Sami SELÇUK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sami SELÇUK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Kasım 2018 Cuma

SİYASAL KARAR ALMA ORGANLARI ÜZERİNDE ÇIKAR VE BASKI GRUPLARININ ETKİLERİ , BÖLÜM 4

SİYASAL KARAR ALMA ORGANLARI ÜZERİNDE ÇIKAR VE BASKI GRUPLARININ ETKİLERİ , BÖLÜM 4



IV. DEMOKRASİ VE DEMOKRATİK DEVLET 

Parkınson’a göre siyasi sistemler monarsi, oligarsi, demokrasi ve diktatörlük olarak dörde ayrılır.(PARKINSON 1984). Konunun sınırlandırılması açısından, bu 
çalısmada sadece demokrasi kavramı ele alınacaktır. 
Yunanca Demos (Halk) ve Kratos (Kudret, iktidar, hakimiyet idare) kelimelerinden olusan demokrasi halkın iktidarı seklinde yaygın kabul gören bir tanıma sahiptir. Bununla birlikte tarih boyunca pek çok bilim adamı demokrasiyi farklı yaklasımlarla tanımlamaya çalısmıslardır. 
Sosyal bilimler sözlügünde demokrasi, ‘’toplumsal baglayıcılıgı olan kararların, o kararlara uyması beklenen ya da zorlanan kisilerin iradesini yansıtacak biçimde 
olusturuldugu yönetim tarzı’’(DEM R ve ACAR, 2002:96) olarak tanımlanmaktadır. Bolay ise demokrasiyi ‘’halkın kaderine hakim olma vasıtalarına sahip oldugu siyasi sistemin adı’’(BOLAY,1997) olarak tanımlar. 

Selçuk demokrasiye bir ön ad takmıs ve çagcıl demokrasi seklinde tarif etmistir. 
Çagcıl demokrasi ‘’Özgür, özerk, esit bireylerden olusan bilgilendirilmis özgür halkın, hukukun egemenligi altında sivil toplumun özgürlükçülüge, çogulculuga ve katılımcılıga yaslanan normlarına göre özgür halk tarafından özgür halk için yönetilmesidir”. (SELÇUK, 1999) 
Demokrasinin dayandıgı temel degerler özgürlük ve esitliktir. Aktan’a göre ise demokrasinin asgari sartları ‘’siyasal özgürlükler, hukuk devleti, kuvvetler ayrılıgı, seffaflık, laiklik, demokrasi kültürü, sivil toplum ve iktidarın sınırlandırılması kültürüdür.’’ (AKTAN, 1999) 
Yukarıda görüldügü gibi pek çok açıdan yaklasarak demokrasi tanımları yapmak mümkündür. Bütün bu tanımların ortak noktaları sunlardır. Öncelikle demokrasi bir rejim türüdür. Demokrasilerde yönetenler ve yönetilenler iliskisinde servet, dogum, cins, ırk ve aileye dayalı ayrıcalıklar bulunamaz. Herkes kanun karsısında esittir. ‘’Denilebilir ki tüm demokrasi yaklasımlarının gerisinde adeta ideallestirilmis bir dogrudan demokrasi anlayısı bulunmaktadır.’’ (TEKEL , 
http://www.stksempozyumu.org.) 

Gözler, demokrasiyi “etkin siyasal makamların, düzenli aralıklarla tekrarlanan, birden fazla siyasal partinin katıldıgı, muhalefetin iktidar olma sansına sahip oldugu serbest seçimlerle belirlendigi ve temel kamu haklarının tanınmıs ve güvence altına alınmıs oldugu bir rejim”(GÖZLER,2005:72) olarak tanımlamaktadır. 

Yukarıdaki tanım normatif demokrasi teorisi yerine ampirik demokrasi teorisi baz alınarak yapılmıstır. Çünkü normatif anlamda demokrasi bir idealdir. 
Pek çok ülke anayasasında kendi devletlerinin yapısını tanımlarken demokratiklik kavramına atıfta bulunurlar. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası da “Türkiye 
Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanısma ve adalet anlayısı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiligine baglı, baslangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan , demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.’’ hükmünü amirdir. (1982 Anayasası ,Md.2) 

Aslında devletin demokratikligi devletin kuruldugu toprak parçasında hüküm süren siyasi rejimin sahip oldugu özelliklerdir. Demokratik bir devlette veya rejimde egemenlik halkın olmalıdır. Halkı yönetim yetkisi yöneticilere sınırlı biçimde verilmeli ve gerektiginde geri alınabilmelidir. Seçimler mutlaka var ve özgür olmalıdır. Halkın yönetime aktif biçimde katılımı saglanmalı ve halka farklı seçenekler arasından tercih yapabilme olanagı saglanmalıdır. Bunlara demokrasi ile ilgili insan haklarına saygı, ahde vefa, zaman asımı vb. gibi evrensel nitelik tasıyan degerler de ilave edilmelidir. 

Çünkü her ülkenin kendine özgü bir demokrasisinin olacagı yaklasımı kabul edilebilir bir yaklasım degildir. 

Kavram olarak demokratik devlet ‘’devlet yönetiminin kuramsal olarak, varlık sebebi olan yönetilenlere karsı tarafsız ve herkese esit mesafede 
bulunmasını’’(KIR,1999) ifade eder. Peki insan topluluklarının devlete ihtiyacı var mı dır? ‘’İnsan felsefesi açısından bakıldıgında devlet kurmak insanın varlık 
sartlarındandır.’’ (ODABAS,1999) Gerçekten de hangi devlet teorisi benimsenirse benimsensin tarihin her döneminde insan toplulukları devlet kurmuslardır. 
Demokratik devletin göstergelerinden belki de en önemlisi o ülkelerin anayasalarıdır. Aslında devletin demokratikligi ya da diger bir ifadeyle demokratik ilkelere baglılıgı o devletin gelismislik düzeyinin de bir göstergesidir. Günümüzde gelismis devletler gelismekte olan devletlere kıyasla vatandaslarına daha fazla özgürlük tanımıs ve ayrıca ülkelerinde evrensel hukuk kurallarını daha hakim kılmıslardır. 

Burada kısaca demokratik bir devletin anayasasının ne gibi özellikler tasıması gerektigini de vurgulamakta yarar vardır. Örnegin Burhan Kuzu’ya göre anayasa ‘’ayrıntıya inmeyen, birinci sınıf bir demokrasiyi getiren, temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan ve resmi herhangi bir ideoloji içermeyen ‘’ (KUZU, 1999) bir yapıda olmalıdır. 

Türkiye Cumhuriyetinin 1982 tarihli Anayasasına getirilen bir elestiri olarak Arif Ersoy anayasanın ‘’sivil ve devrim mantıgı ile degil normal mantıkla hazırlanıp, 
kısa, açık, öz bir uzlasma metni seklinde’’(ERSOY,1999) olması gerektigini ifade etmektedir. 

Sami Selçuk ise anayasadaki hukuk devleti kavramını yetersiz bulmakta ve bunun yerine ‘’hukukun üstünlügü’’ ilkesinin anayasalarda bulunması gerektigini ifade etmektedir. Ona göre ‘’demokrasinin özü hukukun üstünlügü ilkesidir.’’ (SELÇUK,1997) 

Demokratik devlet kavramı irdelenirken bir husus daima hatırlanmalıdır. Söyle ki devletin demokratikligi için bir takım yazılı kuralların mevcut olusu gerçekte asla yeterli degildir. Demokratik ilkelere baglılık mutlaka davranıslara ve uygulamalara yansıtılmalıdır. 

Her devlet ve toplum demokratik bir rejimin önüne çıkabilecek engelleri tanıyabilmeli ve ortadan kaldırabilmelidir. Bu engellerin basında halkın genelinin sahip oldugu demokratik degerlerin zayıflıgı gelmektedir. Diger bir deyisle demokratik degerlere baglılık tüm halk tarafından benimsenmelidir. 
İkinci engel ise toplumsal ve siyasal kutuplasmaların var olmasıdır. Toplumsal ve siyasal kutuplasmalar olası bir toplumsal mutabakatı engellerler. 
Sonuncu engel ise çok siddetli ekonomik bunalımların yasanmasıdır. 
Bu durumda siddetli toplumsal çatısmalar ortaya çıkabilir. 
Demokratik devlet kisi hak ve özgürlüklerini koruma altına almalıdır. Kanunlara
sadece yönetilenler degil yönetenler de tam anlamıyla uymalıdır. Yönetilenlerin 
yönetime aktif biçimde katılımı saglanmalıdır. Yönetenler arasındaki seçilmis ve atanmısların iliskileri demokrasi ve kamu yararı temelinde olmalı, yetki ve 
sorumluluklar net olarak ifade edilmelidir. 

Demokratik devlet anlayısı bir özlem olmaktan çıkarılarak tüm toplumun benimsedigi bir yasam biçimi seklini almalıdır. Bir toplumda demokrasi konusundaki kültürel farklar az, uzlasma alanları çok ise o toplumda demokrasinin yerlesmesi ve yasaması o ölçüde kolaylasacaktır. 
Bir toplumda demokratik anlayısı yerlestirmek ise öncelikle ailelerin katkısıyla gerçeklesebilecektir. Bir çocuk demokratik bir aile ortamında yetisirse ve aynı zamanda demokratik bir okul ve çevrede kendi bireyselliginin farkına varırsa elbette güçlü bir demokrasiyi benimseme duygusuna sahip olur. Öyleyse devletin demokratikligi kadar toplumun çekirdegini olusturan ailenin yapısının demokratik degerler tasıması da önemlidir.Çünkü “aile fert ile cemiyet, tabiatla insanlık, maddi hayatla manevi hayat arasında atılan ilk esaslı köprüdür.”(AĞAOGLU,1927:89) 

İKİNCİ BÖLÜM 

ÇIKAR VE BASKI GRUPLARININ KAVRAMSAL BOYUTU 

Son yıllarda demokratik yöntemlerle idare edilen devletlerde yönetimler bir dönüsüm ve degisim sürecinden geçmektedirler. Bu süreçte ülkedeki bilinen siyasi karar alma organlarına yeni ve etkili aktörler dahil olmaktadır. Bu degisime paralel olarak merkezi yönetimler yerel yönetimlerle, özel sektör sirketleriyle ve kar amacı gütmeyen kuruluslarla bir takım sorumlulukları ve dogal olarak yetkilerini de paylasmak zorunda kalmıslardır. 
Ulusal ölçekte karar vericiler sadece ulusal boyuttaki kuruluslardan etkilenmez ler. Aynı zamanda ve artan oranda uluslararası özel sektör sirketleri ve kar amacı gütmeyen kuruluslar tarafından da etkilenirler. 

Ulusal ve uluslararası arenada siyasi karar alma sürecini etkileyen bu yeni aktörler çıkar ve baskı gruplarıdır. 

I. ÇIKAR VE BASKI GRUBU TANIMLARI 

Sosyal bilimlerdeki pek çok kavram gibi çıkar ve baskı gruplarının ne oldugu hususunda da basit ve tek bir tanım mevcut degildir. Pek çok bilim adamı bu kavramları farklı yönlerden farklı yaklasımlarla tanımlamaya çalısmıslardır. 
Gerçekten de ‘’basit ifadelerle bir baskı grubunun neyi ifade ettigini anlatabilmek pek de mümkün degildir.’’ (HENNESSY; 2000) Söyle ki ; bazı baskı 
grupları kendiliginden ve çok kısa ömürlü olarak ortaya çıkarlar. Tek bir amaçları vardır ve bu amaca ulasıp ulasılmadıgının önemi olmaksızın kısa bir süre sonra dagılırlar. 

Örnegin her hangi bir kasabada kasaba sakinleri bir yolun belirli bir bölgeden geçmesini veya geçmemesini isteseler olusturdukları ve kısa süre sonra kendiliginden dagılan bir topluluk da gerçekte bir baskı grubudur. 
Aynı sekilde sürekli trafik kazası meydana gelen bir bölgede yöre sakinlerinin üstgeçit istemeleri ve bu amaçla bir araya gelerek yürüyüs ve gösteri yapmaları da bir baskı grubu faaliyetidir. 

Elbette her baskı grubu böyle basit amaçlar için basit bir yapıda kendiliginden olusmazlar. Baska bazı baskı grupları daha sürekli bir amaç için daha iyi organize olmus bir sekilde, bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçekte kurulmuslardır. Bu tür gruplar ellerindeki güçleri kullanarak üyelerinin çıkarlarına ters düsecegine inandıkları konularda siyasal karar alıcıları etkilemeye çalısırlar. (HENNESSY,2000) 

Tayyar Arı’ya göre baskı grupları ‘’bir takım ortak çıkarlar etrafında toplanmıs olan ve isbirligi içerisinde resmi kurumlarla temas kurarak görüs ve isteklerini bu yolla ilettikleri takdirde daha iyi sonuç alabileceklerini düsünen örgütlü gruplardır.’’(ARI,1997:133) Bu tanımda dikkati çeken nokta baskı gruplarının örgütlü yapılarıdır. Fakat bu yaklasımla kendiliginden ve geçici süre için bir araya gelmis toplulukların baskı grubu olmadıgı seklinde bir sav ileri sürülebilir. Oysa bu durum gerçegi yansıtmaz. Yukarıda bahsedildigi gibi bu tür kendiliginden olusan topluluklar da baskı grubudur. Burada olsa olsa örgütlülügün baskı grubunun etkinligini artıracagı söylenebilir. 

İlter Turan ise baskı grubunu ‘’üyelerinin ortak çıkarlara sahip bulunduklarını algılayan, iktidara geçmeyi amaçlamadan siyasal sistemi etkilemeye çalısan bir 
topluluk’’ (TURAN,1986:132) olarak tanımlamaktadır. 

Burada üyelerin kim olduklarının ve ne istediklerinin farkında olmaları önemlidir. Aynı sekilde bu isteklerin siyasal karar alma sürecini etkileyerek elde 
edilmesi gerekir. 
Siyasal karar alma sürecini etkileme amacı olmayan gruplar baskı grubu olarak değerlendirilemezler. Söyle ki ‘’baskı gruplarının tamamı dogrudan ya da dolaylı olarak siyasetin içindedirler. Çünkü kurulus ve varolus amaçları üyelerinin ya da toplumun bir kesiminin haklarını ve çıkarlarını korumak ve savunmaktır. ‘’ (ÇOMAKLI,2003) 
Bütün baskı gruplarının bir yönüyle siyasetin içinde oldugu bir gerçekse de baskı gruplarının varlıgı ve kurulusu salt siyasal nedenlere indirgenemez. lter Turan’ın açıkça ifade ettigi gibi bir baskı grubu olan ‘’meslek odalarının varlık nedenleri yalnızca siyasetle ilgili degildir. Çesitli faaliyetleri arasında siyasal nitelikte olanlar da vardır.’’ (TURAN,1986:131) 

Belirli ortak çıkarlar etrafında bir araya gelme ve örgütlenme sonucu çıkar gruplarının olustugunu ifade eden C.Can Aktan’a göre çıkar grupları amaçları 
dogrultusunda siyasal iktidarı ve bürokrasiyi etkilemeye ya da baskı yapmaya baslarsa baskı grubu ortaya çıkmıs demektir.(AKTAN,1993) 
Literatürde genellikle çıkar ve baskı grupları tek bir kavrammıs gibi kullanırlar. 
Can Aktan baskı grubu tanımlaması yaparken bir baska kavrama da atıfta bulunmaktadır. Bu kavram rant kollamadır. Rant kollama bireysel olabilecegi gibi kurumsal ya da örgütlü de olabilir.Aktan’a göre ‘’kurumsal ya da örgütlü olarak rant kollama ortak menfaatleri etrafında birlesen ve bunları gerçeklestirmek için örgütlenen kesimin devletten ekonomik transfer elde etme gayretine verilen isimdir. Bu sekilde rant kollamaya çalısanlara siyaset biliminde çıkar ve baskı grupları adı verilmektedir.’’(AKTAN,1993) 

Yukarıdaki tanım baskı gruplarının faaliyetlerini sadece ekonomik boyuta indirgediginden eksik olarak nitelendirilebilir. Çünkü baskı gruplarının sosyal ve 
ideolojik amaçlarla kurulanları da mevcuttur. Bu tip baskı gruplarına örnek olarak çevre örgütleri, insan haklarını koruma örgütleri gösterilebilir. 
Baskı gruplarının sadece ulusal ve bölgesel oldugu düsünülmemelidir. 
Küresellesen günümüz dünyasında çok uluslu büyük sirketler de kendi alanlarında birer baskı grubu olarak ele alınmalıdır.(HENNESSY,2000) 
Çok uluslu büyük sirketler hem istihdam sagladıkları genis kitlelerin, hem de kontrollerinde bulundurdukları muhtesem maddi gücün avantajlarını bir arada 
kullanabilirler. 
Keza ulusal ve uluslararası boyuttaki medya da bir baskı grubu olarak ele alınmalıdır. Medyanın gücü ise kamuoyu olusturma kudretinden 
kaynaklanmaktadır.(HENNESSY,2000) 

Yukarıdaki açıklamaların ısıgında bir tanım yapmak gerekirse baskı grupları maddi ya da sosyal, ahlaki, çevresel ve ideolojik mülahazalarla kurulan, örgütlü ya da örgütsüz yapıda bulunabilen ve siyasal karar alma sürecini üyeleri lehine etkilemeye çalısan bölgesel, ulusal ve uluslararası boyuttaki gruplardır. 
Baskı gruplarının çıkar gruplarından farklılıgı ise siyasi karar alıcıları etkileme gayretidir. Buradaki gayretler sadece devlete karsı yürütülen faaliyetler degildir. Her baskı grubu kendi üyelerinin çıkarlarını toplumdaki ya da uluslararası arenadaki rakiplerine karsı da korumak isterler. Bu yönde faaliyetlerde bulunurlar. 

5 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

10 Kasım 2018 Cumartesi

IRAK VE SURİYE'DEKİ GELİŞMELERİN TÜRKİYE'YE ETKİLERİ BÖLÜM 5


IRAK VE SURİYE'DEKİ GELİŞMELERİN TÜRKİYE'YE ETKİLERİ BÖLÜM 5





BİLGE ADAMLAR KURULU ÜYELERİ  ÖZGEÇMİŞLERİ 

Salim DERVİŞOĞLU, Oramiral (E), 
Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı 

Bilge Adamlar Kurulu Başkanı 

Salim Dervişoğlu, 1936’da İzmit’te doğdu. 1957 yılında Deniz Harp Okulu’ndan asteğmen rütbesi ile mezun oldu. Deniz Kuvvetlerinin çeşitli deniz ve kara hizmetlerinde bulundu. 1965-1967 yıllarında Deniz Harp Akademisi öğreniminden sonra Kurmay Binbaşı olarak Sultanhisar Gemisi ve bilahare Gayret Muhribi Komutanlığı yaptı. 1972-1973 yıllarında ABD’de İşletme alanında yüksek lisans yaparak yüksek işletme mühendisi oldu. 1974-1977 yıllarında Brüksel’deki NATO karargâhında görev yaptı. 1977- 1979 yıllarında 3. Muhrip Filotillası komodorluğundan sonra çeşitli kara görevlerinde bulundu. 
30 Ağustos 1981 yılında tuğamiral oldu. Deniz Kuvvetleri Personel ve Lojistik başkanlığı, Çıkarma Filosu, Hücumbot Filosu, Harp Filosu komutanlıkları yaptı. Dervişoğlu ayrıca Deniz Harp Akademisi Komutanlığı ve Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı görevlerini yürüttü. İtalya’da (Napoli) da 2 yıl boyunca NATO görevlerinde bulundu. Dervişoğlu, Koramiral olarak Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Yardımcılığı, Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı görevlerini yürüttü. Oramiral olarak 1995-1997 yıllarında Donanma 
Komutanlığı yaptı ve 1997-1999 yıllarında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yaparak emekli oldu. 

Bayan Türkan Dervişoğlu ile evli olan Dervişoğlu’nun Mehmet ve Ahmet adlarında 2 oğlu vardır. Dervişoğlu, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. 

***

İlter TÜRKMEN, Dışişleri Eski Bakanı 

Bilge Adamlar Kurulu Başkan Yardımcısı 

İlter Türkmen 1927 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Türkmen, 1949 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girdi. 

İlter Türkmen, 1961-64 yılları arasında Washington Büyükelçiliğinde Müsteşar, 1964-68 yılları arasında Dışişleri Bakanlığında Genel Müdür ve Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapmıştır. 1968-72 yıllarında Atina Büyükelçiliği görevini yürüten Türkmen, 1972-75 yılları arasında Türkiye’nin Birleşmiş Milletler nezdindeki Daimî Temsilcisi olmuştur. 1979-80 yıllarında Birleşmiş 
Milletler Teşkilatında Genel Sekreter Yardımcısı, 1980-83 yıllarında ise Dışişleri Bakanı olmuştur. 

1984-88 yılları arasında tekrar Birleşmiş Milletler nezdinde Daimî Temsilci olarak görev alan Türkmen, 1988-91 yıllarında Paris Büyükelçiliğine getirilmiştir. Türkmen, 1991-96 yılları arasında Birleşmiş Milletler teşkilatında Genel Sekreter Yardımcısı ve Filistin Mültecilerine Yardım Örgütü Genel Komiseri görevlerini yürütmüştür. İlter Türkmen, Bilge Adamlar Kurulu Başkan Yardımcılığının yanında OBİV Dış ve Savunma Politikası Grubu Başkanlığını da yürütmektedir. 

----

Sami SELÇUK, Prof. Dr., 
Yargıtay Eski Başkanı 

Bilge Adamlar Kurulu Başkan Yardımcısı 1937’de Konya-Taşkent’te doğmuştur. 1955’te Konya Lisesi’ni ve 1959’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiştir. Ankara yargıç adayı olarak mesleğe başlayan Selçuk, sırasıyla Sütçüler, Akşehir, Yenice ve 1972’den sonra Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunmuştur. 
21.09.1982 tarihinde Yargıtay Üyeliğine seçilen Selçuk, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca, 10.07.1990 tarihinde ilk kez, 13.07.1994 tarihinde ikinci kez, 13.07.1998 tarihinde üçüncü kez Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi Başkanlığına seçilmiştir. Fransızca ve İtalyanca bilen Selçuk, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde doktora yapmış, 1986 yılında doçent olmuştur. Selçuk’un kitap ve çeviri çalışmalarının yanında yerli ve yabancı dergiler ile günlük basında yayımlanmış Türkçe ve yabancı dilde; hukuk, dil, laiklik ve Atatürkçülük 
konularında makale ve denemeleri vardır. 

Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 07.07.1999 tarihinde Yargıtay Birinci Başkanlığına seçilen Doç. Dr. Sami Selçuk bu görevden 15.06.2002 tarihinde yasal yaş sınırı nedeniyle emekliye ayrılmıştır. Emekliye ayrıldıktan sonra Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinin öğretim üyeleri kadrosuna 
dâhil olmuştur ve Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığına seçilmiştir. Selçuk, Fakültede Ceza 
Hukuku ve Ceza Usul Hukuku dersleri vermektedir. 

----

Kutlu AKTAŞ, 
İçişleri Eski Bakanı, Vali (E) 


Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Kutlu Aktaş, 1962 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur. Mezuniyetini müteakip 30 Temmuz 1962 tarihinde atandığı Çankırı Maiyet Memurluğunda Yumurtalık ve Küre Kaymakam Vekilliklerinde görevlendirilip staj süresini doldurmuş, Kaymakamlık kursu ile Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’ünü (TODAİE) bitirdikten sonra 1964’te Darende Kaymakamlığına atanmıştır. 

30 Eylül 1967 tarihinde Yahyalı, 30 Nisan 1970 tarihinde Çüngüş, 31 Temmuz 1972 tarihinde Bozcaada, 1976 tarihinde Simav Kaymakamlıklarına atanan Aktaş, 3 Ağustos 1976 tarihinde Mülkiye Müfettişliğine, 20 Ağustos 1976 tarihinde 1. sınıf Mülkiye Müfettişliğine, 4 Şubat 1977 
tarihinde Mülkiye Başmüfettişliğine, 28 Mart 1979 tarihinde de Mülkiye Müşavirliğine atanmıştır. Kutlu Aktaş, 26 Haziran 1981 tarihinde Ağrı Valiliğine, 22 Aralık 1986 tarihinde Malatya Valiliğine, 21 Nisan 1990 tarihinde İzmir Valiliğine ve 15 Temmuz 1997›de ise İstanbul Valiliğine atanmıştır. Aktaş, 5 Ağustos 1998-11 Ocak 1999 tarihleri arasında İçişleri Bakanı olarak görev yapmıştır.

----

Özdem SANBERK, Büyükelçi (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Özdem Sanberk, Dışişleri Bakanlığı memuru olarak Madrid, Amman, Bonn ve Paris Büyükelçiliklerinde ve İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Daimi Temsilciliklerinde çeşitli derecelerde görevde bulunduktan sonra, 1985-1987 yılları arasında dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın dış politika danışmanlığını yapmıştır. 

1987-1991 yılları arasında Avrupa Topluluğu nezdinde Büyükelçi Daimi Temsilci, 1991-1995 yıllarında arasında Dışişleri Müsteşarı ve 1995-2000 yılları arasında da Londra Büyükelçisi olarak görev yapmıştır. 2000 yılında emekliye ayrılan Sanberk, 2003 Eylül ayına kadar Türkiye Ekonomik Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) Direktörlüğü görevinde bulunmuştur. Sanberk 2011’de, İsrail’in Mavi Marmara gemisine yaptığı saldırıyı müteakiben Birleşmiş Milletler’in yürüttüğü 
soruşturma sürecinde oluşturulan Palmer Komisyonu’nda Türkiye’yi temsilen yer almıştır. Sanberk, Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesidir. 

Özdem Sanberk, Sumru Sanberk ile evli olup Nazlı Sanberk’in babasıdır. 

----

Sönmez KÖKSAL, Büyükelçi (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Sönmez Köksal, 8 Mart 1940 İzmir’de doğdu. Köksal, Saint Joseph Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Köksal, 1963 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girdi. 
Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliğinde, Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Ekonomik Sorunlar Dairesinde Şube Müdürü, Burgaz’da Başkonsolos, Paris Büyükelçiliğinde Müsteşar, Siyaset Planlama Dairesi ve Orta Doğu ve Afrika Dairelerinde Başkanlık görevlerinde bulundu. 

1980’de Avrupa Ekonomik Topluluğu nezdindeki Türkiye Daimi Temsilci yardımcılığına atandı. 

1983’de Çok Taraflı Ekonomik İlişkiler Genel Müdür Yardımcılığını üstlendi. 1986 yılında Bağdat Büyükelçiliği’ne atandı. 1990’da Avrupa Konseyi nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliği görevini üstlendi. Türkiye’nin dönem başkanlığına rastlayan 1992 Nisan-Eylül ayları arasında 6 ay süre ile Avrupa Konseyi Bakan Delegeleri Komitesi’ne başkanlık yaptı. Köksal, 1992 Ekim ayında Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı oldu. 1998 Şubat ayında Paris Büyükelçiliği’ne atandı. 1 Ağustos 2002 tarihinde kendi isteği üzerine emekli oldu. Sönmez Köksal, 2002-2006 döneminde Işık Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak bulundu ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı görevini üstlendi. 

----

Güner ÖZTEK, Büyükelçi (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 
Güner Öztek 1935 yılında Çankırı’da doğdu. 1955 yılında St. Joseph Lisesi’nden mezun oldu. 1959 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Güner Öztek, 1959-1960 tarihleri arasında Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği Özel Kaleminde Ataşe, 1961-1963 tarihleri arasında Dışişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğünde 3’ncü Kâtip, 1963-1966 tarihleri arasında Paris Büyükelçiliğinde 3’ncü ve 2’nci Kâtip ve 1966-1969 tarihleri arasında Dakar Büyükelçiliğinde 2’nci Kâtip ve Başkâtip olarak görev yapmıştır. Öztek, 1969- 1971 tarihleri arasında Dışişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğünde Başkâtip, 1971-1972 tarihleri arasında Başbakanlık Özel Kalem Müdürü, 1972-1976 tarihleri arasında Londra Büyükelçiliği Müsteşarı, 1976-1978 tarihleri arasında Uluslararası Kuruluşlar Genel Müdür Yardımcılığı, Elçi, Genel Müdür Yardımcısı, 1978-1982 tarihleri arasında Moskova Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı 
ve 1982-1986 tarihleri arasında İkili Siyasi İşler Genel Müdür Yardımcısı görevlerinde bulunmuştur. 

Güner Öztek, 1986-1991 tarihleri arasında Kuveyt Büyükelçisi, 1992-1995 tarihleri arasında Dışişleri Müsteşar İdari İşler Yardımcısı, 1995-1999 tarihleri arasında Belçika Krallığı nezdinde T.C. Büyükelçisi ve Batı Avrupa Birliği nezdinde Daimi Temsilci olarak görev yapmıştır. Güner Öztek, 1 Ocak 2001’den itibaren Ortadoğu ve Balkan İncelemeleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı 
ve Direktörü olarak görev yapmaktadır. Öztek, Fransızca ve İngilizce bilmektedir. 

----

Ümit PAMİR, Büyükelçi (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

1942 yılında İstanbul’da doğdu. Saint-Joseph Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. 1965 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Gümülcine Konsolosluğu ve Cumhurbaşkanlığı döneminde Fahri Korutürk’ün Özel Kalem Müdürlüğünü yaptı. Pamir, 1990 yılında Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün daimi temsilciliğini yaptı. 1991 yılında Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi oldu. 1995-1997 yılları arasında Yunanistan Büyükelçiliği 
görevinde bulundu. Başbakan Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz’ın başdanışmanlığı nı yaptı. 2000’de Türkiye’nin BM nezdindeki daimi temsilciliğine getirildi. Kıbrıs’ın ele alındığı Bürgenstock görüşmelerinde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile beraber çalıştı. 2004- 2006 yılları arasında NATO Daimi Temsilciliği yaptı. 2007 yılında Dışişleri Bakanlığı Müşavirliği görevine getirildi ve aynı yıl yaş haddinden emekli oldu. Dilek Pamir’le evli ve iki çocuk babasıdır.

---

Oğuz ÇELİKKOL, Dr., Büyükelçi (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Dr. Oğuz Çelikkol, ilköğrenimine Ağrı’da başladı, İstanbul’da tamamladı. İstanbul Vefa Lisesi’ni bitirdikten sonra, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. ABD’de Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde (USC) master, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde doktora yaptı. 

37 yıl Dışişleri Bakanlığında çalıştı. Türkiye’nin New York Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nde, Beyrut ve Washington Büyükelçiliklerinde görev gördü. 1993-1997 yıllarında Los Angeles Başkonsolosu oldu. 

Ankara’da Orta Doğu Genel Müdür Yardımcılığı, Orta Doğu Genel Müdürlüğü ve Irak Özel Temsilciliği görevlerinde bulundu. 2000-2004 yıllarında Şam’da, 2008-2009 yıllarında Atina’da, 2009-2010 yıllarında Tel Aviv’de ve 2010-2013 yıllarında Bangkok’da Türkiye’yi Büyükelçi olarak temsil etti. 
Halen İstanbul Kültür Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. “One Minute’ten Mavi Marmara’ya Türkiye-İsrail Çatışması” adlı 2014 yılı Mayıs ayında yayımlanan bir kitabı bulunmaktadır. 

---

Ahmet Ünal ÇEVİKÖZ, Büyükelçi (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Ünal Çeviköz, 1952 yılında İstanbul’da doğdu. Lise eğitimini Kadıköy Maarif Koleji’nde tamamladıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nin İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden 1974, Siyaset Bilimi bölümünden ise 1978 yılında mezun oldu. Aynı yıl Dışişleri Bakanlığı’nda göreve başladı ve merkez görevini müteakip Moskova Büyükelçiliği’nde ikinci katip, Bregenz Başkonsolosluğu’nda Konsolos olarak görev yaptı. 

Ankara’da Doğu Dairesi’nde şube müdürü olarak yaptığı görevi tamamladıktan sonra Sofya Büyükelçiliği Müsteşarlığı’na tayin edildi. 1989 yılında Dışişleri Bakanlığı’ndan izinli olarak ayrılarak NATO Uluslararası Yazmanlığı’nda göreve başladı ve önce Ekonomi Direktörlüğü’nde sonra Siyasi Direktörlük’te çalıştı. 1993 yılında Brüksel Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler Yüksek 
Lisans derecesini aldı. 1994 yılında NATO’nun Moskova’daki Enformasyon Bürosu’nu açmakla görevlendirildi. Bunu müteakip NATO-Rusya Kurucu Senedi’ni hazırladı ve 1997 yılında yeniden Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevine döndü. Balkan Dairesi Başkanı ve Kafkasya-Orta Asya Genel Müdür Yardımcısı olarak merkez görevlerini tamamladıktan sonra 2001-2004 yıllarında 
Türkiye’nin Azerbaycan nezdinde, 2004-2006 yılları arasında da Irak nezdinde Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2007-2010 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Müsteşar İkili Siyasi İşler Yardımcısı olarak Ankara’da bulundu. Bu sırada 2009 yılında Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolleri hazırladı. 2010 yılında Londra’ya Büyükelçi olarak tayin oldu. 2014 yazında bu görevini tamamlayarak Türkiye’ye döndü. 

Ünal Çeviköz 2013 yılında Uluslararası Denizcilik Örgütü 28. Dönem (2013-2015) Genel Kurul Başkanlığı’na seçildi. İngilizce, Fransızca, Rusça, Almanca ve İtalyanca bilmektedir. 

----

Necdet TİMUR, Orgeneral (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

1937 yılında Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde doğmuştur. 1958 yılında Kara Harp Okulu’ndan, 1960 yılında Muhabere Okulu’ndan mezun olmuştur. Timur, 1968 yılında Kara Harp Akademisi’nden mezun olmuş, ardından Kurmay Subay olarak, 1’nci Ordu Muhabere İşletme Bölük Komutanlığı, 2’nci Zırhlı Tugay Harekât Eğitim Şube Müdürlüğü, Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği, 1’nci Ordu Genel Sekreterliği Harekât Subaylığı, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Harekât Eğitim Şube Müdürlüğü, Paris Kara Ataşeliği, 3’ncü Ordu Plan ve Harekât Şube Müdürlüğü ve Işıklar Askeri Lisesi Komutanlığı görevlerini yürütmüştür. 

Necdet Timur, 1983 yılında tuğgeneralliğe, 1987 yılında tümgeneralliğe terfi etmiştir. Timur, tümgeneral rütbesi ile Genelkurmay Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanlığı, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı görevlerini yürütmüştür. 1991 yılında korgeneralliğe terfi ederek Genelkurmay Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanlığı, 2’nci Kolordu Komutanlığı ve Harp Akademileri Komutan Yardımcılığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Başyardımcılığı görevlerinde bulunduktan sonra 1997 yılında orgeneralliğe terfi etmiştir. Bu rütbede Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevini müteakip 1’nci Ordu Komutanlığı’na atanmıştır. Fransızca bilen emekli Orgeneral Necdet Yılmaz Timur, 
Bayan Nezih Timur ile evlidir ve 1 çocuk sahibidir. 

----

Oktar ATAMAN, Orgeneral (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 
Oktar Ataman 1939’da İstanbul’da doğmuştur. 1961 yılında Kara Harp Okulu’ndan topçu subayı olarak mezun olmuş, 1966-1968 yılları arasında Kore Cumhuriyeti’nde Askeri Ataşe Yardımcısı ve Birleşmiş Milletler nezdinde İrtibat Subayı görevlerinde bulunmuş ve 1975 yılında Kara Harp Akademisi’ni bitirerek Genelkurmay Plan Harekât Daire Başkanlığı’na proje subayı olarak atanmıştır. 
1977’de İngiliz Kraliyet Kara Kurmay Koleji’ne seçilen Ataman, mezuniyetini müteakip Kara Harp Akademisi’nde üç yıl öğretim üyesi olarak, 1980-1983 yıllarında ise Belçika’da SHAPE Karargâhı Plan ve Prensipler Başkanlığı’nda karargâh subayı olarak görev yapmıştır. 1988’de tuğgeneral rütbesine terfi eden ve Genelkurmay Başkanlığı Plan Harekât Daire Başkanı olarak görev yapmaya başlayan Ataman 1992’de tümgeneralliğe terfi ederek Genelkurmay Başkanlığı Strateji ve Kuvvet Planlama Daire Başkanlığı’na atanmıştır. 

Orgeneral Ataman, 1997’de korgeneral rütbesine terfi etmiş ve Genelkurmay Başkanlığı Harekât Başkanlığı’na atanmıştır. Eylül 1998’den itibaren NATO Askeri Komitesi nezdinde Türk Askeri Temsil Heyeti Başkanı olarak görev yapan Orgeneral Ataman, 2000-2001 yıllarında 6’ncı Kolordu Komutanı olarak görev yapmıştır. 2001’de NATO Güneydoğu Avrupa Müşterek Kuvvetler Komutanlığı görevini devralan Ataman aynı yıl içinde orgeneralliğe terfi etmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri Üstün Hizmet Madalyası ile taltif edilen Orgeneral Ataman, Bayan Nedret Ataman ile evli olup bir kız ve bir erkek çocuğu babasıdır. 

---

Sabahattin ERGİN, Koramiral (E) 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Emekli Koramiral Sabahattin Ergin 1926’da İstanbul’da doğmuştur. 1935 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı piyano bölümüne devam ederek başladığı müzik yaşamını çeşitlendirerek sürdürmüştür. Sabahattin Ergin, 1983 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda sanatçı ve öğretim üyesi olmuştur. Ergin, İ.T.Ü. Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nda lisans, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans, sanatta yeterlik ve doktora programların  da Müzik Pedagojisi, Müzik Eğitimi Felsefesi, Çağdaş Müzik Eğitimi Yöntemleri ve Mukayeseli Müzik Tarihi gibi dersleri Türkçe ve İngilizce olarak vermiştir. 

İ.T.Ü. dışında, Türk Mûsıkîsi Vakfı, Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitüsü ve diğer bazı kültürel ve bilimsel dernek ve kurumlarda, kurucu, yönetim kurulu başkanlığı ve kurucu üyelikler de yapmıştır. 

42 yıl süren bir askerlik hizmetinde bulunan Ergin, Atatürkçülük ve jeopolitik konuları üzerinde çalışmalar yapmakta olup, meşgul olduğu çeşitli alanlarda ulusal ve uluslararası bilimsel etkinliklere; konuşmacı, bildiri sunucu ve panelist olarak katılmaktadır. İlgilendiği konular üzerine kaleme aldığı bazı çalışmaları kitap, makale ve tebliğ olarak basılmıştır. 

----

Nur VERGİN, Prof. Dr. 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Nur Vergin, 1941’de İstanbul’da doğdu. Çocukluğunu ve gençliğini yurt dışında geçirdi. Paris- Sorbonne Üniversitesi’nde Sosyoloji lisans ve yüksek programlarını tamamladıktan sonra aynı üniversitede Sosyoloji Doktoru unvanını aldı. 1973’te Türkiye’ye dönüp İstanbul Üniversitesi’nde göreve başladı. 
Nur Vergin Bilkent Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyeliği görevinde bulundu. 
Vergin, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden emekli olmuştur. 
Çeşitli uluslararası Sosyal Bilimler Derneklerine üye olan ve siyaset, kimlik ve din sosyolojisi üzerine çalışan Vergin’in, Industrialisation et Changement Social en Milieu Rural (1976), Türkiye’ye Tanık Olmak (1998), Din, Toplum ve Siyasal Sistem (2000) ve Siyaset Sosyolojisi: Kavramlar, Tanımlar ve Yaklaşımlar (2008) başlıklı kitapları yayımlanmıştır. 

----

Orhan GÜVENEN, Prof. Dr. 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 


1973 yılında OECD İstatistik Danışmanı olarak iş hayatına başlayan Prof. Dr. Orhan Güvenen, 1976 yılında Paris-Sorbonne Üniversitesi (EPHE) Öğretim Üyesi, 1977-1984 yıllarında Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales’de Öğretim Üyesi, 1979-1988 yıllarında Paris Üniversitesi Araştırma Direktörü ve Ekonometri Profesörü olarak çalışmıştır. Prof. Dr. Güvenen, 1988-1994 yıllarında T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı görevine atanmıştır. 
1995-1997 yıllarında Büyükelçi olarak İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi olarak görev yapan Prof. Dr. Güvenen, 1996 yılında ABD, Case Western Reserve Univ., “Systems Engineering Department” bölümünde Misafir Profesör olarak görev yapmıştır. 1997-1999 yıllarında T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı ve 1997-2000 yıllarında Büyükelçi ve Başbakan Başmüşavirliği görevlerine getirilmiştir. Güvenen, 2002 yılında UNESCO Yönetim Kurulu Türkiye Temsilcisi ve Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiştir. 
Milli Güvenlik Akademisi’nde Uluslararası Ekonomi Profesörü ve Paris Üniversitesi’nde Misafir Profesör olarak görev yapan Güvenen, 1988 yılında “Dünya Sistemleri, Ekonomileri ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü”nü kurmuş ve halen adı geçen Enstitü’de Ekonometri ve Uluslararası Ekonomi Profesörü ve Başkan olarak görevine devam etmektedir. Ayrıca, Ağustos 2000’den itibaren, 
Bilkent Üniversitesi Uygulamalı Yabancı Diller Muhasebe Bilgi Sistemleri Bölüm Başkanlığı görevini sürdürmektedir. 

---

Ali KARAOSMANOĞLU, Prof. Dr. 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Uluslararası Hukuk doktorasını Lozan Üniversitesi’nden almış olan Prof. Karaosmanoğlu, Stanford Üniversitesi Hoover Institution’da, NATO’da, Lahey Uluslararası Hukuk Akademisi’nde ve Princeton Üniversitesi’nde araştırma bursları kazanmış ve misafir öğretim üyesi olarak bulunmuştur. Bilkent Üniversitesi’ne katılmadan önce Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ’de öğretim üyeliği yapan Prof. Karaosmanoğlu, Türk dış politikası, strateji ve güvenlik politikaları konularında çalışmalar yapmaktadır.

Yayınları arasında Les actions Militaires coercitives et non coercitives des Nations Unies (Droz); İç Çatışmaların Çözümü ve Uluslararası Örgütler (Boğaziçi Üniversitesi); Middle East, Turkey and the Atlantic Alliance (Dış Politika Enstitüsü, Editör); The Europeanization of Turkey’s Security Policy (Dış Politika Enstitüsü, editör) başlıklı kitapları ve Foreign Affairs, Politique Etrangère, International Defense Review, Europa Archiv, Security Dialogue ve Journal of International Affairs gibi dergilerde basılmış makaleleri bulunmaktadır. Prof. Karaosmanoğlu, Avrupa Bilim ve Sanat Akademisi üyesidir. 

Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden 2010 yılında emekli olan Karaosmanoğlu, İhsan Doğramacı Vakfı’na bağlı Dış Politika ve Barış Araştırmaları Merkezi’nin başkanıdır. 

---

İlter TURAN, Prof. Dr. 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

1941 yılında İstanbul’da doğmuştur. Orta öğrenimini Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri’nde tamamlamıştır. 1962 yılında Oberlin Koleji’nden (ABD) Siyasal Bilimler Lisansı, 1964 yılında Columbia Üniversitesi’nden Siyasal Bilimler Yüksek Lisansı almıştır. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, Siyaset İlmi Kürsüsü’ne asistan olarak girmiştir. Aynı kürsüde 1966 yılında Doktor, 1970 yılında Doçent, 1976 yılında da Profesör olmuştur. 

1984 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne intisap etmiş, 1991 yılında aynı fakültede yeni kurulan Uluslararası İlişkiler Kürsüsü Başkanlığı’nı üstlenmiştir. 1993 yılında İstanbul Üniversitesi’ndeki görevinden ayrılmış ve Koç Üniversitesi İdari Bilimler ve İktisat Fakültesi’nde Siyasal Bilimler Profesörü olarak görev almıştır. Ekim 1998-2001 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Rektörlük görevini üstlenmiştir. Hâlihazırda aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesidir. 

Prof. Dr. İlter Turan’ın Mukayeseli Siyaset, Türk Siyasal Hayatı, Siyasal Davranış, Siyasal Kültür, Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika konularında yayımlanmış İngilizce ve Türkçe kitap ve makaleleri bulunmaktadır. Akademik mesleğine ek olarak muhtelif şirket ve vakıf yönetim kurullarında 
görev yapmakta, Dünya Gazetesi’nde haftalık yazılar yazmaktadır. 

Ahmet Çelik KURTOĞLU, Prof. Dr. 

Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Ahmet Çelik Kurtoğlu 1942’de Ankara’da doğdu. Kurtoğlu, 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nden lisansüstü derecesini alan Kurtoğlu, ABD’de Yale Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. Kurtoğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde İktisat Profesörlüğü görevinden 1995 yılında emekliliğe ayrıldı ve 1997-2006 yıları arasında Galatasaray Üniversitesi’nde 
ders verdi. 

Çelik Kurtoğlu, öğretim üyeliği yanında 1978-82 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı’na uluslararası ekonomi politikaları konusunda Danışmanlık yapmıştır. 1987-1995 yılları arasında İstanbul’da bulunan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) Direktörü olarak görev yapan Çelik Kurtoğlu, 1998 yılında Kurdoğlu Danışmanlık A.Ş.’yi 2002 yılında ise “iyi şirket” Danışmanlık A.Ş.’yi kurmuştur. Kurtoğlu, halen bu iki şirket kanalı ile yatırım bankacılığı ve kurumsal yönetim konularında bilgi ve tecrübelerini paylaşmaktadır.

Çelik Kurtoğlu, DEİK Yönetim Kurulu Üyesi, Karadeniz Ekonomik İşbirliği İş Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi, TEMA Yönetim Kurulu Başkanı, Tekfenbank Yönetim Kurulu Üyesi, Avrupa Sanayiciler Yuvarlak Masası (ERT) “Asosiye Üyesi” dir. 

---

Ersin ONULDURAN, Prof. Dr. 
Bilge Adamlar Kurulu Üyesi 

Ersin Onulduran, 1945 yılında Bandırma’da doğdu. Lisans eğitimini Claremont Men’s College’de Siyaset Bilimi dalında, Yüksek Lisans eğitimini California State University’de Uluslararası İlişkiler bilimi dalında tamamladı. Doktora eğitimini University of Southern California’da Siyaset Bilimi alanında yaptı. 1973 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Aynı fakültede 1983’de Doçent, 1989’da Profesör oldu. 
Onulduran, Ankara Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyeliği ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı görevlerini yürüttü. Aynı zamanda Üniversitede Yabancı Diller Yüksek okulu Müdürü olarak görev yaptı. Ersin Onulduran 1986-2010 yılları arasında Türkiye- ABD Kültürel Mübadele Komisyonu (Fulbright Eğitim Komisyonu) Genel Sekreteri görevini yürüttü. 
Prof. Dr. Ersin Onulduran 2012 yılında Ankara Üniversitesi’nden emekli oldu. Onulduran, evli ve bir çocuk babasıdır.


***

BİLGESAM YAYINLARI 

Kitaplar 

Çin Yeni Süper Güç Olabilecek mi? Güç, Enerji ve Güvenlik Boyutları 
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
Değişen Dünyada Türkiye’nin Stratejisi 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
Türkiye’nin Bugünü ve Yarını 
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN 
Türkiye Cumhuriyeti’nin Ortadoğu Politikası 
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN 
Türkiye’nin Vizyonu: Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri 
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Bildiri Kitabı 
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 
IV. Ulusal Hidrojen Enerjisi Kongresi ve Sergisi Bildiri Kitabı 
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 
Özgür, Demokratik ve Güvenli Seçim 
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 
Terörle Mücadele Stratejisi 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Hazırlayan: Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
Türkiye’de Kürtler ve Toplumsal Algılar 
Dr. Mehmet Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK 
Teoriler Işığında Güvenlik, Savaş, Barış ve Çatışma Çözümleri 
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI

Asya’da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları 

(Ed.) Doç. Dr. R. Kutay KARACA 
Sivil-Asker İlişkileri ve Ordu-Toplum Mesafesi 
Dr. Salih AKYÜREK, Serap KOYDEMİR, Esra ATALAY, Adnan BIÇAKSIZ 
Orta Doğu’da Değişim ve Türkiye 
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Erdem KAYA 
Atatürk’ün Dış Politika Stratejisi: Hedefler ve Prensipler 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
İçimizdeki Komşu Suriye 
Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL 
Dünden Bugüne Kürt Sorunu ve PKK 
Dr. M. Sadi BİLGİÇ 

Raporlar 

Rapor 1: Küresel Gelişmeler ve Uluslararası Sistemin Özellikleri 
Prof. Dr. Ali KARAOSMANOĞLU 
Rapor 2: Değişen Güvenlik Anlayışları ve Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
Rapor 3: Avrupa Birliği ve Türkiye 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK 
Rapor 4: Yakın Dönem Türk-Amerikan İlişkileri 
Prof. Dr. Ersin ONULDURAN 
Rapor 5: Türk-Rus İlişkileri Sorunlar-Fırsatlar 
Prof. Dr. İlter TURAN 
Rapor 6: Irak’ın Kuzeyindeki Gelişmelerin Türkiye’ye Etkileri 
E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL 
Rapor 7: Küreselleşen Dünyada Türkiye ve Demokratikleşme 
Prof. Dr. Fuat KEYMAN 
Rapor 8: Türkiye’de Bağımsızlık ve Milliyetçilik Anlayışı 
Doç. Dr. Ayşegül AYDINGÜN 
Rapor 9: Laiklik, Türkiye’deki Uygulamaları Avrupa ile Kıyaslamalar Politika Önerileri 
Prof. Dr. Hakan YILMAZ 
Rapor 10: Yargının İyileştirilmesi/Düzeltilmesi 
Prof. Dr. Sami SELÇUK 
Rapor 11: Yeni Anayasa Türkiye’nin Bitmeyen Senfonisi 
Prof. Dr. Zühtü ARSLAN 
Rapor 12: Türkiye’nin 2013 Yılı Teknik Vizyonu 
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 
Rapor 13: Türkiye-Ortadoğu İlişkileri 
E. Büyükelçi Güner ÖZTEK 
Rapor 14: Balkanlarda Siyasi İstikrar ve Geleceği 
Prof. Dr. Hasret ÇOMAK, Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER 
Rapor 15: Uluslararası Politikalar Ekseninde Kafkasya 
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY 
Rapor 16: Afrika Vizyon Belgesi 
Hasan ÖZTÜRK 
Rapor 17: Terör ve Terörle Mücadele 
M. Sadi BİLGİÇ 
Rapor 18: Küresel Isınma ve Türkiye’ye Etkileri 
Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER 
Rapor 19: Güneydoğu Sorununun Sosyolojik Analizi 
M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK, Doç. Dr. Mazhar BAĞLI, 
Müstecep DİLBER, Onur OKYAR 
Rapor 20: Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratikleşme, Siyasi ve Sosyal Dayanışma Açılımı 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK
Rapor 21: Türk Dış Politikasının Bölgeselleşmesi 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK 
Rapor 22: Alevi Açılımı, Türkiye’de Demokrasinin Derinleşmesi 
Doç. Dr. Bekir GÜNAY, Gökhan TÜRK 
Rapor 23: Cumhuriyet, Çağcıl Demokrasi ve Türkiye’nin Dönüşümü 
Prof. Dr. Sami SELÇUK 
Rapor 24: Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu 
Dr. Salih AKYÜREK 
Rapor 25: Türkiye-Ermenistan İlişkileri 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY 
Rapor 26: Kürtler ve Zazalar Ne Düşünüyor? Ortak Değer ve Sembollere Bakış 
Dr. Salih AKYÜREK 
Rapor 27: Jeopolitik ve Türkiye: Riskler ve Fırsatlar 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
Rapor 28: Mısır’da Türkiye ve Türk Algısı 
M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK 
Rapor 29: ABD’nin Irak’tan Çekilmesi ve Türkiye’ye Etkileri 
Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK, Fadime Gözde ÇOLAK 
Rapor 30: Demokratik Açılım ve Toplumsal Algılar 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Dr. Salih AKYÜREK 
Rapor 31: Ortadoğu’da Devrimler ve Türkiye 
Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK, Mustafa YETİM, Fadime Gözde ÇOLAK 
Rapor 32: Güvenli Seçim: Sorunlar ve Çözüm Önerileri 
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 
Rapor 33: Silahlı Kuvvetler ve Demokrasi 
Prof. Dr. Ali L. KARAOSMANOĞLU 
Rapor 34: Terör Önleme Birimleri 
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 
Rapor 35: İran, Şii Hilali ve Arap Baharı 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Emin SALİHİ 
Rapor 36: Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler 
BİLGESAM 
Rapor 37: Etnik Çatışma Teorileri Işığında Dağlık Karabağ Sorunu 
Yrd. Doç. Dr. Reha YILMAZ, Elnur İSMAYILOV 
Rapor 38: Çağcıl Hukuk Sistemlerinde ve Türkiye’de Tutuklama 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Rapor 39: Afrika’da Türkiye ve Türk Algısı 
BİLGESAM 
Rapor 40: Kaos Senaryolarının Merkezinde İran 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Bilgehan EMEKLİER 
Rapor 41: Ermenistan’da Türkiye ve Türk Algısı 
Dr. Salih AKYÜREK 
Rapor 42: Yasa dışı Göç ve Türkiye 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Emine AKÇADAĞ 
Rapor 43: Kırgızistan’da Türkiye ve Türk Algısı 
Dr. Salih AKYÜREK 
Rapor 44: Kazakistan’da Türkiye ve Türk Algısı 
Dr. Salih AKYÜREK 
Rapor 45: Çatışma Çözümü ve Türkiye’de Kürt Meselesi 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Erdem KAYA 
Rapor 46: Afganistan’ da Sivil Ölümleri 
Dr. Salih AKYÜREK, Nursema KIBRIS, Dilara ÜNAL
Rapor 47: İran Nükleer Krizinin Türkiye’ye Olası Etkileri 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Bilgehan EMEKLİER 
Rapor 48: Çağcıl Hukuk Sistemleri ve Türkiye’de İşkence 
Erkam MALBELEĞİ 
Rapor 49: Balkanlarda Türkiye ve Türk Algısı 
Dr. M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK 
Rapor 50: Suriye Sorunu ve Türk Dış Politikasına Toplumsal Bakış 
Dr. Salih AKYÜREK, Prof. Dr. Cengiz YILMAZ 
Rapor 51: Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar 
Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ 
Rapor 52: Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Ali SEMİN 
Rapor 53: İnsansız Hava Araçları: Muharebe Alanında ve Terörle Mücadelede 
Devrimsel Dönüşüm 
Dr. Salih Akyürek, Mehmet Ali Yılmaz & Mustafa Taşkıran 
Rapor 54: Türkiye’nin Dış Yardım Stratejisi Sorunlar ve Öneriler 
Hasan ÖZTÜRK, Sevinç ÖZTÜRK 
Rapor 55: 2. Körfez Savaşı’nın 10. Yılında Irak 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Ali SEMİN, Tuğçe ERSOY ÖZTÜRK 
Rapor 56: Türk Silahlı Kuvvetlerine Toplumsal Bakış 
Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ 
Rapor 57: Çözüm Sürecine Toplumsal Bakış 
Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ, Esra ATALAY, Fatma Serap KOYDEMİR 
Rapor 58: Türk-Rus İlişkileri 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Doç. Dr. Fatih ÖZBAY 
Rapor 59: Doğu Akdeniz’de Enerji Keşifleri ve Türkiye 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Türkan BUDAK, Bekir ÜNAL 
Rapor 60: Kafkasya’daki Gelişmeler ve Türkiye 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Elnur İSMAYILOV, Orhan GAFARLI 
Rapor 61: Türkiye’de Etnik, Dini ve Siyasi Kutuplaşma 
Dr. Salih AKYÜREK, Fatma Serap KOYDEMİR 
Rapor 62: Karadeniz’deki Gelişmeler ve Türkiye 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Erdem KAYA, Elnur İSMAYILOV 
Rapor 63: Avrupa’nın İçinde Bulunduğu Sosyo-Ekonomik Kriz ve Türkiye ile İlişkiler 
Dr. Can BAYDAROL, Aslıhan P. TURAN 
Rapor 64: Balkanlar ve Türkiye 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Orhan DEDE 
Demokratikleşme ve Sosyal Dayanışma Açılımı 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Sonuç Raporu 
BİLGESAM 
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2011) Sonuç Raporu 
BİLGESAM

Dergiler 

Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 2, Bahar 2010 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 3, Güz 2010 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 4, Bahar 2011 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 5, Güz 2011 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 4, Sayı 6, Bahar 2012 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 4, Sayı 7, Güz 2012 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 5, Sayı 8, Bahar 2013 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 5, Sayı 9, Güz 2013 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 6, Sayı 10, Bahar 2014 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 6, Sayı 11, Güz 2014 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 7, Sayı 12, Bahar 2015 

Söyleşiler 

Bilge Söyleşi-1: Türkiye-Azerbaycan İlişkileri 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Elif KUTSAL 
Bilge Söyleşi-2: Nabucco Projesi 
Arzu Yorkan ile Söyleşi 
Elif KUTSAL-Eren OKUR 
Bilge Söyleşi-3: Nükleer İran 
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN ile Söyleşi 
Elif KUTSAL 
Bilge Söyleşi-4: Avrupa Birliği 
Dr. Can BAYDAROL ile Söyleşi 
Eren OKUR 
Bilge Söyleşi-5: Anayasa Değişikliği 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Merve Nur SÜRMELİ 
Bilge Söyleşi-6: Son Dönem Türkiye-İsrail İlişkileri 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK ile Söyleşi 
Merve Nur SÜRMELİ 
Bilge Söyleşi-7: BM Yaptırımları ve İran 
Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI ile Söyleşi 
Sina KISACIK 
Bilge Söyleşi-8: Füze Savunma Sistemleri ve Türkiye 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Eren OKUR 
Bilge Söyleşi-9: Gelişen ve Değişen Türk Deniz Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını 
E. Oramiral Salim DERVİŞOĞLU ile Söyleşi 
Emine AKÇADAĞ 
Bilge Söyleşi-10: Soru ve Cevaplarla Yeni Anayasa 
Kasım ESEN ile Söyleşi 
Özdemir AKBAL 
Bilge Söyleşi-11: Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını 
E. Hv. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi 
Emine AKÇADAĞ 
Bilge Söyleşi-12: Arap Baharı Süreci, Mısır Seçimleri, Türkiye-Suriye Krizi 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Ali SEMİN 
Bilge Söyleşi-13: Esed Sonrası Suriye 
Halit Hoca ile Söyleşi 
Ali SEMİN & Tuğçe ERSOY ÖZTÜRK 
Bilge Söyleşi-14: Türk Kara Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını 
Orgeneral (E) Oktar ATAMAN ile Söyleşi 
Emine AKÇADAĞ 
Bilge Söyleşi-15: Nükleer Enerji ve Nükleer Silahlanma 
Prof. Dr. Nurşin ATEŞOĞLU GÜNEY ile Söyleşi 
Hasan ÖZTÜRK, Ömer Faruk TÜRK


***

3 Eylül 2018 Pazartesi

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BÖLÜM 9

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BÖLÜM 9



BİLGESAM YAYINLARI 

Kitaplar; 

Çin Yeni Süper Güç Olabilecek mi? Güç, Enerji ve Güvenlik Boyutları 
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

Değişen Dünyada Türkiye’nin Stratejisi 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

Türkiye’nin Bugünü ve Yarını 
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN 

Türkiye Cumhuriyeti’nin Ortadoğu Politikası 
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN 

Türkiye’nin Vizyonu: Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri 
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Bildiri Kitabı 
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 

IV. Ulusal Hidrojen Enerjisi Kongresi ve Sergisi Bildiri Kitabı 
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 

Özgür, Demokratik ve Güvenli Seçim
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 

Terörle Mücadele Stratejisi Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Hazırlayan: Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

Türkiye’de Kürtler ve Toplumsal Algılar 
Dr. Mehmet Sadi BİLGİÇ 
Dr. Salih AKYÜREK 

Teoriler Işığında Güvenlik, Savaş, Barış ve Çatışma Çözümleri 
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 


RAPORLAR; 

Rapor 1: Küresel Gelişmeler ve Uluslararası Sistemin Özellikleri 
Prof. Dr. Ali KARAOSMANOĞLU 

Rapor 2: Değişen Güvenlik Anlayışları ve Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

Rapor 3: Avrupa Birliği ve Türkiye 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK 

Rapor 4: Yakın Dönem Türk-Amerikan İlişkileri 
Prof. Dr. Ersin ONULDURAN 

Rapor 5: Türk-Rus İlişkileri Sorunlar-Fırsatlar 
Prof. Dr. İlter TURAN 

Rapor 6: Irak’ın Kuzeyindeki Gelişmelerin Türkiye’ye Etkileri 
E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL 

Rapor 7: Küreselleşen Dünyada Türkiye ve Demokratikleşme 
Prof. Dr. Fuat KEYMAN 

Rapor 8: Türkiye’de Bağımsızlık ve Milliyetçilik Anlayışı 
Doç. Dr. Ayşegül AYDINGÜN 

Rapor 9: Laiklik, Türkiye’deki Uygulamaları Avrupa ile Kıyaslamalar Politika Önerileri 
Prof. Dr. Hakan YILMAZ 

Rapor 10: Yargının İyileştirilmesi/Düzeltilmesi 
Prof. Dr. Sami SELÇUK 

Rapor 11: Yeni Anayasa Türkiye’nin Bitmeyen Senfonisi 
Prof. Dr. Zühtü ARSLAN 

Rapor 12: Türkiye’nin 2013 Yılı Teknik Vizyonu 
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 

Rapor 13: Türkiye-Ortadoğu İlişkileri 
E. Büyükelçi Güner ÖZTEK 

Rapor 14: Balkanlarda Siyasi İstikrar ve Geleceği 
Prof. Dr. Hasret ÇOMAK, Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER 

Rapor 15: Uluslararası Politikalar Ekseninde Kafkasya 
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY 

Rapor 16: Afrika Vizyon Belgesi 
Hasan ÖZTÜRK 

Rapor 17: Terör ve Terörle Mücadele 
M. Sadi BİLGİÇ 

Rapor 18: Küresel Isınma ve Türkiye’ye Etkileri 
Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER 

Rapor 19: Güneydoğu Sorununun Sosyolojik Analizi 

M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK 
Doç. Dr. Mazhar BAĞLI, Müstecep DİLBER, Onur OKYAR 

Rapor 20: Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratikleşme, Siyasi ve Sosyal Dayanışma Açılımı 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK 

Rapor 21: Türk Dış Politikasının Bölgeselleşmesi 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK 

Rapor 22: Alevi Açılımı, Türkiye’de Demokrasinin Derinleşmesi 
Doç. Dr. Bekir GÜNAY, Gökhan TÜRK 

Rapor 23: Cumhuriyet, Çağcıl Demokrasi ve Türkiye’nin Dönüşümü 
Prof. Dr. Sami SELÇUK 

Rapor 24: Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu 
Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 25: Türkiye-Ermenistan İlişkileri 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY 

Rapor 26: Kürtler ve Zazalar Ne Düşünüyor? Ortak Değer ve Sembollere Bakış 
Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 27: Jeopolitik ve Türkiye: Riskler ve Fırsatlar 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

Rapor 28: Mısır’da Türkiye ve Türk Algısı 
M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 29: ABD’nin Irak’tan Çekilmesi ve Türkiye’ye Etkileri 
Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK, Fadime Gözde ÇOLAK 

Rapor 30: Demokratik Açılım ve Toplumsal Algılar 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 31: Ortadoğu’da Devrimler ve Türkiye 
Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK, Mustafa YETİM, Fadime Gözde ÇOLAK 

Rapor 32: Güvenli Seçim: Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 

Rapor 33: Silahlı Kuvvetler ve Demokrasi 
Prof. Dr. Ali L. KARAOSMANOĞLU 

Rapor 34: Terör Önleme Birimleri 
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 

Rapor 35: İran, Şii Hilali ve Arap Baharı 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Emin SALİHİ 

Rapor 36: Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler BİLGESAM 

Rapor 37: Etnik Çatışma Teorileri Işığında Dağlık Karabağ Sorunu 
Yrd. Doç. Dr. Reha YILMAZ, Elnur İSMAYILOV 

Rapor 38: Çağcıl Hukuk Sistemlerinde ve Türkiye’de Tutuklama 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 

Rapor 39: Afrika’da Türkiye ve Türk Algısı BİLGESAM 

Rapor 40: Kaos Senaryolarının Merkezinde İran 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Bilgehan EMEKLİER 

Rapor 41: Ermenistan’da Türkiye ve Türk Algısı 
Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 42: Yasa dışı Göç ve Türkiye 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Emine AKÇADAĞ 

Rapor 43: Kırgızistan’da Türkiye ve Türk Algısı 
Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 44: Kazakistan’da Türkiye ve Türk Algısı 
Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 45: Çatışma Çözümü ve Türkiye’de Kürt Meselesi 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Erdem KAYA 

Rapor 46: Afganistan’ da Sivil Ölümleri 
Dr. Salih AKYÜREK, Nursema KIBRIS, Dilara ÜNAL 

Rapor 47: İran Nükleer Krizinin Türkiye’ye Olası Etkileri 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Bilgehan EMEKLİER 

Rapor 48: Çağcıl Hukuk Sistemleri ve Türkiye’de İşkence 
Erkam MALBELEĞİ 

Rapor 49: Balkanlarda Türkiye ve Türk Algısı 
Dr. M. Sadi BİLGİÇ, Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 50: Suriye Sorunu ve Türk Dış Politikasına Toplumsal Bakış 
Dr. Salih AKYÜREK, Prof. Dr. Cengiz YILMAZ 

Rapor 51: Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar
Dr. Salih AKYÜREK, Mehmet Ali YILMAZ 

Demokratikleşme ve Sosyal Dayanışma Açılımı 

Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Sonuç Raporu 

BİLGESAM 
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2011) Sonuç Raporu 


BİLGESAM Dergiler., 

Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 2, Bahar 2010 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 3, Güz 2010 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 4, Bahar 2011 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 5, Güz 2011 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 4, Sayı 6, Bahar 2012 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 4, Sayı 7, Güz 2012 


Söyleşiler;

Bilge Söyleşi-1: Türkiye-Azerbaycan İlişkileri 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Elif KUTSAL 

Bilge Söyleşi-2: Nabucco Projesi 
Arzu Yorkan ile Söyleşi 
Elif KUTSAL-Eren OKUR 

Bilge Söyleşi-3: Nükleer İran 
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN ile Söyleşi 
Elif KUTSAL 

Bilge Söyleşi-4: Avrupa Birliği 
Dr. Can BAYDAROL ile Söyleşi 
Eren OKUR 

Bilge Söyleşi-5: Anayasa Değişikliği 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile SöyleşiMerve Nur SÜRMELİ 

Bilge Söyleşi-6: Son Dönem Türkiye-İsrail İlişkileri 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK ile SöyleşiMerve Nur SÜRMELİ 

Bilge Söyleşi-7: BM Yaptırımları ve İran 
Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI ile Söyleşi 
Sina KISACIK 

Bilge Söyleşi-8: Füze Savunma Sistemleri ve Türkiye 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Eren OKUR 

Bilge Söyleşi-9: Gelişen ve Değişen Türk Deniz Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını 
E. Oramiral Salim DERVİŞOĞLU ile Söyleşi 
Emine AKÇADAĞ 

Bilge Söyleşi-10: Soru ve Cevaplarla Yeni Anayasa 
Kasım ESEN ile SöyleşiÖzdemir AKBAL 

Bilge Söyleşi-11: Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını 
E. Hv. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi 
Emine AKÇADAĞ 

Bilge Söyleşi-12: Arap Baharı Süreci, Mısır Seçimleri, Türkiye-Suriye Krizi 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Ali SEMİN 

Bilge Söyleşi-13: Esed Sonrası Suriye 
Halit Hoca ile SöyleşiAli SEMİN & Tuğçe ERSOY ÖZTÜRK 


DİPNOTLAR;

1 Interview With Syrian President Bashar al-Assad, Wall Street Journal, 
   http://online.wsj.com/article/SB10001424052748703833204576114712441122894.html,   Erişim: 10.08.2012 
2 Cevad El-Beşiti, Surye Yu-hadr el-Tadahurat Be-Mucab Elgah El-Tawary, (Suriye Gösterileri Olağanüstü Hali Kaldırarak Yasaklıyor), 
   http://www.middle-east-online.com/?id=108817, Erişim: 25.06.2012
3 Esed Yakbal Estekalet El-Hukuma El-Suriye We Alef Yeddaherun Damen Lahu (Esed Suriye Hükümetinin İstifasını Kabul Etti ve Binlerce Kişi Esed’e Destek 
   İçin Gösteri Düzenledi), 
   http://www.alarabiya.net/articles/2011/03/29/143407.html,  Erişim: 12.07.2012 
4 Beşşar Esed’in 16.04.2011 tarihinde Yeni Hükümetin Kabine Toplantısında  Yaptığı Konuşma Metni için bakınız: 
   http://www.syria-news.com/readnews.php?sy_seq=131477 
5 “Russia Supplying Arms to Syria Under Old Contracts- Lavrov”, Ahram Online, 5 Kasım 2012, 
    http://english.ahram.org.eg/NewsContent/2/8/57187/World/Region/Russia-supplying-arms-to-Syria-under-old-contracts.aspx, Erişim: 08.11.20126 
6 “Iran Confirms It Has Forces in Syria and Will Take Military Action If Pushed”, The Guardian, 16 Eylül 2012, 
   http://www.guardian.co.uk/world/2012/sep/16/iranmiddleeast,   Erişim: 08.11.2012 
7 El-Ectima Majmuat Asdika Surye (Suriye Dostları Grubu), 
   http://arabic.upi.com/News/2012/04/21/UPI-52471335010422/, Erişim: 11.06.20128 
8 Baskı Artırılsın Çağrısı, Anadolu Ajansı, 
   http://www.aa.com.tr/tr/tag/62915---quot-suriye-halkinin-dostlari-quot--toplandi 
9 Suriye Ulusal Konseyi, http://tr.wikipedia.org/wiki/Suriye_Ulusal_Konseyi,   Erişim: 25.04.2012 
10 Suriyeli muhalifler Seyda üzerinde uzlaştı, 
    http://www.hurriyet.com.tr/planet/20727457.asp, Erişim: 9.06.201211 
11 El-Maşruu El-Siyasi Lil-Meclis El-Watany El-Sury  (Suriye Ulusal Konseyi’nin Siyasi Projesi), 
    http://ar.syriancouncil.org/slideshow/item/505-political-program.html, Erişim: 12.02.2012 
12 Heykeliye El- Meclis El-Watany El-Sury (Suriye Ulusal Konseyi’nin Oluşumu), 
    http://ar.syriancouncil.org/structure.html, Erişim: 15.07.2012
13 İtilaful-Muaraza El-Suryye Kad Yahdar El-İctima Al-Arabi (Suriye Muhalefeti Koalisyonu Arap Birliği Toplantısında Hazır Bulunacak), 
    http://arabic.cnn.com/2012/syria.2011/11/12/syria.newCouncil/index.html, Erişim: 12.11.201214 
14 Al-Watani Sury Ya-len Heykeliye El-Cedide (Suriye Ulusal Konseyi Yeni Teşkilatını İlan Etti), 
    http://www.aljazeera.net/news/pages/46fe127f-8c7c-433c8ac4-46c2a2b5ab66, Erişim: 10.11.2012 
15 Nas İttifak El-Doha Lİ-İnşaa El-İtilaf El-Watani Li-Kuwa EL-Tawre Wel-Muarada El-Suryye (Doha’da Kurulan Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri 
    Ulusal Koalisyonu’nun Anlaşma Metni), 
    http://new-syria.com/formainpage/analytics/15665, Erişim: 12.11.2012 
16 El-Meclis El-Watany Kurdy Fi-Surye (Suriye Kürt Ulusal Konseyi), 
    http://carnegie-mec.org/publications/?fa=48504, Erişim: 20.05.2012 
17 El-Meclis El-Watany Kurdy Fi-Surye (Suriye Kürt Ulusal Konseyi), 
    http://carnegie-mec.org/publications/?fa=48504, Erişim: 20.05.2012 
18 El-Jeyshel Sury El-Hur (Özgür Suriye Ordusu), 
     http://ar.wikipedia.org, Erişim: 15.07.2012 
19 Kendilerini genelde Tabur veya Tugay olarak tanıtan bu silahlı birliklerin milis sayılarında bir standart yoktur. Silahlı birliklerin milis sayıları 10-15 ile 1000 
    arasında değişmektedir. 
20 Men Hiye El-Camaat El-Musllaha Ellety Tukateel Fi Surye (Suriye’de Savaşan Silahlı Gruplar Kimdir), 
    http://arabic.rt.com/news_all_news/analytics/69084/ 
21 Türkmen Muhaliflerden Birleşme Çağrısı, 
    http://www.haber7.com/dunya/haber/915003-turkmen-muhaliflerden-birlesme-cagrisi,Erişim, Erişim: 01.11.2012 
22 Suriye Türkmen ordusu Halep’teki Türkmen Komutanları Birleştirmeleri 
    http://www.youtube.com/watch?v=ON3zcwQUTEg,  Erişim: 25.09.201223  
23 Ahrar El-Şam Tugayları ,http://www.ahraralsham.com/?page=pages&id=3, Erişim:15.09.2012 
24 Sukurul-Şam Tugayı’nın Resmi Sitesi, 
    http://www.shamfalcons.net/ar/page/aboutsham-falcons.php, Erişim: 23.09.2012 
25 Michael R. Gordon, Iran Supplying Syrian Military via Iraqi Airspace, 4 Eylül 2012, 
    http://www.nytimes.com/2012/09/05/world/middleeast/iran-supplying-syrianmilitary-via-iraq-airspace.html?pagewanted=all&_r=0 ,   Erişim: 29.10.2012 
26 Tanklar Hama’ya Girdi, 
     http://video.cnnturk.com/2011/haber/7/31/tanklarhamaya-girdi,    Erişim: 10.10.201127 
27 Emir Katary Şeyh Hamed Le-Kanat CBS Yaktarih İrsal Kuwat El-Arabiye İla Surye (Katar Emiri Şeyh Hamed, CBS Kanalında Arap Gücünün Suriye’ye 
    Gönderilmesini Öneriyor), 
    http://www.jaridatak.com/ChildPages/Political/elnashra/Ar5324.htm, Erişim: 24.02.2012 
28 El-Jamia EL-Arabiye Taduu Le-Muatemar Hiwar Beynel El-Nidam-UL Sury wel-Muarada Hilal 15 Yawum (Arap Birliği Suriye Rejimini ve Muhalefeti 15 Gün 
    İçerisinde Diyaloga Çağırdı), 
    http://www.radiosawa.com/content/article/21379.html, Erişim: 15.03.2012 
29 Suriye’den Flaş Karar, 
     http://www.sabah.com.tr/Dunya/2012/03/27/suriyeden-flas-karar, Erişim: 25.05.2012 
30 ABD Başkanı Barack Obama, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın Gitmesini İstedi, 
     http://www.cihan.com.tr/caption/-CHMzk0ODQ2LzA=, Erişim: 11.05.201231   
31 Suriyeli Muhaliflere 45 Milyon Dolar Yardım, 
     http://www.ntvmsnbc.com/ id/25386004/, Erişim: 29.09.2012 
32 Esad El-Şami, Hel Neşhat Tahali Rusya An Nidam El-Sury (Rusya’nın Suriye Rejiminden Vazgeçtiğini Görebilir miyiz?), 
    http://www.odabasham.net/show.php?sid=56448, Erişim: 15.07.2012 
33 Suriye-Türkiye İlişkileri, 
     http://tr.wikipedia.org/wiki/Suriye-T%C3%BCrkiye_ili%C5%9Fkileri, Erişim: 11.08.2012
34 Türkiye-Suriye YDSİK 1. Toplantısı Ortak Bildirisi, 22-23 Aralık, Şam
     http://www.mfa.gov.tr/turkiye---suriye-ydsik-1_-toplantisi-ortak-bildirisi_-22-23-aralik_-sam.tr.mfa, Erişim: 11.11.2012
35 Ali Semin, Suriye’deki Olaylar ve Esad’ın Reform Planı, 19 Nisan 2011,BİLGESAM, 
     http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1021:suriyedeki-olaylar-ve-esadn-reform-plan&catid=77:ortadoguanalizler&
Itemid=150,    Erişim: 25.11.2012
36 21 Kasım 2012 tarihli verilere göre Hatay’da 12 bin 497, Gaziantep’te (İslâhiye ilçesinde 8 bin 458, Karkamış ilçesinde 6 bin311, Nizip ilçesinde 8 bin 293 
    olmak üzere) 23 bin 62, Kilis’te 13 bin 455, Şanlıurfa’da (Ceylanpınar ilçesinde 26 bin 579, Akçakale ilçesinde 17 bin 698 olmak üzere) 44 bin 277, 
    Kahramanmaraş’ta 15 bin 425, Osmaniye’de 8 bin 99 ve Adıyaman’da 6 bin 265 Suriyeli sığınmacı barınmaktadır. Bkz. T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum 
    Yönetimi Başkanlığı, Bugün İtibariyle Barınma Merkezlerinde 123.747 Suriye Vatandaşı Bulunmaktadır, 
    http://www.afad.gov.tr/TR/HaberDetay.aspx?IcerikID=857&ID=12, Erişim: 27.11.2012
37 Şimşek: Mültecilere 400 milyon TL aktardık, 
    http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1230457-simsek-multecilere-400-milyon-tl-aktardik,     Erişim: 17.10.2012 
38 Tawkii Ale Balag İttifakiye Beyne Meclis Watani El-Kurdi El-Suriye Wel-Meclis El-Şaab Garb Kurdustani (Suriye Kürt Ulusal Konseyi ile Batı Kürdistan Halk Meclisi Arasında Anlaşma İmzalandı), 
     http://www.krg.org/articles/detail.asp?lngnr= 14&smap=01010100&rnr=81&anr=44646, Erişim: 11.07.2012 
39 Ali Semin, Türkiye-Suriye İlişkisi ve Kürt Açılımı, 
     http://www.sde.org.tr/tr/haberler/183/turkiye-suriye-iliskisi-ve-kurt-acilimi.aspx, Erişim: 8.08.201240 
40 Türkiye-Suriye Siyasi İlişkileri, 
     http://www.mfa.gov.tr/turkiye-suriye-siyasiiliskileri-.tr.mfa, Erişim: 10.09.2012 
41 Salih Akyürek ve Cengiz Yılmaz, “Suriye Sorunu ve Türk Dış Politikasına Toplumsal Bakış”, (Ankara: BİLGESAM, 2012), 8,12,10. 


BİLGE ADAMLAR KURULU RAPORU 
Hazırlayanlar: 
Atilla SANDIKLI 
Ali SEMİN 
RAPOR NO: 52 KASIM 2012 
Yayına Hazırlayan: 
Erdem KAYA 
Grafik Tasarım: 
Sertaç DURMAZ 

BİLGESAM YAYINLARI RAPOR NO: 52 

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi 
Wise Men Center For Strategic Studies 
Mecidiyeköy Yolu Caddesi No:10 
Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36 
Mecidiyeköy/İstanbul /Türkiye 
Tel: +90 212 217 65 91 Faks: +90 212 217 65 93 
www.bilgesam.org 
bilgesam@bilgesam.org 


Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No:4/6 
A. Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye 
Tel : +90 312 425 32 90 Faks: +90 312 425 32 90 
ISBN: 978-605-89672-9-8 
Copyright © BİLGESAM 
KASIM 2012 


Bu yayının tüm hakları saklıdır. Yayın Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi ’nin izni olmadan elektronik 
veya mekanik yollarla çoğaltılamaz. 


***

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BÖLÜM 7

BÜTÜN BOYUTLARIYLA SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE BÖLÜM 7



<  Türkiye-Suriye ilişkilerindeki kopuş, Türk dış politikasında tatbik edilmeye çalışılan “sıfır sorun” politikasının Orta Doğu gibi 
bir bölgede oldukça zor olduğunu göstermiştir. >

 <  Türkiye, PKK terör örgütü ve PYD’nin bölgedeki faaliyetlerini takip etmeli ancak Suriye Kürtlerini karşısına almamalıdır. >

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (BİLGESAM), uçak krizinin ardından yaptığı “Suriye Sorunu ve Türk Dış Politikasına Toplumsal Bakış” 
başlıklı anket çalışmasındaki sonuçlar dikkate değerdir. Ankette “Türkiye Suriye’deki muhalif gruplara destek olmalı mıdır, olmamalı mıdır?” sorusuna 
ise katılımcıların %59,1’i “destek olmamalıdır” şeklinde cevap verirken, %40,9’luk bir oran “desteklenmelidir” cevabını tercih etmiştir. “Türk uçağının 
düşürülmesi olayında Türkiye’nin tavrı ne olmalıydı?” sorusuna verilen cevaplarda “Türkiye’nin mevcut tavrı doğrudur” seçeneği %46,4 oranında 
işaretlenirken “Türkiye, NATO desteğini alarak müdahalede bulunmalıydı” cevabı %18,3 oranında desteklenmiştir. Anketteki “Hükümetin Suriye politikasını 
nasıl buluyorsunuz?” sorusuna katılımcıların %45’i “doğru buluyorum” şeklinde cevap verirken %55’i “yanlış buluyorum” seçeneğini tercih 
etmiştir.41 

Suriye krizindeki olaylar ve anket verileri dikkate alındığında Türkiye’nin sıcak savaştan kaçınmasının ve saldırılara misli ile mukabele etmesinin 
en makul seçenek olduğu değerlendirilmektedir. 

Türkiye’nin sonuçlarından doğrudan etkilendiği Suriye krizi karşısında tamamen kayıtsız kalması mümkün değildir. Ancak Ankara’nın krizin çözümüne 
katkı sağlama hedefiyle, sürece imkân ve kabiliyetlerini aşabilecek düzeyde sorumluluklar üstlenerek dâhil olması da akılcı değildir. Krize askeri açıdan 
daha çok dâhil olması durumunda Türkiye, Suriye meselesinde sorunun belirgin bir tarafı haline gelecektir. Türkiye Suriye krizinde Esed rejimine karşı 
silahlı çatışmaya girerse, hem yerelde hem de bölgesel ve küresel düzeyde bir çatışma hattına dâhil olacak, İran’la karşı karşıya kalacağı gibi Rusya ve 
Çin’le olan iyi ilişkiler de zarar görebilecektir. 

Türkiye, PKK terör örgütü ve PYD’nin bölgedeki faaliyetlerini takip etmeli ancak Suriye Kürtlerini karşısına almamalıdır. Ankara, Suriye’deki Kürtleri 
kendi tarafına çekmeli, kriz döneminde Kürtlerde ortaya çıkan kaygıları giderebilecek şekilde hareket etmelidir. Türkiye, Suriye Devrimi ve Muhalefet 
Güçleri Ulusal Koalisyonu’nun temsil niteliğinin geliştirilmesine dönük girişimleri desteklemeli, başta Kürtler olmak üzere Suriye’deki diğer tüm unsurların 
muhalefet cephesindetemsil edilmesini sağlamalıdır. Türkiye, Suriye muhalefetinin birleştirilmesi yönünde irade göstermelidir. 

Türkiye krize müdahalede insani boyutu ön planda tutmalı, muhtemel bir uluslararası koalisyonda silahlı çatışmadan ziyade insani yardım ve lojistik noktasında devreye girmelidir. Türkiye, dikkat ve enerjisini Esed sonrası Suriye’nin yeniden inşasına teksif etmeli, imkânlarını bu doğrultuda seferber etmelidir. 
Yeniden yapılanma sürecinde Türkiye’nin büyük desteğini alan Suriye’deki yeni iktidarla birlikte ikili ilişkiler de oldukça güçlü olabilecektir. 

6.2. Muhtemel Senaryolar 

Suriye krizinin seyrine ilişkin dört muhtemel senaryodan bahsedilebilir. 
Birincisi Suriye’de kurulabilecek bir geçiş hükümeti ile krizin aşılmasıdır. 
İkincisi Esed rejiminin ağır silah sistemleriyle takviye edilecek Özgür Suriye Ordusu veya uluslararası bir müdahale ile devrilmesidir. 
Üçüncü muhtemel senaryo Suriye krizinin sürüncemede kalmaya devam etmesi ve ülkenin parçalanma sürecine girmesidir. 
Dördüncüsü ise iç çatışmaların devam etmesine rağmen Baas rejiminin mukavemetini sürdürmesi ve konumunu muhafaza etmesidir. 

Suriye krizindeki ilk muhtemel senaryo, ülkedeki çatışmalara son verebilecek bir geçiş hükümetinin kurulmasıdır. Suriye’de Esed rejimi içinden katliamlara 
doğrudan bulaşmamış Baas yöneticilerinin katılacağı, ülkedeki farklı etnik ve dini unsurların temsil edildiği bir geçiş hükümeti kurulabilir. Bu nitelikteki 
bir geçiş hükümeti ile Suriye krizi yumuşak bir geçişle çözüme kavuşturulabilir. Geçiş hükümeti seçeneği Rusya’nın girişimiyle gündeme gelmiş, 30 
Haziran 2012 tarihinde İsviçre’nin Cenevre kentinde Suriye sorunu üzerine gerçekleştirilen toplantıda katılımcı devletler tarafından değerlendirilmiştir. 
BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin yanında Türkiye, Irak, Kuveyt ve Katar’ın katılımıyla gerçekleştirilen Cenevre toplantısında, Suriye’de kurulacak 
ulusal birlik hükümeti ile krizin çözüme kavuşturulabileceği kanaati öne çıkmıştır. 

Batılı devletler ve Rusya arasında Beşşar Esed’in iktidardaki konumu ile ilgili anlaşmazlık devam etse de geçiş hükümeti konusunda bir mutabakat ortaya 
çıktığı fark edilmiştir. Türkiye, Rusya’nın desteklediği bu çözümü onaylamıştır. Geçiş hükümeti seçeneğinin uygulanabilir bir öneri olduğunu kabul eden Türkiye, Cenevre’deki görüşmelerde geçiş hükümetinin oluşturulmasına dönük ortaya konan yol haritasının önemli olduğunu vurgulamıştır. Nitekim Suriye Ulusal Konseyi de geçiş hükümeti önerisine sıcak baktığını, katliamlara karışmamış Baas Partisi mensuplarının geçiş hükümetinde yer alabileceğini 
beyan etmiştir. 

Taraflar arasındaki mutabakata zarar vermeyecek başarılı bir geçiş hükümeti tesis edilebilirse Suriye krizi yumuşak bir geçişle çözüme kavuşturulabilir. 
Başarılı bir geçiş hükümeti, Beşşar Esed ve yakınlarının iktidardan uzaklaştırılması ve insan hakları ihlallerine bulaşmamış Baas rejimi mensuplarının Suriye’de tesis edilecek çoğulcu sistemin bir parçası olarak kalmasıyla gerçekleştirilebilir. Ancak geçiş hükümeti seçeneği aynı zamanda bazı olumsuz sonuçlar doğurabilecek dinamikler ihtiva etmektedir. Geçiş hükümetinin muhalefetin yeterince temsil edilmediği, Baas yöneticilerinin ağırlıkta olduğu ve 
katliamlara iştirak etmiş isimlerin yer aldığı bir yapı arz etmesi ihtimali vardır. Bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda geçiş hükümeti otoriter eğilimlerini 
muhafaza eden Baas rejiminin ayakta kalmasına hizmet edebilir. Böylece geçiş sürecinde Suriye krizine son verebilecek ulusal uzlaşı akamete uğrayabilir 
ve taraflar arası çatışmalar tekrar başlayabilir. 

Başlangıçta Rusya’nın tutumu nedeniyle ön plana çıkan, Türkiye ve Suriye Ulusal Konseyi tarafından da uygulanabilir olarak değerlendirilen geçiş 
hükümeti senaryosunun gerçekleşme ihtimali Suriyeli muhaliflerin Doha Kongresi’nde aldığı kararlarla zayıflamıştır. Bu senaryo, Doha Kongresi’nin 
ardından Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu’nun Esed rejimiyle hiçbir şekilde diyaloga girilmeyeceği ve müzakere edilmeyeceği yönündeki açıklamalarıyla gündemdeki önceliğini yitirmiştir. 

Suriye krizinde ikinci muhtemel senaryo, Esed rejiminin silahlı kuvvetle devrilmesidir. Esed rejiminin silahlı kuvvetle devrilmesinin ise iki farklı şekilde 
gerçekleşebileceği beklenmektedir. Birincisi ülkede devam eden iç savaşta Esed rejiminin daha iyi teşkilatlanmış bir Suriye muhalefeti ve daha güçlü 
bir Özgür Suriye Ordusu tarafından iktidardan uzaklaştırılmasıdır. Artan dış yardımlarla Özgür Suriye Ordusu’nun Baas rejimine bağlı güvenlik güçlerini 
dengeleyebilecek ölçüde desteklenmesi ile böyle bir netice sağlanabilir. Esed rejimi, Suriye’ye doğrudan bir dış müdahale olmadan ağır silah sistemlerine 
sahip Özgür Suriye Ordusu tarafından devrilebilir. 

Baas rejiminin, askeri donanımı daha güçlü muhalif unsurlarca devrilmesi Esed sonrası Suriye’nin istikrarını zedeleyebilecek gelişmelere yol açabilir. 
Suriye’ye sokulacak ağır silah sistemlerinin denetimi ve takibindeki zorluklar, bu silahların kullanımıyla ilgili sorunlar doğurabilir. Suriye genelinde Baas 
rejimine karşı Özgür Suriye Ordusu’na bağlı faaliyet gösteren silahlı gruplar daha fazla silahlandırılırsa Esed’in devrilmesinden sonra birbiriyle mücadeleye 
girişebilir. Muhalif silahlı gruplar arasında iktidara nüfuz etme noktasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar ülkede iç çatışmalara neden olabilir. 
İç çatışmaların İsrail’e tehdit oluşturabilecek şekle dönüşmesi durumunda ise Batılı devletlerin Suriye’deki yeniden yapılanma sürecine verdiği destek kesilebilir. 

Esed rejiminin daha fazla silahlandırılmış bir Özgür Suriye Ordusu tarafından devrilmesi aynı zamanda Suriye’deki devlet sisteminin çökmesi anlamına gelecektir. 
Rejimin devrilmesi bir süre daha devam edecek çatışmalar sonucunda gerçekleşebilecek, Suriye’nin kamu idaresi, kamu hizmetleri ve güvenlik 
altyapısı tahripedilmiş olacaktır. Muhalif silahlı grupların silahsızlandırılması Suriye’deki yeni iktidarın önünde ciddi bir problem olarak kalacak, devlet 
sisteminin yeniden tesisi, siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması uzun süre alacaktır. Muhalefetin artırılan dış yardımlarla ve daha fazla silahlandırılmasıyla 
Esed rejimini bertaraf edebilecek düzeyde güçlendirilmesi neticede Suriye’nin geleceğini olumsuz etkileyebilecektir. 

Esed rejiminin silahlı kuvvetle devrilmesinin ikinci şekli ise Özgür Suriye Ordusu daha fazla silahlandırılmadan uluslararası bir dış müdahale yapılma-
sıdır. Suriye’de Esed rejimini devirebilecek dış müdahale BM kararıyla ya da Kosova’da olduğu gibi katliamı engelleme hedefiyle oluşturulan uluslararası 
koalisyon kuvvetlerince icra edilebilir. Müdahale, oluşturulacak uluslararası koalisyon kuvvetlerinin Suriye’de bir kara harekâtına girişmeden Esed rejimine 
bağlıhava unsurlarını, füze sistemlerini ve zırhlı birliklerini etkisiz hale getirmesi şeklinde yürütülebilir. Libya’dakine benzer biçimde tasarlanabilecek 
Suriye’ye müdahale görevi sonucunda Esed iktidarına bağlı güvenlik güçleri büyük ölçüde tahrip edilecek, psikolojik üstünlüğü elde eden Özgür Suriye 
Ordusu Baas rejimini devirebilecektir. 

Kapsamlı bir hava harekâtı niteliğinde icra edilecek müdahale ile Suriye’deki kriz daha az can kaybı ile nihayete erecek, muhalif grupların ağır silahlarla 
teçhiz edilmesine gerek kalmaksızın krizin çözümü istikametinde mesafe alınabilecektir. Bu nitelikteki bir dış müdahalenin muhalif silahlı grupların 
silahlandırılmasından daha az maliyetli olabileceği ve daha kısa sürede sonuca gidilmesini sağlayacağı da değerlendirilebilir. Nitekim hava kuvvetleri ve 
savunma sistemleri yok edilen Esed rejimi karşısında Özgür Suriye Ordusu kısa zamanda üstünlüğü ele geçirebilecektir. Özgür Suriye Ordusu’nun daha 
fazla silahlandırılmasına gerek kalmadan Baas rejiminin devrilmesi ise Esed sonrası Suriye’de istikrarın teminini kolaylaştıracaktır. 

Baas rejiminin dış müdahale neticesinde devrilmesi, Esed sonrası Suriye’deki yeni iktidarı mutedil hareket etmeye teşvik edecektir. Uluslararası sistemin 
desteğiyle iktidara gelen unsurlar, Suriye’de azınlık konumundaki unsurların temsilinde demokratik normların işletilmesi yönünde irade gösterecektir. 

Suriye krizinde üçüncü muhtemel senaryo, iç savaştaki tarafların birbirine üstünlük sağlayamaması ve krizin uzamasıdır. Krizin uzaması, Suriye’de fiili 
parçalanma sürecini hazırlayabilecek şartları ortaya çıkarabilir. Suriye, Sünni çoğunluğun dâhil olduğu ayrı bir yönetim, kuzeyde Kürt yönetimi ve batıda 
Lazkiye merkezli bir Nusayri yönetimi olmak üzere üç bölgeye parçalanma riskiyle karşı karşıya kalabilir. Sünni çoğunluğun idaresinde kalacak bölgede 
Müslüman Kardeşler ve Selefi unsurların iktidarda yer alabileceği tahmin edilmektedir. Mısır’ın desteklediği Müslüman Kardeşler’le Suudi Arabistan’ın 
desteklediği Selefi unsurlar arasında iktidar mücadelesi de yaşanabilir. 

Nusayri azınlığın batıda kuracağı devlette Nusayri-Hristiyan birlikteliği oluşması beklenebilir. Ancak böyle bir devletin Sünni çoğunlukla mücadele etmek 
durumunda kalacağı, uluslararası düzeyde tanınma sorunu yaşayabileceği ve uzun vadede ayakta kalma olasılığının düşük olduğu değerlendirilmektedir. 
Suriye’nin parçalanması ile kuzeyde ise Kamışlı merkezli bir Kürt bölgesinin ortaya çıkma ihtimali vardır. PKK terör örgütü ve PYD ekseninde kurulabilecek 
bir Kürt yönetimi Türkiye’ye tehdit teşkil edebilir. Suriye’nin kuzeyi ikinci Kandil konumuna gelebilir ve Türkiye hem Irak hem de Suriye sınırında 
aynı anda terörle mücadele etmek mecburiyetinde kalabilir. Kuzeyde böyle bir devletleşme süreci Talabani, Barzani ve PKK terör örgütü arasında 
da Suriye Kürtleri üzerinde nüfuz mücadelesine yol açabilir. 

Dördüncü muhtemel senaryo uzayan çatışmalara rağmen Baas rejiminin varlığını sürdürmesidir. Baas rejimi bölgesel ölçekte İran, Irak ve Hizbullah’tan, 
küresel ölçekte ise Rusya ve Çin’den aldığı destekle ayakta kalabilir. Özgür Suriye Ordusu’na gerekli donanım ve silah sistemleri sağlanmazsa ve uluslararası müdahale seçeneği uygulamaya dönüşmezse bu ihtimal gerçekleşebilir. Esed rejiminin ayakta kalması durumunda Türkiye-Suriye ilişkilerinin oldukça problemli bir sürece girebileceği değerlendirilebilir. Tahran-Şam-Bağdat-Hizbullah eksenindeki Şii bloğu belirginleşebilir ve bölgede Sünni-Şii gerilimi temayüz edebilir. 

Bütün senaryolar dikkate alındığında Türkiye için en uygun hareket tarzı Batılı müttefikleri ve NATO ile birlikte hareket etmektir. Esed rejimine bağlı hareket 
eden güvenlik güçlerine karşı uluslararası bir hava harekâtının icrası durumunda Türkiye sıcak çatışmaya girmeden harekâta lojistik destek sağlamakla 
yetinmelidir. Türk diplomasisinin sıklet merkezi Suriye halkına ulaştırılacak insani yardım olmalıdır. Türkiye daha çok Suriye’nin yeniden yapılandırılması 
alanında ön plana çıkmalıdır. 

Krizin geleceğine ilişkin dört muhtemel senaryo arasında Türkiye açısından en olumsuz sonucu doğurabilecek süreçler Suriye’nin parçalanması şeklinde 
öngörülen üçüncü senaryo ve Baas rejiminin ayakta kalması olarak değerlendirilen dördüncü senaryodur. Üçüncü muhtemel senaryonun gerçekleşmesi Orta Doğu’da Kürt meselesini bölgeselleştirebilir. Türkiye, Kürt meselesi ve PKK terör örgütüyle mücadelede teyakkuzda kalmalı, örgütün Suriye’nin kuzeyine yerleşmesini engelleyecek tedbirleri almalıdır. Gerek üçüncü gerekse dördüncü muhtemel senaryonun gerçekleşmesi ise Orta Doğu’da Sünni-Şii gerilimine zemin hazırlayabilir. İran liderliğindeki Şii blok karşısında Suudi Arabistan ve Katar öncülüğünde bir Sünni blok belirebilir. Türkiye böyle bir 
durumda Sünni-Şii geriliminde taraf olmaktan kaçınmalı, Sünni blok içinde Şii bloğa karşı bir duruş sergilemekten uzak durmalıdır. 

7. SONUÇ 

Arap uyanışı sürecinde Türkiye’nin güney sınırında ortaya çıkan Suriye kriziyle ilgilenmesi doğaldır. Başta sığınmacılar meselesi olmak üzere krizin 
doğurduğu sonuçlar Türkiye’yi doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Ankara’nın krizin çözümüne yönelik irade göstermesi ve Arap devletleriyle 
birlikte diplomatik girişimlerde bulunması makul bir hareket tarzıdır. Ancak Suriye krizinin başladığı dönemden bu yana geçen zaman içinde Türkiye 
söylem ve eylemleriyle çözüm sürecinin değil sorunun tarafı haline gelmiştir. Orta Doğu’da krizle birlikte belirginleşen Şii-Sünni geriliminde Türkiye’nin 
Sünni blokta yer aldığı yönünde bir izlenim ortaya çıkmıştır. Türk karar mercileri Suriye krizinin bölgesel ve küresel bir anlaşmazlığa dönüşebileceğini 
öngörememiş, Esed rejiminin güçlü bir dış destek alarak mukavemet gösterebileceğini değerlendirememiştir. 

Suriye krizi Suriye ile sınırlı kalmamış, bölgesel ve küresel düzeyde bir mücadeleye yol açmıştır. Ulusal ölçekte iç savaş halini alan kriz, Orta Doğu’da 
İran liderliğindeki Şii unsurlarla Körfez ülkelerinin öncülüğündeki Arap devletleri arasında rekabete yol açarken, küresel ölçekte demokratikleşme hareketlerini 
destekleyen Batılı aktörlerle Rusya ve Çin gibi otoriter yönetimleri müdafaa eden devletler arasında anlaşmazlığa dönüşmüştür. Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler vasıtasıyla başlatılan çözüm girişimleri sonuçsuz kalmış, Suriye’ye uygulanan yaptırımlara karşı Esed rejimi Rusya, Çin, İran, Irak ve Hizbullah’ın desteğini alarak direnç göstermiştir. 

Türkiye, Suriye krizini değerlendirirken krizin sadece Suriye ile sınırlı bir mesele olmadığını dikkate almalıdır. Türkiye, krize yönelik politika geliştirirken 
ve uygularken Suriye üzerindeki 6 temel parametreyi göz önünde bulundurmalıdır. 
Birinci parametre Türkiye/Suriye eksenindedir. Türkiye/Suriye ekseninde iki ülkenin tarihi ve akrabalık bağları, komşuluk münasebetleri, 
ekonomik ilişkileri ve PKK-PYD sorunu hesaba katılmalıdır. İkinci parametre Türkiye/Suriye/ABD-İsrail eksenindeki siyasi ve askeri boyuttur. ABD’nin 
Orta Doğu politikasında İsrail’in güvenliğinin oldukça önemli olduğu hatırda tutulmalıdır. Üçüncü parametre Türkiye/Suriye/NATO-ABD-Fransa eksenindedir 
ve siyasidir. Türkiye krizde Batılı müttefikleri ve NATO ile eşgüdüm sağlamalıdır. Dördüncü parametre Türkiye/Suriye/Rusya hattındadır. Bu parametrenin 
siyasi ve güvenlik boyutları vardır. Beşinci parametre Türkiye/Suriye/Birleşmiş Milletler (Rusya ve Çin) ekseninde siyasidir. Altıncı parametre 
Türkiye/Suriye/İran hattındadır ve siyasi, güvenlik ve ekonomik boyutlar ihtiva etmektedir. 

Türkiye Suriye krizindeki konumunu bu altı parametreyi dikkate alarak belirlemelidir. Türkiye, mevcut yeteneklerinin üzerinde sorumluluk almaktan 
çekinmeli, krizin yönetimindeBatılı müttefikleri ve NATO ile birlikte hareket etmelidir. Suriye ile sıcak bir savaşa girmekten uzak durulmalıdır. Esed rejiminin devrilmesine yönelik bir dış müdahale durumunda ise Türkiye harekâta sadece lojistik destek ve insani yardım konusunda destek vermelidir. 

Türkiye’deki sığınmacı sayısının artışını yavaşlatabilmek amacıyla, Suriye toprakları içinde oluşturulacak kamplarda barınma imkânları oluşturulabilmesi 
için BM’nin harekete geçirilmesine yönelik girişimler sürdürülmelidir. 

Esed rejiminin elindeki füze sistemleri ve kimyasal silahlar ile Türkiye’nin orta ve uzun menzilli hava savunma füze sistemlerindeki hassasiyet dikkate 
alınarak Patriot füzelerinin NATO’dan talep edilmesi ve Türkiye’de konuşlandırılması gerekmektedir. 

Türkiye’deki sığınmacıların kaldığı konteynerkent ve çadırkentlerde güvenlik denetimi sıkı tutulmalı, kamplarda sürekli asayiş sağlanmalıdır. Türkiye, sığınmacıların bulunduğu illerin sınırlarındaki denetimi artırmalı, Esed rejimine bağlı istihbarat unsurlarının kamplara girmesini engellemeye yönelik tedbirler almalıdır. 

Türkiye, PKK terör örgütü ve PYD’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki faaliyetlerini teyakkuzla takip etmeli ancak Suriyeli Kürtleri karşısına almamalıdır. 
Ankara Suriye’nin toprak bütünlüğü yanında Suriyeli Kürtlerin demokratik hak ve özgürlük taleplerini ve muhalefette temsilini desteklemelidir. Türkiye, Suriyeli Kürtler ile iyi ilişkiler içinde olmalıdır. 

Türkiye, Suriye muhalefetinin birleştirilmesine yönelik girişimleri desteklemeli, Doha Kongresi’nde kurulan Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal 
Koalisyonu’nun diplomatik etkinliğine katkıda bulunmalıdır. Türkiye, kriz sürecinde altyapı sistemleri ve kamu kurumları tahrip olan Suriye’nin yeniden 
inşasına odaklanmalı, enerjisini bu doğrultuda sarf etmelidir. 


8 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..


***