ANALİZİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ANALİZİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Şubat 2017 Pazar

RUSYA’NIN PETROL VE DOĞAL GAZ REZERVLERİNİN ANALİZİ BÖLÜM 2





 RUSYA’NIN PETROL VE DOĞAL GAZ REZERVLERİNİN ANALİZİ BÖLÜM 2


2. Rusya Federasyonu’nun Petrol Rezervleri; 

Rusya Federasyonu, Orta Doğu devletleri kadar olmasa da önemli bir ölçüde petrol rezervine sahiptir. Rusya’nın kanıtlanmıs 60 milyar varil petrol rezervinin çoğu Batı Sibirya’da Ural Dağları ve Orta Sibirya platosu arasında bulunmaktadır.21 Rusya Federasyonu, petrol üretiminde Suudi Arabistan ve ABD’nin ardından üçüncü sırada yer almaktadır.22 

Rusya petrollerini Dick Cheney’in dünya toplam petrol sistemi referansı ile incelediğimizde Rusya’da petrol yatakları baslıca Volga-Ural Bölgesi, Batı Sibirya Bölgesi, Kuzey Kafkasya Bölgesi ve Kuzey Denizi kıyısında Kimmonpasava Bölgesi’nde yer almaktadır.23 Petrol rezervleri bakımından Batı Sibirya havzasının, Rusya için ayrı bir yeri bulunmaktadır. Çünkü bu bölge Rus petrol üretimi açısından büyük bir kaynak noktasını ihtiva etmektedir. Bölgede Sovyetler Birliği döneminden bu yana petrol üretimi yapılmaktadır. Ancak özellikle Sovyet döneminin sonlarına doğru burada petrol üretimi düsmesine rağmen Rusya’nın enerji alanındaki altyapı yatırımları sayesinde bölgedeki petrol üretiminde tekrar artıs sağlanmıstır. Rusya’da, Batı ve Orta Sibirya bölgeleri dısında Doğu Sibirya bölgesinde de petrol rezervlerinin olduğu bilinmektedir. Ancak Doğu Sibirya’daki coğrafi ve fiziksel elverissizlikten dolayı günümüze kadar bu bölgede yoğun bir arastırmanın yapıldığı söylenemez. Bunların yanında Rusya’da son dönemde yoğunlasmaya baslayan arastırmalar neticesinde 4.5 milyar varillik yeni rezerv alanları da bulunmustur. Yeni keşif  edilen petrol rezervleriyle birlikte Rusya’nın uluslararası petrol piyasasındaki konumunu pekistirerek daha fazla söz sahibi olması beklenmektedir.24 

Rusya, petrol üretiminin yaklasık % 74’ü doğrudan ihracata kanalize edilmistir. Günümüzde, Rus petrol ihracatının % 80’inden fazlası Batı, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine gitmektedir. Ruslar, Almanya, Polonya, Ukrayna, Belarus, Macaristan, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti gibi çesitli AB, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden olusan genis bir müsteri portföyüne sahip bulunmaktadır. Rusya Federasyonu petrol ihracatının % 50’sinden fazlasını ise doğrudan AB bloğu satın almaktadır. Orta Doğu petrolü ile kıyaslanamazsa da toplam tüketimde % 20 civarına ulasan pay ile AB petrol ithalatı açısından kritik önemde kabul edilebilecek Rus petrolü, ABD piyasası için henüz stratejik bir değer tasımamaktadır. Bugün Rus petrolünün ABD toplam ham petrol ithalatı içindeki payı % 1-2 civarında olup, bu rakam, ABD petrol ithalat portföyünde çok küçük bir yer isgal eden Angola’nın payına denk gelmektedir.25 Kuskusuz, günlük petrol tüketimi 21 milyon varile yaklasan ABD pazarından hatırı sayılır bir pay alınamaması, yatırım eksikliği, yüksek vergi oranları gibi diğer etkenlerle birlikte, Rus petrolünü etkin bir dıs politika aracı olarak kullanılmasının önündeki en büyük engellerden biridir. 

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’nın son raporunda, 2004-2030 döneminde, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Orta Doğu ülkelerinde ham petrol üretiminin yıllık % 2.6 oranında büyüyeceği; buna karsılık Rusya Federasyonu’nun toplam petrol üretiminin binde 7 civarında çok düsük bir ortalama yıllık artıs hızıyla 2010’da 10.7, 2020’de 10.9 ve 2030’da ancak 11.1 mv/g düzeyine çıkacağı öngörülmektedir. IEA’ya göre, kısa ve orta 
vadede meydana gelen üretim artıslarının çoğunu ihracata yönlendirmek mümkün olsa da, 7.3 mv/g’lük ihracat düzeyinin yakalanacağı 2010’dan sonra, Rusya Federasyonu petrol ihracatının dünya petrol ticaretindeki payı da hızla gerilemeye baslayacaktır. OPEC’in % 41 civarında olan dünya petrol üretimin deki mevcut payı 2010’da da kabaca korunacak, ancak 2020’de dünya petrolünün % 45’i ve 2030’da % 50’si OPEC tarafından üretilecektir. Buna 
karsılık Rusya’nın % 12 civarında olan global petrol üretimindeki mevcut payı, 2010 yılında % 11.5, 2020’de % 10.4 ve 2030’da % 9.6 seviyelerine düsecektir.26 

Rusya Federasyonu’nun, kısa, orta ve uzun vadede sadece OPEC petrol üretimi ve ihracatıyla değil, OPEC petrol rezervleri ile de rekabet etmesi çok zordur. Her ne kadar, Rusya Federasyonu, son bes yılda Suudi Arabistan’ın ardından dünyanın ikinci en büyük petrol üreticisi ve ihracatçısı konumuna yükselmisse de; dünya ispatlanmıs ham petrol rezervlerinin % 75’ine sahip OPEC ülkeleri ile kıyaslandığında global toplamdan aldığı % 6’lık payla bu listenin ancak yedinci sırasına yerleşebilmekte dir. Uluslararası Enerji Ajansı, devasa rezervler sayesinde, dünya petrol üretiminde 2010-2030 yılları arasında yasanacak artısın, temel olarak OPEC’in Orta Doğulu üyelerince sağlanacağını öngörmektedir. Kaldı ki, rezerv ömrü bakımından da OPEC ve Orta Doğu ülkeleri Rusya Federasyonu’na göre çok daha avantajlı bir konuma sahip bulunmakta dırlar. Mevcut üretim düzeylerinin korunması halinde, Rusya Federasyonu petrolüne 21 yıldan biraz fazla ömür biçilmektedir. Oysa, OPEC’in 74 yıl, Orta Doğu’nun ise 82 yıllık petrolü bulunmaktadır. 



Tablo 2.1.: En Fazla Petrol Rezervine Sahip Olan Ülkeler (2013) 
http://www.eia.gov/countries/cab.cfm?fips=ir, (Erisim 11 Haziran 2014). 

Muhtemel rezervler de dikkate alındığında Rusya Federasyonu’nun, OPEC ve özellikle Orta Doğulu üreticiler ile boy ölçüsmesi mümkün değildir.27 Son yıllarda kaydedilen parlak üretim ve ihracat geçmisine rağmen, Rusya Federasyonu, dünya petrol piyasasında OPEC’in, daha doğrusu Orta Doğu’nun yerini hiç bir zaman alamayacaktır. OPEC’in % 41 civarında olan dünya petrol üretimindeki mevcut payı 2010’da da kabaca korunacak, ancak 2020’de dünya petrolünün % 45’i ve 2030’da % 50’si OPEC tarafından üretilecektir. Buna 
karsılık Rusya’nın % 12 civarında olan global petrol üretimindeki mevcut payı, 2010 yılında % 11.5, 2020’de % 10.4 ve 2030’da % 9.6 seviyelerine düsecektir.28 

Rusya Federasyonu’nun enerji sektöründeki en büyük sorunu yatırım ihtiyacıdır. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, devasa boyutlardaki Rusya Federasyonu enerji kaynakları ve ihracat altyapısının gelistirilmesi için, 2030 yılına kadar 900 milyar dolardan fazla yatırım yapılması gerekmektedir. Ajans, 2001-2030 döneminde Rusya petrol endüstrisi için, yılda ortalama 11 milyar dolar ya da toplam 328 milyar dolar düzeyinde muazzam bir yatırım ihtiyacı öngörmektedir. Bu tutarın % 90’ından fazlası arama ve gelistirme amaçlı kullanılacak; toplamın % 40’ından fazlası sadece OECD piyasalarına arz sağlayacak projelere gidecektir.29 


Tablo 2.2. Rusya’nın petrol üretiminde sirket payları (2012) 



http://www.eia.gov/countries/cab.cfm?fips=ir, (Erisim 10 Haziran 2014). 

Rusya petrol üretim sektörüne de doğal gaz piyasasına benzer biçimde ulusal sirketler hakim konumdadır. SSCB’nin dağılmasının hemen ardından özelleştirme ye açılan petrol endüstrisinde Putin dönemi ile birlikte devlet yeniden kontrolü ele geçirmeye yönelik adımlar atmıstır. Devlet kontrolündeki Rosneft, yıllara yayılan satın alma operasyonları ile Rusya Federasyonu’nun en büyük üreticisi haline gelmistir.30 

2.1. Rusya Federasyonu’nun Önemli Petrol Boru Hatları Projeleri ;

Rusya’nın hali hazırda kullanılan birçok boru hattı ile yapım ve planlama asamasında olan birçok petrol boru hattı projesi bulunmaktadır. Ancak bu çalısmada sadece belli baslı petrol boru hatları ana hatları ile ele alınacaktır. Rusya Federasyonu’nun, petrol boru hatlarının kontrolü neredeyse tamamen Transneft’in elindedir. Petrol boru hatları üzerinde tekel konumunda bulunan Transneft, Rusya Federasyonu'nda çıkartılan ham petrolün % 88’ini iç ve dıs pazarlara ulastırmaktadır. Devlet tarafından yönetilen Transneft, genis bir iç dağıtım ve ihracat boru hattına sahiptir.31 

Baltık Boru Hattı Sistemi: Samara’yı Finlandiya Körfezindeki Primorsk’ta bulunan Rusya’nın petrol tankeri terminaline bağlayan Baltık Boru Hattı Sistemi (BPS), Transneft tarafından isletilmektedir. Rusya’nın Batı Sibirya Bölgesi’nden ham petrolü hem Kuzey hem de Batı Avrupa pazarlarına tasımaktadır.32 Baltık Boru Hattı Sistemi, Batı Sibirya ve Timan Peçora’dan Finlandiya Körfezi’ndeki Primorsk Limanı’na ham petrol sevkiyatı için kullanılmaktadır. Aralık 2001’de faaliyete geçmis olan Baltık Boru Hattı Sistemi her geçen yıl kapasitesini daha fazla arttırmıstır. Baltık Boru Hattı Sistemi’nin Rusya açısından en önemli özelliği enerji ihracında aracı devletleri ortadan kaldırması ve bunun sonucu olarak Kuzey Avrupa enerji pazarlarına doğrudan inis imkanı sağlamasından meydana gelmektedir. Bu durum da Rusya’nın Kuzey Avrupa’ya ihracatında transit yollarla ve transit ülkelerle uğrasmaması anlamına gelmektedir. 

Doğu Sibirya-Pasifik Okyanusu Boru Hattı: Dünya genelinde enerji tüketen sadece ABD, Rusya gibi devletler ve AB değildir. Özellikle Çin ve Hindistan gibi hızlı bir sekilde gelismekte olan ülkeleri de göz önüne almak gerekmektedir. Çünkü Çin ve Hindistan gibi devletler son dönemlerde hızlı gelismelerine paralel olarak yoğun bir enerji talebi içerisindedir. Rusya, gelismekte olan ülkelerin enerji talebindeki artısın da etkisi ile dünyanın en büyük enerji devlerinden birisi haline gelmistir. Devlet Baskanı Putin’in 21 Mart 2006’da Pekin’e yaptığı ziyaret esnasında Rosneft ile Gazprom, Çin Milli Petrol Kurulusu (CNPC) ile anlasmalar imzaladı.33 Bu proje iki asamadan olusmaktadır. Bu proje ile Rusya enerji alanında Asya-Pasifik bölgelerinde de etkin bir enerji politikası yürütmeyi amaçlamaktadır. 

Druzhba Boru Hattı: Rusya’nın Avrupa’ya petrol ihracı için kullandığı yollardan birisi de Druzhba Boru Hattıdır. “Druzhba” veya “Dostluk” boru hattı 4000 km ile dünyanın en uzun boru hattıdır. Rus ham petrolünün yaklasık % 70’i seviyesinde Avrupa’ya geçisi için bu boru hattı kullanılmıstır, Avrupa’ya yollanan Rus petrolünün baslıca en genis nakil yoludur.34 Hattın ortalama olarak günlük kapasitesi 1.2-1.3/milyon varil kadardır. Druzhba Boru Hattı Ukrayna, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Macaristan üzerinden Almanya’ya ulasmaktadır. Druzhba hatları genel olarak kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmaktadır. Hattın kuzey kısmı Almanya’ya bağlanmaktadır. Hattın güney kısmında Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya bulunmaktadır. 

Sonuç 

Rusya dünyanın en büyük enerji tedarikçisi devletler arasında ön sıralarda yer almaktadır. Hem petrol, hem de doğalgaz alanında gerek rezervleri bakımından, gerek üretim kapasitesi bakımından, gerekse de enerji ihracatı açısından dünyanın önde gelen devletleri arasındadır. Rusya Federasyonu’nun ekonomik büyümesi doğal gaz ve petrol ihracatına ile fiyatlarındaki değisimlere dayanmaktadır. Rusya’nın 2012 yılındaki ihracatının yüzde 70’ini doğal gaz ve petrol olustururken, federal bütçe gelirlerinin % 52’si de doğal gaz ve petrol gelirinden olusmaktadır.35 

Rusya Federasyonu, dünya doğal gaz rezervlerinin yaklasık % 20’sine sahip bir dünya devidir. Rusya’nın dünyada doğal gaz alanındaki bu hegemonyası, doğal gazı ithal eden ve Rusya’nın bu doğal gazı ihraç edebilmesi için kullandığı transit ülkeler açısından olumsuzluklar doğurmustur. Çünkü Rusya dünya enerji piyasalarında tekel durumunda bulunan doğal gazını diğer devletler ve özellikle de kendi bölgesinde bulunan devletler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmaktadır. Hatta bu baskıyı sadece ekonomik alanda değil, yeri geldiği zaman değisik platformlarda siyasi baskı aracı olarak da kullanmaktadır. 

Rusya, Orta Asya ve Kafkasya Bölgesi’ndeki devletlerden ucuza aldığı doğal gazı yüksek fiyatlardan AB üyesi devletlere satmaktadır. AB üyesi devletlerin Rus doğal gazına %45 gibi bir oranda bağımlı olduğunu düsünürsek, Rusya’nın doğal gaz üzerinden elde ettiği gelirin de boyutlarını daha iyi bir sekilde anlamak mümkündür.36 

Rusya Federasyonu’nun enerji alanında ihracatçı konumunun yanı sıra enerji nakil güzergahını da kontrol altında tutmak isteme sebebinin, enerji diplomasisini kullanarak tekrar süper güç konumuna ulasmak olduğu hakkında görüsler mevcuttur. Rusya Federasyonu petrol ve doğal gaz ihraç yollarını elinde tutarak, dünya petrol arzını etkilemeyi ve petrol ve doğal gaz ithal eden ülkeleri hem ekonomik hem de siyasi açıdan kontrol etmeyi amaçlamaktadır.37 

Rusya Federasyonu’nun enerjiyi dıs politikada kullanmasına destek olan bir durum da Rusya’ya olan bağımlılıktır. Özellikle Avrupa ülkelerinin enerji konusunda Rusya Federasyonu’na olan bağımlılıkları, pek çok krizde görüldüğü gibi Rusya’ya bu ülkelerin iç islerine bile karısma yetkisi verebilmektedir.38 

Rusya Federasyonu bugün, AB’nin en basta gelen petrol, doğal gaz ve kömür tedarikçisidir ve bu durumdan olusan iliski her iki taraf için de vazgeçilmez olmakta; Rusya’nın sahip olduğu enerji kaynaklarından gelir olusturması için AB, AB’nin enerji ihtiyacını karsılaması için de Rusya Federasyonu hayati önem tasımaktadır.39 

Rusya Federasyonu’nun, Avrupa’ya petrol ve doğal gazda ana sağlayıcı olması, global enerji pazarında Rusya’nın çok önemli bir oyuncu olmasına neden olmaktadır.40 Fakat Rusya Federasyonu dünya pazarlarında, özellikle de Avrupa’da, çok önemli bir oyuncu olarak bulunsa da, uzun vadede Orta Doğu ve OPEC ülkeleri ile isbirliği içinde olması gerekebilmekte, çünkü global enerji tüketimi gün geçtikçe değismekte ve kaynaklar için alternatif olusturma çabası giderek artmaktadır.41 

Rusya Federasyonu zengin doğal kaynaklarını kullanarak bir yandan kendisine bağlı bıraktığı ülkelerde etkinliğini artırırken, diğer yandan da kendisine enerji kaynakları açısından alternatif olabilecek Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan gibi ülkelerle de ikili antlasmalar yaparak onları da kendisine bağlamıstır. Rusya Federasyonu için Orta Asya ve Hazar Bölgesi’ni “yakın çevre” veya “arka bahçe” olarak adlandırılmıs ve stratejik açıdan büyük önem tasır hale gelmistir. SSCB’nin yıkılmasından sonra Rusya Federasyonu, enerji kozunu kullanarak bölge üzerindeki hakimiyetini yeniden kurmayı amaçlamıstır. Bu ülkelerle yapmıs olduğu antlasmalar sonucunda hiçbir ülke Moskova’yı devre dısı bırakarak söz konusu ülkelerden ucuz gaz satın alamayacak hale gelmistir. Antlasmaya katılan bu ülkelerin de Rusya Federasyonu karsısındaki olumlu tutumlarının sebebi büyük oranda Rusya’ya bağlı olmaları ve enerji projeleri konusunda istikrarlı politikalar izleyemiyor oluslarındandır.42 SSCB sonrasında bağımsızlığını kazanan bu devletlerin kendi etki alanından çıkıp, Batı ile 
yakınlasmasını istememis ve gelistirdiği enerji kozunu bu devletlere karsı uygulamıstır. 

DİPNOTLAR;

1 World Energy Outlook 2011, IEA, www.worldenergyoutlook.org/media/weowebsite/2011/es_turkish.pdf/ (Erisim 24 Haziran 2013). 
2 Olcott, Martha Brill, “The Energy Dimension in Russian Global Strategy: Vladimir Putin and the Geopolitics of Oil”, Ekim 2004, http://www.rice.edu/energy/publications/docs/PEC_Olcott_10_2004.pdf (Erisim 13 Haziran 2014). 
3 Özel, Merve Suna, “Putin’in Ülkesi: Güçlü Ordu Güçlü Rusya”, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, 12.08.2012, 
http://www.21yyte.org/tr/arastirma/rusya-slav-arastirmalari-merkezi/2012/08/14/6710/putinin-ulkesi-guclu-orduguclu-rusya (Erisim 17 Haziran 2014). 
4“Türkiye'nin Enerji Stratejisi”, T.C. Dısisleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/turkiye_nin-enerjistratejisi.tr.mfa (Erisim 13 Haziran 2014). 
5 Oğan, Sinan, “Enerji Stratejisinden Mahrum Bir Ülke”, http://www.turksam.org/tr/a1314.html (Erisim 05 Haziran 2014). 
6 Russia, U.S. Energy Information Administration, http://www.eia.gov/countries/analysisbriefs/Russia/russia.pdf (Erisim 05 Haziran 2014). 
7 A.e. 
8 Hill, Fiona, “Moscow Discovers Soft Power”, 
http://www.brookings.edu/~/media/research/files/articles/2006/10/russia%20hill/20061001.pdf(Erisim 18 Haziran 2014). 
9 World Energy Outlook 2011, IEA, www.worldenergyoutlook.org/media/weowebsite/2011/es_turkish.pdf/ (Erisim 24 Haziran 2013). 
10 Russia, U.S. Energy Information Administration, 
http://www.eia.gov/countries/analysisbriefs/Russia/russia.pdf (Erisim 05 Haziran 2014). 
11 Davies, Peter, BP Quentifying Energy BP Statistical Rewiew of World Energy, London, BP, 2006. 
12 Gas and oil production, Gazprom, http://www.gazprom.com/about/production/extraction/Gazprom, (Erisim 15 Mayıs 2014). 
13 Sahin, Kenan, “Rusya Federasyonu Enerji Sektörünün Yapısı, Sektörde Yasanan Gelismeler ve Rusya Federasyonu’nun G-8 Baskanlığı”, T.C. Dısisleri Bakanlığı Yayınları Uluslararası Ekonomik Sorunlar Dergisi, Sayı XX, 
http://www.mfa.gov.tr/rusya-federasyonu-enerji-sektorunun-yapisi_-sektorde-yasanan-gelismeler-verusya-federasyonu_nun-g-8-baskanligi-.tr.mfa (Erisim 16 Haziran 2014). 
14 Energy Strategy of Russia For The Period Up To 2030, Ministry of Energy of The Russian Federation, Moscow, Institute of Energy Strategy, 2010, s. 23. 
15 Pala, Cenk, “Ayı Dle Dans: Kutsal Gazprom İmparatorluğu ve Türkiye”, Süha Tanyeri (ed.), Dördüncü Uluslararası Sempozyum Bildirileri Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler, Ankara, Genelkurmay 
Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlığı Yayınları, 2007, s. 25. 
16 Ihanus, Juhani, “Putin and Medvedev: double leadership in Russia”, The Journal of Psychohistory, Volume 38, Number: 3, 01/2011, s. 255. 
17 Pala, Cenk, “Boru Hatları Oyununda Büyük Güçler ve Türkiye”, 
http://kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/121227p.pdf (Erisim 02 Haziran 2016. 
18 International Energy Outlook 2013, U.S. Energy Information Agency, 
http://www.eia.doe.gov/oiaf/ieo/pdf/nat_gas.pdf (Erisim 23 Mayıs 2014). 
19 Demirmen, Ferruh, “Blue Stream: A Project That Turkey Could Do Without”, Turkish Daily News, 23.04.2001, 
http://www.hurriyetdailynews.com/default.aspx?pageid=438&n=blue-stream-a-project-turkey-could-do-without-2001-04-23 (Erisim 16 Haziran 2014). 
20 “Yamal-Avrupa-2 hattı 2019'da açılacak”, 
http://www.rsfmradio.com/2013_04_04/Yamal-Avrupa-2-hatti-2019-da-acilacak/(Erisim 11 Haziran 2014). 
21 Gleb, Bernard A., “Russian Oil and Gas Challenges”, CRS Report for Congress, 2006, 
http://fpc.state.gov/documents/organization/58988.pdf (Erisim 10 Haziran 2014) , s. 4. 
22 Xu, Conglin and Bell, Laura, “Worldwide reserves, oil production post modest rise”, Oil&Gas Journal, 12 
Subat 2013, http://www.ogj.com/articles/print/volume-111/issue-12/special-report-worldwide-report/worldwidereserves-
oil-production-post-modest-rise.html (Erisim 05 Haziran 2014). 
23 Üsümezsoy, Sener, “Rus Avrasyacılığı mı Tatar Petrollerinin Rus Petrollerine Dönüstürülme Stratejisi mi?”, 
Türksolu Dergisi, Yıl: 2006, Sayı: 113, http://www.turksolu.org/113/usumezsoy113.htm (Erişim 08 Haziran 2014), s. 1. 
24 Erbil, Yazgan, Rusya-Ukrayna Doğal Gaz Krizi ve Enerji Güvenliği, Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi 
Kadir Has Üniversitesi SBE, 2010, http://sites.khas.edu.tr/tez/YazganErbil_izinli.pdf (Erisim Tarihi: 15.06.2014), s. 104. 
25 Sahin, Kenan, “Rusya Federasyonu Enerji Sektörünün Yapısı, Sektörde Yasanan Gelismeler ve Rusya 
Federasyonu’nun G-8 Baskanlığı”, T.C. Dısisleri Bakanlığı Yayınları Uluslararası Ekonomik Sorunlar Dergisi, 
Sayı: XX, http://www.mfa.gov.tr/rusya-federasyonu-enerji-sektorunun-yapisi_-sektorde-yasanan-gelismeler-verusya-
federasyonu_nun-g-8-baskanligi-.tr.mfa (Erisim 16 Haziran 2014). 
26 Energy Outlook 2013, International Energy Agency, http://www.worldenergyoutlook.org/publications/weo2013/ (Erisim 19 Mayıs 2014). 
27 Erbil, Yazgan, Rusya-Ukrayna Doğal Gaz Krizi ve Enerji Güvenliği, Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi 
Kadir Has Üniversitesi SBE, 2010, http://sites.khas.edu.tr/tez/YazganErbil_izinli.pdf (Erisim 15 Haziran 2014), s. 104-105. 
28 World Energy Outlook 2011, International Energy Agency, 
http://www.oecd-ilibrary.org/energy/worldenergy-outlook-2011_weo-2011-en (Erisim 15 Haziran 2014). 
29 Energy Outlook 2013, International Energy Agency, http://www.worldenergyoutlook.org/publications/weo2013/ (Erisim 19 Mayıs 2014). 
30 Russia, U.S. Energy Information Administration, 
http://www.eia.gov/countries/analysisbriefs/Russia/russia.pdf (Erisim 05 Haziran 2014). 
31 A.e. 
32 Chossudovsky, Michel, “Avrasya Koridoru: Boru Hattı Jeopolitiği ve Yeni Soğuk Savas”, 2008, 
http://www.koxuz.org/anasayfa/node/1921 (Erisim 18 Mayıs 2014). 
33 Nadir Devlet, Enerji Güvenliğinde Ülkelerin İstikrar Sorunları, Ankara, Konrad Adenauer Stiftung Yayını, 
2007, http://www.konrad.org.tr/Enerji/10DEVLET.pdf (Erisim 20 Mayıs 2014). 
34 Ksenia, Borisocheva, “Analysis of the Oil-and Gas-Pipeline-Links between EU and Russia – An Account of 
Intrinsic Interests”, CERE-Centre For Russia And Eurasia, 2007, 
http://www.energiasportal.com/biblioteca/?dl_t=5&dl_page=7 (Erisim 20 Mayıs 2014), s. 5. 
35 Russia, U.S. Energy Information Administration, http://www.eia.gov/countries/analysisbriefs/Russia/russia.pdf (Erisim 05 Haziran 2014). 
36 Pala, Cenk, “Ayı İle Dans: Kutsal Gazprom Dmparatorluğu ve Türkiye”, Süha Tanyeri (ed.), Dördüncü Uluslararası Sempozyum Bildirileri Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler, Ankara, Genelkurmay 
Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlığı Yayınları, 2007, s. 27. 
37 Karakaya, D., Koray, F.,“Enerji Bağlamında Türkiye-Rusya Dliskileri”, http://wwwturksam.org/tr/a411.html (Erisim 12 Haziran 2014). 
38 Goldthau, Andreas,“Resurgent Russia? Rethinking Energy Inc.”, Policy Review, 147, February and March 2008, s. 57. 
39 Cleutinx, C., Piper, J., The EU-Russia Energy Relations, Centre for European Reform, 2008, s. 25-34. 
40 Broache, M., “Re-examining Russian Energy Power” Journal of International Affairs, 63 (2), 2010, s. 233. 
41 Hill, F., “The 21st Century's Energy Superpower?”, The Brooking Review, 20 (2), s. 30. 
42 Ulutas, M., “Küresel Enerji Savasları ve Türkiye'nin Konumu” Cumhuriyet Enerji, 1, Ocak 2008, s. 11. 


KAYNAKÇA; 

A. M. Mastepanov, “Energy Strategy of The Russian Federation to The Year 2020”, 2009, pp.1-23. 
http://ec.europa.eu/energy/russia/presentations/ (Erisim Tarihi: 16.06.2013). 
Adem Kuzu, Putin Dönemi Rus Enerji Politikasının Türkiye’nin Enerji Politikalarına Etkileri, Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi, Ufuk Üniversitesi SBE, 2008. 
Ahmet Sapmaz, Rusya’nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye’ye Etkileri, Dstanbul, Ötüken Yayıncılık, 2008. 
Aleksandr Dugin, Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklasım, (çev.) V. Dmanov, Dstanbul, Küre Yayınları, 2006. 
Aleksandr Kovacevic, The Impact of the Russia–Ukraine Gas Crisis in South Eastern Europe, Oxford Institute for Energy Studies, 2009. 
Ali Tekin and Paul A. Williams, “EU–Russian Relations and Turkey’s Role as an Energy Corridor”, Europe-Asia Studies, Volume 61, No 2, 2009, s. 337-356. 
Andreas Goldthau,“Resurgent Russia? Rethinking Energy Inc.”, Policy Review, 147, February and March 2008, s. 53-63. 
Anita Orban, Power, Energy, and the New Russian Imperialism, London, Praeger, 2008. 
Anna Politkovskaya, Putin’in Rusyası, Dstanbul, Agora, 2006. 
Bircan Dokuzlar, Dünya Güç Dengesinde Yeni Silah Doğal Gaz, Dstanbul, IQ Yayınları, 2006. 
BP Statistical Review of World Energy 2011, BP, 2011, 
www.bp.com/statisticalreview/ , (15.03.2013). 
Brian Crozier, The Rise And Fall of The Soviet Empire, An Imprint Of Prima Publishing, California, National Review, 2000. 
Broache M. , “Re-examining Russian Energy Power” Journal of International Affairs, 63 (2), 2010, s. 233-245. 
C. Cleutinx and J. Piper, The EU-Russia Energy Relations, Centre for European Reform, 2008. 
Cenk Pala, “21. Yüzyıl Dünya Enerji Dengesinde Petrol ve Doğal Gazın Yeri ve Önemi” , Avrasya Dosyası, Cilt 9, Sayı 1, Bahar 2003, s. 5-38. 
Cenk Pala, “Ayı İle Dans: Kutsal Gazprom İmparatorluğu ve Türkiye”, Süha Tanyeri (Ed.). Dördüncü Uluslararası Sempozyum Bildirileri Güvenliğin Yeni Boyutları ve 
Uluslararası Örgütler içinde (9-42), Ankara, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlığı Yayınları, 2007. 
Ç. Kürsat Yüce, Kafkasya ve Orta Asya Enerji Kaynakları Üzerinde Mücadele, İstanbul: Ötüken Yayınları, 2006. 
Energy Strategy of Russia For The Period Up To 2030, Ministry of Energy of The Russian Federation, Moscow, Institute of Energy Strategy, 2010. 
Evrim Eken, Rusya Federasyonu’nun Orta Asya’daki Doğal Gaz Politikası ve Gazprom, Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi SBE, 2006. 
Fırat Gazel, “Petrodolarlar Kıskacında Rusya”, http://www.emo.org.tr/ekler/b5040a8a5baf3e0_ek.pdf (Erisim Tarihi: 15.06.2014). 
Fiona Hill, “The 21st Century's Energy Superpower?”, The Brooking Review, 20 (2), s. 28-31. 
Gareth M. Winrow, “Energy Security in the Black Sea: Caspian Region”, Perceptions, Güz 2005, s. 85 – 98. 
Hongjian Yu, Gas Resupply of Russia to Ukraine and Europe, 3rd edition, People’s Daily, 2009. 
International Energy Outlook 2011, U.S. Energy Information Administration, 2011, www.eia.gov/forecasts/ieo/pdf/0484%282011%29.pdf/ (Erisim Tarihi: 03.05.2013). 
John Lough, Russia’s Energy Diplomacy, London, Chatham House, May 2011. 
Juhani Ihanus, “Putin and Medvedev: double leadership in Russia”, The Journal of Psychohistory, Volume 38, Number: 3, 01/2011, s. 251-84. 
Ksenia Borisocheva, “Analysis of the Oil-and Gas-Pipeline-Links between EU and Russia – An Account of Intrinsic Interests”, CERE-Centre For Russıa And Eurasia, Athens, 
Greece, 2007, http://www.energiasportal.com/biblioteca/?dl_t=5&dl_page=7, (20 Haziran 2010). 
Mahir Ulutas, “Küresel Enerji Savasları ve Türkiye'nin Konumu”, Cumhuriyet Enerji, 1, Ocak 2008, s. 10-12. 
Marshall I. Goldman, PETROSTATE Putin, Power, and the New Russia, Oxford, Oxford University Press, 2008. 
Mert Bilgin, “Geopolitics of European Natural Gas Demand: Supplies from Russia, Caspian and the Middle East”, Energy Policy, 37, 2009, s. 4482–4492. 
Mert Bilgin, Avrasya Enerji Savasları, I. Baskı, Dstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2005. 
Mesut Hakkı Casin, Novgorod Knezliği’nden XXI. Yüzyıla Rus Dmparatorluk Stratejisi, I. Basım, İstanbul, Okumus Adam Yayınları, 2006. 
Michael T. Klare, Rising powers, shrinking planet: the new geopolitics of energy, New York, 
Metropolitan Books, 2008, s. 15. 
Mitat Çelikpala, “Rusya Enerji Stratejisi”, Stratejik Analiz, Subat 2008, s. 55-62. 
Natural Gas Market Review 2012, International Energy Agency, OECD Publishing, 2013. 
Outlook for Energy: A View to 2030, Exxon Mobile, 2010, 
http://www.exxonmobil.com/Corporate/Files/news_pub_eo_2009.pdf, (18.04.2013). 
Peter Davies, BP Quentifying Energy BP Statistical Rewiew of World Energy, London,BP, 2006. 
Robert Gilpin, Uluslararası İliskilerin Ekonomi Politiği, Ankara, Kripto, 2011. 
Tayyar Arı, Uluslararası İliskiler Teorileri, Çatısma, Hegemonya, İsbirliği, Bursa, MKM Yayıncılık, 2010. 
Timur Sarısoy , “Rusya’da Petrolün Tarihçesi”, Rusya’nın Dlk Türkçe Gazetesi-GAZETEM, 
http://www.gazetem.ru/yazar/124/timur-sarisoy/rusyada-petrolun-tarihcesi.html (Erisim Tarihi: 15.06.2014). 
Volkan S. Ediger, “Yeni Yüzyılın Enerji Güvenliğinde Karsılıklı Bağımlılık Bir Zaruret”, Doğalgaz Dergisi, 132, 2008, 
http://www.v-energy.net/makaleler/dgd2.pdf (Erisim Tarihi: 16.05.2014). 
W. Raymond Duncan et al., World Politics in the 21st Century, New York, Pearson Longman, 2006. 
World Energy Outlook 2030, London, British Petroleum, 2012. 


***

RUSYA’NIN PETROL VE DOĞAL GAZ REZERVLERİNİN ANALİZİ BÖLÜM 1





RUSYA’NIN PETROL VE DOĞAL GAZ REZERVLERİNİN ANALİZİ, BÖLÜM 1 


DOĞU AKDENİZ’DE ENERJİ DENKLEMİ VE OLASI YAN ETKİLERİ  
Azime TELLİ* 
* Öğr. Gör., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İliskiler ABD Doktora Öğrencisi. 

Özet 

Rusya, petrol ve doğal gaz arzında ilk sıralarda yer almaktadır. Sahip olduğu kaynakların yarattığı büyük potansiyel Rusya’yı önemli bir stratejik güç konumuna getirmektedir. Bu çalısmada Rusya Federasyonu’nun enerji süper gücü olma hedefine ulasmada en önemli silahı olan doğal gaz ve petrol rezervleri, üretimi ve bu kaynakların transferine yönelik boru hatları projeleri ele alınacaktır. Ayrıca Rusya’nın enerji politikasının gelecek projeksiyonları da analiz edilecektir. 

Anahtar Kelimeler: Rusya, enerji politikası, enerji güvenliği, petrol, doğal gaz, boru hatları,

Giriş 

Sanayi Devrimi ile birlikte devletler için yasamsal önem kazanan hidrokarbon kaynaklarına erisimin tasıdığı stratejik değer yenilebilir enerji alanında yasanan gelismelere rağmen 21. Yüzyıl’da da yerini korumaktadır. Hidrokarbon kaynakları belirli bölgelerde yoğunlastığı için bu duruma bağlı olarak kaynak sahibi ülkeler ile kaynak sahibi olmayan ülkeler arasındaki iliskiler de büyük önem tasımaktadır. Soğuk Savas sonrası dönemde askeri-ideolojik unsurların yerini ekonomik unsurların almasıyla hidrokarbon kaynaklarına sahip 
olmak ya da bu kaynaklar üzerinde kontrol sahibi olmak uluslararası güç yarısında önemli bir güç unsuru olarak öne çıkmıstır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın, dünya enerji talebinin önümüzdeki 25 yılda üçte bir oranında artacağı uyarısı enerji kaynaklarına sahip olmanın ya da bu kaynaklar üzerinde hakimiyet kurmanın öneminin daha da artacağına isaret etmektedir.1 

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin, Soğuk Savas’ın sona ermesiyle parçalanmasının sıkıntılarını yasayan Rusya Federasyonu, 2000’li yıllarda Vladimir Putin’in basa geçmesi ile uluslararası arenadaki kan kaybını durdurmus ve hızla bir toparlanma sürecine girmistir. Bu toparlanmada Rusya Federasyonu ’nun sahip olduğu zengin hidrokarbon kaynaklarının yadsınamaz bir rolü bulunmaktadır. Putin’in, St. Petersburg Madencilik Enstitüsü’nde savunduğu ve basarılı bulunan doktora tezi ile 1999’da yayınladığı makalesinin konusunun basta petrol ve doğal gaz olmak üzere doğal kaynakların Rus ekonomisinin gelisimindeki rolü olduğuna dikkat edilirse bu durum daha da anlasılır olmaktadır.2 

Rusya’nın dünyadaki önemli rolü nükleer gücünün3 yanında sahip olduğu zengin hidrokarbon kaynaklarından da kaynaklanmaktadır. Günümüzde, dünya doğal gaz rezervlerinin % 27’sine sahip olan Rusya Federasyonu, en büyük doğal gaz üretici konumundadır ve petrol üretiminde dünyada ikinci sırada gelirken; sahip olduğu petrol rezervleri bakımından dünyada sekizinci sırada gelmektedir.4 Doğal gaz ve petrolden günde 550 milyon dolar, dakikada ise 380 bin dolar gelir elde eden Rusya Federasyonu, yaklasık 300 milyar dolar döviz rezervine sahip bir devlet olarak, enerji alanında büyüyen bir dev görüntüsü sergilemeye devam etmektedir.5 Rus ekonomisi yüksek oranda hidrokarbon kaynaklarına bağımlı durumdadır. Federal bütçe gelirlerinin % 50’den fazlası petrol ve doğal gaz gelirinden elde edilmektedir.6 

Sahip olduğu kaynakların yarattığı büyük potansiyel Rusya’yı önemli bir stratejik güç konumuna getirmektedir. Bu çalısmada Rusya Federasyonu’nun sahip olduğu hidrokarbon kaynaklarından doğal gaz ve petrol incelenecektir. Rusya, dünyanın en zengin kömür rezervlerine sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer almakla birlikte diğer hidrokarbon kaynaklarına göre kömür üretimine daha az önem vermektedir.7 Bu nedenle çalısmada Rusya Federasyo’nun enerji süper gücü8 olma hedefine ulasmada en önemli silahları olan doğal gaz ve petrol rezervleri, üretimi ve bu kaynakların transferine yönelik boru hatları projeleri ele alınacaktır. 21. Yüzyıl’da doğal gazın kazandığı önem nedeni ile önce Rusya Federasyonu’nun doğal gaz rezervleri ele alınacak olup ardından petrol rezervleri incelenecektir. 

1. Rusya Federasyonu’nun Doğal Gaz Rezervleri 

Doğal gaz, 21. yüzyılın en önemli yakıtı olmaya adaydır. Uluslararası Enerji Ajansı, doğal gazın, dünya birincil enerji tüketiminden alınan pay itibarıyla 2020 yılında kömürü geçerek, petrolün hemen ardından ikinci sıraya yerleseceğini öngörmektedir. Dünya birincil enerji tüketiminde % 21’lik pay alan doğal gaz, 2020’de global enerji tüketiminin % 24’ünden sorumlu olacaktır.9 Temel olarak elektrik üretimindeki artan ağırlığı nedeniyle bu yüzyılın en azından ilk yarısı boyunca en stratejik yakıt haline gelecek doğal gazın, enerji portföyünde 
kömür ve nükleer enerjinin bosalttığı alanı doldurması beklenmektedir. 

Rusya Federasyonu, doğal gaz rezervleri bakımından dünya toplam enerji rezervlerinin dörtte birinden daha fazlasına sahip bulunmaktadır. Kendisine rakip olabilecek en yakın ülke olan Dran doğal gaz rezervlerinin yaklasık olarak iki katına sahiptir. Bütün bu yönleriyle Rusya dünyanın en fazla doğal gaz rezervlerine sahip ülkesidir. Rusya sahip olduğu doğalgaz kaynaklarının yaklasık % 74.6’sını Batı Sibirya’daki Yamburg, Urengoy ve Medvej’deki doğalgaz yataklarında bulunmaktadır. Rusya’nın sahip olduğu doğal gaz 
rezervlerinin % 16.1’i Yamal Yarımadası ve Shtokman Adasında, %9.3’ü ise Doğu Sibirya’da bulunmaktadır. Rusya’nın adı geçen doğal gaz yataklarından en önemlisi Urengoy doğal gaz yataklarıdır. Dünyanın en büyük ikinci doğalgaz alanı olan Urengoy’un kesfedildiğinde yaklasık olarak 10 trilyon metreküplük bir rezervi bulunmaktaydı. Bir diğer doğal gaz rezerv alanı olan Yamburg ise Urengoy rezerv alanından sonra Rusya’nın en büyük doğal gaz alanıdır. Keşfedildiğin de 4.7 trilyon metreküplük bir doğal gaz rezervine sahip olduğu 
bilinmektedir. Rusya’nın bir diğer önemli rezerv alanı olan Shtokman ise dünyanın en büyük besinci doğal gaz rezerv alanıdır. Bu alanlardan özellikle Yamal Yarımadası’nda bulunan doğal gaz alanlarına son dönemde büyük yatırımlar yapılmaktadır.10 

Rusya Federasyonu, doğal gaz rezervleri bakımından dünya devidir. Ülkenin mevcut üretim verileri dikkate alındığında 80 yıl yetecek kadar doğal gaz kaynağına sahip olduğu tespit edilmistir.11 Ancak bu doğal gaz rezervlerinin kendi basına etkili bir politik baskı aracı olması mümkün değildir. Doğal gaz silahının ulusal çıkarları korumak ve uluslararası sistemde ülkenin durumunu güçlendirmek için kullanılabilmesi doğru enerji politikaları uygulamakla mümkün olabilir. Rusya Federasyonu, doğal gaz potansiyelini Gazprom aracılığıyla yönetmektedir. Gazprom Rusya’nın büyük ve en önemli sirketlerindedir. Gazprom’un kontrolünü elinde bulunduran Kremlin, Gazprom’u dıs politikada bir baskı aracı olarak kullanmaktadır. Çünkü Gazprom hisselerinin % 51’i devlete aittir ve Rusya’da toplanan vergi gelirlerinin % 25 Gazprom’a aittir. Gazprom’un bilinen doğal gaz stokları su anda 28006 milyar m3’tür ve sahip olduğu boru hatların uzunluğu 153 000 kilometredir.12 Gazprom, Rusya Federasyonu sınırları içinde 68 bölgeye gaz ulastırmakta ve Orta Asya ülkeleri hariç toplam 28 ülkeye gaz ihraç etmektedir.13 



Tablo 1.1. : Zengin Doğal Gaz Rezervine Sahip Ülkeler (2013) 

http://www.eia.gov/countries/cab.cfm?fips=ir, (Erisim 10 Haziran 2014). 

Doğal gaz, Rusya Federasyonu enerji ekonomisinde çoktan krallığını ilan etmis durumdadır. Rusya Federasyonu, 2004 yılı birincil enerji tüketiminin % 54’ü doğal gaz ile karsılanmıstır. Dünya ve AB ortalamasının 2,5 katından fazlasına denk gelen söz konusu oran, dünyanın en büyük doğal gaz ekonomisiyle karsı karsıya olduğumuzu ayrıca kanıtlıyor. 2030 yılında, Rusya’nın birincil enerji tüketiminin % 55’i de yine doğal gaz tarafından karsılanacaktır.14 

Devlet tekeli olan Gazprom’a, ‘dünyanın en büyük doğal gaz sirketi’ unvanını kazandıran, doğal gazın Rusya ekonomisinde yakaladığı bu tartısılmaz üstünlüktür. Rusya’da bir söz vardır: “Gazprom’un nerede bittiği, devletin nerede basladığı bilinmez!”15 Rusya Federasyonu Devlet Baskanı Vladimir Putin’in hem halefi hem de selefi olan Dmitri Medvedev de, Gazprom Baskanlığı sonrasında Putin’in sağ kolu olmustur.16 



Tablo 1.2. Rusya’nın doğal gaz üretiminde sirket payları (2012) 
http://www.eia.gov/countries/cab.cfm?fips=ir, (Erisim 10 Haziran 2014). 

Günümüzde Rusya doğal gaz üretiminin % 65’ni ve Gazprom’un çıkardığı gazın yarısından fazlasını üç büyük doğal gaz yatağı olan Urengoy, Yamburg ve Medvejye temin etmektedir. Ancak bu yataklar neredeyse tükenmek üzeredir ve bu yüzden Gazprom, yeni yatakların isletilmesinde kullanılacak teknolojilerin gelistirilmesine yönelmis durumdadır. Yamal Yarımadası basta olmak üzere yeni doğal gaz yataklarının açılması ve isletilmesine yönelik projeler yatırım maliyetlerinin yükselmesi anlamına gelmektedir. 

Bunun yanı sıra mevcut yataklarda kullanılan teknolojinin de yenilenmesi gerekmektedir. Rusya’nın yatırım maliyetlerin de artıs anlamına gelen bu gelismeler doğal gaz fiyatlarının da yükselmesine yol açacaktır. 

Rusya’nın boru hatları sistemi Gazprom’a aittir ve uzunluğu 153,3 bin km ve kapasitesi 600 milyar m3’tür. Ancak sistemin çok eski ve yıpranmıs olması ciddi kayıplara yol açmaktadır. Gazprom, Avrupa merkezine ve Batı Avrupa’ya doğal gaz ihracatını uzun süreli anlasmalar üzerinde yapmaktadır. En önemli alıcı Avrupa Birliği’nde, Rus doğal gazını büyük miktarda ihracat eden ülkeler arasında Almanya, Dtalya, Türkiye, Fransa, Macaristan ilk sıralarda yer almaktadır. Yakın zamana kadar Gazprom, Dngiltere’nin % 20 gaz talebini 
karsılamaya hazırlanmaktadır. Gazprom kendi ürettiği doğal gaz yanında, düğer bağımsız üreticilerden orta ve uzun vadeli anlasmalar üzerinden doğal gaz satın almakta, tüketicilere satmakta ve ihracatta kullanmaktadır. 



Tablo 1.3.: Ülkelere göre Rus doğal gazı ihracat oranları (2012) 
http://www.eia.gov/countries/cab.cfm?fips=ir, (Erisim 10 Haziran 2014). 

Avrupa piyasasının Rus doğal gazına olan talebi gün gittikçe artmaktadır. Bugün, Rus gazı, Avrupa doğal gaz ihtiyacının % 26’sından fazlasını tek basına karsılamaktadır. AB toplam gaz ithalatının yaklasık % 50’sini tek basına Rusya Federasyonu’ndan sağlamaktadır.17 Yapılan tahminlerde Avrupa’nın bugünkü % 40 oranında ithal gaza olan bağımlılığı 2020 yılında % 70-% 80 kadar varacak ve Rus doğal gazının bu ithal gaz içindeki oranı bugünkü orandan olan % 26’dan % 40-%50’ye kadar çıkabilir.18 Avrupa’nın enerji konusunda bu kadar ithalata bağımlı hale gelmesi uluslararası arena iletisim düzeyi oranını yükseltmeye ve yeni form isbirliği (özellikle doğal gaz alanında) arayıslarını hızlandırmaktadır. 



Harita 1.1.: Avrupa Ülkelerinin Rusya Federasyonu’na Doğal Gaz Bağımlılığı 
http://www.hurhaber.com/rusya-ya-dogalgaz-bagimliligina-care-araniyor/haber-626058  (Erisim 11 Haziran 2014). 

1.1. Rusya Federasyonu’nun Önemli Doğal Gaz Projeleri; 

Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı: Rusya’yı Türkiye’ye bağlayan bu boru hattının uzunluğu 750 mil olup, 246 mili Karadeniz dibinden geçmektedir. Kapasitesi maksimum 565 Bcf’dir. 2005 yılında 160 Bcf doğal gaz pompalanmıstır. Rusya için bu boru hattın önemi Türkiye’yi doğal gaz konusunda nerdeyse % 60-% 70 oranında kendine bağlaması ve rakip olan Orta Asya doğal gazının Türkiye’ye ulasmasını engellemesidir.19 

Kuzey-Baltık Doğal Gaz Boru Hattı: Bu hattın yapılması yepyeni bir güzergah (Baltık denizinin dibinden borunun direkt Rusya’dan Almanya’ya bağlanması) üzerinden Avrupa’ya doğal gaz ihracatının yapılmasına imkan verecektir. Bu hattın en temel özelliği transfer ülkelerini by-pass etmesidir. Dolayısıyla ülke geçisi riskleri azalmakta ve nakliye masrafları azalmaktadır. Bunun yanında gaz ihracatının nakliyesi güvenliği artmaktadır. Anlasmaya göre diğer AB ülkeleri istedikleri takdirde ana boru hattından uzantıların o ülkelere bağlanması 
suretiyle bu boru hattından yararlanabileceklerdir. Boru hattının kapasitesi maksimum 55 milyar m3 olacaktır. 

Yamal-Avrupa II Doğal Gaz Boru Hattı: Bu hat yine Yamal –Avrupa I (1 Tcf) boru hattı gibi önemli miktarda doğal gaz ve petrol rezervlerini bulunduran Yamal yarım adasından Beyaz Rusya ve Polonya üzerinden Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatını gerçeklestirecektir. Yamal yarım adası Batı Sibirya’nın perspektif doğal gaz ve petrol yataklarından biri ve Gazprom için yeni stratejik bölgelerinden biridir. Boru hattın uzunluğu ilk etapta 2 675 km, planlanan tasıma kapasitesi yıllık 33 milyar. m3. Yamal-Avrupa-2, 1990 yıllarında faaliyete geçen ilk doğal gaz boru hattının ikinci kolu olacaktır. Hat üzerinden yılda 15 milyar metreküp Rus gazı, Belarus ve Polonya sınırından Slovakya ile Macaristan’a aktarılacaktır. Gazprom, Baltık denizinin dibinden geçirilen Kuzey Akım ve Karadeniz’in altından geçecek Güney Akım projelerini tamamladıktan sonra Yamal-Avrupa-2’nin yapımına geçecektir.20 

Sıvılastırlmıs Doğal Gaz İhracatı (LNG): Doğal gazın yapısı itibari ile transferi petrole göre daha zordur. Yatırım maliyetleri çok yüksek olan boru hatlarının dısında kullanılan bir diğer yöntem LNG’dir. Rusya, sahip olduğu boru hatlarının yanı sıra LNG pazarına da yönelmistir. Rusya Federasyonu’nun Japonya’ya yakın kesimlerinde bulunan Sakhalin Yarımadası’ndaki LNG tesisleri 2009’da faaliyete baslamıstır. (Russia, U.S. Energy Information Administration, http://www.eia.gov/countries/analysisbriefs/Russia/russia.pdf (Erisim Tarihi: 05.06.2014). 

Tüm dünyada sürekli olarak doğal gaz talebinin artması ve LNG’nin üretim ve ulastırma maliyetlerinin düsürülmesi (10 sene içinde yaklasık % 35-50) nedeniyle Rusya, LNG’nin tüm dünya piyasasına ulastırılabilmesi amacıyla bir kaç büyük projelerin hazırlanması ve hayata geçirilmesi çabalarını yürütmektedir. Bunlar arasında Shtokman projesi dikkat çekmektedir. Bu proje sayesinde Shtokman yatağından (3 trilyon m3 doğal gaz rezervi) Avrupa, Meksika Boğazı ve Amerika’nın güney sahillerine LNG tasınması planlanmakta  dır. Bu projede üretim kapasitesi yıllık 67,5 milyar m3 olarak hedeflenmekte dir. 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***



26 Ocak 2017 Perşembe

ULUSLARARASI ÇATIŞMALARIN ENERJİ POLİTİK ANALİZİ BÖLÜM 3




  ULUSLARARASI ÇATIŞMALARIN ENERJİ POLİTİK ANALİZİ  BÖLÜM 3


Azeri petrolü zorunlu olarak Rusya’nın Karadeniz’deki Novorovski Limanı’na sadece Çeçenistan’dan ve Kuzey Kafkasya’nın diger yerlerinden geçen mevcut boru hatları ile nakledilmesi gerekmektedir.

Rusya bu petrolden geçis geliri elde etmek ve Azerbaycan’a karsı siyasi bir koz olarak kullanmak istiyorsa mutlaka Çeçenistan’ı kontrol altına almak zorundadır (Kleveman, 2004, s. 60). Acara ile Abhazya topraklarında bulunan Batum, Poki ve Sukhimi Limanları nakil hatlarının son durakları konumunda bulunmakta ve kontrolleri hayati önemi haiz nitelik tasımaktadır. Özetle bu bölgeler, enerji bölgesi ve planlanan nakil hatları üzerinde bulunmaktadır (Kocaoglu, 1996, s. 118- 129). Dolayısıyla yasanan çatısmalar bu yolların kontrolünden ibarettir.

11 Eylül saldırılarının ardından terörle mücadeleyi gerekçe olarak öne süren ABD, gelecege yönelik muhtemel enerji nakil hattı üzerinde bulunan bir kilit ülke olan Afganistan’a karsı harekât düzenlemis ve halen ülkeye tam hâkim olabilmek için mücadele vermektedir (Günay, s. 10).

Dogu Timor etnik sorunu 19. yüzyıl sonundan itibaren ülkenin temel iç sorunlarından iken, Timor Adası ile Avustralya arasında denizde petrol rezervi bulunmus ve birdenbire etnik sorun 1990’lı yıllardan sonra dünya gündeminde önem kazanmaya baslamıstır. Ayrıca Ada önemli bir nakil hattı üzerinde yer almaktadır. Iç çatısmaların ardından BM müdahale ederek Endonezya’da yönetimin degismesine sebep olmustur (Wallerstein, 1999).

2003 ABD-Irak Savası da tıpkı birincisinde oldugu gibi, ABD’nin Orta Dogu enerji kaynaklarına sahip olabilmek için tasarladıgı bir harekâttır. Bu operasyonda en temel gerekçe olan Irak’taki kitle imha silahlarının varlıgı ve teröre verdigi destek düsüncesinin daha sonraki yıllarda gerçek olmadıgı anlasılmıstır. Bu yüzden büyük güçlerin enerji politikalarına uygun davranıslar sergilemeyen Irak yönetiminin ve Irak’taki rejimin degistirilmesi, enerji kaynagı bölgesine yapılmıs önemli bir açık harekât niteligindedir (Kleveman, 2004, s. 290). ABD halen
bölgedeki varlıgını sürdürmektedir.

Oldukça özet bir halde verilen çatısma analizleri, enerji kaynaklarının ne kadar hayati önemi haiz oldugunu gösterirken, ülkelerin bu ugurda her türlü oyun ve hileye basvurarak savası göze alabileceklerini de ispatlamaktadır. Ancak yapılan incelemelerde ortaya çıkan sonuçların gerçege yakın olması olgusu, savasların gerçek sebeplerinin çok iyi gizlendigi düsünüldügünde, kullanılan analiz
yöntemlerinde bilimselligin gözden uzak tutulmaması gerekliligini zorunlu kılmaktadır. Bu durumda mevcut fosil yakıtların gelecekleri ile ilgili yapılan çalısmaları ortaya koyarak, makro seviyede çatısmaların öngörülebilirligi saglanabilir. Çünkü en çok üretilip kullanılan birincil enerji kaynagı fosil yakıtların (kömür, petrol ve dogalgaz) üç âdeti için mevcut rezerv miktarına, tüketim hızlarına ve yeryüzündeki dagılımlarına bakarak genel degerlendirmeler yapmak mümkündür.

Buna göre kömürde durum incelendiginde, ortaya simetrik bir dagılım çıkmaktadır. Ayrıca yatakların yeterince genis olmaması ve isçiligin pahalılıgı çıkarım maliyetini yükseltmektedir. Bu nedenle bugün, maden kömürü elektrik enerjisi üretimi için artık tercih edilmemekte, buna karsın, çelik ve kimya sanayinde yogun olarak kullanılmaktadır. Sekil-14’e göre isletilebilir bilinen dünya kömür rezerv miktarı 847,5 milyar ton kadardır. Buna göre bilinen bu kömür rezervinin, bugünkü üretim ve tüketim düzeyinde 133 yıl yetebilecegi
söylenebilir (BP Statistical World Review, June 2008, s. 32). Sekil-14’e bakıldıgında kömür kaynaklarının adil ve simetrik dagılımı gelecekte bu
maksatla herhangi bir çatısmanın çıkmasının zayıf bir ihtimal oldugunu göstermektedir.



Sekil-14: 2007 yılı dünya kömür rezervleri (BP Statistical World Review,June 2008, s. 33.)




Sekil-15: 2007 yılı dünya petrol rezervleri (BP Statistical World Review,June 2008, s. 7.)

Petrol kaynakları ise, gelismis batı Avrupa ülkelerinde bulunmamakta, ancak gelismemis Orta Dogu ülkelerinde yüksek
miktarlarda bulunmaktadır. Bu durumda, gelismis ve gelismekte olan ülkeler için petrol, kolay ithal edilecek bir enerji kaynagı olmalıdır.
Sekil-15’e göre isletilebilen petrol rezervi 1237,9 milyar varil oldugu görülmekte ve bu tüketim hızı ile rezervin yaklasık 41,6 yıl içinde
tükenecegi öngörülmektedir (BP Statistical World Review, June 2008, s. 6). 
Bu tablonun çatısmaya varan petrol mücadelesinin, esdeger bir alternatif yaratılamadıgı sürece, içinde savas riskini de barındırarak
devam edecegine dair güçlü bir isaret oldugu degerlendirilmektedir.

Dogal Gaz kaynaklarına bakıldıgında, dünya rezerv miktarının 177,36 tcm oldugu görülmektedir. Gelecekte petrolün sahip oldugu
öneme sahip olacagı düsünüldügünde, ülkelere kalkınmada bazı üstünlükler saglayacagı degerlendirilmektedir. Ancak dünya üzerindeki
dagılımı asimetrik nitelik arz ettiginden genel savaslara sebep olmasa da yerel çatısmalar, diplomatik yöntemler, isbirligi ve anlasmalar yoluyla tedarik yoluna gidilebilecegi öngörülmektedir. Dolayısıyla simdilik çatısma sebebi olmayacagı düsünülmektedir. Dünya dogal gaz rezervleri bugünkü düzeyde tüketildiginde, bu rezerv 60,3 yıl yeterli olacagı tahmin edilmektedir (BP Statistical World Review, June 2008, s. 22.)



Sekil-16: Dünya Üretilebilir Dogalgaz Rezervlerinin Dagılımı (BP Statistical World Review, June 2008, s.23)


Tablo-2’de belirtildigi gibi dünya enerji tüketiminde kaynakların payları 2020 yılında da anlamlı bir degisiklik arz etmemektedir.
Dolayısıyla birincil fosil enerji kaynakları ile ilgili geçmiste ve bugün yasanan gelismeler yakın gelecekte yasanacaklarla da paralellik
gösterecegi degerlendirilebilir. Sekil-17’de ise 2030 yılında kömür talebi yaklasık 3,9 milyar ton petrole denk, petrol talebi 5,3 milyar ton ve
dogalgaz talebi ise 4,7 milyar ton petrole denk miktarlara ulasacagı öngörülmektedir. Bu tahmin, 2002 yılında taleplerin kömürde
2,1, petrolde 5,9 ve dogalgazda 2,0 milyar ton petrole denk oldugu düsünülürse yüksek talep artısına isaret etmektedir ki, buradan
gelecekte yasanacak krizlerin gerçek sebeplerinin enerji politik olacagı sonucuna varmak mümkündür.

Sekil-17: Gelecekte Enerji Talep Tahmini 
(http://www.bbc.uk/turkish/indepth/story/2006/2/060215_energy_demand.shtml)




Tablo-2: Dünya Enerji Tüketiminde Kaynakların Payları (%) (IEA World Energy Outlook 2000)

3. Sonuç

Enerjinin önemi dünya var oldukça devam edecektir (Kocaoglu, 1996, s. 37). Gelismis ülkeler kalkınmıslıklarını enerji bölgelerine yaptıkları müdahale ve isgallere borçludurlar. Gelecekte de enerji kaynak ve nakil hatlarını kontrol eden güçler süper güç tanımını sürdürürken, diger devletler bu özelliklerini devam ettiremeyeceklerdir.

Yapılan askerî operasyonlar görünürde baska gerekçelerle açıklanırken, arka planlarında enerji kaynaklarının yattıgını askerlerin isgal ettikleri bölgelere ayak basar basmaz enerji kaynaklarının haritasını çıkarmaya çalısmalarından da anlasılmaktadır (Ulugbay, 1995, s. 146).

Petrol ve dogalgaz ticari deger tasımaya basladıgından itibaren yasanan politik çatısmaların temel kaynagı haline gelmistir (Kocaoglu, 1996, s. 85). Bazı olaylarda nedenler öyle iyi gizlenmistir ki enerji politik sebeplere ulasmak oldukça zorlasmıstır. Bir ve Ikinci Dünya Savaslarının asıl sebebi (basta kömür ve petrol olmak üzere) enerji politiktir. Bunun dısında yasanan yerel çatısmalar, diplomatik baskılar, mikro milliyetçi ayrılıkçı hareketler ve bölücü terör olayları ya enerjinin üretildigi yerlerde ya da enerji nakil hatlarının hemen yakınında
bulunan yerlerde yasanmıs olması tesadüf sayılmamalıdır. Bu varsayım ülkelerin enerji nakil hattı üzerinde bulunmasına veya enerji kaynagı olup olmadıgına ve kaynaga komsu bulunup bulunmadıgına göre dıs baskı ve müdahalelere maruz kalıp kalmayacagı hakkında bazı ipuçları verebilmektedir. 

Jeopolitik teoriler kapsamında degerlendirilen Mackinder’in Kara Hâkimiyet Teorisi, Spykman’ın Kenar Kusak Teorisi, Haushofer’in Hayat Sahası Teorisi, Mahan’ın Deniz Hâkimiyet Teorisi, Morgenthau’un güç teorileri ("Nicel ve Niteliksel Unsurlar“), Samuel Huntington'un " Medeniyetler Çatısması " Teorisi, Zbignew Brezezinski'nin " Büyük Satranç Tahtası " Teorisi ve Alexander Dugin'in
" Yeni Avrasyacılık " Teorisi gibi teoriler, enerji kaynaklarının dünya hâkimiyeti üzerindeki etkisini tam olarak açıklayamamaktadırlar.

Dolayısıyla Yeni Hayat Sahası ve Kalpgahın Orta Dogu cografyası oldugunu söylemek yanlıs bir ifade olmayacaktır. Bu kapsamda Büyük Ortadogu Projesi de Kuzey Afrika ile birlikte bir enerji tedarik planı oldugu söylenebilir.

Sonuçta enerji kaynakları açısından yasanan yogun rekabet, enerji kaynaklarının yetersizligi ve tükenmekte olan fosil kaynaklara saglıklı alternatiflerin gelistirilememesi tüm ülkeleri derinden etkilemektedir. Bunun için Türkiye’nin enerji kaynakları ile olaniliskilerini de (terminal ülke olabilme veya kaynak ülkelerle yakınlık) jeopolitik açıdan yeniden degerlendirip dıs politikasının omurgasında düzenlemeler yapması sürdürülebilir kalkınma stratejisinin gerçeklesme ihtimalini arttıracaktır. Özellikle enerji politikalarını sadece sekil
yönünden göstermelik degil, esas yönünden de, ön görülen teşkilatın her birimini fonksiyonel hale getirip birbirini tamamlayan ve bütünleyen tarzda iyi senkronize etmelidir.

Kaynakça:

ARI, Tayyar (2006). Uluslararası Iliskiler Teorileri, Çatısma, Hegemonya, Isbirligi, Istanbul, Alfa Yayınları, 4. Basım.
ACUN, Niyazi (1949). Dünya Petrol Tarihi ve Türk Petrolü, Istanbul, Saka Matbaası.
BP Statistical World Review, June 2002.
BP Statistical Review of World Energy June 2008.
DEDEOGLU, Beril (2003). Uluslararası Güvenlik ve Strateji, Istanbul, Derin Yayınları.
Dept. Of Defense, “Base Structure Report, FY 2001” and Defense Almanac: Center for Defense Information Almanac, 2001-2002,
www.cdi.org and http://www.docstoc.com/docs/3769473/U-S-Military-Troops-and-Bases-Around-the-World-TheErisim tarihi 10.04.2009.
DUNCAN, Richard C., The Peak Of World Oil Production And The Road To The Olduvai Gorge, Pardee Keynote Symposia, Geological
Society of America Summit 2000, Reno, Nevada, November 13, 2000, http://dieoff.org/page224.htm, Erisim tarihi 14.05.2009.
DURAND, Daniel (1974). Uluslararası Petrol Sorunları, Istanbul, Gelişim Yayınları.
Dünya Petrol Piyasalarındaki Gelismeler, www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/EAD/.../dpp.doc
EDIGER, Volkan S. Yeni Yüzyılın Enerji Güvenliginde Karsılıklı Bagımlılık Bir Zaruret, Cumhurbaskanlıgı Enerji Danısmanı Dogal Gaz Dergisi, Sayı 132, 2007/12.
Encyclopedia Britannica (11th ed.)
FALVIN, Christopher ve LENSSEN, Nicholas (1994). Enerjide Arayıslar-Yaklasan Enerji Devriminin El Kitabı, Istanbul, TEMA Vakfı Yayınları.
Grafiklerle Dünyanın Enerji Talebi, BBC Turkish,
http://www.bbc.uk/turkish/indepth/story/2006/02/060215_energy_demand.shtml, Erisim Tarihi 14.05.2009.
GÖKSU, Ekrem (1966). Türkiye’de Petrol, Istanbul, Kagıt ve Basım Isleri A.S. ITÜ.
GÜNAY, Bekir. Terörden Arındırılmıs Dünya, Kocaeli Üniversitesi, Uluslararası Iliskileri Bölümü, Siyasi Tarih Anabilim Dalı Baskanı, 
iibf.kocaeli.edu.tr/uli/kut/.../Terörden%20Arındırılmıs%20 Dünya.doc.
IEA World Energy Outlook 2000.
INAT, Kemal-DURAN, Burhanettin ve ATAMAN. Dünya Çatısma Bölgeleri, Ankara, Nobel Yayın Dagıtım, 2007.
KLEVEMAN, Lutz (2004). Yeni Büyük Oyun-Orta Asya’da Kan ve Petrol, Çev. Hür Güldü, Istanbul, Everest Yayınları.
KOCAOGLU, Mehmet (1996). Petro-Strateji, Istanbul, Harp Akademileri Basım Evi.
ULUGBAY, Hikmet (1995). Imparatorluktan Cumhuriyete-Petropolitik, Ankara, Turkish Daily News Yayınları.
TUGENDHAT, Christopher (1968). Oil The Biggest Business, London, Eyre-Spottiswoode.
TUGRUL Beril, “Enerji Politikaları” Ders Notları, 2005-2006 Dönemi, GYTE.
TÜRKIYE Genel Enerji Raporu, Eylül 1968, Ankara, Türkiye 2. Genel Enerji Kongresi.
WADDELL, Eric, The Battle for Oil, Global Research, 2003;
http://www.defenselink.mil/specials/unifiedcommand/; 
http://www.unitedforpeace.org/article.php?id=884,  Erisim tarihi 14.05.2009.
WALLERSTEIN, Immanuel. Dogu Timor: Neden Ancak Simdi Ilgileniyoruz?, Fernand Braudel Center, Binghamton University,
Http://fbc.binghamton.edu/commentr.htm, 15 Eylül 1999.
WORLD Energy Outlook 2008.
YERGIN, Daniel (1995). Petrol-Para ve Güç Çatısmasının Epik Öyküsü, Çev. Kamuran Tuncay, Ankara, Türkiye Is Bankası Kültür Yayınları.
http://www.6dtr.com/TARIH/haritalar/63-1914_avrupa.jpg, Erisim tarihi 07.06.2009.
http://selsil.blogspot.com/2005/06/lojistik-berlin-bagdaddemiryolu.
html, Erisim tarihi 14.05.2009.
http://www.eia.doe.gov/neic/speeches/Caruso061305.pdf, Erisim tarihi 07.06.2009.
http://www.makingthemodernworld.org.uk/learning_modules/history/04.TU.04/?section=4, Erisim tarihi 07.06.2009.
www.vizyonharita.com/resim/dunyabuyuk.jpg  Erisim tarihi 13.05.2009.
http://baybul.com/ansiklopedik-bilgiler/88530-demokratik-kongo-cumhuriyeti.html, Erisim tarihi 08.06.2009.
Petrolün Varil Fiyatı 95 Doları Buldu 30/11/2007 News Voice of America 
http://www.voanews.com/turkish/archive/2007-11/2007-11-30-voa3.cfm?CFID=220623375&CFTOKEN.



****