26 Kasım 2015 Perşembe

ERBİL TÜRKMENLERİNİN Gölgede Kalan Ankara Ziyareti



ERBİL  TÜRKMENLERİNİN  
Gölgede Kalan Ankara Ziyareti


Hasan Kanbolat, 
ORSAM Başkanı
12 ARALIK 2012 


Son haftalarda Türkiye’nin gündem konularından biri Erbil. Erbil ile Bağdat arasındaki gerilim sürerken Erbil’de “Kürdistan-Irak Petrol ve Gaz Konferansı”nın ikincisi düzenlendi. Bağdat’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Erbil’deki konferansa gitmesini engellemesine karşın Ankara konferansa siyasi destek verdi.

Bağdat’ın Ankara ve Erbil ile kriz yaşadığı bir dönemde Erbil Türkmenleri Heyeti Ankara’daydı. Yoğun gündem nedeniyle gölgede kalan bu ziyaretin gerçekleş mesin de Cumhurbaşkanı’nın Ortadoğu Danışmanı Erşat Hürmüzlü’nün katkılarını bir defa daha takdir etmek gerekiyor. Aslında, bu ziyaret birkaç açıdan önemli bir ziyaretti. 

Birincisi, Erbil Türkmenleri heyet olarak ilk defa resmi bir ziyaret için Türkiye’ deydi. İkincisi, heyet Ankara’da ilk defa en üst düzeyden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edildi. Üçüncüsü, heyet Cumhurbaşkanlığında Elçi Kabul Salonu olarak bilinen kırmızı salonda kabul edilerek Türkiye’nin heyete verdiği önem vurgulandı. 

Erbil Türkmenleri daha kalabalık bir heyetle Ankara’ya gelmek istemişlerdi. Ama, heyetin on kişi ile sınırlandırılmasının nedeni 2009’da yenilenen kırmızı salonda 
Cumhurbaşkanı’nın sağında misafirlere ayrılmış on sandalyenin olmasıydı.

Erbil Türkmenleri Heyeti’ne sıcak mesajlar veren Gül, “Erbil’deki soydaşlarımız her zaman kalbimizde. Erbil gibi Kerkük de kalbimizde” dedi. Türkmenlerin Irak’ın kurucu ana unsuru olduğunu vurgulayan Gül, Irak’ın birlik ve bütünlüğü nün korunmasının bölgenin huzur ve istikrarı için önemli olduğunu belirtti. Gül, Türkiye’nin Irak’taki her kesimle eşit mesafede ilişki kurduğunu, Türkmenlerin kendi köklerine bağlı kalarak vatandaşı oldukları Irak’ın diğer tüm unsurlarıyla uyum içinde yaşamalarını arzu ettiğini vurguladı. Erbil Türkmenleri de, kentin yeniden inşasında Türk işadamlarının önemli rol oynadığını belirterek, Türkiye’ den daha fazla yatırım beklediklerini söylediler.

Erbil aslında bir Türkmen şehri. Erbil’in Kürtçe adı olduğu ileri sürülen “Hewler” de Türkçe kökenli bir kelime. Bölgenin şehir olduğunu vurgulayan “evler”den türetilmiş Selçuklu kökenli bir kelime. Kesin rakamlar olmamakla birlikte yaklaşık 4 milyon nüfusa sahip olan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde 250-400 bin civarında Türkmen olduğu tahmin ediliyor. Türkmenler, vatanları olan Erbil’de Türkmen olarak yaşamak istiyorlar. Türkçe konuşan Kürt olarak anılmak istemiyorlar.

Irak’ta sadece Saddam döneminde değil, Osmanlı Devleti’nin çekilmesinden itibaren Türkmenler Irak’ta Türkiye’nin bir uzantısı ve beşinci kolu olarak görülmüştür. 

Bundan dolayı hem Bağdat’ın hem Arap, hem Kürt milliyetçiliğinin çok fazla baskısı altında kalmışlardır. Türkmenler Türk kimliklerinden dolayı birçok aydınını ve siyasetçisini kaybetmiştir. Suikastlara uğramışlardır. İşkence görmüşlerdir. İdam edilmişlerdir. Evleri, köyleri, mahalleri yakılmış, bombalanmıştır. Çeşitli zulümlerle karşılaşmışlardır. Saddam’ın düşüşüne kadar bu zulüm katlanarak devam etmiştir. Bu baskılar neticesinde Türkmenlerin Irak siyasi sahasında kendi kimlikleri ile varlığı çok fazla olamamıştır. 2003 sonrasında da Türkmenler yine BASKI ve şiddet görmüştür. Birçok Türkmen lidere ve aydına bu yeni dönemde suikastlar düzenlenmiş, kaçırılmış, öldürülmüştür. Türkmenlere yönelik saldırılar devam etmiştir. 2003 sonrasında Türkmenler kendilerini siyasi olarak geliştirmişlerdir ve önemli siyasi kazanımlar elde etmişlerdir. Bir halkın tarihinde 10 veya 20 yıl çok küçük zaman aralıklarıdır. Bu küçük zaman diliminde Türkmen ler çok büyük mesafe kat etmişlerdir. Türkmenler Türkiye’nin memuru görüntüsünden yavaş yavaş uzaklaşmaktadırlar. Kendi ayaklarının üstünde durarak haklarını elde etmeye başlamışlardır.

Erbil Türkmenleri, Saddam döneminde ve Türkiye ile Irak Kürtlerinin arasının açık olduğu yıllarda yoğun BASKI görmüşlerdi. Erbil’de Saddam döneminde iki defa Türkmen köy ve arazileri kamulaştırıldı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi döneminde de Erbil’in belediye sınırları birkaç defa genişletilerek Türkmenlere ait arsalar kamulaştırıldı. 

Bugün, Erbil’de “ İtalyan Köyü ” olarak bilenen en lüks mahalle dahil olmak üzere iş ve alışveriş merkezleri Türkmenlerin arsaları üzerine inşaa edildi. Örneğin, Erbil kalesinde bulunan Türkmen evlerinin kamulaştırılma bedellerini Türkmenler almamışlar. “Bugün Erbil kalesinde Kürdistan bayrağı dalgalansa da kale evleri dün bizimdi, yarın da bizim olacak” diyorlar.

Erbil Türkmenleri Kürtlerle çatışmak istemiyorlar. Kürtlerle uyum içinde yaşamak istiyorlar. Çocuklarının iyi iş bulabilmesi için çocuklarını Türkmen okullarından ziyade Kürt ve Arap okullarına veriyorlar. Türkmen okullarına ve Türk vakıfları nın açtığı okullara ise genelde Kürtler çocuklarını gönderiyor. Onların amacı da çocuklarının Türkiye ve Türklerle iş yapmasını sağlamak.

Günümüzde Ankara-Erbil hattında gerilimin olmaması Erbil Türkmenlerini de rahatlatmış durumda. Ancak Erbil Türkmenleri Ankara-Erbil ilişkilerinin olumlu gelişiminin kendilerine siyasi, kültürel ve ekonomik yansımasının olmamasından, bölgenin zenginleşmesini seyretmekten şikayetçiler. Nitekim Türkmenlerin Erbil’de televizyon kanalları ve radyoları yok. Sadece Kürt hükümetinin denetiminde on beş günde bir çıkan “ Saray ” adlı bir gazeteleri bulunuyor.

Erbil Türkmen şiirinin solmayan çiçeği Nesrin Erbil’in dizeleri ile noktayı koyalım: “Bir başağın Taneleriydik, Delice rüzgârlar, diyar diyar, Memleket Memleket dağıttı bizi.”

   
 12 ARALIK 2012 

http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=4098

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder