TÜRKİYE – AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİNDE SINIR GÜVENLİĞİ KONUSU, BÖLÜM 2
Doğu ve güneydoğu sınırlarının diğer sınırlara oranla daha yoğun tehdit alıyor
olmasının bu bölgeye ait coğrafi özelliklerden kaynaklandığı görülmektedir.
Fiziki şartlar sınır güvenliğini de büyük ölçüde olumsuz olarak etkilemektedir.
Özellikle bölgede terörün ve kaçakçılığın gelişmesi, devam etmesi ve güvenlik zafiyetlerinin oluşmasında bu coğrafi durum, sosyo-ekonomik nedenlerden daha etkindir. Sınırın her iki yakın bölgesinin kayalık olması, dolayısıyla onlarca mağara ve oyuğun varlığı, illegal yapıların rahatlıkla bu bölgede yerleşmesine ve izini kaybettirmesine olanak sağlamaktadır. Derin ve sarp vadiler nedeniyle
ulaşımda yaşanan zorluklar bölgedeki güvenliğin sağlanmasını engelleyici niteliktedir. Bu bakımdan bölgede modern anlamda, gelişmiş sistemlerle güvenliğin sağlanamaması yasa dışı oluşumları avantajlı hale getirmektedir. Bölgenin iklimsel özellikleri de sınır güvenliğini olumsuz şekilde etkilemektedir. Türkiye’nin kış aylarında en düşük ısıya sahip bölgesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dur. Dolayısıyla kış aylarında bölgenin iklimi yaşam koşullarını
olumsuz olarak etkilemektedir. Özellikle oluşan anormal fiziki şartlar, güvenlik ve ulaşım açısından olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Özellikle bölgede yaşayan vatandaşların temel ihtiyaçlarının karşılanmasında güçlüklerle karşılaşılabilmektedir. Aynı zamanda sınır güvenliğini sadece beden gücüyle yani klasik imkânlarla sağlamak bu ağır kış aylarında oldukça güçleşmektedir.22
Sınır güvenliği açısından en önemli sorunlardan birisi kaçakçılıktır. Kaçakçılık,
Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda en önemli geçim kaynaklarından biri haline gelmiş, bunun yanında terör örgütü PKK kaçakçılık faaliyetleri ile adeta özdeşleşmiştir. Örgüt hem kaçakçılık yapmakta hem de kişilerin yaptığı kaçakçılıktan da para almaktadır. Bir anlamda hem örgüt hem de kaçakçılar birbirlerinden faydalanmaktadır. Terör ortamından kaçakçılar istifade ederken kaçakçılık faaliyetlerinden doğrudan elde edilen gelirler veya sözde “vergi” adı altında alınan paralar da örgütü finansal olarak desteklemektedir.23
Sınır Güvenliğinde Yaşanan Gelişmeler
Vizesiz geçiş uygulamasıyla sınırları kaldıran AB için, AB dışındaki ülkelerle sınırı
olan üye ülkelerin sınır güvenliği daha önemli hale gelmiştir. Üyelik sürecinde bulunan Türkiye’nin, jeopolitik konumu da göz önünde bulundurulduğunda AB’nin doğu sınırı olacağı ve buradan sağlanan geçişlerin daha çok önem arz edeceği ortadadır. Farklı yapılanmalara sahip olsalar da AB ülkelerinde Entegre Sınır Yönetimi modellerinde, sivil otoriteye bağlı olunması, kara, deniz ve hava sınır birimlerinin tek bir çatı altında toplanmış olması ve atamaların sivil otorite tarafından yapılması hususları ortak özellikler olarak ortaya çıkmaktadır.24
AB, Amsterdam Antlaşması’ndan itibaren bir özgürlük, güvenlik ve adalet
alanı oluşturma amacında olduğunu her fırsatta dile getirmiştir. Bununla beraber, küreselleşme, uluslararası göç, terör ve organize suç olgularının damgasını vurduğu günümüzde, sınırların etkin bir şekilde korunması, AB için hayati öneme sahip siyasal bir öncelik haline gelmiştir.25
AB uzmanlarının görüşleri doğrultusunda Türk yetkililer tarafından 2003 yılında hazırlanan Strateji Belgesi’nde, yukarıda anılan çok aktörlü ve dolayısıyla çok parçalı yapının yerini alacak İçişleri Bakanlığı’na bağlı özel eğitim almış profesyonel tek bir birimin oluşturulması yer almaktadır. Söz konusu Strateji Belgesi’nde de değinildiği üzere, Türkiye’nin coğrafi konumundan ötürü sınır geçişleri ve özellikle doğu ve güneydoğu dağlık sınırların bulunması
ile doğudaki komsularının siyasi rejimlerinin istikrarsızlığı nedeniyle sınır güvenliği konusu daha da hayati önem taşımaktadır. Mevcut sınır sistemini değiştirerek yeni bir birim oluşturmanın Türkiye’ye ciddi bir yük getireceği belirtilmektedir. Bu doğrultuda, geçiş sürecinin aşamalı bir şekilde, AB mali yardımı ile desteklenmesi gerektiği belirtilmektedir.
Özellikle de Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından denetlenen Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye ile sınırları belirleyen 2.949 kilometrekarelik sınırda görevlendirilecek personelin durumu büyük önem taşımaktadır.26 Türkiye’nin coğrafi ve tarihsel olarak göç yolları üzerinde olması ve Türkiye üzerinden AB ülkelerine giriş yapan kaçak göçmen sayısının her yıl bir milyona yaklaşması, sınır yönetimi konusunda düzenleme yapmasının AB tarafından ivedilikle desteklenmesini gerektirmektedir. Bunun yanında Türkiye’nin özellikle
doğu ve güneydoğusunun dağlık olması, komşu ülkelerdeki istikrarsızlıklar ve iç çatışmalar, Suriye örneğinde görüldüğü üzere çok kısa zamanda değişme gösteren ikili ilişkiler nedeniyle sınır güvenliği konusu hayati önem taşımaktadır. Toplam 11.282 km’lik sınır ve 100’ün üzerinde aktif sınır kapısına sahip Türkiye’de daha etkin bir sınır yönetimi politikası kuşkusuz yararlı olacaktır.27
AB, sınır denetimi konusunun sadece üye ülkeler ile sınırlı tutulamayacağının, Birliğe komşu ülkeler ile yakın işbirliğinde bulunulmasının büyük önem taşıdığının farkındadır. Hem 2005 yılından bu yana katılım müzakerelerini yürüten hem de siyasi açıdan riskli görünen ülkelerle uzun ve zorlu sınırları bulunan bir ülke olarak Türkiye’nin sınır yönetiminde AB standartlarını benimsemesi Birlik tarafından yakından izlenmektedir.28 AB müktesebatına
uygun hazırlanan ve 27 Mart 2006 tarihinde kabul edilen Türkiye’nin Entegre Sınır Yönetimi Stratejisinin Uygulanmasına Yönelik Ulusal Eylem Planı çerçeve belge niteliğindedir. İçişleri Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilecek bu değişiklik için hem yatırım hem de mevzuat uyumu ve uygulama açısından büyük yatırımlar yapacağı belirtilmektedir.29
Güvenlikten taviz vermeden serbest piyasa ekonomisinin gerekliliklerine riayet edilmesini sağlayabilecek formül olarak entegre sınır yönetimi modeli ön plana çıkmaktadır.30 Sınır güvenliğe geçiş çalışmaları profesyonel orduya geçişin ön aşaması gibi olabilecektir. AB, bir yandan ekonomik entegrasyonun güçlenmesi için üye devletler arasındaki sınır kontrollerini kaldırmakta, buna karşılık yasal ve yasa dışı göçle ortak politikalar çerçevesinde mücadele etmek için dış sınır kontrollerinde ortak yöntemler geliştirmektedir.31
Yaşanan olaylar sonrasında gündemden düşmeyen ve oldukça farklı yorumlara neden olan bir başka konu ise, Türkiye’nin terörle mücadelede daha etkin ve başarılı olabilmesini sağlayacak “profesyonel ordu” oluşturulması fikridir. Son zamanlarda Türkiye’de ABD’nin Meksika ve Kanada sınırlarını koruyan “Border Patrol” (Sınır Muhafızı) sistemine benzer bir yapının oluşturulması planlanmakta dır. Buna göre Türkiye’nin sınır güvenliği görevi İçişleri Bakanlığı’na bağlı özel eğitimli sivil personelden oluşacak yeni bir teşkilata devredilecektir.32
AB uyum kapsamında yapılacak yasa değişikliğinin ardından, Türk ordusu sınır
güvenliğindeki yerini bu kolluk gücüne bırakacaktır. Bunun yanında profesyonel orduyla sınırda görev alacak askerlerin bu işi meslek edinmiş ve ciddi bir askeri eğitimden geçerek sınıra gönderilmesi planlanmaktadır.33 “Profesyonel ordu” fikri AB tarafından da desteklenen bir projedir.34 Sınır güvenlik birimlerinin oluşturulmasının profesyonel orduya geçişin bir adımı olarak görülmesiyle beraber birliklerdeki personelin belli süre için görev yapacak olması profesyonel ordu mantığı ile uyum göstermemektedir. Yapılacak olan sınır yönetimi
düzenlemeleri ile sınır birliklerinin oluşturulması TSK’da reformun ve profesyonel orduya geçiş sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilebilir.
Türkiye’nin yasa dışı göç ve kaçakçılık yollarının geçiş noktasında olması bu konuyu daha önemli hale getirmektedir. Her yıl 500,000 ila 1 milyon civarı düzensiz göçmen AB’ye giriş yapmaktadır. Türkiye’nin dış sınırlarını güçlendirilmesi halinde, geçiş yolu olan Türkiye üzerinden Birliğe giriş yapan bu kişiler, henüz Birliğe ulaşamadan tespit edilecek ve AB’nin işini büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. AB’de yasa dışı bulunan Türk vatandaşları ile birliğe
Türkiye üzerinden giriş yapan ve yasa dışı bulunan üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye tarafından geri kabul edilmesini içeren Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşmasının imzalaması da bu konu ile bağlantılı görülmektedir.35
Sınır güvenliği halen sınır karakolları geleneksel yöntemlerle sağlanmakta olup karakollar fiziki şartlar gereği yaklaşık 5-10 km aralıklarla sınır boyunca yerleştirilmiştir. Kara sınırlarının güvenliğinin, buralardaki personel tarafından
devriye atılarak ve belirli noktalarda nöbet tutularak geleneksel yöntemlerle ve termal kamera, radar, gece görüşü, sensör, hava araçları, iletişim cihazları kullanılarak gerçekleştirildiği belirtilmektedir.
Türkiye-Irak sınırının belirli bir kesiminde sınır gözetleme ve kontrol sistemi faaliyetlerine devam etmekte; tespit, tanıma, izleme ve operasyon aktarımı otomatik gerçekleştirilmektedir. Ancak tüm sınırlarda kullanımı yaygın olmayan bu ve benzeri sistemlerin, sınır bölgesinin tümünde boşluk bırakmayacak şekilde geliştirilmesi çalışmaları sürmektedir.36
Türk Silahlı Kuvvetleri, 2013 yılı Haziran ayı itibariyle sınırdan kaçakçılık geçişlerini ve yasa dışı geçişleri önlemek adına kritik yerlerde kanallar kazmaya başlamıştır.
Bu kanallar en az iki metre genişliğinde ve üç metre derinliğinde bulunmaktadır. Bunun dışında sınır hattı 5 kişiden oluşan motorlu devriye timi ‘Kobra’ adı verilen taktim tekerlekli zırhlı araçlarla sınır boyunca devriye görevini yerine getirmeye başlamıştır.37
Son olarak Avrupa Birliği Bakanı ve Baş müzakereci Egemen BAĞIŞ Türkiye’de
düzenlenen 28. Reform İzleme Grubu (RİG) toplantısında 15.06.2013 tarihinde RİG adına sunduğu basın bildirisinde Sınır Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı hakkındaki çalışmaların İçişleri Bakanlığı tarafından sürdürüldüğünü açıklamıştır. 2012 yılı içerisinde tamamlanması beklenen Sınır Güvenliği Yasa Tasarısı 2014 yılı itibariyle halen kanunlaşmamıştır. Yasa tamamlanıp meclisten çıktığında Türkiye Sınır Yönetimi konusunda çok önemli bir adımı atmış olacaktır. Bu kanun ile kolluk görevlerinin sahip olduğu bütün haklara sahip olması beklenen Sınır Güvenliği Teşkilatının yaklaşık 60.000 personeli istihdam etmesi beklenmektedir. Sınır Güvenliği Teşkilatı memurları 9 aylık eğitim ardından sınır güvenliği
memuru, amirleri ise halen Polis Akademisi’ne bağlı Sınır Güvenliği bölümünde 4 yıllık eğitimlerini tamamlayan personelden oluşacaktır. Teşkilatın terfi sistemi Emniyet Genel Müdürlüğü benzeri olacaktır. Söz konusu tasarı çerçevesinde Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ve Suriye sınırı güvenliğinin 10 yıl, Yunanistan ve Bulgaristan sınırının 5 yıl içinde, Irak ve İran sınırlarının ise Bakanlar Kurulu tarafından tarihi belirlenmek üzere en yakın zamanda Sınır Güvenliği Teşkilat Başkanlığı’na bırakılması ön görülmektedir. Halen sınırlardan sorumlu olan Emniyet Genel Müdürlüğü, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Sahil
Güvenlik Komutanlığı ve Gümrük Muhafaza Teşkilatı tüm yetkilerini İçişleri Bakanlığı’na bağlı bu teşkilata devredecektir. Bu teşkilatlar sınırlardaki tüm ekipmanlarını Sınır Güvenliği Teşkilatına devredecektir. Kolluk kuvvetlerinden, Sınır Güvenliği Teşkilatı’na yatay geçiş ön görülmektedir. Bu durumun diğer kolluk kuvvetlerinin personelinde azalma meydana getireceğinden zafiyet oluşturmayacak bir istihdam sağlanması gerektiği konusunda görüşler
de bulunmaktadır.38
Sonuç ve Öneriler
Sınır güvenliği sorunu tek başına sınırları korumakla çözülebilecek bir sorun olmayıp, bunun yanında güçlü bir ekonomiye, iyi inşa edilmiş bir dış ilişkiler ve diplomasi sistemine ve komşularla iyi ilişkiler gibi bir çok ayağı bulunan bir sorundur. Saydığımız unsurlar bulunduğu konum itibariyle çok önemli hususlardır. Özellikle Suriye’de yaşanan iç karışıklık ve bunun dünya yansımaları yaşanırken Türkiye’nin sınır güvenliğinde yaşanan zorluklar bu durumu daha açık ortaya koymaktadır. Bununla birlikte çalışmamızda savaş durumu gibi
olağan üstü hallerde sınır güvenliğinin yönetimi nasıl olması sorusundan önce, olağan hallerde, sınırlardan gelebilecek terör, kaçakçılık ve benzer hareketlerin engellenmesine yönelik neler yapılabileceği ile ilgilidir.
Bu çerçevede çalışmamızda ‘Sınır sorununa karşı, uluslararası değerler ve AB süreci göz önünde tutularak nasıl bir kurumsal yapı ve mekanizma oluşturul malı? sorusuna cevap aranmaktadır.
Avrupa Birliği üyelik sürecinin de bir gereği olarak Türkiye’de sınır güvenliği
yönetiminde bazı gelişmeler yaşanmaktadır. Türkiye’nin sınır yönetimi çok başlı bir yapıya sahiptir. Yapılması planlanan değişikliklerle bu yapının uzman personele sahip İçişleri Bakanlığına bağlı sivil bir yapıya dönüştürülmesi planlanmaktadır. Bu birimlerin amir sınıfı personeli eğitimlerini tamamlamıştır, tamamlamaktadır. Memur sınıfının ise eğitimine devam edilmektedir. Sınır Güvenliği Teşkilatının tam olarak hayata geçirilmesinin 2018 yılını bulması beklenmektedir. Konu ile ilgili hazırlanan yasa ise tasarı halindedir ancak şu an
itibariyle yasaya ne zaman son şeklinin verileceği konusu belirsizdir. Jeopolitik ve stratejik konuma sahip Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olması durumunda birliğin doğu sınırını oluşturacaktır. Bu nedenle sınır güvenliği ile ilgili gelişmeler AB tarafından da yakından izlenmektedir. AB özellikle Türkiye’nin üye olması halinde Türkiye vatandaşlarının serbest dolaşım kaynaklı olarak AB’ye olası negatif etkisinden çok Türkiye’nin komşuları İran, Suriye, Ermenistan gibi ülkelerle Orta Asya’dan gelerek Türkiye üzerinden AB’ye gitme durumu olan insanlardan endişe duymaktadır. Bunun yanında 2012-2014 yılları arasında
Suriye’de yaşanan gelişmeler ve gerçekleşen patlamalar Türkiye’nin sınır güvenliğine vermesi gereken önemi bir kere daha ortaya koymuştur. Çekilme sürecine giren PKK’nın Türkiye sınırlarının hemen yanı başında varlığını sürdürmeye devam edeceği de göz önünde bulundurulduğunda sınır güvenliğinin en sağlıklı şekilde yapılandırılması ihtiyacı bulunmaktadır.
Bunun yanı sıra, Türkiye’nin coğrafi konumunun getirdiği terörizm ve kaçakçılık
odaklı güvenlik kaygıları nedeniyle, Türkiye’nin kendine özgü koşulları doğrultusunda bir yapılanmaya gitmesi faydalı olacaktır. Bu yapılanmanın sağlam bir altyapı yapıya ve finansmana ihtiyacı bulunmaktadır. Mevzuat konusunda tüm iyi örneklerin gözden geçirilerek idari anlamda da ciddi bir yapılanma beklentisi doğmaktadır. Bu nedenle Türkiye’nin söz konusu kanun tasarısının yasalaşması sürecinde tüm iyi örnekleri göz önünde bulundurarak,
kendisi açısından önem ifade eden siyasi, jeopolitik, jeostratejik ve diğer bütün özelliklerini gözden geçirmesi ve kendine en uygun yapıyı oluşturması gerekmektedir. Avrupa Birliği Entegre Sınır Yönetimi konusunda uzun yıllar süren çalışmaların neticesinde önemli gelişmeler yaşamıştır. Dış sınırlarını da oluşturduğu bu sağlam yapı üzerinden korumaktadır. Entegre Sınır Yönetimi konusunda AB standartları ile kendi iç dinamiklerini harmanlamak suretiyle Türkiye sınır güvenliği konusunda geniş vadede çok sağlıklı bir adım atmış
olacaktır.
Sınır Güvenliği Teşkilatı’nın İçişlerine bağlı olarak tek bir merkezde birleşmesi sınır güvenliğinde profesyonelleşmeyi sağlayacaktır. Bununla birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü benzeri bir yapılanmaya sahip olması ve işleyiş konusunda Emniyet Genel Müdürlüğü tecrübeleri ile kurumsallaşması da teşkilatın daha hızlı bir şekilde profesyonel hale gelmesini sağlayacaktır. Nitekim amir sınıfı personeli Polis Akademisi’ne bağlı Sınır Güvenliği bölümünde eğitimini tamamlayan teşkilatın, iç güvenliğin sağlanmasında görevli polis ile iç güvenliğin tesisi ile yakından ilgili olan sınır güvenliğinin sağlanmasında başarılı bir koordinasyon içerisinde olması mümkün olacaktır. Bu anlamda Sınır Güvenliği Teşkilatının
eğitim altyapısı ile ilgili tüm gelişmelerin Polis Akademisi tarafından yürütülmesi
gerekmektedir.
Türkiye’de Sınır Güvenliğinin tek bir çatı altında toplanmasını amaçlayan çalışmaların yanında, farklı bazı adımların atılması da Sınır Güvenliği açısından olumlu sonuçlar doğurabilecektir.
Özellikle güneydoğu ve doğu sınırında Sınır birimlerinin Valilik koordinesinde diğer bütün resmi kurumlar ile iş birliği içinde çalışması, suçun önlenmesi
konusunda Polis ve Askeri birimler ile ortak çalışmalar yürütmesi yararlı olabilir. Bunun yanında sınır bölgelerinde yaşayan insanların sınır güvenliğine en azından olumsuz etkilerini önlemek adına psikolojik önlemler alınmalıdır. Sınır bölgelerinde yaşayan insanların yaşam koşullarının iyi hale gelmesi, suça karışmasının engellenmesinin sağlanması, birimler ile halk arasında iyi ilişkiler kurulması da toplumsal desteği sağlayacaktır. Kaçakçılığın geçim kaynağı haline geldiği bazı yerleşim bölgelerinde bu konuda adımlar atmak zor olsa da
oluşturulacak uzun vadeli politikalarla sürecin olumlu seyretmesi sağlanabilecektir. Bunun dışında halen yeterince caydırıcılığı bulunmayan cezaların yeniden düzenlenmesi, sınır ihlallerinin ciddi biçimde cezalandırılması ve kaçakçılığa sıfır tolerans sunan bir mevzuatın oluşturulması gerekmektedir. Oluşacak bu yapı en küçük bir kaçakçılık faaliyetini dahi mazur görmeyecek bir sistemi tesis etmelidir. Bu kapsam da kaçakçılık ürününü satan gibi alana de
cezai düzenleme uygulanmalıdır. İlgili uzman birimin Türkiye’nin mevcut sınırlarının birbirinden farklı yapıları göz önünde tutulmalı ve gerektiğinde farklı sınır yapılarına sahip bölgelerde farklı tedbirleri hayata geçirmesi sağlanmalıdır. Düz arazilere sahip sınırlarda kaçakçılığı önleyecek ve en azından yavaşlatacak uzun setlerin ve kamera sistemlerinin kurulması, engebeli arazilerin şartlarına coğrafi düzenlemeler ve ileri teknoloji ürünü araçlar gibi çözümlerin gözden geçirilmesi gerekmektedir. Mevcut sınır kapılarının fiziki yapıları en iyi şekilde yenilenerek, yasal sınır geçişleri kolaylaştırılmalı, kontroller ise daha seri ve iyi şekilde yapılmalıdır.
EK: 1
AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNİN SINIR GÜVENLİĞİ YÖNETİMİ BİRİMLERİ
Kaynakça;
Adem Akman ve İsmail Kılınç: AB’de Entegre Sınır Yönetiminin Gelişimi ve AB
sürecinde Türkiye’nin Entegre Sınır Yönetimine Geçiş Çalışmaları, Türk İdare Dergisi, Sayı: 467, 2010,
http://kisi.deu.edu.tr/ yunusemre.ozer/sinir yonetimi 2.pdf, (11.04.2013).
Ali Aslan: Modern Dünyada Sınırlar, http://www.anlayis.net/makaleGoster.aspx?
dergiid=74&makaleid= 2079, (20.06.2013).
Amine Yazıcı: Türkiye’de Sınır Güvenliği ve Sınır Yönetimine AB Etkisi, 2010.
Arif Köktaş: Sınır Güvenlik Birimi Kurma Çalışmaları, 2011,
http://www.sde.org.tr/userfiles/file/Sinir Birlikleri Analiz.pdf, (11.04.2013).
Arif Köktaş ve O. Ömer Demir: Erzurum Atatürk Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi, Güvenlik Bilimleri Lisans Tamamlama (POLİTAM) Ders Notları, 2012.
Bülent Kısa: Avrupa Birliği ve Avusturalya Örnekleriyle Entegre Sınır Yönetimi ve
Türk Sınır Yönetimine Uygulanabilirliği, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Polis Akademisi, 2009.
Giray Saynur Bozkurt: Küreselleşme ve Terörizm, Değişen Dünyada Uluslararası
İlişkiler, Türk Dış Politikasının Ana Hatları, Değişen Dünyada Uluslararası İlişkiler, İdris
Bal (ed.), Ankara, Lalezar Kitabevi, 2006.
Steve Peers: EU Justice and Home Affairs Law, Oxford, University Press, 2007.
Zeynep Özler: AB’de ve Türkiye’de Sınır Yönetimi, İktisadi Kalkınma Vakfı
Değerlendirme Notu, 2010, http://www.ikv.org.tr/images/upload/data/files/16-ab_ve_trde
_sinir_yonetimi-zeynep_ozler-nisan_2010.pdf, (18.05.2013).
TRT HABER Televizyonu, Sınır Güvenliği Dosyası, Büyük Takip Programı, (10.04.2012)
http://www.tuicakademi.or g/index.php/kategoriler/turk-dis-politikasi/256-turkiyedesinir-
guvenligi-ve-sinir-yonetimine-ab-etkisi-, (11.05.2013).
http://tr.wikipedia.org/wiki/Frontex, (05.05.2013).
http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1150945-turkiye-ab-frontex-ilemutabakat-
zapti-imzaladi, (15.05.2013).
http://syb.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/syb/EU_MAP-07.HTML, (23.06.2013).
http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/IlerlemeRaporlari/2011_ilerl
eme_raporu_tr.pdf, (18.06.2013).
http://isay.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/syb/Sınır Kapıları Listesi/142 HUDUT
KAPILARI NEVİLERİNE GÖRE-AÇIKLAMALI VE SINIR ÜLKELERİ.pdf, (18.06.2013).
http://www.aksam.com.tr/guncel/sinirda-dev-kanallar/haber-218888, (24.06.2013).
DİPNOTLAR;
1 Giray Saynur Bozkurt, “Küreselleşme ve Terörizm, Değişen Dünyada Uluslararası İlişkiler”, Türk Dış
Politikasının Ana Hatları, Değişen Dünyada Uluslararası İlişkiler, İdris Bal (ed.), Ankara, Lalezar Kitabevi,
2006, s. 551.
2 Arif Köktaş ve O. Ömer Demir, Erzurum Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, Güvenlik Bilimleri Lisans
Tamamlama (POLİTAM) Ders Notları, 2012.
3 Arif Köktaş, Sınır Güvenlik Birimi Kurma Çalışmaları, 2011, http://www.sde.org.tr/userfiles/file/Sinir
Birlikleri Analiz.pdf, (11.04.2013).
4 Adem Akman ve İsmail Kılınç, AB’de Entegre Sınır Yönetiminin Gelişimi ve AB sürecinde Türkiye’nin Entegre
Sınır Yönetimine Geçiş Çalışmaları, Türk İdare Dergisi, Sayı: 467, 2010,
http://kisi.deu.edu.tr/yunusemre.ozer/sinir yonetimi 2.pdf, (11.04.2013).
5 Köktaş, Sınır Güvenlik Birimi Kurma Çalışmaları, a.g.e.
6 Köktaş, Sınır Güvenlik Birimi Kurma Çalışmaları, a.g.e.
7 http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1150945-turkiye-ab-frontex-ile-mutabakat-zapti-imzaladi,
(15.05.2013).
8 Özler, a.g.e.
9 http://syb.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/syb/EU_MAP-07.HTML, (23.06.2013).
10 Özler, a.g.e.
11 Özler, a.g.e.
12 http://syb.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/syb/eu-almanya.pdf, (23.06.2013).
13 http://isay.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/syb/Sınır Kapıları Listesi/142
HUDUT KAPILARI NEVİLERİNE GÖRE-AÇIKLAMALI VE SINIR ÜLKELERİ.pdf, (18.06.2013).
14 Köktaş ve Demir, a.g.e.
15 Köktaş ve Demir, a.g.e.
16 Köktaş ve Demir, a.g.e.
17 Köktaş ve Demir, a.g.e.
18 Köktaş ve Demir, a.g.e.
19 Köktaş ve Demir, a.g.e.
20 Köktaş ve Demir, a.g.e.
21 http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/IlerlemeRaporlari/2011_ilerleme_raporu_tr.pdf, (18.06.2013).
22 Köktaş ve Demir, a.g.e.
23 Köktaş ve Demir, a.g.e.
24 Özler, a.g.e.
25 Köktaş, Sınır Güvenlik Birimi Kurma Çalışmaları, a.g.e.
26 Özler, a.g.e.
27 Yazıcı, a.g.e.
28 Özler, a.g.e.
29 Özler, a.g.e.
30 Köktaş, Sınır Güvenlik Birimi Kurma Çalışmaları, a.g.e.
31 Köktaş, Sınır Güvenlik Birimi Kurma Çalışmaları, a.g.e.
32 Yazıcı, a.g.e.
33 Yazıcı, a.g.e.
34 Yazıcı, a.g.e.
35 Özler, a.g.e.
36 Köktaş ve Demir, a.g.e.
37 http://www.aksam.com.tr/guncel/sinirda-dev-kanallar/haber-218888, (24.06.2013).
38 Bülent Kısa, Avrupa Birliği ve Avusturalya Örnekleriyle Entegre Sınır Yönetimi ve Türk Sınır Yönetimine Uygulanabilirliği, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Polis Akademisi, 2009, s. 95.
***