19 Ekim 2016 Çarşamba

BAHOZ



BAHOZ

Bahoz

Yazar: Abdullah Ağar
11 TEMMUZ 2016 PAZARTESİ

Teyide muhtaç olmakla birlikte, PKK’nın en önemli figürlerinden biri olan Fehman Hüseyin-kod adı Bahoz Erdal’ın, 9 Temmuz akşamı Suriye’de Himo-Kamışlı arasında bombalı araç saldırısıyla hedef alındığı ve öldürüldüğü ifade ediliyor.
Himo’dan Kamışlı havaalanına mesafe 4 km, Kamışlı merkeze ise 4,4 km. Bu denli kısa bir mesafede kıstırılmış ve öldürülmüş olması; eylemi gerçekleştiren Ahrar-u Şam’a bağlı Tel Hamis Tugaylarının yapısı, bağlantıları, eylem planı ve uygulama gücü açısından anlam ve önem taşıyor. Bununla birlikte saldırıda hedef alınan araç sayısı (1) ile öldürüldüğü iddia edilen PKK’lı sayısı (8) tenakuz üretiyor. Buna karşılık PKK’ya yakın kaynakların, “Bahoz’un yaşadığına dair” servis ettiği haberlerde kullandığı güncel olmayan fotoğraflar (2010 ve 2012 tarihli), Tel Hamis Tugaylarının iddiasının doğruluk yüzdesini güçlendiriyor.
Geçmişe bakarsak; Bahoz’un daha önce ‘2 defa’ öldürüldüğüne ve ‘bir defa da başından ağır’ yaralandığına dair ortaya atılan iddiaların asparagas çıkması, gündeme bomba gibi düşen bu bilginin “Güvenilir kaynaklardan” teyidini zorunlu hale getiriyor.
Bahoz’un öldürüldüğü iddiasının gerçek olduğu kabulüyle:
Öcalan’ın yakalanmasından sonra Bahoz, Murat Karayılan ve Cemil Bayık’la birlikte PKK içinde yükselen ve örgütü yöneten en önemli üç figürden biri oldu. Diğer ikisinin siyasi, idari ve istihbarat angajmanlarına karşılık silahlı kanattaki liderliği ve “Şahin” anlayışıyla onlardan ayrıldı.
-2014 Haziran’ında IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle, bölgede konuşlu 6 Irak tümeninin ve yaklaşık 2 Peşmerge tugayının bölgeyi terk etmesi üzerine oluşan güç boşluğunu PKK’nın doldurmasında Bahoz baş roldeydi.
-Başta Kandil olmak üzere değişik alanlardan taşınan teröristler Bahoz’un yönetiminde, öncelikle Sincar (Şengal)’deki fiili duruma dahil oldu. Dünya kamuoyunun Sincar’daki Ezidi dramına odaklandığı o günlerde, Sincar’da yaptığı/yaptırılan hamleyle, Ezidi dramını PKK lehine kullanmada, liderlik görevini üstlendi.
-PKK ve PKK güdümlü YBŞ (Ezidi ağırlıklı Şengal Direniş Birlikleri)’ne Bahoz liderliğinde yaptırılan bu hamle, PKK’nın aparat bir güç-vekalet savaşçısı olarak yükselmesinin temel gerekçesi oldu. Artık PKK, Sincar üzerinden parlatılmış ve Batı Dünyası tarafından korunan, kollanan, himaye edilen, desteklenen, meşru(!) bir kimlik kazandırılmış “sözde” bir özgürlük savaşçısıydı.
-Irak Sincar’da Bahoz güdümündeki PKK’ya biçilen gömlek, hemen sonrasında sınırın öte yanında Suriye’de yaşayan Kürtlerin sırtına geçirildi. Orada da Bahoz vardı. Kürtlerin Rojava (Güneşin battığı yer) dedikleri Kuzey Suriye’nin PKK’lılaştırılması Bahoz’un liderliğinde gerçekleşti.
-Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerin terörize edilerek organize edilmesi, silahlandırılması, örgüt ideolojisi ile formatlanması, eğitilmesi ve IŞİD ile mücadele gerekçesi/maske mazereti altında dizayn ediciler adına Suriye iç savaşına dahil edilmesi Bahoz’un ve yanında getirdiği ve Suriye’de buluştuğu PKK’lılar üzerinden olmuştur.

-Kuzey Suriye’deki Sünni Arap ve Türkmen bölgelerindeki demografik yapının silah zoruyla değiştirilmesinde de, Suriye’deki YPG ve Irak’taki HPG üzerinden gelişen PKK Terörünü, Terörist ve Sofistike silah yükünü Türkiye’ye transferinde Bahoz vardır.

-Yasadışı silahlı sol terör örgütleriyle Suriye’de ortaya çıkan ve Türkiye’ye taşınan HBDH pratiğinin arkasında da, küresel işbirliklerinin geliştirilmesinde de, dizayn ediciler tarafından kullanılırken dizayn edicileri kullanma kurnazlığının arkasında da Bahoz pratiği vardır.
-Türkiye’de yaptığı insanlık dışı terör eylemleri nedeniyle kırmızı bültenle aranan uluslararası terörist “Şahin(!)” Bahoz’un maçtan çıkması herkesin bildiği bir sırrı, herkesin bildiği bir gerçeğe dönüşmüştür. Türkiye her zaman KCK üst yapılanması üzerinden PKK ile YPG arasında çok güçlü, gerçek zamanlı terörist-patlayıcı-silah ve pratik geçişleri olduğunu ispatlarıyla ortaya koysa da, bu müttefikleri tarafından kabul görmemiştir.
-Bahoz’un ortadan kalkması YPG ile PKK arsındaki organik bağı bir kez daha ispatlamıştır. Kırmızı bültenle aranan uluslararası kanlı bir katilin uluslararası bağlantıları ortalığa saçılmıştır.
-Bu olay örgüt içinde dengeleri bozma, güç savaşı, komplo ve infazları tetikleme olasılığı barındırmaktadır. Diğer yandan Mahsun Korkmaz kadar önemli bir figüre dönüşmüş olan bu teröristin ölümü, geride kalanların moral ve motivasyonu açısından menfi etki üretecektir.
-Bu denli güçlü korunan bu figüre karşı gerçekleşen bu denli etkili bir eylem ise, başta Kandil baronları olmak üzere ‘sözde’ lider kadroların empatilerinde hak ettiği karşılığı bulacaktır. “Demek ki bazı eller, bazı yerlere uzanabilmektedir.”
Korku da dağları beklemektedir.
Bir de bombalı araç saldırısını yapan Tel Hamis Tugayları’na değinmek gerekiyor. Türkiye’de adı pek duyulmamış olan bu örgüt, Suriye iç savaşında en önemli rollerden birini oynayan, büyük çoğunluğu Sünni Arap orijinli Ahrar-u Şam’a bağlı, bir alt oluşum. Bu örgüt Suriye’nin Haseke iline bağlı, Sünni Arap Tel Hamis ilçesinde, ilçeye YPG baskısı sonrasında kuruldu. YPG’nın silah zoruyla Tel Hamis’i Kürtleştirmek istemesi, Sünni Arapları kasabadan sürmeye başlaması, yakaladığını hapsetmesi, direnenleri katletmesi tugayın ana kuruluş nedeni oldu.
Tel Hamis Tugayları, Haseke bölgesinde Ahrar-u Şam’a bağlı diğer iki tugayla birlikte faaliyet gösteriyor. Haseke’de Ahrar-u Şam’a bağlı diğer iki tugay ise: Ahrar-ul Cezire Tugayı (Re’s ul Ayn’da) ve Ali bin Ebu Talip’in Torunları Tugayı (Kamışlı’da). Bununla birlikte Ahrar-u Şam’a bağlı olarak Suriye’deki iç savaşa dahil olan 60’dan fazla tugay var. (Şam’da 6, Lazkiye’de 3, Halep’te 4, Hama’da 13, Hums ‘da 4, Dera’da 1, Deyrezzor’da 1, Haseke’de 3, Rakka’da 1 ve İdlib’te 25 tugay)
Tel Hamis Tugaylarının da dahil olduğu Ahrar-u Şam örgütü, “Ehli Sünnet vel Cemaat” mezhep ve meşreplerine bağlı, dini bir yaklaşım sergiliyor. Örgütün bu inanışı, bağlantıları, etnik yapısı ve Suriye’deki iç savaşa müdahil oluş şekli; YPG, IŞİD ve Suriye’deki iç savaşa dahil olan Şia orijinli güçlerle-milislerle (Nusayri Suriye hükümeti, İran ve başta Şii Hizbullah olmak üzere Fatimüyyun, Zeynebiyyun, Ebu-l Fazl el Abbas tugaylarıyla ve diğerleriyle) çatışmasına neden oluyor. Öte yandan Nusra ve ÖSO ile bölgesel ve dönemsel iş birlikleri söz konusu.
Bu yapı, gelişmiş patlayıcılar ve ürettiği yerel yapım füzelerle dikkat çekerken, içinde profesyonel direnişçiler barındırıyor. Yani böyle bir eylemi gerçekleştirmek, onların imkan ve kabiliyetleri içinde.
Mahsum Korkmaz (Agit) (1986-Gabar)’ın etkisiz hale getirilmesi, nasıl PKK’nın geleceğini sarsıcı bir şekilde etkilemişse, en az onun kadar önemli bir figüre ve kilit taşına dönüşmüş Bahoz’un ortadan kalkması da, PKK’nın iç dengelerini, liderlik kavgalarını, terörünü, dozajlarını, reflekslerini ve geleceğini etkileyecek. Hele ki, kırsal ve kırsala dayalı şehir terörü hüsranı ve sonrasında iddiası boşa çıkan kırsaldaki terör fiyaskolarından sonra. Bundan sonra daha da hırçınlaşan ve saldırganlaşan PKK, terörün yeni bir evresindedir.



..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder