30 Haziran 2019 Pazar

25 ARALIK OPERASYONU ERDOĞAN BAYRAKTAR ALİ AGAOĞLU FEZLEKESİ., BÖLÜM 1

25 ARALIK OPERASYONU ERDOĞAN BAYRAKTAR ALİ  AĞAOĞLU FEZLEKESİ., BÖLÜM 1

Ali AĞAOĞLU.,  MASLAK 1453 Projesi.,


Ali AĞAOĞLU.,  MASLAK 1453 Projesi.,
Muharebe Elektronik Şube Müdürlüğüne 18.09.2012 tarihinde gelen mail ihbarında özetle; Ali AĞAOĞLU’nun devletten ucuza aldığı arazileri imara açtırdığını, emsal değerlerini yükselterek veya dikkate almayarak bu arazilerden inanılmaz paralar kazandığını, Maslak projesinde emsal değerinin 2.20 ve toplam inşaat hakkının 550.000 metrekare civarında olmasına rağmen bu projede toplam 680.000 metrekarelik alanın işgal edildiği, Ali AĞAOĞLU’nun bu usulsüzlüklerin ortaya çıktığında zarar görmemek için Sadık( Sadık SOYLU ) ve Abdullah( Abdullah Oğuz BAYRAKTAR) isimli şahıslar aracılığıyla olayı kapatmaya çalıştığı belirtilmiştir.

Yapılan ilk çalışmalarda; İhbara konu “Ağaoğlu Maslak 1453” isimli projenin, Emlak Konut GYO tarafından “Hasılat paylaşımı” yöntemiyle ihale edilen 
Maslak Ayazağa’da bulunan Fatih Ormanları ve Park Orman’ın bitişiğindeki 241 dönümlük arsaya yapıldığı, arsanın 2010 imar planıyla ilgili Türkiye Mimarlar 
ve Mühendisler Odası (TMMOB) İstanbul Şubesi tarafından iptal davasının açıldığı, İstanbul 8. İdare Mahkemesi tarafından da söz konusu imar planının 
“Şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun bulunmaması” gerekçesiyle iptal edildiği tespit edilmiştir.  


Maslak 1453 projesi, halen 2011 yılında yeniden yapılan imar planına göre yürütülmekte olup bu plan ile ilgili de açılan iptal davasının yargılamasının devam ettiği görülmüştür. İhbarda belirtilen usulsüzlüklerin tüm yönleriyle ortaya çıkartılabilmesi için Soruşturma No:2012/125043 sayıya kayden soruşturma açılarak çalışmalara başlanmıştır. 

Teknik takip destekli yapılan çalışmalarda; Ali AĞAOĞLU’nun, Maslak 1453 projesinin yanı sıra başka projelerindeki usulsüzlüklerin de göz ardı edilmesi ve 
haksız kazancını daha da artırmak amacıyla Eski Çekmeköy Belediye Başkanı Hüseyin Avni SİPAHİ liderliğindeki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında odaklanan 
suç örgütüne müracaat ettiği tespit edilmiş, çalışmalar söz konusu suç örgütünün yapısının ve suç faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik genişletilmiştir. 

Çalışmalar genişletildiğinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığında büyük bir etkinliği olan sözkonusu suç örgütünün İşadamı Ali AĞAOĞLU’nun başta olmak üzere, 
Osman AĞCA, Emrullah TURANLI gibi birçok inşaat firması sahibi işadamı ile sıkı bir irtibat içerisinde olduğu, bu kişilerin usulsüz projelerine onay verdiği 
belirlenmiştir.

Örgütün liderliğini yapmakta olan Hüseyin Avni SİPAHİ’nin, herhangi bir resmi kimliği bulunmamasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR 
ile samimi ilişki içerisinde olduğu, örgütün yönetici kadrosunda bulunan Sadık SOYLU’nun ise Bakan danışmanı olduğu, Abdullah Oğuz BAYRAKTAR’ın ise 
Bakanın oğlu olması nedeniyle, söz konusu suç örgütünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığında büyük bir etkinliğinin ve nüfuzunun olduğu anlaşılmıştır. 
Belirtilen nedenlerle birçok işadamının normal şartlarda imar izni alamayacakları projeler için suç örgütüne müracaat ettiği,  suç örgütünün ise çok kısa bir 
süre içerisinde usulsüz projelere onay alınmasını sağladığı görülmüştür.  

Hüseyin Avni SİPAHİ liderliğindeki suç örgütünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığındaki etkinliğini kullanarak; 

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ihalelerini kazanan bazı inşaat şirketlerinin projelerindeki usulsüzlüklerine göz yumulması veya projelerini yapacakları arsaların imar planlarının istedikleri şekilde hazırlanmasını sağladıkları,
Yerel idareler tarafından (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri) onaylanmayan veya onaylanması mümkün olmayan imar plan değişikliklerini bazı yöntemler kullanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetki alanına soktukları, sonrasında ise kamu kurumlarındaki örgüt üyeleri aracılığıyla ayrıcalıklı bir şekilde kişiye özel imar planları hazırlattıkları,
Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurullarına gelen plan tadilatı dosyalarına müdahale ettikleri, kurullarda görevli komisyon üyelerine baskı yaparak yönlendirerek, RÜŞVET vererek,  veya gerçeğe aykırı rapor düzenleyerek korunması gerekli tescilli yapıların bulunduğu arsaları, doğal sit alanlarını ve yeşil alanlar ile Boğaziçinde koruma altına alınan alanları imara açtırdıkları tespit edilmiştir.

Yukarıda belirtilen illegal faaliyetleri gerçekleştirebilmek için örgütün aşağıdaki yöntemleri kullandıkları tespit edilmiştir.
 Bu kapsamda;
Suç örgütünün yerel idarenin yetki alanında olan ve olumlu sonuçlanma durumu olmayan kişiye özel imtiyazlı plan tekliflerinde; projelere ait dilekçeleri, kurum görüşlerini veya resmi yazışmaları bilinçli olarak geciktirerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilatlanması ve Görevleri Hakkındaki kanunun ilgili maddesinde belirtilen 3 aylık yasal sürenin dolmasını kasıtlı olarak sağlayarak, plan tadilatlarında onaylama yetkisini Bakanlık kapsamına aldırdıkları, Belediyeler tarafından birçok açıdan sorunlu olduğu gerekçesiyle onaylanmayan plan tadilatlarında ise; aynı kanunun 2/Ğ Maddesi uyarınca “Özel Proje Alanı” ilan ettirdikleri veya yine aynı kanunun 7/E maddesi uyarınca plan tadilatı yapılacak arsayı “Kentsel Tasarım Projesi” ilan ettirerek yetkiyi Bakanlık kapsamına aldıkları ve Belediyeleri tamamen devre dışı bıraktıkları, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurullarına gelen ve birçok yönden problemli olan plan tekliflerde; kurul üyelerini yönlendirerek, baskı altına alarak veya kurul üyelerine Rüşvet vererek onaylattıkları, baskılara dayanamayan bazı kurul başkanlarının ise istifa ettirdikleri,  veya gerçeğe aykırı raporlar düzenleyerek Tescilli Kültürel ve Tarihi Yapıların bulunduğu arazileri, Doğal Sit Alanlarını ve yeşil alanları 2960 sayılı Boğaziçi Koruma Kanunu kapsamında bulunan alanları imara açtırdıkları, 
Ayrıcalıklı imar planlarına sahip olmasına rağmen imar planlarının belirtilen sınırlamaların üstünde veya ruhsata aykırı yapılan projelerde ise; suç örgütünün müdahaleleriyle inşaatların denetimlerden sorunsuz bir şekilde geçmesini sağladıkları, bunun yanı sıra onaylattıkları plan tadilatlarında yatırılması gereken resmi harç miktarını azmettirici konumunda bulunan işadamlarının istekleri doğrultusunda yatırılması gerekenin çok altında belirleyerek Devleti zarara uğrattıkları anlaşılmıştır.

Yine imar plan notlarına, inşaat şirketlerinin yüksek kar elde edebilecekleri şekilde  işadamlarının talepleri doğrultusunda eklemeler yaptıkları, bu kapsamda; “Huzurevi” gibi sağlık donatı alanlarının “Otel” alanına alınmasını sağladıkları,  eğitim alanlarının ise konut veya ticaret alanına alınmasına ilişkin fonksiyon değişiklikleri yaptırdıkları, bunların yanı sıra “Turizm” alanlarına “Apart Konaklama yapılabilir” notları ekleyerek bağımsız bir şekilde daire satışlarına imkan sağladıkları görülmüştür.

Ayrıca, üzerinde yapı bulunan taşınmazlarda ise suç örgütünün; 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 6. Maddesi uyarınca kentsel dönüşüm kapsamına aldırdıkları,  binaların riskli yapı ilan edilmesini sağlayarak veya taşınmazı Rezerv Yapı Alanına alarak planlama yetkisini Bakanlık uhdesine aldırdıkları, bunlara ilaveten örgütün bu yöntemle projeyi gerçekleştirecek İnşaat Şirketlerini KDV indiriminden de faydalandırıp yüksek miktarda haksız kazanç elde etmelerini sağladıkları anlaşılmıştır.
Suç örgütünün özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığındaki etkinliğini daha da artırmak için; Müsteşar Yardımcılığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdür ve Müdür Yardımcılığı gibi örgütün suç faaliyetleri açısından önemli üst düzey görevlere örgüt üyelerini veya suç örgütü ile yakın ilişki içerisinde olan kişileri getirdikleri, bunun yanı sıra geçmişte örgüt adına hareket eden ve birçok usulsüz projede rolü bulunan özel sektör çalışanlarını da süreç içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bünyesindeki kurumlara atanmasını sağladıkları tespit edilmiştir.
Bunun yanı sıra suç örgütünün müdahale ettikleri projelerin diğer kurumlar ile ilgili Tapu Kadastro vb. işlemlerinde de bu kurumlarda çalışan kamu görevlilerine RÜŞVET vererek yapılan usulsüzlüğün ortaya çıkmasını engelledikleri görülmüştür.

Suç örgütünün yukarıda belirtilen yöntemleri kullanarak; 

Ağaoğlu Şirketler grubuna ait “Bakırköy 46” projesinin yapılacağı arazi ile Taşyapı inşaat tarafından Şişli ilçesindeki Bulgar Vakfı Arazisini “Özel Proje Alanı” ilan ettirerek kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylattıkları,
İmar planlarına aykırı olarak yapılan “Ağaoğlu Maslak 1453” ve “Zorlu Center” isimli projelerin usulsüzlüklerine göz yumdukları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağladıkları,
2960 sayılı Boğaziçi Koruma Kanunu kapsamında koruma altına alınan ve Boğaziçi Geri Görünüm Bölgesinde bulunan Yorum İnşaat tarafından Sarıyer ilçesi Tarabya Mahallesinde yapılacak projesi, Taşyapı İnşaata ait huzurevi alanının otel alanına dönüştürme projesi, Maslak Acıbadem Hastane Projesi, Ağaoğlu Çamlıca arazisi ile Arif Yüksel isimli şahsa ait park ve yeşil alan olan arazinin imar planlarını müdahale ettikleri,
1. Dereceden Doğal Sit veya Tescilli Kültürel ve Tarihi yapıların bulunduğu,  Ataköy Baruthane Yapılarının bulunduğu arazi, Sevgili Yapı’ya ait Kadıköy arazisi, İller Bankasına ait Tarabya arazisi, Murat KIRAN’a ait Tuzla arazisi ile ilgili Kültür Varlıkları ve Tabiat Varlıkları kurullarına müdahale ederek imara açtırdıkları
Bunun yanı sıra şahıs mülkiyetinde bulunan Bakırköy Ateştuğla Fabrika Arazisi, Bahçeşehir Gölet Alanı ve Pazartekke bölgesinde bulunan Ali KARAASLAN’a ait taşınmazlar ile Bilfen Eğitim Kurumlarına ait taşınmazların imar planlarına müdahale ettikleri tespit edilmiştir.

Yapılan araştırmalarda; yukarıda belirtilen arazi ve projelerle ilgili Belediyelere daha önceden birçok kez plan değişikliği teklifi yapıldığı, bu tekliflere birçok kurum tarafından olumsuz görüş beyan edildiği ve Belediyeler tarafından da oybirliği ile reddedildiği belirlenmiştir. Söz konusu ret kararları ve olumsuz görüşlere rağmen, suç örgütünün müdahalesi sonucu Belediyelere sunulan plan tekliflerinden daha da imtiyazlı imar planlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisi kapsamına alınmasının sağlanarak onaylatıldığı tespit edilmiştir. 
Ayrıca örgüt üyesi kamu görevlilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya Emlak Konut GYO ile herhangi bir şekilde ticari veya resmi işlemleri olan inşaat şirketlerine, enerji ve yemek işlerini Abdullah Oğuz BAYRAKTAR’ın gayri resmi ortağı olduğu DAF Enerji ve PINAR Yemek isimli şirketlere vermeleri için baskı yaptıkları, söz konusu şirketlerin de işlerinin aksayacağı endişesiyle kendilerini mecbur hissederek enerji şüphelilerin isteklerini yerine getirdikleri, bazı şirketlerin işlerini başka şirketlere vermiş olsalar da, şüphelilerin müdahalesi sonucu iptal ederek Daf Enerji ve Pınar Yemek isimli şirketlere verdikleri görülmüştür.

Diğer taraftan, suç örgütüne yönelik çalışmalarda yukarda belirtilen örgütün eylem ve faaliyetlerinin birçoğunun Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR’ın bilgisi ve talimatıyla gerçekleştiği tespit edilmiştir.  Bunun yanı sıra Erdoğan BAYRAKTAR’ın, bakanlık tarafından yapılacak bazı ihaleleri önceden belirlediği şirketlere verilmesi ve söz konusu şirketlerinin enerji ve yemek işlerini aynı zamanda oğlu olan örgüt yöneticisi Abdullah Oğuz BAYRAKTAR’un gayri resmi ortağı olduğu DAF Enerji ve Pınar Yemek isimli şirketlere verilmesi için kamu görevlilerine açık bir şekilde talimat verdiği görülmüştür.

Hüseyin Avni SİPAHİ, Sadık SOYLU ve Abdullah Oğuz BAYRAKTAR yöneticiliğindeki örgütün içerisinde yer alan diğer şüpheliler ve konumlarına bakıldığında;

 Mehmet Ali KAHRAMAN’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda Mekansal Planlama Genel Müdürü,  Murat KURUM’un Emlak Konut GYO Genel Müdürü,  Turgay ALBAYRAK’ın İmar Planlama ve Kentsel Tasarım Daire Başkanı, Yavuz ÇELİK’in Toki Şehir Planlama Şube Müdürü, Hakan GEDİKLİ’nin Emlak Konut GYO’da Emlak ve Planlama Müdürü oldukları, Ali Seydi KARAOĞLU’nun TOKİ İstanbul Emlak Dairesi Başkanlığını yaptığı, Fuat KUŞÇU’nun ise Toki İstanbul’da Müdür Yardımcısı olduğu ve şahısların örgütün ilimizdeki faaliyetlerinin yerine getirilmesinden sorumlu oldukları tespit edilmiştir.

 Yine örgüt yapılanması içerisinde yer alan Ahmet AYYILDIZ’ın, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürü, Ergül ÇINAR ve Ahmet EMİL’in ise İl Müdür yardımcı görevini yaptıkları, Mehmet ERDAL’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda Bakanlık Müşaviri  olmasının  yanı sıra İstanbul (2) No’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı olduğu, aynı zamanda sözkonusu kişilerce örgütün İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ve komisyonlar nezdindeki usulsüz projelerin takibinden sorumlu oldukları,

  Diğer örgüt üyeleri Aytaç ÖLKEBAŞ, İsmayil ÇAKAL ve Abdullah UÇAR’ın ise Şehir ve İmar Plancısı oldukları, örgüte müracaat eden işadamlarının projelerini takip ederek, örgüt adına sonuçlandırdıkları tespit edilmiştir.  

A) SUÇ ÖRGÜTÜNÜN ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR İLE İLİŞKİSİ

Suç örgütüne yönelik yapılan çalışmalarda şüpheli Hüseyin Avni SİPAHİ’nin, herhangi bir resmi kimliğinin bulunmamasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR ile samimi ilişki içerisinde olduğu, süreç içerisinde sık sık bir araya geldikleri, bu görüşmelerinde suç örgütüne müracaat eden bazı inşaat şirketi sahibi işadamlarını  Erdoğan BAYRAKTAR ile görüşmesini sağladığı görülmüştür. Ayrıca suç örgütü yöneticilerinden Sadık SOYLU’nun bakan danışmanı olması, Abdullah Oğuz BAYRAKTAR’ın da Bakanın oğlu olması, suç örgütün Erdoğan BAYRAKTAR ile yakın ilişkisini izaha muhtaç bırakmayacak şekilde göstermektedir.
Örgüt lideri Hüseyin Avni SİPAHİ’nin, yapmış olduğu suç faaliyetlerinde örgüt üyesi üst düzey kamu görevlilerine talimat verirken “Beyefendi, Patron, Baba” gibi nitelemelerde bulunarak isteklerinin Bakanın bilgisi dahilin de olduğunu ifade ettiği görülmüştür. Bu doğrultuda şuana kadar suç örgütü tarafından gerçekleştirilen bazı örgüt eylemlerinin de Çevre ve Şehircilik Bakanının talimatı ve bilgisi dahilinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamda şüpheli Hüseyin Avni SİPAHİ’nin, Erdoğan BAYRAKTAR ile yaptığı 01.12.2013 tarihindeki görüşmede; “BİLGİN DIŞINDA HİÇBİR ŞEY HAREKET ETMEM EDEMEM Kİ ZATEN ABİ” şeklindeki ifadesinden yapmış olduğu tüm faaliyetlerle ilgili  Erdoğan BAYRAKTAR’ı bilgilendirdiğini göstermektedir. Yine Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR’ın, kendisine zaman zaman müracaat eden kişileri Hüseyin Avni SİPAHİ’ye yönlendirmekte ve bu kişilerin işleriyle yakından ilgilenmesi istemektedir.
Ayrıca Erdoğan BAYRAKTAR’ın, örgüt üyesi kamu görevlileri ile yapmış olduğu görüşmelerde; ihale kazanan inşaat şirketlerinin yemek işlerini oğlu Abdullah Oğuz BAYRAKTAR’ın gayrı resmi ortağı olduğu Pınar Yemek isimli şirkete verilmesi, bazı ihalelerin önceden belirlediği şirketlere verilmesi ve üçüncü şahısların menfaatine yönelik işleri yapmadığı sürece bazı inşaat şirketlerinin işlerinin durdurulması ile ilgili talimat verdiği görülmüştür. 
Bu açıdan Erdoğan BAYRAKTAR’ın, şüpheli Ali AĞAOĞLU ile ilişkisi örnek vermek gerekirse; 

Ali AĞAOĞLU’nun yapmış olduğu projelerde herhangi bir kanuni sınırlamalara tabi olmaması, istediği şekilde imar değişikliği yaptırabilmesi amacıyla Erdoğan BAYRAKTAR’ın bizzat kendisini arayarak “SEN KENDİ BİLDİĞİN GİBİ YAP” “SANA UYGUN NASILSA ÖYLE YAP” şeklinde güvence vermesi, bu ve benzeri konuların karşılığında  ise Ali AĞAOĞLU’nun da şirketlerin enerji ve yemek işlerini Abdullah Oğuz BAYRAKTAR’ın ortağı olduğu DAF Enerji ve PINAR Yemek isimli şirketine vermesi bu durumu gözler önüne sermektedir.

1-) Örgüt lideri Hüseyin Avni SİPAHİ’nin, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR ile ilişkisini gösterir tespitlerden birkaçına bakıldığında;
01.01.2013 günü saat:16.49’da H. Avni SİPAHİ’yi (05322413232) Erdoğan BAYRAKTAR’ın (05305816161) aradığı görüşmede özetle; Erdoğan’ın “bizim bir Bircan abinin bir sıkıntısı var Bircan ERESİN” “Ona bir gitte onunla bir konuş yav Topkapı ...ordadır o” dediği, H.Avni’nin “Başüstüne tamam” dediği, Erdoğan’ın “Topkapı Eresin Otelin bitişiğinde orda yeri var orda bir ofisi var” “ONA BİR GİTTE BİR YARDIMCI OL” dediği, 
21.03.2013 günü saat:11.56’da H. Avni SİPAHİ’yi (05322413232) Erdoğan BAYRAKTAR’ın (05305816161) aradığı görüşmede özetle; Erdoğan’ın “bu şirketin isimlerini ortaklarını bulacaktın bana buldun mu onları” dediği, H.Avni’nin “hepsini hazırladım abi, takdim edeceğim sana dosyayı geldiğinde uygunsan ben onu herşeyi hazırladım onla ilgili bir çalışma da yaptım zaten onu da sana bir de postadan birşey gelecek zaten ama yine bir genel çalışmasını yapacağım zaten bilginiz olsun” dediği, 
11.04.2013 günü saat:18.43’de H. Avni SİPAHİ’nin (05558225555) Erdoğan BAYRAKTAR’ı (05305816161) aradığı görüşmede özetle; H.Avni’nin “müsaitsen bir şey söyleyeceğim hani dün sana bir şey söylemiştim ya” “Hatırlıyorsun çıkarken onu bi kontrol ettirirsen sevinirim abi ya bilgin olsunda” dediği, Erdoğan’ın “unuttum ya neydi ya” dediği, H.Avni’nin “Şey bir yere not almıştınya müsteşara bir şey söylemiştin hatırladın mı” dediği, Erdoğan’ın “kiminle ilgiliydi” dediği, H.Avni’nin “Üst düzey birisi vardıya abi ...” dediği, Erdoğan’ın “onunla ilgilimi” dediği, H.Avni’nin “He he bi kağıdın üzerine not almıştınya abi ...” “Hukukçu birisi vardıya” dediği, Erdoğan’ın “Anladım tamam” dediği, H.Avni’nin “Abi çok iyi olur ya tamam abi” dediği, Erdoğan’ın “ONUN İŞİ OLDU YA ONUN İŞİ HALLOLDU YA” dediği, H.Avni’nin “hatta bir de sıkıntı yapıyorlar çok moralim bozuldu yani ben sana söyleyemedim onu bi şey yaparasan çok mahcup oluruz abi ya ...” dediği, 
01.12.2013 günü saat:19.30’da H. Avni SİPAHİ’yi (05322413232) Erdoğan BAYRAKTAR’ın (05305816161) aradığı görüşmede özetle; Erdoğan’ın “bu şeyle ilgili bana kim dedi ya bu şeydeki Ataşehir deki yeri işte kiraya vereceklermiş de bilmem ne falan filan senle konuştular mı onu” “hastane yapacaklar kiraya verecekler falan konuşuldu mu senle” dediği, H.Avni’nin “Yok abi yok yok” dediği, Erdoğan’ın “Bana kim onu şey Murat söyledi galiba” “Sen sen... ilgili birşey var mı” dediği, H.Avni’nin “Ben yok abi ben sana izah edeceğim BİLGİN DIŞINDA HİÇBİR ŞEY HAREKET ETMEM EDEMEM Kİ ZATEN ABİ onu ben sana izah ederim konuşuruz” dediği,  
17.11.2013 günü saat:10.49’de H. Avni SİPAHİ’nin (05322413232) Özlem/Banu’yu (02123633300) aradığı görüşmede özetle ; Özlem isimli bayanın telefonu Banu isimli bayan verdiği, Banu’nun “Tarabya SPA iyi günler Banu ben” dediği, H.Avni’nin “Banu hanım Hüseyin ben BAKAN BEY ORDA GALİBA DA ÜCRET ALMAYIN SİZ” “ÜCRET ALMAYIN HÜSEYİN BEY AKŞAMDAN HALLETTİ DERSİNİZ. Sabahtan şey ben öğleden sonra şoförle yollarım ben tamam mı kendisi ...” dediği, Banu’nun “Birşey talep etmeyelim siz yollayacaksınız” dediği, Hüseyin Avni’nin “Tamam aynen aynen tamam şey yapsın” “O çocukların şeylerini de ya o çocukların şeylerini de yollarım ben size zaten hizmet edenlerin tamam mı” dediği tespit edilmiştir.

2-) Hüseyin Avni SİPAHİ’nin Çevre ve Şehircilik Bakanının Bilgisi olduğunu belirterek örgüt üyesi kamu görevlilerine vermiş olduğu talimatlar ile ilgili tespitlerden birkaçına bakıldığında; 
06.11.2012 günü saat:15.42’de A.Oğuz BAYRAKTAR’ı (05327769497) M.Ali KAHRAMAN’ın (05333393408) aradığı görüşmede özetle ; M.Ali’nin “ben yazdırıyorum yazıyı” “bu olayın hassasiyetini tam bilmedikleri için ya normalde bu tür yatırımcılar çok talepte bulunuyorlar böyle talepte o yüzden biz genelde yapmıyoruz falan filan dediler bende yani BAKAN BEY ÖZELLİKLE ŞEY YAPTI DEDİM TALİMAT VERDİ ZATEN HIZLANDIRIN DEDİ DÜN BENİ ÇAĞIRDI” “Şeyi Bakırköyü özellikle öbürünü biraz bekletin dedi bekleyin dedi” “Ben sana haber veririm” dediği,
11.04.2013 günü saat:18.16’da M. Ali KAHRAMAN’ı (05305820303) Fatih EKMEKÇİ’nin (03124188785) aradığı görüşmede özetle; Fatih’in “genel müdürüm şimdi Hüseyin SİPAHİ aradı da” “Bu makineciler ile ilgili konuyu İstanbul Büyükşehir belediyesine gönderiyorlarmış Fatih dedi, dün BAKAN BEY ONAY VERMİŞTİ DEDİ, MEHMET ALİ ONAYLAYACAKTI ONU DEDİ” “GALİBA HANİ BİR ARA BEN SİZE Bİ HÜSEYİN SİPAHİ BİR ŞEY VERMİŞTİ” dediği, 
11.04.2013 günü saat:18.22’de Osman AĞCA'nın kullanımında bulunan (02166519300)  nolu telefondan M. Ali KAHRAMAN'ın H. Avni SİPAHİ'yi (02126880973) aradığı görüşmede özetle; H.Avni'nin "şimdi bu onaylanması lazım hatta ben dün gene söyledim" "Bizim için de bunlar çok önemliydi yani şey değil yani  DETAY BU BİLİYOR ZATEN ŞEY  BEYEFENDİ" dediği, M. Ali'nin "Hayır yani bana o konuda bi talimat vermedi de  belki de unuttu " dediği,
10.06.2013 günü saat:09.20’de H.Avni SİPAHİ’nin (05322413232) M.Ali KAHRAMAN’ı (05305820303) aradığı görüşmede özetle; H.Avni’nin “hani şey vardı ya ... ABİYLE KONUŞTUM” “He he o söyledim dedi abi onu bir önemli bizim için hele bu ay çok daha şey bir bakarsan sevinirim” dediği, M.Ali’nin “tabi tabi onu bi bu hafta bitireceğim abi inşallah onu” dediği, H.Avni’nin “Çünkü şey çok şey” dediği, M.Ali’nin “Biliyorum biliyorum hassas o ...” dediği, 
11.04.2013 günü saat:18.22’de Osman AĞCA'nın kullanımında bulunan (02166519300)  nolu telefondan M.Ali KAHRAMAN'ın H.Avni SİPAHİ'yi (02126880973) aradığı görüşmede özetle; H.Avni'nin "BEYEFENDİYE ARZ ETMİŞTİM nereden nasıl olduğunu, ondan sonra o da tamam dedi hatta dün ben ordaydım tamam dedi”  "Bu makinacılar" "Bi HARCININ DA DÜŞÜRÜLMESİ KONUSUNDA bir de şeyin konusunda HATTA BEYEFENDİ DE MÜSTEŞARIMIZA DA ŞEY YAPMIŞTI TALİMAT VERMİŞTİ” sen  bi sen ilgilenirsen  çok sevinirim" "Plan harcı yüksek çıkmıştı" dediği, M. Ali'nin "Onu azaltın diyorlar öyle mi" dediği tespit edilmiştir.

2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,


***

20 Haziran 2019 Perşembe

YASA DIŞI GÖÇ VE TÜRKİYE BÖLÜM 10

YASA DIŞI GÖÇ VE TÜRKİYE BÖLÜM 10



BİLGESAM YAYINLARI 

Kitaplar 

Çin Yeni Süper Güç Olabilecek mi? Güç, Enerji ve Güvenlik Boyutları (Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
Değişen Dünyada Türkiye'nin Stratejisi Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
Türkiye'nin Bugünü ve Yarını E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN 
Türkiye Cumhuriyeti'nin Ortadoğu Politikası E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN 
Türkiye’nin Vizyonu: Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri (Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Bildiri Kitabı Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 

IV. Ulusal Hidrojen Enerjisi Kongresi ve Sergisi Bildiri Kitabı Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 
Selected Articles of Hydrogen Phenomena Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 
Özgür, Demokratik ve Güvenli Seçim Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 
Terörle Mücadele Stratejisi Bilge Adamlar Kurulu Raporu Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

Raporlar 

Rapor 1: Küresel Gelişmeler ve Uluslararası Sistemin Özellikleri Prof. Dr. Ali KARAOSMANOĞLU 

Rapor 2: Değişen Güvenlik Anlayışları ve Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

Rapor 3: Avrupa Birliği ve Türkiye E. Büyükelçi Özdem SANBERK 

Rapor 4: Yakın Dönem Türk-Amerikan İlişkileri Prof. Dr. Ersin ONULDURAN 

Rapor 5: Türk-Rus İlişkileri Sorunlar-Fırsatlar Prof. Dr. İlter TURAN 

Rapor 6: Irak'ın Kuzeyindeki Gelişmelerin Türkiye'ye Etkileri E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL 

Rapor 7: Küreselleşen Dünyada Türkiye ve Demokratikleşme Prof. Dr. Fuat KEYMAN 

Rapor 8: Türkiye'de Bağımsızlık ve Milliyetçilik Anlayışı Doç. Dr. Ayşegül AYDINGÜN 

Rapor 9: Laiklik Türkiye'deki Uygulamaları Avrupa ile Kıyaslamalar Politika Önerileri Prof. Dr. Hakan YILMAZ 

Rapor 10: Yargının İyileştirilmesi/Düzeltilmesi Prof. Dr. Sami SELÇUK 

Rapor 11: Yeni Anayasa Türkiye’nin Bitmeyen Senfonisi Prof. Dr. Zühtü ARSLAN 

Rapor 12: Türkiye'nin 2013 Yılı Teknik Vizyonu Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK 

Rapor 13: Türkiye-Ortadoğu İlişkileri E. Büyükelçi Güner ÖZTEK 

Rapor 14: Balkanlarda Siyasi İstikrar ve Geleceği Prof. Dr. Hasret ÇOMAK-Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER 

Rapor 15: Uluslararası Politikalar Ekseninde Kafkasya Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY 

Rapor 16: Afrika Vizyon Belgesi Hasan ÖZTÜRK 

Rapor 17: Terör ve Terörle Mücadele M. Sadi BİLGİÇ 

Rapor 18: Küresel Isınma ve Türkiye'ye Etkileri Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER 

Rapor 19: Güneydoğu Sorununun Sosyolojik Analizi M. Sadi BİLGİÇ Dr. Salih AKYÜREK Doç. Dr. Mazhar BAĞLI Müstecep DİLBER Onur OKYAR 

Rapor 20: Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratikleşme, Siyasi ve Sosyal Dayanışma Açılımı E. Büyükelçi Özdem SANBERK 

Rapor 21: Türk Dış Politikasının Bölgeselleşmesi E. Büyükelçi Özdem SANBERK 

Rapor 22: Alevi Açılımı, Türkiye’de Demokrasinin Derinleşmesi Doç. Dr. Bekir GÜNAY-Gökhan TÜRK 

Rapor 23: Cumhuriyet, Çağcıl Demokrasi ve Türkiye’nin Dönüşümü Prof. Dr. Sami SELÇUK 

Rapor 24: Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 25: Türkiye-Ermenistan İlişkileri Bilge Adamlar Kurulu Raporu Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY 

Rapor 26: Kürtler ve Zazalar Ne Düşünüyor? Ortak Değer ve Sembollere Bakış Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 27: Jeopolitik ve Türkiye: Riskler ve Fırsatlar Doç. Dr. Atilla SANDIKLI 

Rapor 28: Mısır’da Türkiye ve Türk Algısı M. Sadi BİLGİÇ-Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 29: ABD’nin Irak’tan Çekilmesi ve Türkiye’ye Etkileri Doç Dr. Cenap ÇAKMAK-Fadime Gözde ÇOLAK 

Rapor 30: Demokratik Açılım ve Toplumsal Algılar Bilge Adamlar Kurulu Raporu Dr. Salih AKYÜREK 

Rapor 31: Ortadoğu’da Devrimler ve Türkiye Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK Mustafa YETİM Fadime Gözde ÇOLAK 

Rapor 32: Güvenli Seçim: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 

Rapor 33: Silahlı Kuvvetler ve Demokrasi Prof. Dr. Ali L. KARAOSMANOĞLU 

Rapor 34: Terör Önleme Birimleri Kasım ESEN, Özdemir AKBAL 

Rapor 35: İran, Şii Hilali ve Arap Baharı Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Emin SALİHİ 

Rapor 36: Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler BİLGESAM 

Rapor 37: Etnik Çatışma Teoriler Işığında Dağlık Karabağ Sorunu Yrd. Doç. Dr. Reha YILMAZ, Elnur İSMAYILOV 

Rapor 38: Çağcıl Hukuk Sistemlerinde ve Türkiye’de Tutuklama Bilge Adamlar Kurulu Raporu 

Rapor 39: Afrika’da Türkiye ve Türk Algısı Bilge Adamlar Kurulu Raporu 

Rapor 40: Kaos Senaryolarının Merkezinde İran Doç. Dr. Atilla Sandıklı, Bilgehan Emeklier 

Rapor 41: Ermenistan’da Türkiye ve Türk Algısı Dr. Salih AKYÜREK 

Demokratikleşme ve Sosyal Dayanışma Açılımı Bilge Adamlar Kurulu Raporu 
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Sonuç Raporu BİLGESAM 
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2011) Sonuç Raporu BİLGESAM 

Dergiler 

Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 2, Bahar 2010 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 3, Güz 2010 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 4, Bahar 2011 
Bilge Strateji Dergisi Cilt 3, Sayı 5, Güz 2011 

Söyleşiler 

Bilge Söyleşi-1: Türkiye - Azerbaycan İlişkileri 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Elif KUTSAL 


Bilge Söyleşi-2: Nabucco Projesi 
Arzu Yorkan ile Söyleşi 
Elif KUTSAL-Eren OKUR 


Bilge Söyleşi-3: Nükleer İran 
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN ile Söyleşi 
Elif KUTSAL 

Bilge Söyleşi-4: Avrupa Birliği 
Dr. Can BAYDAROL ile Söyleşi 
Eren OKUR 

Bilge Söyleşi-5: Anayasa Değişikliği 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Merve Nur SÜRMELİ 

Bilge Söyleşi-6: Son Dönem Türkiye-İsrail İlişkileri 
E. Büyükelçi Özdem SANBERK ile Söyleşi 
Merve Nur SÜRMELİ 

Bilge Söyleşi-7: BM Yaptırımları ve İran 
Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI ile Söyleşi 
Sina KISACIK 

Bilge Söyleşi-8: Füze Savunma Sistemleri ve Türkiye 
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi 
Eren OKUR 

Bilge Söyleşi-9: Gelişen ve Değişen Türk Deniz Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını 
E. Oramiral Salim DERVİŞOĞLU ile Söyleşi 
Emine AKÇADAĞ 

Bilge Söyleşi-10: Soru ve Cevaplarla Yeni Anayasa Kasım ESEN ile Söyleşi 
Özdemir AKBAL 

Bilge Söyleşi-11: Türk Hava Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını 
E. Hv. Korgeneral Şadi ERGÜVENÇ ile Söyleşi 
Emine AKÇADAĞ 

DİPNOTLAR;

1 Hasret Çomak, “Avrupa’da Güvenlik Yapılanmasının Yeni Parametreleri ve Türkiye’nin Durumu”, Avrupa Araştırmaları Dergisi,  Cilt 14, No. 1, 2006, s. 99
2 Atilla Sandıklı, Bilgehan Emeklier, “21. Yüzyılda Yeni Güvenlik Anlayışları ve Yaklaşımları”, 21.Yüzyılda Uluslararası Örgütlerin Güvenlik Yaklaşımları 
ve Balkanlar’ın Güvenliği konulu Uluslar arası Balkan Kongresi, Kocaeli, 28-29 Nisan 2011, s.22
3 Ibid., s.38
4 Stephane De Tapia, “New Patterns of Irregular Migration in Europe”, Seminar Report 12 and 13 November 2002, Council of Europe, Strasbourg, 2003, 
   s. 16–17
5 United Nations’ Trends in Total Migrant Stock: The 2008 Revision, 2010, bkz. esa.un.org/migration (erişim 20 Kasım 2011)
6 International Labour Organization’s Towards a Fair Deal for Migrant Workers in the Global Economy, 2005, bkz. 
   www.ilo.org/global/Themes/Labour_migration/lang--en/docName--KD00096/index.htm (erişim 20 Kasım 2011)
7 International Organization for Migration, bkz. www.iom.int/jahia/Jahia/about-migration/lang/en (erişim 15 Kasım 2011)
8 Ibid.
9 1951 Tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi, bkz. 
   www.unhcr.org/3b66c2aa10.html (erişim 20 Kasım 2011)
10 S. Castles and M.C. Miller, The Age of Migration: International Population Movements in the Modern World, 2nd edition, New York, Palgrave, 1998, p.88
11 1951 Tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi, bkz. 
     www.unhcr.org/3b66c2aa10.html (Erişim 20 Kasım 2011)
12 E. G. Ravenstein, “The Laws of Migration”, Journal of the Royal Statistical Society, Vol.52, No.2, 1885, s.198- 199
13 Everett S. Lee, “A Theory of Migration,” in Migration, ed. J.A. Jackson, London: Cambridge University Press, 1969, s. 285-286
14 Samuel Stouffer, “Intervening Opportunities: A Theory Relating to Mobility and Distance”, American Sociological Review, 5 (6), December 1940, s. 845–867 
15 Özlem Kırlı, “Yasa dışı göç”, International Davraz Congress, Süleyman Demirel Üniversitesi, 2009, s.3 
16 Emniyet Genel Müdürlüğü, bkz. www.egm.gov.tr/icerik_detay.aspx?id=125 (erişim 4 Aralık 2011) 
17 Ibid. 
18 Ibid. 
19 Anna Kicinger, “International Migration as a Non-Traditional Security Threat and The EU Response to This Phenomenon”, Central European Forum 
    for Migration Research, Warsaw, October 2004, s.2 
20 Ayse Ceyhan and Anastassia Tsoukala, “The Securitization of Migration in Western Societies: Ambivalent Discourses and Policies,” Alternatives: 
    Global, Local, Political, No.27, 2002, s. 24-30 
21 Bülent Çiçekli, “Soğuk Savaş Sonrası Avrupa Güvenlik Düzenine Kurumsal Bir Bakış,” Avrasya Dosyası, Cilt 9, No.2, Yaz, 2003, s. 170 
22 “A Secure Europe in a Better World”, European Security Strategy, Brussels, December 2003, bkz. 
      www.consilium.europa.eu/uedocs/cmsUpload/78367.pdf (erişim 27 Kasım 2011) 
23 National Security Strategy, The White House, Washington, May 2010, bkz. 
     www.whitehouse.gov/sites/default/files/rss_viewer/national_security_strategy.pdf (erişim 27 Kasım 2011) 
24 Securing an Open Society: Canada’s National Security Policy, 2004, bkz. 
     www.pco-bcp.gc.ca/docs/information/publications/natsec-secnat/natsec-secnat-eng.pdf (erişim 27 Kasım 2011) 
25 Australia’s National Security, Canberra, 2007 bkz. 
     www.defence.gov.au/ans/2007/pdf/Defence_update.pdf (erişim 27 Kasım 2011) 
26 Counter-Terrorism White Paper 2010 “Securing Australia”, Canberra, 2010, bkz. 
     merln.ndu.edu/whitepapers/Australia_Counterterrorism_2010.pdf ( Erişim 27 Kasım 2011) 
27 Protocol against the Smuggling of Migrants by Land, Sea andAir, 2000, bkz. www.unhcr.org/4986fd6b2.pdf  ( Erişim 30 Kasım 2011) 
28 1951 Tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi, bkz. www.unhcr.org/3b66c2aa10.html (erişim 20 Kasım 2011) 
29 Philippe Marchesin, “Yeni Tehditler Karşısında Avrupa,” Dünden Bugüne Avrupa Birliği, der. Beril. Dedeoğlu, İstanbul: Boyut Yayınları, 2003, s.428-429 
30 Dorothy Pickles, Algeria and France From Colonialism to Cooperation, New York, Frederick A.Praeger Publish, 1963, 184-185 
31 Stephen Castles, Mark J. Miller, The Age Of Migration International Population Movements in the Modern World, New York, Palgrave, 1998, s. 74 
32 T.C. Dışişleri Bakanlığı, bkz. www.mfa.gov.tr/yurtdisinda-yasayan-turkler_.tr.mfa (erişim 29 Kasım 2011) 
33 Stephen Castles “The Guest-Worker in Western Europe- An Obituary”, International Migration Review, Vol.20, No:4, 1986, p.110 
34 Stephan Stetter, “Regulating Migration: Authority Delegation in Justice and Home Affairs,” Journal of European Public Policy, Vol.7, No.1, 2000, s.86 
35 Teresa Palomar, “Migration Policies of the European Union,”, bkz. 
     www.emzberlin.de/projekte_e/pj32_1pdf/MigPol/MigPol_EU.pdf (erişim 30 Kasım 2011) 
36 Schengen Convention, 1990, bkz .www.hri.org/docs/Schengen90/ (erişim 29 Kasım 2011) 
37 Dublin Convention, 1990, bkz. www.law-essays-uk.com/resources/free-essays/dublin-convention.php (erişim 30 Kasım 2011) 
38 Council Resolution of 30 November 1992 on Manifestly Unfounded Applications for Asylum, bkz. 
     www.unhcr.org/refworld/publisher,COUNCIL,,,3f86bbcc4,0.html (erişim 30 Kasım 2011) 
39 Maastricht Treaty, 1992, bkz. www.eurotreaties.com/maastrichtext.html (erişim 30 Kasım 2011) 
40 Tampere Summit, 1999, bkz. www.statewatch.org/news/2008/aug/tamp.html (erişim 1 Aralık 2011) 
41 Communication from the Commission to the Council and the European Parliament on a Common Policy on Illegal Immigration, 2001, bkz. 
    www.statewatch.org/news/2001/nov/illimm672.pdf (erişim 1 Aralık 2011) 
42 1951 Tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi, bkz. 
     www.unhcr.org/3b66c2aa10.html (erişim 20 Kasım 2011) 
43 Matti Heinonen, “Path to the Common European Asylum System (CEAS)”, GDISC Conference on Asylum, Nuremberg, 2006, s.10 
44 Ska Keller, Ulrike Lunacek, Barbara Lochbihler, Hélène Flautre, “Frontex agency: which guarantees for human rights”, MIGREUROP, March 2011 
45 The Hague Programme: strenthening freedom, secuity and justice in the European Union, bkz. 
     eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:C:2005:053:0001:0014:EN:PDF (erişim 2 Aralık 2011) 
46 The Stockholm Programme, 2010,bkz. eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:C:2010:115:0001:0038:en:PDF ( Erişim 2 Aralık 2011) 
47 No to Fortress Europe: Turn off the Stockholm Programme, 2009, bkz. 
    noborderscotland.wordpress.com/2009/11/24/no-to-fortress-europe-turn-off-the-stockholm-programme/  ( Erişim 3 Aralık 2011) 
48 Javier Maestro, “The Euro-Mediterranean Process and the Northern Dimension: A Comparative Approach”, 
The Future of the Barents Euro-Arctic Co-operation and the Northern Dimension of Europe konulu seminerde 
sunulan tebliğ, Björkliden, İsveç, 14-17 Haziran 2001 
49 Didier Billion, “Akdeniz İçin Birlik: Bir Başarısızlık Öyküsü”, bkz. www.timeturk.com/tr/makale/didier-
billion/akdeniz-icin-birlik-bir-basarisizlik-oykusu.html (erişim 3 Aralık 2011) 
50 Türkiye İltica ve Sığınma Hakkı 2008 İzleme Raporu, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, bkz. 
www.ihad.org.tr/rapor-08.php (erişim 10 Aralık 2011) 
51 The Budapest Process, bkz. www.iom.int/jahia/Jahia/policy-research/budapest-process/ (erişim 2 Aralık 2011) 
52  2000 tarihli Katılım Ortaklığı Belgesi için bkz. 
      www.belgenet.com/arsiv/ab/kob_2000.html (erişim 2 Aralık 2011)
53 Türkiye için Katılım Ortaklığı Belgesi, 2003, bkz. 
     digm.meb.gov.tr/uaorgutler/AB/AB%20BELGELER/Katilim_ortakligi_2003.pdf (2 Aralık 2011) 
54 2003 Ulusal Programı, bkz. www.abgs.gov.tr/files/UlusalProgram/UlusalProgram_2003/Tr/pdf/IV-24.pdf (2 Aralık 2011) 
55 Ibid. 
56 Yabancılar ve Uluslar arası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı Genel Gerekçe, 2011, bkz. 
     gib.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/.../YUKK%20Genel%20Gerekçe.doc (erişim 12 Aralık 2011) 
57 Orta Vadeli Programlar, bkz. gib.icisleri.gov.tr/default_B0.aspx?content=1020 (2 Aralık 2011) 
58 Türkiye’nin AB Müktesebatına Uyum Programı (2007-2013), bkz. 
 www.abgs.gov.tr/files/Muktesebat_Uyum_Programi/24_AdaletOzgurlukveGuvenlik.pdf (2 Aralık 2011) 
59 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı, bkz. 
     www.icisleri.gov.tr/default.icisleri_2.aspx?id=5851 (1 Aralık 2011) 
60 Türkiye’nin Entegre Sınır Yönetimi Stratejisinin Uygulanmasına Yönelik Ulusal Eylem Planı” tam metni için bkz. 
     syb.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/syb/EntegreS%C4%B1n%C4%B1rY%C3%B6netimiEylemPlan%C4%B1_TR.pdf)   (2 Aralık 2011) 
61 Dışişleri Bakanlığı, bkz. www.mfa.gov.tr/turkiye_nin-yasadisi-gocle-mucadelesi-.tr.mfa (erişim 4 Aralık 2011) 
62 Emniyet Genel Müdürlüğü, bkz. www.egm.gov.tr/icerik_detay.aspx?id=125 (erişim 4 Aralık 2011) 
63 Ibid. 
64 Dışişleri Bakanlığı, bkz. 
    www.mfa.gov.tr/no_-57_-25-subat-2011_-ab-adalet-ve-icisleri-konseyi-sonuclari-hk_.tr.mfa (erişim 4 Aralık 2011) 
65  Emniyet Genel Müdürlüğü, bkz. 
     www.egm.gov.tr/icerik_detay.aspx?id=220 (erişim 4 Aralık 2011) 
66 Maral Jefroudi, “Mültecilik, Devletin Düzenleme Pratiği ve Toplumsal Muhalefet” , bkz. 
www.sdyeniyol.org/index.php/toplumsal-hareket/285-mueltecilik-devletin-duezenleme-pratii-ve-toplumsal-
muhalefet-maral-jefroudi (erişim 5Aralık 2011) 
67 Aysel Çelikel, Günseli Gelgel, Yabancılar Hukuku, 11. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul, 2004 
68 İltica ve Göç Alanındaki Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Ulusal Eylem Planı, bkz.   sorular.rightsagenda.org/Uploads/MULTECI%20MEV/T%C3%9CRK%C4%B0YE%20ULUSAL%20EYLEM%20PLANI.pdf    (erişim 5Aralık 2011) 
69 Türkiye İltica ve Sığınma Hakkı 2008 İzleme Raporu, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, bkz. 
     www.ihad.org.tr/rapor-08.php (erişim 10 Aralık 2011) 
70 Ibid. 
71 İltica ve Göç Alanındaki Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Ulusal Eylem Planı, bkz. 
 sorular.rightsagenda.org/Uploads/MULTECI%20MEV/T%C3%9CRK%C4%B0YE%20ULUSAL%20EYLEM%20PLANI.pdf    (erişim 5Aralık 2011) 
72 Türkiye İltica ve Sığınma Hakkı 2008 İzleme Raporu, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, bkz. 
     www.ihad.org.tr/rapor-08.php (erişim 10 Aralık 2011) 
73 Ibid. 
74 AIHM Kararı, 22 Eylül 2009, bkz. www.yargitay.gov.tr/aihm/upload/30471-08.pdf (erişim 12 Aralık 2011) 
75 İltica ve Göç Alanındaki Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Ulusal Eylem Planı, bkz. 
 sorular.rightsagenda.org/Uploads/MULTECI%20MEV/T%C3%9CRK%C4%B0YE%20ULUSAL%20EYLEM%20PLANI.pdf    (erişim 5Aralık 2011) 
76 EGM 2006 tarih ve 57 sayılı Uygulama Talimatı, bkz. 
multecihaklari.org/index.php?option=com_content&view=article&id=83:2006-uygulama-talimat-57-nolu-genelge&catid=19:ulusal-mevzuat ( Erişim 10 Aralık 2011) 
77 2010 Mülteciler ve Sığınmacılarla ilgili Genelge, bkz. www.icisleri.gov.tr/default.icisleri_2.aspx?id=4537    (erişim 10 Aralık 2011) 
78 Chiristina Boswell, “EU Immigration and Asylum Policy, from Tampere to Laeken and Beyond”, Briefing Paper 
    New Series, The Royal Instıtute of International Affairs, No: 30, February 2002 
79 Human Development Report 1994: New Dimensions of Human Security, bkz. 
    hdr.undp.org/en/reports/global/hdr1994/chapters/ (erişim 10 Aralık 2011) 
80 Clandestino Project, Final Report, 23 November 2009, bkz. 
     www.epim.info/wp-content/uploads/2011/01/clandestino-final-report_-november-2009.pdf     (erişim 10 Aralık 2011) 
81 Irregular Migration in Grece, bkz. 
     www.eliamep.gr/wp-content/uploads/en/2008/12/greece-research-briefing.pdf (erişim 12 Aralık 2011) 
82 The EU’s Dirty Hands, Human Rights Watch, September 2011, bkz. 
     www.hrw.org/sites/default/files/reports/greece0911webwcover_0.pdf (erişim 11 Aralık 2011) 
83 Eurostat araştırması, bkz. www.abhaber.com/haber.php?id=4418 (erişim 12 Aralık 2011) 
84 Almanya’daki Türklerin Ekonomik Gücü Yükseliyor, TAVAK, bkz. www.tavak-de.com/basin/380-basn-buelteni (erişim 12 Aralık 2011) 
85 Ibid. 
86   UN Protocol against the smuggling of migrants by land, sea and air, 2000, bkz. 
      www.unodc.org/documents/treaties/UNTOC/Publications/TOC%20Convention/TOCebook-e.pdf   (erişim 12 Aralık 2011) 
87 Yabancılar ve Uluslar arası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı Genel Gerekçe, 2011, bkz.  gib.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/.../YUKK%20Genel%20Gerekçe.doc (erişim 12 Aralık 2011) 

YASA DIŞI GÖÇ VE TÜRKİYE;

_ Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi 
Mecidiyeköy Yolu Caddesi No:10 
Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36 
Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye 
Tel: +90 212 217 65 91 Faks: +90 212 217 65 93 
www.bilgesam.org 
bilgesam@bilgesam.org 

_ Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No:4/6 
A.Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye 
Tel : +90 312 425 32 90 Faks: +90 312 425 32 90 
Copyright © BİLGESAM ŞUBAT 2012 

Bu Yayının tüm hakları saklıdır. Yayın Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezinin izni olmadan Elektronik veya Mekanik yollarla çoğaltılamaz. 


***

YASA DIŞI GÖÇ VE TÜRKİYE BÖLÜM 9

YASA DIŞI GÖÇ VE TÜRKİYE BÖLÜM 9



   Yasa dışı göçü engellemek adına tüm göç yollarının kapatılmasının hedef ülkelerdeki ekonomik gelişim üzerinde olumsuz etki yapması olasıdır. Zira göçmenler yarattıkları iş gücü ile ülkenin ekonomik gelişimine önemli katkıda bulunmaktadırlar. Avrupa İstatistik Dairesi EUROSTAT tarafından yapılan araştırmaya göre, AB’deki aktif çalışan sayısı 2050 yılına kadar 52 milyon kişi gerilemesi beklenmektedir83. Nüfusun hızla yaşlanması ve doğum oranının 
azalması iş gücünde düşüşe neden olmaktadır. Eğer AB’nin ekonomik kalkınmasını sürdürmek için iş gücü açığı kapatılmazsa ciddi bir ekonomik sorunun ortaya çıkması muhtemel görünmektedir, çünkü her çalışan ödediği primlerle sosyal güvenlik ve emeklilik fonuna katkıda bulunmaktadır. Dolayısıyla yeterli çalışan olmazsa, hızla yaşlanan nüfus sebebiyle sosyal güvenlik ve emeklilik fonları iflasa sürüklenebilecektir. Bu durumda AB’nin göçmenlere ihtiyaç duyması kaçınılmaz hale gelmektedir. Öte yandan göçmenler kendi 
ülkeleriyle aralarındaki bağlar sayesinde karşılıklı iş yapma biçimleri ve piyasalar hakkında bilgi edinilmesini ve dil engelinin aşılmasını da sağlamaktadırlar. Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın son araştırmasına göre 2010 yılı sonunda 77.200 Türk girişimcinin Almanya’da gerçekleştirdiği yıllık ciro 36 milyar Euro civarındadır.84. Ayrıca bu girişimcilerin yaptıkları yatırımlar 8,2 milyar Euro sınırını aşmış bulunmaktadır.85. 

2009 yılındaki Konsey toplantısında kabul edilen ve yüksek tahsilli ve meslek sahibi göçmenleri AB’ye çekmeye yönelik “mavi kart” uygulamasının iş gücünü ciddi oranda yükseltmesi mümkün olamayacaktır; çünkü bu nitelikli göçmenler belli başlı iş kollarına yönelecektir. Üstelik mavi kart alabilmek için gerekli aylık gelirin, o ülkedeki ortalama maaşların 1,5 kat üstünde olması gerektiği göz önünde bulundurulursa bu yöntemin AB ülkelerindeki iş gücü piyasasının gereksinimini karşılayamayacağı anlaşılacaktır. Oysa göç alan ülkelerin, mevcut göç politikalarında değişiklik yaparak, vasıfsız iş gücüne yönelik geliştirecekleri göç programlarıyla düzensiz göçle mücadele edebilirler. Bu kapsamda iki 
taraflı iş gücü anlaşmaları ve iş gücü göçüne ilişkin programlar uygulanabilir. 

-Uzun vadede yasa dışı göçü engellemek amacıyla azgelişmiş ülkelerdeki kalkınma ve refah seviyesini artırıcı projeler üretilmelidir. 

Uzun vadede göçün sebeplerini hedef alan çözümler üretmek üzerinde de ciddiyetle durulmalıdır. Bu noktada öncelikli olarak yapılması gereken yoksulluk ve az gelişmişlik ile mücadele olacaktır. BM Göçmen Kaçakçılığına Karşı Ek Protokol’ün 15. maddesinin 3. fıkrasına göre; her Taraf Devlet, göçmen kaçakçılığının yoksulluk ve az gelişmişlik gibi sosyo-ekonomik nedenleriyle mücadele etmek için ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerdeki kalkınma programlarını ve işbirliğini, göçün sosyo-ekonomik boyutlarını hesaba katarak ve ekonomik ve sosyal bakımdan zayıf bölgelere özel önem vererek, uygun olduğu ölçüde teşvik edecek veya güçlendirecektir.86. 

Türkiye Özelinde; 

-Yasa dışı göçle mücadelede entegre sınır yönetimine gereken önem verilmelidir. 

Ülkemizin coğrafi yapısı ve stratejik konumu göz önünde bulundurularak sınır yönetiminde kısa vadede tamamen sivil bir yapılanmaya gitmek yerine mevcut yapıda düzenlemeler gerçekleştirmek daha faydalı gözükmektedir. Bu bağlamda, Sahil Güvenlik Teşkilatı ile Jandarma Teşkilatı’nın zaten İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğu göz önünde tutularak kısa vadede sorunların giderilmesi için, 1. ve 3. Ordu Komutanlığı içinde İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir “danışma ve irtibat bürosu” kurulması sınır yönetimi alanında koordinasyon ihtiyacını karşılayabilir. Bu büro aracılığıyla karşılıklı bilgi ve istihbarat paylaşımı sağlanabilinir. 
Sınır birlikleri profesyonel hale getirilerek etkinliği artırılabilir. Ayrıca uygulamadaki mevcut hataların (hiyerarşik raporlama sorunu, sorumluluk alanlarının belirsizliği) düzeltilmesinin, finansal ve hukuki açıdan gerekli düzenlemelerin yapılmasının, sınır güvenliğinde teknolojik tespit olanaklarından, termal kameralardan, insansız hava araçlarından ve uydu imkânların dan daha fazla yararlanılmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir. 

-Türkiye’de insan kaçakçılığı ile ilgili mevzuatın yeterli olmadığı ve bu konuda kapsamlı düzenlemeler yapılması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. 

İnsan kaçakçılığının hangi durumlarda ortaya çıktığı ve bu durumlarda verilecek ceza, Türk Ceza Kanununun 79. maddesinde belirtilmiş olup bu suçla ilgili başka bir kapsamlı bir düzenleme bulunmamaktadır. Oysa mukayeseli hukuka bakıldığında göçmen kaçakçılığının genellikle hususi kanunlarda yaptırım altına alındığı görülmektedir. Yasa dışı göç, insan kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarının çoğu zaman iç içe geçerek karmaşık bir yapı kazanmaktadır. Dolayısıyla insan kaçakçılığı ile çeşitli organize suç türleri arasındaki bağlantı göz önünde bulundurularak, Türkiye’de de konuyla ilgili uluslararası gelişmeler ve AB 
mevzuatı ışığında yeni bir düzenlemeye gidilmesi önem taşımaktadır. 

- 1951 Cenevre Sözleşmesi ile 1967 Ek Protokol’e konan coğrafi sınırlama şartı gerekli düzenlemeler yapılıp önlemler alındıktan sonra kaldırılmalıdır. 

Söz konusu coğrafi sınırlama nedeniyle Türkiye mülteci tanımı yaparken Avrupalı ve Avrupalı olmayanlar arasında bir ayrıma gitmekte ve Avrupalı olmayan göçmenlere mülteci statüsü vermemektedir. Avrupalı olmayan göçmenler, BMMYK statüleri hakkında bir karar verinceye kadar geçici izinle Türkiye’de kalmaktadır. Türkiye; Monako, Madagaskar ve Kongo ile birlikte dünyada bu uygulamayı sürdüren dört ülkeden biridir. 

Bu durum gerek insan haklarına gerekse de AB müktesebatına riayet hususuna engel teşkil etmektedir. Türkiye, coğrafi kısıtlamanın kalkmasıyla göçmen akınına uğrayacağı konusunda endişe duymaktadır, ancak insan hakları perspektifinden bakıldığında, korunmak istenen yararın bir insanın temel hakkı ve bu kişinin yaşamsal bir tehlikeyi de içerir bir zulümden kaçıyor olabileceği gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Bununla birlikte şüphesiz sınırlamanın 
kaldırılmasının ciddi bir ekonomik maliyeti olacaktır. Bu sebeple Türkiye’nin bu maliyet konusunda gerekli araştırmayı yaparak sadece AB ülkelerinden değil gerekirse BM’den de “külfet paylaşımı” konusunda garantiler alarak sınırlamayı kaldırması uygun olacaktır. 

Ayrıca 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin Soğuk Savaş döneminde imzalandığı ve tamamen Demir Perdeden Hür Dünyaya gelen göçmenlerin haklarını dikkate aldığı düşünüldüğünde, bu sözleşmenin 21. Yüzyıl ihtiyaçlarını karşılamayacağı değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Sözleşme’nin hukukçular tarafından yeniden gözden geçirilmesi ve günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi konusunda Türkiye’nin uluslararası çalışmalar yapılmasına ön ayak olması faydalı olabilir. 

- Kaynak Ülkelerle Geri Kabul Anlaşmaları imzalanmadan hedef ülkelerle imzalamanın sakıncaları göz önünde bulundurulmalıdır. 

Geri Kabul Anlaşmaları, yasa dışı göçmenlerin Türkiye’den geldikleri ülkeye iadesi veya Türkiye’den diğer bir ülkeye yasa dışı geçiş yapan göçmenin Türkiye’ye kabulü amacını taşımaktadır. Bu bağlamda öncelikle Türkiye’yi transit veya hedef olarak kullanan yasa dışı göçmenlere kaynak olan ülkelerle Geri Kabul Anlaşmaları imzalanmadan, hedef ülke konumundaki ülkelerle bu yönde anlaşmalar imzalanmasının Türkiye açısından sorun teşkil edeceği görülmekte dir. Bu durumun, Türkiye’ye geri kabul edilen yasa dışı göçmenlerin 
kaynak veya transit ülkelere iadesinde güçlüklere neden olması ve bu kişilerin Türkiye’de barındırılmaları ile iaşeleri konusunda sorunlar yaşanması muhtemeldir. 

-Türkiye’nin sırtına büyük bir yük bindirecek AB ile Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması’nın neyin karşılığında uygulamaya konulacağına doğru karar verilmelidir. 

Yasa dışı göç hususunda Türkiye ile AB arasındaki en sorunlu konuların başında AB ile Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması geldiği görülmektedir. AB ile Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması durumunda Avrupa’ya yönelen transit göçmenlerin bile Türkiye tarafından geri kabulünü gerektirecektir. Bu durumda Türkiye AB’nin yasa dışı göç yükünün tamamına yakın bir kısmını kendi üzerinde görecek ve altından kalkması zor bir maliyet üstlenmiş olacaktır. 

Türkiye’nin AB’nin Geri Kabul Anlaşması imzaladığı Balkan ülkeleriyle bu anlaşmaları imzalamaması yasa dışı göçmenlerin doğrudan en dış sınırdaki Türkiye’ye gönderilmesi sonucunu doğuracaktır. Bu kadar ağır bir yükün Schengen kazanımlarının dahi ötesine geçmesi mümkündür. Sadece mali boyuta bakıldığında, kaçak göçmenlerin iadesinin Türkiye’ye maliyeti yılda 1,2 milyar euro olarak hesaplanırken Brüksel bu rakamı abartılı bulmakta ve Türkiye'ye yıllık 72 milyon euro yardım yapmayı taahhüt etmektedir. Böyle bir anlaşma zeminini Türkiye'nin kabul etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla AB ile Geri Kabul Anlaşması imzalanması hususunda aceleci davranılmamalı ve hangi koşullarda AB’nin yasa dışı göç yüküne ortak olunduğuna doğru karar verilmelidir. 

-Türkiye’nin sığınma politikası konusunda ciddi reformlara ihtiyacı olduğu ve ivedilikle bir sığınmacı kabul sisteminin oluşturulması gerektiği unutulmamalıdır. 

Avrupa’daki sıkı göç politikası ve Türkiye’nin yasa dışı göçle mücadele doğrultusunda maruz kaldığı baskılar, Türkiye’nin sığınma politikasında sağlanan iyileşmeleri tehlikeye atma riskini taşımaktadır. Bu kapsamda, yasa dışı konumda yakalanan göçmenlerin yasa dışı göçmen mi yoksa gerçek bir sığınmacı mı olduğunun tespiti bağlamında ilgili prosedür ve kurumsal 
yapılanmaların titizlikle oluşturulması gerekmektedir. Bunun yanında sığınmacıların iltica prosedürüne erişimleri önündeki engellerin kaldırılmalı ve sığınmacıların statüsünün kısa sürede ve sağlıklı şekilde belirlenmelidir. 

Bir diğer önemli husus, mülteci ve sığınmacıların çeşitli tarihlerde Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’de açtıkları davalar sonucu ortaya çıkan hukuki durumun iyi analiz edilmesi gerekliliğidir. Zira 2009 ve 2010 yıllarında AİHM, özellikle yabancıların idari gözetim ve sınır dışı edilmesiyle ilgili ülkemiz aleyhine kararlar almış ve yabancıların iç hukuk yollarını tüketmeden doğrudan AİHM’e başvurabileceklerini karara bağlamıştır87. 

Ayrıca sığınmacı ve mültecilere yönelik ikamet harcı uygulamasının kaldırılması; sığınmacı ve mültecilerin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında güvence altına alınması; mültecilere sağlanan öğrenim görme, çalışma, sağlık gibi birçok sosyal destek mekanizmalarının daha da geliştirilmesi ve ulaşılabilir hale getirilmesi; mültecilerin haklarını aramak amacıyla itiraz veya şikayet edebilecekleri sadece bu işte görevli mercilerin oluşturulması konularına ivedilikle eğilinmesi gerekmektedir. Bu bağlamda Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun yürürlüğe girmesi büyük bir boşluğu dolduracaktır. Ayrıca 
ilgili konularda STK’larla işbirliği yapılması da sürecin işleyişini kolaylaştıracaktır. Zira özellikle sığınmacı ve mültecilerin entegrasyon sorununun çözümünde personel yönünden belli cemiyet, gönüllü kuruluşlar, kişiler veya derneklerden oluşan STK’larla işbirliği önem taşımaktadır. 


SONUÇ 

Değişen güvenlik algılamaları neticesinde yasa dışı göç, günümüz dünyasında bir yumuşak güvenlik tehdidi olarak görülmeye başlanmıştır. Sınıraşan yapısı itibariyle yasa dışı göç tek bir ülkenin sorunu değildir, gerek hedef gerek kaynak gerekse de transit ülkeler yasa dışı göçün etkilerini farklı şekillerde hissetmektedirler. Zira göç alan ve göç gönderen ülkedeki ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel nedenlerin etkisiyle ortaya çıkan bu olgu, söz konusu 
tüm ülkelerdeki ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yapıları etkilemektedir. 

Yasa dışı göçün; ulusal ve uluslararası ekonomik ve siyasal belirsizlikler, ülkeler arası çıkar çatışmaları, iç savaşlar, doğal afetler, yoksulluk, salgın hastalıklar, insan hakları ihlalleri gibi faktörler olduğu sürece daha da artmaya devam edeceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle küreselleşmenin bu süreci daha da hızlandırdığı göz önüne alındığında yasa dışı göçle mücadele devletler için zaruri hale gelmektedir. 

Yasa dışı göç ve güvenliğin birbiri içerisinde dinamikler taşımaları ve birbiriyle sebep-sonuç ilişkisi içinde olmaları devletleri bu yeni tehditle mücadeleye itmektedir. Bu amaçla gerek uluslararası gerekse ulusal alanda çeşitli hukuksal düzenlemeler ve politikalar yürürlüğe konmaktadır. 

Hedef bölge konumda olan Avrupa’nın yasa dışı göçle mücadelede katı bir tavır sergilediği görülmektedir. Birlik bünyesinde yasa dışı göçü engelleyici önlemler arasında sıkı vize politikaları, katı sınır kontrolleri, yasa dışı göçmenlerin gönüllü veya zorunlu olarak geri gönderilmesi gibi uygulamalar göze çarpmaktadır. Bu bağlamda ortak bir göç ve sığınma politikası benimsemeye yönelik çalışmalar da gerçekleştirilmektedir. Ancak Birlik nezdinde ortaya konan politikalar çoğu zaman yasa dışı göç konusunun insani boyutunun göz ardı edildiği eleştirilerine yol açmaktadır. 

Yasa dışı göçü tamamen ortadan kaldırmak uzun vadede dahi şu an için mümkün gözükmediğinden bu sorunla mücadelede en uygun yöntem, insan güvenliği konusuna daha fazla eğilerek göçü planlı bir seviyede tutarak ülkeler arasında absorbe ve entegre etmek olacaktır. 

Küresel ve bölgesel göç yollarının önemli bir kavşak noktasında bulunan Türkiye'de, bir taraftan yasal göç yönetimi ve uygulamalarının AB Müktesebatı ile uyumu sağlanırken, diğer taraftan da yasa dışı göçle mücadelede caydırıcı düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır. 

Türkiye’nin göç ve iltica hususundaki düzenlemelerinde insanilik, uluslararası düzenlemelere riayet, bütüncül yaklaşım, profesyonel kurumsal yönetim gibi prensipleri benimsemesi arzu edilen bir sonuçtur. Ancak tüm bu düzenlemeler yapılırken Türkiye’nin, 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne getirilen coğrafi çekincenin kaldırılması ve AB ile Geri Kabul Anlaşması imzalanması sonrası doğabilecek sakıncaları da göz önünde bulundurması ulusal menfaatleri açısından önem taşımaktadır. 

10. CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,;

***