15 TEMMUZ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
15 TEMMUZ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Aralık 2017 Cumartesi

67 NO’LU SANIK ERKUT ERSOY ERGENEKON SAVUNMASI BÖLÜM 1

67 NO’LU SANIK  ERKUT ERSOY  
ERGENEKON SAVUNMASI BÖLÜM 1


13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA 

İSTANBUL 
01.HAZİRAN.2012 

01.HAZİRAN.2012 TARİHİNDE HUZURDA VERDİĞİM EK İFADE 

 www.gizlibelge.com 

 www.kirlitezgah.com  
 www.ciaturk.org 

SAYIN BAŞKANIM VE DEĞERLİ HEYET ÜYELERİ; TUTUKLU KALDIĞIM 36 AY BOYUNCA İDDİA EDİLEN ERGENEKON ÖRGÜTÜ İLE ALAKAM OLMADIĞINI AYRINTILARI İLE İZAH ETTİM. 


HATTA TAM TERSİNE KURUCUSU OLDUĞUM ÖZEL BÜRO GRUBUNUN KAMU YARARINA FAALİYET GÖSTERDİĞİNİ, PKK TERÖR ÖRGÜTÜ BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SANAL FAALİYETLERİNİ TAKİP EDEREK ELDE ETTİĞİMİZ BİLGİLERİ RESMİ İSTİHBARAT KURUMLARINA AKTARDIĞIMIZI HUZURUNUZDA BU KURUMLARIN YETKİLİLERİ İLE YAPMIŞ OLDUĞUM TELEFON GÖRÜŞMELERİNİ DİNLETEREK İSPATLADIM. 


BU KONUŞMALARI MUTLAKA HATIRLARSINIZ. ÖRNEĞİN İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ BİLİŞİM ŞUBESİNDEN BAŞKOMİSER DİNÇER AY İLE YAPTIĞIM BİR ÇOK GÖRÜŞMEYİ BERABERCE DİNLEDİK. 


YİNE SAVUNMAM ESNASINDA, EMNİYET İSTİHBARAT DAİRESİNDE ÇÖREKLENMİŞ BİR KISMI RESMİ BİR KISMI GAYRİ RESMİ F TİPİ İSTİHBARATÇI TARAFINDAN İSRAİL’DEN GİZLİCE ALINARAK ENVANTERE SOKULMADAN KULLANILAN HASSAS İZLEME VE DİNLEME CİHAZLARI İLE TARAFIMA YAPILAN İLLEGAL DİNLEME VE İZLEME FAALİYETİ HAKKINDA DA ÇOK AYRINTILI BİLGİ VERDİM. HATTA TOPLAMIŞ OLDUĞUM DELİLLERİ GEREK 2010 YILINDA GEREKSE TAHLİYEMDEN SONRA 2012 YILINDA 2 ADET DVD İLE MAKAMINIZA ARZ ETTİM. 


BU KONUDA DAHA ÖNCE GEREK BEN GEREKSE DİĞER SANIKLAR MAKAMINIZA HADDİNDEN FAZLA DELİL SUNDUĞU İÇİN TEKRAR DETAYLARINA DEĞİNMEYECEĞİM. 


SAYIN BAŞKANIM BUGÜNKÜ ARZIMDA SİZLERE, MEŞHUR “ERGENEKON BELGE VE SAHTE DELİL ÜRETME MERKEZİ” HAKKINDA KISA BİR AÇIKLAMA YAPMAK VE KARŞI DELİL SUNMAK İSTİYORUM. 


BİLDİĞİNİZ GİBİ GEREK SANIKLAR GEREKSE SANIK MÜDAFİİLERİ SÜREKLİ BU MERKEZDEN BAHSETTİLER AMA ŞU ANA KADAR BU KONUDA SOMUT BİR GELİŞME OLMADI. 


ŞİMDİ BEN SİZE BU KONUDA SOMUT BİR BİLGİ ARZEDECEĞİM. UMARIM MAKAMINIZ BU KONUDA GEREKENİ YAPACAKTIR. 


HATIRLARSANIZ BİR ÇOK SANIKTA BEN DE DAHİL ERGENEKON ÖRGÜTÜNÜN GİZLİ BELGERİNDEN OLDUĞU İDDİA EDİLEN LOBİ ADLI BELGE BULUNDU. 

SAYIN SAVCILIK MAKAMI BU BELGENİN ERGENEKON ÖRGÜTÜ TARAFINDAN HAZIRLANDIĞINI İDDİA ETTİ VE DELİL OLARAK EKLEDİ. 

SANIKLAR İSE BU BELGENİN ERGENEKON OPERASYONU BAŞLAMADAN ÇOK ÖNCE ÇEŞİTLİ İNTERNET SİTELERİNDE BULUNDUĞUNU VE KENDİLERİNDE BULUNMASININ SEBEBİNİN DE O SİTELERDEN BU BELGEYİ İNDİRMEK SURETİYLE OLDUĞUNU SÖYLEDİLER VE BU SİTELERDEN 2’Sİ İÇİN DE HATIRLARSANIZ İLGİLİ KURUMLAR TARAFINDAN TEKNİK TAKİP YAPILIP YAPILMADIĞININ ARAŞTIRILMASI İÇİN MAKAMINIZA DİLEKÇELİ TALEPTE BULUNDULAR. 


BUNUN ÜZERİNE MAKAMINIZ 20.11.2008 TARİHLİ OTURUMUN 18 NO’LU KARARI GEREĞİ İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NE www.gizlibelge.com VE 

www.cdgbim.net SİTELERİ İÇİN HOSTING KAYDININ YANİ İNTERNET KİMLİK KAYDININ ÇIKARILMASI İÇİN TALİMAT VERDİ. 

AKABİNDE İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZE SUÇLARLA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ 24.02.2009 TARİHİNDE MAKAMINIZA GÖNDERDİĞİ YAZI İLE HER 2 SİTENİN İNTERNET KİMLİK KAYDINI YANİ HOSTING BİLGİLERİNİ GÖNDERDİ. 


HER 2 SİTENİN HOSTING KAYDINDA www.gizlibelge.com SİTESİNİN VE 

www.cdgbim.net SİTESİNİN KURUCUSU OLARAK GÖKTEN MERT AYDOĞDU ADLI BİR ŞAHIS GÖRÜNÜYOR. 

HOSTING FİRMASI İSE WWW.GODADDY.COM  FİRMANIN ADRESİ ARİZONA / ABD’DE. 


BURAYA KADAR BİR TUHAFLIK YOK. HERKES İNTERNETE YASAL OLMAK KAYDIYLA BİLGİ VE BELGE KOYABİLİR. BU ŞAHISTA LOBİ BELGESİNİ MUHTEMELEN İNTERNETTEN DERLEYİP KENDİ SİTESİNE KOYMUŞ OLABİLİR. 


ANCAK TUHAFLIK ŞURADA BAŞLIYOR. 


HATIRLARSANIZ TUTUKSUZ SANIK VE AYNI ZAMANDA GİZLİ TANIK ÜMİT SAYIN BAŞKA BİR TUTUKSUZ SANIK OLAN BEHİÇ GÜRCİHAN İLE ERGENEKON 

OPERASYONU BAŞLAMADAN ÖNCE BİR HAKARET DAVASI İLE MAHKEMELİK OLDULAR. 

ÜMİT SAYIN BEHİÇ BEYİN KENDİSİNE www.acikistihbarat.com ADLI SİTEDE “ÖDLEK TAVUK” DİYEREK YAYIN YOLU İLE HAKARET ETTİĞİNİ İDDİA EDEREK ŞİKAYETÇİ OLMUŞTU. 


BUNUN ÜZERİNE EMNİYET İÇİNDEN BİR GRUP ÜMİT SAYIN’IN BİLGİSAYARINA EL KOYARAK İNCELEME YAPMIŞ HATTA ÖZEL MSN YAZIŞMALARINI İZİNSİZ VE 

YASADIŞI OLARAK ALARAK www.kirlitezgah.com SİTESİNDE YAYINLAMIŞTI. 

HATTA BENDE BU SİTEDEN BU YAZIŞMALARI OKUMAK İÇİN BİLGİSAYARIMA İNDİRMİŞTİM. POLİS BİLGİSAYARIMDA BU YAZIŞMALARI BULDUĞUNDA SAYIN 

SAVCILAR SANKİ YAZIŞMALARI BEN ALMIŞIM GİBİ İDDİANAMENİN 98. KLASÖRÜNE ALEYHİME DELİL OLARAK EKLEDİLER. 

ŞİMDİ HATIRLAMANIZ İÇİN BU KONUDA ÜMİT SAYIN’IN İFADELERİNİ KISACA 

AKTARMAK İSTİYORUM. 

TUTUKSUZ SANIK DOÇ.DR.ÜMİT SAYIN BU SİTE İLE İLGİLİ 30.12.2008 TARİHLİ 35.CELSE DE ŞU AÇIKLAMALARI YAPTI. 


(CELSE TUTANAĞI SAYFA : 21 – 22) 


(ÖNEMLİ OLAN YERLERİ KALIN PUNTO İLE ÖZELLİKLE BELİRTTİM !!!) 


“Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın : Erkut Ersoy un yöneticiliğini yaptığı özel büro isimli internet sitesinde sizin Alparslan Arslan ile bir ilişkiniz olduğu belirtilerek sizin tarafınızdan hazırlanmış bir cv ye yer verilmiştir. Ve burada sizin zihin kontrolü konusunda çalışmalar yaptığınız anlatılmaktadır, bu konuda ne biliyorsunuz. Bundan haberiniz oldu mu.” DİYE SORDU. 


“Sanık Habip Ümit Sayın: Şimdi Erkut Ersoy un sitesini bilmiyorum ve Alparslan Arslan ile tanıştığımı belirten yazıyı da bilmiyorum. Özel büro da onun ne şekilde yayınlandığını da bilmiyorum. Erkut Ersoy, bunu büyük ihtimalle benim aleyhime yapılan bir site vardı, polisler tarafından. Fethullahçı polisler tarafından. 


Kirlitezgah.com. 


Orada benim Alparslan Arslan ı tanıştığım iddia edilmişti ve tabi pek bilgi gibi içinde bana saldırmak için yapılan bir site idi bu. Pek çok bilgi gibi bu da yalandı. Ben Alparslan Arslan ile hiç tanışmadım, görüşmedim. Tanımıyorum kendisini, zaten Amerika daydım. Ve bunun la ilgili Erkut Ersoy büyük ihtimalle kirlitezgah tan almıştır o bölümü veya yazıyı. Dolayısıyla Erkut e sormak lazım tabi Erkut Ersoy şu anda burada değil. bunun ne olduğunu ben bilmiyorum ne olduğunu yani nereden bulmuş, nereye göre almış hangi kaynağa göre almış, bunu Erkut Ersoy a sormak lazım.” ŞEKLİNDE CEVAP VERDİ. 


“Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın : Ancak siz savunmanızda geçirdiniz Alparslan Arslan ile ilişkim olduğu iddia edildi şeklinde, ben buna açıklık getirmeniz için özellikle, zannediyorum buradan kaynaklanıyor bu.” DİYE SORDU. 


Sanık Habip Ümit Sayın: İşte kirlitezgah sitesinden alınmış olabilir. Büyük ihtimalle oradan kaynaklanıyor. Kirlitezgah.com sitesinden. ŞEKLİNDE CEVAP 

VERDİ. 

SAYIN BAŞKANIM; 


SANIK ÜMİT SAYIN’IN, 30.12.2008 TARİHLİ 35.CELSE DE VERDİĞİ İFADEDE www.kirlitezgah.com SİTESİNİN EMNİYET İÇİNDE BULUNAN BAZI CEMAAT 

BAĞLANTILI POLİSLER İLE BAĞLANTILI OLDUĞUNU İDDİA EDİYOR. 

PEKİ ERGENEKON DAVASI İLE NE ALAKASI VAR DERSENİZ SÖYLEYEYİM. 


www.gizlibelge.com, www.ciaturk.org VE www.kirlitezgah.com ADLI SİTENİN HOSTING KAYDI AYNI. 


SİTENİN HOSTING KAYDINI ARATTIĞINIZDA, BU SİTENİN DE KAYDININ AYNI HOSTING FİRMASINDA BULUNDUĞU GÖRÜLÜYOR. 


***


www.ciaturk.org SİTESİNİN HOSTING KAYDI 

whois.com.tr 
Sorgunuz : . 
ciaturkorg
Hızlı/Toplu SorgulaAyrıntılı Whois
Alan Adı, IDN, IP, E-posta adresi, bağlantı ( link ), … 
Alan Adı 
Durum 
Ciaturk.org Siteye git (yeni sayfada/sekmede) 
Durum 
Kullanımda. 
IP Adresi 
72.167.131.82 
Registry Whois Sunucu 
whois.pir.org 


IP / Sunucu Bilgileri 

IP 72.167.131.82 

Çözümlenen Sunucu Adı 
p3swh182.shr.phx3.secureserver.net 
Ülke Amerika Birleşik Devletleri Amerika Birleşik Devletleri
Registry Whois Sunucu 
whois.arin.net 
IP Whois Kaydı(72.167.131.82) 
Query terms are ambiguous. The query is assumed to be: 
72.167.131.82" 
http://whois.arin.net/rest/nets;q=72.167.131.82?showDetails=true&showARIN=false&ext=netref2 

***


NetRange: 72.167.0.0 - 72.167.255.255 

CIDR: 72.167.0.0/16 
OriginAS: AS26496 
NetName: GO-DADDY-COM-LLC 
NetHandle: NET-72-167-0-0-1 
Parent: NET-72-0-0-0-0 
NetType: Direct Allocation 
RegDate: 2007-07-05 
Updated: 2012-02-24 
Ref: http://whois.arin.net/rest/net/NET-72-167-0-0-1 
OrgName: GoDaddy.com, LLC 
OrgId: GODAD 
Address: 14455 N Hayden Road 
Address: Suite 226 
City: Scottsdale 
StateProv: AZ 
PostalCode: 85260 
Country: US 
RegDate: 2007-06-01 
Updated: 2012-03-15 

Comment: Please send abuse complaints to abuse@godaddy.com 

Ref: http://whois.arin.net/rest/org/GODAD 

OrgTechHandle: NOC124-ARIN 

OrgTechName: Network Operations Center 
OrgTechPhone: +1-480-505-8809 begin_of_the_skype_highlighting +1-480-
505-8809 end_of_the_skype_highlighting 
OrgTechEmail: noc@godaddy.com 
OrgTechRef: http://whois.arin.net/rest/poc/NOC124-ARIN 
OrgAbuseHandle: ABUSE51-ARIN 
OrgAbuseName: Abuse Department 
OrgAbusePhone: +1-480-624-2505 begin_of_the_skype_highlighting +1-
480-624-2505 end_of_the_skype_highlighting 

**

OrgAbuseEmail: abuse@godaddy.com 
OrgAbuseRef: http://whois.arin.net/rest/poc/ABUSE51-ARIN 
OrgNOCHandle: NOC124-ARIN 
OrgNOCName: Network Operations Center 
OrgNOCPhone: +1-480-505-8809 begin_of_the_skype_highlighting +1-480-
505-8809 end_of_the_skype_highlighting 
OrgNOCEmail: noc@godaddy.com 
OrgNOCRef: http://whois.arin.net/rest/poc/NOC124-ARIN 

**

RTechHandle: NOC124-ARIN 
RTechName: Network Operations Center 
RTechPhone: +1-480-505-8809 begin_of_the_skype_highlighting +1-480-
505-8809 end_of_the_skype_highlighting 
RTechEmail: noc@godaddy.com 
RTechRef: http://whois.arin.net/rest/poc/NOC124-ARIN 
RAbuseHandle: ABUSE51-ARIN 
RAbuseName: Abuse Department 
RAbusePhone: +1-480-624-2505 begin_of_the_skype_highlighting +1-480-
624-2505 end_of_the_skype_highlighting 
RAbuseEmail: abuse@godaddy.com 
RAbuseRef: http://whois.arin.net/rest/poc/ABUSE51-ARIN 
RNOCHandle: NOC124-ARIN 
RNOCName: Network Operations Center 
RNOCPhone: +1-480-505-8809 begin_of_the_skype_highlighting +1-480-
505-8809 end_of_the_skype_highlighting 
RNOCEmail: noc@godaddy.com 
RNOCRef: http://whois.arin.net/rest/poc/NOC124-ARIN 
ARIN WHOIS data and services are subject to the Terms of Use 
available at: https://www.arin.net/whois_tou.html 
www.kirlitezgah.com SİTESİNİN HOSTING KAYDI 


YANİ HER 3 SİTENİN HOSTING BİLGİSİ WWW.GODADDY.COM ADLI ABD’DEKİ FİRMA TARAFINDAN SAĞLANIYOR. 

DİYEBİLİRSİNİZ Kİ … BU BİR ŞEY İFADE ETMEZ. HOSTING FİRMASINDA İLGİSİZ YÜZLERCE SİTENİN ALAN ADI TUTULABİLİR. 
ANCAK TUHAFLIK ŞURADA …, 

BU KİŞİYİ YANİ GÖKTEN MERT AYDOĞDU ADLI ŞAHSI ARAŞTIRINCA İLGİNÇ BİLGİLERE ULAŞTIM. 


BU ŞAHIS AMERİKAN GİZLİ HABERALMA TEŞKİLATI CIA’E ALENEN ELEMAN VE BİLGİ TEMİN EDİYOR. 

HEMDE AÇIKÇA VE GİZLENMEDEN. KENDİSİNE AİT OLAN www.ciaturk.org ADLI SİTE VE 
http://groups.yahoo.com/group/ciaturk/ ADRESİNDEKİ MAIL GRUBU ÜZERİNDEN SİTEYİ ZİYARET EDENLERİN “YENİ BİR OSMANLI İMPARATORLUĞU KURMA ÇALIŞMALARINDA CIA İLE İSTİHBARATİ İŞBİRLİĞİ YAPMAK” OLDUĞUNU BELİRTİYOR. EKRAN GÖRÜNTÜSÜ AŞAĞIDA. 
www.ciaturk.org SİTESİNDE İSE AYNEN ŞU İFADE VAR. 

“CIA’E İSTİHBARAT, BİLGİ, ÖNERİ GÖNDERMEK İSTİYORSANIZ LÜTFEN ÜSTTEKİ REKLAMA TIKLAYINIZ” DİYOR. 

REKLAMA TIKLADIĞINIZDA İSE OTOMATİK OLARAK AMERİKAN HABERALMA TEŞKİLATI CIA’NIN RESMİ WEB SİTESİ KARŞIMIZA ÇIKIYOR. 

SAYIN BAŞKANIM; 

BÜYÜK OSMANLI HAYALİ PEŞİNDE KOŞAN SÖZÜMONA İDEALİST BİR GENCİN YABANCI BİR İSTİHBARAT SERVİSİ İLE NE GİBİ BİR İŞBİRLİĞİ OLABİLİR ? 
HADİ ONU GEÇTİM … SİTEYİ ZİYARET EDENLERİ DİREKT OLARAK CIA’YE İSTİHBARAT VERMEYE TEŞVİK EDEN BİR MANTIK MİLLİ ÇİZGİLERİMİZLE NASIL 
BAĞDAŞABİLİR ? 

TABİ BİRDE www.gizlibelge.com SİTESİNDE ERGENEKON OPERASYONU BAŞLAMADAN ÖNCE MEŞHUR LOBİ BELGESİNİN YAYINLANMASINI DA BU 

TABLOYA EKLERSEK HER 3 SİTENİN DE AYNI ELLERDEN ÇIKMIŞ OLDUĞU GİBİ BİR KUVVETLİ İHTİMAL DOĞACAKTIR. 

AYRICA BU SİTENİN İDARİ TEDBİR SONUCU KAPATILDIĞINI DA EKLEMİŞ OLAYIM. 


ÖZETLE; ÜMİT SAYIN’IN ÖZEL MSN YAZIŞMALARINI ALIP KİRLİ TEZGAH SİTESİNDE YAYINLAYANLAR İLE ERGENEKON’UN MEŞHUR LOBİ BELGESİNİ 

OPERASYON BAŞLAMADAN ÖNCE YAYINLAYANLARIN AYNI KİŞİLER OLMASI KUVVETLE MUHTEMELDİR. 

SAYIN BAŞKANIM; 

SİTE HALEN AÇIK. EĞER SAYIN SAVCILARIMIZ HEMEN ŞU ANDA SİTEYİ GÖRMEK İSTERSE ÖNLERİNDEKİ BİLGİSAYARLARDAN HEMEN GÖRÜNTÜLEYEBİLİR. 
ÜSTELİK CIATÜRK SİTESİ VE MAIL GRUBU 18 ARALIK 2006 TARİHİNDEN BU YANA TÜRKİYE’NİN ULUSAL ÇIKARLARI ALEYHİNE FAALİYET YÜRÜTTÜĞÜ HALDE TEK BİR KEZ BİLE YASAL İŞLEM YAPILMAMIŞ. 

AMA BEN VE DAVANIN DİĞER SANIKLARI ÜLKELERİ İÇİN ÖZVERİLİ OLARAK ÇALIŞTIKLARI HALDE TEŞEKKÜR EDİLECEKLERİ YERDE YILLARDIR HAPİS 

YATIRILIYOR. CIA İLE İŞBİRLİĞİ YAPANLAR İSE ELLERİNİ SALLAYARAK GEZİYOR. 

BU ARADA; BU ŞAHSIN TÜRK AMERİKAN İŞADAMLARI TABA/AMCAM ESKİ ÜYESİ OLDUĞUNU DA EKLEMİŞ OLAYIM. 

BANA GÖRE RESMEN BİR YERLİ BİR CIA AJANI DAHA DOĞRUSU DEVŞİRİLMİŞ BİR CIA ELEMANI ERGENEKON OPERASYONUNDA ALENİ BİR ŞEKİLDE GÖREV ALIYOR. 

ERGENEKON’UN LOBİ BELGESİNİ DAHA OPERASYON BAŞLAMADAN ÖNCE GİZLİ BELGE SİTESİNDE YAYINLIYOR. 

MUHTEMELDİR Kİ ÜMİT SAYIN’IN YAZIŞMALARINI İZİNSİZ ALARAK KİRLİ TEZGAH SİTESİNDE YAYINLAYARLA DA İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEDİR. 


BENİM KANAATİME GÖRE, BU KİŞİ MEŞHUR SAHTE BELGE VE DELİL ÜRETME MERKEZİNİN DEŞİFRE EDİLMİŞ ELEMANLARINDAN BİRİDİR. 


TABİ MADDİ GERÇEĞE İSTEDİĞİNİZ TAKDİRDE ERİŞEBİLİRSİNİZ. 


SON OLARAK; BU GRUBUN BAŞKA SİTELERİDE VAR. 

www.kursadhareketi.org VE 
www.ulusalihanet.com SİTELERİ ÜZERİNDEN NASIL DEZENFORME BİLGİLER YAYDIKLARINI DETAYLI OLARAK ARZETTİM. BU NEDENLE TEKRAR DEĞİNMEYECEĞİM. 

DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM. 

CIA TURK ADLI MAIL GRUBU EKRAN GÖRÜNTÜSÜ 
WEB ADRESİ : http://groups.yahoo.com/group/CIATURK/ 

67 NO’LU SANIK ERKUT ERSOY 


https://istihbaratsahasi.files.wordpress.com/2013/05/sanik-erkut-ersoy-ergenekon-davasi-son-savunma.pdf





ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU olarak her zaman ve daima mazlumdan ve haklıdan yana tavır koyduk. Zulme bir çok defa uğradığımız halde (İstihbarat Uzmanı ve Grup Basın Sözcümüz Erkut Ersoy, CIA’nin emri ve FETULLAHÇI POLİS+SAVCI+HAKİM HEYETİ marifetiyle Ergenekon kumpasında 3,5 sene lağım dolu bir çukurda hapis yatırıldı. Son mahkeme de 11 sene 15 gün ceza aldı. Ne zaman ki AK PARTİ ile kankası FETÖ’cüler savaşa girdi, aldığı ceza neyse ki YARGITAY tarafından bozuldu. Şimdi 21 Haziran’da yeniden Ergenekon duruşmaları başlayacak. Bakalım aynı hava, aynı siyasi rüzgar devam ediyor mu, yoksa bozkıra demokrasi havası mı hakim, göreceğiz) her zaman grup olarak haklıdan ve mazlumdan yana olduk. Bundan çokta zarar gördük. Grup olarak aldığımız devlet ödeneği kesildi. Yalnız bırakıldık. Ekonomik olarak darboğaza sokulduk. Fişlendik, yüksek teknoloji hassas takip araçları ile yıllarca teknik takibe, hassas kontrole maruz kaldık. Hakkımızda yalan yanlış dedikodu malzemeleri üretildi, itibar suikastine uğradık, Ama dediğimizi yapmaktan, yaptığımızı da demekten geri kalmadık. Adeta Jon Kişhot gibi yalnız bir şövalye olarak hayali değirmenlerle savaştık. Övgü, takdir, teşekkür beklemedik, hiçbir zaman da beklemiyoruz.

Çünkü bizim için aslolan bu ülkedir. Bu ülkenin menfaatleridir, değerleridir, kahramanlarıdır.

Bu ülkede bir vatandaş KORGENERAL rütbesine kadar geldiyse mutlaka meziyetleri üstündür. Erinden Orgeneraline, Bekçisinden Emniyet Genel Müdürüne kadar tüm Güvenlik görevlileri bizim nazarımızda kutsaldır, kahramandır.

Bu nedenle her ne sebeple olursa olsun zarar görürlerse çok üzülürüz. Eğer bu sebep DARBE İDDİASI bile olsa yine üzülürüz ve üzüldük. Onca Komutanımızın birliklerinin başında olmaları gerekirken Cezaevi hücrelerinde volta atmalarını bu yüreğimiz kaldırmıyor, durumu kabullenmekte zorluk çekiyoruz. Ancak ortada ciddi iddialar ve 200 küsür vatandaşın şehadeti olunca ADALETİN TECELLİSİNİ beklemek dışında yapacağımız bir şey ne yazık ki yok.

Peki bu kadar askerin içinde hiç suçsuz yere tutuklanmış, yanlış anlaşılmış yada derdini doğru şekilde anlatamamış kimse yok mu ? Elbette var. Sizler de basından mutlaka takip ediyorsunuzdur.

Lafı çok dolandırmayalım, 3. Kolordu Komutanımız Erdal Öztürk’te onlardan biri. Bize göre suçsuz, ama tabi ki yargı süreci devam ediyor ve her vatandaş gibi biz de yargı sürecinin sonunu bekliyoruz.

Ancak bize göre ortada delillerin değerlendirilmesinde bir yanlışlık yapıldığı kanaati oluştu. Biraz önce kardeşi ve aynı zamanda İskenderun Teknik ÜniversitesiMakine Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olan Sayın Nurhan Adil Öztürk bize bazı belgeler gönderip incelememizi istedi. Merakla okuduk. Biz gerek sayın Komutanımızın gerekse kardeşinin samimiyetine ve savunmasına inanıyoruz.

Bu e-postayı neden gönderdiğimizi de şöyle izah edelim.

Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim de ZULÜM ile ilgili takriben 125 ayet bulunuyor. Bunları sizin için aşağıda derledik. Merak edenler aşağıda okuyabilir.

Bugün iktidarda olan AK PARTİ ve taraftarlarının ne kadar dindar ve mütedeyyin olduklarını biliyoruz. Eğer ortada % 10’luk bir yanlışlık ihtimali bile varsa ZULME SON VERİP mutlaka gereğini yapacaklardır. Buna da inanıyoruz yada en azından inanmak isteriz.

Biz de Peygamber Ocağı Genelkurmayımızda 30 senelik hizmeti olan bir subayın basit hatalarla kurban edilmemesi için gayret sarf ediyoruz. Amacımız hiçbir askerimizin, polisimizin ciddi kanıtlar olmadan suçlu addedilmemesidir. Kolay yetişmiyorlar. Kolay da harcayamayız. Bunu Ergenekon kumpasında biz yaşadık. İstiyoruz ki gerçekten masum olanlar bir daha bu eziyeti çekmesin. Ama bir taraftan acımasızca, gaddarca vatandaşına kurşun sıkanların da her ne rütbede olursa olsun gereken cezasını çekmesini istiyoruz.

BU ÜLKEDE DARBE ANCAK VE SADECE DEMOKRATİK SANDIKTA OLUR.

Şimdi müsaadenizle FETÖ ÖRGÜTÜ Sanığı Korgeneral Erdal Öztürk’ün ve kardeşinin anlattıklarını paylaşalım. Son sözümüz, ELÇİYE ZEVAL OLMAZ ! Siz de aynı fikirde iseniz lütfen çevrenizle paylaşın.

ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU

KARDEŞİ NURHAN ÖZTÜRK : 3. KOLORDU KOMUTANI KORGENERAL ERDAL ÖZTÜRK MASUMDUR !!!

Abim 15 Temmuz darbe girişimine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında tutuklamalarda en çok ses getiren isimlerden biri olan 3.Kolordu Komutanı Korg. Erdal Öztürk’dür. İstanbul 3.Kolordu Komutanı Korg. Erdal Öztürk masumdur. Abim Erdal ÖZTÜRK İstanbul’da darbeyi birinci derecede kıran bir kahramandır. Niçin tutuklandığını ve hala niçin ceza evinde tutulduğunu anlamış değiliz.  Büyük oğlunun görevine babası gerekçe gösterilerek son verilmiştir. Şu anda işsizdir. Küçük oğlu devletteki görevinden uzaklaştırılıp başka bir bakanlık emrine düz memur olarak tayin edilmiştir. Ben ise tutuklandım üniversitedeki görevimden iki ay süre ile uzaklaştırıldım. Şu anda görevime devam etmekteyim. Savcılık
hakkımda kovuşturmaya gerek yoktur kararı vermiştir.

· Ekte abimin savcılığa vermiş olduğu dilekçe bulunmaktadır. Olayları kendisi anlatmaktadır.

· Ayrıca gazeteci Emre Erciş ve Süleyman Özışık'ın belgelere dayalı olarak abimin masum olduğuna dair yazmış oldukları yazılar mevcuttur.

Adalet için bir şeyler yapınız. Hiç bir şey yapamıyorsanız sadece dikkate alınız. Mahkemeler Türk Milleti adına karar verir.

Yrd. Doç. Dr. Nurhan Adil ÖZTÜRK
İskenderun Teknik Üniversitesi & Makine Mühendisliği Bölümü & İskenderun - HATAY
e-posta: 
naozturk@gmail.com

1.  KARDEŞİ NURHAN ÖZTÜRK’ÜN AÇIKLAMALARININ OLDUĞU DÖKÜMANI İNDİRMEK İÇİN BURAYA TIKLAYIN.

2.  KENDİ EL YAZISI İLE KORGENERAL ERDAL ÖZTÜRK'ÜN SAVUNMASI(İNDİR)

BASINDAN İLGİLİ HABERLER (EL CEZİRE TV)

Darbeci generalin son hamlesi

Önce sıkıyönetim ilân edildiğini duyurdu, iki saat sonra canlı yayında ‘TSK, Türk halkının iradesine saygılıdır’ dedi. Al Jazeera, darbe gecesi saf değiştiren generalle ilgili ayrıntılara ulaştı.


Başbakan Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz gecesi televizyon kanallarını arayıp ülkenin bir kalkışma girişimi ile karşı karşıya olduğunu duyurmasından sonra Türkiye, İstanbul ve Ankara’daki askeri hareketliliğin ve çatışmaların nedenini kesin olarak öğrenmiş oldu.
Başbakan’ın açıklamasının ardından NTV televizyonuna bağlanan 3.Kolordu komutanı Korgeneral Erdal Öztürk, ekranlardan, seçilmiş sivil yönetime destek veren ilk yüksek rütbeli komutanlardan oldu.
NTV yayınına telefonla bağlanan Öztürk: "TSK'nın emir komutası ve hiyarşisi dışında, herhangi bir emir olmaksızın, birtakım muhtelif faaliyette bulunan askeri birlikleri derhal kışlalarına dönmeleri emrini veriyorum. Bütün 3. Kolordu personelinin derhal kışlalarına dönmesini bekliyorum. Aksi takdirde hukuki işlem yapılacağını da belirtmek istiyorum. TSK tektir. Emir komutası bellidir. TSK, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hiyarşisinin, TBMM ve Türk halkının iradesine saygılıdır.Büyük çapta büyük birlik olmadığı kanaatindeyim. Kışlalarına dönmeleri için her türlü gayreti sarfedeceğiz." dedi ve 1. Ordu Komutanı ile iletişim halinde olduklarını savundu.
Ancak 15 Temmuz gecesi darbeci askerlere ‘kışlalarınıza dönün’ çağrısı yapan Korgeneral Öztürk, 16 Temmuz günü şaşırtıcı bir şekilde polis tarafından gözaltına alındı.
"İstanbul sıkıyönetim komutanı olarak emrediyorum"
Al Jazeera’ye bilgi veren İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden bir kaynak, Korgeneral Öztürk’ün 'İstanbul Sıkıyönetim Komutanı' göreviyle darbecilerin yanında hareket ettiğinin belirlendiğini söyledi.
İsminin açıklanmasını istemeyen emniyet yetkilisi, Öztürk’ün saat 21:30 sularında İstanbul İl Emniyet Müdürü yardımcılarını arayarak sıkı yönetim ilân ettiklerini ve İstanbul sıkıyönetim komutanı olarak emrine girmelerini istediğinin belirlendiğini söyledi.
Darbeci generalin, polis müdürlerine telefon ettikten sonraki gelişmeleri görünce darbenin başarılı olmayacağını anlayıp, kendini kurtarmak için son bir manevra yaptığı değerlendiriliyor.
Darbe girişimi ile ilgili olarak yargılanan Korgeneral Öztürk, askerlikten ihraç edildi. Şu anda tutuklu generaller arasında yer alıyor.
Kaynak: Al Jazeera

KORGENERAL ERDAL ÖZTÜRK'ÜN İDDİALARA DAİR SAVUNMASI
BİLGİ NOTU
KONU : İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/24 E. sayılı dosyasından tutuklu olan Erdal Öztürk hakkındaki iddialar, savunma ve delillere ilişkin özet açıklamaları içermektedir.
1- Erdal Öztürk İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/85337 Soruşturma sayılı dosyasında İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 18.07.2016 tarih ve 2016/236 Sorgu sayılı kararı ile tutuklanmıştır. Daha sonra Erdal Öztürk hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/17929 soruşturma ve 2017/ 727 iddianame numarası ile iddianame düzenlenmiş olup iddianamenin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesi ile 2017/24 E. sayılı dosya numarası alarak kamu davası açılmıştır.
2- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/ 727 iddianame numarası ile düzenlenen iddianame içeriğinde Erdal Öztürk hakkında yer alan iddialar ve savunmalar aşağıda kısaca özetlenmiştir.
İDDİA            :
 Yurtta Sulh Konseyi isimli darbeci askeri kanat tarafından yurt genelindeki birliklere gönderilen sıkıyönetim direktifi ekindeki sözde atama kararlarına göre mevcut görevinden 1'inci Ordu Komutanlığı'na ve darbenin başarılı olması halinde kurulacak Sıkıyönetim düzeninde il genelinde en yetkili mercii olan İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na atanmasına karar verildiği,
CEVAP           :
Erdal Öztürk, 21 Aralık 2015 tarihinde planlanıp onaylanan izin planlamasına göre, 13 Temmuz 2016 sabahından itibaren 13 - 30 Temmuz tarihleri arasında olacak şekilde izne ayrılmıştır.  (Ek-1 Yıllık izin planlaması ve onaylı izin formu)  Söz konusu İZİN KAĞIDI 23.06.2016 TARİHİNDE o dönem itibari ile Sn. 1. ORDU KOMUTANI Ümit DÜNDAR TARAFINDAN İMZALANMIŞ, iznini geçireceği yer önce Ankara, sonra Antalya/Side Jandarma Özel Eğitim Merkezi olacak şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca general seviyesindeki izinler standart bir formla (General-Amiral ayrılış-katılış formu) Genelkurmay Bşk.lığı (Personel Bşk.lığına) dahil üst komutanlıklara izne ayrılmadan bir hafta önce ayrılış tarihi dahil bildirilmektedir.
Erdal Öztürk,  kalkışma günü olan 15 Temmuz 2016 Cuma günü sabah saat 10.30 sularında kendi şahsi aracı ile eşi ile birlikte Gazi Orduevinden çıkış yapmış ve saat 20:00-20:30 sularında Antalya/Side Jandarma Özel Eğitim Merkezi’ne intikal etmiştir.  (Ek-2 Side’ye Giriş ve Çıkış kayıtları ve Gazi Orduevi giriş-çıkış kayıtları) Bu konuya ilişkin, mahkeme dosyasında HTS kayıtları ayrıca bulunmaktadır.
FETÖ/PDY üyesi darbeciler tarafından oluşturulan atama ve sıkıyönetim listesinde Erdal Öztürk’ün yer almasının en aydınlatıcı nedeni, esasında savcılık tarafından düzenlenen iddianamenin 195. Sayfasında aydınlığa kavuşmaktadır. Şöyle ki; “…..Faaliyetin başlamasıyla birlikte Kurmay Albay Uzay ŞAHİN'in elindeki liste üzerinden İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılarını Özkan AYDOĞDU'nun emriyle bu iş için görevlendirilen 2’nci Zırhlı Tugay Komutanlığında görevli astsubay Murat AKKAYA vasıtasıyla aradığı, astsubayın kendisini sıkıyönetim komutanı Erdal ÖZTÜRK’ün emir subayı olarak tanıtarak aradığı ve telefonu sıkıyönetim komutanı Erdal ÖZTÜRK’e bağlayacağını söyleyerek Uzay ŞAHİN’e verdiği, Uzay ŞAHİN’in de telefonu alarak kendisini sıkıyönetim komutanı Erdal ÖZTÜRK olarak tanıtıp herhangi bir metne bağlı kalmaksızın ezbere olacak şekilde ‘Sıkıyönetimin ilan edildiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğunu, kendilerinin mutlak itaat etmeleri gerektiği’ şeklinde söylemlerde bulunduğu,” şeklinde iddianamede yer almakla Erdal Öztürk’ün adının kötü niyetli ve yanıltıcı şekilde darbeciler tarafından kullanılmaya çalışıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Yine iddianamede yer alan astsubay Murat Akkaya’nın dosya içerisinde bu konuya ilişkin açık ifade beyanları da mevcuttur. Ayrıca Erdal Öztürk’ü görevlendirme/atama  listesine  yazanlar (muhtemelen Gnkur.Personel Bşk.lığı), 3.Kolordu tarafından gönderilen ve Erdal Öztürk’ün izne ayrılacağı tarih ve bilgileri ihtiva eden General-Amiral ayrılış-katılış formu nedeniyle izine ayrılacağı tarihi bildiklerinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Buradan da anlaşılacağı gibi, darbeciler de Erdal Öztürk’ün kendileri ile birlikte hareket etmeyeceğini biliyordu ve söz konusu hain darbe girişimini emir komuta zinciri içerisinde gerçekleştiği izlenimini yaratmak amacı ile Erdal Öztürk’ün izinde olmasından istifade ile onun rolünü (İstanbul sıkıyönetim komutanı rolünü) oynayacak bir FETÖ örgütü üyesini görevlendirmişlerdir.
İDDİA :
 Yurtta Sulh Biziz isimli whatsapp grubunda saat 02:07 itibariyle şaşkınlık ifadesiyle '' Erdal paşa ne diyor ya'' şeklinde paylaşımda bulunulduğu,
CEVAP           :
İddianamede de bahsi geçtiği üzere,  söz konusu darbe girişimine görev yaptığı Kırklareli ilinde konuşlu 65’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığından katılan Tugay Komutanı Cemalettin DOĞAN’ın ulusal basında darbe girişimi devam ettiği sırada Erdal Öztürk’ün darbe karşıtı söylemlerde bulunarak birliklerin geri çekilmesi çağrısında bulunması üzerine ilgili whatsapp grubunda paylaşımda bulunmuştur. Nitekim mahkeme dosyasında yer alan telefon dökümlerine göre, Erdal Öztürk, Doğuş Yayın Grubu A.Ş. tarafından 0212 335 45 55 numaralı telefondan saat 01:57’de aranıldığı ve bunun üzerine saat 02:07’de whatsapp grubunda '' Erdal paşa ne diyor ya'' şeklinde yazışma olduğu açıktır. (Ek-3 telefon kayıtları)
Kaldı ki, Erdal Öztürk, bu kalkışma girişiminin TSK emir-komuta zinciri dışında, münferit küçük bir grup tarafından başlatıldığını, illegal olduğunu, asla desteklenmediğini vurgulamak ve bu girişimi sıcağı sıcağına engellemek amacıyla, TGRT ve NTV kanallarına canlı yayında bağlanmış, emir komuta zinciri içinde yapılmış bir askeri darbenin söz konusu olmadığını, bu kalkışmayı yapanların yasa önünde suç işlediklerini,  birliklerin derhal kışlalarına dönmesi emrini vermiş, emre uymayan personel hakkında yasal işlemler başlatılacağını açıklamıştır. (Ek-4, TGRT ve NTV kanallarında yapılan açıklamalara ilişkin ekran görüntüsü ve yazılı basın)


***

3 Ekim 2017 Salı

15 Temmuz ABD’nin ‘ Stratejik Hatası’ mı?


15 Temmuz ABD’nin ‘ Stratejik Hatası’ mı?


Erol Manisalı 

1990 sonrasında, ABD açısından Türkiye ve bölgede her şey yolunda gidiyordu:
- 1991’de Çekiç Güç’le birlikte Ankara ayarlanmış, Irak’ın 2003’te bölünmesi ve iç savaşa götürülmesi görünüyordu. 
-BOP ve Kürdistan projeleri birbirini tamamlar bir biçimde gidiyordu. BOP’ta Ankara işbirliği mükemmeldi. 
-Anti-Amerikan Erbakan 28 Şubat’ta saf dışı edilmiş yerine uyumlu (ve ılımlı) olanlar hazırlanmıştı. 
-BOP’a ve Kıbrıs’a direnen Ecevit, Bahçeli’nin koalisyonu dağıtması ile halledilmiş, uyumlu siyasal İslam iktidara gelmişti. 
-Kürt ve Kıbrıs açılımlarını Ankara ile ABD uyum halinde götürüyordu. Denktaş, Ankara için de istenmeyen kişi olmuştu. 
- 2004’te Ankara, AB müzakere süreci (!) ile, “AB’ye kesinlikle üye yapılmadan, Batı içinde, kapitalizmin bir kuması durumuna getirilmişti”. Moskova’cı Esad’a karşı Ankara, adeta savaş haline sokulmuştu. 
Bütün bu koşullar tıkır tıkır ABD lehine işlerken Türkiye’deki yeni siyasal İslam iktidarın karşısına 15 Temmuz’da, “cepte tutulan FETÖ’yü çıkarıp harekete geçmenin anlamı neydi”? Bu bir stratejik hata değil miydi? 
Yoksa ABD, 15 Temmuz ile, kestirme yoldan Lozan Türkiye’sinden Sevr’e mi geçmek istemişti? 

Rusya’ya itme hatası mı? 

ABD siyasal İslam iktidarını zoraki olarak bölgede, Rusya’nın yanına itmiş olmuyor muydu? Üstelik Suriye’de PYD’ye (PKK) doğrudan destek vererek “Türkiye’ye karşı savaşır konuma gelmenin” ne anlamı vardı? 
ABD Erdoğan’ı, “Erbakanlaşmaya doğru itmişti”. Benim aklıma iki neden geliyor: 
-Türkiye’de Lozan’ı Sevr’e, doğrudan ve kısa yoldan sürükleyeceğini düşündü.
-İkincisi ise FETÖ’nün, dünya ve Türkiye’deki ABD kanalı ile sahip olduğu yapılanma, ABD için çok büyük önem taşıyordu. 15 Temmuz’da sonuç alsaydı küresel kazancı daha yüksek olacaktı, böyle sandı. 
Ancak ABD, 15 Temmuz başarısızlığına karşın işi yine de riske sokmadı ve tekrar zamana yaymaya karar verdi. 15 Temmuz’da sonuç alamasa da Türkiye’de yarattığı iç kargaşa ortamının sonuçta kendisine yarar sağlayacağını düşünüyor. 
Meclis çalışmıyor, kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmış, içerde kutuplaşma tavan yapmış, her şey tek kişiye bağlı hale dönüşmüş, Avrupa ile gırtlak gırtlağa gelmiş, Yunanistan’dan Körfez’e herkesle kavgalı bir Ankara. 

ABD, bu da benim işime gelir, bu gidişle de Sevr’e ve Kürdistan’a ulaşabilirim diye düşünüyor olmalı. Erdoğan’ın Batı ve Avrupa ile kavgası, Türkiye’nin Afganistan laştırılması, işine geliyor olmalı. 

İşin trajikomik yanı dün ABD, Türkiye ve Yunanistan’ı kızıştırarak dünya kadar silah sattı. Bugün ise Rusya, S-300 ve S-400’ler konusunda aynı şeyi yapıyor. ABD ve Rusya’nın PKK konusundaki pozisyonları da kısmen buna benziyor. 

Ya bizim halimiz 

Onlar açısından durum böyle iken bizim açımızdan ölümlerden ölüm beğen misali bir durum var. 
Biz Atatürk Türkiye’si olarak Meclisimizle, siyasal partilerimizle, sivil toplum örgütlerimizle, üniversitelerimizle, medyamızla, iş ve işçi çevrelerimizle kendimiz olmak zorundayız. 
Aksi halde pinpon topu gibi ABD ile Rusya; AB ile Çin arasında savrulur gideriz. İçerde ve dışarıda Atatürk düşmanları onu, işte bunun için: Sevr’e ve Kürdistan’a ulaşmak için silmek ve yok etmek istiyorlar: aynen 100 yıl öncesinde olduğu gibi. Ata’nın büyüklüğü, onun Doğu ile Batı arasında kurduğu dengede ve sentezde ortaya çıkmıştır.


http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/826655/15_Temmuz_ABD_nin__stratejik_hatasi__mi_.html

***

22 Ocak 2017 Pazar

15 TEMMUZ: BEŞ DEVLET ÜÇ OYUN BİR DARBE BİR KIYAM


15 TEMMUZ: BEŞ DEVLET ÜÇ OYUN BİR DARBE BİR KIYAM





OKUNMAYA DEĞER GÜZEL BİR DEĞERLENDİRME..HER HABERİN ARKA PLANI NI DAİMA İYİ BAKMAK LAZIM..



Osman ARSLAN
İlk makalenin özetiyle başlayalım:
-Dünya’nın çok kutuplu olduğu bir yalandır; Osmanlı’nın beli büküldüğünden bu yana dünya tek kutupludur ve İngiltere tarafından yönetilmektedir. Karşı oluşumlar, derin İngiltere’ye karşı değil, onun planlarında verdiği konuma karşıdır.
-Yeni Dünya Düzeni’nde “küçülmesine hükmedilen” kaderine itiraz eden, üç ülke vardır: ABD, Almanya ve Türkiye. Bunlardan Türkiye ‘düşman’ algısı içindedir ve dışlanmış, tek başına bölünmesi şeklinde biçilen yeni konumu reddetmektedir.
-Aslında ‘terör örgütü’ kavramı bir yalan perdesidir, gerçekte bu örgütler ‘devletlerin asimetrik orduları’dır. Türkiye’de etkinliği bulunan PKK ve FETÖ başrol ABD’nin olmak üzere 50 yıllık plan ve çabaların eseridir. Son beş yılda Türkiye’de altı darbe girişimi yaşanmıştır.
RAYDAN ÇIKAN TÜRKİYE’Yİ TESLİM ALMAK İSTEDİLER
- 2015 Temmuz’unda bu terör örgütlerinin ülke içindeki etkinlikleri zirve yapmışken Türk devleti, pasif ve savunmacı duruşunu değiştirerek ani bir refleksle ‘barış, çözüm veya açılım dönemini’ kapatmış ‘terörle etkin mücadele’ dönemini başlatmıştır. Türk devletinden bir yıl içinde 50 yıllık planlarını boşa çıkartacak hamleler gelmiştir.
15 Temmuz 2016’da ‘raydan çıkan’ bu ülkeyi teslim alma girişiminde bulunulmuştur.
Şimdi kaldığımız yerden devam edelim.
2015’TE NE OLDU DA TÜRKİYE AYAKLANDI?  
PKK siyasal hareket olarak zirve yapıp bölgeye de hâkim olmuşken birkaç ay içinde sökülüp atılmıştı. Kandil boşaltılmış, şehirler alınmış, halk PKK boyunduruğundan çıkartılmıştı. ABD planları geciktikçe gecikiyor; PYD’ye Suriye’de zorlu anlar yaşatılıyor, Türkmen Dağı düşmüyor, Halep direniyordu. Bir de FETÖ biterse ABD Türkiye’de ancak on yıllar sonra yeni bir oyun kurabilirdi. O vakte kadar da Türkiye atı almış, Üsküdar’ı geçmiş olurdu.
ABD için bu büyük bir kâbustu; 50 yılda kurduğu iki örgüt de bir yıl içinde dağıtılıyordu. Türkiye elden çıkıyordu.
Ne olmuştu da Türkiye 2015 yazında aniden atağa kalkmış, terör örgütlerini topyekun söküp atma girişimine başlamıştı?
15 TEMMUZ BİR NATO DARBESİDİR!
Bunu anlamak için darbenin nerede planlandığını tespit etmeliyiz önce. Bir malumu tekrar edelim: Hiç kuşkusuz, 15 Temmuz bir NATO darbesidir! 12 Eylül gibi, NATO tarafından planlanarak hayata geçirilmiş, NATO görevindeki FETÖ’cü Türk subayları üzerinden planlanarak yürütülmüş, yer yer bizzat yabancı NATO komuta unsurları devreye girmiş, NATO üslerinden darbe aktif olarak desteklenmiştir. 15 Temmuz askeri darbe girişimi, FETÖ’cü sivil unsurların da desteği alınarak ABD öncülüğünde yürütülmüş bir NATO girişimidir.
Öyleyse gözlerimizi çevireceğimiz yer NATO’dur. NATO’daki oluşumları iyi incelemek gereklidir. Türkiye’de yaşananların nedenleri de orada bulunabilir.
NATO’daki yeni oluşumları anlamak için iki yıl önceye gitmemiz gerekir. NATO huzurlu bir yer değildir. NATO içinde Yeni Dünya Düzenindeki rolünü beğenmeyen ABD’nin dünya süper güçlüğüne devam etme kararlılığı İngiltere’yi rahatsız ediyordu. İngiltere’nin, ABD ile birlikte 1990’larda zorladığı “Tek Dünya Devleti” projesi başarısız olmuştu. İngiltere’ye göre pratiğe geçirilmesi görevinin verildiği ABD Körfez’de, uzak Asya’da, Ortadoğu’da işi eline yüzüne bulaştırmıştı. Yavaş ilerlemiş, çok kan dökmüş, az sonuç almıştı. Artık bu hedefi yakalamak mümkün değildi. Zaten dünyadaki gelişmeler de bölgeselleşmeyi zorluyordu. Dünyayı bölgelere ayırıp her birine birer bekçi devlet dikmek, tarihi fazla zorlamamak kararına varmıştı İngiltere. ABD ise bu tek dünya devleti ve kendi efendiliğinde diretiyordu. Yeni planlma ile senkronize hareket etmiyordu. Projelerin tek dünya devleti hedefine gidecek kısımlarını uyguluyor, küresel bölgeselleşmeye giden yollara yanaşmıyordu ABD.
GALLER ZİRVESİ: YENİ DÜNYA’NIN PATRONU BENİM!
İşte bu duruşu karşısında İngiltere iki yıl önce NATO tarihinde ilk olacak bir hamle yaptı: NATO’yu Galler’de topladı. Kentlerin, hatıralarından gelen sembolik anlamları vardır. Brüksel’de yapıyorsanız AB ağırlığı, Washington ABD-Fransız damgası, Londra İngiltere –ABD öncülüğü, Roma Hrıstiyan birliğinin öne çıktığı anlamına gelir. Yani toplantının ruhuyla ilgili bir mesaj verebilir. Bu, özellikle çekişmelerin olduğu dönemde anlam kazanır.  İngiltere ilk defa Londra dışında bir yer belirledi, NATO zirvesini 2 Eylül 2014’te Galler’de topladı.
Derin İngiltere’nin mekanı Galler’in küresel baronları olan, dünyanın aristokrat egemen sınıfını temsil eden kimliği bu toplantıya yansıdı. ABD’ye verilen mesajdı bu: “Ortaksız ve sadece bana ait olan burada yeni dünya oluşumunun sahibi ve yöneticisinin de ben olduğumu, ortak kabul etmediğimi bildiriyorum!” anlamına geliyordu. Kararlar da o yöne zorluyordu gelişmeleri.
BÜYÜK MESAJ: DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR!
Bu tarihten sonra, bu yeni dünya planına toptan itirazı yükselen sadece Türkiye’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan, Birleşmiş Milletler üzerinden yürütülen dünyayı beşe bölme planına, Birleşmiş Milletlerin beş veto yetkili devleti üzerinden ve Dünya’yı şekillendiren İngiltere’nin beynindeki beş aristokrat aileyi de ima edercesine; iç içe mesajlar yüklü bir slogan şeklinde; daha çok ve daha sık “Dünya beşten büyüktür” demeye başlayacaktı.
İngiltere bu hedefini zaten hayata geçiriyordu: SSCB’yi zaten parçalamış, sonra da Birleşik Devletler Topluluğu adı altında Rusya’yı bölgenin başına dikmiş, Şangay Beşlisi ile Çin’i yumuşak kontrol altına almıştı. Arap Birliği, Türkiye’yi dışarıda bırakan bir İslam devletleri topluluğu olarak elindeydi. Afrika Birliği kuluçka evresini aşıyordu artık. Avrupa Birliği zaten tamamdı. Monroe Doktrini bir “Amerika ruhu” oluşturmuştu. Önemli bir engeli kalmamıştı. Her bir oluşum da bir mutemede teslim edilmişti. Turuncu devrimler, savaşlar, iç savaşlar, işgaller, etnik katliamlar, sürgünler ve Arap Baharı hep bunun içindi zaten. Amacına çok yakındı. ABD parazit yapmamalıydı artık.
KADERİNE RAZI OLMAYANLAR
Kendi eliyle yürütülen bu çalışmaları yapan ABD, 75 yıl dünya süper devletliğini yürüttükten sonra Galler’de, kendisine artık son ve kesin bir dille “Sen beş imparatorluktan sadece birisi olacaksın” denilince bundan hiç hoşnut olmadı.
Almanya’nın derdi ise beş imparatorluktan birisini, AB’yi yönetmekten de indirilmek istenmesiydi. İngiltere kendisini atlıyor, Fransa ile iş tutuyordu. Bu, Almanya’nın Kıta Avrupası’ndaki gücü ile orantılı değildi. İngiltere ise gerçekten, sürekli kendisine sorun çıkartan Almanya’yı soğuk savaş döneminde yaptığı gibi, fazla güçlendirmek istemiyordu. Onlar sınırını bilmeyen, baş ağrıtabilen bir devletti.
ABD-ALMANYA İTTİFAKI BAŞLIYOR!
İşte bu dengeleri görünce İngiltere’nin kadim ve uslanmaz rakibi Almanya’nın kulakları dikildi. ABD’nin rahatsız olduğu bu durumundan yararlanmak istedi. ABD’ye birlikte hareket etmeyi önerdi. Almanya ile ABD birlikteliğinin doğuracağı sorunlar İngiltere’yi ikna eder diye düşündü iki taraf da. ABD, kaygılarına hitap eden Almanya’nın teklifini gerçekçi buldu. İngiltere’yi ister istemez kendi süperliğine razı etmek için Almanya’yla el ele tutuştu. Böylece 2014 sonunda Alman-Amerikan ittifakı kurulmuş oldu.
Dengeler bir anda değişmişti. Her şey bu dengelere göre değişecekti artık. Oyunlarda yeni kurgular yapıldı, senaryolarda revizyonlar başladı. Duruşlar değişti. 2015 sonrası şaşırtıcı gelişmeleri, beklenenden farklı hareketleri izlemek bile bu denge değişimini pek çok olayda görmenin mümkün olduğunu göstermekteydi.
2015 ATAĞININ SIRRI
ABD-Almanya ittifakına İngiltere derhal rest çekti. Sürpriz biçimde referanduma gidip Avrupa Birliği’nden ayrıldı. AB’ci siyasileri de ülkesinde iktidardan tasfiye etti. Terk ettiği AB ile ABD arasında kurulan bloku dengelemek için ana dayanağı ancak Rusya olabilirdi. Rusya’nın zayıf düştüğünü gördü. Derhal oyunu değiştirdi. Parçalanması planlanan ve bu amaçla tecrit edilen Türkiye ile Rusya’nın arasını düzeltmeye karar verdi.
Bu, gittikçe izole edilen Türkiye’nin canına minnetti. Rusya ile Türkiye yakınlaştı. Türkiye bu güvenle gerek Suriye’de ABD planları karşısına cesurca çıktı, gerekse PKK ve DAEŞ terörü ile savaşa girişti. ABD ve Alman emeği olan PKK bitiriliyordu. Bu dengeler tam fırsattı. İşte 2015’te Türkiye’nin atağa kalkmasının ardında yatan sır, bu gelişmelerdi.
DEVLETLER OYUNU BAŞLIYOR
Bu yakınlaşmanın kendisine karşı İngiltere’nin kurduğu blok olduğunu gören Almanya ve ABD harekete geçtiler. Almanya kadim ilişkileri olan Türkiye’ye Ermeni Soykırımı’nı kabul etmekle cevap verdi. Türk hükümeti “Bu kalıcı yaralar açar, düşmanlıktır” dese de gözümüzün içine baka baka yasayı geçirdiler. Diğer yandan ABD ise Rusya’ya Suriye’de rüşvet gibi tavizler verdi. “Sıcak denizler” hayaline uzanmak olunca konu, olaya teşne olan Rusya da bu oltaya geldi. Böylece ABD, Rusya’yı önce Suriye’de Türkiye’nin karşısına dikti, ilişkileri gerdi, sonra da FETÖ’cü ajan provokatör pilotları eliyle Rus uçağını düşürttü. Türk-Rus ilişkileri tam anlamıyla sabote edilmişti. Kolay düzelecek gibi de gözükmüyordu.
Türkiye yeniden yalnız kalmıştı. Tam darbe yapmanın vaktiydi artık.
Almanya bir koldan, ABD diğer koldan İngiliz kurgusunu bozarak kendi önlerini açmak istiyorlardı. İngiltere’nin bu bloku yeniden inşasını engellemenin tek yolu ise Türkiye’yi tamamen teslim almak, kaleyi düşürmekti. Hedef somutlaşmıştı, Türkiye’yi bloktan sökerlerse artık yolları açıktı. Bu amaçla uzun süredir hazırlıkları yapıldığı konuşulan; kokusu kamuoyuna onlarca defa çıkan askeri darbeyi gerçekleştirmeye karar verdiler.
DARBE KARDEŞLİĞİ BÖLÜNDÜ!
Türkiye’de darbe ile iç savaş çıkartılması ve ardından parçalanması projesine ABD ve AB, aslında yola İngiltere ve Rusya ile de birlikte çıkmışlardı. Ancak ABD-AB ittifakı bu bloku çatlatmıştı. Darbe konusunda İngiltere isteksiz hale gelmişti. Rusya ise darbe fikrinin bu dengelerde karşısına geçmişti.
Gezi Parkı olaylarında sokaklarda cirit atan MI6 elemanları, haftalar öncesinden gelip Taksime yerleşen İngiliz medyası ve aktivistleri bu sefer, işte bu nedenle ortalıkta yoklardı. Gezi’de başat rol oynayan Rusya etkisindeki sol gruplar bu nedenle bu darbe girişiminde ortalıklarda olmayacaklardı.
Belki de Allah’ın Türk Milletinin yüzüne güldüğü an, gerçekte arka planda yaşanan ABD ile İngiltere’nin arasının açıldığı zaman olmuştu. Yoksa 15 Temmuz, milli direniş olduktan sonra belki yine aşılırdı ama çok daha netameli bir gece yaşanabilirdi.
NATO’da yaşanan bu denge değişimlerinin farkında olarak o meş’um geceye doğru ilerlemeye devam edelim…
TÜRKİYE GÜÇ DENGESİNİ DEĞİŞTİRİYOR
Ancak Almanya ve ABD’nin sandığı gibi olmadı. Muhtemelen İngiliz istihbaratının da fısıldaması ile Rusya darbenin ayrıntılarından haberdar oldu. Rusya’nın derin isimleri, başta Dugin olmak üzere 2002’den beri Ankara’nın yolunu bilmezken Rus uçağının düşmesinden itibaren neredeyse Ankara’da kamp kurdular. Darbe planını Türkiye ile paylaştılar ve Ankara ile birlikte hareket etmeyi planladılar. Belki de diplomatik gerilimler bir ‘öyle sansınlar’ oyunuydu!
Tam da 15 Temmuz’un hemen öncesinde Türkiye, Rusya ile yeniden barıştı. Bu nasıl bir tesadüftü! Ardından İngiltere, İsrail ile Türkiye’nin arasını buldu. İsrail’in sembolik bir anlamı da vardı; derin İngiltere, bu yeni kamplaşmada ne tarafta durduğunu Dünya’ya böylece duyurmuş oluyordu. Üstelik Türkiye, bir İngiliz kutusu olan Mısır ile de arayı düzelteceğini duyuruyor, ABD-AB karşısında Afrika kapısını da tutmaya başlıyordu bu blok. Böylece ABD-AB ittifakı ile oluşabilecek kontrol havzasına sınırlar çizilmeye başlanmış oluyordu. Asya ve Afrika’yı elinden kaçıranlar ise, ancak kendi kendine gelin güvey olabilirdi.
Türkiye’nin Rusya ve İsrail ile arayı düzelterek blok oluşturması ABD-AB ittifakının canını fazlasıyla sıktı. Bu blok yıkılmalıydı.
15 Temmuz sonrasında bu NATO dengelerinin yansıması açıkça görüldü: AB ve ABD’nin askeri darbenin başarısızlığı üzerine mosmor olduğunu görmeyen yoktur. “Tüh! Başaramadılar” yaklaşımı neredeyse tüm batıda görüldü. Almanya Cumhurbaşkanımızı bu tarafgirlikle konuşturmamıştı. Yine İngiliz basınının bıyık altından gülüşünü fark etmemek mümkün değildi. Putin’in kahkahadan göbeğinin oynadığını ise tüm dünya hissetti. İşte bu 16 Temmuz fotoğrafın arka planında olup bitenler bunlardı.
Kaldığımız yerden devam edelim:
DARBE KURGUSU: OYUN İÇİNDE OYUN
Tam bu aşamada AB ve ABD, yeni bir gelişmeyle sarsıldı. Rusya, Türkiye’ye 2 bin kişilik FETÖ’cü darbe yapacak subay listesi vermişti. Türkiye bunların 1200 kişisini tespit edebilmişti zaten. Biz, KGB’nin o düzeyde etkin olmadığını değerlendirerek liste verme işinde İngiliz istihbaratının katkısını muhtemel bulduğumuzu da belirtelim. Aslında böyle hassas bir mesele, basına sızacak bir konu da değildi. Ama Rusya’nın Avrasyacı/Ergenekoncu yoldaşı olan sitelerden bu bilgiler kamuoyuna sızdırıldı. Belli ki Rusya duyulsun istiyordu.
Rusya amacına ulaştı. AB-ABD endişeye düştü; kırk yıldır emek emek rütbelere taşıdıkları FETÖ subaylarının 30 Ağustos’ta bir gecede tasfiye edilecek olması tüm Türkiye’yi kaybetmek anlamına gelecekti. Öyleyse darbeyi YAŞ toplantısı öncesi yapmak şarttı. YAŞ ayı olan Ağustos, tatil ve rehavet içinde olunacağından tarihin 16 Temmuz sabahına çekildiği anlaşılabiliyor.
DARBEYE ULUSLARARASI MEŞRUİYET HAZIRLANIYOR
ABD-AB bloku oluştuktan sonra darbenin uluslararası meşruiyet zeminini hazırlamaya başlamışlardı: Bir yandan Reza Sarraf aracılığı ile kara para taciri, diğer yandan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında mahkumiyet vereceği davanın sanığı, oğlu da kara para ticaretinden İtalya’da yakalama kararı çıkan, kampanya halinde Batı kamuoyunda itibarsızlaştırılan Erdoğan koro halinde diktatör olarak tanımlandı. Bunda Batıdaki FETÖ’cü Türklerin rolü büyük olmuştu. İzlenim oydu ki Türk halkı “kurtarın bizi bu diktatörden!” diye Batı’ya yalvarıyordu.
Erdoğan’ın sonu, Kaddafi gibi, Saddam gibi olmalıydı. Yeni bir Menderes vardı karşılarında. İyi niyetinin istismar edildiğini görünce ABD politikaları karşısına dikilmişti. Ortak politikaları kendine yontmaya, ülke çıkarlarını savunmaya başlamıştı. Sonu da Menderes gibi, belki daha kötü olmalıydı ki ABD’ye karşı gelmenin bedelini bir kez daha öğrensindi, bu Türkler. Türkiye de teslim alınsındı.
DARBEDEN BİR HAFTA ÖNCE VARŞOVA NATO ZİRVESİ
Alman-Amerikan ittifakı İngiltere’nin Galler dayatmasına karşı salvolarını son NATO zirvesinde yaptılar. İngiltere’nin yeni ittifak alanının odak ülkesi Rusya’ya meydan okuyan bir şehirdi toplantının gerçekleştiği yer: 8 Temmuz 2016’da Rusya’nın kadim üssü olan Varşova’da NATO zirvesini topladılar. Bu, düpedüz İngiltere’ye misilleme, Rusya’yı da ezmek demekti. Türkiye ise bir hafta sonra yaşayacaklarından habersizdi. ABD-Almanya güç gösterisinde bulunuyordu. Yakın bir hamleleri olduğu belliydi.
Putin’in Avrasyacılık teorisinin mimarı Alexander Dugin o hafta da Türkiye’ye gelmiş ve basına konuşmuştu: “Türkiye’de askeri darbe çok yakın!” diyordu. Bununla yetinmiyor “Rus yetkililer Türkiye’yi bilgilendirmiştir” diyordu. Safını belli etmişti. Türkiye ile birlikteydi Rusya.
NATO darbesi hayata geçiyordu. Şimdi darbe sürecinin arka planını okumaya çalışalım:
TUZAK KURANA TUZAK KURAN VE ONA DA TUZAK KURAN
Darbeyle ilgili bilgileri paylaşan Rusya gerçekten Türkiye’nin safında mıydı?
Sanırız buna ‘evet’ demek için saf olmak gereklidir. Rusya’nın, ABD-AB NATO ittifakının darbe oyununa karşı ama aynı zamanda Türkiye’ye karşı olan kendisinin de bir oyunu vardı. Rusya’nın bu oyunu Türkiye’yi teslim alma finaliyle son buluyordu. Yani eğer NATO darbesi başarılı olursa ABD, darbeye karşı kurulan Rus planı tutarsa Rusya yeni efendi olacaktı Türkiye’de. Fakat her senaryoda Türkiye teslim alınacaktı. Türkiye’ninse hiç bir planı yoktu. Türkiye adına bir plan yapanın olduğunu 16 Temmuz sabahı anlayacaktık: Bu plan sahibi hiç kuşkusuz yüce Allah(CC)’tı.
Şimdi oyunları anlamaya çalışalım.
ABD-AB PLANI
ABD-AB ittifakı TSK’da üst rütbeliler arasında yüzde 60 FETÖ’cü, yüzde 25 Avrasyacı(ulusalcı), yüzde 10 kadar milliyetçi komutan olduğunu biliyorlardı. Zira zamanında, dengeler değişmeden önce FETÖ’yü ABD, Avrasyacıları Alman-Rus ittifakı TSK’da kadrolaştırmıştı. Alman-Rus kanadı yüzde 70’lerin üzerinde iken Ergenekon Operasyonları ile ABD’ci kanat onları tasfiye edip azınlığa düşürmüş, yerlerine de FETÖ’cüleri oturtmuşlardı. Haliyle Almanya, Ergenekon davaları sonrasında ilişkisini gevşettiği geriye kalan Avrasyacılarla yeniden irtibatını tazeledi. Darbe vakti geldiğinde de FETÖ’cülerle (ABD ile) beraber hareket etmeye ikna etti. Böylece subayların yüzde 85 gibi büyük bir oranı darbe girişimine katılacaktı. Bu mükemmel düzeyde bir güç demekti.
Almanların Avrasyacıları kan davalıları oldukları FETÖ’cülerle birlikte hareket etmeye ikna etmeleri, “Erdoğan’dan kurtulacağız!” motivasyonu ile mümkün olmuştu. Aralarında anlaşma tamamdı: Darbenin ilk aşamasında Erdoğan öldürülecekti. Sonrası kolaydı.
Orduda Hava, Deniz ve Jandarma’da FETÖ(ABD), Kara ve Özel Kuvvetler’de Ergenekon(Almanya) etkindi. ABD-Almanya ittifakı NATO darbesi şöyle planlanmıştı: İlkin jetler kalkacaktı. Jandarma boğazı kesecek, komandolar Erdoğan’ı öldürecekti. Bu ilk hamlelerin hepsini FETÖ’cüler yapacaktı. Avrasyacılar ise bundan sonra kara kuvvetleri olarak tanklarla sokakları, piyadelerle kamu kurumlarını tutacaklardı.
İNGİLİZ-RUS PLANI
İşte bu planın içinde (muhtemelen İngiliz şeytanlığının önemli katkısı ile) Rusya’nın da bir planı vardı. Rusya, Almanya’yla ortak yaptığı çoğu alt kademelerde olan Avrasyacı subayları çoktan ayartmıştı. Almanya’nın darbe teklifine “evet” dedirtti. Ve sonra şu planı yaptı: Erdoğan FETÖ’cüler tarafından öldürülecekti. Halk infiale gelecek, kendileri de darbeye destek vermeyerek Erdoğan’ı öldüren vatan hainleri oldukları gerekçesiyle Rusya’nın verdiği listedeki FETÖ’cü subayları bir gecede infaz edeceklerdi. Hem kendilerini hapislerde çürüten, rütbelerini söken FETÖ’den ‘Ergenekon’un intikamını’ acı şekilde almış olacaklar, hem de başlarının belası Erdoğan’ı hem de FETÖ eliyle ortadan kaldırmış olacaklardı. Türkiye de kurtarıcı kahraman olarak vatansever Avrasyacı subayların kollarına arzuyla atılacaktı. Oysa Türkiye (İngiltere ve) Rusya’nın eline geçmiş olacaktı. Mükemmel bir plandı. Oyun içinde oyun kurmuşlardı. Çok kolay olacaktı.
Fakat (İngilizlerin ve) Rusya’nın bu planı, darbe eğer gece 03.00’da yapılırsa gerçekleşmesi mümkün olamazdı. Hem halkı sokağa dökmek mümkün olmaz, hem de hava kuvvetlerine fazla gerek duyulmazdı. FETÖ’cülerin suçları halkı tahrik edecek düzeye erişemezdi. Bu nedenle halk ayakta iken gerçekleşmeliydi. Ayrıca iletişim kanalları da açık kalmalıydı. O işi de kendileri üstleneceklerdi ki kesilmesin, halk haberdar olsun.
…VE KRİTİK RUS MÜDAHALESİ: İHBAR
Bunu sağlamak için düşük rütbeli bir subayı MİT’e göndererek haber verdirdiler. Darbeyi gündüzden haber veren subay Avrasyacı olmalıdır ki, içeriden haberi bulunmaktadır. Mesai bitmeden önce Genelkurmay Karargahı’ndan ardı ardına gelen emirler darbe girişiminden haberdar olunduğunu ortaya koyuyordu.
Bunun üzerine ABD-AB yanlısı NATO’cu darbecileri bir telaş aldı muhtemelen. Darbeyi yapmasalar, yarın darbeci diye kaç kişi açığa alınırdı? FETÖ Avrasya birlikteliği de çatlayabilirdi. Tedbirler alınır, bir daha darbe imkanı verilmezdi. Artık başka şansları kalmamıştı. Darbe yapmazlarsa kesin kaybedeceklerdi. Fakat yaparlarsa kazanma şansları yüksekti. Android üzerinde çalışan özel yazılımları üzerinden iletişim kurdular: Darbeyi öne öektiler 15 Temmuz saat 22.00’ye aldılar.
İLAHİ DOKUNUŞ
Ve darbe senaryosu hayata geçmeye başladı. FETÖ’cüler jetlerle havalandı, gemilere bindi, Cumhurbaşkanı’nı almaya hareketlendi, boğaz köprüsünü tuttu. Fakat Özel Kuvvetler ve Kara unsurları,(Avrasyacılar) ağırlıklı olarak kıpırdamadı. Onlar Erdoğan’ın infaz haberini bekliyorlardı. Halkın sokağa dökülmesini sağlamak için de kendi sorumluluk alanlarındaki iletişim kanallarını imha etme görevini yapmıyorlardı, yapmayacaklardı. Erdoğan’a yapılan infaz üzerine halkı direnişe çağıracaklar, halkın kıyamı ile birlikte kendileri de FETÖ’cü avına başlayacaklardı. Ruhlarını serinletecek bir katliam gecesi tasarlamışlardı.
Fakat, başka bir plan devreye girdi: Allah’ın planı! Erdoğan’ı bir türlü yakalayamadılar. Denk düşmedi. Bir esirgeyen vardı. Üstelik milliyetçi bir komutan, Ümit Dündar,  Avrasyacılar katılmayınca FETÖ’cü kalkışmaya dönüşen bu darbecilere karşı Cumhurbaşkanı’nı korumaya aldı. Siyasi irade ile emniyet güçleri organize edildi. Milli subaylar devreye girdi. Kahramanlık Avrasyacılara kalmadı. Millet günün kahramanı oldu. Sayın Erdoğan’ın ilk beyanatının yayınlanmama sebebi iletişim kanallarını tutan Avrasyacıların müdahalesi değilse ne olabilirdi? Erdoğan’ın telefonla televizyondan halka çağrı yapması ile sadece FETÖ’cülerin değil, Avrasyacıların da planı boşa çıkıyordu. Artık her şey değişmişti. Halk sokaktaydı ve direnişin lideri Erdoğan, kahramanı Türk Milleti olmuştu. Bu, ilahi bir dokunuştu!
VAHŞİ DARBE GİRİŞİMİ
Kara unsurları aktif katılım sağlamayınca FETÖ’cülerin Hava kuvvetleri taklacı kuşlar gibi havada dönüp durmaya başladılar. Şaşkın ve anlamsız uçuşlar yapıyorlardı. ABD’ye satılmış olmaları yanında bir de Avrasyacılar ‘satmış’tı FETÖ’cüleri. Tam bir fiyaskoydu. Baştan talimatlandırılmayan emirler yağmaya başladı. Avrasyacıların kıpırdamadığını görünce FETÖ’cüler onların işlerine kendi adamlarını gönderdiler. TRT’ye TÜRKSAT’a TEİAŞ’a, Telekom’a geç gidilmesinin sebebi bu oldu. Gecikince halk durumu kavradı ve gelen darbecilere de direnişler oldu.
Halkı yıldırmak için şiddeti artırma kararı aldılar. Durumu lehlerine çevirmek istiyorlardı: TBMM’ye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, Özel Harekat Daire Başkanlığı’na, AK Parti Genel Merkezine bombalar attılar. MİT’e, Genel Kurmay’a ateş açtılar, silahlı unsurlarla saldırdılar. Halka ateş açtılar. Az sayıda çıkabilmiş olsalar da tanklarıyla da halkın üzerine yürüdüler, ateş açtılar. Fakat her emirlerini de dinlemedi askeri personel. Boğaz Köprüsü’nü vur emrini dinlemediler. Deniz kuvvetleri, halkı bombalama emrini uygulamadı. Çözüldüler. Uğradıkları ihaneti gördüklerinde ava giderken av olduklarını anladı hain ve kalleş FETÖ’cüler. Ama kimsenin değil, milletin avı olmuşlardı, vatanın gerçek sahiplerinin avı.
ZAFER HAKKIN VE HAKKA İNANANLARINDIR
Bu ‘ilahi dokunuş’ ile zafer ne Amerika’ya, ne Rusya’ya mal oldu. Zafer milletin oldu. Zafer milletin sahip çıktığı lideri Erdoğan’ın oldu. Zafer Türkiye’nin; zafer hakkın ve Hakk’a inananların oldu.
O gece, büyük oyun vardı. Oyun içinde oyun planlanırken sahneye Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’la birlikte Milletin çıkması, tüm oyunları bozuldu, şartları lehimize çevirdi. Erdoğan le birlikte Bahçeli’nin de duruşu ülke nüfusunun yüzde 23’ünü sokağa indirdi o gece. Bu, halk ihtilallerinde aranan yüzde 7 sınırının üç katıdır. Yani moral bozucu, zapt edilmez bir ‘milli güç’ vatanına sahip çıkmış, düşman morallerini de çökertmiştir.
15 TEMMUZ MİLLİ KIYAM GECESİ
Aslında darbe girişimini bastıran halkın kıyamı, tarihte eşsiz ihtişamıyla yer aldı. Bize kalırsa 15 Temmuz darbesiyle değil, milli kıyam hareketi ile anılmalıdır. O derece saygıdeğer, muhteşem bir sahnedir.
ABD-Almanya da, İngiltere-Rusya da Türkiye’yi teslim alamadı. Şimdi karşılarında teslim olmuş değil bağımsızlığını kazanmış bir Türkiye var. Hesaplar artık Türkiye’siz yapılamayacak. Milli Mücadele’den zaferle çıkmış bir Türkiye, daha onurlu, daha dik duracak.
Putin’in Erdoğan’a randevu verdiği yer; Petersburg Rus imparatorluğunun başkentidir. İmparatorları orada ağırlarlar. Bu, Erdoğan’ın nasıl gittiğinin de bir kanıtıdır. Orada kabul ediyorsa olumlu bir yaklaşım var demektir.
CUMHURBAŞKANI’NIN KARARLARI BOŞA BÖYLE DEĞİL
Bu tespitler çerçevesinde bakınca olup bitenler yerli yerine oturmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuvvet komutanlarını neden değiştirmediği anlaşılabiliyor. Çünkü FETÖ’cüler hain ama günü parlayan Avrasyacılar da ‘bir etki altında!’ Kime güvensin? Geriye sadece Milliyetçi subaylar kalıyor!
Milleti neden meydanlarda nöbete devam ettirdiğini anlayabiliyor muyuz? 9 Ağustos’ta Rusya’da iken arkasında o güç durmaya devam etsin diye. Rusya ile anlaşamasaydı Avrasyacı subayların ne yapacağı da meçhuldü! O nedenle milleti, aşılması hayal bile edilemeyecek dev bir kütle halinde Yenikapı’da gösterdi onlara. Kimse aklından bile geçirmesin, diye.
MİLLİ SUBAYLAR DÖNEMİ
Birliklerin önünden çekmedi belediye araçlarını, çünkü potansiyel tehdit duruyordu. FETÖ’cüler bile temizlenmiş değildi. Tablo ortadaydı yüzde yüz güveneceği subay yüzde 15’ten ibaretti. Şimdi, ‘milli subay’ları yetiştirip yerleştirene kadar yaklaşık 15 sene Türkiye Rusya ile iyi geçinmeye, milleti de diri tutmaya mecbur kalmıştır.
‘Milli subay’ yetiştirecek eğitimci subay bile yok; askeri okulları nasıl tutsun? Ancak milletin içinden, kimsenin özel ünitesinden geçmemiş millet evlatlarını almayı projelendirdi. Askeri liseleri kapattı. Çok can yakan bir uygulama oldu ama başka çıkar yolu var mıydı? 10 yıl sonra Avrasyacıların darbesi olur, Rusya’nın yarım kalmış teslim alma işi tamamlanırdı!  Tabiri caiz ise, Yeniçeri Ocağı’nı lağvetti!
AB-ABD MOSMOR, KASKATI
Şimdi savaş sonrası şartlar var. Savaş sonrası demek, müttefiklerin ve sınırların yeniden belirleneceği dönem demektir.
Bakınız AB liderleri gelebiliyor mu, bir geçmiş olsun dileyebiliyor mu? Hayır! ABD? Hayır! Çünkü AB-ABD blokunun eseridir bu darbe! Utanç içindeler aslında. Suçüstü oldular. NATO, Türkiye açısından güvenini yitirdi. Bu darbeyi lehlerine kullanmak, Türkiye’yi de kazanmak isteyen Rusya ise ehven-i şer seviyesine yükselmiştir. Biz Rusya ile birlikte iken AB-ABD blokunun düşmanlıklarının devam edeceği kesindir.
Bundan sonra yapacakları ise bellidir; Terörle ülkeyi bunaltmak, suikastlerle sarsmak, üzerinde etkili oldukları Ermenistan, Yunanistan gibi ülkeler üzerinden sorun üreterek Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek, Suriye’de bir an önce PKK koridorunu tamamlamak!
TÜRKİYE’NİN DE YAPACAKLARI VAR!
Türkiye’nin yapacağı ise Rusya, İran, Mısır ve İsrail ile bölgede ağırlığını korumak ve Suriye’deki PKK koridorunu engelleyerek iç barışa mukayyet olup ilerleme hamlelerini sürdürmek, başta bilgi teknolojileri savunma sanayii olmak üzere hızla ekonomisini milli e güçlü hale getirmek!
Türk Milletinin 15 Temmuz demokrasi destanı yarının tarih kitaplarında ders olarak okutulacak niteliktedir. Böyle ‘kaçarı yok’ bir tuzaktan asla bir halk kurtulamazdı. O gün, milletin içinde uyuyan devi uyandırdılar. Cihangirlik ruhu uyandı yeniden. Artık bu milleti fetih getirmeyen hiçbir lider tatmin edemeyecektir. O gün esaret prangalarını parçaladı ve tüm dünyaya yeni bir imparatorluğun tohumunun filizlendiğini ilan etti: Büyük Türkiye tüm mazlum milletlere hayırlı olsun!
Kapitalizmin vandalları adaletin keskin kılıcı ile bir daha tanışacak! Hep söylediğimiz gibi; yeter ki 2023’e kadar ayakta kalalım, yarım asır sonra bambaşka bir Dünya bekliyor insanlığı. Daha güzel bir dünya…