İRTİCA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İRTİCA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Temmuz 2017 Cumartesi

28 ŞUBAT SÜRECİNİN DEVLET VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ YANSIMALARI, BÖLÜM 5

28 ŞUBAT SÜRECİNİN DEVLET VE TOPLUM ÜZERİNDEKİ YANSIMALARI, BÖLÜM 5



c. İrticanın yeni simgesi 

 Tarihe geçen Millî Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat 1997 tarihli toplantısında alınan kararlardan biri de özel kişiler veya vakıflar tarafından açılan öğrenci yurtlarıyla ilgiliydi. O günlerde özel yurtlarda irticai kesime destek verildiği konuşuluyordu. Öğrencilere zorla namaz kıldırıldığı gibi konular gündeme getiriliyor, kısaca bu yurtlarda ‘beyin yıkama’ faaliyeti yapıldığı anlatılıyordu. Hükümet ile MGK’nın asker üyeleri arasında gerginlikler devam ederken Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam da il valilerine bir genelge gönderdi. 

 18 Mayıs 1997 tarihli genelgeyle, öğrenci yurtları ve benzeri kurumların ve pansiyonların denetlenmesi ve 15 gün içinde istenen bilgilerin acilen Bakanlığa iletilmesi istenmiştir. 

 O dönemde İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü’nde yurtlardan sorumlu Millî EğitimŞube Müdürü Nurettin Göncü’ye bir soruşturma açılır ve Bakanlık müfettişlerinin kendisine yönelttiği soru şudur: “Siz Valide Sultan Öğrenci Yurdu’nda toplantı yapmışsınız, o toplantıya ayağınızın üzerine galoş 
takarak girmişsiniz. Böyle bir iddia var. Diğer müdürler de ayaklarına terlik giymişler bu doğru mu?” 


 Nurettin Göncü bu olaydan kısa bir sonra İl Millî Eğitim Şube Müdürlüğü görevinden alınarak il dışına öğretmen olarak atandı. Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Bener Cordan imzalı yazıda müfettişlerin hazırladığı rapora atıfta bulunuluyor ve şöyle deniliyordu: 

 “Millî Eğitim Müdürlüğünce 18 Mart 1998 günü planlanan ve Valide Sultan Öğrenci Yurdu’nda gerçekleştirilen ve özel yurt müdürlerinin çağırıldığı, başkanlığını yaptığınız, toplantı salonuna ayakkabınızın üzerine galoş takarak geldiğiniz, toplantıya katılan yurt müdürlerinin de terlik giydikleri, giymeyenlerin ayakkabılarının üzerine galoş takmasının istendiği, türban gibi terliğin de 
irticai kesimin bir simgesi olarak kullanıldığı, (…) 657 sayılı kanunun 125/C-1 maddesi gereğince 1,30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmış bulunuyorsunuz.253 

 d. 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı olanlarla gönül bağı kurmak: 

28 Şubat Süreci’nin idari işlemleri arasında yer alan; İstanbul Eyüp İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü Yaşar Değirmenci hakkında yazılan, Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Bener Cordan imzalı yazıda: 

İstanbul Eyüp İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü eski şube müdürü olarak hakkınızda 
MEB Müfettişleri tarafından düzenlenen 6.3.1996 gün ve 8517/10, 6 sayılı 
soruşturma raporunda; Türbanlı öğretmenlere yakın bir görüntü sergileyerek bazı ast ve üstleriniz nezdinde 8 yıllık zorunlu eğitime karşı ve karşı olanlarla gönül bağı olan bir kişi olduğunuz kanaatinin oluşmasına meydan verdiğiniz tespit edilmiştir. Söz konusu raporda bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi sonucu 657 sayılı kanunun 125/A-e maddesi gereğince uyarma cezası ile cezalandırılmış bulunuyorsunuz. 

 Mahkeme kararında ilçelerden birinde şube müdürlüğünün devam etmesi istendiği halde, Yaşar Değirmenci’nin müdürlüğüne son verildi ve bir liseye öğretmen olarak atandı. Sonuçta 1998'de başlayan dava 6 yıl sonra 23 Mart 2004 tarihinde sona erdi. Danıştay 5. Daire'de görülen davanın 
nihayetinde hâkimler şu kararı verdi: 

Soruşturmacılar tarafından da yöneticilik görevinden alınması önerilmeyen 
davacının, İstanbul Eyüp ilçe millî eğitim müdürlüğündeki şube müdürlüğü 
görevinden alınmasını gerektirecek hukuken geçerli somut bir neden bulunmadığı ve yalnızca bazı ast ve üstlerin değerlendirme ve yorumlarına dayanılarak işlem tesis edildiği anlaşıldığından, davacının naklen atanmasına ilişkin işlemlerde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uyarlık ve davanın reddi yolundaki İdari Mahkemesi kararında da hukuki isabet görülmemiştir.254 

 Diğer taraftan 1997-2001 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Soruşturma açılan personel ile bu personelin aldığı ceza ve Soruşturmayı açtıran birim/kurum ilgili Bakanlık tarafından Komisyonumuza gönderilmiştir. 


Komisyona gönderilen belgelerde soruşturma açılan meslek grupları ile sayısı aşağıdadır: 

 Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1997-2001 yılları arasında Kılık-kıyafet Yönetmeliğine aykırı davrandıkları gerekçesi ile 804 öğretmenin görevine son verilmiştir. 

 Bu personel hakkındaki soruşturma taleplerinin Bakanlık Makamı, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, UTKK, MGK, Amasya Valiliği, Zonguldak Valiliği, Kocaeli Valiliği, Karabük Jandarma Komutanlığı ve MEB Bakanlığı Müsteşarlığından geldiği görülmüştür. 

 Kayseri’de bir özel lisede görev yapan 4 bayan öğretmen derslere peruklu olarak girdikleri için haklarında soruşturma açılmış ve istifa etmişlerdir. Genelkurmay Başkanlığının soruşturma talep ettiği bir Yurt Müdürü hakkında “Yurdun kütüphanesinde (1) adet Kur’an-ı Kerim bulunduğu” 
gerekçesi dikkat çekmiştir. 

 Diğer taraftan 646 personel hakkında yukarıda belirtilen benzer suçlamalardan dolayı oruşturma açılmış ve inceleme safhasında kaldığı, görülmüştür. 

 Soruşturma gerekçeleri incelendiğinde, kılık-kıyafet yönetmeliğine uymadıkları gerekçesiyle 657 sayılı Devlet Memurları kanunu Madde 125-A, g bendine göre ; “Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak” gereği uyarma cezası verilmesi gerekirken, aynı gerekçeden göreve son verilmeye kadar farklı uygulamalar yapıldığı anlaşılmıştır. 
İmam-Hatip Liselerinde Okuyan Kız Öğrencilerin Maruz Kaldığı Başörtüsü Yasağı 
Uygulamaları 

İmam Hatip Liseleri, kurulduğu yıllardan bu yana her zaman siyasetçiler arasında tartışılan bir konu olmuştur. 28 Şubat döneminde ise bu tartışma doruk noktasına çıkmış; sözkonusu okulların Refah Partisi ve diğer irticai grupların arka bahçesi olduğu, bu okullarda okuyan öğrencilerin devleti ele geçirmek amacıyla kullanıldığı, irticai örgütlerin bu öğrenciler arasında örgütlendiği vb. şeklinde 
yapılan propaganda toplumdaki gerilimi daha da artırmıştır. 

Bu propaganda kampanyasında, başörtüsü, “türban” olarak adlandırılarak, “siyasi bir simge” olarak tanımlanmış; dolayısıyla Devrim Kanunlarına göre okul vb. “kamusal alanlarda” “türban” takılmayacağı öne sürülmüştür. 

Bu propagandanın etkisiyle 28 Şubat döneminde İmam Hatip Liselerinde öğrenim gören kız öğrencilerin başörtülü olarak okula ve derslere girmesi hukuk dışı yollarla engellenmiştir. Bu maksatla okulların önüne panzerler ve polisler yığılarak televizyon kameraları önünde sözkonusu öğrenciler taciz edilmiş; bu öğrencilerin eğitim hakkı ellerinden alınmıştır. Bu nedenle çoksayıda kız öğrenci, öğrenim görebilmek için Avrupa ülkelerindeki okullara gitmek zorunda kalmışlardır. 

Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerin ilgili hükümlere göre, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinde hiç kimsenin kapsamı Kanunla tespit edilen ve düzenlenen eğitim hakkından yoksun bırakılamayacağı” açıkça bildirilmiş olmasına rağmen, bu yasak uzun yıllar devam etmiştir. 


Oysa ki, 12 Eylül darbesinde bile başörtüsü yasağı uygulanmamıştır.255 

28 Şubat döneminde, özellikle, İstanbul Valisi Erol ÇAKIR imzalı, İlçe Kaymakamlıklarına gönderilen ki yazıda,256 Kılık Kıyafet Yönetmeliğine uygun davranmayan öğrencilerin okula alınmayarak çıkarılması; bu öğrencilere müsamaha eden, göz yuman okul müdürleri ve sorumlu öğretmenleri için görevden uzaklaştırma dahil her türlü cezai, idari ve inzibati işlem yapılması 
istenmiştir. 

 Öğretmenlere yönelik uygulamalar: 

Bu süreç içerisinde çok sayıda öğretmen’de başörtüsü nedeni ile çeşitli cezalara çarptırılmış ve hatta kamu görevinden çıkarılmıştır. Komisyonumuza bu konuda çok sayıda mağdur dilekçesi ulaşmıştır. Bunlardan; 

 Öğretmen Meryem VARGUN: 

 10/10/2012 tarihli dilekçesinde; Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi öğretmenliği bölümünden 1995 yılında mezun olduğunu, Eylül ayında Van İmam Hatip Lisesine Fizik öğretmeni olarak atandığını, daha sonra Ankara' nın Mamak ilçesinde; bulunan Mamak İmam Hatip Lisesinde Fizik öğretmeni olarak çalışmaya başladığını, görev yaptığı okullarda başörtülü olarak 
çalıştığını, bu nedenle 1998-2000 yılları arasında çalıştığı okullarda sürekli müfettiş soruşturması geçirdiğini ve her defasında çeşitli disiplin cezalarına çarptırıldığını, 2000 yılında ise altı ay süresince görevden uzaklaştırıldığını(açığa alınma ) ve nihayet aynı yılın Kasım ayında ise MEB Yüksek 
Disiplin Kurulu kararıyla memuriyetten ve dolayısıyla öğretmenlik mesleğinden temelli olarak ihraç edildiğini, belirtmiştir. 

Söz konusu olay ve benzer olaylarla ilgili mevzuat incelendiğinde; 

 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa 125. Maddesinin A/g bendine göre Memurların 'belirlenen kılık kıyafet hükümlerine uymama' sının cezası sadece 'Uyarma' olmasına rağmen, haksız yere, sadece kılık kıyafetten dolayı ve her defasında bir üst ceza verilerek en ağır disiplin cezası olan 'memuriyetten ihraç' ile tecziye edildiği, Açıkçası karşılığı sadece uyarma cezası olan bu durumun 
'memuriyetten çıkarılma' ile cezalandırılması hukukun zorlanması olarak görülmüştür. 

- Fatma SUİÇMEZ: 

18.06.2012 tarihli mektubuyla Komisyonumuza başvuran Fatma SUİÇMEZ, Lise eğitimini tamamladıktan sonrada Ankara Hacettepe Üniversitesi Ev Ekonomisi Y. O. Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi bölümünü başörtülü olarak bitirdiğini, 15/04/1996 yılında Trabzon'da ilk defa göreve başladığını, Hayrat merkez ilkokulunda stajyer öğretmen iken 14/01/1997 tarihinde ilköğretim 
müfettişleri nce hakkında tutanak tutulduğunu, daha sonra başörtüsü nedeni ile açığa alınma ve sürgün edilme gibi cezalara çarptırıldığını ve nihayetinde, Yüksek disiplin Kurulu kararıyla başörtüsü taktığı ve toplumun huzur ve sükununu bozduğu gerekçesiyle görevine son verildiğini belirtmiştir. 
Fatma SUİÇMEZ bu süreçten sonra yaşadığı olaylarla ilgili olarak; 

-Toplumdan dışlandıklarını hissetmeye başladıklarını, 

-Maddi olarak büyük külfetlerle karşılaştıklarını, o dönemde ikiz kızlarının olduğunu, bu ortamda çok büyük ekonomik sıkıntı yaşadıklarını, 

-Kendi anne ve babasının sağlık güvenceleri karşılarken görevine son verilmesi nedeni ile anne ve babasının mağdur edilerek ilaç ve tedavilerini doktor masraflarını karşılayamaz duruma düştüklerini, 

-Manevi olarak ise öğrencilerinden koparıldığını ve çocukları kendi çocuğu gibi sevdiği için bu konuda da üzüntü yaşadığını, 

-Görevden atılmadan önce başörtüsü sebebiyle yapılan soruşturmalarla adeta bana bir idam mahkumu muamelesi gördüğünü ve hakaretlere uğradığını, 

 -Başörtüsünün yasak kapsamında değerlendirilmesini bir nebze atlatmak amacıyla eşiyle birlikte günlerce istanbul sokaklarında peruk satın almak için dolaştığını, başıma peruk takıp sınıfa girdiği bir zamanda öğrencilerin alay ettiklerini, 
-Yaşanan bu süreçte hem psikolojisinin hem de sağlığının bozulduğunu ifade
etmiştir. 
 Bu dönemde yaşanan olaylarla ilgili benzer nitelikte çok sayıda mektup komisyonumuza gönderilmiş, ve çok sayıda öğretmenin mağdur edildiği görülmüştür. 


6 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..

***

14 Temmuz 2017 Cuma

28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 1


  28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 1


Bu bölümde, 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Arşivinden Komisyonumuza intikal eden belgeler 
çerçevesinde, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı tarafından Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’e verilen özel brifingler ile bu brifingler çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği bünyesinde Genel Sekreter Necdet SEÇKİNÖZ başkanlığındaki Çalışma Grubu’nca Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e sunulan raporlar irdelenecektir. 

1. 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantı öncesindeki çalışmalar: 

1.1. Ankara Üniversitesi S.B.F.’nden Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine Gönderilen Yazı 
 Komisyonumuza intikal eden belgeler arasında, 15 Kasım 1996 tarihinde A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı tarafından Cumhurbaşkanlığına gönderilen 
cevabi bir yazı bulunmaktadır.138 

 Bu yazı; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından, Genelkurmay Başkanlığının, Refah Partisi ve diğer “irticai unsurlar” tarafından, İmam Hatip kökenli gençlerin, Kaymakam ve Vali olmaları amacıyla, Siyasal Bilgiler Fakültesinde yönlendirildiği şeklindeki iddialarına ilişkin olarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden bilgi istendiğini göstermektedir. 

 Bu yazı şu şekildedir: 

 “Fakültemizin öğretim üyeleri, öğrencilerimizi geldikleri liselere göre bir ayırıma tabi tutmaya ve bu konuda değerlendirmeler yapmaya karşıdır. Nereden 
gelirlerse gelsinler öğrenciler hepimiz için eşittir. Ancak, İmam Hatip Lisesi mezunlarının Fakültemizdeki sayıları konusunda gerçeğe aykırı olarak yapılan 
spekülasyonlar, ister istemez bu konuda bir açıklama yapılmasını zorunlu hale getirmektedir. 
 Size, bu yazımın ekinde, Fakültemizdeki İmam Hatip Lisesi mezunlarının 1991, 1992, 1993, 1994, 1995 ve 1996 yılları esas alınarak hazırlanmış tablosunu 
sunuyorum. 
 Bu tablodan da açıkça anlaşılacağı gibi, 1994 yılında Fakültemizin kamu yönetimi dahil altı değişik bölümüne kayıt olan toplam 672 öğrencinin 56'sı; 1995 yılında Fakültemize kayıt olan toplam 647 öğrencinin 26'sı; 1996 yılında da toplam 644 öğrencinin sadece 20'si İmam Hatip Lisesi mezunudur. 

 İmam Hatip Liseleri her yıl 35.000 civarında mezun vermektedir. 1995 yılında bu mezunların 2393'ü değişik Üniversitelere, 1549'u da Açık Öğretim Fakültesi'ne kaydım yaptırmıştır. Kanunca, asıl önemli olan da bu mezunların nerelere dağılarak eğitim gördüklerinin tespitidir.” 

 Yazı ekinde yer alan “1991-1996 A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesine Giren Genel Öğrenci Sayısı ve İçlerindeki İmam Hatip (İ.H.) Liseli Öğrencilerin Sayılan ile Yüzdeleri” başlıklı tabloda, yıllar itibarıyla Fakültede okuyan İmam Hatip Lisesi kökenli öğrenci sayıları verilmiştir. Tabloya göre en fazla İmam Hatip Lisesi mezunu öğrencinin Kamu Yönetiminde olduğu bildirilmektedir. 

 1.2. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde Yürütülen Çalışmalar ve Sunulan Brifingler: 

 Cumhurbaşkanı DEMİREL’in eski yaveri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı (E) Kur.Alb.Oğuz Özbilgin tarafından kaleme alınan notta,139 sözkonusu Çalışma Grubu’nun çalışmalarıyla ilgili bilgiler yer almaktadır. 

 Bazı gazetecilerin Cumhurbaşkanlığı Çalışma Grubu adını verdiği, kimileri tarafından Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan Batı Çalışma Grubu’nun bir benzeri olarak görülen bu çalışma grubunun, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet SEÇKİNÖZ başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Fahri Öztürk, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı (E) Kur.Alb.Oğuz Özbilgin, Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Özhan Üzümcüoğlu ve Kanunlar Kararlar ve Hukuk İşleri Başkanı Kemalettin Alikaşifoğlu’ndan oluştuğu anlaşılmaktadır. 

 28 Şubat sürecinde, Cumhurbaşkanlığına intikal eden her türlü bilgi ve belgenin sözkonusu Çalışma Grubu tarafından incelenip, gerekli araştırma ve 
değerlendirmeler yapıldıktan sonra Cumhurbaşkanı DEMİREL’e arz edildiği görülmektedir. 

 Daha sonra, alınan talimata göre, yapılması gerekli görülen işlemlerin, devlet hiyerarşisine uygun olarak, kimi zaman Cumhurbaşkanı DEMİREL, kimi zaman 
da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet SEÇKİNÖZ’ün imzalarıyla, Başbakanlık dahil, ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlara gönderildiği tespit edilmiştir. 

 Bu süreçte Cumhurbaşkanlığına intikal eden belgelerin önemli bir kısmının, Genelkurmay ve MİT tarafından “irticai faaliyetler” konusunda hazırlanan Brifing vb. çalışmalar ile bu çalışmalarda yer alan iddia ve tespitler çerçevesinde, ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlarından istenen cevabi yazılar olduğu görülmektedir. 

 Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı görevinden önce, Kurmay Albay olarak Demirel’in yaverliğini yapan Oğuz Özbilgin’in bilgisayar ortamında yazıp, 
el yazısıyla üzerine notlar düştüğü, “İRTİCAİ FAALİYETLER VE CUMHUR BAŞKANLIĞINDA YAPILAN İŞLEMLER” başlıklı Not’ta, sözkonusu Brifingler çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yapılan çalışmalar özetlenmektedir. 

 Bu Not, üzerinde herhangi bir oynama yapılmaksızın aşağıda sunulmaktadır: 

 “-17 Ocak 1997 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı’na Genelkurmay Başkanlığında “İrticai Faaliyetler” konulu bir brifing verildi. (Brifinge sadece Sayın Cumhurbaşkanı katıldı.) 

 -Brifing metni Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Sayın Necdet SEÇKİNÖZ tarafından incelenerek, “ÇOK GİZLİ” gizlilik dereceli olarak 10 sayfalık kişisel bir 
görüş hazırlandı. 

 - 27 Ocak 1997 günü Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, irticai faaliyetler nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde başgösteren rahatsızlık Deniz Kuvvetleri 
Komutanı Oramiral Güven ERKAYA tarafından dile getirildi. 

 - 27 Ocak 1997 günü, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bana, Yüksek Askeri Şura kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen subay ve astsubayların 
refah Partisi tarafından bazı kurum ve kuruluşları ile belediyelerde işe alınmaları konusunun araştırılması görevi verildi. 

 - 28 Ocak 1997 günü saat 14.00’de Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin SANER ile konuyu görüştüm ve adı geçen personelin istihdam 
edildiği yerleri belirten listeyi aldım. 

 - 30 Ocak 1997 günü aynı konu ile ilgili bir liste de MİT Müsteşarı Sönmez KÖKSAL’dan alındı. 

 - 31 Ocak 1997’de, Genel Sekreter tarafından ben, Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Fahri ÖZTÜRK ve Kanunlar Kararlar Başkanı Kemalettin ALİKAŞİFOĞLU Genelkurmay tarafından verilen brifing metninin incelenmesi konusu ile görevlendirildik. 

 - Genkur. Brifing metninde 20 nci sayfadan sonra yeralan iddialar 54 madde olarak tesbit edildi. 

 - 3 Şubat 1997 günü sabah saatlerinde, Sayın Cumhurbaşkanı, Genel Sekreter, Devlet Denetleme Kurulu Başkanı, Kanunlar Kararlar Başkanı ve ben 
Sayın Cumhurbaşkanının çalışma ofisinde toplantı yaptık. 54 konudan 19’u için verdiğimiz cevaplar, bir zarf içinde, tarafımdan saat 17.00’de Genelkurmay 
Başkanı Orgeneral İ.Hakkı KARADAYI’ya makamında teslim edildi. Aynı gün Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan Necmettin ERBAKAN’a bir mektup yazıldı. 

 - 4 Şubat 1997’de aynı gurup yine Sayın Cumhurbaşkanının çalışma ofisinde biraraya gelerek, Sayın Cumhurbaşkanı imzası ile Başbakan’a gönderilecek diğer üç mektubu ve Genel Sekreter imzası ile İçişleri Bakanlığına (3), Milli Eğitim Bakanlığına (1) gönderilecek dört mektubu hazırladık. Aynı gün saat 16.00’da, bunlardan beş mektubu ihtiva eden zarf, tarafımdan Sayın Genelkurmay Başkanına makamında teslim edildi. 

 - 5 Şubat 1997’de, aynı gurup, yine aynı yerde, Sayın Cumhurbaşkanı ile konu üzerinde çalıştık. Daha sonra Genel Sekreter Yardımcılığı toplantı odasında 
Genel Sekreter imzası ile MİT Müsteşarlığına gönderilecek mektubu hazırladık. Aynı gün, içinde dört mektubun fotokopisi olan zarf, tarafımdan Genelkurmay 
Başkanına verildi. Aynı gün Genelkurmay İstihbarat Başkanını makamında ziyaret ederek konuyu görüştüm. 

 - 5 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı TGRT’de Sabahattin ÖNKİBAR’ın hazırladığı “ALTERNATİF” programına katıldı. İrtica ile ilgili önemli mesajlar verdi. 

 - 8 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı bütün TV’lerde yayınlanan “RAMAZAN BAYRAMI” mesajında irticai faaliyetlere dikkat çekti. 

 - 20 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı SHOW TV’de Kadir ÇELİK tarafından hazırlanan “OBJEKTİF” programının konuğu oldu. Aynı mesajları verdi. 

 - 21 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan Prof.Dr.Necmettin ERBAKAN’ı kabul ederek ikibuçuk saat görüştü. (45 gündür görüşmüyorlardı.) 

 - 21 Şubat 1997’de Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı da Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret ettiler. Aynı gün, 28 Şubat 1997’de yapılacak olan MGK toplantısında gündeme getirilecek taslak “İrticai Faaliyetler Raporu” ve Başbakanın MİT Müsteşarına söylediklerini ihtiva eden iki sayfalık bir rapor MİT 
Müsteşarı tarafından Sayın Cumhurbaşkanına takdim edildi. 

 - 21 Şubat 1997 tarihinden itibaren, her gün ücretsiz olarak Cumhur başkanlığına verilen 10 adet ZAMAN gazetesine el koydum. Bu gazetelere garaja ve Koruma Müdürlüğüne veriliyordu. Bu gazetelerin yerine HÜRRİYET, MİLLİYET, RADİKAL ve YENİ YÜZYIL gazeteleri adı geçen yerlere verilmeye başlandı. 

 - 22 Şubat 1997 tarihinde aynı gurup, bu yeni raporlar üzerinde çalışmaya başladık. 

 - 24 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı ile biraraya gelerek raporları değerlendirdik. MGK’de takdim edilecek olan raporun 28 nci sayfasından başlayan “ÖNLEMLER” maddesini zayıf bularak, maddeye getireceğimiz öneriler üzerinde çalıştık. 

 - 4 Şubat 1997 (12.20-13.20), 16 Şubat 1997 (15.30-16.50) ve 26 Şubat 1997 (18.00-19.00) günleri Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı 
Tansu ÇİLLER Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret etti. 

 - 25-26 Şubat 1997 günlerinde gurup çalışmamız devam etti. 

 - 25-26 Şubat 1997 günleri MİT Müsteşarı Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret etti. 

 - 27 Şubat 1997 tarihinde saat 10.00’da Sayın Cumhurbaşkanının makamında yapılan toplantıda “ÖNLEMLER” maddesine son şekli verildi ve ben revize edilmiş olan metni saat 12.00’de MİT Müsteşarına elden teslim ettim. 

 - 27 Şubat 1997 tarihinde saat 17.00’de Başbakan Sayın Cumhurbaşkanını program dışı olarak ziyaret etti. 

 - Yine aynı gün, Sayın Cumhurbaşkanı MİT Müsteşarını saat 19.45-20.00 arasında MGK gündemi ile ilgili olarak kabul etti. 

 - 27 Şubat 1997’de, son birkaç ay içinde ilk defa olarak Bakanlar Kurulu toplandı ve Başbakan ERBAKAN ve Tansu ÇİLLER toplantı dışında iki kere görüştüler. 

 - 28 Şubat 1997 günü saat 15.00-24.00 arasında dokuz saat süren MGK toplantısı yapıldı. Toplantı sırasında Başbakan ERBAKAN MGK salonundan çıkarak ikindi namazını kıldı. (Elçi kabul Salonunda) 

 - Aynı gün Başbakan ERBAKAN, TRT ve bazı özel TV kanallarından “İCRAATIN İÇİNDEN” programı ile halka seslendi.” 

 Hazırlanan bu Not’tan, 17 Ocak 1997 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı tarafından Cumhurbaşkanı Demirel’e verilen sözkonusu brifingin, 28 Şubat tarihli MGK toplantısının habercisi olduğu; Genelkurmay Brifinginde yer alan 54 iddia hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği bünyesinde özel bir çalışma 
gurubu teşkil edildiği, bu süreçte Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Saner ve MİT Müsteşarı Sönmez Köksal ile çeşitli görüşmeler 
yapıldığı, bu çalışmalar çerçevesinde Cumhurbaşkanı Demirel’in imzasıyla Başbakan Erbakan’a 3 Şubat’ta bir, 4 Şubat’ta üç olmak üzere, toplam dört mektup yazıldığı, ayrıca Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin imzasıyla İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığına çeşitli mektuplar yazıldığı, gönderilen bu 
mektupları ihtiva eden zarfın bizzat Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Özbilgin tarafından Genelkurmay Başkanına teslim edildiği, MİT 
Müsteşarlığından alınan bilgilerle birleştirilerek hazırlanan nihai “İrticai Faaliyetler Raporu”nun da, 28 Şubat MGK toplantısında MİT Müsteşarı tarafından takdim edildiği, raporun ÖNLEMLER başlıklı bölümünde hükümet tarafından irticai faaliyetlere karşı alınması istenen tedbirlerin yer aldığı anlaşılmaktadır. 

 Not’ta yer alan bilgilerden, 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısı öncesinde, 17 Ocak 1997 tarihinde Genelkurmay tarafından Cumhurbaşkanı Demirel’e verilen 
brifing çerçevesinde yürütülen sözkonusu çalışmalar hakkında Başbakan Erbakan’ın veya diğer Hükümet üyelerinin haberdar edilmediği anlaşılmaktadır. 

 Öte yandan, 27 Ocak’ta, Oğuz Özbilgin’den “Yüksek Askeri Şura kararlarıyla TSK’dan ilişiği kesilen personelin Refah Partisi tarafından bazı kurum ve kuruluşlar ile belediyelerde istihdam edilmesi” hususunda bir çalışma yapılmasının istendiği görülmektedir. 

 1.3. MİT tarafından Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’e Sunulan Brifing: 

 Komisyonumuza intikal eden belgeler arasında, Eylül 1996 ayında MİT tarafından hazırlandığı anlaşılan “irticai faaliyetler” konulu, ekiyle beraber toplam 60 sahifelik bir Brifing140 yer almaktadır. 

 Herhangi bir resmi evrak numarası verilmediği için gayri resmi bir çalışma olarak değerlendirilebilecek bu Brifing’de yer alan hususlar ana hatlarıyla aşağıda özetlenmektedir: 

 “-İran’ın da etkisiyle, Türkiye’de şeriat düzeninin ancak İslami bir devrim yoluyla gerçekleştirilebileceğini savunan irticai grupların eylemsel aktivitelerinin 
toplumu rahatsız eder boyuta ulaştığı; son beş yıl içinde, faili meçhul cinayetler, laiklik aleyhtarı davranış ve gösterilerin tırmandığı, 

 - Refah Partisi’nin, yasadışı “tarikat öğretisi”ni demokratik yollarla iktidara taşımaya çalıştığı, tek başına iktidara gelmek isteyen partinin nihai amacının, 
diğer irticai gruplar gibi, Şeriat Devleti kurmak olduğu, 

 - Milli Görüşçülerin Milli Gençlik Vakfı, Kadın Kolları, meslek teşekkülleri ve dernekler vasıtasıyla etkili faaliyet yürüttükleri, bu maksatla, Belediye 
imkanlarından yararlanılarak, Kur’an Kursları, pansiyonlar ve vakıflara kolaylıklar sağlandığı, 

 - Başta TSK, Emniyet ve Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, kamu kurumlarında ve bazı sendikalarda (HAK-İŞ Konfederasyonu bünyesindeki 9 sendika gibi), 
derneklerde ve vakıflarda kadrolaşmaya ağırlık verdikleri, 

 - Özellikle Silahlı Kuvvetlere ve Emniyet teşkilatına “sızmaya” çalıştıkları, Milli Eğitim Bakanlığı ve öğretmenlerin öncelikli hedef olarak görüldüğü, 

 - Nakşibendi ve Süleymancı tarikatlarının Milli Görüşçüleri desteklediği, ancak Nurcuların destek vermedikleri, F.GÜLEN başta olmak üzere, Nurcu kesimde 
bazı tereddütlerin devam ettiği, 

 - İBDA-C, Hizbullah, Süleymancı Kaplancılar, Acz-i Mendiler, Nurcu F.GÜLEN grupları yasa dışı faaliyetlerini artırdıkları, 

 - Yayıncılık sektöründe dini içerikli kitap ve gazete sayısının her geçen gün arttığı, gazete ve dergilerin kapılara kadar dağıtılması yöntemiyle olağanüstü 
tirajlara ulaşıldığı, 

 - Milli Görüşçü unsurların, 1994 yılından itibaren diğer irticai unsurları kendi siyasi çatısı altında toplamak ve daha sonra Kürt ve Alevi gibi unsurlara 
yakınlaşmak suretiyle kitleselleşmeye çalıştığı, 

 - HADEP’in seçimlere katılmaması halinde, bu partinin seçmenleri Refah Partisi’ni tercih edebileceği, 

 - Radikal İslamcılardan İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C), Yeryüzü Grubu ve Selam Grubu’nun basın-yayın faaliyetleri icra ettikleri, 

 - İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUM-DER), AKABE Kültür Eğitim Vakfı (AKEV), İlmi Araştırmalar Vakfı (İLKAV) ve Filistinle Dayanışma 
ve Dostluk Derneği (FDD)’nin sosyal organizasyon olarak faaliyet yürüttükleri, 

 - Hizbullah (İlim ve Menzil Cemaatleri), İslami Hareket Örgütü (İHÖ) ve Caferi unsurların bağımsız ve yöresel hareket ettikleri, İBDA-C, Hizbullah ve 
İslami Hareket’in teröre yatkın radikal İslamcı gruplar olduğu, 

 - İran tarafından desteklenen İBDA-C’nin sabotaj, Hizbullah’ın PKK’ya karşı “İslami bir Kürt Devleti” kurma fikrini benimsediği, 1991 yılından Eylül 1996’ya 
kadar ağırlıklı olarak Diyarbakır, Mardin, Batman, Bingöl ve Şanlıurfa’da toplam 1365 silahlı eylem icra ettiği, İslami hareket örgütünün de İran tarafından 
desteklendiği ve örgüt lideri İrfan ÇAĞIRICI’nın Çetin Emeç eylemini gerçekleştirdiklerini ifade ettiği, 

 - Tarikatlardan Nurcular içinde yer alan F.GÜLEN grubuna ait yurt içinde 78 vakıf, 14 dernek, 100 özel okul, 186 şirket, 460 dersane, 470 öğrenci yurdunun 
bulunduğu, bu grubun demokratik yollarla devlet kademelerinde kadrolaşmaya çalıştığı, Atatürk ilke ve inkılaplarını ortadan kaldırarak, 
şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmayı hedefledikleri, 

 - F.GÜLEN Grubunun, yurt içinde ve özellikle Orta Asya’ya yönelik eğitim ve basın faaliyetlerini yoğunlaştırdıkları, yayın organı Zaman Gazetesinin Orta 
Asya ülkelerinde yayımlanmaya başladığı, 

 - Nurcuların ve Süleymancıların yurt içinde ve yurt dışında öğrencilere yönelik olarak çok sayıda kurs ve pansiyon işlettikleri, Milli Görüşçülerin ve özellikle 
Nurcuların yurt içi ve yurt dışında özel okullara sahip oldukları, 

 - Acz-i Mendi grubunun Atatürk aleyhtarı gösteriler düzenlediği, 

 - Almanya’da IGMG dışında radikal islamcı Anadolu Federe İslam Devleti (AFİD)’nin C.KAPLAN tarafından kurulduğu, bu kişinin ölümü üzerine oğlu 
Metin KAPLAN liderliğinde toparlandığı, “İslam Kültür Merkezleri Birliği (İKMB)”nin ise Süleymancılık faaliyetleri paralelindeki faaliyet gösterdiği, 

 - IGMG Başkanlığına N.ERBAKAN’ın yeğeni Mehmet Sabri ERBAKAN’ın getirildiği, sonuç olarak fundamentalist ülkelerin Türkiye’de İrticai potansiyelini 
kullanma çabalarının tabanda kabul görmediği ancak irticai tehdidin yoksul ve gayrimemnun kesimlerde taraftar bulma imkanı kazandığı, ayrıca çeşitli 
provokasyonlara açık bir özellik taşıdıkları, 

 -Yabancı İslamcı grupların irticai potansiyeli daha aktif bir çizgiye çekme tehdidinin mevcut olduğu, bu beklentilerin ülkemizin yeraldığı uluslararası toplumun dikkatinin Türkiye üzerinde toplanmasına ve batılı platformlarda aleyhimize istismarına mesnet teşkil edeceği” 

 - Almanya’da “ Milli Görüş İslam Toplumu (IGMG) ” kanalıyla İslamın Avrupa’da resmi din statüsü kazandırılmasına çalışıldığı, 

 - Milli Görüşçü Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından uluslararası nitelikte konferanslar gerçekleştirildiği, 

 - Ayrıca, anti Amerikancı ve antisiyonist tavırlarıyla bilinen Milli Görüşün güçlenmesinin ABD menfaatlerine zarar verebileceği imajını silmek amacıyla bu 
ülkedeki 4 milyonluk zenci ve Arap Müslüman kitlenin sempatisini çekmeye ve bu lobiden yararlanmaya çalışıldığı, 

 - Milli Görüşçülerin, Suudi Arabistan/Rabıta, Libya Uluslararası İslama Çağrı Cemiyeti, İran İrşad Bakanlığı, HAMAS ve Müslüman kardeşler gibi örgüt ve 
unsurlarla temas halinde olduğu, 

 - Milli Görüş’ün “İslam Birleşmiş Milletleri”, “İslam Ortak Parası”, “İslam Ekonomik Topluluğu” gibi hedeflere yöneldiği, RP’nin Türkiye’nin İslam aleminde lider ülke konumuna geleceği yönündeki propagandalarının etkili olduğu, bu durumun İslam aleminin liderliği için gizli bir rekabet halinde olan Arap ülkelerinde tedirginlik yarattığı, 

 - İsrail Başbakanı NETENYAHU’nun da, Refah Partisi’nin İslam ülkeleri içinde lider ülke olma hedefinden rahatsızlık duyduğu, 

 -Batıya alternatif “İslam Birliği” oluşturma propagandalarının zemin kazandığı, RP’nin İslamcı kimliği ile iktidar ortağı olmasının, İran deneyiminin aksine, 
demokratik yöntemlerle de iktidarın elde edilebileceğini gösterdiği, 

 - Bu durumun çeşitli gruplara rahat bir faaliyet ortamı ve kadrolaşma imkanı sağladığı, Refah Partisi’nin topyekün iktidara gelme yönündeki çabalarını 
hızlandırdığı, belirtilmektedir. 

 Ayrıca, Brifingin 26 sahifelik ekinde yer alan çizelgelerde öne çıkan hususlar şunlardır: 

 “- İSLAMCI UNSURLARIN GÜCÜ çizelgesi altında; bu unsurlara ait yurt ve yurt dışındaki “yayın (181), dernek (884), vakıf (197), şirket (509), kurs-pansiyon 
(1770), dershane (486), sendika (9) ve özel okul (242” sayıları, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT KURS VE PANSİYONLAR çizelgesi altında; yurt içi ve yurt dışındaki Radikal İslamcı Unsurlar, Milli Görüş, Nurculuk (470), 
Süleymancılık (1300) ve Diğer Tarikatlar”a ait toplam 1770 kurs ve pansiyon sayıları, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT DERSANELER çizelgesi altında; Nurcuların 460’ı yurt içinde, 25’i yurt dışında olmak üzere, toplam 485 dershanesi olduğu, 
ayrıca diğer tarikatların 1 dershanesi olduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT ÖZEL OKULLAR çizelgesi altında; Milli Görüşçülerin 1’i yurt içinde, 2’si yurt dışında; Nurcuların ise 100’ü yurt içinde, 139’u yurt 
dışında olmak üzere, toplam 241 özel okulunun bulunduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT RADYO VE TELEVİZYONLAR çizelgesi altında; Radikal İslamcı Unsurlar (31), Milli Görüş (46), Nurculuk (15), Diğer Tarikatlar (14) olmak üzere, toplam 106 radyo ve televizyon olduğu, , 

 - HAK-İŞ KONFEDERASYONU çizelgesi altında; bu Konfederasyona bağlı, HİZMET-İŞ, ÖZSAĞLIK-İŞ, ÖZİPLİK-İŞ, ÖZAĞAÇ-İŞ, HAKTARIM-İŞ, ÖZGIDA-İŞ, BELEDİYE-İŞ ve ÖZÇELİK-İŞ sendikalarının olduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT DERNEKLER çizelgesi altında; yurt içinde ve yurt dışında, “Radikal İslamcı Unsurlar (126), Milli Görüş (324), Nurculuk (15), 
Süleymancılık (2100) ve Diğer Tarikatlar (16)” olmak üzere, toplam 884 dernek olduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT VAKIFLAR çizelgesi altında; yurt içinde ve yurt dışındaki vakıfların; Radikal İslamcı Unsurlar (53), Milli Görüş (27), Nurculuk (80), Süleymancılık (14) ve Diğer Tarikatlar (23) olmak üzere, toplam 197 vakıf bulunduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARIN YAYIN FAALİYETLERİ çizelgesi altında; yurt içinde ve yurt dışında 21 gazete ve 160 derginin tespit edildiği, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT ŞİRKETLER çizelgesi altında; yurt içinde ve yurt dışında Radikal İslamcı Unsurlar (148), Milli Görüş (54), Nurculuk (262), 
Süleymancılık (28) ve Diğer Tarikatlar (17) olmak üzere, toplam 509 şirket bulunduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLAR çizelgesi altında, bu unsurların; 
MİLLİ GÖRÜŞ, RADİKAL İSLAMCI UNSURLAR (HİZBULLAH, TEVHİD, YERYÜZÜ, MAZLUM-DER, M.GENÇLİK, İBDA-C, İSLAMİ HAREKET ile 30 KADAR GRUP) ve 
TARİKATLAR (NURCULUK, SÜLEYMANCILIK, NAKŞİBENDİLİK, KADİRİLİK ile DİĞERLERİ) olmak üzere, üçe ayrıldığı, 

 - MİLLİ GÖRÜŞ çizelgesi altında, 

 - SİYASİ ORGANİZASYON alt başlığı altında REFAH PARTİSİ, 

 - VASAT ORGANİZASYONU alt başlığı altında; Milli Gençlik Vakfı (74 İlde Şube Var), Diğer Vakıflar (27), Dernek (29), Mesleki Örgütlenme HAK-İŞ 
KONFEDERASYONUNA BAĞLI 8 SENDİKA; 

 - YAYIN ORGANİZASYONU alt başlığı altında 34 Yayın, 

 - TİCARİ ORGANİZASYON alt başlığı altında 54 Şirket, 

 - YURT DIŞI ORGANİZASYON alt başlığı altında İSLAM TOPLUMU MİLLİ GÖRÜŞ TEŞKİLATI (IGMG) ve ona bağlı 32 Bölge Başkanlığı ile AVRUPA CAMİ 
YAPTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞİ (EMUG) ve ona bağlı 295 Cami Derneği olduğu, 

 - RADİKAL İSLAMCI UNSURLAR çizelgesi altında; 

 - YAYIN ORGANI ÇEVRESİNDE TOPLANAN GRUPLAR alt başlığı altında; Yeni Tahkim Dergisi, Akıncı Yolu Dergisi (İBDA-C Grubu), Zamana Selam Gazetesi 
(Tevhid Grubu), Yeryüzü Dergisi (Yeryüzü Grubu), 

 - VAKIF VE DERNEK ÇEVRESİNDE TOPLANAN GRUPLAR alt başlığı altında; İnsan hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUM-DER), Vahdet Eğitim 
yardımlaşma ve Dostluk Vakfı (VAHDET Vakfı), AKABE Kültür Eğitim Vakfı (AKEV), İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV) ile Filistinle Dostluk ve Dayanışma 
Derneği, 

 - BAĞIMSIZ VE YÖRESEL GRUPLAR alt başlığı altında, Hizbullahi Faaliyet (İlim-Menzil Cemaati), İslami Hareket (İHÖ), Ceferilik ve Caferi unsurlar, 
Mahalli Yayınlar, Şahıslar ve Kitapevleri Etrafında Toplanan Gruplar ile Müslüman Gençlik. 

 - İBDA-C GRUBUNA AİT İLLEGAL CEPHELER çizelgesi altında alt örgütler ve faaliyet yerleri. 

 - F.GÜLEN’İN YURTDIŞI FAALİYETLERİ çizelgesi altında; Dünya Haritası üzerinde, ülkelere göre işaretlenmiş Okul, Gazete ve Üniversite sayıları, 

 - NURCU GRUPLARIN DAĞILIMI çizelgesi altında; NURCULUK (1963); 

 - YAZICI GRUP alt başlığı altında YAZICI GRUP, 

 - OKUYUCU GRUP (1969) alt başlığı altında, 

 - F.GÜLEN GRUBU, 

 - OKUYUCU GRUP alt başlığı altında, SIDDIK DURSUN GRUBU (1989) alt başlığı altında, SIDDIK DURSUN ve İZZETTİN YILDIRIM GRUBU 

 - MEHMET KURTOĞLU (1979) alt başlığı altında, MEHMET KURTOĞLU GRUBU, 

 - OKUYUCU GRUP (1981) alt başlığı altında, MEHMET KIRKINCI GRUBU (ŞURA) ve GAZETECİ GRUP (YENİ NESİL GRUBU ve YENİ ASYA GRUBU) 

 - ACZ-İ MENDİ GRUBU (1991) alt başlığı altında ACZ-İ MENDİ GRUBU. 

 - SÜLEYMANCILAR çizelgesi altında; 

 - KEMAL KAÇAR GRUBU Örgütlenmesi alt başlığı altında; 

 - YURT İÇİ (Bir veya birkaç ilden oluşan bölgeler) 

 - YURT DIŞI alt başlığı altında; 

 - İSLAM KÜLTÜR MERKEZLERİ BİRLİĞİ (26 ADET), KÖLN, (NURETTİN AKMAN), 

 - F.ALMANYA (NİHAT TARHAN), 

 - HOLLANDA (MAHMUT ALTAN), 

 - İSVİÇRE (REMZİ ÇELEBİ), 

 - İSVEÇ (HAMZA BAL), 

 - BELÇİKA BATTAL GÜÇLÜ 

 - AVUSTURYA (SELAHATTİN ÇELEBİ) 

 - FRANSA (YUNUS SADIKOĞLU) 

 - HÜSEYİN KAPLAN GRUBU alt başlığı altında (Etkinliklerinin İSTANBUL ve RİZE’de sınırlı düzeydedir) 

 - DİĞER TARİKAT VE GRUPLAR çizelgesi altında; 

 - NAKŞİBENDİ TARİKATI alt başlığı altında; 

 - ESAT COŞAN GRUBU /İSTANBUL, 

 - MUSA TOPBAŞ GRUBU/ İSTANBUL 

 - M.USTAOSMANOĞLU /İSTANBUL 

 - REŞİT EROL GRUBU /ADIYAMAN 

 - KADİRİ TARİKATI alt başlığı altında; 

 - HAYDAR BAŞ /TRABZON 

 - IŞIKÇILIK alt başlığı altında; 

 - M.HİLMİ IŞIK, ENVER ÖREN /İSTANBUL 

 - VAHABİ TARİKATI alt başlığı altında; SAİT ÇEKMEGİL/MALATYA. 

 - İSLAM TOPLUMU MİLLİ GÖRÜŞ çizelgesi altında; 

 - MERKEZ KÖLN GENEL BAŞKAN, GENEL SEKRETER ve onun altında BÖLGE BAŞKANLIKLARI 

 - İSLAM TOPLUMU MİLLİ GÖRÜŞ (IGMG) (İLTİSAKLARI) çizelgesi altında; 

 - AVRUPA GAZETECİLER BİRLİĞİ, 

 - ÜNİVERSİTELİLER BİRLİĞİ, 

 - AVRUPA DIŞI BAĞLANTILARI, 

 - İHH 

 - AVRUPA İSLAM KÜLTÜR MERKEZİ (KONSEYİ) 

 - TİCARİ İLİŞKİLER VE HAC ORGANİZASYONU 

 - AVRUPA İSLAM BİRLİĞİ (İUE). 

 - ANADOLU FEDERE İSLAM DEVLETİ (AFİD) çizelgesi altında; 

 - GENEL EMİRLER VE HALİFE METİN KAPLAN ve GENEL MERKEZ TEŞKİLATI KÖLN (ULU CAMİİ), BÖLGE BİRLİKLERİ alt başlığı altında; 

 - ALMANYA, HOLLANDA, FRANSA, AVUSTURYA, İSVİÇRE, BELÇİKA, İNGİLTERE, AVUSTRALYA EMİRLİK ve TEMSİLCİLİKLERİ 

 - İSLAM KÜLTÜR MERKEZLERİ BİRLİĞİ KÖLN (26 ADET) NURETTİN AKMAN çizelgesi altında; 

 - ALMANYA (NİHAT TARHAN) 

 - HOLLANDA (MAHMUT ALTIN) 

 - İSVİÇRE (REMZİ ÇELEBİ) 

 - AVUSTURYA (SELAHATTİN ÇELEBİ) 

 - FRANSA (YUNUS SADIKOĞLU) 

 - ABD (BURHAN SATAR) 

 - ROMANYA (BİLAL BALLIOĞLU) 

 - DANİMARKA 

 - NORVEÇ 

 - İNGİLTERE 

 - KAZAKİSTAN 

 - GÜRCİSTAN.” 

hususları yer almaktadır. 



 Özetle, bu Brifingde, İSALMCI UNSUR olarak gösterilen Refah Partisi’nin ve ona yakın çizgideki “Milli Görüşçü” vakıf, dernek vb. örgütlenmelerin, diğer İslamcı 
gruplarla beraber, yasa dışı faaliyetler yürüttükleri öne sürülerek, bu faaliyetlerin, Türkiye’nin istikrar ve güvenliğini tehdit eder boyuta geldiği öne sürülmektedir. 

 Brifingde, ayrıca, Refah Partisi’nin; İran, Suudi Arabistan, Libya ve Filistin ile iyi ilişkiler tesis etmek yoluyla “Türkiye’yi, İslam ülkeleri içinde lider ülke” 
konumuna getirmek istediği; bu durumun Türkiye’nin dış politika hedeflerine uygun olmadığına işaret edilerek, İsrail’i de rahatsız eden bu tutumun Türkiye’nin yurt dışındaki itibarının sarsılmasına yol açtığı ileri sürülmektedir. 

 Başbakanın haberi ve onayı alınmaksızın, Devletin başına arz edildiği görülen bu istihbarat çalışmasında; iktidardaki Refah Partisi’nin ve partiye yakın toplum 
kesimlerinin, “Milli Görüşçüler” şeklinde tanımlanarak, “ Radikal İslamcılar ” ve “ Tarikatlar ” olarak ifade edilen diğer “irticai unsurlarla” beraber, uzun yıllar 
boyunca, yakından takip edilmekte olduğunu göstermektedir. 

 Brifing metninde, Refah Partisi tabanını oluşturan Milli Gençlik Vakfı ve diğer yurt içi ve yurt dışı unsurlarının yasa dışı örgütlenme modeli şeklinde, ayrıntılı 
bir şekilde incelenmiş olması; bu Brifingin, Başbakan’dan habersiz olarak, Cumhurbaşkanı DEMİREL için özel olarak hazırlanmış olduğunu göstermektedir. 

 Bu Brifingde yer alan hususların, müteakip aylarda gerçekleştirilen MGK toplantılarında da gündeme gelmiş; ancak Refah Partisinin adının açıkça zikredilmeyip, bunun yerine “ Milli Görüşçüler ” tanımı altında dolaylı yoldan “irticai unsurlar” kapsamına sokulduğu görülmektedir. 

 Öte yandan, Brifingde Refah Partisi’nin yürüttüğü dış politikaya ilişkin olarak dile getirilen eleştiriler, Müsteşarlığın, sadece iç politika konularını değil, 
Türkiye-İsrail ilişkileri gibi, dış politika konularını da yakından takip ettiğini ortaya koymaktadır. Bu düşüncede, 28 Şubat döneminde Refah Partisi’nin dış 
politika uygulamalarından kaynaklanan rahatsızlıkların etkili olduğu değerlendirilmektedir. 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,


***