ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ SÜRECİ VE NECMETTİN SADAK BÖLÜM 4
Türkiye, Demokrasi, Çok Partili Hayat, Necmettin Sadak, Akşam, Milli Şef, İsmet İnönü,Kemalizm,Ayşegül ŞENTÜRK,Serbest Fırka, Recep Peker,
Sonuç
Türk Tarihinde çok partili hayat ilk olarak II. Meşrutiyet döneminde kurulmuştur. 1923-1945 yılları arası devam eden tek partili dönem ise çok partili hayata bir geçiş dönemi olup, demokrasinin toplumsal ve ekonomik temelleri bu devirde atılmıştır. Demokrasi hakkındaki görüşlerini 1923’ten itibaren yazılarında kaleme alan Sadak’ın bu konudaki asıl görüşleri 1945 yılından itibaren yoğunlaşmaktadır. Türkiye’de ilk muhalefet partilerinin belli bir fikir ve inanç birliğinden değil, CHP’ne karşı hoşnut olmayanlar tarafından kurulduğunu belirten Sadak, partilere gücünü veren unsuru, üyeleri arasında siyasi, sosyal ve ekonomik konularda sıkı bir fikir birliğinin olmasında görmüştür.
Demokrasinin en iyi hükümet şeklinin cumhuriyet olduğu fikrinde olan Sadak, tek partili dönemi emperyalizm ve irtica tehlikesi dolayısıyla otoriter uygulamaların olduğu bir dönem olarak kabul etmekle birlikte, aynı zamanda bu dönemin Atatürk’ün ve İnönü’nün şahsiyetinde inkılâplarla modern Türkiye’nin oluşturulmak istendiği dönem olarak da kabul eder. Ancak tarihler 1945’i gösterdiğinde tek partili rejimin artık toplumun çeşitli sosyal ve siyasi ihtiyaçlarını karşılayamadığını açıklayacak kadar samimi bir demokrasi savunucusu olmuştur. Bu nedenle de 1946’da çok partili hayat ve demokrasi için başlayan mücadele ve sonrasında DP’yi oldukça olumlu karşılamıştır.
Fakat Sadak’ın da belirttiği gibi demokrasi olarak tanımlanan değişiklik arzusunun hürriyetten başka hangi anlamı taşıdığı konusunda bir fikir birliği kurulamamasına, demokratik hayat için gerekli anayasal kurallar ve kurumların oluşturulmaması da eklenince demokrasi ile bağdaşmayan politikalar uygulandığı yorumları yapılmıştır. Sadak’ta DP’yi zaman zaman eleştirdiği yazılarını, çok partili sistemi ve demokrasi yi güçlendirme noktasında, toplumu bilgilendirme ve demokrasinin yerleşmesi hususunda kamuoyu oluşturma adına mümkün olabildiğince gazetesinde yazmaktan çekinmemiştir.
Demokrasinin her toplumun milli ihtiyaçlarına göre uzun bir süreçte şekillenen bir nizam olduğunu belirten Sadak, demokrasilerde özellikle oy kaygısıyla partilerin milli menfaatleri feda edebilecekleri kaygısından hareketle, seçimlerde halkın eğitimli olmasının önemine vurgu yapmış ve eğitim düzeyi yüksek toplumlarda partili olma anlayışının daha fazla olduğunu belirtmiştir.
Çok partili gerçek bir demokrasinin kurulması, halkın liderleri bilinçli olarak seçmesine bağlıdır. Toplumun milli menfaatlerinin farkında olması, kültürel,
ekonomik, sosyal seviyesinin yüksek olması şüphesiz demokrasinin daha iyi işlemesinin ön koşullarıdır. Geri kalmış ve henüz pek çok konuda kendini
ispatlayamamış toplumlarda demokrasi bir tehlike olabilmektedir. Türkiye’deki inkılâpları en başta da laikliği, rejimin koruyucusu olarak gören Sadak, inkılâpla
demokrasinin getirilebileceğini, ancak demokraside inkılâp yapmanın tehlikeli olacağı düşüncesindedir.
ekonomik, sosyal seviyesinin yüksek olması şüphesiz demokrasinin daha iyi işlemesinin ön koşullarıdır. Geri kalmış ve henüz pek çok konuda kendini
ispatlayamamış toplumlarda demokrasi bir tehlike olabilmektedir. Türkiye’deki inkılâpları en başta da laikliği, rejimin koruyucusu olarak gören Sadak, inkılâpla
demokrasinin getirilebileceğini, ancak demokraside inkılâp yapmanın tehlikeli olacağı düşüncesindedir.
Demokrasi geçmişi çok fazla olmayan her ülke gibi Türkiye’de dedemokratik haklar ve daha ileri bir demokrasinin nasıl olacağı konusunda sıkıntılar yaşanabilmektedir ve bunlar milli menfaatlere uygun sivil bir anayasaile aşılabilecek sıkıntılardır. Hoşgörü ve uzlaşmaya dayalı demokratik kültürün
bir yaşam biçimi olarak kabul edilmesiyledir ki demokrasi Sadak’ında ümit ettiğigibi bir ahlak ve fazilet idaresi olabilecektir. Unutulmamalıdır ki demokrasi,
vazgeçilmeyecek kadar denemeye ve beklemeye değer bir sistemdir.
Ayşegül ŞENTÜRK
KAYNAKÇA
AHMAD, F., Demokrasi Sürecinde Türkiye, Hil Yay., İstanbul, 1996.
___________, Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi, İstanbul, 1976.
BAŞGİL, A.F., Demokrasi Yolunda, Yağmur Yay., İstanbul, 2006.
BİSBEE, E., The New Turks Pioneers of the Republic 1920-1950, University of Pensylvania Press, Pensylvania, 1951.
BOSTANCI, M.N., Cumhuriyetin Başlangıç Yıllarında Ekonomi ve Siyaset, Ötüken Yay., İstanbul, 1996.
BOZKURT, C., Siyaset Tarihimizde CHP, Y.Y., 1968.
ÇAVDAR, T., Türkiye’nin Demokrasi Tarihi, İmge Kitapevi, Ankara, 2000.
EROĞUL, C., Demokrat Parti, İmge Kitapevi, Ankara, 1998. Cumhuriyet, 16 Eylül 1952.
KARPAT, K., Türk Demokrasi Tarihi, Timaş Yay., İstanbul, 2012.
___________, Türk Siyasi Tarihi, Timaş Yay., İstanbul, 2011.
KOÇAK, C., Türkiye’de Milli Şef Dönemi 2, İletişim Yay., İstanbul, 1996.
LEWIS, G.,Modern Turkey, Praeger Publishers, Newyork Washington, 1974.
SADAK, N.S., Toplumbilim Sosyoloji, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1948.
___________, “Mecliste Tenkit Nasıl Meşru Olur”, Akşam,4 Kasım 1923.
___________, “Halk Hükümetinde Fırkalar Zaruridir”, Akşam, 31 teş ev 1924.
___________, “Hakikat”, Akşam, 14 Eylül 1930.
___________, “Milletlerin Kendi İdare Şekillerini Seçmek Hakkı ve İtalya’da ‘Demokratik Rejim’”, Akşam, 5 Kasım 1943.
___________, “Değişmez Hakikatler ve Partilerin Hususi Görüşleri”, Akşam, 15 Ocak 1945.
___________, “ Ne Kara İrtica, Ne Kızıl İhtilal”, Akşam, 25 Haziran 1945.
___________, “Demokrasiyi, Demokrasi Olmayanla Tarif Denemesi”, Akşam, 15 Temmuz 1945.
___________, “Toprak Kanunu Anayasaya Aykırı mıdır?”, Akşam, 2 Şubat 1945.
___________, “On Yedinci Madde”, Akşam, 27 Mayıs 1945.
___________, “Toprak bayramını kutlarken: Hürriyet, Demokrasi ve Parti Düşünceleri”, Akşam, 18 Haziran 1945.
___________,“Dış Tehlike Karşısında Memleketin Manzarası”, Akşam, 6 Ağustos 1945.
___________, “Türkiye’de Bir Rejim Buhranı Yoktur, Bir İlerleyiş Hareketi Vardır”, Akşam, 27 Ağustos 1945.
___________, “Cumhuriyette Otoritenin Kaynağı ve Halk Partisi”, Akşam, 28 Ağustos 1945.
___________, “Demokrat Partiye Hoş Geldin Deriz”, Akşam, 9 Ocak 1946.
___________, “Particilikte Nafile Namazı”, Akşam, 19 Ekim 1946.
___________, “Tek Parti, Tek Şef Sistemini Deviren Demokrat Partisi,” Akşam, 11 Mart 1947.
___________, “Politikada Samimilik Kanaatlerde Ciddilik”, Akşam, 12 Nisan 1947.
___________, “Demokrat Partisi’nin Beyannamesi Münasebetiyle”, Akşam, 5 Eylül 1947.
___________, “Eski İşime Başlarken”, Akşam, 22 Mayıs 1950.
___________, “Dilemediğimiz İki Şey”, Akşam, 23 Mayıs 1950.
___________, “Tavizle İşe Başlamamak”, Akşam, 8 Haziran 1950.
___________, “Demokrasinin Müdafaası”, Akşam, 8 Ekim 1950.
___________, “Demokrasinin Manevi Kısmı”, Akşam, 23 Eylül 1952.
___________, “Milli Menfaatlere Uygun Tedbirler, Halkın Hoşuna Giden Kararlar”, Akşam, 22 Kasım 1950.
___________, “Partili ve Partici”, Akşam, 12 Ocak 1952.
___________, “Rahatsızlığın Asıl Sebebi”, Akşam, 14 Haziran 1952.
___________, “Demokrasinin Dayancı Yalnız Kanunlar Olabilir mi?”, Akşam, 4 Temmuz 1952.
___________, “Düşman Partiler Arasında Demokrasi Yaşayamaz”, Akşam, 25 Eylül 1952.
___________, “Bu Kin ve Düşmanlık Havası Böylece Sürüp Gidecek mi?”, Akşam, 11 Ekim 1952.
___________, “Yüreğimizde Yatan Aslan”, Akşam, 26 Ekim 1952.
___________, “Demokraside İnkılâp Olur mu?”, Akşam, 4 Kasım 1952.
___________, “Dünya Ne İle Meşgul, Biz Hala Nelerle Uğraşıyoruz!”, Akşam, 12 Kasım 1952.
___________, “Demokrat Parti Hesap Veriyor”, Akşam, 29 Kasım 1952.
___________, “Medeni İnsanlar Gibi Düşünüp Konuşmayı Biraz Öğrensek”, Akşam, 1 Aralık 1952.
Türkiye Tarihi 4, Kolektif Eser, Cem Yayınevi, İstanbul, 2000.
URAN, H., Meşrutiyet, Tek Parti, Çok Parti Hatıralarım (1908-1950), Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul, 2008.
UYAR, H., Tek Parti Dönemi Cumhuriyet Halk Partisi, Boyut Yay., İstanbul, 1998.
YALMAN, A.E., Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim 2, Yayına Haz: Erol Şadi Erdinç, Pera Turizm ve Ticaret Yay., İstanbul, 1997.
YILMAZ, E.,Türkiye’nin Demokrasiye Geçiş Yılları (1946-1950), Birey Yay., İstanbul, 2008.
DİPNOTLAR;
1 Necmettin Sadık Sadak, Toplumbilim Sosyoloji, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1948, s.84.
2 Sadak, “Mecliste Tenkit Nasıl Meşru Olur”, Akşam, 4 Kasım 1923..
3 Sadak, “Halk Hükümetinde Fırkalar Zaruridir”, Akşam, 31 Ekim 1924.
4 Sadak, “CHP’ni ve Hükümetlerini Bekleyen Ağır Vazifeler”, Akşam, 20 Ağustos 1947.
5 Yıllar sonra Sadak tek partili otoriter sistemle ilgili görüşlerini şu satırlarla açıklayacaktı:
“Kemalist rejim, Türkiye’yi kurtuluşa ulaştırmak için, dışarıda olduğu kadar, içeride de düşmanlarla uğraşmak zorunda kaldı; saltanatı ve hilafeti devirdi, cumhuriyeti ve halkçılığı benimsedi, medreseleri kapattı, laik devlet kurdu. Fakat cumhuriyetçi, demokratik, halkçı, laik Türkiye otoriter bir devlet oldu diyenler var. Doğrudur ve buna iki sebep vardır. Biri, yeni kurulan devletin içeriye ve dışarıya karşı müdafaa kaygısıdır. İkincisi, devlet başkanının Atatürk gibi, vatanı kurtaran ve yeni Türkiye’yi kuran bir insan olmasıdır. Onun devlet rejimine geçen otoritesi, onun deha sahibi idealist bir insan olmasından değil, bütün bir milletin iradesini şahsında temsil edecek kudreti bizzat hadiselerden almasından ileri gelir.
Millet onu sadece bir cumhurbaşkanı diye tanımadı, kendisine önder bildi.
Buradan da şu sonuca varabiliriz ki, bu devlet otoriter denilen bazı ülkelerde olduğu gibi şahsi nüfuza dayanan bir devlet değil, fakat otoritesini iki müstesna şahsiyetten alan bir devlettir. Atatürk bir vatan kurtardı, dünyayı hayrette bırakan inkılâplar yaptı, İsmet İnönü medeni bir devlet kurdu, vatanı görülmemiş bir dünya kasırgası ortasında, ikinci defa kurtardı. Türk milleti bu otoritelerden
şikâyetçi değildir. Eğer bizdeki otoriteli idare ise, otoriter rejim denilen idareler her memlekette böyle otorite sahipleri bulup bu neticelere varsalar dünyanın model rejimi hiç şüphesiz bu olurdu. Fakat her yerde, her zaman otoriter rejim bu sonuca varmıyor. Türkiye de tarihinin her devresinde bunu görmeyecektir. Çünkü Türkiye’de her zaman cumhurbaşkanları olacak, fakat – büyük tarihi hadiselerin
nadir yarattığı- Milli Şefler bulmak çok güç, belki de imkânsız olacaktır. İleride demokrasi nizamı iyi kurulmuş, sağlam partilere dayanacaktır. Halk partisi şimdiye kadar tek olarak iş başındadır. Ciddi ve gerçek partiler uzun zaman olamazsa memleket ve meclis, Halk Partisinde tam birlik idealist ruhun gelişmesinden, büsbütün kuvvet alır. Ciddi muhalefet partileri bir gün türerse Halk Partisi ancak bu suretle, politika mücadelesinden, memleketin hayrına olarak, daima üstün çıkar”. “Cumhuriyette Otoritenin Kaynağı ve Halk Partisi”, Akşam, 28 Ağustos 1945.
6 Sadak, “Hakikat”, Akşam, 14 Eylül 1930.
7 Celal Bozkurt, Siyaset Tarihimizde CHP, Y.Y.,1968, s.43.
8 M. Naci Bostancı, Cumhuriyetin Başlangıç Yıllarında Ekonomi ve Siyaset, Ötüken Yay., İst. 1996, s.51.
9 Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, Hil Yay., İst. 1996, s.20.
10 Sadak, “Milletlerin Kendi İdare Şekillerini Seçmek Hakkı ve İtalya’da ‘Demokratik Rejim’”,Akşam, 5 Kasım 1943.
11 Sadak,“Değişmez Hakikatler ve Partilerin Hususi Görüşleri”, Akşam, 15 Ocak 1945.
12 Hakkı Uyar, Tek Parti Dönemi Cumhuriyet Halk Partisi, Boyut Yay., İstanbul, 1998, s.88.
13 Sadak, “ Ne Kara İrtica, Ne Kızıl İhtilal”, Akşam, 25 Haziran 1945.
14 Sadak, “Demokrasiyi, Demokrasi Olmayanla Tarif Denemesi”, Akşam, 15 Temmuz 1945.
15 Sadak, “Toprak Kanunu Anayasaya Aykırı mıdır?”, Akşam, 2 Şubat 1945.
16 Sadak, “On Yedinci Madde”, Akşam, 27 Mayıs 1945.
17 Kemal Karpat, Türk Demokrasi Tarihi, Timaş Yay., İstanbul, 2012, s.230.
18 Cemil Koçak, Türkiye’de Milli Şef Dönemi 2, İletişim Yay., İstanbul, 1996, s.560.
19 Alpay Kabacalı, Türk Basınında Demokrasi, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 1994, s.170, Sadak da değişen koşullar karşısında artık tek parti rejiminin ihtiyaçları karşılamadığını yazısında şu satırlarla belirtmiştir: “Kemalist rejim tam manasıyla otoriter bir devlet idaresi kurmuştu, demokrasi ve hürriyet dar sahalı idi. Bunun içindir ki rejimi, biraz daha geniş demokrasiye doğru götürmek için geçmişte yapılan parti tecrübeleri, her defasında “otorite”yi azaltıyor kaygısı yüzünden suya düşmüştür...Görünüş şekli ne olursa olsun tek parti rejimi yetmez olmuştur”. “Toprak bayramını kutlarken: Hürriyet, Demokrasi ve Parti Düşünceleri”, Akşam, 18 Haziran 1945.
20 Karpat, a.g.e., ss.233-238.
21 Sadak, “Dış Tehlike Karşısında Memleketin Manzarası”, Akşam, 6 Ağustos 1945.
22 Sadak, “Türkiye’de Bir Rejim Buhranı Yoktur, Bir İlerleyiş Hareketi Vardır”, Akşam, 27 Ağustos 1945.
23 Sadak, “Demokrat Partiye Hoş Geldin Deriz”, Akşam, 9 Ocak 1946.
24 Ensar Yılmaz, Türkiye’nin Demokrasiye Geçiş Yılları (1946-1950), Birey Yay., İstanbul, 2008, s.179, Eleanor Bisbee ise DP’nin iktidardan şu konular hakkında acilen reform yapmasını istediğini belirtiyor: Oy vermede serbestlik ve adaletli oy sayımı, basın kanununda değişim, yerel yönetimlere daha çok özerklik, özel teşebbüse serbestlik ve bütçenin kısıtlanması. The New Turks Pioneers of the Republic 1920-1950, Universty of Pensylvania Press, Pensylvania, 1951, s.230.
25 Sadak, “Particilikte Nafile Namazı”, Akşam, 19 Ekim 1946.
26 Sadak, “Tek Parti, Tek Şef Sistemini Deviren Demokrat Partisi,” Akşam, 11 Mart 1947.
27 Karpat, a.g.e., ss.257-273.
28 Sadak, “Politikada Samimilik Kanaatlerde Ciddilik”, Akşam, 12 Nisan 1947.
29 Kemal Karpat, Türk Siyasi Tarihi, Timaş Yay., İstanbul, 2011, s.71.
30 Karpat, Türk Demokrasi Tarihi, s. 276, Türkiye Tarihi 4, Kolektif Eser, Cem Yayınevi, İstanbul, 2000, s.179 .
31 Feroz Ahmad, Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi, İstanbul , 1976, s.34, Karpat, a.g.e., ss.282-283, Hilmi Uran yayımlanmış anılarında İnönü’nün kendi ağzından demokrasiyi kendisinin tesis etmiş olduğuna dair bir söz işitmediğini fakat gerçekte Türkiye’de demokrasinin O’nun sayesine kurulduğunu yazar. “İnönü ve partisi istemese muhalefet diye bir şey olmazdı” diyen Uran, demokrasi rejimini Türkiye’de tesis etmiş olmanın günahını da sevabını da İnönü’de görmektedir. Hilmi Uran, Meşrutiyet, Tek Parti, Çok Parti Hatıralarım (1908-1950), Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul, 2008, s.410.
32 Sadak, “Demokrat Partisi’nin Beyannamesi Münasebetiyle”, Akşam, 5 Eylül 1947.
33 Ahmad, a.g.e., s.35.
34 Nitekim CHP, Recep Peker’in önderlik ettiği ve demokrasi iddialarının arkasında
cumhuriyetin ana ilkelerinden (özellikle de laiklik ve devletçilik) fedakârlığa neden olduğu düşüncesiyle muhalefete sıcak bakmayan ‘Müfritler’ ile Nihat Erim’in önderlik ettiği ve siyasi ilişkilere daha liberal bir açıdan bakan ‘Otuzbeşler (Ilımlılar)’ olarak gruplaşmıştı . İnönü’yü her halükarda partinin başkanı olarak tutmak konusunda fikir birliği olan bu iki grubun mücadelesi sonunda Peker istifa etti ve 10 Eylül 1947’de Hasan Saka Başbakan oldu. DP’sine gelince; bu parti 12 Temmuz Beyannamesini olumlu karşılayanlar ve bu beyannameye güvenmeyenler şeklinde gruplaştı. Grupların mücadelesi sonucu Celal Bayar Meclis Grubu Başkanlığından istifa etti. İstifa sonrası parti disiplinin den ayrıldıkları gerekçesiyle partiden çıkarılanlar oldu. Bu da DP içindeki bölünmenin başlangıcı oldu. Sonuçta 11 Mart 1948’de “Millet Partisi” adıyla yeni bir parti kuruldu. Karpat, a.g.e., s.285.
35 O kadarki, 1946 seçimlerinde Anadolu vilayetlerinde türlü sıkıntıların yaşandığını kaydeden bazı Amerikalılar 1950 seçimlerinin sükûnet içinde geçmesine şaşırmışlardı. Gazeteler bile propaganda olur düşüncesiyle şehir dışına çıkarılmamıştı. Herkes yeni kanunları o kadar ciddiye almıştı ki ülkede hemen hemen oy vermeyen kimse kalmadı. Bisbee, a.g.e., s.234 .
36 Karpat, a.g.e., s.328, Geoffrey Lewis’in eserinde yazdığına göre, DP’liler İnönü’ye seçimlerden önce partisinden istifa etmesi şartıyla cumhurbaşkanlığında kalabileceği önerisinde bulunmuşlar, ancak İnönü bu teklifi reddetmiştir. Modern Turkey, Praeger Publishers, Newyork Washington, 1974, s.142.
37 Sadak, “Eski İşime Başlarken”, Akşam, 22 Mayıs 1950.
38 Sadak, “Dilemediğimiz İki Şey”, Akşam, 23 Mayıs 1950.
39 Sadak, “Tavizle İşe Başlamamak”, Akşam, 8 Haziran 1950.
40 Geoffrey Lewis, a.g.e., s.142.
41 Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, s.49, Türkiye Tarihi 4, s.215.
42 Sadak, “Demokrasinin Manevi Kısmı”, Akşam, 23 Eylül 1952.
43 Sadak, “Demokrasinin Müdafaası”, Akşam, 8 Ekim 1950, Eski Atina ve Roma ketlerindeki demokrasinin son asır demokrasilerinden oldukça farklı olduğunu belirten Sadak, eski zaman demokrasilerinde esirlik, kölelik gibi kurumların kanunlara bile geçtiğini ve halkın derece derece sınıflara ayrıldığını belirtir. Hâlbuki son asır demokrat rejimlerinde egemenlik halkın elindedir ve bu egemenlik halkın seçtiği kurullar tarafından idare edilir. Sadak, a.g.e., s.61.
44 Sadak,“Milli Menfaatlere Uygun Tedbirler, Halkın Hoşuna Giden Kararlar”, Akşam, 22 Kasım 1950.
45 Sadak, “Partili ve Partici”, Akşam, 12 Ocak 1952.
46 Çok partili sistem için yapılan mücadele büyük şehirlerde başlamakla birlikte, asıl gücünü köylerden alıyordu. Toprak sahipleri, serbest meslek sahipleri, iş adamları gibi küçük şehirlerde ve kasabalarda oturan orta sınıf mensupları da bu mücadelede başrolü oynadılar.
Siyasi meselelerde geçmişte olduğu gibi tek söz sahibi aydınlar değildi artık. Ancak iktidara geldiğinde savunduğu hedefi gerçekleştirmeyen DP’ye ilk memnuniyetsizlikte aydınlardan geldi. Amaçları politika alanında eleştirel düşünceyi hâkim kılmak ve akılcılığı duygusal davranışlar yerine koymak olan aydınlar ancak bu şekilde modern cumhuriyetin kuvvet bulacağına inanıyorlardı. Karpat, a.g.e., s.526.
47 Sadak, “Demokrasinin Dayancı Yalnız Kanunlar Olabilir mi?”, Akşam, 4 Temmuz 1952.
48 Sadak,“Rahatsızlığın Asıl Sebebi”, Akşam, 14 Haziran 1952.
49 1954-55’te Viyana’daki Milletlerarası Basın Enstitüsü Türkiye’yi basın hürriyetlerini kısıtlayan ülkeler arasında göstermiştir. Karpat, a.g.e., s.501.
50 Yaşayanların heykellerinin dikilmesi ve meydan ve okullara adlarının verilmesini yasaklayan yasanın çıkarılmasından hemen sonra İnönü’lü banknotlarda tedavülden kaldırıldı. Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, s.57.
51 Cumhuriyet, 16 Eylül 1952.
52 Sadak, “Bu Kin ve Düşmanlık Havası Böylece Sürüp Gidecek mi?”, Akşam, 11 Ekim 1952.
53 Sadak, “Düşman Partiler Arasında Demokrasi Yaşayamaz”, Akşam, 25 Eylül 1952.
54 Sadak,“Yüreğimizde Yatan Aslan”, Akşam, 26 Ekim 1952.
55 Ahmet Emin Yalman, Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim 2, Yayına Haz: Erol Şadi Erdinç, Pera Turizm ve Ticaret Yay., İstanbul, 1997, s.1619.
56 Yaklaşan seçimler nedeniyle Millet Partisi’nin oyları sempatik bir CHP’ne gidebilirdi. Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, s.60.
57 Sadak,“Demokraside İnkılâp Olur mu?”, Akşam, 4 Kasım 1952.
58 Ahmad, Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi, s.103.
59 Cem Eroğul, Demokrat Parti, İmge Kitapevi, Ankara, 1998, s.130.
60 Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi, İmge Kitapevi, Ankara, 2000, s.30.
61 Sadak,“Demokrat Parti Hesap Veriyor”, Akşam, 29 Kasım 1952.
62 Sadak, “Medeni İnsanlar Gibi Düşünüp Konuşmayı Biraz Öğrensek”, Akşam, 1 Aralık 1952.
63 A.F., Başgil, Demokrasi Yolunda, Yağmur Yay., İstanbul, 2006, ss.139-141.
64 Sadak,“Dünya Ne İle Meşgul, Biz Hala Nelerle Uğraşıyoruz!”, Akşam, 12 Kasım 1952.
65 Sadak,“Demokrasinin Manevi Kısmı”, Akşam, 23 Eylül 1952.
Buradan da şu sonuca varabiliriz ki, bu devlet otoriter denilen bazı ülkelerde olduğu gibi şahsi nüfuza dayanan bir devlet değil, fakat otoritesini iki müstesna şahsiyetten alan bir devlettir. Atatürk bir vatan kurtardı, dünyayı hayrette bırakan inkılâplar yaptı, İsmet İnönü medeni bir devlet kurdu, vatanı görülmemiş bir dünya kasırgası ortasında, ikinci defa kurtardı. Türk milleti bu otoritelerden
şikâyetçi değildir. Eğer bizdeki otoriteli idare ise, otoriter rejim denilen idareler her memlekette böyle otorite sahipleri bulup bu neticelere varsalar dünyanın model rejimi hiç şüphesiz bu olurdu. Fakat her yerde, her zaman otoriter rejim bu sonuca varmıyor. Türkiye de tarihinin her devresinde bunu görmeyecektir. Çünkü Türkiye’de her zaman cumhurbaşkanları olacak, fakat – büyük tarihi hadiselerin
nadir yarattığı- Milli Şefler bulmak çok güç, belki de imkânsız olacaktır. İleride demokrasi nizamı iyi kurulmuş, sağlam partilere dayanacaktır. Halk partisi şimdiye kadar tek olarak iş başındadır. Ciddi ve gerçek partiler uzun zaman olamazsa memleket ve meclis, Halk Partisinde tam birlik idealist ruhun gelişmesinden, büsbütün kuvvet alır. Ciddi muhalefet partileri bir gün türerse Halk Partisi ancak bu suretle, politika mücadelesinden, memleketin hayrına olarak, daima üstün çıkar”. “Cumhuriyette Otoritenin Kaynağı ve Halk Partisi”, Akşam, 28 Ağustos 1945.
6 Sadak, “Hakikat”, Akşam, 14 Eylül 1930.
7 Celal Bozkurt, Siyaset Tarihimizde CHP, Y.Y.,1968, s.43.
8 M. Naci Bostancı, Cumhuriyetin Başlangıç Yıllarında Ekonomi ve Siyaset, Ötüken Yay., İst. 1996, s.51.
9 Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, Hil Yay., İst. 1996, s.20.
10 Sadak, “Milletlerin Kendi İdare Şekillerini Seçmek Hakkı ve İtalya’da ‘Demokratik Rejim’”,Akşam, 5 Kasım 1943.
11 Sadak,“Değişmez Hakikatler ve Partilerin Hususi Görüşleri”, Akşam, 15 Ocak 1945.
12 Hakkı Uyar, Tek Parti Dönemi Cumhuriyet Halk Partisi, Boyut Yay., İstanbul, 1998, s.88.
13 Sadak, “ Ne Kara İrtica, Ne Kızıl İhtilal”, Akşam, 25 Haziran 1945.
14 Sadak, “Demokrasiyi, Demokrasi Olmayanla Tarif Denemesi”, Akşam, 15 Temmuz 1945.
15 Sadak, “Toprak Kanunu Anayasaya Aykırı mıdır?”, Akşam, 2 Şubat 1945.
16 Sadak, “On Yedinci Madde”, Akşam, 27 Mayıs 1945.
17 Kemal Karpat, Türk Demokrasi Tarihi, Timaş Yay., İstanbul, 2012, s.230.
18 Cemil Koçak, Türkiye’de Milli Şef Dönemi 2, İletişim Yay., İstanbul, 1996, s.560.
19 Alpay Kabacalı, Türk Basınında Demokrasi, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 1994, s.170, Sadak da değişen koşullar karşısında artık tek parti rejiminin ihtiyaçları karşılamadığını yazısında şu satırlarla belirtmiştir: “Kemalist rejim tam manasıyla otoriter bir devlet idaresi kurmuştu, demokrasi ve hürriyet dar sahalı idi. Bunun içindir ki rejimi, biraz daha geniş demokrasiye doğru götürmek için geçmişte yapılan parti tecrübeleri, her defasında “otorite”yi azaltıyor kaygısı yüzünden suya düşmüştür...Görünüş şekli ne olursa olsun tek parti rejimi yetmez olmuştur”. “Toprak bayramını kutlarken: Hürriyet, Demokrasi ve Parti Düşünceleri”, Akşam, 18 Haziran 1945.
20 Karpat, a.g.e., ss.233-238.
21 Sadak, “Dış Tehlike Karşısında Memleketin Manzarası”, Akşam, 6 Ağustos 1945.
22 Sadak, “Türkiye’de Bir Rejim Buhranı Yoktur, Bir İlerleyiş Hareketi Vardır”, Akşam, 27 Ağustos 1945.
23 Sadak, “Demokrat Partiye Hoş Geldin Deriz”, Akşam, 9 Ocak 1946.
24 Ensar Yılmaz, Türkiye’nin Demokrasiye Geçiş Yılları (1946-1950), Birey Yay., İstanbul, 2008, s.179, Eleanor Bisbee ise DP’nin iktidardan şu konular hakkında acilen reform yapmasını istediğini belirtiyor: Oy vermede serbestlik ve adaletli oy sayımı, basın kanununda değişim, yerel yönetimlere daha çok özerklik, özel teşebbüse serbestlik ve bütçenin kısıtlanması. The New Turks Pioneers of the Republic 1920-1950, Universty of Pensylvania Press, Pensylvania, 1951, s.230.
25 Sadak, “Particilikte Nafile Namazı”, Akşam, 19 Ekim 1946.
26 Sadak, “Tek Parti, Tek Şef Sistemini Deviren Demokrat Partisi,” Akşam, 11 Mart 1947.
27 Karpat, a.g.e., ss.257-273.
28 Sadak, “Politikada Samimilik Kanaatlerde Ciddilik”, Akşam, 12 Nisan 1947.
29 Kemal Karpat, Türk Siyasi Tarihi, Timaş Yay., İstanbul, 2011, s.71.
30 Karpat, Türk Demokrasi Tarihi, s. 276, Türkiye Tarihi 4, Kolektif Eser, Cem Yayınevi, İstanbul, 2000, s.179 .
31 Feroz Ahmad, Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi, İstanbul , 1976, s.34, Karpat, a.g.e., ss.282-283, Hilmi Uran yayımlanmış anılarında İnönü’nün kendi ağzından demokrasiyi kendisinin tesis etmiş olduğuna dair bir söz işitmediğini fakat gerçekte Türkiye’de demokrasinin O’nun sayesine kurulduğunu yazar. “İnönü ve partisi istemese muhalefet diye bir şey olmazdı” diyen Uran, demokrasi rejimini Türkiye’de tesis etmiş olmanın günahını da sevabını da İnönü’de görmektedir. Hilmi Uran, Meşrutiyet, Tek Parti, Çok Parti Hatıralarım (1908-1950), Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul, 2008, s.410.
32 Sadak, “Demokrat Partisi’nin Beyannamesi Münasebetiyle”, Akşam, 5 Eylül 1947.
33 Ahmad, a.g.e., s.35.
34 Nitekim CHP, Recep Peker’in önderlik ettiği ve demokrasi iddialarının arkasında
cumhuriyetin ana ilkelerinden (özellikle de laiklik ve devletçilik) fedakârlığa neden olduğu düşüncesiyle muhalefete sıcak bakmayan ‘Müfritler’ ile Nihat Erim’in önderlik ettiği ve siyasi ilişkilere daha liberal bir açıdan bakan ‘Otuzbeşler (Ilımlılar)’ olarak gruplaşmıştı . İnönü’yü her halükarda partinin başkanı olarak tutmak konusunda fikir birliği olan bu iki grubun mücadelesi sonunda Peker istifa etti ve 10 Eylül 1947’de Hasan Saka Başbakan oldu. DP’sine gelince; bu parti 12 Temmuz Beyannamesini olumlu karşılayanlar ve bu beyannameye güvenmeyenler şeklinde gruplaştı. Grupların mücadelesi sonucu Celal Bayar Meclis Grubu Başkanlığından istifa etti. İstifa sonrası parti disiplinin den ayrıldıkları gerekçesiyle partiden çıkarılanlar oldu. Bu da DP içindeki bölünmenin başlangıcı oldu. Sonuçta 11 Mart 1948’de “Millet Partisi” adıyla yeni bir parti kuruldu. Karpat, a.g.e., s.285.
35 O kadarki, 1946 seçimlerinde Anadolu vilayetlerinde türlü sıkıntıların yaşandığını kaydeden bazı Amerikalılar 1950 seçimlerinin sükûnet içinde geçmesine şaşırmışlardı. Gazeteler bile propaganda olur düşüncesiyle şehir dışına çıkarılmamıştı. Herkes yeni kanunları o kadar ciddiye almıştı ki ülkede hemen hemen oy vermeyen kimse kalmadı. Bisbee, a.g.e., s.234 .
36 Karpat, a.g.e., s.328, Geoffrey Lewis’in eserinde yazdığına göre, DP’liler İnönü’ye seçimlerden önce partisinden istifa etmesi şartıyla cumhurbaşkanlığında kalabileceği önerisinde bulunmuşlar, ancak İnönü bu teklifi reddetmiştir. Modern Turkey, Praeger Publishers, Newyork Washington, 1974, s.142.
37 Sadak, “Eski İşime Başlarken”, Akşam, 22 Mayıs 1950.
38 Sadak, “Dilemediğimiz İki Şey”, Akşam, 23 Mayıs 1950.
39 Sadak, “Tavizle İşe Başlamamak”, Akşam, 8 Haziran 1950.
40 Geoffrey Lewis, a.g.e., s.142.
41 Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, s.49, Türkiye Tarihi 4, s.215.
42 Sadak, “Demokrasinin Manevi Kısmı”, Akşam, 23 Eylül 1952.
43 Sadak, “Demokrasinin Müdafaası”, Akşam, 8 Ekim 1950, Eski Atina ve Roma ketlerindeki demokrasinin son asır demokrasilerinden oldukça farklı olduğunu belirten Sadak, eski zaman demokrasilerinde esirlik, kölelik gibi kurumların kanunlara bile geçtiğini ve halkın derece derece sınıflara ayrıldığını belirtir. Hâlbuki son asır demokrat rejimlerinde egemenlik halkın elindedir ve bu egemenlik halkın seçtiği kurullar tarafından idare edilir. Sadak, a.g.e., s.61.
44 Sadak,“Milli Menfaatlere Uygun Tedbirler, Halkın Hoşuna Giden Kararlar”, Akşam, 22 Kasım 1950.
45 Sadak, “Partili ve Partici”, Akşam, 12 Ocak 1952.
46 Çok partili sistem için yapılan mücadele büyük şehirlerde başlamakla birlikte, asıl gücünü köylerden alıyordu. Toprak sahipleri, serbest meslek sahipleri, iş adamları gibi küçük şehirlerde ve kasabalarda oturan orta sınıf mensupları da bu mücadelede başrolü oynadılar.
Siyasi meselelerde geçmişte olduğu gibi tek söz sahibi aydınlar değildi artık. Ancak iktidara geldiğinde savunduğu hedefi gerçekleştirmeyen DP’ye ilk memnuniyetsizlikte aydınlardan geldi. Amaçları politika alanında eleştirel düşünceyi hâkim kılmak ve akılcılığı duygusal davranışlar yerine koymak olan aydınlar ancak bu şekilde modern cumhuriyetin kuvvet bulacağına inanıyorlardı. Karpat, a.g.e., s.526.
47 Sadak, “Demokrasinin Dayancı Yalnız Kanunlar Olabilir mi?”, Akşam, 4 Temmuz 1952.
48 Sadak,“Rahatsızlığın Asıl Sebebi”, Akşam, 14 Haziran 1952.
49 1954-55’te Viyana’daki Milletlerarası Basın Enstitüsü Türkiye’yi basın hürriyetlerini kısıtlayan ülkeler arasında göstermiştir. Karpat, a.g.e., s.501.
50 Yaşayanların heykellerinin dikilmesi ve meydan ve okullara adlarının verilmesini yasaklayan yasanın çıkarılmasından hemen sonra İnönü’lü banknotlarda tedavülden kaldırıldı. Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, s.57.
51 Cumhuriyet, 16 Eylül 1952.
52 Sadak, “Bu Kin ve Düşmanlık Havası Böylece Sürüp Gidecek mi?”, Akşam, 11 Ekim 1952.
53 Sadak, “Düşman Partiler Arasında Demokrasi Yaşayamaz”, Akşam, 25 Eylül 1952.
54 Sadak,“Yüreğimizde Yatan Aslan”, Akşam, 26 Ekim 1952.
55 Ahmet Emin Yalman, Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim 2, Yayına Haz: Erol Şadi Erdinç, Pera Turizm ve Ticaret Yay., İstanbul, 1997, s.1619.
56 Yaklaşan seçimler nedeniyle Millet Partisi’nin oyları sempatik bir CHP’ne gidebilirdi. Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye, s.60.
57 Sadak,“Demokraside İnkılâp Olur mu?”, Akşam, 4 Kasım 1952.
58 Ahmad, Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi, s.103.
59 Cem Eroğul, Demokrat Parti, İmge Kitapevi, Ankara, 1998, s.130.
60 Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi, İmge Kitapevi, Ankara, 2000, s.30.
61 Sadak,“Demokrat Parti Hesap Veriyor”, Akşam, 29 Kasım 1952.
62 Sadak, “Medeni İnsanlar Gibi Düşünüp Konuşmayı Biraz Öğrensek”, Akşam, 1 Aralık 1952.
63 A.F., Başgil, Demokrasi Yolunda, Yağmur Yay., İstanbul, 2006, ss.139-141.
64 Sadak,“Dünya Ne İle Meşgul, Biz Hala Nelerle Uğraşıyoruz!”, Akşam, 12 Kasım 1952.
65 Sadak,“Demokrasinin Manevi Kısmı”, Akşam, 23 Eylül 1952.
***