KAÇAKÇILIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KAÇAKÇILIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Şubat 2017 Çarşamba

(DİN SÖMURUSU + TERÖR) + (UYUŞTURUCU TRAFİĞİ + KAÇAKÇILIK) + KARA PARA



(DİN SÖMURUSU + TERÖR) + (UYUŞTURUCU TRAFİĞİ + KAÇAKÇILIK) + KARA PARA ,





(PETRO-SAVAŞ / ENERJİ - SAVAŞI)

Düşünce ve Fikir Yolcuları,

Bir önceki yazı dizimize devam etmeden önce şunu belirtelim isterseniz, ben yani bizler ROGG & NOK araştırmacıları ülkemizin içinde bulunduğu bu vahim olayların görünmeyen yüzünü siz değerli okuyucularımıza göstermek için çeşitli bölgelerde araştırma yaptık. 

Bu araştırma birçok arkadaşımızın titiz çalışması ve özverisi sayesinde olmuştur…  

K.G.T nedir?…

Kısaca açılımlarına bakalım… 

K.G.T: Kamu Güvenlik Teşkilatı…

K.G.M: Kamu Güvenlik Müsteşarlığı…  

Kısaca K.G.T’ nı denetim altına almak için kurulmuş siyasi kişilerin elinde olacaka yani siyasi amaç gütmesini sağlayacak K.G.M kurulmuştur…

Söylentiye göre K.G.M senaryo gereği istihbarat olgularının içindeki koordinasyonu sağlayacakmış, bu koordinasyon sayesinde istihbarat olgularımız daha iyi ve koordineli bir biçimde çalışacakmış…

Uzun lafın kısası “devlette küslük olmaz” politikası gündeme geliyor, aynı Kutlar vadisinde yazılan senaryo hayata geçirilecek…

Bir ayrıntı göz ardı ediliyor K.G.T de çalışan kişi ve kurumlar arasındaki diyalog ve rant yarışı sayesinde Türkiye bu duruma gelmedi..

Şimdi işte mevki ve rant yarışı aralarında çözen K.G.T’nı hakem olarak tayin edilen siyasi oluşum sayesinde korkarım nifak tohumları sokulmak isteniyor…

İstihbaratta şu kural ön plandadır “Bir kişinin bildiği sır, iki kişinin bildiği haberdir” bu olgu içinde kalarak sırlar ve devlet tehlike altında olacaktır…

K.G.T ye seçilen elemanlar özellikle seçilmiştir, atama yolu ile istihbarat olgusu yürütülemez, senaryo gereği yapılan bu operasyon dikkat edilmez ise daha vahim sonuçlar doğuracağı bilinmelidir… 

Bu olgu çerçevesinde tarafsız olmaya son derece önem gösteren araştırmacılarımız çeşitli bölgelerden çeşitli haberleri merkezimize ulaştırdı. 

Bu ölçülerde yazılarımızda mümkün olduğunca kişi ve bölge alanlarını, kişi hak ve özgürlükleri içinde ve beyanların doğruluğu kanıtlanmadan açıklama yapmayı uygun görmeyen ROGG & NOK merkezi, haber kaynaklarımız açısından ve araştırmacılarımızın sağlıkları bakımından bunları yüzeysel olarak şimdilik böyle yazacağız…

Evet araştımacılarımızdan biri geçen birde geçeğe yakın yazı dizimizde belirttiğimiz üzere doğuda bir köyde özel araştırma yapıyordu.

Bu araştıma sırasında bir sürü küçük baş hayvanın o köye gelip gitdiğini belirten araştırmacımız, araştırmasını yaptığı köye koyunların getirildiğini ve orada konuşlandığını fark edince bunun üzerinde araştırmasını yoğunlaştırdı.

Bu arada başka bir araştırmacımızda başka bir köyde araştırma yapıyordu.

Bu araştırmacımızın, yaptığı bu araştırmanın sonucunda elde etdiği bilgiler doğrultusunda bazı ilginç hatta gerçekliği olgu çerçevesinde, bizce şüphe olmayan olay ve yorumlarını anlatmak isteriz.

Köyler uzaktı ama yaptıkları şeyler tıpa tıp benzerlik gösteriyordu.

Bu nedenle olgunun parçası olarak  görünen bu araştırma ve de bu yorum, araştırmacılarımızın olay ve sonuçlara bakışı gerçekten ilginçti. 

Bizde bu olayları birbirine bağladık.

Şimdi uzak köydeki araştırmacımızın yorumunu, sonrada bir önceki yazı dizimizdeki olayları hatırlayınız…

Umuyoruz ki sizlerde daha iyi bu olguyu anlayabileceksiniz.


BİR BAŞKA KÖY AMA ÜLKEMİZİN BİR KÖYÜ.


Köylü milletin efendisidir... ( Mustafa Kemal ATATÜRK )

Evet oy isterken köylünün yanındayız…

Sinirlendiğimiz zaman “lan an...ın” bile değimiz köylümüz…

Hem ona muhtaç hemde eleştirdiğimiz köylülerimiz…

İşimize gelince yol, su getirdiğimiz köylülerimiz...

Çocuklarını okutmadığı için eleştirdiğimiz köylülerimiz…

Şehirde oturup onlar hakkında karar aldığımız köylülerimiz…

Yurt savunması esnasında  veya terör olayları sırasında savunmada güvendiğimiz veya dışladığımız köylülerimiz…

Ağa paşa ortamında köle yaptığımız köylülerimiz…

İnsan olarak tanımadığımız ama insan gibi ezdiğimiz köylülerimiz…

Misafirperverliğinden hiç taviz vermeyen köylülerimiz…

Hastahanelerde olsun sosyal tesislerde olsun ikinci sınıf muamelesi gören köylülerimiz…

Göç etmeğe zorladığımız, sonra eleştri oklarını attığımız köylülerimiz…

Din olgusu içinde  Alevi, Sunni ayrımı yaparak nifah toğumları soktuğumuz köylülerimiz…

Evet sizler bu milletin efendisisiniz…

Ya sayınlar bu milletin nesi…

Şimdi size anlatacağım olay  bakın nasıl efendi köylülerin yaptığı ve böyle giderse yapamaya devam edecekleri olaylar zinciridir.

Bu duruma gelmelerini sağlayan yine biz ve bizim gibi sözde aydınların oturdukları yerden eleştiri yapmaları sonucu, bu olgu meydana gelmiştir…

Şimdi sizlere sorarım son 26 yıldır kaç aydıni kaç gazateteci bu efendilerin yanına gitdi, sayısı iki el toplamı kadardır. 

Ülkemizin her köyü her ili bizce kutsaldır fakat doğu ileri ve güney doğu köyleri bizim için daha büyük değer taşır çünkü bu köylerde yaşanan olaylar hem bilinir hemde bilimmezlik ögesi altında gösterilmeye çalışılır, bu ölçülerde bizde doğu kültürünü tanımak ve de o kültür altında oluşan olumlu veya olumsuz olayları araştırmak için doğuya 26 yıldır her  yıl belli periyotlarda gideriz bunun sebebi ise dış güçlerin en az ülkemizin üzerinde oynanacak seneryoları 50 yılık periyotlar içinde yapmasını bir ölçüde engellemektir… 

Bu olgu öyle değişik bir ortamı getirdi ki şimdi an ve an hedefleri olan bizim PETROSAVAŞ dediğimiz dünya enerji kaynaklarını kendi bünyelerinde organize bir biçimde tutmalarını sağlayacak senaryoları yapmaları, bunu yaparken ulusları aynı düzeyde aynı ortamda tutmaları, gelişmeyi önlemeleri ölçüsünde, ulusumuzu ve diğer ulusları yasal bir köle haline getirmeleri görebiliriz…

Yukarıda anlattığımız olgu çerçevesinde aynı ülke ve etnik grupları birbirine düşürerek belli bir amaç doğrultusunda belli bir düzende halkları köle yapmaya çalışan bu senaristler karşı önlem almak gerekir. 

Bizim doğu illerimizde de din simsarları bu senaryoyu daha kuvvetlendirmiştir, halkımızı işte yukarıdaki olgu gibi kullananlar siyasi amaçlarına ulaşmak için çalışıyorlar. 

Bir taraftan bilinçsiz halkımızı kendi toprakları içinde bulunan kişi ve ortamlara karşı kışkırtıp belli bir rant elde ettikten sonra belli bir etnik terör estirmeye başlıyorlar. 

Bu terör bazen sıcak bazen soğuk olarak ülkemizde kara para değimiz ve dünya gençliğinin baş belası uyuşturucu trafiğini bile bu halkımıza anlatılmıyor ve önlemler askari düzeyde kişisel çaba ile yapılırken madalyonunu arka tarafında çalışan sayınlar rant elde etmek için şeytanın bile aklına gelmeyecek senaryoları yapıyorlar veya yaptırıyorlar… 

Tabiki bunun fakında olmayan bilinçsiz halkımız fakirlikten ve kölelikten kurtulmak için bu tür dış odakların kölesi veya uşağı oluyorlar… 

Bu fark eğitim ve yaşam standartları ile uyuşuyor… 

Bizim narkotik emniyet teşkilatımız bunlara gerekli dersi her ortamda veriyor yanlız ortam öyle göründüğü gibi artık olmuyor…. 

Dış güçler devamlı PETROSAVAŞ bünyesinde egeleme yolarına gidiyorlar. 

İşte narko-terör dediğimiz olay burada rahar rahat görülüyor… 

2009 da kurulan K.G.M Sayesinde bu olayların yaz döneminde daha faal olarak oluşacağını tahmin ediyoruz, bir oluşum kurulurken önce alt yapı düzenine bakılmalıdır, bu düzen yapılana kadar kaçak olaylar ve olgular olabilir…. 

Bunun en bariz örneği pkk terör örgütü ile birlikte çalışan sözde dinci gruplar kısa adı ile F.G denilen gruplar sayesinde,  Şehirlerden verilen talimatlar ile bunlar sınır boylarında rüşvet karşılığı yolları temizliyorlar… 

Uluslar arası uyuşturucu trafiğine yardımcı oluyorlar hatta ülkemizde bu olayların yapılmasını sağlayan kişiler ve guruplar şu anda faal durumda bunları yönetiyorlar. 

Kendimize seçtiğimiz milletvekillerine bir bakalım... 

Millet vekili kavramını irdelersek bir bölgeden gönderilen  milletin temsilcisi olarak görebiliriz, bu kavramı biraz daha açalım isterseniz… 

Yani milletin emrinde olan kısaca milletin emrinde olmayı kabul eden kişilere milletvekili denir. 

Bu olgu içinde olacak olursak önceden ağalık yapmış veya iş sahibi olan vatandaşlar milletvekili statüsünü aldıktan sonra artık ağlık veya iş adamlığı veya kadınlığını unutmaları gerekir, bunu yapmak buyük bir özveri ve delikanlılık ister…

Bunu yapamayan kişiler örnek olarak şimdiki TBMM ÜYELERİ içinde bulunan ağalar ve iş adamları gösterilebilinir. 

Bu ağalar kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden kişilerdir… 

Bu arada kendilerini üstün görmeye devam eden bu kişiler günümüzde sözde halkını düşünen kişiler olarak göze çarmaktadır. 

Bu ağlar Ankara’da veya diyer şehirlerde otururlar çıkarları doğrultusunda kanun ve tasarı hazırlarlar ve bu tasarı kanuların arasında boğularak seçmenin hak ve hukukunu unuturlar sıkıldıkları esnada sözde seçmenini görmek için seçildikleri bölgelere ziyaret ederler. 

Yine bu arada  gidecekleri bölgenin güvenli olmasına son derece önem gösterirler bunun için iç hesaplaşma çok önem taşır… 

Güvenlik sağlanmıştır devlet ve kendi seçmen grubu güvenliğini sağlamış olarak halkın karşısına çıkar… 

Kuzular kesilir kahveler içilir… 

Sonra biraz seçmenler dinlenir… 

Sözler verilir… 

Sonra Ankara’ya dönülür… 

Bu kısır döngü bu olguda milletvekili dönem sonuna kadar devam eder… 

Gelen ve giderin güvenliği sağlayan devlet diye düşünmeyin, burada devlet piyon olarak kullanılır… 

Bu olgular olayların başında bizi gelir. 

Bir ters durumda hakem ve danışman yine o ağalardır çünkü güvenlik ve çıkarlar bunu gösterir kendileri de bunu bilirler sır ve bilgi işte burada saklıdır… 

İlerde milletvekili pozisyonları kalmayacaktır o zaman işlerini ve çıkarlarını gözeten bu gruplar olacaktır. 

Bu olgu çerçevesinde her türlü olay ve işlem Ankara’dan alınan talimatlar doğrultusunda yürütülür. 

Bu ölçülerde derler ya “kimse kimseye benzemez” yani “her koyun kendi bacağından asılır” yani tüm ağalar yukarıldaki gösterilen biçimde çalışmazlar, bazıları istisna olsa bile halkın çıkarları doğrultusunda çalışırlar ama bilinen şudur ki istisna kayideyi bozmaz. 

Bir de şu olay vardır parti değiştirmek yani tutarlı olmadan çıkarları doğrultusunda parti değiştirmek yani transfer olmak… 

Bunu olurken yine kendi çıkarlarını ön planda tutulur… 

Olguyu yapmayanlar ise  bakan koltuğunu kaptırmıştır… 

Belli bir düzeyde önceki hayatlarında yaptıklarını unutturmaya çalışan ufak insan topluluğu arkada kalan danışmanlardır, yalnız bunlar kanun ve tasarılarda lehte oy kullansınlar diye TBMM si çatısı altında para alırlar… 

Bu olguda kullanılan kişilere verilen vaatler susmak ve yap deneni yaptırmak için bu kesim kullanılır… 

Yine bu arada bundan sıkılan kişiler taraf değiştirebilir fakat bunları elde tutmak çok basitdir. 

Bunlar yalnız ve yalnız korkutularak yaşamları el atına alınır. 

Bu olgular böyle sürerken bizim millletin efendisi dediğimiz köylülerimiz ne yapmaktadır?.. 

İşte cevap... 

Efendiler köle ,köleler efendi oldu… 

Bu devleti yönetmek....

Yönetim çakaların elinde basite indirgendi. 

Örnek verecek olursak dış ülkelerden gelen uyuşturucu önce köylerimizde konuşlandı sonra buralardan pazarlandı… 

Devlet karakolları bombalandı… 

Terör korkusuna köylümüz sindirildi… 

Köyün içinde olan olaylar bir nebze olsun önemsenmedi… 

Afganistandan gelen uyuşturucu köyümüzde konuşlandı bunu bilen emliyet güçlerinin üzerine pkk terör örgütü gönderildi… 

İç kısımlarda din sömürüsü yapanlar hedef şaşırtdılar… 

Böylece din ve pkk terör örgütleri sayesinde içerde ve dişarda birsürü genç dimah zehirlendi… 

Aynı şekilde silah ve kaçak petrol Türkiye sınırlarından rahat rahat geçmeye başladı ve şu anda devamlı hedef şaşırtılarak bu sevkiyat yapılıyor engel olanlar yani emliyet güçlerimize bağlı timlere devamlı süikast ortamında terör bahane edilerek öldürülüyor son Bilgiler ve olayları görünümü bunların nerelerde olduklarının göstergesidir...  

Doguda neler oluyor?... 

Doğuda PETRO-SAVAŞ Oyunları doğrultusunda köylümüz kentlimiz ve genç nesil yavaş yavaş sömürülüyor ve bu iş uzadıkça görülen o ki artık devlet devlet değil devlere uşak. 

Yine bizler Türk halkı olarak etnik gruplar tabir edilen kürt toplumu sunnisi alevisi kısaca Türk olan herkez bu olaylara bir dur demeyi bilmeliyiz. 

Birde şu olay var ki enerji kaynaklarımız ve dünya enerji kaynakları yakın bir gelecekte bitme durumuna gelebilir.  

Şimdi bunun üzerinde planlar yapılıyor en yakın göstergesi ETİ Holdinge bağlı bor rezervimizi dış ülkeler almaya çaslışıyor…. 

Doğuda olan olaylar yakında iç bölgelerimize de sıçrayacaktır bunu bir uyarı olarak tüm ulusumuza duyurmak bizim asil görevimizdir… 

Dikkat, dikkat, yine dikkat… 

Uyanık olalım senaryolar her an değişikliğe uğrayabilir. 

Hedef Şaşırtma her an olabilir PETRO-SAVAŞ, ENERJİ-SAVAŞ olarak değişime her an Uğrayabilir…. 

Formül ise (DİN SÖMURUSU + TERÖR) + (UYUŞTURUCU TRAFİĞİ+KAÇAKÇILIK) + KARA PARA = (PETROSAVAŞ/ENERJİSAVAŞI)  

İşte güneyimizde bulunan KKTC nin eğitim politikaları ile TC nin politikaları aynı düzeyde gitmelidir fakat bu düzey bozulmaya yüz tutmuştur… 

Şimdi K.G.M kurulmuş ve bu konu gündemimizi zorlamaya başlamıştır Ergenekon davası, ve bulunan silah ve mühimmatlar arasında kalan bir Türkiye portesi ortaya çıkmıştır, olaylar olayları izlerken yapılan gizili senaryolar saklanmaktadır….

10th December 2011, Cessur Demirali GÜRSU tarafından yayınlandı 


(DİN SÖMURUSU + TERÖR) + (UYUŞTURUCU TRAFİĞİ + KAÇAKÇILIK) + KARA PARA 

http://cessurdemiraligursu.blogspot.com/search?updated-min=2011-01-01T00:00:00%2B02:00&updated-max=2012-01-01T00:00:00%2B02:00&max-results=50#!/2011/12/2000-2011-ve-devamnda-ben-hic-susmadm_9681.html

26 Mart 2016 Cumartesi

HAKKARİ ELDEN ÇIKTIMI - YENİ BOTAN HAKKARİ VE TARİHİ - İSYANLARI BÖLÜM 5





HAKKARİ  ELDEN  ÇIKTIMI - YENİ  BOTAN  HAKKARİ VE  TARİHİ - İSYANLARI  BÖLÜM 5




HÜKÜMETİN HAKKÂRİ POLİTİKASI ve DEĞERLENDİRME 

Bu bölümde çalışmanın önceki bölümlerinde ele alınan Hakkâri ilindeki değişim sürecine karşılık, devletin hangi politikaları izlediği, bölgedeki kaygı verici durumu düzeltmek için ne gibi girişimlerde bulunduğu ve daha neler yapılabileceği ele alınmaktadır. 
Öncelikle, devlet yönetim kadrolarının durumu yeterince ciddi düzeyde ele aldıklarını söylemek mümkün olmamaktadır. Çünkü sıklıkla izlenen yöntem, ağır kayıplar verilen bir terör saldırısı sonrasında sınır bölgelerine ve özellikle PKK terör örgütü kamplarına askeri operasyonlar düzenlemektir. Askeri operasyonlar yapılmalıdır, ancak eğer ki örgüt örneğin Hakkâri bölgesinde bir strateji değişikliği söz konusuysa (ki son dönemde yaşanılan farklı türdeki eylemler ve yapılan açıklamalar bu yöndedir), buna karşılık mücadelede de yeni stratejiler uygulanması gerekmektedir. 


























Resim 2: Hakkari ve Şırnak İl ve İlçeleri Haritası 



Bölgedeki değişen duruma karşılık devletin resmi olarak açıklamış olduğu bir politika ya da kalkınma girişimleri bulunmamaktadır. Ancak özellikle ikincil kaynaklardan (yazılı basına yansıyan bilgiler) yapılan derlemeler sonucunda bölgeye yönelik birtakım uygulamalar olduğu öğrenilmektedir. Bu kapsamda terör örgütünün bölgede farklı türde eylemler gerçekleştirmesini takiben (sokak eylemleri ya da güvenlik güçlerine sivil hayatlarında yapılan saldırılar vb.) öncelikle 2010 yılı Aralık ayı içerisinde Hakkâri ilinin Yüksekova ilçesi ile Şırnak ilinin Cizre ilçelerinin il durumuna yükseltilmesi söz konusu olmuştur 50. 

 Daha önceleri siyasi amaçlar çerçevesinde bazı ilçelerin il durumuna yükseltildiği görülmüştür. Ancak bu amaç çerçevesinde, yani terörle mücadelenin bir ayağı olarak ilçelerin il durumuna yükseltilmesi sık rastlanılan bir durum olmamaktadır. Bu iki ilçe, il konumuna yükseltildiğinde, bölgede güvenliğin sağlamasının biraz daha kolaylaşması beklenmektedir. 

Çünkü il olunması durumunda, kaymakamlıklara nazaran daha yüksek donanımlara sahip valiler bölgeye atanacak, birçok kamu kurum ve kuruluşlarının yapıları il kapsamında yeniden düzenlenecek ve istihdam belirli ölçüde artacaktır. Bu değişimler de PKK terör örgütünün her geçen gün zorlaştırmaya çalıştığı, halkın gündelik hayatında ciddi değişiklikler 
getirebilecektir. Ancak, 2010 yılı sonunda ortaya atılan bu girişim üzerinden bir yıllık bir süre geçmiş olmasına rağmen sonuçsuz kalmış, terör örgütü yeni uygulamaya koyduğu stratejisi çerçevesinde eylemlerine ara vermeden devam etmiştir. 

Bölgeye yönelik bir diğer girişim ise yeni barajların inşa edilmesidir. Türkiye’nin Irak sınırında, Şırnak ile Hakkâri arasındaki bölgede, 2011 yılı son çeyreğinde, 2008 yılında ihalesi tamamlanmış ve yapımına başlanmış olan ve PKK'lı teröristlerin sızmasını büyük ölçüde engelleyecek olan 11 barajdan 2'si tamamlanmıştır. Şırnak'ın Uludere İlçesi'nden Hakkari'nin Çukurca İlçesi'ne kadar uzanan sınırdaki Aynatepe, Gürbül Dağı, Bezenik Dağı ile Düğün Dağı'nın vadilerin ve bu bölgede PKK'nın barınma yeri olarak kullandığı mağaraların baraj göllerinin sularıyla dolması planlanmaktadır. Uludere'nin Hezil ve Ortasu çayları üzerinde Silopi, Şırnak, Uludere, Ballı, Kavşaktepe, Musatepe ve Çetintepe 
barajlarının, Güzeldere Çayı üzerinde Gölgeliyamaç ve Çocuktepe, Şemdinli ile Yüksekova ilçeleri arasındaki Bembo Çayı üzerinde de Beyyurdu ve Aslandağ barajlarının inşaatları gerçekleşmektedir51. Tüm bu barajların tamamlanması ile beraber, hem PKK’nın Irak sınırına yakın yerleşim birimlerinden sağladığı lojistik desteğin hem de bölgede gerçekleşen kaçakçılığın büyük oranda düşmesi beklenmektedir. 

Görüldüğü üzere son dönemde Hakkâri’de terör örgütü eylem şeklini açıkça değiştirerek yeni bir metot ortaya koymaya çalışmaktadır ancak, hükümetin bu yeni durumla mücadeleye yetecek düzeyde politikaları bulunmamaktadır. Şu ana kadar ortaya çıkmış baraj inşaatları dışında, bölge illerinin kalkınmasına yönelik herhangi bir girişim kamuoyuna duyurulmamıştır. Terörle mücadele çok yönlü düşünülmesi gereken bir konudur. Çalışmanın ilk bölümünde de belirtildiği üzere, terör örgütünün birtakım planlarını hayata geçirmek maksadıyla Hakkâri ilinin seçilmesini bazı nedenleri bulunmaktadır. Bu durumda, terörle etkin mücadele sağlanabilmesi için, her zaman söylenildiği gibi, askeri operasyonlar dışında da girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer bir ifade ile Hakkâri ili neden terör örgütü olarak pilot bölge seçildiyse, bu nedenleri ortadan kaldıracak çözümler kısa süre içerisinde uygulamaya geçmeli ve bu bağlamda terör örgütü zayıflatılmalıdır. Sonuç olarak, resmin bütününe bakılarak ve hiçbir gerçek hafife alınmayarak, Hakkâri için gerekli önlemler en kısa sürede alınmalı, verilen sözler tutulmalı, bölgenin kalkınması sağlanmalıdır. 

KAYNAK;

1 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi, Bilimsel Danışman. 
2 KAYA, Adnan Menderes. Hakkari: Tarihi Konuşan Bir Kent. Ankara: Berikan yayınevi, 2010, s.5 
3 T.C. Hakkari Valiliği İl Nufus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Hakkari İlimizin Coğrafi Yapısı ve Tarihi, 01 Aralık 2011, 
4 T.C. Hakkari Valiliği İl Nufus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Hakkari İlimizin Coğrafi Yapısı ve Tarihi, 01 Aralık 2011, 
http://hakkarinufus.gov.tr/index.php.option=com_content&view=article&id=51&Itemid=128 
5 T.C. Hakkari Valiliği İl Nufus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Hakkari İlimizin Coğrafi Yapısı ve Tarihi, 01 Aralık 2011, 
http://hakkarinufus.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=51&Itemid=128 
6 T.C. Hakkari Valiliği İl Nufus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, Hakkari İlimizin Coğrafi Yapısı ve Tarihi, 01 Aralık 
2011, 
http://hakkarinufus.gov.tr/index.phpoption=com_content&view=article&id=51&Itemid=128 
http://hakkarinufus.gov.tr/index.phpoption=com_content&view=article&id=51&Itemid=128 
7 Mao Zedong, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu ve önderlerindendir. Çin gerilla savaşının örgütleyicisi ve planlayıcısıdır. Detayla bilgi için bkz: Yeşil, H. Mao Zeung ve Çin devrimi, Dönüşüm Yayınları. 
8 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.43. 
9 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.83-84. 
10 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.77. 
11 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.78. 
12 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.92-95. 
13 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.87. 
14 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.89-91. 
15 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.91. 
16 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.87 
17 ZEDUNG,Mao. Seçme Eserler Cilt 2, Eriş Yayınları, 2005, s.92-94. 
18 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları, 2010,s.19. 
19 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.43. 
20 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.82-87. 
21 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.87-90. 
22 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.136-159. 
23 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.136. 
24 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.103. 
25 Konuyla ilgili detaylı bilgi için bkz Ümit ÖZDAĞ, Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim 
Oluyor? Askeri Galibiyetten, Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010 
26 ÖZCAN, N.Ali. PKK, Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemi, Ankara: ASAM Yayınları, 1999, s.131. 
27 ÖZDAĞ, Ümit. Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi? Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor? Askeri Galibiyetten, 
Siyasi Mağlubiyete, Ankara: Kripto Yayınları,2010,s.110-139 
28 SEMİZ, Burhan. “PKK’da Değişen Ne?”, Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, Ed. Süleyman ÖZEREN ve 
Murat SEVER, 55-92. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s.73-78. 
29 SEMİZ, Burhan. “PKK’da Değişen Ne?”, Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, Ed. Süleyman ÖZEREN ve 
Murat SEVER, 55-92. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s.80. 
30 SEMİZ, Burhan. “PKK’da Değişen Ne?”, Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, Ed. Süleyman ÖZEREN ve 
Murat SEVER, 55-92. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s.81-82 
31 PKK kampları için bkz: 
http://www.turkiye-rehberi.net/PKK-Kamplar%C4%B1, 
http://www.haberevim.com/guncel/pkknin-kampi-tuz-buz-edildi-h47694.html, 
http://www.tumgazeteler.com/?a=2359067 
32 ÖZEREN, Süleyman, ve Murat SEVER. “Neden Hakkari.” Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, yazan 
Süleyman ÖZEREN ve Murat SEVER, 127-160. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s. 144-147 
33 Terörün Ekonomisi: Sınır İllerinde Kaçakçılık ve Terörün Finansmanı, Polis Akademisi UTSAM Yayınları, 2009, 
s.9-10 
34 ÖZEREN, Süleyman, ve Murat SEVER. “Neden Hakkari.” Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, yazan 
Süleyman ÖZEREN ve Murat SEVER, 127-160. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s. 144-147. 
35 Milli Gazete, Hakkari’yi Kurtarılmış Bölge Yapmak İstiyorlar, 30 Kasım 2011, 
http://www.milligazete.com.tr/haber/hakkari-yi-kurtarilmis-bolge-yapmak-istiyorlar-178335.htm 
36 Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 2006 yılında kurulmuş, PKK terör örgütü ile doğrudan ilişkili olan ancak, 
sadece sivil toplum örgütü olduğunu iddia eden bir oluşumdur. Detaylı bilgi için bkz: Demokratik Toplum 
Kongresi Nedir, TRT Haber, 19/08/2010, 
http://www.trt.net.tr/haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=f058a861-
a1ee-467b-8c08-c4c3ab152490. Doç. Dr Celalettin Yavuz, Demokratik Toplum Kongresi Çalıştayı ve PKK ile 
Örtüşen Beklentiler, 21 Aralık 2010, TURKSAM, 
http://www.turksam.org/tr/yazdir2278.html 
37 Haber 10, Hakkâri ve Şırnak Üzerine Fatsa Denemesi, 25 Kasım 2011, 
http://www.haber10.com/makale/22453/ 2011 
38AKTÜRK, Şener. Demokratik Özerklik ve Anadil, 20 Kasım 2011, 
http://www.sabah.com.tr/Perspektif/2011/08/06/demokratik-ozerklik-ve-anadil 
39 Rota Haber, Çakmak Salonunda Aslan Hakkari’de Kedi, 20 Kasım 2011, http://www.rotahaber.com/Cakmak-
Salonunda-aslan-Hakkaride-kedi_192329.html 
40 ARSLAN, Adem Yavuz. 08 Aralık 2010 http://bugun.com.tr/haber-detay/131854-dtk-kurdistan-i-kuracak-
haberi.aspx 
41 MHP’li Yeniçeri’nin Basın Toplantısı, 07 Aralık 2011, http://www.haber29.net/gurbet-haberleri/mhpli-
yenicerinin-basin-toplantisi.htm 
42 Barış ve Demokrasi Partisi, detaylı bilgi için bkz: http://www.tbmm.gov.tr/ 
43 Haber Akademi, Özerk Bölge Modeli, 1 Aralık 2011, http://www.haberakademi.net/haberyaz.asp?hbr=12589 
44 ZAFER, Hamide. Sosyolojik Boyutuyla Terörizm. İstanbul: Beta Basım Yayım, 1999,s.1 
45 İlk Kurşun, Yüksekova Kurtarılmış Bölge mi?, 30 Kasım 2011, http://www.ilk-kursun.com/haber/75869 
46 Yüksekova’da Silahlı Saldırı, 4 Kasım 2011, http://www.dha.com.tr/yuksekovada-silahli-saldiri_229557.html 
47 Hakkari’de İmam Aziz Tan’ın Öldürülmesi, 28 Kasım 2011, http://www.sondakika.com/haber-hakkari-de-
imam-aziz-tan-in-oldurulmesi-3004255/ 
48 Çifte Mutluluğa 7 Kurşun, 28 Kasım 2011, http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=214019 
http://media4.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/SectionsThumbnails-TSM-Colorbox/_Cover/101222ikiyeniil.hlarge.jpg
49 Hakkari’de PKK Kurtarılmış Bölge mi Kurdu? Demokratik Özerklik mi İlan Etti? Hükümet Ne Yapacak? , 1 
Aralık 2011, 
http://www.euractiv.com.tr/110/interview/hakkaride-pkk-kurtarlm-blge-mi-kurdu-demokratik-
zerklik-mi-ilan-etti-hkmet-ne-yapacak-020583 
50 Güneydoğu’ya İki Yeni İl, 25 Kasım 2011, http://www.ntvmsnbc.com/id/25163013/ 
51 Terör Örgütüne Baraj Darbesi, 26 Ekim 2011, 
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/173497-teror-orgutune-baraj-darbesi-haberi.aspx 



ALINTIDIR;

http://www.21yyte.org/ozelrapor12-YENI_BOTAN_HAKKARI.pdf

ARAŞTIRMALARINDAN DOLAYI DEGERLİ PROF; ÜMİT ÖZDAĞ ' A VE  DİĞER UZMAN KADROLARA TEŞEKKÜRLER EDERİM.. TANER ÇELİK

..

HAKKARİ ELDEN ÇIKTIMI - YENİ BOTAN HAKKARİ VE TARİHİ - İSYANLARI BÖLÜM 4



HAKKARİ  ELDEN  ÇIKTIMI - YENİ  BOTAN  HAKKARİ VE  TARİHİ - İSYANLARI  BÖLÜM 4


HAKKÂRİ’DE NE OLUYOR ve PKK TERÖR ÖRGÜTÜ’NÜN HAKKÂRİ’YE YÖNELİK PLANLARI NELER? 



Bu bölümde terör örgütü PKK’nın Hakkâri iline yönelik planlarını gerçekleştirmek amacıyla, il ve ilçe merkezlerinde son iki yılda ortaya çıkan silahlı ya da silahsız eylemler detaylı olarak incelenecektir. Özellikle DTK36’nın terörist başı Abdullah Öcalan’ın talimatıyla kurulması ve yine Öcalan’ın talimatlarıyla başlayan süreç Hakkâri ilinde yaşam şartlarını oldukça güçleştirmiştir. Öcalan tarafından tasarlanan ve PKK kontrolünde gerçekleştirilen planda; özellikle Öcalan’ın, son zamanlarda avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde Hakkâri ve Şırnak üzerinden yaptığı analizler ve Öcalan’ın önerileri doğrultusunda hazırlanan “özerk Kürdistan inşası projesi” taslağında öngörülen kent, belde, köy ve mahalle komitelerinin 
kurulmasına ilişkin çalışmaların bölgede hız kazandığı görülmektedir. Örgüt kontrolünde yürütülen bu eylemler ile ‘kurtarılmış bölge’ ya da ‘özerk bölge’ oluşturma çabasının, özellikle Hakkâri ve Şırnak bölgesinde gerçekleştirmek olduğunu açıkça ortaya koymaktadır 37. 

DTK Aralık 2010'da da öz savunma güçlerinden “köy komünleri ”ne kadar detaylı bir demokratik özerklik taslağı açıklanmış, sınırları belirsiz bir Kürt özerk bölgesi önerisi ortaya atmıştı38. Ancak, bu süreç 2009 yılı ağustos ayında “devlet menfaatlerine aykırı” bulunarak el konulan terörist başı Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı cezaevinde yazdığı, “yol haritası” ile başlamıştır. 2011 yılı Mart ayı içerisinde ise bu “yol haritası” DTK tarafından kamuoyuna duyuruldu. DTK’nın yine İmralı tarafından organize edilmiş, bir nevi “kurucu 
meclis” görevi yapacağı iddia edilmiş, aynı zamanda bir sivil toplum örgütü olduğunu söyleyen, aslında terör örgütü PKK’nın bir başka kolu olan bir oluşumdur. 

Sonuçta ise; 

Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda sözde “Demokratik Özerk Kürdistan Projesi”nin ilk adımı olarak 14 Temmuz 2011’de ise Hakkâri’de DTK tarafından demokratik özerklik ilan edildi. Bunu takiben de 31 Temmuz 2011 Pazar günü ise Hakkâri ili Türkiye-İran sınırındaki Esendere Sınır Kapısı’nda yaklaşık bin kişilik bir grup “Kürdistan Özerk Bölgesi” pankartı açarak sınırdaki Türk Bayrağı indirildi39. Bu girişimin, terör örgütünün son dönemde stratejisini değiştirdiğinin ve yeni hedefinin ilk uygulama alanının da Hakkâri olduğunun açık göstergesi olarak yorumlanması mümkündür. 

YÜKSEKOVA MODELİ 

Abdullah Öcalan’ın, pilot bölge olarak seçtiği Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde yaygınlaştırılmasını istediği “Yüksekova Modeli”nin, Türkiye’yi parçalamayı hedeflediği görülmektedir. Yüksekova modeli ile kastedilen aslında demokratik özerkliğin bir ayağıdır. Bilindiği üzere terör örgütü lideri Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı’dan 2009’da açıklama girişiminde bulunduğu yol haritası kapsamında, DTK’nın Kurucu meclis görevi yaparak Kürdistan’ı kurması hedeflenmektedir. Bu aşamada oluşturulan öz savunma gücleri ile paralel 
bir devlet yapılandırılması hedeflenmektedir. Hatta Öcalan’ın 18 Mart 2009 günü avukatı ve kardeşi Fatma Öcalan ile yaptığı görüşmeden bu durumu doğrulayan şu ifadeler kamuoyuna açıklanmıştır; “İlerleyen dönemlerde bölge genelinde köy korucuları, asker ve polis çekilerek onların yerine 'halk milisleri' tarzı yeni bir 'iç güvenlik örgütü' kurulabilir. Eski PKK'lılar ve Kandil'dekiler de bu kadro adı altında maaşlı sigortalı istihdam edilebilir." 40 Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’ye göre, ''Bu yapının amacı, Türkiye coğrafyasının belirli bir kısmında devlet 
otoritesini kırarak onun yerine örgüt otoritesini kurmaktır. PKK, paralel bir devlet yapılanması olan KCK'yı, paralel bir meclis yapılanması olan DTK'ya ve milislerin öz savunma gücü örgütlenmesini tamamladıktan sonra özerk Kürdistan’ı kurmayı hedeflemektedir.”41 Öcalan’ın hedef gösterdiği Yüksekova’da hemen hemen her gün bir bahane ile eylem yapılmaktadır. İlçede halk sokağa çıkamaz hale getirilmektedir. Korkudan evlerine kapanan bölge halkı hastaneye bile gitmeye çekinirken, esnaf kepenk açamamaktadır. Bu eylemlerin bazılarını aşağıdaki gibi özetlemek durumun vahametini göstermek için uygun olmaktadır. 

. 7-14 Nisan 2010: Kapatılan DTP’nin eski lideri Ahmet Türk’e Samsun’da yapılan yumruklu saldırıyı protesto için ilçede bir hafta boyunca eylem yapıldı. Yüksekova savaş alanına döndü, işyerleri açılmadı. 
. 24 Mayıs 2010: Askeri operasyonların durması için BDP42’nin düzenlediği “canlı kalkan” eylemine binlerce kişi katıldı. Öcalan’ın çağrılarına hükümetin cevap vermesi istendi. 
. 2 Temmuz 2010: Sınır ötesi operasyonlarının durdurulması için bir grup gösteri yapıp, polisi taşladı. İki gün boyunca akşamları devam eden benzer gösterilerde yüzleri maskeli bir grup terör örgütü yandaşı, lastik yakıp yolları kapattı. 
. 27 Kasım 2010: PKK’nin 32. kuruluş yıl dönümü için nedeniyle ilçede kepenkler açılmadı. 
. 28 Kasım 2010: Yüksekova-Van karayolunun Esentepe Mahallesi’nde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup, barikat kurarak yolu trafiğe kapatttı. 
. 7 Aralık 2010: Belediye Başkanı Ruken Yetişkin’in cezaevine girmesini protesto etmek için ateş yakan gruba polis müdahale etti. 
. 11 Aralık 2010: BDP Gençlik Kolları Sözcüsü Sedat Karadağ’ın tabancayla yaralanmasının ardından ilçe karıştı. 2 bin kişi polisle çatıştı, esnaf yine kepenk kapattı. 
. 12 Aralık 2010: Gözaltılara tepki gösteren esnaf, kepenk indirdi43. 

Sıralanan bu eylemler, örnek olarak kullanılabilmek amacıyla sadece Hakkâri ilinin bir ilçesinde (Yüksekova) bir yılda, ağır silahlar kullanılmadan ve can kaybı olmadan gerçekleştirilmiş olan eylemlerin sadece birkaç tanesidir. Ayrıca son dönemde halkın bir bölümünün, polis ve mahkemeler yerine, sorunlarını çözmek için örgüte yakın birimlere başvurduğu da gözlemlenebilmektedir. Bu gelişmeler de terör örgütünün, toplumda yeterli etkiyi yaratmaya başladığının bir gösterge si olarak değerlendirilebilmektedir. Terör kelimesi genelde bireysel korku durumunu ifade eden bir kavram olarak kullanılmaktadır. Terörizmin asıl amacı geniş bir kitleye mesaj vermektir. Bu çerçevede, örgütler şiddet içeren eylemi 
olabildiğince fazla bireyin haber alabileceği ve/veya etkilenebileceği şekilde işlemektedir44. Terör örgütü PKK’nın Hakkâri ilinde uygulamaya koyduğu planlar tam da bu tanımla açıklanabilmektedir. Çünkü bölgede halk korkmuş, sinmiş ve devletten uzaklaşmış durumda bulunmaktadır. Bu korku psikolojisi içerisinde bulunan halk üzerinde örgüt, istediği propagandayı yapabilmekte ve örgüte göre böylelikle bölge özerk bir konuma daha kolay geçebilmektedir. 

Yukarıda örneklendirilen eylemler dışında, daha vahim bir durum oluşturan ve ağır şehitler vermemize neden olan terör saldırıları da bu süre zarfında gerçekleşmektedir. 

Tablo 1’de son iki yılda Hakkâri ili ve ilçelerinde gerçekleşen can kaybına ve yaralanmalara neden olan terör saldırıları, resmi veriler olmadığı için ikincil verilere dayanılarak derlenmektedir. 

 PKK kampları için bkz:

http://www.turkiye-rehberi.net/PKK-Kamplar%C4%B1, 

http://www.haberevim.com/guncel/pkknin-kampi-tuz-buz-edildi-h47694.html, 

http://www.tumgazeteler.com/?a=2359067

32 ÖZEREN, Süleyman, ve Murat SEVER. “ Neden Hakkari. ” Terörizm Paradoksu ve Türkiye içinde, yazan Süleyman ÖZEREN ve Murat SEVER, 127-160. Ankara: Karınca Yayınları, 2011, s. 144-147

Tabloda da görüldüğü üzere, son iki yıllık süre zarfında sadece Hakkâri ili ve ilçelerinde yüze yakın şehit vermesine neden olacak terör saldırıları gerçekleşmiştir. Bu saldırılarda dikkat edilmesi gerekilen nokta ise TSK’nın ya da EGM’nin tesislerine (karakol vb.) ve ekipmanlara (askeri araçlar vb.) yönelik saldırılar dışında, güvenlik personellerinin (asker ya da polis) sivil 
hayatları esnasında saldırıya uğramış olmalarıdır. Bu saldırlar 2009 yılında başlamıştır. 

24 Mayıs 2009’da Yüksekova’da ana caddede ( Yüksekova-Cengiz Topel Caddesi) arkadaşı ile yürüyen polis memuru Metin Batak saldırıya uğramış ve hayatını kaybetmiştir. 

Yaklaşık bir sene sonra 14 Temmuz 2010’da yine aynı cadde üzerinde yürüyen sivil kıyafetli uzman çavuş Yasin Ak silahlı saldırıya uğramıştır. 
24 Nisan 2011’da ise iki uzman çavuş Yalçın Bozok ve Durdu Çapar silahlı saldırı sonucu şehit olmuşlar, Takiben, 7 Temmuz 2011’de yine Yüksekova’da sivil giysili iki uzman çavuş Yahya Karakaya ve Murat Kozanoğlu şehit olmuş45 ve 4 Kasım 2011’de de işe gitmek üzere olan polis memuru Serter Gönen saldırıya uğramış ve yaralanmıştır46. Güvenlik güçlerine yönelik bu saldırıların yanı sıra eğitim öğretim faaliyetleri yürüten öğretmenlere, sağlık hizmetlerini sağlayan personele ve hatta devletin resmi din görevlilerine yönelik saldırılar da gerçekleşmektedir. Örneğin; PKK terör örgütünün faaliyetlerini eleştiren Hacı Sait Camisi İmamı Aziz Tan, 23 Ağustos 2010’da sabah ezanı okuduktan sonra evine giderken uğradığı saldırıda öldürülmüştür47. Diğer bir örnek ise, 28 Eylül 2011’de Yüksekova’da buluna öğretmen eşini ziyarete giden İzmir’li sivil mühendis Engin Yıldırım sokak ortasında uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmiş olmasıdır48. 

Tüm bu örnekler terör örgütü PKK’nın yeni bir strateji uygulamaya koyduğunun açık göstergesidir. Öncelikle bu eylemlerin hepsi, örgütün dağ kadroları tarafından yapılmamaktadır. Bu şehir eylemleri, örgüte katılmış, bu amaçlar için eğitilmiş kişiler ya da gruplar tarafından yapılmaktadır. Ayrıca bu ve benzeri eylemler, genellikle örgütün pilot bölge olarak seçtiği Hakkâri ilinde gerçekleşmektedir. Çünkü örgütün amacı, planlarını ilk olarak bu bölgede uygulamaya koyarak denemek ve eğer başarılı olunursa, diğer bir ifade ile 
Hakkâri kurtarılmış bölge haline getirilebilinirse, komşu illerde de aynı yöntemi uygulayarak “ Kürdistan Özerk Bölgesi ”ni kurmaktır. 

HAKKARİ  İLİ  BÖLGESİNDE TERÖR OLAYLARINDA  VERDİĞİMİZ  ŞEHİTLERİMİZ; 







Dağlıca bölgesinde, teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 
2 Askeri personel Şehit, 1 Askeri personel yararı 
8.05.2010 

Hakkari-Yüksekova 
Dağlıca bölgesinde teröristlerin araziye yerleştirdiği el yapımı düzeneğin patlaması 
1 askeri personel şehit 

12.06.2010 
Hakkari-Şemdinli 
Mayın taraması yapan askeri birliğe saldırı 
1 asker şehit, 1 asker yaralı 

19.06.2010 

Hakkari-Şemdinli 
Sınır karakoluna gece saldırı 
9 asker şehit, 13 askeri personel yaralı 

6.07.2010 
Hakkari-Şemdinli 
Jandarma karakoluna saldırı 
3 asker şehit, 3 askeri personel yaralı 

14.07.2010 
Hakkari-Yüksekova 
Sivil kıyafetle, görevine gitmek üzere evinden çıkan uzman çavuş kent merkezinde saldırıya uğradı 
1 uzman çavuş şehit 

18.07.2010 
Hakkari-Yüksekova 
Yol kenarındaki mazgal demirleri altına yerleştirilen el yapımı mayının patlaması 
1 yüzbaşı şehit 

20. 07.2010 
Hakkari-Çukurca 

Dağlık arazi kesimindeki askeri birliğe gece saatlerinde terör örgütü PKK saldırısı 
6 askeri personel şehit 

21.08.2010 
Hakkari-Şemdinli 

Teröristlerle girilen çatışma 
1 askeri personel şehit 

9.09.2010 
Hakkari Merkez 

Polis lojmanlarına havayi fişekli saldırı 
Can kaybı yok 

16.09.2010 
Hakkari merkeze bağlı Geçitli köyü yakınlarında 

Yolcu minibüsü geçerken mayın patlatıldı 
9 sivil şehit, 4 sivil yaralı 


24.04.2011 
Hakkari-Yüksekova 
İki uzman çavuş caddede yürürken silahlı saldırıya uğradı 
2 uzman çavuş şehit 

6.07.2011 
Hakkari -Yüksekova 

Göreve gitmek üzere evlerinden sivil kıyafetle çıkan uzman çavuşlar 
Hakkâri’nin Yüksekova İlçesi’nde caddede yürürken pusu kurularak saldırıya uğradı 2 uzman çavuş şehit 

17.08.2011 
Hakkari –Çukurca 

Hakkari-Çukurca yolu üzerinde intikal halindeki bir askeri konvoya pkk tarafından saldırı 

9 askeri personel, 1 geçici köy korucusu şehit, 15 askeri personel yaralı 

11.09.2011 

Hakkari- Şemdinli 

İlçe Emniyet Müdürlüğü ile İlçe Jandarma Komutanlığı'na PKK'lı 
teröristlerce eş zamanlı saldırı 

1 asker ve 1 polis şehit oldu, 3 kişi hayatını kaybetti, 6 jandarma ile 6 da vatandaş yaralandı. 

28. 09.2011 

Hakkari-Yükseova 
Öğretmen ve eşine evlerine girerken silahlı saldırı 1 şehit 

9. 10 .2011 

Hakkari merkez 
Polis aracının geçişi sırasında çöp kutusuna bırakılan patlayıcının patlaması 
3 sivil vatandaş yaralı 

18.10.2011 

Hakkari- Çukurca 
Çukurca ilçe merkezindeki polis ve jandarma birimleriyle, ilçe merkezine 
15 kilometre uzaklıkta Irak sınırının sıfır noktasında bulunan Kekliktepe bölgesindeki askeri birliğe saldırı 24 Asker Şehit 8 Asker yaralı 

23. 10. 2011 
Hakkari- Şemdinli-Çukurca 

Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Tekerli sınır jandarma taburunda keşif yapan askerler mayın patlamasıyla karşılaştı. 
Hakkari’nin Çukurca ilçesi Kazan vadisinde sürdürülen operasyonlarda 

2 Asker Şemdinli de Şehit 
1 astsubay, 6 er toplam 7 asker şehit 


PKK’lılarla Sağlanan Sıcak Temasta. 

3.11.2011 
Hakkari-Van Karayolu 
Karayoluna döşenen mayın uzaktan kumanda ile polis aracının geçişi sırasında patlatıldı 
1 polis memuru yaralı 

4.11.2011 
Hakkâri-Yüksekova 

Sabah işe gitmekte olan polis memuruna yürürken saldırı düzenlendi 
1 Polis Memuru, 1 Sivil Vatandaş yaralandı 

20.01.2012 
Hakkari-Merkez 

Hakkari Bulvar Caddesi’nde iki otomobil arasında bırakılan patlayıcı Çevik Kuvvet servis aracının geçişi 
sırasında patlatıldı 

3’ü polis 27 sivil vatandaş yaralandı, 1 sivil şehit oldu 

09.02.2012 

Hakkari-Çukurca 

Çukurca ilçesindeki sınırdan ilçe merkezine sızmaya çalışan teröristler ile güvenlik güçleri arasında çatışma 

6 asker yaralı 1 asker şehit olmuştur. 

TABLO 1: Ocak 2010- Mart 2012 yılları arasında Hakkâri il ve ilçelerinde gerçekleşen terör saldırıları 



Bütün örneklerden görüldüğü üzere PKK terör örgütü son yıllarda farklı eylem türleri gerçekleştirmeye çalışarak, Hakkâri ilinde devlete karşı sanki bir inisiyatif üstünlüğü sağlamış gibi görünmeye çalışmaktadır. Özellikle Yüksekova ilçesinde devletin tüm kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına karşı cephe alan örgütün, aynı zamanda yasa dışı vergi toplama49  girişimlerinde bulunduğu da haberlere yansımaktadır. 


5.Cİ  BÖLÜMLE DEVAM EDECEKTİR

..