TÜRKİYE’NİN KAFKASYA POLİTİKASI 2009, BÖLÜM 2
Türkiye komşularla sıfır sorun politikasının bir parçası olarak Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirme yolunda adım atmıştır.
Türkiye-Ermenistan arasında yaşanan yumuşama sürecinin ortaya çıkmasında uluslararası ve bölgesel sistemden kaynaklanan etkilerin rolü çok büyüktür. ABD ve AB açısından Ermenistan, Kafkasya’da Rusya’nın etkisinde toprakları Rus askeri kuvvetleri tarafından korunan bir ülkedir. İzlediği politika yüzünden enerji ve ulaştırma projelerinden dışlanmıştır. Ermenistan’ın Batı sistemine kazandırılması gereklidir. Bunun gerçekleşebilmesi için ise öncelikle Türkiye ile
Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve iki ülke arasındaki kara sınırının açılması gereklidir. Bu nedenle Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirmesi için ABD ve AB’den yoğun bir baskı gelmektedir.
Ağustos 2008’deki Rusya-Gürcistan çatışması sırasında Rusya-Batı ilişkilerinin gerginleşme si de Ermenistan’ın tamamen Rus etkisine bırakılmaması noktasında Batı’nın daha fazla istekli olmasına neden olmuştur. Ermenistan açısından da Ağustos 2008 çatışmasında Gürcistan yolunun kapanması tamamen izole olması na neden olmuştur. Türkiye ve Azerbaycan kapıları kapalı olan Ermenistan için Gürcistan hattının da kapanması ekonomik olarak bu ülkeyi etkilemiştir. Gürcistan’ın Ermenistan’dan ithalatında 121 milyon dolarlık bir azalmanın olduğu ve toplamda da krizin Ermenistan ekonomisine 700 milyon dolara mal olduğu ifade edilmiştir.27
Bu durum da Ermenistan’ı Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmek için adım atmaya yöneltmiştir. Türkiye için ise Ermenistan ile atılan adımlar ile Azerbaycan ile olan yakın ilişkilerini koruma noktasında sorun ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin Kafkasya politikasında Azerbaycan ile olan yakın ilişkileri önemli bir yer tutmaktadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattından Azerbaycan’dan gelen doğal gaz hattına kadar enerji alanında yapılan işbirliği ve Türkiye’nin Orta Asya’ya açılan kapısı durumundaki Azerbaycan’ın Batı ekseninde tutulması da Türkiye için önemlidir. ABD ve AB’nin Ermenistan’ı Avrupa-Atlantik eksenine kazandırma yolundaki politikalarının Azerbaycan’ı özellikle enerji projelerinde Rusya ile işbirliğine itmesi Rusya’nın siyasi ve ekonomik etkisini artıracaktır.28
Türkiye ile Ermenistan arasında kara sınırının açılması ve ilişkilerin normalleş mesi Karabağ sorununda bir anlaşmanın sağlanmasına bağlıdır. Ermenistan Türkiye için ekonomik açıdan önemli bir partner olabilecek kapasitede değildir. Ancak Türkiye, Ermenistan için Batıya açılan kapı olabilecek konumdadır. Türkiye ile Ermenistan arasında kara sınırının açılması halinde ortaya çıkabilecek ticaret hacmine ilişkin olarak 500 milyon dolardan 1 milyar dolara
kadar uzanan rakamlardan ve bunun sınır illerine katkısından bahsedilmektedir.
Ermenistan’ın toplam ticaret hacmi ve nüfusu dikkate alındığında kısa vadede Türkiye ile ticaretinde ciddi bir sıçrama olması çok zordur. Türkiye ile Ermenistan arasında hava koridoru açıktır ve ticaret ise Gürcistan ve İran üzerinden yapılmaktadır. Kara sınırının açılması halinde Türkiye’nin Ermenistan’a sınır olan
illerinde ciddi bir kalkınma olacağı iddiaları da Ermenistan’ın ekonomik
kapasitesi dikkate alındığında gerçekçi değildir. Azerbaycan, Gürcistan ve İran gibi bölgede Ermenistan’dan daha fazla nüfusa ve daha güçlü ekonomiye sahip ülkelerle ticaretin ve bunun sınır illerine katkısının bile istenilen düzeyde olmadığı dikkate alındığında Türkiye ile Ermenistan arasında kara sınırının açılmasının gerekliliği argümanının Türkiye’ye olan olası ekonomik katkılarla ileri sürülmesi eksik ve yanıltıcı bir değerlendirme olacaktır.29 Ermenistan’ın
2009 yılındaki toplam ithalatı 3 milyar 304 milyon ABD doları ve ihracatı
697,8 milyon ABD dolarıdır. Ermenistan’ın ithalatında Türkiye % 5,6’lık bir paya sahiptir. 2009 yılında ihracat gelirlerinde % 34 lük düşüş yaşayan ve enerji başta olmak üzere pek çok kalemde dışarıya bağımlı olan Ermenistan’ın Türkiye ile olan kara sınırının açılması halinde ekonomik açıdan önemli bir farka neden olması zordur.30 Türkiye-Ermenistan ilişkileri Kafkasya’daki diğer sorunlardan
ve en önemlisi de Karabağ sorunundan bağımsız ele alınamaz.
Karabağ sorunu çözülmeden de Kafkasya’da istikrarın sağlanması ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde kalıcı bir normalleşme sağlanması çok zordur
Türkiye’nin Kafkasya Politikasında Gürcistan.
Türkiye’nin Kafkasya politikasında, Hazar enerji kaynaklarının Türkiye’ye ulaşacağı güzergâh üzerinde bulunan Gürcistan’ın istikrarı önemli olmuştur. Ancak bağımsızlığı kazandığı günden itibaren sürekli sorunlarla uğraşan Gürcistan için Abhazya ve Güney Osetya başta olmak üzere, Acaristan ve Cevaheti bölgesindeki Ermenilerle ilgili sorunlar sürekli gündemde olmuştur. Türkiye bu sorunlara Gürcistan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözüm bulunmasını savunmuştur. Bu, Türkiye’nin geleneksel, ülkelerin toprak bütünlüklerine vurgu yapan politikasının bir sonucuydu.31 Türkiye’de
Kafkasya kökenlilerin varlığı ve bunların Kafkasya’daki çatışmalarda
Türkiye’yi taraf olarak görmek istemeleri konuyu iç politika bakımından
da hassas hale getirmiştir. Özellikle Abhazya sorununda bu durum daha belirgin olarak görülmüştür.32 Türkiye’yi rahatsız eden bir diğer durum da Rusya’nın Gürcistan’ın sorunlarını kullanarak Kafkasya’da etkinliğini artırmasıydı. Rusya Abhazya’ya destek vererek Gürcistan’ın BDT’ye üye olmasını sağlamış ve bu ülkede üslere sahip olmuştu. Gürcistan ile ilgili politik amaçlarına eriştikten sonra Abhazya’yı ablukaya alan Rusya, hem Gürcistan hem de Abhazya’dan
istediklerini alma konusunda başarılı olmuştur.33 Türkiye ise Rusya’ya
kıyasla Kafkasya politikasında tecrübesiz ve bilgi birikimi açısından da yetersizdi. Türkiye bu dezavantajını ABD ile olan yakın ilişkileriyle telafi etmeye çalışmıştır. Gürcistan’ın “Gül Devrimi” sonrası Batı ile bütünleşme arzusu da Türkiye ile ilişkilerde ilerlemeye yardımcı olmuştur. Türkiye-Gürcistan ilişkilerinde 2009 yılındaki gelişmeler ise Ağustos 2008 sonrası ortamın etkisinde kalmıştır.
Ağustos 2008 Rusya-Gürcistan çatışması sonrasında Kafkasya’da yeni bir dönem başlamıştır. Gürcistan’ın NATO’ya üye olmayı istemesine kadar giden Batı ile bütünleşme çabası Rusya’yı rahatsız etmiş Rusya tarafından Gürcistan’ın problemleri kullanılarak engellenmeye veya süreç geciktirilmeye çalışılmıştır. Rusya’nın Gürcistan topraklarına askeri müdahalesi dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir.
Rice büyük bir gücün, küçük komşusunu işgal edip onun hükümetini devirdiği, Çekoslovakya’nın işgal edildiği 1968 yılı dünyasında yaşanmadığını, hür dünyanın Rusya’nın komşusuna yaptığı saldırının bölgesel ve bölge dışı etkileriyle mücadele edeceğini ifade etmiştir.34 Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesinin etkileri 2009 yılı içinde sürekli tartışma konusu olmuştur. Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıması, Kosova’nın rövanşını almaya çalıştığı şeklinde değerlendirilmiştir.
Gürcistan’ın Nisan 2008’deki NATO Bükreş Zirvesi’nde Üyelik Eylem Planı içerisine alınmamasının Rusya’yı Gürcistan’a saldırı noktasında cesaretlendirdiği ifade edilebilir. Nitekim NATO Zirvesinden sonra Rusya, Abhazya ve Güney Osetya ile ilişkilerini sıkılaştırmış ve 16 Nisan’da hükümete Abhazya ve Güney Osetya ile diplomatik alanda ve yardım konusunda bağları kuvvetlendirme yetkisi verilmiştir. Rusya’nın Abhazya’ya çatışmadan önce ilave kuvvetler
göndermesi de bir savaşa hazırlandığı şeklinde yorumlanmıştır.35
Gürcistan’ın Batı ile entegrasyon stratejisi ile Ağustos 2008 krizinin çatışmaya dönüşmesi arasında doğrudan bağlantı kurulmuştur. Bu nedenle 2009 yılı içinde Gürcistan’ın Batı ile entegrasyonunun hangi temelde olacağı tartışmaları yapılmıştır. NATO ile Gürcistan 6 Mayıs-3 Haziran 2009 tarihlerinde askeri tatbikat gerçekleştirmişler, bu durum ABD yönetiminin değişmesine rağmen NATO’nun Gürcistan’da uzun dönemli stratejik çıkarlarının teyidi olarak yorumlanmıştır.36
Obama yönetimi de Kafkasya’da Gürcistan’ın önemine vurgu yapmış ve Rusya ile olan temaslarında da Gürcistan’a verilen destek ifade edilmiştir. Ancak ABD, Gürcistan’a talep ettiği tanksavar ve uçaksavar sistemlerini sağlamayı reddetmiştir.37 Rusya da Abhazya ve Güney Osetya ile bağlarını artırıp uluslararası alanda iki ayrılıkçı toprağın bağımsız devlet olarak tanınması için çabalarına hız verdiği bir süreci başlatmıştır.
Rusya, Abhazya ve Güney Osetya ile yaptığı antlaşmalarla iki yapının Gürcistan ile olan sınırını koruma sorumluluğunu almıştır.38 Rusya Başbakanı Putin 12 Ağustos 2009’da Abhazya’yı ziyaret etmiştir. Putin Abhazya’nın güvenliğinin
garantisinin Rusya olduğunu ifade ederek, Fransa ile Monaco arasındaki
ilişki biçimini örnek göstermiştir.39 Bu gelişmeler Türkiye’nin Kafkasya’daki etkisini ve Türkiye-Gürcistan ilişkilerini doğrudan etkilemektedir.
Türkiye, Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü savunan ve enerji projelerinde
Gürcistan odaklı bir strateji izlediği için savaştan olumsuz etkilenmiştir.
Ankara, öncelikle çatışmanın durdurulması için diplomasi kanallarını harekete geçirmeye çalışmış ve insani yardım konusunda harekete geçmiştir. Sorunun daha da büyümeden kontrol altına alınması politikası izleyerek Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu önerisini ortaya koymuştur. Türkiye’nin Kafkasya’daki etkinliği Rusya’nın çekilmesiyle paralel olarak artmıştır. Türkiye, Kafkasya
enerji kaynaklarının taşınmasında Rusya ile rekabet etmiştir.
Sonuçta Azerbaycan petrollerinin taşınmasında ana hat olarak Bakü-Tiflis-Ceyhan kabul edilmiş ve Rusya seçeneği devre dışı kalmıştır.
NATO’nun Barış için Ortaklık Programı çerçevesinde bölge ülkelerinin silahlı kuvvetlerine eğitim verilmiş ve özellikle Gürcistan ve Azerbaycan’ın Batı ile yakınlaşan ilişkilerinde Türkiye en önemli ülke olmuştur. Türkiye’nin bu politikası Rusya’nın etkisini azaltmış ve Rusya Ermenistan dışında Kafkasya’da önemli bir zemin kaybına uğramıştır. Ancak Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanımasıyla birlikte bu iki yapı üzerinde tam bir kontrolü söz konusu olmuştur. Azerbaycan ve Ermenistan, Rusya’nın bölgede askeri açıdan varlığını hissettirmesinden etkilenmişlerdir. Ermenistan üzerinde zaten nüfuz sahibi olan Rusya’nın enerji alanı başta olmak üzere Azerbaycan ile de yakınlaşması Moskova Kafkasya’da 1991 öncesi konumuna mı dönüyor tartışmalarına neden olmuştur. Rusya’nın Kafkasya’da bu denli etkili olmaya başlaması Türkiye açısından olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Özellikle Türkiye’nin doğal gazda Rusya’ya olan bağımlılığı dikkate alındığında,
Rusya’nın Kafkasya’da enerji alanında başat konuma gelmesi ve askeri etkinliğini artırması, Rusya’daki demokratik yapı eksikliği de dikkate alındığında bölgesel güvenlik açısından tehlikeli olabilir.40
Kafkasya’daki gelişmeler, Türkiye’nin Kafkasya politikası ve çıkarlarının
olduğu diğer coğrafyalara yönelik olarak politikaları etkileyebilecek
bir boyuta ulaşmıştır. Uluslararası sistemin ayrıştırıcı güçlerinin başat olduğu Kafkasya’da, Rusya klasik güç dengesi politikası uygulayarak etki sahasını genişletmek istemektedir. Tarih boyunca Rusların Kafkasya’ya yönelmelerinden itibaren Rus idaresi ile Kafkasya’daki halklar arasında sorunlar yaşanmış ve sonuçta acı veren göçler ve katliamlar olmuştur. Ağustos 2008 çatışması sonrası ve 2009 yılı boyunca da Kafkasya’daki istikrarsızlık ve belirsizlik devam etmiştir. Kosova’nın bağımsızlık ilanı sonrası uluslararası sistemde benzer yapılarla ilgili tartışmalar daha da artmıştı. Bunun Kıbrıs bağlamında da, Abhazya örneğinde de gündeme taşındığı görülmektedir. Kosova’da Sırbistan’ın tanımadığı bir bağımsızlık istikrarlı bir yapı doğurmayacağı gibi sadece uluslararası denetim altındaki bağımsızlık olarak kalacaktır. İleride Sırbistan’ın AB üyeliği gibi bir
seçeneğin somutlaşması ve bunun Sırbistan’da Kosova’nın tanınmasına
değecek kadar çıkarlarına uygun bir durum olarak algılanması halinde belki Sırbistan politikasını değiştirebilir. Kıbrıs’ta etnik, dil, din ve kültürel bakımdan farklı iki toplum 1963 yılından beri fiilen ve 1974’den beri resmen ayrı yaşamaktadır. İki toplum da ayrı yapılar olarak kendi kendilerini idare etmişlerdir. Burada da kısa sürede bir anlaşma sağlanamazsa iki devletli bir çözüme doğru gidilmektedir. Karabağ sorununda Karabağ’ın doğrudan Ermenistan’a veya başka bir ülkeye sınırının olmaması ayrışmayı mümkün kılmamaktadır. Abhazya örneğinde ise Rusya’nın tanıdığı bağımsızlığın, ayrıldığı
ülke olan Gürcistan tarafından tanınması durumu şu anki ortamda çok zordur. Gürcistan’a Batı ile NATO üyeliği başta olmak üzere tam bir entegrasyon seçeneğinin sunulması ve bunun somutlaşması halinde Abhazya ile ilgili olarak da yeni bir adım atılabilir. Rusya’nın iç ve dış politikasında köklü bir değişim olmadıkça Abhazya üzerindeki hakimiyetini bırakması da uzak bir olasılıktır. Türkiye ve diğer Batılı ülkeler Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü savunurken, Abhazya’yı da tamamen Rusya’ya bırakmamalıdırlar. Aksi takdirde Rusya’nın
Abhazsız bir Abhazya politikası başarılı olacaktır. Türkiye’deki Abhazların
sayısının Abhazya’nın toplam nüfusunun iki katından fazla olduğu dikkate alındığında bu konuda etkili bir güç olabileceği açıktır.
Kültürel bir takım bağları sürdürmenin Gürcistan’ın da çıkarına
olduğu ve ileride sorunun görüşme ortamına zemin oluşturacağı
unutulmamalıdır. Rusya Federasyonu içerisinde Çeçenistan gibi Abhazya
ve Güney Osetya benzeri yapıların olması da Kafkasya’daki süreci
daha karmaşık hale getirmektedir.41
Türkiye açısından Gürcistan Hazar petrolleri ve doğal gazının Türkiye’ye ulaşmasında transit bir ülke olarak önemini korumaktadır. Yine Azerbaycan’dan gelip Gürcistan üzerinden Türkiye’ye ulaşacak olan demiryolu projesi de Gürcistan’ın Türkiye açısından önemini artıracaktır. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 1,5 milyar doları geçmiştir.42 Ayrıca bunun çok daha artırılması mümkündür. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerle ilgili hukuki altyapının büyük ölçüde tamamlanması, Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Antlaşması, Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunması Antlaşması, Serbest Ticaret Antlaşması
gibi ikili antlaşmaların varlığı ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine uygun ortamı hazırlamaktadır. Türkiye’nin Gürcistan’a ihraç ettiği başlıca ürünler; petrol yağları, çimento, demir-çelik çubuklar, demir-çelik inşaat malzemeleri, plastik mamuller, soğutucular, elektrik iletkenleri, kağıt havlu. Türkiye’nin ithal ettiği mamuller ise demir-çelik hurda, alüminyum döküntü ve hurdalar, uzunlamasına kesilmiş ağaç, taş kömürü, briket ve katı yakıtlar, kimyasal gübreler ve sökülecek gemi ve diğer yüzen araçlardır. Gürcistan’da 300’ün
üzerinde Türk girişimci bulunmaktadır.43 Gürcistan’ın 2009 yılı ihracatında
Türkiye 35,1 milyon dolar ile % 16,1’lik oranla birinci sıradadır.
Azerbaycan’da 33,4 milyon dolar ile % 15,3’lük oranla ikinci sıradadır. Gürcistan’ın ithalatında da Türkiye 191,4 milyon dolar ile % 19,8’lik oranla birinci sıradadır. Ukrayna 89,0 milyon dolar ile % 9,2’lik oranla Gürcistan’ın ithalatında ikinci durumdadır.44 Bu tablonun gelecek yıllarda da artan ticaret hacimleriyle devam edeceği söylenebilir.
Türkiye ve Çeçenistan Sorunu,
Türkiye’nin, Kafkasya’nın Rusya Federasyonu sınırları içinde kalan kısmındaki sorunlara yönelik olarak politikası genel olarak toprak bütünlüğünü savunmak şeklinde olmuştur. Ancak Çeçenistan sorununda Rusya’nın insan hakları ihlalleri, kamuoyu baskısı ve Çeçenlerin Türkiye’de yaptıkları eylemler Türkiye ile Rusya’yı Çeçenistan sorununda karşı karşıya getirmiştir. 2009 yılı içinde Çeçenistan ve İnguşetya’da durumun giderek gerginleşmesi konuyu gündemde
tutmuştur. Türkiye, Rusya Federasyonu’nun toprak bütünlüğünü savunmasına rağmen Rusya tarafından suçlanmıştır. Rusya’nın Türkiye’nin Kafkasya’daki etkisini ve manevra kabiliyetini sınırlandırmak için psikolojik bir harekâtın parçası olarak da benzer söylemleri doğrudan resmi ağızlardan, bazen de dolaylı olarak başka kanallarla dile getirdiği görülmektedir.
1994 yılında başlayan ilk Çeçen savaşı 21 ay sonra Hasavyurt anlaşmasıyla sona ermiştir. 1999 yılında Rusya’nın askeri müdahalesi ile birlikte ikinci Çeçenistan savaşı başlamıştır. Dört aylık bir kuşatmadan sonra Grozni’yi ele geçiren Rusya
Çeçenistan’da bir ölçüde kontrolü sağlasa da istikrarsızlık devam etmiştir.45
11 Eylül 2001’de ABD’ye yönelik terör saldırıları sonucu oluşan uluslararası ortamı da Çeçenistan sorununda lehine kullanan Rusya, Çeçenistan’daki direniş hareketinin liderlerini öldürterek Rusya’ya bağlı bir yönetimi garanti etmeye çalışmıştır. Türkiye’nin Kafkasya politikası bağlamında Çeçenistan sorunu Türkiye’de olan bazı eylemlerle gündeme gelmiştir. Ocak 1996’da Trabzon’dan Soçi’ye gitmekte olan feribotun kaçırılması ve 2001 ve 2002 yıllarında İstanbul’da iki ayrı otelde rehin alma olayı konuyu kamuoyuna taşımıştır. Türkiye genel yaklaşım olarak Rusya’nın toprak bütünlüğünü savunup Çeçenistan’daki insan hakları ihlallerini gündeme taşımıştır.
1999 AGİT İstanbul Zirvesi sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel AGİT üyelerinin her hangi bir bölgesel sorunu devletlerin iç işi olarak kabul edemeyeceğini, Rusya’nın Çeçenistan çatışmasına yönelik politikasının Çeçenistan’ı izole edebileceğini ifade etmiştir.46 Çeçenistan konusu bölgede çatışmalar çıktıkça Türkiye’de gündeme taşınmıştır. 2009 yılı da Çeçenistan ve
İnguşetya’da olayların olduğu bir yıl olmuştur. Rusya-Çeçenistan savaşı sırasında çok sayıda Çeçen’in Dağıstan ve İnguşetya’ya göç etmek zorunda kalmasıyla sorun bu bölgelere de taşınmıştır. Haziran 2009’da İnguşetya Başkanı Yunus-Bek Yevkurov’un intihar saldırısında ağır yaralanması Çeçenistan sorunun da İnguşetya bağlantısını gündeme taşımıştır.47 Türkiye sorunun yayılmadan ve insani boyutta gözetilerek çözülmesini istemektedir. Çeçenistan, Dağıstan ve İnguşetya’yı da içine alan bölgede ortaya çıkacak geniş çaplı bir çatışma
ortamı göç sorunu başta olmak üzere bir dizi etkileri Türkiye’ye uzanacak problemlere neden olacaktır.
Türkiye ile Rusya arasındaki gelişen ilişkilerin Kafkasya’da işbirliğine yol açıp açmayacağı belli değildir. Bunun için Rusya’nın Karabağ sorununun çözümü yolunda Ermenistan’a gerçek bir baskı uygulaması ve enerji alanında da özellikle doğal gazda daha uzlaşmacı bir politikaya yönelmesi gereklidir.
Sonuç
Kafkasya hem enerji kaynakları hem de Orta Asya’ya açılan kapı olması nedeniyle Türkiye için Soğuk Savaş dönemi sonrasında önem kazanmıştır. Kafkasya politikasında Türkiye’nin dezavantajı bölgeyi yeterince tanımaması ve Karabağ sorunu ve Abhazya sorunları gibi etnik temelli bölgesel sorunları nasıl ele alacağını bilememesiydi.
Böyle bir ortamda Rusya bölgeyi tanımasının avantajını kullanarak sorunları etki alanını genişletmek veya daha fazla zemin kaybetmemek için kullanmıştır. 2009 yılı içinde Kafkasya’daki gelişmeler büyük ölçüde Rusya’nın 1993 yılından itibaren izlediği.,
“Yakın Çevre” politikasıyla bağlantılı olarak Gürcistan gibi bölge ülkelerine müdahale stratejisiyle şekillenmiştir. Bu stratejinin en ileri noktası Ağustos 2008’de Rusya’nın Gürcistan’a askeri müdahalesiydi. ABD ve AB’nin Ermenistan’ın Batı sistemine entegre edilmesi ve Nabucco projesine hız verilmesi için daha fazla istekli olmalarının önemli bir nedeni Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi olmuştur.
Ermenistan’ın Batı ile yakınlaşması ve bunun için önemli olan Türkiye ile ilişkilerinin normalleşmesi yolundaki çabaların Karabağ sorununun çözümü için çabalarla desteklenmemesi halinde sonuç alınamayacağı açıktır. Dağlık Karabağ sorununa çözüm bulunmadan Ermenistan’ın elini güçlendirecek şekilde kara sınırının açılması Türkiye’nin Kafkasya’daki ağırlığı ve enerji politikalarındaki
etkinliği bakımından çıkarlarına aykırı bir hamle olur. Zaten Türkiye’nin kara sınırını kapatma gerekçesi Dağlık Karabağ sorunudur.
Türkiye en yetkili ağızlardan Karabağ sorunu çözülmeden protokollerin TBMM’den geçirilmeyeceğini açıklamıştır.48 Ermenistan Avrupa-Atlantik eksenine dahil edilmeye çalışılırken Azerbaycan’ın Rusya eksenine yönelmesine yol açılmamalıdır.
Kafkasya’daki sorunların çözümünde ülkeler güvenliğin bölünmezliği ilkesi çerçevesinde hareket etmelidirler. Bölgesel entegrasyon temelinde politikaların devreye sokulması iki dünya savaşı ve daha pek çok savaşta karşı karşıya gelmiş olan Avrupa ülkelerinin geldiği entegrasyon düzeyine bir ölçüde yaklaşılması Kafkasya’daki refah düzeyini artıracaktır.
Türkiye’nin Kafkasya Politikası 2009 Kronoloji.
27 Ocak Rusya ile Ukrayna arasındaki gaz krizinden sonra Avrupa
Nabucco’ya hız kazandırmak istemiş ve bu amaçla Budapeşte ’de Nabucco Zirvesi yapılmıştır
27 Mart Azerbaycan şirketi SOCAR ile Gazprom arasında Azerbaycan’ın Şah Deniz II sahasından Rusya’ya gaz satışıyla ilgili bir memorandum imzalanmıştır.
6-7 Nisan İstanbul’da düzenlenen Medeniyetler İttifakı Zirvesi’ne Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşmayı proteste ederek katılmamıştır.
6 Mayıs-3 Haziran NATO ile Gürcistan 6 Mayıs-3 Haziran 2009 tarihlerinde askeri tatbikat gerçekleştirmişlerdir.
13 Mayıs Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’a gerçekleştirdiği ziyareti sırasında Türkiye’nin, Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden Ermenistan ile olan kara sınırını açmayacağını teyit etmesi iki ülke ilişkilerindeki gerginliğin bir ölçüde aşılmasını sağlamıştır
13 Temmuz Türkiye ayrıca Nabucco’dan kendi ihtiyacı için de uygun fiyattan gaz kullanmak istemesi yüzünden oluşan sorunun aşılmasının ardından Nabucco Hükümetlerarası Konferansı
13 Temmuz 2009 tarihinde İstanbul’da toplanmış ve proje için hükümetlerarası anlaşma imzalanmıştır
12 Ağustos Rusya Başbakanı Putin Abhazya’yı ziyaret ederek Abhazya’nın güvenliğinin garantisinin Rusya olduğunu ifade etmiştir. Putin, Rusya ile Abhazya arasındaki ilişkilerle ilgili olarak Fransa ile Monaco arasındaki ilişki biçimini örnek göstermiştir.
10 Ekim Ermenistan ve Türkiye arasında 31 Ağustos’ta paraf edilen protokoller 10 Ekim’de Zürih’te imzalanmıştır.
DİPNOTLAR;
1 John Lewis Gaddis, “Toward the post-Cold War World”, Foreign Affairs, Cilt 70, No 2, Bahar, 1991, ss. 102-122; John Lewis Gaddis, “The Cold War, the Long Peace and the Future”, Michael J. Hogan (Der.), The End of the Cold War Its Meaning and Implications, Cambridge University Press, 1992, ss. 21-38.
2 Kamer Kasım, “11 Eylül Sürecinde Kafkasya’da Güvenlik Politikaları”, Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları, Sayı 1, 2006, ss. 19-35.
3 Abbas Djavadi, “The Turkish-Armenian Thaw and Azerbaijan”, Radio Free Europe/Radio Libery, http://www.rferl.org/content/The_TurkishArmenian_Thaw_and_Azerbaijan/
1608216.html, 14 Nisan 2009.
4 Shahin Abbasov, “Azerbaijan: Is Baku Ready to Cause Geopolitical problems Over Turkish-Armenian Thaw?”, Eurasia Insight,
http://www.eurasianet.org/departments/insightb/articles/eav041409.shtml, 14 Nisan 2009.
5 “Erdoğan’dan Şehitlik Camiine Mesaj Gibi Ziyaret”, Zaman, 13 Mayıs 2009; Mina Muradova, “Azerbaijan: Turkish Prime Minister Offers Strong Support
For Baku’s Position on Karabakh”, Eurasia Insight,
http://www.eurasianet.org/departments/insightb/articles/eav051309a.shtml, 13 Mayıs 2009
6 Bakınız, http://www.azerbaijan.az/_News/_news_e.html?lang=en&did=2008-03-15. Fuad Axundov, “Co-Chairs Against Azerbaijan, the UN General Assembly Against Co-Chairs”, Region Plus, No. 7, (51), 1 Nisan 2008, ss. 8-12. Bakınız, Kamer Kasım, “The Origins and Consequences of the Nagorno-Karabakh Conflict”, Basic Principles for the Settlement of the Conflicts on the Territories of the GUAM States, Bakü: 15-16 Nisan 2008, ss. 64-68.
7 Today’s Zaman, 14 Temmuz 2009.
8 “Yukarı Karabağ’da En Büyük Tehlike Rusya”, NetGazete. Com, haberin alındığı kaynak, Avrasya İncelemeleri Merkezi, Günlük Bülteni, Sayı: 119, 24 Temmuz 2009. Bakınız, Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, ss. 40-41.
9 Ömer Engin Lütem, “Karabağ’da Çözüm Ümitleri”, Avrasya İncelemeleri Merkezi, Günlük Bülten, Sayı:111, 14 Temmuz 2007.
10 Shahin Abbasov, “Russia-Ukraine Gas Conflict Helps Azerbaijan, Nabucco”, EurasiaNet, http://www.eurasianet.org/departments/insightb/articles/eav012009_pr.sthml, 20 Ocak 2009. Bakınız http://www.dogalgazprojesi.com/show_news.asp?NewsID=7571,
11 Shahin Abbasov, “Azerbaijan: Arms Scandal Stirs Suspicions of Moscow”, Eurasia Insight,
http://www.eurasinet.org/department/insightb/articles/eav012709d_pr.shtml, 27 Ocak
2009. Shahin Abbasov, “Azerbaijan: Russian Arms Scandal Feeds Baku’s Support For Nabucco”,
EurasiaNet, http://www.eurasinet.org/department/insightb/articles/eav020409b_
pr.shtml, 4 Şubat 2009.
12 .........Nabucco ile ilgili tartışmalar ve ülkelerin pozisyonu için bakınız, Rovshan İbrahimov,
“Nabucco Pipeline: Increased Actuality, but Inertia in Realization (I)”, The Journal
of Turkishweekly, http://www.turkishweekly.net/columnist/3101/nabucco-pipeline-
increased-actuality-but-inertia-in-realization-i-.html, 17 Şubat 2009. Rovshan İbrahimov,
“Nabucco Pipeline: Increased Actuality, but Inertia in Realization (II)”, The
Journal of Turkishweekly, http://www.turkishweekly.net/columnist/3101/nabucco-
pipeline-increased-actuality-but-inertia-in-realization-ii-.html, 3 Mart 2009
13 Shahin Abbasov, “Azerbaijan: Is Baku Offering a Natural Gas Carrot to Moscow for Help
with Karabakh?”, Eurasia Insight, http://www.eurasianet.org/departments/insight/articles/
eav042009a_pr.shtml, 20 Nisan 2009.
14 Rovshan Ibrahimov, “Nabucco As a Chess Game: Azerbaijan’s Next Move”, The Journal of Turkish Weekly, http://www.turkishweekly.net/print.asp?type=4&id=3135, 12 Nisan 2009.
15 Bruce Pannier, “Russia, Azerbaijan Achieve Gas Breakthrough”, Radio Free Europe/Radio Liberty, http://www.rferl.org/articleprintview/1766221.html , 30 Haziran 2009. Jessica Powley Hayden, “Azerbaijan: Baku Becomes A Question Mark For Nabucco Project”, Eurasia Insight, http://www.eurasianet.org/departments/insightb/articles/eav071609a_
pr.sthml, 16 Temmuz 2009.
16 Bakınız, Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, ss. 175-177.
17 http://www.musavirlikler.gov.tr/upload/AZER/sektor_raporu-saglık.doc, (Erişim tarihi, 04 Ağustos 2010)
18 Azerbaycan ile ilgili ekonomik veriler için bakınız, Economist Intelligence Unit Country Report, http://www. eiu.com
19 Stephan H. Astourian, , “From Ter-Petrosyan To Kocharian: Leadership Change In Armenia”,
Berkeley Program In Soviet And Post-Soviet Studies Working Paper Series,
2000-2001, s. 20.
20 Gerard J. Libaridian, Ermenilerin Devletleşme Sınavı, (The Challenge of Statehood), Çev. Alma Taşlıca, Ankara: İletişim Yayınları, 2000, s. 36.
21 Bakınız, Ömer Engin Lütem, “Protokollerin İçeriği, (I, II, III)”, Avrasya İncelemeleri Merkezi, Günlük Bülten, http://www.idizayn.com/avim/bultentekli.php?haberid=8954.
http://www.avim.org.tr/bultentekli.php?haberid=9022, http://www.avim.org.tr/bultentekli.
php?haberid=9065, 7-8-9 Eylül 2009. Kamer Kasım, “Türkiye ve Ermenistan arasındaki Protokollerin Analizi”, USAK Stratejik Gündem, http://www.usakgundem.com/yazar/
1225/türkiye-ve-ermenistan-arasındaki-protokollerin-analizi.html, 1 Eylül 2009.
22 Bakınız, Kamer Kasım, “Türkiye ve Ermenistan arasındaki Protokollerin Analizi”, USAK Stratejik Gündem, http://www.usakgundem.com/yazar/1225/türkiye-ve-ermenistan-
arasındaki-protokollerin-analizi.html, 1 Eylül 2009.
23 Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, 2009, s. 108.
24 “Bayrak Notasına Karşı Bayrak Notası”, Radikal, 22 Ekim 2009. Gerginlik Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Bakü’ye ziyareti sonrasında bir ölçüde aşılmıştır.
25 .........Ermenistan Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi için bakınız, Ermenistan Savunma Bakanlığı internet sitesi, http://www.mil.am/eng/index.php?page=49; ayrıca, Harutioun Khachatrian,
“Armenia Adopts A National Security Strategy”, Central Asia-Caucasus Institute
, http://www.cacianalyst.org/?q=node/4476, 21 Mart 2007.
26 Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, 2009, ss. 101-111.
27 Naira Melkumian, “Armenia: Economy Hit by Georgian War”, IWPR, 16 Ekim 2008. Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, 2009, s. 57.
28 Kamer Kasım, “Turkey-Azerbaijan-Armenia Triangle”, Journal of Turkish Weekly, 27 Mayıs 2009
29 Konu ile ilgili olarak bakınız, Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, 2009, ss. 106-107. Sedat Laçiner, “Türkiye-Ermenistan İlişkilerinde Sınır Kapısı Sorunu ve Ekonomik Boyutu”, Ermeni Araştırmaları Dergisi, Cilt. 2, Sayı. 6, Yaz 2002, ss. 35-68.
30 Ermenistan ekonomisi ile ilgili veriler için bakınız, , Economist Intelligence Unit Country Report, http://www.eiu.com
31 .......Türk Dış Politikasına ilişkin uzmanların analizleri için bakınız, Habibe Özdal, Osman Bahadır
Dinçer ve Mehmet Yegin (Der.), Mülakatlarla Türk Dış Politikası, Ankara: USAK Yayınları, 2009.
32 Elizabeth Owen, “Abkhazia’s Diaspora: Dreaming of Home”, Eurasia Insight,
http://www.eurasianet.org/departments/insightb/articles/eav030909b_pr.shtml , 9 Mart 2009.
33 .........Abhazya sorunu ve sorunun Gürcistan-Türkiye ilişkilerine etkisi için bakınız Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, 2009, s. 65 ve ss. 111-114.
34 “Peace Plan Signed, But Russian Forces Appear To Advance”, Eurasia Insight, http://www.
eurasianet.org/departments/insight/articles/eav081508_pr.shtml, 15 Ağustos 2008.
35 Whitmore Brian, “Did Russia Plan Its War In Georgia”, Eurasia Insight, http://www.eurasianet.
org/departments/insight/articles/pp081608_pr.sthml, 16 Ağustos 2008.
36 Giorgi Lomsadze, “Georgia: Contemplating War-Ana- Peace On A Make-Believe Isle”, Eurasia Insight, http://www.eurasianet.org/departments/insight/articles/eav060409b_
pr.sthml, 04 Haziran 2009.
37 Joshua Kucera, “Georgia: Washington Declines Tbilisi’s Request For ‘Defensive’ Weapons”, Eurasia Insight, http://www.eurasianet.org/departments/insight/articles/eav072909a_
pr.sthml, 29 Temmuz 2009.
38 Robert Coalson, “Russia Steps Up Cooperation With Breakaway Georgian Regions”, Eurasia Insight, http://www.eurasianet.org/departments/insight/articles/pp050209_pr.sthml,
02 Mayıs 2009.
39 “Georgia: Putin Visits Abkhazia”, Eurasia Insight,
http://www.eurasianet.org/departments/insightb/articles/eav081209b_pr.sthml, 12Ağustos 2009.
40 ...........Ağustos 2008 Rusya-Gürcistan çatışması ve sonrasına ilişkin değerlendirmeler için bakınız, Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, 2009, ss. 209-230.
41 Kamer Kasım, “Ağustos 2008 Sonrası Abhazya Üzerine Söyleşi”, USAK Stratejik Gündem
, http://www.usakgundem.com/yazar/1517/ağustos-2008-sonrası-abhazya-üzerine-bir-söyleşi.html, 11 Nisan 2010.
42 “Gürcistan ile İlişkilerimiz Gerçekten de Altın Çağını Yaşıyor”, http://www.tobb.org.tr/haber_arsiv2.php?haberid=2573, 6 Ekim 2009. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Gürcistan Raporu, http://www.deik.org.tr/Lists/Bulten/Attachments/183/Gurcistan_ulkebulteni_
eylul%202009_TR.pdf,
43 ........Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Gürcistan Raporu,
http://www.deik.org.tr/Lists/Bulten/Attachments/183/Gurcistan_ulkebulteni_eylul%202009_TR.pdf
44 Gürcistan ekonomisi ile ilgili veriler için bakınız, Economist Intelligence Unit Country Report, http://www.eiu.com
45 Hasan Kanbolat, “Rusya Federasyonu’nun Kafkasya Politikası ve Çeçenistan Savaşı”, Avrasya Dosyası, Rusya Özel Sayısı, Cilt. 6, Sayı. 4, 2001, ss. 168-174. Oktay F. Tanrısever, “Moskova’nın Çeçenistan Çıkmazı ve Çıkış Arayışları, Avrasya Dosyası, Rusya Özel Sayısı, Cilt. 6, Sayı. 4, 2002, ss. 196-198.
46 Bakınız, Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, Ankara: USAK Yayınları, ss. 139-141. Yalçın Doğan, “Demirel’den Tarihi Özet”, Milliyet, 20 Kasım 1999.
47 Kamer Kasım, “Çeçenistan: Kafkasya’da Bitmeyen Mücadele”, USAK Stratejik Gündem,
http://www.usakgundem.com/yazar/1503/çeçenistan-kafkasya’da-bitmeyen-mücadele.html, 31 Mart 2010.
48 ........Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 17 Mayıs 2010’daki Azerbaycan ziyaretinde de bu mesaj tekrarlanmıştır. Bakınız, “Bizler aynı ailenin fertleriyiz”,
http://www.basbakanlik.gov.tr/Forms/pActuelDetail.aspx.
***