PANZER VE KÜRT İSYANI YENİ STRATEJİ - SERHİLDAN, BÖLÜM 5
PKK VI. Konferansı
Yeni bir yapılandırmanın başladığı bu zamanda Avrupa’da faaliyet yürüten üst düzey örgüt mensuplarından Azime Kod, Melsa Kod ve Selahattin Kod isimli militanların örgütten ayrılmaları, çalışma yapan kadrolarda önemli moral bozukluklarına neden olmuşlardır 238.
Ortaya çıkan moral çöküntüsünü gidermek ve çalışmaları devam ettirmek için Avrupa alanına İnci Jaan adını kullanan militan gönderilerek sorumlu larla birlikte faaliyetleri organize etmesi istenmiştir. Yeni yapılanma
gereğincede Avrupa’daki faaliyetlerin PKK adına değil, KNK adına yapılması kararlaştırılmıştır. Avrupa’da bu gelişmelerin yaşandığı ve belli noktalarda örgütte ayrılmaların baş gösterdiği bir zamanda Kandil bölgesinde
örgütün VI. Konferansı gerçekleştirilmiştir.
Terör örgütü PKK, sözde VI. Konferansı 5-22 Ağustos 2001 tarihleri arasında Irak'ın Kuzeyinde 138 örgüt mensubunun katılımıyla gerçekleşmiştir. Konferansa Başkanlık Konseyi üyeleri Duran Kalkan, Osman Öcalan, Nizamettin Taş, Murat Karayılan, Nuriye Kespir ve Gülizar Tural katılmıştır. Konferansın açılış konuşmasını Duran Kalkan, kapanış konuşmasını ise Osman Öcalan yapmıştır. Bu konferansta halen takip edilen siyasal çalışmaların daha da yoğunlaştırılması kararı alınmıştır.
Konferans kararlarına göre Avrupa faaliyetleri yeni strateji temelinde örgütün diplomatik faaliyet merkezi haline getirilecektir. Bu alana atfedilen ikinci bir rol ise, geçmişten bu yana devam ettirilen eleman temini, mali-lojistik destek sağlama ve propaganda faaliyetlerini yürütmek olarak tespit edilmiştir.
Bu anlayışa bağlı olarak son iki yıldır Avrupa düzeyinde daha çok diplomatik ataklar ön plana çıkmıştır. Bu tür faaliyetlerin sürdürülmesinde KNK, YDK ve KON-KURD öne çıkmıştır.
Özellikle bu alanda zamanla YDK çalışmaları faaliyetlere damgasını vurmaya başlamıştır. Nitekim terör örgütü PKK'nın Avrupa ülkelerindeki faaliyetleri, YDK-Avrupa Koordinasyonu adı verilen bir örgüt birimince sevk ve idare edilmiştir. YDK Avrupa Koordinasyonuna bağlı olarak yürütülen faaliyetlerin Avrupa ülkeleri yasalarına göre, legal, illegal ve paravan örgütlenmelerle yürütülen boyutları oluşturulmuştur.
Legal faaliyetler, YDK temsilcilikleri, enformasyon büroları ve komiteler, YDK'ye bağlı alt birlikler ve dernekler vasıtasıyla yürütülmüştür.
Avrupa ülkelerindeki illegal yapının devamının sağlanmasında, YDK Avrupa Koordinasyonu uhdesinde faaliyet gösteren "Ülke Bürosu" adı verilen örgüt birimlerinin önemli bir rolü olmuştur. Örgüt mensuplarının, ülkeler arasında rahatlıkla seyahat etmeleri, aktarılmaları, ülke bürolarınca sağlanmıştır. Ülke büroları; Almanya merkez olmak üzere, Yunanistan, Fransa, Hollanda, Romanya, İsveç'te yaygın şekilde örgütlenmiştir. İllegal örgütlenmede görev alan örgüt mensupları, bu sayede legal faaliyetler içerisinde kamufle olma imkanı da bulabilmişlerdir. Paravan örgütlenmeler arasında, KON-KURD, KNK ve Medya Tv önemli bir yer tutmuştur.
KON-KURD bünyesinde dokuz farklı ülkede kurulmuş dernek federasyonları bulunmaktadır. Söz konusu federasyonlara bağlı olarak sayıları yüzlerle ifade edilebilen dernek faaliyet göstermektedir. Kültürel faaliyet maskesi altında varlıklarını devam ettiren bu derneklerin, terör örgütü PKK'ya eleman, mali-lojistik destek kazandırmanın yanı sıra, kitlesel gösterileri de yaygın bir biçimde organize ettiği gözlenmiştir.
Bilindiği üzere, Avrupa'da sürdürülen faaliyetler arasında, PKK'yı ve teröristbaşını aklamayı dayatan kitlesel gösteriler önem arz etmiştir. Bu dönemde gerçekleştirilen gösterilerin en önemlileri, "Aynı dönemde, Avrupa'da büyük yürüyüşler, festivaller yapılmıştır. Köln yürüyüşü, Köln festivali, Strasburg yürüyüşü, Dortmund yürüyüşü vb. bunlardan bazılarıdır" ifadeleriyle Serxwebun Dergisinin Mart 2001 tarihli sayısında ön plana çıkartılmıştır.239
Görüldüğü üzere bu dernekler sayesinde geliştirilen büyük çaplı kitlesel gösteriler önemli bir baskı aracı kullanılmıştır. Örgüt bir yandan propaganda ve lobi faaliyetleri sürdürürken diğer yandan Avrupa'daki kurumlaşmasını geliştirmiş, yeni alanlarda örgütler oluşturmuştur.
Bu projenin bir devamı olarak 28-29 Nisan 2001 tarihleri arasında, Almanya/Berlin'de PKK yanlısı kuruluşlardan Berlin Kürt Enstitüsü organizesinde "Kürt Edebiyat Sempozyumu" adıyla bir sempozyum
düzenlenmiştir.
Öte yandan, 10 Nisan 2001 tarihinde sözde örgütün silahlı kadın yapılanması olan PJA’nın 1. Avrupa Konferansı yaklaşık 200 örgüt mensubunun katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Konferansta, Avrupa'daki çalışmaların arttırılması ve eğitim faaliyetlerinin yoğunlaştırılması kararlaştırılmıştır.
Haziran 2001 tarihinde, örgüt güdümünde faaliyet gösteren YEKKOM , FEKBEL (Belçika Kürt Dernekleri Federasyonu) ve FEKAR (İsviçre Kürt Dernekleri Federasyonu) isimli kuruluşlar yıllık olağan kongrelerini düzenleyerek yeni yönetimlerini belirlemiştir. YEKKOM’un kongresi Almanya'nın Dortmund şehrinde 350, FEKAR kongresinin İsviçre'nin Basel şehrinde 400 kişinin katılımıyla yapılmıştır.
Bu gibi derneklerin çoğaltılması ve faaliyetlerin tırmandırılmasının asıl amacı gerçekte güç kaybeden örgütün halen caydırıcı olabildiğini göstermek ve Avrupa ülkelerini legalleşme görüntüsüyle baskı altına alınmasını sağlamak olmuştur.
Konuya ilişkin olarak 22 Haziran 2001 tarihli Medya TV yayınında sözde Başkanlık Konseyi üyesi Osman Öcalan, "Biz 2. Barış Hamlesini başlattık, İngiltere de ikinci inkar hamlesini başlattı. Almanya, geçen gün bir
arkadaşımıza 2 yıl 9 ay ceza verdi. Hiçbir şiddet eylemi yapmadı. Partimizin yeni stratejisine göre çalışıyordu. Amerika’ya diyoruz, eğer dünyaya karşı sorumlu davranıyorsan biz çözüm istiyoruz onun için birçok adım attık, neden bize cevap vermiyorsun?
Avrupa'nın, Amerika'nın veya diğer birçok gücün tavrı belli değildir daha. İngiltere zaten yasak getirdi. Diğerleri de belli değil. Bunlardan biri arabuluculuk yapmadı. Bosna-Hersek'te yaptınız, Kosova'da yaptınız bugün
Makedonya'da yapıyorsunuz, Filistin'de yapıyorsunuz birçok yerde yapıyorsunuz. Kürtler için neden bir heyet göndermiyorsunuz? Kürt sorununun çözümü konusundaki görüşünüz nedir?" şeklinde açıklama larında bulunmuştur 240.
III. Serhildan Döneminin Dönemi
II. Serhildan döneminde Avrupa'da sürdürülen faaliyetler örgüte azda olsa moral kaynağı olmuştur. Bu noktada bölücü nitelikteki gelişmelerin yoğunluk ve hızını etkileyebilecek bir diğer unsur da dönemin konjonktürel gelişmeleridir. Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin düzeyi, Rusya-Çin ekseninde oluşturulmaya çalışılan yeni güç merkezi, Batı dünyasının Irak'ın Kuzeyinde geliştirmeyi hedeflediği çözüm, PKK faaliyetlerini etkilemiştir.
Örneğin, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üye olma kararlılığı içerisinde atmayı düşündüğü adımlar, Öcalan’ın cezasının müebbet hapse çevrilmesi, Türkiye’de kültürel anlamda bazı açılımların atılması örgütü cesaretlen dirmiştir. Örgüt Türkiye’nin içtenlikle attığı demokratik adımları bir zafiyet olarak görüp, bunu örgütsel bir kazanç olarak propaganda etmiştir. Fakat gelişen olaylar bu adımların devlet halk ilişkilerini güçlendirdiği, halkın
devlete olan güvenini arttırdığı göstermiştir.
Adımların pozitif yansımalarının olduğu muhakkaksa da istenilen düzeyde olmadığı ise bir gerçektir. Bu noktada Devlet adına yürütülen çalışmaların ehil ellerde olmayışı, Güneydoğu sorunun çözümde PKK tezlerini
referans alan yöntemlere sapıldığı, PKK’nın dillendirdiği başlıklar üzerinden hareket edilerek, çözüm yolunun ister istemez örgüte dayandırıldığı, Öcalan ve avukatlarının bazı kesimlerce muhatap alındığı görülmüştür. Güneydoğu
sorunun bir PKK sorunu olmadığı, sorunun bir kaynağının da PKK olduğu, PKK’nın dış ve iç güçlerle olan istihbari bağları göz önüne alınmamış, Öcalan ile yapılan pazarlıkların doğrudan bu derin mihraklarla yapıldığı anlamına
geldiği anlaşılamamıştır 241.
Bu gelişmeler PKK'nın Avrupa merkezli faaliyetlerine de yansımıştır. Kaldı ki, terör örgütü PKK'nın yeni dönemde sorunun yurt içinde alevlendirmeyi ve Avrupa'da çözmeyi planladığı açıktır. Avrupa'da takip ettiği yöntem, kitle gösterileriyle desteklenen diplomatik faaliyetler (baskılar) şeklinde olmuştur.
Nitekim örgüt tarafından yapılan bir değerlendirmede, "Avrupa faaliyetlerimiz, bu demokratik siyasal çözüm döneminde esas mücadele alanlarından birisi haline gelmiştir. Başka bir deyişle, demokratik çözüm sürecinde çözüm mücadelesinin geliştirilmesi gereken esas alanlardan birisi haline gelmiştir.
Şimdi süreci geliştiren temel mücadele kitle mücadelesidir. Onu sağlatacak propaganda ve ajitasyon çalışmasıdır. Onu uluslararası alanda anlamlı kılacak diplomasi faaliyetidir. Kitle mücadelesi, serhildan temel olunca, ülkede ve bölgedeki halkımızın mücadelesi esas olmakla birlikte, yurt dışında ve Avrupa'daki halkımızın serhildanı da artık böyle bir süreçte öne
çıkmış, temel bir mücadele haline gelmiş bulunuyor. Kuşkusuz temel alanlar ulusun ve halkın yaşadığı alanlar, ülke topraklarının kendisi, yine onun çevresi ve bölge (sınır ötesi alanlar) ülkeleridir. Ama Avrupa'daki halkımızın serhildanı da genelde ülkede, Türkiye'de ve bölgede gelişen serhildanın kopmaz bir parçası durumundadır.
Bu çerçevede hem serhildana katılımıyla, hem de demokratik siyasal çözüm sürecinin propaganda ve özellikle diplomatik ayağının temel bir sahası olması itibariyle yurt dışı Avrupa çalışmalarımız öne çıkmış, stratejimizdeki önemi artmış, görevleri daha da büyümüş ve ağırlaşmış durumdadır242” hususlarına yer verilmiştir.
Örgüt diplomatik faaliyetlerde hedeflediği başarıyı yakalamak amacıyla yurt içi faaliyetlerini çerçevesinde kitle gösterilerini tırmandırmayı sürdürmüştür. Böylece Avrupalılara sözde sorunun kitlelerin dayanılmaz arzusu olduğunu gösterilmeye ve bu yolla Avrupalıları baskı altına almaya çalışmıştır.
Konuya ilişkin olarak, "Önümüzdeki bir yılda uluslararası alanda da hareketlilik bekliyoruz. Onlar da izlediler, gördüler ve belli bir kavrayışa ulaştılar. Kürt halkının yeni çizgiyi sahiplendiği, bu konuda mücadelesini yükselteceği, kendilerinin de bu sürece katılım göstermeleri gerektiği artık anlaşılacaktır. Tabii Kürt halkının siyasal hareketi ile birlikte, uluslararası alanda da Kürt sorununun çözümü doğrultusunda çabaların hareketlenmesi kaçınılmazdır" denilmiştir 243.
Yine Serxwebun Dergisinin Mayıs 2001 sayısında yayınlanan 'Dönem Perspektifleri" isimli yazıda, "Parti ve mücadele tarihimize dönüp baktığımız da üç ana süreç görüyoruz. Bunlara üç stratejik süreç de denebilir. Birincisi, partileşme sürecidir. Bu süreç Türkiye metropollerinde filizlenmiş, Kuzey Kürdistan'da ise yeşermiş ve gerçekleşmiştir.
İkinci süreç, ordulaşma ve gerillalaşma sürecidir; ulusal diriliş ve gelişmenin bir çizgi olmaktan çıkıp bir halkın ve bir toplumun yaşamı haline dönüşmesi sürecidir, büyük bir mücadele ve savaş sürecidir. Partimiz mücadeleyi Kürdistan'ın bütün parçalarına yayarak, yine Ortadoğu bölgesine genişleyerek, böyle bir sürecin gelişimini sürdürmüştür.
Hareketimizin gelişiminin üçüncü süreci, bu yeni strateji sürecidir; VII. Kongre temelinde kararlaştırılan, formüle edilen ve planlanan yeni strateji dönemidir. Bunun temel özelliği, ulusal soruna demokratik çözüm bulmak, bunun için demokratik dönüşümü geliştirmek, Türkiye'de ve bölgede demokratik değişim ve dönüşümle birlikte Kürt ulusal sorununa çözüm
getirmektir. Bunun mücadele yolu ve yöntemi olarak da, demokratik siyasal mücadele öngörülmüştür.
Birinci dönemde, yani partileşme sürecinde çok fazla yeri olmayan, ordulaşma sürecinde ve gerillasal mücadele döneminde aktif destekleyici konumda olan yurt dışı Avrupa faaliyetlerimiz, bu üçüncü stratejik dönemde, yani demokratik siyasal çözüm döneminde esas mücadele alanlarından birisi haline gelmiştir." açıklamalarıyla Avrupa faaliyetlerinin örgüt açısından önemine vurgu yapılmıştır244.
Dönem Perspektifleri adlı yazıda, Avrupa alanı sorunun adeta çözüm merkezi ilan edilmiştir. Bu yönlü olarak yapılan değerlendirmede "Bu çerçevede hem serhildana katılımıyla, hem de demokratik siyasal çözüm sürecinin propaganda ve özellikle diplomatik ayağının temel bir sahası olması itibariyle yurt dışı Avrupa çalışmalarımız öne çıkmış, stratejimizdeki önemi artmış, görevleri daha da büyümüş ve ağırlaşmış durumdadır. Böyle olunca, yurt dışı faaliyetlerimiz yeni stratejik dönemde temel faaliyetlerden birisi haline geliyor; Avrupa alanı temel mücadele alanlarımızdan birisi oluyor. Kuşkusuz Avrupa, sorunu çözmek için mücadelenin gelişim alanlarından birisidir." açıklamalarına yer verilmiştir.
Yine sorunun uluslararası bir boyuta ulaştığı iddia edilerek, sorunun artık Avrupa'nın da sorunu olduğu, "Kürt sorununun çözümü sadece Kürtlerin bir sorunu olmuyor, sadece Türkiye ve bölge halklarının da bir sorunu değil,
uluslararası sistemin bir sorunudur. Bu nedenle uluslararası sistemde değişiklik yaratarak çözüm bulmak bir zorunluluktur.
Başka türlü çözüm yolu yoktur” şeklinde beyanlarla ifade edilmiştir 245.
Daha önceki sayfalarda da ifade edildiği gibi örgütün yapmış olduğu bu ve benzer belirtmeler ışığında Avrupa'daki faaliyetler giderek tırmandırılmıştır. Nitekim KON-KURD koordinesinde 13 Haziran 2001 tarihinde başlatılan "Yığınsal Kimlik Bildirimi" isimli kampanya ile PKK'nın meşru bir örgüt olduğu gösterilmeye çalışılmış, üçüncü serhildan sürecine de davet yapılmıştır.
Konuya ilişkin olarak Medya Tv'nin 23-24 Haziran 2001 tarihli yayınlarında, "Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu KON-KURD'un başlattığı imza kampanyası devam ediyor. KON-KURD'a bağlı federasyon ve dernekler çeşitli ülkelerde açtıkları stantlar ve ev ziyaretleri ile imzalar topluyor. Toplanan imzalar AİHM'ne verilecek. Ülkelere göre etkinlik planı ise şöyle; İngiltere’de tüm dernek ve federasyon yönetimleri aktif olarak imza kampanyası içinde yer alıyor, ayrıca başta sendikalar olmak üzere birçok sivil toplam örgütü ile siyasi partiler de ziyaret edilerek kampanya hakkında bilgi sunuluyor." açıklamalarına yer vermiş olup;
Haberin devamında, "Almanya'da 25 Haziran'dan sonra YEK-KOM bünyesindeki 62 derneğin bulunduğu yerleşim merkezlerinde stantlar açılacak ve değişik halklara mensup insanlardan imza toplanacak. Danimarka'da 29 Haziran -14 Temmuz tarihleri arasında Kopenhag kent merkezinde stantlar açılacak, yine 30 Haziran tarihinde ise bu ülkede bir miting düzenlenecek. 2 Temmuz'dan başlayarak da her hafta oturma eylemi olacak. İngiltere’de ise Kürtler 1 Temmuz'da İçişleri Bakanlığı'na başvuruda bulunacak. 30 Haziran günü Paris'te Fransa genelini kapsayan 'Ulusal ve Siyasal Kimliğimi İstiyorum' yürüyüşü gerçekleştirilecek. Avustralya'da da siyasal kimliğimi istiyorum yürüyüşü gerçekleştirilecek. Avusturya da dün
başlayan ye yarın sona erecek olan iki milyon insanın katıldığı Tuna festivalinde KON-KURD stant açtı ve kültürel etkinlikler sundu. KON-KURD çalışanları etkinler yanında festivalde imzalar topladı. Avrupa'nın her ülkesinde örgütlü olan KON-KURD kampanya çerçevesinde toplamayı düşündüğü 100 bin imzayı PKK genel başkanı Abdullah Öcalan’ın duruşma tarihi olan 31 Ağustos 2001 de AİHM'ne sunacak" şeklinde açıklamalarda bulunulmuştur 246.
6 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder