12 Eylül 2018 Çarşamba

AMERİKAN İSTİHBARAT BELGELERİNE GÖRE KURTULUŞ SAVAŞI’NIN BUNALIM DÖNEMİNDEKİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI BÖLÜM 2

AMERİKAN İSTİHBARAT BELGELERİNE GÖRE KURTULUŞ  SAVAŞI’ NIN BUNALIM DÖNEMİNDEKİ TÜRK DIŞ 
POLİTİKASI  BÖLÜM 2



...... VE “DIŞİŞLERİ BAKANI YUSUF KEMAL BEYLE YAPILAN GÖRÜŞMELER” 


BUNALIMLI GÜNLER VE KARARLILIK 

Bekir Sami Bey’in istifası ile boşalan Dışişleri Bakanlığı görevine, kurucu meclis niteliğindeki ilk meclisin 5 Mayıs 1920’de göreve başlayan ilk hükümetinde İktisat Vekilliği (Ekonomi Bakanı) yapan Kastamonu Milletvekili Yusuf Kemal Bey getirildi. 

Yeni Türk Devleti, 1920 yılını, yeniden yapılanma ve iç hat manevrasının gereği doğu sınırının güvence altına alınması çalışmalarıyla geçirmiş, gerçekten de doğuda durum üstünlüğünü sağlamıştı. 1921 yılına girilirken, Ankara Hükümeti, doğu cephesinde oluşan olumlu durumu antlaşma zeminine oturtmak ve politik alanda durum üstünlüğü sağlamak amacıyla, 14 Aralık 1920 tarihinde Yusuf Kemal Bey başkanlığında bir kurulu, Bakû yoluyla Moskova’ya gitmek üzere Ankara’dan yola çıkarmıştı 8... 

Yusuf Kemal Bey Kurulu Moskova’ya gönderilirken, İtalyanların aracılığıyla Bekir Sami Bey başkanlığındaki bir kurul da Bağlaşık Devletlerle görüşmeler yapmak üzere, İtalya yoluyla Londra’ya gönderilmişti. Askerî alanda elde edilen başarıların kazancı politik alandaki başarılarla perçinlenmek istemişti. Doğu’da durum üstünlüğü sağlanmıştı. Adeta Ankara Hükümeti iki Dışişleri Bakanı ile çalışıyordu. Yusuf Kemal Bey Kurulu Kafkaslarda yeni kurulan cumhuriyetlerle iki ayı aşkın bir zaman, bire bir görüşmeler yapmışlar, antlaşma zeminini alt yapısını oluşturmuşlardı. 18 Şubat 1921’de Moskova’ya ulaşan 9 Yusuf Kemal Bey Kurulu’nun bir ay süreli Moskova’daki temasları meyvesini vermiş, iki ülke arasındaki ilişkiler, 16 Mart 1921 tarihinde Moskova’da imzalanan Türkiye-Rusya Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması ile doruk 
noktasına ulaşmıştı... 

Ankara Hükümeti, Bekir Sami Bey’in istifası üzerine, Dışişleri Bakanlığı görevine, hiç tereddüt etmeden dış ilişkilerde büyük bir bilgi birikimine sahip ve Moskova’dan yeni dönen, Yusuf Kemal Bey’i getirmişti. Doğuda sağlanan durum üstünlüğü doğal olarak antlaşma zeminini de beraberinde getirmişti. Şimdi, Doğu’da yapıldığı gibi, Batı Anadolu’da da kararlılıkla “Güçlü Pozisyondu Müzakerelere Girilmesi” evresi gündeme gelmişti. Ancak, İngiliz desteğinde bir Yunan Genel Taarruzu’nun yapılması da gündemdeydi. 

Çok geçmeden beklenen olmuş, Yunan Kralı Konstantin ve Lider Kadro Batı Anadolu’ya çıkarma yapmışlardı. Ankara, şimdi bir beklenti içerisine girmişti. Yunan Genel Taarruzu ne zaman başlayacak ve bu taarruzlar nerede durdurulacaktı? Bu taarruzlar sonucu askerliğin gerekleri yerine getirilerek düzenli bir biçimde Sakarya’nın doğusuna çekinileceği muhakkaktı. Doğal olarak da bu geri çekilme sonucu Kütahya ve Eskişehir gibi iki önemli merkez yitirilecek, belki de başkent Ankara’nın Kayseri’ye taşınması bile gündeme gelecekti. Öylesine bunalımlı bir döneme girilmişti ki, doğu bölgesini bir antlaşma ile güney bölgesini De Facto ile güvence altına alan bu bölgesel çekim merkezi On Asya’dan silinip gidecek miydi? Bunalımlı dönemden çıkabilmenin tek bir yolu vardı o da ödün verilmeksizin kararlılıkla hareket etmek... Yeni Türk Devleti’nin sınavı işte şimdi başlıyordu. 

AMERİKALI İSTİHBARATÇILARIN MUSTAFA KEMAL PAŞA İLE YAPTIKLARI GÖRÜŞMENİN ANA HATLARI 

Anadolu İhtilâl Liderinin mimarlığında betimlenen Türk Dış Politikası ödün verilmez bir biçimde “genel ilkeleri” ortaya konulmuştu. Amerikalıların en çok merak ettikleri konuların başında, bu genel ilkeler ışığında, uygulama alanında kat edilen mesafelerdi. Mustafa Kemal Paşa ile bire bir yaptıkları görüşmelerin başlığı da “Anadolu’daki Koşullar” adını taşıyordu” 10. Washington’ un Lider Kadrosunun Ön Asya’daki dış politik yaptırımlarının belirlenmesi için gerekli esas bilgi unsuruna koşut, anket tekniğine göre hazırlanan sorular üç ana bölümde odaklaşmıştı: 

— TBMM’nin Yapısı ve Örgütlenme Sistematiği 
— Amerikan Örgütlerine Yönelik Ankara Hükümeti’nin Tutumu 
— Ankara Hükümeti’nin Dış Dünya ile İlişkileri 

Birbirine geçişli açık uçlu anket tekniğine göre, oldukça bilimsel düzeyde hazırlanan sorularla yetinilmemiş, liderin bu sorulara verdikleri yanıtlar yanında, yanıt sırasında, liderin mimik ve jestleri de yakın plandan izlenerek, bunlardan biyografik istihbarat çıkarımlarında bulunulmuştu. Mümkün olduğu kadar ayrıntıların kaçınılmamasına dikkat edilmişti. Kendisinden öylesine etkilenmişlerdi ki, rapor içerisine yazılması zor da olsa “Anadolu İhtilâlinin Lideri”ni aşağıdaki biçimde tanımlamaktan kendilerini alamamışlardı: 

“Onunla görüşürken beyninizde bir yoğunlaşma duygusuna kapılırsanız, arkasından sorun ne kadar karmaşık ve çetin olursa olsun, geniş çözümlü 
seçeneklerle, konunun tam olarak bütün noktalarının anlaşılmasının sağlar ve geniş bir bakış açısına sahip olursunuz” 11. 

Lider, sadece ilkeleri önceden saptanmış ve ulusa mâl edilmiş kararları açıklamakla kalmıyor, sorunlara başka bir açıdan bakılmasını sağlayarak gerçeklerin ortaya çıkmasına önemli katkılar sağlıyordu. 


YUSUF KEMAL BEY'LE YAPILAN GÖRÜŞMELER 

GENEL.















Yusuf Kemal Bey (TENGİRŞENK)’in Özgeçmişi

1878 Boyabat’ta doğmuştur. Kadı (Naip)Hasan Raci efendinin oğludur. Önce Kuleli İdadisine girmiş, sağlık nedenleri ile Askeri Tıbbiye nakledilmiş burada 
öğrenimine devam ederken hürriyet için çalışan arkadaşlarını ele vermediğinden hapsedilmiş, Fizan’a sürülmek üzere iken sakatlığı ve bazı girişimler üzerine 
çürüğe ayrılmıştır. Bir süre memleketinde kaldıktan sonra İstanbul’a gelerek Mektebi Hukuka girmiştir. 1904 de mezun olmuş daha sonra Paris Hukuk Fakültesi Ulumu Siyasiye ve İktisadiye şubesinde Doktorasını vermiştir. Fransızca ve İngilizce bilmektedir.

1898 de Boyabat Mal Müdürü Refikliğine tayin edilmiş, 1899 da istifa etmiştir. Mektebi Hukuktan mezun olduktan sonra 1904 de avukatlığa başlamış aynı 
zamanda Hukuk Fakültesinde Ceza Hukuku Muallim Muavinliğine, daha sonra Muallimliğe tayin edilmiştir. 1908 de Meşrutiyetin ilanı ile Kastamonu 
mebusluğuna seçilmiş, 7 Kasım 1908 de istifa ederek 30 Eylül 1909 tarihinden 31 Ağustos 1914 tarihine kadar Avrupa’da Talebe Müfettişliğinde bulunmuştur. 
1 Haziran 1915 de Müfettiş Umumiliğine, 23 Kasım 1915 de Adliye Nezareti Müsteşarlığına tayin edilmiş, I. Dünya Savaşının bitmesiyle tekrar Kastamonu 
Mebusu olmuş, İstanbul’un işgal edilmesi üzerine Ankara’ya gelerek Büyük Millet Meclisine katılmıştır. Hariciye Vekili Bekir Sami Beyle birlikte Murahhas 
olarak Moskova’ya gitmiş ve daha sonra ikinci defa Heyeti Murahhas Reisi olarak 16 Mart 1921 de Moskova’ya giderek Dostluk Muahedesini akdetmiştir. 
30 Mart 1920 de Adliye Vekili, 15 Mayıs 1921 de Hariciye Vekili seçilmiştir. 02.10.1922 de istifa etmiş, 1923 de Londra Mümessilliğine tayin olmuş, bilahare Sefirlik ile Milletvekilliğinin bir arada yapılamayacağına dair alınan karar üzerine Milletvekilliğini tercih etmiştir. 1930 senesinde 2. defa Adliye Vekilliğine 
tayin olunmuş, 1933 de istifa etmiştir. 1961 de Temsilciler Meclisinde Milletvekili olmuştur.

Yusuf Kemal Bey, Yeni Türk Devleti’nin Gerçekçilik, Ulusal güce dayanma ve barışçılık olarak belirlenen Ulusal Dış Politikanın kilometre taşlarının oluşmasında başlangıçtan itibaren aktif roller üstlenmişti. 

Görüşme başlanılmadan önce Amerikalılar doğal olarak Yusuf Kemal Bey’in biyografik istihbaratını da yapmışlardı. Yusuf Kemal Bey, ılımlı bir İttihat ve 
Terâkki’liydi. Büyük Savaş sırasında Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı yapmıştı. Devlet deneyimi vardı ve bürokrasiyi iyi biliyordu. Yeni Türk Devleti’nin ilk hükümetinde iktisat Vekili olarak görev almıştı. Dış politik bağlamda, Bekir Sami Bey, Batıyla ilişkileri düzenleme çalışmalarını sürdürürken, kendisi de iktisat Vekilliği’nin yanı sıra Kafkaslar başta olmak üzere, Rusya ile bire bir dış ilişkilerde bulunmuş, Moskova Antlaşması ile ünlenmişti. 

Mustafa Kemal Paşa ile yapılan görüşmenin tarihi 1 Temmuz 1921’di. Yapılan bu görüşmeden sonra, Teğmen Robert S. Dunu, heyetten ayrılarak, rapor içeriğinde nedeni açıkça belirtilmemekle beraber Ankara’da kalmıştı. Heyet, bu görüşmeden sonra doğruca İstanbul’a giderek, Amiral Bristol’e bilgi vermişti. Raporda Yusuf Kemal Bey’le yapılan görüşmenin tarihi tam olarak ifade edilmemektedir. Ancak, bu görüşme konularının Mustafa Kemal Paşa’yla yapılan görüşme içeriği ile benzer noktalarının bulunması nedeniyle Teğmen Robert S. Dunn tarafından gerçekleştirilen bu görüşmenin, Temmuz ayının ilk haftası içerisinde yapılmış olabileceği kuvvetli bir olasılık olarak ilk bakışta göze çarpmaktadır. Yukarıda da ifade edildiği gibi yapılan bu iki görüşme arasındaki en büyük fark, birinin kurul halinde yapılması, diğerinin ise, bir kişi tarafından yapılmasıdır. Washington’a “Milliyetçi Dışişleri Bakanının Görüşleri” başlığı altında monografik rapor olarak sunulan İstihbarat Raporunun Mustafa Kemal Paşa raporu ile aynı tarihte 19 Ağustos 1921 tarihinde gönderilmesi bir başka ilginç durumu da ortaya çıkarmaktadır. 

Diğer bir ilginç taraf da, görüşmeleri gerçekleştiren Teğmen Robert S. Dunn’ın kişiliğinden kaynaklanmaktadır. İstihbarat raporlarında olmaması gereken bir 
biçimde, rapora geçerlilik kazandırılması ve doğrulanması bakımından Teğmen Robert S. Dunn’ın adının rapor içeriğine alınmasıdır. 

Teğmenin kimliğinin belirtilmesi söz konusu raporlara Washington’da ayrı bir veçhe kazandırmaktadır. Mustafa Kemal Paşa ile yapılan görüşmede, heyet tarafından hazırlanan sorulara verilen yanıtlar, Liderin ifade ettiği biçimde, hiç değiştirilmeksizin raporun içeriğine dâhil edilmiştir. Yusuf Kemal Bey’le yapılan 
görüşmenin rapora dökülmesinde ise, oldukça uzun cümlelerden meydana gelen dolaylı anlatım biçimi esas alınmıştır. 

Raporun İçeriği 

Rapor incelendiğinde açıkça görüleceği üzere, Teğmen Dunu tarafından Yusuf Kemal Bey’le iki görüşme gerçekleştirilmiştir. Raporun içeriğinde açıkça belirtilmemekle beraber, çalışmanın tekniği açısından, birinci görüşme sırasında, elde edilen bilgilerin doğrudan İstanbul’a bildirilmiş olabileceği ve İstanbul’dan alman talimat çerçevesinde ikinci görüşmenin gerçekleştirilmiş ve yönlendirilmiş olabileceği değerlendirilmektedir... General Harbord ile yapılan görüşmelerden sonra, Yeni Türk Devleti’nin devletleşme sistematiğindeki ivmeye koşut olarak, uluslararası hemen her gelişmede, Amerikalıların ne düşündüğü üzerinde önemle durulmuş ve üst düzeydeki ikili görüşmelere devam edilmişti. Bu görüşmeler sırasında da, dış politik ilişkilerin temel taşı niteliğindeki düzeylerin korunması hususuna özel önem verilmişti. 

1. Birinci Görüşme 

Birinci görüşme sırasında Amerikalı Teğmen’in ilk tespiti şu olmuştu. Yusuf Kemal Bey’in Amerika’yla diplomatik ilişkilerin başlanılmasında inisiyatifin Türklerde olduğunu gösterir biçiminde bir görüntü çiziyor olmasıydı. Birinci görüşme sırasında irdelenen konular şöylece özetlenebilir: 

— Yeni Türk Devleti’nin Amerikalılar Tamundan Tanınma Süreci 
— Anadolu’daki Amerikan Örgütlerine Yönelik Ankara Hükümeti’nin Tutumu 
— Ankara Hükümeti’nin Dış Dünya ile İlişkileri 

Şimdi bu görüşme içerisinde genel hatları yukarıda belirtildiği biçimde ele alınan konuları teker teker irdeleyelim. 

A) Yeni Türk Devleti’nin Amerikalılar Tarafından Tanınma Süreci 

Büyük Savaş’tan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni dünya düzeninin oluşturulmasındaki etkinliği Anadolu bozkırının ortasından adım adım izleniyordu. 

Türk dış politikasının dışa açılım stratejisinde seçeneklerin çeşitliliğine gereksinim duyuluyordu. Makro seviyede bir üçüncü boyutun getirisi ile dışa açılmada bir esnekliğin kazanılacağı hesaplanıyordu. Bir denge ve hesap adamı olan Mustafa Kemal Paşa tarafından, biçimlenen Türk dış politikasının Batı ve Doğu ilişkilerinin bir alternatif seçeneğe gereksinimi, yadsınamayacak kadar gün yüzüne çıkmıştı. 

Ancak, bu durum Sivas Kongresi’nde ortaya atılan Amerikan güdümü sorunundan çok farklı bir durumu da sergiliyordu. Ödün verilmeyecekti, ancak Amerika Birleşik Devletleri tarafından Yeni Türk Devleti’nin tanınması dış dünyada bir hareket serbestîsini de beraberinde getirecekti. 

Türkiye’nin tanınma seçeneği On Asya’daki görevli Amerikalı askerler tarafından kabul görüyordu. Askerler oldukça büyük mesafeler almışlardı, ancak 
Washington’daki merkezî yönetim olaylara geleneksel ihtiyatlı yaklaşımları çerçevesinde Yeni Türk Devleti’ne yakınlaşmada gecikiyorlardı. Atlantik’in ötesinde Süper Güç olma yolunda büyük mesafeler almış olan Washington’a bu yaklaşımın anlatılması gerekiyordu. Türkiye bu bağlamda da büyük mesafeler almıştı. Dr. Emin Bey Amiral Bristol’a gönderilmiş, Teğmen Dunn, konuşmada ön alıp, getireceği açılımları hesaba katarak, Amiral Bristol’ün Türkiye ile ilgili umutlarını şöyle dile getirmişti: 

“(...) Gelecekteki resmî ilişkilerin onaylanmayabileceğim ve resmî bir Birleşik Devletler Temsilcisinin Ankara’ya gönderilmesi gerektiği yolunda Amiral 
Bristol’ün Washington’a tavsiye niteliğinde öneriler yapacağını belirtti” 12. 

Bunun üzerine Yusuf Kemal Bey, inisiyatifi bırakmaksızın dış ilişkilerde mütekabiliyetin esas olduğunu üstü kapalı bir biçimde ima ederek konuşmasını 
şöyle sürdürdü: 

“(...) Bu tür ilişkilerin karşılıklı olması gerektiğini, bu cümleden olarak Ankara’da bir Amerikan Temsilcisi olursa, bir Türk Temsilcisinin de Washington’a gerekli olacağı yolunda ısrar etti. Yusuf Kemal Bey, Bay Mac Dowel” in raporunda belirttiği gibi, Amerika Birleşik Devletleri tarafından Ankara Hükümeti’nin tanınma isteğini anımsattı”13. 

Dış politik ilişkilerde süreklilik ve ilişkilerin kalman yerden ileriye götürülmesi kabul gören bir hareket tarzıdır. Ankara Hükümeti her açılımı adım adım izliyordu. Yusuf Kemal Bey görüşülecek konuların Mac Dowel raporundan daha ileri bir aşamada olması gerektiğini bir dışişleri nezaket kuralları içerisinde Teğmen’e anımsatıyordu. Sadece bununla kalmıyor, tanınma süreci içerisinde, Dr. Emin Bey’in Amiral Bristol’e sunduğu anlaşmadan söz ediyor ve görüşmenin bağlayıcı olması açısından bir memorandum’un yapılıp yapılmayacağını görüşmenin başlangıcında kendisine hatırlatıyordu. 

Yusuf Kemal Bey, kartları eşit bir biçimde açmaya devam ediyordu. Ankara Hükümeti’ne karşı baskı oluşturmak amacıyla genelde İngiliz desteğindeki 
Yunanlıların yaptıkları bir biçimde, Karadeniz kıyılarının abluka altına alınması ya da savaş gemileri ile topa tutulmasının geçerli olmayacağını üstü kapalı bir biçimde ima ederken, eğer Ankara’da bir Amerikan Temsilcisi bulunursa, Samsun’a destroyer gönderilmekten kaçınılacağını teknik bir dille açıklıyordu. 

Son zamanlarda, Yunanlıların Karadeniz’deki faaliyetleri öylesine yoğunlaşmıştı ki, 2 Haziran 1921’de Karadeniz Ereğlisi’nde bir Yunan muhribi ile Kıyı Bataryası arasında topçu atışı olmuş14, 
9 Haziran 1921’de de Yunanlıların ünlü “Kılkış” adlı savaş gemisi 3 Haziran 1921’de Franklin Bouillon başkanlığındaki Fransız heyetinin Ankara’ya gitmek üzere çıktığı ve Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey tarafından karşılandığı İnebolu’yu topa tutmuştu 15. 

Yunanlılar görüşmenin yapıldığı sıralarda Temmuz başında Karadeniz kıyılarını bombalama faaliyetlerine gittikçe artan bir yoğunlukta devam ediyorlardı. 
4 Temmuz’da Amasra’yı, 5 Temmuz’da Samsun’u denizden topa tutmuşlardı 16. 

***
Amerikalılar da gerçekten, Amerikan Merzifon Okulu’ndaki Pontusçu faaliyetlerle ilgili olarak, Ankara Hükümeti’ne karşı baskı oluşturmak amacıyla, Samsun’a bir savaş gemisi göndermişlerdi. 

Türk Hükümeti, uzun zamandan beri izlediği bu yasadışı Pontus’çu faaliyetlere, söz konusu bu okulda bir Türk öğretmeninin öldürülmesinden sonra, 
derhal müdahale etmiş, olaylarda suçları görülen kendi yurttaşlarını mahkemeye sevk etmişti. Olayda suçlu görülen Amerikalılar da Samsun’a gelen bu 
Amerikan savaş gemisine bindirilerek yurt dışı edilmeleri sağlanmıştır 17. 

B) Anadolu’daki Amerikan Örgütlerine Yönelik Ankara Hükümeti’nin Tutumu 

Yusuf Kemal Bey, Amerikan - Türk ilişkilerinin iyileştirilmesi yolunda Amiral Bristol’e sunulan anlaşma da dâhil olmak üzere Ankara Hükümeti’nin somut şeyler ortaya koyduğunu, ayrıca ticaretin geliştirilmesi ve devam ettirilmesi yolunda da aynı paralelde çalışmalara devam edildiğini söylüyordu. 

Yusuf Kemal Bey, ayrıca yapılan bu görüşme sırasında aynı zamanda İstanbul’da da Amerikan iş adamları ile bir toplantının yapıldığını söylüyordu. Bu bir anlamda, siyasî ilişkilerin ticarî ilişkilerin önünde ya da en azından birlikte gitmesi gerekirken, ticarî ilişkilerin politik ilişkilerin önüne geçtiğinin ifadesiydi. Bunun üzerine Teğmen Dunn’da ticaretin parasal boyutu somut bir biçimde ortaya atmaktan kendini alamıyor ve: 

“(...) Tütün Paralarının ödenmesinde her yıl ülkeye (Türkiye’ye) 14 Milyon Dolar girdiğini, halkının bunu değerlendirip değerlendirmediğini” 18 soruyordu. 

Kartlar karşılıklı açılıyordu. Sadece tütün parası bağlamında Amerikalıların Türkiye’ye ödedikleri paranın 14 Milyon Dolar olduğunu ortaya koyan Amerikalı üstü kapalı da olsa bu paranın bir baskı aracı olarak kullanılabileceğini ima ediyordu. Parasal boyutun ortaya konulmasından sonra, Anadolu’daki Amerikan Örgütlerine yönelik Ankara Hükümeti’nin tutumuna geçilebilirdi. Bu konu Amerika’daki Rum ve Ermeni Lobilerini can evinden vurmuştu. 

Amerikan Yakın Doğu’ya Yardım ve Tütün Şirketlerinde çalışan Rum ve Ermeni görevliler sınır dışı edilmişlerdi. Bu sınır dışı edilme olaylarında Ankara 
Hükümeti’nin etkinliği hangi düzeydeydi? Mustafa Kemal Paşa ile yapılan görüşmelerde açık ve net yanıtlar almışlardı, ama lidere ifade edilmeyen başka bir boyut var mıydı? 

Açıkça ifade edilmekle beraber bu olaylarda İttihat ve Terakki’nin bir etkinliği var mıydı? İşte araştırılacak konu bu idi. Amerikalılar kendi mantaliteleri çerçevesinde Ankara Hükümeti’nin Türkiye’ye girdi sağlayan bu parasal kaynağı değerlendirmemiş olduklarını bir türlü akılları almıyordu. Kendi mantıkları doğrultusunda bu işte mutlaka bir bit yeniği olduğunun endişesi içerisindeydiler. Parayı veriyorlardı, yasa dışı bir olay da olsa haklı kefesinde tartılmalıydılar. Kendi ticari ayrıcalıklarının bir adımı olarak kurdukları eğitim kurumlarındaki Rumların Atina ile işbirliği yaparak “Pontus Devleti” kurma çabalarını ve Ermenilerin “Bağımsız Ermenistan” çalışmalarını nedense göz ardı etme eğilimindeydiler. 

Türk Yurttaşı olan bu Ermeni ve Rumlar bir çığ gibi savunmasız Türk Köylerine saldırıyorlar, örgütlü kıyım ve soykırım hareketlerine girişiyorlar, Türk Hükümeti, dünya üzerindeki her demokratik hükümet gibi yasaları eşit bir biçimde uyguladığında, Türk Hükümeti’nin karşısına Amerikan çıkarlarını ileri sürüyorlardı. 

Amerikalılar, Türk Yurdunda Amerikan şirketlerinde çalışan Ermeni ve Rum kökenli Türk yurttaşlarını Amerikan yurttaşı gibi algılama eğilimindeydiler. Teğmen, Kurtuluş Savaşı içerisinde kendilerinin ifade ettikleri gibi “Milliyetçi Türkiye”nin en çok gereksinim duydukları şeyin para olduğunu değerlendirmişlerdi. Evet, doğru idi, ancak Yeni Türk Devleti bu coğrafya üzerinde “Ulusal Devlet” kimliğinden her ne biçimde olursa olsun ödün vermeye niyetli değildi. Çünkü bu konu “Erzurum Kongresi” ile “ihtilâl bildirgesi”nin içeriğine alınmıştı. 

Hiç kimseden lütuf ve merhamet istenilmiyordu. Hele “Tam Bağımsızlık” ilkesinden ödün verilmesi hiçbir zaman düşünülmemişti. Amerikalı Teğmenin aradığı bir başka konu da, sınır dışı edilme erkini Ankara Hükümeti kendi yönetim erki içerisinde mi yapmıştı? Raporun içeriğine bakıldığında bu soruya Yusuf Kemal Bey’in çelişkili sayılabilecek yanıtlar verdiği ya da büyük bir olasılıkla kendisine atfedildiği görülmektedir. 

Çelişkili ve Merkezî Hükümetin Taşra ile olan eşgüdümün olmadığı, kendi güvenlik kuvvetlerinin suçlandığı ve daha çok Amerikalı Teğmenin yorumları olarak değerlendirilen hususlar rapor içeriğinde şu şekilde toplanıyordu: 

— “Bu işçilerin artık sınır dışı edilmemeleri gerektiği ve gönderilmiş olanların geri dönebileceği yolunda emirler verildiği, 
— Samsun yetkililerinin oldukça sorumsuz davrandıklarını, Ankara ile eşgüdümün olmadığı, 
— Polisin casus ve çılgın olduğunu kendi kişisel menfaatleri için şahıslara karşı kanıtlar uydurabileceği, 
— Mahallî yetkililer tarafından sınır dışı edilmelerle ilgili olarak, bu tür mahallî görevlilerinin ihmâlinin genel ve müessif olduğu” 19. 
Amerikalı heyetin Önder ile yaptığı görüşmede bu konuyla ilgili çerçeve soruya meydan vermeyecek bir biçimde açıkça ortaya konulmuştu. 

Teğmenin bu tür eşgüdüm noksanlığı ve Dışişleri Bakanının kendi güvenlik güçlerinin suçlar gibi görüntü verdirmek eğiliminde olduğu ve Ankara Hükümeti’nin zaafları olarak ortaya koyma çabaları içerisine girdiği değerlendirilmektedir. 

Gerçek ise, bunun tam tersiydi. Olaylara derhal müdahale eden Ankara Hükümeti bu yöndeki çabalarını birleştirmek suretiyle daha 9 Haziran 1920’de bölgede Nurettin Paşa’nın komutasında Merkez Ordu Komutanlığı kurarak 20, Ankara Hükümeti’nin genel perspektifini ülkenin bu yöresine kaydırmıştı. Bu yörede oldukça etkin görevlerde bulunan Merkez Ordu Komutanlığı 15 Şubat 1922 tarihinde lağvedilmişti 21.

Ulusal Ant’la bütünleşmiş ve uzun bürokrasi deneyimiyle devlet adamlığı olarak kendisini kanıtlamış olan Yusuf Kemal Bey’in bu biçimde yanıtlar vereceği uzak bir olasılık olarak değerlendirilmektedir. Yusuf Kemal Bey’e özgü olan ve doğru olma olasılığı yüksek olanlar konuşmanın bu bölümünde yer almış, raporun içeriğine dâhil edilmişti. Bunlar şöylece özetlenebilir: 

— “Polisin kanıtlarını ortaya koyduğu kişileri sınır dışı edebileceği, 
— Son zamanlarda Yunanlıların Samsun ve Amasya arasında üç dört köyü tahrip ettiği, 
— Kenti tahliye etmeden önce İzmit’te Yunanlılar tarafından 300 Türk’ün öldürülmüş olmasıyla suçlandığının kanıtlarla belirtilmesi” 22 

Daha görüşmenin başında, Yusuf Kemal Bey’in memorandum (görüşmenin karşılıklı olarak tutanakla tespiti) isteği yanıtsız bırakılmıştı. 
Oysa Mustafa Kemal Paşa ile yapılan görüşmede ise soru yanıt biçiminde doğrudan yazım yöntemi kullanılmıştı. 
Raporda olumsuz yazıların, Amerikalı Teğmen’in kendi yorumları olarak raporun içeriğine kasıtlı olarak dâhil edilmiş olabileceği ve bu tür yaklaşımın Amerika Birleşik Devletleri tarafından tanınma sürecini geriye bıraktırma gibi bir amaca hizmet etmiş olabileceği değerlendirilmektedir. 

3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

AMERİKAN İSTİHBARAT BELGELERİNE GÖRE KURTULUŞ SAVAŞI’NIN BUNALIM DÖNEMİNDEKİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI BÖLÜM 1

AMERİKAN İSTİHBARAT BELGELERİNE GÖRE KURTULUŞ SAVAŞI’NIN BUNALIM DÖNEMİNDEKİ TÜRK DIŞ 
POLİTİKASI  BÖLÜM 1



...... VE “ DIŞİŞLERİ BAKANI YUSUF KEMAL BEYLE YAPILAN GÖRÜŞMELER” 

ESAT ARSLAN*
* Bilkent Üniversitesi Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Koordinatörü.

Kurtuluş Savaşının Türk Dış Politikası-1

“Amerikan İstihbarat Belgelerine Göre Kurtuluş Savaşı’nın Bunalım Dönemindeki Türk Dış Politikası ve Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey’le Yapılan Görüşmeler..”


GİRİŞ 

Kongreler devresinde Ulus’a mal edilen ve Son Osmanlı Meclis-i Mebusân’ınca betimlenen “Ulusal Ant” ödün verilmez bir biçimde ortaya konulmuş, Ulus, 
Meclis ve Ordu bütünüyle bu amaca kilitlenmişti âdeta... Bağlaşık Devletlerin Mondros’la açmış oldukları karta, aynı platformda, koşulları bile tartışılmayacak 
bir biçimde yanıt verilmişti. Makro seviyede ortaya konulan bu amaçlar doğrultusunda, Türk Dış politikasının genel ilkeleri çerçevesinde örgütlenilerek, dış platformda da, Yeni Türk Devletinin kurumsallaşmasına hız verilmişti. Mondros’tan bu yana 21 ay geçmiş, hilâfet, saltanat ve hânedanın ayrıcalıkları ile hakları uğruna, Osmanlı Devleti’nin paylaşılması demek olan “Doğu Sorunu”nun bütün veçheleri uygulama alanına sokulmuş, ülke bütünlüğünden ödün verilmek suretiyle, Sevr Antlaşması imzalatılmıştı. 

Türk Kurtuluş Savaşı Sevr’den ödün verdirilmesi için yapılmıyordu, “Ulusal Ant” ile ortaya konulan fizikî coğrafî hedefe adım adım yaklaşılıyordu. 
TBMM Hükümeti’nce, ara hedefler ele geçirildikçe, zamanın tek süper gücü konumundaki İngilizler, hiç arzu etmedikleri halde, verdirilemeyecek ödünler için Ankara delegelerini istemeye istemeye görüşme ve konferanslara çağırmak zorunda kalmışlardı. Ethem’in tenkili, arkasından Birinci İnönü Muharebesi’nin kazanılması, işte bu dönemi açmıştı. Kararlılık, koşulları ve zamanlaması önceden düşünülmüş hukuksal temele oturtulmuş güç gösterisi “Tam Bağımsızlık”a giden yolun gerçek anahtarlarıydı. 

Beklenen olmuş, bu bilinmezlik ortamında “Bölgesel Çekim Merkezi” Anadolu’nun ortasından adeta fışkırmıştı. İnönü Savaşlarından sonra, İngiltere’nin 
devamlı bir biçimde arka çıkması sonucu Yunanistan kendini ispata kadar vardırmıştı işi... Çok geçmeden Yunan Kralı Konstantin ve Lider kadrosu 
Batı Anadolu’ya çıkmıştı. 
Yunanistan varını, yoğunu Anadolu bozkırına yığmıştı. Bu yığınaklanma sonucu, Anadolu bozkırının ortasında yeşermeye başlayan bu bölgesel çekim 
merkezi acaba, sönüp gidecek miydi? 20 Şubat 1921 tarihli New York Times1 ta, bir okuyucu mektubunda belirtildiği gibi, “ Kemal Bir Balon Mu, 
Yoksa Bir Kaya Mıydı? 1 Bu bunalımlı dönem içerisinde Amerikan istihbaratçılarının en deneyimlileri Ankara’ya gelmişler, büyük ölçüde Amerikan 
Lider Kadrosunun esas bilgisi unsuru paralelinde hazırladıkları anket sorularıyla Anadolu İhtilâli’nin liderini sınamışlardı 2. 
Görüşme sırasında Mustafa Kemal’in kişiliği, olayları algılamadaki kişisel becerisi, bakışı ve olayları irdeleyişi onları adeta büyülemişti. Ankara’dan 
ayrılmadan önce yapacakları önemli bir iş daha vardı, o da liderin çizdiği genel çerçeve içerisinde dış politikanın nasıl biçimlendirildiği ve uygulama 
alanına çıkarılmasıydı. Genel ilkeler ile uygulama arasında bir çelişki var mıydı? Yoksa lider farklı söylüyor, uygulayıcılar farklı şeyler mi yapıyorlardı? 
Aynı mı, yoksa ayrı frekanslardan mı ses veriyorlardı? 
Bunun için kendilerinin ifade ettikleri gibi “Milliyetçi Türkiye”nin Dışişleri Bakanı ile görüşülmeliydi. 

Birinci İnönü Muharebesi’nden sonra Ankara Hükümeti’nin ilk Dışişleri Bakanı sıfatıyla Londra’ya giden yetkisini aşarak, Bağlaşık Devletlerle sözleşmeler 
dönemini açmış olan Bekir Sami Bey istifa etmişti. Bağlaşık Devletler ile ayrı ayrı yapılan ikili görüşmeler sonucu Bekir Sami’nin yetkisini aşarak ikili bağlam’da yaptığı bu sözleşmelerin kazancı Fransa ve İtalya’yı İngiltere ve Yunanistan’dan uzaklaştırmış, Sevr Antlaşması’nın üzerinden henüz sekiz ay geçmesine rağmen, Sevr’in kendilerine sağladıkları ayrıcalıkları bir yana bırakarak Anadolu’nun boşaltılmasını sağlamışlardı... 
Bundan daha önemlisi de “Büyük Savaş” boyunca İngiltere’nin müttefiki olan bu iki önemli Avrupa Devleti tarafından da Yeni Türk Devleti’nin tanınmasını 
sağlamıştı. 
Yeni Türk Devleti’nin ilk Dışişleri Bakanı olan Bekir Sami Bey’den sonra, Dışişleri Bakanlığı görevine Yusuf Kemal (Tengirşenk) getirilmişti. 
Yusuf Kemal Bey bu görevi Kurtuluş Savaşı’nın devamınca Lozan görüşmeleri arifesine kadar sürdürmüştü. Ankara’ya gelen Amerikalılar, Mustafa Kemal Paşa ile yaptıkları görüşmenin hemen arkasından Yusuf Kemal Bey’le görüşme talebinde bulunmuşlardı. Türk dış politikasının çerçevesini tam olarak öğrenmek istiyorlardı. 

Amerikan dış politikasının sağlıklı temellere oturtulması için bu elzemdi, hayatîydi. “İhtilâlin Lideri”ne sorulan konulara koşut, hazırlanan sorularla 
Türk Dış Politikası bütün yönleriyle ortaya çıkarılması önemli bir amaç olarak saptanmıştı. Yusuf Kemal Bey’le yapılan bu görüşmeyi de, ABD’nin özellikle 
deniz aşırı ülkelerde oldukça etkin olan Deniz Kuvvetlerinin İstihbaratçıları gerçekleştirmişlerdi. Bu görüşme için, Amerikalılar aynı deneyimli kişiyi 
görevlendirmişlerdi. Bu kişi, Amerikan Deniz Kuvvetlerine mensup, Teğmen Robert S. Dunu idi. Teğmen Dunn, Mustafa Kemal Paşa ile 1 Temmuz 1921 
günü Amerikalıların “Kışlık Saray” olarak nitelendirdikleri, bugün müze olarak kullanılan Ankara Garı’ndaki, iki katlı taş binada görüşmeyi gerçekleştirmişti. Konu kapsamında birinci el kaynak niteliğindeki irdelenecek rapor ABD Washington Ulusal Arşiv Dairesi’ndeki Askerî İstihbarat Bölümü’nden 
elde edilmiş 3 ve söz konusu raporun aslı güçlükle okunduğundan, aslına uygun olarak Ekl’de aslı Ek-2’de sunulmuştur. 

ANKARA HÜKÜMETİ’NİN ULUSLARARASİ ARENAYA ÇIKIŞI 

Alman pragmatik kararların kazancı da çok büyük olmuştu. Canından can kopartmak pahasına Ethem sorunu çözülmüş, düzenli ordu deneyimi ile Birinci İnönü Muharebesi kazanılmıştı. Birbiri peşi sıra alman köklü kararlar ve eylemli hareket öylesine iç içe yapılmıştı ki, 1921 yılının daha birinci ayı dolmadan Kurtuluş Savaşı’nın küçük bir uygulaması gözler önüne serilmişti. 
Davanın nasıl kazanılacağı yönünde, içte ve dışta kapalı kapılar ardında kafalarda oluşan bulanıklık çözülmüştü. 
Oysa, sorunun nasıl çözülmesi gerektiği bütün yönleriyle çok öncelerden betimlenmişti. Bağlaşık Devletler Türkiye olgusu içerisindeki bu gerçeği varsayım olarak bile kabul etmemişlerdi. Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı bir türlü sıcak karşılayamamışlardı. Anadolu kalkışmasının başarıya ulaşmasından çok, başarısızlığı üzerine yapmışlardı plânlarını... 

Atlantik’in ötesinden de durum pek farklı değildi, ancak geleneksel ihtiyatlı “Bekle Gör” dış politikası çerçevesinde Anadolu’daki bu yeni oluşum son derece 
yakın plândan takip ediliyordu. Anadolu bozkırının ortasındaki yeşermeye başlayan Yeni Türk Devleti’nin dış politikada açmış olduğu bu yeni dönem, çok 
geçmeden Yeni Dünya kamuoyunun ilgi odağı haline geliyordu. Amerikan kamuoyunun sesi durumundaki New York Times Gazetesi, açılan bu yeni dönemi ve gelişmeleri “Hasta Adam İyileşme Belirtileri Gösteriyor” başlıklı yazısında şöyle değerlendiriyordu: 

“İtilâf Devletleri ayın 21’inde Londra’da toplanarak Yakın Doğu sorununu görüşecek olan Konferans İstanbul Hükümeti’nin yanı sıra halen Türkiye’de 
sözü geçen tek hükümet olan Mustafa Kemal’in Ankara Hükümeti’ni de davet etmiş bulunuyorlar” 4. 

Yasallığı bile tartışılan bir konumdan, İstanbul Hükümeti’ne karşın, “sözü geçen tek hükümet” konumuna geçilmişti. Bir başka açıdan bakıldığında, bu durum, 
Süper Güç olma yolundaki ABD’nin Amerikan kamuoyunun sesi durumundaki bu gazetedeki bu tür değerlendirilmenin uluslararası platforma çıkışta, Ankara Hükümeti’ne yeşil ışık yakılmış olduğunu da gösteriyordu. Sessiz kalınmamış, aynı zamanda “Mustafa Kemal’in Ankara Hükümeti”ne görünmez ve adı konulamayan bir destek de verilmişti. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükümeti’nin ya da kendi ifadesiyle İstanbul delegasyonunun bu konferansa 
çağrılmasını, çizilen “dış politikanın kilometre taşlan” içerisinde Yeni Dünya’ya açıklamaktan kendini alamıyordu. Philedelphia-Ledger Muhabiri K. Sheit TBMM 
Başkanı Mustafa Kemal’e Osmanlıca yazılı olarak sorduğu soruları Fransızca olarak şöyle yanıt veriyordu: 

“(...) İstanbul Delegasyonu kendi generalleri vasıtasıyla bu şehre emir verdikleri cihetle, İtilâf Devletlerinin bütün arzularını kabul ettirebilecekleri ve ayrıca millet tarafından seçilmiş herhangi bir meclise istinat etmeyen sözde bir hükümet tarafından gönderilmiştir. Binaenaleyh bu delegasyonun Türk Milleti adına konuşma selâhiyeti yoktur” 5. 

Ulusal egemenliğin bayraktarlığını yapanlara aynı platformda yanıt verilmişti. Savaşımın Anadolu’daki adresi belliydi, “Türk Ulusu”... Onun temsilcisi olunmadan, onayı alınmadan uluslararası platforma çıkılamazdı. Hele generallerin güdümündeki İstanbul’un dış arenadaki temsile hiç hakkı yoktu. Yeni Dünya’ya bundan daha güzel bir mesaj verilemezdi. Kararlılık ve gücün oluşturduğu bu yeni durum çok geçmeden meyvelerini verdi. Genel konjonktürel duruma göre, politik askerî durum değerlendirilmelerini yapan İngiltere, İtalya aracılığıyla çok geçmeden istemeye istemeye Ankara Hükümeti’nin temsilcilerini Londra Konferansı’na çağırmak zorunda kaldı. Bekir Sami Kurulu da Tevfik Paşa başkanlığındaki İstanbul Kurulu ile Londra Konferansı’nın açıldığı gün olan 21 Şubat 1921’de Londra’ya gelmişlerdi’’ 6. 

Gecikmeli olarak Londra’ya gelen iki kuruldan İstanbul Kurulu’nun Başkanı Tevfik Paşa’nın söz hakkının TBMM temsilcilerine bıraktığını açıklamasından sonra, durum üstünlüğüne kavuşan Bekir Sami Kurulu’na İngilizler tarafından güçlükler çıkarılması ile ikili bağlamda sözleşmeler yapılması evresine girilmişti. 

***
Bekir Sami Bey’in, Londra Konferansı’ndaki girişimleri, kişisel çabaları sonucu Londra’da Fransa, İtalya ve İngiltere ile ayrı ayrı üç gizli sözleşme yapılmıştı. Aslında Bekir Sami tarafından yapılan, ayrı ayrı görüşülmek suretiyle, birbirleriyle dost olan bu üç ülkenin Anadolu üzerindeki emellerinin birini, diğerine karşı kullanılmaya çalışılmıştı. Olaya genel bir değerlendirme ile bakıldığında, ikili ilişkiler, ilkelerin çarpışması biçiminde değil, politik fikirlerin ortaya atıldığı bir ödün çarpışması biçiminde cereyan etmişti. Bekir Sami Bey, Londra’dan döndüğü zaman İkinci İnönü Muharebesi de kazanılmıştı. 

Birinci İnönü Muharebesi’nin kazancı üzerine bina edilen ikili sözleşmeler, “Ulusal Ant” koşullarıyla büyük ölçüde çeliştiğinden, gerek Hükümet, gerek TBMM nezdinde büyük eleştirilere uğrayarak reddedildi. Bunun üzerine, Bekir Sami, Mustafa Kemal’in de isteği üzerine 8 Mayıs 1921’de kaleme aldığı istifasını TBMM’nin 12 Mayıs 1921 günkü 32’inci birleşiminin ikinci oturumunda meclisin onayına sundu. Meclis de bu istifayı kabul etti 7. “Ulusal Ant”tan asla ödün verilmeyeceği bir kez daha görülmüştü. Ancak, Bekir Sami Bey, Bağlaşık Devletleri Yeni Türk Devleti ile karşı karşıya getirerek, olayların çözümlenmesi için müracaat edecekleri adresi belirlenmesine yardımcı olmuştu. Doğal olarak bu yeni durum, hem de uluslararası hukukî platformda Yeni Türk Devleti’nin tanınma sürecini başlatmıştı. Irmağın geriye akıtılmayacağı gibi, bu süreçten geri dönülmesi de olanaksızdı. 


2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..

***

9 Eylül 2018 Pazar

TÜRK SAVUNMA SANAYİNİN GELECEĞİ , BÖLÜM 9

TÜRK SAVUNMA SANAYİNİN GELECEĞİ , BÖLÜM 9

EK-5 : (Tedarik Sistem ve Sürecinin Geliştirilmesi İçin Ölçütler) 

1. Giriş 

Ülkemizde, Milli Savunma Planlama Faaliyetleri, Türkiye’nin Milli Askeri Stratejisi (TÜMAS) ve sıralı konseptler ışığında, hedef alınan kuvvet yapısı ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak Planlama, Programlama ve Bütçeleme Sistemi (PPBS) sürecine uygun olarak icra edilmektedir. Bu sürecin maddi çıktıları sırasıyla; “tedarik”, “idame (işletme, bakım, onarım ve lojistik destek”, “yenileştirme ya da envanterden çıkarma” aşamalarıdır. PPBS sürecinin ana işlevini oluşturan tedarik; takip eden diğer aşamaları önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle, tedarike ilişkin bazı tanımlamalarda; tedarikten farklı özelliklere sahip olmalarına, farklı kurum ve vasıtalarca yerine getirilmelerine ve farklı uzmanlık alanlarının konularını teşkil etmelerine karşın, bu işlev/aşamalara tedarik kavramı içinde yer verildiği görülmektedir. 

Tedarik, kazanılması öngörülen yeteneğin; nitelik, sürece ilişkin zaman yönetimi, maliyet-etkinlik derecesi başta olmak üzere ana hususlarını da şekillendiren yönüyle önem kazanmaktadır. 

2. Tedarik Süreci 

Savunma ve güvenlik sektörü kapsamında tedarik; kazanılması öngörülen yeteneği karşılamaya yönelik mal ve/veya hizmetin PPBS içerisinde talep edene teslim edilmesiyle sonuçlanan bir alt süreçtir. Tedarik süreci şu işlevleri kapsamaktadır: 

İhtiyacın tanımlanması: 

• Muharebe sahası ana fonksiyon alanlarında veya müşterek harekât kapsamında kazanılması öngörülen yeteneğin saptanması. 
• Bu yeteneğin kazanılması için ihtiyaç duyulan mal ve/veya hizmetin DELTMA (Doktrin, eğitim, liderlik, teşkilatlanma, [malzeme] mal ve hizmet, askere alma) sistemi içinde elde edilmesi gereken mal ve hizmete ilişkin kavramsal dokümanın (alt/silah/sistem/hizmet konsepti) geliştirilmesi. İhtiyacın karşılanma yöntemine ilişkin kararın verilmesi: 

• İhtiyacın karşılanmasına yönelik maddi ve mali kaynakların, maliyet-etkinliğin ve zaman yönetiminin analizi. 
• Tedarik yönteminin; üretim (yerli, yabancı siparişi ile, ortak yatırım), satın alma, Ar-Ge, bağış/hibe/ yardım vb. seçenekler arasından, belirlenmesi. 
• İhtiyacın ayrıştırma, bütünleştirme, birleştirme usullerinden hangisiyle yapılmasının kararlaştırılması. İhtiyacın karşılanmasına yönelik planlama ve 
programlamanın yapılması (satın alıma/üretimi/geliştirme yöntemlerinden hangisine karar verilmiş ise), bu kapsamda: 
• Zaman ve kaynak planlamasının yapılması [Stratejik Hedef Planı (SHP) ve On Yıllık Tedarik Programı (OYTEP)]. 
• Proje Yönetimi: 

- Proje sahipliği yapılanmasının oluşturulması: 
- Proje doğrudan sorumlusu kuruluşun/makamın saptanması. 
- Proje sorumlusu yardımcı kuruluşların saptanması. 
- Proje sorumluları ile tedarikçi arasındaki ilişki ve irtibat yöntemleri ile yetki ve sorumlulukların belirlenmesi. 

— Teknik ve idari şartnamenin hazırlanması. 
— İhale veya doğrudan tedarik yöntemlerinden biriyle tedarikçinin belirlenmesi. 
— Üretim, satın alma, Ar-Ge sürecinin takip ve kontrolü: 

- Üretim hattı kalifikasyonu. 
- Kalite güvencesi ve kontrolünün temini. 
- Güvenirlilik ve hata analizlerin yapılması 
- Emniyet standartlarının belirlenmesi. 
- Deneme ve testlerin icra edilmesi. 
- Dokümantasyon faaliyeti. 
- Kodifikasyon. 
- Konfigürasyon kontrolü ve modifikasyon. 

— Muayene, kabul/ özürlü kabul/ geri çevirme (ret) ve teslim/tesellüm faaliyetlerinin tamamlanması. 

3. Tedarik Sürecinin Geliştirilmesi İçin Ölçütler 

Her tedarik süreci aşağıda yer alan amaçları gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu nedenle tedarik sistem/ sürecinin geliştirilmesinde bu amaçların kriter olarak alınabileceği değerlendirilmektedir. 

İhtiyaçların doğru bir şekilde tespitine katkı sağlamak. 

Maliyet-Etkinlik performansını artırmak. 

• En doğru tedarik yöntemine [üretim (yerli, yabancı siparişi ile, ortak yatırım), satın alma, Ar-Ge, bağış/hibe/yardım vb.] ve stratejisine (ayrıştırma, 
bütünleştirme, birleştirme) karar vermek. 
• Serbest ya da kontrollü rekabet koşularını sağlamak suretiyle maliyeti düşürmek. 
• Mali kayıpları önlemek. 
• Stok yatırımı ve maliyetlerini azaltmak. 
• Yatırım ve idame harcamalarını azaltmak. 
• Yüksek kalite ve etkinlikte mal ve hizmetin tedarikinin sağlanması. 
• Ulusal ve uluslararası çevre ve kalite standartlarının gereklerini sağlamak. 
• Merkezi ve bölgesel ihtiyaçlara cevap vermek. 
• Esneklik ve inisiyatif sağlamak. 
Tedarikin ön görülen zamanda gerçekleştirilmesini sağlamak. 
• Gereksiz tekrar ve ikilemeleri (dublikasyon) önlemek. 
• Geliştirilen usul ve standartlar yardımıyla projelerin; hazırlık, gelişim ve tamamlama süreçlerinde, zaman kayıplarının, gereksiz bürokrasinin, 
koordinasyonun, kurum içi ve dışı çatışmalar ile faaliyet tuzaklarının önlenmesi. 
• Kurumun diğer işlevlerinin PPBS sürecinin uzamasına neden olabilecek yan etkilerinin önüne geçmek. 
• PPBS sürecinin hızlandırılmasını sağlamak ve geç kalan geri dönüşler ile geri beslemeleri önlemek. 
• Önalıcı (proaktif ) davranış biçimlerini geliştirmek ve reaksiyon süresini kısaltmak. 
• Kaynak tahsisindeki gecikmeleri önlemek acil ihtiyaçların kısa sürede karşılanmasını sağlamak. 
Savunma sektörünü ve tedarik yapılanmasını geliştirmek 
• Konsolidasyon: Sektöre ilişkin talepten daha fazlasını karşılamaya yönelik arz vasıtalarının (şirketler ve kurumlar) önüne geçmek veya arz eksiğini giderecek teşvik ve yapılanmaları oluşturmak. 
• Sektörel mimarinin yapılandırılması (konfigürasyon): Ana, alt yükleniciler ile KOBİ, yan sanayii ve teknoloji havuzlarının oluşturulmasına katkı sağlamak. 
• En iyi tedarikçiyi bulmak, mevcutların bu yönde gelişmesine katkı sağlamak. 
• Proje sorumluluğu yapılanmasını geliştirmek ve bu yapının maliyet-etkin tedarik için etkinliğini ve uyumluluğunu artırmak. 
• Şartname, ihale, kabul işlem, usul ve standartlarını geliştirmek. 
• Mali, idari ve hukukî denetimi artırmak. 

Son Notlar 

1. İncelenen Dokümanlar 

• Cumhurbaşkanlığı Savunma Raporu (2013)’nun yayımlanan bölümleri 
• Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun “Savunma Sanayii Müsteşarlığının 2010 
• 2011 ve 2012 Yıllarına İlişkin Faaliyet ve İşlemlerinin Denetimi Raporu” 
• SSM’in Nisan 2009 tarih ve “2009-2016 Savunma Sanayii Sektörel Strateji Dokümanı” 
• SSM’in “Performans Programı 2014” 
• SSM’in “Faaliyet Raporu 2013” 
• SSM’in “Faaliyet Raporu 2012” 
• Cumhurbaşkanlığı himayesinde 18-19 Ekim 2012’de Ankara’da gerçekleştirilen Güvenlik Savunma ve Savunma 
Sanayii 2023 Kongresi “Stratejik Raporu “ 
• TOBB’un “Türkiye Savunma Sanayi Sektör Meclisi Raporu 2012”, 
• SASAD’ın raporları 
• TOBB Savunma Sanayii Meclisi Çalıştay Raporları 
• MKEK Ar-Ge Bşk.lığının sektörün durumu hakkındaki sunumu 
• Konuyla ilgili ulusal mevzuat 
• Konuyla ilgili 20 yüksek lisans, doktora tezi ve akademik raporlar 
• ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’da konuyla ilgili olarak hazırlanmış çalışmalar 
• Uluslararası veri tabanları (SIPRI, IHS Janes’ 360, The Military Balance IISS, Global Fire Power vb.) 
2. Yapılan Görüşmeler 
• Gnkur., MSB, SSM’den yetkili birimler 
• SASAD 
• SSİ 
• TAİ 
• ASELSAN 
• ROKETSAN 
• HAVELSAN 
• MKEK 
• STM 
• FNSS 
• Yakupoğlu Nominal rakamlar, doların 2011 yılı sabit değeri üzerinde hesaplanmıştır. Kaynak: Stockholm International Peace Support Institution (SIPRI), 

Military Expenditure Database (1998-2013), 2014. http://www.sipri.org/research/armaments/milex/milex_da-tabase 

3 SIPRI, Military Expenditure http://www.sipri.org/yearbook/2013/03, 2014. 
4 SIPRI, Military Expenditure Database (1998-2013), 2014. 
5 Age. 
6 Age. 
7 Age. 
8 Age. 
9 SIPRI 2001 ve Military Balance 2000/2001’e atfen, Anup Shah, “The Arms Trade is Big Business, World Military Spending Out Does Anything Else”The Global Issues, 
 http://www.globalissues.org/article/74/the-arms-trade-is-big-business#WorldMilitarySpendingOutDoesAnythingElse, 2013. 
10 U.S. Government Publishing Office, Keeping America Informed, 
http://www.gpo.gov/fdsys/search/pagedetails.action?granuleId=BUDGET-2015-TAB-5-1&packageId=BUDGET-2015-TAB&fromBrowse=true 
11 Bu hesaplamada iki farklı yöntem kullanılmıştır. 1’inci yöntemde, silah ticaretinin genel savunma harcamalarının %20-30’una karşılık geldiği (1702x30/100=510,6), önceki yıllarda gerçekleştirilen anlaşmalar 
gereği yıllık savunma sanayii ürünü tesliminin 40-50 milyar dolar olduğu (510,6+50=560,6), yıllık cari satış anlaşmalarının 30-35 milyar dolar olduğu (560,6+35=595,6), son yıllarda yıllık silah satışlarının 50-60 milyar dolar civarında gerçekleştiği (595,6+60=655,6) kabullerine dayanmaktadır 
(Kaynak: SIPRI 2001 ve Military Balance 2000/2001’e atfen, Anup Shah, “The Arms Trade is Big Business, World Military Spending Out Does Anything Else” The Global Issues, 
http://www.globalissues.org/article/74/ 
the-arms-trade-is-big-business#WorldMilitarySpendingOutDoesAnythingElse, 2013). 

2’nci yöntemde, gelişmekte olan ülkelere yapılan savuma sanayii ürünlerinin bu kapsamdaki ticaret hacminin %80’ini oluşturduğu, bu miktarın 502,45 milyar dolar olduğu tespitinden hareketle, yıllık ticaret hacminin 626 milyar dolar olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Kaynak: Richard F. Grimmett, CRS Report 
for Congress; Conventional Arms Transfers to Developing Nations, 2004-2011, 2012’ye atfen, Anup Shah, “The Arms Trade is Big Business, Global Arms Sales By Supplier Nations”The Global Issues, 
http://www.globalissues.org/article/74/the-arms-trade-is-big-business#WorldMilitarySpendingOutDoesAnythingElse ) 

12 Aude Fleurant ve Sam Perlo-Freeman, The SIPRI Top 100 Arms-Producıng and Mılıtary Servıces Companıes, 2013. http://books.sipri.org/files/FS/SIPRIFS1405.pdf’   de bu sayı 402 milyar dolar olarak verilmiş olmasına karşın aşağıdaki excel tablosunda yapılan hesaplamada toplam cironun esasında 455 milyar dolar olduğu anlaşılmaktadır. 
13 “SIPRI Top 100 and recent trends in the arms industry, SIPRI Top 100 companies data in a time series from 2002–13” 
http://www.sipri.org/research/armaments/production/recent-trends-in-arms-industry, 2014. 
14 Aude Fleurant ve Sam Perlo-Freeman. 
15 A.g.e. 
16 “SIPRI Top 100 and recent trends in the arms industry,.. 
17 Örneğin 2010-2013 yılları arasında ilk 20’sinde yer alan 4 şirket (ABD’li Raytheon, Northrop Grumman ve Textron; Rus, Almaz-Antey; Avrupa konsorsyumu, EADS Cassidian) hariç tamamının silah satışı dışındaki satışlarında artış kaydedilmiştir. Bu eğilim; doğrudan silah sistemlerine odaklanmış olanlar hariç, listede yer alan diğer şirketlerde de gözlenmiştir. 
18 Aude Fleurant ve Sam Perlo-Freeman, The SIPRI Top 100 Arms-Producıng and Mılıtary Servıces Companıes, 2013. http://books.sipri.org/files/FS/SIPRIFS1405.pdf’   de bu sayı 402 milyar dolar olarak verilmiş olmasına karşın aşağıdaki excel tablosunda yapılan hesaplamada toplam cironun esasında 455 milyar dolar olduğu anlaşılmaktadır. 
19 Richard F. Grimmett, Paul K. Kerr, Conventional Arms Transfers to Developing Nations, 2004-2011, CRS Re-port for Congress, 2012, 2. 
20 A.g.e. 
21 A.g.e. 
22 A.g.e. 
23 Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası İle İlgili Sözleşme (1 Mart 1999) için bkz. Kanun No : 4824 Kabul Tarihi : 12.3.2003 Resmi Gazete : 15.3.2003 - 25049; http://www.icbl.org/media/604037/treatyenglish.pdf 
24 “Silah Ticareti Antlaşması (24 Aralık 2014)- Arms Trade Agreement/ATT için bkz. UNODA, 
http://www.un.org/disarmament/ATT/ 
25 ISW (Institute for the Study of War), “Afghan National Army”, http://www.understandingwar.org/afghanistan-national-army-ana#Equipping; Progress Towards Security and Stability in Afghanistan, US DOD Report 
to Congress, October 2014, http://www.defense.gov/pubs/Oct2014_Report_Final.pdf 
26 Avrupalı şirketlerin 2011 yılı itibariyle kara ve deniz harp silah ve araçları kârı %1, 2006’yılından itibaren ise silah satışından elde ettikleri kâr %6 oranında azalmıştır (Munich Security Report 2015, s. 44). 
27 Bu konudaki neredeyse tek istisnayı İsrail oluşturmaktadır. 
28 “Quadrennial Defense Review 2014”, US Department of Defense’den aktaran, Dr. Oğuz Mayda, Dr. Oktay Bingöl, Merkez Strateji Enstitüsü Bilgi Notu-002, “ABD Savunma Bakanlığı’nın 2014 Yılı Dört Yıllık Savunma Gözden Geçirme Raporu ve Küresel Askerî Konuşlanma Planı”, 19.02.2015, s.2. 
29 Örneğin, sektörde birinci sırayı alan ABD’nin Lockheed Martin altı şirketin (General Dynamic Space, GE Astro Space, Martin Marietta, General Dynamics, Lokheed ve Loral) birleşme veya satın alınması yoluyla bir araya gelmesiyle oluşmuş olup 11 ortak üretim alanında 14 şirketle(Khrunichev,RSC Energia, 
Finmeccanica-Alenia, EADS, MBDA, Boeing, GE, Rolls-Royce, Rafael Advanced Defense Systems, BAE, Day & Zimmermann, Tata Advanced Systems Limited, Mubadala, Sikorsky) iş birliği yapmaktadır. Benzer şekilde, İngiliz British Aeros, 1994-2000 yılları arasında dört şirketle birleşerek (British Aeros, GEC Marconi, 
Dowty, Plessey, Ferranti), BAE Systems adını almıştır. 
Sektörde odaklaşma kapsamında ise İngiltere’nin, tüm kuvvetler çapında istihbarat sistemleri ile platform, eğitim, simülasyon ve hizmet alanlarında hava sektörüne yönelmesi dikkat çekmektedir (De-fence Growth Partnership, HM Government, 2014.). 
30 Bu kapsamda ilk dikkati çeken ülkelere arasında, platform üretimi olmayan buna karşın, sektörün ilk 100 firması içinde 4 şirketiyle yer alan Japonya, ya da tek bir alanda uzmanlaşmış olsan İsveç, İsviçre, Singapur, Ukrayna gelmektedir. 
31 Şekil NATO ağ sayfası, “NATO Facts and Figures, Brussels, NATO Information Service” belgelerinden istifadeyle hazırlanmıştır. 
32 SSM, 2013 Yılı Faaliyet Raporu. 
33 Devlet Denetleme Kurulu Raporu, “Savunma Sanayii Müsteşarlığının 2010, 2011 ve 2012 Yıllarına İlişkin Faaliyet ve İşlemlerinin Denetimi” hakkında 14/02/2014 tarih ve 2014/4 sayılı Denetleme Raporunun Sonuç Bölümü (yayımlanan bölümü), s. 14. http://www.tccb.gov.tr/faaliyetler/ddkraporlari/ 
34 SSM Yıllık Raporları; Devlet Denetleme Kurulu Raporu, “Savunma Sanayii Müsteşarlığının 2010, 2011 ve 2012 Yıllarına İlişkin Faaliyet ve İşlemlerinin Denetimi” hakkında 14/02/2014 tarih ve 2014/4 sayılı Denetleme Raporunun Sonuç Bölümü (yayımlanan bölümü), s. 14. http://www.tccb.gov.tr/faaliyetler/ddkraporlari/ 
35 Devlet Denetleme Kurulu Raporu, s. 14. http://www.tccb.gov.tr/faaliyetler/ddkraporlari/ 
36 SSM 2013 Faaliyet Raporu, s. 117. 
37 SSM Performans Programı 2014, s. 4-16; SSM 2009-2016 Savunma Sanayii Sektörel Strateji Dokümanı, s.3. 
38 Devlet Denetleme Kurulu Raporu, s. 14. http://www.tccb.gov.tr/faaliyetler/ddkraporlari/ 
39 Bkz. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Resmi Dış Ticaret İstatistikleri, Fasıllara Göre İhracat; Fasıllara Göre İthalat. 
http://risk.gtb.gov.tr/istatistikler/istatistikler/dis-ticaret-istatistikleri/resmi-dis-ticaret-istatistikleri 
40 Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Resmi Dış Ticaret İstatistiklerinde, 36’ncı satır “Barut ve patlayıcı maddeler, pirotekni mamulleri, kibritler, piroforik alaşımlar, ateş alıcı maddeler”, 93’üncü satır “Silahlar ve mühimmat, bunların aksam, parça ve aksesuarı”dır. 
41 Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Resmi Dış Ticaret İstatistiklerinde, 72’nci satır “Demir ve çelik”, 73’üncü satır 
“Demir veya çelikten eşya”dır. 
42 Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Resmi Dış Ticaret İstatistiklerinde, 86’ncı satır “Demiryolu vb hatlara ait taşıtlar ve malzemeler, bunların aksam-parçaları, mekanik trafik sinyalizasyon cihazları”, 87’nci satır “Motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları, bunların aksam, parça, aksesuarı”, 88’inci satır “Hava taşıtları, uzay taşıtları ve bunların aksam ve parçalar”, 89’uncu satır “Gemiler ve suda yüzen taşıt ve araçlar”dır. 
43 SSM’nin 2014 yılı Performans Programında yer alan projeler: Modern Tank, Muharip Gemi (MİLGEM), Helikopter (G/M, ATAK, Özgün Hafif G/M), Uçak (Jet Eğitim Uçağı ve Muharip Uçak Konsept Tasarımı, Hürkuş Seri Üretimi), Güdümlü Füze (Uzun Menzilli Tanksavar Fize Sistemi, Orta Menzilli Tanksavar Silah Sistemi, Cirit Füzesi Seri Üretimi, Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri Tasarım), Uydu (Radar Gözlem Uydusu), Radar (Faz Dizinli Radar), Dizel Güç Grubu (Motor ve Transmisyon Kritik Tasarımı, Jet Motoru (Turbo Jet Prototipi). 
44 SSM Performans Programı 2014, s. 4-16. 
45 Entelektüel sermaye ile insan ve kurumsal/yapısal sermaye; bilgi, bilgi alt yapıları, sistem ve ağları kast edilmiştir. 
46 2012 yılı itbariyle, SaSaD’ın 158 üyesi bulunmaktadır. Bunların 118 asil üye (54 Tüzel; 64 Gerçek Kişi ) ve 40 adedi ise aday üye olarak yer almaktadır. (Hüseyin Baysak( Genel Sekreter Savunma ve Havacılık Sanayii 
İmalatçılar Derneği), 2012 Sektörel Analiz Raporu TOBB Savunma Sanayii Meclis Toplantısı 25 Haziran 2013.) 
47 SSM Performans Programı 2014, s. 4-16. 
48 SIPRI, Military Expenditure Database (1998-2013), 2014. 
49 SASAD Performans Raporu 2013, s.6. 
50 Ayrıntılı bilgi için bkz.: -Conference of National Armaments Directors (CNAD), Nato www.nato.int/cps/en/natohq/topics_49160.htm 
- Organisation for Joint Armament Cooperation (Organisation conjointe de coopération en matière d’arme-ment-OCCAR), http://www.occar.int/news 
- NATO Support Agency (NSPA) www.nspa.nato.in 
- European Defence Agency, https://www.eda.europa.eu/home 
51 Willam, Philip Walker, “Nationalism, Intarnationalism and The European Defence Market”, Chaillot Paper 209, The Institute for Security Studies WEU, Paris, 1993, s. 42. 
52 Munich Security Report 2015, s. 44 
53 Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulu ilgi kanunla kurulmuş olmasına karşın bu zamana kadar toplanmamıştır. 
54 DPT (T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı), Kalkınma Planı (Birinci Beş Yıl) 1963-1967, Ankara, Ocak 1963, s. 10. http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/9/plan1.pdf
55 TÜBİTAK, Vizyon 2023 Projesi, Savunma, Havacılık ve Uzay Paneli, Panel Raporu, Ek-4, (Türk Savunma, Havacılık ve Uzay Sektörü Değerlendirmesi), Ankara, Temmuz, 2003, s. 2/37. 
56 MKEK (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu) Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.mkek.gov.tr/tr/Icerik.aspx?ID=51 
57 A.g.e. 
58 Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Ağ Sayfası, “ Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Tarihçesi”, http://www.dzkk.tsk.tr/icerik.php?dil=1&icerik_id=11 
59 THK Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.thk.org.tr/web2011/thk_sg2014.html 
60 MKEK (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu) Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.mkek.gov.tr/tr/Icerik.aspx?ID=51 
61 A.g.e. 
62 A.g.e. 
63 A.g.e. 
64 Tansel Zeynep Akalın ve Nadir Bıyıklıoğlu, Başarıya Giden Yolu Kendi Pusulası ile Bulmuş bir Endüstrinin Gelişimi, Türk Savunma Sanayii Tarihi, Ankara, Milsoft, İmge, ?, s. 120. 
65 MKEK (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu) Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.mkek.gov.tr/tr/Icerik.aspx?ID=51 
66 A.g.e. 
67 A.g.e. 
68 Atilla Oral, Şakir Zümre, İstanbul: Demkar Yayınevi, 2012; Tansel Zeynep Akalın ve Nadir Bıyıklıoğlu, Başarıya Giden Yolu Kendi Pusulası ile Bulmuş bir 
Endüstrinin Gelişimi, Türk Savunma Sanayii Tarihi, Ankara, Milsoft,İmge, ?, s. 103. 
69 Tansel Zeynep Akalın ve Nadir Bıyıklıoğlu, Başarıya Giden Yolu Kendi Pusulası ile Bulmuş bir Endüstrinin Gelişimi,Türk Savunma Sanayii Tarihi, Ankara, 
Milsoft, İmge, ?. Türk Ocakları Ağ Sayfası, M. Çağatay ÖZDEMİR, “H. Nadir Bıyıkoğlu ile ‘Türk Savunma Sanayi Tarihi’ Üzerine Söyleşi”, Türk Yurdu Mayıs 2008, Sayı : 249’dan aktarılan 26 Kasım 2014, http://turkocaklari.org.tr/sayfa/3641/h-nadir-biyikoglu-ile-.html 
70 SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİİ İMALATÇILAR DERNEĞİ (SASAD) AĞ SAYFASI, “ TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ TARİHÇESİ Türk Savunma Sanayiinin Gelişimi” http://www.sasad.org.tr/turk_savunma_sanayisi_tarihcesi.html 
71 Tansel Zeynep Akalın ve Nadir Bıyıklıoğlu, Başarıya Giden Yolu Kendi Pusulası ile Bulmuş bir Endüstrinin Gelişimi, Türk Savunma Sanayii Tarihi, Ankara, 
Milsoft, İmge, ?, s. 101. 
72 A.g.e., s. 130. 
73 A.g.e., s. 121. 
74 A.g.e., s. 124. 
75 A.g.e., s. 133. 
76 A.g.e., s. 98. 
77 MKEK (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu) Ağ Sayfası, “Fabrikalar: Barut fabrikası”, http://www.mkek.gov.tr/tr/FabrikaDetay.aspx?ID=11 
78 Tansel Zeynep Akalın ve Nadir Bıyıklıoğlu, Başarıya Giden Yolu Kendi Pusulası ile Bulmuş bir Endüstrinin Gelişimi, Türk Savunma Sanayii Tarihi, Ankara, Milsoft, İmge, ?, s. 124. 
79 SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİİ İMALATÇILAR DERNEĞİ (SASAD) AĞ SAYFASI, “ TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ TARİHÇESİ Türk Savunma Sanayiinin 
Gelişimi” http://www.sasad.org.tr/turk_savunma_sanayisi_tarihcesi.html 
80 Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Ağ Sayfası, “ Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Tarihçesi”, 
81 MKEK (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu) Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.mkek.gov.tr/tr/Icerik.aspx?ID=51 
82 SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİİ İMALATÇILAR DERNEĞİ (SASAD) AĞ SAYFASI, “ TÜRK SAVUNMA SANAYİSİ TARİHÇESİ Türk Savunma Sanayiinin Gelişimi” http://www.sasad.org.tr/turk_savunma_sanayisi_tarcesi.html 
83 A.G.E. 
84 MKEK (Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu) Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.mkek.gov.tr/tr/Icerik.aspx?ID=51 
85 A.D.İ.K - Anadolu Tersanesi Ağ Sayfası, http://www.adik.com.tr/default.asp?s=1 
86 İbrahim Örs Tarım Alet ve Makinaları San. Tic. A.Ş. Ağ Sayfası, http://www.ibrahimors.com.tr/osr/anasayfa.html 
87 DPT (T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı), Kalkınma Planı (Birinci Beş Yıl) 1963-1967, Ankara, Ocak 1963, 25. http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/9/plan1.pdf88 A.g.e.., s. 25. 
89 NATO Ağ Sayfası, “Financial and Economic Data Relating to NATO Defence” http://www.nato.int/cps/en/natohq/search.htm 
-1952-1970 Dönemi: NATO Facts and Figures, Brussels, NATO Information Service, 1971. 
-1970-1973 Dönemi: Financial and economic data relating to NATO Defence - Defence expenditures of NATO countries (1970-1991) 
90 DPT (T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı), Kalkınma Planı (İkinci Beş Yıl) 1968-1971, Ankara, Ocak 1963, s. 21. 
http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/8/plan2.pdf 91 Bkz. - DPT (T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı), Kalkınma Planı (Birinci Beş Yıl) 1963-1967, Ankara, Ocak 1963., s. 25. 
http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/9/plan1.pdf ; 
- DPT (T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı), Kalkınma Planı (İkinci Beş Yıl) 1968-1971, Ankara, Ocak 1963, s. 21. 
http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/8/plan2.pdf 92 TÜBİTAK, Vizyon 2023 Projesi, Savunma, Havacılık ve Uzay Paneli, Panel Raporu, Ek-4, (Türk Savunma, Havacılık ve Uzay Sektörü Değerlendirmesi), Ankara, Temmuz, 2003, s. 2/37. 
93 Tansel Zeynep Akalın ve Nadir Bıyıklıoğlu, Başarıya Giden Yolu Kendi Pusulası ile Bulmuş bir Endüstrinin Gelişimi, Türk Savunma Sanayii Tarihi, Ankara, Milsoft, İmge, ?, s. 166. 
94 TÜBİTAK SAGE Ağ Sayfası, http://www.sage.tubitak.gov.tr/ 
95 TÜBİTAK MAM Ağ Sayfası, “Biz Kimiz?”, http://mam.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/biz-kimiz 
96 SaSad Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.sasad.org.tr/turk_savunma_sanayisi_tarihcesi.html 
97 TAİ Ağ Sayfası, “Şirket Profili”, https://www.tai.com.tr/tr/hakkimizda/sirket-profili 
98 İbrahim Örs Tarım Alet ve Makinaları San. Tic. A.Ş. Ağ Sayfası, http://www.ibrahimors.com.tr/osr/anasayfa.html 
99 OTOKAR Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, https://www.otokar.com.tr/tr-tr/kurumsal/otokar-hakkinda/Sayfalar/Hakkimizda.aspx 
100 Koluman Otomativ Ağ Sayfası, “Tarihçe”, 
http://www.koluman.com.tr/hakkimizda/detay.aspx?SectionI-D=HZzs%2btwGMUPLZFb95GA4vw%3d%3d&ContentId=kHeCRXMmh6xK%2ffC1SjxGNQ%3d%3d 
101 MES Makina Ağ Sayfası, “History”, http://www.mesaluminium.com/index77a1.html?id=100000 
102 Mercedes-Benz Ağ Sayfası, 
http://www.mercedes-benz.com.tr/content/turkey/mpc/mpc_turkey_website/tr/home_mpc/passengercars/home/world/about.html 
103 NETAŞ Ağ Sayfası, http://www.netas.com.tr/ 
104 Savunma Sanayii Müsteşarlığı, “Cumhuriyetten Günümüze Savunma Sanayii Kuruluşlarımız”, 
http://www.ssm.gov.tr/anasayfa/kurumsal/Documents/SP/cumhuriyet.html 
105 A.g.e. 106 Pi Makina Ağ Sayfası, “Firma Profili”, http://pimakina.com.tr/kurumsal/firma-profili 
107 Hema Endüstri Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.hemaendustri.com.tr/Content.aspx?ID=76 
108 Truman Doktrini kapsamında ABD ile 1947 yılında imzalanan Anlaşmanın 14 üncü maddesi uyarınca askeri yardım kapsamında sağlanan malzemelerin 
amaçlarının dışında kullanılamayacağı hükmü mevcuttu. Savunma Sanayii Müsteşarlığı Ağ Sayfası, “Savunma Sanayiimiz, Tarihçe”. 
http://www.ssm.gov.tr/anasayfa/savunmaSanayiimiz/Sayfalar/tarihce2.aspx 
109 DPT (T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı), Kalkınma Planı (Üçüncü Beş Yıl) 1973-1977, Ankara, Ocak 1963, s. s.VI, 228, 297, 670, 973, 997, 998. 
http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/7/plan3.pdf-110 SaSad Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.sasad.org.tr/turk_savunma_sanayisi_tarihcesi.html 
111 MKEK Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.mkek.gov.tr/tr/Icerik.aspx?ID=51; Asil Çelik A.Ş. Ağ Sayfası, “Genel Tanıtım”, 
http://www.asilcelik.com.tr/2.asp 
112 ASELSAN Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.aselsan.com.tr/tr-tr/hakkimizda/Sayfalar/Tarihce.aspx 
113 Savunma Sanayii Müsteşarlığı, “Cumhuriyetten Günümüze Savunma Sanayii Kuruluşlarımız”, 
http://www.ssm.gov.tr/anasayfa/kurumsal/Documents/SP/cumhuriyet.html 
114 İŞBİR Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.isbirelektrik.com.tr/Tr/Kurumsal/Tarihcemiz/38.aspx 
115 HAVELSAN Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.havelsan.com.tr/SirketProfili/Tarihce.aspx 
116 TAİ Ağ Sayfası, “Şirket Profili”, https://www.tai.com.tr/tr/hakkimizda/sirket-profili 
117 TEI Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.tei.com.tr/yeni/hakkimizda.asp 
118 Coşkunöz Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.coskunoz.com.tr/kurucu-tarihce.asp 
119 HEMA Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.hema.com.tr/TR,6/tarihce.html 
120 NUROL Ağ Sayfası, http://www.nurolmakina.com.tr/ 
121 ASMAŞ Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.asmas.com/TR/Tarihce.asp 
122 İŞBİR Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.isbirelektrik.com.tr/Tr/Kurumsal/Tarihcemiz/38.aspx 
123 RMK Marine Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.rmkmarine.com/tarihce.html 
124 Barış Elektrik Endüstrisi A.Ş. Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://bariselektrik.com.tr/hakkimizda/ 
125 DEARSAN Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.dearsan.com/hakkimizda.html 
126 Savunma Sanayii Müsteşarlığı, “Cumhuriyetten Günümüze Savunma Sanayii Kuruluşlarımız”, 
http://www.ssm.gov.tr/anasayfa/kurumsal/Documents/SP/cumhuriyet.html 
127 Öztek Tekstil Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.oztektekstil.com.tr/ 
128 Selah Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.selahshipyard.com/tr/hakkimizda 
129 Timsan Ağ Sayfası, “Ana Sayfa”, http://www.timsan-gse.com/home/home.php?lang=tr 
130 TAİ Ağ Sayfası, “Şirket Profili”, https://www.tai.com.tr/tr/hakkimizda/sirket-profili 
131 AKSA Jeneratör Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.aksa.com.tr/tr/kurumsal/tarihce 
132 ETA Ağ Sayfası, “Kurumsal”, http://www.etaint.com/tr/company_g_tr.htm 
133 TBMM Ağ Sayfası, http://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc069/kanuntbmmc069/kanuntbmmc06903238.pdf 
134 TSK GV Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.tskgv.org.tr/tskgv/?page_id=15 
135 Savunma Sanayii Müsteşarlığı Ağ Sayfası, “3238 Nolu Yasa”, http://www.ssm.gov.tr/anasayfa/kurumsal/Sayfalar/mevzuat.aspx 
136 TÜBİTAK BİLGEM Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://bilgem.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/tarihce 
137 A.g.e. 
138 SSİ Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.turksavunmasanayi.gov.tr/tr/hakkimizda/ssi-hakkinda 
139 TEİ Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.tei.com.tr/yeni/ 
140 TSK GV, Ağ Sayfası, “Mikes”, http://www.tskgv.org.tr/tskgv/?page_id=40 
141 SAGE Ağ Sayfası, http://www.sage.tubitak.gov.tr/ 
142 ROKETSAN Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, www.roketsan.com.tr 
143 GATE Ağ Sayfası,”Kuruluş”, www.gateelektronik.com.tr 
144 HAVELSAN Teknoloji Radar Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.htr.com.tr/sayfa.aspx?pid=3&Lang=TR&Cid=2&M=A 
145 KOSGEP Resmi Web Sitesi, http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Baskanligimiz.aspx?ref=2 
146 SaSaD Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.sasad.org.tr/sasad_hakkinda.html 
147 ESDAŞ Ağ Sayfası, http://www.esdas.com/tr/ 
148 STM Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.stm.com.tr/hakkimizda.html#sirket-profili 
149 TÜBİTAK BİLGEM Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://bilgem.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/tarihce 
150 TSSP Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.tssk.org.tr/?l=tr&p=organization 
151 FNSS Ağ Sayfası, “Tarihçemiz”, http://www.fnss.com.tr/kurumsal/hakkimizda/tarihcemiz 
152 KAREL Ağ Sayfası, “Şirket Profili”, http://www.karel.com.tr/sirket-profili 
153 Med-Marine Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://tr.medmarine.net/kurumsal 
154 Savronik Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.savronik.com.tr/?hakkimizda 
155 Yonca-Onuk Ağ Sayfası, http://www.yonca-onuk.com/chairman.asp 
156 Anadolu Metalurji Ağ Sayfası, “Şirket Profili”, http://www.anadolumetalurji.com/ 
157 Güvenli Yaşam Ağ Sayfası, “Karalog”, http://www.guvenliyasam.com/download/GuvenliYasam09TRce.pdf 
158 TRANSVARO Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.transvaro.com/tr/?cat=2#.VRUVk_msWSo 
159 SALEX Ağ Sayfası, “Turkey”, http://www.selex-es.com/international-presence/turkey# 
160 MTU Ağ Sayfası, http://www.mtu-online.com/turkey/mtu/mtu-tuerkiye/index.tr.html 
161 AKANA Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.akana.com.tr/tarihce 
162 AYESAŞ Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.ayesas.com/tr/sub.asp?id=186&pId=1 
163 FİGES Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.figes.com.tr/tarihce.php 
164 Zirve Elektromekanik Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://zirvenet.com.tr/hakkimizda 
165 TİSAŞ Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.trabzonsilah.com/tr/index2.php?p=dsayfa&id=1 
166 Girsan Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.yavuz16.com/tr/tarihce 
167 YOLBAK Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.yolbak.com.tr/default.aspx?kat=1 
168 AkgünYazılım Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.akgunyazilim.com.tr/tarihce/ 
169 MAKEL Teknoloji Ağ Sayfası, “Şirket Profili”, http://www.makelteknoloji.com/profile_tr.html 
170 Alp Havacılık Ağ Sayfası, http://www.alp.com.tr/hakkimizda 
171 Milsoft Ağ Sayfası, http://www.milsoft.com.tr/index_tr.php 
172 Altay Kollektif Şti. Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.altay.com.tr/pages/0/498/497/f/tr-TR/ALTAY_GRUP_Altay_Kollektif_sirketi_(1957).aspx 
173 AVS Saraciye Ağ Sayfası, “Hakkımızda”, http://www.avssaraciye.com.tr/alt.php?lang=TR&content=about 
174 SYS Ağ Sayfası, “Tarihçe”, http://www.sysavunma.com/our_history.php 
175 HABER 7 COM AĞ SAYFASI, “ BANU DURAN’IN RÖPORTAJI: 
SARSILMAZ SİLAHLARI’NIN PATRONU BİR KADIN” 
HTTP://WWW.HABER7.COM/KADİN/HABER/468408-SARSİLMAZ-SİLAHLARİNİN-PATRONU-BİR-KADİN 
176 Bites Savunma Ağ Sayfası, “Tarihimiz”, http://www.bites.com.tr/tr/sirket-profili/ 
177 YALTES Ağ Sayfası, http://www.yaltes.com/ 
178 VESTEL Ağ Sayfası, http://www.vestel.com.tr/ 
179 Global Teknik Ağ Sayfası, “Kurumsal Bilgilerimiz”, 
http://www.globalteknik.com.tr/default.asp?dil=tr&kkk=firma_bilgileri&islem=kurumsal 
180 SDT Ağ Sayfası, “Şirket Profili”, Ağ Sayfası, 
181 C2Tech Ağ Sayfası, “Hakkımızda”,
http://www.ctech.com.tr/company/about-us 
182 Heksagon Ağ Sayfası, “Katalog”, http://www.hexagonstudio.com.tr/makaleler/firma_tanitim_sunumu.pdf 
183 METEKSAN Ağ Sayfası, http://www.meteksan.com/tr/ 
184 Simsoft Ağ Sayfası, “Simsoft Hakkında”, http://www.simsoft.com.tr/
185 Koç Bilgi ve Savunma Teknolojileri A.Ş. Ağ Sayfası, “Tarinçe”, http://www.kocsavunma.com.tr/tr/tarihce.aspx 
186 Savunma ve Havacılık Sanayii İhracatçılar Birliği Ağ Sayfası, “İhracatçı Bilgi Bankası”, 
http://www.turksavun-masanayi.gov.tr/tr/firma-arama/sayfa/7 
187 Ekren Kadıoğlu, “Geçmişte ve Gelecekte Türk Savunma Sanayii ve Türk Savunma Sanayii’nin Geliştirilmesi İçin Hedeflenmesi Gereken Politikalar”, 
Türk Savunma Sanayii Sempozyumu, Sempozyum-2000: Türk Savunma Sanayii’nin Dünü, Bugünü, Yarını, ss. 8-17, Ankara. 
188 Murat Kepir, “Türkiye’de KOBİ’ler ve Savunma Sanayii”, Türk Savunma Sanayii Sempozyumu, Sempozyum-2000: Türk Savunma Sanayii’nin Dünü, 
Bugünü, Yarını, ss. 25-33, Ankara. 
189 Dr. Nevzat Çağlayan ve M. Serdar Durgun, “Türk Savunma Sanayii”, Türk Savunma Sanayii Sempozyumu, Sempozyum-2000: Türk Savunma Sanayii’nin 
Dünü, Bugünü, Yarını, ss. 34-42, Ankara. 
190 Osman Akagündüz, “Türk İşadamları ve Snayicileirnin, Türk Savunma Sanayiine Yatırım Yapmalarının Özendirilmesi ve Alınması Gereken Tedbirler”, Türk Savunma Sanayii Sempozyumu, Sempozyum-2000: Türk Savunma 
Sanayii’nin Dünü, Bugünü, Yarını, ss. 45-46, Ankara. 
191 Martin Auger, Defence Procurement Organizations: A Global Comparison, Library of Parliament/Biblithéquedu Parlement, Canada, 2014, s.1 
192 Martin Auger, Defence Procurement Organizations: A Global Comparison, Library of Parliament/Biblithéquedu Parlement, Canada, 2014, s. 2. 
193 Martin Auger, Defence Procurement Organizations: A Global Comparison, Library of Parliament/Biblithéquedu Parlement, Canada, 2014, s. 4. 
194 Office of the Under Secretary of Defense for Acquisition, Technology and Logistics Ağ Sayfası, “Welcome To AT&L” 
http://www.acq.osd.mil/ 
195 Assistant Secretary of The Navy for Resarch, Development and Acquisition Ağ Sayfası, 
http://www.secnav.navy.mil/rda/Pages/default.aspx 
196 Assistant Secretary of The Navy for Resarch, Development and Acquisition Ağ Sayfası, 
http://www.secnav.navy.mil/rda/Pages/default.aspx 
197 Defense Logistics Agency [DLA] Ağ Sayfası, “DLA at a Glance” Defense Logistics Agency 
198 Defence Advanced Research Agency [DARPA] Ağ Sayfası, “DLA at a Glance” 
http://www.darpa.mil/our_ work/ 
199 Susan M. Gates et al.,Analyses of the Department of Defense Acquisition Workforce-Update to Methods and Results through FY 2011, RAND, 2013, s.4. 
200 United States Government Accountability Office [GAO], Acquisition Workforce: DOD’s Efforts to Rebuild Capacity Have Shown Some Progress, 
Statement of John P. Hutton, Director, Acquisition and Sourcing Manage-ment, Washington, D.c., 16 November 2011. 
201 Martin Auger, Defence Procurement Organizations: A Global Comparison, Library of Parliament/Biblithéque du Parlement, Canada, 2014, s. 5 
202 MOD, Defence Equipment and Support, “About us”, and MOD, “Defence Equipment & Suport Organization Chart”, August 2014. 
203 Government of France, Direction générale de I’armement [DGA], “Présentation de la direction générale de I’armement”, 9 September 2014. 
204 FMV Ağ Sayfası, “About FMV” http://www.fmv.se/en/ 


***

TÜRK SAVUNMA SANAYİNİN GELECEĞİ , BÖLÜM 8

TÜRK SAVUNMA SANAYİNİN GELECEĞİ , BÖLÜM 8









EK-3, Tablo 2. T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Raporu: Savunma Sanayii Müsteşarlığının 
2010, 2011 ve 2012 Yıllarına İlişkin Faaliyet ve İşlemlerinin Denetimi (14/02/2014) (Yayımlanan Bölümü) 

S. Nu. Saptama Sayfa 

1 Ülkemizde savunma sanayii firmalarının daha çok ic talebi karşılamak için üretim yaptıkları görülmektedir. Uzun donemde sektördeki yurtiçi talepte 
daralmalar yaşanacağı ve bu nedenle mutlaka ihracata yönelik bir sanayileşme politikası izlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. 1415 
2 Temel yapısal sorun; savunma politikasının dar bir çerçeve içerisinde belirlenmesidir. Başka bir deyişle, son yıllarda kaydedilen demokratik gelişmeler ve kamu yönetimindeki iyileşmelere rağmen, savunma politikasının tayininde; geleneksel bakış acılarının kavrayıcı olmayan ve bütünsellikten yoksun etkileri
hala giderilememiştir. 1415 
3  Etkin bir rol dağılımı ve eşgüdüm kültürü üretemeyen bir kamu yönetimi yapılanması içinde; savunma sektörünün ortakları (paydaşları) arasında kamu yönetiminin rasyonel olmayan bir şekilde paylaşımı ve ortak politika oluşturma zorlukları, savunma politikasının oluşumunu ve savunma sanayiinin gelişimini 
olumsuz yönde etkilemiştir. 1416 

EK-3, Tablo 3. Savunma Sanayii Müsteşarlığı 2014 Performans Programı 

S. Nu. Saptama Sayfa 

1 TSK ihtiyaçlarının büyük çoğunluğunun sözleşmeye bağlanmış olması önümüzdeki dönemde proje hacminin aynı şekilde sürmesinin beklenmediğine işaret etmektedir. 17 
2 Kamunun yatırım yaptığı alanlarda özel sektörün gelişmesi güçleşmektedir. Bu durum sektörde hantallaşma riskini yaratmaktadır. 17 
3 Sektördeki paydaşlarla mülakatlarda, MKEK ve askerî fabrikaların verimli kullanımına ilişkin beklentilerin yanı sıra; TSK GV’nin şirketleri ile diğerleri arasındaki dengeyi oluşturacak politikalar üretilmesini önem 
taşıdığı dile getirilmiştir. 17 
4 İhtiyaçların yurt içinde karşılanma oranını tabana yayılmış bir tedarik zinciri oluşturarak artırılması hedeflenmelidir. 18 
5 Dışa bağımlılığın kabul edilebilir seviyelere çekilebilmesi için alt sistem bazında tasarım geliştirerek marka yaratabilecek uzmanlaşmış bir yan sanayi tabanın oluşturulması gerektiği değerlendirilmektedir. 18 
6 Sıfırdan bir yan sanayi oluşturmaya çalışmak yerine, savunma projeleri kapsamında, kısa zamanda katma değer yaratabilecek komşu sektörlerin mevcut alt yapısından faydalanılmasının daha sağlıklı bir yaklaşım olacağı öngörülmektedir. 18 
7 Savunma sanayiinin, ürün tasarımından üretim ve lojistik desteğe uzanan ömür devrinin tamamında etkin rol almasını sağlamak. 18 
8 Savunma ve havacılık ihracatının artırılmasını teşvik etmek ve desteklemek hedeflenmiştir. 19 
9 Teknolojik üstünlük kazandıracak platform ve sistemlerin yurt içinde geliştirilmesine yönelik projeleri hayata geçirmek hedeflenmiştir. 19 
10 Savunma sanayiinin ihtiyaç duyduğu teknolojik tabanın oluşturulması hedeflenmiştir. 20 
11 Ar-Ge ve teknoloji yönetimi konusunda henüz beklenen politika ve uygulamalara geçilemediği hakim görüştür. 20 
12 Tasarım ve geliştirme faaliyetlerini destekleyecek test alt yapısını planlamak ve geliştirmek. 21 
13 Geleceğin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarının yönetilmesine Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın ve sanayinin katkısının artırılması hedeflenmiştir. 22 

S. Nu. Saptama Sayfa 

14 Savunma Sanayii Destekleme Fonu’nu savunma sanayii stratejilerinin sürekli finansmanını sağlayabilecek şekilde bütçelendirmek hedeflenmiştir. 22 
15 OYTEP’in dışında, bir an önce kısa vadeli bütçeleme yapılmasına ve öncelikli olarak iç kaynakların değerlendirilmesi maliyet etkinlik açısından bir gereklilik haline gelmiştir. 23 
16 Kurumsa birikim ve yetkinlikleri geliştirmek hedeflenmiştir. 23 
17 Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın kurum kimliğinin ve iletişim becerisinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. 23 

EK-3, Tablo 4. Savunma Sanayii Müsteşarlığı Faaliyet Raporu 2013 ve 2012 

S. Nu. Saptama Sayfa 

1 1985 tarihli 3238 sayılı kanunla kurulmuş olmasına karşın Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulu’nun toplanması mümkün olmamıştır. 9 
2 Dört Stratejik Hedef Belirlenmiştir. Bunlar: 

-Stratejik Amaç 

1: Sürdürülebilir ve rekabetçi savunma sanayiinin mimarı olmak 
-Stratejik Amaç 2: TSK’yı geleceğin muharebe ortamına hazırlayacak savunma ve güvenlik teknolojilerinde yetkinlik kazanmak. 
2 -Stratejik Amaç 
3: Paydaş memnuniyetini esas alarak program yönetiminde olgunluğa ulaşmak -Stratejik Amaç 
4: Değer yaratan ve değer gören çalışanlara sahip güçlü bir kurum olmak 23 

3 Uygulanan tedarik yöntemleri not edilmiştir. 
Bunlar:
- Ömür devri yönetimi 
- Yurtiçi geliştirme 
- Ortak geliştirme ve konsorsiyum 
- Yurt dışından hazır alım 28 

4 Son dönemde Savunma Sanayii Destekleme Fonu’nda kaydedilen azalmanın nedeni gelirlerin yetersizliğinden ziyade tahakkuk etmiş fon alacaklarının Hazine tarafından aktarılmamış olmasıdır. 31 

EK-3, Tablo 5. SaSad Savunma ve Havacılık Sanayii Performans Raporu 2013 

S. Nu. Saptama Sayfa 
Toplam satışlardaki artış değeri diğer yıllara göre bir miktar düşük olarak gerçekleşmiştir. 36 
Gelişmiş Batı ülkeleri savunma bütçelerindeki azalma bu firmaların gelişmekte olan pazarlara yönelmelerine neden olacaktır. Bu ise sektör oyuncularımızın önümüzdeki dönemde bu pazarlarda daha geniş ve yoğun bir rekabet ile karşı karşıya kalacaklarını ortaya koymaktadır. 
Sivil havacılıkta başlayan çok olumlu gelişmenin genişleyerek sürdürülmesi olasıdır. 


EK-3, Tablo 6. Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği Arama Konferansı 2012 

S. Nu. Saptama Sayfa 

- Devletin gücü, koordinasyon, yönlendirmesi, teşvik, lobi önem kazanıyor. 
-Yeni bir kredi sistemine ihtiyaç var (FMS benzeri). Kredi enstrümanları, offset, takas gibi uygulamalar önem kazanıyor. 
-Savunma ve havacılık ihracatını düzenleyen mevzuat ve mekanizmaların kolaylaştırılması ve organizasyonu önem kazanıyor. 
-Yeni pazarlara girerken çoklu ortaklıklar önem kazanıyor. 
-Savunmanın yanı sıra havacılık, uzay, anayurt güvenliği, siber güvenlik konuları da ön plana çıkıyor. Sivil havacılık sektörü büyüme hızı artıyor. Hizmet sektörü gelişiyor. 
-Yüksek nitelikli, özgün, katma değeri olan ürünler, sistemler ve platformlar için teşvik ihtiyacı artıyor. Savaş alanında nitel üstünlük sağlayan, ana sistem bazlı ürünlerin ihracatı artıyor. 
-AR-GE, inovasyonun önemi artıyor ve bunlar için üniversite-sanayi iş birliği önem kazanıyor.
-Ürün geliştirme yaparken ihracatın da göz önünde bulundurulması ihtiyacı artıyor. 
-İhraç lisansına tabi, kritik olan alt sistem ve malzemelerinin, ara ürünlerin yerlileştirilme ihtiyacı artıyor. Alıcılarda yerlileştirme ve offset ihtiyacı artıyor. Silahlı kuvvetlerin yerli sanayiye olan güveninin 
ihracatımıza olan referansı ihracata katkı sağlıyor. 
-Hedef pazarlara yönelik kurum, şirket yapılarının ve ihracat kültürünün oluşturulması ihtiyacı artıyor. 
-KOBİ’lerin AR-GE, mühendislik, üretim gücü önem kazanıyor. 
-Pazar, ülkelerdeki değişim yeni fırsatlar ve tehditler yaratıyor. Türkiye’nin etki alanı genişliyor ve ağırlığı artıyor. 

EK-3, Tablo 7. TASAM, Türkiye’nin Stratejik Vizyonu 2023 Stratejik Lokomotif Sektörler: Güvenlik, Savunma ve Savunma Sanayii 2023 Kongresi (Özet) 18-19 Ekim 2012 

S. Nu. Saptama Sayfa 
1 Sadece silahlı kuvvetlerin gücüne dayanan güvenlik konseptinin aşılarak; millî çıkarları gözeten, yumuşak güç yeteneğini öne çıkaran, politik, ekonomik ve askerî güç unsurlarını birleştiren yeni bir güvenlik ve savunma siyasetine ihtiyaç duyulduğu. 3 
2 Türkiye’nin, “bölgesel güç” olma yolundaki güvenlik ve savunma stratejileri sürdürülürken, asimetrik tehditlere karşı gerekli çalışmaların uluslararası işbirlikleri dikkate alınarak yapılması gerektiği. 3 
3 Savunma Sanayii’nde sağlanacak teknolojik üstünlüğün politik ve ekonomik avantaj sağladığı. Savunma Sanayii’nin güçlü bir ekonomi, barış, istikrar ve güvenliğin büyük ölçüde teminatı olabileceği. 3 
4 Kritik alt sistem, bileşen ve teknoloji bazında dışa bağımlılığın azaltılması çalışmalarının etkinliğini daha da artırılması gerektiği. 4 
5 Savunma sanayii pazarının daralabileceği, Türkiye’nin özgün teknolojiler edinimini devam ettirirken, uygun kredili satış sistemini tesis etmesi ve bu sistemi bir rekabet avantajı olarak kullanması gerektiği. 4 
6 Gelecek 10 yıl içinde, ABD ve Avrupa ülkelerinin, pazar ülkelere teknoloji transferi ve ortak üretim konsepti ile yaklaşımlarını yoğunlaştıracakları, Arap Baharı ülkelerinin savunmalarının restorasyonunda kıyasıya bir rekabet oluşacağı, pazar ülkelerle kriz öncesi ortamda başlatmış olan Türkiye’nin, ABD ve Avrupa ülkeleri ile ortaklıklar kurmasının beklendiği. 4 
7 Savunma Sanayii vasıtasıyla istenen etkilerin yaratılabilmesi için tüm paydaşlar arasında paylaşım ve güvene dayalı bir sinerji oluşturulması. 5 
8 OCCAR’a üyelik sürecinin hızlandırılması; ileri teknoloji sahibi ülkelerle çok uluslu projelere katılımın sağlanması, yüksek teknolojinin kazanılması ve Avrupa Savunma İşbirliği’nin güçlü bir ortağı olunması, Savunma Sanayii Ofisleri’ni artırması. 6 
9 Türk Savunma Sanayiinin, yapısal , müşteri ve insan sermayesinin geliştirilmesi. 6 
10 Hali hazırda 1,24 olan proje başına çalışan personel oranının uluslararası örneklerde olduğu üzere 5-7 seviyesine çıkarılması. 7 
11 İhtiyaç tanımlama, proje yönetimi ve üniversitelerle etkin işbirliği kültürünün oluşturulması. 7 
12 Kurumsal bir eğitim ve öğrenim sistemi oluşturulaması. 7 
13 SATEM’in yetersizliklerine ilişkin olarak öne çıkan eleştirilere yer 
verilmiştir. 8 
14 Sektör’ün insan kaynakları haritası çıkarılması. 
- Çalışanların başta sistem mühendisliği olmak üzere yüksek lisans ve doktora programlarına iştiraklerinin desteklenmesi. 
- Firmaların yürüttükleri sistem projelerinde karşılaştıkları problemlerin aşılması için, üniversitelere tez çalışmalarının yapılması. 
- Mühendislik fakültelerinin staj imkânlarının artırılması. 
- Yurtdışına giden nitelikli insan kaynağının tekrar kazanılması. 
- Profesyonel yöneticilik için personelin orta ve üst düzey yönetici yetiştirme programına gönderilmesi. 8 
15 “İnsan kaynakları”nın, “stratejik insan kaynakları” olarak yeniden yapılandırması. 9 
16 “Stratejik öngörü grupları” ile geleceğin şekillendirilmesine çalışılması. 9 
17 Eğitim konusunda yeniden yapılanmaya gidilmesi. SSM bünyesinde, YÖK ile koordineli olarak ve gerekli yasal düzenlemelerin (SSM kuruluş kanunu dahil) yapılması. Bologna süreci ile uyumlu, TODAİE benzeri bir enstitü yapılanmasına gidilmesi. 9 
18 -Lisansüstü eğitimlerle birlikte ulusal meslek standartları tanımlanmış kurs ve sertifika programları açılması. 
-Yayınlar yapılması. 
-Teknolojik araştırmalar dâhil her türlü araştırmalara imkânlarının artırılması. 
-Ulusal ve uluslararası işbirlikleri ile uluslararasılaşma konusunda çalışmalar yapılması. 
-Hizmet içi eğitim ihtiyaçlarına da cevap verilebilen eğitim programları açılması.
-Üniversiteler, TÜBİTAK gibi araştırma kurumları, teknoparklar, savunma sanayii işletme ve örgütleri ve araştırmacılarla irtibat - işbirliği için birimler oluşturulması. 
-Alınan dersler merkezi ile alana yönelik bilgi-belge merkezinin de yer aldığı bir yapılanmaya gidilmesi. 

Bu enstitünün kurulması ile Harp Akademileri Komutanlığı ile Kara Harp Okulu’nda bu alana ilişkin lisansüstü eğitime (SAREN ve SAVBEN) son verilmesi, 
SATEM’in faaliyetlerinin Enstitü’ye devredilmesi. 9 
19 -Savunma Sanayii alanlarında ODTÜ, İTÜ gibi teknik üniversitelerde -teknik konularla sınırlı olmak üzere - “Savunma Sanayii Enstitüsü”ndeki eğitimle koordineli olarak lisans programlarının açılması.
-SSM’in 4 Ekim 2011 tarihinde ODTÜ ile başlattığı “Savunma Sanayii İçin Araştırmacı Yetiştirme Programı”nın önerilen yapı içerisine alınması. 10 
20 -Araştırma yapanlara sağlanan fon desteğinin enstitü bünyesinde oluşturulacak bir kurul tarafından belirlenmesi. 
-Sektör ihtiyaçları konusunda tez çalışmalarının desteklenmesi. 10 
21 Gelişen teknoparklarla, üniversitelerin AR-GE geliştirme programlarının ortak çalışması. 12 
22 Türk diplomatlarının görevli bulundukları ülkelerde Türk Savunma Sanayii’ne yönelik ticari girişimleri kolaylaştırıcı çalışmalarda bulunması. 12 
23 Savunma sanayiinde gelinen aşamanın ileriye sağlıklı olarak taşınabilmesi için belirli alanlarda yapısal dönüşümlerin yapılması. 
Bu kapsamda: 

-Tedarik planlaması ve süreçleri 
-Sanayi yapısı 
-MKEK yapısı 
-Teknoloji planlamasının ele alınması. 12 

24 Savunma harcamalarının gelinen bu büyük yapıyı sürdürülebilir kılacak şekilde planlanması. Savunma bütçesi artırılması. 

EK-3, Tablo 8. Savunma Sanayii Müsteşarlığı 2009-2016 Savunma Sanayii Sektörel Strateji Dokümanı (Nisan - 2009) 

S. Nu. Saptama Sayfa 
1 Ömür-devri maliyetinin önemli bir kalemi olan bakım-idame yeteneklerinin de bu yöntemle kazanılması, 
önemli mali tasarruflar sağlayacaktır. 3 
2 Savunma sanayii faaliyetlerine yerli sanayinin katılımı çerçevesinde, KOBİ’lerin teşvik edilmesi büyük önem arz etmektedir. 3 
3 Ana yüklenici, KOBİ ve yan sanayinin sisteme entegrasyonunun kolaylaştırılması, tasarım ofislerinin kurulması ve savunma sanayii kalite ve standartlarına uyum sağlanması amacıyla “KOBİ Danışmanlığı 
Merkezi” sanayi odaları ve savunma sanayii kuruluşlarıyla koordinasyon içinde 2009 yılı sonuna kadar oluşturulacaktır. 4 
4 kritik alt sistem/bileşen/teknoloji kazanımını amaçlayan Ar-Ge projelerinin gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. 4 
5 Nitelikli işgücü ihtiyacının tespiti amacıyla sektörün insan kaynakları haritası çıkartılacaktır, 9 
6 Sektörde uzmanlaşmanın ve odaklanmanın başarı için kritik olduğu değerlendirilmektedir. 14 







EK-3, Tablo 9. Türk Savunma Sanayii Sempozyumu 
Sempozyum-2000: Türk Savunma Sanayii’nin Dünü, Bugünü, Yarını 

S. Nu. Saptama Sayfa 1187 
-Yerli ve yabancı ortak yatırım modelinin devam ettirilmesi. 
- Sektörde korumacılığın uygulanmasında hassas dengelerin korunması. 
- SaSad’a daha güçlü bir kimlik kazandırılması. 
- Türk yerli sanayii firmalarının birbirleri ile rekabet etmeleri yerine, güçlerini birleştirerek müşterek uluslararası pazarda rekabet etmeleri. 10 
2188 KOBİ’lerin savuma sanayii içindeki etkinliğinin artırılması. 33 
3189 -En son 25.05.1998’de yayınlanmış olan Türk Savunma Sanayii Politikası ve Stratejisi Esasları’nın belirli periyotlarla (örneğin beş yılda bir) güncelleştirilmesi. 
-Serbest pazar (fiyatsal rekabet) stratejisi yerine millî ana yüklenici firma stratejisinin uygulanması. 
-Savunma sanayiinin alt sektörlere bölünmesi ve bu alt sektörlere ana yüklenici görevi üstlenecek büyük firmaların atanması. 
- Alanlarında uzmanlaşmış küçük firmaların alt yüklenici olarak çalışmalarının desteklenmesi. 
-Bilim, teknoloji ve sanayi altyapı sisteminin kurulması/iyileştirilmesi. 
-Savunma sanayii firmaları, hükûmet ve üniversiteler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi. 
-Teknoloji transferinde ve savunma sistemlerinin temininde Ar-Ge desteğinin sağlanması. 
-Askerî elektronik ve yazılım teknolojilerinin millîleştirilmesi. 
-Savunma sanayii ürünlerinin ihracatının desteklenmesi. 
-Bilgisayar yardımlı lojistik destek (CALS) ve entegre lojistik destek (ILS) gibi sistemlerin kurulması. 
-Batı Avrupa Savunma Anlaşması ve NATO kapsamındaki projelere Savunma sanayii firmalarının katılımlarının desteklenmesi. 
-Savunma sanayii çalışanlarının sürekli eğitimi. 
-Savunma sistemleri kontratlarının standardizasyonunun sağlanması. 
-Türk Savunma Sanayiii’nin geliştirilmesi konusunun toplumda sürekli canlı tutulması. 
41426 
4190 Bütün paydaşların katılımıyla “Türk Millî Savunma Sanayii Politikası, Mevcut Durum ve Alınması Gerekli Tedbirler” konulu yaklaşık 2 hapta sürecek geniş kapsamlı bir “Millî Kongre” icrasının temini. 46 


EK-4: (Batılı Devletlerin Savunma Tedarik Faaliyetlerine Genel Bakış) 

1. Giriş 

Dünyada farklı savunma tedarik modelleri uygulanmaktadır. Her ülkenin bu kapsamdaki tedarik 
programlarını, silahlı kuvvetlerinin ihtiyaç ve gerekleri, savunma endüstrileri ve ekonomik yapıları şe-
killendirmektedir. Son yıllarda savunma devletlerin savunma tedarik programlarını hızlandırmak ve 
iyileştirmek maksadıyla gözden geçirdikleri ve yeniden yapılandırdıkları görülmektedir.191 

Her devletin farklı kurumsal ilişkiler ve yapılanmalar içinde icra ettiği savunma tedarik faaliyetlerini 
başlıca üç model altında toplamak mümkündür.192 

• Birinci model her bir kuvvetin kendi tedarik programlarını uyguladığı adem-i merkezîyetçi bir nitelik 
arz etmekte olup, bu modelin başlıca örneğini ABD oluşturmaktadır. Şili, Meksika ve Nijerya bu 
modeli uygulayan ülkeler arasında yer almaktadır. 
• İkincisi ise bu faaliyetlerin merkezî olarak icra edildiği model olup, bu tür yapılanmanın başlıca uygulayıcıları 
arasında; Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Almanya, Danimarka, İtalya, İspanya, Güney Kore, 
Hindistan, Japonya, Avustralya ve Brezilya yer almaktadır. 
• Üçüncü model, savunma tedarik faaliyetini özel sivil kuruluşlar eliyle yapıldığı model olup uygulamayı 
benimseyen devletler arasında; İsveç, İsviçre ve Güney Afrika Cumhuriyeti gelmektedir. 

2. Birinci Model: Kuvvetlerin Münferiden Tedarik Yöntemi 

2.1. Genel 

Kara, Deniz, Hava vb. her bir kuvvetin kendi tedarik programını uyguladığı bu modelde, genel 
olarak devletin savunma biriminin/bakanlığının belirlediği ilkelerin uygulandığı görülmektedir. Bu yönüyle 
birinci modelin bütünüyle bağımsız uygulamalara müsaade ettiğini söylemek mümkün değildir. 
Bununla birlikte merkezî olarak belirlenen yöntem ve düzenlemelerin uygulanması kuvvetlerin tedarik 
programlarının tercih, takip ve kontrollerini ellerinde bulundurmalarının önüne geçmemektedir.193 

2.2. ABD’nin Uygulaması 

ABD’de savunma tedarik süreci Savunma Bakanlığı tarafından yönetilmektedir. Bu süreç, Savunma Bakanlığında çeşitli kurumların dâhil olduğu gelişmiş ve karmaşık bir sistemin ürünüdür. Savunma Bakanlığı’nın Tedarik, Teknoloji ve Lojistikten Sorumlu Müsteşarlığı, bakanlık bünyesinde çeşitli dairelerin 
tedarik faaliyetlerine ilişkin çalışmalarının genel gözetiminden sorumludur.194 

Her bir kuvvet (Kara, Deniz, Hava, Deniz Piyade ve Sahil Güvenlik Kuvvetleri) kendi savunma tedarik faaliyetlerini belirli tedarik dairelerinin desteğiyle yürütmektedirler. ABD Deniz Kuvvetleri ve Deniz Piyade Kuvvetleri’nin tedarik faaliyetleri, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı sivil bir makam olan 
Araştırma, Geliştirme ve Tedarik Müsteşarlığı tarafından yürütülmektedir.195 Kara Kuvvetleri Tedarik, Lojistik ve Teknoloji Müsteşarlığı; Hava Kuvvetleri Tedarik Müsteşarlığı ve Sahil Güvenlik Tedarik Dairesi, kendi kuvvetlerinin tedarik faaliyetlerini yürütmektedir. Bu kuruluşların her biri tedarik faaliyetlerinin; araştırma-geliştirme, ticari mal satın alma, ikmal ve bütünleme, silah ve teçhizat tedariki ve alt yapı yatırımları gibi alt bölümlerinde ihtisaslaşmış kuruluşlardan oluşmaktadırlar.196 

Kuvvetlerin tedarik kurumlarına ilave olarak Savunma Bakanlığı’nın bazı kuruluşları da satın alma kuruşu olarak hareket etmektedir. Bunardan en önemlisi; yiyecek, yakıt, sıhhi ikmal maddesi ve yedek parça ihtiyaçlarını da içeren kuvvetlerin mal ve hizmetleri tedarik eden, Savunma Bakanlığı Lojistik 
Kurumu (Defense Logistics Agency)’dur.197 Savunma tedariki ile ilgini diğer bir önemi kuruluş ise Savunma Bakanlığı’nın ve Ulusal Güvenlik Kurumu’nun merkezî araştırma ve geliştirme kurumu olan ve istihbarat, kriptoloji ve bilgi güvenliği konularında faaliyet gösteren Savunma Yüksek Araştırma Projeleri 
Kurumu (Defence Advanced Research Agency-DARPA)’dır.198 

Toplamda Savunma Bakanlığı’nda 22 değişik tedarik kuruluşu bulunmaktadır. 199 2011 yılı itibariyle ABD Silahlı Kuvvetlerinde sivil ve asker 136.000 personel tedarik faaliyetleri kapsamında istihdam edilmektedir.200 


3. İkinci Model: Merkezî Tedarik Yöntemi 

3.1. Genel 


Çok sayıda devlet, tedarik faaliyetlerinin kontrolünü sağlamak maksadıyla merkezî yapılanmayı tercih etmiştir. Bu yapılar, silahlı kuvvetleri tarafından talep edilen silah sistemlerini ve teçhizatı karşılamaktan sorumludurlar. Her ne kadar kendilerine ait bütçeleri ve askerî yapılanmadan ayrı bir kuruluşları olsalar da bu kurumların büyük çoğunluğu, savunma bakanlıklarının görev ve yetki alanı içinde yer almaktadırlar. Bununla beraber bu kuruluşlar belirli hallerde bağımsız tedarik kuruluşları olarak hareket edebilmektedirler. İngiltere ve Fransa savunma tedarik faaliyetlerini tek bir hükûmet kuruluşuyla icra eden devlerin başında yer almaktadır.201 

3.2. İngiltere’nin Uygulaması 


Savunma tedariki İngiltere’de, Savunma Teçhizat ve Destek Kurumu (Defence Equipment and Support-DE&S) tarafından tek elden sağlanmaktadır. Bu kurum, 2007’de Savunma Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Savuna Tedarik Dairesi ve Lojistik Kuruluşu’nun birleşmesiyle teşkil edilmiştir. Bu yeniden 
yapılanma ile lojistik ve tedarik faaliyetlerinin bütünleşik bir yapı içinde icrası amaçlanmıştır. DE&S Kurumu, Savunma Teçhizat, Destek ve Teknoloji Bakanı’na bağlı olarak çalışan, Savunma Materyal Başkanı tarafından yönetilmektedir. DE&S’de 12.500 personel görev yapmaktadır.202 

3.3. Fransa’nın Uygulaması 

Fransa’da savunma tedarik faaliyetleri 1961’den bu yana Direction Générale de I’Armement (DGA) adlı kuruluş tarafından yürütülmektedir. DGA Savunma Bakanlığı’nın kuruluşunda yer almaktadır. Bu kuruluş, Fransız Silahlı Kuvvetlerinin bütün silah sistemleri ve askerî teçhizatının konseptten dağıtıma 
kadar bütün aşamalarını yürütmektedir. Bu kuruluş aynı zamanda Fransız savunma sanayiinin ihracat satışlarından da sorumludur. DGA’das 10.500 personel çalışmaktadır.203 

4. Üçüncü Model: Şirketler Eliyle Tedarik Yöntemi 

İsveç, İsviçre ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi bazı devletlerde, savunma tedarik faaliyetleri özel sektör ya da devlete ait şirketler vasıtasıyla yerine getirilmektedir. 

4.1. İsveç’in Uygulaması 

İsveç’te savunma tedariki ile ilgili olarak hükümete karşı doğrudan sorumlu olan makam, 1968’de kurulmuş olan İsveç Savunma Materyal İdaresi (Förscarent materielverk/Swedish Defence Materiel Administration-FMV)’dir. FMV İsveç silahlı kuvvetlerinin ihtiyacı olan harp silah ve araçlarının tedarikinde, 
Savunma Bakanlığı ile doğrudan irtibatlı olarak çalışmaktadır. Bu kuruluş aynı zamanda Sahil Güvenlik Muhafızları, Acil Yönetim Dairesi ve İsveç Polisi’nin tedarik faaliyetlerini de yerine getirmektedir. FMV’ni diğer görevleri ise, savunma sanayiini teşvik ve düzenleme, savunma sanayii ile ilgili dış ticaret faaliyetlerinde devleti temsil etmektir.204 FMV doğrudan hükûmet tarafından onaylanan bir yönetim kurulu tarafından idare edilmektedir. Yönetim kurulu yılda beş kez toplamakta olup günlük faaliyetler ilgili birimler tarafından genel başkanın liderliğinde yürütülmektedir. FMV’de 3.000 personel çalışmaktadır. 

4.2. İsviçre’nin Uygulaması 

İsviçre’de savunma tedarik faaliyetleri silahlı kuvvetlerden ayrı ve ona karşı sorumluluğu bulunmayan Armasuisse isimli kuruluş tarafından yerine getirilmektedir. Kuruluş İsviçre Savunma, Sivil Koruma ve Destek Bakanlığı (Swiss Department of Defence, Civil Protecrtion and Sport-DDPS)’na karşı doğrudan sorumludur. DDPS’nin geçmişi İsviçre Hükûmeti’nin savunma tedarik faaliyetlerini bir merkez altında toplamaya karar verdiği ve bu maksatla Savunma Tedarik Dairesi (Defence Procurement Agen-cy-GRD) adıyla bir yapı oluşturduğu 1968 yılına kadar gitmektedir. Esasında bu kapsamdaki çalışmalar, 
1960’larda devlet, o zamana kadar savunma tedarik faaliyetlerini yürüten silahlı kuvvetlerin son derece uzmanlık gerektiren bu işlevi etkin bir şekilde yerine getiremediğine karar vermesi üzerine başlatılmıştı. GRD 2000 yılında yapılan yeniden yapılanma çalışmaları sonrasında DDPS’ye dönüştürülmüştür. Bu 
dönüşümüm ana nedeni daha önce GRD tarafından yönetilen çok sayıdaki savunma sanayii kuruluş ve fabrikasının RUAG (Rüstungs Unternehemen Aktiengesellschaft) adlı kuruluşa bağlanmasının yarattığı değişimdir. Armasuisse’de yaklaşık 1.000 personel çalışmaktadır. 

9 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,

***