 Sinclair, Andrew, ‘An Anatomy Of Terror’ (1st ed.), Oxford: Pan Macmillan,2003,s16 
16 Bal, İhsan, ‘Devlet, Demokrasi ve Terör: Çözüm Önerileri’, H. H. Çevik ve T. Göksu, (Ed.), 
    ‘Türkiye’de Devlet, Toplum ve Polis’ (1. Baskı) içinde Ankara: Seçkin Yayıncılık. 2002,s.137-153 
17 Akmaral, Kemal, ‘Anti-Teröristin El Kitabı’ (1. Baskı). İstanbul, Bilge Karınca. 2004. s.23-24 
18 Laqueur, W, The New Terrorism (3rd ed.). Britain: A Phoenix Press.2002 s.8 
19 Güzel, C, Silinen Yüzler Karşısında Terör (1. Baskı) . Ankara: Ayraç Yayınevi. s.96 
20 Blomberg, S. Brock ve Gregory D. Hess , “From (No) Butter to Guns? Understanding the Economic 
    Role in Transnational Terrorism”, Terrorism, Economic Development, and Political Openness, Ed: Philip 
    Keefer ve Norman Loayza, Cambridge University Press, Cambridge.2008,s.83 
21 Sambanis, Nicholas, “Terrorism and Civil War”, Terrorism, Economic Development, and Political 
    Openness, Ed: Philip Keefer ve Norman Loayza, Cambridge University Press, Cambridge.2008,s.176 
22 Sandler, Todd , “Collective Action and Transnational Terrorism”, World Economy, Blacwell 
    Publishing. 2003,s.781 
23 Kuçuradi, Ionna, ‘İnsan Hakları ve Kavramları Sorunları’, Türkiye Felsefe Kurumu, 2007,Ankara 
24 Netanyahu, Benjamin, ‘Terrorist and Freedom Fighters’, (Ed. Benjamin, N). Terrorism How The West 
    can win. London.1986, s.9 
25 Köni, Hasan. ‘İsrail Sağının Terörü Önlemedeki Görüşleri’, Avrasya Dosyası, Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Dergisi,1996,s.7 
26 Thorton, Thomas P. ‘Terror as a Weapon of Political Agitation’, Internal War: Problems and Approaches. (Ed. Harry Eckstein). New York:The Free Press. 1964 s.73 
27 Johnson, Paul . 'The Seven Deadly Sins of Terrorism’,1980,s.15 
28 Dönmezer, Sulhi . ‘Her yönüyle Tedhiş’, Son Havadis, 10-11-1977 
29 Ergil, Doğu , ‘Kırık Aynada Kendini Arayan Türkiye’ Ankara, Doruk Yayınevi, 1997 s.210 
30 Gani, Veysel . ‘Özel Harp’ Ankara,Jandarma Okulu Yayınları,1976 s.63 
31 Kodaman, Bayram. ‘Terör ve Otorite’. Teröristlerin Rehabilitasyonu Sempozyumu,İstanbul, 1985,s.3 
32 Tavlaş, Nezih, ‘Terörü Tanımlamak’, Strateji 95/2, 1995, s.126-127 
33 İlhan, Suat, ‘Terör Nedir, Ne Değildir?’, Strateji 96/3,1996,s.84-87 
34 Sırım, Veli, ‘İslâm’a Çok Uzak Bir Kavram’, Ekim 2004, 
35 http://www.ilkadimdergisi.com 

***