SİYASAL KARAR ALMA ORGANLARI ÜZERİNDE ÇIKAR VE BASKI GRUPLARININ ETKİLERİ , BÖLÜM 7
IV. BASKI GRUPLARININ UYGULADIGI YÖNTEMLER
Baskı grupları kendi amaçları ve ellerinde bulundurdukları güç oranında siyasi karar alıcıları çok degisik yöntemler kullanarak etkilemeye çalısırlar. Bu yöntemler parlamenterler ve bürokratlarla dogrudan iliski kurmaktan, medya kampanyaları ve üyeleri harekete geçirme gibi dolaylı yöntemlere kadar çesitlilik gösterir (BİNDERKRANTS,2005)
Baskı gruplarının uyguladıgı yöntemler açısından amaçları ve güçleri kadar ülkedeki mevcut siyasi yapı da önemlidir. Tayyar Arı bu konunun önemini su
örneklerle vurgulamaktadır. “ Üniter bir yapıya sahip olan ngiltere’de klasik parlamenter sistemin bir özelligi olarak yürütmenin daha agırlıklı bir konuma sahip olması ister istemez baskı gruplarının yürütme bransı ve özellikle kabine üyeleri üzerinde yogunlasmalarına yol açmaktadır. Amerika’da ise güçler ayırımı nedeniyle yasama ve yürütme arasında gücün dengeli bir sekilde dagıtılmıs olması baskı gruplarını hem yasama hem de yürütme üzerinde ayrı ayrı yogunlasmak zorunda bırakmaktadır.”(ARI,1997;148-149)
Baskı gruplarının siyasi karar alıcıları üyeleri ya da ideolojileri lehine etkilerken uyguladıkları pek çok yöntem vardır. Hakan Ay, bu yöntemleri söyle sıralamaktadır. İkna yolu, tehdit, dogrudan hareket ve grevler, rüsvet, hükümet faaliyetlerini baltalama ve mali sabotaj ile kamuoyunu etkileme.(AY,2003)
İlter Turan ise bu yöntemleri, kulisçilik, siyasal partilerle iliskiler, propaganda, özel ayrıcalıklar, gösteriler, boykot, itaatsizlik ve zor kullanma seklinde
sıralamaktadır.(TURAN,1986;138-146)
Can Aktan ise ekonomik çıkar ve baskı gruplarının uyguladıgı yöntemleri ikna, lobicilik, seçim kampanyası yardımları, rüsvet, tehdit, sabotaj, toplu eylem ve medya alt baslıklarında açıklamaktadır.(AKTAN,1993)
Ahmet Tan’ın baskı gruplarının siyaseti etkileme yolları olarak tanımladıgı yöntemler ise sunlardır. Kulisçilik, siyasilerle iliski kurma, propaganda, özel ayrıcalıklar tanıma, gösteriler, boykot ve grevler ile zor kullanma.(TAN,2002;133-136)
Yukarıda açıklanan yöntemlerin her birinin çesitli baskı gruplarınca uygulandıgı bir gerçektir. Bütünlestirici bir yaklasımla bu yöntemleri söyle sıralamak mümkündür.
a) Kulisçilik-Lobicilik
b) İkna-Tehdit etme
c) Siyasi partilerle iliski kurma
ç) Özel ayrıcalıklar saglama
d) Rüsvet
e) Gösteriler ve boykot uygulama (üyeleri eyleme geçirme)
f) Medya ve kamuoyu olusturma
g) İtaatsizlik ve sabotaj
Bu yöntemler asagıda ayrıntılı olarak incelenecektir.
A) KULİSCİLİK-LOBİCİLİK
Kulisçilik baskı grupları tarafından uygulanan ve siyasal sistemde kendilerini ilgilendiren kararları alabilecek kisi ve mercilerle yüz yüze iliski kurarak, onları
amaçlarına inandırmaya, kendilerine yardımcı olanları maddi ve manevi yönden ödüllendirmeye dayanan bir faaliyet çesididir.(TURAN,1986)
Lobicilik ise “kararları etkilemek isteyen kisinin hükümetteki veya karar alma sürecindeki kisileri amaçları dogrultusunda etkilemek için kurdugu bir tür iletisim ve bilgi alısverisidir.” (ARI,1997:152)
Görüldügü üzere her iki tanım arasında anlam bakımından çok fazla bir fark yoktur. Kulisçilik ve lobicilik birbirinin yerine kullanabilecek kavramlardır.
Kulisçilik-Lobicilik faaliyetleri için ülkelerdeki siyasal sistemin tasıdıgı özellikler önemlidir. Söyle ki kuvvetler ayırımı olan ülkelerde Kulisçilik-Lobicilik
faaliyetleri yürütme organı kadar yasama organı üzerinde de yogunlasmaktadır. Buna karsın parlamenter sistemlerde Kulisçilik-Lobicilik faaliyetleri daha çok yürütme üzerinde yogunlastırılır. Çünkü parlamenter sistemlerde yürütme ile yasama erkleri yürütmenin lehine iç içe geçmis durumdadır.
Kulisçilik-Lobicilik faaliyetleri seçilmis siyasiler kadar alınan kararların uygulayıcısı konumundaki bürokratlar üzerinde de uygulanır. Bunun sebebi ise açıktır. Çünkü bürokratlar siyasi kararların hem verilmesinde, hem de, uygulanmasında etkilidirler.
Kulisçilik-Lobicilik faaliyetlerinin yasal bir zemine oturtularak denetlenebilir olması hem baskı gruplarının hem de siyasal karar alıcıların daha rahat hareket etmesini saglayacaktır. Su halde baskı grupları faaliyetlerinin hukuksal çerçevesi iyi çizilmelidir. Aksi takdirde aynı siyasal sistemde bir siyasi iktidar tarafından hos karsılanan bir durum, baska bir partinin iktidarında hos karsılanmayabilir.
B) İKNA-TEHDİT ETME
Baskı grupları öncelikle siyasal karar alıcıları ve uygulayıcıları talep ve beklentilerinin haklı oldugu konusunda inandırmak isterler. Genellikle kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarıyla az çok özdeslestirerek haklılıgı saglamaya çalısırlar. kna yöntemi siyasal karar alıcıların bu istek ve talepleri haklı görmesine dayanır.
Baskı grupları taleplerinin haklılıgını kanıtlamaya çalısırken siyasi otoriteyi ikna etmek için çesitli arastırmalar yaptırabilir, bunlara dayanarak bir takım raporlar
sunabilirler. Milletvekillerini kendi illerinde üniversite kurulması için ikna etmeye ugrasan bir baskı grubu bu talebini bagımsız bir kamuoyu arastırma firmasına
yaptırdıkları ve il potansiyelini ortaya çıkaran bir anket sonucunu rapor olarak sunabilir ve dile getirebilirler.
İkna metodu yüz yüze iliski kurulmasını gerektirir. Bu metotta baskı grubu temsilcileri, gerek parlamenterlerle gerekse kamu yöneticileriyle yüz yüze görüsmelerde bulunurlar.( AY,2003)
Tehdit ise adı üzerinde baskı gruplarının siyasi otoriteyi çesitli konularda tehdit etmesidir. En bilinen tehdit konusu yaklasan ilk seçimler ve en bilinen tehdit unsuru ise oy verme islemidir. Bu durumda siyasi merciler açıkça yeni seçimlerde rakip kisilerin desteklenecegi seklinde tehdit edilirler.
Baskı grupları siyasi karar alıcıları onların ve varsa aile fertlerinin kisisel zaaf ya da ahlaki problemlerini kamu oyuna açıklamakla tehdit edebilirler. Kumara, karsı cinse v.b. gibi düskünlügü olan siyasi sahısların bunları açıklamakla tehdit edilebildikleri bir sır degildir.
Bürokratlar ve memurlar ise seçimle is basına gelmediklerinden baskı grupları onları memurların atama ve nakil yetkisini elinde bulunduran siyasilere sikayet etmekle tehdit ederler.
İkna yolu öncelikli olarak uygulansa da bu yolla basarılı olunmaması halinde tehdit metodu çok rahat uygulanabilmektedir. Ahlaki degerlere uygun olmasa da tehdit etkili bir metottur. Özellikle “hükümet buhranlarının oldukça sık görüldügü ülkelerde en etkili metotlardan biridir.” (AY,2003:195)
C) SİYASİ PARTİLERLE İLİŞKİ KURMA
Baskı grupları yasama ve yürütme organları dısında siyasi partilerle de iliskiler kurarak amaçlarına ulasmaya çalısırlar.
Siyasi partilerle kurulan iliskiler partilerin iktidar ya da muhalefette olmasına göre degisiklik gösterir. Aynı sekilde partilerin kurulus biçimleri ve kurucuları da
önemlidir. Duverger partileri seçimlerde ve parlamentoda doganlar ve parlamento dısında doganlar olmak üzere ikiye ayırırken parlamentoda ve isçi sendikaları tarafından kurulan ngiliz sçi Partisiyle aynı zamanda bir baskı grubu olan sendikalar arasında organik bir bag oldugunu ileri sürmektedir. (DUVERGER,1993:16-25)
Duverger’e göre siyasi partilerle baskı gruplarının iliskileri zaman boyutu dikkate alınarak ikiye ayrılabilir. Bunlardan birincisi geçici iliskilerdir. Geçici
iliskilerde herhangi bir ilkeden ziyade çıkarlar önemlidir. Her baskı grubu çıkarlarının gerçeklesmesine yardımcı olacagına inandıgı her parti ile iliski kurabilir.
İkinci grup iliskiler ise sürekli iliskilerdir. Sürekli iliskiler de kendi içerisinde ikiye ayrılırlar.Bunlardan ilki organik bir bag sonucu kurulan iliskilerdir. Örnegi
yukarıda verilmistir.
İkincisi ise siyasi partilerle baskı grupları arasında organik bir bag ya da resmi bir iliskinin olmadıgı bununla beraber aralarındaki iliskinin yarı açık yarı kapalı olarak sürekli devam ettigi iliskilerdir. Örnek olarak büyük sermaye sahipleri ile ilke olarak sagcı partiler arasındaki iliskiler gösterilebilir. Bunun nedeni ise büyük sermaye sahiplerinin mevcut düzende ve bölüsümde bir degisiklik yasamak istemeyisleridir.
Çünkü ilke olarak sol partiler degisime daha yakındır. (DUVERGER,1993)
Baskı gruplarının siyasi partilerle kurdukları iliskilerin bir bölümü maddi boyuttadır. Bazı baskı grupları siyasi partileri ve hatta bir kısım adayları seçim
sürecinde maddi olarak desteklerler. Örnegin Amerika Birlesik Devletleri’nde SOFT MONEY denilen bir kavram vardır. Bu kavram 1980’lerde betimlenen bir kavramdır.
ve siyasi partilere yapılabilecek bagısları ifade etmektedir. Siyasi partiler bu bagısları parti faaliyetlerinde kullanabilirler. Bununla birlikte bu bagıslar kesinlikle bu adayların seçim kampanyalarında kullanılamazlar. 1992-2002 arasındaki on yıllık dönemde bu tip bagısların miktarı 86 Milyon ABD dolarından 496 Milyon ABD dolarına yükselmistir.
Günümüzde bagıslar çıkar gruplarının politikayı etkileme stratejilerinden biri belki de en önemlisi haline gelmistir. (APOLLON O ve LA RAJA,2004)
Bazı baskı grupları ise kendilerini seçim sürecinin dısında tutarak her iki partiye de aynı mesafede olmayı tercih ederler. (ARI,1997) ABD’de Amerikan Telefon ve Telgraf Sirketi’nin (AT&T) ve Türkiye’de KOÇ Holding kurucusu Vehbi Koç’un seçimlerde tarafsız kalmaya çalısmaları örnek olarak gösterilebilir. Vehbi Koç kendisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) bir üyesi iken 1950-1960 arası dönemde Demokrat Parti (DP)’ye ve CHP’ye aynı miktarlarda bagıs yapmıstır.(DÜNDAR;2006)
Baskı grupları kimi zaman kendi üyelerini bir partiyi veya bir adayı desteklemeye ya da tam tersi bir sekilde oy vermemeye davet edebilirler. Hatta kimi
zaman kendi tepe yöneticilerini parlamentoya sokabilirler. Örnegin Türkiye’de yakın zamanda iki isçi sendikasının baskanları milletvekili olarak parlamentoya girmislerdir.
Ecmel Yorgancı ise çıkar ve baskı gruplarını siyasi partilerle iliskilerini baz alarak sistem içindekiler ve sistem dısındakiler olarak ikiye ayırmaktadır.
(YORGANCI,2002)
Ona göre sistem içinde olanlar yüksek profilliler, düsük profilliler ve bagımlı gruplardır. Bu grupların sistem içinde dikkate alınma ve isteklerini gerçekleştirme oranları yüksektir.
Sistem dısında olanlar ise mesruiyet arayanlar, dısarıda kalmaya mahkum olanlar ve ideolojik isyankarlardır. Bu tür baskı gruplarının taleplerini gerçeklestirme sansları pek yoktur. Sistem içine girebilirse bu grupların basarı sansı yükselebilir.(YORGANCI;2002)
Sonuç olarak siyasi parti baskı grupları iliskilerinde basat ögenin maddi yardımlar oldugu bir gerçekliktir. Ayrıca arastırmalar göstermistir ki “yeni kurulan baskı grubu organizasyonları eskilere oranla daha fazla bagısta bulunmaktadırlar.” (APOLLONIO ve RAJA,2004) Bunun nedeni ise bir an önce politikacılar ve siyasi partilerle iliski kurma istegidir.
Baskı gruplarının siyasi partileri etkilemek istedikleri kadar siyasi partiler de baskı gruplarını kendi lehlerine etkilemek isterler. Bu amaçla baskı gruplarının etkili yöneticilerini kendilerine yakın isimlerden olusturmaya gayret ederler. Gerçekte baskı grubu siyasi parti iliskileri iç içe geçmis bir iliskiler yumagıdır.
Ç) ÖZEL AYRICALIKLAR SAGLAMA
Her devletin vatandaslarının rahat ve huzurlu yasaması için yerine getirmek zorunda oldugu bir takım görevleri vardır. Bu görevlerin bir kısmı yalnızca devlet eliyle gerçeklestirilir ve devredilemez. Bununla birlikte bazen devletler bir takım daha alt düzeydeki sorumluluklarını özel kuruluslara aktarabilirler. ste devletin aynı zamanda birer baskı grubu olan özel kuruluslara bir kısım sorumluluk ve yetkilerini aktarmasına özel ayrıcalıklar tanıma denir.
Örnegin Türkiye’de sanayi odaları, Ticaret odaları, Mimar ve Mühendis Odaları, Tabip Odaları gibi baskı gruplarına meslek icra etmek için lisans verme, mesleki
faaliyetleri denetleme vb. görevleri vermek onlara özel ayrıcalıklar saglamaktır.(TURAN,1986 : 144)
Özel ayrıcalıklar baskı gruplarına hem maddi hem de manevi güç kazandırırlar.
Böyle özel ayrıcalıklar elde edilebilen baskı grupları toplumun gözünde bir nevi kamu kurulusuymus gibi kabul görürler. Ayrıca bu tür baskı grupları hem yerel hem de ulusal boyutta karar alıcılarla sahip oldukları özel ayrıcalıklı konum neticesinde dogrudan iliski kurabilirler. (BINDERKRANTS,2005) Fakat bu durum özel ayrıcalıklı konuma sahip olmayan baskı gruplarının siyasal karar alıcılarla dogrudan iliski kuramayacakları anlamına gelmez. Ayrıcalıklı konuma sahip olmayan baskı grupları da dogrudan iliski kurabilirler. Çok basarılı özel iliskileri olan üyelere sahip olmak her baskı grubu için bir avantajdır.
D) RÜŞVET
Baskı gruplarının uyguladıkları ve hem kanunlara hem de ahlaki kurallara aykırı olan bir yöntem de rüsvet vermedir. Rüsvet “bir görevlinin görevini, bir gerçek veya tüzel kisiye haksız çıkar saglayacak biçimde yapması ya da bu kisinin eylemlerini görmezlikten gelmesini saglamak için kendisine verilen para, hediye ya da saglanan olanak” (BOZKURT,1998) seklinde tanımlanabilir.
Günümüzde rüsvet devletin dagıtacagı imkanların degerine göre çok yüksek rakamlara ulasabilmektedir. Rüsvetin gücü paranın gücünden kaynaklanmaktadır.
Rüsvet hemen her ülkede görülebilse de kapalı toplumlarda daha yaygın oldugu söylenebilir. Örnegin Türkiye’de Devlet eski Bakanı ve Manisa Milletvekili smail
Özdaglar, U.M. Denizcilik A.S. ortagı ve yönetim kurulu baskanı Ugur Mengenecioglu’ndan 25 milyon lira haksız menfaat sagladıgı gerekçesiyle Yüce
Divanın 14.2.1986 gün ve E.1985/1, K.1986/1 sayılı kararı geregi 2 yıl hapis ve 30 bin lira agır para cezası ile cezalandırılmıstır.(BELGENET WEB SAYFASI)
Kanunen ve ahlaken suç teskil etse de para ve paranın sahip oldugu cazibe kimi baskı grupları tarafından yetkili idarecilerle iliski kurma ve isteklerine ulasma aracı olarak kullanılmaktadır.
E) GÖSTERİ DÜZENLEME-BOYKOT UYGULAMA
Gösteri düzenleme ve boykot, grev uygulama özünde üyelerin harekete geçirilmesi esasına dayanır. Eger baskı grupları diger yöntemleri kullanarak amaçlarına ulasamazlarsa üyelerini harekete geçirebilirler.
Vahsi hayvanların kürkleri için avlanmasına karsı çıkan bir grubun herhangi bir ülkede bu tür avlanmalara izin veren parlamentoların önünde kendilerini zincirleyerek yaptıkları eylemler bir gösteri düzenleme biçimidir. Buradaki amaç siyasileri konunun kendi zannettiklerinden daha önemli oldugu hususunda ikna etmektir. Ayrıca gösterilerle kamuoyunun dikkati de konu üzerinde yogunlastırılmıs olur.
Gösterilerin siyasal sistemi etkilemekten baska amaçları da vardır. Gösteriler aynı zamanda üyelerin dayanısmasını artıran, baskı grubunun içsel sorunlarına cevap veren eylemlerdir. (TURAN,1986)
Boykot ve grevler de zaman zaman siyasi karar alıcıları etkilemek üzere uygulanan bir yöntemdir. Hiçbir siyasi partinin isçilerin hakkını savunmayacagını ileri sürüp üyelerden seçimleri boykot etmesini isteyen bir sendikanın eylemi ya da Sanayi Bakanı’nın istifasını isteyip bu amaçla üretimi durduran isverenler sendikasının bu eylemi boykot ve grevlere örnek teskil etmektedir. (TURAN,1986)
Baskı gruplarının uyguladıgı bu tür dogrudan hareketlerin amacı iktidarı elde bulunduranları üyeleri yararına etkilemek ve çıkarlarına uygun kararların çıkmasını saglamaktır.(AY,2003)
8 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***