26 Haziran 2016 Pazar

BUNDAN SONRA SURİYE MESELESİ,


BUNDAN SONRA SURİYE MESELESİ,



Yazar: Ümit Özdağ
23 HAZİRAN 2012 CUMARTESİ

Doğrusu Şam'ın bu aşamada böyle riskli bir adım atması beklenmedik bir gelişmedir. İçeride devam eden isyan ve dışarıda artan baskı karşısında Suriye'nin savaş amacı olmadığı belli olan silahsız bir Türk savaş uçağınıvurması olayların hızla kontrol dışında çıkmasını ve bir Türkiye-Suriye savaşının çıkmasına neden olabilecek bir saldırıdır.
Esad, bu riski almıştır. Şam'ın yaptığı, "Türk uçağı olduğunu bilmeden vurduk" şeklindeki açıklamanın hiçbir geçerliliği yoktur. Malatya'dan kalktığı andan itibaren Türk hava sahasından çıkışına kadar Suriye radarları tarafından izlenebilecek durumda olan bir savaş uçağının Türk savaş uçağı dışında bir uçak olma ihtimali yoktur. Üstelik bu tür hava sahası ihlallerinde uluslar arası kurallar daha önce uyarı yapmayı, önleme uçağı kaldırmayı gerektirmektedir. Suriye Ordusu bunun yerine doğrudan ateş etmeyi tercih etmiştir. Şam hem Ankara'ya bir ders verdiği ve intikam aldığı inancı içindedir hem de olayın tırmanmaması için bu açıklamayı yapmaktadır.
Olayın ortaya çıkmasından sonra Ankara, Suriye karasularında Suriye savaş ve kurtarma gemileri ile birlikte pilotları kurtarma çalışması yaparak, bu açıklamayı zımnen doğru kabul etmiş ve Şam'dan ikinci bir gol yemiştir. Oysa bu aşamada yapılması gereken, uçağın düşürülmesine tepki olarak, arama yapılacak sahayı Suriye kara suları olmasına rağmen, Ankara tarafından bu bölge Suriye gemilerine kapatılmalı, Suriye savaş gemilerinin girmesini savaş sebebi sayılmalı ve aramaları Türk Deniz Kuvvetlerinin yapmasını sağlanmalıydı. AKP Hükümeti bu fırsatı kaçırmıştır.
Bu noktada sorulması gereken bir başka soru Suriye Öcalan Krizi sırasında değil hava sahasını ihlal eden Türk savaş uçaklarına Suriye'ye giren bir Türk birliklerine ses çıkarmaz, görmemezlikten gelir iken bugün hava sahasını bir kilometre ihlal eden bir Türk savaş uçağını neden düşürmüştür. Hava sahasında bir kilometrelik ihlal bir savaş uçağının birkaç saniyede kat ettiği bir mesafedir. Ve normal olarak sınır üzerinden uçuş sayılır. Şam'ın bunu bilmesine rağmen Türk savaş uçağını düşürülmesi Esad rejiminin Türkiye'yi ve Türk Ordusunu 1998/9'da olduğundan daha farklı değerlendirdiğini göstermektedir.
Bu farklı değerlendirme çerçevesinde Şam için TSK 2012'de 1999'da olduğu kadar caydırıcı değildir. Çünkü Şam'ın 2007'den buyana TSK'ya karşı sürdürülen psikolojik operasyonlar neticesinde TSK'nın moral gücünün kırılmış ve savaşmaya istekli olmadığı analizini yapıyor olması muhtemeldir.
AKP Hükümeti şimdi çok önemli bir karar vermek zorundadır. Ankara, Şam'ın bu adımına savaş çıkarmayacak ancak Şam'ı yaptığına pişman edecek ve Türkiye'nin caydırıcılığını tekrar tesis edecek bir cevap geliştirmek zorundadır. Bundan sonra Şam'ın özür dilemesi ve tazminat ödemesi Ankara için yeterli olmamalıdır.
Bu notada yapılması gereken silahsız bir eğitim uçağını düşürmesinin bedelinin uçağımızı düşüren hava bataryalarının Türk Hava Kuvvetleri tarafından bombalanması ve imha edilmesidir. Bu adım dışında hiçbir şey Türkiye'nin bölgede caydırıcılığını tesis edemez.


..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder