16 Mayıs 2020 Cumartesi

AB’NİN BÖLGESEL VE KÜRESEL GÜVENLİĞE BAKIŞ AÇISI

AB’NİN BÖLGESEL VE KÜRESEL GÜVENLİĞE BAKIŞ AÇISI 



AB’NİN BÖLGESEL VE KÜRESEL GÜVENLİĞE BAKIŞ AÇISI
Birbirinin Tamamlayıcısı Olarak Avrupa Güvenlik Stratejisi ve İyi Komşuluk Politikası..,

Metin Aksoy*
* Yrd. Doç. Dr. Gümüşhane Üniversitesi, IIBF, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, 
metinaksoy@hotmail.de


Giriş

Avrupa Birliği kendini barışı, insan haklarını, temel hak ve hürriyetleri koruyan devletler topluluğu olarak tanımlamaktadır. AB, 470 milyon nüfusu ile dünya gelirinin dörtte birine sahip olmakla birlikte, dünya ticaretinin de beşte birini gerçekleştirmektedir. Dünyadaki kalkınma ve insani yardımların yarısı yine AB kaynaklıdır. Mevcut uluslararası örgütlerde AB üyeleri önemli görevler üstlenmektedir. Soğuk savaş döneminde rekabet içinde olan diğer blok üyesi Avrupa ülkeleri, şu anda AB içinde yeni savunma sistemi içine alınmış ve
Güvenlik örgütüne üye olmuşlardır.1 Avrupa, gelişmiş bir ekonomiye sahip olma özelliğine rağmen yavaş bir büyüme oranına sahiptir. AB nüfusunun giderek yaşlanması ve bunun sosyal sistemi tehdit etmesi, acil önlemlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır.2

Soğuk savaşın bitmesiyle birlikte eskiye ait olan güvenlik algılayış biçimi ve güç dengesi hızlı bir değişim geçirmektedir. Çin ve Hindistan’ın hızlı büyüme oranları, Rusya’nın yeniden küresel güç olma isteği ekonomik ve güvenlik güç dengelerinin değişimine neden olmaktadır.

Avrupa’nın petrole ve gaza bağımlılığı önceki dönemlere oranla artarak devam ettiği gibi, ekonomik rekabet ve yeni güvenlik tehditleriyle de karşı karşıya kalmıştır.3 

Dolayısıyla küresel güç güdüsüyle hareket eden devletler arasındaki ham madde temini, enerji kaynaklarına sahip olma isteği ve yeni pazarların bulunması, rekabeti de beraberinde getirmektedir.

AB’ nin genişlemesiyle birlikte yeni komşuluk ilişkileri ve yeni sınırlar ortaya çıkmıştır. Avrupa bir yandan çekirdek Avrupa’dan coğrafi olarak büyük Avrupa’ya dönüşürken diğer yandan da bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Organize suçlar, bölgesel çatışmalar, terörizm, kitle imha silahlarının yayılması ve kimi ülkelerin devlet olma hüviyetini kaybetmeleri gibi önemli sorunlar bunlara dâhil edilebilir.4 Karşılaşılan sorunların engellenmesi ve çözülmesi için AB bir yandan, Ortak Dış ve Güvenlik Politikası çerçevesinde askeri önlemler alırken, diğer yandan Avrupa Komşuluk Politikası ve Barselona süreci gibi ekonomik ve stratejik politikalar ile de önlemler almaktadır. Bu noktada, askeri seçeneği öncelikli olmaktan çıkartan genişletilmiş güvenlik kavramıyla diplomasi ve işbirliği çerçevesinde sorunların diyalog yoluyla çözülmesi öncelik olarak düşünülmüştür. Ancak ulusal çıkarların öncelenmesi birliğin ortak karar almasını çoğu zaman engellemektedir.

AB Güvenlik Stratejisine Doğru

Irak savaşlarında AB üyesi ülkelerin ortak bir karar alamamaları ve her üyenin kendi ulusal çıkarı gereği geleneksel dış politikası doğrultusunda davranması AB içerisinde dış ilişkiler ve güvenlikle ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirmiştir. Bu tartışmalarla birlikte, teşhis ve tedavilerin de tespiti yapılarak, şu sonuçlara varılmıştır:

AB’nin uluslararası ilişkilerde açıkça görülen etkisizliğinin mutlaka aşılması gerekmektedir.
Ortak Dış Güvenlik ve Savunma Politikası önemli bir uluslararası aktör algısına uygun olarak oluşturulmalı, ayrıca askeri ve sivil yeteneklerin de geliştirilmesi gerekmektedir.
Bu alınan kararlara bakınca Irak sorunundaki hataların ve başarısızlıkların hangi nedenlerden kaynaklandığı da görülmektedir. Ancak bu tespitlerle birlikte AB’nin uluslararası bir aktör olarak dünya politikasında hangi rolü oynayacağı veya önemli bir oyuncu olarak hangi iddiaları taşıyacağı sorusu da önem taşımakta dır. 5  AB’ nin bu düşüncesinin paralelinde tarihsel olarak biraz gerilere gidildiğinde Avrupa Entegrasyon düşüncesi karşımıza çıkmaktadır. Bu
düşünce aslında Avrupa içinde barışın korunması ve yaşatılması amacı taşımaktadır. Eşit ve bağımsız devletler sisteminin 1648 Vestfalya Barışıyla oluşumundan sonra yine ortaya çıkan hegemonya mücadelesi, savaşın yine Avrupalı devletlerin arasında çıkması kaçınılmaz olmuştur. Arka arkaya yaşanan iki dünya savaşı Avrupa’nın küresel ölçekte bir aktör olarak önemsizleşmesi ne neden olmuştur. Bunun neticesinde, ABD ve SSCB yeni güç odakları olarak ortaya çıkmışlar ve Doğu Batı mücadelesi bağlamında bu iki aktör kendi etki alanlarını arttırmak için mücadeleye başlamışlardır.

Savaşlarda kaybedilen milyonlarca insanın, katlanılan tarifsiz acıların, kaybedilen servetlerin sonucunda, savaşın, politikanın bir aracı olmaktan çıkarılması fikri temenni olmaktan çıkartılarak somut bir biçimde konunun ele alınması için çalışmalar başlatılmıştır. Batı Avrupa devletlerinin birbirlerine karşı korunmaları ve güvenliklerinin yönetilmesi Avrupalı devletlerin ilk amaçları olmuştur.6 Bütünleşme süreci, Avrupa dâhilinde elli yılı aşkın bir süredir tarihsel bir form içerisinde politik barış vaatleriyle devam etmektedir. Çıkar çatışmalarının olduğu durumlarda ise vaktiyle başvurulan geleneksel “Güç Politika” sının enstrümanları olan tehdit ve askeri kuvvetlerin kullanılması yerine, Barış Topluluğuna doğru
bir dönüşüm yaşanmaktadır.7 Artık içinde bulunduğumuz zamanda, güvenlik gereksinimi, yalnızca AB için önemli bir konu olmanın ötesinde, AB’nin müdahil olduğu çoklu işbirlikleri için de önemli bir konu haline gelmiştir. AB, coğrafi olarak, Balkanlar, Kafkasya, Yakın ve Orta Doğu, Akdeniz’e kıyısı bulunan Kuzey Afrika ülkeleriyle çevrili olmakla birlikte, dünya politikasının da en çok sorunlu bölgesinde olması nedeniyle kendini güvenlikte hissedememektedir.8 

Bu bölgelerin genel karakteristiği olan ekonomik, politik ve sosyal
nedenler, genellikle etnik ve dinsel çatışmalara neden olmaktadır. Bu bölgelerde ortaya çıkacak olası bir çatışma, AB ve üyelerinin barış ve güvenliğini tehdit ederek etkisini hissettirecektir. Güvenlik politikalarıyla ilgili stratejiler oluşturulurken öncelikle bu bölgelerin gerçeği olan az gelişmişlik, yeraltı kaynaklarının yetersizliği, göç ve çevrenin tahrip edilmesi gibi konular önemli olmaktadır.

Avrupa Güvenlik Stratejisi

AB, 1992 yılında imzalan Maastricht Antlaşmasından  sonra küresel politikada ağırlığını arttırmaya çalışmıştır. Bunun için uluslararası ilişkiler alanında bir aktör olarak kendi ekonomik gücünü, politik ve stratejik amaçları doğrultusunda ağırlığını attırmaya yönelik olarak kullanmaya başlamıştır. Her üye devletin, ulusal dış politikasının ortak çıkarlar doğrultusunda AB adına iyi koordine edilerek, dünya ekonomisindeki AB’nin ağırlığına paralel bir biçimde siyasi ve jeopolitik alanlarda da AB etkisi gerçekleştirilebileceği düşünülmüştür.

Aralık 2003’te Avrupa Birliği Dış ve Güvenlik Politika (ABDGP) Yüksek Temsilcisi Javier Solana tarafından hazırlanan, Avrupa Güvenlik Stratejisi Belgesi (AGSB) kabul edilmiştir. 

Bu belge, Avrupa Dış ve Güvenlik Politikasının mihenk taşını oluşturmaktadır. Bu strateji temel olarak Avrupa Birliğinin (AB) uluslararası bir aktör olarak, bu alanda kaynak ve imkân kapasitesinin arttırılması gerektiğini, güvenlik ve barış için sorumluluk almasını öngörmektedir.9

İki kutuplu soğuk savaş dengesinin bozulması ile başlayan ve Kıta Avrupası’nda meydana gelen Yugoslavya trajedisi, 11 Eylül saldırısı ve NATO ile AB’nin genişlemesi gibi köklü değişiklikler, AB’nin dış ve güvenlik politikasının koordine edilmesini kaçınılmaz kılmıştır.10

Solana tarafından önerilen Avrupa Güvenlik Stratejisinin kabulünün önemli nedenlerinden biri de topluluğu oluşturan üye devletlerin üzerinde anlaşmaya vardıkları “Yeni Tehditler” ve “Stratejik Amaçlar”ın ortaya çıkmasıdır.11 

İçeriği ve amacı tam olarak anlaşılamayan bu tehditlerin tanımı, ilk elden pek yapılamamış ve muğlâk ifadeler kullanılmıştır. Ortak Dış ve Güvenlik Politikası ile Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikaları, birliğin algıladığı tehditler ve stratejik hedeflerin başarılı biçimde karşılanmaları, bu belgenin hazırlanmasındaki temel
nedenlerdir. Ortak tehdit ve benzeri çıkar algılamaları gibi durumlarda, ortak bir durum değerlendirmesi ve sonrasında ortak bir eylem temel koşul olarak öngörülmektedir.12

AGSP’nin geliştirilmesinde, “kriz yönetim biçimi” üzerinde sağlanan uzlaşma ve bunun için gerekli olan enstrümanların kullanıma sunulması önemli rol oynamıştır.13 
Bölgesel ve küresel hareket edebilecek AB’nin, bunun için gerekli olan sivil ve askeri kapasitesinin oluşturulması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Bunun dışında eğer AB, küresel düzeyde bir oyuncu olmak istiyorsa, öncelikle coğrafi olarak konuşlandırması gereken askeri gücü ve bunun sınırlarını belirlemesi gerekmektedir. Bu düşünce, yani Avrupa kriz yönetim biçimi ve coğrafi sınırların
belirlenmesi düşüncesi, büyük ölçüde 2002 yılında yayınlanan Amerikan Ulusal
Stratejisinden etkilenmiştir.14 AGSP’nin ortaya çıkmasının diğer nedenlerinden biri ise dış politikada yaşanan çatışmalardır. 2003 yılındaki Irak Savaşı, aslında AB’nin sınırlarının nerede son bulduğunu da göstermektedir. Hangi şartlar altında savaşın olacağı konusunda AB üyesi ülkeler arasında bir uyumun olmadığı gözlenmektedir. Bu konuda çoğu kez ulusal çıkarlar, birlik çıkarlarının önüne geçmektedir. Bu anlaşmazlık büyük ölçüde AB Ortak Dış Politikasının oluşturulmasının önündeki en büyük engeldir. Çünkü sorun, hangi kurumsal
yapının bunu üstleneceğinden değil, birliği ilgilendiren konularda kararların oy birliği ile alınması zorunluluğundadır. Bu durumda AGSB, üyeler arasındaki uyumsuzluğu gidermek zorunda olduğu gibi, aynı zamanda üyelerin ortak çıkarlarını da gözetmesi gerekmektedir.

Avrupa Güvenlik Stratejisinin İçeriği

Avrupa Güvenlik Stratejisi Belgesi temel olarak kapsamlı ve genişletilmiş güvenlik kavramına dayanmaktadır.15 Bu da göstermektedir ki, değişen uluslararası ilişkiler konjonktüründe klasik dış güvenlik politikasının yanında, ekonomik ve mali politikalar, iç politika, anayasa ve devletler hukuku, sosyal ve çevresel parametreler de önemli rol oynamaktadır. Bunun yanında strateji belgesinin geliştirilmesinde üye devletlerin geleneksel savunma ve güvenlik politikası tecrübelerinin de göz önüne alınması da diğer bir zorunluluktur. Böylelikle bu temel belgenin daha sonrakiler için yol gösterici, aynı zamanda
yeni eklemelere ve değerlendirmeleri açık olması gerekmektedir.

Avrupa Güvenlik Stratejisi üç bölüme ayrılmaktadır. 
Birinci bölümde Avrupa’ya yönelen Beş Temel Güvenlik Riski ” konu edilmektedir. Bunlar; terörizm, kitlesel silahlar, bölgesel çatışmalar, devletlerdeki otorite boşluğu, organize kriminal suçlardır.16 

AB’nin, birbirinden farklı olan bu sorunları bir dizi diplomatik girişimlerle, insani yardım ve askeri önlemlerle karşılaması gerekmektedir. Ayrıca ortaya çıkan bu yeni tehditlere karşı pasif kalınmaması vurgulanmaktadır. Yoksulluk, enerji bağımsızlığı, iklim değişikliği, insan ticareti ve bölgesel çatışmalar gibi konular geniş anlamda güvenlik sorunlarıdır. Bu beş temel tehdit yalnızca kendi başlarına değil, birbirleri ile bağlantılarından dolayı da yeni bir mücadele alanı oluşturmaktadırlar. Bu bağlamda AGSB’de Avrupa Birliği’nin bu tehditlere karşı iyi donanımlı ve potansiyel gücünün hazır biçimde olması gerektiği ileri sürülmektedir. Bununla birlikte yine yukarıda ifade edilen faktörler, uluslararası aktörler ve Avrupa içi güç ilişkileri bakımından da düşünülmesi gerekmektedir. Çünkü AB, bir yandan uluslararası ilişkilerde çok yönlü amacı olan bir aktör olarak, insani müdahaleleri insan hakları çerçevesinde meşru hale getirirken, diğer yandan da kendi hegemonya amaçlarına yönelik olarak tıpkı ABD gibi bir güç unsuru şeklinde egemenliğini tesis etmeyi arzulamaktadır.
İkinci  bölümde Avrupa nın güvenliğinin temeli ABD güvenlik stratejisinin aksine çok taraflılığa dayanmaktadır. Solona nın ifadesiyle hiç bir devlet günümüzde bu derece komplike yapıdaki sorunları tek başına çözebilecek durumda değildir.17 ABD, kendisine yönelik somut saldırılar üzerinden kendi güvenliğini tanımlarken, AB kendisine yönelik tehlikeleri yoksulluk, AIDS ve göç gibi olgular üzerinden tanımlamaktadır.18 Avrupa Birliği, kendi stratejik önceliklerini, yeni tehditlere karşı savunma, iyi komşuluk ilişkileri, yenidünya düzeninin çoğulculuk temelinde meşrulaştırılması şeklinde sıralamaktadır. Yeni ortaya çıkan tehditler ve değişen politik koşullarda diğer enstrümanların da hesaba katılarak stratejiler gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Bu amaca ulaşmak için en önemli araç olarak AB üyeliğinin kullanılması öne çıkmaktadır. Çünkü Avrupa Birliği üyelik perspektifi bir yandan Avrupa Birliği’nin kendisi için stratejik bir amaç olurken, aynı zamanda diğer ülkelerin reform sürecinin  hızlandırılması için de bir katalizör görevi görmektedir. Bu stratejinin, Soğuk Savaş sonrası Avrupa’nın istikrarında ve entegrasyonunda önemli bir rol oynadığı gibi, Balkanların istikrarına da katkı yapması öngörülmektedir.

Birleşmiş Milletler Örgütü de, Güvenlik Stratejisine uygun olarak uluslararası ilişkiler çerçevesinde, diğer uluslararası organizasyonlarla “etkili çoğulculuğun” temelini oluşturmaya çalışmaktadır. AB’ye göre Avrupa’da güvenlik DTÖ, NATO ve AGIT gibi uluslararası örgütlerle yoğun işbirliği sayesinde sağlanabilir.19 

Uluslararası ve bölgesel çatışmaları uluslararası örgütlerin içinde işbirliği ile düzenlemek ve çözmek temel hedef olmaktadır.

Üçüncü bölümde ise Avrupa Güvenlik Stratejisi’yle de paralel olarak komşu ülkelerle kalkınma, çevre, silahsızlanma ve terörizm konularında ortak çalışmalar yürüterek, istikrar ve güvenliğin arttırılması öngörülmektedir. Aktif bir AGSP’nin ancak çatışmaları önleyici önlemlerin alınması ve etkili kriz yönetimi oluşturması sayesinde olacağı vurgulanmaktadır.

Bunun gerçekleşmesinin ise yine politik, diplomatik ilişkilerin kurulması, askeri ve sivil araçların kullanılmasıyla mümkün olacağı belirtilmektedir. Bu kararlı müdahale tek başına değil, Birleşmiş Milletler Güvenlik kararları çerçevesinde gerçekleşmelidir. Bununla birlikte krizin emareleri ortaya çıktığında erkenden hareket edilebilmelidir. Bu, insani felaketlerde ise müdahale için daha uzun bir uyarı zamanı sağlayacaktır.

Etkili Avrupa Savunma kurumlarının kurulması AGSB’nin amaçları doğrultusunda herhangi bir kriz durumunda daha fazla hareket kabiliyeti sağlayacaktır. Buna uygun olarak da savunmaya ayrılan payın attırılması ve mali kaynakların etkili kullanılması gerekecektir.

Burada işaret edilen yalnızca askeri değil ayni zamanda sivil kaynakların da çatışma sonrası rehabilitasyon için kullanımıdır. Askeri ve sivil önlemler geniş bir perspektifte diğer bileşenlerle birlikte uyumlu hale getirilip uygulanabilir. Avrupa Birliği’nin askeri müdahalesinin yasal çerçevesi ise “Berlin Artı Antlaşması” adıyla bilinen Avrupa Birliği - NATO anlaşmasıdır.20

Etkili bir AGSP’nin oluşturulması öncelikle Avrupa devletlerinin kendi aralarında sıkı işbirliğine bağlıdır. Bireysel katkıların ulusal öncelikler ve deneyimlerin yanında üçüncü ülkelere karşı yürütülen dış politikaların da oylanması gerekmektedir. Bununla birlikte Amerika ile ilişkiler özel bir yer tutmakta ve yeri doldurulamaz bir özellik arz ettiği vurgulanmaktadır.21 Diğer yandan Rusya, Japonya, Kanada, Hindistan gibi diğer ülkelerle ikili ilişkilerin geliştirilmesi de gerekmektedir.22

Avrupa İyi Komşuluk Politikası

AB’nin Mayıs 2004’te genişlemesi ve on yeni üyenin birliğe katılımıyla birlikte yeni komşular ve yeni sınırlar ortaya çıkmıştır. Buna paralel olarak da AB’nin dış politika öncelikleri önemli ölçüde değişmiştir. AB sınırlarının doğu yönünde genişlemesine bağlı olarak Doğu, Güneydoğu ve Orta Asya ile Orta Doğu’yu da kapsayan politikaların oluşmasını zorunlu kılmıştır. “Geniş Avrupa” çevresinde oluşan periferi ülkelerinin dost ve müttefik ülkeler haline getirilmesine ek olarak bütün komşu ülkelerle özel ve farklı biçimlerde uyum ve ortaklık antlaşmaları vasıtasıyla AB’ye bağlanmaları öngörülmüştür.23

Buna göre “AB ile komşularının, ekonomik ve siyasal olarak birbirlerine bağımlı oldukları bir gerçektir. Avronun AB’nin para birimi olarak piyasaya sürülmesi ile birlikte, uluslararası döviz birimi olarak yeni yatırım imkânlarının ve yoğun ekonomik ilişkilerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Coğrafi olarak birbirine çok yakın, genişleyen AB ve onun yeni komşuları, sınır ötesi ticaret ve yatırım akımlarını destekleme çabalarına aynı ölçüde ilgi göstermeleri; sınırları aşan tehlikelerle mücadelelerde - Terörizmden çevreye varıncaya kadar tüm
konularda- birlikte çalışmaları gerekmektedir. Karşılıklı üretim, ekonomik büyüme ve dış ticaretin büyümesinde, genişleyen bir coğrafyada politik istikrar ve işleyen hukukun üstünlüğünün başarılmasında ve insan kaynaklarının / sermayesinin, fikirlerin, bilgi ve kültür alanında işbirliğinin desteklenmesinde, AB kendi komşularının en önemli ortağıdır”.24

Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bu politikanın geri planı doğrultusunda kurulan sıkı uyum ve ortaklık ilişkilerinin herhangi bir biçimde bu yeni ülkeleri AB üyeliğine taşımayacağı dır. 25

Avrupa İyi Komşuluk Politikası, iki coğrafik bölgeyi kapsamaktadır. Birinci bölge, Doğu Akdeniz ve komşusu Kuzey Afrika ülkeleri olan (Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Filistin Özerk Bölgesi, İsrail, Ürdün, Lübnan, Suriye) toplam on ülkeden, ikinci bölge ise Birliğin Doğu Komşuları olan ( Moldovya, Ukrayna, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan) toplam altı ülkeden oluşmaktadır. Bununla birlikte Rusya, AB’nin en büyük komşusu olarak iyi komşuluk ilişkilerine dahil olmaksızın “özel statü”den yararlanmıştır.26

Bu politikanın en önemli amacı ise Avrupa’da ortaya çıkan yeni kırılma çizgilerinin engellenmesidir. Bunun için Doğu Avrupa ülkelerinin ve Akdeniz ülkelerinin demokratik devletleri desteklenmelidir. Avrupa Birliğinin bu yaklaşımı Avrupa Akdeniz istikrar paktı olarak kurumsallaşmakla birlikte aynı zamanda bölge ülkelerin AB tarafından askeri bir yönteme başvurulmaksızın kontrol edilmesi ve AB’nin kendi politikasına göre yönlendirilmesidir. Avrupa Birliğinin amacı, bölge devletleriyle politika ve güvenlik gibi konularda özellikle Kuzey Afrika ve Güney Doğu ülkeleriyle işbirliği yapmak suretiyle Avrupalı değerlerin bu ülkeler tarafından benimsenmesinin sağlanması ve bu bölgelere istikrarın getirilmesidir. Avrupalı değerler ifadesiyle burada insan hakları, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü kastedilmektedir. Yine bu değerler bu pakta girmek isteyen üyeler için kıstas olarak öne sürülmektedir. Bu işbirliğinin şu alanlarda gerçekleşmesi öngörülmektedir: Bu bölgelerde uygulama alanı bulabileceği düşünülen Avrupa Birliği sözleşmelerinin öngördüğü politikalar, üye devletlerin tek taraflı politikalarının çok taraflı çerçeve antlaşmalarıyla tamamlanması ve farklı seviyelerde bulunan ülkelerin durumlarına göre stratejilerin geliştirilmesi. İyi Komşuluk ilişkileri aslında AB’nin 1994 yılında
uygulamaya koyduğu Akdeniz Ortaklık Projesi’nin bir tamamlayıcısı gibidir. Fakat bu proje “Barselona Süreci” olarak ilk başlatıldığı yıllardaki politik dinamiğini ve özelliğini kaybetmeye başlamıştır.

Avrupa İyi Komşuluk Politikası genel olarak Avrupa Güvenlik Stratejisi’yle birlikte
değerlendirilmelidir. Bu politikalar AB’nin dış ve güvenlik politikalarının temel
yönelimlerindeki çok taraflı ve küresel düzeyde paradigma değişikliğini ifade etmektedir. Bu paradigma değişikliğinin nedeni olarak ülkeler arasında çitler ve duvarlar örmek değil, daha çok alanlarda iş birliğini arttırmak olarak ifade edilmektedir. Bu proje, AB’nin temel politika araçlarını daha yoğunlaşmış bir şekilde bir araya getirmekte, bu yolla ortaklığın geliştirilmesi için klasik dış politika yöntemlerinin ötesine geçilerek, komşu ülkelerdeki reformlara ve
modernleşme süreçlerine daha fazla destek sağlanması olanağı getirmektedir. Bu anlamda  Soft Power-Politik” uygulamaya konularak ikili ve çok taraflı ilişkilerle politika, diyalog, ticaret, sosyal ve ekonomik işbirliği, kültürel değişim programları ve güvenlik alanında yapılacak işbirliği seçeneklerinin arttırılması hedeflenmektedir. Eşleştirme ve Teknik İşbirliği ve Bilgi Değişimi gibi programlar komşu ülkelerin kullanımı için hazırlanmakta, bu politikalar geliştirilen mali ve teknik yardımlarla da desteklenmektedir. Ayrıca, komşuluk politikasına dâhil ülkelerin Avrupa Pazarı’nda daha çok yer almaları desteklenmektedir. Uzun
vadede AB ile uyuma yönelik olarak bu ülkelerin siyasi, iktisadi ve sosyal yapılarını modernize etmeleri hedeflenmektedir.27

Buna yönelik olarak her komşu ülke ile ilgili olarak görüşmeler yürütülmüş ve özellikle politik öncelikler açıklanmaya çalışılarak “Aksiyon Programı” geliştirilmiştir. Bu aksiyon planı, ortak prensiplerden, işbirliği önceliklerinden oluşmaktadır. Ayrıca politik ilerlemedeki evrimin amacı ve yardım programları da bunun somut göstergeleridir.28

AB’nin AKP’yi geliştirirken içinde bulunduğu enerji sıkıntısını ve bunu aşma yollarını da politikaya dahil ettiği ve enerji söz konusu olduğunda demokratikleşmenin ikinci plana bırakıldığı da görülmektedir.29 Dünyanın en önemli petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olan Rusya, Hazar Bölgesi, Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesi AB’nin enerji bağımlılığını azaltacağı gibi tedarikçi ülkeleri de çeşitlendirecektir. Bu bakımdan her ülkenin kendi koşullarına uygun ilişkilerin geliştirilmesi Rusya haricindeki diğer bölgeler AKP üzerinden AB’ye yaklaştırılmaktadır.

AB’nin AKP çerçevesinde enerji işbirliğinde Azerbaycan dışında Ukrayna ve Gürcistan’ın enerji transit ülkeleri olarak önemli olduğu da görülmektedir. Enerji kaynaklarına sahip ülkelerle bu enerjinin taşınacağı transit ülkeler AKP’nin genel politikalarında eşit koşullarda bulunurken aynı zamanda da tek taraflı antlaşmalar da farklı ağırlıkları olmaktadır. Bu bağlamda Enerji AB’nin bölgesel ve küresel işbirliğinde enerji ve enerjinin taşıma güvenliğinde önemli bir yer tutmaktadır.30 AKP üzerinden kendi enerji güvenliğini sağlamaya çalışan AB diğer yandan da bölgeyi kontrol altına alarak düzenlemeye çalışmaktadır.

Sonuç

Avrupa Birliği’ni oluşturan üyelerin “Ortak Tehdit” ve “Güvenlik” algılaması konusunda uzlaşmaları, Avrupa Ortak Güvenlik ve Savunma Politikalarının temelini oluşturmaktadır.

Stratejik Güvenlik Belgesi’nin uygulanması Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasının etkili faaliyet kapasitesine sahip olması, onun güvenilir ve inandırıcı bir başlangıç yapmasına imkân sunabilir. AGSB, Avrupa zirvesi tarafından kabul edilen ilk güvenlik politikası belgesidir ve bu nedenle tarihi bir özellik taşımakta dır. Bu belgenin kabulüyle Avrupa Birliği’nde savunma ve güvenlik konusunda paradigma değişikliğine gidilmiştir. Avrupa Birliği kapasitesi dahilinde dünya çapında güvenlik konusunda sorumluluk üstlenmekte ve küresel bir oyuncu
olarak ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte çok kutuplu dünya fikri ve Amerika ile işbirliği vurgulanmakta bundan dolayı da hiçbir biçimde Amerikan Ulusal Stratejisinin karşıtı ya da rakibi gibi görülemeyeceğinin altı çizilmektedir. Güvenlik Stratejisi, Avrupa Birliği’nin kendi içinde bütünlüğünü gösterdiği gibi, yeni tehditlere karşı istekliliği ve Atlantik ötesiyle diyaloğun yoğunluğu vurgulanmaktadır. Belgenin üçüncü bölümündeki tarifin yeterince açık
olmaması önemli eleştiri konusudur. Çünkü herhangi bir müdahalenin Avrupa politikasına ne denli etkisinin olabileceği yeterince açıklanmamıştır. Avrupa Birliği, AGS’nin aktif, müdahale yeteneğine sahip ve tutarlı olması öngörülürken, bunların nasıl olacağı belirsizdir.

Bu bölüm somutlaştırılmamıştır. İran ve Arap ülkelerindeki gelişmeler doğrultusunda bu belge, aynı zamanda üye devletlerin kendi aralarındaki görüş ayrılıklarının giderilmeye çalışıldığı ve ortak dış politika geliştirdikleri bir deneme olabilir. Bunun dışında belgede üye ülkelerin aralarındaki görüş ayrılığına son vermeleri ve ortak dış politika geliştirmeleri çağrısı yapılmaktadır. Belgedeki belirsizliklere ek olarak, NATO–AGSP ve ABD-AB ilişkisinin nasıl olacağı detaylandırılmamış tır. Diğer bir ifadeyle, askeri ve sivil müdahaleler nasıl olacaktır?

NATO askeri müdahaleyi üstlenip AB’de diplomatik, ekonomik ve kriz önleyici önlemleri mi alacaktır? Yoksa bu iki organizasyon birbirinin rakibi ya da birbirlerinin tamamlayıcısı pozisyonunda mıdırlar? Bu ve benzeri sorular cevapsız bırakılmıştır.

Küresel ölçekte çatışma alanlarına bakıldığında NATO’nun öncü ve belirleyici bir rol oynadığını söylemek mümkündür. Libya krizinde olduğu gibi, NATO’nun sorunun çözümündeki gücü göz ardı edilememekte ve AB ülkelerindeki görüş ayrılığı ve ulusal öncelikler, birliğin çıkarlarından daha önce gelmektedir. Orta doğu ve dünyanın birçok yerinde çözülememiş çatışmalar bulunmakta ve bunlara sürekli yenileri eklenmektedir.

Devletin bir kurum olarak etkinliğini yitirmesi veya devlet olarak görevlerini yerine getirememesi kriminal olayların artmasına neden olmakta, yasa dışı göçleri teşvik etmekte ve denizlerde korsanlık gibi yasadışı gelişmelere neden olunmaktadır. Böylece çatışmaların çıktığı bölgeler, komşu devletler için de güvensiz bölgeler oluşturmaktadır. 
Terörizmin başka boyutlara taşınması ve organize suç örgütlerinin ortaya çıkması yeni tehdit biçimlerini de beraberinde getirmektedir. Bu gelişmelerden Kıta Avrupa’sının ve diğer bölgelerin etkilenmesi kaçınılmazdır.31 Buna ek olarak İran’ın atom konusunda çalışmaları oldukça yol kat etmiş olmakla bölgenin istikrarını ve silahsızlanma sistemini tehdit etmektedir. Buna karşın küreselleşmenin getirdiği sosyal ve ekonomik eşitsizliklere, bu ve benzeri yeni tehditler eklendiğinde sorunların çoğalmasına katkı sağlamaktadır.32 

Arap Baharı olarak adlandırılan gelişmeler Avrupa’nın jeopolitik çevresini de hareketli hale getirmiştir. Avrupa Birliği kurumsal olarak kendisi ve birlik üyeleri, komşuluk ilişkilerini yeniden değerlendirmek durumundadırlar.

KAYNAKÇA

Birincil Kaynaklar:

Berlin Plus agreement, EU-NATO Declaration on ESDP Mitteilung Der Kommıssıon, Europäische Nachbarschaftspolitik, Strategiepapier, Brüssel, den 12.5.2004 KOM(2004) 373 endgültig A Secure Europe In A Better World, European Securıty Strategy, Brussels, 12 December 2003 Vertrag über die Europaische Union vom 7.2.1992, Titel V “ Beschtimmung über die
Gemeinsame Aussen- und Sicherheitspoitik, Art. J.1

Größeres Europa - Nachbarschaft: Ein neuer Rahmen für die Beziehungen der EU zu ihren östlichen und südlichen Nachbarn. Kommıssıon Der Europäıschen Gemeınschaften. Brüssel, den 11.3.2003. KOM(2003) 104 endgültig
Communıcatıon From The Commıssıon European Neighbourhood Policy Strategy Paper. Brussels, 12.5.2004 COM(2004) 373 final

İkincil Kaynaklar:

Ebert, Berit:Die Beue Welt Ordnung Als Strategiefrage? Sicherheitspolitische Divergenzen zwischen EU und USA, Tectum-Verlag; Auflage, Marburg, 1., Aufl. 2008 

Fargane, Youssef: Mittelmeerpolitik der europaischen Union und die Euro-Mediterranne

Partnerschaft: Herausforderungen und Perspektiven des Barcelono- Prozess seit November 1995, Grin Verlag. Münnchen. 2004

Birke, Gero: Die EU als neuer internationaler außenpolitischer Akteur- Profilierung durch Unterstützung der UN, Grin Verlag, München 2004

Frohlich, Stefan: Integrationspolitik als Krisenpraventionspolitik? - Die globalen
Herausforderungen an die EU. In: Kirt, Romain (Hrsg.),: Die Europaische Union und ihre Krisen. Baden-Baden: Nomos. 2001

Hans-Georg Ehrhart: Abschied vom Leitbild „Zivilmacht“? Konzepte zur EUSicherheitspolitik nach dem Irak Krieg. Varwick;Johannes Knelangen,Wilhelm(Hrsg): Neues Europa - alte EU? VS Verlag für Sozialwissenschaften, Wiesbaden 2004

Jünemann, Annette/Knodt, Michèle: Explaining EU-Instruments and Strategies of EU Democracy Promotion. Concluding Remarks, in: dies. (Hrsg.): Externe Demokratieförderung durch die Europäische Union. Baden-Baden 2007

Katsioulis, Christos: Eine Zukunftsagenda für die Europäische Sicherheits- und
Verteidigungspolitik (ESVP). FES Internatonale Politikanalyse. Juli 2009

Kaiser, Karl: Ein unaufliislicher Zusammenhang: Sicherheit und Integration. In: Weidenfeld, Werner (Hrsg.),: Die Identitat Europas. Miinchen: Hanser.1985

Kernic, Franz: Aussenbeziehung der Europaischen Union, Peter Lang GmbH, Frankfurt am Main, 2007

Kempe, Iris:Eine neue Ostpolitik. Eıropas Antwort auf die osteuropäischen
Regenbogenrevolutionen, in: Osteuropa 55, 9 (2005)

Kempin, Ronja, Overhaus, Marco: Europa Braucht eine neue Sicherheitstrategie. SWPAktuel 10. Berlin Februar 2012

Leutner, Harald: Die Auswirkung der Wirtschaftskriese auf die europaischen Arbeitsmarkte. Grin Verlag. Norderstedt Germany, 2007.

Lippert, Barbara: Europäische Nachbarschaftspolitik, in: Weidenfeld/Wessels, Europa von A – Z., Baden-Baden Namos 2005.

Perthes, Volker: Der Mittelmeerraum, dernahöstliche Friedenprozess und die Europäische Union: Die Suche nach einer politischen Rolle. In: W.Zippel(Hrsg.). Die Mittelmeerpolitik der EU. Baden-Baden: Namos. 1999

Rühle, Michael:Brauchen die USA die NATO noch?, in: Erich Reiter (Hrsg.), Jahrbuch für internationale Sicherheitspolitik 2003, Hamburg-Berlin-Bonn 2003

Senghaas, Dieter: Friedenszonen. In: Kaiser, Karl und Schwarz, Hans-Peter(Hrsg.),: Weltpolitik im neuen Jahrhundert. Baden-Baden: Nomos. 2000

Severin Fischer/Barbara Lippert: Energieaußenpolitik und Nachbarschaft. Die EU-Politik auf dem Prüfstand, in: Osteuropa 11/2009

Solana , Javier : Ein Sicheres Europa in Einer Besseren Welt Europäischer Rat Thessaloniki, 20/06/2003

Zürn, Michael/Binder, Martin (Andreas Hasenclever, Klaus-Dieter Wolf, Michael Zürn Hrsg.):  Dekonstruktion oder Rekonstruktion der transatlantischen Sicherheits beziehungen?
Bedinungen erfolgreicher koorperation. İn Macht und Ohnmacht internaionaler İnstitutionen. Campus Verlag GmbH, Frankfurt/Main, 2007

İnternet Adresleri:

http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cmsUpload/0311%20Berlin%20Plus%20press%20note%20BL.pdf
http://www.bpb.de/mediathek/342/erweiterter-sicherheitsbegriff
http://www.bpb.de/mediathek/342/erweiterter-sicherheitsbegriff

DİPNOTLAR;

1 Vertrag über die Europaische Union vom 7.2.1992, Titel V “ Beschtimmung über die Gemeinsame Aussenund
   Sicherheitspoitik, Art. J.1 (ODGP .ortak dış ve güvenlik politikası)
2 Leutner, Harald: Die Auswirkung der Wirtschaftskriese auf die europaischen Arbeitsmarkte. Grin Verlag.
   Norderstedt Germany, 2007. S.23
3 Zürn, Michael/Binder, Martin (Andreas Hasenclever, Klaus-Dieter Wolf, Michael Zürn Hrsg.): Dekonstruktion
   oder Rekonstruktion der transatlantischen Sicherheits beziehungen? Bedinungen erfolgreicher koorperation. İn
   Macht und Ohnmacht internaionaler İnstitutionen. Campus Verlag GmbH, Frankfurt/Main, 2007, S.48
4 Dokumentation: Europa in der Welt, Mitteilung der Komission vom Juni 2006. KOM(2006)278 endgültig.
   Brüssel, den 08.06.2006. S.11
5 Hans-Georg Ehrhart: Abschied vom Leitbild „Zivilmacht“? Konzepte zur EU-Sicherheitspolitik nach dem Irak
   Krieg. Varwick;Johannes Knelangen,Wilhelm(Hrsg): Neues Europa - alte EU? VS Verlag für
   Sozialwissenschaften, Wiesbaden 2004. S. 153-158
6 Kaiser, Karl: Ein unaufliislicher Zusammenhang: Sicherheit und Integration. In: Weidenfeld, Werner (Hrsg.),
   Die Identitat Europas. München/Hanser: 1985 S.173
7 Senghaas, Dieter : Friedenszonen. In: Kaiser, Karl und Schwarz, Hans-Peter (Hrsg.),: Weltpolitik im neuen
   Jahrhundert. Baden-Baden: Nomos2000. S.404-408
8 Frohlich, Stefan: Integrationspolitik als Krisenpraventionspolitik? - Die globalen Herausforderungen an die
   EU. In: Kirt, Romain (Hrsg.), Die Europaische Union und ihre Krisen. Baden-Baden: Nomos, 2001 S. 269-285.
9 Gero Birke: Die EU als neuer internationaler außenpolitischer Akteur- Profilierung durch Unterstützung der
   UN, Grin Verlag, München 2004, S. 14.
10 Kempin, Ronja, Overhaus, Marco: Europa Braucht eine neue Sicherheitstrategie. SWP- Aktuel 10. Berlin
    Februar 2012. S. 1.
11 Salona, Javier: Europa muss neue zum neue Gobalplayer werden. Der Standart.
    http://www.bpb.de/mediathek/342/erweiterter-sicherheitsbegriff
12 a.g.e
13 Ein Sicheres Europa in Einer Besseren Welt Europäische Sicherheıtsstrategie Brüssel, den 12. Dezember 2003. S.11
14 Michael Rühle, Brauchen die USA die NATO noch?, in: Erich Reiter (Hrsg.), Jahrbuch für internationale
    Sicherheitspolitik 2003, Hamburg-Berlin-Bonn 2003, S. 359 - 374.
15 Meyers, Reinhard: Erweiterte Sicherheitsbegrif. Bundeszentrale für politische Bildung und John-F.-Kennedy-
    Insitut der FU Berlin. 
   http://www.bpb.de/mediathek/342/erweiterter-sicherheitsbegriff   Erişim tarihi 13.Nisan 2012
16 Bkz. Ein Sicheres Europa in Einer Besseren Welt Europäische Sicherheıtsstrategie Brüssel
17 Solana, Javier: Ein Sicheres Europa in Einer Besseren Welt Europäischer Rat Thessaloniki, 20/06/2003. S.2
18 Ebert, Berit: Die Beue Welt Ordnung Als Strategiefrage? Sicherheitspolitische Divergenzen zwischen EU und
    USA, Tectum-Verlag; Auflage, Marburg, 1., Aufl. (5. August 2008), S.23
19 Bkz. Europa in Bewegung Europäische Kommission Generaldirektion Presse und Kommunikation Manuskript
    abgeschlossen im Juli 2004. S11
20 Berlin Plus agreement:
    http://www.consilium.europa.eu/uedocs/cmsUpload/03-11-11%20Berlin%20Plus%20press%20note%20BL.pdf
21Katsioulis, Christos: Eine Zukunftsagenda für die Europäische Sicherheits- und Verteidigungspolitik (ESVP).
    FES Internatonale Politikanalyse. Juli 2009. S.7.
22.Bkz.Europa in Bewegung S.17
23 Lippert, Barbara: Europäische Nachbarschaftspolitik, in: Weidenfeld/Wessels, Europa von A – Z.,.Baden-
    Baden Namos 200, S. 163-167
24 Größeres Europa - Nachbarschaft: Ein neuer Rahmen für die Beziehungen der EU zu ihren östlichen und
    südlichen Nachbarn. Kommıssıon Der Europäischen Gemeinschaften. Brüssel, den 11.3.2003. KOM(2003) 104 endg. S.3
25 Kempe, Iris:Eine neue Ostpolitik. Eıropas Antwort auf die osteuropäischen Regenbogenrevolutionen, in:
    Osteuropa 55, 9 (2005), S. 21-34
26 Mitteilung Der Kommıssıon, Europäische Nachbarschaftspolitik, Strategiepapier, Brüssel, den 12.5.2004 KOM(2004) 373 endgültig
27 Perthes, Volker: Der Mittelmeerraum, dernahöstliche Friedenprozess und die Europäische Union: Die Suche
    nach einer politischen Rolle. In: W.Zippel(Hrsg.). Die Mittelmeerpolitik der EU. Baden-Baden: Namos. 1999, S.174.
28 Communıcation From The Commission European Neighbourhood Policy Strategy Paper. Brussels, 12.5.2004
    COM(2004) 373 final S.9-10
29 Jünemann, Annette Knodt, Michèle: Explaining EU-Instruments and Strategies of EU Democracy Promotion.
    Concluding Remarks, in: dies. (Hrsg.): Externe Demokratieförderung durch die Europäische Union. Baden-
    Baden 2007, 353-370.
30 Severin Fischer/Barbara Lippert: Energieaußenpolitik und Nachbarschaft. Die EU-Politik auf dem Prüfstand,
     in: Osteuropa 11/2009. S.53-71
31 Gero Birke Die EU als neuer internationaler außenpolitischer Akteur- Profilierung durch Unterstützung der
    UN. Grin Verlag. Münnchen, 2007, S. 14.
32 Katsioulis,Christos und Maaß Gero: Europäische Integration Zukunftsperspektiven als Sicherheits- und
    Wohlfahrtsunion. Kompass 2020. Friedrich-Ebert-Stiftung, Bonn/Berlin 2007. S.5.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder