15 Ekim 2014 Çarşamba

2012 TÜRKİYE’SİN DE DURUM


2012 TÜRKİYE’SİN DE DURUM

2012_turkiyesi_slayt
ÜLKEYE BAK HİZAYA GEL!..
Tam 2012’ye girmek üzereyken, uçaklarla kaçakçı ve katır vurdular. 30’dan fazla köylü, 20 kadar katır öldürdüler..Neymiş, bunlar PKK’lıymış!.. Bölge de, sınır hattın da bir metre arayla asker diziliyken ve bu gelip gitmeleri iki tarafta bal gibi bilirken, şu hale bak! PKK yurtiçi ve yurtdışı tüm imkanlarını kullansa böyle bir propaganda yapamazdı. Bunlar, PKK adına yapmayı başardılar. Uyduruk meclis komisyonu hala müsebbip arıyor!. Savcı da işin üzerinde!. Yürütmenin başı da açıklama yaptı: “Uludere ile kürtaj aynı şeydir!.”
Afyon’da 25 genç pisi pisine öldü..Hala suçlu ve sebep aranıyor!..
PKK otuz yılda yapamadığını yaptı, 7 ayda, Şemdinli, Yüksekova, Hakkari, Çukurca alanına tam yerleşti. Bir seri eylemlerle, nerede ise her gün şehit verildi. Bazen günlük kayıplar 8-10’a yükseldi. Ve ilk kez ana yola kurulan bir pusu ile 10 asker şehit, 70 asker yaralandı. Yani bir eylemde 80 asker saf dışı edildi. Bu geçen 30 yılın rekorudur. Artık ulaştırma ana mihverleri ve tali yollar PKK’nın kontrolünde olduğu için de TSK asker geliş gidişlerini helikopter ve uçaklarla yapma kararı aldı!. Ne ihtişamlı bir karar bu böyle, anlamı için akıl mı lazım!.
Eylül ayı içerisinde Yüksekova Dağlıca arasındaki Yeşilöz vadisi PKK tarafından kapatıldığı için Yeşiltaş karakolunda üs tutmuş olan 600 askerlik piyade taburuna 30 gün erzak götürülemedi. Erzağın yükleneceği yer, Yüksekova idi ve Yeşiltaş karakoluna mesafesi de 18-20 km’dir.
Hakkari, Yüksekova, Şemdinli merkezlerinde gündüz gözüyle, sivil kıyafetli askerler ve polisler suikastlerle öldürüldü.
Şemdinli ile Şemdinli’ye bağlı Derecik beldesi arasında teröristler gündüz yol kesti. Meclisteki temsilcileriyle görüştüler, öpüştüler, koklaştılar..Yol kesilen mevkide 40’dan fazla insan, 20 kadar araç, panayır yeri gibi duruyor ve bir saate yakın seremoni yapıyorlar. Böyle bir rezalet de ilk kez yaşanıyor, hiçbir müdahale yok..Herkes elini kolunu sallayarak, oradan ayrılıyor..
Suriye savaş uçağı düşürüyor, hala; kim düşürdü? Neyle düşürdü? Aymazlar, arayıp duruyorlar!.
Güneydoğu’da kaçırılan kamu görevlilerinin ne tam sayısı belli, ne de nerede oldukları. Zaten bunların kendi vatandaşlarını arama bulma diye bir derdi yok..İranlı veya İsrailli bir vatandaş kaçırılırsa onlara aracılık yapıyorlar..
PKK bir tarafa, Şemdinli’de kaçakçılar İran-Türkiye arasına boru hattı döşeyerek artık akaryakıt kaçakçılığında at ve katır kullanmaktan vazgeçtiler. Hani sınır “namus’tu”. Sınır mınır yok. Yol geçen hanı ve süzek var..
İki tezkere çıkardılar. Biri Suriye için, diğeri Irak için. Güya askeri harekat yapacaklar!. Suriye tezkeresinin çıkmasının hemen ertesinde “Biz onu savaş için çıkartmadık” beyanları da arkasından geldi. Sınır çatışmalarında bizim tarafa da mermiler düştü ve 4 yurttaşımız hayatını kaybetti. Can kaybına sebep olan mermiler, 8 nci düşüştü. 7 kez aval aval bakarsan, işte sonucu böyle olur. Irak teskeresi de göz boyamadan başka bir şey olmadığı ve ABD, bölgenin kahyası olarak bu yanaşmalara müsaade etmediği için “dostlar pazarda görsünler”den öteye geçmiyor. Buna mukabil Bağdat yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti Bakanı unvanına sahip şahsın uçağını kendi hava sahasına sokmadı. Tırıs tırıs geri dönüp, Kayseri’ye kondular. Böyle bir şey olamaz..ABD’nin kuklası olan Bağdat hükümeti bu ve benzeri hareketleri, patronun müsaadesi olmadan asla yapamaz. Olay yeni bir Süleymaniye, çuval geçirme tavrıdır..Bunu da yuttular..
Suriye’deki PKK uzantısı kürt örgütlenmesi iç karışıklardan istifade sözde Kürdistanı batıya doğru Suriye topraklarında genişletmeye devam ediyor. NATO ve patron ABD, bölgedeki ulusal çıkarlarına hizmet eden, bizdeki hükümete güya Suriye’den bize bir tehdit varmış gibi NATO’dan patriot istetti. Gerçek amaç Malatya Kürecik’deki radar üssünü ve İsrail’i korumak ve esas hedef İran’dan başkası değil.. “Türkiye aynı zamanda NATO toprağı”dır, diyen muhteremi de bu topraklar ilk defa gördü ve tanıdı..Bu derece palyatif ve acz anlatan bir sözü gene ilk kez, ahalimiz duymuş oldu..Umarım ne manaya geldiğini de kavramışlardır!..
Gerek Malatya Kürecik radarının tesisinde, gerekse Patriotların gelişi safhalarında ampulcülerin beyanatları hep aynı oldu: “Tetiği biz de olacak!” Ne sistemden, ne teknik yapıdan, ne de NATO işleyiş düzeninden anlamadıkları için askerlik yapmış olan sıradan bir vatandaşın dahi söyleyemeyeceği lafları ettiler. Aslında bu sözler halkı düpedüz avanak yerine koymaktan başka bir şey değildi..Bunlar, Kürecik radarı ile Patriotları kuş tüfeği sandıklarından tetiği bizde diyorlar.Ateşleme düzeneklerini de tetik sanıyorlar.NATO (ABD) bunlara ne tetik, ne de onu çekecek parmak vermez..Her zaman olduğu gibi kendi ulusal çıkarlarına hizmet ettirmeye devam edecektir..
Birden ayranları kabardı ve “idam” demeye, PKK’nın meclis uzantılarının “dokunulmazlıkları kalksın” demeye başladılar. Küçük küçük atın da kuşlar yesin. Kahya’ya sordun mu? İmralı’yı kim teslim etti? ABD ne dedi verirken? “idam etmeyeceksiniz”. Edemediler ve idamda kalktı..2002 seçimlerinden sonra daha milletvekili bile değilken, seçimin hemen ertesinde, koşa koşa ABD’ye teşekküre giden kimdi? Kahyaya hareket sökmez. Sizin gibileri, getirdiği gibi götürür muhterem!.. “Maliki” gibi, “Mursi” gibi işaretleri de vermeye başladı. Yürütmenin başı, “PKK’lılar, silahları bıraksınlar.İstedikleri ülkeye gidebilirler” diyor. Ne kadar güzel!.Bu, “katiller, size af çıkartım.Ben savcıyım, ben hakimim, karar verdim, serbestsiniz” demekten başka hiçbir manaya gelmez.Olur!. Başka bir arzun var mı, muhterem?.Hale bakın..
Habur, Oslo işleri de bunların yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları işlerdi. Önce küfürler, hakaretler yağdır böyle bir şey yok de, sonra benim talimatımla oldu de!. Kendine hakaretler yağdıran da bu kubbe altında ilk kez görünüyor. Seçimlerden önce PKK eylemlerini durdursun diye İmralı’ya yalvar yakar olanlar da bunlardı..”Müzakere-mücadele” diye saçmalayanlarda gene bunlar..
PKK 5000 kişilik silahlı kadrosuyla K.Irak Ve Türkiye’deki kamplarında, değişmeyen sayıdaki militanlarıyla dururken: “PKK can çekişiyor” “büyük çaplı operasyon”, “Çembere alındılar,” “büyük darbe yedi” martavalları devam ediyor..Üstelik en çok şehir eylemlerinin yapıldığı ve yaygınlaştığı bu yılda.. Şehit cenazelerinde, utanıp sıkılmadan musalla taşının karşısına pırasa sapları gibi dizilen siyasetci ve bürokratlar ise, artık bu işi günlük hizmetlerinden biri olarak görüyorlar.
Bütün bunlar olup biterken AKEPE, CHP’nin de gönüllü desteğiyle, bedelli askerliği çıkardı. Yoksullar, fakirler ve okuyamayan çocuklar dağlarda, tipi ve karın altında 15 ay hizmet verir ve her gün çatışmalarda şehit olup yaralanırken bunu yaptılar.. Vicdan, vicdan ve yine vicdan..Arada bulasın bunlarda..
Devlet, hızla partileştirilirken, yandaş ve yanaşmalar da dört nala zenginleşmeye devam ediyor.Bu arada yürütmenin başı dünyadaki en zengin devlet ve hükümet başkanlarının arasına girdi!..
Keriz fenerine ve Oslo görmelerine bakan savcılar civa gibi yerlerinde duramıyor, tek tek görevden alınıyorlar!. Köşkteki zat, aynı zamanda Dışişleri konutunu da işgal ettiğinden, kendine bir villa tutmak zorunda kalan bakan efendi de kira diye ay da 34.000 lirayı bu villanın sahibine ödemeye yıllardır devam ediyor!.
Her Salı günü yapılan meclisteki grup toplantılarına çıkan düzen partilerinin başında bulunan, başına getirilen ve başlarında olması istenen muhteremler, karagöz ve hacivat misali müsamere yapmaya devam ediyorlar. Olgunluk çağındaki çocuklarda alkış görevlerini yerine getiriyor..
Van Erciş’teki bir okulun “Atatürk” adı değiştirilerek RTE!nın annesinin adı yazıldı. Bu okul kamu parasıyla yapılmıştı!. Parası olsa muhterem, kendi parasıyla yaptırırdı da, ne yapsın, olmayınca buna razı oldu..İlerde kazanırsa, aile efradına kendi kazancından okul dikecek!..
29 Ekim ve 10 Kasım kutlama ve anma törenleri ampulleri şaşırttı!.Partili bürokratlar aracılığıyla engellemelere kalkıştılar..Türkiye bu filmi 1960 öncesi gördü!.Nafile işler bunlar, halktan korkanın gidebileceği bir yer yok..Ne zamana kadar sürecek bu aymazlık ve kimlere karşı?10 Kasım da, yürütmenin başı (Cumhuriyet tarihinde ilk kez) Anıtkabir’de bulunmadı..Dünyanın bir köşesinde yaşayan sultan: “Buraya kadar gelmişken bize uğramazsanız, alınırız” demiş!.Uçakta gazeteciler korka korka, neden bulunmadığını soruyorlar. Cevap: “Anayasa ve kanunda böyle bir zorunluluk var mı?” benzeri, dam üstünden saksağan, laflar ediyor… “Atatürk” demeye dili varmadığı için Gazi M.Kemal diye konuşuyor,yarım ağız.. Çünkü, “Atatürk” demek çağdaşlık, laiklik ve devrimler demektir. Alamaz ağzına..
Mecliste çeşitli komisyonlar çalıştırıyorlar. Sanki sonuçta bir şey elde edecekler. Sorular bakınca görülüyorki, bir kıraathanenin dedi-koducularından farksızlar. Bir kişiden alacakları armağanı da 12.000 lira çıkardılar. Eski milletvekilleri de kene gibi, fiilen mecliste olanların haklarının aynısı için kanun çıkarma peşindeler. Milli toprakların satışını da 10 hektardan 30 hektara çıkardılar.
Türkiye, dünya da rüşvet ve yolsuzlukla halen ilk dört ülkeden biri.Dünyada en pahalı benzini kullanan ülkeyiz. Elektrik ve doğalgaz zamları devam ediyor. Gelir dağılımı uçurum halinde ve asgari ücret 762 lira. Kamu serveti satılıp savruldu. Müsriflik tam gaz. Kamu aracı kullanmada gene dünya birincisiyiz. Tarım ve hayvancılık bitti.
Balyoz ve Ergenekon 12 Eylül gibi, ABD destekli göstermelik mahkemeler devam ederken, sıra 28 Şubatta..Ama 27 Nisan muhtırasını bunların kafasına indiren muhterem, Dolmabahçe sırdaşına bir şey yok..Halbuki o gece ödleri karışmıştı, öyle değil miydi? “Dik durduk” ayaklarıyla geçiştirin bakalım..
Suriye’de gündüz gözüyle 28 çocuğu roketleyerek öldüren,23 Suriyeli askeri gündüz gözüyle kameralar önünde kurşunlayan güya muhalefet, başıbozuklara gelince, para var!.1923’den bu güne kadar ilk kez bütün komşularımızla kanlı bıçaklı olduk. İsrail 9 vatandaşımızı öldürüp gemiyi esir alıp limanlarına çektiler. Ne oldu? Özür bile yok. E..Bu işler böyledir. Önce Yahudi madalyasını takarlar, sonra da yapacaklarını yaparlar.. Geçenler de ABD ve İsrail uçakları Malatya-Kürecik radarının yeteneği denemek için bizim hava sahamızda tatbikat yaptılar!.Vah vah..Hem de ne vah!..
Beş buçuk yaşındaki çocukların okula başlatılması, kıyafet yönetmeliği değişikliği ise “Kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz” hezeyanının yan unsurlarıdır. MHP’nin “Kandile bayrak dikelim” gibi ağızdan dolma lafların başkanını Bağdat yönetimi Kerkük’e sokmayınca, ortada kalırken, CHP’nin başındaki de Bağdat davetine balıklama daldı. Dönüşte karadan gelerek, “Erbil’e uğramak” istiyor. İsabetli olur, oradakilerle PKK dahil, her konuda sorunsuz anlaşırsınız zaten, ona ne şüphe? Barzani’de silahla çözüm olmaz diyor, tıpkı CHP’li gibi. Silahla çözüm olmazmış! PKK silahla her şeyi size nasıl da çözdürüyor!.
Bu arada Barzani güneydeki Araplardan korktuğu için ABD’den, bölgelerine asker istedi ve üs vermeyi taahhüt etti..Irak’taki iki kuklanın da ustası Sam amca olduğu için, doğru durun, aksi halde iki kuklayı da sandığa koyup kapağını kapatır..Şu petrolün gözü kör olsun! Sam amca size katlanır mı yoksa!.
Türkiye gittikçe maddeci insanlar ve maddeci topluma dönüşüyor. Bunun yıkıcı etkileri de günlük olaylarla ortaya dökülüyor. Yaklaşan ve kendini maddi çıkarlara bağlanmış bir toplum. Uyuşturucu yaşı ise nerede ise, 12-13 yaşlarına düştü.
Holding medyada ise korku dağları bekliyor. Dünya yansa umurlarında değil. Bunların duvardaki eski kilimlerine dokunulmasın yeter. Haberleri sunan yılışık suratlar, programlarda şambabası gibi riyakarlık ve yalakalık fışkıran nursuzlar..Akılları sıra hükümete yaranacaklar..Ortalık zamane uşaklarından geçilmiyor. Bunlara sormak gerekiyor. Sizin dünyaya gelip gitmeniz, ne işe yarar?.
Eski insanlar ülkeleri ve millet bu günkü durumlar düştüğünde ne yapılacağını iyi biliyor ve tek cümleyle özetliyorlardı: “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe”.
Bugün sokaktakinin durumu ise : Huşu içerisinde batışı seyretmekten ve boş laf üretmekten öteye geçmiyor. Batışın devamı karanlığa gömülmektedir. Ama bir şey var! Arkası, ufuktan güneşin tekrar doğuşudur. 2.5 milyar yıldır, doğanın değişmeyen yasası bu’dur..
Osman PAMUKOĞLU
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı


http://hepar.org.tr/2012-turkiyesin-de-durum.aspx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder