Churchill etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Churchill etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2020 Salı

Düşmanının Kaleminden Mustafa Kemal ve 19 Mayıs.,

Düşmanının Kaleminden Mustafa Kemal ve 19 Mayıs., 



Zülal Kalkandelen, Düşmanının Kaleminden, Mustafa Kemal,19 Mayıs,Churchill,Prof. Dr. Ergun Türkcan,Kurtuluş Savaşı,Bandırma Vapuru,
Çanakkale Savaşı,


Zülal Kalkandelen 
zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr 
19 Mayıs 2019 Pazar


Bugüne kadar Kurtuluş Savaşı’nı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve devrimlerin gerçekleştirilişini anlatan birçok kitap yayımlandı. 

İlk kaynak, her zaman Atatürk’ün ölümsüz eseri “Nutuk”tur ama ben bugün o dönemi onun düşmanının kaleminden anlatan bir kitaptan söz edeceğim. 
Bunu yaparken de Prof. Dr. Ergun Türkcan’ın “Düşmanının Kaleminden Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı” başlıklı makalesinden alıntılar yapacağım. 

    Prof. Türkcan, Historia 1923 dergisinin Bahar 2019 tarihli sayısında, Winston S. Churchill’in “The World Crisis” adlı 5 ciltlik eserinden yararlanmış. 
3261 sayfalık bu dev eserde, Atatürk’ün 1919’da Samsun’a yola çıkmasından hemen önceki durumu şöyle anlatmış Churchill: 

“İtalya’nın Türk İmparatorluğu üzerindeki ihtirasları her türlü hayalin ötesindeydi... Mahalli bir ayaklanmayı bahane ederek Antalya’yı işgal ettiği gibi 
Yunanların İzmir’i işgal için hazırlıklar yaptığı iddiasıyla resmen şikâyette bulundu. Yunanlar da kendi hesaplarına, İtalyanların Antalya çıkarmasını 
kendi bölgelerine tecavüz için bir başlangıç sayarak yaygara kopardılar. 
Nisan (1919) sonuna doğru İtalyanlar, küçük partiler halinde, Bodrum, Makri ve Alanya’ya çıktılar. Venizelos ise, prestijine dayanarak, 
Aydın vilayeti, İzmir ve bin yıldır Yunanlar tarafından yaygın biçimde iskân edilmiş kıyıları ele geçirmek için çalışıyordu... Müttefikler ve 
Başkan Wilson da bunu kabul ediyordu... 
Ancak bu şayialar, İzmir’deki Avrupalıların, Amerikan misyonerlerinin, İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiserliğinin tepkisini çekti: böyle bir adımın 
yaratacağı tehlikeye karşı birlikte uyarıda bulundular. 
Bunlara rağmen, İngiliz Dışişleri ve Savaş Bakanlıklarının ciddi uyarı ve protestolarına rağmen, 15 Mayıs’ta, 20 bin Yunan askeri, kendi savaş 
gemilerinin bombardımanı altında İzmir’e çıkıp, çok sayıda Türk’ü öldürdüler ve hızla İzmir-Aydın demiryolu boyunca ve Aydın’a yürüdüler; 
kanlı bir dirençle karşılaştılarsa da Küçük Asya’nın işgali ve zaptı başlamıştı.” 

Devrimin başladığı tarih 16 Mayıs 
İşte böyle bir ortamda, her türlü ihanet ve işgalin yaşandığı, Anadolu’yu kan ve ateşin bürüdüğü günlerde, Mustafa Kemal, 16 Mayıs’ta İstanbul’dan 
Bandırma Vapuru ile yola çıkar. 
Bu nedenle 16 Mayıs, Kurtuluş Savaşı’nın ve Anadolu’da yaşanan devrimin başlangıç tarihidir. 
Mustafa Kemal, toplumun düşmana, emperyalizme ve onunla işbirliği yapan padişaha başkaldırışını aklında planlayarak Samsun’a ayak basmıştır. 

Churchill’in gözünden Atatürk 
Churchill, kitabında Atatürk hakkında şunları yazmış: 
“Toplanan bu büyük miktarda silah ve cephane, bir hafta içinde tekrar İngilizlerden Türklerin kontrolüne geçti. Mustafa Kemal, Kaderin Adamı, ona Çanakkale’de Nisan-Ağustos 1915’te rastlamıştık- bundan sonra, İstanbul’daki Türk hükümetine isyan etmiş bir asidir- savaşçı bir prensin tüm niteliklerine sahip olduğu gibi, artık iktidara da sahiptir...” 
1919 yılında Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı dönemde, bir dostunda ya da bir Türk’te değil, Çanakkale Savaşı sırasında Birleşik Krallık Donanma Bakanı olan düşmanında bıraktığı izlenim bu. Daha sonra Harbiye Bakanı olan Churchill’in şu satırları, 19 Mayıs’ın karşı taraftan nasıl göründüğünü göstermesi açısından ilginç. 
“Yunanların Türkleri fethetmesi, hiçbir Türk’ün kabul edebileceği bir kader yazgısı olamazdı... 
Hayallerle uyutulsa, cinayetlerle lekelense, kötü yönetimle çürüse, uzun yıkıcı savaşlarla, yenilgilerle sarılsa ve İmparatorluğu parçalansa da Türk hâlâ yaşıyordu.” 
19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal, Anadolu’da ezilen savaş yorgunu halkın yaşadığını ve bağımsızlık mücadelesi için yeniden dirildiğini, tüm dünyaya kanıtlamıştır. 
19 Mayıs, umudun bağımsızlık için yeniden doğuşudur. 

Bu nedenle ölümsüzdür. 
Bu topraklarda hiç ölmeyecek bir ruhtur.  



***




8 Nisan 2016 Cuma

Osman Pamukoğlu Önder'i Anlatıyor




Osman Pamukoğlu Önder'i Anlatıyor




20 Ocak 2016 Çarşamba 15:41


Fikirleri Binlerce kişiye ilham kaynağı olan Osman Pamukoğlu'nun Yeni Kitabı İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.



VİDEOYU SEYREDİN ; ÖNDER  BÖYLE  OLUR.

Bir Komutan, siyaset adamı ve yazar olarak Osman Pamukoğlu, İnkılâp Kitabevi'nden çıkan son kitabı Önder: Çağların Özlemi ile doğanın tehlikeli yüksekliklere çıkardığı aykırı bir kişilik olan önderi bütün yönleriyle, olmazsa olmazlarıyla çarpıcı bir biçimde anlatıyor.

Osman Pamukoğlu Önder'i anlatıyor




“ÖNDER ÇIKARMAYAN VE TARİHİ İYİ BİLMEYEN ULUSLARIN COĞRAFİ SINIRLARINI DÜŞMANLARI ÇİZER..'' 


< ARKADAŞLAR... BU ÜLKEYİ DÜŞÜNENLER..
^^ UYUYANLARI UYANDIRSIN ARTIK ^^ >


Önder: Çağların Özlemi..,


Fikirleri binlerce kişiye ilham kaynağı olan Osman Pamukoğlu'nun yeni kitabıyla İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.

Bir komutan, siyaset adamı ve yazar olarak Osman Pamukoğlu, İnkılâp Kitabevi'nden çıkan son kitabı Önder: Çağların Özlemi ile doğanın tehlikeli yüksekliklere çıkardığı aykırı bir kişilik olan önderi bütün yönleriyle, olmazsa olmazlarıyla çarpıcı bir biçimde anlatıyor.

Osman Pamukoğlu'na göre Önder kimdir?

Önder, insanoğlunun çağlar boyu özlem duyup hasretiyle yaşadığı en değerli bir üst ihtiyaçtır. Niçin insanlar önderin peşinden koşar? Çünkü her şey onunla yükselir ve onunla düşer. Önder, yaşadığı zaman içerisinde ulusuna ve hatta insanlığa damga vurandır.

Önder; idealisttir, isyancıdır, yollarını kendi çizer. Önderlik üzerine dünyada sayısız çalışma yapılmış, kavram ve teoriler oluşturulmuştur. Önderlik kategorilere ayrılmış, kurallar konulmuş, yöntemleri incelenmiş, önderler tiplere ayrılmış, türler üretilmiş, beş önder cinsi, 525 önderlik kuralı, 2 dakikada önderlik ilkeleri, vb. gerçeklikten ve doğruluktan uzak, amatörce bile sayılamayacak çalışmalar ortalığa dökülmüştür. Buna: " Beylik çiftlik " denir...

Kimler Önder olabilir?

Komutan olduğu dönemde önderlik yapan Pamukoğlu, kimlerin önder olabileceğini şöyle açıklıyor: İnsanoğlunca kayıtların tutulması 5000 yıl önceye dayanmasına rağmen, beş kıtada yaşamış milyarlarca insandan en fazla 100-1000 önderin çıkabildiği gün gibi meydandadır. Uluslararası antolojilerde de bunları görmek mümkündür. Kanıtlanmış tescil edilmiş ve resmileştirilmiştir.

Evrensel olarak önderliği kanıtlanan kişiler iki alanda ortaya çıkmışlardır. Politikacılıktan gelen "devlet adamları" ve askeri alandan gelen "generaller"dir. Ulusların başı belada değilse, hayati kayıplar ve acılarla yüz yüze kalınmamışsa, bu iki alandan da önder çıkmamıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, İskender, Napolyon, Churchill, Eisenhower, Bismark, De Gaulle, George Washington, Cengiz Han, Jül Sezar, Anibal, Büyük Petro gibi daha birçok önder, asker kökenli olup, aynı zamanda devlet başkanlığı ve hükümdarlık yaparak, devlet adamlıklarını da kanıtlamış şahsiyetlerdir. İnsan konuşacağı ve yazacağı şeyleri yaşamamış, uçsuz bucaksız bir araştırmadan geçirmemişse; söyleyeceklerinden ve kaleme alacaklarından 40 kat fazlasını bilmiyorsa, ne bir mecliste konuşmalı ne de yazı yazmalıdır... Tersini yapanlara, " Yama vurucu " denir. Önder; filozof, filolog, devrimci, edebiyatçı bir karışımdır!

Yolculuk devam ediyor

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok, Kara Tohum, Ey Vatan ve Savaş Sanatı gibi kitaplarıyla binlerce kişiyi derinden etkileyen Osman Pamukoğlu, yeni kitabıyla da bu yoldaki rehber kişiliğini sürdürmeye devam ediyor.

**

ARKA KAPAK YAZISI

Ulusların tarihini kim yaratır? 

Devletin ve bütün insanlığın yaşamındaki en önemli olaylar kimler tarafından yönetilir? Ayrı ayrı kişiler tarafından mı? Büyük İngiliz düşünürü Carlyle'ın dediği gibi kahramanlar tarafından mı? Yoksa, bütün fertlerinin çabası ve halkın ruhunun gerilimi sayesinde mi gerçekleşir?

Önderi var Eden, Halkın Korku ve Çaresizliğidir...

Sayısız önder yetiştirme programı, Seminer, kurs ve konferans var. Çeşitli önder sınıflandırmaları yapılırken, kitaplardaysa şema ve krokilerle yapılan önder tanımlamaları, lider yönetici ifadeleri göze çarpıyor. Ancak önderi; başkan, patron, şef, direktör, komutan gibi hiyerarşik yapıların sıfatını taşıyanlarla karıştıran ve bir tutmaya kalkışanlar var ne yazık ki.

Önderliğin bir ilkesi yoktur, önderin kişilik yapısı vardır.

Bir komutan, siyaset adamı ve yazar olarak Osman Pamukoğlu son kitabı Önder: Çağların Özlemi ile doğanın tehlikeli yüksekliklere çıkardığı aykırı bir kişilik olan önderi bütün yönleriyle, olmazsa olmazlarıyla çarpıcı bir biçimde anlatıyor.



..