ticaret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ticaret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ekim 2018 Salı

ABD'NİN IRAK'TAN ÇIKIŞ SENARYOLARININ EKONOMİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ BÖLÜM 2

ABD'NİN IRAK'TAN ÇIKIŞ SENARYOLARININ EKONOMİK  AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ BÖLÜM 2



Ç. Ulaşım 

Irak’ın 2003 savaş öncesinde, oldukça gelişmiş ulaşım ağına 
sahip olduğu bilinmektedir. Bu dönemdeki verilere göre, karayolu 
uzunluğunun yaklaşık 45.550 km civarında olduğu tahmin edilmekte ve 
oldukça iyi bir karayolu altyapısına sahip bulunmaktaydı. Yine 2003 yılı 
verilerine göre, ülkenin 1.963 km demiryolu ağı bulunmaktadır. 1015 km 
olan denizyolu ile ulaşım için ise üç liman bulunmaktadır. Son savaştaki 
tahribat tam olarak bilinmemekle birlikte havaalanı sayısının yaklaşık 
150 tane olduğu tahmin edilmektedir. Ham petrol için 4.350 km, petrol 
ürünleri için 725 km ve doğal gaz için de 1.360 km boru hattı 
bulunmaktadır (The World Factbook 2003). 

d. Dış Ticaret 

Irak’ın dış ticareti içinde petrolün payı, 1950’lerden bu yana 
giderek artmıştır. Petrol gelirlerinin önemli tutarlara ulaşması diğer ihraç 
kalemlerinin ihmal edilmesine neden olmuştur. Petrol ihracatı ve dünya 
petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar, Irak’ın ödemeler dengesinin temel 
değişkenleridir. 1990 yılında uygulamaya konan ambargo sonrası 
sadece ham petrol ihracatına izin verilmektedir. 1980’lerin sonlarında 
Irak’ın ihracatının %95’ini petrol oluşturduğu için, ambargo Irak’ın ihracat 
yapısında fazla bir değişikliğe neden olmamıştır. 


Tablo 3 Irak’ın Dış Ticaret Göstergeleri (Milyar $-2002) 
Kaynak: The Economist Intelligence Unit, December 2001-2003 Country Report. a EIU tahmini 

Tablo 4 Irak’ın Dış Ticaretinde Başlıca Ülkeler (2002) 
Kaynak: The Economist Intelligence Unit, December 2001-2003 Country Report.  a :Tahmini 

Irak’ın ithalat ürünleri de çok fazla çeşitlilik göstermektedir. Irak’ın 
yerli üretimi sınırlı olduğu için ihtiyaçlarının büyük bir kısmını ithalat 
yoluyla karşılamaktadır. Ancak ithalatın BM Yaptırımlar Komitesi 
tarafından onaya tabi olmasından dolayı, ithalat miktar ve çeşitliliği 
büyük ölçüde sınırlanmıştır. 1997 yılında ambargonun hafifletilmesinden 
sonra, Irak’ın dış ticaret hacmi hızla artmaya başlamıştır. Dış ticaret 
hacmi 1999 yılında 19,5 milyar dolar olmuş, 2000 yılında 31,7 milyar 
dolara yükselmiş, 2001 yılında 27,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 
Dış ticaret dengesi sürekli Irak lehine fazla vermektedir. 1999 yılında 5,9 
milyar dolar olan dış ticaret fazlasının, 2000 yılında 9,5 milyar dolar, 
2001 yılında 5,5 milyar dolar, 2002’de ise 5.2 milyar dolar olarak 
gerçekleştiği tahmin edilmektedir (Tablo 3). 

Yıllar itibariyle ihracattaki artış, ithalattaki artışın üzerinde gerçekleşmiştir. İhracat 1999 yılında 12,7 milyar dolar iken, 2000 yılında 
yaklaşık % 66 artarak 20,6 milyar dolara yükselmiştir. 2001 yılı ihracat miktarının 16,5 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Irak’ın 
ihracatının büyük bir bölümü (tahminen yüzde 95’i) ham petrolden oluşmaktadır (Tablo 7). Petrol ihracatından elde edilen gelirlerin yüzde 
33’ü, ABD işgaline kadar Birleşmiş Milletler Tazminatlar Fonu ve idari giderleri için kesilmiştir. Irak’ın ihracat yaptığı ülkelerin başında ABD, 
İtalya, Fransa, İspanya ve Hollanda gelmektedir (Tablo 4). Bu ülkelere ait firmalar Irak’tan ham petrolü alıp, petrol ithal eden ülkelere 
satmaktadır. 

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 1284 sayılı kararı ile Irak'ın 
petrol ihracatına getirilen sınırlamanın kaldırılması, petrol üretim 
kapasitesinin artırılması amacıyla önemli kaynak ayrılması ve petrol 
fiyatlarının önceki yıllara göre yükselmesi, 2000’li yılların başında Irak'ın 
ithalatının artmasına neden olmuştur. Irak’ın 2000 ithalatının bir önceki 
yıla göre yüzde 38 artarak 11,1 milyar dolara yükseldiği ve 2001 
ithalatının 11 milyar dolar düzeyinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu 
değerlerde 2002 yılında düşüş görülmüş; bu yıl tahminî olarak ithalat 13 
milyar dolar, ihracat ise 7.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. 2003 
öncesi verilere göre; Irak’ın ithal ettiği başlıca ürünler temel gıda 
maddeleri, dayanıklı tüketim malları, ilaç ve tıbbi malzeme ve cihazlar, 
ulaşım araçları ve yedek parçaları, demiryolu malzemeleri, makineler, 
elektrik malzemeleri ve teçhizat, içme suyu ve kanalizasyon sistemlerinin 
yenilenmesinde kullanılan malzeme ve teçhizat, tarımsal alet ve 
makineler, iş makineleri, telekomünikasyon malzemeleri, eğitim araç, 
gereç ve malzemeleri, petrol üretiminde kullanılan malzeme ve 
teçhizattır (Tablo 5). İthalatta ilk sıraları alan ülkeler, Fransa, Avustralya, 
İtalya, Almanya, Çin ve Rusya’dır (Tablo 4). 


Tablo 5 Irak’ın Başlıca İthalat Maddeleri 
Kaynak: ITC-Interactive Trade Map 



Tablo 6 Irak’ın Başlıca İhracat Maddeleri 
Kaynak: ITC-Interactive Trade Map 

Irak 2000’lerin başında, dış ticarette önemli gelişmeler kaydetmiştir. Irak ile Suudi Arabistan arasındaki Arar sınır kapısı, 2001 
yılının Ocak ayında açılmıştır. Yine 2001 yılında Suriye ve Mısır’la Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmış ve Dubai’ye günde iki kez gemi 
seferlerine başlanmıştır. Avusturya ise Bağdat’taki Ticaret Müşavirliğini yeniden açmıştır. 

4. ABD’nin Irak'a İlişkin Ekonomik Hesapları 

ABD’nin uluslararası çatışmalarının altında yatan en büyük faktörün ekonomik nedenler olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. 
Bu nedenle, ABD’nin dış politika hedeflerinin temellerinin anlaşılabilmesi için ekonomik nedenlere dikkati çekmek gereklidir. Ulusal güvenlik 
politikalarının ekonomik sonuçlarının iki temel dayanağı olduğu ileri sürülmektedir. Birincisi askerî araçların ekonomik etki yapmak üzere 
kullanılması, ikincisi ise, ekonomik araçların askerî araçları tamamlar bir biçimde veya onların yerine kullanılmasıdır. Birinci nedende araştırılması 
gereken, askerî araştırma ve geliştirme çalışmalarının ticari açıdan değer yaratacak hareketlenmeyi nasıl sağlayacağının ortaya konmasıdır. 
Askerî gruplar, hava ulaşımı, lojistik, mühendislik ve tıbbi hizmetlerin, acil yardım, ekonomik kalkınma veya ulus inşa etmek için kullanılması ilk 
olarak akla gelen araştırmalardır. ABD askerî üretimi ve ihracat politikaları, diğer ülkelerin tehlikeli silahları üretmesini durdurmak için 
kullanılması, ABD istihbaratının ekonomik amaçlarla kullanılması gibi hususlar da bu konu kapsamında düşünülmüştür (Köni 2005; s. 400). 

Bir başka açıdan değerlendirdiğimizde; Irak’a müdahalenin de bir parçasını oluşturduğu ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi dâhilinde, 
ABD’nin ekonomik açıdan büyük bir üstünlük elde edeceği düşünülmektedir (Öztürk; 2005, s. 7). Zira gelişmekte olan ülkelerden 
oluşan bölgede, henüz ülkelerin yeraltı ve yer üstü kaynakları tam olarak kullanılmamış durumdadır. Üstelik bölge ABD için önemli bir pazar ve 
projelerini hayata geçirebileceği verimli bir potansiyel alan durumundadır. 

Bütün bunlar dikkate alındığı zaman ABD’nin Irak’a saldırısındaki temel amacın, savaş süresince ve sonrasında ekonomik olarak 
kendisine bazı çıkarlar sağlayacak ortamı yaratmak olduğu ifade edilebilir. Savaş sırasındaki harcamalar, özellikle silah ve diğer savaş 
araçları başta olmak üzere, savaş ekonomisinin gelişmesinde önemli bir faktördür. Öte yandan savaşla birlikte ve sonrasında, savaşın tahrip 
ettiği alanların yeniden inşası da ekonomik açıdan inşaat ve ilişkili sektörler için önemli bir ekonomik yarar vaat etmektedir. 

5. ABD'nin Irak'tan Çıkış Senaryoları 

Irak ekonomisindeki hâkim güç olan enerji kaynaklarını hesaba katmazsak, makro senaryo; “ABD Irak'tan çıkacaktır” şeklinde belirlenebilir. 

Buradaki çıkış noktası şu şekilde ifade edilebilir; ABD’nin Irak’ta bulunmasının nedeni, bölgede siyasi istikrarın sağlanması amacını 
taşımaktadır. Ancak bilindiği gibi, işgale ilişkin diğer yorumlar büyük ölçüde ABD’nin bu bölgedeki petrol kaynaklarını kontrol etmek amacında 
olduğu yönündedir. Eğer bu olanaktan söz etmezsek, ABD’nin Irak’tan çıkmasına yönelik görüşler geliştirmek anlamlı hâle gelmektedir. Ancak 
bu durumda, ABD’nin hiçbir ekonomik çıkar gözetmeksizin buradan ayrılmasını düşünmek de çok akıllıca olmayacaktır. Bu durumda ana 
senaryo; ABD’nin Irak’tan çıkacağı ve çıkarken de kendisine ekonomik olanaklar yaratarak bunu yapacağı şeklinde olabilir. Burada ABD Irak 
üzerinden kendisine yeni ekonomik olanaklar yaratırken, Irak da, çöken ekonomisini yeniden ayağa kaldırmak için yıllarca uğraş verecektir. 
Bölgede güçlü bir Irak ihtimali de böylece uzun yıllar ertelenmiş olacaktır. 

ABD’nin Irak'tan çıkacağı varsayımına yönelik olarak geliştirilebilecek mikro senaryolar aşağıdaki şekildedir. 

Senaryo 1. ABD, Irak ekonomisini bir daha düzelemeyecek duruma getirerek çıkabilir. Bu mikro senaryo kapsamında : 

. ABD tarafından Irak ekonomisinin yapı taşları olan üretim birimleri (fabrikalar, sanayi işletmeleri ve ticaret birimleri) çökertilecektir. 
. Öte yandan ekonominin işleyişine olanak sağlayan, ulaşım ağları, enerji tesisleri, elektrik santralleri, doğal gaz hatları, petrol aktarım 
tesislerinin tahrip edilmesi sonrasında hem üretimin, hem de ticaretin önü tamamen kesilecektir. 

Şu an Irak’ta görünen durum, bu tanımlamadan çok farklı değildir. 
ABD ekonomik birimleri fark gözetmeksizin büyük ölçüde tahrip etmiş 
durumdadır. Bu senaryo ise, mevcut durumda kalanların da tamamen 
yok edilmesi üzerine geliştirilebilir. Bu mikro senaryo bağlamında; Eğer 
ABD Irak’tan çıkarsa büyük ihtimalle kalan ekonomik birimler de 
tamamen tahrip edilecektir. 

Senaryo 2. Bu ekonomik çöküşten yarar sağlamak isteyecek olan ABD, 
çöken Irak ekonomisini tekrar iyileştirmek için, kendi olanaklarını 
kullanabileceği bir ortam yaratabilir. 
Irak ekonomisini düzeltme yollarının ABD için ne tür getirisi 
olacağına bakıldığında şu olasılıklar kaşımıza çıkmaktadır: 

. Öncelikle yenilenecek ortamların yeni mimarı kendisi olacaktır. 
Tamamen tahrip edilen şehirlerin yeniden inşası için harekete geçecek 
olan ABD’nin, inşaat ve yan sanayiden önemli bir çıkar sağlayacağı son 
derece açıktır. 
. ABD müttefiklerini Irak’ın yeniden inşasında bu olanaktan 
yararlandırarak, aynı zamanda dolaylı çıkar da sağlayacaktır. 
. Komşu devletlere sunacağı bazı olanaklarla onların üzerinde 
ilave bir kontrol sağlayacaktır. Örneğin bazı işleri taşeron olarak 
yaptırabileceği gibi, geçici iş gücünü buralardan sağlamayı da tercih 
edecektir. 

Senaryo 3. ABD, Irak ekonomisini İsrail ile birlikte ortaklaşa onarma 
girişiminde bulunabilir. 

ABD’nin İsrail’le bu tür bir iş birliğini gerektiren nedenler ve bunun 
ABD ve İsrail’e sağlayacağı olası avantajlar şunlardır: 

. Öncelikle, ABD’nin Orta Doğu’daki en önemli müttefiki İsrail 
buradan mutlaka bir pay almak isteyecektir. ABD her zamanki klasik 
fonksiyonunu yerine getirerek, dışarıya bu dayanışma ve koruyuculuk 
mesajını yineleyecektir. ABD destekli bir İsrail daha güçlü bir imaja 
sahip olacaktır. 
. Diğer taraftan ABD’nin İsrail’e sağlayacağı bu olanak karşılıklı iş 
birliğini ekonomik katkı ile de kuvvetlendirecek yeni bir unsur olacaktır. 
. Bu yolla bölge ülkelerine ve bölgedeki etken güçlere ilişkin yeni 
bir mesaj daha verilmiş olacaktır. 
. Bölgede hem siyasi hem de ekonomik olarak güçlü bir İsrail, 
bölgenin gelecek stratejilerinin birinci aktörü olmaya devam edecektir. 
. Böyle bir gelişme bölgedeki diğer ülkelerin rahatsız olmalarına 
neden olacaktır. 

Senaryo 4. ABD çöken ekonomiyi düzeltmek için stratejik öneme sahip 
silah sektörünü devreye sokabilir. 

. ABD’nin Irak ekonomisini yeniden yapılandırmak için silah 
sektörünü kullanması girişiminin ABD için kısa dönemde olumlu, uzun 
dönemde ise olumsuz sonuçları olabilecektir. ABD Irak’a bu yolla yaptığı 
desteğin karşılığında, bu bölgede kontrolü elinde tutmaya ve bunu silah 
sektörünü kontrol ederek yapmaya devam edebilir. Ancak, bölge 
ülkelerinin bu tür bir gelişmeden rahatsızlıkları kaçınılmazdır. Bu gerçek 
bölgede sürekli bir risk unsuru yaratacak faktör olacaktır. 
. Irak ekonomisinin yeniden canlandırılmasının bir yolu olarak 
Irak’ın silah üretimi konusunda faaliyetlerini sürdürmesi sağlanabilir. 
Silah sektörünün canlanması kısa dönemde buradan çıkar sağlayacak 
Irak ekonomisi için de fayda sağlayabilir ve Irak bundan hoşnut kalabilir. 
Ancak orta ve uzun dönemde yukarıda bahsettiğimiz bu girişim bölgede 
dengeleri sarsacaktır. 
. Aynı şekilde Orta Doğu’nun geleceği ve bölgedeki dengeler 
açısından gelişmiş bir silah sektörüne sahip Irak bölgede sıkıntı ve 
istikrarsızlık yaratabilir. Bu olasılık sözü edilen gerekçelerle, bölge 
ülkeleri tarafından dikkatle izlenecektir. 

Senaryo 5. Uyuşturucu trafiğinde; PKK, İran, Pakistan, Afganistan 
duraklarından biri yer değiştirip Irak bu duraklardan biri ve hatta en 
başlıcası olabilir. 

Böyle bir girişim; Irak, ABD ve Orta Doğu için bazı getiriler 
sağlayacağı gibi, sakıncaları da beraberinde getirecektir. Bunlar; 

. Irak bu trafikten yararlanarak örtülü büyük bir ekonomik çıkar 
sağlayacaktır. Böylece savaş sonrası ekonomisini düzeltebilecek ve 
şehirlerini çok daha ucuza yeniden inşa edecektir. 


. ABD kontrolünün devam ettiği bir ülkenin bu tür bir ticari trafikte 
yer alması, ABD’nin bu sektör üzerinde de kontrolünü sağlaması 
anlamına gelmektedir. 
. Bu durum uyuşturucu ticaretinden ciddi ekonomik yarar sağlayan 
diğer bölge ülkeleri tarafından hoş karşılanmayacaktır. 
. Bölgedeki terörist örgütlerin bu kanalla besleniyor olmaları, bu 
durumdan zarar gören ülkelerin (örneğin Türkiye) bu trafikte önder 
olacak bir ülke ile ilişkilerini olumsuz olarak etkileyecektir. 
. Öte yandan, bu yolla ekonomik güç elde eden bir ülke olarak Irak, 
hiçbir zaman gerçek ekonomik performansını kullanmayacak ve kontrol 
edilen ülke konumundan hiçbir zaman kurtulamayacaktır. Bu da ABD’nin 
arzuladığı bir sonuç olacaktır. 

Senaryo 6. Çöken Irak ekonomisinin telafisi için ABD, Arap Orta 
Doğusu’ndan Suriye ve İran gibi ülkeleri Irak’ı yeniden yapılandırmak 
için birer aracı olarak kullanabilir. 

Irak’ın yeniden yapılandırılmasında doğrudan ya da dolaylı rol 
verilecek bölge ülkeleri İran ve Suriye için bu durumun kısa ve uzun 
vadelerde getirisi ve dezavantajının neler olacağı ve ABD için olası 
sonuçları söz konusu olacaktır. Bunlar; 

. Irak ekonomisinin inşası için ABD’nin bölge ülkelerine vereceği 
ihaleler, bu ülkelerin bu durumdan sağlayacakları çıkar nedeniyle kısa 
vadede, ABD kontrolünde bir Arap bölgesi ortaya çıkaracaktır. 
. Bu gelişmenin olumlu tarafı; yeniden yapılanmada yakın ülkelerin 
katkılarının Irak için olumlu ekonomik sonuçlar ortaya çıkarması ve bu 
ülkelerin de bu durumdan önemli bir yarar sağlamalarıdır. 
. Öte yandan, yeniden yapılanmada sadece bu ülkelerle sınırlı bir 
girişim, ABD’nin sadece bu ülkeleri aracı olarak kullanması, bölgedeki 
diğer ülkeleri rahatsız edecektir. 

Senaryo 7. Irak ekonomisini çökerten ABD; Orta Doğu coğrafyası ile 
tarihî bağlantıda bulunan ve hâlen bu coğrafyada yer alan bazı 
ülkelerden maksimum ekonomik fayda elde etmeyi amaçlayan ve AB 
bağlamında ABD ile iyi ilişkiler kurmanın faydalı olacağını düşünen, 
bölge dışından Almanya, Fransa ve İngiltere'yi çöken Irak ekonomisini 
tamir etmek üzere destekçi dış güçler olarak yanına çekmek isteyebilir. 

Bu olasılığın gerçekleşmesinin ABD, Fransa ve İngiltere için kısa 
ve uzun vadelerde doğuracağı sonuçları şu şekilde sıralamak 
olanaklıdır. 


. Tarih boyunca bu bölgede bir şekilde var olmak isteyen AB 
ülkeleri ile birlikte bu bölgeyi yeniden yapılandırmak isteyen ABD, bu 
ülkelerin geçmiş yıllardaki emellerini yeniden gündeme getirmiş 
olacaktır. 
. Orta Doğu ülkeleri bu gelişmeden rahatsız olacak ve bu konudaki 
tepkilerini muhtemelen ciddi olarak belirteceklerdir. 
. Bu durumdan fayda sağlayacak olanlar, doğal olarak kendisine 
rol verilen Fransa ve İngiltere olacaktır. Bu hem ekonomik çıkar, hem de 
bölgede yeni bir hâkim güç pozisyonu sağlamak şeklinde olacaktır. 

6. Senaryoların Olası Sonuçları 

Mikro senaryoların gerçekleşmesi hâlinde, karşılaşılacak olası 
sonuçları aşağıdaki gibi sıralamak olanaklıdır: 

a. ABD tarafından çökertilen Irak ekonomisi tekrar ABD 
önderliğinde inşa edilmeye başlayıncaya kadar, Irak halkı ekonomik 
açıdan büyük bir çıkmazda olacaktır. Bu çıkmaz beraberinde bir halk 
hareketini de getirebilir. 

b. ABD Irak ekonomisinin merkezini Bağdat'tan Kuzey Irak'a 
kaydırabilir. Böylece Kuzey Irak ekonomik açıdan öncelikli olur. 
Ekonomik açıdan güçlü bir Kuzey Irak ise, siyasi olarak Irak'ın Sünni ve 
Şii Arap kesimleri üzerindeki hâkimiyetini geliştirir. Nüfustaki 
çoğunluklarına karşın, azınlık teşkil eden Kürtler nezdinde siyasi ve 
ekonomik açılardan baskı altına alınacak Sünni ve Şii Araplar ile Kürtler 
arasında Irak genelinde sıcak çatışmalar yaşanabilecektir. Ayrıca 
güçlenen Kuzey Irak Kürtlerinin, İran'da yerleşik Kürtlere ve Türkiye'de 
süre gelen ayrılıkçı Kürt hareketine olası desteği ve bunun getireceği 
olası olumsuzluklar da değerlendirilmelidir. 

c. Çöken ekonomi yine ABD'nin mali gücü ile inşa edilirse 
ekonomideki tüm sektörlerin denetimi ABD'ye geçer. Böylelikle ekonomik 
öncelik ABD'de olur. Yani ABD, hem Irak özelinde hem de Orta Doğu 
genelinde dengeleri belirleyici bir dış güç olmaya devam eder. Bu 
durum, Batılı bir dış gücün denetimine dinsel ve siyasal nedenlerle hep 
soğuk baka gelmiş olan Orta Doğulu devletleri ve Irak'ı iç karışıklığa 
sürükleyebilir. 

ç. Irak Orta Doğu genelinde uzun dönemde başa çıkılamayacak 
bir silah gücüne dönüşebilir. Bu durum istikrarsız olan Orta Doğu'yu iyice 
istikrarsızlaştırabilir. 

d. Uyuşturucu trafiğinin merkezinin Irak'a kayması, Irak'ı 
kontrolsüz bir güce dönüştürecektir. 


e. Irak ekonomisini yükseltmek için İsrail ile iş birliği geliştirecek 
olan ABD, İsrail'i sadece Filistin sorunu üzerinde güçlendirmekle 
kalmayacak, aynı zamanda Irak üzerinde de söz sahibi olacak bir 
konuma taşıyacaktır. İsrail'in Arap Orta Doğusu üzerinde bu denli etki 
genişletmesinin olası olumsuz sonuçları değerlendirilmelidir. 

f. Irak ekonomisini yeniden yapılandırmak için ABD'nin Suriye ve 
İran gibi devletleri devreye sokması ve görüntüde de olsa birer aracı gibi 
kullanması Orta Doğu dengelerini bozabilir. 

g. Irak ekonomisini İngiltere, Fransa ve Almanya desteği ile 
yeniden imar çabasına giren bir ABD, dış güçlerin hâkimiyetini tekrar bu 
coğrafyaya çekmiş olacaktır. Sömürge olma türünden bir acı tecrübesi 
bulunan Orta Doğu devletlerinin bu üç ülkenin tekrar Orta Doğu 
coğrafyasına girmeleri karşısında alacağı tavır ve olası olumsuz 
yansımalar da değerlendirilmelidir. 

7. Sonuç ve Değerlendirme 

Bu çalışmada, Irak ekonomisindeki hâkim güç aracı olan enerji 
kaynaklarının ana gösterge olmaktan çıkarılması durumunda ve ABD’nin 
Irak’tan çıkacağı varsayımı altında geliştirilen senaryolar tartışılmış ve 
bunların olası sonuçları değerlendirilmiştir. 

Geliştirilen senaryoların ortak noktasını; büyük ölçüde tahrip 
edilen Irak’ın yeniden inşasının nasıl paylaşılacağı ve ekonominin 
yeniden canlandırılması için hangi yolların ve yöntemlerin izleneceği 
oluşturmaktadır. ABD’nin Irak’ın yeniden yapılanmasının kendi kontrolü 
dışında gerçekleştirilmesine izin vermeyeceği düşünülürse, senaryolar 
Irak’ın ABD’nin inisiyatifi ve kontrolünde yeniden inşası üzerine 
geliştirilmiştir. Ancak bunun gerçekleştirilmesi sırasında ABD’nin kimlere 
pay vereceği ve sonrasında ortaya çıkacak durumun Irak’ı kontrolünde 
ne kadar etken olacağı sorusu önem taşımaktadır. ABD müdahalesi, 
Orta Doğu’da yeni stratejilerin oluşturulmasını beraberinde getirmekle 
birlikte, bundan sonra verilecek kararlar da Orta Doğu’daki dengeleri 
etkileyebilecektir. 

Irak’a siyasi istikrarı sağlamak üzere müdahale eden ABD, bu 
amacına bir şekilde ulaşmış gibi görünse de, Irak ekonomisini ciddi 
şekilde tahribata uğratmış ve en önemlisi de sosyal istikrarı 
sağlayamamış durumdadır. Bu aşamada ortak düşünce şudur ki; ABD 
mevcut tabloya göre, ileride kendisine çıkar sağlayacak en uygun 
çözümün arayışı içindedir. Kamuoyunun bütün tepkilerine rağmen 
müdahalede ısrarcı olan ABD’nin bu bölgedeki stratejik hedeflerinin yanı 
sıra, ekonomik kazanç elde etmeden çıkmayacağı düşünülebilir. 


***