PROF.YUSUF HALAÇOĞLU

TÜRKLERDEN " TEKRAR BÜYÜK DEVLET KURARIZ '' DİYE KORKUYORLAR!

" Türkiye’nin Toplum ve Etnik Yapısı " konulu konferans Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Yusuf HALAÇOĞLU tarafından 27 Nisan 2010 Salı Günü 14.00-16.00 saatleri arasında Beykent Üniversitesi Taksim Yerleşkesi Adem ÇELİK Konferans Salonunda verildi. Konferansa akademik personel yanında öğrenciler ve medya da yoğun ilgi gösterdi. 60 dakika süre konferansı müteakip pek çok öğrenci özellikle Ermeni iddiaları üzerine sorular sordu. Prof.Dr.Yusuf HALAÇOĞLU tarafından konferans esnasında üzerinde durulan hususlardan bazıları aşağıda olup, konferans metni daha sonra kitap bölümü halinde yayınlanacaktır.

"-         Osmanlı İmparatorluğu bir ulus-devlet değildi ve 600 yıl bir arada yaşayan millet sistemi; Müslüman (Türk, Arap vs.) ve Gayrimüslim (Ermeni, Rum, Süryani vb.) olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Aşirete dayalı kayıt sistemi nedeni ile nüfus kayıtlarından 1840’lı yıllara kadar soy geçmişi araştırılabilir. Tanzimat Fermanı, Batının Osmanlı iç işlerine müdahalesini önlemek ve Batı yatırımlarını teşvik etmek için ilan edilmiştir. Bu dönemde tercüme işlerinin Ermenilere kalması büyük bir zafiyet olmuştur.

-           1900’lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nda 4 büyük Batılı devletin kurduğu 1244 misyoner okulunda 73.000 öğrenci okumakta idi.  Osmanlı Rüştiye ve İdadi’sinde ise toplam 653 resmi okulda 35.000 öğrenci okumaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu’nu çökerten bu eğitim farkıdır. Bu insanların çoğu savaşlarda ölürken, misyoner okullarında okuyanlar savaşa girmemiş ancak Türk siyasi hayatına bugüne kadar uzanan olumsuz etkiler yapmışlardır.

-           Misyoner okulları Milli Mücadele bittiğinde 105’e kadar düşmüştür. Bu okulların büyük zararını gören Atatürk, Tevhid-i Tedrisat Kanununu Tekke ve Zaviyelerden çok misyoner okullarının kapatılması için çıkarmıştır. Her misyoner okulunun içinde kilise de vardı, böylece bu kiliseler de kapanmıştır. 100 yıl önce Osmanlıyı yıkmak için uygulanan stratejiler bugün de Türkiye’yi yıkmak için kullanılmaktadır. Türklerden "Tekrar Büyük Devlet Kurarız’ diye korkuyorlar. Çünkü Türk olarak biz o kültüre sahibiz, kendimize güvenelim.

-           Türkiye, Osmanlının bakiyesidir. 1923 yılında 13,5 milyon olan nüfusumuzun 5,5 milyonu Kafkasya ve Balkanlardan göç edenlerdi. Prof. Şaban Kuzgun tarafından 2008’de yapılan bir araştırma çalışmasına göre; 75.458.000 olan Türk nüfusu içinde; 55 milyon Türk, 9 milyon Zaza, 3 milyon Kürt, 2,5 milyon Çerkez, 2 milyon Boşnak, 1,3 milyon Arnavut ve 1 milyon Gürcü en fazla nüfusa sahip etnik gruplardır. Almanlar tarafından 1989’da yapılan bir çalışmaya göre ise Türkiye’de etnik ve dini olarak değişen 49 grup yaşamaktadır. Anadolu Aleviliği 13. yüzyılda daha çok göçebe Türkler arasında yayılmıştır. Kültürümüze pek çok adet (bez bağlama, Sema gösterisi gibi) İslamiyet’te olmayıp, Şamanizmden kalmadır. Türkler, gittikleri yerde çabuk asimile olmakta, dillerini unutmaktadır.

-           1922 yılında BM tarafından daha çok Amerikalı ve İngiliz uzmanlara yaptırılan araştırma sonucu ortaya çıkan resmi kayıtlara göre Osmanlı’dan kalan Ermeni nüfusu şu şekilde idi; İstanbul’da; 148.997, Anadolu’da; 131.135, Müslüman olan; 95.000, Türkiye’den ABD’ye göç eden 128.000, Türkiye’den diğer ülkelere göre göç eden 817.873. Bu nüfusun toplamı yaklaşık 1.300.000 etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermeni nüfusu Osmanlı kayıtlarına göre 1,3 milyon, yabancı kayıtlarına göre 1,5 milyondur. Eğer yabancı kayıtları doğru ise kayıp olan Ermeni sayısı 200 bin civarındadır. Bu rakamlar içinde yer almayan ancak Fransız ve Rus ordusuna katılıp, savaşta ölen Ermeniler vardır. Ayrıca Rusya’ya kaçan 160.000 Ermeni açlıktan ölmüştür. 30.000 Ermeni ise Ahılkelek’te koleradan ölmüştür. Bu yüzden Ermeniler tarih ile yüzleşmekten kaçmaktadır. Bugün Ermenistan’da tek bir Türk eseri kalmamıştır. 


'' Atalarımız Soykırım yapacak olsa idi, 850 yıl beklemezdi." 













http://ees2.beykent.edu.tr/WebProjects/Web/busamguncel.php?ContentId=957

..