ilişkisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ilişkisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ekim 2019 Çarşamba

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 11

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 11




Tablo 15. Egitim Düzeyi İle Sosyal Sınıf İİliskisi 


3.12. Egitim Düzeyi ve Eski-Yeni Tercih liskisi 

Tablo 16’daki sonuçlar incelendiginde; “Hangisi sizin görüsünüzü yansıtır?” 
sorusuna verilen cevapların istatistiki sonuçları su sekilde yorumlanabilir. Egitim 
düzeyi düsük olan insanlar, örnegin okuma-yazma bilmeyen, okuma-yazma bilen (okula gitmemis) ve ilkokul mezunları genel olarak eski olan seyleri yeni olana tercih etmektedirler. 

Egitim düzeyi yüksek olanlar digerlerinin tam tersi olarak yeni olan seyleri eski olana tercih etmektedirler. Örnegin yüksekokul mezunlarından % 87’si yeni olan seyleri tercih etmektedirler. Bunun nedeni; egitim sosyallesme sürecini hızlandırmakta ve bireylerin degisen sartlara daha rahat ve hızlı bir sekilde adapte olmasına yardımcı olmaktadır. 
Baska bir ifadeyle egitim sürekli degisim ve yeniligi öngörmektedir. 
Bu da egitim düzeyi yüksek olan insanların davranış ve tutumlarına bir sekilde yansımaktadır. 
Egitim görmeyen insanlar ise bilgilerini çevrelerinden, ailelerinden, 
yaslılardan temin etmektedirler. Bu tür kimseler yeniliklere açılım saglayacak en 
önemli araç olan egitimden mahrum oldukları için büyük ölçüde geleneklerle, diger bir ifadeyle eski olanla beslenirler. Bu nedenle egitim düzeyi düsük olanların eskiyi yeniye daha çok tercih etmeleri dogaldır. 


Tablo 16. Egitim Düzeyi ve Eski-Yeni Tercih İliskisi 



3.13. Egitim Düzeyi ve Oy Vermenin Önemi İliskisi 

Egitim düzeyi arttıkça insanlar bireysel düsünceden ziyade konuları biraz 
daha toplumsal bazda degerlendirme egilimindedirler. Bu anlayısın mantıksal olarak vatandasların oy verme süreçlerini de etkilemesi gerekir. Tablo 17’deki sonuçlar degerlendirildiginde egitim düzeyi düsük olan insanların bireysel çıkarları, hatır gönül isi ya da ideolojik yaklasımlarla seçimlerde oy verme egiliminde oldukları görülmektedir. Bu üç sıkka (sahsi çıkarlarını gözetenler, hatır için oy verenler,ideolojisine hizmet edenler) verilen cevapların yüzde dagılımı egitim düzeyi baglamında su sekildedir. Okuma yazma bilmeyenlerin % 100 iken, okuma yazma bilenlerin (okula gitmemis) % 96.9, ilkokul mezunlarının % 83.3’tür. 

Egitim düzeyi yüksek insanların oy verirken daha bilinçli hareket ettikleri, 
istedikleri kisi ya da partilerin yönetime gelmesine katkıda bulunarak ülkenin veya yörelerinin daha iyi yönetilmesinde belirleyici rol oynadıkları ortaya çıkmaktadır. Tablo 17’deki sonuçlar dogrusal orantılı olarak bu hususu dogrulamaktadır. 


Tablo 17. Egitim Düzeyi ve Oy Vermenin Önemi İlişkisi 



3.14. Egitim Düzeyi ve Parti Tercihi İliskisi 

Tablo 18’deki sonuçlar incelendiginde egitim düzeyinin herhangi bir siyasi 
partiyi tercih etme konusunda mutlak bir etkisinin olmadıgı söylenebilir. Ancak su istisnayı da göz ardı etmemek gerekir; egitim düzeyi düsük insanların daha çok ideolojik egilimli partilere yöneldigi daha önceki sonuçlarda dikkate alındıgında söylenebilir. 
Egitim düzeyi arttıkça farklı düsünce ve görüş açıları ortaya çıkacak bu da farklı 
partilere dogru bir egilimi ortaya koyacaktır. Tablo 18’deki sonuçlara 
baktıgımız zaman egitim düzeyi yükseldikçe bireylerin farklı farklı partilere 
yöneldigi görülmektedir. 

Burada en belirgin husus; egitim düzeyi düsük olanlar kesin su partiyi tercih 
ederler, egitim düzeyi yüksek olanlar kesin bu partiyi tercih ederler diye bir ayrım ortaya çıkmamıstır. Çünkü, her siyasi partinin toplumun her kesiminden temsilcisi, taraftarı ve sempatizanı olması dogaldır. 

Bizim arastırmamıza göre de bu husus dogrulanır niteliktedir. 
Arastırma sonuçlarımıza baktıgımız zaman egitim seviyesi yüksek bireylerin parti tercihinde sabit bir egiliminin olmadıgı ve çesitli partilere yöneldikleri görülmektedir. 

Parti tercihi konusunda egitim bir noktaya kadar etkili olabilmekte ancak kesin bir yargıyla belirleyici olamamaktadır. 


Tablo 18. Egitim Düzeyi ve Parti Tercihi İliskisi 



SONUÇ 

İnsanın hayatında edinebilecegi en önemli degerlerden biri egitimdir. Bu 
sebeple egitim döneminde olan çocukların ve gençlerin hayatlarının bütününü 
gerçekten anlamlı yasayabilmeleri için ögrenmenin, bilgilenmenin ve bunların 
sonucu ulasılacak olan donanımının hayatında ne iş yaparsa yapsın, onu sevmesini ve ondan zevk almasını saglayacak olan esas faktör olduguna inanmak gerekir. 
İnsanın sadece bildikleri ve ögrendikleri ile düsünebilen bir canlı olması 
nedeniyle düsünce dagarcıgını zenginlestirmek için iyi bir egitim alması, daha fazla okuması ve sürekli arastırması gerekmektedir. Topluma katkıda bulunabilmek için, bireyin belli bir olgunluga erismesi gerekir. Bu da ancak beynini ve düsünsel ufkunu adayarak mümkündür. 

Egitim bireyin toplumsal statüsünü yükseltmek, toplumsal-siyasal örgüt 
üyeligi için gerekli olan beceri ve yetenekleri temin etmek, soyut düsünmek ve 
siyasal sisteme iliskin karmasık iliskiler düzenini algılayabilecek ve anlayabilecek 
bilissel becerilerle donanmasını saglamak suretiyle siyasal yasama katılmasını 
yogunlastıran bir etkendir. Ayrıca, egitim bireyde yurttaslık duygusu uyandırmak, siyasal otoritenin aldıgı kararlara katılmanın gerekliligini vurgulamak yoluyla siyasal katılmaya dogrudan dogruya etkide bulunmaktadır. 

Egitim seviyesi yüksek olan bireyler düsük olanlara nazaran siyasal yasama 
daha yogun bir biçimde katılmaktadırlar. Benzer olarak, egitim seviyesi daha yüksek olan bireylerin oy verme, seçim kampanyası ve tartısma, bürokrasiyle temas faaliyetlerine de daha sık ve düzenli olarak katılacakları beklenmektedir. Egitimin bireye dikey toplumsal akıskanlık, gelir ve iş güvenligi veya genel olarak güvenlik sagladıgı bir ortamda yüksek egitime sahip olan bireyin asırı derecede yogun siyasal faaliyette bulunmasını beklemek de zordur. Özellikle yüksek ögretim sonrasında siyasal sistemdeki az sayıdaki seçkin arasına karısacak olan ve kısa süre içinde bürokraside yükselebilecegi mevki dolayısıyla siyasal kadrolara danısmanlık yapma bekleyisi içinde olan bir zümrenin çok asırı siyasal faaliyette bulunması için önemli bir neden de bulunmamaktadır. 

Egitim seviyesi yükseldikçe bireyler daha bilinçli hareket etmektedirler. 
Siyasi tercihlerini belirleme konusunda da bu dogrulanmaktadır. Çünkü egitim 
seviyesi yüksek bireyler daha irdeleyici ve arastırıcı oluyor ve tercihlerini böylelikle daha bilinçli ortaya koyuyorlar. 

Egitim düzeyi yükseldikçe bireylerin toplumda sosyal sınıf açısından üst tabakalara çıktıkları ve kendilerini üst tabakalarda gördükleri kanıtlanmıstır. 
Çünkü, egitim seviyesinin yükselmesi ile birey daha iyi kosullarda isler bulabilmekte ve dolayısıyla daha fazla kazanç elde etmektedir ve bu da hayatının belli yönlerde akısını etkilemektedir. 

Ülkenin öncelikli sorunlarına bakış açıları yönünden egitim bireyler arasında 
farklılıklar ortaya koymaktadır. Egitim seviyesi düsük bireyler yolsuzluk kavramını sadece genel olarak degerlendirirlerken, egitim seviyesi yüksek bireyler en ince ayrıntılarına kadar yorumlar yapabilmekte ve konuyu bilinçli bir sekilde degerlendirmektedirler. 

Devlet kurumlarında isi olan bireylerin, islerini halletmek için ne gibi yollar 
izledikleri kisiden kisiye egitim seviyesine göre degismektedir. Egitim seviyesi 
düsük bireyler toplumda daha çok itaatkar, çekimser ve söyleneni yapan bireylerdir. 
Dolayısıyla herhangi bir devlet kurumunda isleri oldugunda da bu çekimserlikleri 
devam etmekte ve geri durmaktadırlar. 

Toplumda bireyler haksızlıklar karsısında farklı farklı tepkiler verebilmektedirler. 
Bu da egitim seviyesine ve sosyal statüsüne göre degismektedir. 
Egitim düzeyi yüksek bireyler haklarını son asamasına kadar ararlarken, egitim 
seviyesi düsük insanlar çok üsteleyici olmamaktadırlar. 

Egitim seviyesi yüksek bireyler edindikleri kariyer ve sosyal statüleri 
nedeniyle çok fazla ön plana çıkmak istememekte, genelde çok fazla siyasi yönde atılım yapmamaktadırlar. Bunun nedenleri de belirttigimiz gibi iş 
hayatı, kariyer gibi durumlarını risk altına sokmak istememelerinden kaynaklanmaktadır. 

Egitim seviyesi ile seçmen davranısı arasındaki iliskinin cinsiyet rolleri 
farklılıgı, yas, kentsel yasam, meslek statüsü, kitle iletisim araçlarının yayınlarını izleme gibi egitim seviyesi ile yakından ilgili olabilecek degiskenlerden etkilenmesi mümkündür. Türkiye’de egitim seviyesi ile seçmen davranısı arasındaki korelasyon meslek statüsünden etkilenmekle birlikte, çok zayıf da olsa, etkileri kontrol edilen degiskenlerden farklı olabilmektedir. 

Toplumla herhangi bir düzeyde iliski kuranların, siyasal yasam karsısındaki 
durumları da siyasal davranış ortaya koyma yönünde olmaktadır. Genellikle, az 
tahsil, az gelir, az sosyal faaliyet, davranısların siyasal düzeyde belirsizligi ve az 
siyasal davranış sergilemeyi; gelir yükselmesi, ileri tahsil düzeyi, çevreyle yogun baglar ise siyasal sisteme duyulan ilginin ve siyasal davranısların çogalması durumlarıyla baglantılı görülmektedir. 

Siyasal davranış süreçlerinin hangi düzeylerinde olursa olsun, katılımcıların 
ortaya çıkacak kararlarla ilgili konularda en üst düzeyde bilgi sahibi olmaları, bir 
zorunluluktur. Tartısma konularıyla ilgili sorunları hızlı bir biçimde kavrama ve 
çözmeye katkıda bulunacak egitim seviyesinde olunmalıdır. Yüksek seviyeli egitim, kimi zaman istenilen anlamda siyasal davranış sergilemek anlamına gelmeyebilir. Çünkü, siyasal sistemle yakın iliski içinde olan diger faktörlerin varlıgı söz konusudur. Ancak, egitim seviyesi siyasal davranış sergilemeyi kolaylastırıcı etkide bulunur. 

Çalısmamızda belirttigimiz üzere; egitim seviyesi yükseldikçe birey daha bilinçli, daha kendinden emin ve çevresinde olup bitenlere daha hakim bir konuma gelmektedir. Dolayısıyla siyasal davranısları da daha bilinçli ve daha anlamlı olmaktadır. Her alanda oldugu gibi, egitimin, seçmen davranısı üzerinde de olumlu etkileri oldugu kanıtlanmıstır. 

KAYNAKÇA 

AKSOY, Muammer. Türkiye'de İnsan Hakları, A.Ü. Yayınları, Ankara, 1970. 
ALKAN, Türker ve Ergil, Dogu. Siyaset Psikolojisi, Turhan Kitabevi, Ankara, 1980. 
ALKAN, Türker. Siyasal Ahlak ve Ahlaksızlık, Bilgi Yayınevi, 1.Baskı, Ankara, Ekim 1993. 
ALESKEROV, Fuad, Hasan Ersel ve Yavuz Sabuncu. Seçimden Koalisyona Siyasal Karar Alma, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1999. 
ARSLANTÜRK, Zeki ve Amman, Tayfun. Sosyoloji, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları:166, stanbul, 1999. 
AYATA, Ayse Güneş.“İdeolojik Kutuplasma ve Demokratiklesme: Türkiye ve Yunanistan Arasında Bir Siyasal Davranış Karsılastırması”, Amme İdaresi Dergisi, Sayı:1, Cilt:24, Mart 1991. 
BALTAS, Acar. Üstün Basarı, Remzi Kitabevi, 18. Basım, İstanbul, Ekim 2000. 
BAYKAL, Deniz. Siyasal Katılma: Bir Davranıs İncelemesi, A.Ü.S.B.F. Yayınları, no:305, Ankara ,1970. 
BEETHAM, David ve Kevin Boyle. Demokrasinin Temelleri, Çev: Vahit Bıçak, Liberte Yayınları, Ankara, 1998. 
ÇAM, Esat. Siyaset Bilimine Giriş, Der Yayınları, İstanbul, 1984. 
_____, Siyaset Bilimine Giriş, Der Yayınları, 5. Basım, İstanbul, 1998. 
ÇUKURÇAYIR, M. Akif. Siyasal Katılma ve Demokrasi, Yargı Yayınevi, Ankara, 2000. 
DAVER, Bülent. Siyaset Bilimine Giris, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1983. 
ERDEN, Münire ve Akman, Yasemin. Egitim Psikolojisi, Arkadaş Yayınevi, Ankara, 1997. 
ERKAL, Mustafa E. Sosyoloji, Der Yayınevi, İstanbul, 1995. 
EROGUL, Cem. Devlet Yönetimine Katılma Hakkı, İmge Kitabevi, Ankara, 1991. 
GÖKÇE, Birsen. Türkiye’nin Toplumsal Yapısı ve Toplumsal Kurumlar, Savaş Yayınevi, Ankara, Ekim, 1996. 
GÖRMEZ, Kemal. Kent ve Siyaset, Gazi Kitabevi, Ankara, 1997. 
GÖYMEN, Korel. “Türk Yerel Yönetiminde Katılımcılıgın Evrimi”, Amme İdaresi Dergisi, Ankara, Aralık, 1999. 
GÖZÜBÜYÜK, A. Seref. Anayasa Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara, 1995. 
GÜLDİKEN, Nevzat. Toplumbilim Boyutuyla Siyasal Katılım, Dilek Ofset Matbaacılık, Sivas, 1996. 
GÜLMEN, Yüksel. Türk Seçmen Davranışı, İÜİİFİ Yayınları, İstanbul, 1979. 
GÜLMEZ, Mesut. İnsan Hakları ve Demokrasi Egitimi, TODAE, Ankara, 1994. 
GÜRSEL, Yücel. Demokratikleşme Sürecinde Kent ve İnsan, E Yayınları, İstanbul, 1990. 
İSÇİ, Metin. Sosyal yapı ve Sosyal Degisme, Der Yayınları, İstanbul, 2000. 
KALAYCIOGLU, Ersin. Çagdaş Siyasal Bilim, Beta Yayınları, İstanbul, 1984. 
_____, Karşılaştırmalı Siyasal Katılma, İÜİ Yayını, no:3160, İstanbul, 1983. 
KALAYCIOGLU, Ersin. Sarıbay, Ali Yasar. Türkiye’de Degisim ve Modernleşme, Alfa Yayınları, İstanbul, 2000. 
_____, Türkiye’de Siyaset: Süreklilik ve Degişim, Der Yayınları, İstanbul, 1997. 
KALENDER, Ahmet. Siyasal İletisim, Çizgi Kitabevi, Konya, 2000. 
KAPAN, Münci. Politika Bilimine Giris, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1997. 
_____, Politika Bilimine Giriş, A.Ü.H.F. Yayınları, Ankara, 1975. 
KAPLAN, İsmail. Türkiye'de Milli Egitim İdeolojisi ve Siyasal Toplumsallaşma Üzerindeki Etkisi, İletisim Yayınları, İstanbul, 1999. 
KARAMAN, Zerrin Toprak. Kent Yönetimi ve Politikası, İzmir, 1998 . 
KARAMUSTAFAOGLU, Tuncer. Seçme Hakkının Demokratik İlkeleri, A.Ü.H.F. Yayınları, Ankara,1970. 
KELEŞ, Ruşen. Kentlesme Politikası, İmge Kitabevi, Ankara, 1997. 
KIŞLALI, Ahmet Taner. Siyasal Çatışma ve Uzlaşma, İmge Kitabevi, 3. Basım, Ankara, 1995. 
_____, Siyaset Bilimi, 5. Baskı, İmge Kitabevi, Ankara, 1994. 
KONGAR, Emre. 21. Yüzyılda Türkiye, Remzi Kitabevi, 23. Basım, İstanbul, 1999. 
MILBURN, Michael A. Sosyal Psikolojik Açıdan Kamuoyu ve Siyaset, İmge Kitabevi, 1. baskı, Çev:Ali Dönmez,Veli Duyan, Ankara, 1998 
NIE, Norman H. Verba, Sidney. Converse, Philip. Siyasal Katılma, Kamuoyu ve Oy Verme Davranısı, Çev: İlter Turan ve Tunçer Karamustafaoglu, Ankara, 1989. 
ÖZ, Esat. Otoriterizm ve Siyaset, Türkiye’de Tek Parti Sistemleri ve Siyasal Katılma, Yetkin Yayınları, Ankara , 1996. 
ÖZBUDUN, Ergun. Türkiye’de Sosyal Degisme ve Siyasal Katılma, A.Ü.H.F. Yayınları, Ankara, 1975. 
ÖZKALP, Enver. Sosyolojiye Giris, T.C. Anadolu Üniversitesi Egitim.Saglık ve Bilimsel Arastırma Çalısmaları Vakfı Yayınları:140, Eskisehir, 2001. 
_____, Davranış Bilimlerine Giriş, Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1027, Eskişehir, Temmuz 1998. 
PERİNÇEK, Dogu. Anayasa ve Partiler Rejimi, Kaynak Yayınları, 3. Baskı, İstanbul, Kasım 1985. 
PINAR, İbrahim. Anayasa ve Seçim Kanunları, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1999. 
RUNCİMAN, W.G. Toplumsal Bilim ve Siyaset Kuramı, Teori Yayınları, Çeviren: Erol Mutlu, 1986. 
SAGLAM, Mehmet. “Egitim ve Siyaset”, Yeni Türkiye, Ankara ,Yıl:3, Sayı:13, Ocak-Subat 1997. 
SARIBAY, Ali Yasar. Siyaset, Demokrasi ve Kimlik, Asa Kitabevi, Bursa, 1998. 
SARIBAY, Ali Yasar ve Ögün Süleyman Seyfi, Politik Bilim, Alfa Yayınları, 2. Baskı,İstanbul, 1999. 
_____, Bir Politik Bilim Perspektifi, Asa Kitabevi, Bursa,1998. 
SAY, Gürgün. Siyasal Degisimde Kadın Boyutu, Kurtuluş Matbaası, İstanbul, Kasım 1998. 
SİTEMBÖLÜKBAŞI, Şaban. Parti Seçmenlerinin Siyasal Yönelimlerine Etki 
Eden Sosyoekonomik Faktörler, Nobel Yayın Dagıtım, Ankara, 2001. 
Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, Risale Yayıncılık, Cilt: 3, stanbul, Mart 1991. 
SAHİM, Tarık. Siyasal Katılım ve Baskı Grupları, Makro Ltd. Sti. Egitim Yayınları, Ankara, 1994. 
TBMM Kütüphane ve Dökümantasyon Müdürlügü. Seçim, Seçim Sistemleri ve Türkiye'de Uygulaması, TBMM Basımevi, Ankara, 1982. 
TURAN, İlter. Siyasal Sistem ve Siyasal Davranıs, Der Yayınları, 3.Basım, İstanbul, 1986. 
UNAT, Nermin A. 1965 Seçimlerinin Tahlili, AÜSBF Yayınları, Ankara, 1965. 
USAL, Alparslan ve Kusluvan, Zeynep. Davranış Bilimleri, Barış Yayınları, 3. Baskı, zmir, 2000. 
UYSAL, Birkan. Siyasal Katılma ve Katılma Davranısına Ailenin Etkisi, 
TODAE, Ankara, 1984. 
YILDIRIM, Erdogan. Türkiye’de Siyaset Süreci ve Profesyonel Siyasette Benligin Kurulması: SHP Örnegi, Ark Yayınları, 1. Baskı, Ankara, Şubat 1995. 
YÜCEKÖK, Ahmet N. Siyasetin Toplumsal Tabanı, A.Ü.S.B.F. Yayınları, No:565, Ankara, 1987. 
YÜKSEL, Mehmet. Sosyoloji, Hatiboglu Yayınevi, Ankara, 1997. 

EK 1 : ANKET FORMU 

YAŞINIZ ? 

a) 18-24 
b) 25-34 
c) 35-44 
d) 45-54 
e) 55 ve üstü 

CİNSİYETİNİZ? 

Kadın . 
Erkek . 


ÖĞRENİM DURUMUNUZ ? 

a) Okuma yazma bilmiyor. 
b) Okuma yazma biliyor. (Okula gitmemis.) 
c) İlkokul mezunu. 
d) Ortaokul mezunu. 
e) Lise mezunu. 
f) Yüksek okul mezunu. 
g) Yüksek lisans veya doktora yapmıs. 

EVİNİZE GİREN AYLIK GELİR NE KADAR ? 

a) 0-500 YTL. 
b) 501-1.250 YTL. 
c) 1.251-2.000 YTL. 
d) 2.001 YTL. ve üstü. 

HANGİ MESLEK GRUBU MENSUBUSUNUZ ? 

a) Esnaf 
b) Serbest Meslek (Avukat, Diş Hekimi, Muhasebeci, Eczacı vb.) 
c) Devlet Memuru 
d) Çiftçi 
e) Kamu İşçisi 
f) Sendikalı İşçi 
g) Sendikasız İşçi 
h) Emekli 
ı) Ev Hanımı 
i) Ögrenci 
j) İşsiz 
k) Diger.............. 

1-HERHANGİ BİR SİYASİ PARTİDE ÜYELİĞİNİZ VEYA AKTİF GÖREVİNİZ VAR MI ? 

a) Evet 
b) Hayır 

2- SİYASAL YAŞAMA NE DÜZEYDE KATILMAKTASINIZ? 

a) Siyasi faaliyetlerle hemen hiç ilgilenmem. 
b) Seçimden seçime sadece oy kullanırım. 
c) Siyasi partinin faaliyetlerine aktif olarak katılırım. 
d) Seçimlerde bizzat aday olurum, üst düzeyde partide görev alırım. 


3- ÜLKEMİZİN ÖNCELİKLİ OLARAK ÜSTESİNDEN GELMESİ GEREKEN SORUNU SİZCE HANGİSİDİR? 

a) Enflasyon 
b) İssizlik 
c) Egitimle ilgili sorunlar 
d) Yolsuzluk 
e) Düsünce ve inanç özgürlügü ile ilgili sorunlar 
f) Terör 
g) Avrupa Birligi ile ilgili iliskilerin gelistirilmesi 
h) Demokratiklesme ve insan haklarının gelistirilmesi 
ı) Saglıkla ilgili sorunlar 
i) Çevreyle ilgili sorunlar 
j) Diger ................................ 

4- SİYASİ ARENADAKİ GÜNLÜK GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORMUSUNUZ ? 

a) Evet 
b) Hayır 
c) Biraz 

5- SEMPATİ DUYDUGUNUZ SİYASİ PARTİYİ TERCİH NEDENİNİZ? 

a) Parti programı nedeniyle 
b) İdeolojisi nedeniyle 
c) Şahsi menfaatlerim nedeniyle 
d) Lideri nedeniyle 
e) İcraatları nedeniyle 
f) Diger .................... 

6- ADAYLARDA ARADIGINIZ ÖNCELİKLİ ÖZELLİK NEDİR? 

a) Dış görünüsü, yasam tarzı 
b) İlin/yörenin problemlerini tanıması 
c) Devlet/ülke meselelerini bilmesi 
d) Çalıskan, becerikli, iş bitirici olması 
e) Dürüst ve dogru olup güven vermesi 
f) Egitimli ve kültürlü olması 
g) Diger .................... 

7- DEVLET KURUMLARINDA BİR İŞİNİZ OLDUGUNDA NE YAPARSINIZ ? 

a) Devlet görevlileri benim sorunumu çözmezler, devlet kurumlarıyla ugrasmam. 
b) İlgili devlet kurumuna gider isimi takip ederim. 
c) Devlet görevlileri tanıyan kisileri bulur onlar yoluyla isimi hallederim. 
d) Siyasi partiler yoluyla isimi yaptırırım. 
e) Ulasabildigim en üst yetkiliye ulasır isimi ona gördürürüm. 


8- VATANDAŞ OLARAK BİR HAKSIZLIGA MARUZ KALDIGINIZDA NE YAPARSINIZ ? 

a) Hiçbir sey yapmam. Zaten herkes haksızlıgaugruyor. 
b) İlgili kurumdaki kimselere müracaat ederim. Sonuç alamazsam başka bir şey yapmam. 
c) Gerekirse hakkımı mahkemede ararım. 
d) Hakkımı elde etmek için sonuna kadar mücadele eder, her türlü yola basvururum. 


9- KENDİNİZİ HANGİ SINIFTA GÖRÜYORSUNUZ ? 

a) Alt sınıf 
b) Orta sınıf 
c) Üst sınıf 

10- AŞAGIDAKİLERDEN HANGİSİ SİZİN GÖRÜŞÜNÜZÜ YANSITIR ? 

a) Eski olan seyler her zaman yeni olanlardan iyidir. 
b) Yeni olan seyler her zaman eski olanlardan iyidir. 
c) Genelde eski olan seyler iyidir ancak bazen yeni olan seyler de iyidir. 
d) Genelde yeni olan seyler iyidir ancak bazen eski olan seyler de iyidir. 


11- OY VERMENİN SİZİN İÇİN ÖNEMİ NEDİR? 

a) Bir partiye oy vererek bazı sahsi islerimi ilgili partilere daha kolay yaptırabiliyorum. 
b) İstedigim partinin/kisilerin yönetime gelmesini saglayarak ülkemin/yöremin iyi yönetilmesine katkı saglıyorum. 
c) Aslında pek faydası yok, hatır için oy veriyorum. 
d) İdeolojime hizmet ediyorum. 


12- KENDİNİZE EN YAKIN GÖRDÜGÜNÜZ PARTİ HANGİSİDİR? 

a) AKP 
b) ANAP 
c) CHP 
d) DEHAP 
e) DSP 
f) DYP 
g) GP 
h) MHP 
ı) SP 
i) DİGER............. 

ÖZGEÇMİŞ 

Kişisel Bilgiler: 
Adı ve Soyadı: Burak GÜMÜŞ 
Dogum Yeri : Antalya 
Dogum Yılı : 1977 
Medeni Hali : Evli 

Egitim Durumu : 

Lise : 1992-1995 Antalya Anadolu Lisesi 
Lisans : 1995-1999 Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler 
Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü 
Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi : 
İngilizce Okuma (İyi) Yazma (İyi) Konuşma (İyi) 
Almanca Okuma (İyi) Yazma (İyi) Konuşma (Orta) 

İş Deneyimi : 
1999-… 
Yüksek Seçim Kurulu Başkanlıgı Antalya-Demre İlçe Seçim Kurulu Başkanlıgı’nda Memur 

http://tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00537.pdf


***

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 10

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 10



3.5. Egitim Düzeyi İle Türkiye’nin Öncelikli Sorunu İlişkisi,

Egitim düzeyi yükseldikçe bireylerin Türkiye’nin öncelikli sorunlarına bakış 
açısının degistigi görülmektedir. Ayrıca Türkiye’nin en önemli sorunlarını tespit 
noktasında egitim düzeyi ile dogrusal bir iliski vardır. Egitim düzeyi düsük olanlar (okuma yazma bilmeyen, okuma yazma bilen (okula gitmemis), ilkokul mezunu, ortaokul mezunu, lise mezunu) genel olarak issizligi en önemli sorun olarak ele alırken; egitim düzeyi yüksek olanlar (yüksekokul mezunu, yüksek lisans veya doktora yapmıs) yolsuzluk, terör ve egitimle ilgili sorunlar üzerinde durmaktadırlar. 


Tablo 9. Egitim Düzeyi ile Türkiye’nin Öncelikli Sorunu İlişkisi 



Arastırmaya katılan toplam örneklem dikkate alındıgında ve egitim düzeyi ikinci plana itilerek bir degerlendirme yapıldıgında, Türkiye’nin sorunları sırasıyla 
söyle bir dagılım arz etmektedir: 

1. Egitim 
2. İssizlik 
3. Terör 
4. Yolsuzluk 
5. Düsünce ve inanç özgürlügü ile ilgili sorunlar 
6. Enflasyon 
7. Saglıkla ilgili sorunlar 
8. Demokratiklesme ve insan haklarının gelistirilmesi 
9. Avrupa Birligi ile ilgili iliskilerin gelistirilmesi 
10. Çevreyle ilgili sorunlar 

Egitim seviyesi düsük insanların daha çok issizligi öncelikli sorun olarak 
görmeleri, toplumda iş bulmada en çok zorlanan kesim olmalarından 
kaynaklanmaktadır. 
Sorun olarak terör ele alındıgı zaman toplumun egitim seviyesine 
bakılmaksızın bu konuya duyarlılık gösterdigi yorumuna varılabilir. 

3.6. Egitim ve Gündemi Takip Etme İlişkisi 

“Siyasi arenadaki günlük gelismeleri yakından takip ediyor musunuz?” 
seklindeki soruya verilen cevaplar dikkate alındıgında (Tablo 10) siyasi konulara 
yönelik ilginin dogrusal olarak arttıgı ve dolayısıyla egitim düzeyi arttıkça siyasi 
arenadaki gelismeleri takip etme oranının da arttıgı gözlenmektedir. Bu durumun oransal dagılımını inceledigimizde; okuma yazma bilmeyenlerin,okuma yazma bilenlerin (okula gitmemis) ve ilkokul mezunlarının % 0, ortaokul mezunlarının %13.3, lise mezunlarının % 21.7, yüksek okul mezunlarının % 30.6 ve yüksek lisans veya doktora yapmış olanların ise % 42.9 oldugunu görürüz. 

Günlük olayları izleme ve takip etme belli ölçüde bilgi gerektirdiginden 
bireylerin egitim düzeylerinin artısına paralel olarak ülke gündemini izleme 
egilimlerinin de artacagı beklenebilir bir sonuçtur. 

Tablo 10. Egitim ve Gündemi Takip Etme İlişkisi 




3.7. Egitim Düzeyi İle Seçmenlerin Siyasi Partilerini Tercih Nedeni İlişkisi 

Seçmenlerin sempati duydukları partiyi tercih etmelerinde rol oynayan 
özellikler dikkate alındıgında, ilk sırayı % 29.4 (147 kisi) oranla “icraatları 
nedeniyle” tercih sebebi alır. Bunu sırasıyla; % 23.8 (119 kisi) oranla “lideri 
nedeniyle”, % 22.4 (112 kisi) oranla “ideolojisi nedeniyle”, % 17.2 (86 kisi) oranla “parti programı nedeniyle” ve % 7.2 (36 kisi) oranla “sahsi menfaatlerim nedeniyle” tercih nedenleri takip etmektedir. 


Tablo 11. Eğitim İle Tercih Arasındaki İlişki 



Gelismiş ülkelerdeki demokratik kültürü ya da siyasal katılım egilimlerini dikkate aldıgımızda, seçmenlerin daha çok ilgili partinin geçmisteki icraatları ve parti 
programlarını dikkate aldıkları söylenebilir. Gelismiş katılımcı ya da demokratik yasamda asıl olan da budur. Ancak, egitim düzeyine baglı olarak bu durum degisiklik göstermektedir. 

Tablo 11’deki veriler incelendiginde de; egitim düzeyi arttıkça parti 
programları ve partinin geçmisteki ve bugünkü icraatlarının diger tercih 
nedenlerinden daha fazla ön plana çıktıkları görülmektedir. Bunun en önemli sebebi; egitim düzeyi arttıkça seçmenlerin tercih konusunda daha bilinçli ve tutarlı hareket etmeleri, sorgulayıcı ve arastırıcı özelliklerinin daha fazla ön plana çıkmasıdır. 

“İdeolojisi nedeniyle” bir partiyi tercih edenler dikkate alındıgında, egitim 
düzeyi ne olursa olsun az da olsa bu seçenegin tercih edildigi görülmektedir. 
Bu da ilgili partinin “felsefesi ve yola çıkış düsüncesi”den kaynaklanmaktadır. Egitim düzeyi düsük olan insanlar aile, çevre, arkadaş grubu gibi etmenlerin de katkısıyla, egitim düzeyi yüksek olanlar ise; diger faktörlerle birlikte partinin felsefe ve düsüncesine gerçekten inanıp algıladıkları için ideoloji faktörünü göz önünde bulundurmaktadırlar. 

“Sahsi menfaatleri nedeniyle” bir partiyi tercih edenler incelendiginde, 
genelde egitim düzeyi düsük kimselerin bu seçenegi tercih ettikleri gözlenmistir. 
Bunun nedeni, kendilerine (oglu veya kızı) iş bulma kaygısı ve buna baglantılı olarak gelir düzeyinin artması gibi özelliklerdir. Egitim düzeyi artanlarda bilinçlenmeye baglı olarak daha ilkeli olmak önem kazanmakta bu da menfaat nedeniyle parti tercih egilimini zayıflatmaktadır. 

“Lideri nedeniyle” tercihte bulunanlara baktıgımız zaman yine egitim düzeyi 
ile ilgili net bir sey söylemek mümkün degildir. Çünkü egitim düzeyi düsük olanlar da yüksek olanlar da belli oranlarda bu seçenegiisaretlemislerdir. Ancak, burada üzerinde durulabilecek husus; egitim düzeyi yüksek insanların lideri ön plana alarak siyasi parti tercih etmelerinde liderin özelliklerinin belirleyici rol oynamasıdır. 
Egitim düzeyi düsük insanlar liderin diger özelliklerini irdelemeden kimi zaman 
kulaktan duyma bilgilerle veya benzeri sebeplerle tercihte bulunabilmektedirler. 
Dolayısıyla egitim düzeyi yüksek insanların sorgulayıcı ve irdeleyici özellikleri 
tercihlerine de yansımaktadır. Egitim düzeyi düsük insanların parti tercihi 
konusundaki egilimleri parti programları, ideolojisi ve icraatları gibi kendilerince 
daha karmasık nedenlerden ziyade lider ve menfaatler çerçevesinde ortaya 
çıkmaktadır.152 
152 SİTEM BÖLÜKBAŞI, a.g.e., s. 236. 

3.8. Seçmenlerin Egitim Düzeyi ile Adaylarda Aranan Özellikler Arasındaki İlişki 

Egitim düzeyi arttıkça adayda aranan özelliklerin de degistigini ya da arttıgını 
söylemek mümkündür. Örnegin okuma-yazma bilmeyen, okuma yazma bilen ve 
ilkokul mezunları adayda sadece birkaç özelligi ararken diger egitim düzeyine sahip olanların adaydaki aradıkları özelliklerin degistigi ve çesitlendigi görülmektedir. Bu özellikler arasında mutlak anlamda bir ayrım yapmak oldukça zordur. Ancak, dikkat çekici bir baska husus ise; seçmenlerin egitim düzeyi arttıkça egitimli bir lider arayısı içerisinde olduklarıdır. 


Tablo 12. Egitim İle Adaylarda Aranan Özellikler Arasındaki İlişki 




3.9. Egitim Düzeyi İle Devlet Kurumlarında İş Görme İlişkisi 

Egitim düzeyi yüksek olan insanlar kamu bürokrasisinin isleyiş sürecini genel 
olarak bildikleri için islerini takip etme ve kamusal haklarını arama noktasında 
egitim düzeyi düsük olanlara göre daha aktiftirler. Sorgulayıcı bir kimlige sahiptirler. 

Bu soruya verilen cevaplar içerisinde “Devlet görevlileri benim sorunumu 
çözmezler, devlet kurumlarıyla ugrasmam” seçenegini isaretleyenleri inceledigimiz zaman; egitim düzeyi düsük insanların bu seçenegiisaretledikleri ve egitim düzeyi yükseldikçe dogrusal orantılı olarak oranların azaldıgı görülmekte ve hatta ‘yüksekokul mezunu’ ve ‘yüksek lisans veya doktora yapmıs’ kisilerin bu seçenegi hiç isaretlemedigi dolayısıyla ilgili devlet kurumlarıyla bir isleri oldugunda haklarını arama çabası içerisinde olduklarını söylemek mümkündür. Çünkü egitim düzeyi düsük insanlar genelde çekimser, itaatkâr, söyleneni yapan ve çok fazla sorgulamayan bireylerdir. 

Egitim düzeyi yüksek olan insanlar kamusal hizmetlerle ilgili islerini 
kendileri halledemese bile, bu sorunlarını çözebilecek kisileri arayıp bulma 
egilimindedirler. Tablo 13’deki oranlar da bu hususu dogrulamaktadır. 

Ayrıca egitim düzeyi yükseldikçe kisilerin devlet dairelerindeki islerini kendileri halletme egiliminde oldukları ortaya çıkmaktadır. Bu da bize egitimin kendine güven veren ve sorgulatan yönünü göstermektedir. 

Egitim düzeyi düsük insanlar islerini çogunlukla siyasi partiler yoluyla gördürme egilimindedirler. Bunun nedeni; egitim seviyesi düsük olunca kisilerin 
kendine güveninin daha az olması ve çekimser kalmalarıdır. 


Tablo 13. Egitim Düzeyi İle Devlet Kurumlarında İş Görme  İlişkisi 




Tablo 14. Egitim Düzeyi İle Haksızlıklar Karsısında Tepki İlişkisi 




3.10. Egitim Düzeyi İle Haksızlıklar Karsısında Tepki İlişkisi 

“Vatandaş olarak bir haksızlıga maruz kaldıgınızda ne yaparsınız?” sorusuna 
verilen cevaplar mantıksal olarak Tablo 13’teki sonuçlarla örtüsmektedir. 
Bu soruyla; sorgulayan, arastıran, mücadele eden vatandaş kimligi analiz edilmekte ve bu egitim düzeyi ile iliskilendirilmek istenmektedir. Haksızlıgaugrayan bir insan bu haksızlıgın giderilmesini istemelidir. Ancak uygulamada insanların belli bir kesiminin ugradıkları haksızlıgı kabullendikleri de bir gerçektir. Merak edilen soru ise; bu durumun egitim düzeyi ile bir iliskisinin olup olmadıgıdır. Bireyin kisiligi, içinde bulundugu ve yetistigi sosyal çevre gibi bazı istisnai faktörler bireyin sorgulayıcı, arastırıcı ve hakkını arayan bir vatandaş olarak yetismesine vesile olabilir. Ancak, egitimin bu konuda çok daha zorlayıcı bir gücünün oldugunu Tablo 14’teki sonuçlardan da çıkartmak mümkündür. Burada dikkat çeken husus; arastırmamıza katılan bireylerden egitim düzeyi en üst seviyede (Yüksek lisans veya doktora yapmıs) olanların bu soruya verdikleri cevaplar oransal olarak haklarını en ileri düzeyde aradıklarını göstermektedir. Bu da egitim düzeyinin yükselmesiyle birlikte kisilerin toplum içinde daha aktif ve daha fazla hak arayan ve hakkını koruyan bir kimlige büründügünü ortaya koymaktadır. 

3.11. Egitim Düzeyi İle Sosyal Sınıf İlişkisi 

Bu soruya verilen cevaplar degerlendirildiginde (Tablo 15) egitim düzeyi 
düsük insanların genelde toplumdaki statüleri, gelir durumları, mesleki özelliklerinin de etkisiyle kendilerini alt sınıfta gördükleri ortaya çıkmaktadır. Egitim düzeyi yüksek insanlar da digerlerinin tam aksine kendilerini üst sınıfta görmektedirler. Bu durum Tablo 15’teki oranlar dikkate alındıgında da bariz bir sekilde ortaya çıkmaktadır. Çünkü, egitim; insana toplumda sosyal statü kazandırmasından, egitime baglı olarak hayat sartlarının iyilesmesinden dolayı sosyal sınıf açısından da belirleyicidir. İnsanlar egitim ile birlikte diger unsurların ortaya çıkmasıyla sosyal sınıf açısından yukarı tabakalara çıkabilmektedirler. 



11. Cİ  BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 9

EĞİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ VE ANTALYA ÖRNEK OLAYI, BÖLÜM 9






ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 

EGİTİM DÜZEYİNİN SEÇMEN DAVRANIŞINDAKİ ROLÜ KONULU ALAN ARAŞTIRMASI (ANTALYA ÖRNEK OLAYI) 

3.1. Arastırmanın Amacı, Kapsamı ve Yöntemi, 

Türkiye’nin bir çok ilinde oldugu gibi Antalya kentinde de siyasal konularla 
ilgili alan çalısmaları yapılmamıstır. Bu tarz çalısmalar yerel düzeyde de olsa, ulusal ve evrensel nitelikte ortaya atılan kuramların dogruluk oranlarının tespit ve degerlendirilmesine olanak saglamaktadır. Antalya ilinde egitim düzeyinin seçmen davranısı üzerindeki etkilerini ortaya koyan ilk çalısmalardan olan bu survey arastırması ve sonuçları konuyla ilgili olarak ortaya atılan evrensel düzeyde varsayımların sınanmasına bir ölçüde katkı saglayacaktır. 

Seçmen davranısı ile ilgili ortaya atılan ülke düzeyinde kuramlara belli ölçüde 
katkı saglamak amacı ile yola çıkılarak yapılan bu arastırma, Antalya kentini “egitim düzeyinin seçmen davranısı üzerindeki rolü” yönünden incelemeyi amaçladı. 
Arastırmada kapalı uçlu sorulardan olusan anket formundan faydalanıldı ve anket formu birebir seçmenlerle görüsülmek sureti ile dolduruldu. Tesadüfi seçilen 500 kisinin cevaplarından olusan veriler sosyal bilimlerde istatistiksel analizler yapmada faydalanılan SPSS programında degerlendirildi. 

Arastırmamızın asıl amacı, egitim düzeyinin seçmen davranısı üzerindeki 
rolünün bir bakıma yönünü tespit etmek ve ayrıca seçmenlerin Türkiye’nin öncelikli gördügü sorunlarını, siyasi yasama katılım düzeylerini, tercihlerini belirlerken kıstas olarak aldıkları kriterleri, yasadıkları toplum içinde belli haksızlıklara karsı tepkilerini ve bu degiskenlerin egitim ile çapraz iliskilerini tespit etmektir. 

3.2. Deneklerin Sosyo-Ekonomik Özellikleri 

3.2.1. Deneklerin Yaş Grupları 

Arastırmamıza katılan deneklerin 
56’sı (%11,2) “18-24 yaş arası”, 
144’ü (28,8) “25-34 yaş arası”, 
160’ı (%32,0) “35-44 yaş arası”, 
100’ü (%20) “45-54 yaş arası”, 
40 tanesi de (%8,0) “55 ve üstü” yastadır. 

Tablo 2. Deneklerin Yaş  Gruplarına Göre Dagılımı 

Deneklerin yaş ortalamalarına baktıgımız zaman “18-24 Yaş arası” ve “55 ve üstü” yaş grubunun diger yaş gruplarına oranla daha az sayıda oldugunu görmekteyiz. Bunun nedeni; arastırmamıza gösterilen ilgi düzeyi ile iliskili olabilir. Çünkü genç nüfus grubunu temsil eden “18-24 yaş arası” denek grubu kendileri açısından bu tip çalısmaları sanki bir zaman kaybı gibi düsünmekte ve daha anket formundan bahsederken birlikte tesekkür edip, olumsuz cevap vermektedirler. “55 ve üstü” yaş grubuna baktıgımızda ise; bu grubun daha ılımlı ama çekimser oldugu ve siyasi konulara biraz daha uzak kaldıkları seklinde bir sonuca varabiliriz. 

3.2.2. Deneklerin Cinsiyetleri 

Anket uygulama talebiyle kendisine müracaat edilen ve talebi reddeden kadın 
sayısı erkek sayısından çok çok fazladır. Ancak yine de toplumda sadece erkekler yasamadıgı için sayının bire bir olmasa da paralellik göstermesine özen 
gösterilmistir. 

Tablo 3. Deneklerin Cinsiyetlerine Göre Dagılımı 




3.2.3. Deneklerin Gelir Düzeyleri 

Anketimize katılan deneklerin 
12’si (%2,4) “0-500 YTL”; 
192’si (%38,4) “501-1.250 YTL”; 
176’sı (%35,2) “1.251-2000 YTL”; 
120’si (%24,0) “2001 YTL ve üstü” gelir düzeyine sahiptir. 
Bu sonuçlar deneklerin dörtte üçünün orta gelir grubunda yer aldıgını göstermektedir. 

Tablo 4. Deneklerin Gelir Gruplarına Göre Dagılımı 



3.2.4. Deneklerin Mesleki Özellikleri 

Tablo 5. Deneklerin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı 




Anketimize katılan deneklerden 
108’i (%21,6) “esnaf”; 
82’si (%16,4) “Serbest Meslek (Avukat, Diş Hekimi, Muhasebeci, Eczacı vb.)”; 80’i (%16,0) “devlet memuru”; 
54’ü (%10,8) “çiftçi”; 
24’ü (%4,8) “kamu isçisi”; 
22’si (%4,4) “sendikalı isçi”; 
26’sı (%5,2) “sendikasız isçi”; 
30’u (%6,0) “emekli”; 
42’si (%8,4) “ev hanımı”; 
24’ü (%4,8) “ögrenci” ve 
8’i (%1,6) “issiz”dir.

 Arastırmamıza katılan deneklerin meslek gruplarına bakıldıgında arastırmamızda mesleki açıdan toplumun büyük bir kesiminin temsil edildigi görülmektedir. 

3.2.5. Deneklerin Egitim Düzeyleri 

Tablo 6. Deneklerin Ögrenim Durumlarına Göre Dagılımı 

Arastırmamıza katılan deneklerden 
32’si (%6,4) “okuma yazma bilmiyor”; 
64’ü (%12,8) “Okuma yazma biliyor. (Okula gitmemis.)”; 
24’ü (%4,8) “ilkokul mezunu”; 
30’u (%6,0) “ortaokul mezunu”; 
138’i (%27,6) “lise mezunu”; 
170’i (%34,0) “yüksek okul mezunu” ve 
42’si (%8,4) “yüksek lisans veya doktora yapmıs”tır. 

3.3. Egitim ve Siyasal Parti Üyeligi İlişkisi 

“Herhangi bir siyasi partide üyeliginiz veya aktif göreviniz var mı?” sorusuna 
arastırmamıza katılan deneklerin verdikleri cevaplar Tablo 7’de gösterilmistir. 500 kisilik örneklem grubumuzda 101 (%20,2 genel ortalama içinde) seçmenin aktif olarak siyasal parti üyeligi oldugu; 399 (%79,8 genel ortalama içinde) seçmenin ise siyasal parti üyeliginin olmadıgı gözlemlenmektedir. 


Tablo 7. Egitim Durumuna Göre Siyasal Partide Üyelik ve Aktif Görev İlişkisi 

Verilen cevaplar incelendiginde siyasi parti üyeligi ile egitim seviyesi 
arasında dogrusal oranlı bir baglantı oldugu görülmektedir. Baska bir ifade ile egitim seviyesi yükseldikçe siyasi parti üyeliginin de arttıgı söylenebilir. Fakat burada üzerinde durulması gereken önemli bir nokta ; egitim seviyesi yüksek bireylerin daha çok kamu kurum ve kuruluslarında meslek sahibi olmaları ve buna baglı olarak da siyasi faaliyetlere yönelme ve siyasi parti üyeligi konusunda yasal kısıtlamaların bulunmasından dolayı siyasi partilere üyelik konusunda dogal olarak büyük oranda geri durmalarıdır. 

Arastırmamıza katılan deneklerle yapılan görüsmelerde belirtilen bir husus; 
egitim seviyesi yüksek bireylerden kamu kurum ve kuruluslarında çalısmayanlar dan serbest meslek ile ugrasan kimselerin maddi ve ticari kaygı ile siyasetten uzak durduklarıdır. Çünkü siyasi parti kimligi ortaya çıkınca diger partilere mensup veya sempati duyan müsterileri ister istemez geri duracaklar ve belki bir çogu da sırf bu sebepten dolayı maddi ve ticari bagını sona erdirecektir. 

3.4. Egitim ve Siyasal Yasama Katılma Düzeyi 

“Siyasal yasama ne düzeyde katılmaktasınız?” sorusuna arastırmamıza katılan 
deneklerin verdikleri cevaplar Tablo 8’de gösterilmistir. 500 kisilik örneklem 
grubumuzda 100 (%20,0 genel ortalama içinde) seçmenin “siyasi faaliyetlerle hemen hiç ilgilenmem”; 313 (%62,6 genel ortalama içinde) seçmenin “seçimden seçime sadece oy kullanırım”; 71 (%14,2 genel ortalama içinde) seçmenin “siyasi partinin faaliyetlerine aktif olarak katılırım”; 16 (%3,2 genel ortalama içinde) seçmenin “seçimlerde bizzat aday olurum, üst düzeyde partide görev alırım” seklinde cevap verdigi görülmektedir. Bu rakamsal sonuçları genel olarak degerlendirdigimizde toplumun büyük bir kısmının sadece seçimden seçime oy kullanarak siyasal yasama katıldıgı ön plana çıkmaktadır. 

Tablo 8’i inceledigimiz zaman; siyasi partinin faaliyetlerine aktif olarak 
katılanların daha çok yüksekokul mezunları oldugu görülmektedir. Bunun nedeni; egitim seviyesi yüksek kimselerin daha bilinçli hareket etmeleri ve siyasi faaliyetler ile ülke meselelerine daha çok ilgi duymalarıdır. 

Yine Tablo 8’de ilkokul mezunlarının büyük çogunlugunun sadece oy 
kullanırım seklinde cevap verdikleri görülmektedir. Bu durum, egitim seviyesi daha düsük olanlara göre ilkokul mezunlarının siyasi konularda aktif olarak ön plana çıkmaktan biraz kaçındıkları ama az da olsa aldıkları egitim nedeniyle yasal haklarını kullandıkları ve siyasi arenadan tam olarak da kopmadıklarının göstergesidir. 

Tablo 8. Egitim ve Siyasal Yasama Katılma Düzeyi İliskisi 




10. CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***