Belçika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Belçika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2021 Perşembe

KUZEY AKIM BORU HATTI AÇILDI, SIRA GÜNEY AKIM’DA

KUZEY AKIM BORU HATTI AÇILDI, SIRA GÜNEY AKIM’DA


Kuzey Akım Boru Hattı,Tuğçe VAROL,Rus gazı, Rus Gazprom, Almanya, Danimarka, İngiltere, Hollanda, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Belçika,



Tuğçe VAROL 
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü 

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi 
Yıl: 5 
Sayı: 17 
Kış 2012 


Ortak Güvenlik, Ortak Dış Politika ve Ortak Enerji Politikası kurmaya çalışan AB diplomasisi esasen Kuzey Akım’ın tamamlanmasıyla sekteye uğramış gözükmekte ve aksine Güney Akım için ilham teşkil etmektedir. 
   2005 yılında zamanın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Alman Şanşölyesi Gerhard Shröeder tarafından imzalanan ve altı yılın sonunda nihayete varan Kuzey Akım doğal gaz boru hattı geçtiğimiz gün törenle açıldı. Törene başta Rusya Devlet Başkanı Medvedev, Alman Şanşölyesi Merkel ve AB Enerji Komiseri Oettinger olmak üzere önemli siyasetçiler katılım gösterdi. Kuzey Akım boru hattı paralel iki hattan oluşmakta ve her iki borudan 27.5 bcm (milyar metreküp) olmak üzere toplamda 55 bcm gaz pompalanması planlanmaktadır. Dolayısıyla tamamlandığın da Kuzey Akım tek başına AB’nin %25 gaz arzını karşılayacaktır. Bu yıl sadece birinci hattı tamamlanan hattın, 2012 yılı sonuna doğru ikinci hattınında  tamamlanması beklenmektedir. 
    1224 km’lik boru hattı ilk başta planlanan miktarın neredeyse iki katı olan 7.8 milyar Euro finansmanla inşa edilmiştir. 
    Bu rakamlar da Kuzey Akım’ı inşa edilen en pahalı ve en uzun boru hattı yapmaktadır. Kuzey Akım sayesinde daha önce Ukrayna, Belarus ve Polonya üzerinden Avrupa pazarına giriş yapan Rus gazı, bundan böyle aradaki transit ülkelere %100 bağımlı olmadan gazını ulaştırabilecek. Yeni hat sayesinde Rus gazının Almanya haricince Danimarka, İngiltere, Hollanda, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Belçika ve diğer bazı Avrupa ülkelerine ulaşması beklenmektedir. Hatta hattın ileride İskandinav körfezinden çıkarak İngiltere’ye kadar uzatılması önerileri de gündemdedir. Kuzey Akım’ın ortaklık yapısında %51 hisse ile başta Rus Gazprom, ardından %15.5 hisseler ile Alman Basf/Wintershall ve E.On Ruhrgas ve %9’ar hisse ile de Fransız GDS Suez ve Hollandalı Gas Unie bulunmaktadır. 

    2005 yılında Rusya ve Almanya arasında imzalanan anlaşma neticesinde ortaya çıkan Kuzey Akım doğal gaz boru hattı projesi öncelikle birliğin eski Demir Perde ülkelerinden olan Polonya ve Baltık ülkeleri tarafından şiddetle eleştirilmiştir. Polonya tarafından anlaşma 1939 yılında Nazi Almanya’sı ve Stalin Rusya’sı arasında imzalanan Molotov-Ribbentrop Paktına benzetilerek, Almanya’yı Avrupa Birliği’nin çıkarları doğrultusunda davranmamakla, Rusya’yı da Avrupa’yı tekrar bölmekle suçlanmıştır. Yine Birlik üyesi İsveç de Rusya’nın boru hattını korumak amaçlı Baltık Deniz’inde ileride askeri varlığını arttırma olasılığından rahatsız olmuş, durumu Soğuk Savaş’a benzetmiştir. Anlaşmanın imzalanmasından sadece bir hafta sonra ise Almanya’daki koltuğundan ayrılan eski Şansölye Shröeder, Kuzey Akım için kurulan şirkete üst düzey yönetici olarak atanmıştır. Bu süre zarfında adaylık sürecinde olan günümüzün Alman Şansölyesi Angela Merkel ise Shröeder’i eleştirmiş, Almanya’nın Rus gazına olan bağımlılığını artırmakla 
suçlamıştır. Fakat daha sonra kendisinin iş başına gelmesinin ardından Almanya daki enerji şirketlerinin yaptığı Rus lobisi nedeniyle daha sonra durumu kendisi de kabul etmek zorunda kalmıştır. 

İlk olarak açılan yeni boru hattı sayesinde Rusya, transit ülkelere olan bağımlılığın dan kurtulmuş olmakla beraber, Rus gazını büyük miktarlarda alan Orta ve Batı Avrupa’daki sanayileşmiş ülkeler de Rusya ile Ukrayna arasında 2006 ve 2009’da yaşanan krizler gibi durumlarda gazsız kalma riskinden kurtulmuş oldular. Daha önce tam kış ortasında yaşanan gaz kesintileri nedeniyle Doğu Avrupa gazsız kalmış, Almanya ve Avusturya eksik gaz arzını kendi depolarından tamamlamaya çalışmış ve krizin bir an evvel çözülebilmesi için AB yetkilileri Kiev ve Moskova arasında adeta mekik diplomasisi takip etmişlerdir. Her ne kadar Kuzey Akım, Ukrayna üzerinden geçen hattın tam olarak alternatifi olmasa da, Ukrayna’da ayrıcalıklı transit ülke olma statüsünü kaybetmiş gibi gözükmektedir. Bu nedenle eski Ukrayna Başbakanı Yulia Timoşenko’nun 2009 yılında Başbakan Putin ile imzaladığı için yargılandığı gaz alım anlaşmasını yenilemeye ve aldığı gazın fiyatını düşürmeye çalışmaktadır. 

Buna karşılık ise Rusya Başkanı Medvedev, Ukrayna’nın, Belarus ve Kazakistan gibi kendi aralarında kurdukları Gümrük Birliği’ne girdikleri takdirde, gaz indiriminden yararlanabileceğini açıklamıştır. Ukrayna ise AB’ye girme ihtimali bulunduğundan, Rusya’nın önerdiği Gümrük Birliği anlaşmasına sıcak bakmamaktadır. Fakat Kuzey Akım’ın açılması ile birlikte gerek fiyat açısından gerekse istediği anda gazı kesebilmek açısından Rusya avantaj sağlamış gözükmektedir ki ileride Güne Akım’ın da tamamlanması durumunda Ukrayna elindeki jeostratejik konumu büyük ölçüde yitirecek gözükmektedir. 

İkinci olarak ise Kuzey akım boru hattının açılmasının AB içindeki çeşitli çevrelerin Avrupa’nın Rusya’ya olan bağımlılığını arttıracağı endişesine kapılmalarına yol açmıştır. Bu endişeler genellikle Rusya’nın AB enerji piyasasına istediği şekilde hâkim olmasına, fiyatları istediği şekilde belirlemesine ve Avrupa’nın enerji piyasasında güvenliği arttırma çabalarını engelleyeceği yönünde yoğunlaşmakta dır. 

Yapılan çeşitli uluslararası örgütlerin çalışmalarına göre AB’nin 2015 yılında 600 bcm civarında gaz ihtiyacının olacağı öngörülmektedir. Buna ilaveten Almanya ve bazı ileri sanayisi bulunan Orta Avrupa ülkesinin de nükleer santralleri ileride kapatacağı düşünülürse, AB’nin gaz ihtiyacının daha da artacağı düşünülmekte  dir. AB’nin gaz talebini sağladığı üç hattan birisi olan Rus hattı halen AB ihtiyacının %25-30 gaz ihtiyacını sağlamaktadır. AB’nin her ne kadar güvenilir enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi için Nabucco gibi projeleri olsa da hali hazırda bu alanda önemli bir gelişme sağlanamamıştır. 

Dolayısıyla Kuzey Akım’ın ardından Güney Akım’ın da tamamlanması durumunda Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığı daha da artacaktır. 

Sonuç olarak Rus enerji stratejisinde önemli bir proje olan Kuzey Akım doğal gaz boru hattı projesi, maliyeti beklenenin iki katına çıkmış olsa da altı yılın sonunda uluslararası bir şirket kuruluşu olarak yarı kapasitesiyle çalışacak şekilde tamamlandı. İnşaat planlandığı şekilde bittiği takdirde önümüzdeki yıl da kalan yarısının bitmesiyle projenin son aşaması da tamamlanmış olacak. Böylelikle özellikle Alman sanayisi arada hiçbir transit ülke olmadan direkt Rusya’dan gazını sağlamayı başaracaktır. Ortak Güvenlik, Ortak Dış Politika ve Ortak Enerji Politikası kurmaya çalışan AB diplomasisi esasen Kuzey Akım’ın tamamlanmasıyla sekteye uğramış gözükmekte ve aksine Güney Akım için ilham teşkil etmektedir. 


***

10 Ocak 2016 Pazar

İnsan Hakları, Üsler ve Sırtlanlar..,



İnsan Hakları, Üsler ve Sırtlanlar..,



BIÇAK SIRTI 
EROL MANİSALI 

İnsan Hakları, Üsler ve Sırtlanlar..,

 ABD ve İngiltere; Hak, Hukuk, Birleşmiş Milletler kararı tanımıyoruz, Irak'ı işgal ediyoruz dediler ve işgal ettiler. 

Üstelik kendi halkına, kendi insanına da yalan söylediler, Sadece dünyayı kandırmadılar. İnanın , İngiltere içinde " Demokrasinin Beşiği " bilinir. 

İçerde Güvercin, Dışarıda " Canavar " bir yaratık gibi. 

İngiltere Avrupa Birliğı içinde, Üç büyük devletten bir tanesi. ingiltere (ve ABD) Irak'ı bir haydut edası içinde, tarihteki ünlü cani Kaptan Blake gibi işgal ederken Ispanya, Portekiz, italya, Danimarka, Belçika ve Polonya işgale destek veriyorlar. 

Avrupa Birliği'nin yansı " Haydutluk " yapıyor, hukuku ayaklar attına alıyor. İnsan haklarını ve insanlığı yıkıyor. Ve aynı Avrupa, Türkiye'ye " Kopenhag kriterieri, insan hakları "  diye dayatıyor. 

Bu işte bir Terslik, bir Gariplik yok mu? 

Üstelik 40 yıldır kapıda tuttuğu, benim deyişimle " Bekleme Odasında İğfal etmekte olduğu ", kandırdığı Türkiye'den 6. Paket, 7. Paket, 10. Paket neyse bunları istiyor. 

Kendisi bir Haçlı Seferi zihniyeti içinde Korsan Blake'ten farksız bir biçimde bir ülkeye 380 bin ton bomba yağdırıyor. 

Bu Haçlı Seferi'ne Avrupa Birliği'nin yarısı katılıyor, İngiltere de baş Aktör oluyor. Ve ardından, Utanmadan Kopenhag Kriterleri diyor. 

Üstelik bekleme odasında iğfal ettiği ve bir kuma gibi tek yanlı bağladığı; San Marino ve Andora kasaba devletlerinin durumuna soktuğu Türkiye'ye, Kopenhag kriterleri diyor. 

Kabahat kimde ? 

Avrupa, karşısında enayi bulursa kandıracaktır. Ancak, İçimizde birileri Avrupa'nın gerçeğini görmezlikten gelip " Kapitalizmin, Emperyalizmin ve Haçlı Seferi'nin " Truva Atı olur iseler bizim sorunumuz " İçimizde " demektir; 

Avrupa'nın tamamen tersi; 

- Avrupa'nın içerde sorunu yok, sorunları dışarda; içerde demokrasi, dışarda emperyalizm diyor ve sömürüyor; 

Türkiye de dahil olmak üzere... 

- Buna karşılık bizim sorunumuz içerde, içimizde  Batı kapitalizminin çıkarları ile kendi çıkariannı bütünleştiren dar bir çevrede. 
  BunlarTürk halkının değil emperyalizmin sözcüleri ve temsilcileri. 
  Hep yaşamadık mı, görmedik mi? 
  Bunlarbugünün İngiliz muhipleri, Emperyalizmin Hizmetkârları... 
   
  Ve Kıbrıs'taki Askerler... 

  - Irak işgal edilirken Kıbrıs'taki iki büyük Ingiliz (ve ABD) Üssü Askeriere, Bombalara, Füzelere, Roketlere yataklık ettiler; Ada'nın yüzde dokuzunu kapsayan bu üsler ağzına kadar dolu: Saldırı için, savunma değil. Saldırı, İşgal, Öldürme amaçlı kullanılan dev üslere diğerleri de eklendi. 

  - Kıbrıs'ta Yunanlılar iki büyük hava ve deniz üssüne Sahip, askerleri var, Modern Silahları var. 

  - Rumlar uzun yıllardan beri her yıl ortalama 400 milyon dolar harcayarak adayı Silahla Doldurmuşlar, en gelişmiş silahlar ile. 
Bütün bu üsler ve silahlar çevredeki Arap Ülkelerine, Iran'a ve " Türklere " yönelik. Ve halen kullanılmakta olan silahlar. 

  - Ada'da Türk Askeri de var. Onlar 20 Temmuz 1974' te Niçın çıkmışlardı? Türklere karşı soykırımı engellemek ve faşist lider Nikos Samson'un adayı Yunanistan'a ilhakını önlemek için. Yani savunma için çıkmışlar, İşgalcileri ve Katilleri durdurmak için oradalar. 
    Ada'da Ingiliz, Amerikan, Yunan ve Rum üsleri ve askerleri var. 
    Bunlar saldırgan olanlar, soykırım yapanlar; Emperyalizmin emrindeki güçler, aynen İstanbul'daki, İzmir'deki mütareke güçleri gibi. 

   Türk Askerleri ise savunma için çıkmışlar. 

   Avrupa ve ABD adayı ağzına kadar Asker, Silah, Bomba, Roket ve Füze ile dolduranlara ses çıkarmıyor, 

Türk Askerine git diyor. 

Daha doğrusu, Kurtla Kuzu Masalında olduğu gibi, " Suyumu kirletiyorsun " diyor aşağıdaki Kuzuya, Tepedeki Kurt Ve içimizdeki Birileri de " Kurt haklıdır " diyor. 
Bunlar saldırgan kurdun kaptığı avlardan kemik ve artık bekleyen Sırtlanlar... Leş Kargaları... 
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali

http://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/192/yazar/131/2003/8/1.xhtml

..