14 Temmuz 2017 Cuma

28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 8

28 ŞUBAT 1997 TARİHLİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISI, BÖLÜM 8


 Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz tarafından 4 Şubat 1997 tarihinde İçişleri Bakanlığına gönderilen “Konya’da düzenlenen 
miting hk.” konulu yazıda;155 

 “Konya Belediyesi ile Milli Görüş Vakfı tarafından 9 Kasım 1996 günü Konya’da düzenlenen mitingde, “Anayasanın 174 üncü maddesindeki Kanunlara aykırı 
davranışlar sergilendiği basında yer almıştır” denilerek, bu konuda Valilikçe ne gibi bir işlem yapıldığı ve ayrıca Belediye Başkanı hakkında idari veya adli takibat yapılıp yapılmadığı hususunda Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” istenmiştir. 

 İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin cevabi yazısında,156 “Konya Valiliğinden alınan 26.2.1997 tarih ve 546 sayılı yazıda; “Söz konusu toplantı ve yürüyüşe 
Valilikçe izin verildiği, toplantının kanuni çizgi içerisinde yapıldığı, ayrıca Hükümet Komiserince tutulan tutanakta da herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı, Düzenleme Komitesinde Konya Büyükşehir belediyesinde görevli herhangi bir kişinin bulunmadığı ve toplantının yapılmasında belediyenin herhangi bir girişiminin olmadığı, toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr. Halil ÜRÜN’ün misafir olarak katıldığı ve bir konuşma yaptığı ancak toplantı ve yürüyüşte atılan slogan, taşınan pankart ve dövizlerde herhangi bir suç unsurunun bulunmadığı, toplantıda yapılan konuşmaların bant kayıtlarının çözümünün Valilikçe Konya Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmesi üzerine Savcılıkça yapılan inceleme sonucunda açık hava toplantısı ve yürüyüşünde kanuna aykırı herhangi bir durumun olmadığı ve bant çözümünde de suç unsuru bulunmadığı için olay hakkında 2.12.1996 tarihinde takipsizlik kararı verildiği” belirtilmiştir. 

 Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz tarafından, 4 Şubat 1997 tarihinde İçişleri Bakanlığına gönderilen bir başka yazıda;157 

 “…bazı belediyelerin yanlı hareket ettikleri, kadrolarını kökten dinci kişilerle doldurdukları ve 2860 sayılı “Yardım Toplama Kanunu”na aykırı olarak fitre, zekat ve kurban derisi topladıkları iddia edilmektedir. Konunun incelenerek, yasal gereğinin yapılmasını ve sonucundan Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” istenmiştir. 

 (İDDİA 10 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 10: 25 inci sayfada “Camilerde kadrosuz olarak görev yapmakta olan cami görevlilerinin, memur statüsüne geçirilmesi yönünde gayret sarfeden 
Refah Partisi; bu suçlardan dolayı Memurin-Muhakematı Kanununa göre yargılanmasını, dolayısı ile haklarında ilgili suçlardan dolayı Cumhuriyet Savcıları ve adli makamlarca soruşturma açılmasını önlemek istemektedir.” 

 Bu hususta yapılan araştırma aşağıdaki neticeyi vermiştir. 

 İddia kısmen doğrulanmıştır. Ancak, imam olabilmek için asgari İmam Hatip lisesi mezunu olmak şarttır. Bununla beraber İHL mezunu olmayıp da hafız 
olanların müezzin olma imkanı bulunmaktadır. Ancak bu şahısların memur yapılarak yargı denetiminden kaçırılması mümkün değildir. Diyanet İşleri 
Başkanlığının onaltı bin kadro talebi vardır. Bu talebe ilişkin kanun Meclise gönderilmemiştir. 

 (İDDİA 11 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 11: Refah Partisi, İnkılap Kanunlarını, özellikle Tevhidi Tedrisat Kanunu, Kıyafet Kanunu, Medeni Kanun ve toplum yaşamını düzenleyen diğer kanunları delmek amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nca fetva verilmesini istemektedir. 

 CEVAP 11: Diyanet İşleri Başkanlığı’nca fetva niteliğinde her hangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu hükümetin göreve başlamasından beri Meclisce kabul 
edilen ve Resmi Gazetede yayımlanan kanunlar arasında hiçbir delil yoktur. Kanunlar Anayasasının 89. Maddesine göre Cumb. Onay tabidir. Bu hususta 
azami titizlik gösterileceği tabiidir. (Bilgisayarla yazılan cevabın üstü karalandıktan sonra, el yazısıyla yazılan not) 

 (İDDİA 12 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 12: 26-27 nci sayfalarda “Refah Partisi iktidara geldiğinden bugüne kadar öncelikli olarak, Adalet, Çalışma, Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlıkları 
başta olmak üzere, toplam 85 üst bürokrat ataması veya değişikliği yaparak bu makamlardan 51’ine kendi adamlarını veya kendi düşüncesine ılımlı bakan 
kişileri getirmiş bulunmaktadır.” 

 Bu hususta yapılan araştırma, aşağıdaki neticeyi vermiştir. 

 Bakanlar Kurulu ve müşterek kararnameyle yapılan tüm bu atamalar, Sayın Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulmaktadır. Cumhurbaşkanlığında bu konuda 
dikkatli bir çalışma ve araştırma yapılmaktadır. Bu Hükümet zamanında Adalet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve İçişleri Bakanlıkları Müsteşarları değiştirilmiş 
olup, her üçü hakkında da olumsuz bir bilgi bulunmamaktadır. Keza bu sürede anlan bakanlıklara, altı müsteşar yardımcısı ve yedi genel müdür olmak üzere 
toplam 16 üst düzey bürokratın ataması yapılmıştır. 

 (İDDİA 13 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 13: Doç.Bnb.rütbesiyle Silahlı Kuvvetlerde iken yabancı kadın ile evlenmek suretiyle ordudan ayrılan ancak, milli görüş ideolojisini benimseyen Prof. Dr. Aziz Akgül Başbakanlık Başdanışmanlığı’na getirilmiştir. (Sayfa:27) 

 CEVAP 13: Doç.Bnb. Aziz Akgül, Temmuz 1996 tarihinde GATA’dan ayrılarak Kırıkkale Üniversitesi’ne geçmiş, bu üniversitede profesör olmuştur. GATA’da 
yapılan anketlerde en kötü öğretim üyesi seçilmiştir. Prof.Dr.Aziz AKGÜL, Başbakan imzası ile tekemmül eden Başbakan Başdanışmanlığına atanmıştır. 

 (İDDİA 14 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 14: RP yeri geldiğinde Milli İstihbarat Teşkilatını yalancılıkla ve kendilerini kandırmakla suçlayıp, toplum nazarında küçük düşürerek bu Kuruma da 
sızma niyetlerine zemin hazırlamaktadır. (Sayfa:27-28) 

 CEVAP 14: Bu çok önemli kuruluş hakkında tereddütler uyandıran ve kuruluşun itibarını sarsan bu tür beyanlardan kaçınılması gerektiğini belirten yazı örneği 
ektedir.  İddianı ikinci kısmı için; adı geçen kuruluş gerekli tedbirleri kendi içinde almaktadır. 

(İDDİA 15 üzerinde “GNK” notu var.) 
 İDDİA 15- REFAH Partisi son günlerde TRT Genel Müdürlüğü ve TRT’yi ele geçirmek için yoğun çaba göstermektedir. RTÜK tarafından seçilen 3 adaydan biri olan Tuncay BÜYÜKERTAN’ın adaylıktan çekilmesi üzerine yerine şeriatçı görüşe yakın bir kişinin üçüncü aday olarak seçilmesi için DYP ile anlaşma gayretleri sürdürülmektedir. (Sayfa:28) 

 CEVAP 15: TRT Genel Müdürü Cumhurbaşkanı tarafından atanacaktır. Bu konu henüz Cumhurbaşkanlığına intikal etmemiştir. Tuncay BÜYÜKERTAN yerine 
birinin seçmeleri RTÜK’e baskı yapılmakta ise de, RTÜK üçüncü bir kişinin aday olarak gösterilmesini düşünmemektedir. 

 (İDDİA 16 üzerinde “Yazı yazılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 16: Refah Partisi yönetimi kendi partilerinde olan bakanlıklarda aktif olarak, diğer bakanlıklarda da pasif yöntemlerle ve örtülü bir şekilde 
kadrolaşmaktadır. (Sayfa:28-29) 

 CEVAP 16: Doğrudur. Ancak, kararname gerektiren atamalar, Cumhurbaşkanlığınca titizlikle incelenmektedir. 

 (İDDİA 17 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 17: Refah Partisi, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde kadrolaşmasını kolaylaştırmak maksadıyla; bu Bakanlığın giriş sınavlarına Arapça lisanının dahil 
edilmesi ve Müslüman ülkelere Arapça bilen diplomatların atanması yönünde çaba sarf etmektedir. (Sayfa:29) 

 CEVAP 17: Dışişleri Bakanlığının lisan imtihanları arasına Arapça konulmasına teşebbüs edileceğine dair duyumlar alındığı, henüz böyle bir uygulama 
olmadığı, eski sınav sisteminin devam ettiği, Arapça bilen bazı meslek memurlarının kendi istekleri ile Arapça konuşulan ülkelere gitmeyi 
istedikleri öğrenilmiştir. Ancak, Arapça konuşulan ülkelerde görevlendirilmek üzere, alınacak idari memurlarda Arapça bilenler tercih edilmektedir. 

 (İDDİA 18 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 18: Vali ve kaymakam olarak İmam Hatip kökenli ve eşleri tesettürlü kişiler atanmaktadır. 50’ye yakın valinin değiştirilmesi ve yerlerine irtica yanlısı 
olanların atandırılması için hazırlık yapılmaktadır. (Sayfa:29-30) 

 CEVAP 18: Bu Hükümet döneminde vali tayini ile ilgili bir kararname Cumhurbaşkanına sunulmamıştır. 78 vali ve 3 vali vekilinden imam hatip kökenli olan sayısı üç ile beşi geçmemektedir. Eşi tesettürlü olanı ise yoktur. Ancak türbanlı birkaç Vali eşi mevcuttur. Vali atamalarında Cumhurbaşkanlığınca gerekli titizlik gösterilmektedir. 

 (İDDİA 19 üzerinde “BAŞ” notu var.) 

 İDDİA 19: Refah Partisi emniyet teşkilatına sızma, teşkilatta kadrolaşma ve bu müesseseyi ele geçirme yönündeki gayretlerine yoğunluk kazanmıştır. 
(Sayfa:30-31) 

 CEVAP 19: Konunun incelenmesi, gereğinin yapılması ve sonucundan bilgi verilmesi için sureti ekli yazı İçişleri Bakanlığı’na gönderilmiştir. 

 (İDDİA 20 üzerinde “BAŞ” notu var.) 

 İDDİA 20: SSK Genel Müdürlüğü’nce yapılan sınavda yedekleri ile birlikte 5 bin kişiye sınav kazandırılmıştır. …sonuçta Refah Partili 5000 kişinin daha 
işe girmesi sağlanmış olacaktır. (Sayfa:31-32) 

 CEVAP 20: Konu, TBMM’de gündeme getirilmiş, ancak yapılan imtihanda kayırma olduğuna ilişkin somut bir delil ileri sürülememiştir. 

 (İDDİA 21 üzerinde “GNK” notu var.) 

 İDDİA 21: İrticai kesim, çeşitli Devlet hastanelerinde kendi yandaşı olan tabipleri başhekim ve başhekim yardımcısı sıfatı ile görevlendirmektedir. 
(Sayfa:29-30) 

 CEVAP 21: Sağlık Bakanı Doğru Yol Partisi’nden Yıldırım Aktuna’dır. Bakan, türbana karşı olduğunu açıkça beyan etmiştir. Hastanelerde personelin türbanlı 
olamayacağı ve bu hususlara dikkat edilmesi için Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan’a yazı yazılmıştır.  

 (İDDİA 22 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 22: Fatih semtindeki eski Darüşşafaka Lisesi gibi bazı kamu taşınmazları Refah Partisi ideolojisine hizmet edecek öğrencilerin yetiştirilmesi gayesi ile 
“İlim Yayma Cemiyeti” ve Muradiye Vakfı” gibi kuruluşlarca; yurt, dersane ve okul olarak kullanılmak üzere satın alınmak istenmektedir. (Sayfa:33) 

 CEVAP 22: Ziraat Bankası’na ait bu mülkün adı geçen cemiyet ve vakıflara satılmaması için talimat verilmesine dair Sayın Cumhurbaşkanı tarafından 
Sayın Başbakan’a yazılan yazı örneği ektedir. 

 (İDDİA 23 üzerinde “Hiçbir işlem yapılmayacak” notu var.) 

 İDDİA 23: İmam Hatip Okullarının yanı sıra yurt içinde ve yurt dışında açtıkları, kurdukları ve /veya denetledikleri Kur’an Kursu, dersane, okul ve üniversiteler 
vasıtası ile yoğun, yaygın ve etkili bir eğitim çalışması yürüten irticai unsurlar öğrencilere yurt ve burs imkanları sağlamaktadır. 
Bu çerçevede sadece Fethullah GÜLEN’e ait yurtiçinde ve yurtdışında toplam 448 yurt, 346 dershane, 181 okul ve 3 özel üniversite bulunmaktadır. (Sayfa:34) 

 CEVAP 23: Bu iddia tamamen doğrudur ve şeriatçı kesimin hedefine varmasında etkili olabilecek en etkin araçtır. Konunun bütün boyutlarıyla araştırılarak 
alınacak tedbirlerin tesbiti için Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin görevlendirilmesinde fayda mülahaza edilmektedir. 

 (İDDİA 24 üzerinde “BAŞ” notu var.) 

 İDDİA 24: Din eğitimi verilen çocukların yaşı giderek küçülmekte, eğitimi anaokulu ve kreşler açmak suretiyle beşikten üniversiteye kadar kesintisiz ve etkin bir eğitim zinciri oluşturulmaktadır. Yoğun yaz kampları ve “Yaz Okulu” adı altında ilkokul çocuklarına yönelik dini öğreti kampları kurulmaktadır. (Sayfa:34-35) 

 CEVAP 24: Konunun MİT ve İçişleri Bakanlığı’nca incelenmesi gerekmektedir. 

 (İDDİA 25 üzerinde “MEB” notu var.) 

 İDDİA 25: İmam Hatip Okulu öğrencilerinin, Harp Okulları’na girebilmelerini temin etmek amacı ile; son senelerinde yatay geçişle klasik fen liselerine 
girmelerine olanak sağlayacak olan ve Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan Yönetmelik değişikliği önerisi tepkiler üzerine yeniden incelemeye alınmıştır. 
(Sayfa:35) 

 CEVAP 25: İmam Hatip Okullarında 515.000 öğrenci fazla olduğu için başka taraflara atlama talebi çoğalmaktadır. Bunu sipesifik hedefler doğrultusunda 
ülke yönetiminde söz sahibi olabilmek için istemektedirler. Bunun önlenebilmesi için, öncelikle İmam Hatip okullarında bulunan mevcudun insan gücü planlarına uygun olarak azaltılması gerekmektedir. 

Yönetmelik, değişikliğinin yürürlüğe konulmaması ve iptali için Milli Eğitim Bakanına yazılan yazı örneği ektedir. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz tarafından 4 Şubat 1997 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığına gönderilen “İmam Hatip Okulları hk.” konulu yazıda;158 

 “İmam Hatip Okulu öğrencilerinin, Harp Okullarına girebilmelerini temin etmek amacıyla; son senelerinde yatay geçişle klasik fen liselerine ya da klasik 
liselerin fen bölümlerine girmelerine olanak sağlayacak olan bir yönetmelik değişikliğine gidildiği iddia edilmektedir. Konunun incelenerek, çok 
acele olarak Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” istenmiştir. 

 Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr.Mehmet SAĞLAM imzasıyla konuya ilişkin olarak gönderilen cevabi yazıda, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda, İmam-Hatip Lisesi 
öğrencilerinin diğer liselere yatay geçişlerini düzenleyen bir uygulama yoktur. Ayrıca, Bakanlıkta bu konuda bir çalışmada mevcut değildir.” denilmiştir. 

 (İDDİA 26 üzerinde “Başbakanlık” notu var.) 

 İDDİA 26: Şeriatçı kesim, sahip oldukları üniversite sayılarını sür’atle artırma hazırlıkları yapmakta, master ve doktora için yurtdışına öğrenci gönderme 
çalışmaları yürütmektedir. Ayrıca dış ülkelerdeki şeriatçı eğitim veren üniversitelerden mezun olan kişilerin, Türkiye’de öğretmen olarak görev almasına imkan yaratmaktadır. 

 Ayrıca, gündeme getirilen yeni YÖK tasarısıyla, rektör tayininde inisiyatifin Cumhurbaşkanı yerine, hükümete verilmesi ve YÖK Genel Kurulunun 24 kişiden 
15 kişiye indirilmesi öngörülmekte, halen YÖK Başkanlığı görevini yürüten Kemal Gürüz’ün biran önce görevden uzaklaştırılmasının amaçlandığı görülmektedir. 
(Sayfa:36-37) 

 CEVAP 26: Şeriatçı kesime üniversite açma imkânı verilmemeli ve buna imkân verecek kanunlar çıkarılmamalıdır. 
 YÖK’ün yeniden yapılandırılması ise kanun mevzuu olup, seçilen rektörlerin atama kararları onaylanmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı’na gelecektir. 

 (İDDİA 27 üzerinde “MİT” notu var.) 

 “İDDİA 27: Yurtdışındaki İslami üniversitelere gönderilen öğrencilerin, genellikle imam hatip mezunu olan ancak üniversite ikinci basamak sınavını 
kazanamamış, doğu ve güneydoğu Anadolulu gençler arasından bizzat Refah Partisince seçildiği, öğrencilere şeriat ve hukuk ağırlıklı ilahiyat, 
ekonomi ve Arapça dersleri verildiği, derslerden arta kalan zamanda o ülkedeki islami örgütler tarafından (örnek: Pakistan Cemaati İslam Örgütü) silahlı 
eğitime tabi tutularak cihad’a hazırlandığı, eğitimini tamamlayan öğrencilerin yurda dönmelerini müteakip milli görüş camiasının şemsiyesi altında görev 
yaptıkları iddia edilmektedir. . (Sayfa:37-38) 

 CEVAP 27: Yurt dışında kendi parası ile eğitime gitmenin önlenmesi mümkün değildir. 

 Ancak, buralarda öğrencilerin silahlı eğitime tabi tutulması konusunun MİT tarafından incelenmesi ve ona göre tedbir alınması gerekmektedir.” (“MİT’e yaz” notu var) 
 Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz tarafından 5 Şubat 1997 tarihinde MİT Müsteşarlığına gönderilen yazıda;159 

 “…bazı irticai kesimlerin yurt dışındaki İslami üniversitelere eğitim maksadıyla gönderdikleri öğrencilerin gönderildikleri ülkelerde şeriat ağırlıklı bölümlere 
devam ettirildiği ve silahlı eğitime tabi tutuldukları, ülkemizdeki rejimin değişmesini isteyen bazı Arap ülkelerinden ve buralarda faaliyetlerini sürdüren aşırı dinci kesim örgütlerinden destek sağladığı, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla gelir temin ettikleri, terör örgütünün oluşturduğu boşluktan, silah ve 
uyuşturucu kaynaklarından yararlanılarak Güneydoğu ve İran üzerinden önemli miktarda silah ve mühimmat sağladıkları, bu unsurların amaçlarına ulaşmada 
takip ettikleri üçüncü aşamanın Cihad olduğu iddia edilmektedir. Konunun ayrıntılarıyla incelenerek, sonucundan Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” 
 Ayrıca, “İmam Hatip Okulu öğrencilerinin, Harp Okullarına girebilmelerini temin etmek amacıyla; son senelerinde yatay geçişle klasik fen liselerine ya da 
klasik liselerin fen bölümlerine girmelerine olanak sağlayacak olan bir yönetmelik değişikliğine gidildiği iddia edilmektedir. Konunun incelenerek, çok acele olarak Cumhurbaşkanlığına bilgi verilmesi” istenmiştir. 

9 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder