Tuzhurmatu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tuzhurmatu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Eylül 2017 Pazar

‘Referanduma dur denilmezse artık Türkmen diye bir şey yok’



‘Referanduma dur denilmezse artık Türkmen diye bir şey yok’


Referanduma dur denilmez ise artık Türkmen diye bir şey yok
05 Temmuz 2017 Çarşamba,


Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin Kerkük’ü oldu bittiyle kendilerine katmak istediğini söyleyen Irak Türkmen Cephesi Başkanı Salihi
“Referanduma dur denilmezse artık Türkmen diye bir şey yok. Irak Türkmenlerinin huzura kavuşması Kerkük caddelerinden başlar”



Geçtiğimiz gün Irak’ın petrol rezervinin yarısına yakınını barındıran Kerkük’ün Erbil girişinden bir foto kamuoyuna yansıdı. 
Basında fazla yer bulmasa da Türkmen şehri Kerkük’e dev bir Peşmerge heykeli dikiliyordu. Mart ayında Kerkük İl Meclisi’nin kararı ile kamu kurumlarına Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağının asılması ve bunun Irak parlamentosunun karşı duruşuna rağmen uygulanması 4 Nisan’daki Kerkük’ün referanduma dahil edilme kararının adeta habercisi oldu. Zaten 7 Haziran’da Barzani tarafından 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapılacağı duyuruldu. Türkiye tüm bu kararlara karşı olduğunu açıklasa da sürecin ilerleyişi durdurulamadı. Gelinen aşamada son dönemde Türkiye ile yoğun diplomasi trafiği yaşayan Barzani ve Kürt Bölgesi için artık bağımsızlık hedefinin hiç de uzak görülmediği söylenebilir.

Hiç şüphesiz bu kaotik süreçte Türkiye’yi de yakından ilgilendiren konuların başında Türkmenler geliyor. Bölgedeki Türkmenler bir varlık yokluk mücadelesi verirken Türkiye’nin omuzlarında tarihi bir sorumluluk duruyor. Özellikle Türkiye’de sosyal medyada yankı uyandıran heykel olayından sonra Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ile görüştük. Son olayları, Referandumu, PKK’nın varlığını, Kerkük’teki güncel demografik durumu ve Türkiye’den beklentilerini sorduk. İşte Salihi’nin çok özel açıklamaları:

‘ Bağdat bunu Reddediyor ’

“Kerkük’ün Referanduma katılması konusu hayati bir önem taşıyor. Kürtler bir oldu bittiyle Kerkük’ü kendilerine katmak istiyorlar. Üzülerek ifade edeyim ki bunun önlemini önceden almalıydık. 100 yıllık bir süreçte terk edilen bir Kerkük var. 100 yıldır bağırdık çağırdık ama sesimizi duyuramadık. Bir gün içerisinde hem bizim hem Ankara tarafından bu gidişi durdurmak nasıl mümkün olacak bilinmez! Ancak Kerkük’ün yasal olarak referanduma katılması mümkün değil. Bir defa anayasaya aykırı... Kürt parlamentosundan bir yasa çıkmamıştır. Mutlaka parlamento kararı gerekir bu konuda. Demek ki bu karar iki partinin kararıdır. Bununla ayrı bir Kürt devleti için Bağdat’a baskı aracı olarak kullanılıyor.

Demografiyi değiştirdiler

Bağdat hükümetinden bugün aldığımız bilgiler bu yönde bize müspettir. 
Bağdat bunu reddediyor. Komşu ülkeler reddediyor. Bizim bu hususta şartımız tabi ki sonuna kadar Kerkük’tür. Referanduma dur denilmezse artık Türkmen diye bir şey yok.”

“Irak Türkmenlerinin huzura kavuşması Kerkük caddelerinden başlar. Kerkük’ün nüfusu 2003’ten 1 ay önce 850 bin civarındaydı. Bunun aşağı yukarı 400 bine yakını Türkmenlerden oluşuyordu. Diğer yarısı Kürtler ve Araplardan oluşuyordu.

Bugün ise son nüfus kayıtlarında 1 milyon 600 bin civarında olan nüfusun yarısı Kürtlerden diğer yarısı Türkmen ve Araplardan oluşuyor. Türkmenlerden göç edenler artıyor. Bugünlerde çetelerin ve kaçırılma olaylarının artması sebebiyle önemli bir kısmı Türkiye’ye gitmektedir.”

‘Biz yıkılırsak başarırlar’

“Kerkük’ün demografi değişimi 1927-1930’larda petrol keşfedildikten sonra Kürt akımı başlamıştır. 2003’ten sonra ise en etkili nüfus değişiklikleri yapılmıştır.

Herkese söylüyoruz HEYKELLERLE falan Kerkük değiştirilemez. Ama Irak Türkmenlerinin acilen kalkınması, ayakları üzerinde durması sağlanmazsa yani biz ayakta kalmayı başaramazsak Kerkük bir oldu bittiyle başka bölgelere ilhak edilir. Gerçekten çok daha zor günlerin bizi beklediğini söylüyoruz ve göreceğiz.”

‘YPG’nin, Müslim’in ne işi var?’

“Kerkük’te bir başka tehlike olan PKK varlığı son 2 yıl içinde ciddi miktarda arttırılmıştı. Biz bunu defalarca söyledik. Irak hükümetinin de bu hususta bir suçu vardır. Ayrıca İran ve Talabani’nin partisi KYB de aynı suça sahiptir. Kerkük ve Tuzhurmatu’da PKK karargahlarına müsaade etmeleri büyük bir tablonun gösterimidir. Ne yazık ki bu tabloda Ankara uzak kaldı. Sadece Kerkük üzerinde değil Ankara Amirli Diyala ve Tuzhurmatu gibi bölgelerden de uzak kaldı. Üstelik biz bunları söylediğimiz zaman suçlandık. Bize türlü türlü suçlar isnat edildi Ankara’dan bazı yetkililerden... Ama biz milli varlığımızı ispat etmek için bazı adımları istedik, ne yazık ki olmadı. YPG’nin Kerkük’te ne işi var. Benim dışımda Salih Müslim’in Kerkük ziyaretini kınayan olmadı.”

‘Tahran-Ankara-Bağdat mutabakatı gerek’

PKK’nın Kerkük bölgesinden uzanacak şeritin üzerinden Telafer ve Sincar gibi bölgelere de gitmeleri öyle sıradan bir olay değildir. Çok ciddi bir sorundur. Bunu çözmek için mutlaka Ankara, Tahran ve Bağdat mutabakatı gerekir. İran’ın da bir PKK sorunu vardır. Onlar da bu süreçten mutlaka etkilenecektir. Özellikle Irak’ta KYB’lilerin de buna fırsat vermeyeceğini düşünüyorum.

http://www.gazetevatan.com/kursad-zorlu-1081952-yazar-yazisi--referanduma-dur-denilmezse-artik-turkmen-diye-bir-sey-yok-/

***

8 Şubat 2017 Çarşamba

BİZ SUSARSAK ŞEYTAN KONUŞUR


BİZ SUSARSAK ŞEYTAN KONUŞUR


Baturay Şamil YILDIZ

Şu garibim Türkistan, şu güzel Türkmeneli…
Haykırsın dağlar taşlar, deli olurum deli!
Kader bizi çileye sürüp tayin edeli
Canım yanıyor canım, dökülüyor öz kanım!!!


Geçtiğimiz haftalarda Doğu Türkistan’daki ve Irak’taki din kardeşlerimize, soydaşlarımıza dünya kamuoyu gözü önünde nasıl zulmedildiğini gözlerimiz gördü, kulaklarımız işitti. Kahpece ve huncarca gerçekleşen katliamlar çok az Müslüman Türk evladının yüreğine bir od gibi düştü. Uykuları kaçıracak, zihinlerde zelzelelere sebep olacak, gönüllerde kapanması neredeyse imkânsız olan hazin gelişmelerin medyada yankı bulmaması elbette kahredilecek durumlardan birisidir. Ancak birincisi değildir! 

Bizler bir şekilde Doğu Türkistan ve Irak olmak üzere birçok bölgede zulme maruz kalan kardeşlerimizin vaziyetinden haberdar oluyoruz. Peki zulme karşı ne yapıyoruz? Sosyal medyada “ Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!” Hadis-i Şerif’ini paylaşmayı bilirken Kocatepe Camii’ndeki gıyabi cenaze namazına katılmaktan geri duruyoruz. Bu konu hakkında iktidarın politikaları ve tepkisizliği sinir bozucu iken bu konuya dair hassasiyetlerini bildiren ancak “ Elden bir şey Gelmez” diyerek kenara çekilen kardeşlerimizin tavrı düşündürücüdür. Dillere pelesenk olan “demokrasi” amaç olmaktan çıkıp araç olalı asırlar geçmiştir. 

Bunu fark ettiğimiz vakit bir ihtimal meydanları inletebilmeli, zulme dikkat çekebilmeliyiz. En ufak, önemsiz dediğimiz herhangi bir gelişmede, tasvip ve takdir etmediğimiz, etmeyeceğimiz bazı grup ve cemiyetler gündem belirleyip, gündemde kalmayı başarırken haksızlık karşısında haklı olarak “isyan” eden bir avuç milliyetçiler, yani bizler, gündem belirlemenin yol ve yordamlarına ne yazık ki vakıf değiliz. Ama bu olamayacağımız anlamına gelmez! Her ne kadar Milliyetçi Hareket Partisi’nin internet sitesinde 6 Temmuz 2009’da Sincan Uygur bölgesinde yaşanan olaylar hakkında yayınlanan bildiride(1) 

“Türk milletinin arzusu ve beklentisi, soydaşlarımızın “Çin’in toprak bütünlüğü içinde” temel hak ve özgürlüklerden yararlanacakları şartların ve ortamın hazırlanması ve maruz kaldıkları şiddet ve baskıların biran önce son bulmasıdır.” ibareleri mevcutsa da ve her ne kadar Ülkü Ocakları her üzücü olay sonrası basın açıklaması(2) yayınlamakla yetiniyorsa da zulme büyük başkaldırı bir gün bizlerin olan bu iki haşmetli kurumun öncülüğünde gerçekleşir inşallah… 

Şimdi öncelikli işimiz “aman susalım biz, çıt çıkarsak muhalefet yapıyor derler” düşüncesinden sıyrılıp bu ülkede, bu topraklarda yaşayan vicdan sahibi insanlara hitap etmek ve onları uykularından uyandırmaktır. Bu görev ve sorumluluk bizimdir! Tarihte böyle olmuş ve bir avuç insan zulme baş eymemiş, atiye yön vermiştir! Doğu Türkistan’da şehit olan daha ömrünün baharındaki kardeşin için uykun kaçmıyorsa, ellerini yumruk yapıp, dişlerini sıkarak “ Sabır ve güç ver ya Yarabbi!” diye içinden her gece haykırmıyorsan, zihninde depremler olmuyorsa, yüreğinde tufanlar kopmuyorsa yüreğin taşlaşmış, zihnin başkalaşmış demektir! Türk’ün yaşadığı daha doğrusu yaşamaya çalıştığı yerlerde zulüm varken, bizim sokaklarımızda pervasızca insanların yürümesi yerine o kaldırımlar gözyaşıyla ıslanmalı, yumruklar eşliğinde haykırışlar göğü delmelidir! Yazılı açıklamaların yerini, vakitsiz baskınlar, ziyaretler ve hatta gerekirse tehditler almalıdır! Bunu yapabilecek konumda olanlar siyasiler misali imkânı olanlardır. Bize gelince… Biz bir gün Çin Seddi’nde vuslatı düşleyerek ölmek yerine zalimlerin gülüşüne inat şereflice yaşamaya devam edeceğiz. Bağıracağız, elçilik önünde olur, orada olur, her yerde olur… Ama sesimiz kulakları çınlatana dek, bağırmalıyız! Sokaklara bugün inmeyecek isek ne zaman ineceğiz ? Şampiyonluk kutlamalarında mı? Irak dibimizde… 

Tuzhurmatu’da Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Haşim MUHTAROĞLU şehit olduktan kısa süre sonra ortalığı yıkmamız gerekirdi. Barzani denilen adama dünyayı dar etmemiz gerekirdi. Velhasıl, bazen mutluluğu hatırlamak acıyı unutmamak gerekir. Sırf Türk oldukları için, sırf Allah’ın huzurunda eğildikleri için toprağa düşenlere selam olsun, rahmet olsun…


Kalk ve doğrul Türkoğlu, Türklük için şu matem! O yangın yerlerinde -yürekte- başlar sitem… Atinin ışığıdır mazinin mefkûresi, Bize rehber olmalı Kuran’ın her suresi. Öz yurdunda suskunluk, esaret neyin nesi? Kalk ve doğrul Türkoğlu, Türklük için şu matem! O yangın yerlerinde -yürekte- başlar sitem… Sen benim serabımsın, tahayyülün incisi! O kutlu Turandır ki ülkünün birincisi… Yuvalanmış otağımda soysuzu, kincisi; Kalk ve doğrul Türkoğlu, Türklük için şu matem! O yangın yerlerinde -yürekte- başlar sitem… Korkmadan varacağın her boynu bükük şehir Olacaktır emin ol bir Mavera-ün nehir! Aklına ve gönlüne işlenmeden her zehir: Kalk ve doğrul Türkoğlu, Türklük için şu matem! 

O yangın yerlerinde -yürekte- başlar sitem… 

1- http://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/699/index.html 
2- http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber7989
3- Olcay_Kilavuz_Kerkukte_meydana_gelen_elim_olayi_kinadi.html


DERĞİYİ OKUMAK İÇİN

http://www.gencaydergisi.com/dergi/GencayDergisi18-Temmuz2013.pdf


***