Fatih Fuat TUNCER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fatih Fuat TUNCER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Şubat 2020 Pazar

IŞİD Örneği Üzerinden AKP Dönemi Türk Dış Politikasına Bakış

IŞİD Örneği Üzerinden AKP Dönemi Türk Dış Politikasına Bakış 


Siyasal Eleştiri Alanı Olarak Mizah Dergileri: 


IŞİD Örneği Üzerinden AKP Dönemi Türk Dış Politikasına Bakış 

Fatih Fuat TUNCER 


Özet: 

 Ahmet Davutoğlu ile yeni bir formata geçtiği ve “stratejik derinlik” yakaladığı iddia edilen Türk dış politikası mizah dergileri tarafından sıkça eleştirilmekte ve sorgulanmaktadır. Davutoğlu ile “sıfır sorun”, “köprü değil merkez”, “güçlü Türkiye”, “çok yönlü dış politika” ve “yeni Osmanlılar” gibi metaforlar ile donanan Türk dış politikasına mizah dergilerinin bakışı ve yaklaşımı dikkat çekicidir. Bu çalışma da bu noktadan hareketle en çok satan üç mizah dergisi: Uykusuz, Penguen ve Leman’ın kapakları üzerinden mizah dergilerinin AKP 
dönemi Türk dış politika yapıcılarının IŞİD politikası konusuna bakış açısını örnek olaylar üzerinden inceleyecektir. Bu inceleme yapılırken yöntem olarak imge bilim ve söylem analizi uygulanacaktır. 

Giriş 

 Karikatürkiye isimli kitabı ile kitabı ile “Karikatürlerle Cumhuriyet Tarihi”ni 
inceleyen Turgut Çeviker; bir sanat veya edebiyat türü üzerinden bir ülkenin siyasal-toplumsal tarihini kurgulamanın sorunlu ve oldukça çetin bir iş olduğunu belirtmektedir.327 

Bu çalışma da bu noktadan hareketle mizah dergileri üzerinden AKP dönemi Türk dış politikasını incelemeyi amaçlamaktadır. Ancak çalışmanın bir sempozyum metni olmasının ortaya çıkardığı metin kısıtlaması nedeni ile tüm süreci incelemenin zorluğu göz önüne alınarak örnek bir konu üzerinden incelemenin yapılması daha uygun görünmektedir. 

Bu sebeple de son dönem oldukça tartışmalı bir konu olan IŞİD/İD(Irak Şam İslam Devleti/İslam Devleti) örneği üzerinden sempozyum bildirisinin hazırlanmasına karar verilmiştir. Bu kararın verilmesinde IŞİD terör örgütünün hem ülkemizde hem bölgemizde hem de uluslararası düzeyde en güncel tartışma konusu olması etkili olmuştur. 

 Çalışma iki ana bölümden oluşacaktır. Birinci bölüm “Siyasal Eleştiri Alanı Olarak Mizah Dergileri” başlığını taşıyacak olup; bu başlık altında “Türkiye’de geçmişten bugüne mizah dergileri” incelenecektir. Yine aynı bölümde “Türkiye’deki basın özgürlüğü tartışmaları ve 4.kuvvet olarak basın ve mizah dergilerinin yeri” tartışmasına değinilecektir. 

İkinci bölüm ise “Mizah Dergilerinde AKP’nin IŞİD Politikası” başlığını taşıyacaktır. Bu bölümde ilk alt başlık ise “AKP ve mizah” olacaktır. Bu alt başlık altında AKP iktidarı döneminde mizah dergileri ile olan ilişki ve tartışmalar ele alınacaktır. Bu bölümün son ve en önemli alt başlığı olan “Mizah dergilerinde IŞİD ve AKP” bölümünde de çalışmamızın asıl tartışma konusunu oluşturan AKP’nin İŞİD politikası ve bu politika minvalinde ortaya çıkan tartışmalara mizah dergilerinin bakışı ve yorumlaması mizah dergilerinin kapakları üzerinden 
incelenecektir. 

 Çalışmanın sonuç bölümünde de iki ana bölümünde tartışılan konu başlıkları 
değerlendirilecek olup. İŞİD örneği üzerinden mizah dergilerinin gerçekten bir siyasal eleştiri alanı olarak kabul edilip edilemeyeceği ve Türkiye’de oldukça tartışmalı olan basın özgürlüğü konusunda mizah dergilerinin duruşu tartışılacaktır. 

 Siyasal Eleştiri Alanı Olarak Mizah Dergileri 

Türkiye’de Geçmişten Bugüne Mizah Dergileri 

 Bölüme başlamadan önce belki de “mizah neye benzer?” sorusunu sormak 
gerekmektedir. Özge Mumcu bu soruyu şu şekilde cevaplamaktadır: 

 “Kısaca yanıt şu: hiçbir şeye benzemez ne içilen çaya, ne solunan havaya… Gündeme göre değişebilen, Levent Cantek’in deyişi ile bir yanıyla pansuman diğer yanıyla neşter özelliğini taşıyan kendine özgü bir varlıktır. Varlıktır çünkü yaşar, yaşadıkça değişir, değiştikçe de şeklini değiştirir.”328 

 Siyaset ve imgeler konusunda önemli çalışmalara imza atan Güven Gürkan Özkan “Sol Siyaset ve İmgelem” başlığını taşıyan makalesinde görsel ifadenin siyasal mücadele için önemini şu şekilde aktarmaktadır: 

 “Görsel ifade, çoğu zaman siyasal mücadele dilinin en etkin araçlarından biridir. Zira çarpıcı niteliği, sözü destekleyen hatta kimi zaman onun önüne geçen geçebilen hüviyetiyle kitleye sayfalarca metinden daha süratli ve etkili bir biçimde nüfuz edebilme özelliği taşır”329 

 Mumcu’nun Cantek’e dayanarak kullandığı ‘neşter’ ve ‘pansuman’ metaforu ile 
mizahın neşter olup var olan bir durumu keskince göstermesi yine pansuman olup sarıp sarmalayıp düşündürmeden de güldürmesi vurgulanmıştır.330 

 Neşteri vuran da pansumanı da yapan mizahçılar yani beyaz kağıda yaptıkları çizimleri ile yel değirmenlerine savaş açan Don Kişot’a benzetebileceğimiz çizerler belki de basın tarihinin en cesur savaşçılarıdır. Modern Türkiye tarihi bugün “eski” ve “yeni” başlıkları altında tartışılmaya çalışılsa da Türkiye çizerlerinin geçmişten bugüne en önemli ortak özellikleri sistem içerisinde bir ellerinde neşterleri diğer ellerinde pansuman malzemeleri ile muhalif olmaları ve toplumsal sorunları resmetmekten çekinmemeleridir. Tek parti döneminde “yazarları hapiste olmadığı zamanlar çıkar” sloganı ile yayın yapan Sabahattin Ali ve Aziz Nesin’in Marko Paşa’sından, Gırgır gibi bir efsaneyi Türkiye mizah tarihine kazandıran ve “Çiçeği burnunda karikatürcüler” bölümü ile bugünlerin en beğenilen çizerlerini mizaha kazandıran “Avanak Avni” ve “Utanmaz Adam”ın yaratıcısı Oğuz Aral’a ve bugün hala yoksulların ve tutunamayanların hayatlarını mizah ile savunmaya çalışan Metin Üstündağ/Met-Üst’e karikatürcülerin ortak özelliği dönemin koşulları ne olursa olsun asla iktidar erkine yakın durmamak ve toplumsal sorunları dile getirmekten korkmamak olmuştur. 

 Nasrettin Hoca ile başladığını varsayabileceğimiz tarihimizdeki eleştirel mizah 
anlatımı 20.yüzyıl ile birlikte daha da gelişmiş ve siyasal mizah anlayışına dönüşmüştür. 

Modern Türkiye’de “Marko Paşa” dergisi ile derinlik kazanan siyasal mizah anlayışı “Gırgır” dergisi ile bir anlamda kitleselleşmiştir. Gırgır dergisinin 1975 yılında 500.000 tiraja ulaşarak “dünyanın en çok satan 3. mizah dergisi” olduğu düşünülürse, bu kitleselleşmenin geldiği boyut daha da iyi anlaşılacaktır. 

 Türkiye’nin gerçek anlamda ilk mizah dergisi/gazetesi olarak göze çarpan ilk dergi Diyojen olarak görünmektedir. Adını, Anadolulu bir düşünür olan Diyojen’den alan derginin sloganı da düşünürün en temel söylemi olan “gölge etme başka ihsan istemem”dir. Derginin kurucusu Ermeni kökenli Osmanlı vatandaşı Teodar Kasap’tır. Derginin yazar kadrosunda Namık Kemal gibi önemli muhalif aydınlar bulunmaktadır. 23 Aralık 1869’da yayın hayatına başlayan dergi bir dönemin siyasal yönetimi tarafından birçok kez kapatılmış ve  toplatılmış tır.331 

Diyojen’i, Hayal(1873), Çıngıraklı Tatar(1873), Kahkaha(1875) ve Çaylak  (1876) gibi dergiler takip etmiştir. Ancak II. Abdülhamit’in tahta çıkışı ile büyük baskılar ile karşılaşan mizah dergileri İstanbul dışında basılıp, İstanbul’a el altından sokulmak zorunda kalmışlardır.332 

 II.Meşrutiyet ile esmeye başlayan özgürlük rüzgarı dönemin mizah dergilerine de bir ivme kazandırmıştır. Bu dönemin en önemli dergileri olarak ise Kalem (1908), Karagöz(1908) ve Cem(1910) göze çarpmaktadır.333 Bu dergilerin kadrosunda Türk edebiyat tarihine yön vermiş olan yazarlar bulunmaktadır. Örneğin Süt Kardeşler filminden hatırladığımız Gülyabani”nin yaratıcısı olan Hüseyin Rahmi Gürpınar, Kalem ve Cem dergilerinde yazar ve başyazar olarak karşımıza çıkmaktadır.334 

 Cumhuriyet öncesi son dönem olarak adlandırabileceğimiz Kurtuluş savaşı döneminde de Güleryüz (1921), Aydede(1922) ve Akbaba(1921) gibi mizah dergileri ön plana çıkmaktadır. Bu dergilerin kurtuluş savaşına bakış açısı ise birbirlerinden farklıdır. Sedat Simavi’nin Güleryüz’ü Milli Mücadeleyi desteklerken, Refik Halit Karay’ın Aydede’si işgal kuvvetlerini desteklemektedir. 30 Ağustos Zaferi sonrası Aydede taraf değiştirse de Karay sürgüne gönderilmiş ancak dergi 1949’a kadar yayın hayatını sürdürmüştür.335 

 Türkiye mizah dergiciliğinin muhalif karakterini oturtan dergi olarak 
değerlendirilebilecek Marko Paşa ise 1947’de yayımlanmaya başlamıştır. Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz gibi isimleri bünyesinde bulunan dergi tek parti yönetimine en büyük muhalefeti yapan taraflardan biri olarak göze çarpmaktadır. Dergi sürekli kapatılmakta ancak Malum Paşa, Merhum Paşa ve Öküz Paşa gibi isimlerle yeniden çıkarılmaktaydı.336 

 1950’lerde ise toplumcu mizah karakterinin daha da oturduğu görülmektedir. Örneğin İlhan Selçuk tarafından 1956 yılında kurulan Dolmuş ve Tef(1954) dergileri Turhan Selçuk ve Oğuz Aral gibi isimleri mizaha kazandırarak daha sonraki dönemlere de damga vurmuşlardır.337 

 1970’lerin mizah dergileri ise o günün Türkiye koşullarında da etkilenerek basına uygulanan sansüre rağmen en önemli siyasal eleştiri alanı olma görevini sürdürmüştür. 

Özellikle 1972’de çıkmaya başlayan Gırgır, satış rekorları kırmış ve Oğuz Aral öncülüğünde deyim yerinde ise mizah üniversitesi görevini görmüştür. 

Bu üniversiteden birçok yazar ve çizer mezun olmuş; kendi dergilerini kurmuştur.338 Örneğin bugün hala yayınlanan ve en çok satan üç dergi olan Leman(1991), Penguen(2002) ve Uykusuz(2007) bu mirasın en önemli 
örneklerindendir. Yine yayın hayatından çekilen Çarşaf (1976), Limon (1985), Hıbır(1989) ve Pişmiş Kelle (1990) dergileri Türkiye’nin yakın tarihini yansıtan çizgileri ile bir ansiklopedi niteliğindedir. 

 Bugün ise üç dergi göze çarpmaktadır. Oğuz Aral mirasını devam ettiren Leman, Penguen ve Uykusuz dergileri toplumsal olayları yakından izlemekte ve okuyucularına aktarmaktadır. Özellikle dergi kapakları ülke gündeminden etkilenmekte ve aynı zamanda ülke gündemini de belirleyebilmektedir. 

Günümüzde 4. Kuvvet Olarak Basın ve Mizah Dergileri 

 Toplumsal ve siyasal muhalefetin baskıya maruz bırakıldığı zamanlarda mizah 
dergileri geçmişten bugüne siyasal eleştirinin kendini en rahat ifade ettiği alan olmaktadır. 

Özellikle son dönem Türk basının tartışmalı durumu; uluslararası araştırmalara göre basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasından elde edilen 154.lük ve Türk basınının “kısmen özgür” durumundan “özgür olmayan” durumuna düşmesi dikkat çekicidir.339 Basının sindirildiği ve gazeteciliğin “4.kuvvet” olmaktan çıkarılarak “iktidar-sermaye” eksenine kaydığı son dönem Türkiye’sinde bütün bu yaşananlara rağmen mizah dergileri siyasal eleştiri yaparken kullandığı üslubu daha da sertleştirmekten çekinmemektedirler. Recep Tayyip 
Erdoğan’ın karikatüristlere ve mizah dergilerine açtığı davalar dahi son dönem Türk medyasında yaşanan dönüşümün bir benzerinin mizah dergilerinde yaşanmasını sağlayamamıştır. “Alo Fatih” ve “Penguen Belgeseli” gibi olayların ortaya çıkması ile güven kaybeden medyanın, yasama-yürütme-yargı sonrası kendisine atfedilen “4.kuvvet” rütbesi sorgulanır olmuştur. Özellikle ortaya atılan basına sansür uygulandığı iddiası toplumda tartışma yaratmıştır. Bütün sorgulamaya rağmen “4.Kuvvet” içerisindeki mizah dergileri görevini yerine getirmek için tüm elinden geleni ortaya koymaya çalışmaktadır. Tabi ki bu 
fikre katılmayanlar da vardır. Örneğin Akif Beki, Radikal Gazetesi’nde 3 Kasım 2011 tarihli ve “Türkiye’de sansür varsa mizah neden satmıyor?” başlıklı yazısında Beki “eğer bir sansür söz konusu olsaydı insanlar mizah dergilerinin satışlarını yükseltirdi” demektedir. Yani Beki’ye göre bir siyasi düzende kaliteli mizah yoksa orada baskı yoktur.340 Türkiye’deki mizahın kalitesinin kime göre ve neye göre belirleneceği bambaşka bir tartışma konusudur. 

Ancak Beki’nin bu satırları yazarken internet medyasının mizah dergilerinin satışlarını derinden etkilediği gerçeğini atladığı göze çarpmaktadır. Sosyal medya’da mizah dergilerinin kapaklarının yayınlanır yayınlanmaz haber olması ve tartışılması medyanın dijitalleşmesi ile mizah dergilerinin satış rakamları arasındaki ilişkiyi doğrular niteliktedir. 

 Çizerlerin yerine mizah dergilerinin ön plana çıkmasındaki neden dikkat çekicidir. Zira çizerlerin çalıştığı mecralar yani gazete veya dergiler onların özgürlük alanını belirlemektedir. Örneğin Çeviker yayınlamış olduğu Karikatürkiye kitabının önsözünde bu konuya şu şekilde yaklaşmaktadır: 

“Karikatür ‘bağımlı’ bir yaratıcılık alanıdır. Çizer, basın organına ‘ait’tir ve bu nedenle özgür değildir. O, istediğini çizmekte ‘özgür’dür; ancak, yazı işleri karikatürü yayımlarsa “söz”ünü kamuya iletebilir!”341 

 İşte tam da bu noktada çalışılan alanın dayanışma gücü de önem kazanmakta dır. Onun içindir ki 2006 yılında Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Gazetesi yazarı Musa Kart’ın çizmiş olduğu “Erdoğan kafalı kedi karikatürü”ne açtığı davaya karşı Penguen dergisi çizmiş olduğu “Tayyipler Alemi” karikatürü ile cevap vermiştir. Her iki karikatüre de açılan davalar düşmüş ancak mizah dergileri ve çizerler duruşlarından vazgeçmemişlerdir.342 Yine geçtiğimiz haftalarda “17 Aralık Yolsuzluk Soruşturması”nın takipsizlikle sonuçlanmasını 
kendi üslubu ile çizen Musa Kart’a yönelik açılan dava Türkiye’deki mizahçılardan olduğu kadar yurtdışında da tepki ile karşılanmıştır. Musa Kart’a destek amacı ile The Guardian’ın çizeri Martin Rowson, Twitter’da #Erdogancaricature etiketi ile tüm çizerleri Erdoğan karikatürleri paylaşarak Musa Kart’a destek olmaya çağırmıştır.343 

Mizah Dergilerinde AKP’nin İŞİD Politikası 

AKP ve Mizah Dergileri 

 İktidardaki AKP ve Mizah dergileri arasındaki ilişki, AKP iktidarının göreve geldiği ilk günden itibaren dikkat çekicidir. Zira mecliste yapılamayan muhalefeti, medya tarafından dile getirilemeyenleri ve yazılamayanları ülkemizde mizah dergileri yapıyor görünmektedir. 

Örneğin 28 Aralık 2011 tarihinde kaçakçılık yapan köylülerin bombalanması haberi ulusal medyada bilerek tam 12 saat geciktirilmiş ve bu durum mizah dergileri tarafından eleştirilmiştir. Özellikle “Gezi Parkı” protestolarında üç maymunu oynayan Türk medyasının içler acısı haline rağmen mizah dergileri direnişi aktaran ve destekleyen çizimler yaparak 4.kuvvet görevini yerine getirmeye çalışmıştır. (bkz: Şekil 1) 


Şekil: 1 

 Mizah dergilerinin bu muhalefeti tabii ki de iktidar tarafından karşılıksız bırakılmamış ve mizah dergilerine davalar açılmıştır. Daha önceki bölümlerde değindiğimiz bu davalar ile mizah dergileri sindirilmeye çalışılmışsa da başarılamamıştır. Son dönemde iktidarın ve dolayısı ile “yeni Türkiye” muhalifi herkes bir kesimin paralı silahşoru olmakla suçlanmaktadır. Penguen Dergisi çizerlerinden Selçuk Erdem ve Erdil Yaşaroğlu; 28 Eylül 2014 tarihinde Wall Street Journall Türkiye servisine verdikleri röportajda bu durumu şu şekilde değerlendirmektedirler: 

“… Mesela ‘kimden para alıyorsunuz?’ gibi şeyler var. … Doğan Grubunun bir parçası olduğumuzu sanıyor bir kısım. Halbuki alakamız yok. Biz bağımsızız. Ama bunlar internet eleştirilerinin dışına da çıkabiliyor. Yani telefonla aramalarmış, tehditlermiş. Hatta hatırlarsanız bir ara saldırı bile olmuştu.”344 

 Görüldüğü üzere toplumsal kutuplaşmadan nasibini mizah dergileri de almakta ve tehditlere hedef olmaktadırlar. Buna rağmen iktidarların tutumu ne olursa olsun mizah dergilerinin muhalif tavrı devam ediyor görünmektedir. İktidar tarafından muhalefete sürekli yöneltilen “hiç mi güzel şeyler yapmadık bu ülkede?” sorusuna da mizah dergileri tarafından anında cevap verilmektedir.(bkz: şekil 2) 


Şekil:2 

Mizah Dergilerinde AK PARTİ’nin İŞİD Politikası 

 2011 yılının Mart ayında Arap Baharı’nın Suriye’yi de içine alması ile birlikte 
Türkiye’nin de Suriye politikası değişmiş ve Esad karşıtı bir politika izlenmeye başlanmıştır. 

Bu minvalde Türkiye, önce Esad’ı Esed yapmış; Suriye’ye uluslararası toplum tarafından bir askeri operasyon yapılması taraftarı olmuş ve Türkiye’nin Suriye içerisindeki muhalif grupları koşulsuz olarak desteklediği sürekli iddia edilmiştir. Yine bu süreçte Irak ve Suriye içerisindeki muhalif grupların hareketleri şüphe yaratmıştır. Bunlardan en dikkat çekeni ise IŞİD olmuştur. 2004 yılında Irak’ta Tevhid ve Cihat adı ile ortaya çıkan örgüt, 2006 yılında Irak İslam Devleti adını almış; Suriye ve Irak’taki kaos ortamında güçlenen örgüt Irak İslam Devleti  adını alarak güçlenmiş, 2013 yılında Suriye’deki karışıklıktan faydalanarak Irak Şam İslam Devleti adını kullanmaya başlayan örgüt 2014 yılında da kendine İslam Devleti adını vermiştir.345 Mizah dergileri ise bütün bu süreçte yaşananların nabzını tutmuş ve iktidarın yaklaşımını kapaklarına taşıyacak kadar yakından takip etmeye çalışmıştır. 

 2012 yılında Suriye’deki çatışmaların şiddetlenmesi ile sınır kapıları açılmış yüz 
binlerce mülteci Türkiye’ye alınmıştır. Ancak sınırların Esad kontrolünden çıkması sonucunda Türkiye-Suriye sınırı tartışmalı bir hal almış ve yabancı savaşçılar sorunu tartışılmaya başlanmıştır. Dönemin Başbakanı Erdoğan ve dönemin Dış İşleri Bakanı Davutoğlu tarafından başlatılan Esat karşıtı kampanya ülkede savaş beklentisi yaratmıştır. Savaş ve yabancı savaşçı tartışması mizah dergileri tarafından kapaklara taşınmış ve yaşananlara tepki gösterilmiştir.(bkz: Şekil:3) 
Şekil:3 

 2013 yılında ise Erdoğan ve Davutoğlu’nun tüm desteğine ve çabasına rağmen Özgür Suriye Ordusu tam olarak bekleneni verememiş ve Suriye konusunun Rusya ve ABD tarafından müzakere yolu ile tartışılmasına karar verilmiştir. Bu dönemde de uluslararası toplumun dışında politika üretmeye çalışarak “değerli yalnızlık” gibi kavramları ortaya atan hükümet kanadı mizah dergileri tarafından yoğun eleştiri almıştır. Özellikle Egemen Bağış’ın “Gezi’de ölenler Suriye’de ölenlerin yanında devede kulak kalır” sözü büyük tepki çekmiştir.(bkz: Şekil: 4) 


http://medyafaresi.com/i/haber/1068854-bwfmlgncmaapxyf_jpg_large.jpg 

Şekil:4 

 2014 yılında ise Suriye krizindeki en büyük tartışma konusu ise IŞİD olmuştur. 
İktidarın uzunca bir süre kamuoyu önünde eleştirmekten kaçındığı IŞİD örgütünün internet ortamına düşen katliam videoları Türkiye ve dünyada şok yaratmıştır. Özellikle Suriye’ye giden MİT’e ait tırların durdurulması ve içerisinde bulunduğu iddia edilen silahların IŞİD ve Nusra gibi örgütlere gittiğinin iddia edilmesi mizah dergileri tarafından işlenen konulardan birisi olmuştur. Yine aynı dönemde IŞİD’in Musul kentini ele geçirmesi ile Türkiye konsolosluk çalışanların IŞİD tarafından rehin alınması uygulanan haber yasağına rağmen mizah dergileri tarafından görmezden gelinmemiştir. (Bkz: Şekil: 5) 


Şekil:5 

 Rehinelerin kurtarılması sürecinde yaşanan tartışmalar ve IŞİD’e karşı oluşturulacak koalisyona Türkiye’nin rehinelerin can güvenliğini gerekçe göstererek katılmaması da mizah dergileri tarafından eleştirilmiştir. (bkz: Şekil:6) 
Şekil:6 

 Rehinelerin kurtarılması sonrası bu sefer de Türkiye’nin IŞİD’e karşı nasıl strateji izleyeceği tartışılırken gündem bir anda tezkere tartışmalarına odaklanmıştır. Tezkere tartışmaları sırasında ve sonrasında sık sık Kobane/Aynel Arap’ta YPG ve IŞİD arasındaki çatışmalar gündemi meşgul ediyor görünmekte dir; bu durum Leman, Penguen ve Uykusuz dergileri tarafından gündeme taşınmıştır.(Bkz: Şekil:7) 


Şekil:7 


Sonuç Yerine 

 IŞİD meselesinin henüz netleşmemiş ve neticelenmemiş olduğu noktasından hareketle bu bölüme “sonuç” adını vermektense “sonuç yerine” demek daha mantıklı olacaktır. Çalışmada iki ana bölüm yer almış ve bu bölümlerde Türkiye’deki mizah dergilerinin belli başlı toplumsal olaylara bakış açısı incelenmiştir. 

 Çalışmanın ilk bölümünde iki sorunun cevabı aranmıştır. Bu sorular: “Türk mizah dergileri siyasal eleştiri alanı olarak değerlendirebilir mi?” ve “mizah dergileri Türkiye’de 4.Kuvvet görevini yerine getirmekte midir?” sorularıdır. 

Her iki soru da birbiri ile bağlantılıdır. Çalışma metni göstermektedir ki mizah dergileri geçmişten bugüne Türkiye’de siyasal eleştiri alanı olarak değerlendirilebilecektir. Yine aynı şekilde Türkiye tarihinde basına 
uygulanan tüm baskı ve sansüre rağmen mizah dergileri bazen isim değiştirerek bazen de davalara karşı mücadele bayraklarını indirmeyerek Türkiye’de basının yerine getirdiği tartışmalı olan 4.kuvvet görevini bir şekilde yerine getirmeye çalışmaktadır. 

 Çalışmanın ikinci bölümünde ise yine başka iki sorunun cevabı aranmıştır. Bu sorular: “AKP ve mizah dergileri ilişkisi nasıldır?” ve “mizah dergilerinin IŞİD konusuna bakışı geçmişten bugüne tutarlı mıdır?” sorularıdır. Yine bir önceki bölümde olduğu gibi bu bölümün iki sorusu da birbiri ile bağıntılıdır. AKP ve mizah dergileri arasındaki ilişki diğer iktidarlar ve mizah dergileri ile olan ilişkiden farklı değildir. Yani 1940’ların Marko Paşa’sı tek parti yönetimine karşı nasılsa bugünlerin Uykusuz, Penguen ve Leman dergileri de AKP iktidarına aynı şekilde yaklaşmakta ve iktidara karşı toplumcu bir tutum sergiliyor görünmekte dir. IŞİD ve Suriye konusunda da mizah dergilerinin söz konusu dönemdeki tüm 
tartışmalarda hükümet aksine bir tutum takınarak Suriye ve IŞİD politikasını eleştirdiği görünmektedir. 

 Sonuç olarak Namık Kemal’in ve Teodor Kasap’ın Diyojen’inden, Marko Paşa’ya, Oğuz Aral’ın Gırgır’ına ve bugünün Leman, Uykusuz ve Penguen’ine kadar mizah dergileri çoğunlukla toplumsal muhalefetten yana olmuşlar; çoğunlukla iktidarın ve sermayenin sesinin yansıtıldığı basın tarihimizde bulundukları tarafı korumuşlar ve savunmuşlardır. Elbette her ortamda olduğu gibi mizah dünyası içinde de karşıt isimler de bulunmaktadır. Ancak ana akım mizah medyasının içerisinde bu isimlerin oldukça az olması okuyucunun takdirini kimden yana gösterdiği konusunda belirleyici olmaktadır. 

Kaynakça 

Leman Dergisi 

Uykusuz Dergisi 

Penguen Dergisi 

Çeviker, Turgut, Karikatürkiye:Karikatürlerle Cumhuriyet Tarihi(1923-2008), 3.cilt, İstanbul: NTV Yayınları, 2010. 

Aytekin, Akın, “Medyada En İyi Direnci Gösteren Mizah Dergileri”, 28 Eylül 2014, 
http://www.wsj.com.tr/news/articles/SB11976045344857054351604580181741300684832?mod=WSJ_article_EditorsPicks, (30.10.2014). 

Beki, Akif, “Sansür varsa mizah niye satmıyor?”, 3 Aralık 2011, Radikal, 
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/akif_beki/sansur_varsa_mizah_niye_satmiyor-1068361, (Erişim Tarihi: 26.10.2014). 

Öztan, Güven G., “Sol Siyaset ve İmgelem”, Bianet, 28 Şubat 2013, 
http://www.bianet.org/bianet/siyaset/144721-sol-siyaset-ve-imgelem, (Erişim Tarihi: 29.10.2014). 

Mumcu, Özge, “Mizah Neye Benzer?”, 20 Kasım 2011, 
http://ozgemumcu.net/2011/11/20/mizah-neye-benzer/, (Erişim Tarihi: 28.10.2014). 

Mumcu, Özge, “Türkiye’de Mizahın Anlamları: Levent Cantek ile Söyleşi”, 
http://www.ozgemumcu.com/2011/11/turkiyede-mizahn-anlamlar.html, (Erişim tarihi:   29.10.2014). 

Pınarcı, Gülden A., “Toplumun Kahkaha Aynası: Mizah Dergileri”, 
http://e-bulten.library.atilim.edu.tr/sayilar/2013-01/encok.html, (Erişim Tarihi: 12.09.2014). 

Seyhan, Salih, “II.Mizah Basını ve İçeriklerinden Seçilmiş Örnekler”, Turkish Studies, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/3, Winter 2013. 

Saydur, Mehmet, “Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’ın Emperyalizme Karşı Açtıkları Bayrak”, 
http://www.markopasa.org/index.php?option=com_content&task=view&id=9&Itemid=1,  (Erişim Tarihi: 11.09.2014). 

Taşkın, Figen, “Osmanlı Karikatüristlerinin Gözünden Balkan Krizi”, 
www.journals.istanbul.edu.tr/iuydta/article/download/.../1023018338, (Erişim Tarihi: 10.09.2014). 

Yazıcı, Nermin, “Yazılı Türk Mizahının Gelişim Sürecinde Batılı Anlamda İlk Mizah Dergisi: Cem”, ”, Turkish Studies, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/3, Summer, 2011. 

“Aydede 91 Yıl Sonra Tekrar Huzurlarınızda!”, 17 Nisan 2013, 
http://www.gazeteciler.com/kitaplik/aydede-91-yil-sonra-tekrar-huzurlarinizda-65159h.html,  (Erişim Tarihi: 10.09.2014). 

“Türkiye Basın Özgürlüğü Sıralamasında 154. Sırada”, 
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/02/140212_rsf_turkiye, (Erişim Tarihi:  13.09.2014). 

 “Tayyipler Alemi Davası Reddedildi”, http://www.sendika.org/2006/02/tayyipler-alemi-
karikaturu-davasi-reddedildi/, (Erişim Tarihi: 13.09.2014). 

 “Syria is ‘Satistified’ With US Airstrikes Against Islamic State Positions”, RiaNovosti, 30.09.2014, 
http://en.ria.ru/world/20140930/193443992/Syria-Is-Satisfied-With-US-
Airstrikes-against-Islamic-State-Positions.html, (Erişim Tarihi: 30.09.2014). 


BU BÖLÜM DİPNOTLARI;


327 Çeviker, Turgut, Karikatürkiye:Karikatürlerle Cumhuriyet Tarihi(1923-2008), 3.cilt, İstanbul: NTV  Yayınları, 2010, s.537. 
328 Mumcu, Özge, “Mizah Neye Benzer?”, 20 Kasım 2011, 
      http://ozgemumcu.net/2011/11/20/mizah-neye-benzer/, (Erişim Tarihi: 28.10.2014). 
329 Öztan, Güven G., “Sol Siyaset ve İmgelem”, Bianet, 28 Şubat 2013, 
      http://www.bianet.org/bianet/siyaset/144721-sol-siyaset-ve-imgelem, (Erişim Tarihi: 29.10.2014). 
330 Mumcu, Özge, “Türkiye’de Mizahın Anlamları: Levent Cantek ile Söyleşi”, 
      http://www.ozgemumcu.com/2011/11/turkiyede-mizahn-anlamlar.html, (Erişim tarihi: 29.10.2014). 
331 Seyhan, Salih, “II.Mizah Basını ve İçeriklerinden Seçilmiş Örnekler”, Turkish Studies, International 
      Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/3, Winter 2013, s.497. 
332 Seyhan, a.g.m 
333 Yazıcı, Nermin, “Yazılı Türk Mizahının Gelişim Sürecinde Batılı Anlamda İlk Mizah Dergisi: Cem”, ”, 
      Turkish Studies, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic 
      Volume 6/3, Summer, 2011, s.1305. 
334 Taşkın, Figen, “Osmanlı Karikatüristlerinin Gözünden Balkan Krizi”, 
       www.journals.istanbul.edu.tr/iuydta/article/download/.../1023018338, (Erişim Tarihi: 10.09.2014). 
335 “Aydede 91 Yıl Sonra Tekrar Huzurlarınızda!”, 17 Nisan 2013, 
     http://www.gazeteciler.com/kitaplik/aydede-91-yil-sonra-tekrar-huzurlarinizda-65159h.html, (Erişim Tarihi: 10.09.2014). 
336 Saydur, Mehmet, “Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’ın Emperyalizme Karşı Açtıkları Bayrak”, 
      http://www.markopasa.org/index.php?option=com_content&task=view&id=9&Itemid=1, (Erişim Tarihi: 11.09.2014). 
337 Pınarcı, Gülden A., “Toplumun Kahkaha Aynası: Mizah Dergileri”, 
      http://e-bulten.library.atilim.edu.tr/sayilar/2013-01/encok.html, (Erişim Tarihi: 12.09.2014). 
338 Pınarcı, a.g.m. 
339 “Türkiye Basın Özgürlüğü Sıralamasında 154. Sırada”, 
      http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/02/140212_rsf_turkiye, (Erişim Tarihi: 13.09.2014). 
340 Beki, Akif, “Sansür varsa mizah niye satmıyor?”, 3 Aralık 2011, Radikal, 
    http://www.radikal.com.tr/yazarlar/akif_beki/sansur_varsa_mizah_niye_satmiyor-1068361, (Erişim Tarihi: 26.10.2014). 
341 Çeviker, a.g.e, s.537. 
342 “Tayyipler Alemi Davası Reddedildi”, 
      http://www.sendika.org/2006/02/tayyipler-alemi-karikaturu-davasi-reddedildi/, (Erişim Tarihi: 13.09.2014). 
343 Walsh, James, “#ErdoganCaricature: cartoonists hit back at Turkish leader’s clampdown”, The Guardian, 23 Ekim 2014, 
      http://www.theguardian.com/world/2014/oct/23/erdogancaricature-cartoonists-hit-back-at-turkish-leaders-clampdown, (Erişim Tarihi: 28.10.2014). 
344 Aytekin, Akın, “Medyada En İyi Direnci Gösteren Mizah Dergileri”, 28 Eylül 2014, 
    http://www.wsj.com.tr/news/articles/SB11976045344857054351604580181741300684832?mod=WSJ_article_EditorsPicks, (30.10.2014). 


***