iran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ekim 2018 Salı

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 7

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 7



2. TEMEL İKTİSADI SEKTÖRLER 

2.1 Tarım ve hayvancılık 

  Irak nüfusunun, %50 ile %60 tarihsel olarak tarımla uğraşmaktadır. Saddam Dönemi, Irak devletinin uyguladığı ayrılıkçı politika sonucunda Kuzey Irak 
bölgesindeki tarımsal faaliyeti ülke ekonomisine katkısını sınırlamıştır. Bununla beraber, Saddam Hüseyin liderliğindeki başarısız tarım politikaları, tarım sektörünü olumsuz şekilde etkilemiştir.111 Irak Devleti, kesintisiz şekilde Tarım mamulleri ithalatçısıdır. Irak, 1996 yılında BM ile yapmış olduğu Petrol karşılığı gıda anlaşması döneminde, tahıl, süt ürünleri, et ve kümes hayvanları gibi tarım ve hayvancılık ürünlerini büyük miktarlarda ithal etmiştir. Irak’ın, köyden kente doğru göçten kaynaklanan emek gücü eksikliği, yetersiz tarım araçları ve bakımı, topakta oluşan aşırı tuzlanma ve yersiz toprak reformu sonucunda tarımsal kalkınmayı gerçekleştirememiştir. Bununla beraber, Irak’ta Arap kültürünün önemli bir parçasını oluşturan “Arap Bataklığı”nın suyunu çekmek suretiyle tahrip edilmiştir. 
Bu tahribat sonucunda, Irak güneyindeki doğal beslenme alanını yok etmenin yanı sıra su çekilmesinden kaynaklanan tuz ve minerallerin konsantrasyonu sonucu araziyi tarıma uygunsuz hale getirmiştir.112 

1958'de başlayıp 1980'lere kadar süren tarım alanlarının reformu süresince hükümet, tarım alanlarına el koymuştur. Bu topraklar daha sonra işlenebilirlik temeline göre değil, adaletsiz bir şekilde dağıtılmıştır. Böylece devlet en büyük mal sahibi haline gelmiş ve köylüler devlete toprak karşılığı yıllık kiralar ödemiştir. Bazı yoksul çiftçilerin geçimlerini iyileştirse ve kırsal ekonominin ulusal ekonomi ile bütünleşmesine katkı sağlasa da bu önlemler aslında ekonomik değişiklikler sonucu toplam zirai üretimde düşüşlere yol açmıştır.113 1979 ile 1990 yılı arasında Saddam yönetiminin, petrolden elde ettiği gelirin, tarım alanında yapılan yatırımları teşvik etmekle ve tarım sektöründe yatırım yapmak isteyen özel sektörü kontrol etmek için kullanmıştır. Bununla birlikte, Irak devleti petrolden elde ettiği gelirin bir miktarını tarımda kullanılmak üzere Batı menşeli teknolojileri satın almak ve tarım sektöründe sübvansiyonlara yaparak israf etmiştir. İran–Irak savaşı döneminde, nüfusun büyük 
bölümü savaştan dolayı tarım alanı dışında kalmıştır. Irak nüfusunun büyümesiyle beraber, halkın ilgisi ticarete kayarak tarım alanından uzaklaşmaya devam etmiştir. Böylece, 1989 yılı itibarıyla, Irak 2,5 Milyar Dolar değerinde tarımsal mamul ithal etmiştir. Bu mamullerin, ülkenin yaklaşık %78 hububat ve %100 bitkisel yağ ve şeker ihtiyacını karşılıyordu.114 




Harita 4: Irak’taki Ekonomik Faaliyetler. 
Kaynak: http://www.lib.utexas.edu/maps/middle_east_and_asia/iraq_econ_1978.jpg (15.05.2009). 

1990 yılından sonra, Irak’a BM tarafından uygulanan ekonomik yaptırımların tarımsal madde ithalatını kapsamamıştır. Ancak, tarım mamulleri satan yabancı 
şirketlerin Irak’ta doğrudan yatırım yapmaları yasaklanmıştır. 1991 yılında Irak devleti, BM ile petrole karşı gıda anlaşması konusunda, Irak’a uygulanan petrol satışı yasağından tarım mamulleri satın alacak yeterli geliri olmamasından dolayı istekli davranmamıştır. 1990'ların ortalarında uluslararası yaptırımlar sonucunda ağır ekonomik (makroekonomik) sorunlar meydana gelmiştir. Bu sorunlarla başa çıkmak için hükümet liderliğinde tarım sektöründe yatırım kısıtlanması ve bir takım tasarruf önlemlerine başvurulmuştur. Böylece, Irak'taki kötü beslenmede önemli bir artış meydana gelmiştir. 1996 yılında, Irak BM ile uygun koşullarla petrole karşı gıda anlaşmasını (The United Nations Presence Oil-for-Food Programme: OFFP) kabul etmiştir. Petrole karşı gıda anlaşması sonucunda, Irak’ta tüketilen gıda maddelerinin tamamına yakını ticaret yoluyla sağlanmaya başlanmıştır. 2003 yılının ilk yarısında ise, Irak halkının %60 ının OFFP programı kapsamında ithal edilen gıda maddelerine bağımlı durumdaydı.115 

2.2 Sanayi 

Irak ekonomisi içinde petrol dışı endüstri sektörünün payı, 1932 yılında Irak’ın bağımsızlık kazanmasıyla başlamıştır. Bağımsızlılıkla başlayan endüstrisel üretimin genel ekonomiye katılımı düşük olsa bile Osmanlı döneminde nazaran daha gelişmiş düzeyde gerçekleşmiştir. Osmanlı döneminde yapılan üretimin nerdeyse tamamına yakın el gücüyle gerçekleşmişti. Birinci Dünya savaşından sonra, Elektrik, İletişim ve Ulaşım alanında ilk kullanılabilir büyük ölçekli sanayi kuruluşları açılmıştır. Ancak bağımsızlığın ilk yıllarında sanayi alanındaki gelişim yavaşlamıştır. Irak’ın çoğu sermayesini kontrol eden özel sektör; iç pazarın küçük olması, halkın satın alma gücü düşük, altyapının ilkelliği ve tarım alanında yatırımların daha yüksek kar elde edebilirliğinden dolayı imalat alanında yatırım yapma konusundan tereddütlü davranmışlardır.116 Irak’ın petrolden elde ettiği gelirden Sanayisini 1951 yılı ile beraber geniş kamu yatırımı gerçekleşmiştir. 1958 yılında, Irak’ta gerçekleşen darbeyle, endüstri işletmelerinde yavaşlama meydana gelmiştir. Irak’ta yapılan devrim sosyalist karakterde olmasından dolayı, öze sektör, yatırımcılar ve sermaye ülkeyi terk etmeye başlamıştır. 

Abdülkerim Kasım liderliğindeki Irak yönetimi, sanayiyi ayrı tutarak tarım ve petrol sektörünü kamulaştırmaya çalışmıştır. Temmuz 1964 yılında ise, yeni hükümet 27 büyük endüstriyel firmayı millileştirme kararı almıştır. Hükümet, diğer büyük firmaları tasnif ederek, çalışan işçileri %25 oranında karda ortak yaparak şirket yönetimine dahil etmiştir. 

Sanayi alanındaki bu müdahaleci karalardan dolayı Irak’tan sermaye kaçışı gerçekleşmiştir. Hükümetin bu karalarından dolayı 1960’lı yıllara kıyasla Irak’ın 
endüstriyel sektörü %6 oranda yavaşlama gerçekleşmiştir. 1968 Baas darbesiyle beraber, hükümet endüstriyel kalkınmaya öncelik vermiştir. 1978 yıllarla beraber, hükümet iplik ve dokuma gibi on ayrı büyük sanayi sektörünü bağımsız çalışacak şekilde organize etmiştir. Fabrika yöneticilere kısmi özerklik ve sorumluluk tanınmıştır. Irak’ın bu kamucu politikaları, yönetimde verimsizliğe nende olmuştur.117 Irak hükümeti, kamu sektörünün bir parçası olan sanayi sektörünü parasal olarak desteklemiştir. Bu destek öyle bir hal aldı ki, Irak, endüstri sektörüne 1968 yılında 39,5 Milyar Irak Dinarı yatırmışken, 1985 yılında bu yatırım 752,5 Milyar Irak Dinarı dolayına varmıştır. Bu yatırımların sonucu olarak endüstriyel çıktılar yükselmiştir. Irak Devletinin sanayi alanında yatırımlara devam etme düşüncesinin arkasındaki en önemli etken ise; Devletin petrolden elde ettiği büyük gelirlerdir.118 

1975–1980 yılları arası dönemin en belirgin özellikleri; Irak’ın petrolden elde edilen gelire güvenmesi, Irak Dinarını güçlenmesi, ithalata kolaylık tanınması, montaj sanayinin gelişmesi, teknolojik olanakların ithaline tanınan kolaylıklar, istihdamda tasarruf, sanayileşmesinin devlet tarafından desteklenmesi olarak sıralayabiliriz.119 Irak’ın 1980–2002 Sanayileşme politikasının en önemli sonucu endüstrileşme alanındaki ihtisaslaşma uçurumudur. Büyük ölçekli sanayi, büyük sermaye yatırımları ve az istihdam sağlayan petrokimya sanayi ve petrol arıtma sanayi alanında ihtisaslaşmışken, bakım ve onarım alanları Küçük ve orta Büyüklükteki işletmelerin ihtisas alanı olmuştur. Her iki ölçekteki gelişim bağlantılı ve bütünleştirici tarzda gerçekleşmemiştir. Böylece, KOBİ’lerin gelişimi birbirlerinden ve büyük ölçekli sanayiden bağımsız olarak gerçekleşmiştir. Bu kopukluktan dolayı beklenen verim elde edilmemiştir.120 Irak’ın girdiği peş peşe yıkıcı savaşlar sonucunda sanayi yapısı ciddi zararlar görmüştür. 2003 Amerikan işgaliyle noktalanan savaş macerasından sonra iç istikrarsızlık ve iç savaş tehlikesi sanayi sektörüne olumsuz etkilerde bulunmuştur. Bir dizi tahribattan sonra 2007 yılı itibarıyla Irak’ın en önemli tesislerini harita 5’te yerlerine göre şöyle sıralayabiliriz:121 

(1). State Company for Mechanical Industries (Devlet Makine Endüstrisi şirketi)(SCMI), Iskandiriyah 
(2). State Company for Automotive Industry (Devlet Otomotiv Endüstrisi Şirketi) (SCAI), Iskandiriyah 
(3). Iraqi State Company for Cement(Irak Devleti Çimento Endüstrisi şirketi), Fallujah 
(4). Iraqi United Gypsum(Birleşik Irak Alçısıtaşı), Fallujah 
(5). State Company for Glass and Ceramics (Devlet Cam ve Seramik Şirketi)- Plate Glass(Cam protez), Ramadi 
(6). State Company for Glass and Ceramics(Devlet Cam ve Seramik Şirketi) - Consumer Glassware(Tüketici Zücaciyat), Ramadi 
(7). State Company for Glass and Ceramics(Devlet Cam ve Seramik Şirketi) - Ceramic Tile(Seramik Fayans Döşeme), Ramadi 
(8). State Company for Glass and Ceramics (Devlet Cam ve Seramik Şirketi)- Ceramic Fixtures(Seramik Tesisat), Ramadi 
(9). Al Sumood State Company (Al-Sumud Devlet Şirketi)- Steel Structures(Çelik Yapılar), Taji 
(10).Al Sumood State Company (Al-Sumud Devlet Şirketi)- Foundry(Dökümcülük), Taji 
(11). Nassr State Company for Mechanical Ind.(Nasır Devlet Makine Endüstrisi Şirketi) – Trailers(Karavan), Taji 
(12). Nassr State Company for Mechanical Ind. .(Nasır Devlet Makine Endüstrisi Şirketi) – Foundry(Dökümcülük), Taji 
(13). Nassr State Company for Mechanical Ind. .(Nasır Devlet Makine Endüstrisi Şirketi) - Machine Shop(makine Dükkânı), Taji 
(14). Northern Cement State Company .(Nasır Devlet Makine Endüstrisi Şirketi)- Badoush, Mosul 
(15). State Company for Drugs and Medical Supplies(Devlet İlaç ve Tıbbı Malzeme Şirketi) - Ninawah, Mosul 
(16). Northern Cement State Company (Devlet Kuzey Çimento Şirketi)- Sinjar, Sinjar 
(17). Iraqi State Company for Cement(Irak Devleti Çimento Şirketi), Al Qa’im 
(18). State Company for Phosphate(Devlet Fosfat Şirketi), Al Qa’im 
(19). Diyala State Company for Electrical Industries (Diyala Devlet Elektrik Endüstrisi Şirketi)- Transformers(Transformatörler), Baqubah 
(20). Diyala State Company for Electrical Industries (Diyala Devlet Elektrik Endüstrisi Şirketi)- Electric Meters(Elektrik Ölçerler), Baqubah 
(21). Diyala State Company for Electrical Industries (Diyala Devlet Elektrik Endüstrisi Şirketi)- Optic Cable(Optik Kablo), Baqubah 
(22). State Company for Fertilizer (Devlet Gübre Şirketi)- North, Bayji 
(23). State Company for Ready Hand Made Wear(Devlet Hazır Giyim Şirketi), Najaf 
(24). State Company for Rubber Industries(Devlet Lastik Endüstri Şirketi), Najaf 
(25). State Company for Textile Industries(Devlet Tekstil Endüstri Şirketi) - Hilla, Hilla 
(26). State Company for Cotton Industries(Devlet Pamuk Endüstri Şirketi ), Baghdad 
(27). State Company for Leather Industries(Devlet Deri Endüstri Şirketi), Baghdad 
(28). Al Furat State Company – Chemical(Al-Furat Devlet Kimya Şirketi), Al Hindiyah 
(29). That Al Sawary State Company for Chemical Industries(Zat Al-Savar Kimya Endüstri Şirketi) - PVA, Taji 
(30). That Al Sawary State Company for Chemical Industries (Zat Al-Savar Kimya Endüstri Şirketi)– Resins(Reçineler), Taji 
(31). State Company for Drugs and Medical Supplies (Devlet İlaç ve Tıbbi Malzeme Şirketi)- Samarra, Samarra 
(32). State Company for Petrochemical Industries(Devlet petrokimya Endüstri Şirketi), Basrah 
(33). State Company of Fertilizers (Devlet Gübre Şirketi)- South, Basrah 
(34). Harir Tomato Paste and Fruit Processing Plant(Harir Salça ve Meyve İşletme Tesisi), Harir 
(35). State Company for Construction Industries (Devlet Yapı Endüstri Şirketi)- Concrete Pillars, Mosul 
(36). State Company for Heavy Engineering Industry (Devlet Ağır Mühendistlik Endüstri Şirketi)(HEESCO), Doura 
(37). State Company for Hand Woven Carpets(Devlet el Dokuma Halı şirketi), Baghdad 
(38). State Company for Paper Industries(Devlet Kağıt Endüstri Şirketi), Basrah 
(39). Ur State Company for Engineering Industry(Ur Devlet Mühendislik Endüstri Şirketi), Tallil 
(40). Northern Company for Furniture(Kuzey Mobilya Şirketi), Ninawah 
(41). Baghdad Factory for Furniture(Bağdat Mobilya Fabrikası), Baghdad 
(42). State Company for Cotton Industries(Devlet Pamuk Endüstri Şirketi), Baghdad 
(43). State Company for Electrical Industries (Devlet Elektrik Endüstri Şirketi)(SCEI), Baghdad 
(44). State Company for Vegetable Oils Industry(devlet Bitkisel yağlar Endüstri Şirketi), Baghdad 
(45). Al Monsour State Company(Almansur devlet Şirketi), Baghdad 
(46). State Company for Tobacco and Cigarettes(Devlet tütün ve Sigara Şirketi), Baghdad 
(47). Baghdad Electrical(Bağdat Elektronik), Baghdad 
(48). State Company for Batteries Industries(devlet Batarya Endüstri Şirketi), Baghdad 
(49). State Company for Construction Industries(devlet Yapı Endüstri Şirketi) - Stone Cutting(Taş Kesme), Baghdad 


Harita 5: Irak’taki Fabrikalar. 
Kaynak: Task Force to Improve Business and Stability Operations in Iraq Industrial Revitalization 
Initiative den derlenmiştir. http://www.defenselink.mil/tfbso/resources/april07.pdf (16.05.2009). 

(50). State Company for Woolen Industries(devlet Yün Endüstri şirketi), Baghdad 
(51). State Company for Dairy Products(devlet Süt Ürünler Şirketi), Baghdad 
(52). Furat Detergent(Furat Deterjan), Hindiyah 
(53). State Company for Construction Industries (Devlet Yapı Endüstri Şirketi)- Marble Cutting(Mermer Kesme), Erbil 
(54). Southern State Company for Cement (Güney Devlet Çimento Şirketi)- Sedda, Sadat al Hindia 
(55). Kani Bottling(Kani Şişeleme), Kani 
(56). Kurdish Textiles(kürt Tekstil), Erbil 
(57). State Owned Slaughterhouse(Devlet Mezbahası), Baghdad 

2.3 Petrol 

Irak’ta petrol çıkarma ve işletme imtiyazı ilk olarak 19.yy.ın son yıllarında Alman kontrolünde olan Bağdat Demir Yolları’na verilmiştir. 1914 yılında, dönemin 
Sadır Azamı Türk Petrol Şirketini Musul ve Bağdat’ta petrol çıkarma ve işletme vereceğini açıklamıştır. Irak’ta yeni kurulan hükümet, 1925 yılında ancak Türk Petrol Şirketine Bağdat ve Musul ilinde imtiyaz verilmiştir. Ancak bu anlaşmanın bazı maddelerinden hoşnutsuz olan hükümet, 1931 yılında mutabakata varılarak anlaşmayı düzelterek, Dicle nehri doğusunda Bağdat ve Musul ilinde 23 bin mil civarında alan üzerine anlaşılmıştır.122 

Türk Petrol Şirketiyle Nisan 1927 tarihinde yapılan anlaşma imzalanınca, Babagurgur (Kerkük), Jabur,Al-Kara Hana, Khaşm Ahmar, İncene ve Başka bölgelerde deneme amaçlı kuyular açılmıştır. 15 Ekim 1927 tarihinde, Babagurgur (Kerkük) bölgesinde ucuz maliyetli petrol bulunmuştur. Daha sonra, Kerkük bölgesinde, 26 kuyu açılarak Kerkük-Tarablüs ve Kerkük-Hayfa boru hatlarını inşa ederek Akdeniz’e petrol sevkiyatı gerçekleşmiştir. 1929 Tarihinde, Türk Petrol Şirketi bir karar alarak İngiliz Donanma Amirali Sör. Can Kingham yönetiminde Irak Petrol Limitet Şirketi olarak İsim değişikliğine gitmiştir. Irak Petrol şirketi yönetimi, %23,7 İngiliz-İran Petrol Şirketi, %23,7 Fransız Petrol Şirketi, % 23,7 Hollanda Kraliyet Shell Şirketi, % 23,7 Uzak Doğu İnşaat Şirket ve %5 Katkı ve Finansal Limitet Şirketine aittir.123 

Temmuz 1958 yılında Abdülkerim Kasım tarafından gerçekleşen darbeyle Irak petrolleri kesintiye uğrar diye uluslararası camia korkmuştur. Ancak hükümet, Irak petrollerini milleştirme niyeti olmadığını açıklayınca petrol piyasası rahatlamıştır. Daha sonra yönetimde olan Hükümetler ile petrol arama ve çıkarma imtiyazına sahip olan Irak Petrol Şirketi arasında gerginleşeme devam edip, 1972 tarihinde ise Irak Petrol Şirketi devletleştirilmiştir.124 Irak, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) ilk kurucuları arasındadır. 1960 Yılında Venezuela, Suudi Arabistan, Kuveyt ve İranla beraber OPEC’in temellerini atmışlardır.125 
Harita 6: Irak’ın Petrol Endüstrisi. 
Kaynak:http://www.reliefweb.int/rw/fullMaps_Sa.nsf/luFullMap/32522F4A39721DC685256CCB007419B2/$File/govusa_iraqoil120203.pdf?OpenElement (16.05.2009).web sitesinden derlenmiştir. 

    Irak petrol endüstrisi 35 yıllık Baas yönetiminde, doğrudan Petrol Bakanlığı tarafından iki büyük şirket vasıtasıyla kontrol edilmiştir. Kuzey ve Güney petrol 
şirketlerinin coğrafi olarak kendi alanlarındaki petrol sahalarından sorumlu olmuşlardır. Kuzey ve Güney petrol şirketleri, mühendislik, petrolün çıkarılma, petrol tasfiyesi, depolama ve pazarlamasının yanı sıra doğal gaz ile olan işlemlerden sorumluydu.126 Irak’ın petrolden elde edilen geliri her zaman önemli yer tutmuştur. Devletin kalkınması için petrolden elde ettiği gelir çok önemli kaynaktır. Bundan dolayı, Irak yönetimine gelen hükümetler Irak içinde petrol arama ve işletme imtiyazına sahip olan şirketle gerginleşme yaşanmıştır. Bu gerginleşmeler Saddam Hüseyin yönetiminde 1972 yılında Irak petrolünü millileştirerek sona ermiştir. Bu sayede, devletin petrolden elde etiği gelir 1972 yılında 584 milyon Dolarken, 1974 yılında 7,5 milyar Dolara yükselmiştir. Ancak bu gelirler, Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi ve BM kararıyla petrol ihracatına ambargo uygulamasıyla düşmüştür.127 

Kuveyt’i işgal etmeden önce Irak, 1989 yılında 2,8 mv/g (milyon/günlük) petrol üretmişken, yaptırımlardan dolayı üretimi 1991 yılında 0,2 mv/g (milyon/günlük) düşmüştür. 1996 yılının sonlarına doğru, Petrole karşı gıda anlaşması çerçevesinde Irak’a gıda ve ilaç giderlerini karşılaması için sınırlı miktarda petrol ihracatına izin verilmiştir. 2002 yılına gelindiğinde, Irak’ın petrol üretimi 2 mv/g (milyon/günlük) civarındaydı. 1990 yılı I. Körfez Harekatı ve BM yaptırımından dolayı, Irak’ın gerçek petrol kaynakları keşfedilmemiştir. Birleşik Devletler Jeoloji Etütleri (USGS) ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Irak’ın 120-130 milyar varil işlenebilir petrol kaynaklarına ve 78 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervine sahip olduğuna inanmıştır.128 

Irak, I. Körfez Savaşı öncesi toplam 0,7 mv/günlük (milyon varil/günlük) kapasitesinde 10 petrol rafinesine sahipti. Savaş ve BM tarafından uygulanan 
yaptırımları, rafinelerin onarımı ve yenilenmesini imkansız hale getirmiştir. Böylece, 2000 Yılında rafinelerin toplam 0,4 mv/günlük (milyon varil/günlük) kapasiteyle çalışabilmiştir. Bu bakımsızlıktan dolayı, BM uzmanları, rafinelerin çevre ve çalışanlara zarar verebileceği yönünde açıklamalar yapmışlardır. Petrol rafinerine en büyükleri ise, 150.000 v/g (varil/günlük) kapasitesinde Kuzey Baiji rafinelerisi, 140.000 v/g (varil/günlük) kapasitesinde Basra rafinelerisi ve 100.000 v/g (varil/günlük) kapasitesinde Daura rafineridir.129 

2008 yılı Irak’ın petrol üretimi, 2007 yılına kıyasla %25 oranında daha fazla olmuştur. 2005 ile 2007 yılı yarısına kadar petrol üretimi 2 mv/g (milyon varil/günlük) dolaylarında seyretmiştir. 2007 yılında, Petrol üretimi tırmanışa geçerek 2,5 mv/g (milyon varil/günlük) ulaşmıştır.130ABD Yakın Doğu İşleri Bürosunun haftalık raporunda, 2008 yılı ham petrol üretimi Ocak 2008 hariç Irak Petrol Bakanlığı Hedefleri üstünde seyretmiştir. Ocak ayının ham petrol üretimi 2,7-2,8 mv/g (milyon varil/günlük) civarlarında seyretmedeki en önemli nedenlerden biri 11 Ocakta Basra rafinelerine ham petrol taşıyan boru hattında patlama gerçekleşmesidir. 1-7 Aralık 2008 tarihinde ise, Irak’ın ham petrol üretiminde yılın en yüksek düzeyi olan 2,42 mv/g’e (milyon varil/günlük) varmıştır.131 

2.4 Bankacılık 

Irak, Arap ülkeleri arasında özel bankacılık uygulamaları önceliğiyle tanınıyordu. 1880’li yıllarında, Bağdat’ta Osmanlı Bankası’nın şubesi açılmıştır. Daha 
sonra, birçok yabancı banka Irak’ta şube açarak ticari faaliyeti finansa etmişlerdir. Irak devleti, 1945 yılında ticari faaliyeti finansa etmek için Al-Rafideyin bankasını kurmuştur. Böylece, Al-Rafideyin bankası Irak içinde çalışan ilk devlet bankası olarak kurulmuştur. 1964 yılında, özel banka şubelerini kamusallaştırarak ticari faaliyet finansını Al-Rafideyin bankası tekeline bırakmıştır. Irak Devleti, Irak içindeki tüm bankacılık faaliyetini tek elle gerçekleştirilmesi, Al-Rafideyin bankasının gelişmesine neden olmuştur. Öyle ki 1988 yılında Al-Rafideyin bankası, Dünyanın ilk on büyük ticari bankası arasına girmiştir.132 

1988 yılında, Özel ve Kamu sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak için Al-Rafideyin bankasını, Al-Raşit ile Al-Rafideyin bankasına bölmüştür. Al-Rafideyin 
bankası, kendini yenileyerek Irak halkını bilinçlendirme ve çağdaş hizmetler sunmasına rağmen diğer ülkelerdekinin aksine yüksek nakit tedavülü aynı biçimde seyretmeye devam etmiştir. Bu yüzden, 1991 yılında özel sektör bankacılık düzenlemesine izin verilmiştir. Bunun üzerine, 1992 yılında Bağdat bankası, 1992’da Al-Ticari Al-Iraki, 1993’da Al-İraki Al-İslami Li-Listismar, 1993’da Şark Awsat Al-İraki Li-Listismar, 1993’da Al-İstismar Al-İraki, 1993’da Al-Basra Al-Ahli Li-Listisamar, 1994’da Al-Mutahide Li-Listismar,1995’da Al-Ahli Lİ-Listismar Wal-Tamwil Alzirai, 1998’da Al-İtiman Al-İraki, 1999’da Darul Salam Li-Listismar, 1999’da Babil, 1999’da Al-İktisad Li-Listismar Wal-Tamwil, 1999’da Somer Al-Tijari, 1999’da Al-Warkaa Li-Listismari 2000’da Al-Halij Alticari, ve 2001’da Al-Baraka bankaları kurulmuştur. Bu dönemin iki belirgin özelliği vardır: İlki, söz konusu bankların merkez şubesinin Bağdat’ta olması, diğeri ise devlet bankaların illerde hizmet verirken özel banka hizmeti sadece bazı merkezlerde yoğunlaşmakta olmasıdır.133 

Kurulan bu özel bankaların, ödemeler, para havalesi ve akreditif gibi konularda işlem yapamamaktadır. İlaveten negatif faiz oranları uyguladığı için bu bankalara çok az kişi para yatırmış ve nüfusun büyük bir çoğunluğu ise parasını evlerinde veya Ürdün, Lübnan bankalarına yatırmışlardır. 2004 Mart ayında Irak Merkez Bankası yasası yürürlüğe girmiştir. Yasanın temel amacı uzun dönemli büyüme ve fiyat istikrarını sağlayıp, rekabetçi bir mali sistemin oluşturulmasıdır. Aynı zamanda Mart ayında bütün finansal enstrümanlar, hesaplar ve teminatlar serbest hale getirilmiştir. Bu modern, etkili bir finans sektörünün oluşturulması açısından gerçekten önemlidir. Ayrıca faiz oranlarının serbestçe piyasa tarafından belirlenmesi sağlanmıştır. Bu önlemler bankacılık sistemine olan güveni arttırmıştır. Herhangi bir veri açıklanmamasına rağmen, 2003 yılından itibaren halkın bankalardaki tasarruflarının iki katına çıktığını açıklamıştır. 2003 yılında Merkez Bankası aynı zamanda uluslararası ödemeler ve yabancı döviz havalesi ve akreditif açılması konusunda özel bankaları yetkili kılmıştır.134 

Irak Merkez Bankası aynı zamanda üç yabancı bankaya ülkede faaliyet göstermesi amacıyla lisans vermiştir. Bu bankalar; İngiltere bankaları olan HSBC ve Standart Chartered ile diğer bir banka olan National Bank of Kuwait'tir. Bu kırk yıldır ilk kez bahşedilen bir izin olduğu için önem taşımaktadır. Ancak izinlerini almalarına rağmen güvenlik endişelerinden dolayı faaliyetlerine başlamak konusunda tereddüt içerisinde olmuşlardır.135 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

111 Library of Congress, Federal Research Division, Country Profile: Iraq. August 2006, s.10. 
http://lcweb2.loc.gov/frd/cs/profiles/Iraq.pdf (03.05.2009). 
112 The Department of State, Bureau of Near Eastern Affairs. February, 2008. 
http://www.state.gov/r/pa/ei/bgn/6804.htm (03.05.2009). 
113 İnci Selin Aydın, a.g.e., s.14. 
114 Jonathan E. Sanford, RL31944 ,Report for Congress ,Iraq's Economy: Past, Present, Future, Congressional Research Service, The Library of Congress, 2003.s.CRS.24. http://www.au.af.mil/au/awc/awcgate/crs/rl31944.pdf     (03.05.2009). 
115 a.g.r., ss.CRS.25-CRS26. 
116 İndustrialization, http://countrystudies.us/iraq/56.htm (13.05.2009). 
117 İndustrialization. http://countrystudies.us/iraq/56.htm (13.05.2009). 
118 İndustrialization. http://countrystudies.us/iraq/56.htm (13.05.2009). 
119 Alrubaie, Falah, An Evaluation to Industrial Developmentin Iraq “During 1975-1990”, 2004. 
http://mpra.ub.uni-muenchen.de/8331/1/MPRA_paper_8331.pdf (14.05.2009). 
120 Falah Khalaf Al-Robayi, Alsınaat Al-Saghira We Almutawasita fi İrak. 
http://www.alsabaah.com/paper.php?source=akbar&mlf=interpage&sid=18475 (14.05.2009). 
121 Task Force to Improve Business and Stability Operations in Iraq Industrial Revitalization Initiative den 
derlenmiştir http://www.defenselink.mil/tfbso/resources/april07.pdf (16.05.2009). 
122 Irak Limitet Petrol Şirketi, Maat Hakika we Hakika An Şarikat Naft Al-İrak Al Mahduda, (Orijinal Belgeden). 
123 a.g.e. s.3. 
124 Tayyar Arı, a.g.e., 2007. ss.180-190. 
125 Sott M. Corbett, America’s Reliance On Oil: Economic, World And Environmental Effect, (Requirements For 
the Degree Of Master Of Arts In Business And Policy Studies), State University Of New York Empire State College, 2007, s.27. 
126 Robert Springborg, Oil And Democracy in Iraq, SOAS Middle East Series, London, 2007, s.76. 
127 Neda Kordestani, a.g.e., ss.33-34. 
128 Manfred Horn, Oil Production İn Iraq: Persisting Decline Or Upswing?, Economic Bulletin, Springer Berlin/Heidelberg, 2003.s.111. 
129 a.g.e., s. 113. 
130 Michael Makovsky, Iraq’s Oil Progress, The weekly Standard,25 Ağustos 2008, 13, 46, Academic Research Library, s.14. 
131 United States Department of State Bureau of Near Eastern Affai, Iraq Weekly Status Report 14 Jan 2009, ss.16-17. http://www.reliefweb.int/rw/RWFiles2009.nsf/FilesByRWDocUnidFilename/MUMA-7ND4PY-full_report.pdf/$File/full_report.pdf (17.05.2009). 
132 Kayis Salih Al-Badri, Takwim Al-Naşatat Al-masrifiya Fi Al-İrak, Al-İktisat Al-İraki Wal-Mutaghayirat Al-Bia Al-Arabiya Waldwaliya, Bağdat, 2002, s.173. 
133 a.g.e., ss. 174-175. 
134 Vural çekinmez, Irak Ülke Profili, T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi, Ankara,2006. s.8. 
135 a.g.r., ss.8-9. 


8 Ci BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 6

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 6




İKİNCİ BÖLÜM 

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ 

1. BAAS YÖNETİMİNDEN KALAN EKONOMİ 

    Baas yönetiminin sona ermesinden sonra Irak'ın yeniden yapılandırılması, yeni iş alanlarının oluşturulması, güvenli bir büyümenin sağlanması için Irak geçici hükümetinin yaptığı harcamalar yeterli olmamıştır. Irak’a yabancı ülkelerden elde edilen yardım ve bağışlarda yeterli olmamıştır. Irak'ta çalışanların yaklaşık üçte biri, Saddam dönemindeki gibi devlet tarafından istihdam edilmektedir. Petrol dışı sektörlerdeki temel ekonomik faaliyetlerin büyük şehirlerde yoğunlaşması, tarım sektörünün GSYİH'ye katkısını azaltmıştır. İmalat sektörünün gelişimi ise 2003 yılı sonrası artan şiddet olayları nedeniyle yavaşlamıştır.85 Irak ekonomisi büyük oranda kayıt dışıdır. Ancak Irak’ın Amerikan işgalinden sonra yapılan araştırmalarda Irak'ta işsizlik oranı yaklaşık %60 civarında olduğu tahmin 
edilmektedir. Daha sonra, işsizlik oranında nisbi iyileşme gözlense de, Irak Devlet Planlama Teşkilatı'nın açıklamasına göre işsizlik oranı 2005 itibariyle %28 civarındadır.86 


Tablo1 
Kaynak: The Economist Intelligence Unit, Ülke Profili: Irak 2008, s.19’dan derlenmiştir. 



Tablo2 
Kaynak: The Ekonomist Intelligence Unit, Ülke Profili: Irak 2008, s.22’dan Derlenmiştir. 


Yukarıdaki Tablo 2’de görüldüğü gibi Irak’taki Baas rejiminin yıkılışıyla birlikte Irak da temel ekonomi büyük bir iyileşme göstermiştir. Tablo 2 de 2004 yılının 
Reel GSYİH’sı, 2003 yılına göre %23,0 düzeyinde artış oranlarına yükseliş gerçekleştirerek %56,1 oranında artış meydana gelmiştir. Bu artışın başlıca nedenleri: 

Irak İşgali sonrası başlangıç nedeni Irak işgali sonrasında, işgal güçlerinin Irak’ı özgürleştireceği vaadi ve politikasıyla geri dönen göçmen Iraklılar’ın ekonomiye 
olumlu katkısı ve ABD’nin Irak’ın yeniden yapılandırma programı kapsamında açtıkları ihaleler istihdam yaratmanın yanı sıra, Irak için öngörülen bütçedir. Irak’ın yeniden inşası için Amerikan Kongresi tarafın tahsis edilen bütçenin Birleşik Devletler Barış Enstitüsü tarafından 18,4 milyar Amerikan Doları olduğunu açıklamıştır.87 Tüketici fiyat enflasyon ortalamasında düşüş sağlanarak 2004 yılı itibariyle %31,7 düzeyine düşmüştür. Ancak, Irak’ın savaş durumundan kaynaklanan mal, hizmet ihracatı ve transferiyle toplam ihracatı arasındaki farkı gösteren Cari İşlemler Dengesi 2004, yılı itibarıyla –9 676 milyon Dolar civarına gerçekleşmiştir. Irak dinarı ise ABD karşısında değer kazanarak 1,453 seviyesine çıkmıştır. Tüm bunlar olurken, toplam dış borç 2004 yılı itibariyle 118 400 milyon Dolar olmuştur. 

1.1 Milli Gelir ve Üretim 

Irak’taki ekonomik veriler 2003 yılı itibariyle çok büyük farklılıklar göstermektedir. BM, IMF ve DB’nin yapmış olduğu ekonomik tahminler bu durumu doğrulamıştır. IMF, 2004 yılı verilene göre, Irak’ın GSMH’nin 15,3 milyar Dolar dolaylarında tahmin ederken, DB’si, 26 milyar Dolar tahmin etmektedir. Aradaki 11 milyar Dolarlık fark göz ardı edilmiştir. Bu da sağlıklı tahmin edilmemesinin göstergesidir.88 

Alttaki grafik 1 de görüleceği gibi Irak Ekonomisindeki Kamu sektörünün payı oldukça büyüktür. Özel sektör gelişimi rol bakımından sınırlı olmakla beraber, Irak sermayesindeki payı 1989 ile 1990 yılları arası dışında hep 2000 milyon Doların altında seyretmiştir. 1991 yılı I. Körfez Harekatı sonrasından, 1991 ile 1992 yılları arasında savaşın verdiği olumsuz etkiyle Özel ve Kamu sektörü ciddi düşüş kaydederek aynı düzeye gelmiştir. Daha sonraki yıllarda, Irak’a uygulanan ekonomik ambargodan dolayı her iki sektör de düşük seyri göstermiştir. 

----- Özel Sektör 

...... Kamu Sektörü 




Grafik1: Brüt Sermaye Bilgisi (1980-2001). 


Kaynak: Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, Economic policy And Prospects 
İn Iraq,Public Policy Discussion Papers, Federal Reserve Bank Of Boston, No:04-1, s.34. 
http://www.bos.frb.org/economic/ppdp/2004/ppdp0401.pdf (25.04.2009). 

İşgal sonrasında yeterli olmayan altyapının çökmesi, bazı temel gıda ürünlerinin temin edilememesi, BM gibi uluslararası yardım kuruluşlarının yardım 
paketlerini dağıtımındaki güçlükler ve ABD Doları değerindeki dalgalanmalar gibi nedenler 2003 yılı sonrasında enflasyonist baskılara yol açmıştır. Mart-Temmuz 2003 arasında Irak Merkez Bankası (CBI) tarafından aylık tüketici fiyat enflasyonu verileri yayınlanmamış olmasına rağmen, 2003 yılı için ortalama enflasyon oranının %33,6 olarak gerçekleşteği tahmin edilmektedir.89 




Grafik 2: Irak Dinarının Değiş Tokuş Oranı. 
Kaynak: Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, Economic policy And Prospects 
İn Iraq, Public Policy Discussion Papers, Federal Reserve Bank Of Boston, No. 04-1, s.36. 
http://www.bos.frb.org/economic/ppdp/2004/ppdp0401.pdf (25.04.2009). 

Yukarıdaki grafik 2’de görüleceği gibi, 2003 yılı ortalarındaki Saddam Dinarının değişimini göstermektedir. 5 Mayıs 2003 tarihli karşılığı Irak Dinarının Döviz 
Kuru 2500’den 2.000’da düşmüş olduğu halde Döviz kuru 10.000 dan 250 civarında duraklamıştır. Döviz Kurundaki değişim 250/10.000 oranındaki ara dalgalanmaları %15 ile %35 arası gerçekleşmesini 7 Temmuz tarihindeki banknot değişim duyurusu takip etmiştir. Bu döviz açığı, 2003 Eylül ayının ilk haftasından sonra sona ermiştir. Döviz Kurundaki bu iyileşme öncesi birkaç hafta öncesi döviz hareketinin bu iki etki yaklaşık 2.100 değerinde ticari baskı oluşturmuştur. Dinar ise, Dolara karşı kuvvetlenerek 1.450 dolaylarına gelmiştir. 15 Ekim 2003 tarihinde, yeni dinarla döviz değişimi başlamıştır. Irak’taki para değişimi terörist saldırılar sonucu zorluklarla karşılaşırsa bile üç ay sonra ülkenin tamamında tedavüle konulmuştur.90 

2003 Irak İşgali sonrası Yeni Irak Dinarı'nın (NID) piyasaya sürülmesinin ilk etkileri deflasyonist olmuştur. NID itibar kaybetmesiyle birlikte, eski dinarın yerine geçmiş ve ithalat enflasyonunu hafifletmiştir. İşleyen bir kamu sektörünün kademeli olarak yeniden kurulması ve altyapı hizmetlerinin yavaş da olsa yenilenmesi darboğazları ortadan kaldırmıştır. Özel sektör ücretlerinin artmasıyla birlikte ülke genelinde ve kırsal alanlarda satın alma gücünün ani şekilde yükselmesi, yüksek işsizlik oranları ile denetlenmiş olsa da tüketici talebini net olarak artırmıştır. Rafine ürünlerde karaborsanın üstesinden gelmek için yurt içine yönelik yakıt sübvansiyonları kolaylaştırılmış, bu uygulama da enflasyonla sonuçlanmıştır.91 

Saddam dönemi bütçe harcamalarında şeffaflık yoktur. Yatırımlar, işletme harcamaları, kuzey valilikleri ve cumhurbaşkanlığı harcamaları altında ayrılan Irak bütçesinin; Başkanlık Makamı'ndan mütemadiyen yapılan müdahaleler yüzünden yılsonunda hedeflenen dengelerinin tutturulması mümkün olmamıştır. Bütçede yapılan değişiklikler, bütçe dışı harcamalar ve son hesaplar gizli tutulduğundan Irak'ın geçmiş bütçelerinden bugüne dair yapısal bir inceleme yapmak zordur.92 

Finansal işlemlerin neredeyse tamamen nakit üzerinden döndüğü Irak'ta, nakit ödeme dışındaki işlemler oldukça ilkel ve verimsizdir. Kuzey Irak dışındaki bölgelerde, mali piyasa ve politikaların aciz hali dolayısıyla nakit dolaşımı 2001'de %2, 2002'de ise %44 artarak işgal yılına girilmiştir. 2003 yılı öncesi, 1990 sonrası basılan Saddam Dinarı ile 1979-1989 arasında basılmış olan Kürt Bölgelerinde tedavülde olan İsviçre Dinarı Irak'ta dolaşan başlıca para birimidir. 1979-1989 yılları arasında İsveçre’de basılan Irak Dinarı, Irak’ın genelinde tedavüldeyken, Saddam 1990 da yeni bastığı Saddam Dinarı tedavüle sunulmuştur. Ancak İsviçre Dinarı olarak adlandıran para birimi, Kuzey Irak’a çekilerek tedavüle sunulmuştur. Böylece Irak’ta iki ayrı para birimi geçerli hale gelmiştir. Kuzey Irak Dinarı Güneye göre satın alma gücü bakımından 
yüksek olması, para ikilemi doğurmuştur. Bu paralar üstünde Merkez Bankası'nın doğrudan müdahalesi de bulunmamaktaydı. Bundan dolayı güvenilir ödemeler dengesi rakamlarının ortaya çıkmasını da engellemiştir. Irak, ödemeler dengesi hesaplanmalarında farklı kurları kullanmıştır. Bundan dolayı cari işlemler dengesini sıhhatli bir şekilde analiz etmek mümkün değildir. Irak'ın Paris Kulübü'ne cezalar ve faizleriyle birlikte, 2003 senesi itibariyle, toplam borcu 42 milyar Dolardır. Böylece, Irak dünyanın en fazla dış borç oranına sahip olan ülkeleri arasındadır.93 

Irak Merkez Bankası (CBI), 1991-2003 verilere göre, 1991 yılında reel GSYİH'de yıllık %56 oranında bir düşmüştür. 1991'deki Körfez savaşı altyapıda büyük 
hasarlara ve sanayi ve hizmet sektörlerinde de büyük zarara yol açmıştır. 
Bir yandan yaptırımlarla boğuşan ülke, 1996 yılında uygulanmaya başlayan petrol karşılığı gıda programına kadar ekonomik anlamda bir türlü toparlanamamıştır.94 

Petrol karşılığında Gıda programı kapsamında imalat sanayi tam toparlanmaya başladığı dönem olan 2003 yılında ülke yeniden savaşa sürüklenmiştir. Fiziki altyapı kapsamında petrol ve elektrik üretimi 2003 işgalinden en fazla hasar gören alanlar olmuştur. İşgal öncesinde ham petrol üretimi günlük 2,5 milyon varil iken, 2003 yılı 
Nisan ayında neredeyse hiç üretim gerçekleşmemiş, aynı yılın Haziran ayına kadar hiç petrol ihraç edilememiştir.95 


Grafik 3: 1968 – 2001 Yılları Arasında Irak’ın Kişi Başına Düşen GSYİH. 
Kaynak: Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, Economic policy And Prospects 
In Iraq, Public Policy Discussion Papers, Federal Reserve Bank Of Boston, No. 04-1, s.32. 
http://www.bos.frb.org/economic/ppdp/2004/ppdp0401.pdf (25.04.2009). 


Yukarıdaki Grafik 3’te göreceğimiz gibi, Irak İstatistik Merkezinden alınmış verilerden yararlanarak Irak’ın GSYİH’ni gösteren grafik hazırlanmıştır. Grafiği 
hazırlarken 2002 yılı, yani yine Irak işgalinin önceki yılı (1 Amerikan Doları = 1955,25 Irak Dinarı) Döviz kuru temel alınmıştır. Aynı zamanda, 1991 yılı sonrası uçuşa yasak bölge kapsamında olan Kürt bölgesi verileri dahil edilmemiştir. 1970 yıllarında petrol ve petrol dışı sektörler hızla büyüme sağlamıştır. O yıllarda Dünyada petrol fiyatları yüksek olmakla beraber Irak’ın petrol üretimi 1970 itibariyle 1.5 mv/g’ten (milyon varil/günlük) 1979 yılında 3.5 mv/günlük üretimle en yüksek düzeyine çıkmıştır. Irak devleti, petrolden elde ettiği gelirleri petrol dışı yatırımlara harcayarak; petrol dışı sektörde gelişmesini sağlamıştır. Eylül 1980 tarihinde, İran’la başlattığı savaşla Irak ekonomisinde düşüş başlamıştır. Irak-İran savaşının başlamasıyla birlikte, petrol üretimi durmuş ve körfezdeki petrol limanları tahrip edilmiştir. 1981-1985 yılları arasında üretim 1 mv/günlük üretimden 3 mv/günlüğe yükselmiştir. Irak’ın petrol sektörünün aldığı ikinci başlıca engel ise I. Körfez Savaşı sırasında gerçekleşmiştir. Körfez Harekatı, Irak petrol üretimini sona erdirmiştir. I. Körfez Savaşından sonra ise, BM ambargosu ve onu takip eden olaylar sonucu, 1996 yılında Irak petrol üretiminin yıllık 500,000 v/günlük iç tüketim düzeyin gerçekleşmiştir.96 1990’lardan sonra, Irak’la BM arasında petrole karşılık gıda anlaşmasıyla nisbi iyileşme yaşanmıştır. 2001 yılında ise, petrol çıktısından elde edilen gelirlerle GSYİH yıllık 960 Amerikan Doları düzeyinde gerçekleşmiştir. 2001 yılı itibariyle, Kürt bölgesi dışında Irak nüfusu 22 Milyon göz 
önünde tutarak GSYİH 21 Milyar Amerikan Doları olmuştur.97 

Irak’ın doğal kaynaklarındaki zenginlikten dolayı, Irak ekonomisi savaş dönemleri dışında, istikrarlı GSMH trendi yakalamıştır. Irak'ta GSMH'nin gelişimi 
neredeyse tamamen petrol gelirleri ile doğru orantılıdır. Petrol fiyatlarında yaşanan artışa GSMH'nin toparlanması doğaldır. Ancak, özellikle işgal yıllarında petrol üretiminin ve dağıtımının sıklıkla kesintiye uğramıştır, 2004 öncesi için bu iyileşmeyi de hemen sağlayamamıştır.98 

Savaş sonrası ülkede patlak veren isyanlar daha çok yabancıları ve Iraklı müteahhitleri hedef almıştır. Bu kişilerden bazıları rehin alınmış ya da öldürülmüştür. Bu olaylar ülkedeki yeniden yapılanması sürecini zayıflatmış ve birçok ülke kendi vatandaşlarına Irak'ı terk etmelerini ya da Irak'a seyahatlerini ertelemelerini tavsiye etmiştir. 2003 yılından itibaren sabotaj eylemleri ve güvenlik sorunları devam etmekte olduğundan, yıllık ortalama Petrol üretimi 1,9-2.0 milyon varil düzeyinde gerçekleşmektedir.99 

1.2 Dış Ticaret Yapısı 

1997 ile Mart 2003 arasında Irak’ın sadece Rusya ile yaptığı dış ticareti 7,7 milyar Doları bulmuş, ambargo yönetimi altında ticari faaliyetlerini sürdürmeye 
çalışmıştır. Rusya, Saddam Hüseyin döneminde imzaladığı ticari anlaşmaların Irak işgal ile birlikte geçersiz sayılmıştır. Bu anlaşmalardan dolayı Rusya, 2,5 milyara yakın zarara uğramıştır. Rusya, Ağustos 2002'de imzaladığı 5 yıllık ekonomik işbirliği anlaşmasının meyvelerini de, ambargo dönemi boyunca uluslar arası piyasada rekabet gücü olmayan Volga otomobillerini, tarım makinelerini ve elektrik santrallerini Irak'a düzenli olarak satmıştır. Ocak 2003 tarihinde Rusya’nın Irak’la anlaşmaya varması sonucunda Rusya Irak’ın petrol, elektrik ve demir yollarına ait sektörlerden ihaleler almıştır.100 

Irak savaşı sonrası, Rus şirketi olan Lukoil ile olan anlaşmasını tek taraflı olarak feshedince, Rusya ile olan ticari ilişkileri gerilmiştir. Irak İşgali öncesi dönemde 
Irak piyasasında oldukça büyük bir dilimin sahibi olan Fransa, endüstri ürünleri, telekomünikasyon ve elektrik sektörlerinde Irak’a araç gereç ve teknoloji ihraç etmiştir. 
Ticari ilişkilerin oldukça iyi olduğu işgal öncesi yıllarda, Saddam rejimi Fransa ile olan ticaretini daha da derinleştirerek Irak'ın Paris Büyükelçiliği'nde yeni bir Ticaret Ataşeliği açmıştı. Kasım 2003'te Bağdat'ta yapılan yıllık ticaret fuarına Fransa'dan 90 ın üstünde firma katılmıştı. Fransız petrol devi Total (eski ismiyle Total Fina E\F) Irak hükümetiyle 7,4 milyar Dolarlık petrol yatırım sözleşmesi imzalamıştı. İşgal öncesi Amerika ile Fransa arasında da ciddi bir sorun olan bu sözleşme işgal ile birlikte geçersiz hale gelmiştir. İşgal sonrası Irak petrollerinin kontrolünü kendi firmaları denetiminde ele alan Amerikan GKY, Kellog Broum ve Root (KBR) gibi Amerikalı firmalara ilk petrol yapılandırma işlerini ihale etmiştir. Yeniden yapılanma programı altında Amerika-Irak ticari ilişkilerinin de canlandığı bu dönemde, sadece 2003 içerisinde Amerika Irak'tan 4,4 milyar Dolarlık petrol ithal etmiştir. ABD bu ithalatına karşın Irak'tan 347 milyon Dolarlık ihracatta bulunmuştur.101 

İşgal öncesinde birçok Uzakdoğu ülkesi de Irak'la olan dış ticaretlerini korumuşlardı. Özellikle Vietnam pirincinin en büyük ithalatçısı olan Irak, Tayvan ve Tayland ile de ticari anlaşmalar imzalamıştır. Çin’in ulusal Petrol Şirketi, Çin Kuzey Endüstrileri Şirketi ile birlikte güney Irak petrol bölgesinde petrol çıkarmak üzere 1,3 milyar Dolarlık anlaşmayı 1997'de imzalamıştır. Aynı şekilde Hindistan'dan Oil And Natural Gas Corporation Limited (ONGC), Endonezya'dan Pertamina ile de 2000 yılında Irak Batı Çölü bölgesinde petrol çıkarma anlaşmaları imzalamıştır. Pirinç ticaretini petrole de taşıyan Vietnam'ın, Petro Viyetnam şirketi de Amara bölgesinde petrol çıkarma sözleşmesi imzalamıştır. İşgalden hemen sonra Japonya'nın Itochu ve Mitsubishi şirketleri Irak'ta petrol çıkarma anlaşmasına vardıklarını açıklamışlardır.102 

1.3 Para Politikaları 

Bütçe sorunlarının aksine 2004 senesi içerisinde Irak Merkez Bankası'nın harici rezervlerinin genişlemesinden de anlaşılacağı üzere, para rezervleri hızla artmış 
ve ‘Avrupa Ödemeler Danışmanlık Derneği’ anlamına gelen The European Payments Consulting Association, (EPCA) projeksiyonlarını yakalamıştır. 2004 senesi içerisinde para rezervlerinde yaşanan artış %117’dir. Hükümete borç vermesi yasaklanan Merkez Bankası, rezervlerdeki artışın nerdeyse hepsini harici rezervler vasıtasıyla sağlamıştır. 103 

Ancak Savaş döneminde döviz belli bir baskı altına girmiştir. Nisan ortasından bu yana hızlı bir artış ile günlük 50 milyon düzeyinde işlem hacmine ulaşmıştır. Merkez Bankası'nın harici rezervleri EPCA'nın 2004 senesindeki 4 milyar tahmininin oldukça üstüne çıkıp, Ocak 2005'te net 7,4 milyar Dolara ulaşmıştır. Satışlarındaki yükseliş ve Merkez Bankası'nın tam anlamıyla istikrarlı olmayan rezervleri, para talebinin azalmaya başladığını göstermiştir.104 

1.4 Borçlar. 

Irak'ın borçları konusunda oldukça spekülatif veriler bulunmakla birlikte, veriler arasında homojenlik bulunmamaktadır. 21 Kasım 2004'te Paris Kulübü'nün 
borçların %8o kadarını üç aşamalı bir program dahilinde düşüreceğini açıklamıştır. Paris Kulübü planının ilk aşaması, hayata geçtikten sonra Irak'ın borcundan 78 milyar Dolar düşmektedir. Bu durumun bir diğer anlamı, Irak'ın borcunun GSMH'sinin üç katı olduğudur. Paris Kulübü ile yapılan anlaşma tam anlamıyla hayata geçse bile, Irak'ın borcunun Paris Kulübü içinde olan ülkelere ödenmesi, erteleme sonrası, 2011'de başlayacak ve 2038'de bitecektir. Ek başka bir borç azaltılması yapılmaksızın 2010'da Irak'ın dış borç stoku, GSMH'sinin %170'ine, yani 103 milyar a ulaşacaktır. Bu miktarın bir kısmı büyük oranda 2005-2010 arasında faiz ödemelerinin aktifleşmesinden kaynaklanmaktadır. II. ve III. Aşamalarda ise dış borç stokunun 34 milyar Dolara kadar düşmesi planlamaktadır.105 



Tablo3 
Tahmini Olarak 2004-2010Yılları Irak Dış Borç Stoku (Milyar Amerikan Doları). 
Kaynak: Taha Özhan, Irak Ekonomi-Politiği, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Dosyası, Ankara, 2006, s.19 dan derlenmiştir. 

Paris Kulübü dışında kalan ülkelerin borçlar konusunda nasıl bir politika izleyecekleri belirsizdir. Genelde savaş sonrası ve gelecek için iyimser bir tablo çizmeye çalışanlar Paris Kulübü ertelemesi üzerinde gereğinden fazla durmaktadırlar. Oysa Paris Kulübü dışında kalan borçlar hususunda bir anlaşma sağlanmış değildir. Irak'ın toplam borcu hakkında net bir rakama sahip değiliz. Farklı kaynaklardan, hesaplamalardan ve iddialardan elde edilen bilgiler oldukça farklı bir tablo çıkarmaktadır. 
80-135 milyar Dolar arasında değişen tahmin ve iddialar bulunmaktadır. Jubilee'nin yaptığa kapsamlı çalışmadan faydalanarak hazırlanmış aşağıdaki genel tablo, Irak'ın UNCC (United Nations Conference Centre) tazminatlarını içermemektedir. İlk tabloda özet ana borçlar, ikinci tabloda ise borçların detaylarına yer verilmiştir.106 



Tablo4 
Alınacak Miktara Göre Irak’ın Toplam Dış Borcu. 
Kaynak: Taha Özhan, Irak Ekonomi-Politiği, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Dosyası, Ankara, 2006, s.21. 


1.5 Fiyatlar 

2003 yılı rakamlarına göre 2004 yılındaki reel GSMH'de yaşanan büyüme, petrol üretiminin altyapısındaki iyileştirme çalışmalarının mesafe kaydetmesinden ve 
Irak fiyatlarına göre petrol fiyatlarının tavan yapmasından kaynaklanmaktadır. Irak petrol üretimimin 2,2 mv/gün (milyon varil/günlük) gerçekleştiği bu dönemde, 1,5 mv/gün'lik kısım ihracata gitmiştir ve hacmin artırılması için çalışmalar devam etmektedir. Petrol-dışı GSMH'nin ise 2002 senesinin altında bir düzeyde gerçekleştiği görülmektedir.107 



Grafik 4: Tüketici Fiyatlar Endeksi. 
Kaynak: Taha Özhan, “Irak Ekonomi-Politiği”, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Dosyası, Ankara, 2006, s.11. 

Kamu sektörü ise, bu dönemde belirsizliğini korumaktadır. Irak'ın şok bir müdahale ile yaşadığı ekonomik liberalizasyon sürecinde bu sektörlerde bir çeşit 
küçülme yaşanmıştır. Birçoğu atıl olan kamu kurumları, savaş sonrası yatırım ve yeniden yapılanma kontratları ile birlikte, ekonomik faaliyette hem eski paylarını alamadılar, hem de özelleştirmeye tabi tutulduklarından küçülmüşler dir. EPCA (Savaş Sonrası Acil Yardım Programı) tahmininin (%7) çok ötesinde çıkan enflasyon rakamı 2004 senesi için 9631,7 olarak gerçekleştir.108 

2005 bütçesi için yapılan tahminler de petrol gelirleri ve fiyatları üstünden yapılmıştır. 2005 senesi için EPCA Irak petrol satış fiyatı ortalamasının 26 olacağını tahmin etmekteydi. Petrol ihracatının da günlük 1,8 mv/gün'e çıkacağı tahmin edilmekteydi. Petrol gelirleri 2005'in ilk beş ayında program dahilinde gerçekleşti. 2005 Mayıs ayı sonrası düşük petrol ihracat hacmini ise petrol fiyatlarındaki yükseklik (2005 tahmini fiyatının üstüne çıkarak 36,4 den satılmıştır) tazmin etmiş oldu. 2005'in ilk beş ayında petrol ihracat hacmi 2004 senesi ile aynı düzeyde, 1,4 mv/gün (milyon varil/günlük) (program hedefinin oldukça altında bir düzeyde) olarak gerçekleşmiştir. 

Irak petrolünde bu dönemde yaşanan fiyat artışı genel petrol fiyat artışından oldukça aşağıda kaldı. Bu ise doğal olarak Irak petrolünün dünya ortalama petrol fiyatı karşısında rölatif olarak derin fiyat farkı pozisyonunda kalmasını sağladı. Oysa Dünya Enerji Organizasyonu'nun, Brent, Batı Teksas ve Dubai petrollerini baz alarak ortaya çıkardığı mukayeseli petrol fiyatları, 2004 senesinde varil başına 6,4, 2005'in ilk çeyreğinde 13,4 ve Nisan-Mayıs 2005 arasında da 8,6 yükseliş göstermişti.109 

EPCA'nın yerli rafineri petrol ürünleri fiyatlarını artırmak üzere ortaya koyduğu hedefler gerçekleştirilemedi. Bu ürünlerin resmi fiyatlandırılması uluslararası 
fiyatların oldukça altında tutulmaktadır. Devlet destekli fiyat politikasının dışında da, ithal edilen petrol ürünleri iç piyasada desteklenmiş fiyatlarla satılmaktadır. 
Bu ise 2004 senesi içindeki gayri safi hasılada ciddi zarara yol açarak, takriben GSMH'nin %30'u, yani 8 milyar a yakın bir bütçe maliyeti oluşturmuştur. Irak iç piyasa petrol satışlarının yerli ve uluslar arası fiyatlardan değerlendirilmesi aşağıdaki tabloyu ortaya çıkarmaktadır. Bu değerlendirmede petrol üretimi için 2004 rakamları, fiyatlar içinse Haziran 2005 rakamları dikkate alınmıştır.110 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

85 İnci Selin Aydın, Irak Cumhuriyeti ülke Raporu, T.C., Başbakanlık, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Ankara, 2009, ss.10-11. 
86 Taha Özhan, Irak Ekonomi-Politiği, Siyaset, Ekonomi Ve Toplum Araştırmaları Vakfı Dosyası, 2006, s.1. 
87 The Coalition Provisional Authority’s Experiencewith Economic Reconstruction in Iraq, 
http://www.usip.org/pubs/specialreports/sr138.pdf (25.04.2009 ) 
88 Taha özhan, a.g.e.,s.6. 
89 İnci Selin Aydın, Irak Cumhuriyeti Ülke Raporu, T.C. Başbakanlık, Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatı Geliştirme 
Etüd Merkezi, Ankara, 2009, s.12. 
90 Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, Economic policy And Prospects In Iraq, Public Policy Discussion Papers, Federal Reserve Bank Of Boston, No. 04-1, s.20. 
91 İnci Selin Aydın, a.g.e.,.s.12. 
92 Taha Özhan, a.g.e.,s.7. 
93 Taha Özhan, a.g.e.,s.7. 
94 İnci Selin Aydın, a.g.e.,.s.11. 
95 a.g.e., s..11. 
96 Christopher Foote, William Block, Keith Crane, Simon Gray, a.g.r., s.4. 
97 a.g.r., s.5. 
98 Taha Özhan, a.g.e., s.9. 
99 İnci Selin Aydın, a.g.e., s.12. 
100 Taha Özhan, a.g.e.,s.24. 
101 a.g.e., s.24. 
102 a.g.e., s.24. 
103 a.g.e., s.15. 
104 a.g.e., s.16. 
105 a.g.e., s.20. 
106 a.g.e.,s.20. 
107 a.g.e., s.11. 
108 a.g.e., s.11. 
109 a.g.e., s.13. 
110 a.g.e., s.14. 


7 Ci BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 5

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 5



2.6 Irak–İran Savaşı Sonu ve Kuveyt’in İşgali 

   Temmuz 1988 tarihinde savaşın sona ermesiyle birlikte Saddam Hüseyin Irak içinde pozisyonunu sağlamlaştırmaya başlamıştır. Özellikle Irak gizli servisinin
uygulamalarıyla insan hakları ihlalleri yaygın hale gelmiştir. Kasın 1988 tarihinde Irak politik reform ilan ederek çok partili sisteme geçmiştir. Ocak 1989 tarihinde komitenin yeni anayasa taslağı ilan edilmiştir.57 Irak ile Kuveyt arasında gerginliğin, Kuveyt’in petrol fiyatında oynaması, Bağdat’ın ihtiyacı olan 10 milyar ı vermemesi ve Irak’ın talebi üzerine Irakla Kuveyt arasında Bubyan ve Vearba adalarını kapsayan sınır anlaşması imzalamayı reddetmesi sonucunda başlamıştır.58

   Ağustos 1990'da, Saddam Hüseyin, sınırlı sayıda askeri güçle Kuveyt'i aniden istila etti. Saddam’a göre Kuveyt'in, Irak'ın Körfez'e açılmasını mümkün olduğuncaengellemek İçin Britanyalı sömürgeciler tarafından kurulduğunu iddia etmiştir. Bu iddiaya dayanarak Irak, Kuveyt’i ilhak etmiştir. Birleşmiş Milletler, kendi üyesi birdevletin yok olmasını kabul etmeyerek; İsrail gibi kendisini tehdit altında hisseden Arabistan'ı da korumak için, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bir uluslararasımüdahale gücü oluşturulmasına kararlaştırılmıştır. 

   Bu güç Amerika Birleşik Devletleri komutası altında, İngiliz, Fransız, Suudi, Mısırlı ve Suriyeli birliklerden oluşmaktaydı.59 Bütün ihtarlara aldırış etmeyen Saddam Hüseyin, BM tarafından ekonomik ambargoya tabi tutulmuştur. Ağustos 1990 ile Ocak 1991 tarihleri arasında yapılan diplomatik ve siyasi baskılar sonuç vermeyince, Çöl Fırtınası Operasyonu başlamıştır.60 Amerika hava güçleri operasyona başlayarak kısa sürede Irak ordusunu ezmiştir. Ama başkan Bush (baba), BM kararına uygun biçimde, koalisyonun kara güçlerinin büyük kısmını Irak'ın güney sınırı üzerine durdurma ve Saddam'a düşman hareketleri (güneyde Şiiler, kuzeyde Kürtler) desteklememe kararı alarak, Saddam’ın yönetimde kalmasına izin vermiştir.61 Böylece, 16-17 Ocak 1991 tarihinde Kuveyt özgürlüğüne kavuşmuştur.62

3. I. KÖRFEZ SAVAŞI VE SONUÇLARI 

3.1 I. Körfez Savaşının Doğurduğu Yeni Koşullar 

1991 Körfez Krizi sonrasında dünyada ve Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler gerek uluslararası alanda gerekse bölgede dengelerin yeniden oluşmasına yol açarkenbazı aktörler siyaset sahnesinden silinmiş, bazıları ise siyasetin merkezine oturmuştur. Özellikle Sovyetler Birliği'nin ve Doğu Bloğu’nun dağılması iki kutuplu yapıyı sona erdirirken, bölgede ABD'yi uluslararası ve bölgesel politikanın belirleyicisi veya aktif öğesi konumuna getirmiştir. Aynı şekilde Körfez Krizi Irak'ı bölgede etkin bir güç olmaktan çıkarırken, Filistin sorununu ve Yaser Arafat'ı dengeleri etkileyen ve bölgede politik gündemi tayin eden bir konuma getirmiştir.63
ABD’deki Clinton yönetiminin Irak'ın potansiyel bir tehdit unsuru olduğunu göstermesi, İran ve Irak'ın kuşatılmasını öngören ‘Çifte Kuşatma’ politikasını
uygulamaya koymuştur. Bu politik; BM vasıtasıyla kitle imha silahların denetlemesi ve ekonomik yaptırımlar uygulayarak sürdürmüştür.64

3.2 BM. Yaptırımları ve Irak’ın Kitle İmha Silahları 

Körfez Harekâtından sonra, Irak'ın Askeri gücü sıfırlanarak bütün nükleer ve kimyasal tesisleri yok edilmiştir. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyinin, 3 Nisan 1991
tarihinde kabul ettiği 687 sayılı kararı ile belirlenen ateşkes koşulları uyarınca, Irak'a uygulanan ekonomik yaptırımlar devam edecekti. Buna göre, Irak'ın sahip olduğu nükleer, kimyasal ve biyolojik silahların tamamen ortadan kaldırılacağı gibi, Irak'ın bu tür silahlar geliştirip geliştirmediği de BM Özel Komisyonu (United Nations Special Commission: UNSCOM) ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (International Atomic Energy Agency: IAEA) tarafından sürekli denetlenip imha edilecektir.65 Ekonomik yaptırımların Irak ekonomisini ciddi biçimde yıpratmıştır. Özellikle komşuları ile olan ekonomik münasebetlerin sınırlandırılması Türkiye gibi komşu ülkelerin Irak pazarından mahrum kalması ve maddi kayıplara neden olmuştur. Irak’a uygulanan 12 yıla aşkın ambargodan dolayı Türkiye’nin yaklaşık 50 milyar Amerikanı kaybına neden olmuştur.66

3.3 Çekiç Gücü ve Keşif Gücü 

Güvenlik Konseyi'nin 2982 oturumunda kabul edilen S/RES/688 (1991) sayılı  kararla, kurtarma ve yardım ile sınırlı olan ‘Huzur Operasyonu’nun birinci aşaması  devreye girmiştir. Bu kararla, güvenli bölge oluşturulması (her ne kadar kararda böyle  bir kavramdan söz edilmemiş olsa da) ve Çekiç Güç veya Huzur Operasyonu gibi  uygulamaların temel dayanağını oluşturulmuş.67 




Harita 3: Uçuşa Yasak Bölgeler. 

Kaynak: Mustafa Aydın, Nihat Ali Özcan, Neslihan Kaptanoğlu, Riskler ve Fırsatlar Kavşağında Irak'ın Geleceği ve Türkiye, Tepav Ortadoğu Çalışmaları, Ankara; 2007, s.27. 

Nisan 1995’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 986 sayılı kararıyla  Irak’ın gıda ve ilaç satın almasına olanak verecek şekilde kısmen petrol ihracatına başlamasına onay verilmiştir. “Petrol karşılığı gıda programı” olarak adlandırılan bu  uygulamayla Körfez Savaşı’ndan sonra uygulamaya konan Birleşmiş Milletler ambargosu yumuşatılmıştır O sırada, Irak’ın kuzeyinde, kendi aralarında çatışmakta  olan Kürt gruplardan KDP’nin (Barzani) davetiyle Irak askeri güçleri Ağustos 1996’da kuzeydeki uçuşa yasak bölgeye girerek Erbil’i almıştır. Bundan dolayı, ABD, kuzeydeki  uçuşa yasak bölgeyi Bağdat’ın hemen güneyine 33. paralele kadar genişletmiştir.68 

Saddam kuvvetleri, Talabani’den aldıkları Erbil’i, Barzani’nin peşmergelerine  devrederek geri çekilmişlerdir. Bu durum Kürtler arası dengeleri Barzani lehine 
bozmuştur. Ancak, ABD, Saddam Hüseyin’e karşı Kuzey Irak’ta oluşturduğu ve eğittiği  muhalif Irak’lılardan oluşan silahlı grupların bir kısmı Saddam Kuvvetlerinin eline geçmiştir. ABD, geri kalan oluşturduğu muhalif grubu aileleri ile birlikte Türkiye  üzerinden önce Hint okyanusundaki Guam adasına, oradan da ABD’ye götürmüştü. Türkiye bu sürecin başında Kuzey Irak’ta inisiyatifi geçici olarak ele geçirmiş olup,  Barzani ve Talabani güçleri arasındaki çatışmaları durdurmak için Türkmenler ve Asurilerden oluşan “Ateşkes İzleme Gücü”nü kurdurmuş ve eğitmiştir. Bu oluşturulan  gücün masraflarını İngiltere ve ABD üstlenmiştir.69 

Körfez Savaşı ardından, Irak’ın BM silah denetçileriyle ilişkileri de inişli- çıkışlı seyir göstermiştir. Nisan 1991’de kurulan UNSCOM’un çeşitli gerilimler ve 
zorluklar sonunda, 1998’de ülkeden çekilmesini takiben “Çöl Tilkisi” operasyonuyla  ABD ve müttefik güçler yaygın hava bombardımanıyla Irak’ı BM’yle işbirliğine zorladılar ve 1999’da BM Silah Denetleme Komisyonu (UNMOVIC) kurularak  denetlemelere yeniden başladı. Clinton yönetimi bu süreçte “Irak Kurtarma Yasası”nı çıkartarak bazı askeri ve politik hazırlıklara başladı. Bu hazırlığın en önemli ayağını,  Talabani ve Barzani’yi bir araya getirmek ve Saddam’a karşı ittifak kurmak oluşturdu.70 

Türkiye'de kamuoyunda oluşan rahatsızlık dolayısıyla Çekiç Güç'ü tamamen  kaldıramayan Refah yol Hükümeti, 1997 başında adını Keşif Güç olarak değiştirerek görev süresini, altı aylığına uzatmıştır. Ancak, Keşif Gücünün, İncirlik’te üslenmekle  beraber Kuzey Irak'taki Kürtlere yardım amacı taşımamaktan ziyade Irak'ın BM kararlarına uyup uymadığını denetlemek amacıyla görev yapmıştır.71 

3.4 Irak’ın Kitle İmha Silahları ve Savaş Hazırlığı 

Irak, BM denetlemelerine her fırsatta direnmesi, ABD’ye önemli bir fırsat  vermiştir. Temmuz 2002’de, Irak’ın BM Genel Sekreteriyle görüşmeleri sonunda, nihai olarak silah denetçilerinin ülkeye gelişlerini reddetmesi dönüm noktası oldu. ABD  Kongresi, Ekim 2002’de, Başkan Bush’a Irak’a karşı savaş açma yetkisi tanınmıştır. 8 Kasım 2002’de BM Güvenlik Konseyi’nin 1441 sayılı kararıyla silah denetçilerinin  yetkileri arttırılırken, Irak’a da işbirliği yapmaması durumunda “ciddi sonuçlarla karşılaşacağı” uyarısı yapılmıştır. Takiben denetçiler Irak’a dönerken, süreci fırsata  çevirmek üzere harekete geçen ABD, savaş hazırlıklarına hız verdi. Başkan Bush, 17 Mart’ta, Saddam Hüseyin ve oğullarına ülkeyi terk etmek için kısa süre tanıyan bir  kesin uyarı vermiştir. 20 Mart’ta ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri “Irak’ı kitle imha silahlarından arındırmak, Saddam Hüseyin’in teröre verdiği desteği kesmek ve  Irak halkını özgürleştirmek” gerekçeleriyle saldırıya geçti. 9 Nisan’da başkent Bağdat'a 
giren koalisyon güçleri Saddam Hüseyin iktidarını devirmiş ve 15 Nisan’da Irak’ın  tümünü ABD önderliğinde koalisyon güçlerinin denetimine geçmiştir.72 

4. II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN ÖNCE IRAK’IN EKONOMİK YAPISI 

Irak devleti kurulduğunda, tarım ve hayvancılık ekonomik yapının temeliyken, petrolün ülke ekonomisinde sınırlı bir rolü vardır. 1950’lilerde petrol, Irak için 
vazgeçilmez bir ekonomik kaynak haline gelmiştir. Irak’ın ilk kurulduğu yıllarda, içine kapalı tarım toplumu iken, Süveyş Kanalı'nın açılmasından sonra buharlı taşımacılığın Fırat ve Dicle nehirlerinde kademeli bir şekilde uygulanmıştır. Irak, Körfez Bölgesi ve Hindistan'a tahıl ihraç etmeye başlamıştır. İhracattaki bu artışın, ekilen tarımsal arazilerin kıymetlenerek, artmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda da Irak, sadece kendine yeten bir ekonomi olmaktan çıkarak dünya ekonomisine eklemlenmeye başlamıştır.73 

Merkezî planlamaya göre yönetilen Irak ekonomisi, petrolden elde edilen gelirlere bağımlı durumunu sürdürecektir. Geleneksel olarak döviz kazançlarının 
%95'ini petrol gelirlerinden sağlamaktadır. Ayrıca petrol sektörü Gayri Safi Millî Hasılanın %60'nı oluşturmaktadır. 1980'li yıllar boyunca Irak'ta finansal sorunlar yaşanmaya başladığı gibi, yaşanan finansal krizlerin başlıca nedeni İran'la 8 yıl süren savaşın kaynakları tüketmesi gösterilmektedir. Ayrıca bu süreçte Irak petrol ihracatı yapamadan borçlanmak zorunda kalmıştır.74 

4.1 Krallık Döneminin Ekonomik Yapısı 

İngiliz Mandası ve monarşi dönemlerinde büyük toprak sahipliği rejimin, Irak’ın sosyal tabanını oluşturmasının yanı sıra, büyük toprak sahipleri Irak’ın güney 
bölgelerinde yoğunlaşmışlardır. Bu bölgedeki topraksız köylüler geçim sıkıntısı yaşamalarından dolayı Bağdat gibi büyük şehirlere göç etmişlerdir. Irak, dünya 
ekonomisine önce tahıl ihracatçısı sonra da petrol ihracatçısı olarak eklemlenmiştir. Kırsal alandaki, arazilerin, şehirlerdeki ticaret ve endüstriyel üretimin gelirleri belli ellerde toplanmıştır. 
Bu durum, Irak halkında memnuniyetsizlik yaratarak, 1936-1941 yılları arasında kabile ayaklanmalarına neden olmuştur. İngiltere, İkinci Dünya Savaşı 
sırasında ülkeyi kontrol altında tutarak, tüccarlar ve büyük toprak sahiplerine servet ve güç kazandırmıştır. Petrol Endüstrisinin Irak ekonomik üzerindeki etkisinin 1950'li yıllara kadar sınırlı olmuştur. Irak'ın petrolden elde ettiği gelir 1940 yılında 6.44 milyon dolaylarındayken 1958 yılında 224 milyona yükselmiştir.75 

4.2 Cumhuriyet Dönemi Ekonomik Yapı 

1958 darbesini yapan Abdülkerim Kasım önderliğinde askerlerin orta sınıf kökenli olup sosyal eşitliğe önem verenlerdendiler. Darbeden 1968'e kadar olan on yıl içerisinde Irak'ta uzun süreli istikrarlı bir yönetim ortaya çıkmamıştır. Çünkü bu on yıllık süre içinde Abdülkerim Kasım'ın (1958-1963), Abdüsselam Arifi’in (1963-1966) ve Abdurrahman Arif’in (1966-1968) dönemlerinde farklı ekonomik uygulamalar gerçekleşmiştir. Ancak, bu alanda en önemli uygulamalar arasında, Ekim 1958 tarihli tarım reformu olmuştur. Bu reformda Mısır örneğinin takip edilmesi çeşitli zorluklara neden olmuştur. Bunun yanında tarımda uzman sıkıntısı, toprak sahiplerinin ciddi muhalefeti ve üst üste iki yıl yaşanan kuraklık sıkıntılar arasındadır. Bunun yanı sıra yine aynı dönemde hizmet sektörünün kalitesinin artırılması ve petrol endüstrisinin geliştirilmesi için de ciddi miktarda para harcanmaya başlamıştır. Toprak reformu 1970'li yıllarda Irak’ın Kuzey bölgelerine de uygulanmış ve bu reform, büyük toprak sahipliğini sona erdirme ve onların siyasetteki etkinliğini kırmayı amaçlamıştır.76 

1958'de tarımda çalışan nüfusun %15'i toprak sahibi iken, 1971 'de bu oran %95'e ulaşmıştır. Bu dönemde yönetimin en büyük başarısı olarak büyük toprak sahibi sınıfın gücünün kırılması gösterilmektedir. Böylece siyasi ve ekonomik yapı şehirli orta sınıf lehine düzenlenmiştir. Yönetimi ele geçiren Abdülkerim Kasım ve arkadaşlarının, diğer önemli çalışması da endüstriye verdiği önem olmuştur. Bu çalışma için beş yıllık planlar yapılmış ve endüstrileşme ile birlikte, tarım ve diğer sosyal hizmetler için petrol gelirinin %50'si ayrılmıştır. 1966'ya kadar devam eden bu planlamalar, 1966'da petrol gelirlerinde ortaya çıkan düşüşle zarar görmüştür. Petrol gelirlerindeki düşmenin yanı sıra kuzeydeki Kürt isyanlarını bastırmak amacıyla yapılan harcamalar, yönetimi temel harcamaları kısmak ve vergileri artırmak zorunda bırakmıştır. Bu ise orta sınıfın yönetime olan desteğinin azalmasına neden olmuştur. 1968 yılında Baas Partisi'nin kansız bir darbe ile yönetimi ele geçirmesine giden süreçte bu gelişmelerin önemli rolü olmuştur.77 

4.3 Irak-İran Savaşı Dönemi Irak Ekonomisi 

1968'de yönetimi ele geçiren Baas Partisi, 1973'e kadar parti üyesi olmayan kişilere destek sağlayabilmek için yönetimde söz sahibi olma hakkı verse de, bu tarihten itibaren kontrolü tamamen ele almıştır. Yönetimini sürdürebilmek için baskı ve korku politikaları uygulamıştır. 1968 sonrasında Ahmed Hasan El-Bekr Devlet Başkanı, Başbakan ve Ordu Komutanı olarak siyasi ve askeri gücü elinde tutmuştur. Saddam Hüseyin ise, parti içerisinde en etkili kişiydi. Saddam Hüseyin 17 Temmuz 1979'da Bekr'in İstifasıyla Devlet Başkanı olarak yönetime gelmiştir.78 

Baas yönetimi sanayileşmeye öncelikli bir önem vermiştir. İran-Irak Savaşı'na kadar olan dönemde Baas yönetimi demir, çelik, alüminyum ve Petro-Kimya gibi sermaye yoğun alanlara yatırım yaptı. Yapılan yatırımlar endüstriyel bir büyüme sağlamıştır. Ekonomik anlamda ise yatırımlar ciddi bir işgücü istihdamı sağlamamıştır. Tarımda çalışan nüfusun azalmasıyla birlikte ortaya çıkan işgücü fazlası büyük ölçüde inşaat sektöründe çalışmaya yönlendirilmiştir. 
Bu bağlamda, devlet hizmetlerinde çalışan nüfusun oranı da gitgide artmıştır.79 

Irak Yönetimi, 1973 tarihinde Irak’taki Petrol Şirketi'ni millileştirerek petrolden elde ettiği gelirden devlete fon sağlamıştır. Buna da 1973 petrol krizi 
eklenince petrol fiyatlarını ciddi oranda artmıştır. Böylece, Irak'ın petrolden elde ettiği gelirin artırmasına neden olmuştur. Bu gelişmeler, tarım ve ihracat artışı, Irak’ı temel maddeler ihracatında zengin olan ülkeler listesinde yer almasını sağlamıştır Bu dönemde, Irak ekonomisindeki büyümede petrol gelirlerinin yansıra ekonomik politikanın da büyük rolü olmuştur.80 Millileştirme ve petrol şoku öncesinde Irak'ın 1968'de 488 milyon Dolar olan petrol geliri, 1974'te 5.7 milyar Dolardan, 1980'de 26.5 milyar Dolara ulaşmıştır. Elde edilen gelirin bu kadar fazla olması, Baas yönetimine istediği her alanda harcama yapabilme imkanı vermiştir. Bu anlamda endüstri, tarım, eğitim, altyapı hizmetleri ve savunma harcamaları artmıştır.81 

İran-Irak Savaşı sırasında Irak ekonomisi açısından çok ciddi sonuçları doğurmuştur. Savaş sırasında silahaltındaki insan sayısı 950.000'i bulmuş, bir başka deyişle işgücünün %20'si savaşmak zorunda kalmıştır. Ekonomik kaynaklar sekiz yıl boyunca savaşa harcanarak, hizmet sektörününde kalitesi düşmüştür. Ayrıca uzun vadeli ekonomik planlar yapılamadığından ekonominin petrole olan bağımlılığının giderek artmasına neden olmuştur. Savaş sırasında Irak'ta kişi başına düşen milli gelirin %40 oranında azaldığı belirlenmiştir. Bütün bu olumsuzlukların yanında; petrol fiyatlarının düşmesi ve Şattülarap suyolunun, batan tankerlerden dolayı kullanılamaz hale gelmesi de diğer olumsuz etkenlerdir. Bundan dolay, Irak'ın petrol ihracatı azalmıştır. Böylece, Irak’ın petrolden elde ettiği gelirde büyük düşüşler yaşanmıştır. Savaş sırasında Irak'ın petrol ihracatı 3,5 milyon varilden 700.000 - 900.000 varile düşmesi, sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Irak'ın savaşı devam ettirebilmesi için gerekli kaynakları sağlamada Irak’ı başta Kuveyt ve Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinin yanı, sıra Batılı ülkelerden borç almaya zorlamıştır. Savaş sonrasında bu borçların ödenmesi konusu Kuveyt'in işgaline zemin hazırlayan konulardan biri haline gelmiştir.82 

4.4 Ekonomik Yaptırımlar ve I. Körfez Savaşı Dönemi Ekonomik Yapı 

1990-1991 yıllarında Irak'ın yeni bir savaşa girişmesi ekonomiyi derinden etkilemiş ve ekonomik faaliyetlerin durmasına neden olmuştur. Bu dönemde Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in ekonomik kaynakları kendi rejimini ayakta tutabilmek amacıyla kullanması, Irak'ta 10 yıllık bir ekonomik gerileme dönemi yaşanmasına neden olmuştur. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgali kısa sürmüş ABD önderliğindeki uluslararası güç Irak'ı bölgeden çıkardığı gibi, 661 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararıyla da bu ülkeye ambargo uygulanmaya başlanmıştır. 1997 yılında yürürlüğe giren "BM Petrol Karşılığı Gıda, İlaç ve İnsani İhtiyaç Maddeleri Programı Memorandum of Understanding: MOU" kapsamında uygulanmakta olan bu ambargo yürürlüğe girmiştir.83 

Irak'ın Kuveyt'i işgali sonrasında BM kararıyla uygulamaya konulan uluslararası ambargo, Irak ekonomisini iyice kötü hale getirmiştir. Ambargo sunucu, en 
önemli gelir kaynağı olan petrol satışından mahrum kalan Irak'a ambargo zaman içerisinde yumuşatılmıştır. BM tarafından alınan karala, gelirin, gıda ve sağlık 
hizmetlerinde kullanarak Irak'ın sınırlı miktarda petrol satışına izin verilmiştir. Irak ise, komşularına kaçak yollardan petrol satışına devam ederek elde ettiği geliri Saddam yönetimi güvenliği sağlamlaştırmak için kullanmıştır.84 


BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

57 David Seddon, a.g.e.,s.264. 
58 Neda Kordestani, The Political Role Of Oil İn The Middle East, (In Partial Fulfilment Of The Requirements For Degree Of Master Of Art In International Relations), 
San Diego, 1998, s.56. 
59 Yves Lacoste, Büyük Oyunu Anlamak Jeopolitik: Bugünün Uzun Tarihi, NTV Yayınları, İstanbul 2007, s.78. 
60 David Seddon, a.g.e.,s.264. 
61 Yves Lacoste, a.g.e.,s 78. 
62 David Seddon, a.g.e.,s.264. 
63 Tayyar Arı, a.g.e., s.458. 
64 a.g.e., s.458. 
65 a.g.e., s.452. 
66 a.g.e., s.455. 
67 a.g.e., s.455.- s.459. 
68 Mustafa Aydın,Nihat Ali Özcan,Neslihan Kaptanoğlu, a.g.e.,s.7. 
69 a.g.e.,s.7. 
70 a.g.e.,s.7. 
71 Tayyar Arı, a.g.e., s.462. 
72 Mustafa Aydın,Nihat Ali Özcan,Neslihan Kaptanoğlu, a.g.e., s.8. 
73 Fulya Atacan , a.g.e., s.162. 
74 Ümit Özdağ, Sedat Laçiner, Serhat Erkmen, Irak Krizi (2002-2003), Asam Yayınları, Ankara, 2003, s.351. 
75 Fulya Atacan, a.g.e., ss.162-163. 
76 a.g.e., s.164. 
77 a.g.e., s.164. 
78 a.g.e., s.164. 
79 a.g.e., s.165.
80 Alrubaie Falah. An Evaluation to Industrial Development in Iraq “During 1975-1990”. MPRA Paper No:8331, 19. Nisan 2008. 
http://mpra.ub.uni-muenchen.de/8331/1/MPRA_paper_8331.pdf (02.03.2009). 
81 Fulya Atacan, a.g.e., s.165. 
82 Fulya Atacan , a.g.e., s.166. 
83 Ümit Özdağ, Sedat Laçiner, Serhat Erkmen,a.g.e., s.352. 
84 Fulya Atacan, a.g.e., s.167. 


6 Ci BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 4

II. KÖRFEZ SAVAŞINDAN SONRA IRAK EKONOMİSİ VE IRAK PETROLLERİNİN IRAK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE GELECEĞİ., BÖLÜM 4



2.3 Abdulrahman Arif Dönemi 

Abdulrahman Arif Irak yönetimine gelince, İngilizlere bağlılığıyla ünlü olan Abdulrahman Bezzaz’ı başbakanlığa getirmiştir. Bezzaz yönetim bakımdan çok zayıf görünümdeydi, 1966-68 yılları arasında iktidar zaafı, ABD ve İngilizleri Irak’ta kendi çıkarlarını koruyacak daha güçlü iktidar aramaya itmiştir. Bu dönemde Baas partisini destekleyerek yönetime gelmelerine yardımcı olmuşlardır.41. 

2.4 1968–1991 Baas Rejimi ve I. Körfez Savaşı 

Arap milletinin tekrar doğuşu anlamına gelen Baas düşüncesinin Irak içinde yayılmasında en çok Michel Aflaq rolünden söz edilebilir. Sosyalizmle ile milliyetçilik arasındaki ideal model olarak gören Alman Nasyonal Sosyalistlere hayranlığını gizlemeyen Aflaq, sıkı bir yandaşı olan Salahadin el-Bitar’ ile beraber 1940’larda Suriye’de Baas Partisine dönüşecek Hareketin temelini atmışlardı. Ancak 1966’da Baas karşıtı bir darbeyle Aflaq ve Bitar yönetimden uzaklaştırılmıştır. Bu darbeyle Irak ve Suriye’deki Baas yönetimleri arasında görüş ayrılığı doğmuştur. 1968 yılında Aflaq, Bağdat’a giderek Baas partinsin onursal başkanı olarak hayatının sonuna kadar yaşamıştır.42 1968 yılında, Ahmed Hasan El-Bekir liderliğindeki Baas partisi darbe yaparak Irak yönetimi ele geçtirmişlerdir. Bekir’in yardımcılığını yapan ve parti içinde etkili olan Saddam Hüseyin, 1979 tarihinde yönetimi ele geçirmiştir.43 

2.5 Saddam Hüseyin ve Irak–İran Savaşı 

2.5.1 Saddam Hüseyni’nin yönetime gelişi ve Irak 

Saddam Hüseyin, Bağdat’ın kuzey batısında bulunan Tikrit kentinde doğmuş; 1979-2003 tarihleri arasında Irak’ın Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık görevini 
yürütmüştür. 19 yaşındayken 1956 tarihinde Baas Partisinde katılarak iki yıl sonra hüküm yemiştir. Daha sonra rejim aleyhine çalıştığından dolayı altı aylık askeri hüküm yemiştir. 1959’da başbakan Abdülkerim Kasım’a başarısız suikast girişiminde bulunarak 1960 yılında gıyabında idam hükmüne çarptırıolarak önce Suriye, daha sonra Mısır’a kaçmıştır. Daha sonra 1963 tarihinde gerçekleşen Ramazan devriminden sonra Irak’a dönerek Baas partisinin liderlik kademesine katılmıştır. Fakat aleyhtar Baas Partisi üyeleri yanında yer almasından dolayı tutuklanmıştır. Hapishanedeyken Genel Sekreter pozisyonuna seçilmiştir. 1967 tarihinde hapishaneden kaçmıştır. Kasım 1967 tarihinde Devrim Komuta Konserliği Başkanlığı (Rvolutionary Command Council: RCC) sözcülüğüne seçilmiştir.44 

Saddam Hüseyin, Haziran 1972 Batılı şirketlerin kontrolünde olan Irak petrol kaynaklarını millileştirdiği gibi İran ile 1975 tarihinde Cezayir anlaşmasını imzalayarak sınır sorununa geçici bir çözüm getirmiştir. Haziran 1979 tarihinde Irak’ın Suriye ile birleşmeyi kabul etmesini gerekçe göstererek, dönemin Cumhur Başkanı Ahmed Hasan Al-Bakiri yönetimden alarak tüm yetkilerinden alıkoyduğu gibi ev hapsine de çarpıtmıştı.45 

Irak’ın Devrim Komuta Konseyi, Temmuz 1969 tarihinde kurulmuştur. Devrim Komuta Konseyi üyeleri, Baas rejimi süresince sayıca (örnek olarak 1988 tarihinde bu sayı on kişiden oluşmaktaydı) değişiklik gösterse bile Irak devletinin yönteminde kilit rol oynamıştır. Kurulduğu tarihinden itibaren yasama ve yürütme erkini elinde bulundurmuştur.46 1969 tarihinde kurulmuş olan Irak Devrim Konseyinin beş üyesinden üçü Tikrit kentinden olup akrabalık bağıyla ülkenin kilit pozisyonlarında görev almışlardır.47 

 2.5.2 İran-Irak Savaşı 

1979’da Gerçekleşen İran devrimi, İslam’ın Şii yorumu ile ve anti-Amerikancı söylemlerle kendilerini göstermiştir. Bu durum, bölgedeki Batı çıkarlarını ciddi biçimde zedelemiştir. Nitekim 4 Kasım 1979 Tarihinde yürüyüşe geçen kızgın üniversite öğrencileri Amerikan Elçiliğini basarak elçilik mensuplarını rehin almışlardır. Bu da rehine krizine yol açmıştır. İran’ın Devrim ihracı söylemleri, Suudi Arabistan gibi bölge ülkelerini oldukça tedirgin etmiştir.48 

Irak’ın 1970’li yıllarda SSCB ile iyi ilişkiler geliştirmesi ise İngiltere ve ABD’yi tedirgin etmiş, Irak’a şüpheyle yaklaşmalarına neden olmuştur.49 Oysa 20 
Aralık 1969’ta Bağdat’taki İngiliz Büyük Elçisinin, İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Milletler Topluluğu Yakın Doğu Bölümüne gönderdiği bir belgede; Saddam Hüseyin’le yaptığı görüşmede, Irak ile SSCB arasındaki yakınlaşmanın Irak yönetimine uluslararası alanda destek vermesidir. Ancak, SSCB’nin Irak’taki Komünist Partiyle yakın ilişki kurmasından dolayı Irak yönetimi için tehlikeli bulunduğunu söylemiştir. Saddam Hüseynin diğer bir düşüncesi de Batının Filistin konusundaki tutumundan dolayı bir tepki olarak SSCB’ye yaklaşmasıdır.50 

İran’ın Şii tehdidini en çok ciddiye alan Irak olmuştur. Bunun en önemli nedeni; Irak’ın içindeki Şii nüfusun ağırlığı ile Irak’ın güneyindeki Şii dini merkezleri 
gösterilebilir. Bundan dolayı, Necef, Kerbela ve Bağdat’ta 1979 Şubatında ve 1980 başında yer yer olaylar çıkmıştır.51 Diğer yandan, Mısır’ın Camp David Anlaşması'yla birlikte Arap dünyasındaki liderliğinin ve Üçüncü Dünya ülkeleri arasındaki itibarının sarsılması ve İran’da Şah'ın düşmesi de Saddam'ın gerek Arap dünyasının ve gerekse Üçüncü Dünya'nın liderliğini yapma ve bölgede ortaya çıkan güç boşluğunu doldurma yönündeki isteklerini önemli ölçüde uyandırmıştır.52 

Baas döneminin en önemli sınır anlaşmasından bir tanesi Cezayir Anlaşmasıdır. İran-Irak arasındaki ilişkilerden daha ziyade İran’ın Kürtlere ve Şiilere 
yardımından dolayı Baas yönetimi bundan dolayı rahatsız olmaktaydı. İran’ın Kürtlere o zamana kadar yapmakta olduğu desteğe son vermesine karşılık Irak, 6 Mart 1975 Cezayir Antlaşmasını imzalayarak kabul etmiştir. Böylece Irak, Thalweg hattını kabul ederek Şatt-ül Arap'ın doğu yakasını İran'a bırakmaya razı olmuştur. Anlaşmaya göre: 

- Sınırların, daha önceden Osmanlı ile İran arasından gerçekleşen 1913 İstanbul sınır Anlaşması'na ve 1914'te oluşturulan sınır komisyonunun önerisine göre çizilmesi, 
- Nehir sınırlarını Thalweg hattına göre belirlenmesi, 
- Ortak kara sınırları boyunca güvenliğin ve karşılıklı güvenin yeniden oluşturulması ve her iki taraftan bölücü nitelikteki geçişlerin engellenmesi, 
- Her bir konunun, sorunun çözümünde vazgeçilmez şartlar olarak kabul edilmesi.53 


Harita 2: Cezayir Anlaşmasına Göre Şattülarap Sınırı. 
Kaynak: Mesut Özcan, Sorunlu Miras Irak, Küre yayınları, İstanbul 2003, s.138. 

Irak, Thalweg prensibini kabul ederek Şattülarap’ın yarısı üzerinde egemenliğini kaybetmiştir ancak 1975 Anlaşmasını imzalayarak güvenlikle ilgili
konularda oldukça rahatlama imkânı vermiştir. Bunu fırsat bilen Saddam yönetimi, Sovyetler Birliği ve Fransa’dan aldığı yardım miktarını artırarak bir güç haline gelmeyihedeflemiştir.54 Cezayir anlaşması, tartışmalı bir bölge olan Zeynü’l-Kavs üzerine ihtilaf sonucunda Irak tarafından, 17 Eylül 1980 tarihinde artık tanınmadığı ilanedilmiştir. İki ülke arasındaki sıcak çatışmalar 22 Eylül 1980’de Irak ordusunun 300 millik bir cephe boyunca İran’a karşı harekete geçmesiyle başlamıştır. 55

Sekiz yıl süren savaş sonunda ne Irak ne de İran amaçlarına ulaşabilmiştir. Savaşın başında Irak, İran topraklarının içlerine doğru ilerlemişse de, İran daha sonrakendini toparlamış ve savaş bir yıpratma savaşına dönüştürmüştür. Sonunda taraflar ateşkesi neredeyse savaşa başladıkları bir noktada kabul etmişlerdir. İran-Irak savası,İran'ın 18 Temmuz 1988'de BM'nin 598 sayılı kararını kabul etmesiyle son bulmuştur.56

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

41 Mustafa Çaykuş, a.g.e., s.25.
42 Robert Benewick, Philip Green, 20.Yüzyıl Politik Düşünceleri, Timaş Yayınları, İstanbul, 2000, s.19-20. 
43 Fulya Atacan, a.g.e., s.161. 
44 David Seddon, A Polıtical And Economic Dictionary Of The Middle East, Europa Publications, London, 2004,s.263. 
45 a.g.e.,s.263. 
46 The Revolutionary Command Council, http://lcweb2.loc.gov/cgi-bin/query/r?frd/cstdy:@field(DOCID+iq0071) (22.02.2009). 
47 The Emergence Of Saddam Husayn, 1968-79. http://lcweb2.loc.gov/cgi-bin/query/r?frd/cstdy:@field(DOCID+iq0023) (22.02.2009). 
48 A brief Modern Political History Of Iraq. http://www.e-book.com.au/iraqhistory.htm (16.01.2009). 
49 Mustafa Aydın, Nihat Ali Özcan, Neslihan Kaptanoğlu, Riskler ve FırsatlarKavşağında Irak'ın Geleceği ve Türkiye, Tepav Ortadoğu Çalışmaları, Ankara, 2007, s.12. 
50 Saddam Hussain, http://www.gwu.edu/~nsarchiv/NSAEBB/NSAEBB107/iraq02.pdf (26.01.2009). 
51 Mesut Özcan, Sorunlu Miras Irak, Küre yayınları, İstanbul, 2003, s.22. 
52 Tayyar Arı, Irak, Iran, ABD ve Petrol, 2.Baskı, Alfa Yayınları, İstanbul, 2007 , s.397. 
53 Mesut Özcan, a.g.e., ss.97-98. 
54 a.g.e., s.99. 
55 a.g.e., s.101. 
56 a.g.e., s.102. 

5 Ci BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR

***