22 Ocak 2021 Cuma

Geleceğe Umutla Yürüyen Kırgızistan

 Geleceğe Umutla Yürüyen Kırgızistan 

İpek Yolu,Aladağlar,Tanrı Dağları,metalurji,Zamirbek MANASOV,Geleceğe Umutla Yürüyen, Kırgızistan,Kumtor Altın Madeni, petrol,doğalgaz rezervleri,

Zamirbek MANASOV
ODTÜ Avrasya Çalışmaları Merkezi Araştırma Görevlisi



    Geçtiğimiz sene bağımsızlığının 20. yılını kutlayan Kırgızistan, Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci içine girmesi üzerine 15 Aralık 1990’da egemenliğini, 31 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Bağımsızlığından bu yana 4 kere Cumhurbaşkanı, 14 kere başbakan değişikliği yaşamıştır. Bağımsızlığın ilk on yılında siyasi anlamda demokratikleşmeye, ekonomik anlamda liberalleşmeye önem vererek kıyasla başarı yakalamış olan Kırgızistan, ikinci on yıllık süre boyunca siyasi ve sosyal anlamda yeniden yapılanmakta olan sistemdeki değişimleri sorgulamış ve giderek artan çalkantılı yıllar yaşamış ve sonucunda başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçiş yaşamıştır. Bu anlamda
Kırgızistan çoğu alanda olduğu gibi S.S.C.B. sonrası Orta Asya’da ilke imza atmıştır.
     Piyasa ekonomisine dayalı sistemin oturtulmasında ve salt öz kaynaklar kullanılarak ülke ekonomisinin yeniden yapılandırılması Kırgızistan için kolay olmamıştır. Ekonomik yapılanma süreci nedeniyle 1991-1996 yılları arasında Kırgızistan ekonomisi iki katı yavaşlama göstermiş olup 2000'li yılların başına gelindiğinde ekonomide toparlanma yaşanmıştır.
Ekonominin tekrar canlanması ise 1996 yılında tarım üretimindeki artış ve Kumtor Altın Madeni’ne doğrudan dış yatırımın gelmesiyle mümkün olmuştur. 1999’dan itibaren tarım ve altın sektörlerine bağlı olarak büyümeye devam etmiş olup Uluslararası Para Fonu’nun analizine göre Kırgızistan 2000-2009 yılları arasında makul bir büyüme hızına ulaşmıştır. Ancak, gerek arka arkaya yaşanan siyasi istikrarsızlık ve sosyal çalkantıların getirdiği tedirginlik gerekse dünyadaki ekonomik krizin etkisi nedeniyle ekonomik anlamda gelişmeyi yavaşlamış ve dış yatırımcılar için çekiciliği sorgulanır hale gelmiştir.

    2012 yılına girerken Kırgızistan yeni cumhurbaşkanını seçmiş, dört partili koalisyon hükümetini kurmuş ileriye yönelik çalışmalarını başlatmış bulunmaktadır.
Siyasi belirsizliğini az çok çözmüş olan Kırgızistan için yeni yılda başta ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olan sorunlara çözümün aranması,enerji sektöründeki sorunların giderilmesi, yargı reformlarının sürdürülmesi, ülkedeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin verimli kullanılması, yolsuzlukla mücadeleye gerçek anlamda başlanması gibi sorunlarla karşı karşıyadır.
Kırgızistan bağımsızlığından bu yana ekonomi alanında yürüttüğü reformları, politikalarını ve ülkenin kendine özel ekonomik yapısını dikkate alarak
ileriye yönelik bakıldığında madencilik, enerji ve tarım sektörleri ekonominin temelini oluşturan ve güçlü olarak tanımlanan sektörler olarak karşımıza
çıkmaktadır. 
   Bunların yanı sıra, inşaat, turizm, ulaştırma ve ticaret gibi hizmet sektörü alanlarında da sağlıklı bir büyüme gözlemlenmektedir. 
Buna karşın Kırgızistan ekonomisinin henüz istikrarlı büyüme ve ekonomik çeşitliliğe ulaştığı söylenemez. 

Ancak bu demek değildir ki Kırgızistan ekonomisin uzun vadeli bir toparlanmayı gerçekleştirebilecek yatırım olanakları sınırlıdır.
Kırgızistan ekonomisine ileriye yönelik yatırım alanları ve potansiyellerine bakıldığında aşağıdaki sektörler bazında toparlanabilmesi mümkün görünmektedir.
İleriye yönelik bakacak olursak ekonomide madencilik ve enerji büyük bir potansiyele sahiptir. Kırgızistan da 400 ü aşkın değerli ve yarı değerli taş
türü vardır. Devletin bütçe gelirlerinin büyük bir kısmı altın ve civa ihracatından sağlanmaktadır. Madencilik ve metalurji sektörü, Kırgızistan’ın sanayi
üretiminin yarıya yakınını gerçekleştirmektedir.
Bu alanda özellikle altın sanayi önemli bir ağırlık oluşturmaktadır.

Kırgızistan, altın rezervinin dışında kömür, mermer, civa, bakır, uranyum, mobilya, gümüş ve antimuan yatakları ile seramik sanayisinde kullanılan bazı
mineral kaynaklara sahiptir. 



Bu alandaki en önemli alt sektör, altın çıkarma ve işleme sektörüdür. Kırgızistan’ın metalurji sektöründe yaptığı üretimin önemli bir bölümünü ihraç etmektedir.
Elektrik enerjisi üretimi Kırgızistan’da temel endüstrilerden biri olup ağırlıklı olarak hidroelektrik santrallerinde üretilmekte ve çok düşük fiyattan arz
edilmektedir. Sektörün hem üretim hem de ihracat açısından gelişme potansiyeli yüksektir. Tien Shan dağlarındaki buzulların erimesiyle hidroenerji alanında kullanıma yönelik önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Ancak yeterli yatırım olmaması, mevcut altyapının yetersizliği ve su seviyesinde beklenmedik değişimleri nedeniyle bu potansiyelin hâlihazırda %10’u kullanılabilmektedir. Ülkedeki yüksek hidroelektrik enerji potansiyeli de ekonomi için bir avantajdır. Bu doğrultuda devletin hidroelektrik santralleri kurma, yenilenebilir enerji üretimi ve orta ve küçük boy santrallerin rekonstrüksiyonları hususunda yabancı yatırımdan faydalanacak şekilde çeşitli çalışmaları ve projeleri bulunmaktadır. 

    Issık Göl turistik bölgesinde güneş enerjisi kolektörlerinin kurulması da bu tür projelerin bir parçasıdır. Projenin bedeli 35 milyon Dolar olarak tahmin edilmekte olup 30-50 bin metrekarelik bir alanda kolektör kurulmasını gerektirmektedir.
Issık Göl bölgesindeki sağlık merkezlerinin % 95 oranında güneş enerjisine geçişi öngörülmektedir. Uzmanlara göre proje 7 yılda kendini amorti edecektir.
Hükümet iç piyasa ihtiyaçlarının karşılanması ve enerji kesintilerinin giderilmesi gibi sosyal bir hedefin yanı sıra, mevcut potansiyeli ihracata yöneltmeyi ve ihracatı kalıcı olarak artırma hedefini de gözetmektedir.
Ülkede sanayi yeterince gelişemediğinden, ihracatta tarım ürünlerinin payı oldukça yüksektir. 
Ancak, tarımın iklim ve benzeri etkilere çok açık olması dönemlik dalgalanmaları da beraberinde getirmekte ve ekonominin istikrarlı büyümesini  zora sokmaktadır.
Kırgızistan’da çok sayıda koyun, keçi, sığır ve at yetiştirilmekte hayvansal ürünler üzerine gelişen sektörlerde et, deri, yün ve halı ihraç eden bir ekonomik yapı oluşturulabilir. Sonuçta Kırgızistan 3 milyonu büyükbaş ve at olmak üzere yaklaşık 18 milyon hayvan potansiyeline sahiptir. Sulak arazilerde buğday, pamuk, kenevir, tütün, yağlı tohumlar, şeker pancarı, üzüm, mısır gibi muhtelif meyveler ve sebzeler yetiştirilmesi de önemli bir imkândır.

Ancak bu tür imkânlardan yararlanma potansiyelini artırmak için sulama, tarımda kullanılan araç ve ekipmanların sağlanması veya finansmanların kolaylaştırılması gerekmektedir. Örneğin, tarım arazilerinin 69 bin hektarının sert toprak, 30 bin hektarının erişim zorlukları, 14,2 bin hektarının sulama imkânının bulunmaması ve sulama ağlarının bozuk olması, 9,9 bin hektarının finansman yetersizliği, 9,5 bin hektarının tuzlanma ve bataklık, 6,1 bin hektarının ise üretim girdileri eksikliği nedeniyle kullanılamamaktadır. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Türk İşbirliği Kalkınma İdaresi Başkanlığı aracılığıyla tarıma yönelik projelerde destekte bulunmuştur. İleriye yönelik Kırgız hükümetinin 2012-2014 yıllarını kapsayan 40 ulusal proje hazırlamış, bu projelerin gerçekleştirilmesi için gerekli yatırımların sağlanmasında TİKA ile işbirliği yapmak istediklerini kaydetmiştir. 

Çalışan nüfusun % 34’ü tarım alanlarında istihdam edildiği düşünüldüğünde bu tarz projelerin ne kadar önem arz ettiği ortadır.
Bağımsızlığının 20. yılını kutlamakta olan Kırgızistan için ileriye yönelik düşünülecek diğer bir potansiyel yatırım alanı da konut sektörüdür. Hâlihazırda
yürütülmekte olan inşaat faaliyetleri hacmi bağımsızlık öncesi dönemle karşılaştırıldığında ¼’ün altındadır.
Diğer sanayi dallarında olduğu gibi inşaat sektörü de makine ve ekipmanın yurt dışına transferi ve satışından önemli ölçüde etkilenmiştir. Bugün
ülkede özellikle dar gelirli kesimin konut sorunu giderek ağırlaşmakta olup, 200 bini aşkın ailenin konut ve barınma ihtiyacı bulunmaktadır. 

İkinci el ev piyasasındaki daralma konut sorununu daha da ağırlaştırmaktadır. 
Bu doğrultuda Bişkek Belediyesi hazırladığı “Şehir İçinde Şehir Projesi” için
750 hektar arazi ayırmıştır. Bu kapsamda arazinin müteahhide bedelsiz olarak verilmesi, konutların %30’unun mortgage sistemiyle satışa yönelik inşa edilmesi, şehir idaresinin inşa edilecek dairelerin yaklaşık %10’unu alması ve şehir merkezinde yıkılacak eski binaların sahiplerine devredilmesi
öngörülmektedir.
   Tanrı Dağlarının ülke içerisindeki uzantısını oluşturan ve bölgede Aladağlar olarak bilinen dağ silsilesi turizmin keşfedilmesini sağlamıştır. Bu dağlar
kış turizmi ve kayak merkezi olmaya müsait bir potansiyeli barındırmakta ve yatırımcılarını beklemektedir. Turizm konusundaki bir diğer avantajı ülkenin
kuzeydoğusunda, deniz seviyesinden 1.600 metre yükseklikte bulunan Issık Göl’dür. Dağ ve deniz ikliminin karışımı olan Issık Göl iklimi, şifalı çamur
ve mineralleriyle çok meşhur bir sağlık merkezi durumundadır. 

Bu bölgede kurulan sanatoryumlar on binlerce turisti ağırlama kapasitesine sahiptir.
   Mesela 1970-80 yıllarında Kırgızistan’a yılda 1,5 milyon turist gelmekteydi. 1990 ve 2000 yıllar arasında bu rakam 200 bini geçememiştir. 

Sebep bu sektörün gelişmemesi, eskilerinin kalitesinin olmaması ve yenilenmede çekilen zorluklar, üstelik bu sektörün tamamen unutulmasıdır. Halbuki tarihi,
coğrafi ve tabiat güzellikleri açısından çok önemlidir. Büyük İpek Yolu boyunca kurulmuş olan tarihî, mimarî eserlerin hala muhafaza ediliyor olması ve pek çok tarihi imparatorluğa ev sahipliği yapan ülke olması turizm sektörünün potansiyel yönlerini ortaya koymaktadır.

EKOAVRASYA 2012 KIŞ

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder