30 Kasım 2014 Pazar

TÜRKİYE., YOLSUZLUKLAR VE HIRSIZLIKLAR CENNETİNE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR..



TÜRKİYE., YOLSUZLUKLAR VE HIRSIZLIKLAR CENNETİNE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR..



Türkiye yolsuzluklar ve hırsızlar cennetine dönüşmüştür. Bunları yapanlar bellidir. Türkiye, dünya üzerinde ekonomisi yolsuzluk nedeniyle çökmüş 3. sıradaki ülkedir. Bu bir millete yapılacak en büyük arsızlık ve haysiyetsizliktir.

Hepsi Yolsuzluk Özel İhtisas mahkemelerinde hızla yargılanacak ve tüm servetleri hazineye irad edilecektir. Bu şahıslar çıkarılacak özel bir kanunla TV kanallarında halka teşhir edilecektir. Memleket kapanın elinden alınacaktır. Çalınmayacak, çaldırılmayacaktır.

Soydaşlarımız Ortadoğu'da, Avrupa'da, Kafkaslar'da, Türkistan'da katlediliyor. Şu açıktır ki yeni dünya düzeni dedikleri teranede Türklere yer yok. Türk'ün de Türk'ten başka dostu yok.

Eğer bu millet ülkenin bölünmesine engel olmak istiyorsa; bölücü eşkıyaya ''Silah bırakın,teslim olun yoksa gerekeni yaparız!'' diyecek bir lidere ve örgütlenmesine destek vermelidir. Biz ta kendisiyiz!

Sağcı - Solcu diye ikiye bölünmüş ancak tek derdi vatan olan insanları birleştirmek istiyorum ve bunu da Hepar ile başardığımı görmek bana gurur ve onur veriyor.

Zaman geldiğin de ülkesi için bir şey yapmayan, öldüğün de hiç yaşamamış sayılır. Şimdi tam vaktidir; HEPAR’a katılın…
TEK UMUT TEK YOL HEPAR

TÜRK ULUSU!

Yalanı, talanı, yolsuzluğu, rüşveti görüp de önlemek için elini uzatmayan insanlar, bunları yapanlar kadar suçludur. “Bırak, bana ne!” boyunduruğu altından kurtulamayanlar ne özgür ne de yurttaş sayılamaz.

Panayır hokkabazlarından farksız siyasetçileri izleyip de, dilsiz ve ölü kayalar gibi bekleyenlerin, ne çocuklarının ne de ülkelerinin geleceğine vereceği hiç bir şey yoktur.

Parti mi kurtaracağız, yoksa Türkiye'yi mi?
Dış ve iç düzenin bir aracı olan mevcut siyasi putları kırın ve kurtulun.

Denenmişleri denediniz de ne oldu?

Geç kalmak kötüye işarettir.
Şimdi değilse ne zaman?
Tam vaktidir Türkiye…
Dürüst ve haksever olunacak.
Sözümüz söz yurttaşlarım…

Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi  (Hepar)
Genel Başkanı

YA YENİDEN BİR İKİNCİ MİLLİ UYANIŞ YADA ESARET ADI ALTINDA MAHKUMİYET KARAR SİZLERİN
SİZLERE ESARET KÖLELİK DEĞİL
YENİDEN KURTULUŞU DOĞUŞU ÖNERİYORUZ
VATAN AŞKI + OSMAN PAMUKOĞLU = HAK VE EŞİTLİKTİR .
BOYUN EĞIŞİN MÜKÄFATI ESARETTİR
BİZE KATILIN BİR ŞEY KAYBETMEZSİNİZ :
ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E VE
SAYIN OSMAN PAMUKOĞLU PAŞAMIZA DEĞER VERİP,
ONLARIN BAŞI DİK DEVLET ONURLU MİLLET ÜLKÜSÜ İLE
TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE MÜCADELESİNE ORTAK OLMAK İSTEYEN MİLLİYETÇİ, SOSYALİST , VATANSEVER KARDEŞLERİM
LÜTFEN DAVAMIZA MÜCADELEMİZE DESTEK VERİNİZ

HAK VE EŞİTLİK PARTİSİ HEPAR RESMİ SİTE BAĞLANTISIhttp://www.hepar.org.tr/

HAK VE EŞİTLİK PARTİSİ "HEPAR"IN ;
FİNANSIDA MEDYASIDA BİZİZ. BU NEDENLE BAŞTA RESMİ FACEBOOK SAYFAMIZ OLMAK ÜZERE, GENEL BAŞKANIMIZIN VE GENEL MERKEZİMİZİN RESMİ TWİTTER VE FACEBOOK PROFİLLERİNDE PAYLAŞILAN TÜM BİLDİRİLERİ LÜTFEN KENDİ PROFİL VE BAĞLI OLDUĞUNUZ GRUP/SAYFALARDA DA PAYLAŞARAK DAHA GENİŞ KİTLELERE ULAŞMAMIZA YARDIMCI OLUNUZ.BU HER PARTİLİ'NİN YERİNE GETİRMESİ GEREKEN VAZİFESİDİR.
TÜM GİDERLERİ HALKIN KENDİ ÖZ KAYNAKLARI TARAFINDAN KARŞILANAN
HİÇBİR KURUM VE KURULUŞA BAĞIMLI OLMAYAN
(GEBE OLMAYAN ) TEK PARTİ
HAK VE EŞİTLİK PARTİSİ ( HEPAR )

BAŞI DİK DEVLET, ONURLU MİLLET İÇİN
TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE HEDEFİMİZ İÇİN
YAŞASIN VATAN YAŞASIN TÜRK MİLLETİ


.

FAZIL SAY’IN SÖZLERİNE KULAK VERELİM




FAZIL SAY’IN SÖZLERİNE KULAK VERELİM.,


Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır. (Gazi Mustafa Kemâl Atatürk – 1923)
————————-
Fazıl Say, son asırda Türkiye Cumhuriyetinin yetiştirdiği, ünü dünyayı kaplamış ender sanatçılarımızdan biridir. Sanatçı kişiliğini tüm dünya kabul etmiştir. Eserlerinin tamamı yerlidir. Türk kültürü ve Türkiye motiflidir. Fazıl Say’ın eserleri dinleyen her Türk vatandaşını iliklerine kadar titretir, ürpertir, Türklüğünü hissettirir ve gururlandırır.
Yurt dışında verdiği konserler o ülkede ve o şehirde yılın sanat olayı niteliğini taşır. Bu sanatçımız; Türkü, Türklüğü ve Türkiyeyi yurt dışında en üst düzeyde temsil eden bir kültür elçimizdir.
Devlet ve milletçe başımızın üstünde tutmamız gereken Fazıl Say’dan ne yazık ki kendi vatanında hak ettiği, ilgi ve sevgi esirgenmektedir.
Sanatçılar ülkelerin nadide çiçekleridir. Çok zor ve ender yetişirler. Onlara sahip çıkmak bir vatan borcudur..
Gelin şimdi uluslararası gurur kaynağımız Fazıl Say’ın sözlerine kulak verelim. Ve yaratılan bu anlamsız çekişme ortamının biran önce kalkmasını dileyelim.
———————-
Sayın Başbakan, Sayın Kültürü bakanı ve tüm yetkililer,
Size bu mektubu Pekin’den yazıyorum , bu akşam Çin’de konserim var. Programda kendi eserlerim var.
Ben Japonya’da turnedeyken 3 eserimin Ankara’da programdan çıkarılmış, olay Türkiye’de ve dünyada tepki ile karşılanmış.
Hoş bir durum değil.
Size söylemek istediklerim var. Umarım okursunuz ve bir insanı anlamaya çalışırsınız…
Ne zaman gerçekten “güçlü” olunur biliyor musunuz? Hem doğuyu, hem batıyı , hem de ikisinin sentezini en iyi şekilde var ettiğinizde.
Ankara’da çalınması yasaklanan “İstanbul Senfonisi” eseri işte bu yüzden dünyanın her yerinde çalındı. Daha geçen hafta Tokyo Senfoni Orkestrası çaldı.
İstanbul Senfonisi, 80 kişilik batı orkestrasının en önünde Ney, Kanun, Bendır ve Kudüm ile çalınan bir eserdir. İstanbul’u müzik ile anlatır. Eserin sözleri yoktur. 2010’daki ilk seslendirilişinden sonra dünya üzeri 50’den fazla Orkestra bu eseri repertuarına aldı.
Hemen hemen tüm Türk orkestraları da çalmıştır.
Bu eser ile ben 2013 ECHO ödülünü kazandım, klasik müzikteki en mühim ödüllerden biridir.
Daha da önümüzdeki tarihte nice çalınışları olacak.
Bununla gurur duyabil. Korkma bundan, bu eser sadece bir müzik eseri.
Gel bu bütün dünyada şaşkınlık ve öfke yaratan “yasakçı” tutumunu değiştirebil. Yıkıcı olma. Gel bu eseri Ankaralılar da dinleyebilsin . Bırak kim neyi seviyorsa sevsin. Destek ol buna.
Fazıl Say’ın 56 eseri var. 3 tanesi Ankara’da çalınamadı diye hiç bir şey değişmiyor Fazıl Say için. Dünya bu “yasakçı” tutumu ayıplıyor sadece. Türkiye’de de kimse daha iyi hissetmiyor bir müzisyene boykot uygulaması getirildiğinde. Sen de iyi hissetmiyorsun. Gel bunu değiştirebil. Kaybeden sadece bu kararı veren oluyor.
Korkma el uzatabilmekten.
Hatta “bu eseri Orkestramız olmayan şehirlerimize de götürelim” diyebil. Uzat elini. Merak etme değeri bilinir.
Katar’da bile dünyanın en pahalı Opera prodüksiyonları yapılıyor…
Farklı yaşam tarzları korku ve tehdit altında kalırsa, bu çok sağlıksız bir toplum dokusu yaratır. Ne ezen mutlu olur ne de ezilen.
Bırak Türkiye sanatta da dünya ile yarışsın.
Gel Operaları, Tiyatroları, Orkestraları kapatma, bırak izleyen izlesin, seven sevsin, halk karar versin neyin iyi olduğuna.
Hatta, daha iyi olması için bütçelerini bile arttır, dünya yarışında var olsunlar, bırak ne yapıyorlarsa yapsınlar. 21. Yüzyıldayız, özgür bir dünyadayız, pozitif kılabil dünyayı,”Türkiye’de iyi sanat yapılıyor” dedirt tüm dünyaya.
Korkma sanattan sanatçılardan. Karşındaki “askeri güç” filan değil, karşındaki müzisyen, tiyatrocu, dansçı… İnsan… Sade vatandaş…
BİR TÜRLÜ ANLAŞAMADIK
Yıllardır karşı karşıya geldik. Bu hükümet ile bir türlü anlaşamadık Başka sansürler, konser iptalleri, hep bizi karşı karşıya getirdi. Hep tuhaf karşılandı. Kimse mutlu olmadı.
Gel Antalya’da dünya çapında bir müzik festivali yaratmış bu ekibi işine geri koy, o festivali biz yarattık, emeğimizle, düşüncemizle, yaratıcılığımızla, hakkımızdır.
Hatta bu başarılı ekibe başka imkanlar bile tanı, “gelin diğer başka şehirlerimizde de yeni festivaller yaratalım” diyebil. “Gelin beraber büyüyelim” diyebil. Korkma bundan
Fazıl Say’ın dünya üzeri her yıl 100-130 konseri var. İstersen incele.
“Kimdir bu?” diye bir kere olsun bak anlamaya çalış. Bir Türk vatandaşı. Tüm eserlerinin konusu Türkiye olan bir sanatçı.
Her yıl 30’dan fazla ülkede 100-130 konseri var.
Bak, 3-4 konserimi iptal edince ne benim için bir şey değişiyor ne de başkası için.
Sadece şaşkınlık ve küçümseme ile karşılanıyor bu tutum.
İstediğin bu mu? bu ülke on yıllarca bu yanlışlar yüzünden kaybetmedi mi?
Türkiye’nin dünya üzeri tanınan bir kaç sanatçısı var. Ve bu noktaya şans eseri gelinmiyor, yarışmalar kazanılıyor, ödüller kazanılıyor, dünya üzeri yüzlerce şehirde binlerce konser vererek on yıllar süren bir emeğin karşılığında bir yere varılıyor ve hiç kolay değil o noktaya varmak.
Lütfen bir kere olsun anlamaya çalışın.
Saygılar
Fazıl Say
http://kumkale.wordpress.com/2014/10/23/fazil-sayin-sozlerine-kulak-verelim/
.

Hilâl ile Artı Muhabbet Programı Osman Pamukoğlu 28 Kasım 2014

Hilâl ile Artı Muhabbet Programı  

Osman Pamukoğlu  28 Kasım 2014







OSMAN PAMUKOĞLU Hilal'le artı muhabbet 28 Kasım 2014


Genel Başkanımız Sn. Osman Pamukoğlu,
artıbir tv'de Hilâl Ergenekon'un sunduğu
Hilâl ile Artı Muhabbet programında yaptığı
açıklamalardan bazı başlıklar

Halk istiyor diye MHP ve CHP ile görüşme teklif ettim.
MHP tabir-i caizse sipere girdi, kaçındı.
CHP Genel Başkanı Dersimli Kemal ile 1 saat 10 dakika görüştüm. Ülkenin durumunu anlattım. 30 Ekim'e kadar süre verdim.
Geri dönüş olmadı.

Ben de üzerimdeki ''Oylar bölünmesin.'', ''İttifak yapın.'' baskısını attım.

CHP Cumhurbaşkanlığı seçimiyle son barutunu kullanarak halkın gözünde bitmiştir.

Muharrem İnce, benimle Halk Arenası programına çıktığına pişman oldu.
Programda da Uğur Dündar'a dönüp '
'Tek tek konuk edin bizi diye söylemiştim.'' dedi.
Programı izleyen halkın da görüşleri ortada.
Yalova seçiminde beni aradı adayımı çekmem için ben de çektim. Yalova'yı kimin oylarıyla aldıkları ortada.
''Ben de sizle gelip Yalova'da propaganda yaparım.'' dedim.''
Benimle birlikte görüntü verince,


((( PKK'lıların oylarını, desteğini alamamaktan korktular.)))

Twitter ile bana yazıp çizmeyeceksin gelip karşımda konuşabiliyor musun?

Emine Ülker Tarhan partimize gelebilirdi, gelseydi kabul ederdik.

Dersim tartışması saçmalıktır.

Oy için Alevi vatandaşlarımızın üzerinden oyunlar oynamaya çalışıyorlar.

Ben yurdu geziyorum insanlar tamamen bu muhalefete öfkeliler..
Vatandaşlar bunlardan bıkmış durumda..

Bilinçli yurttaş konusunda millet olarak sıkıntılarımız var.
İnsanlarımız parti programlarına biraz baksınlar..

Beslenme bir toplum için çok önemli,
tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi ilk hedefimiz olacaktır.

Türkiye'de vergi adaleti diye bir şey yok.
TRT'ye elektrik faturasından vergi mi ödenir?

Harçlar kaldırılacak eğitim ücretsiz hale getirilecektir.

Devlet adalet ve güvenlik için vardır.
6 – 7 Eylül ayaklanmasında güvenliği sağlayabildiniz mi?
Kamu düzeninden bahsediyorlar.
Ne düzeni sokak ortasında askerlerimizi infaz ediyorlar.
Rejim ve toprak bütünlüğümüz tehlike altında.
Göz göre göre de gidiyor.
Anlaşmalara göre bebek katili dışarı çıkacak.
Kandil’dekiler böyle söylüyor.
10.000 asker şehit edildi.
30.000 çoluk çocuğu öldürdüler.
78 öğretmeni şehit ettiler.
Türk milleti sessiz mi kalacak sanıyorlar.
Bölünmenin sonunda ne olacağı bellidir.

((( Bunun sonucu kaos ve iç savaştır.)))

Sokaklarda Kobani denen hareketlenmeler bir kalkışma hareketidir.

Türkiye, Fırat'ın doğusunda egemenliğinin % 70'ini kaybetmiştir.

Kobani'ye giden silahların ilerleyen zamanlarda
kime döneceğini herkes görecek.

Türk askerlerinin Suriye'de işi yok.
Çok meraklılarsa kendi çocuklarını göndersinler oraya..

IŞİD bölgede kalacak. Hava bombardımanlarıyla bu iş çözülemez.

Bu bölgenin karışıklığından en fazla çıkar sağlayan
İsrail ve İran'dır.
Çözüm süreci denen şey ülkenin bölünmeye götürülmesidir

Terörist başını dışarı çıkarmak için pazarlıklar yapılıyor. Bu yol, yol değil..

HDP denen şey PKK'nın meclisteki uzantısından başka bir şey değildir.

Halk bize gerekli desteği versin,
HEPAR meclise girsin, bu bölücülere adım attırmayız.

HEPAR Genel Başkanı olarak söylüyorum teröristlerle müzakereler derhal kesilecek.

Bizim parti programımız belli teslim olmazlarsa yerleri belli, gidip hepsini alacağız.

Biz meclistekiler gibi kurusıkı laf yapanlardan değiliz.
Bunların dertleri koltuk sevdası..

Başbakan olursam ilk icraatım
huzur ve güvenliği sağlamak olacaktır.

Genelkurmay Başkanı
görevini iyi idare edemediğini düşünüyorsa bıraksın.
Görevini yapamıyorsan istifa edersin,
aksi halde sen de tependekilerle beraber gidersin.

Ordumuza kumpaslar kurulurken
Genelkurmay Başkanı olarak duruş göstermiyorsan
orayı işgal etmeyeceksin.

TSK kumpaslarla fazlasıyla yıpratılmıştır.

MGK, YÖK ve RTÜK kaldırılacaktır.

Yüzde on barajının olduğu yerde
demokrasiden bahsedilemez.

Ben HEPAR'ı, AKP ile mücadele etmek için kurdum.

Bunları iktidardan indirecek bir oluşumun gerçekleştirilmesi şarttır.

Yolsuzluk, yoksulluk ve cehaletten nemalanan bir siyasi iktidar var.

Yolsuzluk ve rüşvet yiyenlerin
devlet yönetimine getirilmemesi gerekir.

Bunlar müslüman diye diye kalıplaştırılmış bir siyasi iktidar var.
Bu ülkenin bütün değerleri yozlaştı.

(((( Devrimler sonuçlanmadı. )))

Atatürk'ten sonra gelenler de devrimleri kemirdiler.
O nedenle Anıtkabir Özel Defteri'ne

(((''Bugün bizim için 11 Kasım 1938'dir.'' yazdım.))) 

Yarım kalan devrimleri tamamlamak için HEPAR'ı kurdum.

MHP, bedelli askerlik konusunda eveleyip, geveliyor.
Karşıyız desene! Nerede sizin milliyetçiliğiniz,
nerede vatanseverliğiniz!

Sarayların yanında uçakların,
Mercedes'lerin sayısı gün geçtikçe artıyor.
Almanlar bile bunlar kadar Mercedes'e binmiyor.
Bunun adı görmemişliktir.
Sanki sultan soyundan geliyor.

HEPAR, Türk milleti için 2015 Genel Seçimi'nde bir şans.
Bu şansı değerlendirip, değerlendirmemek Türk milletinin elinde. HEPAR'ın doktrini ortada, yapacakları ortada.
Değerlendirmedikleri takdir de benim kaybedeceğim bir şey yok. Olacaklar ortada.

Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi Hepar
Genel Başkanı
28 Kasım 2014 saat: 20:30

Hilâl ile Artı Muhabbet programı

Genel Başkanımız Osman Pamukoğlu,
+1 TV'de Hilal Ergenekon'un konuğu oldu.
Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.



Programıma sizi konuk edeceğimi duyururken
 ''Efsane Komutan'' unvanınızı kullandım.
Çünkü sizi emekli bir asker olarak görmüyorum.
Siz hala benim komutanımsınız
ve sonsuza kadar da öyle kalacaksınız.

Hilal Ergenekon

http://youtu.be/0bUaUWYbu2Q

29 Kasım 2014 Cumartesi

SİYASİ DÜZENİN KUŞCULARI!.

SİYASİ DÜZENİN KUŞCULARI!.

siyasi-duzenin-kusculari
Kuşçular (kuş avcıları) ile, bir düzen partisine çöreklenip çıkarından başka hiçbir şey düşünmeyen, bunu da meslek haline getiren köy kurnazları arasında hiçbir fark yoktur!.
Kuşçu, nasıl ki kuşları tuzağa düşürüp yakalar ve onları satarak para kazanırsa, düzenci siyasetçi de insanları kandırarak oyu kapar ve kendine menfaat sağlar. İkisinin arasında hiç mi hiç bir fark yoktur. Şöyle ki: Kuşçu, özgür kuşları tuzağa, pusuya düşürmek için şu vasıtaları kullanır: Kendisinin bir kafeste beslediği, özgür kuşları öterek kandıracağı bir kuş, mostura denilen ve uzaktan çekilerek kuşların üzerine kapanan bir ağ, ağın önünde kuşların sevdiği tohumlu bitkiler ve sanki bu bitkilerin üzerinde yem yiyen ama ayaklarından özel bir çatal kazığa bağlı, uzaktan iple hareket ettirilen başka bir aldatma kuşu kullanılır..
Kuşçu, bununla da yetinmeyip başka bir tuzak daha kullanır. (Bunun sebebi mosturaya gelmeyen ve yere inmeyen, daha yüksek yer arayan kuşlar içindir.) O tuzağın adı da sallosturadır. Sallostura, kuşları kandırıp ökseye oturtmak içindir. Bu düzenek şudur: İnsan boyunda çok kalın olmayan bir ağaç çubuğun bir tarafında, ince dala iyi sarılmış ökse, diğer tarafında ise gene çağrı yaparak hem cinslerini öterek kandıracak olan ayaklarından bağlı, besleme bir kuş bulunur. Kuşçu, ağaç çubuğun gövdesine bağlı ince ipi uzaktan çektikçe, öksenin diğer tarafındaki kuş havalanır ve tekrardan kendi çubuğuna konar. Çağrıya aldanarak gelen özgür kuşlar ise ökseli çubuğa geldiklerinde ayaklarından ve çırpınmaya devam ettiklerinden kanatlarından ökseye yapışarak baş aşağı olurlar..
Kuşçuların bir kısmı bugün, canlı çağrı yapan kuştan ziyade teknolojiden yararlanarak, iyi öten kuşların seslerini CD’ye kaydedip kandırma işini bununla yapmaktadır. Kötü öten, ötmeyi beceremeyen kuşlarla bu iş yapılamayacağından işi teknolojik aldatmaya dökmüşlerdir. Bu, camlara yazı yazıp, sanki doğal bir konuşmaymış gibi salı toplantıları, açık ve kapalı alanlardaki toplantılarında konuşanlar bu gruba dahildir..
Şöyle bir düşünün bakalım!. Tuzak, aldatma, pusu kurma ve sahtekarlık da şu kuş avcılarıyla, siyasetten çıkar sağlayan bu düzenciler arasında hiç fark var mı?.
Siz hala düzen partili misiniz? Karar sizin, ya kafes ya da özgürlük…
TEK UMUT TEK YOL HEPAR
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
http://hepar.org.tr/siyasi-duzenin-kusculari.aspx

..

27 Kasım 2014 Perşembe

OSMAN PAMUKOĞLU CEVAPLADI; İŞİD NASIL BİTER VE YOK EDİLİR..


OSMAN PAMUKOĞLU CEVAPLADI; İŞİD  NASIL BİTER VE YOK EDİLİR..



Osman Pamukoğlu, Halk Tv'de, CHP'li Muharrem İnce ile birlikte Uğur Dündar'ın konuğu oldu. Programın gündemi, Ortadoğuda yaşanan gelişmeler ve çözüm süreciydi. Pamukoğlu, Ak Parti'yi, çözüm sürecinde Abdullah Öcalan'ın her dediğini yapmakla suçladı.

"TÜRKİYE SURİYE TOPRAKLARINA ASLA GİRMEMELİ"

Osman Pamukoğlu, 1991 ve 2003'de yaşanan savaşların Ortadoğu'yu mahvettiğini söylediği konuşmasında, "Türkiye suriye topraklarına asla girmemeli. Bizim orada işimiz yok. Geçilmeyecek, tehlikeli. Savaş denilen şeyin öncesi de içi de belirsizliktir." dedi.
Pamukoğlu, Uğur Dündar'ın, "IŞİD tehlikesi Türkiye tarafından nasıl algılanmalı, bununla mücadele nasıl olmalı?" sorusuna da şu cevabı verdi;

"TIRNAĞI OLAN BAŞINI KAŞISIN"

"Orada, Kobani, Cezire, Afrin var, Kürtlerin yaşadığı yerler. IŞİD, Kobani'yi yani ortadaki baklayı koparmaya çalışıyor. Sıra diğerlerine de gelecek. Kobani'ye gittiğinizde şunu görüyorsunuz. Yakalarında İmralı'dakinin resmi, makam odalarının arkasında İmralı'dakinin resmi, bir tarafta PYD'nin bir tarafta PKK'nın bayrağı. Kobani'de halk yok. Savaşanlar var. PKK isterse dağ kadrosunu Kobani'ye gönderir ama göndermiyor. Ne diyor Kandil'dekiler, "biz dağda çarpışırız kırsalda çarpışmayız." Pazarlık mı yaptınız nerede çaçarpışacağınızla ilgili. PKK, topraklarımızdan hiçbir zaman çekilmedi. İmralı'daki oradan tehdit ediyor sürekli. Şöyle olur böyle olur. Rojava ya da başka bir yer, bizim o topraklara yapabileceğimiz bi şey yok. Tırnağı olan başını kaşısın."

"KENDİ BAŞIMIZA IŞID'LE MÜCADELE EDEMEYİZ"

Osman Pamukoğlu, Türkiye'nin IŞİD'le nasıl mücadele edeğine ilişkin de şunları söyledi;
"Bunu kendi başına yapamaz. Suriye'nin yüzde 35'ini Irak'ın yüzde 30'unu aldığınız zaman ne yapacaksınız. ABD Devlet Başkanı bile 3 yılı alır dedi sonra da bu uzun sürer dedi. 1300 km'lik sınırımızı hayal edin. Muazzam bir şey. IŞİD'le temas etmemiz için bu sınırlardan 40-50 km güneye girmemiz lazım. Bu birkaç tugayın, 30-40 bin askerin yapabileceği bir şey değil. Bütün dünya bu konunun üzerine eğilecek. İttifak yapmadan bunu yapmak mümkün değil."


..