Kadir Has Üniversitesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadir Has Üniversitesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mart 2016 Pazar

AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE İLİŞKİLERİ , BÖLÜM 3





 AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE İLİŞKİLERİ , BÖLÜM 3



AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE
Doğu-Batı Taşımacılığının Merkez Bölgesi

Doğu-Batı arasında ticaretin artması Orta Asya-Hazar Denizi-Karadeniz hattında taşımacılığın değerini artırmış oldu. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan`ın 
coğrafi pozisyonu doğu-batı ve kuzey-güney taşımacılık yolları için pivot bölgedir.

Doğu-Batı taşımacılık yollarının en önemli projelerinden biri AB projesi olan TRACECA`dır. Azerbaycan ve Gürcistan`ın 1993`te, Türkiye`nin ise 2000`de üye olduğu TRACECA programı üye ülkelerin iletişim ve ulaşım hatlarının entegrasyonunu desteklemektedir. Asya-Avrupa arasındaki TRACECA 
ulaşım hattı, Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye`den geçiyor ve bu üç ülkeyi birleştirmektedir. 2012 yılında Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye arasında imzalanan Trabzon Deklarasyonu`nda TRACECA programına destek vurgulanmıştır.

 TRACECA Koridoru Doğu Avrupa’dan başlayıp (Bulgaristan, Romanya, Ukrayna), Türkiye’yi içine almaktadır. Karadeniz’den geçip Gürcistan’daki 
Poti ve Batum limanlarına ulaşıp, Güney Kafkasya ulaştırma ağlarından geçip ve de bu bölgeyi kara yolu ile Türkiye’ye bağlamaktadır. Hazar feribotları (Bakü-
Türkmenbaşı, Bakü, Aktau) Azerbaycan üzerinden, TRACECA yolu Orta Asya Devletleri’ne Türkmenistan ve Kazakistan demiryolu ağları ile ulaşmaktadır. Bu 
ülkelerin ulaştırma ağları Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan’da son bulmakta ve Çin ve Afganistan sınırına dayanmaktadır.

















TRACECA harita67
http://www.ubak.gov.tr/BLSM_WIYS/TRACECA/tr/images/20100326_170203_10426_1_64.jpg


Asya-Pasifik bölgesinden başlayan ve Orta Asya, Kafkasya ve Avrupa’da sona eren yük taşımacılığındaki artış yeni ulaştırma koridorunun gelişiminden 
kaynaklanmaktadır. Bu aynı zamanda TRACECA ülkelerinin pazara açılımına ve pazarın genişlemesine ve de Trans-Avrupa şebekeleri ile bağlanmasına yol 
açmaktadır.68

TRACECA’nın amaçları; Avrupa, Karadeniz bölgesi, Kafkasya, Hazar Denizi bölgesi ve Asya’da ekonomik ilişkilerin, ticaretin ve ulaştırma bağlantılarının gelişimine yardım etmek, uluslararası karayolu, demiryolu ve denizcilik pazarına girişi garantilemek, trafik güvenliğini, kargo ehemmiyetini ve çevresel korunmayı garanti etmek, ulaştırma alanında ulaştırma politikalarını ve yasal yapıyı uyumlaştırmak, ulaştırma işlemleri arasında eşit rekabet oluşturmaktır. Bu amaçlar doğrultusunda hazırlanan çok taraflı Temel Anlaşma (MLA), 1998 yılında Azerbaycan’da düzenlenen TRACECA Zirvesi - Tarihi İpek Yolu Restorasyonu’nda imzalandı ve 2000 yılında da Gürcistan’da Hükümetlerarası Komisyon (IGC) kuruldu. TRACECA’ya üye ülkeler arasında Türkiye, Ukrayna, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Romanya, Moldova, Moğolistan, Kırgızistan, Kazakistan, Gürcistan, Bulgaristan, Azerbaycan ve Ermenistan yer alıyor. Türkmenistan Tacis-TRACECA Programına katılımcı olmakla birlikte, MLA’ya taraf değildir.2000 yılında, Temel Anlaşmanın hükümlerini uygulamak ve tamamlamak için TRACECA Hükümetlerarası Komisyonu (IGC), 2001 yılında ise IGC’nin yürütme organı olarak görev yapan IGC TRACECA Daimi Sekreterliği Bakü’de kurulmuştur.69

TRACECA programının bir ayağı Aktau-Bakü-Tbilisi-Poti/Batumi demiryolu ağıdır. Bu ağın geliştirilmesi için Azerbaycan-Kazakistan-Gürcistan arasında ortak 
çalışma yapılmaktadır. Bu demiryolunun Bakü ile Poti veya Batumi arasındaki fiber optik kablosu Avrupa Komisyonunun finansal desteği ile yapılmıştır. Bu 
hattın en önemli taşımacılık ürünü petrol ve petrol ürünleridir. Aktau-Bakü-Poti-Batumi hattı BM tarafından desteklenenler ve üye devletlerin destek 
verdiği Çin-Orta Asya-Kafkasya-Avrupa hattının önemli bir parçasıdır. Bir tarafta Kazakistan-Çin sınırına kadar olan demiryolu hattı diğer tarafta Bakü-Poti 
arasındaki demiryolu, Kazakistan ile Bakü arasında gemi taşımacılığı ile birleşecektir.

Hazar Denizi`nde Bakü Uluslararası taşımacılık, Aktau ve Türkmenbaşı limanları TRACECA Projesi çerçevesindedir. Azerbaycan hem Hazar denizindeki 
taşımacılık gücünü artırmak hem de Doğu ile Batı arasındaki taşımacılıkta rolünü artırmak için Bakü`nün 65 km uzaklığındakı Elet limanını yapmaktadır. 2014 
yılının sonunda yapımı tamamlanması planlanan Elet limanı projesinin toplam maliyeti 870 milyon manat (1.1 milyar dolar) civarındadır. Bu liman, 
TRACECA Projesi çerçevesinde Orta Asya-Güney Kafkasya-Karadeniz-Avrupa güzegahındaki ve ayrıca kuzey-güney taşımacılığı açısından önemli bir lojistik 
liman olacaktır. Birinci aşamada liman 10 milyon ton kargo ve 40 bin konteyner, ikinci aşamasında 17 milyon ton kargo ve 150 bin konteyner ve üçüncü 
aşamada 25 milyon ton kargo ve 1 milyon konteyner kapasitesinde olacaktır. Aslında, Elet limanı gelecekte artan taşımacılık kapasitesini karşılamak için 11.5 
milyon konteyner kapasitesinde dizayn edilmiştir.


***


AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE
Bakü-Tiflis-Ahılkelek-Kars Demiryolu



Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye`yi demiryolu ile birleştirmek düşüncesi ilk olarak 1993 yılında Ortak Ulaşım Komisyonu`nda görüşülmüştür. 2002 yılında 
üç ülkenin ulaştırma bakanları kendi aralarında hattın güzergahı ile ilgili protokol imzaladı ve 2005 yılında fizibilite çalışmaları yapıldı. 25 Mayıs 2005’de Bakü’de 
üç devletin devlet başkanları arasında Bakü-Tiflis-Ahılkelek-Kars (BTAK) Demiryolu Projesi hakkında üç taraflı bildiri imzalanmıştır. BTAK Demiryolu 
Projesi için nihai anlaşma 7 Şubat 2007’de Tiflis’te Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Gürcistan Ekonomi Kalkınma Bakanı Georgi Arvaladze ve Azerbaycan 
Ulaştırma Bakanı Ziya Memmedov tarafından imzalanmıştır. Aynı anda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından üç devlet arasında ulaştırma, elektrik enerjisi ve doğal gaz alanında karşılıklı destek ve bölgesel işbirliğini öngören Tiflis Deklarasyonu imzalanmıştır.70 Proje UNECE`nin Trans-Avrupa Demiryolları Master Planı’na dahil edildi. Projeye Ermenistan dahil olmadığı için TRACECA`ya dahil edilmedi ve sonuçta BTK Demiryolu TRACECA`dan çıkartıldı.













Bakü-Tiflis-Ahılkelek-Kars Demiryolu 71
http://www.turkishjournal.com/wp-content/uploads/2012/07/turkiye_gurcistan_azerbaycan.jpg


Bakü-Tiflis-Kars Demiryolunun Ermenistan`dan geçmemesi ve Ermeni lobisinin çalışmaları sonucu, ABD Kongresi ABD finans kuruluşlarının projeye desteğinin önünü kesmiştir. 12 Temmuz 2005`te ABD Kongresi`nde kabul edilen karar Ermenistan`ı bölgesel projeden izole ettiği için BTAK `ya finansal destek vermeyi yasaklamıştır.72 Bu nedenle transit ülkeler projeyi kendileri finansal olarak desteklemek zorunda kalmıştır.

BTAK Demiryolu`nun toplam uzunluğu 105 km`dir. Uzunluğu 76 km olan Kars-Ahılkelek yolunun yapım maliyeti Türkiye tarafından karşılanmaktadır. Kars-
Ahılkelek arası yolun Gürcistan kısmı 29 km`lik demiryolu ve uzunluğu 160 km olan Ahılkelek-Marabda demiryolunun onarımı ve yeniden yapımı için Azerbaycan tarafından Gürcistan`a 775 milyon dolar kredi verilmesi için anlaşma imzalanmıştır. Bu kredinin 200 milyon doları 25 yıl için 1 faizle, 
geri kalan 575 milyon doları ise 25 yıllığına 5 faizle verilmesi kararlaştırılmıştır. Kredinin 585 milyon doları demiryolunun yapımında kullanılmak üzere 
transfer olmuştur.73

Bu demiryolu aracılığı ile yıllık 1 milyon insan ve 15 milyon ton kargo taşımacılığının yapılması planlanmaktadır. Aktau-Urumçu Demiryolu Projesi’nin 
tamamlanmasından ve BTAK ile birleşmesinden sonra demiryolu koridoru, Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan`dan geçerek Orta Asya, Güney Kafkasya 
ve Çin demiryolunu Avrupa ile birleştirerek Asya ile Avrupa arasında kargo taşımacılığını temin edecektir. BTAK`nin tamamlanması ile Trans-Avrupa ile 
Trans-Asya demiryolları ağı birleştirilecek, kargo ve yolcu taşımacılığı Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa veya Asya`ya taşınacaktır. Proje, Gürcistan`ın demiryolu izolasyonundan kurtulmasına imkan verecektir. Gürcistan`ın Rusya ile olan demiryolu bağlantısı Abhazya`dan geçmektedir ve 
savaş nedeniyle bu yol kapanmıştır.

Türkiye Marmaray Projesi’ni tamamlayarak İstanbul`dan Avrupa`ya demiryoluyla çıkışın önünü açtı. Öte yandan Kars ile Edirne arasında demiryolu 
hattı yapılmaktadır. 2010 yılında Türkiye ile Çin arasında imzalanan anlaşma ile Kars-Edirne hızlı tren demiryolu hattı, Çin`den alınacak krediyle 
tamamlanacaktır. Bu ise BTAK`nın Marmaray ile birleşmesine neden olacaktır.74

Bu şekilde, BTK 21 Asrın Demir İpek Yolu’nun önemli bir parçası olacaktır. Proje, bölge ülkelerinin taşımacılık gücünün artırılmasına, Doğu-Batı arasında 
stratejik öneminin artmasına ve kendi aralarında bütünleşmenin hızlandırmasına neden olacaktır.

BTK Demiryolu Projesi komşu devletlerin de ilgisini çekmektedir. Proje, komşu bölgelerden geçen ulaşım hatları ile rekabet içindedir. Kazakistan, Çin 
ve Moğolistan demiryolu aracılığı ile Avrupa pazarına çıkmayı hedeflemektedir. Projenin Çin`in yeni İpek Yolu Projesi ile birleştirilmesi için diplomatik müzakereler 
yürütülmektedir.


***


AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE
Güvenliğin Bölünmezliği

Azerbaycan-Türkiye-Gürcistan üçlü işbirliği özünde bir güvenlik ve askeri işbirliği mekanizması olmamakla birlikte üçlü işbirliğinin güvenlik alanına 
da birtakım yansımalarının olduğu görülebilir. Her bir devlet güvenlik konusunu “güvenliğin bölünmezliği” anlayışı çerçevesinde değerlendirmektedirler. Bu 
değerlendirme güvenliği sadece askeri bir güvenlik meselesi olarak ele almadan, çevre ve ekonomi gibi güvenliğin yeni unsurları bağlamında değerlendirmede 
ve tehditleri bu çerçevede ele almaktadırlar. Bu yaklaşım başta Trabzon Bildirisi olmak üzere tüm zirve sonuç bildirilerinde kendisini göstermektedir. Bu çerçevede, her üç ülke de güvenliklerini karşılıklı bağımlılık ilişkisi çerçevesinde değerlendirmektedirler. Bu bağlamda benzeşen tehditler, benzer güvenlik sorunları ve benzer tehditler algılanmakta ve ortaklaşa çıkarlar bağlamında çözümler geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Her bir ülke bir diğerini stratejik ortak olarak değerlendirmekte, güvenlik ve savunma doktrinlerinde bu konuya özel bir önem vermektedirler. Gürcistan 

Ulusal Güvenlik doktrininde Türkiye, bölgedeki yegâne NATO üyesi ülke olarak bölgenin lider devletlerinden biri ve önemli askeri müttefiki olarak 
tanımlanmakta dır. Doktrinde, Gürcistan’ın Türkiye ile güvenlik ve savunma alanındaki ilişkilerini daha da geliştirmeye önem verdiği belirtilmektedir. 
Aynı belgede, Azerbaycan da stratejik ortak olarak tanımlanmaktadır.75

Bu bağlamda en temel güvenlik sorunu Trabzon Bildirisi’nde de yer aldığı biçimiyle işgaller, güç kullanımı ve güç kullanma tehdidi ile bunların sonucu olan etnik ve teritoryal anlaşmazlıklardır. Bağımsızlığın üzerinden 20 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, Gürcistan ve Azerbaycan’ın egemenlik ve bağımsızlığının tehdit altında olması ve toprak bütünlüğü ile sınırların dokunulmazlığı kavramlarının geçerliliğinin tesis edilememiş olması 
bunun göstergesidir. Gürcistan ve Azerbaycan bu açıdan bölgenin ortak kaderini paylaşan iki devletidir.

İki devletin tehdit algısının bu anlamda Batı dünyası ile işbirliğinin yanı sıra çok taraflı ve dengeyi öngören bir yaklaşımı gerektirdiği görülmektedir. Türkiye ise bu anlamda anlaşmazlıkların toprak bütünlüğü ve egemenlik prensipleri ışığında, barışçıl yollarla ve uluslararası toplumun katılımıyla çözümlenmesini öngören ve 
destekleyen ana ortak olarak öne çıkmaktadır. Bu yaklaşımıyla da güvenlik alanında da üçlü işbirliğini yaratan bir aktör olarak belirginleşmektedir.

İşbirliğine bu çerçeveden bakıldığında üçlü işbirliğinin yarattığı sonuç ya da hedef, en azından kısa vadede geleneksel anlamda bir askeri ittifak kurulması değildir. İlgili karar alıcılarca yapılan değerlendirmeler, güvenlik alanındaki işbirliği yaklaşımının tarafların yatırımlarını ve geleceklerini, geleneksel ve modern tehditlere karşı koruma ihtiyacından kaynaklandığını ortaya koymaktadır. İmzalanan bildiriler güvenlik konusunda üç alanda işbirliğini öngörmektedir: devletlerin egemenlik ve bağımsızlıklarının korunması, ayrılıkçılık ve toprak bütünlüğüne karşı tehditlere karşı işbirliği ile geleneksel olmayan güvenlik tehditlerine karşı işbirliği. Burada egemenlik ve bağımsızlık vurgusu toprakları dış devletler tarafından işgal olunan Azerbaycan ve Gürcistan açısından hayati önemi haizdir.

Diğer taraftan Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan tarafından 19 Ağustos 2014’te Nahcivan’da imzalanan ve ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirmeyi öngören 
anlaşma güvenlik alanında ikili düzeyde kurulmuş olan bağların üçlü seviyeye taşındığına işaret etmektedir. Savunma bakanları düzeyinde yapılan üçlü görüşmede, bölgedeki askeri ve politik durumun yanı sıra karşı karşıya kalınan güvenlik konuları ele alınmış, petrol ve doğal gaz boru hatları ile ilgili tesislerin korunması konuları müzakere edilmiştir. Bu vesileyle imzalanan anlaşma üç ülke arasındaki ikili ilişkilerin seyrine ve seviyesine askeri ve güvenlik işbirliğini eklemlemiştir. 

Anlaşma ile üç ülkenin silahlı kuvvetlerinin muharebe yeteneğinin güçlendirilme si hedeflenmektedir.76 Görüşmeler sırasında savunma bakanları yılda iki defa görüşmeyi, ortak konferanslar ve yuvarlak masa toplantıları düzenlemeyi, askeri-teknik alanda üç taraflı askeri eğitim ve işbirliği mekanizması oluşturmayı kararlaştırmışlardır.

Bu işbirliğini güçlendirecek temel yaklaşım özellikle Batılı örgütlerle ve aktörlerle daha yakın işbirliğine gidilmesi şeklindedir. Bu bağlamda, hem Trabzon 
Deklarasyonu’nda hem de ilgili diğer bildiri ve belgelerde sürekli biçimde üçlünün NATO ve ilgili diğer güvenlik yapılanmaları ve programları çerçevesinde 
işbirliğini önemsedikleri vurgulanmaktadır. Türkiye, bu bağlamda Gürcistan ve Azerbaycan’ın NATO ile işbirliğinin gelişmesinde belirleyici bir rol oynamaktadır. 
1994’te NATO ile Azerbaycan ve Gürcistan arasında imzalanan Barış için Ortaklık işbirliği çerçevesinde başlayan bu ilişki, iki ülkenin askeri birliklerinin 
Kosova ve Afganistan’da Türk komutasında görev yapmalarıyla pekişmiş, Türkiye her iki ülkede askeri okullar kurarak birlikleri eğitmiştir.

Askeri sanayi alanındaki işbirliği ise, üçlü işbirliğinin güvenlik alanını da kapsayan bir perspektifle geliştirilmesini öngören bir gelecek tahayyülü olarak 
dikkati çekmektedir.

Öte yandan bu üçlü ittifak bölge devletleri ile işbirliğine kapalı değildir. Türkiye ve Azerbaycan bu yapının İran ve Rusya’ya karşı olmadığı izlenimini vermeye 
çalışırken, Gürcistan Ermenistan’a karşı kurulmadığını da vurgulamaktadır. Gürcistan Dışişleri Bakanı Grigol Vaşadze bu üçlünün kimseye karşı olmadığını ve daha da önemlisi diğer bölgesel devletlerle iyi ilişkiler kurmak istediğini belirtmiştir.77


Sonuç

Yukarıda değinilen üçlü toplantıların Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye arasında üçlü bir işbirliğini yaklaşık dört yıl gibi kısa sayılabilecek bir süre 
zarfında söylem düzeyinden çıkartarak somut program ve projelerle desteklenen stratejik ortaklık düzeyine ulaştırdığı ileri sürülebilir. Toplantılardan ve bildiri 
metinleri üzerinden bu ortaklığın ana konu başlıklarını şu şekilde toparlamak mümkündür:

1. Üçlü görüşmeler ve toplantılar neticesinde üç ülke arasındaki ilişkiler kurumsallaşmış ve ülkelerin ilgili bakanlık, kurum, kuruluş ve yetkililerinin düzenli aralıklarla bir araya geldiği, hedeflerin belirlediği ve bu hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmediğini değerlendirdikleri mekanizmalar oluşturulmuştur. 
Bu mekanizmalar aracılığıyla hedeflere ulaşmada sorunlar yaşanması halinde bu sorunların nasıl aşılacağı, ne gibi yasal ve kurumsal adımların atılması 
gerektiği en üst düzeyde ele alınır hale gelmiştir. Üçlü cumhurbaşkanları, dışişleri bakanları, ekonomi bakanları ve savunma bakanları toplantılarının yanı 
sıra devlet kurumlarını ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren üçlü iş konseyi toplantıları belirli aralıklarla yapılan rutin toplantılar haline getirilmiştir. Toplantılar sonrasında yayınlanan belge ve dokümanlar ise işbirliğinin taraflarca nasıl görüldüğü ve ilerletildiğinin her üç ülke kamu oylarının yanı sıra uluslar arası kamuoyunun da dikkatine sunulduğu belgeler olarak görülebilir.


2. Ortaklığın en önemli sebebi ve gündemi Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan üçlü mekanizması vasıtasıyla Kafkasya’nın bir barış, istikrar ve refah sahasına 
dönüşmesinin sağlanmasıdır. Taraflar BM Şartı’na, Helsinki Nihai Senedi’ne ve uluslararası hukukun temel kurallarına bağlılıklarını sürekli biçimde 
yinelemektedirler. Bu çerçevede, tarafların egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygıya, uluslararası sınırların dokunulmazlığına, anlaşmazlıkların barışçıl 
yollardan çözümüne ve kuvvet kullanımından (hatta kuvvet kullanımı tehdidinden dahi) kaçınmaya özel vurgular yapmaktadırlar. Bu şekliyle Kafkasya’daki fiili durumu kabullenmediklerini ve bu durumun çözümünün egemenlik ve sınırların dokunulmazlığı bağlamında uluslararası işbirliğinde yattığını açıkça dile getirmektedirler.


3. Bu bağlamda, bu sürecin özellikle Ermenistan’ı dışladığı yönündeki eleştiriler reddedilerek işbirliğinin komşularının sınırlarına saygı duyarak barışçıl 
çözümü destekleyecek adımları atması halinde Ermenistan’a da açık olduğu vurgulanmaktadır. Ermenistan’ın kendi uzlaşmaz ve işgalci tutumu nedeniyle bölgesel işbirliği sürecinin dışında kalan eksik halka durumuna düştüğü, bunun aşılması için uluslararası toplumun kabul ettiği temel değerlere saygı gösteren bir yaklaşım sergilemesinin yeterli olduğu her fırsatta dile getirilmektedir. Bu adım, hem bölgesel anlaşmazlıkların çözümü, hem de barış, istikrar ve refah içerisinde bir Kafkasya anlamına gelecek daha iyi bir gelecek inşa edilebilecektir.


4. Üçlü ilişkileri stratejik bir birliğe çevirmede itici güç olarak ekonomik ve ticari ilişkiler görülmektedir. Özellikle enerji alanındaki işbirliği BTC, BTE ve TANAP gibi büyük boyutlu uluslararası projelerle derinleşerek boyutlanmakta ve üç ülkeyi birbirine bağlamanın ötesine geçerek üçlüyü ekonomik ve ticari bağlamda uluslararası sistemin ayrılmaz parçasına dönüştürmektedir.


5. Enerji alanındaki işbirliğinin ivmelendirdiği bu işbirliği, ulaşım ve iletişim sektörleriyle desteklenerek daha karmaşık ve etkin bir stratejik işbirliğine dönüştürülmektedir. Güney Ulaşım Koridoru olarak da adlandırılan Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye vasıtasıyla Asya’yı Avrupa’ya bağlayan ana hattın bir alternatif olarak inşa edilmesi, rekabetçi bir hatta dönüştürülmesi ve bu bağlamda taraflar arasında ulaşım sektöründe işbirliğinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayacak yegâne proje olan Büyük İpek Yolu Projesi’nin var olan kara-deniz ve demiryollarıyla bütünleşmiş bir proje haline dönüştürülmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda yeni Bakü Uluslararası Limanı Projesi, Karadeniz’de bir derin liman projesi olan Anaklia Limanı ve Marmaray’ın Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesi ile bütünleşmiş birer projeye dönüştürülmesi istenmektedir.

Sonuç olarak Kafkasya’da Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye arasında gün geçtikçe derinleşen ve boyutlanan üçlü işbirliği ekonomi ve ticaretten 
güvenliğe kadar geniş bir yelpazede, üç ülkenin ortak çıkar ve beklentilerine hizmet edecek bir işbirliği sahası ve mekanizması teşkil etmektedir. Bu gelişme 
Rusya’nın Kırım’ı ilhakı sonrasında oluşan uluslararası ortamda farklı coğrafyalara da olumlu etkiler edecek bir bölgesel işbirliği olarak görülmektedir. İşbirliğinin bölgedeki diğer devletleri de uluslararası hukukun temel prensiplerine saygı göstermeleri ve işgale son vererek yapıcı tutum sergilemesi şartıyla açık olması parlak bir bölgesel gelecek vaat etmektedir.

Notlar

1 Türkiye her fırsatta, eski Sovyet coğrafyasına parlamenter demokrasisi, görece serbest piyasa ekonomisine dayalı ekonomik ve ticari yapılanması ve laik devlet düzeniyle 
bir model olarak gösterilmiştir. Bunun, Türkiye’yi bu ‘yeni dünya’ ile Batı dünyası arasındaki asli bağlantı noktası hâline getireceğine inanılmıştır. Bu söylem ve 
politikalar Türk karar alıcılar tarafından da Türkiye’nin beklentilerinin karşılanması, kaybolacağından çekinilen stratejik önem ve konumun yeniden kazanılması 
biçiminde değerlendirilmiştir. Bkz. Mustafa Aydın, ‘Turkey and Central Asia: Challenges of Change’, Central Asian Survey, 15(2): Haziran 1996, s. 157-177.; Andrew 
Mango, ‘The Turkish Model’, Middle Eastern Studies, 29(4): Ekim 1993, s. 726-757.
2 Mustafa Aydın. 2000. Between Euphoria and Realpolitik: Turkish Policy toward Central Asia and the Caucasus. Turkey’s Foreign Policy in the 21st Century: A Changing 
Role in World Politics içinde, der. Tareq Ismael ve Mustafa Aydın. Burlington: Ashgate., s. 139-160.; Shireen T. Hunter. 1994. The Transcaucasus in Transition: Nation-Building 
and Conflict, Washington D.C.: Center for Strategic and International Studies.
3 Bu çerçevede bir değerlendirme için bkz. Mithat Çelikpala. 2012. Son Yirmi Yılda Türkiye’nin Azerbaycan, Gürcistan ve Ukrayna’ya Yönelik Dış Politikası ve Bu Ülkelerdeki 
Faaliyetleri. Bağımsızlıklarının Yirminci Yılında Azerbaycan, Gürcistan ve Ukrayna Türk Dilli Halklar-Türkiye ile İlişkiler içinde, der. İsmail Aydıngün ve Çiğdem Balım. Ankara: 
Atatürk Kültür Merkezi Yayını., s. 311-401.
4 Bilal Şimşir. 2011. Azerbaycan: Azerbaycan’ın Yeniden Doğuş Sürecinde Türkiye-Azerbaycan İlişkileri, Ankara: Bilgi Yayınevi., s. 60.
5 Selçuk Ural ve İrfan Tokgöz, ‘Bağımsızlıktan Kadife Devrimine Gürcistan Dış Politikasında Türkiye`nin Yeri (1991-2004)’, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler 
Enstitüsü Dergisi, (7): 2011, s. 115-135.
6 Anlaşma metni için bkz. ‘Türkiye Cumhuriyeti ile Gürcistan Cumhuriyeti Arasında Dostluk, İşbirliği ve İyi Komşuluk Anlaşması’, Resmi Gazete, 29 Eylül 1992, s. 2.
7 Açık denizlere çıkışı olmayan ve fakat zengin doğal kaynaklara sahip kapalı bir kara ülkesi konumundaki Azerbaycan açısından, Hazar’daki zengin enerji kaynaklarının uluslararası pazarlara taşınması ihtiyacı bu üçlü işbirliğini gerekli kılmıştır. Hazar Denizi’nin sınırlandırılması ve Orta Asya ülkelerinde yaşanan istikrarsızlıklar nedeniyle doğuda karşı karşıya kalınan güvenlik riskleri; kuzeyde yer alan Rusya Federasyonu ile yaşanan anlaşmazlıkların yanı sıra başta Çeçenistan olmak üzere Kuzey Kafkasya’ya hâkim olan istikrarsızlık; güneydeki komşu İran’ın yaptırımlar nedeniyle uluslararası alandaki izole konumu; Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ın yanı sıra bu bölgeyi çevreleyen Azerbaycan topraklarını işgal etmiş olması ve düşmanca tavrı, Azerbaycan’ın kuzey-batısındaki Gürcistan’ı Azerbaycan için işbirliği yapılacak yegâne ve doğal komşu konumuna taşımıştır.
8 Ali Babacan. 2008. 2008 Yılına Girerken Dış Politikamız, Dışişleri Bakanlığı 2008 Mali Yılı Bütçe Tasarısının TBMM Genel Kurulu’na Sunulması Vesilesiyle 
Hazırlanan Kitapçık. Ankara.
9 Bülent Aras. 2002. The New Geopolitics of Eurasia and Turkey’s Position, Londra: Frank Cass.
10 Sabri Sayarı. 2003. Turkey and the United States: Changing Dynamics of an Enduring Alliance. Turkey’s Foreign Policy in the 21st Century: A Changing Role in World Politics içinde, der. Tareq Ismael ve Mustafa Aydın. Burlington: Ashgate., s. 27-38.
11 Ali L. Karaosmanoğlu, ‘The Evolution of the National Security Culture and Military in Turkey’, Journal of International Affairs, 54(1): Eylül 2000, s.199-216,; Ziya Öniş, ‘Turkey in the Post-Cold War Era: In Search of Identity’, Middle East Journal, 49(1): 1995, s. 48-68.
12 Philip Robins, ‘Between Sentiment and Self-Interest: Turkey’s Policy toward Azerbaijan and the Central Asian States’ Middle East Journal, 47(4): 1993, s. 596-597.; Stephen F. Larrabee ve Ian O. Lesser. 2003.Turkish Foreign Policy in an Age of Uncertainty, Arlington: Rand.
13 Hunter, a.g.e.; Scott A. Jones. 2000. Turkish Strategic Interests in the Transcaucasus. Crossroads and Conflict: Security and Foreign Policy in the Caucasus and Centra Asia içinde, der. Gary K. Betsch, Cassady B. Craft, Scott A. Jones ve Michael D. Beck. New York: Routledge., s. 55-65.
14 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Çelikpala, op. cit., n. 3.
15 Yelda Demirağ. 2007. Türkiye-Gürcistan İlişkileri. Türkiye’nin Avrasya Macerası 1989-2006 (Avrasya Üçlemesi II) içinde, der. Mustafa Aydın. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım., s. 269-296, s. 279.
16 Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Ocak 2000’de, İkinci Çeçenistan Savaşı’nın başlaması ve tüm Kafkasya’yı etkisi altına alması tehlikesine cevaben gündeme getirdiği ‘Kafkasya İstikrar Paktı’ (KİP), AGİT şemsiyesi altında kurulacak bir yapılanma olarak tasarlanmıştı. Bu pakta ilişkin bir modelleme çalışması için bkz. Sergiu Celac, Michael Emerson ve Nathalie Tocci. 2000. A Stability Pact for the Caucasus. CEPS Working Document 145, Brüksel, CEPS.
17 Eduard Şevardnadze’nin 4 Nisan 1996’da Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması” bu ilişkilerin temel belirleyicisidir. Bkz. Resmi Gazete, 26 Ağustos 1996, s.5. Takiben, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 14-15 Temmuz 1997’de gerçekleştirdiği ziyaret sırasında, aralarında “Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması”nın da olduğu çeşitli belgeler imzalanmış ve dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın 13 Mart 1998’de yaptığı ziyaret sırasında imzalanan belgelerle de ilişkilerin genel yapısına, askeri ilişkileri de kapsayan stratejik bir çerçeve kazandırılmıştır. Demirel’in ziyaretinin ayrıntıları için bkz. ‘Demirel: Kafkasya’da Sınırlar Kalkmalı’, Yeni Yüzyıl, 16 Temmuz 1997; ‘Georgia and Turkey Agree to Strengthen Cooperation’, Turkish Daily News, 16 Temmuz 1997.
18 Bu ziyaretler arasında, Şevardnadze’nin 29-30 Ocak 2001 Türkiye ziyareti, Onuncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 8 Kasım 2001 tarihli Tiflis ziyareti ve Aliyev’in de katılımıyla Nisan 2002’de Trabzon’da 
gerçekleştirilen Kafkas Zirvesi sayılabilir. Aliyev’in de katıldığı bu son zirvede, 11 Eylül saldırıları sonrası uluslararası siyasal ortamın havasına uygun biçimde ve Türkiye’nin hassasiyetlerine karşılık olmak üzere terör 
ve örgütlü suçlarla mücadele alanında işbirliği anlaşması imzalanmıştır.
19 Ziyaretin değerlendirmesi için bkz. ‘Is Turkey Seeking to Enhance its Role in the South Caucasus?’, Radio Free Europe / Radio Liberty, Rferl.org, 23 Şubat 2001, 
http://www.rferl.org/content/article/1341889.html.; 
‘Tiflis’le Stratejik Ortaklık’, Cumhuriyet, 30 Ocak 2001; ‘Diplomacy: Turkey and Georgia Set to Boost Ties’, TDN, 30 Ocak 2001; ‘Kafkaslarda Bermuda Şeytan Üçgeni’, Hurriyet.com.tr, 30 Ocak 2001, 
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=-221261.
 Sami Kohen, ‘Kafkasya Stratejisi’, Milliyet, 2 Şubat 2001.
20 Hooman Peimani. 2009. Conflict and Security in Central Asia and the Caucasus, Santa Barbara: ABC-CLIO.
21 Bkz. ‘Kivrikoglu Returns to Turkey’, Hurriyetdailynews.com, 27 Ağustos 2001, 
http://www.hurriyetdailynews.com/kivrikoglu-returns-to-turkey.aspx?pageID=438&n=kivrikoglu-returns-to-turkey-2001-08-27.
22 ‘Georgia and Turkey to cooperate against terrorism’, Civil.ge/eng, 14 Ekim 2001, 
http://www.civil.ge/eng/article.php?id=408.
23 ‘Azerbaijan-Georgian Relations’, Mfa.gov.az, 
http://mfa.gov.az/files/file/Azerbaijan%20-%20Georgia%20relations%20(3).pdf.
24 Azerbaycan ve Gürcistan ikili ilişkilerinin kapsamlı bir analizi için bkz. Kornely Kakachia ve Zaur Shiriyev, Azerbaijani-Georgian Relations: The Foundations and 
Challenges of the Strategic Alliance, SAM Review, no. 7-8 (Temmuz 2013), Bakü: Center for Strategic Studies., s.20.
25 Ibid
26 16 Ağustos 2010 tarihinde Bakü’de imzalanan ‘Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması’ 26 
Nisan 2011’de onaylanmıştır. Bkz. Resmî Gazete, 28 Mayıs 2011.
27 ‘Azerbaycan’da Kendimizi Evimizde Hissediyoruz’, Tccb.gov.tr, 16 Ağustos 2010, 
http://www.tccb.gov.tr/haberler/170/76961/azerbaycanda-kendimizi-evimizde-hibediyoruz.html.
28 ‘Trabzon Declaration of the Ministers of Foreign Affairs of The Republic of Azerbaijan, Georgia and The Republic of Turkey, 08 June 2012, Trabzon’, Mfa.gov.tr, 
http://www.mfa.gov.tr/trabzon--declaration-of-the-ministers-of-foreign-affairs-of-the-republic-of-azerbaijan_-georgia-and-the-republic-of-turkey_-08-june-2012_-trabzon.en.mfa.
29 Ibid.
30 Ibid.
31 16 Şubat’ta üç ülkenin ekonomi bakanlarının katılımıyla Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te yapılan Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan İş Forumu’nda 3 ülkenin ekonomik reformları, 
vergi sistemi, ulaşım, bankacılık sistemi, nakliye gibi alanlarının uyumlulaştırılması, mevzuat ve kurumsal altyapının işler hale getirilmesi gibi iş dünyasını ilgilendiren öncelikli konular ele 
alınmıştır. Sonuçta her üç ülkenin karar alıcılarına, tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması için gereken adımların atılması ve “üç ülke arasında 3 deniz projesi oluşturulması” tavsiye edilmiştir. 
Bkz. ‘Tiflis’te Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan İş Forumu Yapıldı’, Haberler.com, 16 Şubat 2012, 
http://www.haberler.com/tiflis-te-turkiye-gurcistan-azerbaycan-is-forumu-3367199-haberi/.
32 ‘Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında Dışişleri Bakanları düzeyinde üçlü diyalog mekanizması teşkil edildi.’ Mfa.gov.tr, http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakanlari-
duzeyinde-uclu-diyalog-mekanizmasi-teskil-edildi.tr.mfa. ‘Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu’nun, Azerbaycan Dışişleri Elmar Memedyarov ve Gürcistan Dışişleri Bakanı 
Grigol Vashadze ile Ortak Basın Toplantısı, Trabzon, Atatürk Köşkü’, Mfa.gov.tr, 
http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakani-sn_-ahmet-davutoglu_nun_-azerbaycan-disisleri-elmar-memedyarov-ve-gurcistan-disisleri-bakani-grigol-vashadze-il.tr.mfa.
33 ‘Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu’nun, Azerbaycan Dışişleri Elmar Memedyarov ve Gürcistan Dışişleri Bakanı Grigol Vashadze ile Ortak Basın Toplantısı’ [op. 
cit., n. 32].
34 Ibid.
35 ‘Türkiye–Azerbaycan–Gürcistan Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı’, Mfa.gov.tr, 
http://www.mfa.gov.tr/turkiye%E2%80%93azerbaycan%E2%80%93gurcistan-disisleri-bakanlari-uclu-toplantisi.tr.mfa.
36 Başbakan İvanişvili göreve gelişinin hemen sonrasında 20 Aralık 2012’de Rezonansi Gazetesi’ne bir açıklama yaparak BTK demiryolu hattı ile ilgili birtakım sorunların 
olduğunu dile getirmiş ve Azerbaycan ziyaretini kastederek “bu projenin belirli aşamada Gürcistan için avantajlı olmayacağını ve bu projede bazı revizyonlara 
gidilmesi gerektiği konusunu dost ülke yönetimine kibarca anlatmayı düşünüyorum.” ifadesini kullanmıştır. Bu açıklamanın yarattığı gerginlik İvanişvili’nin Bakü 
ziyareti sonrasında ve karşılıklı görüşmelerle kısa sürede giderilmiştir. Vasili Rukhadze, ‘Russia May Gain in South Caucasus, as Georgian Government Wavers on 
Regional Railway Projects’, Eurasia Daily Monitor, 10(18): 31 Ocak 2013, 
http://www.jamestown.org/regions/thecaucasus/single/?tx_ttnews%5Bpointer%5D=5&tx_ttnews%5Btt_news%5D=40399&tx_ttnews%5BbackPid%5D=642&cHash=6a2b3fa9fbd8ff48e31e480f19a93d46#.
VOfC1PmsVgg.
37 ‘Türkiye–Azerbaycan–Gürcistan’ [op. cit., n. 35].
38 ‘Joint Communique of the Second Trilateral Meeting of the Ministers of Foreign Affairs of the Republic of Azerbaijan, Georgia and the Republic of Turkey, 28 March 2013, Batumi’, Mfa.gov.tr, 
http://www.mfa.gov.tr/joint-communique-of-the-second-trilateral-meeting-of-the-ministers-of-foreign-affairs-of-the-republic-of-azerbaijan_-georgia-and.en.mfa.
39 ‘Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye Dışişleri Bakanları Toplantısı’, Byegm.gov.tr 
http://www.byegm.gov.tr/turkce/haber/azerbaycan-grcstan-ve-trkye-diler-bakanlari-toplantisi/4389.
40 Ibid.
41 Cavid Veliev, ‘From Alliance to Integration: The Turkey-Azerbaijan-Georgia Triangle’, Eurasia Daily Monitor, 11(46): 11 Mart 2014, 
http://www.jamestown.org/single/?tx_ttnews%5Btt_news%5D=42079&no_cache=1#.VOBYwuaUdVQ.
42 ‘Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı Gence’de düzenlendi’, Mfa.gov.tr, 
http://www.mfa.gov.tr/turkiye_azerbaycan_gurcistan-disisleri-bakanlari-uclu-toplantisi-gence_de-duzenlendi.tr.mfa.
43 ‘Ganja Statement of the III Trilateral Meeting of the Ministers of Foreign Affairs of the Republic of Azerbaijan, Georgia and the Republic of Turkey, 19 February 2014, Ganja’, Mfa.gov.tr, 
http://www.mfa.gov.tr/ganja-statement-of-the-iii-trilateral-meeting-of-the-ministers-of-foreign-affairs-of-the-republic-of-azerbaijan_-georgia-and-t.en.mfa.
44 ‘Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı’ [op. cit., n. 42].
45 ‘Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Cumhurbaşkanları Üçlü Zirvesi Tiflis’te gerçekleştirildi’, Mfa.gov.tr, 
http://www.mfa.gov.tr/turkiye_azerbaycan_gurcistan-cumhurbaskanlari-uclu-zirvesi-tiflis_te-gerceklestirildi.tr.mfa.
46 ‘Kars Statement of the Fourth Trilateral Meeting of the Ministers of Foreign Affairs of the Republic of Azerbaijan, Georgia and the Republic of Turkey, 10 December 2014 
Kars’, Mfa.gov.tr, 
http://www.mfa.gov.tr/kars-statement-of-the-fourth-trilateral-meeting-of-the-ministers-of-foreign-affairs-of-the-republic-of-azerbaijan_-georgia-and-the-republic-of-turkey_-10-december-2014_-kars.en.mfa.
47 ‘Azerbaycan ve Gürcistan’ın bütünlüğünü destekliyoruz’, Aa.com.tr, 10 Aralık 2014, 
http://www.aa.com.tr/tr/politika/433483--azerbaycan-ve-gurcistanin-toprak-butunlugunu-destekliyoruz.
48 Ayrıntılar için bkz. http://mfa.gov.ge/.
49 ‘Azerbaijan, Georgia and Turkey mull investments, trade’, Azernews.az, 27 Mayıs 2013, 
http://www.azernews.az/business/54501.html.
50 ‘Regional cooperation among Azerbaijan-Georgia-Turkey is successfully developing’, Economy.gov.az, 
http://www.economy.gov.az/index.php?option=com_content&view=article&id=1287:az-gurc-turk-bf-25-05-2013&catid=8:news&Itemid=263&lang=en
51 ‘Azerbaijan, Georgia and Turkey’ [op. cit., n. 49].
52 ‘Minister: Turkey, Azerbaijan to sign free trade agreement’ En.trend.az, 25 Mayıs 2013, 
http://en.trend.az/business/economy/2154455.html.
53 Valeri Modebadze, Fatih Mehmet Sayın ve Reha Yılmaz, ‘Georgian-Turkish Relations since the Breakdown of Soviet Union’, Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler 
Fakültesi Dergisi, 4(1):2014, s. 359-369.
54 Bakınız. ‘Trade and Investment Between Georgia and Azerbaijan’, Geowel.org, 2011, 
http://www.geowel.org/index.php?article_id=73&clang=0.
55 Kaynak: Gürcistan Milli İstatistik Kurumu, Geostat.ge, 
http://www.geostat.ge/index.php?action=wnews_archive1&qy=1&qy1=8&lang=eng.
56 Alexandros Petersen. 2012. Integration in Energy and 
Transport Amongst Azerbaijan, Georgia and Turkey. Doktora tezi, The London School of Economics and Political Science. 
http://etheses.lse.ac.uk/532/1/Petersen_Integration%20in%20Energy%20and%20Transport%20Amongst%20Azerbaijan%20Georgia%20and%20Turkey.pdf.
57 Daniel Howden ve Philip Thornton, ‘The pipeline that will change the world’, Independent.co.uk, 25 Mayıs 2005, 
http://www.independent.co.uk/news/world/asia/the-pipeline-that-will-change-the-world-492008.html
58 ‘Azerbaycan nefti Türkiye serhedine çatdı’, 525-ci Gazete, 12 Ekim 2005.
59 ‘Azerbaycan Devlet Petrol Fonu’, 
http://www.oilfund.az/en_US/layiheler/baki-tbilisi-ceyhan-esas-ixrac-boru-kemeri.asp.
60 Bakınız, “Trabzon Declaration”, Civil.ge/eng, 9 Haziran 2012, 
http://www.civil.ge/eng/article.php?id=24868.
61 SOCAR resmi sitesi, 
http://www.socar.az/socar/en/activities/transportation/baku-tbilisi-erzurum-gas-pipeline.
62 “Azerbaycan’la Tarihi Anlaşma”, Sabah.com.tr, 26 Aralık 2011, 
http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2011/12/26/azeri-gazina-tarihi-imza.
63 SOCAR Gürcistan resmi sitesi, 
http://www.socar.ge/page.php?lang=eng&page=00.
64 ‘Petkim Azerilerin oldu’, Sabah.com.tr, 31 Aralık 2011, 
http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2011/12/31/petkim-azerilerin-oldu.
65 Socar Grup şirketleri, http://www.socar.com.tr/sirketlerimiz/.
66 ‘Socar`dan Star Rafineri için Dev İmza’, Akşam.com.tr, 06 Haziran 2014, 
http://www.aksam.com.tr/ekonomi/socardan-star-rafineri-icin-dev-imza/haber-313901.
67 TRACECA Türkiye Ulusal Sekreterliği, 
http://www.traceca.org.tr/.
68 Ibid.
69 Ibid.
70 “The Tbilisi Declaration” On Common Vision for Regional Cooperation’, Civil.ge/eng, 21 Ocak 2015, 
http://www.civil.ge/eng/article.php?id=14588.
71 http://www.turkishjournal.com/wp-content/uploads/2012/07/turkiye_gurcistan_azerbaycan.jpg 
72 ‘South Caucasus Integration and Open Railroads Act of 2005’, 20 Temmuz 2005, Library of Congress. 
http://thomas.loc.gov/cgi-bin/query/z?c109:H.R.3361.IH:.
73 ‘Azerbaycan Petrol Fonu’, 
http://www.oilfund.az/az_AZ/layiheler/baki-tbilisi-qars-demir-yolu.asp 
74 ‘Edirne-Kars Demiryolu Çerçeve Anlaşması’, Tcdd.gov.tr, 
http://www.tcdd.gov.tr/home/detail/?id=1108.
75 ‘Draft of Georgia’s New National Security Concept’, Civil.ge/eng, 19 Şubat 2011, 
http://www.civil.ge/eng/_print.php?id=23164.
76 Aslında üç ülke özel kuvvetleri, ikili işbirliğinin dışında ilk üçlü askeri eğitim faaliyetini Kasım 2012’de “Kafkas 
Kartalı 2012“ adı altında düzenlenen bir askeri tatbikatı çerçevesinde gerçekleştirmişlerdi.
77 ‘Azerbaijan, Georgia, Turkey Sign Cooperation Declaration’, Civil.ge/eng, 9 haziran 2012, 
http://www.civil.ge/eng/article.php?id=24869.


Yazarlar Hakkında


Prof. Dr. Mitat Çelikpala, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesidir. Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü görevini yürüten Dr. 
Çelikpala’nın çalışma alanları arasında eski Sovyet coğrafyası ve Kafkasya (tarihi, toplumsal yapısı ve güvenliği), diyaspora çalışmaları, Karadeniz 
Bölgesi ve güvenliği, Türk-Rus ilişkileri, enerji güvenliği, kritik altyapı güvenliği ve terörizmle mücadele gibi konular yer almaktadır. Lisans eğitimini ODTÜ’de tamamlayan Çelikpala, Yüksek Lisansını Hacettepe, Doktora çalışmasını ise Bilkent Üniversitesinde yapmıştır. Oxford Üniversitesi St. Antony’s College’da Senior Associate Member olarak bulunan Dr. Çelikpala, Hacettepe ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji üniversitelerinde de görev yapmıştır. Prof. Dr. Çelikpala, Bilgi Üniversitesi, Kara Harp Okulu Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, Harp Akademileri ve Milli Güvenlik Akademisinde Türk Dış Politikası, Kafkasya ve Orta Asya tarihi ve güvenlik politikaları, Türk siyasal hayatı ve politikası ile strateji ve güvenlik konuları üzerine düzenlenmiş ders ve seminerler vermektedir. Çeşitli uluslararası kurum, düşünce kuruluşu ve şirketlerin yanı sıra NATO Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Türk Silahlı Kuvvetleri Stratejik Araştırma Merkezi (SAREM), Dışişleri Bakanlığı Stratejik AraştırmalarMerkezi’nde akademik danışmanlık yapmıştır. Çelikpala’nın yukarıda belirtilen konularda akademik dergiler ve güncel medyada yayınlanmış makale ve değerlendirmeleri bulunmaktadır.

Dr. Cavid Veliyev, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde dış politika meseleleri analiz şubesi müdürüdür. Dr. Veliyev’in 
çalışma alanları arasında Güney Kafkasya coğrafyası, Karadeniz Bölgesi ve güvenliği, günümüzde Türk-Ermeni ilişkileri ve Azerbaycan dış politikası yer 
almaktadır. Lisans eğitiminin Ege Üniversitesi’nde yapan Cavid Veliyev, Yüksek Lisansını Gazi Üniversitesi ve doktorasını Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde tamamlamıştır. Türkiye’de TUSAM ve Ulusal Güvenlikleri Strateji Araştırma Merkezinde çalışmıştır. Azerbaycan’da Hazar Üniversitesinde Türk Dış Politikası dersi vermektedir. Türkiye’de yayınlanan “Güney Kafkasya: Toprak Bütünlüğü, Enerji ve Jeopolitik”, “Türkiye-Azerbaycan İlişkileri: Dostluk, Kardeşlik ve Stratejik İlişkiler” başlıklı kitapların editörüdür. Dr. Veliyev`in yukarıda belirtilen konularda akademik dergiler ve güncel medyada yayınlanmış makale ve değerlendirmeleri bulunmaktadır.


CIES Hakkında


Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (CIES) 2004 yılında Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylık sürecinden yaşanan gelişmeler ışığında Avrupa Çalışmaları Merkezi adıyla kurulmuştur. Ancak, Eylül 2010 yılı itibariyle çalışma ve araştırma alanlarını genişletlerek uygulanabilir politikalar üretmeye odaklı çalışma yürüten ve Türkiye’nin dahil olduğu çevre coğrafyada meydana gelen tüm gelişmeleri araştırma alanına dahil eden Merkez, araştırma yelpazesini genişletmekte ve ilerletmektedir.Merkezin araştırma konuları arasında AB kurumları ve izledikleri politikalar (genişleme politikası, komşuluk politikası, güvenlik ve savunma politikaları vs.) başı çekerken, Karadeniz, Akdeniz, Güneydoğu Avrupa’da meydana gelen bölgesel gelişmeler ile, Türkiye -Yunanistan İlişkileri gibi spesifik konular, ayrıca bölgesel işbirliği, küresel yönetişim, güvenlik gibi daha geniş konu başlıkları da çalışma ve araştırma yelpazesine dahildir.

Center for International and European Studies (CIES)
Kadir Has University
Kadir Has Caddesi
Cibali / Istanbul 34083 
Turkey

Tel: +90 212 533 65 32, ext. 4608
Fax: +90 212 631 91 50
Email: cies@khas.edu.tr
Website: http://cies.khas.edu.tr
Director: Dimitrios Triantaphyllou

ISBN 978-975-8919-98-7
1 March 2015 03


*****

AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE İLİŞKİLERİ , BÖLÜM 2






 AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE İLİŞKİLERİ , BÖLÜM 2



AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE
Dışişleri Bakanlarının Batum Zirvesi

Trabzon’da imzalanan Bildiri’nin ortaya koyduğu ortak bakış açısının sonucu olarak dışişleri bakanlarını bir araya getiren ikinci toplantı 28 Mart 2013’te 
Gürcistan’ın Batum şehrinde düzenlenmiştir.35 Bu toplantının yapılması ve Trabzon Deklarasyonu ile öngörülen sürecin devam ediyor olması, Gürcistan’da 1 
Ekim 2012’de yapılan parlamento seçimleri sonrasında ülkede yaşanan siyasal değişim nedeniyle özellikle önemlidir. Gürcistan’da bir iktidar değişikliğinin 
yaşanması, 2008 Rusya-Gürcistan Savaşı sonrasında her an yaşanması beklenen bir gelişme olmakla birlikte bu değişikliğin Gürcistan’ı bölgesel siyasal 
dengeler de farklı bir konuma taşıyıp taşımayacağı tartışma konusuydu. Bu türde kökten bir değişiklik, özellikle Türkiye ve Azerbaycan açısından 20 yıllık 
siyasi, ekonomik ve ticari yatırımlar açısından bir tehdit olarak algılanmıştır. Üçlü mekanizma, Gürcistan’ın bölgesel stratejik ekseninde bir kayma yaşamaması 
açısından önemlidir. Yeni seçilen Başbakan Bidzina İvanişvili’nin seçimler sonrasında üçlü işbirliği ve BTK demiryolu konusunda yaptığı açıklamaların yarattığı gerginlik ve telaş bu toplantı vesilesiyle aşılmıştır.36 Dolayısıyla ikinci toplantının Batum’da yapılmış olması ve Gürcistan Dışişleri Bakanı Maia Panjikidze’nin üçlü basın toplantısında “Gürcistan’ın stratejik ortakları Türkiye ve Azerbaycan’la yakın ve dost ilişkisi vardır.” şeklinde bir açıklama yapması sürecin devamı açısından büyük önem arz etmektedir.37 Diğer taraftan, Kasım 2013’te yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Saakaşvili’nin Gürcistan iç politika denkleminden çıkması ihtimali, üçlü işbirliği sürecini daha da hayati bir konuma taşımıştır. Mekanizma bu bakış açısıyla bir anlamda Gürcistan’ın 20 yılda kurulan ana stratejik eksende tutulmasını amaçlayan bir girişimdir.

Kısacası, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ve Gürcistan Dışişleri Bakanı Maia Panjikidze’nin katıldığı Batum toplantısı, daha önce Trabzon’da öngörülen sürecin işletilmesi ve tarafların yaşanan iç ve dış gelişmelerden bağımsız biçimde herhangi bir engelleme yaşanmadan toplanabilmesi adına önemlidir. Üç ülkenin dışişleri bakanları Batum’daki toplantıda her üç ülkeyi de ilgilendiren konularda, bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi olanaklarını ele almışlar ve vizesiz seyahatin yanı sıra üç ülke arasında malların serbest dolaşımı konularında fikir alışverişinde bulunmuşlardır. Bu toplantının en önemli yanı, Trabzon’da görevlendirilen uzmanlarca hazırlanan Üçlü Sektörel İşbirliği 2013-2015 Eylem Planı’nın görüşülerek kabul edilmesidir. Toplantı sonunda üç dışişleri bakanı farklı alanlardaki somut işbirliği projelerinin önemine işaret eden Ortak Bildiri 
metnine de imza atmışlardır.38

Batum Bildirisi olarak da adlandırılan Ortak Bildiri, siyasi diyalog ve özel üçlü projelerin uygulanmasını hedefleyen bölgesel işbirliğinin siyasi ve yasal 
zeminini belirleyen ve yeni üçlü formatı öngören Trabzon Deklarasyonu’na atıfla başlamaktadır. Bildiri, Trabzon Bildirgesi gibi devletlerin egemenliği, toprak 
bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ile var olan anlaşmazlıkların barışçıl yollardan çözümüne özel atıflar yapmaktadır. Yerlerinden edilen halkın evlerine 
güvenli ve saygın bir biçimde dönmelerinin sağlanması gerektiği konusu da tekrarlanmaktadır.

Bu zirvenin en somut sonucu, üç ülke arasında izlenecek olan yol haritasını belirleyen Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan Üçlü Sektörel İşbirliği 
2013-2015 Eylem Planı’nın onaylanmasıdır. Belli başlı sektörlerde geniş çaplı bir işbirliğine gidilmesini öngören bu plan enerji, ulaşım, taşımacılık ve iletişimi 
ana sektörler olarak tanımlamakta ve çevrenin korunması, kültürel, eğitim ve spor gibi çeşitli alanları da öncelikli işbirliği alanları olarak belirlemektedir.39 
Bu bağlamda özellikle BTK Demiryolu Projesi’nin fark yaratarak bölgeye uluslararası alanda bir önem kazandıracağı vurgulanarak projeyle üç ülkenin 
Avrupa ve Asya arasındaki ulaşım koridorunda kilit rooynayacakları belirtilmiştir. Demiryolu Projesi’nin inşaat aşamasının bir an evvel bitirilmesinin gerekliliğin den bahseden ortak bildiri, projenin yürürlüğe girmesinin ardından bu güzergâh ın, Afganistan’da görev yapan ISAF kuvvetlerinin kargolarının taşınması için en kısa ve etkili merkezî yol konumuna geleceğini de vurgulamaktaydı.

Toplantı sonrasında düzenlenen basın toplantısında bakanlar Trabzon’a benzer biçimde üçlü işbirliğinin önemine yönelik açıklamalar yapmışlardır. Gürcistan 
Dışişleri Bakanı Maia Panjikidze, “Gürcistan’ın, stratejik ortakları Türkiye ve Azerbaycan ile yakın ve dostça ilişkisi vardır.” derken; Azerbaycan Dışişleri 
Bakanı Elmar Memmedyarov, “Bu, verimli bir işbirliği anlaşmasına çok iyi bir örnektir.” değerlendirmesinde bulunarak, “Bu anlaşma muhtemelen komşumuz 
Ermenistan açısından da kulübün içinde kalmanın, dışında kalmaktan daha iyi olduğunu anlatan bir mesaj oldu.” değerlendirmesini yapmıştır.40



***


AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE
Dışişleri Bakanlarının Gence Zirvesi ;


Mikhael Saakaşvili`nin ikinci döneminin sona ermesi ile 27 Ekim 2013`de Gürcistan`da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Giorgi Margvelaşvili, 
Gürcistan`ın yeni cumhurbaşkanı seçildi. Uzmanlar Margvelaşvili`nin cumhurbaşkanlığı döneminde Gürcistan`ın daha çok Rusya ile yakınlaşacağı ve 
Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye üçlü işbirliğinin bundan zarar göreceğini düşünüyorlardı. Fakat Margvelaşvili ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye`ye ikincisini ise Azerbaycan`a gerçekleştirdi.41

Üçüncü dışişleri bakanları zirvesi, Kasım 2013’te yapılan Gürcistan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin neredeyse hemen sonrasında,19 Şubat 2014’te Azerbaycan’ın Gence şehrinde yapılmıştır.42 Bu toplantıda, Trabzon Deklarasyonu ve Üçlü Sektörel İşbirliği 2013-2015 Eylem Planı’nın yayınlanmasından toplantı tarihine kadar geçen zaman zarfında kaydedilen aşamalar ile karşılaşılan sorun başlıkları ele alınmış ve hedefler gözden geçirilmiştir. Toplantı sonunda yayınlanan ortak bildiride üç ülke ilişkilerinin gelişmesinden duyulan memnuniyet dile getirilerek siyasi, ticari, ekonomik alanlarda işbirliğinin artırılmasının yanı sıra çevrenin korunması, kültür, bilim, sağlık, turizm ve spor gibi insani alanlar ilişkilerin boyutlandırılmasında öncelik tanınması gereken yeni alanlar olarak belirlenmiştir.43

Bu zirvede enerji alanındaki işbirliğine yine özel bir vurgu yapılmış, gündeme BTC ve BTE boru hatlarına, Güney Doğal Gaz Koridoru olarak da adlandırılan 
koridora, yeni bir hattın eklenmesi bağlamında dünyanın en büyük enerji projelerinden biri olarak nitelendirilen Şahdeniz 2’ye verilen önem eklenmiştir. 


Şahdeniz’de ikinci aşamaya geçilmesi kararı, tarihi bir gelişme olarak nitelenmiş, bunun üçlü işbirliğine yeni ve önemli bir ivme kazandıracağı belirtilmiştir. 
Bu durum üçlü işbirliğinin gerekliliği konusunun önündeki kuşkuları tamamen ortadan kaldıracak bir gelişme olarak görülmektedir.

Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, toplantı sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında üç ülkenin ilişkisini örnek ilişki olarak niteleyerek, 
“Soğuk Savaş sonrası dönemde en sorunsuz, en yapısal temellere dayalı ilişkilerden biri Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında gelişmiştir. Üç ülke tarafından ortaklaşa hayata geçirilen projeler aynı zamanda birer barış projesidir.” değerlendirmesini yapmıştır.44

Bu zirvede ilişkilerin üçlü siyasi formatına bir aşama daha eklenerek, cumhurbaşkanlarının katılımıyla Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Liderler Zirvesi’nin düzenlenmesi kararının alınması ise aradan geçen iki yıllık süre zarfında tarafların beklentilerinin karşılandığı ve üçlü formatın boyutlandırılmak istendiğine bir işaret olarak kabul edilebilir. Üç cumhurbaşkanının katılacağı ilk zirvenin Gürcistan’ın ev sahipliğinde yapılması kararı da Gence’de alınmıştır. Cumhurbaşkanları zirvesi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Giorgi Margvelaşvili’nin katılımlarıyla 6 Mayıs 2014’te Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te düzenlenmiştir.45 Bu zirve, Gürcistan’da yaşanan iktidar değişikliği sonrasında üçlü stratejik ilişkinin içeriğine ve geleceğine yönelik olarak herhangi bir değişikliğin yaşanmadığının teyit edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Üçlü dışişleri bakanları zirvelerinde ele alınan konuların cumhurbaşkanları seviyesinde değerlendirilerek ortak vizyonun yinelendiği Cumhurbaşkanları Zirvesi, bu bakış açısıyla değerlendirilmelidir. Zirveye aynı zamanda iş konseyi toplantısının da eklenmesi görüşmeleri boyutlandırma isteğinin bir işareti olarak kabul edilebilir.


***


AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE
Dışişleri Bakanlarının Kars Zirvesi

Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye dışişleri bakanlarının dördüncü üçlü toplantısı 10 Aralık 2014’te Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 
Gürcistan Dışişleri Bakanı Tamar Berucaşvili ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov’un katılımıyla Kars’ta düzenlenmiştir.46 Önceki toplantıların devamı ve tekrarı niteliğindeki bu toplantıda üç ülkeyi ilgilendiren konularda bölgesel işbirliğinin geliştirilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunulmuş ve önceki toplantılarda alınan kararların uygulamaları gözden geçirilmiştir. Toplantı sonunda yayınlanan ortak bildiride üç ülke arasındaki ilişkilerin ulaştığı seviyeden duyulan memnuniyet belirtilerek üçlü işbirliğinin stratejik ortaklık, iyi komşuluk ilişkileri, karşılıklı saygı ve güven çerçevesinde geliştirileceğine vurgu yapılmıştır. Üçlü işbirliği Gürcistan Dışişleri Bakanı Berucaşvili’nin değerlendirmesiyle artık “ciddi şekilde ilerlemiş… yeni bir seviyeye” ulaşmıştır.47 
İmza altına alınan Kars Bildirisi de ekonomik ve siyasi konularda görüşlerin belirtildiği “stratejik ortaklığın” ortaya konulduğu kapsamlı bir belgedir.

Kars Bildirisi’nde karşımıza çıkan yeni ve somut proje, TANAP olarak adlandırılan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesidir. Bu proje, Gence’de 
gündeme gelen Şahdeniz Projesi’nin ürünlerinin Batılı pazarlara taşınmasını öngören bir doğal gaz boru hattının inşasını öngörmektedir. TANAP’la ilk defa 
üretici/kaynak ülke konumundaki Azerbaycan ile iki geçiş ülkesi olan Türkiye ve Gürcistan, tüketicilerin katkısı olmadan kendi kaynaklarını kullanarak, bir boru 
hattı ağı kurma kararı almışlardır. Bu bile tek başına üçlü ilişkinin stratejik boyutta, etkileri bölgeyi aşan ve küresel düzeye ulaşan bir işbirliğine gidebildiğini göstermektedir.

Bu değerlendirmeler ışığında, 1990’lı yıllardan itibaren ikili ilişkiler temelinde gelişen ve Trabzon Bildirisi ile üçlü seviyeye ulaşan stratejik ortaklığın 
ekonomik ve ticari ilişkiler, enerji ve güvenlik gibi belli başlı sektörlerde nasıl geliştiği konusunun üzerinde durulması konunun anlaşılması açısından faydalı olacaktır.

***
AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE
Ekonomik ve Ticari İşbirliği


Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasındaki üçlü ilişkiler özellikle enerji ve nakliye projeleri temelinde ekonomik ve ticari ilişkiler üzerine kurmuştur. 
Enerji ve nakliye projeleri üzerinden gerek bölge içi bütünleşmenin kurulması gerekse bölge ile küresel pazarlar arasında kalıcı bağların tesisi hedeflenmiştir. 
Bu bağlamda Türkiye ile Gürcistan arasındaki Sarp sınır kapısı aynı zamanda Türkiye’nin Güney Kafkasya ve Orta Asya’ya çıkış kapısıdır. Gürcistan ile Azerbaycan arasındaki Kırmızı Köprü de Azerbaycan’ın Gürcistan üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya çıkışını sağlamaktadır. Gürcistan bu açıdan her iki ülke açısından stratejik bir öneme sahiptir.

Üçlü işbirliğini şekillendiren bildiri ve dokümanların tamamında ticaret, enerji ve taşımacılık merkezli biçimde şekillendirilen ilişkilerin etkilerinin sadece 
bölge ile sınırlı kalmayacağı, Hazar’dan Karadeniz ve Akdeniz’e ulaşan geniş bir sahada çok taraflı ekonomik ve refah ilişkilerine dönüştürüleceği vurgulanmaktadır. 
Bu ilişkilerin gelişiminin aynı zamanda bölgede refahın yanı sıra istikrar ve güvenliğin sağlanmasına da katkı sağlayacağına inanılmıştır.

Üçlü ticari ve ekonomik ilişkilerin genel çerçevesini belirleyen Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan Üçlü İş Forumlarıdır. Bu forumlarda üç ülkenin güçlü oldukları ve ilişkilerini geliştirip boyutlandırmak istedikleri sektörler ve alanlar belirlenmekte, Ekonomi ve Ticaret bakanları iş dünyasının temsilcileri ile bir araya gelerek sorunların çözümü konusunda işbirliği yapmaktadırlar.

Bu girişimlerin sonucunda üç taraflı ilişkilerde ticaret hacmi arzu olunan düzeyde olmadığı için, taraflar ticaret hacmini artırmanın yollarını arıyorlar. Üç 
ülke arasında toplam ticaret hacmi 4,2 milyar dolar seviyesindedir. Bu miktar, Türkiye’nin dış ticaret hacminin toplam %3’üne, Azerbaycan dış ticaret 
hacminin %8’ine ve Gürcistan’ın dış ticaret hacminin %20’sine denk gelmektedir.48

Azerbaycan’ın Türkiye’deki yatırımları 5 milyar dolar seviyesindedir ve Azerbaycan bu miktarı 2020 yılına kadar 20 milyar dolara kadar yükseltmeyi 
hedeflemektedir. Azerbaycan’ın Ekonomi Bakanı Şahin Mustafayev’in açıklamasıyla, Azerbaycan’daki Türk sermayesi toplam 4,7 milyar seviyesindedir ve bunun yaklaşık 1,5 milyar doları petrol dışı sektörlere yapılmıştır. Türkiye Azerbaycan’da doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında birinci sıradadır. Azerbaycan’da 2 binden fazla Türk şirketi, Türkiye’de binin üzerinde Azerbaycan şirketi faaliyet göstermektedir.

Türk şirketleri Gürcistan’a 1,1 milyar dolar sermaye yatırırken, Gürcistan’ın Türkiye’deki yatırımları da 23 milyon dolar seviyesindedir.49 Gürcistan’da 300’ün üzerinde Azerbaycan, Azerbaycan’da ise 150’den fazla Gürcü şirketi faaliyet göstermektedir. Gürcistan’da Azerbaycan şirketleri tarafından açılan iş yerlerinde 8 bine yakın kişiye iş imkânı sağlanmıştır. Azerbaycan şirketleri inşaat, turizm ve ulaşım alanında projeler üstlenmiştir.50 Azerbaycan Ekonomi Bakanı Şahin Mustafayev, Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan’ın üçüncü ülkelerde ortak yatırımlar yapacak kadar ekonomik ilişkilerinin geliştirmeyi hedeflediklerini belirtmiştir.51

Türkiye’nin eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın değerlendirmesiyle, Türkiye ve Azerbaycan arasında serbest ticaret anlaşmasının hazırlanması 
amacıyla bir ekip oluşturulmuş ve görüşmeler devam etmektedir. Bu çalışmanın hedefi, ilgili mevzuatın hazırlanarak üç ülke arasında malların serbest 
dolaşımının sağlanarak ticaretin kolaylaştırılması ve ticaret hacminin artırılmasıdır.52

Üçlünün ticari ilişkilerinin bir üst seviyeye ulaşmasında, Rusya’nın Aralık 2005’den itibaren aşamalı olarak Gürcistan`ın tarım ürünlerine, Mayıs 2006’dan itibaren şarap ve maden sularına ithalat yasağı koyması etkili oldu. 2006’da Türkiye ve Gürcistan hükümetleri arasında vizesiz geçiş anlaşması imzalanması, Türkiye ve Gürcistan vatandaşlarına vize uygulamasının karşılıklı olarak kaldırılması ikili ilişkilerin ve ticaretin artmasına neden olmuştur. 21 Kasım 2007’de Türkiye-Gürcistan Serbest Ticaret Anlaşmasının imzalanarak 2008 yılında yürürlüğe girmesi sonrasında, Gürcistan dış ticaretinde Türkiye ve Azerbaycan’ın ilk iki sırayı ele geçirdikleri görülmektedir.53 Azerbaycan pazarı özellikle Gürcistan meyve ve sebze ürünleri açısından öncelikli ve önemli olmuştur.54 İki ülke arasında ekonomik ilişkilerin özünü şunlar oluşturmaktadır: enerji, ulaşım, bankacılık, inşaat, iletişim teknolojileri, ticaret, turizm.

Gürcistan’ın Türkiye ve Azerbaycan’la dış ticaret hacmi (milyar dolar) 55


               TÜRKİYE                 AZERBAYCAN

2009        1.203 (%21)             811 (%16)

2010        1.105 (%16.5)          708 (%10.6)

2011       1.500 (%16.2)        1.036 (%11.2)

2012       1.535 (%15)          1.260 (%12)

2013       1.528 (%14.2)       1.361 (%12.6)

2014      1.966 (%17.2)        1.182 (%10.3)






****


AZERBAYCAN - GÜRCİSTAN - TÜRKİYE
Enerjide Karşılıklı Bağımlılık

Enerji alanındaki işbirliği üçlü işbirliğinin ana unsurudur. BTC Boru Hattının inşasıyla başlayan üçlü işbirliği zamanla boyutlanarak gelişmiştir. BTC Ham 
Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum (BTE) Doğal Gaz Boru Hattı, TANAP ve TAP doğal gaz boru hatları bu üç devleti fiziki olarak birbirine bağlayan enerji 
nakil hatlarıdır. Bunun dışında her üç ülke Avrupa Birliği’nin Hazar ve Orta Asya enerji kaynaklarının Avrupa’ya taşınmasını hedefleyen INOGATE programının 
önemli birer parçasıdır. Bu üçlü arasında Azerbaycan önemli miktarda fosil kaynağı barındıran kaynak ülke, Gürcistan coğrafi olarak taşımacılık rolünü oynayan ortak ve Türkiye’de bu üç ülkenin dünya pazarlarına ve uluslararası ortaklara çıkış noktası konumundadır.56 Bu anlamda enerji hatları bu üç ülke arasında bir bağ rolü oynamaktadır.

BTC hattının açılışı 25 Mayıs 2005’de Bakü’de57, 12 Ekim 2005’de Gürcistan’ın Türkiye sınırında58 gerçekleştirilmiş ve boru hattından Ceyhan’a ilk petrol 
28 Mayıs 2006’da ulaşmıştır. Azerbaycan petrolünü taşıyan ilk tanker Ceyhan’dan 2 Haziran 2006’da yola çıkarken, resmi açılışı 13 Temmuz 2006’da Türkiye tarafından Adana’nın Ceyhan limanında düzenlenen bir törenle gerçekleştirilmiştir.
















Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı 59
http://www.oilfund.az/uploads/images/map.jpg


BTC ham petrol boru hattı, Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye üçlüsünün kurulması açısından bir temel taşı teşkil etmektedir. Projeyle Azerbaycan fosil 
kaynaklarını dünya enerji pazarlarına sunarak bölgede izole olma tehdidinden kurtulmuştur. Proje Gürcistan açısından da bir emniyet supabı olmuş, ülkenin enerji ihtiyaçlarının karşılanmasına katkı sağlamanın yanı sıra jeopolitik açıdan da Gürcistan’ın konumunu belirleyerek değerini artırmıştır. Türkiye açısından 
ise ülkenin bir enerji dağıtım merkezi olması için ilk adım atılmış ve jeopolitik değeri artmıştır.

Proje sonrasında diğer boru hattı projelerinin önünü de açmış ve enerji konusunu üçlü işbirliğinin ana eksenine çevirmiştir. Üçlü işbirliğinin enerji alanındaki işbirliği bağlamında ve Karadeniz, Akdeniz ve Hazar ekseninde üç havza arasında bir bağ oluşturması amaçlanmaktadır. Bu amaçla taraflar Orta Asya ülkelerinin de BTC ile kurulan iletim ağına eklemlenmesini desteklemektedirler. Bu konuya Trabzon Deklarasyonu’nda da Orta Asya enerji kaynaklarının uluslararası pazarlara taşınması konusuna Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin bir merkez olması gerektiği şeklinde değinilmiştir.60 Özellikle Kazakistan’ın bu enerji ağına katılması boru hatlarının statüsünü bir seviye daha yükselterek üçlünün jeopolitik konumunu yükseltirken Azerbaycan-Kazakistan işbirliğini kuvvetlendirecektir. Bu yönde bir gelişmenin Türkmenistan’ın da işbirliği mekanizmasına katılmasını teşvik etmesi beklenmektedir.

Bu işbirliği takiben Şahdeniz sahasında üretilen doğal gazın Gürcistan-Türkiye üzerinden uluslararası piyasalara ulaştırılması projesi olan BTE Doğal Gaz 
Boru Hattı Projesi ile bir üst seviyeye taşınmıştır. Yıllık kapasitesi 30 milyar metreküp olan hattın inşasına 2004’te başlanmış ve hattın yapımı 2006 sonunda tamamlanmıştır. Şahdeniz’den ilk gaz 13 Mart 2007 tarihinde bu hattan verilmiştir.61

BTC ve BTE projelerinin başarısı ve elde edilen gelir yeni finansal kaynaklar yaratmış ve üçlü işbirliğinin yeni boyutlara taşınmasını sağlamıştır. Bunun en 
somut neticesi 26 Ekim 2011’de İzmir’de yapılan Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısında imza altına alınan üç yeni 
anlaşmadır. Bunlardan en önemlisi, Şahdeniz-2’den çıkartılacak doğal gazın Avrupa pazarına taşınması ile ilgili transit anlaşmasıdır. Bu anlaşma, Türkiye 
Enerji Bakanı Taner Yıldız ile SOCAR Başkanı Rövanş Abdullayev arasında tarafından imzalanmış ve beraberinde BOTAŞ ile SOCAR arasında Şahdeniz-2 
Projesi çerçevesinde Türkiye ile Azerbaycan arasında doğal gaz alım satım anlaşması ve BOTAŞ ile BP arasında doğal gazın Avrupa’ya taşınması ile ilgili 
anlaşmalar da imzalanmıştır.62

Türkiye ile Azerbaycan arasında 26 Aralık 2011’de imzalanan Azerbaycan doğal gazını Avrupa’ya taşıyacak hattın inşasına dair mutabakat zaptı ve sonrası nda 26 Haziran 2012’de imzalanan nihai anlaşma Azerbaycan sınırlarından başlayan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya kadar uzanacak olan yeni bir projeyi müjdelemekteydi. Başlangıçta küçük NABUCCO olarak nitelenen Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) üçüncü tarafların müdahale veya desteği olmadan gerçekleşen bir üçlü proje olarak dikkati çekmektedir. Bu daha önceki projelerle ihdas edilen karşılıklı güven ve işbirliğinin bir sonucudur ve Trabzon Deklarasyo nu ile gündeme gelen üçlü stratejik işbirliğinin de ana omurgasını teşkil etmektedir. Bölgedeki enerji dengesinde köklü değişime neden olması beklenen bu boru hattı aracılığı ile Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan Avrupa gaz pazarına dahil olmak amacıyla işbirliğine gitmişlerdir. Proje Türkiye’nin enerji dağıtım merkezi olma politikasına destektir.

Temeli Bakü’de 20 Eylül 2014’te atılan ve Asrın Anlaşması’nın imzalanmasının 20. yıl dönümünde denk gelen TANAP Projesi’nin 2018’de Türkiye’ye, 
2019’da ise Avrupa’ya doğal gaz satacak hale gelmesi planlanmaktadır. Hattın hacmi 16 milyar metreküptür ve bunun 6 milyarı Türkiye’ye 10 milyarı ise Avrupa’ya satılacaktır. Kısacası, üçlü işbirliği enerji bağlamında daha sıkı bağlarla birbirine bağlı hale gelecektir. Bu işbirliği çerçevesinde Azerbaycan milli petrol şirketi SOCAR’ın üçlü işbirliğine olan katkılarına değinerek bu bölümü kapatabiliriz.

SOCAR, Azerbaycan’ın hem Türkiye’deki hem de Gürcistan’daki en büyük şirketi ve yatırımcısıdır. 2006 yılında kurulan SOCAR Gürcistan Enerji Şirketi, Gürcistan’da ihtiyaç duyulan yakıtın toptan ve perakende satışınıgerçekleştirmek tedir. Şirketin %51’i Azerbaycan’ın SOCAR şirketine, %49’u ise Petro-Trans şirketine aittir. SOCAR Gürcistan’daki petrol piyasasının %72’sine, mazot piyasasının da %61’ine sahiptir. SOCAR 2006’dan günümüze Gürcistan’da 
yaklaşık 400 milyon dolar yatırım yapmıştır.

SOCAR 2008 yılında faaliyete başlayan Kulevi Terminali vasıtasıyla Karadeniz üzerinden dünya pazarlarına petrol ve petrol ürünleri satmaktadır. SOCAR 
2013’de Gürcistan ile üç önemli anlaşma imzalamıştır. Bu çerçevede, Gürcistan’daki anaokulların doğal gaz ihtiyacını ücretsiz biçimde karşılayan SOCAR, Gürcistan Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıklarının belirlediği en iyi 30 üniversite öğrencisine burs vermektedir. SOCAR ile Gürcistan Patrikliği arasında imzalanan anlaşma ile de Gürcistan’daki dini mabetlere doğal gaz ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Gürcistan Enerji ve Ekonomi bakanlıkları arasında imzalanan anlaşmalarla da 2017 yılına kadar 100 bin abonenin doğal gaz dağıtımı SOCAR tarafından yapılmaktadır. 2014 yılında hazırlanan bir projeyle de SOCAR gelecekte bu rakamı 275 bine çıkartılması planlamaktadır.63

SOCAR, Türkiye piyasasına da 2008 yılında Turcuas’ın %51 hissesini satın alarak girmiştir. Takiben 2011’de şirketin hisselerinin %25’inin de alınmasıyla birlikte 
şirketin sermayesi 2,6 milyar dolara çıkartılarak ismi SOCAR Türkiye Enerji A.Ş. olarak değiştirilmiştir.64

SOCAR’ın Petkim yarımadasında başlattığı Rafineri Petrokimya-Enerji-Lojistik Entegrasyonlu büyük projesi, ilişkileri bir üst seviyeye taşımıştır. Bu entegrasyon projesine 10 milyon ton ham petrol kapasiteli Star Rafinerisi, petrokimyasal ürünler üreten Petkim fabrikası, Türkiye`nin en büyük üçüncü ve Ege Denizi’nin birinci konteyner limanı ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesine katkıda bulunacak Rüzgar Enerji Santrali dahildir. Türkiye’de yıllık 1,2 milyar metreküp doğal gazın satışını gerçekleştirecek Socar Gaz, Türkiye’nin fiber optik alt yapı çalışmalarına katkı sağlayacak Socar fiber, Petkim’in tamamlanması ile birlikte akaryakıt dağıtım şirketi olarak çalışacak ve entegrasyonun sonuncu halkasını oluşturan Socar Türkiye Enerji Dağıtım A.Ş. ise peş peşe kurulan yeni şirketlerdir.65 Bu entegrasyon projesi için SOCAR, Türkiye’de 9 milyar dolar yatırım yapmayı planlamaktadır. Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ile birlikte SOCAR’ın Türkiye’deki toplam yatırımlarının 18 milyar dolara ulaşması hedeflenmektedir.66


3 CÜ  BÖLÜMLE DEVAM EDECEKTİR


***