içme suyu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
içme suyu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2017 Pazar

ORSAM SU SÖYLEŞİLERİ 2012 / ORSAM WATER INTERVIEWS 2012 GİRİŞ BÖLÜMÜ;


ORSAM SU SÖYLEŞİLERİ 2012 / ORSAM WATER INTERVIEWS 2012 GİRİŞ BÖLÜMÜ; 






































ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ, 

Bu raporun içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir; ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır.

STRATEJİK BİLGİ YÖNETİMİ, ÖZGÜR DÜŞÜNCE ÜRETİMİ ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ 

Tarihçe 

Türkiye’de eksikliği hissedilmeye başlayan Ortadoğu araştırmaları konusunda kamuoyunun ve dış politika çevrelerinin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek amacıyla, 1 Ocak 2009 tarihinde Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) kurulmuştur. Kısa sürede yapılanan kurum, çalışmalarını Ortadoğu özelinde yoğunlaştırmıştır. 

Ortadoğu’ya Bakış 

Ortadoğu’nun iç içe geçmiş birçok sorunu barındırdığı bir gerçektir. Ancak, ne Ortadoğu ne de halkları, olumsuzluklarla özdeşleştirilmiş bir imaja mahkum edilmemelidir. Ortadoğu ülkeleri, halklarından aldıkları güçle ve iç dinamiklerini seferber ederek barışçıl bir kalkınma seferberliği başlatacak potansiyele sahiptir. Bölge halklarının bir arada yaşama iradesine, devletlerin egemenlik halklarına, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine saygı, gerek ülkeler arasında gerek ulusal ölçekte kalıcı barışın ve huzurun temin edilmesinin ön şartıdır. Ortadoğu’daki sorunların kavranmasında adil ve gerçekçi çözümler üzerinde durulması, uzlaşmacı inisiyatifleri cesaretlendirecektir Sözkonusu çerçevede, Türkiye, yakın çevresinde bölgesel istikrar ve refahın kök salması için yapıcı katkılarını sürdürmelidir. Cepheleşen eksenlere dâhil olmadan, taraflar arasında diyalogun tesisini kolaylaştırmaya devam etmesi, tutarlı ve uzlaştırıcı politikalarıyla 
sağladığı uluslararası desteği en etkili biçimde değerlendirebilmesi bölge devletlerinin ve halklarının ortak menfaatidir. 

Bir Düşünce Kuruluşu Olarak ORSAM’ın Çalışmaları 

ORSAM, Ortadoğu algalımasına uygun olarak, uluslararası politika konularının daha sağlıklı kavranması ve uygun pozisyonların alınabilmesi amacıyla, kamuoyunu ve karar alma mekanizmalarına aydınlatıcı bilgiler sunar. Farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretir. Etkin çözüm önerileri oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin araştırmacıların ve entelektüellerin nitelikli çalışmalarını teşvik eder. ORSAM; bölgesel gelişmeleri ve trendleri titizlikle irdeleyerek ilgililere ulaştırabilen güçlü bir yayım kapasitesine sahiptir. ORSAM, web sitesiyle, aylık Ortadoğu Analiz ve altı aylık Ortadoğu Etütleri dergileriyle, analizleriyle, raporlarıyla ve kitaplarıyla, ulusal ve uluslararası ölçekte Ortadoğu literatürünün gelişimini desteklemektedir. Bölge ülkelerinden devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve STK temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini 
kolaylaştırarak bilgi ve düşüncelerin gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır. 

www.orsam.org.tr

ORSAM Su Araştırmaları Programı Program Hakkında 

Su, sadece insanlar için değil ekosistemi oluşturan tüm bitki ve hayvanlar için yeri doldurulamaz, değerli, yaşamın devamlılığını sağlayan en önemli elementlerden biridir. Yeraltı ve yüzey sularından; tarım, taşıma, madencilik, endüstriden içme suyuna kadar, ekonomik amaçlar da dâhil olmak üzere pek çok alanda istifade edilmektedir. Ancak su kaynakları üzerinde, gerek insan faaliyetleri gerek doğanın yarattığı değişimler nedeniyle çift yönlü bir baskı vardır. Özellikle su sıkıntısı olan bölgelerde aşırı nüfus artışı, kırsal kesimden şehirlere doğru artan göç ve bunun sonucunda oluşan nüfus değişimleri, gıda güvenliği, sosyo-ekonomik refahın artması, tarımsal, evsel ve sanayi kaynaklı kirlilik, küresel iklim değişikliği sonucu yağış rejimlerinin değişmesi, hidrolojik döngünün tüm elemanlarını etkilemektedir. Bunun sonucunda su kaynakları gün geçtikçe hem miktar hem de kalite açışından değişime uğramaktadır. Suyun arzı ile tüketim talebi arasındaki uçurum her geçen gün büyümektedir. 
Su kaynaklarının yönetimine ilişkin sorunlar yaşanırken, çevre sorunlarının da su kaynakları üzerindeki etkisi her geçen gün artmaktadır. Türkiye ve yakın çevresi, ama bilhassa Ortadoğu, söz konusu sorunların en fazla hissedildiği bölgelerdendir. 

Diğer taraftan, su kaynağı potansiyelinin yüzde 40’tan fazlası sınıraşan su havzalarında yer alan Türkiye’nin, özellikle Fırat-Dicle Havzaları kıyıdaşı olan komşularıyla ilişkileri büyük önem arz etmektedir. 
Gerek Türkiye’nin gerek bölge ülkelerinin, bölgesel istikrar ve refahın artışı ile komşuluk ilişkilerinin derinleştirilmesi yönünde harcadığı çabaların hedefine ulaşmasında, su kaynaklarının kullanımı konusunda bilgiye dayalı, iyi niyetli ve aktif bir işbirliği içinde olunması tüm taraflar için elzemdir. Ek olarak,Türkiye’nin, Avrupa Birliği adaylığı sürecinde AB Su Çerçeve Direktifi’ni kendi ulusal mevzuatı ile uyumlaştırma gündemi, önümüzdeki dönemde su politikalarının yeni bir içerik kazanmasını beraberinde getirecektir. 

Bu etkenler doğrultusunda, dünyadaki ve Türkiye’nin yakın çevresindeki su gündemine ilişkin güncel gelişmelerin ve su politikalarıyla ilgili trendlerin izlenmesi, elde edilen verilerin analiz edilmesiyle ortaya çıkan aydınlatıcı bulguların kamuoyuna ve karar alıcılara sunulması amacıyla ORSAM bünyesinde 1 Ocak 2011’de “ORSAM Su Araştırmaları Programı” kurulmuştur. 

Ortadoğu’da, gerek iklimsel şartlar gerek kaynakların verimsiz kullanımı nedeniyle hidrolojik su bütçesindeki sıkıntıların ve buna bağlı olarak da politik, ekonomik ve toplumsal sorunların büyük artış göstermesi nedeniyle, ORSAM Su Araştırmaları Programı çalışmalarında Ortadoğu bağlantılı konulara öncelik verilmiştir. 

ORSAM Su Araştırmaları Programı, su politikaları konusunda farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretmeyi, etkin çözüm önerileri oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin araştırmacıların ve entelektüellerin nitelikli çalışmalarını teşvik edip çeşitlendirmeyi, Türkiye’deki su çalışmaları literatürünün gelişiminin desteklenmesini amaç edinmiştir. 

ORSAM Su Araştırmaları Programı bu kapsamda, bölge ülkelerinde su çalışmalarıyla ilgili olan akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri, bürokratlar, devlet adamları, stratejistler, gazeteciler ve işadamlarının Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak, bilgi ve düşüncelerinin gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamayı da hedeflemektedir. 

www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/ 

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
4 ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI 
Rapor No: 18, Ocak 2013 

TAKDİM 

Su, tüm ekosistem için yeri doldurulamaz, değerli ve yaşamın devamlılığını sağlayan en önemli maddelerden biridir. Ancak su kaynakları üzerinde, gerek insan faaliyetleri gerek doğanın yarattığı değişimler nedeniyle çift yönlü bir baskı vardır. Özellikle su sıkıntısı olan bölgelerde; aşırı nüfus artışı, kırsal kesimden şehirlere doğru artan göç, gıda güvenliği politikaları, sosyoekonomik refahın artması, tarımsal, evsel ve sanayi kaynaklı kirlilik ve küresel iklim değişikliği sonucu yağış rejimlerinin değişmesi, hidrolojik döngünün tüm elemanlarını etkilemektedir. 
Bunun sonucunda su kaynakları gün geçtikçe hem miktar hem de kalite açışından değişime uğramaktadır. Özellikle su sıkıntısının yaşandığı bölgelerde su arzı sabit kalırken su talebi gün geçtikçe artmaktadır. Bir yandan su kaynaklarının yönetimine ilişkin sorunlar yaşanırken, diğer yandan da çevre sorunlarının su kaynakları üzerindeki etkisi her geçen gün artmaktadır. 
Türkiye ve yakın çevresi, ama özellikle Ortadoğu, söz konusu sorunların en fazla hissedildiği bölgelerdendir. 

ORSAM bünyesinde 1 Ocak 2011’de “ORSAM Su Araştırmaları Programı” kurulmuştur. ORSAM Su Programı, dünyadaki ve Türkiye’nin yakın çevresindeki su gündemine ilişkin güncel gelişmelerin ve su politikalarıyla ilgili eğilimlerin izlenmesi, elde edilen verilerin analiz edilmesiyle ortaya çıkan aydınlatıcı bulguların kamuoyuna ve karar alıcılara sunulması amacıyla kurulmuştur. Ayrıca, su politikaları konusunda farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretmeyi, etkin çözüm önerileri oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin 
araştırmacıların ve entelektüellerin nitelikli çalışmalarını teşvik edip çeşitlendir meyi, Türkiye’deki su çalışmaları literatürünün gelişiminin desteklenmesini amaç edinmiştir. 

ORSAM Su Araştırmaları Programı bu kapsamda, bölge ülkelerinde su çalışmalarıyla ilgili olan akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri, bürokratlar, devlet adamları, stratejistler, gazeteciler ve işadamlarının Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak, bilgi ve düşüncelerinin gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamayı da hedeflemektedir. 
ORSAM Su Araştırmaları Programı bu doğrultuda ORSAM Su web sayfasında güncel analizler, haftalık su bülteni, raporlar ve söyleşiler yayımlamaktadır. Bu raporda, 2012 yılında Türkiye ve dünyadan su konusunda uzmanlaşmış akademisyenler, uzmanlar ve yöneticiler ile yapılan söyleşiler yer almaktadır. Bu söyleşileri gerçekleştiren ORSAM Su Araştırmaları Programı Uzmanları Dr. Tuğba Evrim MADEN ve Dr. Seyfi KILIÇ’ a teşekkürlerimizi sunuyoruz. 
Yeni çalışmalarımızda buluşmak dileğiyle; 

Hasan KANBOLAT 
ORSAM Başkanı

ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI 5 Rapor No: 18, Ocak 2013 
Dr. Tuğba Evrim Maden 

Tuğba Evrim Maden Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi, Hidrojeoloji Mühendisliği bölümünde, yüksek lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik ve Stratejik Araştırmalar Merkezinde tamamlamıştır. Doktora derecesini “ AB Su Çerçeve Direktifi ve Meriç Nehri” başlıklı tezi ile 2010 yılında Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsünden almıştır. 1 Aralık 2010 tarihinden itibaren Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Su Araştırmaları Programı’nda “Hidropolitik Uzmanı” olarak görev 
yapmaktadır. Tuğba Evrim Maden, ISA (International Studies Association) ve IWA (International Water Association), International Association of Hydrological Sciences (IAHS) ve UİK (Uluslararası İlişkiler Konseyi) üyesidir. 

Dr. Seyfi Kılıç 

Seyfi Kılıç Lisansını Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde, Yüksek Lisansını Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı’ndan doktora derecesine sahiptir. Seyfi Kılıç, 2010 Aralık ayından bu yana Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Su Araştırmaları Programında “Hidropolitik Uzmanı” olarak görev yapmaktadır.

ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI 7 Rapor No: 18, Ocak 2013 

İçindekiler 

Takdim ...................................................................4 

Söyleşiler..................................................................9 
1. Ceyda Alpay: “BLACK SEA BOX PROJESİ KARADENİZ’DEKİ 
ÇEVRE SORUNLARINA DİKKAT ÇEKMEDE BAŞARILI OLDU”....9 

2 M. Arif Demirer: “TÜRKİYE’NİN ACI SU POTANSİYELİ 
ALTERNATİF BİR KAYNAK OLABİLİR” ..............13 

3. Jacob Granit: “SU, ENERJİ ÜRETİMİNDE KISITLAYICI OLMAMALIDIR” ......16 

4. Yrd. Doç. Dr. Aysun Uyar: “ÇEVRE SORUNU YALNIZ DOĞA 
BİLİMLERİNİN DEĞİL SOSYAL BİLİMLERİN DE SORUNUDUR” .......19 

5. Anna Bachmann: “SÜLEYMANİYE’DE SU KAYNAKLARI İLE İLGİLİ 
BAŞLICA SORUNLAR; SU KAYNAKLARININ KALİTESİ, MİKTARI VE 
AYNI ZAMANDA YÖNETİMİDİR .” .....................22 

6. Süleyman Kodal ve Gökşen Çapar : “BİZ SU KONUSUNDA 
HEM EĞİTİM HEM DE ARAŞTIRMA BOYUTU OLAN BİR 
ENSTİTÜ OLMAYI HEDEFLİYORUZ.”...................29 

7. Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş: “KKTC İÇME SUYU TEMİN PROJESİ 
ASRIN PROJESİ OLACAK” .................................33 

8. Tesfay Alemseged: “MISIR, SUDAN VE ETİYOPYA RÖNESANS BARAJINA 
İLİŞKİN TEKNİK VE GÜVENLİK KONULARINDA İYİ İLİŞKİLERE SAHİPTİR.”.....43 

9. ICID Başkan Yardımcısı Dr. Hüseyin Gündoğdu: TÜRKİYE ICID İLE BİRLİKTE BİR KEZ DAHA DÜNYA’DA İLK KEZ YAPILACAK BİR FAALİYETE İMZA ATACAKTIR. BU SEFER TARIMSAL SULAMA KONUSUNDA DÜNYA’DA İLK DEFA GERÇEKLEŞTİRİLECEK.............................49

1 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

5 Aralık 2017 Salı

SINIRAŞAN SULARLA İLGİLİ ULUSLARARASI HUKUKİ DURUM, BÖLÜM 12

SINIRAŞAN SULARLA İLGİLİ ULUSLARARASI HUKUKİ DURUM, BÖLÜM 12


ALTINCI BÖLÜM;  TÜRKİYE’NİN SINIRAŞAN SULAR POLİTİKASI 

6.1. Türkiye’nin Su Potansiyeli 

Dünyanın su problemine mikro ölçekte bakıldığı zaman Orta Doğu en kritik bölgedir. Su kaynaklarının azlığı 40 yıl sonrasının değil, bugün bile bölgede çok 
ciddi problem halini aldığını göstermektedir.390 Bu durum ülkemizi bölgenin önemli ülkelerinden biri haline getiriyor. Ülkemizin su kaynakları potansiyeline bakmamız sınıraşan sular politikamızın ne kadar önemli olduğunu bize gösterecektir. 

Yarı kurak iklime sahip olan ülkemizde yıllık ortalama yağış miktarı 643 mm olup, yılda ortalama 501 milyar metreküp suya tekabül etmektedir. Bu suyun 274 milyar metreküpü toprak ve su yüzeyleri ile bitkilerden oluşan buharlaşma yoluyla atmosfere geri dönmekte, 69 milyar metreküpü yeraltı suyunu beslemekte, 158 milyar metreküpü ise akışa geçerek çeşitli büyüklükteki akarsular vasıtasıyla denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalmaktadır. Yeraltı suyunu besleyen 69 milyar metreküplük suyun 28 milyar metreküpü pınarlar vasıtasıyla yerüstü suyuna tekrar katılmaktadır. Ayrıca komşu ülkelerden ülkemize gelen yılda ortalama 7 milyar metreküp su bulunmaktadır. Böylece ülkemizin brüt yerüstü su potansiyeli 193 milyar metreküptür. Yeraltı suyunu besleyen 41 milyar metreküpte dikkate alındığında, ülkemizin toplam yenilenebilir su potansiyeli brüt 234 milyar metreküp olarak hesaplanmıştır. Ancak, günümüz teknik ve ekonomik şartlarında, çeşitli amaçlara yönelik tüketilebilecek yerüstü suyu potansiyeli yurtiçindeki akarsulardan 95 milyar metreküp, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan ise 3 milyar 
metreküp olmak üzere yılda 98 milyar metreküp olarak hesaplanmıştır. 14 milyar metreküp olarak yeraltı suyu potansiyeli ile ülkemizin yerüstü ve yeraltı suyu potansiyeli yılda ortalama 112 milyar metreküptür.391 Bu durumla birlikte ülkemizin 2013 yılındaki su tüketimine bakacak olursak,392 

1-Tarımsal Sulama:40 Milyar m3(%74) 
2-İçme Kullanma Suyu: 7 milyar m3 (%13) 
3-Sanayide Kullanılan Su : 7 milyar m3 (%13) 

Bu da toplam 54 milyar metreküpe tekabül etmekte ve genel toplamın %48’ini oluşturmaktadır. 



Türkiye su kaynakları açısından sanıldığı gibi zengin bir ülke olmayıp gerekli önlemler alınmadığı takdirde yakın gelecekte su sorunları yaşamaya aday bir ülke konumundadır.393 Ülkemizdeki sorunlu coğrafya nedeniyle su kaynaklarını kontrol etme güçlüğü, yağış ve su kaynaklarının dengesiz dağılımı bu durumu 
tetiklemektedir. Ülkemizde kişi başına kullanılabilir su miktarı 1480 metreküptür. Diğer ülkeler ve dünya ortalaması kıyaslayarak, Türkiye kişi başına kullanılabilir su miktarı bakımından su azlığı çeken ülkeler arasında görülebilir. Kişi başına 5000 metreküp ve fazla su potansiyeli olan ülkeler “su zengini” kabul edilir.394 Söz konusu değerlendirme ışığında ülkemizin ne kadar kritik bir durumda olduğu karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca 2023 yılı nüfusumuzun 100 milyon olacağı öngörülmekte olup, bu durumda kişi başına düşen su miktarı 1120 metreküpe/yıl olacaktır. Bu tahminler mevcut kaynakların tahrip edilmeden aktarılması durumuna göre hesaplanmıştır.395 
Ülkemizin gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynaklarını çok iyi koruyup akılcı kullanması gerekmektedir. 

Sınıraşan havzalarımızın Ülkemizin su potansiyeline katkılarına bakacak olursak; Dicle-Fırat Havzası %28,4, Meriç-Ergene Havzası %0,7, Asi Havzası %0,6, 
Çoruh Havzası %3,4 ve Aras Havzası %2,5 olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye su kaynaklarının yaklaşık %36’sının sınıraşan su kaynağı niteliği taşıdığını bize göstermektedir. Ayrıca Toplam uzunluğu 2753 km olan Türkiye sınırlarının %22’sini akarsular oluşturmaktadır.396 Her iki durum birlikte düşünüldüğünde sınır aşan sularımızın önemi bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak sınır aşan sularımızda ülkemizin konumuna bakacak olursak;397 

a) Türkiye’nin sınır oluşturduğu sınıraşan sular nitelikli akarsuları şunlardır: 

1- Aras Nehri: Türkiye, Azerbaycan, İran, Ermenistan 
2- Arpaçay: Türkiye, Ermenistan 
3- Hezil Çayı (Dicle'nin kolu): Türkiye, Irak 
4- Meriç: Bulgaristan, Yunanistan, Türkiye 
5- Mutlu Deresi (Rezve): Türkiye, Bulgaristan 

b) Türkiye’nin akarsu kaynaklarında yukarı, aşağı, yada orta mecra konumundaki sınır aşan akarsuları ise: 

1- Afrin Çayı: Türkiye, Suriye, Türkiye 
2- Asi nehri: Lübnan, Suriye, Türkiye 
3- Balık Suyu: Türkiye, Suriye 
4- B.Circop suyu (Fırat'ın kolu): Türkiye, Suriye 
5- Culap Deresi (Fırat'ın kolu): Türkiye, Suriye 
6- Çoruh Nehri: Türkiye, Gürcistan 
7- Dicle Nehri: Türkiye, Suriye (sınır), Irak 
8- Drahini D. (Hezil'in kolu): Türkiye, Irak 
9- Fırat Nehri: Türkiye, Suriye, Irak 
10- Habur Çayı (Res-ul Ayn Pınarı): Türkiye, Suriye 
11- Karacurum Çayı: Türkiye, Suriye 
12- Kocadere (Veleka): Türkiye, Bulgaristan 
13- Kura: Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan 
14- Nerduş Çayı: Türkiye, Suriye 
15- Nusaybin Çağ (Çağ Pınar): Türkiye, Suriye 
16- Sabun suyu (Afrin'in kolu): Türkiye, Suriye, Türkiye 
17- Sacir suyu (Fırat'ın kolu): Türkiye, Suriye 
18- Sarısu (Gürbulak sınır kapısı): Türkiye, İran 
19- Senpas Suyu: Türkiye, Suriye 
20- Şemdinen çayı (Zap'ın kolu): Türkiye, Irak 
21- Zerkan Suyu: Türkiye, Suriye 
22- Zap Suyu (Dicle'nin kolu): Türkiye, Irak 

Bu durum ülkemizin hem memba hem de mansap konumunda bulunduğu birçok akarsuyunun olduğunu göstermektedir. Ülkemizin su kaynakları bakımından 
zengin bir ülke olmaması ayrıca sınıraşan sularımızın ülkemize katkısı göz önüne alındığında sınıraşan sular politikamızı son derece önemli konuma getirmekte dir. 

6.2. Sınıraşan Havzalarımız 

6.2.1. Meriç Havzası 

490 km uzunluğundaki Meriç Nehri, Bulgaristan’ın Rodop Dağları’ndan doğarak, Edirne yakınlarında Batı Trakya’dan gelen Arda ve Bulgaristan’dan gelen 
Tunca nehirleriyle birleşmektedir.398 Tunca, Meriç Nehri ile birlesene kadar Türk- Bulgar sınırında 61 km.lik sınırı, Meriç Nehri ise Türkiye ile Yunanistan arasında yaklaşık 200 km.lik sınırı oluşturmaktadır. Meriç Nehri’ne katılan nehirlerden 283 km uzunluğundaki Ergene Nehri, tamamı Türkiye’de olan tek koldur. Havza, 32.700 km2’si Bulgaristan’da, 14.600 km2’si Türkiye’de ve 8.700 km2’si Yunanistan’da olmak üzere toplam 56.000 km2’lik bir alanı kaplamaktadır.399 Meriç Nehri, Bulgaristan’da Maritsa, Yunanistan’da Evros olarak anılmaktadır. Meriç Nehri’nin Yurdumuza girdiği noktadaki su potansiyeli 4 084 hm3/yıl’dır.400 Türkiye, Meriç’te aşağı kıyıdaş konumundadır. 

Bulgaristan’ın Rodop Dağlarından doğan Arda Nehrinin toplam uzunluğu 203 km olup, 178 km’si Bulgaristan’da, 30 km’si Yunanistan’da ve 300 m’si (sadece 
sağ sahil) Türk topraklarındadır. Arda Nehri’nin Yurdumuza girdiği noktadaki su potansiyeli 1085 hm3/yıl’dır. Bulgaristan’ın Kocabalkan Dağlarından doğan Tunca Nehrinin toplam uzunluğu 280 km olup, 40 km’si Türk topraklarında bulunmaktadır. Tunca Nehri’nin Yurdumuza girdiği noktadaki su potansiyeli 673 hm3/yıl’dır. Meriç, Arda ve Tunca Nehirleri ile Edirne Merkezde birleştikten sonra yıllık su potansiyeli 5 842 hm3 olmaktadır. Bulgaristan’ın Rodop Dağlarından doğan Kızıl Nehrin toplam uzunluğu 89 km olup, 57 km’si Bulgaristan’da, 33 km’si Yunanistan topraklarındadır. Edirne’nin 52 km mansabından Meriç Nehrine birleşmektedir. Kızıl Nehrin Meriç Nehrine birleştiği noktadaki su potansiyeli 1158 hm3/yıl’dır. Yıldız Dağlarından doğan Ergene Nehrinin su potansiyeli 1 330 hm3/yıl’dır. Edirne’nin 109 km altından Meriç Nehrine birleşmektedir. Meriç Nehrinin Kızıl Nehir ve Ergene Nehrini alarak Saroz Körfezinden Ege Denizine döküldüğü yerdeki yıllık su potansiyeli 8 330 hm3 olmaktadır.401 

Meriç Nehri’nin Ege Denizi’nde sonlandığı nokta Türkiye ve Yunanistan tarafından korunan alan olarak ilan edilmiştir. Nehrin oluşturduğu Meriç Deltası’nın Yunanistan tarafındaki kısmı Ramsar Alanı olarak ilan edilmiştir. Türkiye tarafında kalan kısmı ise Türkiye’nin uluslararası öneme sahip sulak alanlardan birisidir.402 

Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan’ın Meriç Nehri’nin kıyıdaşları olmaları sebebiyle bu nehirle ilgili tüm hususlar üç kıyıdaş devleti de ilgilendirmektedir. Buna rağmen uluslararası hukuk açısından bu üç devletin de taraf olduğu bir antlaşma henüz mevcut değildir. Ancak diğer devletlerle Türkiye arasında bazı hukuksal düzenlemeler yapılmıştır. 

Havzada taşkın önleme ve kontrolüne ilişkin birçok eski ve yeni tarihli ikili antlaşma, mutabakat metini ve müzakere süreci bulunmasına karşın, taşkınlar 
günümüzde Meriç nehir havzasında en önemli sorun alanını oluşturmaktadır. 

6.2.2 Çoruh Havzası 

Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri olan Çoruh Nehri’nin toplam uzunluğu 426 km’dir. 400 km’lik kısmı Ülkemiz sınırları içerisinde, 24 km. lik 
kısmı ise Gürcistan sınırları içerisindedir. Nehir 3 km lik kısmında Türkiye-Gürcistan arasında sınır oluşturmaktadır. Erzurum-Kars Platosunun kuzey batısındaki Mescit dağlarından doğup Gürcistan’ın Batum ilinden Karadeniz’e dökülen Çoruh Nehri, yılda 5,8 milyon m3 rusubat taşımaktadır. 21.200 km2 lik Çoruh Havzasının yaklaşık % 90 lık kısmını oluşturan 19.200 km2’lik kısmı Türkiye sınırları içerisinde kalmaktadır.403 Ülkemiz Çoruh Nehri’nde yukarı kıyıdaş konumundadır. 

Havzanın tahmini su potansiyeli 6,8 milyar metreküp olup, Ülkemizin bu potansiyele katkısı 6,54 milyar metreküptür.404 Söz konusu nehir Gürcistan 
tarafından Batum şehri sahil çizgisinin korunması için önemli bir kaynak olarak görülmektedir. Bu bakımından yapılan ve yapılacak barajlarımızın taşınacak 
sediment miktarını etkilemesi ile ilgili ihtilaflar yaşanmaktadır. Söz konusu havzaya ilişkin ülkemizin mevcut kullanımlarını engelleyecek hukuki bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak çalışmamız kapsamında incelenen sözleşmelere taraf olmamız halinde kıyıdaş taraf Gürcistan ile bu sözleşmeler ışığında yeni ikili antlaşmalar yapmamız gerekebilir. 

6.2.3. Kura-Aras Havzası 

Aras-Kura nehirleri havzasının Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra sınıraşan bir havza haline geldiği sıklıkla dile getirilmektedir. Ancak bu yanıltıcı bir yorumdur. Havzanın kıyıdaş ülkelerinin Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra arttığı bir gerçektir. Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra havza ülkelerinin sayısı üç’ten (Türkiye, İran, Sovyetler Birliği) beş’e (Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan Türkiye ve İran) çıkmıştır. 

Sovyetler Birliği dağılmadan önce de sonra da havza suları sınıraşan bir özellik göstermektedir.405 Ülkemiz bu havzada yukarı kıyıdaş devlet konumundadır. 

Havzanın iki ana nehri olan Aras ve Kura nehirlerinin her ikisi de Türkiye’den kaynaklanmakta ve toplam su akımının %45’i Aras nehri, kalan %55’i 
de Kura nehri tarafından sağlanmaktadır. Kura nehri Türkiye içinde 210 km kadar aktıktan sonra Gürcistan topraklarına giren nehir burada da 390 km’lik bir yol kat etmekte ve Azerbaycan topraklarından Hazar denizine dökülmektedir. 1364 kilometre uzunluğa sahip olan Kura nehri 88.000 km2’lik bir alanı kapsamaktadır. 

122.200 km2’lik bir havza büyüklüğüne sahip olan Aras nehri de Türkiye’den kaynaklanmaktadır. Yaklaşık 300 km Türkiye toprakları içinde akan nehir daha sonra birçok ülke arasında sınır oluşturmaktadır. Bunlar membadan mansaba doğru sırayla Türkiye-Ermenistan, Türkiye ile Azerbaycan’a bağlı Nahçivan Özerk Cumhuriyeti, yine Nahçivan ile İran, Ermenistan ile İran ve nihai olarak İran ile Azerbaycan arasındaki sınırlardır. Nehir Azerbaycan ile İran arasında sınır oluşturduktan sonra Azerbaycan topraklarına girer ve Kura nehri ile birleşerek Hazar denizine dökülür.406 

Aras Nehrinin bir kolu konumunda olan, Gümrü Çayı adıyla Gürcistan'dan doğan Arpaçay, daha sonra Türkiye ile Ermenistan arasında sınır teşkil etmektedir. 
Asıl su toplama havzası Türkiye’de olan bu akarsu üzerinde (sınırda) Türkiye-SSCB işbirliği ile yapılan Arpaçay Barajından her iki ülke eşit şekilde yararlanmaktadır.407 
Havza içerisinde bazı küçük sınır asan sular da bulunmaktadır. Bunlardan en önemlilerinden ikisi Sarısu ve Karasu Nehirleridir. Bu nehirlerden Sarısu Nehri 
Türkiye’de doğar ve İran tarafına doğru akısın devam ederek Aras ile birleşir. Karasu nehri ise Türkiye- İran arasında doğar sınır boyunca akışına devam eder.408 

Havzanın su potansiyeli 24 milyar metreküp olarak tahmin edilmekte olup, Türkiye’nin katkısı ise 5,72 milyar metreküptür.409 

Havzada işbirliği Sovyetler Birliği zamanından kalan düzenlemelerin devamı ile sağlanmaktadır. Türkiye ve İran arasında da Sarısu ve Karasu nehirlerine ilişkin 
bir takım düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemelerde iki tarafın da nehirlerden sulama amacıyla faydalanabileceği hükme bağlanmıştır.410 

6.2.4. Asi Havzası 

Arapça da Nehrül –Asi olarak bilinen ve uluslararası literatürde Orontes olarak adlandırılan Asi Nehri, hakkında en çelişkili bilgilere sahip olunan akarsu 
olma özelliğini taşımaktadır.411 
Asi Nehri Lübnan sınırları içinde Lübnan dağları ve Cebelüşşarki (Anti Lübnan dağları) arasındaki Beka Vadisinde Baalbek kentinin yakınlarında Rasul-Ayn ve 
Al-Labwah adlı akarsuların birleşmesinden oluşur. Kuzeye doğru yaklaşık 35 km aktıktan sonra Suriye topraklarına geçer ve buradaki Hama Gölünü besler. 
Humus kentinin sulama ihtiyacını da karşılayan nehir, Hama yakınlarında kendisini besleyen diğer ırmaklarla Ghab ovasının sulanmasında kullanılmakta dır. 
Bölgede genellikle güneye doğru akan nehirlerin aksine kuzeye doğru aktığı için “Asi” olarak ad adlandırılan ve ulaşıma elverişli olmayan bu nehir, 
yatağı boyunca ova ve tekne şekilli geniş vadiler ile dar ve derin boğazlar içinde akar.412 
Türkiye-Suriye arasında yaklaşık 22 km’lik bir sınır teşkil ettikten sonra Eşrefli köyü civarında Türk topraklarına girmektedir.413 
Amik ovasının güneyinde Küçük Asi ile birleşerek 40 km sonra Samandağ ovasında Akdeniz’e dökülmektedir. 

Karasu ve Afrin Nehirleri Asi’nin önemli kollarındandır. İki nehirde Ülkemiz sınırları içerisinde doğar, Karasu Nehri kısa bir süre Suriye ile sınır oluşturduktan sonra Türkiye topraklarına girerek Amik Gölü’ne boşalır. Afrin Nehri ise Ülkemizden kaynaklandıktan sonra Suriye sınırını geçer, tekrar Ülkemiz topraklarına girerek Amik Gölü’nde sonlanır.414 

Yan kollarla birlikte 37.900 km2’ lik bir alana sahip olan Asi havzasının % 50’si Türkiye sınırları içerisinde, % 45’i Suriye, % 5’i Lübnan sınırları içerisinde 
kalmaktadır. Yaklaşık 2,8 milyar m3/yıl su potansiyeli olan Asi Nehrinin, 0,3 milyar m3/yıl kısmı Lübnan’dan, 1,2 milyar m3/yıl kısmı Suriye’den, 1,3 milyar m3/yıl kısmı ise Türkiye’den kaynaklanmaktadır.415 Ülkemiz Asi nehrinde aşağı kıyıdaş konumundadır. 

Söz konusu nehir sınıraşan su niteliğine haizdir. Ancak Suriye önceleri Asi Nehri'nin kendi topraklarından kaynaklandığını ve denize döküldüğünü ve ulusal bir nehir olduğu ileri sürmekteydi. Günümüzde Suriye’nin bu eski tezlerinden vazgeçmiş olduğunu görüyoruz. Asi Nehri’nin kullanımı özellikle geçmişte, Suriye ve Türkiye arasında zaman zaman ciddî sorunların yaşanmasına neden olmuştur.416 Suriye tarafından düzensiz kullanım sonucu Amik Ovası büyük zarar görmüştür. 

Asi Nehri’ne ilişkin olarak ülkemiz ile Suriye arasında yaşanan ihtilaflarının tamamını kapsamına alan ve bunlara çözümler getiren nihai bir hukuki belge bulunmamaktadır. 

6.2.5. Dicle-Fırat Havzası 

 Aynı bölge içerisinde doğarak, birbirine çok yakın topraklar üzerinde akan, Basra Körfezi’ne dökülmeden önce birleşerek Satt-ül Arap Nehri adını alan ve 
Irak’ın 1980’li yılların ortalarında inşa ettiği Tartar Kanalı ile de birleştirdiği Fırat ve Dicle nehirleri ülkemizin en önemli sınıraşan su kaynaklarıdır.417 Ülkemiz bu 
havzada yukarı kıyıdaş konumundadır. 

Dicle isminin Sümerce de “Uluırmak” anlamını taşıyan Tig-gal kelimesinden geldiği sanılmaktadır.418 Latincede nehrin adı Tigris olarak geçmektedir. Bu nehir toplam 1900 km uzunluğundadır ve deniz seviyesinin yaklaşık 2000–2500 m üzerinde yer alan Doğu Toroslar’ın batı bölümünden, Hazarbaba Dağı’nın güney eteğinde bulunan Yıldızhan Köyü yakınındaki kaynaktan doğar; Hazar Gölünden beslenir, çeşitli kollar alarak büyük bir akarsu olduktan sonra Irak topraklarında Fırat ile birleşerek Basra Körfezine dökülmektedir.419Bu nehri besleyen başlıca kollar Karasu, Kuruçay, Büyük Zap, Batman, Garzan, Yenice Suyu, Dankıran Çayı ve Botan Çaylarıdır. Nehrin Türkiye topraklarında kalan kısmı 523 km’dir. 

Dicle havzasının toplam büyüklüğü 387.000 km2’dir. Bunun 57.600 km2’si (%15) Türkiye’de, 1.000 km2’si (%0,3) Suriye’de, 292.000 km2’si (%75) Irak ve %10’a yakın bir bölümü de İran sınırları içerisinde kalmaktadır.420 

Tarihsel olarak ismi Sümerli Buranun'dan türetilen, Latince ve Grekçe'de Evphrates, Arapça'da Furat ve Türkçe'de Fırat olan bu nehir Dicle Nehriyle birlikte Mezopotamya medeniyetinin oluşmasında etkili rol oynamıştır.421 Fırat akarsuyu, Diyadin civarında doğan Murat, Erzurum civarındaki Dumlu Dağlarından doğan Karasu ve yine Erzurum ovasının güneydoğusundaki dağların güney eteklerinden doğan ve mansaba doğru çeşitli kollar alarak Perisuyu adını alan üç ana koldan oluşmaktadır. Büyük ölçüde Dogu Anadolu Bölgesindeki karlarla beslenen Fırat akarsuyuna, Keban Barajı’nın altında iki önemli kol olan Tohma ve Göksu akarsuları karışmaktadır.422 Birecik’ten Suriye topraklarına giren Fırat Nehri Carablus’tan itibaren Meskene’ye kadar olan bölgeyi kuzey-güney istikametinde kat eder. Daha sonra Halebiye mevkiinde güney doğuya, Irak’a yönelen Fırat, Sacur ve Colap adlı kollarını Suriye’den alır. Irak’ta kuzeybatı-güneydoğu yönünde akan Fırat Nehri, Bagdat civarında ovalara erişir ve daha sonra Basra’nın 179 km kuzeyinde Dicle Nehri ile birleşerek Satt-ül Arap adıyla Basra Körfezi’ne dökülür.423 444.000 km2’ lik havza alanının %33’ü Türkiye’de bulunmaktadır.424 Fırat’ın, Dicle nehrine ulaşıncaya kadar ki uzunluğu 2330 km’dir.425 

Havzanın toplam potansiyeli 85 milyar metreküp olup, Türkiye’nin katkısı %62, Suriye’nin %4 ve Irak’ın %34’dir.426 

Havza’da Suriye ve Irak’ın havzanın mevcut potansiyelinden daha fazla su talepleri bulunmaktadır. Bu durum havza uyuşmazlıklara neden olmaktadır. 
3 devlet arasında da havzaya yönelik günümüze değin çeşitli antlaşma ve protokoller yapılmıştır. Ancak bu antlaşma ve protokoller havza da yaşanan sorunları giderememiştir. Kıyıdaş tarafların ön yargıları ve havzanın gerçekleriyle örtüşmeyen istekleri tarafları antlaşma zemininden uzaklaştırmaktadır. 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

390 Somuncuoğlu, s.76
391 Su ve DSİ (Hizmetlerle Dolu 60 Yıl), Ankara 2014, s.18
392 Su ve DSİ (Hizmetlerle Dolu 60 Yıl),s.19
393 Çelik, s.41 
394 BM-UNEP’e göre ise yılda kişi basına 10.000 m3 kullanılabilir su düsen ülkeler “su zengini”, 
10.000 1.700 m3 arasından su düsen ülkeler “su baskısı olmayan”, 1.700-1.000 m3 arasında “su baskısının başladığı”, 
1.000-500 m3 arası “yoğun su baskısı” olan 
500 m3 den daha az su olan ülkeler ise “yoğun su sorunlarının yaşanan” ülkeler olarak nitelendirilmektedir., Bkz. HIZLI, Şerif, Türkiye’nin Sınıraşan 
Suları ve Bu Suların Kullanımı İle İlgili Politikaları (Uzmanlık Tezi), Haziran 2011, s.37 
395 Su ve DSİ (Hizmetlerle Dolu 60 Yıl),s.19 
396 Türkiye'nin komşularıyla paylaştığı toplam 2753 km'lik sınırın 615 km'si akarsuların oluşturduğu sınır (wet boundaries) dır. Detaylı bilgi bkz.Toklu, 
s.82-83; Bilen, Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye, s.97 
397 Ilgar Rüştü- Khalef Salem, s.55 
398 Toklu, s.86 
399 Toklu, s.86 
400 Malkaralı, Saadettin, Korkmaz, Mehmet S.- Sezen,Nurullah,- Meriç Nehri Taşkını Ve Taşkınlar İle İlgili Geliştirilen Uluslararası Projeler,5. Dünya Su Forumu Türkiye Bölgesel Su Toplantıları-Edirne Bildiri Kitabı, 2008, s.12-38, s.15; Havzanın yıllık ortalama su potansiyeli 8.5 milyar m3 olup, kıyıdaş ülkelerin bu potansiyele katkısı; 
Türkiye 1.33 milyar m3 , 
Yunanistan 0.5 milyar m3 ve 
Bulgaristan 6.67 milyar m3 ‘tür. 
Fakıoğlu, Salim, Su Hukuku ve Politikası Dairesi Sunum Notları, Kasım 2012 
401 Malkaralı vd.,s.15 
402 Hızlı,s.43 
403 Kibaroğlu,Aysegül-Axel Klaphake -Annika Kramer -Waltina Scheumann -Alexander Carius Cooperation on Turkey's Transboundary Waters, The German Federal 
Ministry Of Environment, Nature Conservaiton and Nuclear Safety, 2005,Berlin, s.47-48 
404 Fakıoğlu, Salim, Su Hukuku ve Politikası Dairesi Sunum Notları 
405 Kılıç, Seyfi, Aras-Kura Nehri Havzasında Sınıraşan ve Sınır Oluşturan Sulara İlişkin Sorunlar, 
http://www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4340 ( En son erişim: 
01/04/2014) 
406 Kılıç, Seyfi, Aras-Kura Nehri Havzasında Sınıraşan ve Sınır Oluşturan Sulara İlişkin Sorunlar 
407 Cirit,Hakan, Sınıraşan Sular ve Türkiye, Dicle Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Diyarbakır 2007,s.35 
408 Hızlı,s.45 
409 Fakıoğlu,Salim, Sunum Notları 
410 Kılıç, Seyfi, Aras-Kura Nehri Havzasında Sınıraşan ve Sınır Oluşturan Sulara İlişkin Sorunlar 
411 Kesik, s.90 
412Dalar, Mehmet ,Asi Nehri’nin Türkiye-Suriye İlişkileri Üzerindeki Etkisi Ve Geleceği, Ortadoğu Analiz , C. 2, S. 15, Mart 2010, s.106-113, s.107-110 
413 Bilen, Ortadoğu Su Sorunu, s.103 
414 Hızlı, s.46 
415 Özis, Ünal - Baran, Türkay - Özdemir, Yalçın, Sınır Asan Asi Havzası Su Potansiyeli ve Yararlanılması, TMMOB Su Politikaları Kongresi, Mart 2006, Ankara, 
s. 571-581,s.576 
416 Kapan, s.115 
417 Dursun, s.89 
418 Acabey,s.282 
419 Cirit, s.99 
420 Kibaroğlu, Cooperation on Turkey's Transboundary Waters ,s.57 
421 Dalar,s.106 
422 Cirit, s.46 
423 Demir, Abdullah, Türkiye-Suriye-Irak Arasındaki Sınıraşan Sular Sorunu Çerçevesinde Türkiye’nin Su Politikası (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 
Sakarya Üniversitesi, Mayıs 2006, s.31(ÇETİNKAYA, Devran, Türkiye’deki Su Kaynaklarının Gelecekte Türkiye–Suriye İlişkilerini Nasıl Etkileyeceğini 
İnceleyiniz, HAK Yayınları, İstanbul, 2002, s.4-14 naklen) 
424 Kibaroğlu, Cooperation on Turkey's Transboundary Waters ,s.56 
425 Bilen, Ortadoğu Su Sorunu, s.45 
426 Fakıoğlu,Salim, Sunum Notları 


KAYNAKÇA 

Makaleler 

Aaron T.Wolf , Conflict and Cooperation Along International Waterways, Water Policy, Vol.1, No.2, 1998 
Aaron T.Wolf, Middle East Water Conflicts and Directions for Conflict Resolution, , Washington D. C., International Food Policy Research Institute, March, USA, 1996 
Abay, Onur – Baykan, N.Orhan, Büyük Ortadoğu Projesi Su Politikaları ( TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi C.2, Ankara 2008, s.459-470) 
Acar, Eray, Avrupa Birliği’nin Gap ve Su Sorununa Yaklaşımı Çerçevesinde Fırat ve Dicle Nehirlerinin Yönetimi Üzerine Tartışmalar, Güvenlik Stratejileri 
Dergisi, S. 4, Aralık 2006, s.67-104 
Aydın , Hakkı, Devletler ve İslam Hukuka Göre Milletlerarası Akarsular, Göller ve Kanallar, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.5, S.2, 2001, s.1-63 
Aras, Maruf- Fındık, Satuk Buğra- Sıonneau, Philippe , Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar, 3. 
Ulusal Taşkın Sempozyumu Bildirisi 
Bilen, Özden “AB Su Politikalarının Hidropolitik Değerlendirmesi”, Stratejik Analiz Dergisi, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM), S. 80, Ankara 2006 
Can, Hasan Hüseyin, Türkiye'nin Sınır Aşan Suları, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi C. 12, S. 2, s.62-64 
Çetinkaya, Neşe, Sınır Aşan Akiferlerin Kapsamı ve Gelişimi,TMMOB Su Politikaları Kongresi Bildirileri Kitabı,C.2, 2006, s.640-650, s.641-643 
Çoşkun, Aynur Aydın, AARHUS Sözleşmesinin İdare Hukuku Açısından İncelenmesi, İnsan Hakları Yıllığı, C. 23-24, 2001-2002 
Dalar, Mehmet ,Asi Nehri’nin Türkiye-Suriye İlişkileri Üzerindeki Etkisi Ve Geleceği, Ortadoğu Analiz , C. 2, S. 15, Mart 2010, s.106-113 
Erdem, Mete, Kitap İncelemesi Akmandor N., Pazarcı H. Ve Koni H., Ortadoğu Ülkelerinde Su Sorunu, MHB Yıl 13 Sayı 1-2, s.50-53 
Fakıoğlu, Salim, Su Hukuku ve Politikası Dairesi Sunum Notları, Kasım 2012 
Göknel, M. Mete, Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Su Kaynakları ve Politikalar, Odtülüler Bülteni- Eylül 2006 , s.12-15 
Güneş, Ahmet Mithat, Avrupa Birliği Su Çerçeve Yönergesi ve Türk Su Hukuku, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 2, İstanbul 2010,s. 167-191 
Güneş, Ahmet Mithat, Avrupa Birliği Yönergelerinin Doğrudan Etkisi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (AÜHFD), C. 58, S. 2, Ankara 2009, s. 281-318 
Güneş, Ahmet Mithat, AARHUS Sözleşmesi Üzerine Bir İnceleme, Gazi 
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, S. 1, Ankara 2010 
Günveren, Güzide Burcu, Roma Hukukunda Su Hakları-Çeviri, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, s.309-312 
Ilgar, Rüştü- Khalef, Salem, Türkiye’nin Sınıraşan Akarsu Anlaşmalarına Coğrafi Açıdan Bir Bakış, Marmara Coğrafya Dergisi, S. 10, İstanbul Temmuz 2004,s.53-72 
İnan, Yüksel, Sınır Aşan Suların Hukuksal Boyutları, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C. 49, Ocak-Haziran 1994 
Kaya, İbrahim, AB Su Çerçeve Direktifi, Sınıraşan Akarsular ve Türkiye, Karpuzcu, Mehmet- Gürol, Mirat D.- Bayar, Sanem, DSİ Matbaası, Sınıraşan Sular ve 
Türkiye, Şubat 2009 
Kılıç, Seyfi, Sınıraşan Sulardan Faydalanmalara İlişkin Temel Yaklaşımlar-Ortadoğu Analiz, C.5, S.53, Mayıs 2013, s.14-22 
Kılıç, Seyfi, Uluslararası Suyollarının Ulaşım–Dışı Kullanımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve 2012 Değerlendirmesi, Ortadoğu Analiz, C.5, S. 49, Ocak 2013 
Kır, Tayfun- İstanbulluoğlu Hakan Türkiye’nin Su Politikaları -TAF Prev Med Bull 2011; 10(3),s. 327-338, 
Kibaroğlu, Aysegül, Meriç Nehir Havzası Sınıraşan Su Politikaları, 5. Dünya Su Forumu Türkiye Bölgesel Su Toplantıları-Edirne Bildiri Kitabı, 2008, s.1-12 
Kibaroğlu, Ayşegül, Küresel İklim Değişikliğinin Sınıraşan Su Kaynakları Politikasına Etkileri,TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, C.1, Ankara 2008, s. 347-355 
Kibaroğlu, Ayşegül, Türk Dış Politikası ve Su, Ortadoğu Analiz, C.5, S.53, Mayıs 2013, s.50-59 
Kibaroğlu,Aysegül-Axel Klaphake -Annika Kramer -Waltina Scheumann -Alexander Carius Cooperation on Turkey's Transboundary Waters, The German 
Federal Ministry Of Environment, Nature Conservaiton and Nuclear Safety, Berlin 2005 
Kibaroğlu, Ayşegül, Fırat-Dicle Havzası Sınıraşan Su Politikalarının Evrimi: İşbirliği için Fırsatlar ve Tehditler, Orta Doğu Analiz, C. 4, S. 4, , Temmuz 2011 
Malkaralı, Saadettin, Korkmaz, Mehmet S.- Sezen, Nurullah,- Meriç Nehri Taşkını Ve Taşkınlar İle İlgili Geliştirilen Uluslararası Projeler,5. Dünya Su Forumu 
Türkiye Bölgesel Su Toplantıları-Edirne Bildiri Kitabı, 2008,s.12-38 
M.A. Salman, The United Nations Watercourses Convention Ten Years Later: Why Has its Entry into Force Proven Difficult?, s.1-15 
Maden, Tuğba Evrim, Sınıraşan Su Havzalarında İşbirliği Sorunu, Ortadoğu Analiz, C.5, S.53, Mayıs 2013, s.23-31 
Öziş, Ünal- Türkman, Ferhat – Baran, Türkay- Özdemir, Yalçın - Dalkılıç, Yıldırım, 
GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ VE SU SİYASETİ, TÜRKİYE MÜHENDİSLİK HABERLERİ, S.420-421-422 / 2002/4-5-6, s.35-45 
Özis, Ünal - Baran, Türkay - Özdemir, Yalçın, Sınır Asan Asi Havzası Su Potansiyeli ve Yararlanılması, TMMOB Su Politikaları Kongresi, Mart 2006, Ankara, s. 571-581 
Öztürk,Ahmet,Türkiye’nin Dış Politikası ve Sınıraşan Sular, Çakmak, Cenap- Doğan,Nejat- Öztürk, Ahmet, Uluslararası İlişkilerde Güncel konular ve Türkiye, 
Eskişehir-2012, s.315-341 
Patricia Wouters- Sergei Vinogradov (2003), ‘Analysing the ECE Water Convention: What Lessons for the Regional Management of Transboudary Water 
Resources’, in Olav Schram Stokke and Øystein B. Thommessen (eds.), 
Yearbook of International Co-operation on Environment and Development 2003/2004 (London: Earthscan Publications), s. 55–63 
Pazarcı, Hüseyin, “Su Sorununun Hukuksal Boyutları”, Pazarcı, Hüseyin-Akmandor,Neşet-Köni,Hasan, Orta Doğu Ülkelerinde Su Sorunu, Toplumsal, Ekonomik, Siyasal Araştırmalar Vakfı, 1994 
Pazarcı, Hüseyin, A.T. Su Politikası Çerçeve Yönergesi Ve Uluslar Arası Açıdan Türkiye'ye Olası Bazı Etkileri, MHB Yıl 25-26, 2005-2006,s.301-314 
Salman L.A. Salman, “The Helsinki Rules, the UN Watercourses Convention and the Berlin Rules: Perspectives on International Water Law”, Water Resources 
Development, C. 23, No. 4, Aralık 2007, s. 625–640 
Saltürk, Metin, Orta Doğu’da Su Sorunu ve Türkiye Açısından İncelenmesiGüvenlik Stratejileri Dergisi, S.3, Haziran 2006, s.21-40 
SERT, Mahmut- OPAN, Mücahit, Sınıraşan Sularda İşbirliğini Artıracak Koşullar, TMMOB Su Politikaları Kongresi, Ankara 2006, s.550-557 
Tapan, Ruhi, Avrupa Birliği Hukukun Kaynakları, Sayıştay Dergisi, S.32, Ankara 1999, s.89-122 
Ünsal, Veli, Eskiçağda Anadolu Su Kaynakları (Orta ve Doğu Anadolu)Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.28, 2012, s.209-224 
ÜSTE, A. Nazmi Uluslararası Politika Ve Türk Dış Politikası Açısından Sınıraşan Sularımız, D.E.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi, C.13, S.1, 1998 
Yakış, Yaşar -Röportaj: Maden,Tuğba Evrim- Kılıç ,Seyfi, Ortadoğu Analiz C.3, S. 33, Şubat 2011, s.69-73 
Yıldız, Dursun -Röportaj: Maden, Tuğba Evrim, Kılıç, Seyfi, Ortadoğu Analiz, C.3, S. 26, Şubat 2011 , s.82-90 

İnternet Kaynakları 

Avrupa Birliği Sürecinde Çevre Faslı, 
http://www.abgs.gov.tr/files/SEPB/yayinlarveraporlar/cevrekitap.pdf (en son erişim:03/04/2014) 
AARHUS Convention, 
http://www.unece.org/environmental-policy/treaties/public-participation/aarhus-convention.html, (en son erişim18/04/2014) 
Bağış, Ali İhsan, Ortadoğu Su Meselesinde Türkiye Ve Gerçekler,, 
http://www.dunyasugunu.org/gecmis-22-martlar/2004-ortadoguda-su-meselesi-veturkiye/ (En son erişim:9 Mayıs 2014) 
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE), 
http://did.ormansu.gov.tr/did/AnaSayfa/birimler/uluslararasiKuruluslar.aspx?sflang=tr (en son erişim: 05/04/2014) 
Bozçağa, Özgür- Erzi, İpek- Saatçi, Ahmet Mete, Türkiye ve Sınıraşan Sular , 
Türkiye ve Sınıraşan Sular: Bir İşbirliği Alanını Çok Boyutlu Düşünmek, 5. Dünya Su Forumu Genel 
Sekreterliği,http://vizyon21yy.com/documan/Genel_Konular/Milli%20Guvenlik/Dogal_Kaynaklar_Enerji/Turkiye_ve_Sinir_Asan_Sular.pdf ( en son erişim:05/04/2014) 
Convention on the Protection and Use of Transboundary Watercourses and International Lakes 
http://www.unece.org/fileadmin/DAM/env/documents/2013/wat/ECE_MP.WAT_41.pdf (en son erişim: 05/02/2014) 
Convention on the Law of the Non-Navigational Uses of International Watercourses 
http://legal.un.org/ilc/texts/instruments/english/conventions/8_3_1997.pdf (en son erişim:05/04/2014) 
Dışişleri Bakanlığı-Avrupa Birliği ile Su Konusu, 
http://www.mfa.gov.tr/avrupa-birligi-ile-su-konusu-.tr.mfa (en son erişim:06/05/2014) 
Dışişleri Bakanlığı-Türkiye´nin Sınır Aşan Sular Politikasının Ana Hatları, Dışişleri 
Bakanlığı http://www.mfa.gov.tr/turkiye_nin-sinir-asan-sular-politikasinin-ana-hatlari-.tr.mfa (en son erişim:05/03/2014) 
Draft articles on the Law of Transboundary Aquifers 
http://legal.un.org/ilc/texts/instruments/english/draft%20articles/8_5_2008.pdf (En son erişim:05/04/2014) 
Espoo Convention, http://www.unece.org/env/eia/about/eia_text.html (en son erişim:09/03/2014) 
Flood Directive, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=CELEX:32007L0060&from=EN 
Hukuk Sözlüğü, http://www.duhaime.org/LegalDictionary/S/SicUteraTuoUtAlienamNonLaedas.aspx 
(En son erişim: 20/04/2014) 
ILA, “The Helsinki Rules on the Uses of the Waters of International Rivers” 
http://www.internationalwaterlaw.org/documents/intldocs/helsinki_rules.html (en son erişim : 05/02/2014) 
Kaya, İbrahim, uluslararası akarsular ve hukuk, 
http://www.usakgundem.com/yazar/530/uluslararasi-akarsular-ve-hukuk.html, (en son erişim:05/02/2014) 
Kılıç, Seyfi, Aras-Kura Nehri Havzasında Sınıraşan ve Sınır Oluşturan Sulara İlişkin Sorunlar, 
http://www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4340 ( En son erişim: 01/04/2014) 
Kılıç, Seyfi, Su Kirliliğinin Sınıraşan Boyutları ve Uluslararası Teamül Hukuku, 
http://www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4525 (En son eşim:01/04/2014) 
Kılıç, Seyfi, Uluslararası Hukuk Derneği’nin Sınıraşan Sular Konusuna İlişkin Yaptığı Çalışmalar, 
http://www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4004(en son erişim :01/04/2014) 
Kılıç, Seyfi, Uluslararası Hukuk Açısından Mısır ve Nil Sorunu, 
http://www.orsam.org.tr/tr/sukaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4947 (En son erişim:01/04/2014) 
Kılıç, Seyfi, Türk Dış Politikasında Suyun Değişen Konumu, 
http://www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4304, en son erişim:01/04/2014) 
MADEN, TUĞBA EVRİM, Su Savaşı Senaryoları Birgün Gerçekleşebilir mi?, 
http://www.orsam.org.tr/tr/yazilar_Yazdir.aspx?ID=2139 ( en son erişim :04/03/2014) 
Maden, Tuğba Evrim, Fildişi Sahilleri 1997 BM Çerçeve Sözleşmesini Onaylayan 34. Devlet Oldu, 
http://www.orsam.org.tr/tr/sukaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4958 (En son erişim: 10/03/2014) 
Maden, Tuğba Evrim, Avrupa’nın Su Kaynaklarının Korunmasına Yönelik 
“Blueprint” Planı, 
http://www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4507, (en sonerişim:01/04/2014) 
Maden, Tuğba Evrim, AB’nin sınıraşan sular mevzuatı ve Türkiye’de uygulaması, 
http://www.orsam.org.tr/tr/sukaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4652 (en son erişim:03/04/2014) 
Özbay, Özdemir, AB Taşkın Direktifi ve Meriç Nehri Havzası 
http://www.hidropolitikakademi.org/tr/ab-taskin-direktifi-ve-meric-nehri-
havzasi.html (05/08/2014) 
Salman, S.M. The United Nations Watercourses Convention Ten Years Later: Why Has its Entry into Force Proven Difficult? Water International, , s.1-15., 
2007,http://www.salmanmasalman.org/wp content/uploads/2012/12/UNWatercoursesConventionTenYearsFinal2.pdf, (en son erişim: 03/02/2014) 
Su Hukuku,http://www.volkanderinbay.com/tarimnet/sukaynaklari.asp?konuno=6 (en son erişim :10/04/2014) 
Su Kanunu Tasarısı Taslağı, 
http://suyonetimi.ormansu.gov.tr/AnaSayfa/su_kanunu_taslagi.aspx?sflang=tr (en son erişim:25/02/2014) 
Suyun Stratejik Dalgaları, 
http://www.altinicizdiklerim.com/ozetler/SuyunStratejikDalgalari.pdf (en son erişim: 27/01/2014) 
Sümer, Vakur, Orta Doğu ve Sınıraşan Sular: İslam Hukuku Ne Diyor, 
http://www.fatihaktuel.com/yorum-analiz-orta-dogu-ve-sinirasan-sular-islam-hukuku-ne-diyor-53176.html (en son erişim:04/04/2014) 
Tacar, Pulat, Atatürk’ümüz” Paneli Türkiye’nin Sınır Aşan Sularla İlgili Sorunları, 
http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-42/ataturkumuz-panelinde-yaptigi-konusma-turkiyenin-sinir-asan-sularla-ilgili-sorunlari (En Son Erişim :27/01/2014) 
The Seoul Rules On International Grounwaters 
http://www.internationalwaterlaw.org/documents/intldocs/seoul_rules.html (en son erişim:01/03/2014) 
The Protocol on Civil Liability and Compensation for Damage Caused by the 
Transboundary Effects of Industrial Accidents on Transboundary Waters, 
https://treaties.un.org/pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=XXVII-16&chapter=27&lang=en (en son erişim: 05/05/2014) 
The Protocol on Water and Health to the 1992 Convention on the Protection and Use of Transboundary Watercourses and International Lakes 
https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=XXVII-5-a&chapter=27&lang=en (en son erişim: 04/05/2014) 
The United Nations Today, http://www.unicankara.org.tr/today/6.html ( en son erişim: 03/05/2014) 
Türkiye-AB İlişkilerinin Tarihçesi, http://www.ab.gov.tr/index.php?p=111&l=1 (en son erişim:05/03/2014) 
Uluslararası Hukuk Enstitütüsü, 
http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Johann_Kaspar_Bluntschli&action=edit&redlink=1 (En son erişim :03/04/2014) 
UNECE Water Convention 
https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=XXVII-5&chapter=27&lang=en (en son erişim:05/05/2014) 
United Naitons Treaty Collection, 
https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=IND&mtdsg_no=XXVII12&chapter=27&lang=en (En son erişim: 05/06/2014) 
Utilisation of Non-maritime International Waters, Session of Salzburg – 1961, 
http://www.idi-iil.org/idiE/resolutionsE/1961_salz_01_en.pdf ( En son erişim: 15/01/2014) 
Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi(VAHS), 
http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/Viyana_69.pdf (en son erişim:05/04/2014) 
Water Framework Directive, 
http://eur-lex.europa.eu/legal content/EN/TXT/?uri=CELEX:32000L0060 ( En son erişim:04/03/2014) 
Yakış, Yaşar, Sınıraşan Suların Hukuki Rejimi, Dış Politikası Dergisi , Cilt 6, Sayı: 1, Ankara, 1995 , 
http://www.yasaryakis.com.tr/TR/belge/1-413/bsinirasan-sularin-hukuki-rejimib-idis-politika-dergisi-.html (en son erişim:02/02/2014) 
20 years unece water convention, http://www.icpdr.org/main/20-years-unece-water-convention (en son erişim :08/03/2014) 

Kitaplar 

Akmandor, Neşet, ‘Su Sorununun Fiziksel Boyutları’, Ortadoğu Ülkelerinde Su Sorunu, TESAV, Ankara 1994 
Aktaş Acabey, Münevver, Sınıraşan Sular: Hukuki Rejim,Dicle-Fırat ve Türkiye’nin Diğer Sınıraşan Suları, Beta Yayınları, İstanbul 2006 
Bilen, Özden, Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye, TESAV Yayınları, Ankara 2000 
Bilen, Özden, Türkiye’nin Su Gündemi: Su Yönetimi ve AB Su Politikaları, DSİ İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı, Ankara 2009 
Bozkurt, Enver- Özcan, Mehmet - Köktaş, Arif, Avrupa Birliği Hukuku, Ankara 2008 
BURAK, Selmin, Su Gündemi, Su Kaynakları, Yönetimi, Sınır Asan Sular, Beta, İstanbul 2009 
Bir, Mustafa, Akarsulardan Faydalanma ve Türkiye’nin Uluslararası Hukuku İlgilendiren Akarsuları (Yayınlanmamış Doktora tezi), Ankara Üniversitesi 
       Hukuk Fakültesi, 1986 
Budak, Sevim, Avrupa Birliği ve Türk Çevre Politikası, Büke Yayınları, İstanbul 2000 
Çakmak, Cenap, Uluslararası Hukuk, Ekin Yayınevi, Ankara 2014 
Çelebi, Onur, Türkiye’nin Suriye ve Irak İle Olan İlişkilerinde Sınıraşan Suların Etkisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Atatürk Üniversitesi, 2009 
Çelik, Soner, Sınıraşan Sular Kapsamında Dicle ve Fırat Nehirlerinin Türkiye – Suriye İlişkilerine Etkisi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ufuk 
      Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü, Ankara 2013 
Cirit,Hakan, Sınıraşan Sular ve Türkiye, Dicle Üniversitesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Diyarbakır 2007 
Dalar, Mehmet, Uluslararası Hukuk Açısından Uluslararası Nehirler Ve Fırat-Dicle Nehirlerinin Hukuksal Statüsü(Yayınlanmamış Doktora Tezi), Uluda
Üniversitesi, Bursa 2004 
Demir, Abdullah, Türkiye-Suriye-Irak Arasındaki Sınıraşan Sular Sorunu Çerçevesinde Türkiye’nin Su Politikası (Yayınlanmamış Yüksek Lisans 
Tezi), Sakarya Üniversitesi, Mayıs 2006 
Durmazuçar, Vedat, Ortadoğu’da Suyun Artan Stratejik Değeri, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2003 
Dursun, Abdulkadir, Sınıraşan Sular Fırat ve Dicle Nehirleri’nin, Türkiye, Suriye Ve Irak İlişkileri Üzerine Etkileri (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 
         Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta 2006 
HIZLI, Şerif, Türkiye’nin Sınıraşan Suları ve Bu Suların Kullanımı İle İlgili Politikaları (Uzmanlık Tezi), Haziran 2011 
Höbek, Tufan Türk Hukukunda Antlaşmaların Yapılması Ve Yargısal Denetim (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Çankaya Üniversitesi, Ankara 
Kapan, İsmail, Türkiye İle Suriye ve Irak Arasında Su Anlaşmazlığı Ve Türkiye’nin Çözüm İçin Sunduğu “Üç Aşamalı Plan”In Su Hukuku Çerçevesinde 
İncelenmesi (Yayınlanmamış Doktora Tezi),İstanbul Üniversitesi, İstanbul 2006 
Kapan, İsmail, Dünyayı Su Savaşları mı Bekliyor?: Suyun Stratejik Dalgaları, Babıalî Kültür Yayıncılığı, İstanbul 2007 
Kesik, Ünal, Ortadoğu’da Su Sorunu ve Türkiye’nin Sınıraşan Suları(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Bolu 2009 
Konuralp, Pamukçu, Su Politikası, Bağlam Yayınları, İstanbul 2000 
Maden, Tuğba Evrim , Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi ve Meriç Nehri Örneği (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler 
Enstitüsü Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı 
McCaffrey, Stephen, Water Scarcity: Institutional and Legal Responses, The Scarcity of VVater Emerging Legal and Policy Responses, Ed. Edward H.P.Brans, 
Esther J. De Haan, Andre Nolkaemper and Jan Rinzema, London 1997 
McCaffrey, Stephen C., The law of international watercourses , Oxford ; New York : Oxford University Press, 2007 
Mengiler, Özgür, Birleşmiş Milletler Çerçevesinde Uluslararası Uyuşmazlıkların Barışçı Çözümü, Platin Yayınları, Ankara 2005 
Meredith A. Giordano and Aaron T.Wolf, “The World’s Freshwater Agreements: Historical Developments and Future Opportunities “, Atlas of International 
Freshwater Agreements, New York, UNEP, 2002 
Öngör, Sami, Coğrafya Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1980 
Özkan, Işıl, Avrupa Birliği Kamu Hukuku, Ankara 2011 
Pazarcı, Hüseyin, Uluslararası Hukuk Dersleri, II. Kitap, Ankara 2003 
Pazarcı, Hüseyin, Uluslararası Hukuk, 3. Baskı, Ankara 2005 
Sar, Cem, Uluslararası Nehirlerden Endüstriyel ve Tarımsal Amaçlarla Faydalanma Hakkı, Ankara, 1970 
Somuncuoğlu, Ecehan, Orta Doğu’da Su Meseleleri ve Türkiye (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi, Ankara 2007 
Şimşek, Tacettin, Sınıraşan Suların Hakça ve Makul Kullanımı (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Gazi Üniversitesi, Ankara 1997 
Su ve DSİ (Hizmetlerle Dolu 60 Yıl), Ankara 2014 
Tahiroğlu, Bülent, Roma Hukukunda Mülkiyet Hakkının Sınırları, İstanbul 1981 
Tiryaki, Orhan, Sınıraşan Sular ve Ortadoğu'da Su Sorunu: 21 nci Yüzyılın Gündemi: Su, Cem Ofset Matbaacılık, 2003 
Tityaki, Mutullah, Sınıraşan Sular ve Fırat ve Dicle Nehirlerinin Durumu 
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi, Ankara 2008 
Toklu, Vefa, Su Sorunu Uluslar arası Hukuk ve Türkiye,Turhan Kitabevi, Ankara 1999 
Toluner, Sevin, Milletlerarası Hukuk Açısından Türkiye’nin Bazı Dış Politika Sorunları, Beta Yayınları, 2004 
Turgut, Nükhet, Çevre Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara 2001 
Ünal Şeref, Uluslararası Hukuk, Yetkin Yayıncılık, Ankara 2005 
Yavuz, Mustafa Yahya, Cumhuriyet Döneminde Türkiye, Irak ve Suriye Arasındaki Sınıraşan Suların Yönetimi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İnönü Üniversitesi, Malatya 2009 
Yılmaz,Ejder, Hukuk Sözlüğü,Yetkin Yayınları, Ankara 2003 
Zehir, Cemal, Türkiye ve Ortadoğu’da Su Meselesi, Marifet Yayınları, İstanbul 1998 


Raporlar 

9-10 Haziran 2014 tarihinde Londra’da Chatman House ve ESCWA tarafından gerçekleştirilen toplantıya ilişkin Dışişleri Bakanlığı Toplantı Raporu 

Havza Yönetimi ve Su Bilgi Sistemi Çalışma Grubu Raporu, Ormancılık ve Su Şurası 21-23 Mart 2013, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara, 2013, s.33-
34.; Türkiye´nin Sınır Aşan Sular Politikasının Ana Hatları 

Kılıç, Seyfi, Sınıraşan Akiferler Hukuku Taslak Maddeleri Üzerine Bir Değerlendirme, ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor, No: 12, Şubat 
2012, s.1-16 

Kimençe,Taner, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) Sınır Aşan Su Yollarının ve Uluslararası Göllerin Korunması ve Kullanılması 
Sözleşmesi (Helsinki Sözleşmesi) 6. Taraflar Toplantısı Görev Raporu 

Tuğaç, Çiğdem, Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi Kapsamında Sınıraşan Sular, Orsam Su Araştırmaları Programı Rapor No: 19, Mayıs 2013 

UN-Water, Water Security and the Global Water Agenda, United Nations University, Canada, 2013, 

UNESCO, Water, A Shared Responsibility: The United Nations World Development Report II, Paris, Berghahn Books, 2006 


***

SINIRAŞAN SULARLA İLGİLİ ULUSLARARASI HUKUKİ DURUM, BÖLÜM 11

SINIRAŞAN SULARLA İLGİLİ ULUSLARARASI HUKUKİ DURUM, BÖLÜM 11


Sınıraşan sularla ilgili diğer hükümlerine bakacak olursak; SÇD 5 inci maddesi, nehir havzası bölgesinin özelliklerinin insani faaliyetlerin çevresel etkisinin 
ve su kullanımının ekonomik analizini içermektedir ve bu madde içerisinde sadece üye devletin havzasını değil uluslararası nehir havzalarını da dahil etmektedir. 
Aynı şekilde 11 inci madde içerisinde de ortak önlemler programlarının oluşturulmasını yine uluslararası havzaları dahil ederek ele almıştır.366 

SÇD’nin uluslararası nehir havzaları ile ilgili hükümler içeren başka bir maddesi madde 13’tür. Söz konusu AB ülkelerinin toprakları içerisinde kalan 
uluslararası nehir havzaları ile AB sınırları dışına çıkan uluslararası nehir havzaları ayrı değinmiştir. Bu kapsamda, 

1- Uluslararası nehir havzasındaki kıyıdaş devletler AB üyesi ülkelerden oluşuyorsa;367 
“Tamamen Topluluk sınırları içinde yer alan bir uluslararası nehir havzası bölgesinin söz konusu olması halinde, Üye Devletler tek bir uluslararası nehir 
havzası yönetim planı hazırlamak amacıyla koordinasyon sağlayacaklardır. Bir uluslararası nehir havzası yönetim planının hazırlanmaması halinde, Üye Devletler en azından uluslararası nehir havzası bölgesinin kendi topraklarında kalan kısmı için, bu Direktif amaçlarını gerçekleştirmek maksadıyla, nehir havzası yönetim planları hazırlayacaklardır.” 

2- Uluslararası nehir havzasındaki kıyıdaş devletler bazıları AB üyesi değilse;368 
“Topluluk sınırlarını aşan bir uluslararası nehir havzası bölgesinin sözkonusu olması halinde, Üye Devletler tek bir nehir havzası yönetim planı hazırlamak için 
çaba gösterecekler ve bunun mümkün olmaması halinde, plan en azından uluslararası nehir havzası bölgesinin ilgili Üye Devletin toprakları dahilinde kalan 
kısmını kapsayacaktır.” 
SÇD’nin ilgili hükümleri uyarınca tamamıyla Birlik topraklarında yer alan uluslararası nehir havzası bölgeleri ile ilgili olarak üye devletlerin tek bir uluslararası nehir havzası yönetim planı oluşturmak amacıyla eşgüdüm sağlayacaklarını hükme bağlamaktadır. Burada yer alan yükümlülük ortak yönetim planı hazırlama yükümlülüğü olmayıp bu amaçla koordinasyonda bulunma (shall ensure coordination) yükümlülüğüdür. Dolayısıyla eşgüdüm sonucu bile devletlerarasındaki görüş ayrılıkları ve yaklaşım farklılıklarından dolayı bu planların hazırlanması mümkün olamayabilir. Nitekim böyle durumlarda üye devletler SÇD’den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla Uluslararası nehir havzası bölgesinin kendi topraklarında kalan kısımları için nehir havzası yönetim planları hazırlayacaklardır. Burada devletlere takdir hakkı tanınmamış olup, kendi ulusal sınırları içindeki kısımlar için plan hazırlama bir zorunluluktur. Dikkat etmek gerekir ki, uluslararası nehir havzası bölgesi tamamı için tek bir uluslararası yönetim planı hazırlanamadığı durumlarda üye devletlerin tek başlarına kendileri için hazırlayacakları planlar uluslararası yönetim planı değildir. Bunlar sadece yönetim planı olarak adlandırılmıştır. Uluslararası nehir havzası bölgesinin Birlik sınırlarını 
aşması durumunda üye devletler tüm havzayı kapsayan tek bir yönetim planı hazırlanması hususunda çaba sarf edeceklerdir. Yine buradaki yükümlülük planın hazırlanmasını mutlak emreder nitelikte değildir. Bu planların hazırlanmasının mümkün olmadığı durumlarda, üye devlet en azından uluslararası nehir havzası bölgesinin kendi topraklarında kalan kısmı için yönetim planı hazırlayacaktır. Bu plan da niteliği gereği uluslararası bir yönetim planı olmayacaktır.369 Ayrıca hazırlanan bu yönetim planlarına ilişkin olarak, 15 inci madde uyarınca üye devletlerin uluslararası nehir havzalarına kıyıdaş olmaları durumunda raporlamayı en azından kendi topraklarında kalan kısımları için yapılması beklenmektedir.370 

Uluslararası nehri havzaları bölgeleri yönetimi konusunda karşımıza AB’nin 2006 yılında taraf olduğu 1992 Helsinki Sözleşmesi karşımıza çıkmaktadır. Söz 
konusu Sözleşme uyarınca kıyıdaş devletler arasında ortak organların oluşturulması öngörülmektedir. Ortak organların görevleri de kapsamlı bir şeklide sayılmıştır. 
Organların Sözleşme ’de belirtilen hususlarda sınıraşan suların yönetimi konusunda görevleri bulunmaktadır. 

Türkiye’nin AB üyesi olması durumunda AB üyesi komşularıyla oluşacak hukuksal durumu da son derece önemlidir. Türkiye ile Yunanistan ve Bulgaristan arasında var olan sınıraşan sularla ilişkin antlaşmaları eşgüdüm açısından değerlendirdiğimizde iki değişik tür düzenleme ile karşılaşılmaktadır. Anılan antlaşmaların kimi hükümleri esasen sınır düzenlemesini hedeflemekte olup, AB su politikasını doğrudan ilgilendirmemektedir. Dolaysıyla, ilgili antlaşmaların sınır düzenlemesi nitelikli hükümlerinin SÇD hükümleri ile birlikte ele alınması gereği bulunmamaktadır. Buna karşılık, anılan antlaşmaların kimi hükümleri doğrudan AB su politikası amaçlarıyla bağlantılı oldukları için, Yönerge ile anılan antlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi zorunluluğu ortaya çıkacaktır. Bu çerçevede, Direktifin her akarsu havzasının özelliklerini göz önünde bulundurma konusunda ilgili devletlere esneklik tanıdığı da hatırlanırsa, bu devletlerin sınıraşan sulara ilişkin kabul ettiği antlaşma hükümlerinin geçerliliklerini koruması gerektiği düşünülebilecektir. Ancak, kimi antlaşma hükümlerinin AB su politikasının temel ilkelerine aykırı düşmesi durumlarında, AB müktesebatının üye devletlerin antlaşmalarına da üstün tutulması ilkesi uyarınca, Türkiye ile Yunanistan ya da Bulgaristan arasında yapılan bu antlaşmaların Direktife uyum sağlayacak biçimde değiştirilmesi ya da o konularda yalnız direktif hükümlerinin uygulanması gerekebilecektir.371 

Diğer sınıraşan sularımız açısından ise, şüphesiz direktif hükümleri üye ülkeler için bağlayıcı iken, üye olmayan ülkeler için yalnızca tavsiye niteliğindedir. 
Ancak üye olmayan devletleri içeren nehir havzaları ile ilgili üye devletlere yükümlülükler getirilebilir. Burada AB konuya bakışına ışık tutmak açısından, AB 
Komisyonu’nun 6 Ekim 2004 tarihli İlerleme Raporu’na esas teşkil eden Türkiye’nin Üyeliği Perspektifinde Karşılaşılacak Sorunlar: Etki Değerlendirme Raporu’nda, “Bölgede önemli bir sorunun kalkınma ve sulama için suya ulaşım olduğu” belirtilmiştir. Bu cümleyi takiben; “Türkiye’nin AB’ye katılımı ile birlikte su kaynakları ve ilgili alt-yapıların uluslararası yönetiminin AB’nin başlıca sorunu halini alması beklenmelidir” ifadesi yer almıştır. Ayrıca alt-yapılara atıfta 
bulunulurken, parantez içinde “barajlar, Fırat ve Dicle havzalarındaki sulama tesisleri” ifadeleri, “İsrail ile komşusu ülkelerin sınıraşan su işbirliği” cümlesiyle 
ilişkilendirilmiştir. 

Etki Raporu’nda bahsedilen uluslararası yönetim kavramına açıklık getirilmemiş, dolayısıyla yoruma açık bırakılmıştır. Bu kavram ile kastedilenin ne 
olduğu konusunda iki önemli çıkarımda bulunmamız mümkün;372 

a) Türkiye’nin, su meselesine taraf olan komşuları ile (Suriye ve Irak) üzerinde anlaşabilecekleri bir çözüm önerisi bulmak suretiyle su rejimini, 
uluslararası hukuka ve birliğin taraf olduğu ilgili sözleşmelerin gözetilmesi kaydıyla kendi egemen iradeleri bağlamında düzenlemeleri. 

b) Türkiye ve su meselesine taraf olan ve taraf olduğu düşünülen ülkeler arasında (Suriye, Irak, İran ve İsrail ) su konusunda bir uzlaşmanın ihtimal dışı 
görülmesi nedeniyle, bu suların rejiminin düzenlenmesi görevinin, AB öncülüğünde oluşturulacak uluslararası bir idareye verilmesi. 

Her iki ihtimalde ülkemizin politikalarıyla örtüşmemektedir. Ülkemiz açısından AB üyelik sürecinde müzakereler yürütülürken ve birlik müktesebatı 
uyumlaştırılırken sınıraşan havzalarımıza ilişkin olarak hukuksal ve politik hamlelerimizi uluslararası hukukun sınırları içinde atmamız son derece önemlidir. 

Ayrıca uluslararası yönetim kavramı, Avrupa'daki sınıraşan sular (Ren ve Tuna) nedeniyle AB'nin yabancı olmadığı bir kavramdır. 1990'lı yıllarda oluşan 
Entegre Havza yönetimi anlayışı, "su kalitesi" etrafında oluşmuştur. Önerilen yaklaşım; uyumlu hale getirilmiş, katılımcı ve koordine edilmiş iş birliğidir. Entegre havza yönetimi sınıraşan sular açısından uygulamadaki başarının taraf ülkelerin uzlaşma kültürü ile orantılı olacaktır.373 Kısacası söz konusu yönetim mutlak başarılı olduğunu söylemek güçtür. 

5.3.2. Su Çerçeve Direktifi ve Taşkın Risklerinin Değerlendirilmesi ve Yönetimi Direktifi’nin Sınıraşan Sulara İlişkin Hükümlerinin Değerlendirilmesi 

2007/60/EC sayılı “Taşkın Risklerinin Değerlendirilmesi ve Yönetimi Direktifi” (Taşkın Direktifi) Avrupa Parlamentosu ve Bakanlar Konseyi’nin kararıyla 
23 Ekim 2007 tarihinde kabul edilmiş olup Avrupa Birliği tarafından 26 Kasım 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Direktif’te temel yaklaşım “havza bazında yönetim” olup taşkın risklerini değerlendirme ve yönetme odaklı bir yapıyı oluşturmayı, taşkınların insan sağlığı, çevre, kültürel miraslar ve ekonomik faaliyetler üzerinde yarattığı olumsuz etkileri azaltmayı amaçlamaktadır.374 

AB Taşkın Direktifi, taşkın yönetiminde hazırlık, önleme, koruma, acil durum müdahalesi ve normalleşme ve gözden geçirme olmak üzere beş aşamalı bir süreci öngörmektedir. 

Taşkın Direktifi’nin giriş kısmında yer alan “Taşkınları etkin bir şekilde önlemek ve etkilerini azaltmak için, üye ülkelerle koordinasyonun yanında diğer 
ülkelerle de beraber hareket etmek gerekmektedir. Bu 2000/60/EC sayılı direktifle ve Birleşmiş Milletlerin 95/308/EC(4) sayılı kararı ile kabul ettiği Sınıraşan Su Yollarının Ve Uluslararası Göllerin Korunmasına Ve Kullanılmasına İlişkin Sözleşme ve bu sözleşmenin uygulanması için yapılan anlaşmalar ile belirlenmiş olan taşkın risk yönetimine ilişkin uluslararası ilkeler ile uyumludur.” hükmü sınıraşan sulara ilişkin olarak direktifin temel yaklaşımını ifade etmektedir. Direktifin sınıraşan sular konusunda, uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği müktesabatı temelinde düzenlemeler ihtiva ettiği durumunu ortaya koymaktadır. 

AB Taşkın Direktifi’nin 4. ve 5. maddesi uyarınca, Üye devletler, her bir nehir havzası bölgesinde veya alt bölgelerinde ve/veya sınıraşan havzaların kendi 
sınırları içinde kalan bölümünde, uzun vadeli kayıtlar ve çalışmalar gibi mevcut veya kolay erişilebilir bilgilere dayanarak ve iklim değişikliğinin taşkın oluşumu 
üzerindeki etkileri de göz önünde bulundurularak taşkın riski ön değerlendirmesi ile potansiyel taşkın risklerini değerlendireceklerdir.375 Ayrıca Direktifin 4 üncü 
maddesi üye devletlerin sınıraşan sulara ilişkin olarak kendi aralarında ilgili bilgilerin takası ile ilgili hususlarını düzenlemiştir. Düzenleme uyarınca üye ülkelerin hazırlayacakları değerlendirmelerin eksiksiz olarak hazırlanması amaçlanmaktadır.376 

Uluslararası nehir havzası AB üyesi devletlerden oluşuyorsa; Direktifin 8 inci maddesi uyarınca Üye devletler sınıraşan sulara ilişkin olarak kendi toprakları içinde bulunan yönetim birimleri için tek bir taşkın riski yönetim planı veya nehir havzası bölgesi düzeyinde koordine edilen taşkın riski yönetim planları oluşturulmasını sağlayacaklardır. Üye devletler, tamamıyla topluluğun sınırları içerisinde bulunan Uluslararası bir nehir havzası bölgesinde tek bir uluslararası taşkın riski yönetimi planı oluşturmak amacıyla koordinasyonu sağlayacak veya uluslararası nehir havzası bölgesi düzeyinde koordine edilen taşkın riski yönetim planları oluşturacaktır. 

Üye devletler bu tür planların yapılmadığı yerlerde en azından uluslararası nehir havzası bölgesinin kendi toprakları içinde bulunan kısmını kapsayan, mümkün mertebe uluslararası nehir havzası bölgesi düzeyinde koordine edilen taşkın riski yönetim planları oluşturacaktır.377 

 Uluslararası Nehir Havzasındaki kıyıdaş devletlerden bazıları AB üyesi değilse; Direktifin 8 inci maddesi uyarınca Üye devletler, topluluğun sınırları dışına 
çıkan sınıraşan sulara ilişkin tek bir uluslararası taşkın riski yönetim planı veya uluslararası nehir havzası bölgesi düzeyinde koordine edilen taşkın riski yönetim 
planları oluşturmaya çalışacak; bunun mümkün olmadığı yerlerde ise kendi toprakları içerisinde bulunan uluslararası nehir havzası bölgesi kısımları için direktif hükümlerini uygulayacaktır. 

 Ayrıca 8 inci madde uyarınca bir üye devletin kendi sularının taşkın riski yönetimini etkileyen bir sorun tespit etmesi ve bu meselenin söz konusu üye devlet tarafından çözülememesi halinde, üye devlet meseleyi Komisyona ya da ilgili üye devletlere bildirebilir ve meselenin çözümüne ilişkin tavsiyeler alabilir. Komisyon üye devletlerin bildirimlerine ya da tavsiye taleplerine altı aylık bir süre zarfında cevap verecektir. 378 

Genel olarak bakıldığında; dayanışma temel alınarak, bir üye ülkede belirlenen taşkın risk yönetim planları, aynı nehir havzası veya alt havzasındaki diğer 
ülkelerin aşağı ve yukarı akış bölgelerinde büyüklük ve etkisine göre taşkın riskini önemli ölçüde azaltan önlemleri içerecektir, bu önlemler koordine edilmezse Madde 8 çerçevesinde ilgili Üye ülkeler arasında ortak bir çözüm bulunacaktır.379 

Taşkın Direktifi, Su Çerçeve Direktifi’nin bütüncül yaklaşımını teyid eder. Su Çerçeve Direktifi nehir havzalarında iyi kalitede su sağlanması için sınıraşan 
düzeyde eşgüdümlü politikalar öngörmektedir, ancak spesifik olarak taşkınlara değinmemiştir. Bu anlamda Taşkın Direktifi, Su Çerçeve Direktifi’ni tamamlayıcı 
niteliktedir. Su Çerçeve Direktifi’nin uygulanmasındaki rolü açıklıkla AB Komisyonu tarafından vurgulanmıştır.380 

AB Komisyonu sınıraşan taşkınların ciddiyetini ve önemini vurgulamakla beraber, Taşkın Direktifi’nin sınıraşan sularla ilgili hükümleri Su Çerçeve Direktifi’nden farklı değildir. Komisyon, sınıraşan suların ağırlıklı konumunu şu ifadelerle vurgular: “Avrupa’daki birçok nehrin sınıraşan nehir olması, Avrupa 
çapındaki kararlı uygulamaların önemini artırmakta, taşkın korumayı ileri seviyelere taşıyabilmektedir. Nehir havzaları sadece Birlik içindeki politik sınırlarda bitmez; çoğu nehir havzası ve kıyı alanları farklı ülkelerle paylaşılmaktadır. Bu şartlar altında taşkın riskini sadece Birlik sınırları içinde değerlendirmek ve böyle bir yönetim yaklaşımı benimsemek teknik ve ekonomik olarak akılcı değildir.” Bu minvalde Direktif’in ilgili maddesine göre AB dışında olan komşularıyla sınıraşan taşkın yönetim planlarını yapmak üye ülkelerin sorumluluğundadır. Ancak uygulamada belirsizlikler içeren bu sorumluluk özellikle aşağı-kıyı (mansap) konumundaki AB dışı kıyıdaşların aleyhine bir sürecin işlemesine neden olabilecektir.381 

Ülkemizde havzalar bazında “Taşkın Risk Yönetim Planları” nın oluşturulması için ilk adımı teşkil edecek olan ''Türkiye-AB Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA)”nın 
1. Bileşeni olan “Kurumsal Yapılanma” kapsamında 2010 yılı programında yer alan “Türkiye’de Taşkın Direktifinin Uygulanması İçin Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi” 22 Haziran 2012 tarihi itibari ile AB Türkiye Delegasyonu tarafından onaylanmış olup Proje faaliyetlerine 1 Ağustos 2012 tarihi itibari ile başlanmıştır. Bahse konu Direktifin uyumlaştırılmasına yönelik çalışmalar Ülkemiz açısından devam etmektedir. Bu kapsamda Direktifin sınıraşan sulara ilişkin hükümleri büyük önem arz etmektedir. Ülkemizin sınıraşan sulara ilişkin politikası göz önünde bulundurularak söz konusu faaliyetlerin yürütülmesi gerekmektedir. 

5.3.3. Avrupa Birliği’nin Taraf Olduğu Sınıraşan Sulara İlişkin Diğer Sözleşmeler 

5.3.2.1 Aarhus Sözleşmesi 

1996 yılında sözleşmenin oluşturulması amacını taşıyan bir çalışma grubu kurulmuştur. Avrupa Ekonomik Komisyonu üyesi 33 ülke ve çok sayıda sivil toplum örgütünün düzenli katılımıyla yürütülen ve on toplantıdan oluşan bir müzakere sürecinin ardından, 1998 yılında nihai bir metin üzerinde uzlaşıya varılmıştır. Bu nihai metin 25 Haziran 1998 tarihinde, Danimarka’nın Aarhus kentinde düzenlenen 4. Çevre Bakanları Konferansı’nda imzaya sunulmuştur. Sözleşmenin on altıncı devletçe onaylanmasıyla 30 Ekim 2001 tarihinde Aarhus Sözleşmesi yürürlüğe girmiştir.382 

Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Çevresel Karar Verme Sürecine Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi (Aarhus Sözleşmesi) olarak adlandırılan bu sözleşme, şimdiki ve gelecek kuşakların sağlıklı ve iyi bir çevrede yaşam haklarının korunmasına katkı sağlamak amacıyla, çevresel konularda bilgi ve belge edinme, karar vermede halkın katılımı ve yargıya erişim konularını ele alan ilk uluslararası sözleşmedir.383 

Aarhus Sözleşmesi’ne 07/01/2014 tarihi itibariyle Avrupa Birliği yanı sıra 45 ülke, Kirletici Salım ve Taşınım Kayıt Sistemi Protokolü’ne 33 ülke taraftır. Esas 
metni üç bölümden oluşan Aarhus Sözleşmesi, 1 giriş, 22 madde ve 2 ek içermektedir.384 

Sözleşmeye ülkemiz taraf değildir. Vatandaşlık, milliyet ve ikametgâh ayrımı yapılmaksızın öngörülen bazı haklar istismara yol açabilecek nitelik taşımaktadır. Söz konusu hakların kötüye kullanılması halinde ülkemiz tarafından yürütülen projeler olumsuz etkilenecektir. 

5.3.2.2. Espoo Sözleşmesi 

AB’nin taraf olduğu bir diğer sözleşme ise 1997 tarihli Espoo Sözleşmesi’dir. AB, Sınıraşan Boyutta Çevresel Etki Değerlendirme Sözleşmesinin amacı, tüm 
tarafların bireysel veya ortaklaşa aktivitelerinin yaratacağı sınıraşan etkileri engellemek, çevreyi korumak ve oluşan zararı en aza indirgemektir. Bu anlaşma ile bir proje planlayan ülke, etkilenecek ülkeye bilgi vermekle yükümlüdür.385 Muhatap ülke en kısa sürede bildirim yapan ülkeye ortak bir Çevre Etki Değerlendirme raporu yazıp yazmayacağını bildirecektir.386 

Espoo Sözleşmesi sadece sınıraşan sularla ilgili olmayıp, I numaralı ekinde belirtilen 22 adet faaliyeti kapsamaktadır. Bunlar arasında; petrol rafinerileri, entegre kimyasal tesisler, büyük çaplı petrol, gaz veya kimyasal madde taşıyan boru hatları, 300 MW veya daha büyük kapasiteli termik santralar, nükleer santraller ve sınıraşan boyutta çevresel etkileri olan çeşitli faaliyetler bulunmaktadır. Doğrudan sınıraşan sularla ilgili olan faaliyetler ise büyük barajları, yeraltı suyundan 10 milyon m3/yıldan fazla su çeken tesislerini ve su eksikliğini karşılamak için havzalar arasında 100 milyon m3/yıldan fazla su transfer edilmesi gibi çalışmaları kapsamaktadır. Herhangi bir proje konusunda faaliyet yürüten ülke, etkilenecek ülkeye bilgi vermekle yükümlü kılınmıştır. Etkilenen taraf kendisine tanınan süre içinde çevresel etki değerlendirme çalışmalarına katılıp katılmayacağı hususunda cevap verecek ve sürece katılmak isterse “çevre etki değerlendirme (ÇED) raporu” müştereken hazırlanacaktır.387 

Sözleşmeye ülkemiz taraf değildir. Her sınıraşan nehir havzasının kendine özgü teknik, sosyoekonomik ve politik bir yapısı bulunmaktadır. Ortadoğu üzerinde 
devamlı savaşların yaşandığı ve yeni savaş senaryolarının yazıldığı son derece karmaşık politik, ekonomik ve sosyal bir coğrafyaya sahiptir. Söz konusu coğrafyada memba ve mansap ülkeleri arasında örneğin; Dicle nehri üzerinde Türkiye’de inşa edilecek bir baraj için Irak ve Suriye ile müştereken bir ÇED raporu hazırlanması mümkün değildir.388 Espoo Sözleşmesi’ne Türkiye taraf olmasa da sınıraşan sularımız üzerinde yapılacak çeşitli yatırımların engellenmesinde bu ve benzeri çeşitli sözleşmeler her fırsatta gündeme getirilecektir. 

Her iki Sözleşme açısından taraf olunmasının, AB'ne tam üyeliğin ardından gerçekleşeceği beyan edilmiştir.389 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

366 Maden, Tuğba Evrim , Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi ve Meriç Nehri Örneği (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı, s.85 
367 Mad 13/2, Water Framework Directive 
368 Mad 13/3, Water Framework Directive 
369 Kaya, AB Su Çerçeve Direktifi, Sınıraşan Akarsular ve Türkiye,s.129 
370 Mad 15, Water Framework Directive 
371 Pazarcı, Hüseyin, A.T. Su Politikası Çerçeve Yönergesi Ve Uluslar Arası Açıdan Türkiye'ye Olası Bazı Etkileri, MHB Yıl 25-26, 2005-2006,s.301-314,s.311-312 
372 Acar,s.95 
373 Toklu, s.21-22 
374 Aras, Maruf- Fındık, Satuk Buğra- Sıonneau, Philippe , Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar, 
3. Ulusal Taşkın Sempozyumu Bildirisi 
375 Aras, Maruf vd, Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar 
376 Flood Directive, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=CELEX:32007L0060&from=EN 
377 Flood Directive 
378 Flood Directive 
379 Aras, Maruf vd, Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar 
380 Kibaroğlu, Aysegül, Meriç Nehir Havzası Sınıraşan Su Politikaları, 5. Dünya Su Forumu Türkiye Bölgesel Su Toplantıları-Edirne Bildiri Kitabı, 2008, s.1-12, s.7-8; 
Özbay, Özdemir, AB Taşkın Direktifi ve Meriç Nehri Havzası 
http://www.hidropolitikakademi.org/tr/ab-taskin-direktifi-ve-meric-nehri-havzasi.html (05/08/2014) 
381 Kibaroğlu, Aysegül, Meriç Nehir Havzası Sınıraşan Su Politikaları, 5. Dünya Su Forumu Türkiye Bölgesel Su Toplantıları-Edirne Bildiri Kitabı, 2008, s.1-12, s.7-8; 
Özbay, Özdemir, AB Taşkın Direktifi ve Meriç Nehri Havzası http://www.hidropolitikakademi.org/tr/ab-taskin-direktifi-ve-meric-nehri-havzasi.html (05/08/2014) 
382 Güneş, Ahmet Mithat, AARHUS Sözleşmesi Üzerine Bir İnceleme, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, S. 1, Ankara 2010, s.299-333, s.301-302 
383 Çoşkun, Aynur Aydın, AARHUS Sözleşmesinin İdare Hukuku Açısından İncelenmesi, İnsan Hakları Yıllığı, C. 23-24, 2001-2002, s.147-160, s.148 
384 AARHUS Convention, http://www.unece.org/environmental-policy/treaties/public-participation/aarhus-convention.html, (en son erişim18/04/2014) 
385 Espoo Convention, http://www.unece.org/env/eia/about/eia_text.html (en son erişim:09/03/2014) 
386 Maden, Tuğba Evrim, AB’nin sınıraşan sular mevzuatı ve Türkiye’de uygulaması, 
http://www.orsam.org.tr/tr/sukaynaklari/analizgundemgoster.aspx?ID=4652 (en son erişim:03/04/2014) 
387 Bilen, Türkiye’nin Su Gündemi, s.241 
388 Bilen, Türkiye’nin Su Gündemi, s.241-242 
389 Dışişleri Bakanlığı-Avrupa Birliği ile Su Konusu 

12 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR


***