ATOM BOMBASI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ATOM BOMBASI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Şubat 2017 Perşembe

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER RAPORUNDAN İRAN NÜKLEER SANTRALLERİNİN HEDEFİ ASKERİDİR ...


BİRLEŞMİŞ MİLLETLER RAPORUNDAN  İRAN NÜKLEER SANTRALLERİNİN HEDEFİ ASKERİDİR ...


Tercüme RAFAEL SADİ

İran'nın kendisi Barış  adına nükleer  santral inşa ettiğini iddia ediyor, ancak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumundaki diplomatlar  , gelecek hafta yayınlanacak olan raporda İran'nın  Nükleer başlıklı füzeleri gösteren bilgisayar görüntüleri bulduklarını ve buna ilaveten de  yeni bir  nükleer santral  tespit edildiğini belirtiyorlar.

İran'a olası bir saldırı konuşulurken  Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu diplomatları İran'daki nükleer santrallerin söylüyorlar .

AP

Uluslararası  Atom Enerjisi Kurumu gelecek hafta açıklayacakları yeni raporda İran'ın nükleer programı ile ilgili olarak  şüphelerin  en şiddetlisinin oluştuğunu beyan ettiler. Kurum ile ilgili olan diplomatlar bunu  dün (Cuma)  günü dile getirdiler.

Viyana'daki  yetkililerin ifadesine göre  12 sahifelik raporda henüz yayınlanmamış bilgiler yer almaktadır.Özellikle  uydu aracılığı ile çekilmiş görüntülerde   otobüs boyutunda  ve askeri birliklerde üretilmiş olan konteynerler  görülmektedir. Raporda  İranlı  mühendislerin bilgisayarlı simülasyonlar ile  nükleer başlıklı füzelerin üretilmesi konusunda çalıştıklarını belgeleyen  deliller yer alacaktır.

AP 

2007  Senesinde yayınlanmış olan Amerikan  İstihbarat raporuna  göre İran  4 sene öncesinde  Nükleer silah üretimi yapmaktan engellendiği belirtilmektedir. 
Diplomatların ifadesine göre İran  bu tarihten sonra da  denemelerine devam etmiş ancak daha az çaba sarfetmiştir. 

BM  kurumu da son yayınladığı raporda benzer endişeler dile getirmiş ve benzer denemeler  bugün bile devam etmektedir denmiştir.

Yeni  raporda 10'dan fazla ülke kuruma istihbarat bilgisi temin etmiş ve  bu bilgiler ışığında İran'nın gizlice Nükleer silah geliştirdiği tespit edilmiştir. 
Bu bilgiler  arasında İran'ın Balistik Füzelere  monte edilebilir  Nükleer başlıklar geliştirdiği bilgiside mevcut.

Diplomatların iddiasına   göre en azından iki yabancı ülke kurumu  '' Ki bu kurumlar devlet kurumları değildir'' İran'a  cabaları ile destek vermişlerdir. 
Ancak yayınlanacak olan raporda bu kurumların isimleri belirtilmemiştir.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun  keskin raporu aslında  batılı lider ülkelerin hizmetinde olacak ve İslam  Cumhuriyetine karşı yaptırımlar  oluşturmanın ötesinde, bu sayede ÇİN ve RUSYA'yı dizginlemeye  yarayacaktır. Bu iki ülkenin evvelce  karşı geldiği bir durumdu. İran Nükleer  çalışmalarının  askeri değil sivil amaçlar taşıdığı iddiasındaydı şimdiye kadar.

DEĞERLENDİRME   İLAVE TESİSLER....

Değerlendirme odur ki  , İran'da  şimdiye kadar bilinmeyen başka  tesisler de mevcut  olup bu tesislerde  gizlice İran'ın kendi Askeri Nükleer silah programı devam ettirilmektedir. Bu  pogram çerçevesinde batılı ülkelerin görüşüne  göre balistik füzelere  monte edilebilecek nükleer başlıklar üretilecektir. 
Ki buna   basitçe  ATOM BOMBASI  diyebiliriz.

Amerikalılar Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun raporunun yayınlanması ile İslam Cumhuriyetine karşı uluslararası tutumun sertleştirilmesininin sağlanabileceğini umud ediyorlar. ABD  Başkanı Barak Obama dün Fransa da
G-20'lerin  açılış konuşmasında yanında  Fransa  Cumhurbaşkanı Nikolai Sarkozi'nin yanında '' Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun  İran ile ilgili raporunu gelecek hafta yayınlayacağını ve ben ve  Cumhurbaşkanı Sarkozi benzeri görülmemiş bir baskıyı İran'a karşı kullanmak konusunda  anlaştık. 
Bu İran'nın  taahhüdlerinde durması içindir''  dedi.

ABD devlet  basın  sözcüsü Bayan Viktorya Nuland de  konuya değindi ve  ''Haftalar ve aylar boyunda  defalarca söyledik biz İran ile  askeri çatışma istemiyoruz. Bu bizim kararımız olarak  devam etmektedir.''

Basın  sözcüsü  İran'a karşı suçlayıcı bir  tavır ile '' İran'ın başarısızlığı UAEK ile  işbirliği oluşturamamış olması ve uluslararası taahüdünü yerine getirme mesidir.Ve bu havada bir gerilim yaratmaktadır.İran'ın sorumluluğu bu gerilimi indirmek  ve  şeffaflığı ile tesis edebileceği güven temin etmek olacaktır. 
Bunda  Uluslararası  Atom Enerjisi Kurumunun ve  Güvenlik Konseyinin kararlarına uymak ile  mümkün olabilir '' Dedi.

http://www.hasturktv.com/israilde_gundem/3033.htm


***

9 Eylül 2015 Çarşamba

ABD’NİN JAPONYA’DA HİROŞİMA VE NAGASAKİ ŞEHİRLERİNİ ATOM BOMBASI




ABD’NİN JAPONYA’DA HİROŞİMA VE NAGASAKİ ŞEHİRLERİNİ ATOM BOMBASI




6 AĞUSTOS 1945’DE ABD’NİN JAPONYA’DA HİROŞİMA VE NAGASAKİ ŞEHİRLERİNİ ATOM BOMBASI ATARAK COĞRAFYADAN SİLMESİNİ UNUTTURMAYALIM..
Felaket başa gelmeden evvel, onu önleyecek ve ona karşı savunulacak gerekleri düşünmek lazımdır. Geldikten sonra dövünmenin faydası yoktur. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (Nutuk-1927)
 Yetmiş yıl önce bugün 6 Ağustos 1945’te ABD; “Kuralsız Şiddet” olarak nitelendirilen Asimetrik Savaş’ın tipik bir örneğini doğrudan Japon halkı üzerinde uygulayarak Japonya’nın kayıtsız ve şartsız teslim olmasını sağlamıştır.
 Dünyada gerçekleşmiş asimetrik savaş uygulamaları arasına ABD’nin Hiroşima ve Nagasakiye atom bombası atmasını almak ne dereceye kadar doğru diye sorulabilir. Belki de atom bombası kullanılması bugünkü asimetrik savaş ve terör uygulamaları ile tanımlamalara göre uygun değildir.  
Fakat ben bu kanaâtte değilim. Çünkü bu saldırı birbiri ile savaşan iki devletin orduları arasında olmamıştır. Klasik savaş hukukuna uygun olarak bu silah kullanılmamıştır. Zamanlaması, hedefi ve sonuçları beklenilmeyen yer ve zamanda olmuş ve o güne kadar hiç kimsenin görmediği ve ummadığı ölçüde büyük zayiat meydana  gelmiştir.
Hedef doğrudan doğruya muharebe sahasının dışındaki masum sivil halktır. Ölenler ve yaralananların tamamı sivildir. Yıkılan yerler sivil yerleşim merkezleridir. Çünkü hedef sivildir. Burada hedef olarak doğrudan doğruya Japon halkının korkutulup, yıldırılıp, sindirilip, savaşma azim ve iradesinin kırılması suretiyle kayıtsız şartsız teslimi alınmıştır. Bu hedef gerçekleşmiş ve o güne kadar görülmemiş bir silahın kısa süre içinde ortaya çıkardğı müthiş yıkım Japonya’yı dize getirmeye yetmiştir.
Asimetrik savaşta genellikle güçsüz olan taraf asimetrik saldırı uygular. Burada ise tam tersi olmuştur. Hiroşima ve Nagasaki saldırıları, güçlü tarafın uyguladığı asimetrik savaşın en belirgin örneği olarak tarihteki yerini almıştır. Çünkü bu savaşın meydana getirdiği yıkım ve yarattığı şiddetin benzerine bir daha rastlanmamıştır. Şimdi kısaca o günleri hatırlayalım.
 6 Ağustos 1945’de ABD’nın Japonya’ya atom bombası kullanmasının üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen insanlık o günkü vahşetin ve insanlık ayıbının izlerini silememiştir. Belki tamamen yok olan iki şehrin yerine yenileri yapıldı. Ama ne yapılırsa yapılsın ABD’nin yarattığı bu vahşetin izlerini insan beyinlerinden tam olarak silmenin imkanı yoktur. Zaten Japonya yönetimi de bilinçli olarak tam 70 yıldır yeni yetişen nesillere bu acıyı devamlı hatırlatarak unutmamalarını sağlıyor.
 Bu ayıba sadece hava, toprak, su, ateş ve orada o anda buharlaşan masum bedenler şahit oldu. Tanrının yarattığı bu güzellikleri yok edenlerin insan olmasını düşünmek dahi insana acı veriyor. Ne yazık ki insanoğluna bu kötülüğü reva görenler hâlâ dünyayı kana bulamaya devam ediyorlar.
26 Temmuz 1945’de ABD Başkanı Truman, Japonyanın koşulsuz teslim olmasını isteyen Potsdam Deklarasyonu’nu yayınladı. Hiroşima’ya atom bombası atılmadan iki hafta önce, New Mexico Alamogordo’da ABD, atom bombasının ilk denemesini yapmıştı. Japonya ültimatomu reddedince, Truman müttefiklerini de bilgilendirerek nükleer saldırı emrini verdi.
Amerikanın Güney Pasifik’teki Tinian Adası’ndan Albay Paul Tibbets yönetimindeki Enola Gay isimli B-29 uçağı, 6 Ağustos 1945 sabahı “Little Boy” isimli Atom Bombası yükü ile havalandı. 10 000 metreden saat 8.13’te atılan bomba saat 8.15’te Hiroşima’nın 580 metre üzerinde patladı. İlk anda 70.000 insan buharlaştı. Yüksek sıcaklıktan dolayı insanlar asfalta yapıştı. Bir hafta boyunca şehre asit yağdı. İki ay içinde radyasyon sebebiyle 70.000 insan daha hayatını kaybetti. 60.000 kişi de beş yıllık süre içerisinde ölünce Hiroşima’nın bilançosu 200.000 insanın ölümü, onbinlerce insanın da sakat kalması oldu.
Bu katliamdan üç gün sonra 9 Ağustos’ta saat 11:02’de “Fat Man” isimli 21 ton patlayıcının gücüne sahip bomba Nagasaki’yi cehenneme çevirdi. 75.000 kişi anında kavruldu. Bir o kadar kişi de beş yıllık süre içerisinde can verdi.
60 yıl sonra 6 Ağustos 2005 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Muhammed El Baradey, Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki kentlerine atılan atom bombasının yaptığı yıkımın, insan hayatı için nükleer silahların ortadan kaldırılması gerektiğini ispatladığını söylüyordu.
Japonyayı teslim alan bu saldırılardan sonra insanlık 70 yıldır nükleer silahsızlanmadan bahsediyor. Bombayı atan ABD ise kendi deyimiyle savaş açtığı ülkelere demokrasi getirmeye devam ediyor. Ürettiği yeni silahları insanlar üzerinde deniyor ve bunu televizyonlarda göstere göstere yapıyor. Yüksek ısıya sahip mermilerle tankların çelik zırhlarını eritirken, Napalm ile gökten insanlara ateş yağdırarak yakıyor. Ve bu ABD, bütün savaşlarının sebebini saldırdığı ülkelerde “NBC silahları bulundurulması” olarak gösteriyor.
Atom bombası hedefleri seçilirken bombanın etkisini en iyi gösterecek yerler olmasına dikkat edilmişti. Hiroşima nere deyse dümdüz bir şehirdi ve bombanın etkisini azaltabilecek bir pürüze sahip değildi.
Bomba şehrin merkezindeki her yeri ve her şeyi yok etmişti. Ulaşım, haberleşme, yiyecek, içecek… Hiçbir hayat belirtisi yoktu, can çekişen insanların iniltisinden, yaralıların feryatlarından, yakınlarını arayanların çağrılarından başka. Yardım bile istenememişti. Haberleşme hatları kesikti. Bir ay önce ABD’nin napalm bombaları ile yaklarak 100.000 insanı diri diri yaktığı Tokyo durumu tam olarak öğrenemedi. Japon şehirlerine atılan bildirilerde şöyle deniyordu;
“ Bu silahı anayurdunuza karşı henüz kullanmaya başladık. Eğer hâlâ herhangi bir şüpheniz varsa, sadece bir atom bombası düştüğünde Hiroşima’ya ne olduğunu bir öğrenin. Sizden savaşı bitirmek için imparatora başvurmanızı istiyoruz. Başkanımız şerefli bir teslimiyetin 13 şartını sizin için belirledi. Sizi bu şartları kabul etmeye ve yeni, daha iyi ve barışsever bir Japonya kurma işine başlamaya çağırıyoruz. Hemen harekete geçin veya bu bombayı ve diğer üstün silahlarımızı savaşı derhal ve zorla bitirmek için kararlılıkla kullanacağız. Şehirlerinizi hemen boşaltın”
İşte bu vahşi saldırıyı plânlayıp uygulayanların çocuklarının bugün dünyanın dört bir yanında yaptıklarına fazla şaşırmamamız gerekiyor. Özellikle komşularımız  Irak ve Suriye’de yaşanan vahşeti anlamamız için insanların üzerinde atomu fiilen deneyen ABD gerçeğini unutmamamız gerekiyor..

Dr. Tahir Tamer Kumkale
http://kumkale.wordpress.com

..