24 Şubat 2016 Çarşamba

BİR MEKTUBA CEVAP


BİR  MEKTUBA  CEVAP


AYDINLIK GELECEK Hareketi] Re: Sayın Serdar Ant'ın eleştirisi için bir açıklama + Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'a açık mektup No: 2

"Çanakkale İl Başkanı" imzalı bu yazı Zuhat Uzun isimli kişiden gelmiş. Oysa İşçi Partisi web sitesinde Çanakkale İl Başkanı olarak görünen isim Zuhat Yokuş...  İkisi aynı kişi midir, bilmiyorum. Öncelikle bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Çünkü " Çanakkale İl Başkanı " şeklinde imza atıldığına göre, Ali Serdar Bolat gibi kendi adına değil, İşçi Partisi adına konuşuyor bu Zuhat Uzun! 


Kendisine yanıtım şudur: SAÇMALAMAYIN... 

Kimse adına, herhangi bir örgüt, oluşum ya da hareket adına konuşmuyorum. Sadece " Serdar Ant " olarak düşüncelerimi söylüyorum. Hiçbir örgüt, hareket ya da oluşumla da ilgim yoktur! Zuhat Uzun (ya da Yokuş) falcı mıdır ki, benim "İbrani Temizliği"  projesine sahip olduğumu ya da böyle bir açılıma olumlu baktığımı imâ edebiliyor. Benim bu konuda olumlu görüş bildiren tek bir satırımı, tek bir yazımı göstersin, ben bütün söylediklerimi geri almaya hazırımAma bunu yapamazsa, bu ithamından ötürü bir en azından bir düzeltme yapması gerekir. Hodri meydan! İşçi Partisi İl Başkanlığı, böyle ağzından çıkanı kulağı duymayan sorumsuzlara teslim edilmemeli!
İkincisi, bu orduyu düşmana teslim edecekmişiz! Bu birincisinden de aşağılık bir karalama... Bugüne kadar gerek sanal ortamda, gerek gerçek hayatta yazdığım yazılarda ordumuzun ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'ne taşeron kılınmasına, NATO  üyeliğinin yarattığı askeri bağımlılığa dikkat çekmeye çalıştım, bunu eleştirdim. Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında yazdığım her yazıda, yüksek rütbeli komutanların söyledikleri ile ilgili kaynakları gösterdim. Zaten kimsenin bir şey sakladığı da yok! Adamlar açık açık ABD'ci, AB'ci olduklarını ilan ediyorlar! Harp Okulları'nın ya da Harp Akademileri'nin açılışlarında ya da Kuvvet Komutanlıkları'nın devir teslim törenlerinde ABD'ye, AB'ye, küreselleşmeye övgüler dizen ben değilim, Zuhat Uzun'un alkışladığı bugünkü NATO Paşalarıdır! ABD, bana değil, eski Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'a " Üstün Hizmet Madalyası " verdi! Hizmet Madalyası, hizmet edene verilir! Ben, 30 sene Türk ordusuna şerefle hizmet etmiş bir askerin oğluyum. Benim babama ABD hizmet madalyası takmadı! Ama ABD'den hizmet madalyası alıp emekli olanlara, emekliliklerinde " Altıncı yıldızı " TÜSİAD takıyor! Onun için Zuhat Uzun gibilerinden bu konuda nasihat dinlemeye hiç ihtiyacım yok!
Kısacası sapla samanı birbirine karıştırmayın, egolarınızın esiri olmayın. Mustafa Kemal'in tam bağımsızlık ülküsünü, " Ya istiklal ya Ölüm" kararlılığını paylaşan, " Özgürlük ve bağımsızlık benim Karakterimdir " diyebilen ve bunu sadece söylemi ile değil eylemi ile de gösterebilen tek bir orgeneral, korgeneral, tümgeneral gösteremezsiniz! Bu komutanların tümü, sanki yeminliymiş gibi bağımsızlık sözünü bile ağzına almazlar!
Onun için mesnetsiz iddiaları, göz boyamaya yönelik laf salatasını bırakın. Benim bunlara karnım tok kardeşim...
Serdar Ant 
Binnur Zuhat Yokuş Uzun İP Kars adayıydınız, NE zaman Çanakkale il 
başkanı oldunuz bilmiyorum. Ama şayet "Bu orduyu düşmana teslim edin, 
yenisinin kuruluşunu da sizden bekleriz. Bu arada sizin de İbrani 
temizliği projeniz var mı?" Mesajını yazan siz iseniz ve Çanakkale İl 
başkanı sıfatıyla bunu yazmışsanız bir Çanakkaleli olarak buna en 
fazla üzülecek kişilerden biri benim. 

Binnur Hanım; Genel başkanınız  D.Perinçek ve nice aydınımızı Ergenekon süsüyle içeri atan gladyonun sponsorunun kim olduğunu sanıyorsunuz acaba. Rockefellerler başta birkaç Siyonist global şirketin olduğun bilmeden mi İP'ye il başkanı seçildiniz? Üstelik emperyalizmin tek yenildiği il olan Çanakkale'ye. 
Keşke bu  dediğinizi yapabilecek bir siyasi iktidar olabilse de 
Siyonist zulmünün dünya egemenliği kalksa.Siz bu bakış açısıyla Tarih 
Vakfının Çanakkale şubesiyle,dolaylı yoldan savunduğunuz İbrani  kökenli Siyonist katillerin sponsorluğunda Çanakkale sokaklarında Yahudi eserleri arayıp tarih bulduk diye halkımıza yutturursunuz. 

Ben Yahudi düşmanı değilim, ülkeme düşmanlık yapanın düşmanıyım. Bu 
babamın oğlu olsa da böyledir. Bu düşüncenizin İP'nin genel politikası 
olduğunu da düşünmüyorum. Ama öğrenmek için de gerekli yerlere 
soracağım. Dünyanın başının belası silah devi ABD'nin sadece 
göstermelik bir dev olduğu, asıl patronların Siyonist Yahudiler 
olduğunu ne zaman anlayacaksınız. Türkiye'nin ayrılıkçı kürt,global 
İbrani kökenli Siyonist çeteler,yeşil ihanetin kıskacında olduğunu 
anlayamadan mı İP gibi bir partiden siyasete girdiniz.Bu talihsiz mesajınıza lütfen açıklık getiriniz. 
Saygılar. 
Levent Kalem 

*****


Emperyalizmin dini imanı mı var ? Bu tür söylemleri hedef saptırma olarak görüyorum .Her kim uygularsa uygulasın sorun emperyalist politikalardır.İbrani temizliği bu gurupta açıkça ifade edildi. Kendimizi hak etmediğimiz  nitelemelere maruz bırakmayalım . Uzun zamandır Çanakkale il Başkanıyım .Eşim Çanakkaleli  .Ben aslen Karslı olduğumdan  bu seçimde memleketimi tercih ettim. Soyadlarımın ikisi de bana ait.Öyle  ufak hesaplarım olmaz. Selamlar
ZUHAT UZUN 
> Date: Tue, 23 Sep 2008 06:33:13 -0700


****

Sayın SERDAR Bolat, Sizin niyetinizi bu olabilir ve bu mektubu yazarken partili kimliğinizi ayrı tutma konusunda özen göstermiş olabilirsiniz. Ama siyasal eylem sürecinde bu ikisinin birbirinden ayrılması, kitleler tarafından net bir şekilde anlaşılmayabilir. Ama asıl önemli olan nokta şudur: İşçi Partisi de en kısa zamanda sizin birey olarak benimsediğiniz bu tutumu almalıdır artık. Benim özellikle vurgulamak istediğim budur. Selamlarımla,Serdar
 21 Eylül 2008 Pazar 23:12 tarihinde Ali Serdar Bolat <serdarbo...@superonline.com> yazdı: 
Sayın Ant,
 Eleştirileriniz faydalı oluyor.
 Ancak "İşçi Partisi böyle açık mektuplarla durumu idare edemez artık." sözleriniz yanlış anlamaya dayanıyor. Ben bu açık mektupları parti adına değil, şahsım adına yapıyorum.
 Parti adına yapsa idim adımın altına ilçe başkanı ünvanımı yazardım.
 Selamlar 
https://groups.google.com/forum/#!msg/aydinlik-gelecek-hareketi/GROFfk6HzNA/9wkEn3bXC0UJ

Kemal Simsek 
25 09 2008
Re: [AYDINLIK GELECEK Hareketi] Re: Sayın Serdar Ant'ın eleştirisi için bir açıklama + Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'a açık mektup No: 2
Değerli Cüneyt Itır Arkadaşım
 
Sizi sadece bu beyaz ekrana düşen sözcüklerinizle tanıyorum ama en az 2-3 yıldır da biliyorum.
 
Güzel bir insansınız.
 
Yüreğiniz bu halk ve bu ülke için atıyor, sevginiz yüksek.
 
Herşeyi yeniden düşünecek aklınız ve cesaretiniz var.
 
Bu toprakların değerleri üzerinden yükselecek gerçekten halkın olan emekten aydınlıktan yana siyasi düşünce ve örgütte
sizler önden giden olacaksınız, buna eminim.
 
Bugünlerde güç topluyoruz, akıl bilgi topluyoruz, zamana ihtiyacımız var ve zaman bize çalışıyor.
 
Biliyorum gidişat hızla çok kötüye. Ne kadar derine iterlerse itsinler, oradan karanlığı yırtar çıkarız.
 
Bizim mecazi anlamda nefesimiz güçlüdür. Bunca sene "su altına itildik" dayandık.
 
Değerli arkadaşlarım,
 
Özellikle 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi yüzlerce ilericiyi, yurtseveri, devrimciyi biçerken, öldürürken, sakat bırakırken, büyük sıkıntılara sokarken, hayatını karartırken BU ÜLKEYE VE HALKA YÜKSEK SEVGİNİN GEREĞİNİ YAPAN HALK ÇOCUKLARINA bunların reva görülmesini KENDİ ORDUSUNDAN TEMİZLENMESİNİ normal karşılayıp BU ÜLKEYİ HALKI İÇERİDEKİ BİR AVUÇ ŞEBEKE MENSUBU İLE DÜNYA YAHUDİ PARTİSİNE TESLİM EDENLERİN AYIKLANMASINA karşı çıkanların, ne solla ne de insanlıkla ilgisi olabilir.
 
Bu ülkede devrimi, ilericilik unsurları taşısada İbrani egemen yapılar içindeki siyasi partiler yapamaz. Ola ki başardıkları ancak REFORM ya da RESTORASYON olarak tanımlanabilir yani eski düzenin iyileştirilerek yeniden sürdürülmesi...
 
Bu sözüm diğerlerinin yanısıra İşçi Partisi için de geçerlidir, Türkiye Komünist Partisi için de...
 
Hele bu özel dönemde, bana Tuncay Özkan ve arkadaşlarının, İşçi Partisi yönetiminin, ta geçmişten bu yana TKP yöneticilerin kimlerden oluştuğunu analiz ettirmeyin, sevgili dostlarım. Kullanılan sloganları, seçilen kavramları... Gereğinden çok abartılıp öne çıkarılanları, hiç adı bile anılmayanları...
 
İlgili kişiler ne dediğimi anlıyorlar.
 
Son 6 senedir herşeyi ama herşeyi yeniden düşünüyorum, sorguluyorum, araştırıyorum...
 
Daha önceki çıkarsamalarımdaki ? işaretlerini azaltıyorum, tabi yeni ? işaretleri oluşuyor ama büyük resim bu 6 sene öncesinden çok daha net...Hala çok az bilgim olduğunu düşünerek, çok okumam ve araştırmam gerektiğini düşünsem de...
 
Sizi döne döne, HERŞEYİ AMA HERŞEYİ YENİDEN KENDİ AKLINIZLA DÜŞÜNÜN, SORGULAYIN VE ARAŞTIRIN diyorum dostlarım...
 
Etrafta ciddiye alınacak çıkarsama ve değerleme yapanların sayısı çok ama çok az...
 
Konuşmalarımızın ağırlık noktası, şu bu parti ya da hükümetin ya da emperyalistlerin ne kadar kötü olduğunu, şu ya da bu bilgiyle ortaya koymak olmamalıdır. Bunları hep biliyoruz.
 
YENİ BİR TÜRKİYE kurmalıyız. O yeni Türkiye'nin somut görüntüsünü ortaya çıkarmalıyız. Ve o Türkiye'yi kimlerle nasıl kuracağımızı konuşmalıyız.
 
Bunun için hummalı bir çalışma içine girmeliyiz. SANAL KÜTÜPHANE, SANAL FORUM ALANI, İNTERNET GAZETESİ ve diğerleri (SÖZLÜK ÇALIŞMAM dahil) bunun için kullanılacak araçlardır. Bilgi işlemin sağladığı olanaklardan en iyi şekilde yararlanmalıyız.
 
Tabii ki kafamda genel anlamda, çerçevesi genel hatları ile çizilmiş, devrimci programın kaba ön hali olarak düşünülebilecek değerlendirmeler var. Bunlar hakkında ipucu verecek değerlendirmelerim de oldu. Ama bunu hep birlikte büyük bir çalışma ile ortaya çıkarmak gerekiyor. Bu konuda ileride yeniden düşüncelerimi paylaşacağım.
 
İçten Sevgilerimle
Kemal Şimşek
 
 *****
Değerli Binnur Zuhat Uzun
 
Bu grup içinde bu konuda yeterince söz söylendi. Daha önce de dediğim üzere, sizinki bilindik İbrani özsavunma tepkisi.
 
Ortadan kaldırılacak olan İbrani ayrımcı cemiyetçilik anlayışıdır, İbraniler değildir.
 
Yeni ortaçağ düzeninde emperyalizmin kullandığı din vardır, imanı yoktur. Yeni Ortaçağ düzeni de eskisi gibi semboller üzerinden yürür.
 
Eğer bu ülkede, su üstündekilerin tümü İbrani ise, siz bunu çok çalışmalarına, çok akıllı olmalarına, biraz da dayanışmalarına bağlayabilirsiniz. Biz İbrani ayrımcılık anlayışı diyoruz ve tepemizdeki şebekeyi bu özelliğin bir araya getirdiğini, ülkemizde İsrail'in kendi ülkesinden daha güçlü olmasının nedeninin bu olduğunu söylüyoruz.
 
İşçi Partisinde yönetim kadrosuna kimler nasıl seçiliyor konusuna, bu özel günlerde girmeyeceğim.
 
Bu konuda görüşlerimi doğrudan genel başkanınıza ilettim. Bu da yeterlidir.
Kendisinin bu durumu aşma yanlısı olduğu izlenimi edindiğim için, yanılıyor olabilirim, İP'ne olumlu bakıyorum.
 
Bu ülkede, başka ülkelerde olan biten konusu ayrı, İbrani ayrımcı cemiyetçiliği vardır, zenginler sınıfı ve çevresi büyük çoğunlukla İbranilerden oluşur, sözde sol değerleri İbraniler tekeline aldığı için, zavallı halkımıza başka değerleri sahiplenmek kalmıştır.
 
İbrani egemen anlayış, halksızdır, halkı nesne olarak görür, çeşitli kademelerde bir bilen İbraniler, zavallı halkı bilinçlendirip iktidara gelinecektir. İktidarda iken neleri nasıl yapılacağı konusundan ziyade, bugünkü iktidarın, emperyalistlerin ne kadar kötü olumsuz oldukları anlatılır durur.
 
Halkımız birkaç yüze kelime ile konuşuyor diye yerilirken, bu arkadaşlarımız da istendiğinde listeleyebileceğim ve içi boş ama hoş birkaç yüz kavram üzerinden halkı etkilemeye güya bilinç aşılamaya çalışır.
 
İçimizdeki dışımızdaki İsrail'e, zenginler sınıfına ve çevresine, şebekeye karşı olmayan ne ANTİ EMPERYALİSTTİR ne de SOLCU...
 
Vasat İbranilerin kolay ezberlebilen laf ebeliği ile parti yönetimleri doldurmaları, düşün peşimize demeleri, kırk yıldır dinmeyen bir akıldışılıktır bu ülkede.
 
En iyi ekonomi profesörlerini içinde barındıran partide, son devlet müdahalelerini sosyalizmle karıştırabilme, döviz kurları çıkarsa Türk şirketleri yabancıların eline geçer diyebilme (Koç'ların ağzı), Koçlar sabancılar da zavallı küresel emperyalizm onların da mülklerine el koyacak diyebilecek kadar sığ ve sağ düşünceler ifade edilebilmiştir. İktidara gelindiğinde izlenecek ekonomi siyasetlerini, partinin üst yönetimindekiler bile bilmemektedirler, muhtemelen çoğu işte Atatürk dönemindeki gibi karma ekonomi diyecektir, bugünün koşulları ona uygun ise bunu CHP yapar, devrimci bir partiye ne gerek var sorusunun yanıtı boştadır.
 
Bir sonraki seçimlerde yine yüzde biri bulmayan oy alındığında,
Osman Pamukoğlu'nun partisini ya da Tuncay Özkan'ın partisini ABD'nin kurdurduğunu ve oylarınızı çaldığını, zaten seçimlerin önemli de olmadığını, seçimlerden önce ise barajı aştığınızı söylersiniz.
 
6 yıldır İşçi Partisi yönetimi ile bir şekilde ilgileniyorum. Düşüncelerimi paylaşıyorum.
 
Bu İşçi Partisi'ne açık mektubumdur.
 
Sonuçta ortaya çıkarılacak olan yeni bir partidir. Bunu biz kuracağız, bugün ya da yarın. Siz de varsanız, kapımız açık.
Yoksa sizin yolunuz açık olsun.
 
Bu ülkede emekten aydınlıktan yana, ülkesini halkını seven, bu ülkede bağımsız başı dik onurlu insanca her tür ayrımcılığın dışlandığı düzende yaşamak isteyenlerin sayısı onmilyonlardır, birkaç on bin değil.
 
Her tür ayrımcılığın dışlanmasına, ortadan kaldırılmasına Hitler suçlaması ile yanıt vermek ancak gerici siyonistlerin ağzı olabilir.
İP yönetiminde bu ağızla konuşanları görmek yadırgatıcı. Toptancı yahudi düşmanlığı yapanları haklı çıkarıyorsunuz.
 
Bilginize
Kemal Şimşek
 
 
...
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder