Kıbrıs'ta zirvedeki kavga kime yarar?
28 Nisan 2000 Cuma
"İSTEDİĞİNİ SÖYLEYEN, İSTEMEDİĞİNİ İŞİTİR."
20 Nisan 2000'deki yazımda Yavruvatan Kıbrısta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini konu olarak aldım ve Kıbrıs Türk Toplumunu sağduyuya davet ederek " DENKTAŞ VARKEN , BAŞKASI ASLA " sloganı ile kendilerine, kendileri için doğru olanı göstermeye çalıştım.
Sonunda akıl ve mantık galip geldi. "Demokratik hak ve özgürlükler" gibi sloganların arkasına sığınarak K.K.T.C yönetimine talip olanların zirvedeki anlamsız kavgasının ilk raundu Sayın Denktaş'ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi ile şimdilik bitti. Sayın Denktaş yemin edip yeni görevine başladı. Önümüzdeki Mayıs ayından itibaren başlayacak toplumlararası görüşmeler için yeni bir şevk ve ivme kazandı. Bir ömür adadığı Kıbrıs Türk Toplumu'nun özgür yaşama mücadelesinde kendisine sonsuz başarılar diliyorum. Bütün Türk milletinin 65 milyonluk tek bir yumruk halinde bu haklı mücadelede Denktaş Bey'in yanında ve desteğinde olduğunu bir kere daha vurgulamak istiyorum.
Evet biz 65 milyon Anadolu Türkü; Kıbrıs Türk mtoplumunun daima yanında yer alırken siz başta sayın Cumhurbaşkanı adayı beyefendiler kimin yanındasınız. Bir avuç insansınız. Türkiye'nin tam 40 yıldır her sahada sürdürdüğü büyük mücadeleye rağmen haklı davanızı kimseye onaylatamamışken birbirinizle bu kıyasıya kavga niye? Neden birbirinizi yücelteceğize ve gerçekten hakettiğiniz , birbirinizle birlik ve beraberlik içinde uyumlu bir yaşam sergileyeceğinize zirvedeki bu çirkin kavga niye.?
Neyi paylaşamıyorsunuz? 26 yıl önce doğan genç nesli, yani yaşamının tamamını barış ve huzur içinde geçirmiş bir kitleyi bölmeye, parçalamaya ve onların tertemiz kafalarını yalan yanlış ve tutarsız bilgilerle doldurmaya ne hakkınız var.?
Cennet misali , bereketli topraklarınız bugünkü nüfusunuzun en az dört katını müreffeh bir şekilde yaşatmaya yeter. Yeterki onu iyi değerlendirin ve iyi kullanın . Çalışın ve üretin. Ama Türkiye'den görünen manzara hiçde iç açıcı değil. Siz sadece laf üretiyorsunuz. Özgürlüğü birbirinize hakaret etme olarak algılıyorsunuz.
Sayın Denktaş sizleri istememekte haklıdır. Seçim kampanyası adı altında Sayın Eroğlu ve bakanları tarafından Cumhurbaşkanı Denktaş hakkında meydanlardan atılan nutuklardan sonra sizler artık o'nunla birlikte bu toplumun menfaatlerini koruyamazsınız.
Demokrasilerde istifa mekanizması vardır. Bu durumda Sayın Eroğlu'nun derhal istifası zorunludur. Bu zirve ile Sayın Denktaş'ın toplumlararası görüşmelere katılması çok yanlış olur. "Kendi içinde birbirini yiyen bir avuç insanın rumlarla barış yapmasının imkanı yoktur" imajını yaratmaya hakkınız yoktur. Yaptığınız kavga temsil ettiğinizi iddia ettiğiniz Kıbrıs Türk Toplumu'nun hakkı değildir.
"Efendim! onlar seçim meydanlarında kaldı. Bizler demokratik hakkımızı kullandık" demek lüksüne sahip değilsiniz. 1974 KIBRIS BARIŞ HAREKATI ile Kıbrıs'ta 26 yıldır süren bir barış mevcuttur. Fakat hala savaş durumu devam etmektedir. Taraflar arasında sürekli bir Barış Antlaşması imzalanmamıştır. Barış görüşmelerinin başarısı sizin tek bir yumruk gibi hareket etmenize bağlıdır. Kavganın sebebi yoktur. Zamanı ve zeminide değildir. Biran önce birlik ve beraberliğinizi , toprak bütünlüğünüzü ve istiklalinizi tüm dünya kamuoyuna isbat etmek tek çabanız olmalıdır. Türkiye'nin 26 yıldır tam desteği yanınızdadır. Fakat siz önce birbirinize destek vermelisiniz. Birbirinizle kenetlenmelisiniz. Türk toplumu ve Kıbrıs Türk halkının sizden bunu bekllediğini bilmelisiniz
Sonuç olarak yavruvatana Türkiye'den baktığımızda, Kıbrıstaki mevcut yönetim ile yönetime talip olanların davranışlarına anlam verebilmek mümkün değildir. Kıbrıs gibi küçük bir ülkenin yönetimi için yapılan mücadeleyi çirkin ithamları anlamakta mümkün değildir.
Görülen çirkin manzara düzeltilerek yeniden seçilen Sayın Denktaş'ın etrafında kenetlenilmelidir. 1571 'de Kıbrıs'ı alırken çok şehit verdik. O kutsal topraklar binlerce Türk'ün kanı ile vatanlaştı. 1974' de dünya Kıbrıs Türkü'nün katliamını seyrederken yine sadece biz kardeşlerimizi katledenlere dur dedik. Yine kan verdik , can verdik. Gerekirse yine veririz. Ama artık can verme değil, barış ve huzurun meyvalarını toplama zamanıdır.
Gelinen noktayı iyi bilmek ve geleceği iyi görmek lazımdır. Sizin demokrasi diye yaptığınız kavga; sizi ortadan kaldırmak ve tarihten silmek isteyen Güney Kıbrıs Rum Kesiminde sevinçle izleniyor. Birbiriniz aleyhinde sarfettiğiniz her kelimenin, bu kesimin eline size karşı kullanılmak için verilen bir tank veya bir top olduğunu lütfen görün ve aklınızı başınıza toplayın. Kıbrıs Türkü'nün aklı başında liderlere ihtiyacı olduğunu unutmayın.
Dr. Tahir Tamer Kumkale
28 Nisan 2000 Cuma
http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=32
***