KORONAVİRÜS NEDİR: Coronavirus Ne Demek? Tedavisi Nasıl Yapılır? BÖLÜM 3
KORONAVİRÜS NEDİR, Coronavirus Ne Demek,Çin Wuhan,Tedavisi Nasıl Yapılır,Akut Solunum Yolu Hastalığı,
Grip, Alerji ile Yeni Koronavirüs (Covid-19) Enfeksiyonunu Ayıran Temel Özellikler Neler?
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanıl Kocagöz “Koronavirüs (Covid-19)” ile ilgili soruları yanıtlıyor.
Yeni Koronavirüs Hastalığı’nın (COVID-19) Klinik Tablosu
Yeni Koronavirüs Hastalığı genel olarak yüksek ateş ve öksürük, ilerleyen durumlarda ise solunum güçlüğü ile seyreden bir hastalıktır. Bunlara ilave olarak bulantı-kusma, diyare, kas-eklem ağrısı, iştahsızlık gibi farklı semptomların da ortaya çıkabildiği gösterilmektedir.
Hastalık genç ve sağlıklı kişilerde daha hafif bir klinik tablo ortaya çıkarırken, özellikle akciğer hastalığı bulunan, ileri yaşta, diyabet ve/veya tansiyon hastası, bağışıklık sistemi hastalığı bulunan hastalar gibi kişilerde daha ağır ve hastane koşullarında yönetilmesi gerekebilecek klinik tablolarla ortaya çıkmaktadır.
Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) Ölümcül Müdür?
Hastalığa yakalanan kişiler üzerinden elde edilen verilere göre, hastalık yavaş bir seyir izlemekle birlikte 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı kişilerde genç ve sağlıklı kişilere göre daha ağır seyretmekte, neden olduğu solunum yetmezliği sendromuyla özellikle bu grupta ölümlere neden olabilmektedir.
Yeni Koronavirüs Hastalığı’nın (COVID-19) Ölüm Oranları Nelerdir?
Koronavirüs genç hastalar ve çocuklar üzerinde hafif semptomlarla atlatılırken, 65 yaş üstü kişiler, akciğer, şeker, tansiyon gibi kronik hastalıkları olan kişileri daha fazla etkilemektedir.
Çeşitli bilimsel kaynaklarda farklı veriler bulunabilmekle beraber, yaş gruplarına göre ölüm oranları genel olarak;
60 - 69 yaş grubu için yüzde 3.6,
50 - 59 yaş grubu için yüzde 1.3,
40-49 yaş grubu için yüzde 0, 4
39 yaş ve altı için ise yüzde 0, 2 olarak belirtilmektedir.
Verilen istatikler doğrultusunda çocuklarda ve gençlerde (10 ila 39 yaş grubunun) koronavirüs nedeniyle ölüm oranlarının en az grup olduğu gözlemlenmektedir.
Koronavirüs Salgınında Kalabalık Yerlere Gitmek Tehlikeli Mi?
Koronavirüs temas ve solunum yoluyla bulaşan bir virüs çeşididir. Bu sebeple kişilerin birbirine temasını önlemek amacıyla toplu alanlarda bulunmaması tehlikenin kontrol altında tutulması açısından oldukça önemlidir.
Yeni Koronavirüs Hastalığı’nın (COVID-19) Hamileler Üzerindeki Etkileri
Yeni Koronavirüs Hastalığı’nın sağlık açısından risk oluşturabileceği gruplar arasında hamileler de yer almaktadır. Hamilelerin hormonal değişikliklerinden dolayı hem yapısal olarak, hem de bağışıklık sistemlerinde meydana gelen değişimler nedeniyle solunum hastalıklarına yakalanma riskleri bulunmaktadır.
Özellikle 35 yaş üstü, akciğer hastalıklarına sahip, kalp, böbrek ve HIV pozitif olan hamile kadınların bu risk grubunda olduğu gözlemlenmektir. Yeni Koronavirüs Hastalığı’nın gebelerde düşük gibi problemlere neden olup olmadığı konusunda henüz yeterli veri bulunmamaktadır.
Annenin enfekte olması durumunda bunun bebeğe geçip geçmeyeceği ile ilgili olarak da yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır.
Hamile kadınların olabildiğince temastan kaçınması ve bu nedenle kalabalık ortamlarda bulunmaması gereklidir. Virüsün en çok damlacık yoluyla bulaştığı bilinmektedir. Hamilelerin, etrafında öksüren veya hapşıran kişiler varsa ortamdan uzak durması gerekmektedir.
Bunun dışında sağlıklı beslenmeli, bol sıvı tüketmeleri, vitaminlerini ihmal etmemeleri, kefir veya ıhlamur gibi içecekler tüketmeleri ve egzersizlerini ihmal etmemeleri tavsiye edilmektedir.
COVID-19 Olan Anne Emzirmeye Devam Edebilir Mi?
Emziren annelerde koronavirüsün sütten geçtiğine dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Yine aynı şekilde koronavirüsüne ait diğer türlerin de sütten geçtiğine dair bir kanıta rastlanmamıştır. Fakat yine de eğer annede koronavirüs şüphesi var ise, hijyen kurallarına üst düzeyde dikkat edilmesi gerekmektedir.
Annenin, bebeği emzirmeye ara vermesi tıbben önerilmemekle birlikte annenin emzirmeden önce ellerini yıkaması ve mümkünse sütü sağarak enfeksiyon riski olmayan bir kişi tarafından verilmesi önerilmektedir.
Seyahat Edenler İçin COVID-19 Önlemleri
Ülkemizde alınan önlemler doğrultusunda birçok yurt dışı ülkesi için yasak getirilmiştir. Fakat yurt içi veya zorunlu seyahatler için kişilerin aşağıdaki kurallara dikkat etmesi gereklidir.
Hasta insanlara karşı dikkatli olunması, Mümkünse en az 1 metre mesafenin korunması,
Eğer hasta biri ile temas edildiği düşünülüyorsa ellerin en az 20 saniye süre ile sabun ve su veya alkol bazlı el dezenfektanı ile yıkanması,
Öksürme, hapşırma, burun akıntısı gibi durumlarda tek kullanımlık kağıt mendil ile ağız ve burun bölgesinin kapatılması, eğer kişinin yanında mendil yoksa dirsek içini kullanıp etrafa bulaştırmaması,
Üst solunum yolu enfeksiyonu semptomları var ise mutlaka maske kullanılması
Az pişmiş veya çiğ et ürünlerinden uzak durulması, bunun yerine iyi pişmiş yiyecekleri tercih etmesi,
Özellikle canlı hayvan pazarları, çiftlik gibi alanlardan olabildiğince uzak durulması
Seyahat sonrası kişinin kendisini 14 gün boyunca evde gözetmesi ve yüksek ateş ya da solunum güçlüğü gibi şikayetleri varsa en yakın sağlık kurumuna maske takarak gitmesi gerekmektedir.
Karantina veya izolasyonun amacı, hasta kişinin başkalarına da hastalığı bulaştırmaması adına ayrı bir yerde tutulmasıdır.
Karantina, latince de kırk anlamında gelmektedir. Eskiden gemilerin limana yanaşmasıyla birlikte, gemi tayfasından herhangi bir hastalık kapmamak için 40 gün boyunca bekletilmeleri sonucunda karantina kavramı ortaya çıkmıştır.
Günümüzde ise benzer şekilde karantina ismi yine farklı hastalıklara karşı da kullanılmaktadır. Örneğin, yeni koronavirüs enfeksiyonunun (Covid-19), kuluçka süreninin 14 gün olarak gözlemlenmiştir.
Bu sebeple yeni koronavirüs hastalığı şüphesi olan kişilerin 14 gün boyunca izolasyona veya karantina altına alına alınarak diğer kişilerden ayrı tutulması gerekmektedir. Koronavirüs şüphesi olan kişiler eğer ölümcül bir risk taşımıyorsa, evlerinde izolasyona alınabilir.
Eğer şüphelenilen kişiler evlerindeki diğer kişilerle temaslarını kesebileceklerse, izolasyonun hastanede yapılması gerekmeyebilir. Kişi evinde de izolasyon veya kendi kendine karantina uygulaması yapabilir.
Karantina Nedir? İzolasyon Nedir?
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanıl Kocagöz “Koronavirüs (Covid-19)” ile ilgili soruları yanıtlıyor.
Yeni Koronavirüs Hastalığı’nın (COVID-19) İspanyol Gribiyle Farkı Nedir?
İspanyol gribi Birinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanmış bir pandemidir. O güne göre, bugünün sağlık koşulları oldukça farklıdır. Dönem koşulları da göz önünde bulundurulduğunda,
İspanyol Gribi bulaşma yolları tam anlaşılamamış, dolayısıyla koruyucu önlemlerin alınamadığı ve yoğun bakım ünitelerindeki destek tedavilerinin iyi bir şekilde yapılamadığı günlerde yaşanmış bir pandemidir.
Bu nedenle İspanyol Gribi denilen, o yıllarda yaşanan bu pandemiden dolayı Birinci Dünya Savaşı’nda savaşta doğrudan ölen insanlardan daha fazla insanın bu hastalıktan öldüğü bilinmektedir.
Günümüz bilimsel gelişmelerinin sağladığı tıbbi bakım imkanları ve önlemlerle, COVID-19’un bu ölçüde yaşanmaması elimizdedir.
Önemli olan bulaşma zincirini mümkün olduğu kadar kırarak, toplumun büyük bir kesiminin enfekte olmasını engellemektir.
Kişilerin tavsiye edilen tedbirleri alarak kendilerini olabildiğince hastalıktan koruması hastanelerin ve sağlık sisteminin hasta yükünü arttırmamak adına oldukça önemlidir; bu sayede sağlık kuruluşları ve sağlık profesyonelleri tıbbi bakıma daha çok ihtiyaç duyabilecek, risk grubunda bulunan hastalara daha iyi bakım verme fırsatı bulacak ve hastalığın neden olabileceği kayıpları olabildiğince indirgeyebilecektir.
Şu anda alınmaya çalışılan bütün önlemler bulaşma zincirini mümkün olduğunca kırarak toplum içerisinde bulaşma oranını yavaşlatmaya yöneliktir.
Koronavirüsün İspanyol Gribiyle Farkı Nedir?
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanıl Kocagöz “Koronavirüs (Covid-19)” ile ilgili soruları yanıtlıyor.
Covid-19 Akut Karaciğer Yetmezliğine mi Sebep Oluyor?
Yeni koronavirüs hastalığı pandemisi tüm dünyada yaygın bir biçimde gözleniyor. Üst ve alt solunum yollarında daha keskin etkileri söz konusu olsa da karaciğer ve diğer organlarda tutulumu olup olmadığı bilimsel alanda hala bir tartışma konusudur. Koronavirüs enfeksiyonları üzerine yapılan bir takım araştırmalara göre, vakaların bir kısmında yapılan tetkiklerde karaciğer enzimlerinde hafif derecede yükselme mevcut olduğu saptanmakla beraber, bunun karaciğer yetmezliği ile ilişkilendirilemeyeceği ve COVID-19 hastalarında akut karaciğer yetmezliklerinin nadiren görüldüğü halihazırda genel kanıdır.
Covid-19 ile Sekonder Enfeksiyon Bağlantısı,
Covid-19 hastalık seyrinde sekonder enfeksiyonlara rastlanılabilmektedir. Araştırmalara göre, COVID-19 ile hastaneye yatırılan hastalarda yüksek sekonder enfeksiyon insidansı mevcut. İkincil enfeksiyonlar için risk faktörleri olarak erken YBÜ ihtiyacı, solunum yetmezliği ve şiddetli lenfopeni tanımlandığı bilinmektedir.
Sepsis ve Septik Şok Covid-19 ‘un Bir Sonucu Olabilir!
Septik şok, çok yaygın olmasına rağmen insanlar tarafından bilinmeyen ve ölüme en fazla yol açan klinik durumlardan biridir. Sepsis, vücutta bir enfeksiyona neden olan bakterilerin kana karışması ile vücuttaki bağışıklık sisteminin bu bakterilere karşı büyük bir tepki göstermesiyle gün yüzüne çıkar. Sepsis, vücudun enfeksiyonlara karşı verdiği en ağır yanıttır ve tedavi edilmediğinde ölümcül olarak seyredebilmektedir.
Konuşma bozukluğu, zihin bulanıklığı, aşırı titreme, kas ağrısı, ateş, tüm gün idrar yapamama durumu, şiddetli nefes darlığı, ciltte solukluk veya beneklenme sepsis belirtileri arasında yer almaktadır. Sepsisin önüne geçmenin en iyi yolu öncelikle enfeksiyonu önlemektir. Tüm önlemlere rağmen sepsis geliştiği takdirde, enfeksiyon odağının hızla kontrol altına alınması ve yoğun bakım desteğinin verilmesi hayat kurtarıcı olabilir.
Covid-19 nedeniyle yaşanan kayıpların çoğunluğu sepsis kaynaklı olduğu ve sepsisin Covid-19’ın olası sonuçlarından biri olabileceği düşünülmektedir. Bakteri, mantar, virüs ve parazit gibi mikroorganizmalar, mevsimsel grip virüsleri, kuş ve domuz gribi virüslerinin yanı sıra koronavirüs kaynaklı da ortaya çıkabileceği görülmüştür. Covid-19 hastalarından hastalığı şiddetli geçirenlerin bir kısmında, sepsis nedeniyle çoklu organ yetmezliği görülebilmektedir.
Ağır sepsis vakalarında tüm vücutta yangısal bir süreç meydana gelir ve buna septik şok adı verilir. Septik şok beraberinde tansiyon düşüşünü getirir ve ölümle sonuçlanabilmektedir. Enfeksiyonla mücadele için antibiyotik tedavisi, solunum desteği, kan basıncını artırmak ve su kaybını önlemek için sıvı yüklenmesi yaşamsal bir öneme sahiptir.
Covid-19 Kronik Yorgunluk Sendromu Bağlantısı,
Covid-19 hastalığının uzun vadede bırakabileceği hasarlar tam olarak belirlenmemiş olsa da Kronik Yorgunluk Sendromunun, Covid-19’un olası uzun vadeli bir etkisi olarak devam ettiği düşünülüyor. Yapılan araştırmalara göre, tedavi sürecinin sonucunda testleri negatif olan birçok hasta, hala bazı belirtilerin ortadan kaybolmadığını ve sorunların devam ettiğini bildirmiştir.
Pandemi sürecinde şimdiye kadar hayat kurtarılmaya odaklanılsa da, şimdi koronavirüsün uzun vadeli etkilerini ortadan kaldırmak da önemli bir sorun ve endişe haline gelmiştir. Çünkü insanların yaşam kalitesinin tamamen yok olması söz konusu.
Uzmanlar uzun süre devam eden viral enfeksiyonların, hastalık geçtikten sonra da devam eden diğer sağlık problemleri için katalizör olabileceğini fark etmiştir. Kronik yorgunluk sendromu tipik olarak, hastanın tam bir iyileşme sağlayamadığı bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takip ediyor. Ana belirti derin kas yorgunluğudur ancak zayıf hafıza, konsantrasyon eksikliği ve uyku bozukluğu da ortak özellikleridir.
https://www.acibadem.com.tr/koronavirus/koronavirus-corona-virusu-nedir-belirtileri/
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder