8 Nisan 2016 Cuma

HEPAR= HAK VE EŞİTLİK PARTİSİ “ Çözüm Sürecini Tanımıyoruz ”



HEPAR= HAK VE EŞİTLİK PARTİSİ  
“ Çözüm Sürecini Tanımıyoruz ”



24 Mart 2015 Salı 11:17


HAK VE EŞİTLİK PARTİSİNDE MAKAMLAR  DEĞİL... 
HALKA HİZMET İÇİN.., 
GÖREV YERLERİ VARDIR..,

Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) İl Başkanı Mehmet Soner Özbey, hafta sonu İzmit’te gerçekleşen Nevruz kutlamalarıyla ilgili açıklama yaptı, eylemi “ Nevruz kutlamaları adı altında, terör örgütünün ve Öcalan'ın meşrulaştırılması rezaleti ” olarak yorumladı.

Özbey, “Hafta sonu terör örgütü paçavraları ile süslenen Perşembe Pazarında  eli kanlı Abdullah Öcalan haini için özgürlük mitingi düzenlenmiştir. Miting alanının  güvenliğini de bu hainlerin silahlı eylemlerinde istedikleri zaman sehit ettikleri emniyet güçleri tarafından sağlanmıştır. Eminim ki meslektaşlarını şehit eden bu hainleri korumak orada görev yapan polislerimizin vicdanlarını fazlası ile sızlatmış, canlarını çok yakmıştır. Olayı duyan ve şahit olan vatansever hemşerilerimizin ise yürekleri kan ağlamıştır. Görüldüğü gibi çözüm süreci diye ortaya atılan bu haysiyetsiz  uygulama, toplumun her kesimini derinden yaralamaya devam etmektedir. Hak ve Eşitlik partisi olarak biz bu  süreci tanımıyoruz ve hiç bir zaman da tanımayacağız.” dedi.
Hepar İl Başkanı Özbay, açıklamasında “Her şeyden önce vatanını, bayrağını ülkesini canından çok seven bizler bu görüntülerin şehrimizde bir daha yaşanmasına fırsat vermeyeceğimizi temin ediyoruz. Biliyoruz ki bizim sessiz kalışımız  vatan hainleri tarafından yanlış yorumlanmış ve onlara cesaret vermiştir. Biz istemeden verdiğimiz bu cesareti nasıl geri alacağımızı çok iyi biliyoruz ve geri de alacağız.” şeklinde görüş belirtti.


http://www.ozgurkocaeli.com.tr/politika/hepar-cozum-surecini-tanimiyoruz-h262892.html

..

Türk Ocakları Osman Pamukoğlu’nu ağırladı



Türk Ocakları Osman Pamukoğlu’nu ağırladı



Tarih: 24-01-2016 17:11:15
Güncelleme: 24-01-2016 



Türk Ocakları Kocaeli Şube Başkanı Yücel Alpay Demir ve yönetim kurulu Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nu ocakbaşı sohbetinde ağırladı

Türk Ocakları Kocaeli Şubesi’nin ocakbaşı sohbetleri programının bu haftaki konuğu Emekli Tümgeneral aynı zamanda Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu’ydu. Düzenlenen programa Türk Ocakları Kocaeli Şube Başkanı Yücel Alpay Demir, Türk-Eğitim Sen Kocaeli Şubesi eski başkanı Süleyman Pekin, Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Çetin Gürol ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu ile öğrenciler katıldı. Programa yoğun katılım gösterilmesi gözlerden kaçmadı.

UĞUR MUMCU VE GAFFAR OKKAN ANILDI

Programın açılış konuşmasını Demir gerçekleştirdi. Demir; “ Öncelikle 20 Ocak 1990 yılında Ermenileri korumak iddiası ile masum, silahsız, kadın, yaşlı ve çocuk demeden 143 soydaşımızı katleden Rusya’yı tarihindeki birçok katliamdan dolayı kınıyoruz. Türk’ün bu Coğrafyaya hakimiyet kuramaması için hep insanlık dışı soykırımlar yapan Rusya bugün hem Ermenistan’ın hem de vatanımızdaki PKK ve türdeş terör örgütlerinin hamisidir. Gençlerimiz tarihini, tarihinde yaşadığı acı olayları bilmelidir ki yarın aynı hainler tarafından aynı elim olaylara maruz kalmasınlar. Devletimizin terörle mücadeleden vazgeçmemesini istiyor ve yayınlanan bildiri ve saldırılarının son çırpınışları olmasını Yüce Allahtan diliyoruz. Ayrıca bugün görevi başında şehit edilen Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan’ı da anıyor Yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Barış içerisinde bir yaşantı ve adaletli bir devlet idaresi için biz Türk Ocaklılar da hizmetlerimize, akademik camiayı ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz ” açıklamalarında bulundu.

“ İNSANLIĞIN CİNNET HALİ SAVAŞTIR ”

Demir’in ardından konuk Pamukoğlu; “ Suriye ve Kürdistan meselesini Rusya ve Amerika destekliyor. Rusya bütün sistemlerini Suriye üzerine kurdu. Egenin sularında ise mülteci durumları devam ediyor. İnsanlığın cinnet hali savaştır. Dinler bile savaşlara engel olamadı. Bütün din kitaplarında öldürmeyin, çalmayın, çırpmayın yazdığı halde günümüzde hepsi yapılıyor. Ülkemizde düzen, yapı, sistem mevcut olduğu halde enerjide yüzde doksan Rusya’ya bağlılık durumu mevcut” dedi. Pamukoğlu konuşmalarına; “ Dünyada Türkiye olarak sözünün geçmesi için nükleer silah, uzun menzilli füzeler üretemiyorsak boş boş konuşmaktan başka bir şey yapmış olmuyoruz. Muhteşem bir coğrafyaya sahip olduğumuz halde bunu politik olarak kullanamıyoruz. Bunların kullanılması genç nüfusumuz ile gerçekleşecektir” şeklinde devam etti.

Pamukoğlu son olarak; “ Kürdistan İşçi Partisi yani PKK Türkiye topraklarında ve diğer Kürt bölgelerinin de parçalanması ile büyük Kürdistan’ı kurmak için savaşıyor. Aklınıza şu geliyordur, devletimizin neyi eksik. Silahımız mı yok, asker mi eksik. Hiçbir şey eksik değil. Ancak bunlar varken nasıl bu hale geliyoruz diye sormak lazım. PKK’nın örgüt yapısına uygun istihbarat örgütlenmesi yapmak lazım. Kırsal da ve kentlerde savaşmak üzere eğitilecek asker gerekiyor. Bunun yanında siyasi irade de güçlü oldu mu terörün bitmemesi için hiçbir sebep yok. Tabi dış destekte var bunlara. Almanya, Amerika, Fransa ve bir çok dış devletten silah ve maddi destek alıyorlar” ifadelerini kullandı. 

http://mavikocaeli.com.tr/turk-ocaklari-osman-pamukoglu-nu-agirladi/156248/


..

Osman Pamukoğlu Önder'i Anlatıyor




Osman Pamukoğlu Önder'i Anlatıyor




20 Ocak 2016 Çarşamba 15:41


Fikirleri Binlerce kişiye ilham kaynağı olan Osman Pamukoğlu'nun Yeni Kitabı İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.



VİDEOYU SEYREDİN ; ÖNDER  BÖYLE  OLUR.

Bir Komutan, siyaset adamı ve yazar olarak Osman Pamukoğlu, İnkılâp Kitabevi'nden çıkan son kitabı Önder: Çağların Özlemi ile doğanın tehlikeli yüksekliklere çıkardığı aykırı bir kişilik olan önderi bütün yönleriyle, olmazsa olmazlarıyla çarpıcı bir biçimde anlatıyor.

Osman Pamukoğlu Önder'i anlatıyor




“ÖNDER ÇIKARMAYAN VE TARİHİ İYİ BİLMEYEN ULUSLARIN COĞRAFİ SINIRLARINI DÜŞMANLARI ÇİZER..'' 


< ARKADAŞLAR... BU ÜLKEYİ DÜŞÜNENLER..
^^ UYUYANLARI UYANDIRSIN ARTIK ^^ >


Önder: Çağların Özlemi..,


Fikirleri binlerce kişiye ilham kaynağı olan Osman Pamukoğlu'nun yeni kitabıyla İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.

Bir komutan, siyaset adamı ve yazar olarak Osman Pamukoğlu, İnkılâp Kitabevi'nden çıkan son kitabı Önder: Çağların Özlemi ile doğanın tehlikeli yüksekliklere çıkardığı aykırı bir kişilik olan önderi bütün yönleriyle, olmazsa olmazlarıyla çarpıcı bir biçimde anlatıyor.

Osman Pamukoğlu'na göre Önder kimdir?

Önder, insanoğlunun çağlar boyu özlem duyup hasretiyle yaşadığı en değerli bir üst ihtiyaçtır. Niçin insanlar önderin peşinden koşar? Çünkü her şey onunla yükselir ve onunla düşer. Önder, yaşadığı zaman içerisinde ulusuna ve hatta insanlığa damga vurandır.

Önder; idealisttir, isyancıdır, yollarını kendi çizer. Önderlik üzerine dünyada sayısız çalışma yapılmış, kavram ve teoriler oluşturulmuştur. Önderlik kategorilere ayrılmış, kurallar konulmuş, yöntemleri incelenmiş, önderler tiplere ayrılmış, türler üretilmiş, beş önder cinsi, 525 önderlik kuralı, 2 dakikada önderlik ilkeleri, vb. gerçeklikten ve doğruluktan uzak, amatörce bile sayılamayacak çalışmalar ortalığa dökülmüştür. Buna: " Beylik çiftlik " denir...

Kimler Önder olabilir?

Komutan olduğu dönemde önderlik yapan Pamukoğlu, kimlerin önder olabileceğini şöyle açıklıyor: İnsanoğlunca kayıtların tutulması 5000 yıl önceye dayanmasına rağmen, beş kıtada yaşamış milyarlarca insandan en fazla 100-1000 önderin çıkabildiği gün gibi meydandadır. Uluslararası antolojilerde de bunları görmek mümkündür. Kanıtlanmış tescil edilmiş ve resmileştirilmiştir.

Evrensel olarak önderliği kanıtlanan kişiler iki alanda ortaya çıkmışlardır. Politikacılıktan gelen "devlet adamları" ve askeri alandan gelen "generaller"dir. Ulusların başı belada değilse, hayati kayıplar ve acılarla yüz yüze kalınmamışsa, bu iki alandan da önder çıkmamıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, İskender, Napolyon, Churchill, Eisenhower, Bismark, De Gaulle, George Washington, Cengiz Han, Jül Sezar, Anibal, Büyük Petro gibi daha birçok önder, asker kökenli olup, aynı zamanda devlet başkanlığı ve hükümdarlık yaparak, devlet adamlıklarını da kanıtlamış şahsiyetlerdir. İnsan konuşacağı ve yazacağı şeyleri yaşamamış, uçsuz bucaksız bir araştırmadan geçirmemişse; söyleyeceklerinden ve kaleme alacaklarından 40 kat fazlasını bilmiyorsa, ne bir mecliste konuşmalı ne de yazı yazmalıdır... Tersini yapanlara, " Yama vurucu " denir. Önder; filozof, filolog, devrimci, edebiyatçı bir karışımdır!

Yolculuk devam ediyor

Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok, Kara Tohum, Ey Vatan ve Savaş Sanatı gibi kitaplarıyla binlerce kişiyi derinden etkileyen Osman Pamukoğlu, yeni kitabıyla da bu yoldaki rehber kişiliğini sürdürmeye devam ediyor.

**

ARKA KAPAK YAZISI

Ulusların tarihini kim yaratır? 

Devletin ve bütün insanlığın yaşamındaki en önemli olaylar kimler tarafından yönetilir? Ayrı ayrı kişiler tarafından mı? Büyük İngiliz düşünürü Carlyle'ın dediği gibi kahramanlar tarafından mı? Yoksa, bütün fertlerinin çabası ve halkın ruhunun gerilimi sayesinde mi gerçekleşir?

Önderi var Eden, Halkın Korku ve Çaresizliğidir...

Sayısız önder yetiştirme programı, Seminer, kurs ve konferans var. Çeşitli önder sınıflandırmaları yapılırken, kitaplardaysa şema ve krokilerle yapılan önder tanımlamaları, lider yönetici ifadeleri göze çarpıyor. Ancak önderi; başkan, patron, şef, direktör, komutan gibi hiyerarşik yapıların sıfatını taşıyanlarla karıştıran ve bir tutmaya kalkışanlar var ne yazık ki.

Önderliğin bir ilkesi yoktur, önderin kişilik yapısı vardır.

Bir komutan, siyaset adamı ve yazar olarak Osman Pamukoğlu son kitabı Önder: Çağların Özlemi ile doğanın tehlikeli yüksekliklere çıkardığı aykırı bir kişilik olan önderi bütün yönleriyle, olmazsa olmazlarıyla çarpıcı bir biçimde anlatıyor.



..

OSMAN PAMUKOĞLU’NDAN TERÖRE SERT ELEŞTİRDİ, ŞEHİTLERİMİZE SAHİP ÇIKTI


OSMAN PAMUKOĞLU’NDAN TERÖRE SERT ELEŞTİRDİ,



OSMAN PAMUKOĞLU ŞEHİTLERİMİZE SAHİP ÇIKTI,



17 Eylül 2015 


Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Eski Genel Başkanı Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, Eskişehir’de düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, son günlerde yaşanan terör olaylarını eleştirdi.
HEPAR Eskişehir İl Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen ‘Terör ve siyaset’ konulu konferansta konuşan Pamukoğlu, savaşın insanoğlundan kaynaklandığını belirterek, “PKK’nın nasıl bitirileceği ile ilgili ne yapılacağını nasıl yapılacağını hangi yöntemle yapılacağını söylemeleri mümkün değil, aslında belli son 3-4 yıldır bir savaştır barış lafıdır gidiyor. Eğer barış lafını konuşuyorsanız savaştasınız demektir. Savaşta değilsek barış neden konuşulsun? Aylardır mültecilerin halini denizlerde ve karalarda görüyorsunuz değil mi? İşte savaş insanoğlunun ikiyüzlülüğünden ve aç gözlülüğünden çıkıyor. Bu insanın genetik yapısında böyle” dedi.

1978’DE 30, 1993’DE 13 BİN SİLAHLI PKK’LI DAĞ KADROSU VARDI..,

PKK terör örgütünün yapılanmasını anlatan Pamukoğlu, şunları söyledi:
“Yapılacak şey şu; Bu savaş sanatı neyse buna göre ulusların yetiştirilmesi lazım. Savaş yapmasanız bile. Sizin iyi savaştığınızı öğrendikleri an size kimse sataşamaz. PKK, 1978’de Diyarbakır’ın kuzeyindeki köyde toplandılar, 30’a yakın PKK dedikleri partiyi kurdular. 12 Eylül askeri darbesinden korktukları için Filistin’deki kamplara gittiler. O kamplarda 1983’e kadar örgütlendiler, eğitildiler. Bu İmralı’daki, o bilinen eşkıya reisi hep o 30 kişiye dahil olanlardır. 1983’de hem Talabani hem de Barzani PKK’yı Kuzey Irak’taki bölgesine yerleşmesine müsaade etti. 1 yıl sonra PKK ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Devleti hudutlarında iki yerde saldırdı. İlk kez kamuoyu bunları Eruh ve Şemdinli baskınlarında tanıdı. O yıllarda çok zayıflardı, Hakkari’nin köylerinde dolaşıyorlardı. 1990 yılına kadar bunlar hep 20-30 kişilik 10-15 kişilik gruplarla dolaşıyorlardı. Gençlerin bizi kimlerin nasıl bu hale getirdiğini bilmesi lazım. 1991 yılında PKK tüm Hakkari ve Şırnak’taki sınır karakollarına aynı anda saldırdı. Karakollarda 30-40 Jandarma askeri var. 1991-1992 o döneme bakıldığında basılmayan karakol kalmadığı gibi, bazı karakollar 2 kere, 3 kere, 4 kere 5 kere basılmış. 93 yılında dağlarda yani Kuzey Irak dahil 13 bin silahlı PKK’lı dağ kadrosu vardı.”

TARİH BUNLARI YAZACAK

Önümüzdeki 100 yıl sonra tarihçilerin bu olaylara değineceğini ifade eden Pamukoğlu, “Bu sanki kendi kendine oldu. Böyle bir şey yok. Bir tarih yazılacak ama bu benim anlattığım gibi yazılacak. Tarihçiler bunu böyle yazacak. 100 yıl sonra ‘Bir milletin başına gelenler’ adıyla yazılacak. Tüm hakimiyetleri Kuzey Irak’ta. Artık herkes bunu öğrendi. Bu nasıl oldu da bu hallere geldi? Nasıl son 1,5 ayda 127 şehit? Bir de insanların fark etmediği bir şey var. 6 tane yaralı 7 tane yaralı. Bir şey daha var. Bu tip mücadelede mermiden kurtulabilirsiniz ama ruhunuzun tahrik olmasından kurtulamazsınız” ifadelerini kullandı.

DOÇKALAR IRAK’ TAN BİNGÖL  VE TUNCELİ’YE NASIL GİTTİ?

PKK’nın destekçilerinin Türkiye’nin NATO müttefikleri olduğunu ileri süren Pamukoğlu, “Son 1,5 - 2 ayda Bingöl’de Tunceli’de 9 tane doçka var. O bütün bir silah değil 3 parçadır. Irak ile Tunceli ve Bingöl’e bu dokçalar nasıl gitti? PKK sırtında mı götürecek o kadar mühimmatı? Bu nasıl kökü saçağı ile bitirilecek. Bunu kim yapabilir, nasıl örgütlenme ile yapabilir? Hangi istihbaratla yapabilir? Bunu kim yapacak? Halk var, bunun meclise seçip gönderdikleri var. Bir de devletin Eski Yunan’dan gelen örgütlenmesi, yani bürokratlar var. Herkes şöyle bir muhakeme yapacak. Kim ne yapacak, nasıl yapacak da bu iş bitecek? Hiçbir ülkenin topraklarında terör yabancı ülkelerin dış desteği olmadan asla büyüyemez, asla gelişemez, asla iş yapamaz. Bunların destekçileri maalesef bizim NATO’dan müttefiklerimiz” şeklinde konuştu.
Konferans, Pamukoğlu’nun konuşmasının ardından soru-cevap bölümü ile sona erdi.


PAMUKOĞLU, TERÖR VE SİYASET KONULU KONFERANSTA PKK'YI SERT BİR DİLLE ELEŞTİRDİ..,


http://www.milliyet.com.tr/pamukoglu-ndan-terore-sert-elestirdi-eskisehir-yerelhaber-974152/

..

AYAŞ TÜNELLERİNİN SON HALİ.., 69 yılda Tünelin Ucu Görünemedi


AYAŞ TÜNELLERİNİN SON HALİ.., 
69 yılda Tünelin Ucu Görünemedi


Bitmeyen Ayaş Tüneli’ne ‘çökmesin’ ödeneği! Projesi 69, inşaatı 37 yıl önce başlatılan Ayaş Tüneli bugüne kadar 701 milyon lira harcanmasına rağmen tamamlanamadı. 
Bakanlık ‘ Sudan Çökmesin ’ diye yaklaşık 3 milyon liralık ödenek ayırmak zorunda kaldı..,

69 yılda tünelin ucu görünemedi,

ÖMÜR ÜNVER 
Ankara

Yarım asırdan fazla bir süre önce büyük umutlarla başlayan Ayaş Tüneli Projesi, 21 hükümet ve 28 bakan eskitmesine rağmen tamamlanamadı. Şimdi ise yeniden canlandırılması için çalışmalar yapılırken, bir yandan da korumak için ödenek harcanıyor.

İlk harç Demirel’den




Başkent ile İstanbul arasındaki 576 kilometrelik düşük standartlı demiryolunun 160 kilometre kısaltılarak 416 kilometreye düşürülmesiyle yolculuk süresini 7,5 saatten 2,5 saate indirebilmek için 1943’te projelendirilen “Sürat Demiryolu” kapsamındaki tünelin yapımına ancak 1976’da başlanabildi. Başbakan Süleyman Demirel’in, “ Ayaş Ağzı ”na ilk harcı koymasıyla tünelin inşaat sürecine de geçilmiş oldu. 1977’de Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan da, Ayaş yakınlarındaki Erkeksu girişinin temelini attı. Erbakan temeli attığında, 10 kilometre 64 metre uzunluğundaki tünelin 7 yılda tamamlanacağı belirtiliyordu. Ancak öngörüler gerçekleşmedi. 1980’li yıllarda zaman zaman incelemeler yapılan tünel, Demirel’in yeniden Başbakan olduğu 1990’lı yılların başındaki çalışma ile de bitirilmedi. MHP-DSP-ANAP koalisyonu döneminde de rehabilitasyon projesi gündeme geldi ancak sonuç alınamadı. Aradan geçen zamanda, 8 kilometresi kazılan tünelin 2 kilometrelik kısmı kaldı ve bu süreçte 701 milyon lira harcandı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, bakanlığının 2011 bütçesinin görüşülmesi sırasında, tünelin durumunu şu sözlerle dile getirmişti: “Milletimizin hızlı tren hayallerinin, bir tünele gömülü bırakıldığı günleri unutmayalım. 1976’da temeli atılan Sürat Demiryolu, Sincan-Ayaş arasındaki tünelden çıkamamıştır. 10 kilometrelik tünelin temel atma törenine katılan yeni mezun mühendisler, emekli oldular.”

2 milyon 901 bin lira,

Tünelin ayakta kalması için ise Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın her yıl ödenek ayırıyor. 2001’den itibaren çıkan suyun tahliyesi için yalnızca 2007’den bu yana ayırdığı ödeneğin toplamı 2 milyon 901 bin lirayı buldu. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Metin Tahan, “Tünelden ciddi bir su geliyor. Tüneli muhafaza etmek için her yıl 200-300 bin lira harcama yapılıyor. Projenin uhdesinde bulunan firma bundan daha fazla çalışma gerçekleştiriyor” dedi.

‘ Su Tehlikesi ’

Ayaş Tüneli’ni canlandıracaklarını da kaydeden Tahan, çalışmaların devam ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Tünelin tamamlanması için 2 bin metre tünel açacağız. Turizmin gelişmesi açısından bu proje önemli. Çayırhan’da dünyanın en zengin Trona madeni yatakları var. İhracata yönelik limanlara taşınan yıllık 1 milyon ton madenin bu projenin tamamlanmasıyla en ekonomik şekilde nakledilmesini sağlayarak, dünya pazarında rekabet sağlayacağız.  Bakanımızın talimatları doğrultusunda etüd çalışmamız var. Hattı iyileştirme yönünde çalışmalarımız sürüyor.”


69 yıldır bitmeyen tünel için canlandırma çalışmaları sürüyor. Hedefler içinde 2 bin metre daha tünel açılması var.

Terk edilmiş kasaba gibi,

Tünelin bulunduğu alan şimdi terkedilmiş bir kasaba görüntüsünde. İnşaat alanının başlangıcındaki nizamiye kulübesi üzerinde, projenin temelini de atan Süleyman Demirel’in adının caddeye verildiğini gösteren “ Demirel Caddesi ” tabelası dikkati çekiyor. Ağzı kapatılmış olan tünele su nedeniyle oluşan balçıktan ve sazlıkların arasından geçip girmek de mümkün değil. Çevredeki atölyeler, trafolar ise kullanılamaz halde. Tünele giden rayların büyük kısmı toprak altında kalırken, yakınlardaki benzinlik de artık kaderine terkedilmiş.


Nihayet Canlanıyor,

Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp, içinde Ayaş Tüneli’nin de yer aldığı Sürat Demiryolu Projesi’nin canlandırılması için Bakanlığın çalışma yürüttüğünü belirtti. Özalp, çalışmalar kapsamında proje için çevresel etki değerlendirilmesi (ÇED) sürecinin başladığını belirtti. İlçenin özellikle ulaşım ve turizminde çok önemli bir yeri olan demiryolu ağının Ankara-Beypazarı bağlantısı için proje hazırlandığını kaydederek,
“Böylelikle yıllardır sürüncemede kalan Beypazarı-İstanbul demiryolu nihayet gerçek olacak. Beypazarı’nda bir istasyon bulunacak, ilçe turizmine, ekonomik ve sosyal açıdan elbette büyük bir katkısı olacak” dedi.


http://www.milliyet.com.tr/69-yilda-tunelin-ucu-gorunemedi/gundem/gundemdetay/20.02.2013/1670915/default.htm

..