Umut Kitap evi bombalanması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Umut Kitap evi bombalanması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Şubat 2019 Pazar

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 21

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 21


Seferi YILMAZ, Emniyet Genel Müdürlüğü, Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü, MİT 
Bölge Müdürlüğü, Şemdinli ve Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüklerince hakkında istihbari çalışma yütülen bir şahıs değildir. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri UZUN'un Komisyonumuza verdiği ifadesinde ve sunduğu imzasız bilgi notunda " Seferi YILMAZ hakkında, 09 Kasım 2005 olayları öncesinde ve sonrasında Başkanlıklarınca Hakkâri İstihbarat Şube Müdürlüğünce yürütülen herhangi bir istihbari çalışma bulunmadığı, Hakkâri İli Jandarma birimlerince Seferi YILMAZ'a gelecek bir paket konusunda kendileri ile bu bilginin paylaşılmadığı", Şemdinli İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün 08.02.2006 tarih ve 
2006/63 sayılı yazısında; " Anılan kişi hakkında İlce Emniyet Müdürlükleri arşiv ve istihbari kayıt bulunmadığı, ancak Seferi YILMAZ'ın Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlûâû'nûn 03.04.2001 gün ve B.02.0.PPG.0.12320-12320-5297-5 savılı genelgesi kapsamında "Takipli Şahıslar" arasında ver aldığı". Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün 16.02.2006 tarih ve 2006/79 sayılı yazısında; "Seferi YILMAZ hakkında İlçe Emniyet Müdürlükleri arşiv kaydı bulunmadığı," hususuna işaret edilmektedir. 

Konu ile ilgili olarak ilgililerin beyanları şöyledir; 

Hakkâri İl Emniyet Müdürü Yaşar AĞDERE;

"AHMET ERSİN (İzmir) - 9 Kasımdaki o büyük patlama, yani, Seferi Yılmaz'ın 
işyerine, kitabevine atılan bombalamayla ilgili, siz dediniz ki... Şimdi jandarma diyor ki: 
"Jandarma İmdat telefonuna bir ihbar geldi, onu değerlendirdik filan..." Siz de dediniz ki bundan bizim bundan bir haberimiz yok. Yani, böyle bir paket gelecekmiş, takip ediliyormuş diye. Teknik takip yapıldığından haberiniz var mı? 
YAŞAR AĞDERE - Hayır, yok. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Olay olmuş bitmiş, size ne diyorlar: "Biz burada böyle bir çalışma yaptık" mı diyorlar? 
YAŞAR AĞDERE - Bir veya iki gün sonra, tahmin ediyorum, bir yazı geldi öyle. 
Yani buraya bir paket gelecek. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Olaydan sonra paket gelmesi... Peki siz emniyet olarak, 
"bundan bizim niye önceden haberimiz olmadı" diye sormadınız, değil mi? 
YAŞAR AĞDERE - İstihbarat bilgisini onların ne zaman aldıklarını bilmediğimiz 
için bize istihbarat gönderiyorlar, şu konuyla ilgili böyle bir şey gelecek. O istihbaratı belki yakın bir zamanda aldık diyebilirler bize. Derler ki bir saat Önce aldık, bildiriyoruz diyebilirler. Haberi ne zaman aldınız filan diye soramıyoruz tabiî biz. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Olaydan sonra, olay olmuş bitmiş, bütün Türkiye ayağa 
kalkmış, olaydan sonra size böyle bilgi vermeleri garip değil mi? Yani, öncesinde değil de bittikten sonra haber vermeleri garip değil mi? 
BAŞKAN - Onların takdiri. Ona ne desin şimdi?" 
Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Hüseyin KESKİNKILINC: 
"AHMET ERSİN (İzmir) - Jandarma aldığı istihbaratı paylaşıyor mu emniyetle? Polis bölgesinde, mesela 9 Kasımda o kitabevine yapılan bombalı saldın, işte kim yapmışsa, yargı tabiî onu ortaya çıkaracak, o konuda deniliyor ki: "Biz istihbarı bilgi aldık, bu şahsa Almanya'dan paket gelecek, Seferi Yılmaz'a paket gelecek filan. Onun çalışmasını yapıyorduk" diyorlar jandarma, bunu söylüyor; ama, şimdi jandarmanın görev alanı kırsal olması lazım, istihbarı çalışmasını orada yapması lazım. Polis bölgesinde, kent merkezinde bir istihbarı çalışma yapıyorsa, bir takip altına almışsa, polisle bunu paylaşması gerekmez mi ya da paylaşmaz mı? 

HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Bu sormuş olduğunuz soru sayın vekilim, Seferi 
Yılmaz'la ilgili bir çalışma. Zaten 9 Kasımdaki patlama Umut Kitabevi olarak 
isimlendirdiğimiz Seferi Yılmaz'a ait kitabevinde, yani Özdpek Pasajında gerçekleştirilen bir saldın. Bununla ilgili, Seferi Yılmaz'la ilgili bizim herhangi bir çalışmamız yoktu Emniyet İstihbarat şubesi olarak. Jandarmanın böyle bir çalışması olduğunu sonradan öğrendik biz; yani, olaylardan sonra öğrendik. Bizim Seferi Yılmaz'la ilgili Şemdinli İlçesinde herhangi bir çalışma yaptıklannı, istihbarı çalışma yaptıklarını ya da bir takip çalışması yaptıktan şeklinde 
bizimle bir bilgi paylaşımı olmadı. Zaten bizimle bilgi paylaşımı olsaydı o görevin bize devredilmesi lazımdı yasa gereği, en son çıkan 5397 sayılı Yasa, polise, işte, dinleme, izleme, sinyal bilgilerinin alınması ve PVSK'nın ek 7 nci maddesine göre de tüm ülke çapında, yani kırsal ve şehir merkezi sının tanımaksızın istihbarat yapma yetkisi veriyor; ama, jandarma istihbarat yapma yetkisinden ziyade, önleyici çalışma yapma, işte mülkî görevlerine ilişkin, idari görevlerine ilişkin mülkî çalışma yetkisi veriyor. Yani, orada o bize verilseydi, biz şahsı 
resimleyip başka bir şahısla belki bu paket teslim edilebilirdi, o şahsı tespit edebilirdik; bir takip yapabilirdik orada. Şahıslan fotoğraflayabilirdik, o tür teknik imkânlarımız var; yani, şahsın buluşma yaptığı yerde şahsı fotoğraflayıp, kiminle buluşma yapıyor, paket kime gelmiş, nereye gidecek ya da ne şekilde bir çalışma içerisinde olduklan - örgüt mensuplanysa şayet bunlar - ya da yardım yataklık pozisyonundaki insanlarsa böyle bir çalışmayı yapabilirdik. Ancak, bu bilgi bize jandarmadan, İl Jandarma Alay Komutanlığından, bu bilgi bize Seferi Yılmaz'a paket geleceği, bir koli geleceği ve alıcının Seferi Yılmaz olduğuna 
ilişkin haber notu olarak adlandırdığımız istihbarat birimleri arasında birbirlerinin elde edilen bilgilerin paylaşımı konusunda gönderilen faks mesaj formu var, orada bize o tür bir bilgi geldi; ama, ne zaman geldi; 16 Kasımda geldi. Onun da belgesi var bende. Arzu ederseniz verebilirim. 16 Kasımda geldi bu bilgi bize. 
BAŞKAN - Yanınızda var mı o belge? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Elimde var Sayın Başkanım. 
BAŞKAN - Tamam. Ondan bir suret alalım. 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Bu bilgi bize 16 Kasımda geldi. Bu Seferi Yılmaz'ın; 
ama, edindiğim kanaate göre bu bilgi onuncu ayın 16'smda elde edilmiş; ama, bize bir ay sonra gelmiş. Jandarmadan gelen not şu efendim. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Peki bu sıkça oluyor mu? Yani, jandarma kafasına estikçe gelip polis bölgesinde istihbarat çalışması yapıyor mu? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Onunla ilgili elimizde somut bir şey yok. Yani, yapıyor 
diyemem; ama, bu olay, Seferi Yılmaz'la yaşanan 9 Kasımdaki olay bunu gösteriyor; ama, daha önce ben öyle bir çalışma yapıp yapmadığını bilemiyorum. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Müdürüm, şimdi, 5937 sayılı Kanuna göre 
jandarmanın istihbaratı önleyici olarak çalışma yetkisi, kanunun verdiği yetki budur, doğru. Bu kanun çerçevesinde jandarma istihbaratının 9 Kasımda Seferi Yılmaz'la ilgili istihbarı çalışma ve olay, Umut Kitabevi olayının meydana gelmesi, burada o kişilerin kanuna aykın davranışı söz konusu olmuyor mu? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Bizimle bilgi paylaşılsaydı biz olayı devralırdık ve 
çalışmasını sürdürürdük biz. 
KOMİSYON UZMANI - Bu Seferi Yılmaz'la ilgili olan, Ağır Ceza Mahkemesinden 
iletişimin tespiti, teknik takibiyle ilgili karar olduğunu biliyor musunuz? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Onu biz bilemeyiz, bilemeyiz. 
KOMİSYON UZMANI - Bu izlemenin bu amaçla olduğu konusunda bir bilginiz yok. 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Bilgimiz yok, bilemeyiz. Bizim, öyle bir zaten Seferi 
Yılmaz'la ilgili çalışmamız olmadı. Ne bir teknik çalışmamız oldu ne yani takip anlamında ya da fizikî bir takibimiz olmadı Seferi Yılmaz'ı. 
AHMET ERSİN (İzmir) - 16 Ekimde bu Umut Kitabeviyle ilgili deniliyor ki, "156'ya gelen bir ihbarı değerlendirdik." Yani 156 'ya gelen bir ihbarı değerlendirmek çok da ciddiye alınacak bir istihbarat bilgisi değil. Çünkü yüzlerce ihbar gelir. Öyle bile olsa, şimdi, 16 Ekimde bu çalışma başlamış, 16 Kasımda size bilgi veriliyor. Peki 9 Kasımdaki bu olayla ilgili, dediniz ki: "Bize elde ettiği bilgileri verir." Peki, bunu niye haber vermedi size, sizce? 
Madem aldığı bilgileri sizlerle paylaşıyor idi ise, bu olayı niçin paylaşmadı sizle? Yani nasıl çalışma bu? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Esasen bu sorunun muhatabı hani... Ben sadece bu 
konuyla ilgili yorum da yapsam, yanlış olur, kendilerine sormak lazım. Yarın kendileri gelecekler, onlara bu soru tevcih edilebilir. Bunu niçin bize bildirmedikleri onların sorunu. Yani bize bildirmediler neticede. Neticede bizim Seferi Yılmaz'la ilgili bir çalışmamız da yoktu zaten." Hakkâri İl Jandarma Komutanı Erhan KUBAT: 
"AHMET ERSİN (İzmir) - Burada, gelen bazı konuklarımızdan aldığımız bilgiler, 
yani, öyle gözüküyor, yani, jandarmanın, aldığı istihbar! bilgileri diğer emniyetle, MiT'le paylaşmadığı şeklinde. 
Mesela, şeyi sorayım; bu 9 Kasımdaki patlamayla ilgili, o Seferi Yılmaz'la ilgili 
dinleme kararım ne zaman aldınız siz ve onun takip edildiğinden, emniyeti bir yana bırakalım, savcının mesela haberi var mı, Şemdinli savcısının? 
ERHAN KUBAT - Şemdinli savcısının tabiî ki haberi yok. Yani, şimdi, biz, terörle 
ilgili istihbarı dinlememizi Van Ağır Cezadan alıyoruz, eski DGM'lerden. Şimdi, bunu aldık. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Ne zaman mesela, tarihi? 
ALBAY ERHAN KUBAT - Bununla ilgili tarihi size ben arz edeyim, Seferi 
Yılmaz'la ilgili, 8 Ağustos ayında aldık. Bununla ilgili dinlemeye başladık. Mesela, diyelim ki bir suç unsuruna rastladık. Dedi ki, sen çok konuşuyorsun, yarın Şemdinli'nin içinde cesedin görülürse görürsün. Dinlememiz devam ediyor. Biz dinlememizin de deşifre olmasını istemiyoruz; ama, bu şahıs öldürülürse, zaten, devletin içerisinde bir sürü problemler var, mesela, ben, biraz önce okumadım, bu patlamalarla ilgili, vatandaşların içindeyken, o Yüksekova'da 3 tane cenaze varken, bomba atacak görevlendirilen şahıs var, onun ifadesi var. 
Şimdi, bir anda, Şemdinli'de, bir daha faili meçhul bir ölünün çıkması... Zaten, örgüt o kadar faydalanmış ki bundan, o kadar üst bir konuma gelmiş ki, şimdi, al bunu devlet yaptı, yine kafaları karıştıracak. Dolayısıyla, biz hemen savcımıza gidiyoruz, sayın savcım, bakın, böyle bir konuşma var, bizim teknik dinlememiz devam ediyor... Yani, başsavcıya kaç kere gittim ben. Ne diyorsunuz, nasıl yapalım? Bu konudan, bize resmî olarak bildirin, bununla ilgili dosyamızı açalım, yann ileride bir konu olduğu zaman, bunu adlî şey yapalım. Bunlar tamamen bu şekildedir. Cumhuriyet savcısına gidip, mesela, Şemdinli Cumhuriyet Savcısına, 
biz Seferi Yılmaz'ı sizin bölgenizde dinliyoruz, şunu da dinliyoruz falan bir şey söylemedik; ama, biz, artık, suç verini olgunlaştırdığımızda, gideceğiz savın savcımıza, böyle bir sevimiz var, operasyon yapacağız, mülkî amire bilgi yereceğiz, polis müdürüne bilgi vereceğiz ve operasyonumuzu yapacağız. Sistemimiz bu şekilde... 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Ama, Şemdinli İlçesine geldiğinizde, daha doğrusu, Ali Kaya, Özcan İldeniz, bu konuda, Seferi Yılmaz'a, işte, bir paket gelecek, onunla ilgili bir çalışma ve bir eylem, yani, terör örgütünden gelecek bir paketin istihbarı bilgi dinleme sonucu Şemdinli Cumhuriyet Savcılığına bu konuda bilgi verdiniz mi? Bu bilgiyi niye emniyetle paylaşmadınız? Yani, sorun, sanki, emniyet ile jandarma arasındaki bir sorun, bir ihtilaf gibi gözüküyor. Biz öyle algılamak istemiyoruz da... 
ERHAN KUBAT - Ben bunların hepsini cevaplandırdım, biliyorsunuz. Yani, 
istihbarat çizgisi nerede, operasyon çizgisi nerede olduğunu çok açık olarak konuştuk." demiştir. 
ERHAN KUBAT - Şimdi, istihbaratı yaparken... Almanya'dan bir malzeme gelecek, dinliyoruz. Bu malzemeyi yakalamamız lazım ki, bakın, örgütle bunun ilişkisi var. Dediler, örgüt mensubuyla konuştu, Almanya'dan geldi... 
AHMET SIRRI ÖZBEK (İstanbul) - Polise söylenebilir eğer polis bölgesindeyse. 
ERHAN KUBAT - Ama, bakın, suç olup olmadığını daha ben bilmiyorum, sadece 
cumhuriyet savcısı bunu takdir ediyor. Ben cumhuriyet savasına dinleme yaptığım zaman götürüp veriyorum, bunu açıklayamam ben polise. 
HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - Bir paket gelecek dediniz. Demin bize verdiğiniz 
bilgide, istihbarat elemanları operasyon yapmaz dediniz ve bizim, Türkiye'nin her yerinde operasyon yetkimiz var; ama, polis bölgesinde operasyon yapacaksak... 
ERHAN KUBAT- Her yerde operasyon yetkimiz yok. 
HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - istihbarat yetkimiz var; ama, polis bölgesinde 
operasyon yapacaksak, ya birlikte yaparız ya görüşüp onlar yaparlar... 
Sizin, paketin geleceği yer polis bölgesi. İstihbarat almışsınız, tamam, orada bir sıkıntı yok; ama, paket geldikten sonra, artık, istihbarat safhasından operasyon safhasına bir geçiş var. O operasyon safhasına kadar bu olay olmuş; ama, bu olayın olmadığını varsayalım, pakete el konulacak; fakat... 
ERHAN KUBAT - Pakete el konulmayacak. Paketin nerede olabileceğini tespit ediyoruz. 
HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - Şimdi, o saate kadar o istihbarı bilgi de emniyetle 
paylaşılmamış, olaydan üç beş gün sonra emniyete bildirilmiş. Yani, paketin geldiğinde, zaten, paket geldi, içeriye girdi, ondan sonra... 
ERHAN KUBAT- Paket daha gelmedi yalnız, hâlâ da gelmedi. 
METİN KAŞDCOĞLU (Düzce) - İstihbarat çalışması olarak söylüyor onu herhalde. 
HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - Hâlâ istihbarat çalışması devam ediyor. 
ERHAN KUBAT - Zaten operasyon yapamaz. O delile ulaştığı an, gelecek, sonuç 
raporunu verecek istihbarat şube müdürüne, bu sonucun üzerine gelecek, operasyon yapacak. Kimin bölgesi, polis bölgesi... 
BAŞKAN - O zaman, şöyle; ayın 9'undaki, Ali Kaya ve Özcan Üdeniz'in 
görevlendirilmesi istihbarı faaliyet için görevlendirildi diyorsunuz. 
ERHAN KUBAT- Evet Sayın Başkan. 
BAŞKAN - O görevlendirmede bir de, savcıyla birlikte görevlendirildi diye bir kayıt var. 
ERHAN KUBAT - Yani, biz o dinlememizi savcının yetkisiyle aldığımız için, biz o 
yetkiyle gidiyoruz, o yetkiyle araştırıyoruz. Telefonunu, biz resmî olarak dinliyoruz. 
BAŞKAN - Mahkemeden mi aldınız?.. 
ERHAN KUBAT- Mahkemeden alarak, tabiî... 
BAŞKAN - Van Üçüncü Ağur Cezadan... 
ERHAN KUBAT - Van Üçüncü Ağur cezadan aldık, onun üzerine dinliyoruz ve 
demlendireceğiz. Zaten suç duyurusunda bulunduk bu şahıs hakkında. Bunu delillendirici malzemeleri toparlayacak orada. Yani, şimdi, şahıs konuşuyor, iki tane domates atın. Domates atın, evet biz anlıyoruz, bir şeyler var, ama, suç teşkil etmiyor. Suç ne teşkil ediyor; somuta indirmemiz lazım. Bir malzemenin gelmesi. Örgüt istedi, örgüte getireceğim dedi... Mesela, Komisyonunuza sunmuştum; Seferi Yılmazı daha önceden telefon açtı Sabri, babam gelecek 
dedi. Biz bunu polise bildirdik, bakın, böyle böyle şey var, operasyon yapacaksak yakalayalım. Biz dedi takip ediyoruz, Ali Kısıkyol'u biz de dinliyoruz. Seferi Yılmaz, evet.. Seferi Yılmaz'in resimleri... Resim çekmişler, polis bölgesinde takip ettiler, Van'dan takip ettiler; ama, bizim jandarma bölgesinde Ortaklar Karakolunda bekledik Seferi Yılmaz ve şahıslar gelmedi. Demek ki, karakolu baypas edici yerler var, oradan geçti, Kuzey Irak'a gitti. 
Bizin dinlemelerimiz geldiğinde, bir de baktık ki, şahıs dönmüş. Sonraki dinlemelerinde, bak, sen Şemdinli'ye geldiydin ya, orada sakın, sana söylerlerse, ben oraya gezmeye gittiydim diye de babasını... 
BAŞKAN - Şimdi, sizin yazdığınız yazıdan ben şunu anladım; yani, bu Ali Kaya ile Özcan İldeniz, Veysel Ateş de o şeyin içine dahil miydi? 
ERHAN KUBAT - Veysel Ateş görevlendirmeye dahil değildi Sayın Başkanım. O bir haber elemanıdır, bizim kayıtlı haber elemanımız. Personel, onunla ilgili, başka haber elemanlarıyla ilgili göreve gittiği zaman görüşür, bilgi alır. 
BAŞKAN - O sizin bilginizin dışında." demiştir. 
Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Sefer RESULOGLU: 
"AHMET ERSİN (İzmir) - Peki, bilgiyi nereden aldınız, Seferi Yılmaz'ın PKK'yla 
ilişkisi olduğuna ilişkin ya da oradan paket geleceğine ilişkin ilk bilgi nereden geldi size? 
SEFER RESULOGLU - Efendim, biraz önce arz ettiğim gibi, biz görüştüğümüz 
şahıslardan alıyoruz bu tür bilgileri; fakat, bu şahıslar... 
AHMET ERSİN (İzmir) - Bir çelişki var. Şimdi, burada, daha önce gelen bazı 
konuklarımız, Jandarma İmdat... 156 mı sizinki? 
SEFER RESULOGLU - O daha sonra. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Oraya gelen ihbar üzerine biz takibe aldık demişti. Siz 
farklı söylüyorsunuz. 
SEFER RESULOGLU - O daha sonra bir ihbar. Şimdi, biraz önce aldığımız bilgiler 
diye söyledim. Bunlar içerisinde orada yapılan ihbar da var. 156'ya değil de Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığına yapılan bir ihbar var. Bir şekilde ulaşan insanlar var. Bunlarla görüşüp bu neticeyle o şahsın ismine ulaştık biz. Ama, 156 ihbar telefonuna bu şahıslardan veya aynı şahıs veya farklı, bilemiyorum, bir bayan, daha sonraki bir tarihte arayıp, bu şahısla ilgili yine ihbarda bulunmuştur. Bunu da, biz, 156 kayıtlarından çıkarıp mahkemeye intikal ettirdik... 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Peki. 
Ali Kaya, Özcan İldeniz, ifadelerinde Seferi Yılmaz'la ilgili bir çalışma yapmak üzere, Şemdinli'ye gittiklerini belirtiyorlar. Veysel Ateş ise bazı eski itirafçılarla görüşme yapmak üzere ilçeye gittiğini belirtiyor. Eğer iddia edildiği gibi Seferi Yılmaz'a ait örgüt tarafindan içerisinde bomba bulunan bir paket gönderilecek idiyse, İlçedeki emniyet birimleriyle niye koordine etmediniz? 
SEFER RESULOĞLU - Efendim, gitme maksatları o zaten, koordine. ilgili 
cumhuriyet savcısı ve yerel birimlerle koordine maksadıyla gidiyorlar." 
Demiştir. Belirtilen Emniyet birimlerinde bu şahsın terör örgütü ile ilişkisi nedeniyle hakkında Jandarma birimlerince iletişimin dinlendiğine ve Emniyet Genel Müdürlüğünün 24.03.2006 tarih ve 52575 sayılı yazısında değinildiği üzere adı geçenle ilgili olarak istihbarat birimlerinde herhangi bir istihbari çalışma bulunmadığı incelenmiştir. Hakkâri İl Jandarma KomutanlığVnın bahse konu şahsa bir paket geleceği yolunda Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü'ne "Faks Mesaj Formu" ile bilgi vermesi 16.11.2005 tarihine, Seferi YILMAZ'ın kullandığı GSM'in dinlenmesinin sona erdirildiği tarihten 15.11.2005 tarihinden bir gün sonrasına, 09.11.2005 günü meydana gelen patlamadan ise 6 gün sonrasına  rastlamakta  dır. Bu mesaj formunda: " Bir örgüt mensubuna verilmek üzere göndericinin narlı market, alıcının da Şemdinli ilçesinde umut kitapevi adresli olan bir paketin gönderildiği ve bu paket içersinde örgüte ait elektronik cihazların bulunduğu", faks mesai formunun yorum ve öneriler bölümünde ise " Örgüte telim edilecek olan paketin posta ve kargo şirketlerinden takip edilerek yakalanabileceği değerlendirilmektedir." denildiği görülmektedir. 
Bu bilginin, Hakkâri Valiliği, Hakkâri İl Emniyet Komisyonu, Hakkâri MİT Bölge 
Müdürlüğü ve Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü'ne de bildirilmemesinin nedenini, Jandarma yetkilileri,; söz konusu kişi hakkında iletişimin tespiti konusunda mahkeme karan bulunması, anılan bilginin henüz paylaşılacak nitelikte istihbari bilgi niteliği taşımaması olduğu ileri sürülmektedir. 


22. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 20

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 20


Yukarıdaki açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde; 

Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ'in Hakkâri İl Jandarma Komutanı J.Kurmay Albay 
Erhan KUBAT tarafindan imzalanan resmi görevlendirme belgesiyle görevlendirildikleri, görev onayında görevin içeriğinin; Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri bölgesinde bulunan örgüt mensupları hakkında bilgi elde etmek, istihbarı ve operasvonel faaliyetlerde bulunmak olarak belirlendiği, haber elemanı Veysel ATEŞ'in de Ali KAYA'nın şifahi talimatı ile gruba katıldığı, Jandarma görevlilerinin emniyet sorumluluk bölgesinde istihbarat toplamak amacıyla görevlendirilmeleri nin mevzuata uygunluğu konusu ayrıca değerlendirilecek  olmakla birlikte, istihbarat görevlilerinin sadece istihbarat toplama görevim yerine getirmeleri 
gerektiği, operasyon işleminin başka birimlerin görevi olduğunun asken üst yetkililer tarafından da ifade edildiği, istihbarat görevlilerine hem istihbarat toplama hem de operasyonel faaliyetlerde bulunma görevi verilmiş olmasının dikkate değer görüldüğü, görevin içeriğinde daha önceden elde edilmiş bilgi ve belgelerin adli makamlara iletilmesine ilişkin bir husus bulunmadığı anlaşılmaktadır.  
Ali KAYA'nın olaydan iki gün sonra Savcılığa verdiği ifadesinde Sefen Yılmaz m 
evinde ve iş yerinden araştırma yapmak amacıyla Şemdinli'ye geldiklerini söylemesine rağmen, olaydan yaklaşık iki hafta sonra müfettişliğimize verdiği ifadesinde, Seferi YILMAZ ve birkaç kişiye ait evrakı müsbiteyi İlce Jandarma Komutanlığı marifeti ile Emniyet Müdürlüğü kanalıyla Cumhuriyet Savasına arz etmek ve talimatları doğrultusunda operasyonel faaliyet başlatmak amacıyla Şemdinli'ye geldiklerin söylemesi dikkat çekici bulunmuştur. Buradaki "operasyonel faaliyet başlatmak" ibaresinin, resmi görevlendirme belgesindeki ibareyle uyumlu olması açısından Ali KAYA tarafından özellikle kullanıldığı 
düşünülmektedir. 

Özcan İLDENİZ'in olaydan iki gün sonra Savcılığa verdiği ifadesinde, Seferi 
Yılmaz'a gelecek paket ile ilgili araştırma yapmak ve Seferi Yılmaz'ın örgüt mensuplarıyla bağlantısı olduğu dikkate alınarak evi ve işyeriyle ilgili tespit yapmak amacıyla Şemdinli'ye geldiklerini söylemesine rağmen, olaydan yaklaşık iki hafta sonra müfettişliğimize verdiği ifadesinde, planlı bir faaliyet olan Seferi YILMAZ'a ilişkin hazırlıklarına devam ettikleri dosyayı yetkili merciine ulaştırmak amacıyla Şemdinli'ye geldiklerini söylemektedir. 

Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ'in Savcılık ifadeleri kendi içinde, Müfettişliğimize 
verdikleri ifadeler de kendi içinde tutarlı gözükmektedir. Ancak geliş nedeni ile ilgili olarak Savcılıkta söyledikleri gerekçe ile, müfettişliğimize söyledikleri gerekçe aynı değildir. Olayın 9 Kasım günü saat 12:00 civarında olduğu, bu iki kişinin de olaydan en geç yanm saat sonra Taktik Alaya götürüldüğü ve burada Savcılık önüne çıkana kadar iki gün birlikte oldukları bilinmektedir. Olayın hemen akabinde ayn ayn ifadelerinin alınmamış olması ciddi bir eksikliktir. Doğal olarak aynı konuda suçlanan kişilerin bir arada uzun süre bulunması halinde 
ortak bir ifade modeli geliştirmeleri mümkündür. Ancak ilgili astsubayların muhtemelen olaydan üç gün sonra Hakkâri'ye dönmeleri ardından, özellikle araçta bulunan ve kamuoyu gündemine yansıyan gizli belgelerin tartışılmaya başlanmasından sonra ifadelerinde ortak bir değişikliğe gittikleri ve söz konusu evrakları ilgili adli merciye sunmak amacıyla yanlarında bulundurdukları ve bu amaçla Şemdinli'ye gittikleri yönünde bilgiler verdikleri değerlendirilmektedir. Van'da devam eden adli süreçte ilgililerin ifadelerine bakıldığında da Müfettişliğimize verilen ifadedeki gerekçelerin tekrarlandığı görülmektedir..." 
Hakkâri İl Jandarma Komutanı Albay Erhan KUBAT, Komisyonumuzca alınan 
beyanında; 

"HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - İstihbarat yetkimiz var, ama, polis bölgesinde 
operasyon yapacaksak, ya birlikte yaparız ya görüşüp onlar yaparlar... 
Sizin, paketin geleceği yer polis bölgesi. İstihbarat almışsınız, tamam, orada bir sıkıntı yok; ama, paket geldikten sonra, artık, istihbarat safhasından operasyon safhasına bir geçiş var. O operasyon safhasına kadar bu olay olmuş; ama, bu olayın olmadığım varsayalım, pakete el konulacak; fakat... 
ERHAN KUBAT - Pakete el konulmayacak. Paketin nerede olabileceğini tespit 
ediyoruz... 
BAŞKAN — O zaman, söyle: ayın 9'undaki. Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in 
görevlendirilmesi istihbarı faaliyet için görevlendirildi diyorsunuz. 
ERHAN KUBAT- Evet Savın Başkan. 
Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 1153)
RASKAN - O görevlendirmede bir de. savcıyla birlikte görevlendirildi diye bir kayıt 
ERHAN KUBAT - Yani, biz o dinlememizi savcının yetkisivle aldığımız için, biz o 
vetkivle gidiyoruz, o yetkiyle araştırıyoruz. Telefonunu, biz resmî olarak dinliyoruz.. .** Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Sefer 
RESULOĞLU ise; 
"SEFER RESULOĞLU - O güne kadar toplanan bilgiler, elde edilen bilgiler, daha 
önce, gidip hazırladıkları krokiler, yanlarında diğer şahıslarla ilgili olan bilgilerle beraber, o gün gitme maksatları zaten, toplamış oldukları bilgileri ilçe cumhuriyet savcısına arz edip, cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda hareket etmek. ... MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Peki.Ali Kaya, Özcan ildeniz, ifadelerinde Seferi Yılmaz'la ilgili bir çalışma yapmak üzere, Şemdinli'ye gittiklerini belirtiyorlar. Veysel Ateş ise bazı eski itirafçılarla görüşme yapmak üzere ilçeye gittiğini belirtiyor. Eğer iddia edildiği gibi Seferi Yılmaz'a ait 
örgüt tarafından içerisinde bomba bulunan bir paket gönderilecek idiyse, İlçedeki emniyet birimleriyle niye koordine etmediniz? 
SEFER RESULOĞLU - Efendim, gitme maksatları o zaten, koordine. ilgili 
cumhuriyet savcısı ve yerel birimlerle koordine maksadıyla gidiyorlar. 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Oradan artık son olarak dosyayı sunmaya 
gidiyorlar anlaşıldı ki. Haber elemanını niye yanlarına alıyorlar, haber elemanını artık yanlarına almalarına gerek yok. Çünkü, artık iş bitmiş. 
SEFER RESULOĞLU - Şemdinli, sürekli gidiş geliş yaptığımız bir yer değil. Bir defa gitmişken, başka konularda da araştırma yapılıyor. Bunların gidiş maksatlarından birisi de, 1 Kasımdan meydana gelen patlamayla ilgili olarak bilgi toplamak. Bu bilgiyi toplarken, daha önce görüşmüş oldukları şahısların yanında götürdükleri Veysel Ateş vasıtasıyla başka şahıslardan da bilgi alabilir miyiz düşüncesiyle" demiştir. 
Van Cumhuriyet BassavcıhgTnın (CMK.nun 250. Maddesi ile Yetkili 03.03.2006 
gün ve soruşturma NO:200S/750. esas no:2006/32. karar no:2006/3'lu. 09.11.2005 günü Şemdinli İlçesi'nde bulunan Umut Kitabevinde meydana gelen patlama konusunda düzenlenen iddianamede. Ali Kava ve Özcan İldeniz'in görevlendirilmeleri konusuna söyle yer vermektedir: 
" Seferi YILMAZ'ın ev ve iş yerlerinin krokisini çizdikleri, Seferi YILMAZ hakkında 
istihbarı çalışmaları yapan, ev ve iş yerinin krokisini çizen şüpheliler Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ'in suç tarihi olan 09.11.2005 günü "Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri bölgesinde bulunan örgüt mensupları hakkında bilzi elde etmek, istihbarı ve operasvonel faaliyetlerde bulunmak" maksadı ile 9 Kasım 2005 günü saat 08:00.dan itibaren görevlendirildiğini ve kendilerine gereken yardımın ve kolaylığın sağlanmasını içeren Hakkâri İl Jandarma Alay Komutanı Erhan KUBAT'ın 08.11.2005 gün ve İSTH : 3590-2816 - 05/TER.OLY. (3365) 
sayılı Faks Mesaj Formu Görevlendirme yazısı ile görevlendirildikleri, -anlaşıldığı üzeregörevin içerisinde daha önceden Seferi YILMAZ hakkında elde edilmiş bilgi ve belgelerin adlî makamlara iletilmesine ilişkin bir hususun bulunmadığı". 
Van Cumhuriyet Başsavcılığının 03.03.2006 günlü iddianamesinde; "Ali Kaya ve 
Özcan İldeniz'in mevzuata aykırı olarak, polis bölgesinde mülki amirden izin alınmadan , emniyet birimleri ile işbirliği ve koordinasyon kurulmadan operasyonel faaliyeti de kapsayacak şekilde görevlendirilmeleri nedeniyle; Hakkâri İl Jandarma komutam Albay Erhan KUBAT'm sıralı amirleri Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanı Erdal ÖZTÜRK ve Van Asavis Kolordu Komutanı Selahattin UĞURLU hakkında Görevi Kötüye Kullanmak sucundan Görevsizlik verileceği, soruşturma evrakının Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılıgı'na gönderilmek üzere tefrik edilerek Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği soruşturma 
defterinin 2006/152 sırasına kavdı yapıldığı" belirtilmiştir. 

Mûlkiye Müfettişi'nin 27.02.2006 tarih ve 82/2 sayılı Araştırma Raporunda; 
"Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı görevlileri ile ilgili olarak; 

a) Hakkâri Ü Jandarma Komutanı Kurmay Albay Erhan KUBAT'ın; J.Kd.Bçvş. Ali 
KAYA ve J.Bçvş. Özcan İLDENİZ'i Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri bölgesinde bulunan örgüt mensupları hakkında bilgi elde etmek, istihbari ve operasvonel faaliyetlerde bulunmak maksadıyla 9 Kasım 2005 günü saat 08:00'den itibaren görevlendirdiği, bu görevlendirmeyle ilgili olarak bir gün öncesinde Hakkâri Dağ ve Komando Tugayı ile, Yüksekova ve Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlıklarının mesajla bilgilendirildiği, bu görevlendirmede polis ya da jandarma bölgesi ayırımı yapılmadığı, ortaya çıkan sonuçlar itibariyle polis bölgesinde 
çalışma yapılmasının amaçlandığı ve daha önceki tarihlerde de bu tür çalışmaların yapıldığı, polis bölgesinde yapılan bu çalışmalar hakkında ilgili mülki amirlerin ve polis birimlerinin bilgilendirilmediği, jandarmanın polis sorumluluk bölgesinde istihbarat çalışması yapamayacağı, dolayısıyla 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 7 nci, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 10 ve 12 nci, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin 19, 21, 146 ve 154 ncü, 15.07.1961 tarihli işbirliği 
yönetmeliğinin 3 ve 4 ncü maddeleri ile İçişleri Bakanlığının 13.01.2005 tarihli Genelgesine aykırı hareket edildiği, 
Bölgede görüşme yaptığımız askeri yetkililerin, istihbarat unsurlarının operasyon yapamayacaklarını, operasyon timlerinin ayrı olduğunu ısrarla vurguladıkları, ancak görev onayında terör örgütü mensupları hakkında bilgi elde etmek ve istihbari faaliyetlerde bulunmakla yetinilmediği, operasyonel faaliyette bulunmak görevinin de bu kişilere verildiği, istihbarat elemanlarının bilgi ve belge temin etmesi, bu bilgi ve belgeleri ilgili birimlere aktarması, gerekiyorsa operasyonun o mahaldeki ilgili güvenlik birimleri tararından yapılması kuralının da bu görevlendirme ile ihlal edildiği..., 

Açıklanan nedenlerle; Hakkâri İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Erhan 
KUBAT, Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Sefer 
RESULOĞLU, Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde 
görevli Astsubaylar Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ ile askeri hiyerarşi çerçevesinde 
ilgisi olduğu değerlendirilen diğer görevliler hakkında, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu ve Yönetmeliği, 477 Sayılı Disiplin Mahkemelerinin Kuruluş, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezalan Hakkında Kanun ve diğer askeri mevzuat çerçevesinde gereğinin yapılması için düzenlenecek TEVDİ RAPORU'nun Jandarma Genel Komutanlığına gönderileceği," hususuna yer verildiği görülmektedir. 
Belirtilen tüm bu açıklamalardan; bahse konu personelin polis bölgesinde hem 
mülki ve adli, hem de 5397 sayılı Kanun'dan kaynaklanan Van 3. Aâr Ceza Mahkemesinin iletişimin dinlenmesi kararı kapsamında istihbarat toplanması. Seferi YILMAZ'a gelecek pakete el konulması, kişilerin yakalanmasını saplamak hususunda görevli kılındıkları anlaşılmaktadır. 
Van 3.Afin Ceza Mahkemesince. Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı. Şemdinli İlce 
Emniyet Müdürlüğü sorumluluk alanında işyeri ve ikameti bulunmasına rağmen Seferi YILMAZ hakkında. Jandarma bölgesi dahilinde 5397 sayılı Kanun gereğince iletişimin tespiti, teknik takip v.b hususlarda yetkili ve görevli kılmışken, ismi gecen şahıs hakkında iletişimin dinlenmesi, teknik takibe matuf ilgili hakimlikten istihsal edilen karar ile belirtilen Jandarma istihbarat görevlileri eliyle Şemdinli polis sorumluluk bölgesinde yürütülmesi lüzumu halinde yapılacak isin: ilgili mahkemeden durumu yeniden değerlendirmesini talep ederek, anılan karar gereğini polis bölgesinde de kendilerinin mi ifa edeceklerini yoksa bu görevi polise mi devretmeleri gerekeceğini istemek olmalı iken. bu gereğe uyulmamıştır. Ancak. Jandarmanın polis sorumluluk bölgesinde vapheı bu dinlemenin geçersiz olduğuna dair anılan mahkemenin bir kararına da rastlanmamıştır. Komisyonumuzca, Hakkâri İl Jandarma Komutanlığından, istihbarat personellerinden hangi görevlilerin, hangi görev gereği, nerelere görevlendirildikleri hususunda bilgi istenmiş, ancak anılan Komutanlıkça, görevlendirilen personelin isimlerinin bildirilmesinin Kanunen yasak ve sakıncalı olduğu gerekçesiyle bu bilgiler gönderilmemiş, yapılan görevlendirmelerin mahiyeti hakkında da açık ve kesin bir bilgi ve belge ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla Komisyonumuzca, bu görevlendirmelerin içeriğini anlamak imkanı bulunamamıştır. Belirtilen nedenlerle, Hakkâri İl Jandarma Komutanlığınca Hakkâri İl Merkez, Şemdinli ve Yüksekova İlçelerinde görev yapmak üzere Jandarma Astsubayları Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in dava konusu olan 09.11.2005 günü Şemdinli İlçesinde görevlendirilmeleri haricinde 09.06.2005-27.01.2006 tarihleri arasında toplam (185) kez muhtelif istihbarat personeli görevlendirildiği, bu görevlendirmelerin polis sorumluluk alanında da olabileceği hususu göz önüne alındığında, Jandarma sorumluluk alanı dışında mülki amir onayı olmadan, ilgili güvenlik birimi ile işbirliği ve koordinasyon sağlanmadan adli ve mülki görev kapsamında ifa olunan istihbarat toplama İş ve işlemleri ile istihbarat hizmetleri yanında operasyonel faaliyet yürütmelerinin de mevzuata aykırılık teşkil edebilecek olması nedeniyle konunun İçişleri ve Adalet Bakanlıklarınca denetlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 

2. Hakkâri İl Jandarma Komutanlığınca Seferi YILMAZ Hakkında İstihbarat 
Çalışması Yapılması, Bilgilerin Diğer Güvenlik Birimleriyle Paylaşılmamasının 
Değerlendirilmesi 

Komisyonumuzun 28.02.2006 GÜN VE A.01.1.GEÇ.10/322,323,324 esas sayılı 
yazısı ile; Van Cumhuriyet Başsavcılığından "Seferi YILMAZ isimli şahsın dosyalarında mevcut tüm sabit ve GSM iletişiminin dinlenmesi, teknik takibi v.b konulara ilişkin ilgili soruştırma dosyası" talep edilmiş, Van Cumhuriyet Başsavcılığının 28. 02.2006 gün ve 2006/76 sayılı yazısı ile istenen bilgi ve belgeler gönderilmiştir.
Buna göre; 

Hakkâri İl Jandarma Komutanlığınca, 05.08.2005 günü Şemdinli Üçe Jandarma 
Komutanlığı önünde meydana gelen ve 5 askerin şehit olması ile sonuçlanan olaydan sonra yapılan istihbarat sonucunda Sabri (K) Ali KJSDCYOL'un işbirlikçi yapılanması araştırılırken bütün bilgilerin Seferi YTLMAZ'a yönelmesi, bu şahsın kırsal alanda örgüt mensupları ile buluştuğu, sının geçerek Sabri(K) ile görüştüğü bilgisi üzerine bölgeleri dahilinde örgüt mensuplarının yapacağı eylemleri önlemek, yine bölgeleri dahilinde faaliyet gösteren örgüt mensupları nın kullandığı GSM'lerin tespit edilmesi ve faaliyet gösteren örgüt mensuplarının yapılanmasının ortaya çıkarılması ile bölgeleri dahilinde muhtemel işleyebilecekleri suçların tespit edilerek suç delilleri ile birlikte yakalanması ve maddi delil elde etmek maksadıyla. 

Seferi YILMAZ'ın kullandığı 0 535 251 44 11 no'lu GSM'in de dahil olduğu başka iki şahsa ait telefonların "5397 sayılı Kanun'un 2. maddesinde düzenlenen 2803 sayılı Kanun'un ek 5. maddesi uyannca 3 ay süre ile ilk kez teknik takibin tespitine, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine, kayda alınmasına ve iltisaklanyla birlikte izlenmesine" Van Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22.08.2005 tarih ve 2005/257 sayılı karar ile karar verilmiştir. 
Anılan şahsın söz konusu telefonunun dinlenmesine ilişikin 11.11.2005 tarihli iletişim tespit tutanağında; 13 adet iletişim tespit tutanağında geçen görüşmelere göre; 

1-Ekrem YILMAZ adına kayıtlı olup, Seferi YILMAZ tarafından kullanılan 0 535 251 44 11 numaralı GSM hattından görüşen Seferi YILMAZ'ın Şemdinli İlçesi Horyürek Mezrasının karşısında bulunan, Türkiye-Irak sınırında olan ve PKK/Kongra-Gel Terör örgütü adına gümrükçülük, vergilendirme ve eylem yapma faaliyetlerinde bulunan PKK/Kongra-Gel Terör örgütü üyesi Sabri (K) Ali KISIKYOL ve yine aynı yerde bulunan Renas(K) ile görûşeme yaptığı, Şemdinli İlçesinden Irak'a kaçak yollarla ticari maksatlı geçen şahıslardan 
vergi alınması için bilgi verdiği, örgüt mensuplarının yanına giderek görüşmeler yaptığı, Sabri(K) Ali KISIKYOL'un babası Hasan KISKYOL isimli şahsın 04.10.2005 günü Şemdinli İlçesine geldiği ve Seferi YILMAZ tarafindan karşılanarak Sabri (K)'un yanma Seferi YILMAZ aracılığıyla gönderildiği, aynı şahsa dönüşünde de aracılık yaptığı, örgüt mensuplarına kitap, gazete gibi doküman konularında yardım ve terör örgütü mensuplarının 
yakınlarına yataklık yaptığı yönünde görüşmelerin mevcut olduğu, 

2-04.11.2005 tarih ve 16.32.37 saatli (10) kayıt sıra nolu ve A 431 104 064 408 seri numaralı iletişim tespit tutanağında; Seferi YILMAZ ile Sabri (K) Ali KISIKYOL'un yaptığı görüşmede; "Sabri(K)'un Seferi YILMAZ'a benim Almanya'dan eşyalar gelecek, bana adresini ver dediği" ve Seferi YILMAZ'ın da Şemdinli İlçesi Cumhuriyet Caddesi Umut Kitapevi'nin adresini verdiği tespit edildiği, belirtilmektedir. 

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22.08.2005 gün ve 2005/257 sayılı MUT.karan ile Seferi YILMAZ'ın kullandığı 0 535 251 44 11 GSM haranda 29.08.2005 tarihinde saat 21.18.12'den itibaren başlayıp 15.11.2005 eûnfine kadar yapılan teknik takibe ait suç niteliği taşıyan ve taşımayan bütün görüşmelere ait kayıt CD'leri 18.11.2005 tarihinde Şemdinli C.Savcısı Harun AYIK'a teslim edilmiştir. 
Belirtilen nedenlerle, Yasadışı PKK/Kongra-Gel Terör Örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan Van 3.Ağır Ceza mahkemesine sevk edilen Seferi YILMAZ'ın yapılan tüm suçlamaları kabul etmediği, aynı mahkemenin Nöbetçi Hakimliğin 17.02.2006 gün ve 2006/147 sayılı karan ile serbest bırakıldığı, bu karara karşı yapılan itirazında aynı mahkeme başkanlığınca 18.02.2006 gün ve Esas no: 2006/17, Karar No: 2006/15 sayılı karan ile reddedildiği incelenmiştir. 

Hakkâri İl Jandarma Komutanlığınca 22.08.2005 tarihinden itibaren Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinden 5397 sayılı Kanun uyarınca alınan iletişimin dinlenmesi ve teknik takip yapılması karan ile anılan şahsa gelecek olan bir paket bilgisinin Hakkâri Valiliği, Hakkâri II Emniyet Müdürlüğü, MİT Bölge Müdürlüğü ile diğer ilçe emniyet birimlerine ulaştınlmadığı belirtilmektedir. 


21. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 19

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 19


Buna göre; 

1- Önleyici dinleme, teknik takip v.b. yetki veren 2803 sayılı Kanun'un Ek-5. maddesi dışında Jandarma'ya açıkça istihbarat toplama görev ve yetkisi verilmemiştir. 

2- Jandarma bu yetkisini 2559 sayılı Kanun'un ek 7. maddesi ile Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği'nden almaktadır. 

3- Polise, siyasi polislik görevinden dolayı ülke seviyesinde istihbarat faaliyetinde bulunma görev ve yetkisi yükleyen 2559 sayılı Kanun'un ek 7. maddesinden istifadeyle bu nevi görevi bulunmayan Jandarma'nın da ülke genelinde istihbarat toplama görev ve yetkisi sonucu çıkarılamaz. Jandarma'nın bu yetkisi, kendi faaliyet alanı ile sınırlıdır. Jandarma, gerekli görüldüğünde suçların önlenmesi amacıyla, mülki görevi gereği olarak istihbarat toplama faaliyetini, mülki amirin izni ve ilgili güvenlik kuvvetleri ile işbirliği ve 
koordinasyon sağlanmak şartı ile polis bölgesinde de yapabilmesi mümkün bulunmaktadır. 

4- Bir an için Jandarmanın da ülke düzeyinde istihbarat yapma görev ve yetkisi kabul edilse bile polis ve jandarmanın birbirlerinin sorumluluk alanlarında diğer emnivet asavis hizmetlerinin ifasında olduğu gibi sınırlı ve süreli olarak istihbarat görevinin ifâsında da mahallin mülki idare amirinden izin alacakları, kolluk amirlerinin böyle bir izni vermeye mezun olmadıkları, İl Jandarma Komutanlarının İstihbarat Şube Müdürlüğü emrinde görevli personeli ancak, İl Jandarma Komutanlığının sorumluluk sahasında istihbarat faaliyetlerinde 
bulunmak maksadıyla görevlendirebileceği, birden fazla İl'i ilgilendiren hallerde iznin, İçişleri Bakanı, İllerde Valilerin ve ilçelerde Kaymakamların yetkisi cümlesinden olduğu, istihbarat hizmetlerinin icrasında mülki amirden izni alınmamasına yönelik istisnai bir düzenlemenin de bulunmadığı, bir diğerinin sorumluluk alanında görevlendirilen kolluğun ilgili kolluk ile işbirliği ve koordinasyonu sağlayacakları, zira ülke düzeyinde istihbarat toplama görev ve yetkisi ihtilafsız bulunan polisin, Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri 
Yönetmeliği'nin 154. maddesi; Jandarmanın sorumluluk alanında, polis tarafından; siyasi emniyetle ilgili ya da emniyet ve asayişle ilgili haber toplama faaliyetlerinde; Jandarma'mn bu görevlilere gerekli yardımı yapacağı, buna karşlık polisin yapacağı çalışmalardan ve edindiği bilgilerden, Jandarmaya bilgi vereceği öngörürken, Jandarmanın, polis bölgesinde yapacağı haber toplama faaliyetinden ise polise bilgi vermeyeceğini ileri sürmek hukuken kabul göremez. 

5- 5397 sayılı Kanun ile Jandarma'ya, Kanun'da belirtilen suçların önlenmesi için, diğer istihbarat hizmetlerinde olduğu gibi yine kendi sorumluluk alanında, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tespit edebilme, dinleyebilme, sinyal bilgileri değerlendirebilme, kayda alabilme yetkisi tevdi edilmiştir. Kanun koyucu bu düzenlemede de Jandarma'ya açıkça ülke düzeyinde istihbarat yapma yetkisi vermekten sakınmış, kendi sorumluluk alanında istihbarat toplama yetkisi tanımakla yetinmiştir. Polise bu Kanun çerçevesinde yapacağı istihbarat için 2559 sayılı Kanun'da olduğu gibi yine sorumluluk alanı sınırlaması  getirmemiş tir. 

6-5397 sayılı Kanun'un Jandarma sorumluluk alanında nasıl uygulanacağı açık 
değildir. İletişimin tespitine v.b konu kişi ve kişilerin ikamet ettiği veya görüşmeyi yaptığı yerin mi yoksa faaliyetinin gerçekleştirildiği yerin mi esas alınacağı, kendi sorumluluk alanında gerçekleşmesi muhtemel suçların önlenmesi amacıyla polis bölgesinde ikamet eden, faaliyette bulunan, mukim olan kişilerin iletişiminin dinlenip dinlenemeyeceği, bu durumlarda, Jandarmaca ifa edilmekte olan iletişimin dinlenmesi faaliyetinin polise devredilmesi zorunluluğu bulunup bulunmadığı konusu aydınlatılmaya muhtaçtır. Belirtilen 
hallerde, Jandarma kendi sorumluluk alanından taşarak istihbarat faaliyetinde bulunabilecek, zorunlu olarak kendi sorumluluk alanı dışından kaynaklanan ancak, kendi bölgesine sirayet edebilecek suçların önlenmesi amacıyla bölgesi dışında da istihbarat yapması gereği ileri sürülebilecektir. Jandarma'ya usulünce verilmiş bir mahkeme karan gereğince önleme dinlemesi kapsamında bulunan kişinin ikametinin ve iletişim kaydının Jandarma bölgesinde bulunduğu farzedildiğinde, bu kişinin jandarma alanından polis sorumluluk alanına pek çok 
kez girip çıkması halinde iletişimin dinlenmesi, teknik takip v.b konularda bu yetkinin nasıl kullanılacağına, Jandarma'mn mahkeme kararına rağmen bu görevini polise devretmek zorunda olup olmadığına cevap bulunmalıdır. 
Bu nedenle, 5397 sayılı Kanun gereğince, Jandarma'nın belirtilen suçların önlenmesi amacıyla kendi sorumluluk alanında iletişimin tespiti v.b konularındaki görev ve yetkisini nasıl kullanacağını yönünde diğer güvenlik güçleri ile ortaya çıkabilecek olası olumsuzlukları önlemek, tesis edilen işlemlerin, elde edilen delillerin hukuka aykırı olmasının önüne geçmek bakımından, 5397 sayılı Kanun'un 2.maddesi ile 10.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma 
Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa eklenen 5 .maddede öngörülen iletişimin 
dinlenmesinin 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesinin onuncu fıkrası hükmüne göre kurulan merkez tarafından yürütülmesi, 5271 sayılı Kanunun 135 inci maddesi kapsamında yapılacak dinlemelerin de bu merkez üzerinden yapılması yani tüm iletişimin dinlenme iş ve işlemleri tek merkez tarafından icra edilmesi şeklindeki uygulama yürürlüğe girene kadar bütün bu hususlarda mevzuat düzenlemesi yapılması gereği acık bulunmaktadır. 

7- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 nci maddesi kapsamında yapılan adli nitelikli iletişimin tespiti ve dinlenme ile Jandarma mevzuatınca öngörülen diğer adli istihbarat faaliyetleri için esas olanın, suç hangi kolluk biriminin sorumluluk alanında gerçekleşmiş ise, onun soruşturma işlemlerini yürütmesidir. Ancak, Cumhuriyet Savcısının, bu durumun aksini emredebilme yetkisi bulunmaktadır. 

8- Umut Kitapevi adlı işyeri sahibi Seferi YILMAZ isimli şahsın Şemdinli İlçesinde 
terör örgütüyle irtibatlı olarak faaliyetine devam ettiği bilgisinin alınması üzerine kendisinin kullandığı GSM telefon hattı için Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden 5397 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca 22.08.2005 gün ve 2005/257 müt. Sayılı karan ile iletişimin dinlenmesi karan alındığı, 

Bu kapsamda, Seferi YILMAZ'ın adresine gönderileceği öğrenilen ve patlayıcı 
madde olabileceği değerlendirilen söz konusu paket hakkında bilgi elde edebilmek maksadıyla, Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile Veysel Ateş isimli haber elemanından oluşan bir istihbarat ekibinin, 07 KASIM 2005 tarihinde İl Jandarma Komutanının yazılı izniyle Şemdinli ilçesinde görevlendirildiği, 
Görevli ekip tarafından, Şemdinli ilçesinde Seferi YILMAZ'ın evi, işyeri ve 
bağlantılarına ilişkin bilgiler toplanarak paketin gelebileceği yerlerin krokisi çizildiği ve dosyalandığı, belirtilmektedir. 
Söz konusu ekibin, müteakiben 09 KASIM 2005 tarihinde hangi amaçla 
görevlendirildikleri konusunda Jandarma birimlerinin açıklamaları vazıh değildir. Sövle 

'' Jandarma Genel Komutanlığınca Komisyonumuza gönderilen 21.12.2005 tarih ve 2030-1-05/Asvs.D.Ter.Olv.S.B6F.Ks.(410942) sayılı yazıda : Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in, Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığı ve Üçe Emniyet Müdürlüğü koordinesinde Cumhuriyet Savcılığına dosya üzerinden bilgi vermek ve uygun görüldüğü takdirde şahısların yakalanmasını sağlamak maksadıyla, tekrar Şemdinli ilçesine görevlendirildiği vurgulanmaktadır. 
Jandarma Genel Komutanlığının Komisyonumuza gönderilen 23.01.2005 tarih ve 3050- 8 -06/Pl.ve Güv.P.PLve Koor.S.( 19498) sayılı yazısında ise: söz konusu ekibin, Şemdinli'de daha önceden meydana gelen bombalama eylemleriyle ilgili işlenmiş suçlann araştınlması ve yasal dinleme sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda, aynı ilçede işlenmesi muhtemel suçlann önlenmesi maksadıyla hem mülki hem de adli görevler kapsamında her türlü istihbarat faaliyetinde bulunmak üzere görevlendirildiği dile getirilmektedir. 

Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı'nm Komisyonumuza gönderdiği 06.02.2006 tarih ve 0621-11-06/Ter.olv.(426) (700) savılı yazı ekinde Şemdinli C.Bassavcılıgına hitaben yazılan 18.11.2005 tarih ve (34581(9582) sayılı yazıda ise : istihbarat personelinin, teslim edilecek malzemeye el konulması için Seferi YILMAZ'ın teslim alacağı mekan olarak seçtiği evi veya işyerinin fiziki yerleşim halini gösteren krokinin yer tespit ve tanımı için 09.11.2005 günü Şemdinli bölgesinde görevlendirildiği ifade edilmektedir. 

Mülkive Müfettislia'nin 27.02.2005 gün ve 82/2 savılı Araştırma Raporu'nun ilgili 
bölümünde ise:

"11. ALİ KAYA, ÖZCAN İLDENİZ, VEYSEL ATEŞ'İN 9 KASİM 2005 TARİHİNDE ŞEMDİNLİ'DE BULUNMA NEDENLERİ:'' 

a) Hakkâri İl Jandarma Komutanlığınca 27.11.2005 tarihinde Müfettişliğimize 
gönderilen bilgi ve belgelerde; 30 AK 933 plakalı aracın Hakkâri Jandarma Komutanı J.Kurmay Albay Erhan KUBAT imzasıyla 09.11.2005 tarihinde Yüksekova ve Şemdinli ilçelerine gitmek üzere görevlendirildiği, görev yazısında J.KdBcvş. Ali KAYA ve J.Bçvş. Özcan İLDENİZ'in "Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri bölgesinde bulunan örgüt mensupları hakkında bilgi elde etmek, istihbarı ve operasyonel faaliyetlerde bulunmak maksadıyla 9 Kasım 2005 günü saat 08:00'den itibaren görevlendirildiği," ibaresinin yer aldığı, görev onayının faks mesajıyla 08 Kasım 2005 tarihinde saat 18:15'de Hakkâri Dağ ve Komando 
Tugayına, Yüksekova ve Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlıklarına gönderildiği anlaşılmıştır. 

b) Astsubay Ali KAYA 12.11.2005 tarihinde Şemdinli C.Başsavcıhğma verdiği 
ifadesinde; "...Ben ve Özcan İldeniz Hakkâri İli Şemdinli İlçesindeki son zamanlarda meydana gelen terör olayları konusunda istihbari bilgi toplamak için görevlendirildik, ...biz resmen Mahkemeden verilen dinleme karan ile Seferi Yılmaz ile ilgili bazı bilgilere ulaştık bu bilgiler ile ilgili araştırma yapmak için Şemdinli 'ye gelmiştik Özellikle Seferi Yılmaz 'a bir terör örgütü mensubundan bir paket geleceğini duymuştuk bu nedenle Seferi Yılmaz 'a ait krokiler ve bilgiler araçta bulunan dosyalarda idi. Seferi Yılmaz'm evinde ve iş yerinden 
araştırma yapacaktık " şeklinde Şemdinli'ye geliş nedenini izah etmiş, 
Ali KAYA 25.11.2005 tarihinde Müfettişliğimize Hakkâri'de verdiği ifadesinde de; 
"...9 Kasım günü Şemdinli de ikinci kez bulunmamın sebebi bir haber elemanıyla daha buluşmak ondan alacağım bilgiler çerçevesinde Seferi YILMAZ ve birkaç kişiye ait ve yanımızda bulunan evrakı müsbiteyi İlçe Jandarma Komutanlığı marifeti ile Emniyet Müdürlüğü kanalıyla Cumhuriyet Savcısına arz etmek ve talimatları doğrultusunda operasyonel faaliyet başlatmaktır... " şeklinde bir izahat getirmiştir. 

c) Astsubay Özcan İLDENİZ 12.11.2005 tarihinde Şemdinli C.Başsavcıhğma verdiği ifadesinde; "...Son zamanlarda Şemdinli İlçesinde meydana gelen terör olayları ile istihbarat toplamak için Ali Başçavuşumuz ile birlikte bir görev planlaması yaparak Veysel Ateş 'i de bu bölgeyi bildiği için onu da kullanmak amacı ile yanımıza alarak 09.11.2005 tarihinde yaklaşık saat 11.00-12.00 arası Şemdinli İlçesine geldik... biz Şemdinli ilçesine gelirken resmi görevle geldik...örgüt mensubunun telefonu resmi olarak dinlenirken örgüt mensubuna bir paket geleceği örgüt mensubuna gelen bu paketinde Seferi Yılmaz'a geleceği bilgisine ulaşıldığı için, birinci bunu araştırmak ikinci olarak ta Seferi Yılmaz 'm örgütle irtibatlı olduğu için Seferi Yılmaz evinde ve iş yerine örgüt mensupları ile irtibata geçeceği için bu krokileri onun için düzenlemiştim..." şeklinde Şemdinli'ye geliş nedenini izah etmiş, Astsubay Özcan İLDENİZ 25.11.2005 tarihinde Hakkâri'de Müfettişliğimize verdiği ifadesinde; "...Bizim orada bulunma gerekçemiz planlı bir faaliyet olan Seferi YILMAZ'a ilişkin hazırlıklarına devam ettiğimiz dosyayı yetkili merciine ulaştırmaktı. Çünkü Seferi YILMAZ Sabri Kod isimli şahısla ve Agiri kod isimli şahısla sürekli temas içerisinde olan ve 
PKK terör örgütünün ilçe örgütlenmesinde önemli sorumlulukları bulunan bir kişidir. Kod isimlerini verdiğim şahıslardan biri sınırın hemen yanında sözde vergi toplama faaliyetleri yürüten kişi diğeri ise bölge sorumlusu olan şahıstır... " şeklinde bir izahat getirmiştir. 

d) Hakkâri İl Jandarma Komutanlığının haber elemanı olarak kullandığı Veysel 
ATEŞ, Şemdinli'ye neden geldikleri konusuyla ilgili olarak; 
Şemdinli Emniyet Müdürlüğünde 10.11.2005 günü saat 23:00'de alınmaya başlanıp, 11.11.2005 günü saat 01:30'da tamamlanan ifadesinde; "...Biz olay günü üç arkadaş bu taşlanan araç ile Hakkâri ilinden Şemdinli ilçesine geldik...O şahıslar bana kendilerini asker olarak tanıtmışlardı ancak ne derece doğru bilmiyorum isimlerini ve buraya geliş amacımızı savcılıkta söylerim" demiş, 

Şemdinli Emniyet Müdürlüğünde 10.11.2005 günü saat 23:00'de alınmaya başlanıp, 11.11.2005 günü saat 02:00'da tamamlanan ancak Veysel ATEŞ dışında ifade alanların imzasının bulunmadığı ikinci bir ifadede; "08.11.2005 günü Hakkâri İl Jandarma Alay Komutanlığında görevli Başçavuş Ali Kaya ile Özcan Başçavuş olarak tanıdığım şahıslar saat 15:30 sıralarında evime gelerek Şemdinli'de ... adında eski bir itirafçı bulunduğunu ve beni bu şahısla tanıştırmak istediklerini söylediler bende kabul ettim...bizim bugün geliş amacıma Ali Başçavuştan öğrendiğim ... isimli eski bir itirafçı olan aynı zamanda kırsaldan 
tanıdığım ve birlikte cezaevinde kaldığım şahıs ile görüşmekti..." demiş, 
11.11.2005 tarihinde Şemdinli C.Başsavcılığma verdiği ifadesinde; "...Amacımız bazı elemanlar ile ve dostlar ile görüşmek bazı elemanlardan haber toplamak ve eleman kazandırmaktı..." demiş, 

Şemdinli Sulh Ceza Mahkemesine 12.11.2005 tarihinde verdiği ifadesinde; "...olay günü sabah saat 08:00 de Ali ve Özcan Başçavuşlar beni arayarak Şemdinli İlçesine bazı haber elemanları ile görüşmeye gideceğimizi söylediler ben de yanlarına gittim...benim Şemdinli'de tanıdığım haber elemanı da yoktu beni o gün haber elemanları ile tanıştırmak için Şemdinli 'ye getirmişlerdi..." demiş, 
27.11.2005 tarihinde Müfettişliğimize verdiği ifadesinde; "...Çalışma yöntemim 
itibari ile hiçbir zaman nereye ve niçin gidildiğini sormam, zaten sorsanız da muhataplarınız bu soruyu cevaplamazlar. ...ayın 08 i akşamı Ali Astsubay beni arayarak "yarın sabah Alay 'a gel seni bekliyorum " dedi. Ben sabah 08:30 gibi Jandarma Alay Komutanlığına gittim, ..." demiştir.

e) Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 16.12.2005 tarihinde Müfettişliğimize gönderilen yazıda; "Seferi YILMAZ'm 04 Kasım 2005 tarihinde Almanya'dan çok önemli bir paketin geleceğini belirterek kendisinden paketin teslim edileceği bir adres bildirmesini İsteyen Sabri (K) adlı teröriste kendi ev ve işyerinin adresinin bildirilmesi üzerine patlayıcı madde olabileceği değerlendirilen söz konusu paket hakkında bilgi elde edebilmek maksadıyla (2) Astsubay ile bölgeyi bilen (1) haber elemanından oluşan bir istihbarat ekibi 07 kasım 2005 tarihinde ilgili C.Savcısı ve İl Jandarma komutanının yazılı izni ile Şemdinli 
ilçesmde görevlendirilmiştir. Görevli ekip tarafindan Şemdinli ilçesinde Seferi Yılmaz'ın evi, işyeri ve bağlantılarına ilişkin bilgiler toplanarak paketin gelebileceği yerlerin krokisi çizilmiş ve dosyalanmıştır. Söz konusu ekip müteakiben 09 Kasım 2005 tarihinde Şemdinli ilçe Jandarma Komutanlığı ve ilçe Emniyet Müdürlüğü koordinesinde C.Savcılığma dosya üzerinde bilgi vermiş ve uygun görüldüğü taktirde şahısların yakalanmasını sağlamak maksadıyla tekrar Şemdinli ilçesine görevlendirildiği bilgisi verilmiştir." 

Şeklinde ilgililerin Şemdinli'de bulunma gerekçeleri belirtilmiştir. 

20. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***