“BUGÜNKÜ ANAYASASI İLE IRAK’A BARIŞ VE HUZUR GELMESİ MÜMKÜN DEĞİL!”

            Beykent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) tarafından düzenlenen “Irak’ta Son Durum ve Türkmenler” konulu panel 05 Ocak 2010 günü 14.00-16.00 saatleri arasında Taksim Yerleşkesi Adem Çelik Amfisi’nde gerçekleştirildi. BÜSAM Müdürü Yrd.Doç.Dr. Sait YILMAZ tarafından idare edilen panele konuşmacı olarak Beykent Üniversitesi Danışmanı ve 25. Genelkurmay Başkanımız E.Org.Yaşar BÜYÜKANIT, Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Suphi SAATÇİ ve Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. M. Abdulhaluk ÇAY katıldı. Mütevelli Heyeti Başkanımız Sayın Adem Çelik ve Rektör Yardımcımız Prof.Dr. Selahattin SARI’nın da izlediği panel öğrenciler ve misafirler tarafından yoğun ilgi gördü. Panelin açış konuşmasını yapan Yrd.Doç.Dr.Sait YILMAZ; tarihi bağlarımız olan Irak’ın öncelikle Kerkük ve Musul dolayısı ile Türkmenler, daha sonra Irak’ın kuzeyindeki terör örgütünün varlığı ve buradaki Kürt oluşumunun Türk ulusal güvenliğine muhtemel etkileri bakımından önemli olduğunu, ayrıca bölgedeki enerji kaynaklarının da Türkiye için bir ulusal çıkar konusu olarak gözetilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Panel konuşmaları daha sonra kitap haline getirilecek olup, konuşmacılar tarafından açıklanan konulardan bazıları özet olarak aşağıya çıkarılmıştır.

            Prof.Dr.Suphi SAATÇİ, Türkmenlerin geçmişte büyük zulüm gördüklerini, siyasi faaliyetlerden alıkonulduklarını, tecrübesizlikleri nedeni ile Irak yeniden yapılanırken bazı stratejik hatalar yaptıklarını ifade etmiştir. Diğer gruplar bu dönemde Türkmenlerin varlığını gölgelemeye çalışmışlardır. Bugün her ne kadar Irak yanlısı Şiiler, İran yanlısı Şiilere göre üstün gözükse de; Irak, İran’ın fiili olmasa da işgali altındadır. Türkmenler içinde Şii oranı %35’i geçmemektedir. Musul’da Kürtlerin yoğun olduğu tezi doğru değildir. 12 adet Kürt sandalyesinin 8’i Yezidi, 3’ü Arap ve ancak 1’i Kürt’tür. Türkmenler de ancak diğer gruplarla ittifak yaparak seçimlerde başarılı olabileceklerini öğrendiler. Bugünkü Irak Anayasası ile barış sağlanamaz. Etnik ve mezhep yapılarına göre örgütlenmeye izin veren bu anayasa Irak’ın bütünlüğüne en büyük tehdittir. Geçmişte Türkiye, Kıbrıs’ta olduğunun tersine Türkmenlere silah ve eğitim vermedi, demokratik yollardan haklarınızı koruyun dedi. Peşmergeler maaşlarını Irak’tan almaktadır. Üç ay maaş almasalar, Barzani güçleri de dağılır.

            Prof.Dr. M.Abdulhaluk ÇAY; Irak’a Türk göçleri, Abbasi döneminde Türk komutanların rolleri, Irak’ın Türk hâkimiyetine geçişi ve Irak’a atanan Türk Atabekleri hakkında bilgiler vermiştir. Türkiye’de bazı bölücülerin iddia ettiğinin tersine Selahattin Eyyubi Türk’tür. 20. yüzyılın başında bölgede petrolün keşfi ile İngiliz emperyalizmi yeni bir şekil almıştır. Petrole dayalı bu emperyalizmden Azerbaycan ve Irak Türklüğü en çok zararı görmüştür. Mondros Ateşkesi imzalandığında Kerkük ve Musul Türklerin kontrolünde idi. İngilizler burayı haksız olarak işgal ettiler. Bu yüzden buraları Atatürk’ün sözleri ile Misak-ı Milli’ye girmiştir. Buraların kaybedilmesinde Şeyh Sait isyanının büyük rolü olmuştur. Tarihte Irak ve Suriye diye bir devlet olmamıştır. Bu devletleri kuran, haritalarını ve bayraklarını çizen İngilizlerdir. O dönemden beri Irak Türkmenlerine karşı büyük katliamlar uygulanmıştır.

            E.Org.Yaşar BÜYÜKANIT; Irak’ta İngiliz mandasının ardından 1932 yılında kurulan devletin başına ‘kukla kral’ Faysal getirilmiştir. Körfez Savaşı’na kadar darbeler dönemi yaşanmıştır. 1. Körfez Harekatı’ndan sonra ABD, Saddam’a dokunmadı çünkü Saddam’ın kalması ABD’nin Irak’a komşu diğer düşmanlarına karşı kullanmak için gerekli idi. Bu harekattan önce bitme noktasına gelen PKK terör örgütü kuzeyde yaratılan otonom bölge ile canlanma imkanı buldu ve 1992-1997 arasında PKK terör örgütü en kanlı eylemlerini yaptı. 1997’de Talabani ve PKK terör örgütü Barzani’ye saldırdığında Türk Ordusu Irak’a girerek Barzani’ye yardım etti. Etmese idi Barzani güçleri yok olacaktı. Bu dönemde Barzani, TSK ile birlikte PKK terör örgütüne karşı savaştı, Peşmergelerini emrimize verdi. 2. Körfez Harekâtı öncesi Irak’a kuvvet sokma niyetimiz vardı. Eğer Irak’ta konuşlansa idik bugün Kürtler bu özgürlüğü bulamazdı. Tezkerenin geçmemesi ile Kürtler, ABD’nin doğal müttefiki haline geldiler. Irak, ABD’nin kontrolüne girerken, biz hudutlarımıza hapsolduk. Irak’ın kuzeyindeki bu boşlukta PKK terör örgütü yeniden canlandı ve 2004 yılında tekrar eylemlere başladı. 2007 yılına kadar Irak’ın kuzeyine doğru dürüst operasyon yapamadık. Peki, şimdi Irak’ta durum nedir? Bir zamanlar birbiri ile savaşan iki grubun liderinden biri Irak’ın Cumhurbaşkanı, diğeri Kürt Yönetimi’nin başı. Dışişleri Bakanı Zebari, Barzani’nin adamı. Genelkurmay başkanı yapılan adam kalem tutmasını bilmez bir peşmerge. 


Bugünkü Irak Anayasası’na göre diğer gruplar Kürt bölgesine izin almadan giremez ama Kürtler izin almadan her yere gidebilir.












**