24 Şubat 2017 Cuma

“ENERJİ KÖPRÜSÜ ÜLKE” OLMA YOLUNDA YUNANİSTAN’IN POLİTİKASI BÖLÜM 2




“ENERJİ KÖPRÜSÜ ÜLKE” OLMA YOLUNDA YUNANİSTAN’IN POLİTİKASI,  BÖLÜM 2



     Toplam uzunluğu 867 km. olacağı planlanan ve 545 km.’si Yunanistan topraklarından geçecek olan hat ile yıllık yaklasık 20 milyar metreküp gaz tasınması planlanmaktadır. Anılan hattın en uzun Yunanistan topraklarında bulunacağından TAP’ın Yunanistan için ciddi bir gelir kaynağı, aynı zamanda ciddi bir ucuz enerji temin imkânı anlamına geldiği ifade edilmektedir.26 Çünkü Yunanistan açısından TAP 2 milyar $ doğrudan yabancı yatırım ve özellikle ekonomik krizin çok yoğun hissedildiği Makedonya ve Trakya bölgelerinde 2000 ile 3000 kisiye is imkânı anlamına gelmektedir. Bu boyutta bir yabancı yatırımın ülkede gerçeklesmesi ise Yunanistan’ın uluslararası piyasalara güçlü bir sekilde yeniden gireceğinin temel göstergesi olmaktadır.27 Bir baska çalısmada ise önümüzdeki 50 yıl içerisinde söz konusu boru hattının Yunan ekonomisine getirisinin 17-18 milyar € olması hesaplanmaktadır.28 

Yunanistan Basbakanı ayrıca 2014 yılının Nisan ayında Atina’da düzenlenen Uluslararası Enerji Konferansı’nda yine TAP ve Yunanistan’ın bu projedeki yeri ve önemine dikkat çekerek oldukça iddialı cümleler sarf etmistir. Özetle Yunanistan Basbakanı Samaras, enerji konularındaki gelismeler Yunanistan’ın enerji üretim ve aktarımında bir köprü ülke olacağını gösterdiğini ve Yunanistan’ın TAP sayesinde ilk defa küresel enerji haritasında yerini aldığını vurgulamıstır.29 Aslında sadece Yunanistan Basbakanının konusması değil TAP ile ilgili Yunanca çalısmalarda Yunanlı akademisyen ve gazetecilerin ağırlığı Yunanistan üzerine vermeleri ve anılan projenin aslında TANAP ile bağlantısının önemine, 
doğal olarak Türkiye’nin bu konudaki önemine vurgu yapmaktan kaçındıkları gözlenmektedir. Çizilen pembe tabloda Yunanistan’ın çok ciddi bir rol üstlendiği hatta AB açısından kilit ülke konumuna geldiği yansıtılırken Yunanistan’ın enerji konusunda da Türkiye ile rekabet edebilir bir pozisyonda olduğu islenmeye çalısılmaktadır. Kuskusuz TAP’ın hayata geçecek olması hem Yunanistan açısından hem de Avrupa açısından önem arz etmektedir. Ancak unutulmamalı dır ki Sah Deniz Konsorsiyumu’nun TAP’ı tercih etmesinin nedeni maliyetinin düsük olması ve zaten TANAP ile Türkiye’den geçecek olan doğal gaz boru hattının Yunanistan sınıra kadar ulasacak olmasıdır. Dolayısıyla TAP’ın Yunanistan’ın 

Türkiye sınırından baslaması da bir tesadüf değil, Güney Gaz Koridoru’nun birçok alternatif projelerinden bir tanesi olması gerçeğidir. 

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)-İsrail-Yunanistan Enerji İsbirliği30 

Enerji alanında İsrail’in kendi kıta sahanlığı içerisinde genis bir alanda doğal gaz rezervi bulmus olması ve bunu bir sekilde Avrupa’ya tasımak istemesi önemli bir gelisme olarak değerlendirilmektedir. İsrail, kıta sahanlığı içerisinde bulunan doğal gazı Avrupa’ya satmayı arzulamaktadır. Dolayısıyla Türkiye’yi kaybettikten sonra bu satısı Yunanistan ve GKRY üzerinden gerçeklestirmeyi amaçlamakta dır. 

Özellikle 1990’lı yılların basından itibaren sürekli gelisme eğilimi arzeden Türkiye-İsrail iliskileri çerçevesinde İsrail, Türkiye’nin tepkisine neden olmamak düsüncesiyle GKRY tarafından önerilen; Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin Orta ve Doğu Akdeniz bölgesi içinde Adriyatik’ten baslayıp Doğu Akdeniz’in sonu olan İsrail sahillerine kadar uzanan Münhasır Ekonomik Bölge kurulmasına iliskin anlasmayı sonuçlandırmaya yönelik herhangi bir adım atmamıstır. Ancak Türkiye ile iliskilerin “Dökme Kursun Operasyonu”, “Davos Krizi” ve son olarak “Mavi Marmara” saldırısından sonra kopma noktasına gelmesinin hemen ardından İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında 17 Aralık 2010 tarihinde Münhasır Ekonomik Bölge Anlasmasını imzalanmıstır. Türkiye, böyle bir anlasmanın Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını yok saymak anlamına geleceği ve Kıbrıs müzakerelerini olumsuz etkileyeceği ve Doğu Akdeniz’de barıs ve istikrara katkı sağlamayacağını vurgulamıs, ancak, yapılan sert açıklama herhangi bir sonuç doğurmamıstır.31 

İddialara göre İsrail Basbakanı Netanyahu Ağustos 2013’te Yunanistan’a gerçeklestirdiği ziyaret esnasında Atina’ya İsrail’in doğal gazının Avrupa’ya satısında transit ülke olması teklifinde bulunmustu. İsrail Dısisleri Bakanı da yine aynı çerçevede İsrail doğal gazının Güney Kıbrıs üzerinden Yunanistan’a ulastırılması ve hatta potansiyel olarak görülen Bulgaristan ve Romanya pazarlarına da Yunanistan üzerinden satıs yapılmasını teklif etmistir.32 Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervlerinin değerlendirilmesinin İsrail ekonomisine büyük katkı sağlayacağı sık sık dile getirilmektedir. Aynı zamanda İsrail’in uluslararası piyasalarda daha etkin bir sekilde yer almasını sağlaması açısından söz konusu anlasma ve yakınlasmaya bu nedenle önem verildiğinin de altı çizilmektedir.33 

GKRY ve Yunanistan açısından bir değerlendirme yapılacak olursa Dsrail ile gerçeklestirilmeye çalısan enerji isbirliğinin temel nedenini ekonomik çıkarların 
olusturduğunu söylemek yanlıs olmayacaktır. Güney Kıbrıs AB’ye üye olmayı basarmıs ancak adanın bölünmüslüğü gerçeğini ortadan kaldıramamıstır. Yunanistan gibi GKRY yanlıs ekonomi politikaları nedeniyle ekonomik kriz yasamaktadır. Dolayısıyla böyle bir isbirliği ekonomisine katkı sağlayacaktır. Öte yandan İsrail ile yakın iliski içinde olması adaya Türkiye tarafından olası yeni bir müdahaleyi engelleme anlamını tasımaktadır. Ayrıca son yıllarda enerji koridorları güvenliğinin uluslararası ortamda giderek önem arz etmeye 
basladığı da dikkate alındığında Güney Kıbrıs böylelikle kendi çapında stratejik önemini garanti altına almayı çalıstığı düsünülmektedir.34 

Tüm gelismelere rağmen birçok Yunanlı, Yahudi ve yabancı arastırmacı, gazeteci ve akademisyen de dile getirdiği gibi iki ülke yakınlasmasının olumlu bir adım olduğunu düsünse de Yunanistan’ın İsrail açısından Türkiye’nin yerini ikame edemeyeceği düsünülmektedir. Aynı zamanda Yunanistan ve İsrail yakınlasmasının 1990’larda Türkiye’nin israil ile yakınlasmasına tam olarak benzediğini söylemek de doğru doğru olmayacaktır. Çünkü Yunanistan ve İsrail iliskilerinin değisen sartlar ve çıkarlar doğrultusunda gelistiğini açıkça görmekteyiz. Dolayısıyla dıs politikada, en azından Yunanistan ve Dsrail için realist görüsün halen hâkim olduğu görüsünün belirtilmesinde sakınca olmadığı da düsünülmektedir.35 Son yıllarda ekonomik kriz nedeniyle iç politikasına odaklanan ve dıs politikasında daha “uzlasıcı” bir tavır sergileyen Yunanistan için GKRY-İsrail-Yunanistan enerji alanında isbirliğinin siyasi çıkarlardan ziyade ekonomik çıkarlar çerçevesinde gelistiğini söylemekte sakınca görülmemektedir. 

Sonuç 

Enerji ile bağlantılı enerji talebi, arzı, aktarımı, çesitliliği gibi konular günümüzde giderek önem kazanmaya baslamıstır. Hatta Yunanistan örneğinde olduğu gibi birçok devlet için güvenlik kaygısı altında değerlendirilmektedir. Çünkü enerji devletler arasında sadece ekonomik iliskilere değil aynı zamanda siyasi iliskilerin bütününe hitap etmektedir. Bu nedenledir ki petrol, doğal gaz gibi kaynakların üretimi ve akabinde uluslararası piyasalara aktarımı hem üreten hem de aktarım hattında olan ülkelerin konumunun önemini arttırmaktadır. 

Yaklasık 7 yıldır ciddi bir ekonomik kriz içinde bulunan Yunanistan açısından Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı, Trans-Adriyatik Boru Hattı, GKRY-Dsrail-Yunanistan enerji isbirliği gibi konular söz konusu krizden çıkıs aynı zamanda uluslararası camiada sarsılan imaj ve önemin yeniden kazanılması anlamını tasımaktadır. Yunanlı siyasilere göre ayrıca birçok ülkenin dısa bağımlı olduğu enerji alanında “köprü ülke” olmak ya da temel aktarım ülkesi olmak hayati önem arz etmekte ve dolayısıyla Yunanistan’ı enerji oyununun temel oyuncuları arasına yerlestirmektedir. 

Yunanlı akademisyen ve siyasilerin ülkelerinin bu alanda sahip olmaya basladığı pozisyon için abartılı yorum ve talepleri bir kenara bırakıldığında bu çalısmada ele alınan en önemli projenin aslında TAP olduğu görülmektedir. Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı maalesef Bulgaristan tarafından kaynaklanan kaygı ya da siyasi değerlendirmeler neticesinde hayata geçirilememistir. TAP ise AB’nin Güney Gaz Koridoru politikasının temel taslarından birisi halini almayı basarmıstır. Anılan proje kapsamında en uzun hattın Yunanistan toprakları 
üzerinden geçecek olması doğal olarak Yunanistan’a bu konuda önem kazandırmaktadır. Ancak Yunanlı siyasilerin ve akademisyenlerin çoğunlukla TAP’ın hayata geçirilecek olmasının temel nedeninin ilk olarak TANAP projesinin bir devamı niteliği tasıyor olmasının ve ikincisi TAP’ın AB’nin enerji arzında çesitlilik yaratmak, yani Rus tekelinden kurtulmak çabasına uygun olmasının göz ardı edilmesi ya da yeterince vurgulanmaması da dikkat çekmektedir. Hatta enerji alanında Türkiye ile rekabet eden bir ülke niteliği tasıdığı açıklamaları da aslında Yunanistan’ın enerji politikasının çerçevesini çizmektedir. 

Öte yandan İsrail ile gerçeklestirilmeye çalısan enerji isbirliğinin temel nedeninin aslında ekonomik çıkarlar olduğu çok açıktır. AB üyesi olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de Yunanistan gibi yanlıs ekonomi politikaları nedeniyle ekonomik kriz yasamaktadır. Dolayısıyla böyle bir isbirliği ekonomisine katkı sağlayacaktır. Yunan görüsüne göre, hem ekonomik kriz hem de son dönemde Türkiye-İsrail iliskilerinde yasanan olumsuz gelismeler, GKRY ve Yunanistan için İsrail ile yakın iliski içinde olmak, enerji alanında isbirliği adımları atmak, her iki tarafın jeopolitik önemini artırmakta aynı zamanda Kıbrıs özelinde adaya Türkiye tarafından olası yeni bir müdahaleyi engelleme anlamını tasımaktadır. 

Son olarak enerji alanındaki son gelismeler dikkate alındığında Yunanistan’ın büyük enerji projelerinin bir parçası olmaya çalısmasının doğal bir sonuç olduğu düsünülmektedir. Ancak Yunanlı akademisyen ve siyasilerin kendi kamuoylarına yansıttıkları gibi bu alanda Yunanistan’ın artık vazgeçilmez bir oyuncu olduğu hatta Türkiye ile enerji konusunda da rekabet edecek bir pozisyonda olduğunu kabul etmenin gerçekçi olmayacağı asikârdır. Ayrıca Yunanistan’ın ülke olarak enerji politikalarını Türkiye ile rekabet üzerine insa etmesinin de uzun vadede ülke açısından sorunlu olacağını söylemekte sakınca görülmemektedir. 


DİPNOTLAR;

1  2012. 
2, 2013. 
3 “Samaras: Yunanistan’ın enerji alanındaki rolü önem kazanıyor”, Azınlıkça online, 26.02.2013, 
http://www.azinlikca.net/bati-trakya-haber/samaras-yunanistanin-enerji-alanindaki-rolu-onem-kazaniyor02262013.html, (Erisim: 28.08.2014). 
4 .30.07.2013, 
http://www.ethnos.gr/article.asp?catid=22767&subid=2&pubid=63865962, (Erisim: 05.08.2014). 
5 Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı projesi için bkz., http://www.tbpipeline.com/project/overview, (Erisim: 05.08.2014). 
6 Trans-Adriyatik Boru Hattı için bkz., http://www.tap-ag.com/, (Erisim: 05.08.2014). 
7 G. G. Stavris, “The New Energy Triangle of Cyprus-Greece-Israel: Casting a Net for Turkey?”, Turkish Policy Quarterly, 11 (2), 2012, pp. 95-96. 
8 . 2009. 
9 John Papaspanos, “Caspian energy Geopolitics: The Rise and Fall of Burgas-Alexandroupoli”, Research Paper No. 148, 
Research Institute for European and American Studies, December 2010. 
10 15.03.2007, http://www.minpress.gr/minpress/en/enhmerwtiko_entypo_mpoyrgas.pdf, (Erisim: 05.08.2014). 
11 Papaspanos, Op cit. 
12 http://www.novinite.com/articles/137911/Russia+Determined+to+Build+Trans-Balkan+Pipe,+Cut+Costs, (Erisim: 31.08.2014). 
13 Yorgo Kırbaki, “Putin: Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattıyla çesitlilik sağlandı”, Radikal, 16.03.2007, 
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=215695, (Erisim: 31.08.2014). 
14 “Bulgaristan Meclisi'nden Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Projesine Ret”, Azınlıkça online, 08.03.2013, 
http://www.azinlikca.net/bati-trakya-haber/bulgaristan-meclisi-burgaz-dedeagac-petrol-boru-hatti-ret03082013.html, (Erisim: 31.08.2014). 
15  2013, http://www.enet.gr/?i=news.el.article&id=396019, (Erisim: 13.09.2014). 
16 “AB’nin Güney Gaz Koridoru, öncelikli olarak Hazar Bölgesi’nden olmak üzere, dünyanın en büyük piyasası olan Avrupa piyasası için alternatif kaynak ve 
güzergâhlardan gaz teminini amaçlamaktadır. AB’nin Güney Koridor’u desteklemesi, özellikle Batı ülkeleri üzerindeki Rus enerji yükünün bertaraf edilmesini ve basta Kazakistan ile Türkmenistan olmak üzere kapalı havza olan Hazar devletlerinin Avrupa gaz piyasalarına doğrudan erisiminin sağlanmasını amaçlamaktadır. 2011 yılında AB ile Azerbaycan arasında Güney Gaz Koridoru Deklarasyonu’nun imzalanmasının ardından, bu asamada Güney Koridor’un yegâne gaz tedarikçisi ve buranın açılması adına bağlantı noktası olması sebebiyle Azerbaycan’ın rolü oldukça önemli bir hale gelmistir”. Gulmira Rzayeva, “Azerbaycan ve Avrupa Enerji Güvenliği: Ulusal Öncelikler Ve Uluslararası Sorumluluklar”, Hazar Strateji Enstitüsü Hazar Raporu, Sayı 3, Bahar 2013, s. 29. 
17 Avrupa Birliği’nin enerji politikasını belirleyen belge niteliği tasıyan Avrupa Birliği Komisyonu raporu için bkz., 
“Green Paper: A European Strategy for Sustainable, Competitive and Secure Energy”, Commission of the European Communities, 2006, s. 15, 
http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:52006DC0105&from=EN, (Erisim: 13.09.2014). 
18 http://www.axpo.com/axpo/de/en/group/axpo-in-europa/erdgas/trans-adriatic-pipeline--tap-.html, (Erisim: 13.09.2014). 
19 http://www.protothema.gr/economy/article/289657/poios-einai-o-agogos-tar/, 26.06.2013, (Erisim: 13.09.2014). 
20 TAP.03.02/2013, 
http://www.tovima.gr/politics/article/?aid=496397, (Erisim: 15.08.2014). 
21 Merve Erdil, “Avrupa, Rus gazına bağımlı olduğu için Kırım'a tepki vermiyor Gaz sessizliği”, Radikal, 07.03.2014, 
http://www.radikal.com.tr/ekonomi/avrupa_rus_gazina_bagimli_oldugu_icin_kirima_tepki_vermiyorgaz_sessizligi-1179952, (Erisim: 18.08.2014). 
22 “TAP and TANAP: Two steps towards a more independent Europe”, 13.01.2014, 
http://www.abo.net/oilportal/topic/view.do?contentId=2186490, (Erisim: 11.09.20149. 
23 Vahap Tastan, “Güney Gaz Koridoru: Yeni Enerji Düzeninde Avrupa Enerji Güvenliği, Rusya, Türkiye ve 
Güney Kafkasya Üzerine Oyun Teorik Uygulama”, EY International Congress on Economics I “Europe and 
Global Economic Rebalancing”, October 24-25, 2013, Ankara/Turkey, s. 6, http://politikaakademisi.org/guneygaz-
koridoru-yeni-enerji-duzeninde-avrupa-enerji-guvenligi-rusya-turkiye-ve-guney-kafkasya-uzerine-oyunteorik-
uygulama/, (Erisim: 01.09.2014). 24  28.06.2013, 
http://www.protothema.gr/economy/article/290154/to-azerbaitzan-anakoinose-episima-tin-epilogi-tou-tap/ (Erisim: 13.09.2014); 
Nuran H. Belet, “The Basic Parameters of European Security of Energy Supply:The Trans Adriatic Pipeline Project-TAP”, European Journal of Research on Education, 
2, Special Issue, 2014, p. 92. 25  29.06/2013, 
http://www.philenews.com/el-gr/top-stories/885/151347/ston-pagkosmio-energeiako-charti-i-ellada-me-ton-tar, (Erisim: 11.09.2014). 
26 TAP iliskin resmi internet sitesinden edinilen bilgilere göre anılan boru hattı Yunanistan’ın Türkiye sınırı Koipoi’den baslayacak ve Arnavutluk sınırında Deropigoi bölgesinde son bulacaktır, detay için bkz. 
http://www.tap-ag.com/the-pipeline/building-the-pipeline/in-greece, (Erisim: 05.08.2014). 
27 “TAP 27.05.2014, 
http://www.reporter.gr/Eidhseis/Epicheirhseis/energy/item/24982-TAR-Ellada-Eswterikew-ParametroiPerifereiaka-Gewpolitika-Paignia, (Erisim: 11.09.2014). 
28 “The Southern Gas Corridor”, Energy, Holman Fenwick Willan, July 2013, 
http://www.hfw.com/SouthernGas-Corridor-Briefing-July-2013, (Erisim: 11.09.2014). 
29  29.04.2014, http://news.in.gr/economy/article/?aid=1231314905, (Erisim: 05.09.2014). 
30 Çalısmanın bu bölümü ile ilgili detaylar için bkz., Utku Kırlıdökme (Outkou Kırlı Ntokme), “Yunanistan-İsrail Yakınlasmasının Türkiye ve Balkanlara Etkisi”, 
Uluslararası Güvenlik Kongresi Bildiriler Kitabı 8-9 Ekim 2013, Hasret Çomak ve Aysegül Göklap Kutlu (ed.), Cilt I, Kocaeli Üniversitesi Yayınları, Kocaeli, 
Üniversitesi, Nisan 2014, s. 170-172. 
31 Türkiye Cumhuriyeti Dısisleri Bakanlığı, “Dsrail ile GKRY Arasında Dmzalanan MEB Anlasması Hk.”, No. 288, 21 Aralık 2010, 
http://www.mfa.gov.tr/no_-288_-21aralik-2010_-israil-ile-gkry-arasinda-imzalanan-mebanlasmasi-hk_.tr.mfa, (Erisim: 19 Ağustos 2013). 
Ayrıca konuya iliskin bkz., Semih İdiz, “Doğu Akdeniz’de Sular Isınıyor”, Milliyet, 27 Aralık 2010, 
http://www.milliyet.com.tr/dogu-akdeniz-de-sular-isiniyor/semihidiz/siyaset/yazardetay/27.12.2010/1331318/default.htm, (Erisim: 19 Ağustos 2013). 
32 Sigurd Neubauer, “How the Emerging Balkan-Israeli Strategic Alliance could Alter Energy Security in the 
Eastern Mediterranean Basin, Journal of Regional Security, Cilt 7, Sayı 1, 2012, s. 36. 
33 Neubauer, Ibid., s. 35. 
34 Kırlıdökme, Op cit, s. 172. 
35 Ibid. 

KAYNAKÇA 

“Bulgaristan Meclisi'nden Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Projesine Ret”, Azınlıkça 
online, 08.03.2013, 
http://www.azinlikca.net/bati-trakya-haber/bulgaristan-meclisi-burgaz-dedeagac-petrol-boru-hatti-ret-03082013.html, (Erisim: 31.08.2014). 

“Samaras: Yunanistan’ın enerji alanındaki rolü önem kazanıyor”, Azınlıkça online, 26.02.2013, 
http://www.azinlikca.net/bati-trakya-haber/samaras-yunanistanin-enerji-alanindaki-rolu-onem-kazaniyor-02262013.html, (Erisim: 28.08.2014). 

http://www.reporter.gr/Eidhseis/Epicheirhseis/energy/item/24982-TAR-Ellada-Eswterikew-Parametroi-Perifereiaka-Gewpolitika-Paignia, (Erisim: 11.09.2014). 

“TAP and TANAP: Two steps towards a more independent Europe”, 13.01.2014, 
http://www.abo.net/oilportal/topic/view.do?contentId=2186490, (Erisim: 11.09.20149. 

“The Southern Gas Corridor”, Energy, Holman Fenwick Willan, July 2013, 
http://www.hfw.com/Southern-Gas-Corridor-Briefing-July-2013, (Erisim: 11.09.2014). 

http://www.minpress.gr/minpress/en/enhmerwtiko_entypo_mpoyrgas.pdf, (Erisim: 05.08.2014). 

http://www.protothema.gr/economy/article/290154/to-azerbaitzan-anakoinose-episima-tin-epilogi-tou-tap/, ,(Erisim: 13.09.2014). 

http://www.ethnos.gr/article.asp?catid=22767&subid=2&pubid=63865962, (Erisim: 05.08.2014). 

http://news.in.gr/economy/article/?aid=1231314905, (Erisim: 05.09.2014). 

http://www.philenews.com/el-gr/top-stories/885/151347/ston-pagkosmio-energeiako-charti-i-ellada-me-ton-tar, (Erisim: 11.09.2014). 

Avrupa Birliği Komisyonu Raporu, “Green Paper: A European Strategy for Sustainable, Competitive and Secure Energy”, Commission of the European Communities, 2006, 
http://eur-lex.europa.eu/legalcontent/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:52006DC0105&from=EN, (Erisim: 13.09.2014). 

Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı projesi için bkz., 
http://www.tbpipeline.com/project/overview, (Erisim: 05.08.2014). 

G. G. Stavris, “The New Energy Triangle of Cyprus-Greece-Israel: Casting a Net for Turkey?”, Turkish Policy Quarterly, 11 (2), 2012, s. 87-102. 
Gulmira Rzayeva, “Azerbaycan ve Avrupa Enerji Güvenliği:Ulusal Öncelikler Ve Uluslararası Sorumluluklar”, Hazar Strateji Enstitüsü Hazar Raporu, Sayı 3, 
Bahar 2013, s. 29-45. 
http://www.axpo.com/axpo/de/en/group/axpo-in-europa/erdgas/trans-adriatic-pipeline--tap-.html, (Erisim: 13.09.2014). 

http://www.novinite.com/articles/137911/Russia+Determined+to+Build+Trans-Balkan+Pipe,+Cut+Costs, (Erisim: 31.08.2014). 

http://www.protothema.gr/economy/article/289657/poios-einai-o-agogos-tar/, 26.06.2013, (Erisim: 13.09.2014). 

http://www.tap-ag.com/the-pipeline/building-the-pipeline/in-greece, (Erisim: 05.08.2014). 

John Papaspanos, “Caspian energy Geopolitics: The Rise and Fall of Burgas-Alexandroupoli”, Research Paper No. 148, Research Institute for European and American 
Studies, December 2010. 

Merve Erdil, “Avrupa, Rus gazına bağımlı olduğu için Kırım'a tepki vermiyor Gaz sessizliği”, Radikal, 07.03.2014, 
http://www.radikal.com.tr/ekonomi/avrupa_rus_gazina_bagimli_oldugu_icin_kirima_tepki_vermiyorgaz_sessizligi-1179952, (Erisim: 18.08.2014). 

Nuran H. Belet, “The Basic Parameters of European Security of Energy Supply:The Trans Adriatic Pipeline Project-TAP”, European Journal of Research on Education, 2, 
Special Issue, 2014, p. 87-98. 

Semih Ddiz, “Doğu Akdeniz’de Sular Isınıyor”, Milliyet, 27 Aralık 2010, 

http://www.milliyet.com.tr/dogu-akdeniz-de-sular-isiniyor/semih-idiz/siyaset/yazardetay/27.12.2010/1331318/default.htm, (Erisim: 19 Ağustos 2013). 

Sigurd Neubauer, “How the Emerging Balkan-Israeli Strategic Alliance could Alter Energy Security in the Eastern Mediterranean Basin, Journal of Regional Security, Cilt 7, 
Sayı 1, 2012, s. 33-44. 

Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP), http://www.tap-ag.com/, (Erisim: 05.08.2014). 

Türkiye Cumhuriyeti Dısisleri Bakanlığı, “İsrail ile GKRY Arasında İmzalanan MEB Anlasması Hk.”, No. 288, 21 Aralık 2010, 
http://www.mfa.gov.tr/no_-288_-21aralik-2010-israil-ile-gkry-arasinda-imzalanan-meb-anlasmasi-hk_.tr.mfa, (Erisim: 19 Ağustos 2013). 

Utku Kırlıdökme (Outkou Kırlı Ntokme), “Yunanistan-Dsrail Yakınlasmasının Türkiye ve Balkanlara Etkisi”, Uluslararası Güvenlik Kongresi Bildiriler Kitabı 8-9 Ekim 2013, 
Hasret Çomak ve Aysegül Göklap Kutlu (ed.), Cilt I, Kocaeli Üniversitesi Yayınları, Kocaeli, Üniversitesi, Nisan 2014, s. 155-182. 

Vahap Tastan, “Güney Gaz Koridoru: Yeni Enerji Düzeninde Avrupa Enerji Güvenliği, Rusya, Türkiye ve Güney Kafkasya Üzerine Oyun Teorik Uygulama”, EY International Congress on Economics I “Europe and Global Economic Rebalancing”, October 24-25, 2013, Ankara/Turkey, s. 1-28, 
http://politikaakademisi.org/guney-gaz-koridoru-yeni-enerji-duzeninde-avrupa-enerji-guvenligi-rusya-turkiye-ve-guney-kafkasya-uzerine-oyun-teorik-uygulama/, (Erisim: 01.09.2014). 

Yorgo Kırbaki, “Putin: Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattıyla çesitlilik sağlandı”, Radikal, 16.03.2007, 
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=215695, (Erisim: 31.08.2014). 

http://www.tovima.gr/politics/article/?aid=496397, (Erisim: 15.08.2014). 

http://www.enet.gr/?i=news.el.article&id=396019, (Erisim: 13.09.2014). 


***

“ENERJİ KÖPRÜSÜ ÜLKE” OLMA YOLUNDA YUNANİSTAN’IN POLİTİKASI BÖLÜM 1




  “ENERJİ KÖPRÜSÜ ÜLKE” OLMA YOLUNDA YUNANİSTAN’IN POLİTİKASI BÖLÜM 1


Utku KIRLIDÖKME
(Outkou KIRLINTOKME). 
*Öğretim Görevlisi, Trakya Üniversitesi Balkan Arastırma Enstitüsü ve Trakya Üniversitesi Uluslararası İliskiler Doktora Öğrencisi. 

Özet 

Son yıllarda ekonomik kriz ile mücadele eden Yunanistan, krizden çıkma çabaları çerçevesinde yeni enerji politikaları üretme ve bu konuda daha aktif olma yönünde hareket etmeye baslamıstır. Yunanistan 2000’li yılların basından itibaren özellikle petrole olan bağımlılığını azaltma yönünde politikalar izlemektedir. Öte yandan özellikle Yunanlı siyasiler ülkenin coğrafi konumuna ve Avrupa’nın enerji konularında Yunanistan’ın rolünün önemine dikkat çekerek, Yunanistan’ın enerji üretimi ve aktarımı konusunda bir “köprü ülke” 
olabileceği demeçleri son birkaç yıl oldukça artmıs bulunmaktadır. 

Türkiye-İsrail iliskilerinin giderek kötülesmesi ve Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail’in enerji alanında isbirliği yönünde adımlar atmaları, Yunanistan’ın da bu isbirliğinin bir parçası olması, enerji koridorlarının kilit ülkesi olan ve “ezeli” rakibi Türkiye karsı Yunanistan için bir fırsat olmustur. Bu bağlamda Yunanlı akademisyenler ve siyasilere göre Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı ve Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) Yunanistan’ın “enerji köprüsü ülke” politikası için önemli araçlar olarak değerlendirilmektedir. 

Bu çalısmada Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı, Trans-Adriyatik Boru Hattı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi-İsrail-Yunanistan enerji isbirliğinin Yunanistan’ın iddia ettiği gibi bir enerji köprü ülke hedefine uygun olup olmadığı, Yunan dıs politikasının bu konudaki adımları ele alınmaya çalısılacaktır. 

Anahtar Kelimeler: Yunanistan, Enerji, TAP, GKRY, İsrail. 
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi = GKRY

Giris 

Yunanistan’ın enerji politikası Yunanlı akademisyenlere göre Yunan devletinin yıllarca en çok ihmal ettiği alanlardan bir tanesi konumunda olmustur. Öyle ki Yunanistan enerjide ithal eden, dısa bağımlı ve hatta enerji alanında “geri kalmıs” bir ülke halini almıstır. 1980’ler ve 1990’lar boyunca ciddi bir sekilde petrole bağımlı olan Yunanistan’da doğal gaz kullanımı 1995 yılı sonrası baslamıs ve ağırlıklı olarak Rusya’dan ithal edilmistir.1 

Öte yandan verilere göre sadece 2001-2011 yılları arasında Yunanistan’ın petrol, doğal gaz ve kömür ithali ortalama %70 düzeyinde artmıstır.2 

Öte yandan son dönemde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle Yunanistan'ın geleneksel politikalarının sorgulanmasına ve birçok alanda yeni politikaların benimsenmesine neden olmustur. Enerji alanı da yeni politikaların benimsendiği alanlardan bir tanesidir. 

Günümüzde enerji konusu, Yunanistan’ın güncel güvenlik kaygıları arasında değerlendirilmektedir. Ayrıca son yıllarda Yunanlı siyasiler ve akademisyenler tarafından Yunanistan’ın enerji koridorlarındaki rolünün önemine atıf yapılmakta, enerji üretimi ve enerji aktarımı konusunda bir “köprü ülke” olabileceği seklinde açıklamalar yer almaktadır. 
Örneğin Yunanistan Basbakanı Antonis Samaras 25-26 Subat 2013 tarihleri arasında Atina’da düzenlenen Uluslararası Atina Enerji Forumu’nun açılıs oturumunda “Yunanistan’ın doğalgaz ve petrol transferi konusunda oynayabileceği muhtemel önemli rolü gerçeğe dönüstürmemiz gerekiyor” seklinde konusmustur.3 

Aynı yıl 30 Temmuz tarihinde Yunan Meclisi Dıs İliskiler ve Savunma Komisyonu toplantısında konusan Yunanistan Basbakan Yardımcısı ve Dısisleri Bakanı 
Evaggelos Venizelos da “enerji diplomasisi Yunanistan’ın ilk önceliğidir” demistir.4 

2000’li yıllardan itibaren yeni eylem planları olusturmaya çalısan Yunanistan için Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı5 ve Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP),6 “enerji köprüsü ülke” politikası açısından iki önemli araç olarak görülmektedir. Öte yandan son yıllarda Türkiye-Dsrail iliskilerinin giderek kötülesmesi ve Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Dsrail’in enerji alanında isbirliği yönünde adımlar atmaları, Yunanistan’ın da bu isbirliğinin bir parçası olma potansiyeli, enerji koridorlarının kilit ülkesi olan ve “ezeli” rakibi Türkiye karsı Yunanistan için bir fırsat olarak değerlendirilmektedir.7 Böylelikle, bir Yunanlı akademisyenin yorumundan hareketle, enerji köprüsü olan bir ülke diğer ülkelerin enerji güvenliği açısından kilit ülke olarak algılanmakta ve jeopolitik önemi artmaktadır,8 Yunanistan da aslında bunu hedeflemektedir. Ancak Yunanistan'ın özellikle bu son noktada Türkiye faktörü üzerinden enerji politikaları benimsemesi ya da benimsemeye çalısması ve Türkiye ile 
bu alanda rekabete girismesi gelistirilen enerji politikalarının geleceği açısından süpheler doğurmaktadır. Bu bağlamda bu çalısmada yukarıda değinilen boru hatları ve GKRY-Dsrail-Yunanistan iliskilerinin enerji boyutu ele alınarak Yunanistan'ın “enerji köprüsü ülke” olma hedefi tartısılacaktır. 

Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı 

Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı projesi (Trans-Balkan Boru Hattı ya da TBP), ilk olarak 1993 yılında Bulgaristan, Rusya ve Yunanistan arasında Hazar havzasındaki Rus petrolünün Avrupa'ya ulasması için ve Rusya'nın bir nevi “Türk Boğazları tekeline” mahkûm olmaktan kurtarmak için gelistirilmistir.9 Anılan petrol boru hattı projesi çerçevesinde 1995 yılında imzalanan 700 milyon $ değerindeki bir protokol ile Hazar havzasındaki Rus petrolünün, Rusya’nın Novorosisk limanından tankerlerle Burgaz Limanı’na gelmesi, buradan 279 kilometrelik bir boru hattıyla Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesindeki Dedeağaç Limanı’na ulasması ve buradan yine tankerlerle Avrupa pazarlarına ulastırılması hedeflenmistir.10 

Bulgaristan’ın Burgaz limanında 600.000 ton kapasiteli, Dedeağaç’ta ise 1.200.000 ton kapasiteli iki terminalden olusacak olan hattan yılda yaklasık 35 milyon ton petrol tasınması öngörülmüstür. 

Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı’nın insasına iliskin Bulgaristan, Rusya ve Yunanistan arasındaki görüsmeler 2007 yılında tamamlanabilmis ve 15 Mart 2007 anılan üç ülke arasında Atina’da imzalanan anlasma ile yaklasık 1 milyar $ mal olması öngörülen hattın yapımı için ilk resmi adım atılmıstır. Yunanistan açısından Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı enerji aktarım merkezi olma çabasının ilk adımı olarak değerlendirilmistir. 

Yunanistan’da ekonomik krizin baslangıcına tekabül eden bir tarihte gerçeklesen söz konusu anlasma Yunanistan için önem tasımıs ve tasımaktadır. 
Yunanistan ilk olarak söz konusu petrol boru hattının tamamlanması sonucunda uluslararası piyasalara ülkesinde basarılı bir yabancı yatırımın gerçeklestiği mesajını vererek ülkeye yabancı sermaye çekmeyi hedeflemekteydi. İkinci olarak boru hattının gerçeklestirilmesinde önemli bir rol üstlenecek olan Yunanlı sirketlerin ülkeye 2,5 milyar € civarı para akısı sağlamaları hesaplanmaktaydı. 

Son olarak Yunanistan’ın aktarım tarifelerden ilk asamada yıllık 35 milyon €, ikinci asamada ise 50 milyar € kazanç sağlaması beklenmekteydi.11 



Harita 1: Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı12 

Boru hattı projesinin hayata geçirilmesine yönelik Atina’da imza törenine katılan Rusya Baskanı Vladimir Putin, “Projenin, dünya enerji alanında önemli bir proje olduğunu, petrol geçis yollarında çesitlilik sağladığını, bunun ise her üç ülkenin, halklarının ve ekonomilerinin çıkarına olduğunu” ve “Projenin, Yunanistan ile Bulgaristan’ın jeopolitik konumlarını güçlendirdiğini”13 söylemis olsa da anılan Boru Hattı hala tamamlanamamıstır. 
İnşası 2010 sonunda tamamlanması öngörülen ve boğazları “devre dısı” bırakması hedeflenen boru hattı Bulgaristan’ın siyasi ve çevresel endiseleri nedeniyle rafa kaldırılmıs gibi görünmektedir. Bulgaristan Meclisi 2011 yılında ekonomik ve çevreyle ilgili kaygıları gerekçe göstererek Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı Projesi’ne iliskin anlasmadan çekileceğini açıklamıs ve 7 Mart 2013 tarihinde Bulgaristan’ın anılan projeden çekilmesini onaylamıstır.14 

Ancak Yunanistan yine de anılan boru hattı projesinin gerçeklesmesinden ümidini kesmemistir. Ekonomik krizden çıkıs yolları arayan Yunanistan’ın hattın yapımı için siyasi baskı araçlarını kullandığını ve temel amacının da Rus petrolünün Akdeniz’e tasınması için ana hat olması planlanan Samsun-Ceyhan boru hattına bir alternatif olusturmak olduğunu söylemekte sakınca görülmemektedir. 

Yunanistan’ın iyimserliğini onaylayan adım aslında 2013 yılın sonunda Rusya tarafından verilen demeçlerle onaylanmıstır. Rusya Dısisleri Bakanı Sergey Lavrof’un Kasım 2013’te Atina’ya gerçeklestirdiği resmi ziyaret çerçevesinde Burgaz-Dedeağaç Petrol Boru Hattı Projesi’nin yeniden canlanması taraftarı olduklarını ve Bulgaristan’a bu konuda telkinlerde bulunacaklarını ifade etmesi15 Yunan tarafında iyimser bir tablo yaratmaktadır. Ancak son gelismeler dikkate alındığında Yunanistan’ın bu iyimserliğinin gerçeklesmesinin oldukça zor olduğu da genel olarak kabul edilmektedir. Son bir yıldır Rusya ve Ukrayna arasında yasanan kriz ve gelismelerin uluslararası boyut kazanması ve AB-Rusya iliskilerinin gerginlesmesi ve karsılıklı ekonomik yaptırımlara gidilmesi ile birlikte Yunanistan’ın geleneksel dostluk iliskileri içerisinde olduğu Rusya ile iliskileri de bir nevi sıkısmıs durumdadır. Dolayısıyla anılan projenin hayata geçmesi bu bağlamda da oldukça zor görülmektedir. 

Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) 

Azerbaycan’ın Sahdeniz sahasından çıkartılacak yaklasık 1,2 trilyon m3 doğalgaz rezervinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya tasınmasını öngören Güney Gaz Koridoru (GGK), Avrupa’nın enerji alanında Rusya’ya olan bağımlılığını azaltacak en önemli projelerden biri olarak görülmektedir.16 Avrupa Birliği, 2006 yılında yayınlanan “A European Strategy for Sustainable, Competitive and Secure Energy” alt baslıklı yesil kitapta Avrupa Enerji Arz Güvenliğinin yeniden tesisi için yeni arz kaynakları ile birlikte doğal gaz ve petrolün tasınabilmesi için yeni boru hatlarının gerekliliğine vurgu yapmıstır.17 



Harita 2: Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP)18 

Güney Gaz Koridoru çerçevesinde gelistirilen Trans-Adriyatik Boru Hattı projesi ilk kez 2003 yılında simdiki adı Axpo olan Dsviçreli bir enerji sirketi olan EGL Grubu tarafından gelistirilmistir. Statoil isimli Norveç enerji sirketinin 2008 yılında TAP projesine katılacağını ilan etmesinin ardından anılan iki sirket boru hattının yapımının finansmanı ve isletimi konusunda hükümetleri ikna etmeyi basarmıslardır.19 Son olarak 13 Subat 2013 tarihinde Arnavutluk, Dtalya ve Yunanistan hükümetleri arasında imzalanan anlasma ile Trans-Adriyatik Boru Hattı projesi resmen hayata geçirilmistir.20 

Daha önce de ifade edildiği üzere AB açısından GGK büyük önem arz etmektedir. Çünkü söz konusu koridor ekonomik öneminin yanı sıra gaz arzının çesitlenmesi, siyasal manevra alanının da genislemesi anlamına gelmektedir. Bilindiği üzere son yıllarda özellikle Rusya kendisini ilgilendiren ya da kendi çıkarları ile ilgili neredeyse her bölgesel ya da uluslararası krizde, Ukrayna örneğinde olduğu gibi, enerji kozunu AB üyesi ülkelere karsı kullanmaktadır. Bu durum doğal olarak Rusya ile ilgili alınacak siyasi kararlar önünde engel teskil etmektedir.21 Bu nedenledir ki AB GGK’nu ve onun altında gelisen projeleri ki TAP bunlardan biri, desteklemektedir. Söz konusu boru hattının insası Avrupa’da Rus sirketi 
Gazprom’un varlığını ve etkinliğini azaltma anlamını tasımaktadır. Hatta birçok Avrupa ülkesi, Yunanistan da dahil olmak üzere, Rusya’nın Avrupa’da yaratmıs olduğu doğal gaz tekelinden kurtulmak için enerji arz kaynaklarını çesitlendirme politikaları takip etmeye baslamıslardır. TAP, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ile birlikte Türkiye üzerinden Gürcistan ile Yunanistan arasında bir hat olusturacak ve Hazar denizindeki Azeri doğal gazının Avrupa pazarını çıkısı sağlayacaktır. Yani Avrupa Rus tekeline karsı Azeri kartını kullanarak bölgede doğal gaz rekabetini artırmayı ve çesitlendirmeyi hedeflemektedir.22 

Güney Gaz Koridoru açısından 13 Ocak 2011 tarihi önemli bir tarih olarak değerlendirilebilir. Çünkü bu tarihte AB ile Azerbaycan arasında Güney Gaz Koridoru Beyanatı imzalanmıs, Avrupa’nın enerji arzında çesitliliğin sağlanması için Hazar Bölgesi’nin önemine vurgu yapılmıs ve Avrupa’ya akacak enerjinin nihai sağlayıcının Hazar Bölgesi olduğu üzerinde durulmustur.23 Bu bağlamda Sah Deniz I ve Sah Deniz II’den Avrupa’ya ulasacak enerjinin aktarımının Güney Gaz Koridoru ile yapılması kesinlik kazanmıstır. Güney Gaz Koridoru AB’de aynı zamanda iki boru hattının rekabetine de sahne olmustur. Sah Deniz Konsorsiyumu’nun 28 Haziran 2013 tarihinde Avrupa’ya tasınacak olan gaz için TAP projesini tercih etmesi bir dönüm noktası olmustur.24 

Şah Deniz Konsorsiyumu’nun TAP’ı tercih etmesinin ardından Yunan basını ve Yunanlı siyasiler Yunanistan’ın jeopolitik açıdan konumunun arttığı yönünde açıklamaların yanı sıra ekonomik kriz nedeniyle derin bir nefes alma sansının yakalandığı konusu üzerinde durmaya baslamıslardır. Yunanistan Basbakanı Antonis Samaras Şah Deniz Konsorsiyumu’nun ilanından sonra basına verdiği demeçte “son on yılda Yunanistan ekonomisi açısından en önemli ve en olumlu gelisme” olarak değerlendirmis ve “böyle ciddi bir projenin hayata geçirilmesi Yunanistan’ı küresel boru hatları haritasına yerlestirmekte ve tüm Avrupa’ya enerji aktarım merkezi olması adına bir güvenoyu niteliği tasımaktadır” 25 şeklinde ifadelerde bulunmustur. 


2 Cİ BÖLÜMLE DEVAM EDECEKTİR,



***

UKRAYNA KRİZİNİN AVRUPA BİRLİĞİ ENERJİ GÜVENLİĞİNE ETKİLERİ, BÖLÜM 2



     UKRAYNA KRİZİNİN AVRUPA BİRLİĞİ ENERJİ GÜVENLİĞİNE ETKİLERİ, BÖLÜM 2


Bu nedenle Rusya geriye kalan Beyaz Rusya, Moldova, Ukrayna, Güney Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinin Batı ile olan yakın iliskilerini kontrol altına almaya çalısmıstır. Özellikle Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın Avrupa-Atlantik kurumlarına (AB ve NATO) üye olma niyetleri Moskova yönetimini ciddi bir sekilde rahatsız etmistir. 

Rusya yakın çevre olarak tanımladığı bölgeleri kontrol altına almak için o ülkelerde yasayan Rus nüfusunu kullanmıs ve onları korumak için sık sık o ülkelere müdahalede bulunmustur. Bu kapsamda 1997 yılında yasanan çatısmaların ardından Moskova, 180.000 etnik Rus azınlığın yasadığı Moldova’nın Transdinyester bölgesine asker göndermistir. Hâlen bölgede 1.200 askerden olusan bir Rus birliği mevcuttur. Moskova’nın Avrupa’daki son diktatör olarak bilinen Aleksandr Lukasenko yönetimindeki Beyaz Rusya ile iliskileri son 
derece iyi durumda bulunmaktadır. Rusya Baltık ülkelerinde yasayan Rus nüfusu kontrol etmek için bu ülkeler üzerinde de baskı uygulamakta, fakat bu ülkelerin NATO ve AB üyesi olması nedeni ile doğrudan müdahale edememektedir. Rusya sınırları dısında en çok Rus nüfusun yasadığı Ukrayna’da ise Moskova etkinliğini devam ettirmektedir. Özellikle ülkenin doğu ve güney bölgelerinde yasayan Rus nüfus ve Rusça konusan Ortodoks Ukraynalılar Rusya ile tarihi, sosyo-kültürel ve ekonomik bağları mevcuttur. Rusya’nın Kırım’da (Ukrayna’ya bağlı özerk cumhuriyet) iki tane hava üssü ve yine Kırım’ın Sivastopol sehrinde (Kırım içinde özel statüye sahip sehir) deniz üssü bulunmaktadır. Ukrayna ve Beyaz Rusya 
Moskova için stratejik öneme sahip ülkelerdir. Ukrayna olmadan Rusya sadece bir Asya devleti olabilir, Ukrayna ve Beyaz Rusya ile birlikte Moskova bir Avrasya gücüdür.19 

Rusya Gürcistan’ın ayrılıkçı Abhazya ve Güney Osetya bölgeleri ile 1990’lı yılların basından itibaren yakından ilgilenmistir. Bu bölgelerde yasayan Rus nüfusu korumak için bu bölgelere sık sık müdahale etmis ve Abhazya ve Güney Osetya’da askeri üsler kurmustur. Moskova ile Tiflis arasındaki iliskiler Eduard Sevardnadze döneminde (1992-2004) son derece iyi iken, Kadife Devrim olarak bilinen 2003 yılı sonundaki olaylardan sonra iktidara gelen Mikhail Saakashvili döneminde iliskiler kötülesmis ve hatta Rusya’nın 2008 yılında Güney Osetya’da askeri güç kullanması ile kısa süreli bir savas yasanmıstır.20 2013 yılında Saakashvili’nin yerine iktidara gelen Giorgi Margvelashvili döneminde iliskiler tekrar pragmatik temellere oturtulmustur. Mevcut Tiflis yönetimi Batı ile Rusya arasında dengeleri gözetmeye büyük önem vermekte ve daha çok AB ve NATO sistemine entegre olmaya çalısmaktadır. 

Soğuk Savas’ın ardından Ermenistan’ın Azerbaycan’a ait Dağlık Karabağ’ı isgâl etmesi ve Ermenistan’ın Türkiye ile Azerbaycan tarafından tecrit edilmis durumu Güney Kafkasya’nın en önemli sorunlarından bir tanesidir. Bu durum Erivan yönetiminin Moskova’ya yaklasmasına yol açmıstır. Ermenistan hâlihazırda Rusya’nın Güney Kafkasya’daki en önemli stratejik ortağıdır. Rusya’da kolordu büyüklüğünde bir Rus askeri üssü bulunmakta olup (112. Rus Askerî Üssü) Ermenistan sınırları Ruslar tarafından korunmaktadır. 

Güney Kafkasya ülkesi olan Azerbaycan Rusya ile Batı arasında denge politikası takip etmektedir. Sahip olduğu petrol ve doğal gazı Rusya’ya bağımlı olmadan 
Gürcistan ve Türkiye üzerinden Batı pazarlarına ulastırmak isteyen Azerbaycan ’da Rusya’nın Gebele Askerî Rardar Üssü bulunmaktadır.21 

Bu üs Moskova’nın Ortadoğu’yu kontrol etmesi açısından stratejik öneme sahiptir. Bakü AB ve NATO ile iliskiler gelistirmekle birlikte, Avrupa-Atlantik kurumları ile arasına Rusya’yı rahatlatacak mesafeyi koymaya dikkat etmektedir. 

Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’dan olusan Orta Asya Rusya tarafından yakın çevre olarak değerlendirilmektedir. Bölgede Çin, İran ve Türkiye gibi aktörlerin yanı sıra Birlesik Devletler de Afganistan harekâtının ardından Orta Asya’da varlık göstermeye baslamıstır. Rusya bu bölgede yer alan enerji kaynaklarını ve enerji aktarım hatlarını kontrol altında tutmaya çalısmaktadır. Bu bölgede yer alan enerji kaynaklarının kendi üzerindenBatı pazarlarına ulasmasını istemektedir. Bölge ülkeleri ile 
yaptığı ikili antlasmalarla bunu sağlamaya çalısmaktadır. Bölge ülkeleri de Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmak için alternatif güzergâhlar ve pazarlar aramaktadır. Bu noktada Çin en önemli pazar olarak görülmektedir. 

1990’lı yıllarda Birlesik Devletler daha çok Ortadoğu’ya öncelik vermis ve AB de entegrasyon sürecine odaklanmıstır. Bu dönemde Batı’nın Rusya’nın yakın çevre olarak tanımladığı bölgelerle iliskisi sınırlı kalmıstır. Rusya bu dönemde Çeçenistan sorununu halletmistir. 2000’li yıllarda ise durum daha da farklılasmıstır. AB ve NATO 2004 yılında Baltık ülkelerini bünyesine almıs, Ukrayna ve Gürcistan da bu sürece dâhil olmak istemislerdir. Moskova yönetimi
Baltık ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlarına dâhil olasını engelleyememis, fakat Ukrayna ve Gürcistan’ın Batı sistemi içerisinde yer almasına siddetle karsı çıkmıstır. Rusya’da 1 Ocak 2000’de devlet baskanı olan Vladimir Putin güçlü ordu, istikrarlı siyaset ve büyüyen ekonomi politikası ile Rusya’yı tekrar kürsel aktör konumuna yükseltmistir. 2003 yılında Birlesik Devletlerin Irak harekâtının bir sonucu olarak dünyada artan enerji fiyatları petrol ve doğal gaz ihraç eden Rusya’nın ekonomik durumunu daha da iyilestirmistir. Rusya’nın Putin yönetimi ile birlikte yakaladığı istikrar Rusya’yı yeniden küresel sistemi etkileyebilecek bir aktör konumuna yükseltmistir. 

Güçlenen Rusya uluslar arası sistemin Batı merkezli tek kutuplu yapısına itiraz etmis ve bunu da Putin bizzat kendisi ifade etmistir. Rusya’ya göre 21. yüzyılda uluslar arası sistem, içinde küresel ve bölgesel aktörlerin yer aldığı çok kutuplu bir yapıdır. Bu nedenle Moskova yönetimi AB ve NATO’nun doğu yönünde genislemesine karsı çıkmıstır. Güçlenen Rusya BDT’yi daha etkin hâle getirmek için 2002 yılında Kollektif Güvenlik Antlasması Örgütünü kurmustur. Rusya ile birlikte Beyaz Rusya, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan 
bu örgütün üyesidirler. Bu örgüt saldırı karsısında kollektif savunmayı, sınırların ortak korunmasını ve terörle ortak mücadele edilmesini öngörmektedir. Bununla birlikte ilk kez 2000 yılında Rusya, Kazakistan, Belarus, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından Avrasya Ekonomik Topluluğu ismiyle kurulan örgüt; Rusya, Kazakistan ve Belarus arasında yapılan yeni bir anlasma ile 1 Ocak 2010 tarihinde Avrasya Gümrük Birliği'ne dönüstürülmüstür. 29 Mayıs 2014’te imzalanan antlasma ile de Gümrük Birliği Avrasya Ekonomik Birliği'ne 
dönüsmüs durumdadır ve 1 Ocak 2015'ten itibaren de Avrasya Birliği'ne dönüsecektir. 

Kırgızistan, Tacikistan ve Ermenistan’ın Avrasya Birliği’nin üyesi olması beklenmektedir.22 

Rusya ve Çin’in liderliğinde 1996 yılında kurulan ve daha sonra kurumsallasan Sangay İsbirliği Teskilâtı ise hem uluslar arası sistemin çok kutuplu yapıda olduğunu göstermekte hem de Rusya’nın Orta Asya’da Çin ile isbirliği yaparak O’nu bölgede sınırlandırma stratejisi olarak değerlendirilmektedir. Teskilâtın üyeleri; Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’dır. Hindistan, Pakistan, Dran, Afganistan ve Moğolistan gözlemci üye Türkiye, Beyaz Rusya ve Sri Lanka ise diyalog ortaklarıdır.23 Moskova yönetimi olusturduğu bu siyasi, askeri ve ekonomik ortaklıklarla AB ve NATO’nun doğu yönünde genislemesini engellemeye çalısmıstır. Bununla birlikte enerji kaynak alanlarını ve enerji aktarım hatlarını kontrol altında bulundurarak enerji ihracatı noktasında tekel olma politikasını takip etmektedir. 

Avrasya’nın batı tarafındaki ittifak sistemine (Avruap-Atlantik kurumları) baktığımızda soğuk savas sonrası dönemde kendilerini yenilediklerini görmekteyiz. Bu yenilenme hem genisleme yolu ile yeni üyeler alma hem de yapısal değisiklikler seklinde gerçeklesmistir. AB ve NATO’nun doğu yönünde genislemesine paralel olarak ABD’nin öncülüğünde 1997 yılında Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova arasında daha sonra 2006 yılında adı “Demokrasi ve Ekonomik Gelisme İçin Organizasyon-GUAM” olarak 
değistirilen GUAM teskilâtı kurulmustur. Birlesik Devletler bu teskilât ile Moskova’nın bu ülkeler üzerindeki baskısını azalmak ve bu ülkelerin bağımsızlıklarını güçlendirmek istemistir. 1999-2005 yılları arasında Özbekistan bu teskilâta üye olmus ve daha sonra ayrılmıstır. Bu yıllarda teskilât GUUAM olarak adlandırılmıştır. Türkiye ve Litvanya teşkilâtın gözlemci üyeleridir.24 

21’inci yüzyılda Doğu Avrupa, Karadeniz, Güney Kafkasya, Hazar Havzası ve Orta Asya’da Rusya ile Batı arasındaki jeopolitik rekabet devam etmektedir. Bu rekabet enerji kaynakları ve enerji kaynakları aktarım hatlarının kontrolü noktasında sürmektedir. Ukrayna ve Gürcistan’ın AB ve NATO üyelik niyetleri son 10 yılda önemli sorunları ve çatısmaları da beraberinde getirmistir. Gelecek dönemde Rusya ile Batı (AB ve NATO) arasındaki rekabetin Ukrayna, Moldova ve Gürcistan üzerinden yürütüleceği görülmektedir. Bu üç ülke enerji 
kaynaklarının Batı pazarlarına ulaştırılmasında kilit aktör konumunda bulunmaktadırlar. Bu üç ülkenin hangi tarafta kalacağı jeopolitik rekabetin de sonucunu belirleyecektir. 21 Kasım 2013’te Ukrayna’da baslayan ve giderek derinlesen krizi de bu jeopolitik rekabetin bir parçası olarak okumak gerekmektedir. Bu kapsamda Ukrayna krizi AB’nin enerji güvenliği konusu ile yakından ilgilidir. 

Ukrayna Krizi ve AB Enerji Güvenliği 

2003 ve 2004 yıllarında Gürcistan (Kadife/Gül Devrimi) ve Ukrayna’da (Turuncu Devrim) yasanan renkli devrimlerin bir sonucu olarak Kiev ve Tiflis’te Avrupa-Atlantik kurumlarına entegre olmak isteyen yönetimler iktidara gelmistir. 2004-2013 yılları arasında Mikhail Saakashvili yönetimindeki Gürcistan’da Rusya ile iliskiler zayıflamıs, ABD ve AB ile yakın iliskiler gelistirilmistir. NATO ve AB üyeliği temel hedef olarak belirlenmistir. Bu durumu Güney Kafkasya’daki çıkarlarına aykırı gören Moskova ise 2008 yılında Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgesi Güney Osetya’ya bu bölgede yasayan Rusları koruma bahanesi ile müdahale etmistir. Moskova 2008 yılında yaptığı bu müdahale ile Gürcistan’ın ve Batı’nın Güney Kafkasya’daki girisimlerinin önüne geçmistir. Rusya Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanımıs ve bu bölgelerde askerî üsler tesis etmistir. Rusya Gürcistan müdahalesinin ardından dikkatini Ukrayna üzerine yoğunlastırmıstır. 

2005 yılında Ukrayna’da iktidara gelen Batı yanlısı Victor Yusenko 2010 yılında yapılan seçimlere katılmamıs, onun yerine basbakan Yulia Timesenko eski basbakanlardan Rusya yanlısı Victor Yanukoviç’e karsı yarısmıstır. Rusya’nın, Ukrayna’daki Rusların ve Rusya yanlısı Ukraynalıların desteğini alan Yanukoviç seçimi kazanarak Kiev’de iktidarı ele almıstır. Bu iktidar değisimi ile 2005-2010 yılları arasında Ukrayna’da hâkim olan Batı yanlısı eğilim Kiev yönetiminden uzaklastırılmıstır. 2010 yılında Yulia Timesenko Rusya ile yaptığı bir doğal gaz antlasmasında usulsüzlük yaptığı ve ülke çıkarlarını korumadığı için yedi yıl hapse mahkum edilmistir.25 Yanukoviç’in muhalif grupları bastırma girisimi olarak değerlendirilen bu hareket ABD ve AB tarafından kınanmıs ve Timesenko’nun hapisten çıkarılması için Kiev Yönetimine baskı yapılmıstır. 

Victor Yanukoviç iktidara gelir gelmez Rusya ile Ukrayna arasındaki iliskileri gelistirme yönünde adımlar atmıstır. Öncelikle süresi 2017 yılında dolacak olan Rusya’nın Sivastopol (Kırım) askeri üssünün süresini yapılan bir antlasma ile 25 yıl uzatmıstır.26 Rusya bu antlasma ile hem Kırım hem de Karadeniz üzerinde jeopolitik avantaj elde etmistir. Bu üssün kira geliri de Ukrayna’ya satılan doğal gaz üzerinden ödenmeye baslanmıstır. Yine bu dönemde Rusya ile Ukrayna arasında serbest ticaret antlasması imzalanmıstır. Yapılan bu serbest ticaret antlasması Ukrayna’nın endüstri bölgesi olan doğusunda (Harkiv, Luhansk ve Donetks) yasayan Rusların ve Rusya yanlısı Ukraynalıların ekonomik olarak Rusya ile daha da entegre olmasını sağlamıstır. 

Victor Yanukoviç NATO ile iliskilerini azaltırken, ekonomik gerekçelerle AB ile olan iliskilerini devam ettirmistir. AB’nin 2009 yılında baslattığı Doğu Ortaklığı (Eastern Partnership) programına Beyaz Rusya, Moldova, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’la birlikte yer almıstır. Buna rağmen, Rusya’nın sahip olduğu doğal gaz ve petrolün Avrupa pazarlarına aktarılmasında önemli bir transit ülke konumunda olan Ukrayna’nın 2010 yılından itibaren Rusya’nın etkisi altında olduğunu söyleyebiliriz. AB enerji güvenliğini göz önünde bulundurarak Ukrayna’nın Avrupa-Atlantik kurumlarına dâhil olmasını, serbest piyasa ekonomisine tam geçis yapmasını, demokrasi, insan hakları, azınlıkların korunması ve hukuk devleti konusunda gerekli reformları yapmasını ve her seyden önemlisi Moskova’nın etkisinden kurtulmasını istemistir. Bu kapsamda AB Ukrayna ile Doğu Ortaklığı programı çerçevesinde Ortaklık ve Kapsamlı Serbest Ticaret Antlasması yapmak istemistir. Brüksel ve Kiev arasındaki müzakereler sonucu söz konusu antlasmaların 28-29 Kasım 2013’te AB’nin 
Vilnius Zirvesinde imzalanması kararlastırılmıstır. Bahse konu antlasmaların Ukrayna açısından önemli kazançlar getireceği bir gerçek olduğu için Yanukoviç yönetimi bu antlasmaları imzalamak istemistir. AB antlasmaların imzalanabilmesi için Timesenko’nun serbest bırakılmasını sart kosmustur. Fakat Yanukoviç en önemli siyasi rakibinin serbest bırakılması konusunda isteksiz davranmıstır. Bununla birlikte Moskova yönetimi AB ile Ukrayna arasında yapılacak kapsamlı serbest ticaret antlasmasının Rusya’nın ekonomik 
çıkarlarına zarar vereceğini açıklamıs, eğer antlasma imzalanırsa Ukrayna’ya olan doğal gaz akısını keseceğini açıklamıstır. Bu durum hem Rus doğal gazına bağımlı Ukrayna ve Avrupa’yı hem de transit geçisten kazanç sağlayan Ukkrayna’yı doğrudan etkilemistir. 

Yanukoviç, Vilnius Zirvesinden önce AB’ye basvurarak doğal gaz kesintisinden kaynaklanacak Ukrayna’nın ekonomik kayıplarının karsılanmasını istemis ve 10 milyar dolarlık bir yardım talep etmistir. Fakat kriz içerisinde bulunan AB bu yardımı çok bularak vermek istememistir. Bunun üzerine Yanukoviç Vilnius’ta söz konusu antlasmaları imzalamamıs ve aynı zamanda Timesenko’yu da serbest bırakmamıstır. Bütün bu olaylar baskent Kiev’de 21 Kasım 2013’ten itibaren AB ile ortaklık ve kapsamlı serbest ticaret antlasmasının imzalanması yönünde gösterilerin baslamasına yol açmıstır, 28-29 Kasım 2013’te Vilnius’ta antlasmaların imzalanmaması üzerine gösteriler daha da yoğunlasmıstır.27 

AB ile ortaklık ve kapsamlı serbest ticaret antlasmasını imzalamayan Yanukoviç Rusya ile olan iliskilerini daha da sıkılastırmıstır. Moskova ve Kiev arasında 17 Aralık 2013’te imzalanan antlasma ile Moskova Ukrayna’ya 15 milyar dolar yardım yapma taahhüdünde bulunmustur. Bununla birlikte bin metreküpü 400 $’dan sattığı doğal gazın fiyatını 285.5 dolara indirmis ve Yanukoviç yönetimine olan desteğini sürdüreceğini beyan etmistir. Kiev ile Moskova arasındaki bu antlasma Batı yanlısı grupların tepkilerini daha da arttırmıs ve gösteriler daha da yoğunlastırmıstır. Yanukoviç gösterilerin önünü alabilmek için mecliste çoğunluğu olan kendi Bölgeler Partisi vasıtasıyla gösterileri, haberlesme, internet, yürüyüs ve protestoları kısıtlayan bir yasa kabul ettirmistir. Bu ise gösterilerin daha da artmasına ve Yanunkoviç karsıtlığına dönüsmesine yol açmıstır. ABD ve AB de Kiev yönetimi üzerindeki baskılarını arttırmıstır. Bütün bu baskıların sonucu olarak 21 Subat 2014’te Victor Yanukoviç ülkeyi terk etmistir. Ukrayna’da devlet baskanlığı seçimlerinin yapılacağı 25 Mayıs 2014 tarihine kadar muhaliflerden olusan geçici bir yönetim kurulmustur. Moskova bu olayı bir darbe olarak değerlendirmis, geçici yönetimi tanımamıs, Ukrayna’ya 
yapacağı yardımları askıya almıs ve doğal gaz fiyatını 285.5 $’dan 485.5$ çıkarmıstır.28 Buna karsılık ABD ve AB geçici yönetimi tanımıs ve yeni Kiev yönetimine siyasi, diplomatik ve ekonomik destek vermistir. 

Geçici yönetimin göreve gelmesi ile birlikte Ukrayna’nın doğu ve güneyinde yasayan Rusya yanlıları yönetime karsı ayaklamıslar ve yeni bir durum ortaya çıkmıstır. Bu gösteriler Rusya tarafından desteklenmistir. Geçici yönetim bu ayaklanmalara karsı sert tedbirler almıs ve bu gösterileri terörist hareketler olarak değerlendirmistir. Rusya geçici yönetimin Rusya yanlısı gruplara karsı tedbirlerine siddetle karsı çıkmıs ve Ukrayna’da yasayan Rusların ve 

Rusça konusan halkların çıkarlarını korumak için müdahale edeceğini söylemistir. Bu kapsamda Kırım’daki olaylar artmıstır. Kırım’da yasayan 2 milyon halkın %59’u Rus, %12’si ise Tatarlardan olusmaktadır ve geriye kalanlar ise Ukraynalıdır. Bu bölgede yasayan halk, yasanan olaylar karsısında kendi meclisleri vasıtasıyla bağımsızlık için referandum kararı almıslarıdır. 16 Mart 2014’te yapılan referandumla Kırım bağımsızlığını ilân etmis ve Rusya’ya katılmaya karar vermistir. Bu karar Rusya tarafından kabul edilmis ve böylece 
Kırım Rusya tarafından ilhak edilmistir. Bu ilhak uluslar arası kamuoyu tarafından kabul edilmemistir. 

Kırım’ın ilhakı Ukrayna’da yasanan krizi daha da derinlestirmis, Kiev yönetimi ile Moskova arasındaki iliskiler daha da bozulmustur. ABD ve AB Rusya üzerinde baskı olusturmus, Kırım’ın ilhakında sorumlu gördükleri bazı Rusya ve Ukrayna vatandaslarına yaptırım kararı almıslardır. Bu kisilerin seyahatlerine kısıtlama getirilmis, ticari faaliyetleri askıya alınmıs ve hesapları dondurulmustur. Kırım’ın ilhakından sonra Rusya’nın Karadeniz havzasında stratejik üstünlük sağladığı değerlendirilmektedir. 

Kırım’ın ilhakından sonra Ukrayna’nın doğusunda Harkiv, Luhansk ve Donetsk’te Moskova’nın desteği ile gösteriler daha da artmıstır. Ukrayna bu bölgelere müdahalede bulunmus ve fakat silahlı gruplar karsında basarılı olamamıstır. 
Bununla birlikte Rusya Ukrayna’nın doğu sınırına asker yığmıs ve askeri tatbikatlar icra etmeye baslamıstır. Gelisen bu durum krizi daha da derinleş tirmiş, Batı Ukrayna’ya desteğini açıklamıs ve yaptırım uyguladığı kisi sayısını arttırmıstır. ABD yaptırımlar konusunda daha ısrarcı davranırken, Rusya ile ekonomik iliskileri olan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri yaptırımlara karsı çıkmıstır. 
Rusya ile AB arasındaki ticaret hacmi yaklasık 330 milyar dolardır.29 Rusya ile ABD arasında ise ticaret hacmi yaklasık 38 milyar dolardır. Bu rakamlarda göstermektedir ki ekonomik açıdan Rusya ve AB birbirlerine bağımlıdırlar. Bu nedenle ekonomik yaptırımlar konusunda ABD ile AB arasında görüs farklılıkları bulunmaktadır. Bu durum Moskova’nın elini güçlendirmektedir. Bununla birlikte Polonya ve Baltık ülkeleri kendilerini Rusya’nın yakın tehdidi altında gördükleri için yaptırımların arttırılmasını ve kendi ülkelerinde NATO’nun varlığının arttırılmasını istemisleridir. 

25 Mayıs 2014 seçimlerini Ukrayna’da Batı yanlısı Petro Poresenko kazanmıs, seçimler ülkenin doğu ve güneyi ile Kırım’da yapılamamıstır. Rusya kendi üzerindeki baskıları azaltmak ve ekonomik yaptırımları hafifletmek için seçimlerden önce Ukrayna’nın doğusundaki tatbikatlarını durdurmus ve askerlerini geri çekmistir. Bu durum Batı tarafından memnuniyetle karsılanmıstır. Rusya Petro Poresenko’yu tanımıs ve onunla sorunun çözümü için dolaylı müzakereler gerçeklestirmistir. Moskova Ukrayna’da yasayan Rusların ve Rusça konusan halkların çıkarlarını koruyacağını belirtmis, Ukrayna’da ayrılıkçılara destek verdiği yönündeki iddiaları reddetmistir ve Kiev yönetimine ayrılıkçılarla müzakere etmesini söylemistir. Bununla birlikte seçimlerden önce Dunbass olarak bilinen bölgede Luhansk Halk Cumhuriyeti ve Donetsk Halk Cumhuriyeti adı ile bağımsızlık ilanları gerçeklesmistir. 

Poresenko yönetimi Batı’nın da desteğini arkasına alarak Beyaz Rusya’nın baskenti Minsk’te ayrılıkçılarla görüsmüstür. Görüsmelere Ukrayna adına eski devlet baskanı Leonid Kuçma, ayrılıkçıların temsilcileri ve Rusya katılmıstır. Bu müzakere süreci devam etmekle birlikte, henüz bir çözüme ulasılamamıstır.30 

Moskova kendisi ile Kiev arasındaki sorunları ekonomik temelli olarak tanımlamıstır. 28 Haziran 2014’te AB ile Ukrayna’nın ortaklık ve kapsamlı serbest ticaret antlasması imzalaması Moskova’yı rahatsız etmistir. Moskova Ukrayna’ya olan doğal gaz akısını durdurmustur. Bu antlasmanın Ukrayna ile arasında mevcut serbest ticaret antlasması nedeni ile kendi çıkarlarına zarar verdiğini belirtmistir. Bu antlasmanın uygulanması AB tarafından bir yıl ertelenmistir. Moskova ikinci sorun alanı olarak Ukrayna’nın birikmis doğal gaz 
borçlarını göstermistir. Yaklasık 4,5 milyar $ olarak açıklanan borçların Kiev tarafından hemen ödenmesini istemistir. Kiev bu borcun bir kısmını ödese de tamamını kapatamamıs ve iki ülke arasındaki anlasmazlık devam etmistir. Bir diğer sorun ise Rusya’nın Ukrayna’ya pahalı doğal gaz satmasıdır. Rusya Beyaz Rusya’ya bin metre küpü 170 dolar, Ermenistan’a 189 dolardan dola gaz satarken, Ukrayna’ya 485,5 dolardan satmaktadır. AB ülkelerine ise ortalama 385 dolardan doğalgaz satmaktadır. Rusya AB üyesi ülkelere de farklı fiyatlar 
uygulamaktadır.31 

Kendisi ile yakın stratejik ilsikileri bulunan ülkelere daha uzcuz doğal gaz satarken, bazı ülkelere ise yüksek doğal gaz uygulamaktadır. Bu durum aynı ekonomik sistem içinde bulunan AB üyesi devletler arasında haksız rekabete yol açmaktadır. AB ortak bir dıs ve güvenlik politikası belirleyememenin yanında aynı zamanda ortak bir enerji politikası üretebilecek mekanizmaları da olusturamamıstır. Bu nedenle üye ülkeler arasında farklılıklar bulunmaktadır. 

Bu durumdan mağdur olan AB üyesi devletler Birlik içerisinde “Enerji Birliği”nin tesis edilmesini istemektedirler. Hâlihazırda Birlik düzeyinde enerji politikalarının olusturulmasında üye devletler arasında oy birliği esası uygulanmaktadır. Enerji politikaları Komisyon’un bu islerden sorumlu üyesi tarafından koordine edilmektedir. 

Ukrayna’da Kiev yönetimi ile ayrılıkçılar arasında 5 Eylül 2014 tarihinden buyana bir ateskes durumu söz konusu olsa da ülkenin güney ve doğusundaki çatışma lar devam etmekte ve Kırım’ın Rusya tarafından isgâl edilmis durumu sürmektedir. 

Ukrayna özellikle 2003 yılından itibaren Rusya ile Batı (ABD ve AB) arasında yasanan jeopolitik rekabete konu olmustur. Avrasya’da doğu ile batıyı birbirine bağlayan coğrafî konumu ile Ukrayna jeostratejik öneme sahip bir ülkedir. Ukrayna’da ülkenin doğu ve güneyinde yasayan Ruslar ve Rusça konusan Ukraynalılar Moskova ile yakın iliskiler gelistirmek istemektedir. Ülkenin bu kesimi ekonomik olarak Rusya ile entegre olmus durumdadır. Milliyetçi Ukraynalılar ise ülkenin orta ve batı kesimlerinde yasamakta, 
genellikle tarımla uğrasmakta ve AB ülkeleri ile tarıma dayalı ticari iliskiler gelistirdikleri için AB ile uyum sağlamak istemektedirler. Ukrayna’nın doğu ve batı kesimlerinin mevcut bu durumu Ukrayna’da meydana gelen gelismelerin de temel sebebidir. ABD ve AB ile Rusya arasındaki rekabet Ukrayna’daki bu ayrısma üzerinden yürütülmektedir. 

Ukrayna’nın hem kendisi hem de AB üyesi ülkeler ekonomileri için gerekli olan enerjinin önemli bir kısmını Rusya’dan ithal etmektedirler. Enerji konusunda Rusya’ya bağımlılık Ukrayna’da %60, AB’de ise %30 seviyelerindedir. Bu bağımlılık Ukrayna ve AB’de hassasiyet yaratmaktadır. Buna karsılık olarak Rusya’da enerji ihracatının 2/3’ünü Avrupa’ya yapmaktadır. Rus ekonomisi enerji ihracatına dayanmakta, AB üyesi ülkelerden de ithalat yapmaktadır. Kısacası AB ve Rusya arasında ekonomik karsılıklı bağımlılık olusmus 
durumdadır. Ukrayna bu ekonomik karsılıklı bağımlılığın düğüm noktasıdır. Ukrayna’da yasanan kriz bu nedenle AB ve Rusya’da ciddi rahatsızlık yaratmıs ve ekonomik kayıplara yol açmıstır. Rusya ile yakın ekonomik iliskileri olan Almanya, İtalya ve Fransa gibi büyük ülkelerle, bazı Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ulusal ekonomik çıkarlarını düsünerek Rusya’ya uygulanan yaptırımlara karsı çıkmıstır. 

5 Eylül 2014’te yapılan ateskes sonrası dönemde Poresenko ülkenin doğu ve güney bölgelerinde yasayan ayrılıkçılara özerklik verilmesi ve ağır suçlara karısmayan tutukluların serbest bırakılması için çalıstıklarını açıklamıstır. Kırım’ın Rusya tarafından isgâl edilmis durumu ise sürmektedir. Ukrayna ile Rusya arasında doğal gaz fiyat anlasmazlığı devam etmekte ve Kiev’in Moskova’ya ödenmemis doğal gaz borcu bulunmaktadır. Önümüzdeki günlerde bu konuların çözümü gerekecektir. Ekonomik krizden kurtulmaya çalısan AB ekonomisi için enerjinin istikrarlı bir sekilde temini ve yaklasan kıs nedeni ile doğal gazın Avrupa’ya kesintisiz aktarılması önem arz etmektedir. 

Sonuç 

Soğuk Savas’ın sona ermesi bir dönemi sona erdirmis ve yeni bir uluslararası sistemin doğmasına zemin hazırlamıstır. Tek kutuplu dünya söylemlerine karsın uluslararası sistem Batı’nın görece güç kaybı ve diğerlerinin de güç kazanması ile çok kutuplu bir yapıya doğru evrilmistir. 11 Eylül terör saldırıları ve ardından Birlesik Devletlerin Afganistan ve Irak harekâtları İslâm dünyası ile Batı’nın karsı karsıya gelmesine neden olmustur. Artık uluslararası sistemdeki ayrısma medeniyetler üzerinden okunmaya baslanmıstır. 

2003 yılında Washington’un Ortadoğu’ya müdahalesi enerji fiyatlarında artısa neden olmus ve enerji ihracatçısı ülkelerin finansal sermaye birikimleri artmıstır. Bu kasamda Putin yönetimi ile siyasi istikrarı yakalayan Rusya, eski küresel güç konumuna dönmek için siyasi, ekonomik ve askeri çabalarını arttırmıstır. Bu durum ABD ( NATO) ve AB’nin tepkisi ile karsılasmıstır. AB’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığı ve karsılıklı ekonomik bağımlılık Avrasya coğrafyasındaki jeopolitik iliskileri de doğrudan etkilemistir. Rusya sahip olduğu enerji kaynaklarının ve bu enerji kaynaklarını dünya pazarlarına ulastıracak aktarım hatlarının güvenliğini en öncelikli politika olarak belirlemistir. Bununla birlikte yaptığı ikili antlasmalarla Hazar havzası enerji kaynaklarını da kontrol etmek istemistir. Hazar havzası enerji kaynaklarının kendi üzerinden Batı pazarlarına ulastırılması Moskova tarafından öncelikli bir politika olarak belirlenmistir. 

Rusya’nın sahip olduğu enerji kaynaklarının Avrupa pazarlarına ulastırılmasında en ekonomik yol olan boru hatları Ukrayna üzerinden geçmektedir. Enerji aktarım hattı ülkesi olması nedeni ile Ukrayna Rusya tarafından stratejik öneme sahip bir ülke olarak görülmüstür. 

Bununla birlikte Rusya’nın sınırlanması ve enerji üzerindeki tek elinin kırılması açısından Ukrayna, Moldova ve Gürcistan gibi ülkeler de Batı tarafından stratejik öneme sahip ülkeler olarak değerlendirilmistir. 21 Kasım 2013’te baslayan Ukrayna krizini Avrasya’daki jeopolitik rekabetin bir sonucu olarak okumak gerektiğini değerlendiriyoruz ve bu krizin orta ve kısa vadede de çözümünün zor olacağını düsünüyoruz. 


DİPNOTLAR;


1 Uluslararası Ekonomik Göstergeler Raporu, TC Kalkınma Bakanlığı, Ankara, 2013, s.9,13,14,18,3739,59,60. 
2 BP Statistical Review of World Energy, June 2013, http://www.bp.com/content/dam/bp/pdf/statisticalreview/
statistical_review_of_world_energy_2013.pdf, (Erisim 25.09.2014). 
3 Jan Frederick Braun, “EU Energy Policy Under the Treaty of Lisbon Rules: Between a New Policy and 
Business as Usual”, EPIN Working Paper No:31, 2011, 
http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=2001357, (Erisim 25.09.2014). 
4 Energy Production and Imports, 
http://epp.eurostat.ec.europa.eu/statistics_explained/index.php/Energy_production_and_imports , (Erisim 25.09.2014). 
5 Patrick Pouyanné, “Increasing European Energy Production”, Brussels, 2014, 
http://ec.europa.eu/energy/events/doc/20140521_essc_presentation_patrick_pouyanne.pdf, (Erisim 25.09.2014). 
6 Helena Smith, “US Vice-President Joe Biden Pushes Energy Cooperation in Visit to Cyprus”, 
http://www.theguardian.com/world/2014/may/22/us-vice-president-joe-biden-visits-cyprus-energy-cooperation, (Erisim 25.09. 2014). 
7 Cornelius Adebahr, “Easing EU Sanctions to Iran”, Carnegie Endowment for International Peace, 
http://carnegieendowment.org/2014/06/16/easing-eu-sanctions-on-iran, (Erisim 25.09.2014). 
8 Bilge Adamlar Kurulu Raporu, Rapor No:60, Dstanbul, 2014, s.11-14, 
http://www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/0-96-2014042413kafkasya-raporu-internet1.pdf, (Erisim 25.09.2014). 
9 Hasan Selim Özertem, “Ukrayna’daki Krizin Avrupa Enerji Güvenliğine Etkisi”, USAK Analist Dergisi, Ankara, Temmuz 2014, s.80-81. 
10 Doğal Gaz Piyasası 2013 Yılı Sektör Raporu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Ankara, 2013, s.4-5. 
11 Petrol Piyasası 2013 Yılı Sektör Raporu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Ankara, 2013, s.2-4. 
12 Emine Filoğlu, “Dünya’da ve Türkiye’de Doğal Gaz ve Shale Gas (Kaya Gazı) Teknolojileri ve Ticareti”, Uluslararası Enerji ve Çevre Konferansı Sunumu, 25.04.2013. 
13 AB Nükleer Güvenlik Düzenlemelerini Sıkılastırıyor, 
http://www.euractiv.com.tr/enerji/article/ab-nukleerguvenlik-duzenlemelerini-sikilastiriyor-029799, (Erisim 12.06.2014). 
14 David Buchan, Europe’s Energy Security -Caught Between Short-term Needs and Long-term Goals, The 
Oxford Institute for Energy Studies, July 2014, s.5., http://www.oxfordenergy.org/2014/07/europes-energy-
security-caught-between-short-term-needs-and-long-term-goals/, (Erisim 25.09.2014). 
15 Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, İstanbul, 39. Baskı, 2009, s.109-115. 
16 Aleksandr Dugin, Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklasım, çev.Vügar Dmanov, Küre Yayınları, İstanbul, 2003, s.359-360. 
17 Olesya Aldushenko, Russia interested in the Russian diaspora living abroad, Russia Beyond the Headlines, 1 October 2012, http://rbth.com/articles/2012/10/01/russia_interested_in_the_russian_diaspora_living_abroad_ 
18739.html, (Erisim 25.09.2014). 
18 Haydar Çakmak, Avrupa Birliği’nin Etnik Yapısı, Kripto Yayınları, Ankara, 2012, s.42,80,89. 
19 Zbigniew Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası, çev. Yelda Türedi, Dnkilâp Yayınları, İstanbul, 2005, s.133. 
20 M. Vedat Gündüz, Kafkasya’da Siyaset, Kadim Yayınları, Ankara, 2012, s. 254-256. 
21 Bilge Adamlar Kurulu Raporu, Rapor No:60, İstanbul, 2014, s.17-20, 
http://www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/0-96-2014042413kafkasya-raporu-internet1.pdf, (25.09.2014). 
22 The Eurasian Union The other EU, The Economist, 
http://www.economist.com/news/europe/21613319-why-russia-backs-eurasian-union-other-eu, (Erisim 23 August 2014) 
23 Marina Sorkina, “Shanghai Cooperation Organisation (Geopolitics at the Crossroads of Eurasia)”, s.53-81, 
http://lib.ugent.be/fulltxt/RUG01/001/458/385/RUG01-001458385_2011_0001_AC.pdf, (Erisim 10.08.2014). 
24 Bilge Adamlar Kurulu Raporu, “Karadeniz’deki Gelismeler ve Türkiye, Rapor No:62, İstanbul, 2014, s.11, 
http://www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/0-96-2014090344karadeniz1.pdf, (11.09.2014). 
25 Uğur Özgöker, “Yeni Soğuk Savas esiğinde: Ukrayna ve Kırım”, 
http://www.euractiv.com.tr/politika-000110/analyze/ugur-ozgoker-yeni-soguk-savas-esiginde-ukrayna-ve-kirim-029313, (Erisim 12.03.2014). 
26 RussiantroopsstormUkrainianbasesinCrimea,
http://www.bbc.com/news/world-europe-26698754,(Erisim22.03.2014). 
27 Max Fisher, “What is the Ukraine Crisis?”, 
http://www.vox.com/cards/ukraine-everything-you-need-toknow/what-is-the-ukraine-crisis, (Erisim 03.09.2014). 
28 “Ukrayna ile Rusya Arasındaki Anlasmazlık Yeni Doğalgaz Krizine Yol Açtı”, 
http://www.euractiv.com.tr/enerji/article/ukrayna-ile-rusya-arasindaki-odeme-anlasmazligi-yeni-dogalgaz-krizibeklentisine-yol-acti-029672, (Erisim 03.09.2014). 
29 Uluslararası Ekonomik Göstergeler Raporu, TC Kalkınma Bakanlığı, Ankara, 2013, s.106-107. 
30 Nick Cunningham, “Russia Needs to Sell Gas More Than EU Needs to Buy It”, 
http://oilprice.com/Energy/Energy-General/Russia-Needs-to-Sell-Gas-More-than-EU-Needs-to-Buy-it.html, (Erisim 04.03.2014). 
31 “Ukrayna ile Rusya Arasındaki Doğalgaz Görüsmeleri Sonuçsuz Kaldı”, 
http://www.euractiv.com.tr/enerji/article/ukrayna-ile-rusya-arasindaki-dogalgaz-gorusmeleri-sonucsuz-kaldi-029816, (Erisim 16.06.2014). 

KAYNAKÇA 

“Ukrayna ile Rusya Arasındaki Anlasmazlık Yeni Doğalgaz Krizine Yol Açtı”, 
http://www.euractiv.com.tr/enerji/article/ukrayna-ile-rusya-arasindaki-odeme-anlasmazligi-yeni-dogalgaz-krizi-beklentisine-yol-acti-029672, (Erisim 03.09.2014). 
“Ukrayna ile Rusya Arasındaki Doğalgaz Görüsmeleri Sonuçsuz Kaldı”, 
http://www.euractiv.com.tr/enerji/article/ukrayna-ile-rusya-arasindaki-dogalgaz-gorusmeleri-sonucsuz-kaldi-029816, (Erisim 16.06.2014). 
AB Nükleer Güvenlik Düzenlemelerini Sıkılastırıyor, 
http://www.euractiv.com.tr/enerji/article/ab-nukleer-guvenlik-duzenlemelerini-sikilastiriyor-029799, (Erisim 12.06.2014). 
Adebahr, Cornelius: “Easing EU Sanctions to Iran”, Carnegie Endowment for International Peace, 
http://carnegieendowment.org/2014/06/16/easing-eu-sanctions-on-iran, (Erisim 25.09.2014). 
Aldushenko, Olesya: Russia interested in the Russian diaspora living abroad, Russia Beyond the Headlines, 1 October 2012, 
http://rbth.com/articles/2012/10/01/russia_interested_in_the_russian_diaspora_living_abroad_18739.html, (Erisim 25.09.2014). 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu, “Karadeniz’deki Gelismeler ve Türkiye, Rapor No:62, İstanbul, 2014, 
http://www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/0-96-2014090344karadeniz1.pdf, (11.09.2014). 
Bilge Adamlar Kurulu Raporu, Rapor No:60, İstanbul, 2014, 
http://www.bilgesam.org/Images/Dokumanlar/0-96-2014042413kafkasya-raporu-internet1.pdf, (Erisim 25.09.2014). 
BP Statistical Review of World Energy, June 2013, 
http://www.bp.com/content/dam/bp/pdf/statistical-review/statistical_review_of_world_energy_2013.pdf, (Erisim 25.09.2014). 
Braun, Jan Frederick: “EU Energy Policy Under the Treaty of Lisbon Rules: Between a New Policy and Business as Usual”, EPIN Working Paper No:31, 2011, 
http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=2001357, (Erisim 25.09.2014). 
Brzezinski, Zbigniew: Büyük Satranç Tahtası, çev. Yelda Türedi, İnkilâp Yayınları, İstanbul, 2005. 
Buchan, David: Europe’s Energy Security -Caught Between Short-term Needs and Long-term Goals, The Oxford Institute for Energy Studies, July 2014, s.5., 
http://www.oxfordenergy.org/2014/07/europes-energy-security-caught-between-short-term-needs-and-long-term-goals/, (Erisim 25.09.2014). 
Cunningham, Nick: “Russia Needs to Sell Gas More Than EU Needs to Buy It”, 
http://oilprice.com/Energy/Energy-General/Russia-Needs-to-Sell-Gas-More-than-EU-Needs-to-Buy-it.html, (Erisim 04.03.2014). 
Çakmak, Haydar: Avrupa Birliği’nin Etnik Yapısı, Kripto Yayınları, Ankara, 2012. 
Davutoğlu, Ahmet: Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, Dstanbul, 39. Baskı, 2009. 
Doğal Gaz Piyasası 2013 Yılı Sektör Raporu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Ankara, 2013. 
Dugin, Aleksandr: Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklasım, çev.Vügar Dmanov, Küre Yayınları, Dstanbul, 2003. Energy Production and Imports, 
http://epp.eurostat.ec.europa.eu/statistics_explained/index.php/Energy_production_and_imports, (Erisim 25.09.2014). 
Filoğlu, Emine: “Dünya’da ve Türkiye’de Doğal Gaz ve Shale Gas (Kaya Gazı) Teknolojileri ve Ticareti”, Uluslararası Enerji ve Çevre Konferansı Sunumu, 25.04.2013. 
Fisher, Max: “What is the Ukraine Crisis?”, http://www.vox.com/cards/ukraine-everything-you-need-to-know/what-is-the-ukraine-crisis, (Erisim 03.09.2014). 
Gündüz, M. Vedat: Kafkasya’da Siyaset, Kadim Yayınları, Ankara, 2012. 
Özertem, Hasan Selim: “Ukrayna’daki Krizin Avrupa Enerji Güvenliğine Etkisi”, USAK Analist Dergisi, Ankara, Temmuz 2014. 
Özgöker, Uğur: “Yeni Soğuk Savas esiğinde: Ukrayna ve Kırım”, 
http://www.euractiv.com.tr/politika-000110/analyze/ugur-ozgoker-yeni-soguk-savas-esiginde-ukrayna-ve-kirim-029313, (Erisim 12.03.2014). 
Petrol Piyasası 2013 Yılı Sektör Raporu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Ankara, 2013. 
Pouyanné, Patrick: “Increasing European Energy Production”, Brussels, 2014, 
http://ec.europa.eu/energy/events/doc/20140521_essc_presentation_patrick_pouyanne.pdf, (Erisim 25.09.2014). 
Russian troops storm Ukrainian bases in Crimea, http://www.bbc.com/news/world-europe-26698754, (Erisim 22.03.2014). 
Smith, Helena: “US Vice-President Joe Biden Pushes Energy Cooperation in Visit to Cyprus”, 
http://www.theguardian.com/world/2014/may/22/us-vice-president-joe-biden-visits-cyprus-energy-cooperation, (Erisim 25.09. 2014). 
Sorkina, Marina: “Shanghai Cooperation Organisation (Geopolitics at the Crossroads of Eurasia)”, 
http://lib.ugent.be/fulltxt/RUG01/001/458/385/RUG01-001458385_2011_0001_AC.pdf, (Erisim 10.08.2014). 
The Eurasian Union The other EU, The Economist, 
http://www.economist.com/news/europe/21613319-why-russia-backs-eurasian-union-other-eu, (Erisim 23 August 2014). 
Uluslararası Ekonomik Göstergeler Raporu, TC Kalkınma Bakanlığı, Ankara, 2013. 



***