REFAH PARTİSİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
REFAH PARTİSİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Temmuz 2017 Cuma

28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 9


  28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 9


 MİT Müsteşarlığından 26.02.1997 tarihinde gelen cevabi yazıda;160 

 “Türk öğrencilerin MISIR, SUUDİ ARABİSTAN, LİBYA ve İRAN’da yoğunlaştığı, MISIR’da, İmam-Hatip Lisesi mezunu öğrencilerinin El Ezher Üniversitesi’nin Arap Dili ve Edebiyatı ile İlahiyat eğitimi veren bölümlerine kabul edildiği, YÖK’ün El-Ezher üniversitesi ile Türk üniversiteleri arasında muadiliyet konusunda hassas davranması nedeniyle son üç yılda öğrenci kabul etmeyen El-
Ezher Üniversitesinin 1996 yılında ilk olarak 150 öğrenci aldığını, halen bu okulda 1100 Türk öğrenci bulunduğunu, bu öğrencilerinin 600’ünün Milli Görüşçü, 250-300’ünün Fethullah GÜLEN Grubu yandaşı olduğu, 25-30 kişi kadar Ülkücü ve 25-30 kadarının da PKK yanlısı Kürdistan İslam Hareketi 
(KİH) yandaşı olduğu, az sayıda Süleymancı, Nurcu ve Radikal İslamcı öğrenci bulunduğu, Türk öğrencilerin ülkedeki toplantı ve gösteri yasağı nedeniyle toplu etkinliklerde bulunamadıkları, Suudi Üniversitelerinde 400 kadar Türk öğrenci olduğu, öğrencilerin %60’ının F.GÜLEN, %30’unun Milli Görüş yanlısı, kalanının da radikal eğilimli olduğu, ancak bu ülkede tarikatçılığının yasak olması 
nedeniyle belirgin bir faaliyet gösterilemediği, Türk öğrencilerin zamanla Vahabiliği benimseme eğilimine girdikleri, Libya’da Uluslararası İslama Çağrı vakfı kontrolündeki İslama Çağrı Üniversitesinde halen 16 Türk öğrenci bulunduğu, hayat ve okuma şartlarının zorluğu nedeniyle bu 
ülkenin tercih edilmediği, İran’da okuyan Türk öğrencilerin Türkiye’deki İran kültürevleri ve misyonları kanalıyla legal yollardan gelenlerle, ülkemizdeki Caferi cemaatine mensup olan illegal yollarla bu ülkeye gelen düşük eğitimli öğrenciler olduğu, sonuç olarak sözkonusu Türk öğrencilerin gittikleri ülkenin gerek mezhepsel, gerekse siyasi açıdan mevcut eğilimlerine sempati besleyecek bir 
“muhib” olarak yetiştirildiklerinin söylenebileceği, ancak anılan öğrenciler kanalıyla sistematik bir uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapıldığına ilişkin bilgi bulunmadığı, buna rağmen konunun araştırıldığı, herhangi bir bilgi derlenebildiği takdirde ayrıca sunulacağı” belirtilmiştir. 

 (İDDİA 28 üzerinde “GNK-BAŞ” notu var.) 

 İDDİA 28: Birçok üniversitenin yönetim ve öğretim kadrosuyla öğrencileri RP yandaşları tarafından kontrol edilmektedir. (Sayfa:38-39) 

 CEVAP 28: Sayıları 34’ü bulan bu öğretim üyelerinin bağlı bulundukları İslami grup ve cemaatlere göre dağılımlarını içeren liste ekte sunulmaktadır. 

 (İkinci bir arşiv belgesinde161 bu iddia ve cevap şu şekilde yer almıştır: 

 Halihazırda başta İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Trakya Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi, Ankara gazi Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi olmak üzere birçok üniversite yönetim ve öğretim kadrosu ile öğrenciler Refah Partisi yandaşları tarafından kontrol edilir hale gelmiştir. 19 Mayıs Üniversitesi de belirtilen 
Üniversiteler arasına girmek üzeredir. 

 Bu hususta yapılan araştırma aşağıdaki neticeyi vermiştir: 

 Kırıkkale Üniversitesi dışındaki Rektörler Cumhurbaşkanınca tayin edilmiştir. 

 Harran Üniversitesinin Rektörü daha yeni tayin edilmiştir. 

 Üniversite kurumunu her türlü akımdan korumak için fevkalade hassasiyetle hareket edilmelidir.) 

 (İDDİA 29 üzerinde “İÇİŞLERİ” notu var.) 

 “İDDİA 29: RP’li Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, İslamiyetin ilk dönemlerinde uygulanan “İslam Şurası” sistemi ile belediye hizmetlerini ve sosyal hayatı düzenleme gayretleri göstermektedir. (Sayfa:39-40) 

 CEVAP 29: Konunun İçişleri Bakanlığı’nca incelenerek, sonucundan bilgi verilmesi istenmiştir. 

 İçişleri Bakanına yazılan yazı örneği ektedir.” 

 Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından 4 Şubat 1997 tarihinde İçişleri Bakanlığına gönderilen konuya ilişkin yazıda;162 

 “Sincan belediye Başkanı Bekir YILDIZ’ın “Kudüs Gecesi” adı altında düzenlediği toplantıda; uluorta laikliğe aykırı davranış ve beyanlarda bulunduğu, İslam Şurası gibi safsatalarla çağdaşlığa aykırı bir sosyal yaşam biçimi propagandası yaptığı ve bu suretle Devletimizin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, hukuk devleti ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı davranışlar 
sergilediği tesbit edilmiştir. Adı geçen Belediye Başkanı ve basına intikal eden diğer bazı belediye başkanları hakkında, bu eylemlerden dolayı Bakanlığınızca ne gibi işlem yapıldığının çok acele Cumhurbaşkanlığına bildirilmesi” istenmiştir. 

 Bu yazıya cevaben İçişleri Bakanlığından gelen yazıda;163 “Anakara İli Sincan Belediye Başkanı Bekir YILDIZ’ın Kudüs Gecesi adı altında gece düzenleyerek Hamas ve Hizbullah Örgütü liderlerinin posterlerini astırdığı ve ayrıca Anayasa’da yer alan hukuk devleti ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı konuşma yaptığı hususunda 03.02ç1997 tarihli soruşturma izni verilmiş olup, Bakanlığım Teftiş 
Kurulu Başkanlığınca soruşturma yürütülmektedir. Sincan Belediye Başkanı Bekir YILDIZ, soruşturmanın selameti açısından Anayasa’nın 12774 ve 1580 sayılı Kanun’un 3394 sayılı Kanun’un 93. maddesi uyarınca geçici bir tedbir olarak 04.02.1997 tarihinde tarafımdan görevinden uzaklaştırılmıştır.” denilmiştir. 

 (İDDİA 30 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 30: Refahlı belediyeler kendi kontrolünde faaliyet göstermekte olan yurt, pansiyon ve bir kısım vakıf imkanlarını kullanmak suretiyle şehir varoşlarında yaşayan fakir ailelere gıda, yakacak ve parasal yardım yapmakta, bu ailelerin çocuklarının eğitim masraflarını üstlenmekte ve RP’li büyükşehir belediye tarafından yükseköğrenim gençliğine karşılıksız burs verilmektedir. Bu maksatlar için sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce bu konuda ayrılan fon miktarı 5 trilyon lira civarındadır. (Sayfa:40-41) 

 CEVAP 30: Bu tür faaliyetlerin önlenebilmesi için sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının daha etkin bir şekilde faaliyet göstermesi ve bu arada Kredi ve Yurtlar Kurumu’nca öğrencilere daha yaygın ve üst düzeyde kredi verilmesi gerekmektedir. 

 (İDDİA 31 üzerinde “Başbakanlık” notu var.) 

 İDDİA 31: Tüm belediye kadroları RP yanlıları ve diğer irticai kesimlere üye kişilerce doldurulmakta olup; Kuran kursu, pansiyon ve vakıflar gibi girişimlere kolaylıklar sağlanmaktadır. (Sayfa:40-41) 

 CEVAP 31: Doğrudur. 

 (İDDİA 32 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 32: RP’li belediyeler tarafından irticai kesimin önde gelenlerinin katılımıyla mahallelerde düzenlenen kermes, gece, hayır çarşısı gibi etkinlikler yoluyla parti propagandası yapılmaktadır. (Sayfa:41-42) 

 CEVAP 32: Konunun incelenmesi gerekmektedir. 

 (İDDİA 33 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 33: Yerel yönetim yasasında yapılacak değişiklikle, camilere arazi tahsisi yanında, belediye bütçelerinin %1’nin cami yapımında kullanılmasına imkanı getirilmektedir. (Sayfa:42) 

 CEVAP 33: Böyle bir kanun tasarı veya teklifi, bu zamana kadar Meclis Başkanlığına sunulmuş değildir. Gelip kabul edilirse onay için Sayın Cumhurbaşkanına sunulacaktır. 

 (34. iddia ve cevabı belgede yer almamaktadır.) 

 (İDDİA 35 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 35: Refah Partisi ve irticai kesim; gıda, tekstil ve yayın sektörlerinde yurtiçinde ve yurt dışında 509 ticari şirket aracılığı ile gelir sağlamakta; bunları fakir ailelere, öğrencilere harçlık ve malzeme olarak dağıtmaktadır. (Sayfa:44) 

 CEVAP 35: Bu tür faaliyetlere mani olmak için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının daha etkin hale getirilmesi gerekmektedir. 

 (İDDİA 36 üzerinde “MİT” notu var.) 

 İDDİA 36: RP, Türkiye’de rejimin değişmesini isteyen S.Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Libya, İran gibi ülkelerden ve bu devletlerde faaliyet sürdüren aşırı dinci örgütlerden destek sağlamakta, hatta silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla gelir elde etmektedir. (Sayfa:44-45) 

 CEVAP 36: Bu konunun Milli İstihbarat ve Milli Güvenlik Kurullarınca araştırılması gerekmektedir. 

 (İDDİA 37 üzerinde “MİT” notu var.) 

 İDDİA 37: İrticai kesimin nihai amaçlarına ulaşmada takip ettikleri üçüncü aşama ‘cihat’tır. Demokratik yolla siyasi iktidar ele geçirilmezse, oluşturulacak silahlı kitleyle teokratik rejimi kuracaklardır. (Sayfa:46) 

 CEVAP 37: Konunun Milli İstihbarat Teşkilatı ve Milli Güvenlik Kurullarınca ciddi şekilde incelenmesi gerekmektedir. 

 (İDDİA 38 üzerinde “Başbakan’a yazılan mektup kapsamında” notu var.) 

 İDDİA 38: RP ve diğer irticai kesim hedeflerini gerçekleştirmek için imam hatip mezunlarının Harp Okullarına girmeleri yönünde yasa tasarısı hazırlamakta, küçük rütbeli subaylara ulaşmak istemekte, çeşitli problemlere sahip ordu mensuplarına yaklaşarak, tarikatlar bazında ele geçirmeye çalışmaktadırlar. (Sayfa:47-48) 

 CEVAP 38: Konuyla ilgili verilmiş bir kanun tasarı ya da teklifi bulunmamaktadır. MGK ve Genelkurmay’ın iddia edilen konular üzerinde hassasiyetle durması gerekmektedir. 

 (İDDİA 39 üzerinde “Başbakan’a yazılan mektup kapsamında” notu var.) 

 İDDİA 39: RP, askeri lojman, garnizon gibi yerleşim merkezlerine yakın mahallelere tesettürlü öğretmen atayarak çocukları etkilemeye çalışmaktadır. (Sayfa:48) 

 CEVAP 39: Kılık ve kıyafet konusunda Cumhurbaşkanı’nca, Başbakan’a uyarı niteliğinde yazı yazıldı. (Cumhurbaşkanlığı’ndan, Başbakanlık’a yazı yazıldı.) 

 (İDDİA 40 üzerinde “Başbakanlık” notu var.) 

 İDDİA 40: İrticai faaliyetlerinden dolayı Askeri Şûra kararıyla ordudan atılan subay ve astsubaylar, başta Refahlı belediyelere, yandaşları kuruluşlara ve Adalet Bakanlığına atanmışlardır. (Sayfa:48-49) 

 CEVAP 40: Doğrudur. YAŞ kararları ile TSK’inden ilişiği kesilen 40 kadar subay ve astsubay REFAHLI belediyelere veya yandaşı kuruluşlara yerleştirilmişlerdir. Liste EK’te sunulmuştur. 

 (İDDİA 41 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 41: Genelkurmay Başkanlığının Milli Savunma Bakanlığına bağlanması ve Askeri Şûra Kararı’nın yargı denetimine açılması yolunda gayret sarf edilmektedir. (Sayfa:50-51) 

 CEVAP 41: Anayasa’nın 117’nci maddesinde Genelkurmay Başkanlığı’nın konumu hükme bağlanmıştır. Anayasa’da ve ilgili kanunlarda değişikliğe gidilmeden, bu yoldaki gayretler sözden ileri gitmez. Şura kararlarının yargı denetimine tabi tutulması da Anayasa değişikliğini gerektiren bir konudur. 

 (İDDİA 42 üzerinde “Başbakan’a yazılan mektup kapsamında” notu var.) 

 İDDİA 42: Refah Partisi, Milli Güvenlik Akademisi bünyesinde açılan kursa bakanlıklardan dinci ve kürtçü kesimden kişileri seçmektedir. (Sayfa:51-52) 

 CEVAP 42: Milli Güvenlik Akademisinde açılan kursa katılacak kursiyerlerin tesbitinde, Başbakanlıkça Akademiye iki misli aday bildirilmektedir. Bu adaylar genellikle üst düzey bürokratlardan oluşmaktadır. Adayların resimli bilgi formları içinde Genelkurmay temsilcinin de bulunduğu bir komisyon tarafından incelenerek bunlar arasından seçim yapılmaktadır. Ancak bu adaylardan bazılarının kursa mutlaka katılmaları için özellikle şeriatçı kesimin elindeki 
Bakanlıklardan ısrarlı taleplerin yapıldığı belirtilmektedir. Bu tür talepler Komutanlıkça özel olarak incelemeye alınmakta ve bunların kursa katılmaları önlenmektedir. Komisyonda seçilen adaylar, Akademi Komutanlığı ve Genelkurmayın süzgecinden geçtikten sonra katılacak kursiyer listesi 
kesinleşmekte dir. 

 (İDDİA 43 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 43: RP yandaşlarına hızla silah temin etmek için, silah ruhsatı verme yetkisini İçişleri Bakanlığından alıp, valilere devretmiştir. (Sayfa:52-53) 

 CEVAP 43: İddia doğru değildir. Vatandaşlara silah taşıma ve bulundurma ruhsatının verilmesinde yetki valilere aittir. Ancak, İçişleri Bakanlığı da bazı hallerde silah taşıma ruhsatı vermeye yetkilidir. (“Siyasi baskı ile Bakanlık pekçok kişiye silah ruhsatı vermiş ve vermektedir.” ifadesinin üstü çizilmiştir) 

 (İDDİA 44 üzerinde “MİT” notu var.) 

 İDDİA 44: İrticai unsurların, PKK terör örgütünün oluşturduğu boşluktan faydalanıp, silah ve uyuşturucu kaynaklarından yararlanarak, Güneydoğu ve İran üzerinden silah ve mühimmat temin ettikleri haberleri alınıyor. (Sayfa:52-53) 

 CEVAP 44: Bu konu milli Güvenlik Kurulu’nun her zaman gündemindedir. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği konu üzerinde hassasiyetle durmaya devam etmelidir. 

 (İDDİA 45 üzerinde “Yazı yazılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 45: RP askeri camianın düşüncelerini, faaliyetlerini ve icraatlarını daha yakından takibe imkan verecek bir istihbarat ağının silahlı kuvvetler bünyesinde teşkili için TSK’den ayrılan veya halen görevde bulunan subay, astsubayları ve uzman erbaşları kullanmak istemektedir. (Sayfa:53) 

 CEVAP 45: Doğrudur. Genelkurmay Başkanlığınca konunun titizlikle takibi gerekmektedir. 

 (İDDİA 46 üzerinde “Yazı yazılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 46: PKK terörüne çözüm olarak “Müslüman Kardeşliği” ilkesini önermekte, bu maksatla Şeyh Osman başta olmak üzere diğer Kürt şeyhleriyle irtibata geçmektedir. RP Van Milletvekili Fettullah ERBAŞ’ı PKK terör örgütü elinde bulunan altı askeri geri almada görevlendirilmiştir. Refah 
Partisi ile PKK terör örgütü arasında Batman Milletvekili Musa OKÇU aracılığıyla ilişki kurulduğu öğrenilmiştir. (Sayfa:54) 

 CEVAP 46: Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bu konuyu delillendirerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirmesi gerekmektedir. 

 BİLGİ NOTU: Şeyh Osman 30 Ocak 1997 tarihinde İstanbul’da İnternational Hospital’da öldü. (“Aynı Şeyh OSMAN olmayabilir” notu var) 

 (İDDİA 47 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 47: Refah Partisi ile yakın ilişki içinde olan İhlas Haber Ajansı; Bekaa vadisinde PKK terör örgütü lideri Abdullah ÖCALAN ile siyasi içerikli bir röportaj yapmıştır. (Sayfa 55) 

 CEVAP 47: Doğrudur. 1997 OCAK ayının ilk haftasında röportaj yapılmıştır. İHA’dan alınan bilgilere göre, sözkonusu röportaj yayınlanmamış, röportajın kasetleri Geenlkurmay Başkanlığına ve İstanbul Emniyet Müdürlüğüne verilmiştir. 

 (İDDİA 48 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 48: “Atatürkçü değiliz ama Atatürk ilkelerini benimsiyoruz” cümlesi ile özetlenebilecek aldatıcı yaklaşımlar sergilemekte, Başbakanın tarikat ve cemaat liderlerine verdiği yemeğe halkın tepki göstermesi üzerine, Atatürk’ün de şeyhleri Mecliste kabul ettiğini, verilen davete yanlış yapılmadığını ve tepkilerin gereksiz olduğunu ileri sürmektedirler. (Sayfa 55-56) 

 CEVAP 48: Doğrudur. 

 (İDDİA 49 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 49: RP’li Bakan Necati ÇELİK “Askerlerin Sultanbeyli’de irtica yanlısı belediyeyi dışlayarak Atatürk heykeli diktirmesinin, Susurluktaki esrarengiz kazadan daha önemli olduğu” fikrini ileri sürmüştür. (Sayfa 56) 

 CEVAP 49: Doğrudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetlerine “kaba kuvvet” şeklinde tahkir ve tezyif edici sözler sarf ettiğinden hakkında Genel Kurmay Başkanlığı tarafından Adalet Bakanlığı suç duyurusunda bulunulmuştur. 

 (İDDİA 50 üzerinde “Başbakanlık” notu var.) 

 İDDİA 50: Refah Partisi, Atatürk ilke ve inkılaplarının bu ülke insanına ait değerlerden kaynaklanmadığını, bunların yahudi profesörlerin Türk toplumunu kendi inançları doğrultusunda yönlendirme gayretlerinin ürünü olduğunu ileri sürmek suretiyle, toplumun Atatürk’e olan inanç ve güvenini yıpratmaya, Atatürk düşmanlığını körüklemeye çalışmaktadır. (Sayfa 56) 

 CEVAP 50: Doğrudur. 

10 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,


***

28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 8

28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 8


 Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz tarafından 4 Şubat 1997 tarihinde İçişleri Bakanlığına gönderilen “Konya’da düzenlenen 
miting hk.” konulu yazıda;155 

 “Konya Belediyesi ile Milli Görüş Vakfı tarafından 9 Kasım 1996 günü Konya’da düzenlenen mitingde, “Anayasanın 174 üncü maddesindeki Kanunlara aykırı 
davranışlar sergilendiği basında yer almıştır” denilerek, bu konuda Valilikçe ne gibi bir işlem yapıldığı ve ayrıca Belediye Başkanı hakkında idari veya adli takibat yapılıp yapılmadığı hususunda Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” istenmiştir. 

 İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin cevabi yazısında,156 “Konya Valiliğinden alınan 26.2.1997 tarih ve 546 sayılı yazıda; “Söz konusu toplantı ve yürüyüşe 
Valilikçe izin verildiği, toplantının kanuni çizgi içerisinde yapıldığı, ayrıca Hükümet Komiserince tutulan tutanakta da herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı, Düzenleme Komitesinde Konya Büyükşehir belediyesinde görevli herhangi bir kişinin bulunmadığı ve toplantının yapılmasında belediyenin herhangi bir girişiminin olmadığı, toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr. Halil ÜRÜN’ün misafir olarak katıldığı ve bir konuşma yaptığı ancak toplantı ve yürüyüşte atılan slogan, taşınan pankart ve dövizlerde herhangi bir suç unsurunun bulunmadığı, toplantıda yapılan konuşmaların bant kayıtlarının çözümünün Valilikçe Konya Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmesi üzerine Savcılıkça yapılan inceleme sonucunda açık hava toplantısı ve yürüyüşünde kanuna aykırı herhangi bir durumun olmadığı ve bant çözümünde de suç unsuru bulunmadığı için olay hakkında 2.12.1996 tarihinde takipsizlik kararı verildiği” belirtilmiştir. 

 Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz tarafından, 4 Şubat 1997 tarihinde İçişleri Bakanlığına gönderilen bir başka yazıda;157 

 “…bazı belediyelerin yanlı hareket ettikleri, kadrolarını kökten dinci kişilerle doldurdukları ve 2860 sayılı “Yardım Toplama Kanunu”na aykırı olarak fitre, zekat ve kurban derisi topladıkları iddia edilmektedir. Konunun incelenerek, yasal gereğinin yapılmasını ve sonucundan Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” istenmiştir. 

 (İDDİA 10 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 10: 25 inci sayfada “Camilerde kadrosuz olarak görev yapmakta olan cami görevlilerinin, memur statüsüne geçirilmesi yönünde gayret sarfeden 
Refah Partisi; bu suçlardan dolayı Memurin-Muhakematı Kanununa göre yargılanmasını, dolayısı ile haklarında ilgili suçlardan dolayı Cumhuriyet Savcıları ve adli makamlarca soruşturma açılmasını önlemek istemektedir.” 

 Bu hususta yapılan araştırma aşağıdaki neticeyi vermiştir. 

 İddia kısmen doğrulanmıştır. Ancak, imam olabilmek için asgari İmam Hatip lisesi mezunu olmak şarttır. Bununla beraber İHL mezunu olmayıp da hafız 
olanların müezzin olma imkanı bulunmaktadır. Ancak bu şahısların memur yapılarak yargı denetiminden kaçırılması mümkün değildir. Diyanet İşleri 
Başkanlığının onaltı bin kadro talebi vardır. Bu talebe ilişkin kanun Meclise gönderilmemiştir. 

 (İDDİA 11 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 11: Refah Partisi, İnkılap Kanunlarını, özellikle Tevhidi Tedrisat Kanunu, Kıyafet Kanunu, Medeni Kanun ve toplum yaşamını düzenleyen diğer kanunları delmek amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nca fetva verilmesini istemektedir. 

 CEVAP 11: Diyanet İşleri Başkanlığı’nca fetva niteliğinde her hangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu hükümetin göreve başlamasından beri Meclisce kabul 
edilen ve Resmi Gazetede yayımlanan kanunlar arasında hiçbir delil yoktur. Kanunlar Anayasasının 89. Maddesine göre Cumb. Onay tabidir. Bu hususta 
azami titizlik gösterileceği tabiidir. (Bilgisayarla yazılan cevabın üstü karalandıktan sonra, el yazısıyla yazılan not) 

 (İDDİA 12 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 12: 26-27 nci sayfalarda “Refah Partisi iktidara geldiğinden bugüne kadar öncelikli olarak, Adalet, Çalışma, Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlıkları 
başta olmak üzere, toplam 85 üst bürokrat ataması veya değişikliği yaparak bu makamlardan 51’ine kendi adamlarını veya kendi düşüncesine ılımlı bakan 
kişileri getirmiş bulunmaktadır.” 

 Bu hususta yapılan araştırma, aşağıdaki neticeyi vermiştir. 

 Bakanlar Kurulu ve müşterek kararnameyle yapılan tüm bu atamalar, Sayın Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulmaktadır. Cumhurbaşkanlığında bu konuda 
dikkatli bir çalışma ve araştırma yapılmaktadır. Bu Hükümet zamanında Adalet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve İçişleri Bakanlıkları Müsteşarları değiştirilmiş 
olup, her üçü hakkında da olumsuz bir bilgi bulunmamaktadır. Keza bu sürede anlan bakanlıklara, altı müsteşar yardımcısı ve yedi genel müdür olmak üzere 
toplam 16 üst düzey bürokratın ataması yapılmıştır. 

 (İDDİA 13 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 13: Doç.Bnb.rütbesiyle Silahlı Kuvvetlerde iken yabancı kadın ile evlenmek suretiyle ordudan ayrılan ancak, milli görüş ideolojisini benimseyen Prof. Dr. Aziz Akgül Başbakanlık Başdanışmanlığı’na getirilmiştir. (Sayfa:27) 

 CEVAP 13: Doç.Bnb. Aziz Akgül, Temmuz 1996 tarihinde GATA’dan ayrılarak Kırıkkale Üniversitesi’ne geçmiş, bu üniversitede profesör olmuştur. GATA’da 
yapılan anketlerde en kötü öğretim üyesi seçilmiştir. Prof.Dr.Aziz AKGÜL, Başbakan imzası ile tekemmül eden Başbakan Başdanışmanlığına atanmıştır. 

 (İDDİA 14 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 14: RP yeri geldiğinde Milli İstihbarat Teşkilatını yalancılıkla ve kendilerini kandırmakla suçlayıp, toplum nazarında küçük düşürerek bu Kuruma da 
sızma niyetlerine zemin hazırlamaktadır. (Sayfa:27-28) 

 CEVAP 14: Bu çok önemli kuruluş hakkında tereddütler uyandıran ve kuruluşun itibarını sarsan bu tür beyanlardan kaçınılması gerektiğini belirten yazı örneği 
ektedir.  İddianı ikinci kısmı için; adı geçen kuruluş gerekli tedbirleri kendi içinde almaktadır. 

(İDDİA 15 üzerinde “GNK” notu var.) 
 İDDİA 15- REFAH Partisi son günlerde TRT Genel Müdürlüğü ve TRT’yi ele geçirmek için yoğun çaba göstermektedir. RTÜK tarafından seçilen 3 adaydan biri olan Tuncay BÜYÜKERTAN’ın adaylıktan çekilmesi üzerine yerine şeriatçı görüşe yakın bir kişinin üçüncü aday olarak seçilmesi için DYP ile anlaşma gayretleri sürdürülmektedir. (Sayfa:28) 

 CEVAP 15: TRT Genel Müdürü Cumhurbaşkanı tarafından atanacaktır. Bu konu henüz Cumhurbaşkanlığına intikal etmemiştir. Tuncay BÜYÜKERTAN yerine 
birinin seçmeleri RTÜK’e baskı yapılmakta ise de, RTÜK üçüncü bir kişinin aday olarak gösterilmesini düşünmemektedir. 

 (İDDİA 16 üzerinde “Yazı yazılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 16: Refah Partisi yönetimi kendi partilerinde olan bakanlıklarda aktif olarak, diğer bakanlıklarda da pasif yöntemlerle ve örtülü bir şekilde 
kadrolaşmaktadır. (Sayfa:28-29) 

 CEVAP 16: Doğrudur. Ancak, kararname gerektiren atamalar, Cumhurbaşkanlığınca titizlikle incelenmektedir. 

 (İDDİA 17 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 17: Refah Partisi, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde kadrolaşmasını kolaylaştırmak maksadıyla; bu Bakanlığın giriş sınavlarına Arapça lisanının dahil 
edilmesi ve Müslüman ülkelere Arapça bilen diplomatların atanması yönünde çaba sarf etmektedir. (Sayfa:29) 

 CEVAP 17: Dışişleri Bakanlığının lisan imtihanları arasına Arapça konulmasına teşebbüs edileceğine dair duyumlar alındığı, henüz böyle bir uygulama 
olmadığı, eski sınav sisteminin devam ettiği, Arapça bilen bazı meslek memurlarının kendi istekleri ile Arapça konuşulan ülkelere gitmeyi 
istedikleri öğrenilmiştir. Ancak, Arapça konuşulan ülkelerde görevlendirilmek üzere, alınacak idari memurlarda Arapça bilenler tercih edilmektedir. 

 (İDDİA 18 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 18: Vali ve kaymakam olarak İmam Hatip kökenli ve eşleri tesettürlü kişiler atanmaktadır. 50’ye yakın valinin değiştirilmesi ve yerlerine irtica yanlısı 
olanların atandırılması için hazırlık yapılmaktadır. (Sayfa:29-30) 

 CEVAP 18: Bu Hükümet döneminde vali tayini ile ilgili bir kararname Cumhurbaşkanına sunulmamıştır. 78 vali ve 3 vali vekilinden imam hatip kökenli olan sayısı üç ile beşi geçmemektedir. Eşi tesettürlü olanı ise yoktur. Ancak türbanlı birkaç Vali eşi mevcuttur. Vali atamalarında Cumhurbaşkanlığınca gerekli titizlik gösterilmektedir. 

 (İDDİA 19 üzerinde “BAŞ” notu var.) 

 İDDİA 19: Refah Partisi emniyet teşkilatına sızma, teşkilatta kadrolaşma ve bu müesseseyi ele geçirme yönündeki gayretlerine yoğunluk kazanmıştır. 
(Sayfa:30-31) 

 CEVAP 19: Konunun incelenmesi, gereğinin yapılması ve sonucundan bilgi verilmesi için sureti ekli yazı İçişleri Bakanlığı’na gönderilmiştir. 

 (İDDİA 20 üzerinde “BAŞ” notu var.) 

 İDDİA 20: SSK Genel Müdürlüğü’nce yapılan sınavda yedekleri ile birlikte 5 bin kişiye sınav kazandırılmıştır. …sonuçta Refah Partili 5000 kişinin daha 
işe girmesi sağlanmış olacaktır. (Sayfa:31-32) 

 CEVAP 20: Konu, TBMM’de gündeme getirilmiş, ancak yapılan imtihanda kayırma olduğuna ilişkin somut bir delil ileri sürülememiştir. 

 (İDDİA 21 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 21: İrticai kesim, çeşitli Devlet hastanelerinde kendi yandaşı olan tabipleri başhekim ve başhekim yardımcısı sıfatı ile görevlendirmektedir. 
(Sayfa:29-30) 

 CEVAP 21: Sağlık Bakanı Doğru Yol Partisi’nden Yıldırım Aktuna’dır. Bakan, türbana karşı olduğunu açıkça beyan etmiştir. Hastanelerde personelin türbanlı 
olamayacağı ve bu hususlara dikkat edilmesi için Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan’a yazı yazılmıştır.  

 (İDDİA 22 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 22: Fatih semtindeki eski Darüşşafaka Lisesi gibi bazı kamu taşınmazları Refah Partisi ideolojisine hizmet edecek öğrencilerin yetiştirilmesi gayesi ile 
“İlim Yayma Cemiyeti” ve Muradiye Vakfı” gibi kuruluşlarca; yurt, dersane ve okul olarak kullanılmak üzere satın alınmak istenmektedir. (Sayfa:33) 

 CEVAP 22: Ziraat Bankası’na ait bu mülkün adı geçen cemiyet ve vakıflara satılmaması için talimat verilmesine dair Sayın Cumhurbaşkanı tarafından 
Sayın Başbakan’a yazılan yazı örneği ektedir. 

 (İDDİA 23 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 23: İmam Hatip Okullarının yanı sıra yurt içinde ve yurt dışında açtıkları, kurdukları ve /veya denetledikleri Kur’an Kursu, dersane, okul ve üniversiteler 
vasıtası ile yoğun, yaygın ve etkili bir eğitim çalışması yürüten irticai unsurlar öğrencilere yurt ve burs imkanları sağlamaktadır. 
Bu çerçevede sadece Fethullah GÜLEN’e ait yurtiçinde ve yurtdışında toplam 448 yurt, 346 dershane, 181 okul ve 3 özel üniversite bulunmaktadır. (Sayfa:34) 

 CEVAP 23: Bu iddia tamamen doğrudur ve şeriatçı kesimin hedefine varmasında etkili olabilecek en etkin araçtır. Konunun bütün boyutlarıyla araştırılarak 
alınacak tedbirlerin tesbiti için Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin görevlendirilmesinde fayda mülahaza edilmektedir. 

 (İDDİA 24 üzerinde “BAŞ” notu var.) 

 İDDİA 24: Din eğitimi verilen çocukların yaşı giderek küçülmekte, eğitimi anaokulu ve kreşler açmak suretiyle beşikten üniversiteye kadar kesintisiz ve etkin bir eğitim zinciri oluşturulmaktadır. Yoğun yaz kampları ve “Yaz Okulu” adı altında ilkokul çocuklarına yönelik dini öğreti kampları kurulmaktadır. (Sayfa:34-35) 

 CEVAP 24: Konunun MİT ve İçişleri Bakanlığı’nca incelenmesi gerekmektedir. 

 (İDDİA 25 üzerinde “MEB” notu var.) 

 İDDİA 25: İmam Hatip Okulu öğrencilerinin, Harp Okulları’na girebilmelerini temin etmek amacı ile; son senelerinde yatay geçişle klasik fen liselerine 
girmelerine olanak sağlayacak olan ve Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan Yönetmelik değişikliği önerisi tepkiler üzerine yeniden incelemeye alınmıştır. 
(Sayfa:35) 

 CEVAP 25: İmam Hatip Okullarında 515.000 öğrenci fazla olduğu için başka taraflara atlama talebi çoğalmaktadır. Bunu sipesifik hedefler doğrultusunda 
ülke yönetiminde söz sahibi olabilmek için istemektedirler. Bunun önlenebilmesi için, öncelikle İmam Hatip okullarında bulunan mevcudun insan gücü planlarına uygun olarak azaltılması gerekmektedir. 

Yönetmelik, değişikliğinin yürürlüğe konulmaması ve iptali için Milli Eğitim Bakanına yazılan yazı örneği ektedir. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz tarafından 4 Şubat 1997 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığına gönderilen “İmam Hatip Okulları hk.” konulu yazıda;158 

 “İmam Hatip Okulu öğrencilerinin, Harp Okullarına girebilmelerini temin etmek amacıyla; son senelerinde yatay geçişle klasik fen liselerine ya da klasik 
liselerin fen bölümlerine girmelerine olanak sağlayacak olan bir yönetmelik değişikliğine gidildiği iddia edilmektedir. Konunun incelenerek, çok 
acele olarak Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” istenmiştir. 

 Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr.Mehmet SAĞLAM imzasıyla konuya ilişkin olarak gönderilen cevabi yazıda, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda, İmam-Hatip Lisesi 
öğrencilerinin diğer liselere yatay geçişlerini düzenleyen bir uygulama yoktur. Ayrıca, Bakanlıkta bu konuda bir çalışmada mevcut değildir.” denilmiştir. 

 (İDDİA 26 üzerinde “Başbakanlık” notu var.) 

 İDDİA 26: Şeriatçı kesim, sahip oldukları üniversite sayılarını sür’atle artırma hazırlıkları yapmakta, master ve doktora için yurtdışına öğrenci gönderme 
çalışmaları yürütmektedir. Ayrıca dış ülkelerdeki şeriatçı eğitim veren üniversitelerden mezun olan kişilerin, Türkiye’de öğretmen olarak görev almasına imkan yaratmaktadır. 

 Ayrıca, gündeme getirilen yeni YÖK tasarısıyla, rektör tayininde inisiyatifin Cumhurbaşkanı yerine, hükümete verilmesi ve YÖK Genel Kurulunun 24 kişiden 
15 kişiye indirilmesi öngörülmekte, halen YÖK Başkanlığı görevini yürüten Kemal Gürüz’ün biran önce görevden uzaklaştırılmasının amaçlandığı görülmektedir. 
(Sayfa:36-37) 

 CEVAP 26: Şeriatçı kesime üniversite açma imkânı verilmemeli ve buna imkân verecek kanunlar çıkarılmamalıdır. 
 YÖK’ün yeniden yapılandırılması ise kanun mevzuu olup, seçilen rektörlerin atama kararları onaylanmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı’na gelecektir. 

 (İDDİA 27 üzerinde “MİT” notu var.) 

 “İDDİA 27: Yurtdışındaki İslami üniversitelere gönderilen öğrencilerin, genellikle imam hatip mezunu olan ancak üniversite ikinci basamak sınavını 
kazanamamış, doğu ve güneydoğu Anadolulu gençler arasından bizzat Refah Partisince seçildiği, öğrencilere şeriat ve hukuk ağırlıklı ilahiyat, 
ekonomi ve Arapça dersleri verildiği, derslerden arta kalan zamanda o ülkedeki islami örgütler tarafından (örnek: Pakistan Cemaati İslam Örgütü) silahlı 
eğitime tabi tutularak cihad’a hazırlandığı, eğitimini tamamlayan öğrencilerin yurda dönmelerini müteakip milli görüş camiasının şemsiyesi altında görev 
yaptıkları iddia edilmektedir. . (Sayfa:37-38) 

 CEVAP 27: Yurt dışında kendi parası ile eğitime gitmenin önlenmesi mümkün değildir. 

 Ancak, buralarda öğrencilerin silahlı eğitime tabi tutulması konusunun MİT tarafından incelenmesi ve ona göre tedbir alınması gerekmektedir.” (“MİT’e yaz” notu var) 
 Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz tarafından 5 Şubat 1997 tarihinde MİT Müsteşarlığına gönderilen yazıda;159 

 “…bazı irticai kesimlerin yurt dışındaki İslami üniversitelere eğitim maksadıyla gönderdikleri öğrencilerin gönderildikleri ülkelerde şeriat ağırlıklı bölümlere 
devam ettirildiği ve silahlı eğitime tabi tutuldukları, ülkemizdeki rejimin değişmesini isteyen bazı Arap ülkelerinden ve buralarda faaliyetlerini sürdüren aşırı dinci kesim örgütlerinden destek sağladığı, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla gelir temin ettikleri, terör örgütünün oluşturduğu boşluktan, silah ve 
uyuşturucu kaynaklarından yararlanılarak Güneydoğu ve İran üzerinden önemli miktarda silah ve mühimmat sağladıkları, bu unsurların amaçlarına ulaşmada 
takip ettikleri üçüncü aşamanın Cihad olduğu iddia edilmektedir. Konunun ayrıntılarıyla incelenerek, sonucundan Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” 
 Ayrıca, “İmam Hatip Okulu öğrencilerinin, Harp Okullarına girebilmelerini temin etmek amacıyla; son senelerinde yatay geçişle klasik fen liselerine ya da 
klasik liselerin fen bölümlerine girmelerine olanak sağlayacak olan bir yönetmelik değişikliğine gidildiği iddia edilmektedir. Konunun incelenerek, çok acele olarak Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” istenmiştir. 

9 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,


***

28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 1


  28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 1


Bu bölümde, 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Arşivinden Komisyonumuza intikal eden belgeler 
çerçevesinde, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı tarafından Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’e verilen özel brifingler ile bu brifingler çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği bünyesinde Genel Sekreter Necdet SEÇKİNÖZ başkanlığındaki Çalışma Grubu’nca Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e sunulan raporlar irdelenecektir. 

1. 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantı öncesindeki çalışmalar: 

1.1. Ankara Üniversitesi S.B.F.’nden Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine Gönderilen Yazı 
 Komisyonumuza intikal eden belgeler arasında, 15 Kasım 1996 tarihinde A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı tarafından Cumhurbaşkanlığına gönderilen 
cevabi bir yazı bulunmaktadır.138 

 Bu yazı; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından, Genelkurmay Başkanlığının, Refah Partisi ve diğer “irticai unsurlar” tarafından, İmam Hatip kökenli gençlerin, Kaymakam ve Vali olmaları amacıyla, Siyasal Bilgiler Fakültesinde yönlendirildiği şeklindeki iddialarına ilişkin olarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden bilgi istendiğini göstermektedir. 

 Bu yazı şu şekildedir: 

 “Fakültemizin öğretim üyeleri, öğrencilerimizi geldikleri liselere göre bir ayırıma tabi tutmaya ve bu konuda değerlendirmeler yapmaya karşıdır. Nereden 
gelirlerse gelsinler öğrenciler hepimiz için eşittir. Ancak, İmam Hatip Lisesi mezunlarının Fakültemizdeki sayıları konusunda gerçeğe aykırı olarak yapılan 
spekülasyonlar, ister istemez bu konuda bir açıklama yapılmasını zorunlu hale getirmektedir. 
 Size, bu yazımın ekinde, Fakültemizdeki İmam Hatip Lisesi mezunlarının 1991, 1992, 1993, 1994, 1995 ve 1996 yılları esas alınarak hazırlanmış tablosunu 
sunuyorum. 
 Bu tablodan da açıkça anlaşılacağı gibi, 1994 yılında Fakültemizin kamu yönetimi dahil altı değişik bölümüne kayıt olan toplam 672 öğrencinin 56'sı; 1995 yılında Fakültemize kayıt olan toplam 647 öğrencinin 26'sı; 1996 yılında da toplam 644 öğrencinin sadece 20'si İmam Hatip Lisesi mezunudur. 

 İmam Hatip Liseleri her yıl 35.000 civarında mezun vermektedir. 1995 yılında bu mezunların 2393'ü değişik Üniversitelere, 1549'u da Açık Öğretim Fakültesi'ne kaydım yaptırmıştır. Kanunca, asıl önemli olan da bu mezunların nerelere dağılarak eğitim gördüklerinin tespitidir.” 

 Yazı ekinde yer alan “1991-1996 A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesine Giren Genel Öğrenci Sayısı ve İçlerindeki İmam Hatip (İ.H.) Liseli Öğrencilerin Sayılan ile Yüzdeleri” başlıklı tabloda, yıllar itibarıyla Fakültede okuyan İmam Hatip Lisesi kökenli öğrenci sayıları verilmiştir. Tabloya göre en fazla İmam Hatip Lisesi mezunu öğrencinin Kamu Yönetiminde olduğu bildirilmektedir. 

 1.2. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde Yürütülen Çalışmalar ve Sunulan Brifingler: 

 Cumhurbaşkanı DEMİREL’in eski yaveri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı (E) Kur.Alb.Oğuz Özbilgin tarafından kaleme alınan notta,139 sözkonusu Çalışma Grubu’nun çalışmalarıyla ilgili bilgiler yer almaktadır. 

 Bazı gazetecilerin Cumhurbaşkanlığı Çalışma Grubu adını verdiği, kimileri tarafından Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan Batı Çalışma Grubu’nun bir benzeri olarak görülen bu çalışma grubunun, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet SEÇKİNÖZ başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Fahri Öztürk, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı (E) Kur.Alb.Oğuz Özbilgin, Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Özhan Üzümcüoğlu ve Kanunlar Kararlar ve Hukuk İşleri Başkanı Kemalettin Alikaşifoğlu’ndan oluştuğu anlaşılmaktadır. 

 28 Şubat sürecinde, Cumhurbaşkanlığına intikal eden her türlü bilgi ve belgenin sözkonusu Çalışma Grubu tarafından incelenip, gerekli araştırma ve 
değerlendirmeler yapıldıktan sonra Cumhurbaşkanı DEMİREL’e arz edildiği görülmektedir. 

 Daha sonra, alınan talimata göre, yapılması gerekli görülen işlemlerin, devlet hiyerarşisine uygun olarak, kimi zaman Cumhurbaşkanı DEMİREL, kimi zaman 
da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet SEÇKİNÖZ’ün imzalarıyla, Başbakanlık dahil, ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlara gönderildiği tespit edilmiştir. 

 Bu süreçte Cumhurbaşkanlığına intikal eden belgelerin önemli bir kısmının, Genelkurmay ve MİT tarafından “irticai faaliyetler” konusunda hazırlanan Brifing vb. çalışmalar ile bu çalışmalarda yer alan iddia ve tespitler çerçevesinde, ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlarından istenen cevabi yazılar olduğu görülmektedir. 

 Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı görevinden önce, Kurmay Albay olarak Demirel’in yaverliğini yapan Oğuz Özbilgin’in bilgisayar ortamında yazıp, 
el yazısıyla üzerine notlar düştüğü, “İRTİCAİ FAALİYETLER VE CUMHUR BAŞKANLIĞINDA YAPILAN İŞLEMLER” başlıklı Not’ta, sözkonusu Brifingler çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yapılan çalışmalar özetlenmektedir. 

 Bu Not, üzerinde herhangi bir oynama yapılmaksızın aşağıda sunulmaktadır: 

 “-17 Ocak 1997 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı’na Genelkurmay Başkanlığında “İrticai Faaliyetler” konulu bir brifing verildi. (Brifinge sadece Sayın Cumhurbaşkanı katıldı.) 

 -Brifing metni Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Sayın Necdet SEÇKİNÖZ tarafından incelenerek, “ÇOK GİZLİ” gizlilik dereceli olarak 10 sayfalık kişisel bir 
görüş hazırlandı. 

 - 27 Ocak 1997 günü Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, irticai faaliyetler nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde başgösteren rahatsızlık Deniz Kuvvetleri 
Komutanı Oramiral Güven ERKAYA tarafından dile getirildi. 

 - 27 Ocak 1997 günü, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bana, Yüksek Askeri Şura kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen subay ve astsubayların 
refah Partisi tarafından bazı kurum ve kuruluşları ile belediyelerde işe alınmaları konusunun araştırılması görevi verildi. 

 - 28 Ocak 1997 günü saat 14.00’de Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin SANER ile konuyu görüştüm ve adı geçen personelin istihdam 
edildiği yerleri belirten listeyi aldım. 

 - 30 Ocak 1997 günü aynı konu ile ilgili bir liste de MİT Müsteşarı Sönmez KÖKSAL’dan alındı. 

 - 31 Ocak 1997’de, Genel Sekreter tarafından ben, Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Fahri ÖZTÜRK ve Kanunlar Kararlar Başkanı Kemalettin ALİKAŞİFOĞLU Genelkurmay tarafından verilen brifing metninin incelenmesi konusu ile görevlendirildik. 

 - Genkur. Brifing metninde 20 nci sayfadan sonra yeralan iddialar 54 madde olarak tesbit edildi. 

 - 3 Şubat 1997 günü sabah saatlerinde, Sayın Cumhurbaşkanı, Genel Sekreter, Devlet Denetleme Kurulu Başkanı, Kanunlar Kararlar Başkanı ve ben 
Sayın Cumhurbaşkanının çalışma ofisinde toplantı yaptık. 54 konudan 19’u için verdiğimiz cevaplar, bir zarf içinde, tarafımdan saat 17.00’de Genelkurmay 
Başkanı Orgeneral İ.Hakkı KARADAYI’ya makamında teslim edildi. Aynı gün Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan Necmettin ERBAKAN’a bir mektup yazıldı. 

 - 4 Şubat 1997’de aynı gurup yine Sayın Cumhurbaşkanının çalışma ofisinde biraraya gelerek, Sayın Cumhurbaşkanı imzası ile Başbakan’a gönderilecek diğer üç mektubu ve Genel Sekreter imzası ile İçişleri Bakanlığına (3), Milli Eğitim Bakanlığına (1) gönderilecek dört mektubu hazırladık. Aynı gün saat 16.00’da, bunlardan beş mektubu ihtiva eden zarf, tarafımdan Sayın Genelkurmay Başkanına makamında teslim edildi. 

 - 5 Şubat 1997’de, aynı gurup, yine aynı yerde, Sayın Cumhurbaşkanı ile konu üzerinde çalıştık. Daha sonra Genel Sekreter Yardımcılığı toplantı odasında 
Genel Sekreter imzası ile MİT Müsteşarlığına gönderilecek mektubu hazırladık. Aynı gün, içinde dört mektubun fotokopisi olan zarf, tarafımdan Genelkurmay 
Başkanına verildi. Aynı gün Genelkurmay İstihbarat Başkanını makamında ziyaret ederek konuyu görüştüm. 

 - 5 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı TGRT’de Sabahattin ÖNKİBAR’ın hazırladığı “ALTERNATİF” programına katıldı. İrtica ile ilgili önemli mesajlar verdi. 

 - 8 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı bütün TV’lerde yayınlanan “RAMAZAN BAYRAMI” mesajında irticai faaliyetlere dikkat çekti. 

 - 20 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı SHOW TV’de Kadir ÇELİK tarafından hazırlanan “OBJEKTİF” programının konuğu oldu. Aynı mesajları verdi. 

 - 21 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan Prof.Dr.Necmettin ERBAKAN’ı kabul ederek ikibuçuk saat görüştü. (45 gündür görüşmüyorlardı.) 

 - 21 Şubat 1997’de Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı da Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret ettiler. Aynı gün, 28 Şubat 1997’de yapılacak olan MGK toplantısında gündeme getirilecek taslak “İrticai Faaliyetler Raporu” ve Başbakanın MİT Müsteşarına söylediklerini ihtiva eden iki sayfalık bir rapor MİT 
Müsteşarı tarafından Sayın Cumhurbaşkanına takdim edildi. 

 - 21 Şubat 1997 tarihinden itibaren, her gün ücretsiz olarak Cumhur başkanlığına verilen 10 adet ZAMAN gazetesine el koydum. Bu gazetelere garaja ve Koruma Müdürlüğüne veriliyordu. Bu gazetelerin yerine HÜRRİYET, MİLLİYET, RADİKAL ve YENİ YÜZYIL gazeteleri adı geçen yerlere verilmeye başlandı. 

 - 22 Şubat 1997 tarihinde aynı gurup, bu yeni raporlar üzerinde çalışmaya başladık. 

 - 24 Şubat 1997’de Sayın Cumhurbaşkanı ile biraraya gelerek raporları değerlendirdik. MGK’de takdim edilecek olan raporun 28 nci sayfasından başlayan “ÖNLEMLER” maddesini zayıf bularak, maddeye getireceğimiz öneriler üzerinde çalıştık. 

 - 4 Şubat 1997 (12.20-13.20), 16 Şubat 1997 (15.30-16.50) ve 26 Şubat 1997 (18.00-19.00) günleri Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı 
Tansu ÇİLLER Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret etti. 

 - 25-26 Şubat 1997 günlerinde gurup çalışmamız devam etti. 

 - 25-26 Şubat 1997 günleri MİT Müsteşarı Sayın Cumhurbaşkanını ziyaret etti. 

 - 27 Şubat 1997 tarihinde saat 10.00’da Sayın Cumhurbaşkanının makamında yapılan toplantıda “ÖNLEMLER” maddesine son şekli verildi ve ben revize edilmiş olan metni saat 12.00’de MİT Müsteşarına elden teslim ettim. 

 - 27 Şubat 1997 tarihinde saat 17.00’de Başbakan Sayın Cumhurbaşkanını program dışı olarak ziyaret etti. 

 - Yine aynı gün, Sayın Cumhurbaşkanı MİT Müsteşarını saat 19.45-20.00 arasında MGK gündemi ile ilgili olarak kabul etti. 

 - 27 Şubat 1997’de, son birkaç ay içinde ilk defa olarak Bakanlar Kurulu toplandı ve Başbakan ERBAKAN ve Tansu ÇİLLER toplantı dışında iki kere görüştüler. 

 - 28 Şubat 1997 günü saat 15.00-24.00 arasında dokuz saat süren MGK toplantısı yapıldı. Toplantı sırasında Başbakan ERBAKAN MGK salonundan çıkarak ikindi namazını kıldı. (Elçi kabul Salonunda) 

 - Aynı gün Başbakan ERBAKAN, TRT ve bazı özel TV kanallarından “İCRAATIN İÇİNDEN” programı ile halka seslendi.” 

 Hazırlanan bu Not’tan, 17 Ocak 1997 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı tarafından Cumhurbaşkanı Demirel’e verilen sözkonusu brifingin, 28 Şubat tarihli MGK toplantısının habercisi olduğu; Genelkurmay Brifinginde yer alan 54 iddia hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği bünyesinde özel bir çalışma 
gurubu teşkil edildiği, bu süreçte Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Saner ve MİT Müsteşarı Sönmez Köksal ile çeşitli görüşmeler 
yapıldığı, bu çalışmalar çerçevesinde Cumhurbaşkanı Demirel’in imzasıyla Başbakan Erbakan’a 3 Şubat’ta bir, 4 Şubat’ta üç olmak üzere, toplam dört mektup yazıldığı, ayrıca Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin imzasıyla İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığına çeşitli mektuplar yazıldığı, gönderilen bu 
mektupları ihtiva eden zarfın bizzat Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Özbilgin tarafından Genelkurmay Başkanına teslim edildiği, MİT 
Müsteşarlığından alınan bilgilerle birleştirilerek hazırlanan nihai “İrticai Faaliyetler Raporu”nun da, 28 Şubat MGK toplantısında MİT Müsteşarı tarafından takdim edildiği, raporun ÖNLEMLER başlıklı bölümünde hükümet tarafından irticai faaliyetlere karşı alınması istenen tedbirlerin yer aldığı anlaşılmaktadır. 

 Not’ta yer alan bilgilerden, 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısı öncesinde, 17 Ocak 1997 tarihinde Genelkurmay tarafından Cumhurbaşkanı Demirel’e verilen 
brifing çerçevesinde yürütülen sözkonusu çalışmalar hakkında Başbakan Erbakan’ın veya diğer Hükümet üyelerinin haberdar edilmediği anlaşılmaktadır. 

 Öte yandan, 27 Ocak’ta, Oğuz Özbilgin’den “Yüksek Askeri Şura kararlarıyla TSK’dan ilişiği kesilen personelin Refah Partisi tarafından bazı kurum ve kuruluşlar ile belediyelerde istihdam edilmesi” hususunda bir çalışma yapılmasının istendiği görülmektedir. 

 1.3. MİT tarafından Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’e Sunulan Brifing: 

 Komisyonumuza intikal eden belgeler arasında, Eylül 1996 ayında MİT tarafından hazırlandığı anlaşılan “irticai faaliyetler” konulu, ekiyle beraber toplam 60 sahifelik bir Brifing140 yer almaktadır. 

 Herhangi bir resmi evrak numarası verilmediği için gayri resmi bir çalışma olarak değerlendirilebilecek bu Brifing’de yer alan hususlar ana hatlarıyla aşağıda özetlenmektedir: 

 “-İran’ın da etkisiyle, Türkiye’de şeriat düzeninin ancak İslami bir devrim yoluyla gerçekleştirilebileceğini savunan irticai grupların eylemsel aktivitelerinin 
toplumu rahatsız eder boyuta ulaştığı; son beş yıl içinde, faili meçhul cinayetler, laiklik aleyhtarı davranış ve gösterilerin tırmandığı, 

 - Refah Partisi’nin, yasadışı “tarikat öğretisi”ni demokratik yollarla iktidara taşımaya çalıştığı, tek başına iktidara gelmek isteyen partinin nihai amacının, 
diğer irticai gruplar gibi, Şeriat Devleti kurmak olduğu, 

 - Milli Görüşçülerin Milli Gençlik Vakfı, Kadın Kolları, meslek teşekkülleri ve dernekler vasıtasıyla etkili faaliyet yürüttükleri, bu maksatla, Belediye 
imkanlarından yararlanılarak, Kur’an Kursları, pansiyonlar ve vakıflara kolaylıklar sağlandığı, 

 - Başta TSK, Emniyet ve Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, kamu kurumlarında ve bazı sendikalarda (HAK-İŞ Konfederasyonu bünyesindeki 9 sendika gibi), 
derneklerde ve vakıflarda kadrolaşmaya ağırlık verdikleri, 

 - Özellikle Silahlı Kuvvetlere ve Emniyet teşkilatına “sızmaya” çalıştıkları, Milli Eğitim Bakanlığı ve öğretmenlerin öncelikli hedef olarak görüldüğü, 

 - Nakşibendi ve Süleymancı tarikatlarının Milli Görüşçüleri desteklediği, ancak Nurcuların destek vermedikleri, F.GÜLEN başta olmak üzere, Nurcu kesimde 
bazı tereddütlerin devam ettiği, 

 - İBDA-C, Hizbullah, Süleymancı Kaplancılar, Acz-i Mendiler, Nurcu F.GÜLEN grupları yasa dışı faaliyetlerini artırdıkları, 

 - Yayıncılık sektöründe dini içerikli kitap ve gazete sayısının her geçen gün arttığı, gazete ve dergilerin kapılara kadar dağıtılması yöntemiyle olağanüstü 
tirajlara ulaşıldığı, 

 - Milli Görüşçü unsurların, 1994 yılından itibaren diğer irticai unsurları kendi siyasi çatısı altında toplamak ve daha sonra Kürt ve Alevi gibi unsurlara 
yakınlaşmak suretiyle kitleselleşmeye çalıştığı, 

 - HADEP’in seçimlere katılmaması halinde, bu partinin seçmenleri Refah Partisi’ni tercih edebileceği, 

 - Radikal İslamcılardan İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C), Yeryüzü Grubu ve Selam Grubu’nun basın-yayın faaliyetleri icra ettikleri, 

 - İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUM-DER), AKABE Kültür Eğitim Vakfı (AKEV), İlmi Araştırmalar Vakfı (İLKAV) ve Filistinle Dayanışma 
ve Dostluk Derneği (FDD)’nin sosyal organizasyon olarak faaliyet yürüttükleri, 

 - Hizbullah (İlim ve Menzil Cemaatleri), İslami Hareket Örgütü (İHÖ) ve Caferi unsurların bağımsız ve yöresel hareket ettikleri, İBDA-C, Hizbullah ve 
İslami Hareket’in teröre yatkın radikal İslamcı gruplar olduğu, 

 - İran tarafından desteklenen İBDA-C’nin sabotaj, Hizbullah’ın PKK’ya karşı “İslami bir Kürt Devleti” kurma fikrini benimsediği, 1991 yılından Eylül 1996’ya 
kadar ağırlıklı olarak Diyarbakır, Mardin, Batman, Bingöl ve Şanlıurfa’da toplam 1365 silahlı eylem icra ettiği, İslami hareket örgütünün de İran tarafından 
desteklendiği ve örgüt lideri İrfan ÇAĞIRICI’nın Çetin Emeç eylemini gerçekleştirdiklerini ifade ettiği, 

 - Tarikatlardan Nurcular içinde yer alan F.GÜLEN grubuna ait yurt içinde 78 vakıf, 14 dernek, 100 özel okul, 186 şirket, 460 dersane, 470 öğrenci yurdunun 
bulunduğu, bu grubun demokratik yollarla devlet kademelerinde kadrolaşmaya çalıştığı, Atatürk ilke ve inkılaplarını ortadan kaldırarak, 
şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmayı hedefledikleri, 

 - F.GÜLEN Grubunun, yurt içinde ve özellikle Orta Asya’ya yönelik eğitim ve basın faaliyetlerini yoğunlaştırdıkları, yayın organı Zaman Gazetesinin Orta 
Asya ülkelerinde yayımlanmaya başladığı, 

 - Nurcuların ve Süleymancıların yurt içinde ve yurt dışında öğrencilere yönelik olarak çok sayıda kurs ve pansiyon işlettikleri, Milli Görüşçülerin ve özellikle 
Nurcuların yurt içi ve yurt dışında özel okullara sahip oldukları, 

 - Acz-i Mendi grubunun Atatürk aleyhtarı gösteriler düzenlediği, 

 - Almanya’da IGMG dışında radikal islamcı Anadolu Federe İslam Devleti (AFİD)’nin C.KAPLAN tarafından kurulduğu, bu kişinin ölümü üzerine oğlu 
Metin KAPLAN liderliğinde toparlandığı, “İslam Kültür Merkezleri Birliği (İKMB)”nin ise Süleymancılık faaliyetleri paralelindeki faaliyet gösterdiği, 

 - IGMG Başkanlığına N.ERBAKAN’ın yeğeni Mehmet Sabri ERBAKAN’ın getirildiği, sonuç olarak fundamentalist ülkelerin Türkiye’de İrticai potansiyelini 
kullanma çabalarının tabanda kabul görmediği ancak irticai tehdidin yoksul ve gayrimemnun kesimlerde taraftar bulma imkanı kazandığı, ayrıca çeşitli 
provokasyonlara açık bir özellik taşıdıkları, 

 -Yabancı İslamcı grupların irticai potansiyeli daha aktif bir çizgiye çekme tehdidinin mevcut olduğu, bu beklentilerin ülkemizin yeraldığı uluslararası toplumun dikkatinin Türkiye üzerinde toplanmasına ve batılı platformlarda aleyhimize istismarına mesnet teşkil edeceği” 

 - Almanya’da “ Milli Görüş İslam Toplumu (IGMG) ” kanalıyla İslamın Avrupa’da resmi din statüsü kazandırılmasına çalışıldığı, 

 - Milli Görüşçü Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından uluslararası nitelikte konferanslar gerçekleştirildiği, 

 - Ayrıca, anti Amerikancı ve antisiyonist tavırlarıyla bilinen Milli Görüşün güçlenmesinin ABD menfaatlerine zarar verebileceği imajını silmek amacıyla bu 
ülkedeki 4 milyonluk zenci ve Arap Müslüman kitlenin sempatisini çekmeye ve bu lobiden yararlanmaya çalışıldığı, 

 - Milli Görüşçülerin, Suudi Arabistan/Rabıta, Libya Uluslararası İslama Çağrı Cemiyeti, İran İrşad Bakanlığı, HAMAS ve Müslüman kardeşler gibi örgüt ve 
unsurlarla temas halinde olduğu, 

 - Milli Görüş’ün “İslam Birleşmiş Milletleri”, “İslam Ortak Parası”, “İslam Ekonomik Topluluğu” gibi hedeflere yöneldiği, RP’nin Türkiye’nin İslam aleminde lider ülke konumuna geleceği yönündeki propagandalarının etkili olduğu, bu durumun İslam aleminin liderliği için gizli bir rekabet halinde olan Arap ülkelerinde tedirginlik yarattığı, 

 - İsrail Başbakanı NETENYAHU’nun da, Refah Partisi’nin İslam ülkeleri içinde lider ülke olma hedefinden rahatsızlık duyduğu, 

 -Batıya alternatif “İslam Birliği” oluşturma propagandalarının zemin kazandığı, RP’nin İslamcı kimliği ile iktidar ortağı olmasının, İran deneyiminin aksine, 
demokratik yöntemlerle de iktidarın elde edilebileceğini gösterdiği, 

 - Bu durumun çeşitli gruplara rahat bir faaliyet ortamı ve kadrolaşma imkanı sağladığı, Refah Partisi’nin topyekün iktidara gelme yönündeki çabalarını 
hızlandırdığı, belirtilmektedir. 

 Ayrıca, Brifingin 26 sahifelik ekinde yer alan çizelgelerde öne çıkan hususlar şunlardır: 

 “- İSLAMCI UNSURLARIN GÜCÜ çizelgesi altında; bu unsurlara ait yurt ve yurt dışındaki “yayın (181), dernek (884), vakıf (197), şirket (509), kurs-pansiyon 
(1770), dershane (486), sendika (9) ve özel okul (242” sayıları, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT KURS VE PANSİYONLAR çizelgesi altında; yurt içi ve yurt dışındaki Radikal İslamcı Unsurlar, Milli Görüş, Nurculuk (470), 
Süleymancılık (1300) ve Diğer Tarikatlar”a ait toplam 1770 kurs ve pansiyon sayıları, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT DERSANELER çizelgesi altında; Nurcuların 460’ı yurt içinde, 25’i yurt dışında olmak üzere, toplam 485 dershanesi olduğu, 
ayrıca diğer tarikatların 1 dershanesi olduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT ÖZEL OKULLAR çizelgesi altında; Milli Görüşçülerin 1’i yurt içinde, 2’si yurt dışında; Nurcuların ise 100’ü yurt içinde, 139’u yurt 
dışında olmak üzere, toplam 241 özel okulunun bulunduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT RADYO VE TELEVİZYONLAR çizelgesi altında; Radikal İslamcı Unsurlar (31), Milli Görüş (46), Nurculuk (15), Diğer Tarikatlar (14) olmak üzere, toplam 106 radyo ve televizyon olduğu, , 

 - HAK-İŞ KONFEDERASYONU çizelgesi altında; bu Konfederasyona bağlı, HİZMET-İŞ, ÖZSAĞLIK-İŞ, ÖZİPLİK-İŞ, ÖZAĞAÇ-İŞ, HAKTARIM-İŞ, ÖZGIDA-İŞ, BELEDİYE-İŞ ve ÖZÇELİK-İŞ sendikalarının olduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT DERNEKLER çizelgesi altında; yurt içinde ve yurt dışında, “Radikal İslamcı Unsurlar (126), Milli Görüş (324), Nurculuk (15), 
Süleymancılık (2100) ve Diğer Tarikatlar (16)” olmak üzere, toplam 884 dernek olduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT VAKIFLAR çizelgesi altında; yurt içinde ve yurt dışındaki vakıfların; Radikal İslamcı Unsurlar (53), Milli Görüş (27), Nurculuk (80), Süleymancılık (14) ve Diğer Tarikatlar (23) olmak üzere, toplam 197 vakıf bulunduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLARIN YAYIN FAALİYETLERİ çizelgesi altında; yurt içinde ve yurt dışında 21 gazete ve 160 derginin tespit edildiği, 

 - İSLAMCI UNSURLARA AİT ŞİRKETLER çizelgesi altında; yurt içinde ve yurt dışında Radikal İslamcı Unsurlar (148), Milli Görüş (54), Nurculuk (262), 
Süleymancılık (28) ve Diğer Tarikatlar (17) olmak üzere, toplam 509 şirket bulunduğu, 

 - İSLAMCI UNSURLAR çizelgesi altında, bu unsurların; 
MİLLİ GÖRÜŞ, RADİKAL İSLAMCI UNSURLAR (HİZBULLAH, TEVHİD, YERYÜZÜ, MAZLUM-DER, M.GENÇLİK, İBDA-C, İSLAMİ HAREKET ile 30 KADAR GRUP) ve 
TARİKATLAR (NURCULUK, SÜLEYMANCILIK, NAKŞİBENDİLİK, KADİRİLİK ile DİĞERLERİ) olmak üzere, üçe ayrıldığı, 

 - MİLLİ GÖRÜŞ çizelgesi altında, 

 - SİYASİ ORGANİZASYON alt başlığı altında REFAH PARTİSİ, 

 - VASAT ORGANİZASYONU alt başlığı altında; Milli Gençlik Vakfı (74 İlde Şube Var), Diğer Vakıflar (27), Dernek (29), Mesleki Örgütlenme HAK-İŞ 
KONFEDERASYONUNA BAĞLI 8 SENDİKA; 

 - YAYIN ORGANİZASYONU alt başlığı altında 34 Yayın, 

 - TİCARİ ORGANİZASYON alt başlığı altında 54 Şirket, 

 - YURT DIŞI ORGANİZASYON alt başlığı altında İSLAM TOPLUMU MİLLİ GÖRÜŞ TEŞKİLATI (IGMG) ve ona bağlı 32 Bölge Başkanlığı ile AVRUPA CAMİ 
YAPTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞİ (EMUG) ve ona bağlı 295 Cami Derneği olduğu, 

 - RADİKAL İSLAMCI UNSURLAR çizelgesi altında; 

 - YAYIN ORGANI ÇEVRESİNDE TOPLANAN GRUPLAR alt başlığı altında; Yeni Tahkim Dergisi, Akıncı Yolu Dergisi (İBDA-C Grubu), Zamana Selam Gazetesi 
(Tevhid Grubu), Yeryüzü Dergisi (Yeryüzü Grubu), 

 - VAKIF VE DERNEK ÇEVRESİNDE TOPLANAN GRUPLAR alt başlığı altında; İnsan hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUM-DER), Vahdet Eğitim 
yardımlaşma ve Dostluk Vakfı (VAHDET Vakfı), AKABE Kültür Eğitim Vakfı (AKEV), İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV) ile Filistinle Dostluk ve Dayanışma 
Derneği, 

 - BAĞIMSIZ VE YÖRESEL GRUPLAR alt başlığı altında, Hizbullahi Faaliyet (İlim-Menzil Cemaati), İslami Hareket (İHÖ), Ceferilik ve Caferi unsurlar, 
Mahalli Yayınlar, Şahıslar ve Kitapevleri Etrafında Toplanan Gruplar ile Müslüman Gençlik. 

 - İBDA-C GRUBUNA AİT İLLEGAL CEPHELER çizelgesi altında alt örgütler ve faaliyet yerleri. 

 - F.GÜLEN’İN YURTDIŞI FAALİYETLERİ çizelgesi altında; Dünya Haritası üzerinde, ülkelere göre işaretlenmiş Okul, Gazete ve Üniversite sayıları, 

 - NURCU GRUPLARIN DAĞILIMI çizelgesi altında; NURCULUK (1963); 

 - YAZICI GRUP alt başlığı altında YAZICI GRUP, 

 - OKUYUCU GRUP (1969) alt başlığı altında, 

 - F.GÜLEN GRUBU, 

 - OKUYUCU GRUP alt başlığı altında, SIDDIK DURSUN GRUBU (1989) alt başlığı altında, SIDDIK DURSUN ve İZZETTİN YILDIRIM GRUBU 

 - MEHMET KURTOĞLU (1979) alt başlığı altında, MEHMET KURTOĞLU GRUBU, 

 - OKUYUCU GRUP (1981) alt başlığı altında, MEHMET KIRKINCI GRUBU (ŞURA) ve GAZETECİ GRUP (YENİ NESİL GRUBU ve YENİ ASYA GRUBU) 

 - ACZ-İ MENDİ GRUBU (1991) alt başlığı altında ACZ-İ MENDİ GRUBU. 

 - SÜLEYMANCILAR çizelgesi altında; 

 - KEMAL KAÇAR GRUBU Örgütlenmesi alt başlığı altında; 

 - YURT İÇİ (Bir veya birkaç ilden oluşan bölgeler) 

 - YURT DIŞI alt başlığı altında; 

 - İSLAM KÜLTÜR MERKEZLERİ BİRLİĞİ (26 ADET), KÖLN, (NURETTİN AKMAN), 

 - F.ALMANYA (NİHAT TARHAN), 

 - HOLLANDA (MAHMUT ALTAN), 

 - İSVİÇRE (REMZİ ÇELEBİ), 

 - İSVEÇ (HAMZA BAL), 

 - BELÇİKA BATTAL GÜÇLÜ 

 - AVUSTURYA (SELAHATTİN ÇELEBİ) 

 - FRANSA (YUNUS SADIKOĞLU) 

 - HÜSEYİN KAPLAN GRUBU alt başlığı altında (Etkinliklerinin İSTANBUL ve RİZE’de sınırlı düzeydedir) 

 - DİĞER TARİKAT VE GRUPLAR çizelgesi altında; 

 - NAKŞİBENDİ TARİKATI alt başlığı altında; 

 - ESAT COŞAN GRUBU /İSTANBUL, 

 - MUSA TOPBAŞ GRUBU/ İSTANBUL 

 - M.USTAOSMANOĞLU /İSTANBUL 

 - REŞİT EROL GRUBU /ADIYAMAN 

 - KADİRİ TARİKATI alt başlığı altında; 

 - HAYDAR BAŞ /TRABZON 

 - IŞIKÇILIK alt başlığı altında; 

 - M.HİLMİ IŞIK, ENVER ÖREN /İSTANBUL 

 - VAHABİ TARİKATI alt başlığı altında; SAİT ÇEKMEGİL/MALATYA. 

 - İSLAM TOPLUMU MİLLİ GÖRÜŞ çizelgesi altında; 

 - MERKEZ KÖLN GENEL BAŞKAN, GENEL SEKRETER ve onun altında BÖLGE BAŞKANLIKLARI 

 - İSLAM TOPLUMU MİLLİ GÖRÜŞ (IGMG) (İLTİSAKLARI) çizelgesi altında; 

 - AVRUPA GAZETECİLER BİRLİĞİ, 

 - ÜNİVERSİTELİLER BİRLİĞİ, 

 - AVRUPA DIŞI BAĞLANTILARI, 

 - İHH 

 - AVRUPA İSLAM KÜLTÜR MERKEZİ (KONSEYİ) 

 - TİCARİ İLİŞKİLER VE HAC ORGANİZASYONU 

 - AVRUPA İSLAM BİRLİĞİ (İUE). 

 - ANADOLU FEDERE İSLAM DEVLETİ (AFİD) çizelgesi altında; 

 - GENEL EMİRLER VE HALİFE METİN KAPLAN ve GENEL MERKEZ TEŞKİLATI KÖLN (ULU CAMİİ), BÖLGE BİRLİKLERİ alt başlığı altında; 

 - ALMANYA, HOLLANDA, FRANSA, AVUSTURYA, İSVİÇRE, BELÇİKA, İNGİLTERE, AVUSTRALYA EMİRLİK ve TEMSİLCİLİKLERİ 

 - İSLAM KÜLTÜR MERKEZLERİ BİRLİĞİ KÖLN (26 ADET) NURETTİN AKMAN çizelgesi altında; 

 - ALMANYA (NİHAT TARHAN) 

 - HOLLANDA (MAHMUT ALTIN) 

 - İSVİÇRE (REMZİ ÇELEBİ) 

 - AVUSTURYA (SELAHATTİN ÇELEBİ) 

 - FRANSA (YUNUS SADIKOĞLU) 

 - ABD (BURHAN SATAR) 

 - ROMANYA (BİLAL BALLIOĞLU) 

 - DANİMARKA 

 - NORVEÇ 

 - İNGİLTERE 

 - KAZAKİSTAN 

 - GÜRCİSTAN.” 

hususları yer almaktadır. 



 Özetle, bu Brifingde, İSALMCI UNSUR olarak gösterilen Refah Partisi’nin ve ona yakın çizgideki “Milli Görüşçü” vakıf, dernek vb. örgütlenmelerin, diğer İslamcı 
gruplarla beraber, yasa dışı faaliyetler yürüttükleri öne sürülerek, bu faaliyetlerin, Türkiye’nin istikrar ve güvenliğini tehdit eder boyuta geldiği öne sürülmektedir. 

 Brifingde, ayrıca, Refah Partisi’nin; İran, Suudi Arabistan, Libya ve Filistin ile iyi ilişkiler tesis etmek yoluyla “Türkiye’yi, İslam ülkeleri içinde lider ülke” 
konumuna getirmek istediği; bu durumun Türkiye’nin dış politika hedeflerine uygun olmadığına işaret edilerek, İsrail’i de rahatsız eden bu tutumun Türkiye’nin yurt dışındaki itibarının sarsılmasına yol açtığı ileri sürülmektedir. 

 Başbakanın haberi ve onayı alınmaksızın, Devletin başına arz edildiği görülen bu istihbarat çalışmasında; iktidardaki Refah Partisi’nin ve partiye yakın toplum 
kesimlerinin, “Milli Görüşçüler” şeklinde tanımlanarak, “ Radikal İslamcılar ” ve “ Tarikatlar ” olarak ifade edilen diğer “irticai unsurlarla” beraber, uzun yıllar 
boyunca, yakından takip edilmekte olduğunu göstermektedir. 

 Brifing metninde, Refah Partisi tabanını oluşturan Milli Gençlik Vakfı ve diğer yurt içi ve yurt dışı unsurlarının yasa dışı örgütlenme modeli şeklinde, ayrıntılı 
bir şekilde incelenmiş olması; bu Brifingin, Başbakan’dan habersiz olarak, Cumhurbaşkanı DEMİREL için özel olarak hazırlanmış olduğunu göstermektedir. 

 Bu Brifingde yer alan hususların, müteakip aylarda gerçekleştirilen MGK toplantılarında da gündeme gelmiş; ancak Refah Partisinin adının açıkça zikredilmeyip, bunun yerine “ Milli Görüşçüler ” tanımı altında dolaylı yoldan “irticai unsurlar” kapsamına sokulduğu görülmektedir. 

 Öte yandan, Brifingde Refah Partisi’nin yürüttüğü dış politikaya ilişkin olarak dile getirilen eleştiriler, Müsteşarlığın, sadece iç politika konularını değil, 
Türkiye-İsrail ilişkileri gibi, dış politika konularını da yakından takip ettiğini ortaya koymaktadır. Bu düşüncede, 28 Şubat döneminde Refah Partisi’nin dış 
politika uygulamalarından kaynaklanan rahatsızlıkların etkili olduğu değerlendirilmektedir. 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,


***