YENİ BOTAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YENİ BOTAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mart 2016 Cumartesi

HAKKARİ ELDEN ÇIKTIMI - YENİ BOTAN HAKKARİ VE TARİHİ - İSYANLARI BÖLÜM 5





HAKKARİ  ELDEN  ÇIKTIMI - YENİ  BOTAN  HAKKARİ VE  TARİHİ - İSYANLARI  BÖLÜM 5




HÜKÜMETİN HAKKÂRİ POLİTİKASI ve DEĞERLENDİRME 

Bu bölümde çalışmanın önceki bölümlerinde ele alınan Hakkâri ilindeki değişim sürecine karşılık, devletin hangi politikaları izlediği, bölgedeki kaygı verici durumu düzeltmek için ne gibi girişimlerde bulunduğu ve daha neler yapılabileceği ele alınmaktadır. 
Öncelikle, devlet yönetim kadrolarının durumu yeterince ciddi düzeyde ele aldıklarını söylemek mümkün olmamaktadır. Çünkü sıklıkla izlenen yöntem, ağır kayıplar verilen bir terör saldırısı sonrasında sınır bölgelerine ve özellikle PKK terör örgütü kamplarına askeri operasyonlar düzenlemektir. Askeri operasyonlar yapılmalıdır, ancak eğer ki örgüt örneğin Hakkâri bölgesinde bir strateji değişikliği söz konusuysa (ki son dönemde yaşanılan farklı türdeki eylemler ve yapılan açıklamalar bu yöndedir), buna karşılık mücadelede de yeni stratejiler uygulanması gerekmektedir. 


























Resim 2: Hakkari ve Şırnak İl ve İlçeleri Haritası 



Bölgedeki değişen duruma karşılık devletin resmi olarak açıklamış olduğu bir politika ya da kalkınma girişimleri bulunmamaktadır. Ancak özellikle ikincil kaynaklardan (yazılı basına yansıyan bilgiler) yapılan derlemeler sonucunda bölgeye yönelik birtakım uygulamalar olduğu öğrenilmektedir. Bu kapsamda terör örgütünün bölgede farklı türde eylemler gerçekleştirmesini takiben (sokak eylemleri ya da güvenlik güçlerine sivil hayatlarında yapılan saldırılar vb.) öncelikle 2010 yılı Aralık ayı içerisinde Hakkâri ilinin Yüksekova ilçesi ile Şırnak ilinin Cizre ilçelerinin il durumuna yükseltilmesi söz konusu olmuştur 50. 

 Daha önceleri siyasi amaçlar çerçevesinde bazı ilçelerin il durumuna yükseltildiği görülmüştür. Ancak bu amaç çerçevesinde, yani terörle mücadelenin bir ayağı olarak ilçelerin il durumuna yükseltilmesi sık rastlanılan bir durum olmamaktadır. Bu iki ilçe, il konumuna yükseltildiğinde, bölgede güvenliğin sağlamasının biraz daha kolaylaşması beklenmektedir. 

Çünkü il olunması durumunda, kaymakamlıklara nazaran daha yüksek donanımlara sahip valiler bölgeye atanacak, birçok kamu kurum ve kuruluşlarının yapıları il kapsamında yeniden düzenlenecek ve istihdam belirli ölçüde artacaktır. Bu değişimler de PKK terör örgütünün her geçen gün zorlaştırmaya çalıştığı, halkın gündelik hayatında ciddi değişiklikler 
getirebilecektir. Ancak, 2010 yılı sonunda ortaya atılan bu girişim üzerinden bir yıllık bir süre geçmiş olmasına rağmen sonuçsuz kalmış, terör örgütü yeni uygulamaya koyduğu stratejisi çerçevesinde eylemlerine ara vermeden devam etmiştir. 

Bölgeye yönelik bir diğer girişim ise yeni barajların inşa edilmesidir. Türkiye’nin Irak sınırında, Şırnak ile Hakkâri arasındaki bölgede, 2011 yılı son çeyreğinde, 2008 yılında ihalesi tamamlanmış ve yapımına başlanmış olan ve PKK'lı teröristlerin sızmasını büyük ölçüde engelleyecek olan 11 barajdan 2'si tamamlanmıştır. Şırnak'ın Uludere İlçesi'nden Hakkari'nin Çukurca İlçesi'ne kadar uzanan sınırdaki Aynatepe, Gürbül Dağı, Bezenik Dağı ile Düğün Dağı'nın vadilerin ve bu bölgede PKK'nın barınma yeri olarak kullandığı mağaraların baraj göllerinin sularıyla dolması planlanmaktadır. Uludere'nin Hezil ve Ortasu çayları üzerinde Silopi, Şırnak, Uludere, Ballı, Kavşaktepe, Musatepe ve Çetintepe 
barajlarının, Güzeldere Çayı üzerinde Gölgeliyamaç ve Çocuktepe, Şemdinli ile Yüksekova ilçeleri arasındaki Bembo Çayı üzerinde de Beyyurdu ve Aslandağ barajlarının inşaatları gerçekleşmektedir51. Tüm bu barajların tamamlanması ile beraber, hem PKK’nın Irak sınırına yakın yerleşim birimlerinden sağladığı lojistik desteğin hem de bölgede gerçekleşen kaçakçılığın büyük oranda düşmesi beklenmektedir. 

Görüldüğü üzere son dönemde Hakkâri’de terör örgütü eylem şeklini açıkça değiştirerek yeni bir metot ortaya koymaya çalışmaktadır ancak, hükümetin bu yeni durumla mücadeleye yetecek düzeyde politikaları bulunmamaktadır. Şu ana kadar ortaya çıkmış baraj inşaatları dışında, bölge illerinin kalkınmasına yönelik herhangi bir girişim kamuoyuna duyurulmamıştır. Terörle mücadele çok yönlü düşünülmesi gereken bir konudur. Çalışmanın ilk bölümünde de belirtildiği üzere, terör örgütünün birtakım planlarını hayata geçirmek maksadıyla Hakkâri ilinin seçilmesini bazı nedenleri bulunmaktadır. Bu durumda, terörle etkin mücadele sağlanabilmesi için, her zaman söylenildiği gibi, askeri operasyonlar dışında da girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer bir ifade ile Hakkâri ili neden terör örgütü olarak pilot bölge seçildiyse, bu nedenleri ortadan kaldıracak çözümler kısa süre içerisinde uygulamaya geçmeli ve bu bağlamda terör örgütü zayıflatılmalıdır. Sonuç olarak, resmin bütününe bakılarak ve hiçbir gerçek hafife alınmayarak, Hakkâri için gerekli önlemler en kısa sürede alınmalı, verilen sözler tutulmalı, bölgenin kalkınması sağlanmalıdır. 

KAYNAK;

1 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi, Bilimsel Danışman. 
2 KAYA, Adnan Menderes. Hakkari: Tarihi Konuşan Bir Kent. Ankara: Berikan yayınevi, 2010, s.5 
3 T.C. Hakkari Valiliği İl Nufus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Hakkari İlimizin Coğrafi Yapısı ve Tarihi, 01 Aralık 2011, 
4 T.C. Hakkari Valiliği İl Nufus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Hakkari İlimizin Coğrafi Yapısı ve Tarihi, 01 Aralık 2011, 
http://hakkarinufus.gov.tr/index.php.option=com_content&view=article&id=51&Itemid=128 
5 T.C. Hakkari Valiliği İl Nufus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Hakkari İlimizin Coğrafi Yapısı ve Tarihi, 01 Aralık 2011, 
http://hakkarinufus.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=51&Itemid=128 
6 T.C. Hakkari Valiliği İl Nufus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Hakkari İlimizin Coğrafi Yapısı ve Tarihi, 01 Aralık 
2011, 
http://hakkarinufus.gov.tr/index.phpoption=com_content&view=article&id=51&Itemid=128 
http://hakkarinufus.gov.tr/index.phpoption=com_content&view=article&id=51&Itemid=128 
7 Mao Zedong, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu ve önderlerindendir. Çin gerilla savaşının örgütleyicisi ve planlayıcısıdır. Detayla bilgi için bkz: Yeşil, H. Mao Zeung ve Çin devrimi, Dönüşüm Yayınları. 
8 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.43. 
9 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.83-84. 
10 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.77. 
11 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.78. 
12 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.92-95. 
13 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.87. 
14 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.89-91. 
15 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.91. 
16 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.87 
17 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.92-94. 
18 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları, 2010,s.19. 
19 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.43. 
20 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.82-87. 
21 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.87-90. 
22 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.136-159. 
23 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.136. 
24 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.103. 
25 Konuyla ilgili detaylı bilgi için bkz Ümit ÖZDAĞ, Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim 
Oluyor? Askeri Galibiyetten, Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010 
26 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.131. 
27 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.110-139 
28 SEMİZ, Burhan. “PKK’da Değişen Ne?”, Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, Ed. Süleyman ÖZEREN ve 
Murat SEVER, 55-92. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s.73-78. 
29 SEMİZ, Burhan. “PKK’da Değişen Ne?”, Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, Ed. Süleyman ÖZEREN ve 
Murat SEVER, 55-92. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s.80. 
30 SEMİZ, Burhan. “PKK’da Değişen Ne?”, Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, Ed. Süleyman ÖZEREN ve 
Murat SEVER, 55-92. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s.81-82 
31 PKK kampları için bkz: 
http://www.turkiye-rehberi.net/PKK-Kamplar%C4%B1, 
http://www.haberevim.com/guncel/pkknin-kampi-tuz-buz-edildi-h47694.html, 
http://www.tumgazeteler.com/?a=2359067 
32 ÖZEREN, Süleyman, ve Murat SEVER. “Neden Hakkari.” Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, yazan 
Süleyman ÖZEREN ve Murat SEVER, 127-160. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s. 144-147 
33 Terörün Ekonomisi: Sınır İllerinde Kaçakçılık ve Terörün Finansmanı, Polis Akademisi UTSAM Yayınları, 2009, 
s.9-10 
34 ÖZEREN, Süleyman, ve Murat SEVER. “Neden Hakkari.” Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, yazan 
Süleyman ÖZEREN ve Murat SEVER, 127-160. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s. 144-147. 
35 Milli Gazete, Hakkari’yi Kurtarılmış Bölge Yapmak İstiyorlar, 30 Kasım 2011, 
http://www.milligazete.com.tr/haber/hakkari-yi-kurtarilmis-bolge-yapmak-istiyorlar-178335.htm 
36 Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 2006 yılında kurulmuş, PKK terör örgütü ile doğrudan ilişkili olan ancak, 
sadece sivil toplum örgütü olduğunu iddia eden bir oluşumdur. Detaylı bilgi için bkz: Demokratik Toplum 
Kongresi Nedir, TRT Haber, 19/08/2010, 
http://www.trt.net.tr/haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=f058a861-
a1ee-467b-8c08-c4c3ab152490. Doç. Dr Celalettin Yavuz, Demokratik Toplum Kongresi Çalıştayı ve PKK ile 
Örtüşen Beklentiler, 21 Aralık 2010, TURKSAM, 
http://www.turksam.org/tr/yazdir2278.html 
37 Haber 10, Hakkâri ve Şırnak Üzerine Fatsa Denemesi, 25 Kasım 2011, 
http://www.haber10.com/makale/22453/ 2011 
38AKTÜRK, Şener. Demokratik Özerklik ve Anadil, 20 Kasım 2011, 
http://www.sabah.com.tr/Perspektif/2011/08/06/demokratik-ozerklik-ve-anadil 
39 Rota Haber, Çakmak Salonunda Aslan Hakkari’de Kedi, 20 Kasım 2011, http://www.rotahaber.com/Cakmak-
Salonunda-aslan-Hakkaride-kedi_192329.html 
40 ARSLAN, Adem Yavuz. 08 Aralık 2010 http://bugun.com.tr/haber-detay/131854-dtk-kurdistan-i-kuracak-
haberi.aspx 
41 MHP’li Yeniçeri’nin Basın Toplantısı, 07 Aralık 2011, http://www.haber29.net/gurbet-haberleri/mhpli-
yenicerinin-basin-toplantisi.htm 
42 Barış ve Demokrasi Partisi, detaylı bilgi için bkz: http://www.tbmm.gov.tr/ 
43 Haber Akademi, Özerk Bölge Modeli, 1 Aralık 2011, http://www.haberakademi.net/haberyaz.asp?hbr=12589 
44 ZAFER, Hamide. Sosyolojik Boyutuyla Terörizm. İstanbul: Beta Basım Yayım, 1999,s.1 
45 İlk Kurşun, Yüksekova Kurtarılmış Bölge mi?, 30 Kasım 2011, http://www.ilk-kursun.com/haber/75869 
46 Yüksekova’da Silahlı Saldırı, 4 Kasım 2011, http://www.dha.com.tr/yuksekovada-silahli-saldiri_229557.html 
47 Hakkari’de İmam Aziz Tan’ın Öldürülmesi, 28 Kasım 2011, http://www.sondakika.com/haber-hakkari-de-
imam-aziz-tan-in-oldurulmesi-3004255/ 
48 Çifte Mutluluğa 7 Kurşun, 28 Kasım 2011, http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=214019 
http://media4.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/SectionsThumbnails-TSM-Colorbox/_Cover/101222ikiyeniil.hlarge.jpg
49 Hakkari’de PKK Kurtarılmış Bölge mi Kurdu? Demokratik Özerklik mi İlan Etti? Hükümet Ne Yapacak? , 1 
Aralık 2011, 
http://www.euractiv.com.tr/110/interview/hakkaride-pkk-kurtarlm-blge-mi-kurdu-demokratik-
zerklik-mi-ilan-etti-hkmet-ne-yapacak-020583 
50 Güneydoğu’ya İki Yeni İl, 25 Kasım 2011, http://www.ntvmsnbc.com/id/25163013/ 
51 Terör Örgütüne Baraj Darbesi, 26 Ekim 2011, 
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/173497-teror-orgutune-baraj-darbesi-haberi.aspx 



ALINTIDIR;

http://www.21yyte.org/ozelrapor12-YENI_BOTAN_HAKKARI.pdf

ARAŞTIRMALARINDAN DOLAYI DEGERLİ PROF; ÜMİT ÖZDAĞ ' A VE  DİĞER UZMAN KADROLARA TEŞEKKÜRLER EDERİM.. TANER ÇELİK

..

HAKKARİ ELDEN ÇIKTIMI - YENİ BOTAN HAKKARİ VE TARİHİ - İSYANLARI BÖLÜM 4



HAKKARİ  ELDEN  ÇIKTIMI - YENİ  BOTAN  HAKKARİ VE  TARİHİ - İSYANLARI  BÖLÜM 4


HAKKÂRİ’DE NE OLUYOR ve PKK TERÖR ÖRGÜTÜ’NÜN HAKKÂRİ’YE YÖNELİK PLANLARI NELER? 



Bu bölümde terör örgütü PKK’nın Hakkâri iline yönelik planlarını gerçekleştirmek amacıyla, il ve ilçe merkezlerinde son iki yılda ortaya çıkan silahlı ya da silahsız eylemler detaylı olarak incelenecektir. Özellikle DTK36’nın terörist başı Abdullah Öcalan’ın talimatıyla kurulması ve yine Öcalan’ın talimatlarıyla başlayan süreç Hakkâri ilinde yaşam şartlarını oldukça güçleştirmiştir. Öcalan tarafından tasarlanan ve PKK kontrolünde gerçekleştirilen planda; özellikle Öcalan’ın, son zamanlarda avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde Hakkâri ve Şırnak üzerinden yaptığı analizler ve Öcalan’ın önerileri doğrultusunda hazırlanan “özerk Kürdistan inşası projesi” taslağında öngörülen kent, belde, köy ve mahalle komitelerinin 
kurulmasına ilişkin çalışmaların bölgede hız kazandığı görülmektedir. Örgüt kontrolünde yürütülen bu eylemler ile ‘kurtarılmış bölge’ ya da ‘özerk bölge’ oluşturma çabasının, özellikle Hakkâri ve Şırnak bölgesinde gerçekleştirmek olduğunu açıkça ortaya koymaktadır 37. 

DTK Aralık 2010'da da öz savunma güçlerinden “köy komünleri ”ne kadar detaylı bir demokratik özerklik taslağı açıklanmış, sınırları belirsiz bir Kürt özerk bölgesi önerisi ortaya atmıştı38. Ancak, bu süreç 2009 yılı ağustos ayında “devlet menfaatlerine aykırı” bulunarak el konulan terörist başı Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı cezaevinde yazdığı, “yol haritası” ile başlamıştır. 2011 yılı Mart ayı içerisinde ise bu “yol haritası” DTK tarafından kamuoyuna duyuruldu. DTK’nın yine İmralı tarafından organize edilmiş, bir nevi “kurucu 
meclis” görevi yapacağı iddia edilmiş, aynı zamanda bir sivil toplum örgütü olduğunu söyleyen, aslında terör örgütü PKK’nın bir başka kolu olan bir oluşumdur. 

Sonuçta ise; 

Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda sözde “Demokratik Özerk Kürdistan Projesi”nin ilk adımı olarak 14 Temmuz 2011’de ise Hakkâri’de DTK tarafından demokratik özerklik ilan edildi. Bunu takiben de 31 Temmuz 2011 Pazar günü ise Hakkâri ili Türkiye-İran sınırındaki Esendere Sınır Kapısı’nda yaklaşık bin kişilik bir grup “Kürdistan Özerk Bölgesi” pankartı açarak sınırdaki Türk Bayrağı indirildi39. Bu girişimin, terör örgütünün son dönemde stratejisini değiştirdiğinin ve yeni hedefinin ilk uygulama alanının da Hakkâri olduğunun açık göstergesi olarak yorumlanması mümkündür. 

YÜKSEKOVA MODELİ 

Abdullah Öcalan’ın, pilot bölge olarak seçtiği Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde yaygınlaştırılmasını istediği “Yüksekova Modeli”nin, Türkiye’yi parçalamayı hedeflediği görülmektedir. Yüksekova modeli ile kastedilen aslında demokratik özerkliğin bir ayağıdır. Bilindiği üzere terör örgütü lideri Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı’dan 2009’da açıklama girişiminde bulunduğu yol haritası kapsamında, DTK’nın Kurucu meclis görevi yaparak Kürdistan’ı kurması hedeflenmektedir. Bu aşamada oluşturulan öz savunma gücleri ile paralel 
bir devlet yapılandırılması hedeflenmektedir. Hatta Öcalan’ın 18 Mart 2009 günü avukatı ve kardeşi Fatma Öcalan ile yaptığı görüşmeden bu durumu doğrulayan şu ifadeler kamuoyuna açıklanmıştır; “İlerleyen dönemlerde bölge genelinde köy korucuları, asker ve polis çekilerek onların yerine 'halk milisleri' tarzı yeni bir 'iç güvenlik örgütü' kurulabilir. Eski PKK'lılar ve Kandil'dekiler de bu kadro adı altında maaşlı sigortalı istihdam edilebilir." 40 Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’ye göre, ''Bu yapının amacı, Türkiye coğrafyasının belirli bir kısmında devlet 
otoritesini kırarak onun yerine örgüt otoritesini kurmaktır. PKK, paralel bir devlet yapılanması olan KCK'yı, paralel bir meclis yapılanması olan DTK'ya ve milislerin öz savunma gücü örgütlenmesini tamamladıktan sonra özerk Kürdistan’ı kurmayı hedeflemektedir.”41 Öcalan’ın hedef gösterdiği Yüksekova’da hemen hemen her gün bir bahane ile eylem yapılmaktadır. İlçede halk sokağa çıkamaz hale getirilmektedir. Korkudan evlerine kapanan bölge halkı hastaneye bile gitmeye çekinirken, esnaf kepenk açamamaktadır. Bu eylemlerin bazılarını aşağıdaki gibi özetlemek durumun vahametini göstermek için uygun olmaktadır. 

. 7-14 Nisan 2010: Kapatılan DTP’nin eski lideri Ahmet Türk’e Samsun’da yapılan yumruklu saldırıyı protesto için ilçede bir hafta boyunca eylem yapıldı. Yüksekova savaş alanına döndü, işyerleri açılmadı. 
. 24 Mayıs 2010: Askeri operasyonların durması için BDP42’nin düzenlediği “canlı kalkan” eylemine binlerce kişi katıldı. Öcalan’ın çağrılarına hükümetin cevap vermesi istendi. 
. 2 Temmuz 2010: Sınır ötesi operasyonlarının durdurulması için bir grup gösteri yapıp, polisi taşladı. İki gün boyunca akşamları devam eden benzer gösterilerde yüzleri maskeli bir grup terör örgütü yandaşı, lastik yakıp yolları kapattı. 
. 27 Kasım 2010: PKK’nin 32. kuruluş yıl dönümü için nedeniyle ilçede kepenkler açılmadı. 
. 28 Kasım 2010: Yüksekova-Van karayolunun Esentepe Mahallesi’nde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup, barikat kurarak yolu trafiğe kapatttı. 
. 7 Aralık 2010: Belediye Başkanı Ruken Yetişkin’in cezaevine girmesini protesto etmek için ateş yakan gruba polis müdahale etti. 
. 11 Aralık 2010: BDP Gençlik Kolları Sözcüsü Sedat Karadağ’ın tabancayla yaralanmasının ardından ilçe karıştı. 2 bin kişi polisle çatıştı, esnaf yine kepenk kapattı. 
. 12 Aralık 2010: Gözaltılara tepki gösteren esnaf, kepenk indirdi43. 

Sıralanan bu eylemler, örnek olarak kullanılabilmek amacıyla sadece Hakkâri ilinin bir ilçesinde (Yüksekova) bir yılda, ağır silahlar kullanılmadan ve can kaybı olmadan gerçekleştirilmiş olan eylemlerin sadece birkaç tanesidir. Ayrıca son dönemde halkın bir bölümünün, polis ve mahkemeler yerine, sorunlarını çözmek için örgüte yakın birimlere başvurduğu da gözlemlenebilmektedir. Bu gelişmeler de terör örgütünün, toplumda yeterli etkiyi yaratmaya başladığının bir gösterge si olarak değerlendirilebilmektedir. Terör kelimesi genelde bireysel korku durumunu ifade eden bir kavram olarak kullanılmaktadır. Terörizmin asıl amacı geniş bir kitleye mesaj vermektir. Bu çerçevede, örgütler şiddet içeren eylemi 
olabildiğince fazla bireyin haber alabileceği ve/veya etkilenebileceği şekilde işlemektedir44. Terör örgütü PKK’nın Hakkâri ilinde uygulamaya koyduğu planlar tam da bu tanımla açıklanabilmektedir. Çünkü bölgede halk korkmuş, sinmiş ve devletten uzaklaşmış durumda bulunmaktadır. Bu korku psikolojisi içerisinde bulunan halk üzerinde örgüt, istediği propagandayı yapabilmekte ve örgüte göre böylelikle bölge özerk bir konuma daha kolay geçebilmektedir. 

Yukarıda örneklendirilen eylemler dışında, daha vahim bir durum oluşturan ve ağır şehitler vermemize neden olan terör saldırıları da bu süre zarfında gerçekleşmektedir. 

Tablo 1’de son iki yılda Hakkâri ili ve ilçelerinde gerçekleşen can kaybına ve yaralanmalara neden olan terör saldırıları, resmi veriler olmadığı için ikincil verilere dayanılarak derlenmektedir. 

 PKK kampları için bkz:

http://www.turkiye-rehberi.net/PKK-Kamplar%C4%B1, 

http://www.haberevim.com/guncel/pkknin-kampi-tuz-buz-edildi-h47694.html, 

http://www.tumgazeteler.com/?a=2359067

32 ÖZEREN, Süleyman, ve Murat SEVER. “ Neden Hakkari. ” Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, yazan Süleyman ÖZEREN ve Murat SEVER, 127-160. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s. 144-147

Tabloda da görüldüğü üzere, son iki yıllık süre zarfında sadece Hakkâri ili ve ilçelerinde yüze yakın şehit vermesine neden olacak terör saldırıları gerçekleşmiştir. Bu saldırılarda dikkat edilmesi gerekilen nokta ise TSK’nın ya da EGM’nin tesislerine (karakol vb.) ve ekipmanlara (askeri araçlar vb.) yönelik saldırılar dışında, güvenlik personellerinin (asker ya da polis) sivil 
hayatları esnasında saldırıya uğramış olmalarıdır. Bu saldırlar 2009 yılında başlamıştır. 

24 Mayıs 2009’da Yüksekova’da ana caddede ( Yüksekova-Cengiz Topel Caddesi) arkadaşı ile yürüyen polis memuru Metin Batak saldırıya uğramış ve hayatını kaybetmiştir. 

Yaklaşık bir sene sonra 14 Temmuz 2010’da yine aynı cadde üzerinde yürüyen sivil kıyafetli uzman çavuş Yasin Ak silahlı saldırıya uğramıştır. 
24 Nisan 2011’da ise iki uzman çavuş Yalçın Bozok ve Durdu Çapar silahlı saldırı sonucu şehit olmuşlar, Takiben, 7 Temmuz 2011’de yine Yüksekova’da sivil giysili iki uzman çavuş Yahya Karakaya ve Murat Kozanoğlu şehit olmuş45 ve 4 Kasım 2011’de de işe gitmek üzere olan polis memuru Serter Gönen saldırıya uğramış ve yaralanmıştır46. Güvenlik güçlerine yönelik bu saldırıların yanı sıra eğitim öğretim faaliyetleri yürüten öğretmenlere, sağlık hizmetlerini sağlayan personele ve hatta devletin resmi din görevlilerine yönelik saldırılar da gerçekleşmektedir. Örneğin; PKK terör örgütünün faaliyetlerini eleştiren Hacı Sait Camisi İmamı Aziz Tan, 23 Ağustos 2010’da sabah ezanı okuduktan sonra evine giderken uğradığı saldırıda öldürülmüştür47. Diğer bir örnek ise, 28 Eylül 2011’de Yüksekova’da buluna öğretmen eşini ziyarete giden İzmir’li sivil mühendis Engin Yıldırım sokak ortasında uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmiş olmasıdır48. 

Tüm bu örnekler terör örgütü PKK’nın yeni bir strateji uygulamaya koyduğunun açık göstergesidir. Öncelikle bu eylemlerin hepsi, örgütün dağ kadroları tarafından yapılmamaktadır. Bu şehir eylemleri, örgüte katılmış, bu amaçlar için eğitilmiş kişiler ya da gruplar tarafından yapılmaktadır. Ayrıca bu ve benzeri eylemler, genellikle örgütün pilot bölge olarak seçtiği Hakkâri ilinde gerçekleşmektedir. Çünkü örgütün amacı, planlarını ilk olarak bu bölgede uygulamaya koyarak denemek ve eğer başarılı olunursa, diğer bir ifade ile 
Hakkâri kurtarılmış bölge haline getirilebilinirse, komşu illerde de aynı yöntemi uygulayarak “ Kürdistan Özerk Bölgesi ”ni kurmaktır. 

HAKKARİ  İLİ  BÖLGESİNDE TERÖR OLAYLARINDA  VERDİĞİMİZ  ŞEHİTLERİMİZ; 







Dağlıca bölgesinde, teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 
2 Askeri personel Şehit, 1 Askeri personel yararı 
8.05.2010 

Hakkari-Yüksekova 
Dağlıca bölgesinde teröristlerin araziye yerleştirdiği el yapımı düzeneğin patlaması 
1 askeri personel şehit 

12.06.2010 
Hakkari-Şemdinli 
Mayın taraması yapan askeri birliğe saldırı 
1 asker şehit, 1 asker yaralı 

19.06.2010 

Hakkari-Şemdinli 
Sınır karakoluna gece saldırı 
9 asker şehit, 13 askeri personel yaralı 

6.07.2010 
Hakkari-Şemdinli 
Jandarma karakoluna saldırı 
3 asker şehit, 3 askeri personel yaralı 

14.07.2010 
Hakkari-Yüksekova 
Sivil kıyafetle, görevine gitmek üzere evinden çıkan uzman çavuş kent merkezinde saldırıya uğradı 
1 uzman çavuş şehit 

18.07.2010 
Hakkari-Yüksekova 
Yol kenarındaki mazgal demirleri altına yerleştirilen el yapımı mayının patlaması 
1 yüzbaşı şehit 

20. 07.2010 
Hakkari-Çukurca 

Dağlık arazi kesimindeki askeri birliğe gece saatlerinde terör örgütü PKK saldırısı 
6 askeri personel şehit 

21.08.2010 
Hakkari-Şemdinli 

Teröristlerle girilen çatışma 
1 askeri personel şehit 

9.09.2010 
Hakkari Merkez 

Polis lojmanlarına havayi fişekli saldırı 
Can kaybı yok 

16.09.2010 
Hakkari merkeze bağlı Geçitli köyü yakınlarında 

Yolcu minibüsü geçerken mayın patlatıldı 
9 sivil şehit, 4 sivil yaralı 


24.04.2011 
Hakkari-Yüksekova 
İki uzman çavuş caddede yürürken silahlı saldırıya uğradı 
2 uzman çavuş şehit 

6.07.2011 
Hakkari -Yüksekova 

Göreve gitmek üzere evlerinden sivil kıyafetle çıkan uzman çavuşlar 
Hakkâri’nin Yüksekova İlçesi’nde caddede yürürken pusu kurularak saldırıya uğradı 2 uzman çavuş şehit 

17.08.2011 
Hakkari –Çukurca 

Hakkari-Çukurca yolu üzerinde intikal halindeki bir askeri konvoya pkk tarafından saldırı 

9 askeri personel, 1 geçici köy korucusu şehit, 15 askeri personel yaralı 

11.09.2011 

Hakkari- Şemdinli 

İlçe Emniyet Müdürlüğü ile İlçe Jandarma Komutanlığı'na PKK'lı 
teröristlerce eş zamanlı saldırı 

1 asker ve 1 polis şehit oldu, 3 kişi hayatını kaybetti, 6 jandarma ile 6 da vatandaş yaralandı. 

28. 09.2011 

Hakkari-Yükseova 
Öğretmen ve eşine evlerine girerken silahlı saldırı 1 şehit 

9. 10 .2011 

Hakkari merkez 
Polis aracının geçişi sırasında çöp kutusuna bırakılan patlayıcının patlaması 
3 sivil vatandaş yaralı 

18.10.2011 

Hakkari- Çukurca 
Çukurca ilçe merkezindeki polis ve jandarma birimleriyle, ilçe merkezine 
15 kilometre uzaklıkta Irak sınırının sıfır noktasında bulunan Kekliktepe bölgesindeki askeri birliğe saldırı 24 Asker Şehit 8 Asker yaralı 

23. 10. 2011 
Hakkari- Şemdinli-Çukurca 

Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Tekerli sınır jandarma taburunda keşif yapan askerler mayın patlamasıyla karşılaştı. 
Hakkari’nin Çukurca ilçesi Kazan vadisinde sürdürülen operasyonlarda 

2 Asker Şemdinli de Şehit 
1 astsubay, 6 er toplam 7 asker şehit 


PKK’lılarla Sağlanan Sıcak Temasta. 

3.11.2011 
Hakkari-Van Karayolu 
Karayoluna döşenen mayın uzaktan kumanda ile polis aracının geçişi sırasında patlatıldı 
1 polis memuru yaralı 

4.11.2011 
Hakkâri-Yüksekova 

Sabah işe gitmekte olan polis memuruna yürürken saldırı düzenlendi 
1 Polis Memuru, 1 Sivil Vatandaş yaralandı 

20.01.2012 
Hakkari-Merkez 

Hakkari Bulvar Caddesi’nde iki otomobil arasında bırakılan patlayıcı Çevik Kuvvet servis aracının geçişi 
sırasında patlatıldı 

3’ü polis 27 sivil vatandaş yaralandı, 1 sivil şehit oldu 

09.02.2012 

Hakkari-Çukurca 

Çukurca ilçesindeki sınırdan ilçe merkezine sızmaya çalışan teröristler ile güvenlik güçleri arasında çatışma 

6 asker yaralı 1 asker şehit olmuştur. 

TABLO 1: Ocak 2010- Mart 2012 yılları arasında Hakkâri il ve ilçelerinde gerçekleşen terör saldırıları 



Bütün örneklerden görüldüğü üzere PKK terör örgütü son yıllarda farklı eylem türleri gerçekleştirmeye çalışarak, Hakkâri ilinde devlete karşı sanki bir inisiyatif üstünlüğü sağlamış gibi görünmeye çalışmaktadır. Özellikle Yüksekova ilçesinde devletin tüm kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına karşı cephe alan örgütün, aynı zamanda yasa dışı vergi toplama49  girişimlerinde bulunduğu da haberlere yansımaktadır. 


5.Cİ  BÖLÜMLE DEVAM EDECEKTİR

..





HAKKARİ ELDEN ÇIKTIMI - YENİ BOTAN HAKKARİ VE TARİHİ - İSYANLARI BÖLÜM 2






HAKKARİ  ELDEN  ÇIKTIMI - YENİ  BOTAN  HAKKARİ VE  TARİHİ - İSYANLARI  BÖLÜM 2

















YENİ BOTAN HAKKÂRİ 

ZEYNEP ECE ÜNSAL

Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesinin en ucunda, Irak ve İran sınırında bulunan Hakkâri ili, son yıllarda terör örgütünün bu ile yönelik benimsediği yeni politikalar sonucunda adından sıkça söz ettirir olmuştur. Hakkâri Türkiye’nin özellikle en dağlık yörelerinden biridir. Yüksek plato ve dağlar, genellikle kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanan havzalarla parçalanmış olmakla birlikte, vadilerin çok dar, dik ve genç olması nedeniyle, ovalık alanlar son derece sınırlıdır2. 
Hakkâri adı, Eskiden Van gölünün güneyinde ve bir bölümü de İran’a doğru uzanan yörelere yerleşmiş “ Hakkar ” kabilesinin isminden gelmekte dir. 1514’de Çaldıran zaferinden sonra Osmanlı topraklarına katılan bu bölge, 1933 yılında Van iline bağlanmış, 1936 yılında da yeniden il statüsü almıştır3. 

Eski adı “ Gever ” olan Yüksekova ilçesi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yüksekova'nın toplam nüfusu 2010 yılı itibariyle 108,546 kişidir. Bu nüfusun 61,712'si ilçe merkezinde, 46,834'ü ise köylerde yaşamaktadır. Nüfus artışı diğer yerleşim yerlerine göre yüksektir. Terör nedeniyle köy ve mezralardaki nüfusun büyük çoğunluğunu ilçe merkezine göç ettiğinden, göç nedeniyle işsizlik sorunu yaşanmaktadır. Tarımsal üretim çok azdır. İlçede iki adet un fabrikası ile bir adet süt ve süt ürünleri fabrikası 
bulunmaktadır 4. 

Eski adı “Şemdinan” olan Şemdinli ilçesinin toplam nüfusu 2010 yılı itibariyle 52.159'dur. Toplam nüfusun 11.211'i ilçe merkezinde, 40.948'i köylerde yaşamaktadır. Kuytu ve ormanlık bir derede bulunan Şemdinli tamamıyla dağlıktır. Şemdinli, sanayi bakımından gelişmemiştir. En önemli geçim kaynağı hayvancılıktır5. 

Eski adı “Çal” olan Çukurca ilçesinde ise, 2010 itibariyle toplam nüfus 11.021 kişidir. Gündeş ve Çığlı köyleri dışındaki köyler terör olayları nedeni ile boşaltılmıştır. Çukurca'dan sanayi kuruluşu yoktur. Hayvancılık köyler boşaltıldığı için oldukça gerilemiştir, bu durumda geçim kaynağı olarak memurluk, koruculuk ve küçük esnaflık sıralanabilmektedir. Tarıma elverişli arazinin yokluğu da tarımın ancak aile tüketimine yönelik olarak yapılabilmesine olanak tanımaktadır6. 

Hakkari’de Kışları sert ve uzundur. Ekim ayı sonunda düşen kar Nisan ayı sonuna kalkmaktadır. Oldukça zor coğrafi, iklim ve yaşam koşullarına ve bir o kadar da kültürel güzelliklere sahip bu il, ne yazık ki son dönemde PKK terör örgütünün hain planlarına karşı koyamamakta ve örgütün yeni uygulamaya koyduğu stratejilerin birincil hedefi haline gelmektedir. 

Bu çalışmanın amacı, PKK’nın Hakkari’yi “kurtarılmış bölge” yama stratejisini ortaya koymaktır. 2011 yılı içerisinde Hakkâri ili terör örgütü tarafından amaçlarını gerçekleştirmek için pilot bölge seçilerek farklı bir konuma yerleştirilmiştir. Bu nedenle, Hakkâri değerlendirilirken elde edilen yayınlanmış kaynakların yanı sıra özellikle yazılı basından toplanan ikincil verilere de yer verilecektir. Çalışmanın kapsamı bakımından, Hakkâri, son iki yıllık veriler kapsamından incelenerek bir değerlendirme yapılacaktır. Makalede ilk olarak 
terör örgütünün dayandığı teorik temeller incelenerek Botan eyaleti örneği ele alınacaktır. Daha sonra, Hakkâri’nin neden örgüt tarafından seçildiği incelenecektir. Sonraki bölümde ise örgütün Hakkâri iline yönelik son iki yılda gerçekleştirdiği saldırı ve eylemler incelenecek ve hükümetin bu süre zarfında bölgeye yönelik uygula [yama]dığı politikalar ele alınacaktır. Son bölümde ise genel bir değerlendirme ile “ Hakkâri yeni Botan mı? ” sorusunun cevabı aranacaktır. 

PKK’nın TEORİK TEMELLERİ ve BOTAN 

Düzenli ordulara karşı, askeri eğitim almamış diğer bir ifadeyle, gerilla tarzında mücadele eden terör örgütleri açısından, en çok kabul edilen strateji, Mao7’nun gerilla savaşı stratejisidir. PKK terör örgütü de Mao’nun stratejisini benimseyerek bir mücadele gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu stratejinin bazı temel unsurları ve aşamaları bulunmaktadır. Mao’nun Uzun Süreli Halk Savaşı üç evreden oluşmaktadır. Bunlar Stratejik Savunma, Stratejik Denge ve Stratejik Saldırıdır. Stratejik savunma evresinde ise silahlı propaganda, silahlı çatışma ve ileri/gelişmiş gerilla aşamaları bulunmaktadır8. 

Mao’ya göre Gerilla Savaşının temel stratejik ilkeleri şunlardır; 

. İnsiyatifi kullanma, 
. Savunma halindeyken saldırılarda bulunmak için esneklik ve planlama, 
. Uzatmalı savaşta çabuk sonuçlu muharebeler, 
. İç hat haraketında dış hat harekatıdır. 9 

Mao ya göre gerilla birlikleri stratejik savunma yaparken aynı zamanda taktik savunma da yapmaktadır ve yapmalıdır da. Bu durumda taktik savunma nedir ? Taktik savunma; düşmanı yok etmek amacıyla, dar geçitlerde, stratejik noktalarda, nehirlerde ya da köylerde, direnmek için kuvvetlerin yerleştirilmesi dir. Ancak gerilla savaşı için en önemlisi, baskınlar şeklinde olan, diğer bir ifadeyle gösteri yaparcasına sergilenen saldırılardır10. 

Stratejik savunma aşamasında harekâtlarla kazanılan birçok zaferin birikimi bulunmaktadır ve bu sayede saptanılan hedefe ulaşılabilir. Stratejik denge aşamasına gidilirken bir yandan da uluslararası konjonktürdeki değişimleri beklenip, diğer yandan da direnme gücünü arttırmak için zaman kazanılmakta dır. 

Mao’nun gerilla savaşı teorisine göre 

Stratejik saldırı aşamasında düşmana olabildiğince çok kayıp verdirmek gerekmektedir. Çünkü gerilla ve düşman arasında nispi bir güç farkı bulunmaktadır. Gerilla savaşında inisiyatifi ele geçirmek her koşulda çok önemlidir. Bu nedenle stratejik saldırı aşamasında gerillanın inisiyatifi ele geçirmesi daha kolaydır 11.

Bu stratejiye göre, silahlı mücadelenin yapılacağı bölgenin sosyal ve coğrafi yapısı önem arz etmektedir. Bölge, köylülüğün yoğun olduğu, devlet egemenliğinin tamamen etkin olamadığı bir alan olmalıdır. Diğer bir ifade ile bu yöntemin temel dayanağı ve hedefi köylü olmalıdır. En önemli amaç ise köylüyü bir şekilde ikna etmektir. Silahlı mücadele ilk böyle bir bölgede başlatılmalıdır. Devletin etkisinin az olduğu bu bölgede uygulanacak şiddetin etkisiyle, hem halk devletten uzaklaştırılabilecek hem de devlet bölgeye yönelik bilgi akışını 
kaybedecektir. Seçilen bu kırsal bölgelerde propaganda yapılacak, bu propagandalar yer yer “ Silahlı Propaganda” ya dönüşecektir. Kırsal bölgeler bu yolla ele geçirildikten sonra, devlet şehirlere hapsedilmeye başlanacak ve güvenlik amacıyla bütün önlemler şehirleri çevreleyen ulaşım yollarına yöneldikçe, adım adım kırsal bölgeler örgütün kontrolüne geçecektir. Ayrıca 
bölgede devlete bilgi verebilecek unsurlar bölgeden temizlenecektir. Sonuçta örgüt kendisine her türlü yiyecek, barınma, silah temini sağlayabileceği güvenli bölgeler oluşturabilecektir12. 

Gerilla savaşında üs bölgelerinin kurulması önemli bir strateji sorunudur. Mao’ya göre gerillanın kaybettiği toprakların geri alınması için geniş çapta gelişecek stratejik karşı saldırının beklenmesi gerekmektedir. Bu nedenle gerillanın savaşını, işgal altındaki bütün bu geniş bölgeye yayması ve düşmanın gerisini bir cephe haline getirerek, düşmanı işgal ettiği bütün bu topraklarda durmadan savaşmak zorunda bırakması gerekmektedir. Gerillanın stratejik karşı saldırısı başlayana kadar düşmanın gerisinde uzun bir süre savaşını sürdürmesi 
bir mecburiyettir. Bu nedenle bu savaş uzatmalı bir savaştır. Üs bölgeleri olmadan düşman hatları gerisinde gerillanın bu savaşı sürdürmesinin olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle üs bölgeleri kurulmasını söyleyen Mao, üs bölgelerini şu şekilde tanımlamaktadır; “Üs bölgeleri, gerilla kuvvetlerinin stratejik görevlerini yerine getirmede kendilerini koruma ve genişletme, 
düşmanı imha ve ülkeden sürüp çıkartma amaçlarına ulaşmada dayandıkları stratejik üslerdir. Bu stratejik üsler olmaksızın, stratejik görevlerimizi yerine getirmede yada savaşın amacına ulaşmada güvenebileceğimiz hiçbir şey yok demektir. Düşman hatlarının gerisindeki gerilla savaşının bir özelliği, gerisi olmaksızın savaşmasıdır; çünkü gerilla kuvvetleri, genellikle, ülkenin gerisinden kopmuş durumdadır. Ama gerilla savaşı, üs bölgeleri olmaksızın ne uzun zaman sürebilir, ne de gelişebilir. Aslında, gerilla savaşının gerisi üs bölgeleridir.”13 

Savaşın uzun zaman sürdürülebileceği yerler ve direnme savaşı için tahkim edilmiş önemli yerler düşman hatları arkasındaki bütün dağlık yerlerdir ve gerilla savaşının buralarda geliştirilmesi ve üs bölgelerinin buralarda kurulması gerekmektedir. Bu çerçevede, gerilla savaşının gelişimi ve üs bölgelerinin kurulma olanakları açısından dağlık yerler diğer bölgelerden çok daha uygundur. Ayrıca çevresi düşman tarafından kuşatılmış olup da orta kesimleri işgal altında olmayan ya da düşmandan geri alınmış bölgeler, gerilla birliklerinin 
gerilla savaşını geliştirmede kolayca kullanabilecekleri hazır üslerdir14. 

Örgüt sırasıyla yeni gerilla ve üs bölgeleri oluşturacaktır. Gerilla üsleri ile gerilla bölgeleri arasında farklar bulunmaktadır. Gerilla savaşı başladığı sırada, gerillalar bu yerleri bütünüyle işgal edemediler, yalnızca sık sık baskınlar yapabildiler. Buralar gerilla oradayken onların, gerillalar gidince de kukla yönetimin söz geçirdiği bölgelerdi. Bundan dolayı buralar gerilla üsleri değil gerilla bölgeleridir. Bu durumdaki gerilla bölgeleri gerilla savaşına özgü bazı dönemlerden geçtikten sonra üs bölgeleri halini alacaktır. Diğer bir ifadeyle çok sayıda düşman birliği burada imha edildiği ya da kukla yönetim yok edildiği, halk yığınları harekete geçirildiği, kitle örgütleri kurulduğu, yerel silahlı halk kuvvetleri geliştirildiği ve düşmana karşı bir politik iktidar kurulduğu zaman, buralar üs bölgeleri olacaktır. Üs bölgelerinin büyümesi ile de kurulmuş olan üslere bu gibi bölgelerin katılması kastedilmektedir. Silahlı mücadele geliştikçe üst bölgeleri birleştirilerek “ Kurtarılmış Bölge ” ler kurulacaktır. Örgüt egemenliğindeki bu kurtarılmış bölgeler “ Kızıl Kurtarılmış bölge ”ler olarak adlandırılmaktadır. 
Bir sonraki aşamada ise şehirler kuşatılmaya başlanacak burada da farklı nitelikte eylemler yapılarak, büyük çaplı isyanlar başlatılacaktır. Zaman içerisinde yapılan bu silahlı mücadeleler ile beraber örgütün güçlenmesinde halkın örgütlenmesi en önemli unsurlardan biridir15 Eğer öngörülen ayaklanma olmazsa bu durumda mücadelenin denge safhası uzatılacak ve düzenli orduların oluşturulmasına başlanarak örgüt stratejik saldırı ile son darbeyi vurarak zafer kazanabilecektir 16 

Üs bölgesi kurmak için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. İlk önce düşmana karşı silahlı kuvvetlerin bulunması ve bu silahlı kuvvetlerin düşmanı yenilgiye uğratmak ve halkı eyleme geçmek için halkı ayaklanmaya ikna etmekte kullanması gerekmektedir. Bu durumda bir silahlı kuvvet meydana getirmek bir üs bölgesi kurmanın ilk koşuludur. Bir diğer koşulu ise düşmanı yenmek için silahlı kuvvetlerin halk ile koordinasyon halinde kullanılmasıdır. Üçüncü bir koşul ise düşmana karşı mücadele etmek için halk yığınlarını ayaklandırmak amacıyla bütün güçlerin mücadele sırasında silahlandırılmasıdır. Bu mücadele sırasında kitle örgütleri kurmak, işçileri, köylüleri, gençleri, kadınları, çocukları, esnafı ve meslek sahiplerini düşman saldırısına karşı mücadele etmek üzere çeşitli kitle örgütleri içinde düzenlemek ve bu örgütleri genişletmek gerekmektedir. Halk, örgüt olmaksızın düşmana karşı direnme gücünü ortaya koyamamaktadır. Gerilla savaşı için bir üs bölgesi ancak bu üç temel koşulun yerine getirilmesi ile gerçekten kurulabilmektedir. Burada 
coğrafi koşulların da öneminin vurgulanması gerekmektedir. Özellikle üs bölgelerinin geniş olması yani her yanı ya da üç yanı birden düşmanla sarılmış yerlerde uzun süre direnebilecek üs bölgelerinin kurulması için dağlık kesimler elbette en iyi koşulları taşır ancak asıl aranacak koşul gerillaların manevra yapabilmesi için yeteri kadar yer olması yani bölgenin geniş olmasıdır. 17 

PKK kuruluşundan bu yana ideolojik, örgütsel yapı ve eylemleri açısından Mao’nun “Uzun Süreli Halk Savaşı” stratejisini benimsemiştir. Kızıl kurtarılmış bölgelerin oluşturulmasının ardından, kargaşa ve ayaklanmaların çıkarılmasını planlayan PKK, profesyonel bir ordu oluşturduktan sonra Türk ordusunu bozguna uğratarak, sözde Kürdistan’ı kurmayı planlamaktadır18. Mao’nun stratejisinin ilk evresi olan stratejik savunmada, PKK’nın Türk ordusuna karşı savunma durumunda olması, stratejik dengede örgütün yavaş yavaş üstünlüğü ele geçirmeye başlaması ve stratejik saldırıda da Türk ordusunun savunmaya geçmesi planlanmaktadır19. 

Terör örgütü 1980’lerin sonunda stratejik savunma evresinin son aşaması olan ileri/ gelişmiş gerillaya geçmiştir. Özellikle köylere saldırılar ve baskınlar düzenleyen örgüt Siirt-Hakkâri-Van üçgeninde kurtarılmış bölge oluşturmak için çalışmıştır. Bu dönemde ayrıca güvenlik güçlerinin PKK’nın etkin olduğu köylerde köylülere karşı şüpheyle yaklaşmaya başlaması da, stratejinin hedeflediği devlet ile köylü arasındaki bağları koparmada etkin olmaktaydı 20. 1990’lı yıllara gelindiğinde stratejik savunma evresinin son aşamasını da tamamladığını düşünen örgüt stratejik denge evresinin ilk aşaması olan “hareketli savaş”a geçmeyi planlamaktaydı. Bu aşamada PKK sınır bölgelerindeki taktiğinin değiştirerek askeri kışlalara ve karakollara yok etme amaçlı saldırılar düzenleyerek, yine kurtarılmış bölge oluşturma hedefine girmişti. Yaygın halk desteği de bulmaya başlayan örgüt, “Botan-Behdinan” bölgesinde “kızıl kurtarılmış bölge” oluşturmak için gerekli koşulların oluştuğuna karar vermiştir 21. 

PKK üçlü bir örgütlenme modeli benimsemiştir. Parti (PKK), Silahlı Örgüt (Ordu/ARGK), Cephe Örgütü (ERNK). Bu örgütlenme biçimi ile PKK en küçük yerleşim birimlerine kadar ulaşmayı hedeflemekteydi. PKK, kendi stratejisi kapsamında bölgede eyaletler sistemi oluşturmuştur. PKK, kendi stratejisi kapsamında bölgede eyaletler sistemi oluşturmuştur. Bazı dönemlerde sayılarında değişiklikler olsa da, genel olarak sözde Kürdistan bölgesi on eyalete bölünmüştür. Bunlar; Botan Eyaleti, Behdinan Eyaleti, Mardin Eyaleti, Amed Eyaleti, Garzan Eyaleti, Devrimci GAP Eyaleti, Dersim Eyaleti, Erzurum Eyaleti, Serhat Eyaleti, Güney-Batı Eyaletidir22. Botan eyaleti; “doğuda Zap suyunu takip ederek Hakkâri’yi de içine alır. Hakkâri kuzeyinde Gürpınar’a kadar uzanır. Gürpınar’ın bir kısmını içine alarak Çatak’la birlikte Botan suyunu takiben Siirt’e dayanır. Buradan Kurtalan ve Beşiri’yi, içine alan eyalet Hasankeyf’in tamamını Gercüş ve Midyat’ınkırsal alanlarının yarısını sınırlarına katar. İdil’in tamamını içine alarak güney sınırına ulaşır. Güneyde (Kuzey Irak’ta) Haftanin, Zaho, ve Metina dağları ile birlikte tekrar Zap’a ulaşır.” 23 

PKK için Botan eyaletinde yapılması gereken iki önemli görev bulunmaktaydı. Bunlardan birincisi halkın örgütlenerek oluşturulan milis birliklerine katılması ve bu sayede de devlet ile halk arasındaki bağın koparılması, ikincisi ise Botan bölgesinde oluşturulan bu silahlı birliklerin yakın bölgelerdeki diğer gerilla birliklerine aktarılmasıdır.24 Körfez savaşının da etkisiyle (bu dönemde bölgedeki bütün dengeler değişmiş, Kuzey Irak’ta güvenli bir Kürt bölgesi oluşmuş, yaşanan toplu göçler ile PKK ile Irak ordusu arasında ilişkiler 
gelişmiştir vb25..) PKK Botan bölgesinde elde etmek istediği ikili iktidar durumunu tam olmasa bile, bir şekilde hayata geçirebilmiştir. Diğer bir ifadeyle, devleti bölgeden tamamen çıkaramamış olsa bile devletin bölgede varlığını sınırlayabilmiştir.26 

Aynı dönemde PKK cephe savaşına başlamış, Kuzey Irak’ı da cephe gerisi olarak kullanmayı hedeflemiştir ancak amaçlanan başarı elde edilememiştir. Özellikle Türk Ordusunun strateji değişikliğine giderek topyekûn savaş konseptini benimsemesi, tehdit önceliğinin ve tanımlamasının Yunanistan’dan teröre kayması ve alan hâkimiyeti konseptinin uygulanmaya başlanması bu dönemde PKK’ya karşı ciddi başarılar elde edilmesini sağlamıştır. Türkiye’nin elde ettiği başarılar karşısında terör örgütü “ Kurtarılmış Bölgeler ” oluşturmaya yönelik planlarından vazgeçmiştir.27 

Abdullah Öcalan’ın yakalandıktan sonraki süreçte örgüt özellikle Öcalan’ın cezaevi koşullarının düzeltilmesine ya da serbest bırakılmasını amaçlayan kitlesel şiddet eylemleri gerçekleştirmiştir. ABD’de gerçekleşen 11 Eylül 2001 terör saldırılarının da etkisiyle ABD ve AB başta olmak üzere birçok ülkede terör örgütleri listesine giren PKK, 2000’li yıllarda gerek isim gerekse strateji değişikliklerine gitmiştir. 2002 tarihinde örgütün ismi KADEK (Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) olarak değiştirilmiş, 2003 tarihinde ise örgütün ismi KONGRA-GEL olarak değiştirilmiştir. Bu dönemde hem tek taraflı ateşkes uygulayan örgüt hem de etnik milliyetçi eksendeki söylemlerinden vazgeçerek demokrasi istismarını engellemeye yönelik söylemlere geçmektedir. Ancak örgütün ateşkes ilanları genellikle söylemde kalmakta, eylemler her şeye rağmen devam etmektedir. 2004 yılında ise örgüt ilan etmiş olduğu tek taraflı ateşkesi bozduğunu ilan ederek yeniden silahlı şiddet stratejisine başlayacağını açıklamıştır. Özellikle Mart 2003’de ABD’nin Irak’a girmesiyle bölgede 
yeniden bir otorite eksikliği doğmuş bu durumda örgütün eyleme geçmesine fırsat vermektedir. Yine aynı yıl AB’nin KONGRA-GEL’i terör örgütleri listesine alması ile örgüt yeniden PKK ismini almıştır 28. 

2005 sonrası PKK’nın eylemleri genellikle iç politikadaki kritik dönemlerde gerçekleşmektedir. Örgütün amacı böyle dönemlerde gergin olan iç politikayı daha da gergin bir hale getirerek, psikolojik alan hâkimiyetini kurmak ve toplumda yaratmayı istedikleri ayrışmayı yaratmaktır. Ayrıca bu eylemlerde çoğu kez Öcalan örgüt tarafından muhatap olarak gösterilmiş, böylelikle de Öcalan’ın mahkûmiyetiyle ilgili durumda bir değişiklik yaratılmak istenmiştir 29. 

Son olarak, 2005 sonrası dönemde Öcalan’ın açıkladığı yeni strateji ise dört ana başlıktan oluşmaktadır. Bunlar sırasıyla; 

. Kent Meclisleri 
. Demokratik Siyaset Akademisi 
. Demokratik Toplum Kongresi 
. Kooperatifler Hareketi’dir. 


Son birkaç yılda örgütün yeni yüzü olan KCK yapılanması da bu dört ana başlığı hayata geçirmeyi sağlamaya yönelik, özellikle de Kent Meclislerini faal hale getirmeyi amaçlayan çatı yapılanması olarak tanımlanabilmektedir. Kent meclisleri ile adım adım konfederal bir örgütlenmeye gidilmesi planlanmaktadır. Demokratik Siyaset Akademileri ile Kürt ulus bilinci bulunan kadroların yetiştirilmesi amaçlanırken, Demokratik Toplum Kongresi ile de yasama meclisi görevini üstlenen yapı oluşturulmuştur. Diğer bir ifade ile Demokratik Toplum Kongresi, demokratik özerklik, demokratik konfederalizm, Kürtçenin resmi dil olması gibi taleplerin dile getirici kurumu olmaktadır. Son olarak Kooperatifler 
Hareketi örgüte mali kaynak sağlamak amacıyla oluşturulmuştur30. 


NEDEN HAKKÂRİ? 

Hakkâri ili neden Terör örgütü tarafından pilot bölge olarak seçildi? Hakkâri ili pek çok açıdan dezavantajlı bir konumda olduğu için bu sorunun birden fazla cevabı bulunmaktadır. İlk olarak, coğrafi konumunu cevap olarak vermemiz mümkündür. Terör örgütünün kampları yıllar boyunca Irak, İran ve Suriye ile Türkiye sınırlarının geçiş noktalarına konuşlanmıştır. Irak ve İran’a komşu olan Hakkâri öncelikle dağlık coğrafyasının sonucu olarak güvenliğinin sağlanması zor bir konuma sahiptir. 
PKK kampları 31 ile çevrelenmiş durumdaki bu şehir doğal olarak teröristlerin Türkiye’ye geçiş yolu olarak kullanılmaktadır. Diğer bir ifade ile Hakkâri ili PKK’nın cephe gerisi olarak nitelendirilen Kuzey Irak’da ki kaplara çok yakındır. Hakkâri çevresindeki PKK kampları ise şu şekildedir; 

. Metina Kampı: :Hakkâri Çukurca'nın karşısında, Türkiye sınırına 15-20 kilometre uzaklıkta. 
. Avaşin Kampı: Hakkâri Dağlıca'nın tam karşısında. Kavaklı Kampı: Hakkâri’ye sadece 30 km mesafede. 
. Şehidan Kampı: İran-Irak sınırındaki kamp, Hakkâri Yüksekova’nın doğusunda Kırkşehitler olarak bilinen tepenin hemen arkasında. 


İkinci olarak, Hakkâri ilindeki yaşam koşullarının zorluğu ve terör örgütünün bu koşulları bu ilde kendi lehine kullanabilmesi durumu karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle, yıllardır terör sorunuyla yüz yüze kalınan bölgede, devletin güvenlik amacıyla bazı yerleşim yerlerini boşaltması, tarım ve hayvancılık gibi geçim kaynaklarının dikkat çekici bir düzeyde düşüşüne neden olmuştur. Eğitim seviyesinin de düşük olması (hem eğitim olanakları bölgede sınırlı hem de bölgeye atanan eğitim personelinin terör tehdidine maruz kalması) insanların kolaylıkla kandırılmasına olanak vermektedir. Ayrıca, eğitim seviyesinin düşüklüğü bağlamında, tarım ve hayvancılık gibi geçim kaynaklarını da kaybetmiş, köylerinden il ve ilçe merkezlerine göç etmek zorunda kalan halkın işsizlikle ve ekonomik imkânsızlıklarla yüzleşmesi gerekmiştir. Devletten de bu konuda yeterli desteği alamayan halk, örgüt tarafından kandırılmaya müsait bir duruma gelmektedir32. 

Hakkâri’de her türlü kaçakçılık faaliyetine rastlanmakla beraber özellikle Kuzey Irak sınırında oluşu nedeniyle silah kaçakçılığı en sık görülen kaçakçılık türüdür. Bölgede uzun yıllardır devam eden çatışma ortamında yetişen genç nüfus, ailelerinin ve sosyal ortamın da etkisiyle terör örgütüne yakın bir politik duruş sergilemeye başlamıştır. Bu kapsamda KAÇAKÇILIK bölge halkı tarafından suç olarak algılanmak yerine, norfal bir faaliyet olarak değerlendirilmek tedir. Hakkari’de gerçekleşen kaçakçılık faaliyetlerinin tümü örgüt tarafından gerçekleştirilmemekte fakat örgütün bu faaliyetleri yürüten kişilerden haraç alma ya da vergilendirme yoluyla fayda sağladığı görülmektedir.33 


Üçüncü olarak, bölgede var olan sosyo-psikolojik sorunların terör örgütünün çıkarlarına hizmet ettiğini söylemek mümkündür. Terör örgütü bölgede gerçekleşen sorun ve eksiklikleri etnik milliyetçilik ekseninden değerlendirerek azınlık ve mağduriyet duygularını tetiklemiştir. Ayrıca devletin bölgeye yaptığı yatırımlarda örgüt tarafından suiistimal edilmiştir34. Devletin bölgedeki bu zaafları da terör örgütünün Hakkâri’yi pilot bölge olarak seçmesine neden olmaktadır. Burada amaç; Hakkâri ve benzeri bazı bölgeleri “kurtarılmış 
bölge” haline getirerek bir örnek oluşturmak, bu sayede de adım adım bu özerk bölgeleri genişleterek bağımsızlık talep etmektir. Bu amacını gerçekleştirmek için de örgüt bölgede farklı türde eylemler gerçekleştirmektedir. Bölgede etki sağlayabilecek imamların, öğretmenlerin, asker ya da polis güvenlik güçlerinin farklı eylem biçimleri ile etkisiz hale getirilmesi ve devletin bu bölgede gücü olmadığı, tek gücün kendileri olduğu imajının dayatılmaya çalışılması bu duruma örnek olabilmektedir35. Bu noktada terör örgütünün Hakkâri ilini pilot bölge seçme stratejisinde, bu şehirde özellikle son iki yılda gerçekleştirilen eylemler detaylı olarak incelenmesine geçilecektir. 

 ALINTIDIR;

http://www.21yyte.org/ozelrapor12-YENI_BOTAN_HAKKARI.pdf

3 CÜ  BÖLÜMLE DEVAM EDECEKTİR



**